Yukarıdaki ekşi sözlük entrisini görünce, Jordan Peterson’un Kişilik ve Dönüşümleri dersindeki şu bölüm aklıma geldi:
“İlişkilerin uzun ömürlü olması konusunda, 1970’lerde yapılmış harika bir araştırma var. Dr. Robert Levenson ve Dr. John Gottman çiftlerden 15 dakika boyunca bir problem üzerinde tartışmalarını istemişler ve daha sonra kaydettikleri bu tartışmadaki etkileşimlerin kaçının pozitif, kaçının negatif olduğunu saymışlar. 9 sene sonra da çiftleri kontrol ederek hangilerinin beraberliğe devam ettiklerine ve hangilerinin boşanmış olduklarına bakmışlar ve bu şekilde ilişkilerin bitip bitmeyeceğini %90 oranında doğru tahmin eden bir sonuç bulmuşlar.
Soru şu: “İlişkinin istikrarlı kalması için partnerinizle aranızdaki etkileşimde her bir negatif etkileşime karşı kaç pozitif etkileşim olmalı?”
Bu oran bire bir de olabilir, bir negatife karşı yüz pozitif etkileşimde olabilir. Ve bu oranı kullanarak ilişkinin tatminkar ve uzun süreli olup olmadığını tahmin etmeye çalışabilirsiniz.
Aklınızdan ilk geçen şey oranın bir negatife yüz pozitif gibi bir şey olması gerektiği ve bu tür neredeyse sadece iltifat ve saadet dolu ilişkilerin daha uzun ömürlü olacağıdır. Ama gerçek bu değil. Araştırma sonucu ortaya çıkan şu ki optimal bir oran var.
İlişki, üç pozitife bir negatif oranının altına düşerse darmadağın oluyor. Bu çok negatif zira insanlar negatif duyguları pozitif duygulara göre çok daha yoğun hissederler ve bir hareketinizle vereceğiniz acı, mutluluktan çok daha fazladır. Yani 3’e bir ilişki oldukça yorucudur ve insanlar bu ilişkiler içinde kalmazlar.
Altın oran 5’e 1. Ama eğer on bir pozitife bir negatif oranının üstüne çıkarsanız, ilişki yeterince yorucu değildir.
Yeterince yorucu değil ne demek? Şöyle soralım, bir ilişkiden beklentiniz nedir?
Tamamen saadet beklediğinizi düşünebilirsiniz. Ama görünen o ki gerçekten istediğiniz şey bu değil. Daha çok uğraşabileceğiniz, çekişebileceğiniz birini istiyorsunuz. İstediğinizi yaptırabileceğiniz bir ayak paspası istemiyorsunuz. Her şeyin çok kolay olmasını istemiyorsunuz.
Bu, filozof Kierkegaard şeyleri insanlar için daha zor yapmak gerektiğinden ve insanların buna ihtiyaç duyduğundan bahsederken anlattığı fenomene benziyor. Bunu siz de çok iyi biliyorsunuz. Eğer size tapan, her dediğinizi onaylayan, size sadece pozitif geri bildirim veren biriyle birlikteyseniz, bu kişiye olan saygınızı neredeyse anında kaybedersiniz ve daha ilginç birini bulmak üzere bu kişiden kaçarsınız. Bunun nedeni bence kısmen şu:
Beraber olduğunuz insanın sizi zorlamasını istersiniz. Böylece görece iyi bir gündelik hayata ve beraberce yeterince barışçıl bir ortama sahip olmakla kalmazsınız, aynı zamanda da karşılıklı dönüşüm sürecinden kopmamak için yeterince gerilime de sahip olursunuz.
Bu aynı zamanda insanların negatif ilişkilerde kalmaya devam etmesini de açıklıyor. İki sene önce “zamanın yarısında acınası durumda olacağım biriyle olmak istiyorum” demezdiniz yani bunu asla böyle söylemezdiniz ama aslına bakarsanız gerçekten istediğiniz şey bu olabilir.”
Ekşi sözlük entrisindeki adama gelelim: Tek numarası kendini feda etmek olan, hep iyi olalım diye her çatışmada teslim olan, karşısındaki ne yaparsa yapsın iyi olmazsam onu kaybederim kaygısıyla yaşayan korkak, zayıf ve omurgasız biriyle olacaktı. Aklı varmış sevmemiş. Kimse de sevmez. Kendisine biri böyle davransaydı, kendisi de onu sevmeyecekti.
Bu yazıyı, bir dediğini iki etmedim, hep sevdim, hiç kavga etmedim, hep kendimden verdim ama neden bitti diye düşünenlere armağan ediyorum.
Yazıyla alakasız veya 500 kelimeyi geçen yorumlar cevaplanmıyorlar. "Yazıyla alakasız ama ..." ya da "en son yazı bu olduğundan buraya yazdım" diye başlamanız kurtarmıyor. Mahmut Abi ile özel görüşme yapmak isterseniz Erkek Adam Sanal Görüşme sayfasından sanal görüşme ayarlayabilirsiniz. Not: Burada soru sırası çok yüksek, Patreon destekçilerini, Patreon'da cevaplamaya öncelik veriyorum.
baya anlamsiz bir yazi olmus sanki ?
Sen anlamamışsın sanki.
Bu kadarcik elestiriyi bile kaldiramiyorsun sanki
Herhangi bir eleştirin yok. Tek kelimeyle eleştiri olmaz. Bu yazı senin için anlamsız muhtemelen.
Elestirinin kac kelimeyle nasil olacagini bile kendi belirleyen biri icin olumlu olmayan her degerlendirme anlamsizdir muhtemelen
Kardeş adam eleştiriyi kaldıramasa sizi sayfadan ziktir edebilirdi ama paylaşmış orada.
Nesi olmamış? Eleştiri “bu yazı anlamsız” denerek olmaz. Eleştiri, “sen böyle böyle diyorsun ama aslında şöyle şöyle ayrıca şu şu araştırmalar/kimseler aksini söylüyor.” şeklinde olur.
tatava yapma .
Sen anlamamışsın moruk
berk ne arıyorsun len burada
Yazıda kendini göremediysen anlamsız gelmiş olabilir, ama böyle eleştirileri sebepleriyle birlikte yapman belki bizi daha doğru bir yola ulaştıracak.Sonuçta insanoğlu sorgulayarak doğruyu arayıp , onu bulmuştur.
baya anlamsız olmamış, baya baya anlamak istememişsiniz. Kendinize göre uyarlamış ve ters düştüğünü görünce YANLIŞ olduğunu düşünmüşünüz..
Kardes biten butun iliskilerim aman kafam s.kilmesinde ne olursa olsun modunda olduğum için bitti emin ol sana anlamsız gelen şeyler kimilerin hayatini kurtarabilir
Sürüye ayak uydurmak istemezdim ama değinmeden edemeyeceğim. Yorumunun üzerinden 7 ay geçmiş fikrin değişmiş olabilir. Bu yazı ilişki içerisinde negatife her zaman pozitif karşılık vermenin getirisinin iyi olacağını sanan adamlar (O adamların burada ne işi var demek lazım aslında da…) için oldukça yararlı. İlişkide betalaşan veya sorunların üstesinden sadece pozitif karşılıklar ile gelebileceğini sanan erkekler için de yararlı bir yazı. Çünkü hiçbir zaman ikili ilişkilerde kedi gibi davranan el üstünde tutulmaz, değer görmez görse dahi kendi gösterdiği gibi göremez. Kim sürekli ona her şeyin peri masalı gibi olduğunu olacağını veya olması gerektiğini söyler gibi konuşan, tüm negatifliklere böyle karşılık veren… Read more »
Mahmut ağabey uzun süreli iliski içinde bu çekisme güzel ama bir de karın ağrısı olan kizlarla uzatmamak gerektiğini söylüyorsun hep. Süt liman iliski olmaz tartisma olacak ve erkek olrak duygusal gücümüzü koruyup sarsilmadan bunlardan siyrilmamiz gerekli ama karın agrisi model ile normal sinirdaki tartismayi nasil ayirt edicez 5e 1 oran var ama gunluk hayatta bunu sayamayiz cunku 15 dakikalik bir deney degil.40 yaşındasın ben 26 yaşındayım. Kızların trip atmasi ve hır çıkarması oralarda da devam ediyor mu yoksa bunlar 20 25 aralagindaki hatunlara mi has.
5 pozitife 1 negatife karın ağrısı diyorsan sen fazla duyarlı bir erkeksindir. Kız karın ağrısı değil.
5 pozitife 1 negatif karin agrisidir demiyorum abi yazida bu var anlamında var dedim. bunu sayamamaktan bahsediyorum gunluk hayatta. çetele tutar gibi bunlari gozlemlemeli miyiz yani
saymak istemiyorsan saymadan anlarsın saymak istiyorsan sayarak sen ana fikire odaklan
Yazıksize olayı anlamış.
Bence burada ortalama bir orandan bahsedilirken aslında anlatılmak istenen olay pozitif ve negatifin dengesini kurmamızı sağlamamız gerektiğidir.5 e 1 oranını her seferinde tutturmaya çalışmak mükemmelliyetçilik olur.Mantığı anla ,bırak geriye kalanı aklın halletsin
Şu yazıyı çok muhabbet tez ayrılık getirir atasözünü kanıtlayan özüyle anlamak yerine oran tutturmaya çalışan adam ağır sosyal özürlüdür maalesef.
Üstat pozitif etkileşim / negatif etkileşim kavramları biraz soyut ve hatalı anlamaya gebe bir tanımlama gibi durmuş. Örnek varsa dinlemek isteriz. Bu arada bu site sayesinde dönüştüğüm “adam” olan halimle 2 yıllık bir ilişki yürütüyor idim. Karşılıklı saygı eşiğinin aşılması ile yıprandı ve son buldu. 1 hafta oldu No contact uyguluyorum. Eğer bu oranları biraz açarsak yeni dersler çıkacağıma eminim.
Saygılar.
Ayrıntıda boğuluyorsunuz. Ana fikir, her şeyin toz pembe olduğu ilişkiler uzun sürmüyor. Bu özellikle zıtlık arayın anlamına gelmiyor ama iki insan bir aradayken mutlaka çatışır ve toz pembe görünümlü ilişki bir tarafın bu çatışmaları sürekli kaybederim korkusu ile alttan alması, yine kaybederim korkusu ile aşırı ilgi göstermesi, vs. ile olur. Ve bu da genellikle kabetme korkusu ile davrananın kaybetmesi ile biter.
Çerçevenin sarsılmasına izin vermeden , eğlenen ustalık ile birlikte bilinçli şekilde yapılırsa iyi sonuçlar elde edilebilir. Tabaklarda denemeyiniz. 1 sene ve fazla süresi olan ilişkiler için kullanılması önerilir. Bir önce ki yazıda uyumlu uyumsuz örneğine bakarak uyumsuz olmanın aslında kelime anlamı gibi kötü değil aksine olması gereken olduğunu anlayabiliriz.Yoksa Oneitisim Oneitisim sen dur ben ölem kalbine girem kafasıyla bu iş yürümez.
Anlamadığınız yazıya illa yorum yazmak zorunda değilsiniz.
İnsanlar üzerinde deney yapmışlar, maymun deneyi istemek niye?
Açıkçası negatif insanları çekemiyorum artık. Tabii yukarıdaki “Bu yazıyı, bir dediğini iki etmedim, hep sevdim, hiç kavga etmedim, hep kendimden verdim ama neden bitti diye düşünenlere armağan ediyorum.” Sözü çok şey anlatıyor o ayrı. Şu zamana kadar edindiğim tecrübe kadınların çoğu dramayı seviyor. bu zamana kadar yaşadığım ciddÎ sorunlara bakınca, bu saçmalıklara ayıracak bir dakikam bile olmadığını düşünüyorum.
Çapkın Bir abim, “kızlara arada sırada bile bile yalandan hır çıkaracan ki değerin olsun, seni bırakamasınlar”derdi.
Bu yazıdaki ilişkide GERİLİM olmalı cümlesi, nedense bende bu nasihati canlandırdı.
Ben özellikle güzel hatunlara mutlaka yokuş yapıyorum ozellike ilk tanışmada, sonra ilişkiye dönerse arada bilerek hır çıkarıyorum
Yazının çeviri kısmını anlamak ta zorlandım. Hatta anladım bile diyemem. Çeviridenmi, orijinal anlatımından mı,anlama kapasitem mi ? tam karar veremedim. Anladım birşeyler de doğrumu anladım belki o na karar veremedim. Başlığa, Entry de yazılanla, Mahmut bey in sonuça bağladığı kısıma göre şunu söyleyebilirim. Sevgi konuşulacak bir şey değildir. Yaşanacak bir şeydir. Eğer konuşulmaya başlanmışsa sevgi ihtiyacı karşılanmıyor demektir ki ilişkinin kısa veya uzun hele ki ideal olma durumu düşünelemez bile. Bunu yaşamak zorunda olanlar için çevirideki araştırma ve sonuçları önemli olabilir. Ayrıca şu uyarıyı da yapmam gerekli sanırım. Günlük veya kısa ilişkilerle, uzun ömürlü ilişkileri veya evlilikleri İLİŞKİLER kapsamın da… Read more »
Mahmut Abi, uzun sureli bir iliskin oldugunu biliyoruz pek cogumuz. Merak ettigim konu, sen hic catisma yasiyor musun abi? Ve baska bir konu da, her firsatta kadinlarla catismaya ya da tartismaya girmemeyi, en kotu ihtimalle ceketi alip cikmayi ogutledin. Bu 5’e 1 negatif durum bir istisna midir (yani tartismaya girdigin bir durum mudur) yoksa o 1 ceketimizi alip ciktigimiz an midir? Sen bu konuda nasil bir denge tutturuyorsun? Tesekkurler
En kötü ihtimalle ceketi alıp çıkın demedim, karşınızdaki kavga çıkarma ve sürdürme niyetiyle devam ediyorsa çıkın dedim. Yoksa her çatışmada kaçın demiyorum. Kadınlar negatif duygulara daha yatkın olduklarından genelde küçük bir problemi büyütürler, erkeklerin mizacı da bu problemleri küçültmektir.
Uzun süreli ilişkide çatışma yaşamamak mümkün mü? Yaşıyorum tabii ki.
Mahmut abi burda ki negatif tam olarak neyi ifade ediyor ? Bir konu üzerinde tartışırken negatifi vereyim diye kavga edip, duygusal olarak zayıf görünmek değildir sanıyorum, o zaman nedir nedir ?
Çiftin bir sorunu çözerken birbirlerine soğuk, kızgın, aşağılayıcı, vs. davrandığı ya da zıt gittiği yerler.
Ama siz ayrıntıda boğuluyorsunuz. Ana fikir, her şeyin toz pembe olduğu ilişkiler uzun sürmüyor. Bu özellikle zıtlık arayın anlamına gelmiyor ama iki insan bir aradayken mutlaka çatışır ve toz pembe görünümlü ilişki bir tarafın bu çatışmaları sürekli kaybederim korkusu ile alttan alması, yine kaybederim korkusu ile aşırı ilgi göstermesi, vs. ile olur. Ve bu da genellikle kabetme korkusu ile davrananın kaybetmesi ile biter.
Son paragraftaki tecrübesiz arkadaşlar bu yazıyı çıktı alıp dolaplarına asabilirler..
Uzun süreli ilişki yaşayabilmek için, 5 pozitif hatun ve 1 negatif hatun bulmamız lazım..
iyiydi bu 😀
5 yeter mi ? Hiç sanmıyorum sar bana ordan 10 tane :))
Tartışmada kadın sesini fazlaca yükseltti, (bir negatif etkileşim) sonra elini adamın dizine koyarak (birinci pozitif etkileşim) sesini yumuşattı (ikinci pozitif etkileşim). Adam elini kadının elinin üzerine koyarak sessiz özrünü kabul etti (üçüncü pozitif etkileşim) ve on beş dakikalık videoyu izleyen, değerlendiren, notlarını alan iki doktor dokuz sene sonra çiftin hala birlikte olduğunu gördü. Doktorlar altın oran olarak bir negatife beş pozitif etkileşimin sağlıklı olduğuna karar verdi. Biz denek olmadığımız için kendimizi böyle izleyip değerlendiremeyiz. Zaten bu tepkiler anlık, ama oluşması yıllar süren karakterin sonucular. Yani olay bugün üç kötü şey yaptım yarın on beş iyi şey yapmalıyım değil. Tek tek… Read more »
12 ay askerlik yapıyorum. Acemilik bitti izne geldim ve terk edildiğimi öğrendim. Bu süreçte yaşanan her şey bu sitede 4 yıldır defalarca yazılan şeyler olduğu için klasik bir terk edilme oldu. İdeal ilişki oran falan umrumda değil artık. Tabak çevirmek için de yorgun hissediyorum. Zaten doğudaki bir komando birliğindeyim.
26 yaşındayım ve uzuuuun bir süre bu mevzulardan uzak kalacağım.
Askerde terk edilmek çok sık rastlanan bir şey ve aslına bakarsan askerde yalnız olmak daha iyi. Kafanı dinlersin. İlişkileri bu kadar ciddiye almayın. 90%’ı bir yerde biter ve gittiği yere kadar.
Sporunu yap, bedenini ve zihnini dinç tut. Gerisi bir hâl olur.
3 yıllık ilişkide kızın eve gelmek istememesi normal mi ? Daha önce geliyordu.
Normal değil.
Abi biz erkek arkadaşımla ayrıldıktan bir ay sonra tartışmak için gittiğimde bir anda sarılıp birbirimizi çok özlediğimizi gösterdik. Ama ben ona barışmaya gelmedim dedim o da zaten bunun olmayacağını biliyorsun dedi. Sonra aynı işyerinde bulunduk. Konuştuk. Gayet normal iyi sevgiliymiş gibi. Ben arkadaşlarına ayrıldığımızı söyledin mi dedim o da onlar anladı dedi. Sonra ben tekrar barıştığımızı nasıl söyleyeceksin diyince benim ağzımdan laf bi kere çıkar dedi. Bunun üzerine arkadaşı yanımıza geldi konuştuk güldük erkek arkadaşım bu sırada sevgilimmiş gibi barışmışız gibi konuştu. Akşam da bir araya geldik, yakınlaştık. Bunun üzerine de zaman geçtikten sonra sevgili miyiz diye sorunca ne saçma… Read more »
Sevgiliyiz ama bu bir geçiş süreci mi? Bu durumu nasıl düzeltebilirim? Alakasız bi şekilde aramalı mıyım yoksa hiç aramamalı mıyım? Biz barıştık sevgiliyiz demiş işte. Aynı soruyu 100 kere sorsan ne değişecek?
Aramak ulaşmaktır, arıyor mesaj atmıyor saçma bir laf.
Sevgilisiniz diye devam et bir süre sonra bunun aksine şeyler varsa konuşursun. Ama mesaj atmıyor fakat arıyor saçmalığını çok duyuyorum. Arayan adam neden mesaj atsın?
Durduk yere değil ama ben aradıysam ya da bişey söylemesi gerekirse, bir de her gün geliyor. 1,5 senelik bi ilişki son zamanlarımız çok sıkıntılıydı bir ay ayrı kaldık. Soğuduğu için mi bu şekilde davranıyor? Ya da ayrılık süreciyle alakalı sorularım var ya da ileride ne olacak diye bunları konuşmayı ertelemeli miyim? Kavga etmeden önce evlilik ile ilgili konuşuyorduk. Ben dün ona evlenecek miyiz sence nasip dedi sonra istemiyor musun ki dedim o da uyuyacağım hadi yarın erken kalkacağım dedi. Ben ne olduğunu anlamaya çalışıyorum. Son demleri mi oynuyoruz yoksa ben gururluyum laf ağzımdan bi kere çıkar dedi diye mi savaşıyor… Read more »
Soğuduğu için mi bu şekilde davranıyor? Soğuduysa üstüne gidersen daha da soğur.
Evlilik gibi mevzuları ve diğer konuşacağın şeyleri 3 – 4 hafta sonra konuş.
O zaman onu aramamalı mıyım onu? Çünkü ben aradıktan sonra bana dönüyor. Davranış olarak sevildiğimi hissediyorum. Ama sözel olarak böyle bişey söylememeye özen gösteriyor. Çaba harcıyor söylememek için davranışları başka şekilde tezahür ederken
Sen aramadin mi sana hic donmezse o zaman senden ne kadar hoslandigini gorursun zaten. 2 sen ariyorsan, 1 onun aramasi lazim.