Bu hikaye muhtemelen, bugün okuyacağınız en önemli at hikayesi ya da en azından ilk üçe girecektir.
Çocukken sık sık İskoçya’yı ziyaret eden birini tanıyorum. Adamın İskoçya’daki akrabaları, at arabaları ile evlere süt dağıtma işiyle uğraşıyorlardı. Ellerindeki atlardan bir tanesi, adamın şu an adını hatırlayamadığı, beyaz bir at, ailenin en değer verdiği attı.
Bu zeki at tüm süt dağıtım rotasını ezbere biliyordu. Öyle ki neredeyse hiç yönlendirilmeden hangi yolu gideceğini ve hangi evlere uğrayacağını öğrenmişti (her evin ne kadar süt aldığını da öğrenmişmiydi? Bilmiyorum, adam bundan bahsetmedi.)
Beyaz at aynı zamanda çok iyi huyluydu. Diğer atlardan farklı olarak, hiçbir zaman inatçı davranıp sahibine karşı gelmiyordu. Ve hiçbir zaman da mola istemiyordu. Hergün neredeyse hiç durmadan kendisinden isteneni yapıyordu.
Beyaz at aile için hayatı oldukça kolaylaştırıyordu ve aile de onu çok seviyordu – ya da daha doğrusu sözde çok seviyorlardı. Söyledikleri ile yaptıkları birbirini tutmuyordu. En çok yükü beyaz ata taşıtıyorlardı. En çok beyaz atın sağlığını ihmal ediyorlardı. Onu sürekli çalıştırmalarına rağmen ona çok az özen gösteriyorlardı.
İhmal edilen yük beygirlerinin çok acı veren kemik hastalıklarına yakalandıklarını duymuştum. Sonuçta nedeni ne olursa olsun, adamın anlattığına göre beyaz at genç yaşta öldü. Aile onu ölümüne çalıştırmıştı.
Soru: insanlar mı atları eğitirler, atlar mı insanları? Her iyi davranışçı size bunun iki yönlü bir etkileşim olduğunu söyleyecektir. Daha az uyumlu atlar, beyaz attan daha uzun ömürlüydüler ve bunun nedeni kısmen sahiplerinden daha çok şey talep etmeleriydi.
Bu hikayeyi bana anlatan adam, beyaz attan üzüntü ve yakınlık ile bahsetmişti. “Ben de bütün hayatım boyunca bu beyaz at oldum” demişti. Çevresindeki birçok kişi onun çalışkanlığını ve uyumlu doğasını süistimal etmişti. (Adam artık yeter demişti ve değişim sürecindeydi).
Çok sayıda erkek, beyaz at rolünü oynar. Bu döngüyü kırmak demek, insanları eğitmek demektir ve bu da roket bilimi değil. Bir at süt dağıtım rotasını ezberleyebiliyorsa, bir erkek de “evet lütfen”, “hayır teşekkür ederim” veya “siktir git” demeyi öğrenebilir. Bunlar basitlerdir, ama kolay olmayabilirler.
Beyaz at kendi doğasına göre davranıyordu ama beyaz at gibi davranan erkeklerin iki doğası vardır: birisi, başkalarına vermek için ısrar ederken diğeri bu verdiklerini kabul eden insanlardan nefret eder. Bu erkeklerin kişiliğinin yarısı “izin ver ödeyeyim” derken diğer yarısı da “bu üç oldu, bir kere de ben ödeyeyim de, bencil o.ç.” der. Bu erkek, kendi aleyhine olacak şekilde, ikiye bölünmüş biridir.
Bu çatışmayı çözmek zordur ama beyaz at olacak kadar gücü ve dayanıklılığı olan herkes, bir kez artık yeter dedi mi, bu alışkanlığından kurtulacak donanıma da sahiptir.
Çeviri: Beyaz at
Yazıyla alakasız veya 500 kelimeyi geçen yorumlar cevaplanmıyorlar. "Yazıyla alakasız ama ..." ya da "en son yazı bu olduğundan buraya yazdım" diye başlamanız kurtarmıyor. Mahmut Abi ile özel görüşme yapmak isterseniz Erkek Adam Sanal Görüşme sayfasından sanal görüşme ayarlayabilirsiniz. Not: Burada soru sırası çok yüksek, Patreon destekçilerini, Patreon'da cevaplamaya öncelik veriyorum.
Aynisini yasadim 2-3 sene once. Hep yuzume karsi ne kadar terbiyeli ve uyumlu birisi isine o kadar bagliki digerleri kadar uzun molalar vermiyor deniliyordu ama degere gelince uzun mola veren uyumsuz arkadasa daha cok onem veriyorlardi. Uyumlu olmak iyi birsey eger diger is arkdaslarinda uyumluysa tabi. Asla odadaki en uyumlu kisi olmayin
Yazmayacaktım ama denk gelince demeden edemedim, senin sorunun “işyerinde uyumlu olmak” değil, “uzun molalar vermemek” değil, bunlar senin yaratıyor olduğun değerin parçalarından, e o zaman sorun ne diyeceksin, sorun talep etmemen, talep etmek sadece “bana önem ver” ya da “bana özen göster” diyerek ya da daha incelikli sözler sarfederek olmaz, bu bir yaklaşımdır ama bu şekilde ya eksik kalır ya da çoğu zaman -insan doğasının kendine has mekanizmaları sebebiyle- geri teper.. Kişi, nasıl talep edeceği üzerinde biraz kendi kendine düşünmeli, bu kısmı hallettikten sonra, kişinin talebinin umursanmaması ya da olumsuz karşılanması ihtimali olacak, kişi bunun karşısında da ne ölçüde ve… Read more »
Bir de sürekli her fedakarlığı yapıp sürekli bunu dillendiren, mağdur edebiyatı yapan, bu mağduriyetten prim kasan tipi var bu “beyaz atın”. Öz Farkındalık kazanırlarsa düzelirler mi bilmiyorum. Böyle bir kuzenim var defalarca konuşmama rağmen değişen bir şey yok, karakterleri oluyor demekki bir süre sonra bu davranış. Bu mağduriyetten kazanç sağlama çabaları daha da tiksinilesi bir durum yaratıyor. Özellikle kadın erkek ilişkilerinde.
sağol mahmut sayende daha akılcı olabildik insanların bu denli kötü olduklarını bilmiyordum
insanların daha çok yaptıklarından daha çok sözlerine kanıyordum şimdi ikiye bölünmüş durumdayım.
Aşırı Uyumlu bir insan olmanın en kötü yanlarından biri de karşında ki insan senin uyumlu oluşunu senden gelen bir iyilik değil artık senin vazifen gibi görür. Zaman içinde bu durum insanın karakterine de oturduğu için atması zordur. Etrafındakilerle uyumsuz olmanın stresi sömürülmenin stresinden daha fazla gelir bünyeye. Bu durum belki ölene kadar devam eder. Bu durumdan çıkacak insanın dikkat etmesi gereken nokta etrafında onu sömürenler kendisini değişmekle, artık eskisi kadar iyi olmamakla itham edecek ahlakının bozulması ile karakterinin değiştiğini söyleyip tekrar eskiye dönmesi hususunda ciddi telkinler verecek bunlar tutmazsa çatışacaklardır. Özellikle uzun bir ilişki yada evlilikte bu daha da bariz… Read more »
Geçen yıla kadar hiçbir teklife hayır diyemeyen, potansiyelimi bedavadan,yararına kullandıran bir insandım. Kendimi bu halim ile mutlu hissederdim. Oysaki yaptığım koşulsuz sevgi değil, koşulsuz ”Enayilik” miş. Bunun farkına vardıktan sonra potansiyelimi içimde tutarak ve hayır demeyi başarabilerek bazı adımları attım. Şimdi daha iyiyim.
cok ilginc ve kisa bir yazi…nice guy konusu burada kesilmemeli …
Bu duruma bende dustum ki hala icindeyim. Ofkemi en cok arttiran ise duruma dur diyince bana birde iyilik yaptigini iddia edenler.
Onları kendi hallerine bırakmak lazım.
Mahmut abu, Bu hikayenin orjinalinde artik 3cu kezdir ben oduyorum bencil oc diyor. ben odeyeyim degil.
Gozunden kacmis ola bilir diye dusundum
Bu çatışmayı çözen insan çevresinden bir anda değiştiğine dair tepkiler almaya başlayacak ve eski halinin daha iyi olduğunu savunacaklardır. Bu değişime girmiş insanı nietzsche deve olarak tanımlar ve bu üst insana değişimin ilk aşamasıdır. Üst insan kendine yeterlidir ve öz kontrolü tamamen kendi elindedir. Daha önceden bu kontrolün bütününe veya bir kısmına sahip olan insanlar değişime giren insandan nefret etmeye başlayacaklardır fakat değişimini tamamladığı anda ise bu nefret bir imrenmeye ardından o kişiyle geçmişte veya süregelen bir yakınlığı olduğu için bir övünç duymaya başlayacaktır. Siz geliştiğinizi düşünüyor ama diğer insanlar kötü biri olduğunuzu düşünüyor ise doğru yoldasınız.
Gerçekten de beyaz atlar ‘yeter lan!’ demeyi öğrendiğinde, durdurulamaz bir güç odağı oluyorlar.