Eren rumuzlu okuyucumuz, İlişkiyi ilk soran sen olma yazısında şöyle yazmış:
Mahmut abi siteyi defalarca okumama rağmen hala aynı hatayı yapıyorum. Benden hoşlanan kızı ben kapamaya çalışınca yapışınca hoşlantısı bitti bunaldı. Sıkılıyor artık ben yazmadıktan sonra yazmıyor.
Bu sitede yazanları bir harita gibi düşünün. Nerede neyle karşılaşacağınız, nerede ne yapacağınız, nerede ne yapmayacağınız, hangi yollar tehlikeli, hangi yollar başarıya, hangi yollar başarısızlığa çıkıyor gibi bilgileri gösteren kapsamlı bir harita. Bu haritayı çalışmak, büyük oranda bilmek tabii ki önemli. Ama sizin varmak istediğiniz yere varmanız için doğru yollarda yürüyüp, yanlış yollara sapmamanız lazım. Sizin varmak istediğiniz noktaya varmak için yürümeniz lazım. Yoksa masa başında haritayı ezberleyerek bir yere varamazsınız.
Şimdi bu arkadaş yolu yürüyor. Tamam. Ama bu da yeterli olmuyor. Neden? Zira sizin, bizim mavi hap dediğimiz, öğrenilmiş davranış kalıplarınız var. Bu kalıpların, her defasında aksi gözünüzün önünde ispatlansa da, eninde sonunda başarıya çıkacağına sadece inanmamışsınız, buna uzun süre yatırım yapmışsınız.
Daha da kötüsü, bu davranış kalıpları hemen her zaman kolay yolu seçme üzerine kurulu. Bir kadın sizden soğuduğunda onun peşinde koşup bir şeyler yapmaya çalışmak, kendinizi geri çekmekten daha kolay. Mavi hap davranış kalıpları da hemen her zaman kolay olan yolu seçip bu yolu kutsuyor. Ayrıca bu davranış kalıpları herkesin yaptığı şeyler olunca kullanması daha meşru geliyor. Her defasında kaybetseniz de, en azından bilinen konfor alanından çıkmıyorsunuz. Kültürel propagandayı takip eden herkes gibi davranıyorsunuz ve “ben kaybettim ama herkesin yaptığını yaptım” diyebiliyorsunuz. Ben doğru olanı, kutsal olanı yaptım diyebiliyorsunuz.
Fakat sürekli olarak kolayı, konfor alanını seçmekle maalesef çoğunuz duygusal olarak zayıfsınız. Duygusal gücünüz ve dayanıklılığınız hiç gelişmemiş ya da kullanmaya kullanmaya zayıflamış.
Duygusal güç nasıl geliştirilir sorusu hep geliyor. Ben de birçok yerde buna cevap verdim. Şimdi burada da cevap vereyim. Duygusal güç sadece ve sadece, korku ve kaygı ile çektiğiniz acıdan kurtulmak için yanlış davranma isteği duymanıza rağmen, o acıdan geçici olarak kurtulmak yerine acı çekmeye devam etseniz bile doğru davranmakla geliştirilir. Yani duygularınızın esiri olarak değil, onlara kapılmadan davranarak geliştirilir.
Ortalama bir erkek, sürekli olarak ben bu kızı ilişki etiketi ile kafeslemezsem kız gider korkusu ile kızı boğacak şekilde kızın peşinde koşar. Kızın peşinde koşmazsa acı çeker. Bir mesajı cevaplanmazsa, kıza mesaj atmamak için kendini tutarsa acı çeker. Sol omzuna mavi haplı şeytan oturur ve “oğlum bak kız gidiyor, bu da seni sevmeyecek, bir şeyler yapmazsan bunu da kaçıracaksın ve kimse seni sevmeyecek” diye fısıldayıp, oğlumuza işkence etmeye başlar. Oğlumuz peşinde koşmak için bir hamle yaparsa, bu işkenceden geçici olarak kurtulur ve rahatlar. Mavi haplı davranışlardan kurtulmak işte bu nedenle zordur. Zira bu davranışlar uzun vadede erkeğe acı verse de, erkeğin genel inanç sistemi nedeniyle yapıldıklarında erkeği rahatlatır. Mesela bu siteyi okumuşsa, kıza mesaj atmamasını bilmesine rağmen mesaj atar zira bu onu gerçekten rahatlatır. Ama maalesef geçici olarak rahatlatır. Sonrasında daha fazla acı çekecektir ama en azından anlık da olsa rahatlar.
Tam tersine anlık rahatlamayı seçmez de bizim dediklerimizi takip ederse bir süre daha acı çekmeye devam eder. Fakat, işte bu acıya dayanma ve meydan okuma kararı onu güçlendirir. Maalesef duygusal güç sadece bu acı çekme / acıya meydan okuma sürecinde gelişir.
Senden hoşlanan kızı kapamaya çalışmak seni anlık olarak rahatlatıyor. Tersi ise sana acı veriyor. Sen, tam o anda, entelektüel olarak yanlış olduğunu bilsen de, acıdan kurtulmak için kızın peşine düşüyorsun ve gerçekten de acıdan geçici olarak kurtuluyorsun. Fakat acıya meydan okumak yerine acıya boyun eğdiğin için her adımda daha da zayıflıyorsun ve acıya dayanma eşiğin de düşüyor.
Sonuçta dikkat edin, SAT komandosu olmayacaksınız. Alt tarafı bir kız size ilgisiz ya da bir şey yapmazsanız kaybedeceksiniz korkusuna kapılmayacaksınız. Burada sorun, acı eşiğinizin, acıya dayanma gücünüzün çok az olması. Ben şahsen dünyada o kadar acı varken, kızın birini aramaya karşı koymanın sıkıntısına acı demeye utanıyorum ama maalesef birçok erkek bu sıkıntıyı acı olarak hissedip karşı koyamamaya utanmıyor.
Sıkılıyor artık ben yazmadıktan sonra yazmıyor. Yazınca bişey yokmuş gibi konuşuyor. Utanmadan başkasıyla görüştüğünüde söylüyor.
Eren diyor ki (Eren’i parmakla göstermiyorum, bu birçok erkeğin derdi), “Mahmut Abi, bana yazmamasına rağmen ona yazıyorum”. Eren kaygısına meydan okuyup kız kendisine yazmadan kıza yazmasa, kız hiç yazmazsa bir daha görüşmeyecekleri sonucunu kabul etse, acı çekecek. Gerçi sonra yine acı çekiyor ama anlık rahatlama isteğine karşı koyamıyor. Bunu daha önce yazmıştım:
Nerede okuduğumu bile hatırlamıyorum (şimdi hatırladım, ilişki sihirbazı Michael’in blogu vardı orada okumuştum) ama bu top kızın sahasında iken kendi işine bakma olayına bir şans vermeye karar verdim.
İlk denemem de bir kız arkadaşıma kısmet oldu. Anlamsız bir şeyden dolayı tartıştık ve ayrıldık. Daha doğrusu o ayrıldı, ben şahsen seks nereye kadar giderse oraya kadar gitme modunda olduğumdan, ayrılık benden gelecek bir şey değildi o zamanlar.
Neyse her zamanki gibi benim ona ulaşıp başlattığım mesajlaşma kavgasının bir yerinde kafamda şu belirdi : “Oğlum Mahmut, kız seni terk etmiş, hala arayıp kavga olayına giriyorsun. Siktir et, eğer bu kızla kavga etmene değecek pozisyona, yani kız arkadaş pozisyonuna, gelecekse o gelip geri çabalayacak”. Ve mesajlaşmayı kestim.
Sonrasında da top kızın sahasında diye düşünüp, o topu bana atana kadar kendi işime bakma kuralını uygulamaya başladım. Ama ne uygulama 🙂
Şimdi aramıyorum ama tabii ki kendimi yetersiz hissetmem ile beyin yıkamam birleşince bu büyük bir kaygı olarak açığa çıkıyor. Kortizol salgılıyorum. Bu vücudun “bir şeyler yolunda değil ve sen bunu değiştirmek için hemen harekete geçmelisin” mesajı. Ama hormonal seviyede ve çok güçlü.
İkinci gün, kızdan ses yok, ben işime bakmaya çalışıyorum. Sigara günde bir pakette. Kaygım bağırıyor : “Mahmut oğlum, bir ara lan, sen erkeksin araman lazım. Bak aramazsan senden soğur, başkasına kaçar.”
Dördüncü gün, kızdan ses yok, ben işime bakmaya çalışıyorum. Sigara günde bir pakette. Kaygım daha beter bağırıyor : “MAHMUTTTT, kız gidiyor oğlum bak yapma ara lan! Özür falan dile (özür dileyecek ne yaptıysam artık bir de onu söylesen)”
Yedinci gün, kızdan ses yok, ben işime bakmaya çalışıyorum. Sigara hala günde bir pakette. Kaygım beterin beteri bağırıyor : “LAAA MEHMUTTTT, bak aramadı lan kız gitti oğlum kaybettin!”
Yapana kadar yapıyormuş gibi yapmaya and içmişim ama kendimi yiyip bitiriyorum. Ama o zaman aklımda Marshmallow deneyi var. Orada çocukların kendilerini tutmak için ezilip büzüldüklerini, öyle cool cool marshmallowu yemeden duranların nadir olduğunu ama sonuçta yemeyenin başarılı olduğunu hatırlatıyorum kendime.
Sonra, sanırım 2 hafta sonra, hatun arıyor. Mahçup özür diliyor ve buluşmak istiyor. Benim tabii mutluluk hormonları ve testosteron şelale. Kız aradı diye mutlu değilim, başardım ve aramadım diye mutluyum.
Bu süreçte maskülen ve kendini yeterli hisseden biri miydim? Tam olarak değil. Kendi işime tam bakabildim mi? Yarım yamalak. Yapana kadar yapıyor gibi yaptım ve başardım.
Arkadaş ne demiş:
Sanırım onu kafamda gereğinden fazla özelleştirdim.
Özelleştirmeyeceksin ama gelişimin başında muhtemelen özelleştirmemeyi beceremeyeceksin. Ama doğru davranmayı becermek zorundasın. Benim alıntıda son paragrafta dediğim gibi, ilk başlarda ben kızı özelleştirmemeyi, rahat ve umursamaz olmayı becerebiliyor muydum? Hayır. Yaptığım tek şey, öyle olmasam da rahat, kendine güvenen ve umursamaz bir erkek gibi davranıyordum. Gerçekten böyle hissetmek ise aylar sonra oluşmaya başladı.
Bu başarı ile içimde bir şey değişti ama. Benim ödül olabileceğim, filmlerde bize öğretilen fazlaca peşinden koşmanın bir yalan olabileceği aklıma girdi.
Böyle davranmayı birçok erkek göze alamıyor. Ama bu sadece anlık rahatlama yüzünden değil. Zira bu “riskli” zira sen aramadın mı orada bittiği de oluyor. Bu “riski” de göze alamıyorlar. Fakat bu riski göze almanın ödülü büyük. Kaldı ki çoğunuz aptal insanlar değilsiniz. “Riski” göze almayıp peşine düştüğünüzde de çoğunlukla “kaybediyorsunuz”. Biraz kafanızı çağırıp, kız öyle de hayatımdan çıkabilir, böyle de ama en azından bu olaydan güçlenerek çıkayım demiyorsunuz:
Sonra yine buna benzer bir olay oluyor. Kız arkadaşım değil ama yürüdüğüm bir kız. Mesajlarıma önce soğuk ve aralıklı cevap veriyor, 2 buluşma teklifimi reddediyor. Ben de NEXTliyorum. Yine kaygımla boğuşuyorum ama işime bakıyorum. Başka kızlara yöneliyorum. Zamanla, 2 – 3 hafta içinde kaygım pes ediyor, hormonal dengem yerine geliyor. Kız bir daha hiç aramıyor. Ben ise başka bir kıza yürüyorum ve onunla oluyor. Yine bir testosteron ve mutluluk hormonu şelalesi.
Sonunda sorulan soruya gelelim:
Bilmiyorum ne yapabilirim bu duruma
Anlık rahatlamalara, tam acı çektiğin anda meydan okumaktan başka yolun yok. O anda acı çekmeye devam edeceksin (tekrar ediyorum, buna acı demeye utanıyorum). Okumak tabii ki işe yarar ve harekete geçen adamın 5 senede değil 2 senede gelişmesini, tuzaklara ve çıkmaz sokaklara daha az düşmesini sağlar. İyi bir harita çok önemlidir ama sadece harita okuyarak olmaz. Okuduğun ve sana doğru yol diye gösterilen yolları takip etmek de lazım.
Yalnız şunu da eklemem gerekiyor. Hep böyle kaygı içinde mi olacağız, acı mı çekeceğiz? Hayır. Bir süre sonra duygusal olarak güçlendiğiniz ve çok büyük ihtimalle bu şekilde başarı gördüğünüz zaman, sizi pek umursamayan kıza olan ilginizi geri çekmek doğal ve çocuk oyuncağı oluyor. Şu an bunu yapamama sebebiniz olan kaygı, çok yoğun bir kaygı değil, siz çok zayıfsınız. Kaslarınız çok zayıfken 10 kg altında eziliyorsunuz ama 10 kg, 20 kg diye aşama aşama sıkıntı altına girip sıkıntıyı kaldırarak, ilerde 100 kilo bile size herhangi bir acı vermeyecek, 10 kg sizin için tüy gibi bir ağırlık olacak.
Tekrar ediyorum, duygusal güç sadece ve sadece, yoğun ve genellikle negatif bir duygunun kontrolüne girmeye meydan okuyarak, acı çeksen de mantıklı olanı yapmayı, anlık rahatlamaya tercih ettiğiniz anlarda gelişir. Yani ağırlık altına girip, o ağırlığı kaldırmaya çabalamayı, ağırlığı kaldırmamaya tercih ettiğiniz anlarda olur.
Yani Eren sen bu kızı kafanda çok özel yapsan bile en azından prensip olarak, zaten hep kaybediyorum bari bir de Mahmut’u dinleyip kaybedeyim diyerek, kının peşinde koşma isteğine meydan okusaydın; hadi o olmadı, sana yazmasını bekleseydin, hem olma ihtimali daha yüksekti hem de olsa da olmasa da bu deneyimden biraz daha güçlü çıkacaktın. Böylece cilalaya parlata güçlenebilirdin. Ama sen, bu deneyimden daha da güçsüzleşerek çıktın. Hatta, böyle karşılıksız çabaların bir ihtimal çalışaydı ve kızla olsaydın bile kaybederek, daha güçsüzleşerek çıkacaktın.
Bir türlü bitiremedim ama bir şey daha ekleyeceğim. Hani böyle peşinden koşarak, kendinizi değersizleştirip sürekli çaba harcayarak en azından iyi sonuç alsanız, biz “tüh erkekliğin yüz karası, kadının kuyruğuna takılmış” desek de siz “ama sen sonuca bak” diyebilirdiniz. O da yok. Hem kendinizi değersizleştiriyorsunuz, hem de istediğiniz de olmuyor. İnsan sırf denemek için “ya hep kaybediyorum zaten, bir de Mahmut’un dediğini yapıp kaybedeyim bakayım ne olacak?” der. Azıcık maceracı olun yahu.
Yazıyla alakasız veya 500 kelimeyi geçen yorumlar cevaplanmıyorlar. "Yazıyla alakasız ama ..." ya da "en son yazı bu olduğundan buraya yazdım" diye başlamanız kurtarmıyor. Mahmut Abi ile özel görüşme yapmak isterseniz Erkek Adam Sanal Görüşme sayfasından sanal görüşme ayarlayabilirsiniz. Not: Burada soru sırası çok yüksek, Patreon destekçilerini, Patreon'da cevaplamaya öncelik veriyorum.
Mahmut abi tam da yakın zamanda yaşadığım olay hakkında bi yazı olmuş yalnız bir sorum olacaktı şimdi tanıştığımız ve üzerine konuştuğumuz kız uydu konumuna getirmeye çalışmıyor ama sürekli bi belirsizlik bi muamma yaratıyorsa direkt nextlemek mi gerekir yoksa yazmayı bırakıp onun dönmesini mi beklemek lazım
Sen nexti anlamamışsın. Nextte kıza ulaşmayı bırakır ve kızı unutursun. Sana dönüş yaparsa sadece bir şans daha verirsin. Next dediğin siktir etmek değil ki next ya da dönerse bakarız olsun. Ayrıca bu işi doğru yapan erkek için böyle bir kız hemen 1-2 güne unutulur. Kız kendini hatırlatmaya başlarsa kıza yeniden bir şans verilir. Benim tavsiyem nextlediğiniz kız, size dönüş yaparsa kızla “Merve ne haber, napıyorsun?” tadında biraz muhabbet edin. Bırakın 2-3 kere o size ulaşsın. 2-3 kere size ulaşırsa buluşma ayarlayın ve bir daha aynı durum olursa bir daha kıza zaman harcamayın. İstediğiniz şekilde başınızdan savabilirsiniz benim savış şeklim genelde… Read more »
zaten dediklerin sürekli aklımda da abi bunu ciddi anlamda uygulamaya dökmekte zorlanırdım eskiden ama şu an gayet buluşup rahat takılabiliyorum bugüne kadar tek anladığım kızlar belirsizlik yaratıyorsa o işin olmaması olmasından daha yüksek ihtimal oluyor bende
O işin olmama ihtimali her zaman olması ihtimalinden daha yüksek zaten.
Özelleştirme demişken Mahmut abi,
şu anda ilk öğrendiğim zamana kıyasla daha güzel kızlar tavlayabiliyorum, ama mesela hb7 tavlayabiliyorken hb9a çıktığımda kendimi ödül olarak görme mekanizmam baştan aşağı paramparça oluyor. hb7ye karşı kendimi ödül olarak görebilirken hb9a karşı kendimi ödül olarak göremiyorum. Bu konuda bir tavsiyen varsa severek dinlerim. Teşekkürler
Kızlarla ilgili “tavlayabiliyorum” kelimelerini kullanmanı tavsiye etmem. Daha önce de anlattım. Daha çirkin kızlarla da konuşun ve onları ciddiye alarak konuşun. Sonra da orada gözlemlediğiniz davranışlarınızı güzel kızlarla konuşurken, davranışlarınızı ayarlayarak aynen tekrarlayın. Zaman içinde eğer daha çirkin kızlarla daha ciddiye alarak konuşurken, daha güzel kızlarla daha az umursayarak konuşmayı becerirsiniz. Bu arada bu işi kadın onayı için değil kendi duygusal ve cinsel ihtiyaçlarınız için yapıyorsunuz. Senin durumundaki erkekler ise kadın onayı için yapıyorlar ve o nedenle de güzellik karşısında tutuluyorlar. HB7 gayet güzel kızdır ve HB7 ile hayatın renkli ve doyumlu ise, hiç HB9 olmasa da sikinde olmaması lazım.… Read more »
Abi seninle onay bağımlılığı hakkında konuşmuştuk özel olarak, ben yendim sanıyordum hala yenememişim demekki. yine götüme girdi cümlelerin teşekkürler. hareket seviyesinde düzelttim ama düşünce seviyesinde düzeltemedim birtürlü. Buradan okuyan diğer arkadaşlara sesleniyorum; annenizle altın günlerine gittiyseniz düşüncelerinizi baştan sona gözden geçirin. onay için neler düşündüğünüzü görünce şok olacaksınız.
Mahmut abi Sen Iyi bir gozlemcisin, bazen guzel kizlari tavlayip gezdirmeyi millete hava atmak icin yapiyorum gibi hissediyorum. Guzellige fazla onem veriyorum abi. 9 veya 10 olmadi mi konusmak istemiyorum. 6-7 lere de idman niyetine takilmak bizim icin daha iyi olur degil mi?
6-7 diye kıza idman niyetine bakan adam 9’un önünde ezilir büzülür diyorum ama anladığın yok. 6-7’yi küçük gören tarafın, 9’un önünde kendini küçük görmene de neden oluyor.
Peki abi, 6-7 lere yürümek 9 lara yüremekten daha mı kolay?
Güzellik arttıkça sanki kızlar kendini bir şey mi sanıyor?
Ya da güzel kızlarda rekabet daha mı az?
Güzel kızlar güzellik önünde ezilip büzülüyorum sinyalleri verirseniz size karşı kendilerini bir şey sanırlar. Siz öyle söylüyorsunuz çünkü.
:):) yani yaklasirken numarayi fazla takma ve herkese ayni sekilde yaklas. Belli bir tavir takin ve numara gozetmeksizin bu tavri surdur. Tesekkurler Abi yine kafamiza vura vura anlattigin bir gun oluyor:))
Mahmud Abi emeğine sağlık. Yazıyı okurken bir yandan da eski ilişkilerimi gözden geçirdim. Bu güne kadar istediğim 4 kadını elde edemedim ve başta bana ilgileri de vardı. 1 kadın tarafından da terk edildim. Hepsinin ortak kümesi fazla umursamam, senin tabirinle aşırı duygusal yükleme yapmam ve kaybetme korkusu. 30 yaşındayım ve sevdiğim işi yapıyorum spor da yapıyorum. Artık Mutluyum.
Bu güne kadar istediğim 4 kadını elde edemedim Senin zihin yapını ve hatta kullandığın kelimeleri de bir miktar değiştirmen lazım. Değersiz olan ben, değerli olan 4 ödülü elde edemedim diyorsun. Bu zihin yapısında farkında olmadan kendini aşağıda görüyorsun. Normalde kendini değerli gören adam “4 kadına yürüdüm, olmadı / batırdım” gibi şeyler söyler. Bir kadını elde etmeye çalışmanız, onunla olamamanızın en büyük nedeni.
Bir arkadaşla görüntülü sosyal medya uygulamalarından birinde rastgele gelen kızlarla görüntülü konuşuyorduk. Arkadaş kızların instaları patır patır götürürken ben de niye olmuyor yahu derken bu postu görmem çok iyi oldu. Bazı geleneksel ailede yetişen ve üstüne erken yaşta sorumluluk binen erkekler gerçekten kırmızı hapı bilmemesine rağmen farkında olmadan uyguluyor. E tabi bu durum benim gibi nispeten parçalanmış bir ailede büyüyen gak diyince ağzına yemek konulan feminist propaganda mahsulü dizi ve filmlerle oneitis sendromuna gark eden bu zamana değin sorumluluktan kaçan ve hazza değer veren oğlan çocukları için bu tarz riskler oldukça zor. İstesen dahi bu davranışlar o kadar kalıplaşmış ki… Read more »
Ben burada çok yazdım, şiir ya da sanat betalık falan değil. Böyle düşünmek saçmalık. Ama şiire de bakar. Gerçek şiir mi yoksa vıcık vıcık arabesk aşk şiirleri mi? Buna bakar.
Karşı tarafa çok fazla değer verdiğimde veya sacma sapan konulara takildigimda aklima hep dünya savaşındaki savaşan erkekler, büyük buhranı görmüş erkekler veya çok eski zamanlardaki savaşçı erkekleri getiririm. Bu insanları düşündüğümde; aslında saçma sapan bir şey için kafa yorduğumu, acı yaşadığını sandığım şeyin aslında çıtır ve çokta önemsiz birşey olduğunu anlıyorum. Düşünsenize savastasiniz; arkanizida çocuklarinizi, ailenizi birakmissiniz. Ekonomik ve kıtlık savaşı veriyorsunuz. Savaşta sevdikleriniz ölüyor. Yüzlerce ceset ve kopan uzuvlar içerisindesiniz. Savaş bitince bile, hayatın rayına oturması yıllar sürecek. Hayatında böyle sorunlar varken karının seni 15 kişiyle aldatması bile koymaz, koyarsa bile citirdan bir saafi rüzgar hissedersin o da çocukların… Read more »
Mahmut abi üniversitede bi kız var. Aramız oldukça iyi. Bol sataşma esprili ve enerjisi yüksek bir sohbetimiz var. Fiziksel temas da vardı. Geçen sınıfta yalnız oturarak bekliyorduk, kimse yoktu ışıklar falan da kapalıydı. Yan yana otururken elimle çenesini altını tutup dudaklarına yaklaştım ama kendini geri çekti. Ben de hiç bozuntuya vermeden devam ettim eskisi gibi enerjisi yüksek muhabbete. Aramızda herhangi bi soğukluk olmadı eskisi gibiyiz hala. Ne düşünüyorsun? Cesaretim onu etkilemiş gibi hissediyorum.
Kendini geri çekmesi negatif bir sinyal ama ilk öpüşme girişimi reddedildi diye sonra öpüşemeyeceksiniz diye bir kural yok. Bir şey olmamış gibi yürümeye devam et. Yalnız sana filmlerdeki gibi kızın çenesini tutarak zorlamanı tavsiye etmem, kız istemiyorsa özellikle çok yanlış bir hareket.
Bu söz mükemmel. İnsanın kafasına balyoz gibi iniyor.
“Ben şahsen dünyada o kadar acı varken, kızın birini aramaya karşı koymanın sıkıntısına acı demeye utanıyorum ama maalesef birçok erkek bu sıkıntıyı acı olarak hissedip karşı koyamamaya utanmıyor.”
Bu yazıdan kendime şöyle bir pay çıkardım. 7 aydır KPSS’ye hazırlanıyordum, gel gör ki sınav iptal oldu, ertelendi ve tekrar masa başına oturmak zorunda kaldım. Ara verdiğim için eski disiplinimi kazanamadım, her oturup çalışmaya başladığımda 10-15 dk sonra kendimi telefon elimde Instagram’da gezinirken veya YouTube’da bir şeyler izlerken buldum. Tekrar çalışmanın verdiği strese belki birkaç gün karşı koyarsam eski disiplinime kavuşabilirim ama bunu görememiştim. Bu yazıyı kendi olayıma uyarlayınca yapmam gerekenin farkına vardım. Mahmut abime tekrar tekrar teşekkürlerimi sunuyorum.
Hayatımda ilk defa iş sebebiyle ailemden, 25 yıldır yaşadığım yerden İzmire taşındım. Yaklaşık 1 ay kadar oldu. Konfor alanındayken yürümelerim gayet yolundaydı. Fakat taşındıktan sonra sudan çıkmış balığa döndüm. Yazıları okuyorum okuyorum ama bi türlü kadınlar konusunda aksiyon alamıyorum. Sudan çıkmış balıklar için tavsiyen var mı Mahmut abi?
Bir iki ay ortama alış, her hafta ya da ay yürüme yapacaksınız diye bir şey yok. Bazen 2-3 ay yapmazsın.
“ Kanıksanmış Mavi haplı davranış kalıpları ” abi dahice gerçekten. Bende kendime bunu sorup duruyordum. Kırmızı hapı almış olmama ve bütün kavramları bilmeme rağmen ex her yazdığında aynı eski hataları yapıp duruyordum ve anlamlandıramıyordum. Mahmut abi varol.
Mahmut abi eski is yerinde bayadir bakistigim kiz var biz bakisirken sevgilisi oldugu zamanlar oldu ya da olmadi neyse su son 2 haftadir yaziyorum kiza en son dun is cikisinda kahve icmeye goturdum karninin aç oldugunu soyledi yemek yedik falan ama cok bir durgundu ordan burdan sohbet ettik en sonunda eve birakip dagildik Yaptigim tespitlerde kizla kafam ve sohbetim pek uyusmuyor belkide fazla vakit gecirmedigimizdendir bilmiyorum .Sana sormak istedigim kizin bu tavrini nasil yorumlamamli ve bu kiz ile ciddi dusunmedigim icin fiziksele kisa surede goturmelimiyim? Duygu yaratmaya calismak bu kizda zaman kaybi gibi goruyorum.
Bu arada kızın manitası var.
Kızın sevgilisi var diyorsun. Kızı bırak, yorumlamakla da ne sen uğraş ne bizi uğraştır.
Sevgilisi olan kızlara yürümeyin, yürüyecekseniz de benden tavsiye beklemeyin.
mahmut abi selam, geçmişte bi kızdan hoşlanmıştım, o da benden hoşlanmış(sonradan öğrendim) ama hatalı davrandığım için olmadı. Sonra yine konuştuk, adımlar büyük oranda o attı ama buluşmaya yanaşmadı. Abi bende iletişimi kestim. Şimdi arada rastlaşıyoruz. göz göze geldiğimizde selam verdiğimde ya da gülümsediğimde gayet pozitif. Sence onu görmezden gelip yoluma mı bakmam gerekir yoksa selam vermek iletişimi kesi bozar mı.
(abi bu arada ona gülümsediğim zaman sanki hoşlanıyormuş gibiydi)
Selam ver başka bir şey yapma.
yorumum yayınlandığı zaman mail geliyor mu? Günlük kontrol etmem mi gerekli
Çoğu kişiye geliyor.
Bu hatayı yaklaşık 10 yıldır yapıyorum. Bu yazıdan sonra dikkat edeceğim. Gerçekten etkilendiğim bir yazı oldu. Bir de şu var Mahmut Abi . Mesele sadece doğruyu uygulama cesaretini gösterememek değil aynı zamanda doğrunun ne olduğuna daire Bilgi eksikigi ya da tereddüt… (Ya da belki Bilgi milgi eksikliği değil korkudur onu da bilmiyorum) Tamam gerektiği yerde ilgiyi keselim ama gereken yer neresi? vb sorular hep o yanlış adımı attırıyor. Yani Evet risk alma korkusu var ama o korkunun altındaki sebep bazen şu oluyor: Belki de doğru olan 1 hareketi yapmadım ve kız gitti duygusu o adımı attırıyor… Velhasıl.. … sırf gerginlikten… Read more »
Sosyal medyada cevap+ buluşma+ 2.goruşme+yakınlaşma vs çok daha zorlaştı gibi katılıyor musunuz? Evet zorlaştı. Zira kapanmalar sonrası insanların fiziksel tanışma alanları azaldı ve koca bir yığın sosyal medyaya yüklendi.
Mahmut abi ben yabancı ülkeye eğitim için gitmek istiyorum fakat içimde bir korku var.Yabancı ülke de eğitimim 4 yıl sürecek.Biliyorum gidince alışacağım fakat ailemden ayrılmak istemiyorum.İçimde hiç bilmediğim korku ve hüsran var.Ne düşünüyorsun?
Yabancı ülkede eğitime git.