Daha iyi bir yaşam için serisine girmeyen Dr.K podcastlarından birini burada yayınlıyoruz.
“Aranızdan biri gerçekten bir kız arkadaş edinebildi mi? Bu topluluk içinde kız arkadaş bulamayan çok fazla sayıda insan var. Dr. K’da bu konuya sık sık değiniyor ve tavsiyeler veriyor. Ama merak ediyorum, aranızdan biri gerçekten bir kız arkadaş edindi mi?”
Şimdi bu yorumu anlamaya çalışalım. Aşk arıyorsunuz. Bunun için internet dediğimiz bu aleme geliyorsunuz ve soruyorsunuz:
“Bir insan kendisine nasıl bir sevgili bulur?”
Bu soruya cevap bol. Youtube tonlarca tavsiye ile dolu. Reddit tonlarca tavsiye dolu. Sayısız forumda tonlarca tavsiye var. İnternette insanların nasıl ilişki bulunabileceğini konuştukları bir sürü yer var.
Bu konuda alfa erkek videoları izliyorsunuz, beta erkek videoları izliyorsunuz, sigma erkek videoları izliyorsunuz. Kendileri ile duygusal olarak bağlantıda olan insanların videolarını izliyorsunuz. Gelişim hakkında videolar izliyorsunuz. Dr.K’yı izliyorsunuz. İzliyorsunuz da izliyorsunuz. Herkes size cevaplar veriyor. O kadar çok çeşit cevap var ki!
İlişki tavsiyeleri subredditine bakalım. En tepedeki yorumlara:
“Kız arkadaşımla ortak arkadaşımız aracılığı ile bir partide tanıştık. Ben ona yürümeyi bile düşünmüyordum, sadece iyi vakit geçiriyordum. Birkaç hafta sonra bir gece ikimiz de sarhoşken birlikte olduk ve ilişki başladı.”
“Benim standartlarım mı çok yüksek yoksa ilişkiler pazarı berbat bir yer mi?”
“’Mükemmel’ bir kız buluşmayı, buluşmaya 20 dakika kala iptal etti. Ben taksi ile buluşmaya gidiyordum.”
Bu konu ile ilgili güçlük şu: Bir ilişki arıyorsanız, siz motive bir insansınız değil mi? Bu konu sizin için önemli ve bu konuya odaklanacağım diyorsunuz. Bu nedenle de gidip bilgi topluyorsunuz, araştırma yapıyorsunuz.
İnsanlar size kendiniz üzerinde çalışın, çok fazla kasmayın, sadece kendiniz olun, olabileceğiniz en iyi versiyonunuz olun gibi tavsiyeler veriyorlar. Siz de tamam diyerek işe koyuluyorsunuz. Kendiniz üzerinde çalışıyorsunuz, kendinizi geliştiriyorsunuz. Çünkü herkes size, “ilişki bulmaya çalışma zira bu senin muhtaç görünmene neden olur” diyor. “Sadece kendini geliştir ve ilişki sana gelir” diyor. “Tek yapman gereken evrene kendini açmak ve ilişki sana gelecek” diyor. “Kendine odaklan. Başkalarının davranışlarını kontrol edemezsin, sadece kendi davranışlarını kontrol edebilirsin.”
Siz de kendinizi geliştirmek için çalışıyorsunuz. 6 ay, bir yıl hiçbir ilişki olmadan kendinizi geliştirmeye odaklanıyorsunuz. Sonra bir miktar şevkiniz kırılıyor ve bu işe bir süre ara veriyorsunuz. Çünkü sigma sürekli çalış çalış çalış işini nereye kadar sürdürebilirsiniz ki?
Birkaç ay geçiyor ve kendinizi yine yalnız hissetmeye başlıyorsunuz. Bu nedenle internete yine dönüyorsunuz. Bu konu hakkında ne yapacağım diye düşünüyorsunuz ve herkes size yine aynı tavsiyeleri veriyor:
“Kendini geliştir, kendin üzerinde çalış.”
Siz de tamam hadi bir daha başlıyoruz diye işe girişiyorsunuz. 6 ay böyle geçiyor. 8 ay böyle geçiyor. Bir yıl böyle geçiyor. İlerleme kaydediyorsunuz. Daha iyi bir vücuda sahip oluyorsunuz. İşte terfi alıyorsunuz ve hem geliriniz hem de statünüz artıyor. Terapiye gidiyorsunuz. Her şeyi doğru yapıyorsunuz.
İkinci senenizi de bu şekilde geçiriyorsunuz. Bir iki buluşmaya gittiniz ama biri az önce gördüğümüz adamın başına geldiği gibi 20 dakika kala buluşmayı iptal etti. Bir diğeri birden mesajlaşmayı kesti. Siz de yavaş yavaş “bir dakika yahu! Bu şeyler gerçekten işe yarıyor mu?” diye sormaya başlıyorsunuz.
Ama yine de birkaç ay daha, 6 ay daha, kendiniz üzerinde çalışmaya devam ediyorsunuz:
“Başkalarının yaptıklarını kontrol edemem. Sadece kendi yaptıklarımı kontrol edebilirim. Kendimi kontrol etmeliyim ve kendim üzerinde çalışmalıyım. Daha fazla çalışmalıyım. Daha fazla çalışmalıyım. Daha fazla çalışmalıyım!”
Ama bir noktada bunun bir getirisi olmalı değil mi? Bu döngüye birkaç kere girdikten sonra, bir getiri olmayınca, sorular soruyorsunuz. Ama cevap “birader o zaman kendin üzerinde daha fazla çalış” oluyor.
Siz de “tamam” diyorsunuz ve uzun süredir çalışmanıza rağmen sonuç alamamanın hüsranını aşmak için çok fazla miktarda irade gücü kullanarak kendiniz üzerinde çalışmaya devam ediyorsunuz. Çünkü birkaç yıldır kendi üzerinizde azimle çalışıyorsunuz ama bu kimsenin umrunda değilmiş gibi görünüyor. Ne kadar ilerleme kaydettiğiniz kimsenin umrunda değil gibi görünüyor.
Sonra belki yine de kendi üzerinizde çalışmaya devam ediyorsunuz ama bir yerde boğa sizi sırtında atıyor. Siz de “kendi üzerimde çalışmaktan, kendimi geliştirmekten çok yoruldum” diyorsunuz.
“Ne zaman sonuç alacağım ha ne zaman? Herkes sürekli nasıl yapacağımı söylüyor. Kimse ne zaman sonuç alacağımı söylemiyor. Kimse sonuç var mı, kazanacak mıyım diye konuşmıyor.”
Kendinizden şüphe etmeye başlıyorsunuz. Burada ne olduğu konusunda hiçbir fikriniz yok. Bunu nasıl halledeceksiniz? Halletmeyi bırakın, burada ne olup bittiğini nasıl anlayacaksınız?
Her şeyden önce neden herkes kendine odaklan, kendini geliştir deyip duruyor?
Ve neden bu tavsiye işe yaramıyor gibi görünüyor?
Bu tavsiye işe yarıyor mu ya da neden işe yaradığını düşünüyorlar?
Ya da neden onların işine yarıyor ama benim işime yaramıyor?
Neyi göremiyorum?
Bu sorulara cevap aramaya, inanç yapılarının nasıl oluştuğunu anlamaya çalışarak başlayacağız. Bilginin internette nasıl çok kötü bir şekilde yayıldığı hakkında konuşacağız. “Temel inançlar” hakkında konuşacağız.
Yaşamımızda yol alırken beynimiz sürekli olarak şeyleri anlamlandırmaya çalışıyor, hayatı daha kolay yapacak formüller bulmaya çalışıyor. Beynimiz bunun için bir sürü değişik deneyime bakıyor ve bunlardan bir sonuç elde ediyor.
Eğer çocukken bana çok bağırıldıysa, beynim “ben iyi bir insan değilim” sonucunu çıkarıyor ve bu adaptif (uyumlu) bir şey.
Yetenekli bir çocuğu ele alalım. Bu çocuk gerçekten başarılı ve ebeveynleri çocuğu feci şekilde kıskanıyorlar (bu arada bu gerçekten olan bir şey). Çocuğu kıskandıkları için ne yapıyorlar? Çocuğa bağırıyorlar, çocuğu aşağılıyorlar, dövüyorlar, vs. Çocuğa iyi bir çocuk olmadığını söylüyorlar.
Çocuk bir süre sonra bu inancı içselleştirmeye başlıyor. Ben ne zaman iyi iş çıkarsam annem babam bana bağırıyor. O zaman ben kötü bir insan olmalıyım diyor.
Kötü bir insansan olduğuna ikna olan çocuk ne yapıyor? İyi iş çıkarmayı bırakıyor. Bunun yerine ebeveynlerinin beklentilerine uymaya çalışıyor. Bu daha az can yakıyor, çocuk oyunu nasıl oynaması gerektiğini anlıyor. Ve böylece çocuğun kendisi ile ilgili kötü biri olduğu düşüncesi temel bir inanç haline geliyor. Temel inançlar, “ben sevilecek biri değilim”, “sonsuza kadar yalnız kalacağım” gibi inançlar.
Temel inançlar daha sonra adaptasyonlar oluşturuyor. Yani insan temel inançlarına göre varsayımlar yapmaya, hayatı bu temel inançlara göre nasıl yaşayacağını belirleyen kurallar koymaya başlıyorlar. Bu kurallar ise otomatik düşünce denilen şeyleri yaratıyorlar. Örneğin bir kadın mesajını hemen cevaplamadı diye, otomatik olarak kadının seni umursamadığını düşünmek gibi. Bu düşünce anında ortaya çıkıyor, oldukça yoğun ve otomatik.
Yogiler sindirilmemiş duygusal deneyimlerinizin dibe çökeceğini ve orada atıl bir şekilde bekleyeceğini söylerler. “Bu duygular daha sonra tetiklenebilirler ve bu duygu ile gelen tüm o düşünceler, şu anki durumunuza uygulanırlar” derler.
Örneğin en son partneriniz mesajlarınıza cevap vermemeye başlıyor ve siz daha sonra aldatıldığınızı öğreniyorsunuz. Bu, insanın yönetebileceğinden çok daha fazla duygusal yük getiriyor. Bu insandan ayrılıyorsunuz ama bu duygusal yük, sırtınızda bir ilişkisel yük olarak duruyor.
Hepimiz, insanların ilişkisel yüklere sahip olduğunu biliyoruz. Bunlar, geçmiş ilişkilerden bugünküne taşınan duygular, kalıplar ve varsayımlar. “İnsanlar güvenilmezdir” varsayımı gibi. Bu varsayımı taşıyorsanız, partneriniz size bir iki saat cevap vermediğinde, otomatik olarak onun sizi aldattığını düşünmeye başlarsınız.
Bu düşünceler nereden geliyorlar? Çünkü bu insan sizin ona güvenmemenizi gerektirecek hiçbir şey yapmadı. Bu güvensizlik aslında sizden kaynaklanıyor.
Eğer ilişkiler havuzuna giriyorsanız, ilk anlamanız gereken şey, bu havuz hakkındaki inançlarınızın neler olduğu.
Birini bulabileceğinize inanıyor musunuz?
Sevilebilir biri olduğunuza inanıyor musunuz?
İyi bir ilişkiyi hak edecek kadar değerli olduğunuza inanıyor musunuz?
Bir ilişkiyi hak edeceğinize inanıyor musunuz?
Bu konuda başka temel inançlarınız da olabilir. Mesela bir ilişkiyi hak ettiğinize ama sizin kontrolünüz dışındaki faktörlerin bir ilişki bulmanıza engel olduklarına inanıyor olabilirsiniz.
Bu tür inançları, cinsel Pazar değeri gibi kavramlarda görebiliyoruz. Bunlar, “yalnız kalmaktan çok korkuyorum” gibi fikirleri yatıştıran adaptif inançlar.
Temel inançların içten gelip dışarı doğru etki ettiğini düşünmeye meyilliyiz. Bir şekilde tetiklendiğinizde, duygusal olarak kötü hissediyorsunuz ve bu da zihninizde düşüncelere neden oluyor ve bunlar da davranışlar üretiyor. Yani sizin düşüncelerinizi belirleyen bir inanç var. Bu düşünceler de duygularınızı şekillendiriyor, davranışlarınızı şekillendiriyor.
Burada insanların kaçırdıkları nokta, temel inançların sadece düşünceleri değil, aynı zamanda büyük ölçüde algıyı da etkilediği. Eğer sevilemez biri olduğunuza inanıyorsanız, size gelen sinyallerin bazılarını yükselteceksiniz ve bazılarını da alçaltacaksınız. Yani örneğin bir kadın size yeniden görüşmek istediğini söylese ama bir başka kadın mesajlarınıza geri dönmese, zihniniz mesajınıza dönmeyene çok daha fazla takılı kalır. Pozitif bilgiyi filtreleyip dışarıya tutmaya ve etkisini azaltmaya, negatif bilgiyi ise filtresiz bir şekilde içeri almaya, etkisini yükseltmeye eğilimli olursunuz.
Bu problem binlerce yıldır var ama günümüzde bir şey çok ciddi bir şekilde değişti. Artık negatif bilgiyi yükselten ve pozitif bilgiyi alçaltan sadece sizin zihniniz değil. İnternetin kendisi de negatif bilgiyi yükseltiyor ve pozitif bilgiyi alçaltıyor.
Bunu biraz düşünmenizi istiyorum. İnternette hangi sitede olursa olsun ilişkiler konusunda bilgi aradığınızda, sağlıklı ilişkiler içindeki insanların ard arda girişler yazdıklarını görüyor musunuz? Harika giden ilişkilerini paylaşan topluluklar var mı?
İlişki tavsiyeleri ile ilgili bir forumda ne kadar harika bir ilişkiniz olduğuna dair bir şeyler yazsanız ne olur? Yazınız hunharca eksilenir ve böbürlenmek ile, kibirli biri olmakla suçlanırsınız. Forum üyeleri size karşı öfke dolarlar.
İnternette nasıl ilişki bulacağınıza dair on binlerce video var ama harika ilişkim için minettarım tadında video sayısı çok daha az. Zaten kim, harika ilişkim için minettarım videosu izlemek ister ki? Ne gereği var?
Yani bireylerin bireysel çarpıtmalarının yanında internet o bireysel çarpıtmaları daha da arttırıyor. Yani hem kişinin kendisi hem de internet pozitif olanı azaltırken, negatif olanı yükseltiyor. Görünen o ki, bu ikisi beraber, negatifi aşırı şekilde abartırken, pozitifi aşırı şekilde düşürüyorlar. Bunun sonucunda da belli bir algıya sahip oluyoruz.
Yorumlarda bir takipçi, “29 yaşındayım ve bugüne kadar bırakın kız arkadaşı, bir kadının yanına bile yaklaşamadım” diye yazmış. Bu, otomatik düşüncelere güzel bir örnek. “Ama ben diğer insanlar gibi değilim, ben ümitsiz bir vakayım”. “İyi olmadığıma, kimsenin hiçbir zaman beni istemeyeceğine inanıyorum” temel inancından kaynaklanıyor.
Bir başka takipçi cevaben “ben de eskiden senin gibi düşünürdüm ama şu an nişanlıyım” demiş. “Yakın bir arkadaşımın ilk defa 30 yaşında bir kızarkadaşı oldu ve bu kızla milli oldu.”
Problem şu ki, çoğu insan kendine odaklan – kendini geliştir tavsiyesinin çalıştığını ve nasıl çalıştığınız anlatıyor. Ama kimse size ne zaman sonuç alacağınızı söylemiyor. Sonra birkaç sene dediklerini yapıp uğraştıktan sonra bir yerde “zittir et ben bunu bırakıyorum” diyorsunuz. “Bana söylenen her şeyi yaptım ama bu çalışmıyor” diyorsunuz.
Bu tohumdan meyve ağacı yetiştirmeye benziyor. Bir meyve ağacı ektiğimizde, hemen önümüzdeki sene meyve beklemeyiz. Bu meyve ağacının birkaç sene içerisinde olgunlaştıktan sonra meyve vereceğini biliriz.
Başka bir benzetme yaparsak, iş bulmak için üniversiteye gitmeye karar verdiniz ama kimse size ne kadar süre üniversiteye söylemiyor. Bir senedir bu üniversitedeyim ama peki iş nerde derseniz bu çok aptalca. Sonra üniversiteyi bir süre bırakıp geliyorsunuz ve ikinci senesinde de iş nerede diye soruyorsunuz. İnsanlar size sürekli olarak üniversiteye git diyorlar ve siz üç senedir üniversitedesiniz. Ama hala iş yok!
İş ilişkilere geldi mi, kimse size bunun ne kadar süreceğini söylemiyor. Bu nedenle de ne beklemeniz gerektiği konusunda hiçbir fikriniz olmuyor. Peki neden kimse bu konu hakkında konuşmuyor? Zira bu işin ne kadar süreceği, ne kadar süre sonra sonuç alabileceğiniz tamamen kişiye bağlı bir şey. Ama biz burada verilere bakıp olayı bir miktar daha iyi anlayabiliriz.
İlişkiler konusunda size verilen ve kendine odaklanma – kendini geliştirme merkezli tavsiyeler işe yarıyorlar mı? Evet işe yarıyorlar ama sonuç getirmeleri çok uzun zaman alıyor. 3, 4, 5 ve bazı insanlar için 7 sene gibi sürelerden bahsediyoruz.
Sizin için ne kadar süreceğini ve şansınızın ne olduğunu bilemem ama eğer hiç sosyal yeteneğiniz yoksa ve hayatınız hiçbir yere gitmiyorsa, en az bir 5 yıl verin derim.
“Ama ben bunu yapamam, 5 sene çok uzun bir süre, bu kadar sürmesi aşırı depresif bir şey” diyebilirsiniz. Ama size başka ne diyebileceğimi bilmiyorum. 5 sene o kadar da uzun bir süre değil. Bu süre boyunca sosyal yeteneklerinizi geliştirin, iş yaşamınızda bağımsız hale gelin, finansal olarak bağımsız hale gelin, iyi bir fizik yapın, fiziksel ve zihinsel sağlığınızı düzeltin, vs.
Ama bir yandan da ben bunun gerçekten 5 sene süreceğini düşünmüyorum. Burada sihirli bir şekilde çalışan şey şu: siz bir hedef belirlediğinizde, mesela 5 sene verdiğinizde, önümüzdeki 2 sene boyunca pek bir şey beklememeye başlarsınız. Bu işin de, en az beklediğiniz zaman olma ihtimali yüksek.
Az önce ilişkiler subredditteki en tepe yorumu hatırlayın:
“Ben ona yürümeyi bile düşünmüyordum, sadece iyi vakit geçiriyordum. Birkaç hafta sonra bir gece ikimiz de sarhoşken birlikte olduk ve ilişki başladı.”
Bu en başarılı yollardan birisi. Karımla tanıştığımızda romantik buluşmalara gittiğimizin farkında bile değildim. Bana “beni buluşmalara götürüyorsun” diyordu ama ben “hayır, öyle yapmıyorum, sadece sana şehri gezdiriyorum” diyordum. “Sen şehirde yenisin ve ben de sana şehri gösteriyorum. Sen Tayland yemeği seviyorsun ve ben de çok iyi bir Tayland yemeği restoranı biliyorum mesela. Hadi oraya gidelim.”
Kendinize kesinlikle odaklanın ve buna 2-5 yıl kadar süre verin. Ama asıl gerekli olan şey olayın farkında olmamak. Bu garip gelebilir ama bir kez kafanızın içinden çıktınız mı, her şey çok daha kolay olur. Çünkü bunun neden bu kadar zor olduğunuzu düşünürseniz, insanlarla buluşurken kendi kafanızın içinde kalırsanız, diğer insana dikkat veremezsiniz. Bu durumda da onunla empatik bağlantı kuramazsınız. Bunun yerine, kaygılı benliğiniz ile empatik bağlantı kurarsınız. Bunu yaptığınızda da, kaygılı birine dönüşürsünüz.
Burada süreç şöyle çalışır: kadına dikkat vermeyi bırakırsınız. Dikkatiniz dağılmıştır, boş bakmaya başlarsınız ve bu, karşınızdakine rahatsız edici, arıza görünmenize neden olur. Karşınızdaki biraz rahatsız olur ve kafanızın içindeki kaygı da “oh hayır, artık zevk almıyor, artık eğlenmiyor” vs. demeye başlar. Şimdi ne yapmalıyım? Onu nasıl eğlendireceğim?” diye sormaya başlar. “Onu eğlendirmek için ne yapmalıyım?” “
Siz bu kaygılı düşüncelerle dolmaya başladığınızda, kadın yüzünüzdeki muhtaçlığı görmeye başlar ve birdenbire ne olduğunu anlamaya çalışır. Bir kadınla buluştuğunuzda ya da genel olarak, kafanızın içinden çıkmanız, kendinizi ve dikkatinizi dışarı vermeniz lazım.
Sonuç olarak bu işe zaman vermeniz gerekiyor. Muhtemelen ilk bir iki sene bir iş çıkaramayacaksınız. İlk bir iki sene olaya hazırlanıyorsunuz, seviyenizi arttırıyorsunuz ve henüz tam anlamıyla cepheye çıkmıyorsunuz. Ama olay birçok insan için seneler gerektirebiliyor.
Bugün bir erkek için ortalama evlenme yaşı 30. Ama ben 33 yaşındayım ve bekarım diyenlere hatırlatayım, ortalama yaş 30. Yani 35 yaşında evlenen bir sürü erkek de var, 35 yaşında evlenen bir sürü erkek de var.
Size son vereceğim tavsiye, tüm bu süreç ile ilgili hissettiğiniz tüm o kızgınlık %100 haklı ve kesinlikle hakkında bir şeyler yapmanız gereken bir kızgınlık. Umutsuz ve öfkeli hissetmeniz normal.
Kızgın olmanız normal ve bu kızgınlığı ilişkiler pazarının dışında yönetmelisiniz. Çünkü kızgınlık ilişkiler pazarına yansıdığında, sizin ayağınıza çok fena sıkmaya başlıyor. Örneğin birine bir mesaj atıyorsunuz ve görüldü yiyorsunuz. Bu durumda kızgın bir mesaj daha attığınızda, kendi kendinizi sabote ediyorsunuz, olayı kendini gerçekleştiren kehanete çeviriyorsunuz. Zira insanların zerre umrunda olmadığınıza dair temel bir inancınız var ve kızgınlık ile hareket edip insanları kendinizden uzaklaştırdığınızda, bu inancınız güçleniyor. İnsanların uzaklaşma nedeni umurlarında olmamasından çok, o kızgınlığı hissedip rahatsız olmaları. Dışarı kızgınlık sinyalleri gönderdiğinizde ne olacağını sanıyorsunuz? Bir kadının size kızgınlık sinyalleri gönderdiğiniz için aşık olacağını mı düşünüyorsunuz?
Bu zor olacak biliyorum ama duygularınızı ilişkilerin dışında yönetin. Bir terapist ya da yaşam koçu ile çalışın mesela. Arkadaşlarınızla konuşun, Discord’da bağırıp çağırın. Bu negatif duyguları yönetmeniz lazım ama bunu ilişkiler alanı dışında yapın.
Yazıyla alakasız veya 500 kelimeyi geçen yorumlar cevaplanmıyorlar. "Yazıyla alakasız ama ..." ya da "en son yazı bu olduğundan buraya yazdım" diye başlamanız kurtarmıyor. Mahmut Abi ile özel görüşme yapmak isterseniz Erkek Adam Sanal Görüşme sayfasından sanal görüşme ayarlayabilirsiniz. Not: Burada soru sırası çok yüksek, Patreon destekçilerini, Patreon'da cevaplamaya öncelik veriyorum.
Abi yurt dışında mi yaşamak yoksa Türkiye’de mi yasamak konusunda yazi yazar misin? İnsanların kaçırdigi noktalar, bu ulke dedikleri kadar kotu mu yoksa yurt dışında da farklı sorunlar var mi? Gitme sansin olsa gider miydin? Ozellikle politikayi disarida tutarak teşekkür ederim
Yurt dışında yaşadım, şimdi de 8 aydır tekrar yurtdışında yaşıyorum zaten.
Yazilim muhendisligi son sinifim abim. 5 ay kadar ben de Slovenya’da yasadim simdi staj geregi Italyaya 3 ay kadar gidebiliyorum. Kullandigim teknoloji italyadaki sirkete biraz uzak kaliyor ama yine de ogrenebilirim. litvanyadan da bir sirket gorusmek istedi ve olumlu gecti.litvanyadaki sirket benim alanimda calisiyor. Pasaport konusunu okulum halledecek ama maas vermiyorlar. Litvanya begenirse is teklifine acik bir sirket. Ailem masraflari karsilariz istersen dedi. Turkiyede’de 2 kurumsal sirket maas ile teklif yapti. Sen hangisini secerdin. 21,5 yasindayim bir yandan risk almak istiyorum obur yandan evden turkiyeden calisma fikri iyi geliyor.
Ben senin yerinde olsam İtalya’ya gitmezdim. Türkiye ya da Litvanya olabilir ama maaşsız çalışılmaz.
Nerelerde yaşadın Mahmut abi? Biraz bilgi verebilir misin gerçekten yurt dışında yaşamak hakkında zahmet olmasa senin için. Çünkü merak eden gençler vardır muhtemelen. Bir de yurt dışında yaşamaya nasıl karar aldın, iş sebebiyle mi taşındınız? Ben de bazen yurt dışında hekimlik yapmayı düşünüyorum bu yüzden yurt dışı süreci yaşamış insanlar ilgimi çekiyor şu ara
Ben 3 sene Tayland’da, bir sene Hollanda’da yaşadım. Hayatımın son 15 senesinin de %40’ı Asya’da geçti. Sizin gitmek istediğiniz yerlerle ilgili benim tecrübem kısıtlı.
30 yasina kadar fuhus harici iliskim olmamisti. Sadece turist kizin biri kafasi guzelken beni durduk yere opmustu. Gecen sene 31 yasinda basladim date cikmaya. Ilkinden friendzone yedim. Ikincisine daha atik davrandim ama yetersizdi bir de cok kotu asik oldum hala unutamadim kizi. Ucuncusuyle opustuk ama yurumedi. Dorduncusuyle su an halen gorusuyorum opustuk sevistik ama bununla ciddi birsey dusunmuyorum (benden 8 yas buyuk ve pek ilgimi cekmiyor). Dogru duzgun biriyle ciddi iliskim olsun istiyorum ama bu islerde gec kalmis olma hissi cok darliyor beni. Ayrica yasitim yalniz olan kizlarin cogu ya hasarli ya bekar anne ya fazla ex partneri olmus/ uzun… Read more »
Dogru duzgun biriyle ciddi iliskim olsun istiyorum ama bu islerde gec kalmis olma hissi cok darliyor beni. Geç başladığın doğru ve bunun acısını çekeceksin ama geç kalmış sayılmazsın. Ayrica yasitim yalniz olan kizlarin cogu ya hasarli ya bekar anne ya fazla ex partneri olmus/ uzun iliskisi olmus vs. Bunlar ilişki materyali olma açısından çok farklı gruplar ve ayrıca kızların önemli bir kısmı o yaşta böyle değiller. Senin kızlara bakışın aşırı negatif ve bu kafayla senin pozitif cinsel gerilim yaratman çok güç. Bir de 31 yaşında yaşıtın kızlara yürümek zorunda değilsin. Bir de her yeni tanistigimi o bahsettigim asik oldugum kizla… Read more »
Abi selâm öncelikle beni rahatsız eden bir soru soracağım. 27 yaşındayım bugüne kadar hiç sevgilim olmadı, el bile tutamadım bu duruma zaten bozuğum bunun yanında da aklıma sürekli gelecekte
uzun ilişki kuracağım insanın benden önce ilişkisi olacağı cinsellik yaşadığı öpüştüğü gezdiği tozdugu vs aklıma geldikçe öfkeleniyorum. Kendimi enayi, değersiz gavat gibi hissediyorum bu benı felç ediyor
Gereksiz öfkeliyim hem de kızlarla tanışmıyorum bile ne yapmalıyım? Sevgilim olunca bu durum geçer mi yoksa patolojik olarak hasta mıyım?
uzun ilişki kuracağım insanın benden önce ilişkisi olacağı cinsellik yaşadığı öpüştüğü gezdiği tozdugu vs aklıma geldikçe öfkeleniyorum. Kendimi enayi, değersiz gavat gibi hissediyorum bu benı felç ediyor Sen zaten felç olmaya, piyasaya çıkıp o acılı süreçten geçmeye meyillisin, felç olmak için de bahanen bu. Bu seni felç etmiyor, sen felç olmak için bunu bahane ediyorsun. Ayrıca bahanen aşırı aptalca. Gerçekten böyle bir kafa yapın olsaydı ya da varsa, kadınların senden 100 metre uzak durması lazım ki belki de bu negatif ve düpedüz arıza kafan yüzünden olmuyordur. Sevgilim olunca bu durum geçer mi yoksa patolojik olarak hasta mıyım? Bir terapiste gitsen… Read more »
2 kere. Ben gidip konuşamıyorum, iletişim sorunlarım var.
Bkz. “Bu seni felç etmiyor, sen felç olmak için bunu bahane ediyorsun.”
Ayrica mahmut bey kendime bakir bir kız arkadaş istememin nesi yanlış. Ben el değmemiş kız istiyorum ha bulabilir miyim ℅ 98 hayır ama ben de zaten saygı falan duymam mecburiyetten birlikte olurum o kadar. Kızlara işimi para mı oturmadıgımdan yürümüyorum tıpım boyum arabam yok eğlenceli de değilim ne yapsınlar beni.
Sen bakire kız arkadaşı istiyorum demiyorsun, “benden önce ilişkisi olacağı cinsellik yaşadığı öpüştüğü gezdiği tozdugu vs aklıma geldikçe öfkeleniyorum. Kendimi enayi, değersiz gavat gibi hissediyorum bu benı felç ediyor” gibi aşırı duygu ve öfke yüklü bir şey söylüyorsun.
Kızlara işimi para mı oturmadıgımdan yürümüyorum tıpım boyum arabam yok eğlenceli de değilim ne yapsınlar beni. Bu kafayla işin, paran olduğunda da yürüyemeyeceksin merak etme.
Üstteki 35lerden birinin yerine sanırım 25 yazacaktı
Veya 45 🙂
Abi kendimizden 4 5 yaş büyük bir kız arkadaşla birlikte olmamız ne kadar sorun teşkil eder evlilik ihtimali yok denecek kadar az mıdır
Evlilik ihtimali vardır ama kadınlar genellikle kendilerinden küçük erkeğe saygı duymakta zorlanırlar.
Okey o zaman abi cicim ayları bitene kadar hatunu gözlemlemeye devam ediyim sağol cevabın için 2 ay olucak beraber olmaya başlayalı
Merhaba Mahmut Abi,
Konu ile alakası yok ama bu avrupa ve amerika ülkelerinde yeni dalga vuran 6-6-6 hakkında ne düşünüyorsun, bir yazı veya podcast gelecek mi?
Teşekkürler
Sami
Avrupa ve Amerika ülkelerini değil sosyal medyanın zombiye dönüştürdüğü zavallıları vuran dalga o. İnternetten fişinizi çekin ve normal insanların dünyasına gelin.
Selamun Aleyküm Mahmut abi, İnşallah bu sene Belçika’da üniversiteye başlayacağım. Saç sıkıntım var, 19 yaşında Norwood III evresindeyim. Saçlar yavaş yavaş eriyor. Vücut yapıp saçı kazıyayım yerine kirli sakal bırakayım diyorum ama mağlum üniversiteye başlayacağım yakında. Batı Avrupa’da millet geç yaşlandığından böyle kellik falan pek hoş karşılanmayabiliyor bazen. Şu anki saçlı halimle bile herkes beni 30-40 yaşında sanıyor. Üniversitede milletin 20 yaşımda halimle bana amca çekmesinden korkuyorum. Saçı 0 yapıp vücut geliştirsem Üniversite öğrencisi, batı avrupalı 19-24 yaş aralığındaki kadınların ne kadarı beni havuzundan eler? %15? %50? %80? Gitmek istediğim yer Université Catholique du Louvain, 30k öğrencili bir yer, Louvan-la-Neuve… Read more »
Hangi oranda elenirsin bilmem ama üçte biri en azından eler. Türkiye’de saç ektirebilirsin ama kimse sana kelleştin diye amca çekmez. Yani cidden çekmez, shit test olabilir.
Kızlar kel erkeklerden hoşlanır mı?
Anladım abi, 1 yıl içinde saç ekimi ciddi bir seçenek değil ama dediğim gibi önümüzdeki yıl yapabilirim diye düşünüyorum. O değil de Mahmud abi paylaştığın yazıda hepsi shit test takma demişsin, burada kampüsteki kızların %30’unu (minimum) unut diyosun 🤣
Üniversiteye yaşına gelmiş birinin ortalama mantık yürütme kabiliyeti olması lazım. Kızların minimum %30’u kel olduğun için suratına bakmayacak ile shit testleri takma demenin çelişkisi ne?
Peki abi bir kız bana “Çok yaşlı gösteriyorsun, amcama benziyorsun” vb şeyler söylediğinde nasıl geçiştirmem lazım? Daha önce bi kız bana “Amcama benziyorsun” dediğinde ona “Amcan William Shakespeare gibi ingilizce konuşuyor mu?” diyip gülmüştüm ama doğru yaklaşım nedir bu konuda merak ediyorum.
Gülüp kızla söylediğin gibi hafif dalga geçmek lazım.
Sevgili mahmut abi, yazılarını uzun yıllardır severek takip ediyorum çıkarmış olduğun kitapların da son kitap hariç hepsini temin ettim oldukça başarılı işler bunlar için öncelikle çok teşekkür ederim. Kısa bir sorum olacak yanıtlarsan sevinirim abi. Bir arkadaşım tanıdığı bir hanımefendi ile görüşmem için ısrar etti ben 38 yaşındayım arkadaşımın ısrar ettiği hanımefendinin yaşı 33 ecnebilerin blind date dedikleri bir konsept şeklinde tanışma olacaktı bugün hanımefendi WhatsApp‘tan yazdı kendini tanıttı böyle şeylere pek alışık olmadığını arkadaşımın ısrar ettiği üzere yazdığını söyledi, ben de bunun üzerine “ ben de pek alışkın değilim arkadaşım bana da bir hayli ısrar etti” şeklinde bir cevap… Read more »
Yorum yapılacak bir şey yok. Kadın seninle buluşmak istememiş.
Cevabın için teşekkürler Mahmut abi.
umutsuz vaka oldugumu düsünüyorum. daha bugün her sey normal giderken 25 gündür flört ettigimiz kiz yataga uzandiktan sonra kimyamizin uyusmadigini söyledi ve gitti. ondan önceki beni eski sevgilisiyle aldatmisti.
ona o kadar ilgi göstermedim, ondan aldatildigimi düsündüm. buna ilgi gösterdim ve bu da terk etti.
ben bu isi beceremeyecegim inanci kuvvetleniyor gittikce. burada yazilanlari da icsellestiremiyorum. normal sevdigim sevildigim bir iliski istiyorum hep. cabuk baglaniyorum. bunu seviyorum. allah beni kahretsin.
İkinci kızla aranızda bir şey olmamış yani seni terk etmemiş. Seninle bir yere gitmemiş sadece. Çoğu kız reddedecek zaten.
normal sevdigim sevildigim bir iliski istiyorum hep. cabuk baglaniyorum. bunu seviyorum. Normal sevmeyi beceremediğin sürece normal sevdiğin – sevildiğin ilişkin olmayacak.
normal sevmek nasil olur? tabak cevirmeden yani bolluk zihniyeti olmadan olmaz gibi geliyor bana. ama zihin yapim bir türlü degismiyor. kafam hep bir tane düzgün iliskim olacak onu cok sevecegim diye düsünüyor.
tabak cevirmeden yani bolluk zihniyeti olmadan olmaz gibi geliyor Bal gibi de olur. ama zihin yapim bir türlü degismiyor. kafam hep bir tane düzgün iliskim olacak onu cok sevecegim diye düsünüyor. Bakın bazılarınızın asla ama asla düzelemeyeceğine ikna oldum ama bu o kadar da zor bir şey değil. Davranışlarına söz geçireceksin, ağlaya ağlaya geçireceksin. Duygusal yatırım davranışla olur. Birçok erkeğin farkındalık, dürtü kontrol, irade gibi bir meziyeti yok. Sanki beyinlerinin beyaz maddesi komple alınmış gibi tamamen hayvani dürtülerin esiri olarak yaşıyorlar. Genel olarak dürtü kontrolünü, farkındalığını ve iradeni (aslında son ikisi aynı şey) arttırmaya odaklan. Hafif yüksek duygu hissettin mi… Read more »
Yanlis girdi
mahmut abi sana son flörtümü anlatayim. kendisiyle appten tanistik. bulustugumuzda orada herkes seks amacli yaziyor bir tek sen düzgün yazdin falan dedi (düzgün kiz ayaklari). bu laflar duygusal olarak yatirim vermeme sebep oldu sanirim. aha düzgün kiz bu falan diye düsündüm. 2. bulusmada eski sevgililer konusuna geldik. bana en sonra biriyle fuckbuddy gibi bir iliski yasadigini ve (sarhos oldugu sirada) bazi seylerin, seksi kastediyor, cok cok güzel oldugunu ama böyle kendini kötü hissettiginden normal iliski istedigini sonra da adamin gittigini söyledi. (adamla hala iletisimi varmis) ben burada alfa dul tespiti yapmistim icimden ama anin keyfini bozmayayim sonra düsünürüm diye kendimi… Read more »
orada herkes seks amacli yaziyor bir tek sen düzgün yazdin falan dedi (düzgün kiz ayaklari) Sana abazan değilsin diye iltifat ediyor gibi. Ama burada efendi erkek rolüne bürünmemen lazım. bu laflar duygusal olarak yatirim vermeme sebep oldu sanirim. Yüzüne gülene, açlıktan ölüyormuş gibi, sülük gibi yapışmak tipik bir efendi erkek, “iyi” çocuk özelliğidir. Bu sevgiyle değil, yılların çözülmemiş kaygısını giderme ile alakalı bir sülüklük. bana en sonra biriyle fuckbuddy gibi bir iliski yasadigini ve (sarhos oldugu sirada) bazi seylerin, seksi kastediyor, cok cok güzel oldugunu ama böyle kendini kötü hissettiginden normal iliski istedigini sonra da adamin gittigini söyledi. Bunu yapan… Read more »
Abi merhaba. Benim sorunum daha garip bir şey. Şöyle ki bir kızla flört aşamasını geçince garip bir şekilde kusur bulmaya çirkin bulmaya başlıyorum. 1-2 sefer daha bu duyguyu yaşamıştım. Ama abi bunu dedim diye gözü dışarda biri falan da değilim öyle 1-2 den fazla sevgilim falan da olmadı.
Mükemmelliyetçi bir yapım var zaten ya o sebepten ya da başka bir korku sebebiyle bu durumu yaşıyorum. Anlam veremiyorum da pek bu duruma.
Garip bir durum yok. İlerleyip red yemekten ödün kopuyor, ilerlememek için bahane bulup sıvışıyorsun. Mükemmeliyetçilik dediğin seni çok iyi kızlara değil genel olarak yalnızlığa mahkum ediyorsa, sen kovulmadan istifa ediyorsun bunu da kendine mükemmeliyetçilik diye satıyorsun.
Ya abi gerçekten çok teşekkür ederim cevabın için. Aslında bu durum beni yalnızlığa itiyor evet. Sırf bu durumu yaşamayayım diye bir ara kimseyle pek ilişki kurmuyordum. Yani ilk başlarda bir sorun yok ama belli bir aşamadan sonra acaba güzel değil mi falan gibi sebeplerle kıvranmaya başlıyorum.
35 yaşımdayım benim de sevgilim olmadı gibi bir şey. PT olarak çalışıyorum. Salondan çok deneyemiyoruz malum iş yerimiz ek olarak ‘ta ilgi gösteren kız olmuyor bana. Gitar, tiyatro ve dansa gittim bir süre. İletişim becerilerim iyi değil ağzım iyi laf yapmıyor kendimi çok zorladım ama espiritüel hoş sohbeli olamadım . Hoşlandıklarıma deniyorum vs. ama oralı olmuyorlar. Bu durum son yıllar’da beni çok yıpratıyor. Hayatı kaçırdığımı hisdeiyorum. Her erkek bir şekilde sevgili buluyor. Yakışıklı/Normal tipli- Uzun/kısa- Kaliteli/vasat Çok iyi laf yapan/sünepe mıymıntı vs. Ben söz konusu olunca kimse oralı bile olmak istemiyor. Değerli görüşlerinizi bekliyorum.
Zihnin sevgili bulmakla ya da cinsellikle dolu belki de. Belki de zihninden dışarı çıkamıyorsun ya da çıkmıyorsun. Bilmiyorum, sorunun konusunda senin de pek bir içgörün yok sonuçta. Senin yaşında ve bir sevgilisi olmamış adam bugüne kadar 100 – 200 kere reddedilir, sen senede kaç kere reddediliyorsun?
Fiziksel teması reddederse kız, bu direkt işin bittiği manasına mı gelir? Denemeye devam etmeli miyim?
Hayır erken de olabilir. Eğer kız sıcaksa 3-4 buluşma daha devam edilebilir.
Selam mahmut abi yaklaşık 6 aydır sürdürdüğüm bir uzak mesafe ilişkim var birlikte evlilik hayalleri falan kuruyoruz ( o açıyor böyle konuları) sorun şu ki ben bu kızla sanal olmasına rağmen sanırım fazla duygusal yatırım yaptım, şuanlık ayrılma gibi bir durumumuz yok herhangi bir sorunda yok fakat benim bu yaptığım yatırımdan dolayı ayrılırsak çok üzülecekmişim gibime geliyor bu duygusal yatırımı geri çekme gibi bir yolu yok mu nasıl daha az umursarım fazla ciddiye almak istemiyorum çünkü bu ilişkiyi ama iş işten geçti gibi kızı şuan gerçekten önemsiyorum
Uzaktan mı sanal mı? Ayda bir iki görüşmüyorsanız sanal ve aynı zamanda ilişki de değil. fakat benim bu yaptığım yatırımdan dolayı ayrılırsak çok üzülecekmişim gibime geliyor Sanal ise ayrılık mümkün değil zira ilişki yok. Sanal görüşme koparsa üzülürsün tabii. Böyle ilişkilere genellikle hayatı duygusal ve sosyal çöl olan adamlar girer ve aşırı duygusal yatırım yaparlar. O hayata dönmekten de ödleri kopar. bu duygusal yatırımı geri çekme gibi bir yolu yok mu Var. Sanal saçmalıklara kaçıp oralarda devasa duygusal yatırım yapmana sebep olan gerçek hayatını sosyal ve duygusal olarak yukarı taşımak. nasıl daha az umursarım fazla ciddiye almak istemiyorum Çölde susuz… Read more »
Mahmut abi selamlar. 15 gün sonra hayatımda ilk defa avrupaya çıkacağım. Instagramdan tanıştığım türk bir kız italya’da üniversite okuyor (bu kızın bana başlarda baya baya ilgisi vardı ama mesafe var diye ben takmadım.) daha önce beni italyaya gel diye evine davet ediyordu zaten ben de çıkacağım kesinleşince bu kıza haber verdim. çok sevindi ama uçaktan ineceğim ülke ona biraz uzak bir ülke. bana “geleyim birlikte gezelim sonra italya’ya döneriz” dedi bende okeyledim. samimi olduğu bir kız arkadaşı daha var o da türk. “o da gelsin mi” dedi benlik sorun yok olur dedim. airbnbden evi ayarlayacağım sıra bir kız arkadaşını daha… Read more »
sence nasıl bir oyun oynamalıyım? Mümkünse MFFF.
veya amaçları ne olabilir merak ediyorum ne yapmalıyım abi cevap verirsen çok sevinirim Senin cebinden gezi olabilir, sırf takılmak olabilir, vs. Bu kızlarla biraz takılırsın sonra bakarsın dertleri senin sağlayıcılığın, bırakırsın başka kızlara yürürsün.
Kendi zihimizin dışında nasıl yaşayabiliriz mahmut abi bunu anlayamadım? Pratik edebileceiğim neler var bunun için?
Dikkatini dışarı vereceksin, düşüncelerine değil.