Pınar Gültekin cinayetinde haksız tahrik indiriminin gerekçesi ne?

Dün Pınar Gültekin cinayetinde daha önce verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, haksız tahrik ile 23 yıla indirildi:

Muğla’da, üniversite öğrencisi Pınar Gültekin’i boğduktan sonra varile koyup, yakan Cemal Metin Avcı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Ceza ‘haksız tahrik’le 23 yıla indirildi.

Tabii #PınarGultekinİcinAdalet tagı ile sosyal medyada trend olan kararı görünce, çoğunluğun aksine linç sürüsüne katılmadan önce gerekçeli kararın ne olabileceği hakkında bir haber var mı diye baktım.

Öncelikle katil salınmadı, 23 sene aldı ve salınsın ya da cezası çok diyen yok. Yani şimdi bu yazacaklarımı okuyunca “katili savunuyorsun”, “adam yakmış yakmış” gibi şeylerle gelmeyin. Bu topa da girmezdim ama yasak aşığının kafasını kesip köy kahvesine fırlatan Nevin Yıldırım için “tecavüzcüsünü öldürdü, aslında sevgi pıtırcığı idi, salın” diye böğüren tayfa, “adalet öldü”, “kadın düşmanı ataerkil yargı”, “o hakim kim?” diye linç böğürtüsüne girince yazmadan edemedim (Nevin Yıldırım ne alaka diyorsanız, okumaya devam edin). Sadece yargıya saldırmaları da değil, Pınar Gültekin gibi karanlık bir zatı, Özgecan Aslan gibi masum bir kızın ismiyle yan yana anan mide bulandırıcı itler çizmeyi iyice aştılar. Kimsenin gerekçeli kararın ne olabileceğini konuştuğu yok (Bu yazıdan sonra Pınar Gültekin davasının gerekçeli kararı açıklandı). Ne alaka diyorsanız muhtemelen olaydan sizin de haberiniz yok.

Sahi birini boğup sonra da yakmış bir insana nasıl bir gerekçeli karar olabilir? Tweeter linç sürüsünde havlayanların dediği gibi katile ceza indirimi uygulanmasının sebebi “kadın düşmanı ataerkiliz, biraderimize kıyak yapalım” ya da “adam zengin ve güçlü” mü?

Pınar Gültekin ile ilgili, adamı ilaç ile bayıltıp 3 erkeğe tecavüz ettirdiği ve sonra da şantajla milyonlar kopardığı söyleniyordu (gerçekten tecavüz, öyle yatakta erkeklerle çıplak fotoğraf falan değil). 27 yaşında üniversiteyi sürekli uzatan ve bir barda asgari ücretle çalışan biri olmasına rağmen villada yaşayan bu zatın, bu şantajı sadece katile yapmadığı, içlerinde bir savcının da olduğu başka erkeklere de yaptığı söyleniyordu:

öncelikle zanlı bir katildir, bir cinayet işlemiştir ve hak ettiği cezayı almalıdır. bunda hepimiz hem fikiriz.

fakat bu olayın bir kadın cinayeti olarak adlandırılıp cinsiyetçi bir noktaya çekilmesi ne kadar doğru bilemiyorum. şu ana kadar ki durumda gözüken bir taciz, tecavüz, reddedilmeyi kabullenmeme ya da terkedilmeyi yedirememe durumu yok gibi.. yani özgecan ile pınar cinayetini aynı kefeye koymamak lazım. eğer zanlının ifadeleri doğru ise ortada bir şantaj var ve pınar kadın olduğu için değil şantaj sebebiyle öldürülmüş olur. tabii ki iddialar doğruysa, bu yüzden beklemek de fayda var.

muğla’da uzun zamandır konuşulan konular da bu gibi şeylerdi zaten. dedikodu mahiyetinde olduğu için herhangi bir başlıkta yazmamıştım ama resmi kayıtlara da girdiğine göre yazabilirim diye düşünüyorum. sanığın uzun süre tehdit edildiği ve tek tehdit edilen kişi olmadığı dillendiriyordu.

bu yazdıklarım katil özelinde değil yanlış anlaşılmasın çünkü ne olursa olsun hukuka inanıyorsak kimse ceza kesemez, cezayı hukuk keser. o yüzden dedikleri doğruysa bile cezalandırılmalı. ama bu ifadeler doğruysa bir suç örgütünden de bahsetmemiz gerektiği ve üzerine gidilmesi gerektiği unutulmamalı.

bu toplumda kadın cinayetlerinin, kadına şiddetin üzerine sert bir şekilde gidilmelidir. kanayan yaramız ne yazık ki. ama bu hassasiyetimiz gözlerimizi karartmasın. şöyle düşünün, bir kadın bir erkeği öldürse ve mahkemede beni bayıltıp arkadaşlarına tecavüz ettirdi, sonra da tehditle elimde ne var ne yok aldı dese bakışınız nasıl olurdu??

zanlının ifadeleri kurmacaysa zaten çok kısa zamanda ortaya çıkacaktır. o yüzden sabırla ve akıllıca beklemek de fayda var. bir yandan süreci takip etmek bir yandan da bu cinayetin unutturulmaması için gündemde tutmak lazım. ama önyargılarımızdan da arınarak..

Savunma muhtemelen bu konuda deliller sunmuş (şimdi bulamadım ama cinayetten sonra kızın abisi sanırım adamı arayıp sana şantaj yaptığını biliyorduk demişti ve bu da delil olmuştu diye hatırlıyorum). Mahkeme de belli ki ikna olmuş. Peki bu iddia doğru mu? Pınar Gültekin davasının gerekçeli kararı açıklandı. Okuyun. Ama dün kafa kesen katil kadın diye, tüm deliller aksini gösterse de “tecavüzcüsünü öldürdü, salınsın ne canavarlığı?” diye böğürürken, bugün tecavüze uğramış olması muhtemel katil erkek diye “asın” diye böğüren sürü gibi olmamak lazım.

Cemre bunu güzel bir şekilde yazmış aslında:

Kesin bilgiye sahip olmadığınız çok ciddi mevzularda ana akım ideolojilerinizden aldığınız yetkiye dayanarak ağır hükümler veriyorsunuz. Nasıl şu tecavüzcüdür, şu müebbet yemelidir gibi insanın hayatını yok edebilme gücüne sahip kararları şak diye alabiliyorsunuz?

Kadın da kötü olabilir. Öldürülen de kötü olabilir. Fakirler de kötü olabilir. Hastalar da kötü olabilir. Hayatın yarraklığı kafanızdaki düşük iq ürünü şablonlardakinden daha da komplike. “Daima kadını savunursam doğru olurum” diye adalete ulaştıran dümdüz bir formül yok.

Tekrar diyorum, belki de iftira, belki de herif yarın öbür gün tekrar müebbet alacak. Bilmediğim şeyi savunmuyorum. Sadece bu son dediğimi sizden de bekliyorum. Çünkü buradaki vicdan mastürbasyonu ürünü linçleriniz gerçekten de yargıyı etkiliyor.

Tekrar ediyorum, “canlı canlı insan yakmaktan bahsediyoruz, ciddi misin” diye embesil bir şey yazmayın. Adam salınsın demiyorum. ve 23 yıl ceza aldı zaten. Ben kuduz feminist miyim ki katil salınsın diyeyim. Onu feminist sürü ve onların kıçını yalayan erkekler yapar.  Aslına bakarsanız bu yazıyı adama sempati duyduğumdan da yazmadım. Dediğim gibi olaya ne olursa olsun kadın cinayeti diye atlayan sürü, bu kadının adını Özgecan Aslan gibi masum bir çocukla yan yana anınca, yargıya “ataerkil yargı tüüüüü” diye saldırınca ve üstelik utanmadan “kim o hakim?” diye linç ima edince, yazmadan edemedim. Şimdi vicdan mastürbasyonu yapan bu sürü zamanında, aksi kanıtlansa da “tecavüzcüsünün kafasını kesti, ilahi adalet, salın Nevini” diye böğürüyordu yahu.

Feminizm ve sosyal medya linç sürüsü

Sosyal medyada ve ana akım basında çok güçlü bir linç feminizmi kültürü türedi. Son dönemde feministlerin, sol gericilerin ve botlarının (cepleri de dolu bu heriflerin, ciddi miktarda bot da kullanıyorlar) saldırısı ile, olayların iç yüzünü bilmeden atlayan dangalaklar, insanları hunharca linç ediyorlar. Buna, kendi mahallesinde duyar kasıp prim yapmak için her fırsatı değerlendiren ünlü “sanatçılar” ve televizyonda ağlak bir şekilde haber sunan kadın spikerler de katılıyorlar.

Gelin son yıllarda gündem olan ve utanmaz bir gerçeklik çarpıtması ile piyasaya sürülen bazı olayları, Erlik’in bu konudaki videoları ile hatırlayalım.

Ahmet Kural ve Sıla olayı, Ahmet Kural’ın linç edilmesi.

Kadir Şeker olayı ve sosyal medya yargıçları

Kadın cinayetleri ve kadın faşizmi

Sosyal medya yargıçları ve Musa Orhan olayı

Bir de tabii “eril düzene” saldırmak için psikopat katilden kahraman yaratmaya çalıştıkları, Nevin Yıldırım olayı var.

Kadınlarla Asla Tartışma | Bağıran Kadınlar (video)

Merhaba millet. Ben Mr. Deer. Daha önce mutlaka durup dururken sesini yükselten veya bağıran kadınları görmüşsünüzdür. Özellikle kendine her şeyi hak gören bu sesi ile insanları etkisi altına almaya çalışan kadınların rezillik videoları internette epey dolu. Belki de sizin başınıza da gelmiştir. Benim başıma mutlaka geliyor. Tamam bende bazen eğlencesine özellikle feministlerle alay etmeyi ve tatlı kızları tatlı tatlı kızdırmayı seviyorum. Bazen de hiçbir alakam olmasa da bu çığırtkan kadınları mıknatıs gibi çekiyorum. Bunları ciddiye almak boşa uğraş. Zaten genel olarak kadınlarla tartışmak ve ciddiye almak saçmalık. Çünkü kadınların doğası Solipsist’dir. Kadınlarla mantıklı tartışma mümkün değildir.  Başta bahsettiğim saygısız, çırğırtkan kadınlarla ve genel olarak kadınlarla tartışma konusunu sizler için başıma gelen olaylarla ele aldım, İyi Seyirler.

Konu ile alakalı Sonsuzluk ve Bir Gün ‘ün yazısına da göz atamak için; link

 

Saha Raporu – Feminist Kız’a İnstagram Close

Tramvayda sevimli bir kızın yanında oturdum gidiyordum. Kız elinde bir dergiye göz atıyordu. Dikkatlice baktım ve ne göreyim feminist dergisi! 😀 😀
“Dur şu feministle bir kafa bulayım.” dedim ve sohbete başladım
S:Samurai
F:Female (şaka şaka feminist kız :D)

S:Dergiyi baya baya okuyorum yanından ama rahatsız olmadın umarım 😀 (sakin ses tonu ve 7saniyeden uzun lazer göz teması (Rsd Julien)

F:Hahaha hayır okuyabilirsin tam tersine hoşuma gitti. ( dergiyi elime verir) Al hatta oku biraz.

S:(Dergiyi inceler) Hmm bu dergi feminizmle alakalı bir şeye benziyor. Feminizm nedir?

F:(Yemi yuttu ve uzun uzun anlattı. Karşıyı konuşturmak social hook pointe girmek için etkilidir)

S:?Hmm sen bir feminist misin? Adın ne? 😀

F:(Bir an duraksadı) Ben Femininur :DD Evet ama yani (Açıklama yapacaktı +1 puan)

S:(Açıklamasını keserek) Harika! çak bakalım (çakarız ve elini elimin üstünde bir kaç saniye tutar. İLİ) Ben de Samurai.

F:Hehehe. Memnun oldummmm :)) (yavru köpek gülüşü)

S:Feminizm erkek haklarını da koruyor değil mi? Mesela bir Kuzey Avrupa ülkesinde bir kadın kocasını aldatıp başkasından çocuk yapmış. Bunun üstüne de yüzsüzce mahkemede “Çocuğun babası biyolojik olmak zorunda değildir. Bir aile olduğumuz için sosyal babası konumunda olarak çocuğa ve bana para göndermek zorundadır” diye iddiada bulunmuş ve adamdan yüklüce nafaka almış. Adam sonrasında intihar etmiş. Bu gibi durumlar hakkında ne düşünüyorsun? (Piç sırıtışı)

F:(Tam bu noktada benim onunla uğraşan bir tatlı serseri olduğumu fark etti ve gözlerindeki parıldamayla ve 6 yaşındaki kızların munzur gülüşlerini suratına takmasıyla bana bunu belli etti. Biz flört ediyorduk. Flörtün böyle bir şey olduğunu anlamak yüzlerce hatamın sonucuydu. Onu azdırdığımı fark ediyordum onun beden dilinden)

Heheheheehe tabi ki Samurai’cığım… böyle şeyleri yanlış buluyorummmm hihihihihihi 😀

Tüm vücudunu bana döner bileklerini aşağı çevirerek kolunun içini bana gösterir ve gülümseyerek göz teması kurar.

-Burada önemli bir not geçmek istiyorum. Bu kız dişil enerjiye sahipti ve sevimliydi. Neden feminist olsundu ki?
2 sebep vardı bildiğim.
1- Çok şişman çirkin olur erkeklerden rağbet görmezsin
2-Ağır bir travma yaşarsın (tecavüz vb) ve psikolojin bozulur erkeklere karşı cephe almaya başlarsın.

İkincisi kesinlikle değildi. Çünkü travmatik bir kadın yeni tanıştığı biriyle böyle güzel sohbet etmezdi. Bu kız DHVsi yüksek erkeklerden ilgi görmüyordu!!! Ama nasıl! Çok sevimli! Nofapin mi etkisi yoksa derken… sonra instagramına göz atmamla sebebini anlayacaktım…

S:Femininur ben bir sonraki durakta ineceğim. Seninle bir ara kahve içelim.

F:Olurr 😀

S:(Telefonu çıkarırım. İnstagram açar eline veririm. O da kendini arayıp takip eder.Sormaktansa bu hamleyi yapmak her zaman daha etkili oluyor.Numarada da bunu uyguluyorum. Özellikle İnstagram almanın sebebi DHV dolu video ve foto oluyor bu yüzden genelde İnstagram tercih ediyorum. RSD Max “İnstagramın senin ekürindir.” der.

S:Bir sonraki durakta iniyorum. Çok memnun oldum enerjin güzel. (Kısaca ve düşük temasla sarılırım o da karşılık verir sarılır) görüşürüzzz 🙂

Tramvaydan inince salonda İnstagram fotoğraflarına baktım. Bu kızın doğuştan yüksek dişil enerji ve anaçlık potansiyeli olmasına rağmen lise çağına kadar erkek gibi yetişmiş. Metal müzik dinlemeler (5 sene elektro gitar çaldım Dream Theaterdan tut Slayer’a Kadar solosuyla çalarım size ama kardeşlerim metal erkek müziğidir. Kız arkadaşımın dinlemesini asla istemem. Eskisen böyle düşünmezdim ama metalci kardeşlerim beni linç etmeden önce bunun bir tecrübe sonucu olduğunu bilin :).
Kız evde tek kız çocuğu bir sürü erkek kardeşi var. Okulda da erkek kankaları olmuş hep. Falan ama yüksek dhvli sevgilisi hiç olmamış belli çünkü böyle makyajına dikkat eden, güzel hanım hanımlık giyinen davranan bir moda üniversitede anca girmiş. 2015’de gotfather gibi dizini bacaklarının üstüne atıp arkasına yaslandığı fotoğrafı var hahahaha 😀

Ertesi gün: merhaba Feministnur. Bugün sana bir kahve ısmarlayım bir 20 dakika Pablo’da oturalım.

10 dakika sonda cevap:
F:Selammm 🙂 Bugün HD’de hödö projesi var müsait olmicam ama yarın zaman ayırabilirim 🙂

(bu güzel bir cevaptı bence. Kızın ilgisini buluşma soruma verdiği cevaptan anlıyorum genelde. Reddettiklerinde Yüzde 80 “O gün doluyum” diye cevap veriyorlar. Ama eğer “O gün doluyum ama şu gün boşum” diyorsa bu 3 ilgi işareti değerinde bir İLİdir bana göre.

S: Ama ben yarın taşınıyorum 🙂 (Cidden taşınıyordum hahaha şu an bu postu uçağı beklerken bavullarımın yanında yazıyorum. Kız feminist olduğu için koz arkadaş materyaline çok sokmamıştım ama bir deneyim olarak yürümüştüm. İyi kızmış ama sohbeti güzeldi.)

Konuk Yazar : Samurai

Saha raporu: Feminist kıza s-kapanış

Merhabalar !
Eğlenerek okuyacağınız bir rapor olması ümidiyle yazıyorum. Kendimden bahsetmem gerekirse ; oyun ile tanışmam altı sene öncesine dayanır. Kırmızı hap ile ise daha yeni yeni haşir-neşirim. Turkiye’ye gelen herşeyin bozulduğu gibi kırmızı hap düşüncesinin de burada bozulmaya başladığını düşünüyorum fakat Erkek Adam sitesi tam da o old school kırmızı hapı size öğretmektedir. Emeği geçen herkese teşekkürler öncelikle. Hayatımın en mantıklı makalelerini burada okudum.
Neyse, rapora donelim. Bu işin içerisinde uzun süredir bulunanların aksine ben hala kendimi PUA olarak adlandırıyorum ve bununla gurur duyuyorum . Geçen hafta bununla daha fazla gurur duydum.
Altı sene boyunca ömrümü hep sahada geçirdim. İş çıkışları,  arkadaşlarımla buluştuğumda. Bunun ekmeğini hep yedim. Her tecrübeyi yaşadım. Altı sene öncesinde elime kız eli değmemişken..
Normal şartlarda online oyun sevmiyorum. Sahada yüz yüze iletişim daha bana göre. Ama son zamanlarda pek vaktim olmadığından instagram üzerinden oyuna sardım. Kullanıcı adıyla alakalı mesaj attığım bir kız ” ne diyorsun ya?” dedi ve oyun başladı. Saat gecenin 4’ü idi. Biraz konuştuktan sonra işyerinin benim evime yakın olduğunu öğrendim ve bir gün buluşmak adına numarasını istedim. Sonrasına whatsapptan devam ettik ve kız uyudu. Ben o gün gece 1’de uyandığım için uyumadım.  Sabah günaydın mesajı attı.
Arkadaşımla buluştuktan sonra öğlen saatlerinde eve dönerken onu aradım. ” Beşiktaşa geçiyorum, arkadaşımla buluşacağım yolun düşerse uğra ” dedi.
Almanya’dan gelen bir arkadaşımı aradım (kendisi de pua) bana winglik eder umuduyla . Kızların yanına gittik ve bütün iletişim kötüye gitmeye başladı.  Bunu beklemiyordum. Fakat çok umursamadım.  Kendi karakterimi gruba aktarmaya çalışıyordum.  Grup teorisinin özü budur . Çoğu kişi işler sarpa sarınca bırakıp gider, bense “Kendi eğlencem” modunda takılıp en ufak bir şeyle -sacma dahi olsa- ortamı neselendendirmeyi seviyorum. Oyunun en önemli iki kuralı: Kendini her zaman iyi hisset , insanlara her zaman kendilerini iyi hissettir.
Kızlar gülüyorlardı eğlendikleri belliydi . Ben sürekli sataşıyor, rahatsız olduklarını veya olacaklarını hissettiğim anda geri çekiliyordum. Kızlar kalkıp tuvalete gittiğinde wingim gitmek istediğini söyledi .  Benim de Taksim de bir görüşmem vardı. Kızlar geldiğinde gitmemiz gerektiğini eğer görüşmek istiyorlarsa bir saate kadar döneceğimi söyledim.  Muallakta cevap verdiler. ” Bakın,  görüşmek istemiyorsanız sıkıntı yok. Bana net olun kararsızlık sevmiyorum” dedim sert bir şekilde. Tamam arasiriz dediler. Gidip işimi hallettim çıktığımda mesaj atmışlardı ve dönüş yaptım.
“Bana gel istersen , otururuz” dedi set. Same day lay e gidiyordum daha 12 saat bile olmamıştı. Wingimi aradığımda gelmek istemedi . Ben de diğer arkadaşımı aradım.
Evde ortam daha da renklenmisti ve birbirimize daha acildik. Flort koçluğu yaptığımdan bahsettim , onlar da feminist olduklarından ve kadının ne kadar üstün olduğundan vesaire. Zaferimi onların ne söylediğini umursamayarak perçinledim. Umursasam tuzağa düşerdim. Çerçeveyi korudum ve golümü attim .
Bunu şu şekilde yaptım; tartışmaya girmeyerek , kendini kanıtlamaya calisircasina hayırrrrr erkek ustunnn demeyerek ama onlari da kabullenmeden. Ilerleyen dakikalarda ” Gel son erkek bükücü ” dedim. ” seninle bir oyun oynayacağız ” Göz teması oyunumu oynadım en yakin mesafeden ve geri cekildim.  Seksüel gerilim kurulmuştu. ” iyi arkadaş oluruz seninle ” dedi . Bummmmm friendzone:)
Bunun olması normal çünkü fiziksel olmamıştım.  Ama altı sene boyunca oyunun bana öğrettiği bir şey var. Eski erkek arkadaşı dinlemediysen ve cinsel gerilimi kurduysan hala umut var demektir . On saniye önce kurdum zaten 🙂 “Eyyy gözlerime bak” dedim yakın mesafede
 ” Friendzone bana gore olmadi hiç bir zaman” güldü, yakınlaştı , öptüm.. Alkış…
Artık sariliyorduk ve cinsel enerji odayı kaplamıştı ama izole etmem gerekliydi . Su istedim beraber mutfağa gidip yiyismeye başladık. Döndüğümüzde sarıldık , şarkı söyledik ve story attık. Dokunduğumda bazen uyarıyordu ve pardon deyip çekiliyordum ( Rsd Julien ‘dan ögrendigim en önemli sey) ve iki dakika sonra tekrar yakinlasiyordum . Bu hep bu sekilde itme – cekme seklinde devam etti. O tuvalete gittiğinde ben de mutfağa geçtim. O dönerken cagirdim ve duvara yapıştırıp öpüşmeye başladım. Arkadaşı geldi ve  “Ne yapıyorsunuz ?”diyerek güldü.  Sanki bir saattir önünde yapmıyormuşuz gibi .Arkadasini utandirmaya çalışıyordu.  Toplamazsam kapanış olmazdı . Ben de makaraya sardım.   “ Muhabbet edeceğiz ya musade etsene” diyerek guldum . Gittiğinde öpüşmeye devam ettik.
“Sesleri hala geliyor “ dedi kulağıma. Elinden tuttum.
“Sanirim daha sessiz bir yer var, gel” dedim ve yönlendirdim.
Tuvaletin yanındaki odasına geçtik.
Onu boşalttıktan sonra erkek düşmanı feminist beni nasıl tatmin edeceğini sordu. Suratına boşaldım.
Kilit noktalar
Çoğu şeyi atlamış olabilirim üstünden bir hafta geçtiği için hatırlamıyorum.  Fakat bazı önemli noktalar şunlar :
  • Çoğu kadın kulaktan dolma bilgilerle ya da erkek düşmanı ortamda yetişip kendilerini feminist adlediyorlar ama ERKEKLERE MUHTAÇLAR.
  • Kadınlar yönlendirilmeye her zaman yonlenerek cevap verir.
  • Her ihtimali göz önünde bulundurun ve iyi bir winginiz olsun.
  • Eğlenin ve eğlendirin.  Yapmak için yapmayın içinizden geldiği gibi yapın.
  • Her zaman ve her durumda yeterlisiniz.  Uzun dönem ilişki harici maddiyat sorun değildir
  • Harcadığım tek para kızın evine giderken ki taksi parasıydı, biraları onlar sipariş ettiler.
 Konuk Yazar : Gaspard – Eski Sosyal Dinamikler Eğitmeni

Senin kendi ligin

“Rollo, Oyun farkındalığıyla ve kırmızı hapla yeni tanıştım.  Dönüşümümden beridir her geçen gün daha fazla kızla görüşüp daha başarılı oluyorum ama gerçekten çok güzel kızların benim seviyemin (ligimin) çok üstünde olduğunu hissetmekten kendimi alamıyorum.

Bu konuda tavsiyen var mı?”

Tomassi’nin 8 Numaralı Demirden Kanunu

Bir kadının seninle niye yatmayacağını anlamasını HER ZAMAN kadına bırak, asla bunu onun için yapma.

Feminen buyruğun sosyal buyruk olarak devam edebilmesinin önemli bir parçası, kadınların temel cinsel seçiciler olmasını muhafaza edebilmektir. Daha önceki yorum ve yazılarımda detaylandırdığım gibi bunun anlamı,  bir kadının cinsel stratejisinin gereksinim duyduğu şey, kadının çekiciliğinin izin verdiği ölçüde en iyi erkeği seçebilmesidir.

Bu tam anlamıyla hipergaminin tanımıdır ve bireysel seviyede, en damardan fişe takılı erkekler hariç tüm erkekler bunu çeşitli seviyelerde bilirler. Fakat, birçok erkeğin kaçırdığı şeyin, hipergaminin sosyal ölçekte ne kadar karmaşık olduğudur. Hipergaminin toplumda egemen pozisyonunu muhafaza edebilmesi için, feminen buyruğun varolan karmaşık sosyal gelenekleri muhafaza etmesi, yenilerini icat etmesi ve normalleştirmesi gerekmektedir. Bu geleneğin kapsama alanı, hayatın başından itibaren devam eden bireysel koşullanmadan, büyük ölçekli sosyal mühendisliğe (örneğin feminizm, din, hükümet, vs.) kadardır.

Kişiselden sosyal ölçeğe çalışan sosyal geleneklerden biri de “ligler” (seviyelerdir). Sosyal Eşleşme Teorisinin temel fikri şudur : “diğer herşeyi eşit alırsak, bir birey kendi çekiciliğine yakın ya da benzer bir bireyi çekici bulup, onunla eşleşir.” Başka her şeyden soyutlandığında, liglerin arkasındaki temel fikir budur. Lig mantığının sosyal geleneği, “diğer herşeyin eşit olmadığı” yerde, feminen buyruğu desteklemek için kullanılan ve aynı zamanda sosyal eşleşme teorisini destekleyen bir gelenektir.

“Lig”lerin gizli fonksiyonu ise, erkekleri kadınların cinsel onayı için kendi kendilerini önceden elemelerine teşvik etmektir.

Sosyal durum gelişip karmaşıklaştıkça, erkeğin kaynak ve güvenlik sağlayıcı birinin kişisel özelliklerini taklit etme yetenekleri de gelişip karmaşıklaştı. Başka deyişle, daha düşük seviyede erkekler bile kadınların cinsel filtrelerini yanıltacak ve cinsel stratejilerini by-pass edecek kadar akıllı hale geldiler. Hızla artan karmaşıklık nedeniyle kadın için, gerçekten uygun adayı rol yapandan, sapla samanı  birbirinden ayırmak güçleşti. Her yeni nesilde, bu dedektiflik işini kadınların kendi başına yapmaları beklenemez hale geldi. Bu nedenle de feminen buyruk erkekleri yardıma koştu ve feminen tanımlı toplumda varolabilmeleri için takip etmeleri gereken, içselleştirilmiş sosyal doktrinler yarattı.

Lig konsepti de bu doktrinlerden biri. Bir kadının cinsel yakınlığını hakedecek biri olup olmadığınızla ilgili şüphe, önceden koşullanmış, “onun seviyesinde / liginde olmadığınız” fikrinden kaynaklanır. “Eğer yapamayacağını düşünürsen, (yapamazsın ve ) doğru düşünmüş olursun” sözü burada geçerlidir. Yürüme korkusunun çoğu, kendi kişisel imajınızdan gelir – Ben HB9 bir kıza yürüyecek kadar yakışıklı, varlıklı, eğlenceli, kendine güvenli, ilgi çekici, iyi giyimli biri miyim? HB 6? Karşı karşıya olduğumuz tehlike çok yükseği hedefleyip başaramamak değil, çok alçak bir noktayı hedefleyip başarıya ulaşmaktır.

Cinsel pazarın değerlendirmeye dayanan standartlarının gerçekliğini tartışmıyorum – cinsel pazar çoğunlukla zor ve acımasız bir gerçeklik. Yapmaya çalıştığım, en fazla HB7 bir kızın seviyesine çıkabileceğinizi düşünme sebebinizi size göstermek. Yakışıklılık önemlidir. Oyun, para, kişilik, yetenek, vs. de önemlidir. Ama kendi öz değerlendirmeniz gerçekçi mi? Yoksa feminen buyruğun sizi inandırdığı lig mentalitesini baz alarak, cinsel pazarda değerinizi gönüllü olarak ve kendi elinizle mi azaltıyorsunuz?

Ligin Ekonomisi

Lig Mentalitesinin erkekler tarafından içselleştirilmesi, erkeklerin kendi kendilerini eleyerek kadınlar için daha iyisini daha kötüsünden ayıklamalarını sağlamaktır. Fakat bunun yanında, lig mentalitesi kadın milletinin toptan değerinin arttırılmasına da hizmet eder. Tüm ekonomik varlıklar gibi, feminen buyruk da piyasa değerini arttırma yeteneği üzerinde yaşar ya da batar. Feminen buyruk aslında bir pazarlamacıdır. Buradaki üzücü ironi ise şudur : geçtiğimiz ve şimdiki yüzyılda feminen buyruk kadın milletinin cinsel pazar değerine büyük değer atfederken, birey olarak kadınların değerine vurgu yapmamaktadır. Erkeklerde ise durum tam tersidir : erkeklerin CPDleri oldukça bireyselleşmiş iken, erkek milletinin cinsiyet olarak toptan CPDsinin değeri düşmüştür.

Demek istediğim, kollektif olarak kadın cinselliği, “ödül” olmaktan daha azına razı olmayı kaldıramaz. Tüm vajinalar altın standart olursa, erkek cinselliğinin değeri daha düşük olacaktır. Tanım gereği, erkeklerin kollektif cinselliği, kadınların cinselliğinin seviyesinin / liginin altındadır.

Bunu daha da açıklamak için, çoğu (değişik derecelerde beta) ortalama erkeğin, ortalama bir kadının “mucizevi bir ödül” olan ilgisi ile “kutsandığını” düşünelim. Güç dengesi başından feminen çerçeve içinde tanımlanmıştır. Erkeklerin nesnel olarak ortalamadan öte olmayan kadınları bile ONEitis yapabilmelerine şaşmamalı. Zaten lig şemasının amacı da budur – erkeklerin öznel bir şekilde, nesnel koşullarda aynı seçiciliğin yanından geçemeyecek kadınlara bağlanmasını sağlamak. Roissy zamanında, bir erkeğin sağlıklı bir ilişki yürütebilmesi için kadını tarafından 1 – 2 CPD puanı yukarıda algılanması gerektiğini varsaymıştı. Feminen buyruğun kadın cinselliğinin daha değerli olduğunu vurguladığı günümüzde, bu oldukça zor bir koşul. Ve daha buna, günümüz kadınının, yükselen sosyal medya tarafından aşırı şişirilmiş özdeğer algısını katmadık bile.

Ligi Oyuna Getirmek

Yukarıdakilerin hiçbirisi, lig / seviye kavramında gerçeklik payı yok demek değildir. Gerçek sadece erkeklerin “inandırıldıkları” şeyden farklıdır. Feminen buyruk erkekleri lig / seviye kavramına inandırırken, kadınların seviyesini toptan bir değere ortalayıp, tek tek kadınların aynı lig hiyerarşisini bypass etmesine çalışır. Erkeklerin kendi derecelendirme sistemleri olduğunu söylemeye gerek yok – bunlardan en popüleri fiziksel özelliklere dayanan HB 10 ölçeğidir. Söylemeliyim ki feminen buyruk içinde erkeklerin kadınları derecelendirdikleri her sistem, alay edilecek, utandırılacak ve şeytanileştirilecektir. Ama biz bunları zaten biliyoruz.

İrrasyonel kendine güven, Lig kavramını kenara atmak ve bu kavramdan kurtulmak için iyi bir başlangıçtır. Oyun farkındalığı olan erkek, biraz kurnazlık ile lig kavramını lehine bile kullanabilir. Bir kadına lig / seviye zihniyetini takmadan, neredeyse bir Zen ilgisizliği ile yaklaşarak, feminen gerçekliğin kontrol edebileceğinden fazlasına sahip olduğunuz mesajını gönderirsiniz. Alfayı çekici yapan, feminen buyruğu tam da bu şekilde sikine takmamasıdır; küçük yaşlarda koşullanması gereken kurallardan ya bihaberdir ya da bu kuralları zerre sikine takmaz. Görünür derecede “liginizin / seviyenizin üstünde” bir kadını oyuna getirmeye çalışmanız, feminen senaryoya şüphe tohumu ekerek onu alaşağı eder ve sizin algılanan değeriniz konusunda hayalgücünü tetikler. Şüphe çok güçlü bir silahtır, aslına bakarsanız Lig konsepti zaten erkeğin kendi değeri hakkında şüphesi üzerine inşaa edilmiştir. Lig gibi kadınların dayattığı sosyal geleneği reddederek bu aleti avantajınıza kullanın.

Rollo Tomassi : Kırmızı Hap camiasının en önemli figürlerinden biri olan Rollo Tomassi'nin The Rational Male kitabı her erkeğin okuması gereken başucu eseri. Oldukça popüler olan The Rational Male bloğunun da sahibi de olan Rollo, The Rational Male - Preventive Medicine (Volume 2) ve The Rational Male - Positive Masculinity: Positive Masculinity (Volume 3) adlı kitapları ile ilk kitabındaki fikirleri daha da geliştirdi. Rollo Tomassi'yi burada Rollo Tomassi etiketinde de takip edebilirsiniz.

Çeviri : A Leauge Of Your Own

Adam öküz

Kadın zirvesine katılan Kılıçdaroğlu’nun Ayşe Arman ile konuşmasının bir bölümü aşağıda. Ayşe Arman Kılıçdaroğlu’nun “erkekler ekonomik sıkıntı yüzünden eziliyor büzülüyor çaresiz kalıyor ve eve gidince hıncını kadından çıkarıyor” türünde talihsiz (!) bir açıklama yaptığını söyledikten sonra, tipik bir feministten beklenecek bir şekilde kelime oyunu yaparak bu konuda veri temelli açıklama yapma cürreti gösteren bir erkeğe saldırıyor. Kemal Kılıçdaroğlu bir sebepten bahsediyor ama Arman bunu gerekçe diye lanse ediyor. Bu son zamanlarda feministlerin beğenmedikleri araştırmaları susturmak için çokça kullandıkları bir yöntem. Kılıçdaroğlu’nun acı bir gerçeği dile getirmesi onu tasvip ettiği anlamına gelmemesine rağmen Arman burada “böyle derseniz bunu haklı görürsünüz” anlamına gelecek şeyler söylüyor.

Türkiye’deki rakamları bilmiyorum (Kemal Kılıçdaroğlu yüzde 15 diyor ama bana az geldi) ama dünyada da birçok ülkede erkeğin fiziksek olarak saldırgan taraf olduğu aile içi şiddetin en büyük sebeplerinden biri erkeğin dışarda, başta ekonomik olmak üzere belirli nedenlerle özgüven kaybı yaşaması ve bunun hıncını evde çıkarması. Aynı zamanda veriler, aile içi şiddetin, sosyo ekonomik olarak aşağı indikçe astronomik olarak arttığı yönünde.

 

Feministler tabii bunu duyar duymaz “şiddete kılıf buluyorsunuz” diye çığırtıyorlar zira onlara göre sebep belli (!) : adam öküz. Ayşe Arman gibilerin zaten yaşadıkları fildişi kuleden kendi yüksek zevklerine uymayan herşeyi “öküzlük”, “hanzoluk”, “göbeğini kaşıyan adamlık” gibi yüksek IQ belirtisi (!) kavramlarla açıklamasına artık şaşırmıyoruz. Fakat burada ek olarak tipik feminist tek sebepçilik de var. Bu tek sebep de belli : erkeğin içindeki testosteron destekli şiddet eğilimi ve bunu hunharca dışa vurmasını destekleyen, kadını ezen ataerkil sistem. Bitti. Niye bitti zira çözüm (!) (daha doğrusu feminist ajanda) ataerkil sistemi yıkmak olduğu için sorun cinsiyetçilik olmalı.

Oysa eğer Kılıçdaroğlu’nun dediği gibi bir veri geliyorsa araştırmalardan, bunu ciddiye almak ve erkeklere bu konuda psikolojik destek, danışma hattı, vs. gibi çözümler üretmek, aile içi şiddeti gerçekten azaltabilir. Azaltır demiyorum ama orada ciddiye alırsan çözüme doğru politika üretme ihtimalin olan bir durum var. Veri destekli çözümler her zaman duygusal çözümlerden daha güçlüdür ki dikkat ederseniz “adam öküz” tespitinin önerdiği bir çözüm de yok.

Meriçliğin dibi – Sinsi erkek feminist

Aşağıdaki iki elemanları Skeptico’nun twitter hesabında görünce, bir süredir yazmak istediğim bu yazıyı karalayıp bitirdim.

Bir numaralı sinsi erkek feminist (neden sinsi dediğimi aşağıda açıklayacağım) Tolga “Dünya Erkekler Gününü” topuklu ayakkabı ile geçirmiş.

İki numaralı sinsi erkek feminist olan ekşi sözlük yazarı ise “erkek yazarlardan kadın yazarlara sorular” başlığında şunları sıçmış :

bu ülkede yok sayılan, değersizleştirilen, hakarete, şiddete, tecavüze, cinayete maruz kalan insanlar olarak neden acaba hâlâ “evde kalmak, hayırlı bir kısmet, kız istemek, bayan…” vb söylemleri kullanıyor ve kullanıldığında itiraz etmiyor, şikâyet etmiyor, dava açmıyorsunuz?

öylesine sorulmuş, kötü niyetli, abartılı-ütopik ya da saçma bir soru olarak algılanmaması için kendimden bir örnek vermek istiyorum.

ben erkeğim. hizmet satın aldığım şirketlerden biri ile sözleşmemi başlatırken, bana güvenlik sorusu olarak, annemim evlenmeden önceki soyadını sormalarını kabul etmeyeceğimi, bunu özellikle sözleşmeye eklemezlerse, müşterileri olmayacağımı belirtip, kabul ettirdim. birkaç ay önce, bu şirketi, aldığım hizmette yaşadığım bir sorun nedeni ile aradığımda, görüştüğüm kadın çalışan bana “annenizin….. aaaa pardon, size bu sorunun sorulmamasını istemişsiniz…” dedi şaşırarak, yadırgayarak. “bu size neden garip ve rahatsız edici geliyor, bir kadınsınız üstelik, sizden tebrik, teşekkür beklerdim. ben hiçbir kadının evlenmeden önce ve sonra, cinsel ilişki yaşamadan önce ve sonra diye tanımlanmasını, yargılanmasını, değerinin, saygınlığının, haklarının… yorumlanabilmesini kabul etmiyorum. bu bir insanlık suçu…. ” dedim. umurunda olmadı.

sizce de çok üzücü ve daha çok sorumluluk almanız, artık !!! bu ülkedeki pek çok kadının, kendilerine bilmem kaç taş yüzük alacak bir finansör koca yerine, kendi insanlık hakları için hareket etmeye başlamaları zamanı değil mi?

Bahsi geçen Ekşi Sözlük başlığında daha bir sürü var böyleleri.

Sinsi erkek feminist, erkek egemenlik hiyerarşisinde rekabet edemediği için hatunlarla işbirliği yaparak (genelde hatunların kıçını yalamakla kol kola giden bir işbirliği) hatun düşürmeye çalışan erkekimsi kişilere denir. Bu kişiler, klasik erkek egemenlik hiyerarşilerinden birinde yukarı çıkmaya yetecek maskülin enerjiye, yeteneğe ya da kişiliğe sahip olmadıklarından hem bu hiyerarşinin dışında konum  almaya çalışırlar, hem de bu hiyerarşiye kadın feministler gibi bok atarak, burada rekabet eden erkekleri gözden düşürmeye çalışırlar. Amaç tabii ki kadınların bu yardakçılığı takdir edeceği ve bazı kadınların kendilerini seksle ödüllendireceği beklentisi vardır. Sinsi taraf budur işte. Amaç yine kilodun içine girmek ama iyi çocuk gibi duyar kasarak (virtue signalling) sikişe gitme amacını gizlemek çok baskın.

Burada çalışan klasik beta mitlerinden en tehlikelisi olan Ben diğer erkeklerden farklıyım mitinin daha sinsi bir versiyonudur :

OHK, kadının ağzından çıkan karşı cins kriter ve beklentilerine mümkün olduğu kadar uyarak ve kendisini bunlara uymayan bazı varsayımsal “diğer erkekler”e üstün bir pozisyona koyarak özel olduğunu ve bunun da kadın tarafından takdir edileceğini düşünür.

Bonus : Türkçe online beta akım medyanın temsilcilerinden Onedio’da ele alınan şu meriç mesela, feminist mi bilmem ama duyar kasarak am düşürme işinde sosyal medyaya iyi yükleniyor :

“Melis,her kimsen erkek arkadaşın bugün 18’de Kadıköy starbucks’ta bi kızlayken,sen aradığında hayatım kemalle oturuyoruz diye yalan söyledi.

Arkadaşlar herkes rt atsın melise ulaştıralım kız arkadaşlar özellikle hemcinsiniz aldatılıyo destek olsanıza haydiiiii