Dark Triad Nedir?

Dark triad, psikolojide şu 3 kişisel özelliği taşıyan insanlara verilen isim: psikopatlık, narsistlik ve hilekarlık. Bu tarz kişilere “dark” yani karanlık denmesinin ise ana sebebi, bu özelliklerin hepsini bulunduran insanların kötülük yapmaya normal bir insana göre çok daha meğilli olması.

“E abi biz burda kişisel gelişim falan konuşuyoduk noldu şimdi niye buraya geldi konu” diyebilirsiniz, demeyin. İşin özü şu: bu insanlar doğal olarak alfa doğmuş kardeşlerimiz ve gerçekten kadın magneti olarak hayatlarını sürdürüyolar. Saçma mı geldi? Birazdan örneklerle açıklayacağım, sabret.

Şimdi öncelikle bu arkadaşlardan biraz bahsetmek lazım. Suçlular, uyuşturucu kaçakcıları, katiller, tecevüzcüler v.s. genel olarak bu karakter özelliğinde insanlar. Yanlışlıkla bir kere suç işlemiş insanlardan bahsetmiyorum, bunu hayat tarzı olarak yaşayan insanlar bunlar. Sokaktaki serseri de bu gruba ait, zevk için adam öldüren psikopat da.

Kafanda biraz daha belirginleşti mi tip? Süper, şimdi gerçek bir örnek ile devam edelim.

Abimizin adı Charles Manson. Fotoğraf kendisini anlatıyor ama, abinin hayat hikayesine şöyle bir göz atalım:

Annesi 16 yaşında bir hayat kadınıyken doğan Charles Manson, çocuk yaşlarda annesinin cezaevine girmesi nedeniyle hırsızlık yaparak geçinmeye, sokaklarda yaşamaya başladı. 18 yaşında kendisi de tutuklandı. Cezaevinde bıçak tehdidiyle bir koğuş arkadaşı tarafından cinsel istismara uğrayınca ıslah evine yerleştirildi. 1954 yılında şartlı tahliye ile serbest kaldı. Sahte çek vermek, kadın satıcılığı, uyuşturucu vb. suçlar nedeniyle defalarca hapse girip çıktı. 1967 yılında son kez tahliye olduktan sonra, etrafına topladığı kişilerle bir “aile” oluşturarak Los Angeles ta bir çiftliğe yerleşti. Bu çiftlikte geliştirdiği “teorilerle” yönlendirdiği müritlerinden 5 kişi, Roman Polanski’nin hamile eşi Sharon Tate, Abigail Folger, Polonyalı oyuncu Wojciech Frykowski, erkek kuaförü Jay Sebring, ve lise mezunu bir genç Steven Parent’i Los Angeles, Kaliforniya’da vahşice öldürdüler.

Ertesi gece bu kez Manson’un da katıldığı grup, Labianca çiftini aynı şekilde öldürüp parçaladı. Taraftarı olan bir kadının, farklı bir suçla tutuklandığında, işledikleri cinayetleri övünerek anlatması sonucunda Manson ve 4 arkadaşı tutuklandı.

Nasıl, tam anlamıyla bir psikopat değil mi? Peki ben hala bu olayın red pill ile ne alakası olduğunu anlatmadım değil mi? Şimdi işler burada biraz garipleşiyor. Bu adam hapiste kalırken (kendisi normalde idam mahkumu ancak daha sonrasında cezası müebbet hapise çeviriliyor ve hala hapisanede hayatına devam etmekte) yüzlerce kadından bu adama defalarca aşk mektubu geliyor. Hatta bir tanesi o kadar çok yazmış ki “Charles Manson: Love Letters To a Secret Disciple” adında bir kitaba konu olmuş. Dikkatinizi çekmek istiyorum, adamın bir daha hapisten çıkabilme ihtimali bile yok, ve herif tam bir psikopat. Şimdi bir “hassiktir lan noluyoruz?” oldun mu? O zaman geçelim ikinci örneğimize.

Ted Bundy. Ne kadar sevimli ve yakışıklı gözüküyor değil mi? 30’dan fazla cinayet işlemiş, kurbanlarına öldürmeden önce ve öldürdükten sonra tecavüz etmiş, daha sayamayacağım kadar fazla şey yapmış bir cani kendisi. Şimdi içinizden “yok artık kadınlar bu adama da ilgi duymuyordur canım?” diyorsunuz değil mi? Tebrikler, yanıldınız. Bu mahlukat da, Charles Manson gibi yüzlerce aşk mektubu alıyor. Yalnız mahkeme bu adamı, Charles gibi yaşlandırmayı seçmemiş ve 1989 yılında idam edilmiş.

Reddit’te feminist olması ile ünlü bir ablamız, utana sıkıla “askwomen” subreddit’inde (kızlarsoruyor.com tarzı bir paylaşım alanı) bu tarz adamların kendini azdırdığını itiraf etmişti. Yazdığı yazının tamamını buraya taşımayacağım ancak şu noktası çok hoşuma gitti:

My fiance is a good guy good guy and I really love him, our life together is great …but then I talk to the dirty long haired pot smoking mechanics at work and it makes me miss fucking up my life by dating them. Stupid.

Diyor ki: “Nişanlım çok iyi biri ve onu çok seviyorum. Birlikte hayatımız çok güzel… Ama daha sonra uzun saçlı, ot içen tamirciler ile konuştuğumda, bir anda içimden bir ses herşeyi boş verip onlarla çıkmamı söylüyor”

Yani bu olay eğitimle vs. falan alakalı değil. Hani diyorsun ya bu barzo herifler nasıl her hafta başka hatunlarla takılıyor. Bak işte cevabı burada. Daha fazla örnek verip sizi sıkmayacağım, inanmıyorsanız ekşi’de “hatunların efendi adam yerine piç tercihi” başlığında buna benzer yüzlerce hikaye bulabilirsiniz.

“Peki abi siz ne diyonuz biz de mi böyle olalım?” diyorsanız eğer cevap tabiki de hayır, saçmalamayın. Bunlar kadınların eş seçimi konusunda mantıklı davranmadıklarını göstermek için size uç örnekler. Bakın bu adamlar 1-2 kadından aşk mektubu almıyorlar. Sayılar yüzler ile ifade ediliyor.

Şimdi gelelim kadınlar neden bu adamlara, adamı bir daha görme şansı olmasa bile aşık oluyor. Bu blog’un birçok yerinde kadınların çocuklarına bakabilecek, güçlü, gidip avlanıp yemek bulabilecek adamlara aşık olduğunu söyledik ya. Bu herifler bunların ağa babaları. Bu adamlar dibine kadar güçlü, kimseyi takmayan, kural tanımayan, canları ne isterse onu yapan adamlar. Tekrar söylüyorum, bu adamlar gibi olmayın. Olamazsınız da zaten. O kadar psikolojik bozukluğu elde edebilmek bile çok ciddi travmalar gerektiriyor.

Peki ben bu yazıyı neden yazdım? Hani kardeşim sen “ay o kırılır şunu yapmayayım”, “ay bunu yaparsam üzülür” diye meriç triplerine giriyorsun ya. Girme! Ayı ol biraz, kendini düşün. Birşey hoşuna gitmiyorsa söyle, içinden ayarsız birşey yapmak geliyorsa yap. Erkek doğan sana bunları yapmanı söylüyor, bırak o erkek dışarı çıksın. Hatunları kırmazsan hiçbirini de elde edemezsin. Biraz narsist, biraz manyak olmaktan asla zarar gelmez.

Aşık Kadın

Men value love, women love value.
Erkekler aşka değer verir, kadınlar değere aşık olur.

Erkekler, aşkın aşk olarak yeterli olduğuna inanır. Kadınlar ise aşk konusunda fırsatçıdır.
Bunu şöyle de söyleyebiliriz : Erkekler bir kadına aşık olurlar, kadınlar ise bir erkeğe değil, ondan sağlayabilecekleri faydaya aşık olurlar.
Hatta bunu şöyle daha iyi söyleyebiliriz : Bir kadının bir erkeği, bir erkeğin bir kadın tarafından sevilmek istediği şekilde sevebilecek kabiliyeti yoktur. Sadece kadınlarımız değil, kız kardeşlerimiz, annelerimiz ve kızarkadaşlarımız da bu tür bir aşk kavramına sahip değildir.
“Erkekler realist gibi davranan romantiklerdir, kadınlar ise romantik gibi davranan realistler”

Matrix’e göbekten bağlı bir beta erkek için “kadın aşkı”nın gerçek doğasını kabul etmek çok zordur. Gerçek hayat her ne kadar aksini defalarca kanıtlamış olursa olsun böyle bir erkek kendi kafasındaki Disneyvari aşk mitini bırakmamak için büyük bir mücadele verir.

Kadın aşkının yukarıda bahsedilen doğasını kabul edip hayatını ona göre yaşamak ise erkeğin mutlu olmak için atabileceği en önemli adımlardan biridir. Bu bir kadın duygusal olarak bağlanamaz ya da ilişkiye yatırım yapamaz anlamına gelmez. Sadece bir kadın erkeğin idealize ettiği kalıba uyacak biçimde bunları yapamaz anlamına gelir.

Kadının bu idealize edilmiş aşk kalıbına uyamayacak olmasının kabulü bir erkeğin uzun süreli ilişkisinin temelini oluşturmalıdır. Peki bu pratikte ne anlama gelir? Basit : Erkek, dominant cinsiyet olmalıdır. Erkek, kutsal bir merci böyle buyurduğu için ya da doğuştan hakkı olduğu için değil. Kadının aşkının, kadının hipergami güdüsüne rağmen erkeğin bu aşkı sürdürebilme kapasitesine bağlı olduğu için.

Sadece kendin ol (ya da başkası olma kendin ol)

Günümüz feminen kültür propogandasının erkeklere en çok pompalanan kavramlarından biri “sadece kendin ol” (just be yourself). Bu saçmalık sadece geleneksel ve sosyal medyadan akmıyor, erkeğin çevresinden, özellikle çevresindeki kadınlardan, pompalanıp duruyor. “Sadece kendin ol Mahmut, o seni olduğun gibi sevmeli, kendin olmazsan, sahte biri olursun ve bu da onun sana güvenini zedeler”.

Oysa neden sadece kendin olmalısın ki? Şu anki kendinden daha iyi biri olabileceksen, sadece kendin olmak değil, kendinden daha iyi olmak teşvik edilmeli.

Kişilik sürekli akış içinde olan ve kolayca şekillendirilenilen birşey. Bugün olduğunuz kişi, 2 yıl önceki sizle aynı değil ve 2 yıl sonraki siz bugünkünden daha farklı olacaksınız. Hayat boyu taşıdığımız karakter özellikleri olabilir ama bunlar bile zaman içinde değiştirilebilecek şeyler. Herhangi bir anda sizin kim olduğunuz aslında sizin tanımladığınız birşey ve sizin kişisel şartlarınıza ve çevreye bağlı. Peki, sınır çizgisini nerede çekeceğiz? Ne zaman hakiki bir karakter değişimi “sığ” ya da “yapay” değil de meşru kabul edilebilir? İşin aslı “sığ” ve “yapay” kadıların (ve kuyruklarındaki enayilerin) yüzyıllardır kullandıkları slogan kelimelerden başka birşey değiller. Bunlar erkeklerin, kadınların arzu etmedikleri algı durumları olarak içselleştirdikleri şeyler.

Kadın ya da erkek bir kişi için en zor şeylerden biri değişmeleri gerektiğini duymak. Zira bu, onların “kendileri olarak” kalmalarının şu an içinde  bulundukları nahoş durumun sebebi olduğunu belirtir. Bu birine hayatlarını olması gerektiği gibi yaşamadıklarını ya da çocuklarını yanlış şekilde yetiştirdiklerini söylemek gibi birşey. Uyuşturucu kullanan birini tamamen bıraktırmak için aktif çaba harcasam, toplum beni kurtarıcı bir kahraman olarak görür. Birini kanser olmadan önce sigarayı bırakmaya ikna etmeye çalışsam, ilgili bir arkadaş olarak takdir görürüm. Ama birine kadınlarla başarılı olmak istiyorsa hem onlarla ilgili kafasındaki algıyı hem de onlara yaklaşma biçimini değiştirmesi gerektiğini, mutsuzluğunun sebebinin bu olduğunu, daha iyi görünmesi ve hissetmesi gerektiğini söylesem, bahsi geçen kişinin problemlerine duyarsız “sığ” herifin teki olurum. Oysa yapıcı eleştiri, karşındakinin kendisini gözden geçirip değiştirmesini sağlayabilecek birşey.

Kişilik sadece şekillendirilebilir birşey değil aynı zamanda dramatik koşullarda dramatik şekilde değişebilen birşey. Bunun en bilinen örneklerinden biri savaş gazilerinde görülen travma sonrası stres bozukluğu. Bu adamların maruz kaldığı aşırı koşullar kişiliklerini önemli ölçüde değiştirir. Her ne kadar bu uç bir örnek olsa da koşullar zorladığında başka birine dönüşebileceğinin bir kanıtı. Eğer benim içinde yaşadığım koşullar TV önünde pizza yiyip patatese dönüşme ve Cuma akşamları video oyunu oynama gibi öğelerle bezeliyse, spor salonunda poposunu şekillendiren piliçin birinin gelip benimle sabaha kadar seks yapmasını beklemek ne kadar gerçekçi olabilir? Ama neden olmasın? Sonuçta en samimi şekilde “sadece kendim olmaktan” başka birşey yapmıyorum ki. Hatun beni ben olduğum için sevmeli.

sisman-erkek-guzel-kadin

“Sadece kendin ol” (SKO) hipergaminin hizmetinde bir sosyal gelenekten başka birşey değil. SKO kadınların büyük bir hevesle teşvik ettikleri birşey. Zaten söylemesi en doğru şeymiş gibi de duran birşey. “Kim senin sen olmanı istemez ki Mahmutçuğum?” Bu durumda sana değişmen gerektiğini söyleyen herkes aslında kendi bencil amaçları için seni suistimal etmeye çalışan tekinsiz kişiler. Bu masal kendini olduğun gibi kabul et mantrasına da tam oturan birşey. Özellikle bir kadın yaşlanmanın duvarına karşı hızla yol alırken ve bu fiziğinde acımasızca ortaya çıkarken neden “eskiden kim olduklarına göre değil de şimdi kim olduklarına göre” sevilmek istemesinler. Fakat SKO’nun erkeklerde teşvik edilmesinin sebebi bir çeşit cinsel seçilim mekanizmasından başka birşey değil. Tüm erkeklerin sadece kendileri olduğu ve en samimi şekilde kendileri göründüğü ideal bir dünyada, bir kadın hipergami doğrusunda en doğru erkeği seçtiğinden 100% emin olabilir (aslında bu daha çok seçilmemesi gereken erkeklerin cici çocuklar olarak kendilerini elemelerini de sağlar).

Daha önce de belirttiğim gibi bir kadın bir erkekten dürüstlük beklediğini söyler ama hiçbir zaman erkek hakkında herşeyin önüne serilmesini istemez. Kadına tam olarak herşeyi söylememek ilişkide cinsel çekimi ateşleyecek gizemi korumak açısından tavsiye edilir. Ama bunun bir yararı da erkeğin SKO zokasını yuttuğunu varsayarak hareket eden kadının SKOyu aleyhinize kullanmasını engellemektir.

Tomassi’nin 8 Numaralı Demirden Kanunu
Bir kadının seninle niye yatmayacağını anlamasını HER ZAMAN kadına bırak, asla bunu onun için yapma.
Feminen zorunluluğu toplumun zorunluluğu olarak varetmenin ana mekanizmalarından biri de kadını cinsel seçilimin baş aktörü olarak tutmaktır. Kadının temel cinsel stratejisi, kendi genetik materyalinin bulabildiği en optimum erkeği bulmaktır.

Bu yazı Rollo Tomassi’nin Just Be Yourself yazısından çevrildi. Birebir değil ama neredeyse birebir.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz. Youtube, Spotify ve Patreon kanallarımızı da takip etmeyi unutmayın.

Rollo Tomassi : Kırmızı Hap camiasının en önemli figürlerinden biri olan Rollo Tomassi'nin The Rational Male kitabı her erkeğin okuması gereken başucu eseri. Oldukça popüler olan The Rational Male bloğunun da sahibi de olan Rollo, The Rational Male - Preventive Medicine (Volume 2) ve The Rational Male - Positive Masculinity: Positive Masculinity (Volume 3) adlı kitapları ile ilk kitabındaki fikirleri daha da geliştirdi. Rollo Tomassi'yi burada Rollo Tomassi etiketinde de takip edebilirsiniz.

Duygusal Güç

Benim teorim şu : kadınlar duygusal güce, dünyada başka hiçbir şeye duymadıkları kadar ilgi duyarlar. Çünkü bir erkeğin duygusal olarak güçlü olması, en büyük güç göstergesidir. Özellikle günümüz dünyasında, kadınlar için bir erkekte bulunması en zor özellik de muhtemelen duygusal güçtür.

Para bir şekilde kazanılabilir ve kaybedilebilir. Aynı şekilde tip ya da yakışıklılık hem genetik mirasa bağlıdır hem de yanıltıcı olabilir. Ancak bir erkeğin duygusal olarak güçlü olması, gerçekten kendini geliştirdiğini ve kendi iç dünyasını fethedebildiğini gösterir. Herkes zengin ya da yakışıklı olabilir ama herkes kendi iç dünyasıyla gerçekten barışık olamaz. Gerçek alfalık burada başlar.

Bu blogda belki yüzlerce kez kadınların erkeklerde güç aradıklarından, güçlü erkeklerden hoşlandıklarından bahsettik. Bak kardeşim, gerçek güç duygusal güçtür. Bunu başarabildikten sonra hayatında başaramayacağın hiçbir şey yoktur.

Örnek vermek gerekirse; hayatında finansal, sosyal ya da başka herhangi bir problem yaşadığında gerçekten sakin kalmayı, güçlü durabilmeyi ve kendinden emin olmayı başarabilirsen, eninde sonunda o problemi aşıp hayatına normal bir şekilde dönmeyi başarabilirsin.

Ancak problem karşısında sakinliğini kaybedip, paniklemeye başlarsan muhtemelen o problemi daha da büyütüp eline yüzüne bulaştırman işten bile değil. Kafanı negatif duygularla doldurduğunda, sana yardım edebilecek tek şey şansın. Bir sürü başarılı, zengin insan hayatındaki sorunları çözemediği ve bir süre sonra baş etmeyi başaramadığı için kafasına sıkıp ölmeyi tercih ediyor farkında mısın? İşte bu yüzden bi erkek başarılı olmak için önce duygusal olarak güçlü olmalıdır. Yoksa hayatında başına gelecek sorunlar, seni intihara bile sürükleyebilir.

Peki gelelim konunun kadınlar ile ilgili tarafına. Ne demiştik, kadınlar erkekleri ölçmek için shit test dediğimiz mekanizmaları kullanır. Çoğu erkek bu testleri, düşünüp yorumlayarak aşmaya çalışır. Ancak bu testleri aşmanın yegane yolu, duygularınızı kontrol edebilmekten ve karşınızdaki kadın ne kadar sert saldırırsa saldırsın kendinizi kontrol edebilmekten geçer. Gerçekten erkek olabilmek ile erkek olmayı taklit etmek arasındaki en büyük fark burada yatar.

Emin olun bu testleri, gayet doğal ve akıcı bir şekilde geçebildiğinizde, o kadınla birlikte olmamanız için bir neden yok. Duygularını kontrol edebilme yeteneği, kadınlar için gerçek bir afrodizyaktır. Ve sen kardeşim, hayatında kadınlarla veya herhangi bir konuda başarılı olmak için, bunu öğrenmek zorundasın. Erkeklerin kadınlar kadar ağlayıp zırlamaya, “ay bana sıkıntı bastı bununla mı uğraşıcam ben” demeye lüksü yok.

Karşınızdaki kadın, duygularınızı test etmeye, sinirinizi bozmaya çalışacaktır. Ama siz suratınızda güvenli bir gülümseme ile kadının uyguladığı bu testleri umursamadan, hatta alaya alarak cevap verebilir ve sakinliğinizi koruyabilirseniz. Bir kadının size karşı ne kadar çabuk değişebileceğine de şahit olabilirsiniz. Kadınların yaptıkları bu testleri umursamadan geçiştirebilmek, hatta üzerine kadınla dalga geçebilmek bir buluşmada yapabileceğiniz en pozitif şey olabilir.

Tabi bu demek değil ki, kendinizi geliştirmenizin, vücut çalışmanızın, iyi görünmenizin hiçbir önemi yok. Bir erkek her zaman olabileceği en iyi halinde olmalıdır. Ancak duygusal olarak yeterince güçlü olmayan bir erkeğin, ne kadar yakışıklı, iyi fizikli ya da zengin olursa olsun çoğu kadınla şansı yaver gitmeyecektir.

Peki kendinizi duygusal olarak güçlendirmek için neler yapabilirsiniz?

  • Meditasyon: Hayır, şaka yapmıyorum. Meditasyon insanın zihnini dinlendiren, kendi duygu ve düşünceleriyle barışmasını sağlayan, beyni geliştiren gayet güzel bir aktivitedir. Çok değil günde 10 dakika düzenli meditasyon yaparak hayatınızda inanamayacağınız kadar ciddi gelişim kaydedebilirsiniz. Yakın bir tarihte meditasyonu ve nasıl yapılacağını anlatan bir yazı eklemeye çalışacağım.
  • Kendinle barışmak: Geç kardeşim aynanın karşısına, kendine bak. Burnun mu büyük? Kafan mı kel? Boyun mu kısa? Vücudunda orantısız bir yer mi var? Vücudunda spor v.s. ile değiştiremeyeceğin tüm kötü veya garip özellikleri keşfet. Önce kendinle dalga geç. Hatta o kadar geç ki orjinal espriler üretmeye başla. Emin ol, sen kendine barışık olduğun sürece, başka birisi ne derse desin umrunda olmayacaktır.
  • Klinik sorunlar: Depresyon, kaygı gibi sorunların varsa, bir psikiyatrist ya da psikoloğa görün. Bunda gocunacak, çekinecek bir durum yok. Bu tür rahatsızlıkların çoğu dönemsel hormonel dalgalanmalardan kaynaklanır ve terapi veya kısa süreli ilaç kullanımı ile kontrol altına alınabilir. Yalnız bu konuda özellikle Türkiye’de doktorlar ilaç yaz kurtul kafasında olabiliyor. O yüzden tavsiyem araştırarak ve hastalarıyla ilgilendiğini bildiğin bir uzman bulman ve eğer bu uzman sana bir sorunun olduğunu ve iyleşebileceğini söylüyorsa vazgeçmeden bu sürece adım atman.

Bu yazı, İlişki Sihirbazı – Kadınlarla Başarının Sırları Kitabındaki aynı adlı bölümden genişletildi.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz. Youtube, Spotify ve Patreon kanallarımızı da takip etmeyi unutmayın.

Jordan Peterson – Hipergaminin insan evrimindeki yeri

Toronto Üniversitesi Psikoloji Profesörü Jordan Peterson bu videoda hipergaminin insan evrimindeki rolünü anlatıyor. Bonus olarak da friendzone’un evrimsel açıdan harika bir tanımını veriyor : “Arkadaş olarak hiç de fena sayılmazsın ama bu senin genlerinin gelecek nesile aktarılmasının bir gereği yok” 😀

 

Bu konuya Erkek Egemenlik Hiyerarşisi yazımızda değinmiştik :

Burada çalışan önemli mekanizma, kadınların, çocuk yapacakları seçmesi. İnsan türünün en yakın kuzeni olan şempanze (yaklaşık 6 milyon yıl önce ortak atadan ayrıldığımız) dişileri, insan dişilerinin aksine, önüne gelenle çiftleşirler. Tabii ki alfa erkeğin, beta ve omegaları döverek uzaklaştırması sonucu bu çiftleşme genelde alfa şempanzelerle olsa da, burada şempanze dişisinin herhangi bir seçim yapması durumu yoktur.

Peki kadınlar, beraber çocuk yapacakları erkeği nasıl seçerler? Erkek egemenlik hiyerarşisine bakarak. Burası, erkeklerin birbirleri ile rekabet halinde oldukları arenadır. Erkek egemenlik hiyerarşisi arenasında erkekler, bariz dişiler için birbirlerine üstünlük sağlamaya çalışmazlar. İş, para, statü, egemenlik gibi konularda birbirlerine üstünlük yarışındadırlar.

Jordan Peterson’un Türkçe alt yazılı diğer videolarını Erkek Adam Youtube kanalında bulabilirsiniz.

Jordan Peterson ile ilgili bir başka kaynak da Jordan Peterson – Kişilik ve Dönüşümleri Ders Notları kitabı.

Toronto Üniversitesi Psikoloji Profesörü Jordan Peterson,  ilkin Social Justice Warrior‘larla (SJW) girdiği başarılı mücadele ile gündeme gelse de, genç erkeklerin hiç duymadıkları, ama eksikliğini derinden hissettikleri sorumluluk ve hayatına yön verme mesajları ile kısa zamanda erkek popülasyonu tarafından yoğun takip edilen biri haline geldi. Peterson’u erkekler arasında bu kadar meşhur eden şey, erkeklerin babalarından duymaları gereken ama artık hiç duymadıkları mesajları veriyor olması. 12 Rules for Life: An Antidote to Chaos adlı kitabı Ocak 2018'de piyasaya çıkacak olan Peterson'un Maps of Meaning: The Architecture of Belief  adlı bir kitabı da mevcut. Jordan Peterson'un Türkçe çevirilerini burada Jordan Peterson Türkçe etiketinden takip edebilirsiniz.

Babalık Testi – Maury Şov Sen Baba Değilsin’in en ibretlik bölümü

Amerikalı talk şov sunucusu Maury Povich’in sunduğu Maury programında en çok işlenen konu babalık testi. Genelde bir veya birden fazla çocuğun kendinden olmadığını iddia eden erkeği kadın stüdyoya getiriyor ve babalık testi yapılıyor.

Birçok bölümde stüdyodaki adam baba mı değil mi son ana kadar bilemiyorsun. Bazen son çocuğu reddeden babanın üç çocuğunun da kendinden olmadığını öğrenmesi gibi şok bölümler de oluyor ama bu bölümde herşey açık seçik ortada. James ve Amanda beyaz ebeveynler iken James’in çocukları bariz siyah – beyaz melezi. James efendi efendi bu gerçeği göz ardı etmeye meyilli ama muhtemelen çevrenin bitmek bilmez baskısı ile “şüpheye düşmüş”. Amanda ise James’i bir kere bile aldatmadığı için (!) çocukların James’ten olduğuna emin (!?!) (kendi yalanına 100% inanan biri olduğunu düşünüyorsanız, tekrar izleyin ve vücut diline bakın. Amanda herşeyin son derece farkında).

Bölüm ibretlik zira hatun James kendine bakmayacak diye ağlıyor. James ise kamera önünde desteğini kadınından hiçbir koşulda esirgemeyen sorumlu (!) beta görüntüsünü korurken, sanki stüdyodan çıkar çıkmaz Amanda ve çocukları terk edecek gibi.

Hatunun çocuklara bakmak için çalışması gerektiğini anladığı anın ardından James’in koltuğa oturup kendisini teselli etmeye çalıştığı anda Amanda’nın vücut diline ve kendisini “hayır” diyerek nasıl reddettiğine dikkat edin. Özür, pişmanlık, birazcık bile James’e yanaşmaya çalışmak vs. yok. James Amanda için zerre önemi olmayan sadece kullanılabilir biri. Amanda’da sadece kendi kaderine ağıt var. Zira James ile Amanda nişanlı ve James’e zorunlu nafaka ve çocuk desteği takamayacak (Türkiye’yi bilmem de Batı’da genelde çocuğun doğum sertifikasına ismini yazdıktan sonra biyolojik olarak senin olmasalar da baba sensin ve kadın senden çocuk desteği alabiliyor. Bu konuda en uç örnek çocuğunun kendinden olmadığını öğrenip karısını terk eden ama karısı çocuğun biyolojik babasıyla yaşamasına rağmen mahkeme zoruyla çocuk destek ödemek zorunda kalan bir adam ki onu da başka bir yazıda ele alalım).

Programa katılan ve baba olmadıkları kanıtlanan erkeklerin çoğu bu haberi büyük bir sevinç ile karşılıyor. Zira çoğunda durum, önüne gelenle yatan bir kadının hamile kalıp doğurunca en saf salak ya da büyük ihtimal baba olabileceğini düşündüğü cinsel partnerine çocuğu kakalayarak ömür boyu çocuk destek parasına konma telaşı. Fakat maalesef James gibiler de az değil.

James’in kırmızı hap anı düşman başına. Bu güzeller güzeli çocukların tek anne ile (hem de annemiz, yalanı ortaya çıkınca çocuklara değil de kendine ne olacağını daha fazla düşünür görünümü veren bu kadın) büyüyecek olmaları çok acı.

NOT : Bu programı izledim bir süre de, Amerika’da ortanın altı sınıfta şişman ya da obez olmayan kadın kaldı mı acaba merak ettim?

 

Vaka Çalışması – Bir ilgi budalası ile evlenmek

Bir ilgi orospusu ile asla evlenme. Pompala ve bırak ama nişanlanıp evlenme.

Sosyal medya starı, fitness salonu faresi ve ortalama bir golfçü olan Paige Spiranac, golf yeteneğinden ziyade yeşil sahalarda ve instagramda dar ve açık elbiselerle bol bol sergilediği memeleri ve poposu ile kendisine bir milyondan fazla aç beta erkeği ve beta kadını takipçi elde etmiş bir hatun.

Kendisi evlilik yolunda ilerliyor iken müstakbel kocası Steven Tinoco ile ilgili şunları söylemiş :

“Steven bana çiçek alan ve benim için kapı açan ilk erkek. Beni gerçekten bir buluşmaya götürdü ki bu onca netflix izleyip keyif yapmaktan sonra çok ferahlatıcı bir deneyim. O gerçekten çok kibar, saygılı ve iyi kalpli biri. Onca kötü ilişkiden sonra sonunda iyi biri karşıma çıktı.”

İlgi orospusu kategorisinde tepelere oynayan hanım kızımız kaş yapayım derken göz çıkarmış diyebilirsiniz. Oğlumuzdan önce piç erkeklerin (onca kötü ilişki) kucağından kucağına (Netflix derken koltuktan koltuğa belki) atladığını hiç gocunmadan belirtiyor. Çok büyük ihtimal 2 seneye kalmaz boşayacağı ve hunharca nafaka takacağı iyi çocukla ilgili güzel şeyler de söylemeyi ihmal etmiyor.

Yukarıdaki davranış alfa siker devrinden beta öder devrine terfi etme zamanı geldiğini anlayan (gerçi kızımız daha 24 yaşında biraz erken davranmış) modern hatunların giderek artan sıklıkta yaptıkları birşey : müstakbel beta erkeklerini uluorta rezil etmek (şu yazıdaki feminazi olayında bir uç örneğini görebilirsiniz). Neyse bu konuyu bir başka yazıya bırakalım.

Seksi golfçü Paige Spiranac
Seksi golfçü Paige Spiranac, yeşil sahalarda ve instagramda milyon küsur takipçisi olan bir günümüz ilgi orospusu.

Açlıktan kuduran, porno bağımlısı beta sürüsünün beğenisine sunmak üzere bitmek tükenmek bir hevesle sürekli dekoltesini, dar yoga pantolonu ve gece elbisesi kaplı poposunu yayınlayan instagram faresi ile evlenmek iyi bir fikir mi? (Retorik soru tabii ki).

Paige Spiranac, 20li yaşlarının ilk yarısında kucaktan koltuğa, koltuktan yatağa maratonu ile evlilik materyali olma vasfını kaybetmiş bir hatun(*). İyk yobaz diye çıkışanlara : Burda bahsi geçen fiziksel kirlenmiş falan gibi saçmalık değil. Bu tip kadınlar psikolojik olarak evli kadın rolüne bürünemezler. Bir nevi alfa dul olayı.

Bu hatunlardan uzun süreli kız arkadaş ya da evlilik materyali çıkması çok zor. Bu devirde internetten basit bir arama ile müstakbel eşinizin bu tip biri olup olmadığına bakabilirsiniz. Eğer öyle ise ciddi red flag (kırmızı alarm) var. Çoğu aslında serseri kucağı turunu 27 – 28 yaşına kadar sürdürür sonra ellerinde çiçekler kapısında sırılsıklam bekleyen bir uydu erkeğe yamanır. İnce eleyip sık dokuyun.

Evet, kedi maması firması hisselerine büyük yatırım yaptım, ondan bu kadınların evlenmesini engellemeye çalışan bir hainim 😀

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz. Youtube, Spotify ve Patreon kanallarımızı da takip etmeyi unutmayın.

Hipergami’nin umrunda değil

Bir erkeğin tek eşli ilişkisine ve kendi çerçevesine getireceği en önemli bilgelik, kadınların cinsel çoğulculuğu olan hipergaminin farkına varmak ve hipergamiyi bir kadının fabrika ayarı olarak kabul etmek.
Yeni boşanmış bir erkekten en sıklıkla duyacağınız laf “20 yıl evli kaldıktan ve 4 çocuktan sonra bunun böyle olacağını en çılgın kabuslarımda bile göremezdim … beni bu kadar hızlı nasıl geçmişe gömebildi?” gibi birşey. Temel hipergami cahilliği, bir erkeğin gözlerini bağlayan en büyük problem.
Çocuklarınıza ne kadar iyi bir babağa olduğun, hipergaminin umrunda değil.
Üniversite hayatını ve kariyer tercihlerini onun için değiştirmen, hipergami’nin umrunda değil.
Ne kadar heyecanlı ve iyi bir ev erkeği olduğun hipergaminin umrunda değil.
Uzak mesafe ilişkine yakın olmak için 4 il öteye taşınman, hipergaminin umrunda değil.
Onun kararlarında ona ne kadar destek olduğun ya da kendini “erkek feminist” olarak tanımlaman, hipergaminin umrunda değil.
Dini inançların ve hayatının ulvi hedefleri hipergaminin umrunda değil.
Evlendiğin gün verdiğiniz sözler, hipergaminin umrunda değil.
Daha iyi bir geleceği olsun diye onun tekrar üniversiteye gitmesini finanse etmen, hipergaminin umrunda değil.
Onun başka bir erkekten olan çocuğuna ne kadar iyi baktığın, hipergaminin umrunda değil.
Onun gençlik heyecanı ile yaptığı “hataları” büyüklük gösterip affetmen, hipergaminin umrunda değil.
Evlendikten sonra en asil duygunun insanı olarak onun öğrenci kredisini ve kredi kartı borcunu ödemen, hipergaminin umrunda değil.
“Ama nasıl olur, en yakın arkadaşımla …”, hipergaminin umrunda değil.
Ne kadar iyi bir aşçı olduğun ya da kahvesini onun yatağına getirmen, hipergaminin umrunda değil.
Onunla oturup aptal pembe diziler izleme fedakarlığını göstermen, hipergaminin umrunda değil.
Ev işlerinde ne kadar yardımcı olduğun, hipergaminin umrunda değil.
Onun arkadaşlarının ve ailesinin seni ne kadar sevdiği, hipergaminin umrunda değil.
Ne kadar iyi bir insan olduğun hipergaminin umrunda değil.
Çocuklarının “biyolojik” çocukların olup olmadığı hipergaminin umrunda değil.
“Ben sarhoştum, o çocuk da çok şekerdi, ne olduğunu anlamadan herşey birden gelişti …” hipergaminin umrunda değil.
Ne kadar tatlı, komik ve entellektüel olduğun hipergaminin umrunda değil.
“Bunu ondan hiç beklemiyor” olman, hipergaminin umrunda değil.
Kendi hikayenizi ekleyin, eminim bu listeden çok daha fazlası var dışarda …
Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz. Youtube, Spotify ve Patreon kanallarımızı da takip etmeyi unutmayın.
Rollo Tomassi : Kırmızı Hap camiasının en önemli figürlerinden biri olan Rollo Tomassi'nin The Rational Male kitabı her erkeğin okuması gereken başucu eseri. Oldukça popüler olan The Rational Male bloğunun da sahibi de olan Rollo, The Rational Male - Preventive Medicine (Volume 2) ve The Rational Male - Positive Masculinity: Positive Masculinity (Volume 3) adlı kitapları ile ilk kitabındaki fikirleri daha da geliştirdi. Rollo Tomassi'yi burada Rollo Tomassi etiketinde de takip edebilirsiniz.

Yalvarırım terk et beni!

Aşağıdaki mesaj “The Red Pill Reddit forumu“nda (TRP) 2016 sonunda çıktı :

Biraz ön bilgi : kızarkadaşım ve ben iyi işlerde çalışıyoruz. Benim işim beraber yaşadığımız yerden görece uzakta bir laboratuvarda çalışmayı gerektiriyor ve ayda 2 hafta evde olmuyorum. 5 yıldır beraberiz ve aramızda herşey çok iyiydi. Lafını edecek hiçbir şiddetli kavgamız olmadı.

Anlatacağım olay geçen Cumartesi gerçekleşti. Pazartesi eve dönmeyi planlıyordum ve kızarkadaşım arkadaşları ile gece dışarı çıkacaktı … sık yaptığı birşey, pek aklıma taktığım birşey değil.

Cumartesi tipik yoğun bir gündü, çok yorgundum ve o akşam erkenden yattım. Pazar işe döndüm ama telefonuma bakmayı unutmuşum. Bir sürü mesaj  ve sesli mesaj aldığımı farkettim. Hepsi kızarkadaşımdan : sesli mesajların hepsinde ağlayarak, o gece dans etmeye gittiğini ama sarhoş olmasa da hafif alkollü olduğunu anlatıyor.

Bu dans ederken bir erkek kendisi ile dans etmeye başlamış (onun anlattığı bu) ve eğilip kızarkadaşımı öpmüş. O da karşılık vermiş. Ne kadar uzun bir öpüşme bilmiyorum ama kızarkadaşım ne yaptığının farkına varmış ve eve dönmüş hemen. Bütün o mesajları atmış sonra.

2 gündür evdeyim ve kendisi ile sadece bir kere konuşma fırsatım oldu. Eve geldiğimde ayaklarıma kapanıp af diledi. Doğrusunu isterseniz ayrılmayı aklımdan bile geçirmemiştim. O gün çok konuşmadık, beraber uyuduk. Onu kollarıma aldım gece boyu ve bunu bir şekilde atlatacağımızı düşündüm. Yanılmışım. Kızarkadaşım 3 gündür tamamen koyvermiş vaziyette. Gözlerimin içine bakamıyor, evi çok erken terk ediyor, eve çok geç geliyor ve mesajlarıma cevap vermiyor.

Acı çekiyor ve sanırım kendisini affedemiyor. Ne yapacağımı bilmiyorum, ona ulaşamıyorum – sanırım ona zaman vermem lazım ama onun bu haline de dayanamıyorum. Ona karşı kızgınlığım yok, anlık bir hata yapmış sadece. Tamamen çaresiz vaziyetteyim. Onu hala sevdiğime ve bu olanları geride bırakabileceğime nasıl inandırabilirim? Ben bile son iki üç gündür ağlama noktasına geldim.

Oğlumuz birkaç gün sonra da şu güncellemeyi paylaşmış :

GÜNCELLEME : Ona bu yaşadıklarımızı atlatacağımızı anlatan bir not bıraktım. Bana bir not yazmış. Kağıtta ıslak bölgeler var ve genel olarak cidden sıçtığını ve çok üzgün olduğunu yazmış. Bunları bana zaten en son gördüğümde söylemişti. Benden uzaklaştığı için de özür dilemiş, ne yapacağını bilmediğini yazmış, benim o olanlardan sonra kendisine karşı anlayışlı davranışından sonra beni haketmediğini belirtmiş. Artık böyle aşağılık biri olmaya devam edemeyeceğini, işten dönünce benim hayatımdan tamamen çıkacağını, benim bana bu haftasonu davrandığı şekilde davranılmayı haketmediğimi yazmış.

TRP’de yorum yazanlar olayın aslını astarını ve burada yazacaklarımızı güzelce yazmışlar. Burada karşımızda gururun zerresi olmayan bir beta erkeği var. Birçok mavi haplı erkek gibi bu romantik “birbirimize karşı dürüst olmamız her problemi çözer” saçmalığını canı gönülden benimsemiş. Kendisini “büyüklük sende kalsın” mottosuna zorlayan, kadınının hatalarını affetmesi gerektiğine inandıran (en azından betamıza anlatacak kadar kendini suçlu hissettiği hatalarını) bir zavallı. Sadece bir öpücük, ne var bunda değil mi?

Betamız ve kızımız 26 yaşındalar. Beraber yaşıyorlar. Ne zamandır beraber yaşıyorlar belli değil (beraber yaşamak her zaman kötü fikir : bakınız Tomossinin 4. Demirden Kanunu).

Bu genç adamın yaşadığı durum aslında oldukça yaygın : genç kadının bilinçaltı adamın düşük rütbeli bir beta olduğunun farkına varmış ve bilinç üstü bu durumu mantıklı bir zemine oturtmaya çalışıyor. Kadınlar sözkonusu olduğunda “mesajın kendisi, nasıl söylendiğidir” kuralı geçerlidir. Yani “karışık” ve “çelişkili” mesaj diye birşey yoktur. Kadının davranışları erkeğe aslında ne demek istediğini tereddütsüz anlatacaktır. Davranış, motivasyonun ve niyetin tek gerçek ölçüdür. Bu nedenle kadının söylediği sözlerin, rasyonelleştirme, açık iletişiminin bir önemi yok.

Tamam bu yeni uyanmaya başlayan betalara oldukça zor gelecek ama bir kadının asıl mesajını davranışlarından çıkarmak, “uyanmak” yönündeki en önemli adımlardan biri. Bu adamın durumunda kadının demek istediği, azıcık uyanmış bir erkek için bile oldukça açık. Kadının davranışı muhtemelen sıkıcı hale gelmiş olan ev yaşamından kaçma dürtüsü ile “kızlarla dışarda” iken önüne gelen bir fırsatı değerlendirmesinden ibaret. Forumdaki birçok yazar tahmin edileceği üzere olanların muhtemelen basit bir öpücükten daha fazlası olduğunu yazmış.

Evrimsel Biyoloji 101

İlk yorumumuz bu öpücük olayı olduğunda kadının adet döngüsünde yumurtlama dönemde olması (bir kadının en çok alfa aradığı ve bu tür “hata”lar yaptığı dönem). Hatunun kaçamak aradığını ve kendini bunun olabileceği ortamlara açtığını da varsayabiliriz. Birini öpmek (olan sadece bu olsa bile) kadının başka birisi ile kısa dönemli çiftleşmeye açık olduğunu (alfa siker) gösterir. Kızımız kısa süreli de olsa betamızla içine düştüğü evcil yaşamdan çıkış yolları arıyor.

Temel evrimsel psikoloji / biyoloji bilgisine sahip ve beta matrisinden uyanmış biri için bilinen şeyler bunlar. İşin enteresan kısmı, kızımızın bu olaydan sonra betamızla iletişimi. Bu olaydan sonra betamıza karşı suçluluk duygusu içerdiğini varsayıyoruz. Bunu kızımızın yanlışlıkla hakkını yememek adına ve samimi olabileceği gerçeğini gözardı etmemek için varsayıyoruz.

Betamızın olayı rasyonelleştirme çabalarına baktığımızda ise bu empatik “suçluluk duygusu” varsayılarının kızımızın aleyhine çalıştığını görüyoruz. Burası önemli. Birçok kadının kaçamak itirafı, suçluluk duygusundan kaynaklanmaz. Bundan kadınlar pişman olmaz veya şuçluluk duymaz sonucu çıkarmak yanlış. Demek istediğimiz, kaçamak itirafının bilinçaltı amacının ve faydasının pişmanlıkla alakalı olmadığı.

Bir kadın aldattığında, seks yapmadan bile olsa, kadının bilinçaltı beta olduğundan şüphelendiği erkeğinin betalığını test eder. Bu riskli bir test (ya adam buradaki sünepe gibi beta değilse) ama hipergami gereği eğer kadın bilinçaltında erkeğinin beta olduğunu düşünmeye başlamış ise bunun böyle bir betayla uzun süreli ilişki ve daha kötüsü çocuk yapma riski, aldığı terk edilme riskinden daha fazla. Bu nedenle :

Bir kadının aldatma itirafı, erkek için shit test olarak algılanmalı!

En azından bir kadının aldatma itirafı, o kadının erkeğine yeterince ilgisi olmadığını gösterir. Bu aldatma itirafından sonra kadının söylediği herşey, davranış kalıbı olarak algılanmalı ve nasıl söylendiğine bakılmalı.

Peki nedir burada olan?

Kızarkadaşım 3 gündür tamamen koyvermiş vaziyette. Gözlerimin içine bakamıyor, evi çok erken terk ediyor, eve çok geç geliyor ve mesajlarıma cevap vermiyor.

Acı çekiyor ve sanırım kendisini affedemiyor. Ne yapacağımı bilmiyorum, ona ulaşamıyorum – sanırım ona zaman vermem lazım ama onun bu haline de dayanamıyorum. Ona karşı kızgınlığım yok, anlık bir hata yapmış sadece. Tamamen çaresiz vaziyetteyim. Onu hala sevdiğime ve bu olanları geride bırakabileceğime nasıl inandırabilirim? Ben bile son iki üç gündür ağlama noktasına geldim.

 Betamızın raporladığına göre kızımız pişmanlıktan kıvranıyor ve af diliyor. Makul görünüyor değil mi? Konuşma yok, sarılma yok, betamızın gözünün içine bakma yok, evden erken çıkıp geç gelme var. Betamız, kız pişmanlıktan bitmiş vaziyette sansa da kızımızın davranışları bariz bir şekilde oğlumuzun davranışlarından büyük bir hayalkırıklığına uğradığını bağırıyor.

Bunu oğlumuzun daha sonraki güncellemesinde açıkça görüyoruz :

GÜNCELLEME : Ona bu yaşadıklarımızı atlatacağımızı anlatan bir not bıraktım. Bana bir not yazmış. Kağıtta ıslak bölgeler var ve genel olarak cidden sıçtığını ve çok üzgün olduğunu yazmış. Bunları bana zaten en son gördüğümde söylemişti. Benden uzaklaştığı için de özür dilemiş, ne yapacağını bilmediğini yazmış, benim o olanlardan sonra kendisine karşı anlayışlı davranışından sonra beni haketmediğini belirtmiş. Artık böyle aşağılık biri olmaya devam edemeyeceğini, işten dönünce benim hayatımdan tamamen çıkacağını, benim bana bu haftasonu davrandığı şekilde davranılmayı haketmediğimi yazmış.

 Burada bir erkeğin kendi iç sesinin kendisine bağıra bağıra gerçekleri anlattığı çığlığını nasıl bastırdığına şahit oluyoruz. Çok acı. Kadın, erkeğin alfa “öpücüğünü” affetmesi ile betalığını kanıtlamış. Kadın açıkça testi “korkunç” bir şekilde geçemeyen oğlumuzun kendisine kızarak kendisini terk etmesini umduğunu belirtiyor.

Yalvarırım beni terket!

Kadın açık açık terkedilmek için yalvarıyor ama bu çığlık bile beta beyin yıkaması tarafından es geçiliyor. Kadın kelime kelime “benim sana bu haftasonu davrandığım şekilde davranılmayı hak etmiyorsun” diyor. Burada kadının şeytani bir plancılıkla böyle şeyler yazdığı sonucunu çıkarmayın. Burada olan muhtemelen kadının bilinçaltının erkeğin bilinçaltına “Allah aşkına sen nasıl gurur yoksunu bir adamsın ki böyle birşeyi sorgusuz sualsız affediyorsun” demesi. Burada konuşan kadının bilinçaltını harekete geçiren genetik kodlaması ve betamsı bir erkek burada her ne kadar kadını suçlamaya eğilimli olsa da asıl problem bir kadının genetik materyaline “benim gibi ezik birinin genlerini gelecek nesile aktaracak salak sen olmalısın” diye bağıran oğlumuz.

Kendisine zerre saygısı olan bir erkek, bu “kaçamak” itirafının bir shit test olduğunu, böyle bir kaçamak itirafına karşı yapılabilecek tek şeyin bu kadını terk etmek olduğunu bilirdi. Zaten oğlumuz her ne kadar bunu  yapmamak için dirense de eninde sonunda kadın bunu kendisinden istemek zorunda kalıyor. Kadın için için erkeğin sinirlenmesini, kendisini duygusal olarak cezalandırmasını arzuluyor. Mazoşist olduğundan değil tabii ki, erkeğin beta olmadığını görmeyi arzuladığından. Erkek ise betalığı gereği bunu yapmadığında en son çare olarak “ben seni haketmiyorum” noktasına geliyor.

Çeviri Kaynağı : Please break up with me

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz. Youtube, Spotify ve Patreon kanallarımızı da takip etmeyi unutmayın.

Rollo Tomassi : Kırmızı Hap camiasının en önemli figürlerinden biri olan Rollo Tomassi'nin The Rational Male kitabı her erkeğin okuması gereken başucu eseri. Oldukça popüler olan The Rational Male bloğunun da sahibi de olan Rollo, The Rational Male - Preventive Medicine (Volume 2) ve The Rational Male - Positive Masculinity: Positive Masculinity (Volume 3) adlı kitapları ile ilk kitabındaki fikirleri daha da geliştirdi. Rollo Tomassi'yi burada Rollo Tomassi etiketinde de takip edebilirsiniz.

Kadınları anlamak : Briffault Kanunu

Bu yazımızda, kadınlar yaptıkları bazı şeyleri neden yaparlar, ya da onlar için yaptığımız bunca şeyden sonra nasıl böyle şeyler yaparlar sorusuna cevap vereceğiz. Kadın davranışının en temel kurallarını konuşacağız. Başlığı kadınları anlamak olarak attık ama aslında kadın davranışını anlamak desek daha doğru.

Kadınlar anlaşılmaz yaratıklardır gibi, kadınların eline anlamsız bir gizem silahı vermeye yönelik saçmalıkları bir kenara bırakalım. Olayı, Robert Briffault adlı romancı bir tarihi şahsiyet, bir matematik kanunu isabeti ile özetlemiş.

Briffault Kanunu :

Bir kadın ile bir erkek arasında birliktelik olup olmayacağına kadın karar verir. Kadın eğer erkek ile birliktelikten bir fayda çıkaramaz ise, o birliktelik gerçekleşmez.

Bu yukarıdaki önermeden iki doğal sonuç çıkaracağım :

1 – Erkek tarafından geçmişte sağlanan fayda, birlikteliğin devam etmesi ya da gelecekte bir birliktelik olması anlamına gelmez (Sonuç 1)

  • Erkeğin gelecekte bir birliktelik için bugün sağladığı fayda, fayda sağlanır sağlanmaz etkinliğini yitirir

2- Gelecekte sağlanması vaadedilen bir faydanın bugün devam eden ya da gelecekte olabilecek birliktelik üzerine etkisi sınırlıdır. Bu etki, fayda ne kadar gelecekte ise o kadar azdır ve kadının bu erkeğe olan güvenine bağlıdır (Sonuç 2)

Hangi kültürel geçmişe sahip olursa olsunlar, bütün kadınlar erkekleri ile sadece onlardan çıkardıkları bir fayda olduğu sürece beraber olurlar. Bu kadın hipergamisinin daha açık bir ifadesidir. Eğer bir kadın sizinle birlikte ise, bu birliktelikten ya şu an bir yarar sağlıyordur, ya da gelecekte yarar sağlayacağına inanmıştır.

Peki bunu bilmek ne demek? Eğer bir kadınla birlikte olacaksanız, ona ne yarar sağladığınızın da farkında olun. Ve bu yararı sağlamayı bıraktığınız anda (isteyerek, ihmalden ya da mecburen), o ilişkinin biteceğini kabul edin. Örneğin, siz cebinizdeki parayı son kuruşuna kadar hanım kızımıza mı harcadınız? Eğer hanım kızımıza daha verecek paranız yoksa, terk edildiğinizde şaşırmayın (Erkek tarafından geçmişte sağlanan fayda, birlikteliğin devam etmesi ya da gelecekte bir birliktelik olması anlamına gelmez).

Erkeklerin sıklıkla yaptığı hatalardan biri, geçmişte kadına sağladıkları faydanın, bugün ve gelecekte ilişkiyi devam ettirecek olduğunu sanmalarıdır. Sadakat, onur, şükran ve görev biz erkeklerin kadınlarda da olduğunu varsaydığımız kavramlar fakat bunlara sahip kadın sayısı son derece azdır. Bu kavramlar erkeklere toplum ve özellikle de kadınlar tarafından aşılanırken, kadınlara başka kavramlar aşılanır. Kadınlar için aslolan kendileri ve biyolojik çocukları için iyi olandır … Nokta! O nedenle hayatınızdaki kadından siz düşünce size destek olmasını beklemeyin. Kadınların en derinden gelen dürtüleri, düşen erkeği terk etmektir. Sizin neyiniz varsa, bu aynı zamanda onun da malıdır ama bir kadının sahip oldukları önce kendine, sonra çocuklarına, sonra ana-babasına, kardeşlerine ve en sonunda da akrabalarına aittir. Bu biyolojik birşey, doğanın kanunu : doğasına göre davranan bir kadına öfkelenmek ve “orospu” yaftası yapıştırmak yerine, bunun doğa kanunu olduğunu idrak edin ve yolunuza devam edin.

Erkekler kadınları severler ama kadınlar, erkeklerin aşk dediği şeye sahip olacak kapasiteye sahip değillerdir. Erkek kadına aşık olur, kadınlar ise erkekten sağlayacağı faydaya (yani biraderler, kadınlar aşık olmazlar). Erkekler kadınları, ülkeleri, silah arkadaşları ve aileleri için ölmeye hazır iken kaç kadın bu tür fedakarlıklara aşinadır? Erkekler genelde ailelerini, kadınları hayatlarını cehenneme çevirse de büyük bir görev aşkı ile desteklemeye devam ederler. Kadınlar ise eğer fırsat bulurlarsa, ilk çıkıştan kaçarlar genelde.

Kadınlar için yaptığınız her şey, zaten yapmanız gereken ve lafı edilmeyecek birşeydir. Tüm faturalarını ödedikleri, içinde oturacak güvenli bir ev sağladıkları karılarından “benim için ne yaptın ki?” lafını duyan o kadar çok erkek var ki (Erkek tarafından geçmişte sağlanan fayda, birlikteliğin devam etmesi ya da gelecekte bir birliktelik olması anlamına gelmez). Bu konuda kadınlar o kadar kördür ki, bu tür faydaların ellerinden alınabileceğinin farkına, erkek çekip gidene kadar varmazlar.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz. Youtube, Spotify ve Patreon kanallarımızı da takip etmeyi unutmayın.