Saha raporu – Uydu erkeklik yerine onurlu reddediliş

Selam Mahmut abi ve değerli erkek adam camiası.

Ben 17 yaşında, genç bir okuyucunuzum. Daha az önce reddedildim ve bunu buraya yazmanın daha en doğrusu olduğunu düşündüm, sonuçta toplumun verdiği ilişki tavsiyeleri genelde çöp ötesi oluyor ve bir işe yaramıyor. Neyse bir ay önce bir kızla konuşmaya başladım, kız sarışın mavi gözlü güzel denilebilecek bir tip. İlk buluşmamız güzel geçmişti fakat ikinci buluşmada bana eski sevgililerinden falan bahsetmeye başladı. Ben bunu istemediğimi hafif esprili bir dille dile getirdim fakat 5 dakika sonra dışarıdan bir çocuk gördü ve camdan kalkıp el sallamaya başladı. Yerine oturunca da bana onunla buluşmak istediğini söyledi. Ben o lafı duyar duymaz eve gitmek ister misin deyip masadan kalktım ve yüzü değişti şaşırmış gibi oldu ama sonra gülümsemeye başladı.

Aradan bir hafta geçti ve hiç yazmadım ona daha sonra hiçbir şey olmamış gibi mesaj attım ve konuşmaya başladık. Birkaç gün konuştuktan sonra iş şuraya geldi :
Hatun: Wanderlust bi çocukla konuşmaya başladım okuldan ama çook dikkatliyim hiç bi şekilde güvenmiyorum.

Wanderlust: Peki.

Hatun: Ne peki?Wanderlust: Ben bu tarz muhabbetleri dinlemeyi sevmiyorum özellikle senden bunu biliyorsun.

Hatun: Biliyorum ama arkadaşız sen de bunu biliyosun .s.s

Wanderlust: Arkadaş mıyız?

Hatun: Değil miyiz?Wanderlust: Kanka değiliz, seni beğendiğimi anlamış olman gerekir.

Hatun: Yahu ben seninle arkadaş kalmak istiyorum biliyorum benden hoşlandığını fakat en doğrusu bu (O mesaj geldiğinde hemen siteye girip “Arkadaş Kalalım Diyen Kıza Cevap” adlı yazınızı tekrar okudum ve sizin cevabınızı aynen ona ilettim).

Wanderlust: Gerçekten arkadaş kalmayı çok isterdim ama ben birbirimiz için daha fazlasını ifade ederiz diye düşünmüştüm ve dürüst olmak gerekirse ben arkadaşlıktan fazla bir şey bekliyorum. Kusura bakma ama yanılmışım.

Hatun: Üzgünüm Wanderlust, benden hoşlanıyorsun evet ama bu doğru değil ben seni arkadaş olarak görüyorum.

Açıkçası sinirlenmedim ben. Buna cevap vermedim ve tavsiyenize uyup onu sosyal medyada takip etmeyi bıraktım. Evet belki reddedildim, fakat arkadaşlık kivsesi altında uydu erkeklik yapacağıma onurlu bir şekilde reddedilirim daha iyi diye düşündüm ve öyle büyük bir moral bozukluğu yaşamadım.

Yorum yaparsanız sevinirim, sitede paylaşmaya değer görüyorsanız da kıvanç duyarım.

Konuk Yazar : Wanderlust

Maskülenitenin evrimi

İnsanlar karşılarına çıktığında, masküleniteyi bilirler ve onu hissederler. Ona tepki gösterir ve onu ölçerler. Buna rağmen çoğu erkeğe masküleniteyi tarif etmelerini söylediğinizde, bir sürü karışık ve çelişkili cevap alırsınız.

Çoğunlukla, maskülenite tanımı diye ahlak ve “gerçek bir erkeğin” ne yapması, ne yapmaması, ne giymesi ve ne giymemesi gerektiği ile ilgili bir ders dinlersiniz. Cevaplar da, sosyal sınıftan sınıfa ve kültürden kültüre değişir. O kadar ki çoğu insan, maskülenitenin hiçbir anlam ifade etmediğini bile düşünür. Onlara göre maskülenite, toplumsal bir yapılandırmadır. Kendi görüşlerini doğrulamak için de değişik erkek gruplarının maskülenite hakkındaki değişik fikirlerini öne sürerler.

Fakat bu çeşitli gibi görünen maskülenite tanımlarında, erkekler için oldukça önemli olan ortak değerler vardır. Tarih boyunca ve dünyanın çeşitli yerlerinde yaşamış ve yaşayan erkeklerin maskülenite ile ilişkilendirdikleri değerleri listelediğinizde, çoğu erkeğin şu noktalarda hem fikir olduğunu görürsünüz :

  • Erkek güçlü olmalıdır.
  • Erkek cesur olmalıdır.
  • Erkek yetkin olmalıdır.
  • Erkek onurlu olmalıdır.

Bunlar taktik erdemlerdir :

  • Güç
  • Cesaret
  • Ustalık
  • Onur

Bunlar, erkeklerin bir ölüm – kalım senaryosunda birbirlerinden isteyecekleri, ihtiyaç duyacakları, talep edecekleri özelliklerdir.

İçinde bulunduğunuz binanın birdenbire zombilerce çevrelendiğini düşünün. Bu değerler, bir anda sizin yanınızdaki erkeklerde olmasını isteyeceğiniz değerler olacaktır.

Güç, cesaret, ustalık ve onur sadece erkeklerin tekelinde değil. Ama tarih boyunca bir erkeğin bu değerlere sahip olması daha önemli olmuştur.

İnsanoğlu, yüzbinlerce yıllık bir süreçte, bugün içinde yaşadığımızdan çok çok daha tehlikeli bir çevrede evrimleşti. Bu uzun süreçte erkeklerin birinci görevi, grubu doğadan, dış dünyadan, tehlikelerden ve diğer erkeklerden korumaktı. Kabilenin sınırlarını korumak ve gerektiğinde tehlikeyi göze alarak o sınırların dışına çıkıp kabilenin ihtiyaçlarını bulup ele geçirmekti.

Eşeysel seçilim (kadınların erkekleri ve erkeklerin kadınları nasıl seçtiği), Darwin’in kuramında doğal seçilimle beraber, türlerin değişimini yöneten-açıklayan temel bir prensip olarak üzerinde çok yazılan ve çizilen bir teori. Ama maskülenite, kadınların erkekleri nasıl elediği kadar erkeklerin birbirlerini nasıl elediği ile de alakalı. Maskülenite, erkeklerin kendilerini diğer erkeklere ispat etmesi ile de alakalı. Maskülenite, erkeklerin kendilerinin takımın vazgeçilmez bir parçası olduğunu ispat etme çabası ile de alakalı.

İnsanoğlu her zaman sosyal bir hayvan olmuştur ve açık seçik cinsel rollerin olduğu gruplarda evrimleşip hayatta kalmışlardır. Ortak atadan 6 milyon yıl önce ayrıldığımız şempanzeler de sosyaldir ve açık seçik cinsel rollerin olduğu gruplarda yaşarlar, ürerler, mücadele ederler ve hatta savaşırlar.

Avlanmak, savaşmak ve kabilenin sınırlarını korumak tarih boyunca erkeğin işi olmuştur. Yeterince güçlü, cesur ve yetkin olmayan erkekler, diğer erkeklerin kendileri hakkındaki görüşlerine dikkat etmeyen erkekler, herhangi bir nedenden dolayı kendi yüklerini taşıyamayan ya da taşımaya gönüllü olmayan erkekler; basitçe takımın bir parçası olmayan erkekler ya kadınlar ve çocuklarla beraber diğer erkeklerin bakmaları gereken insanlar oldular ya da kabileden şutlandılar. Bir insanı öldürmek ve yemek üzere tasarlanmış, çok tehlikeli bir dünyada yapayalnız ve tek başlarına kaldılar. Bu erkeklerin büyük çoğunluğu, muhtemelen hayatta kalamadı ve genlerini geleceğe geçiremediler.

Birbirlerine güçlü, cesur, yetkin ve onurlu oduklarını ispat eden, takımın değerli bir parçası olan erkeklerin ise genlerini gelecek nesillere geçirme şansları muhtemelen çok daha fazla idi. Bugün dünyada yaşayan her erkek, kesintisiz bir şekilde on binlerce nesilde hayatta kalan ve genlerini gelecek nesillere geçirebilen bu başarılı takım oyuncularının oğulları.

Bugün çok azımız avlanmak, savaşmak ya da sınırları korumak zorundayız. Önemli bir kısmımız yataktan, sandalyeye, sandalyeden koltuğa, koltuktan yatağa bir hayat yaşıyoruz. Yaşadığımız çevre tarihte hiç görülmediği kadar güvenli. Bugün yaşayan bir erkeğin şişmanlıktan ölme ihtimali, savaş, cinayet, açlık ya da hastalıktan ölme ihtimallerinin toplamının kat be kat üstünde. Fakat bu yüzbinlerce yıllık evrimsel geçmişi bir kalemde silip atamıyor. Bu çevre bizim güçlü, cesur, yetkin ve onurlu bir erkek olma arzumuzu bir kalemde silip atamıyor. İnsanlığın artık hayatta kalmak için bolca çocuk yapma ihtiyacının olmamasının bizim içimizdeki seks arzunu zerre kadar silip atmadığı gibi.

….

Evet, günümüz toplumunun, sizin maskülenitenize ihtiyacı yok ya da toplum öyle sanıyor. Günümüz toplumunda, maskülenite opsiyonel, ya da çoğu erkek öyle sanıyor. İnsanlığın uzun geçmişinin %99u boyunca büyük bir ihtiyaç olan maskülenite, artık %90ımız için ihtiyaç değil. Erkeklerin tarih boyunca bizzat oynadığı roller, bugün az sayıda erkeğe ve teknolojiye havale edilmiş durumda.

Günümüz toplumunda hayat çok kolay. Maskülen olmak ise zorluk gerektiren bir şey. Maskülen olmak için hayatınızı zorlaştırmanız lazım. Bir kasın gelişmesi için nasıl ağırlığa ihtiyacı varsa, maskülinitenin gelişmesi için de “dirence” ve “baskıya” ihtiyacı var. Aynı şekilde hiçbir ağırlığa maruz kalmayan bir kasın erimesi gibi, tamamen kolay ve zorluktan arınmış bir ortamda maskülinite de erir.

İyi haber şu ki, bir erkek hiç kullanmadığı için erimeye bıraktığı maskülenitesini, kas geliştirir gibi geliştirebilir. Başlangıçta hafif ağırlıklarla başlayıp, ağırlığı zamanla arttırarak, maskülenitesini güçlendirebilir.

İyi de bunu neden yapsın ki? Hayatta kalmak için buna ihtiyacı yok. Genlerini gelecek nesillere aktarmak için bile masküleniteye ihtiyacı yok. 30larına kadar sabrederse, güvenlik ve kaynak ihtiyacı, maskülenite ihtiyacını geçmiş bir kadınla üreyebilir.

Fakat bir erkek için, maskülen olmak, doğanın içine kodladığı ve gerçekleştirerek en doğal ve doyumlu halini bulabileceği durumdur. Bir erkek için, içindeki maskülenitenin yükselişine şahit olmasından daha güzel bir deneyim yoktur. Güçlükleri aştığını görmesi, yapabileceğini bilmediği bir şeyi yapabilmesi, kahramanca davranması, içindeki ateşten ve iradeden başka bir şey kalmasa dahi “dayan” diyerek meydan okuması kadar güzel bir deneyim yoktur. Bu neredeyse manevi bir deneyimdir. Maskülenite bir seçim ve bir erkeğin hayattan gerçekten tatmin olabilmesi, kendi potansiyelini gerçekleştirebilmesi için neredeyse tek yol.

Bir erkeğin bu deneyimi yaşaması, toplumun umrunda değil. Çoğu insan için bir erkeğin rahat ortamında, kendisini olduğu gibi kabul edip sevmesi daha kabul edilir bir davranış. Bu nedenle, masküleniteyi geliştirmek için gerekli zorluğu, erkeğin kendisinin arayıp bulması gerekli.

Ağırlık kaldırmak ve gym, sadece kasları geliştiren değil, maskülenite için gerekli zorluk olarak da faydalı olan bir aktivite. Ve bu sitede gerekliliğini defalarca dile getirdik. Ama daha etkili bir zorluk erkeğin kendisine, sadece  erkeklerden oluşan ve kendisinden güç, cesaret, yetkinlik ve onur talep eden ve bu konuda da erkeğe karşı acımasız olan bir takım bulması. Bu bir spor takımı da olabilir, bir av takımı da. Ama bu takımın karşısında erkeğin olduğu takımın cesaret, güç (fiziksel ve duygusal) ve yetkinlik ile yenebileceği başka erkek takımları ya da doğa olmalı. Bu nedenle örneğin ipli zirve tırmanışı yapan bir dağcılık takımı maskülenite için gerekli zorluğu yaratacaktır ama Counter Strike takımı bir boka yaramayacaktır.

Eğer gerçekten maskülin olmak istiyorsanız, gidip bu takımı bulun. Bulamazsanız ise kendiniz yaratmaya çalışın. Sizin içinizdeki masküleniteyi bu takım ile beraber mücadeleden daha hızlı geliştirecek bir şey yoktur.

Pozitif maskülinite mi hanzoluk mu?

Kırmızı Hap size pozitif maskülenliğe giden yolu gösterir. Agresif kaba hanzo etkafa olmanın yolunu değil. – Skeptico

Starker’ın bolca aşağılama, patronun kim olduğunu gösterme içeren saha raporuna yazdığım eleştiriden sonra AntiWorrior şöyle bir yorum yazmıştı :

Son zamanlarda (sadece bana mı öyle geldi bilmiyorum) bu sitede red pill felsefesi yavaştan yumuşatılmaya başlanmış gibi geldi.Yukarıdaki arkadaşın saha raporu kötü sonuçlansada bence davranışları dark triad a uyuyor.Yani götlük yapıyorsa yapıyordur önemli olan sonuca ulaşması,nasıl ulaştığı değil.Tabiki bu sadece benim görüşüm elbette katılmayanlar olucaktır.

Aslına bakarsan sitenin çizgisinde değişen bir şey yok. Kasım 2017’de yazılan oyunun bokunu çıkarmak yazısında da bu konulara değindik. Ben de şöyle yazdım :

Adam yukarida anlattigi seyi defalarca yaparak sifir cektiginden bahsediyor sen de gelmis onemli olan sonuca ulasmaktir diyorsun 😀 Istediginiz sonuc istikrarli olarak reddedilmek ise buyrun devam edin sert erkekler. Fakat nedense biz sonuc aliyoruz, bu tur sert trpciler hava.

Bu yazıyı ise AntiWorrior’un şu sorusuna cevaben yazıyorum :

Peki nasıl bir yol izlemeliyiz mahmut abi.Dark triad özelliklerini göstererek daha manipülatif bir şekilde mi olaya yaklaşmalıyız ? Demeye çalıştığım yeri geldiğinde göt gibi davranmamalı mıyız ? Kırmızı hapı aldıktan sonra iyi çocuk gibi davranmayacağımı biliyorum,kendimiz en değerli olanız karşımızdaki kadın bizim için ne kadar önemli olabilir ki ? Bu dediklerim tabi uzun süreli ilişki için değil kısa süreli ilişkiler için geçerli.

Nasıl bir yol izlemeliyiz?

Dominant olacaksın, maskülin olacaksın, bolluk zihniyetin olacak, önceliğin kendin olacak, vs … Ve oyunun bokunu çıkarmayacaksın :

Oyun (The Game)nun bilinmesi gereken ama çoğunlukla es geçilen oldukça önemli taraflarından biri, oyunun yolunun iki aşırı uç arasında bir denge çizgisinde devam ettiğidir. Örneğin genelde aşırı bir iyi çocuk geçmişi olan beta, eskiden bir kıza hiçbir sonuç almadan çok yatırım yaptığından, oyuna ilk başladığında tamamen öbür uca atlayarak bir sürü kıza yürürken, hepsine yetersiz yatırım yaparak yine havasını alır. Eskiden bir kadını çok takarken ve ona entellektüelliğin tepesinde muhabbetle yaklaşırken, kırmızı hap sonrası oyunu oynarken yürüdüğü hatuna aşırıya kaçmış bir “sikimde değilsin Nalan” zihniyeti ve çok havadan sudan bir muhabbet ile yanaşır.

Oyun her ne kadar erkeklerin her türlü erkeksi (maskülin) hareketinin zehirli ve zararlı olduğunu öğreten feminen doğmaya karşı olsa da oyun sağduyu dışında değil. Eskiden hatun sizinle ilk buluştuğunda tamamen rahat hissetsin diye tavşan gibi davranmanızın panzehiri, ilk buluşmada tecavüzcü Coşkun’a dönüşmek değil. Eskiden bir kadına çok çok zaman ve ilgi harcayıp da havanızı almanızın panzehiri, şimdi bir kadına öylesine, laf olsun diye yürümek değil. Eskiden muhallebicilerde sevdiceğinizle defalarca buluşurken ağzınızdan kaka ve cinsellik çağrıştırıcı kelimeler çıkmaması için özel çaba harcayıp yanlız gecelerinize yanlız geceler eklemenizin panzehiri porno filmlerinde izlediğiniz sikiş öncesi replikler hiç değil.

Erkeğin sadece alfa siker (ve atar) kısmına odaklanması tehlikeli :

Erkeğin kendisini tamamen Alfa siker tarafına odaklaması, erkek için, yaşınız ilerledikçe anlayacağınız bazı sebeplerden tehlikeli. Örneğin “kadının kafasına yumruğu vurup sikecen, işin bitince hemen kapıya koyacan ve arkanı dönüp yatacan dostum” tadında yazan bir sürü kırmızı hap yazarı var piyasada. Bunların bazıları ileri gidip “sabıkan olacak, tehlikeli olacan hacı, gökten başına am yağar” bile diyebiliyorlar. Evet, şu yazıdaki Corey oğlumuz gibi saf alfa siker modunda takılırsanız gökten başınıza am yağabilir ama bu moda kapılıp da 30larında ser sefil ya da en azından evine yeterince ekmek götüremeyecek bir işte, hayatın başka zevklerini yaşayamayacak gelir grubunda kendini bulan adamlar biliyorum. Tehlikeli, heyecanlı, dolu dolu yaşayacağım derken 20lerinde geberip giden ya da sabıka kazanıp hiçbir eli yüzü düzgün işi olamayan adamları saymıyorum bile.

Corey’e bakınca hemen iki şey aklınızdan geçiyor : Birincisi, bu çocuğa am yağıyordur. İkincisi ise, bu çocuk büyüyünce kendinin bile işine yaramayacak bir adam olacak. Evet, Corey tarzı alfalıkla bolca kadın sikmek zevkli bir olay ama kırmızı hap bu değil. Dahası, kırmızı hapı böyle yaşamak sizi başka ve çok güzel zevklerden de mahrum bırakabilir. Örneğin baba olmak, çocuklarına iyi bir hayat sağlayabilen ve iyi örnek olabilen bir baba olmak. Ya da erkeklerin saygı duyduğu, erdemli bir alfa olup, gecenin ışıklarını lüks bir penthouse apartman dairesinin balkonundan içki içerek izlemek. Yarın dünyanın öbür ucuna uçup, tropik bir adada güzel bir villada yıldızları izlemek. Ne bileyim, bol kaynağı olan, kendi hayatını egemenliği altına almış, erdemli bir erkek olmak işte.

Dark triad ile ilgili Skeptico’nun şu tweet serisini okumanızı tavsiye ederim :

“Alfa erkek” diye söze başlayan kişi Kırmızı hap’ı anlamamıştır. KH size alfa erkek olmayı öğretmez. Çünkü alfa erkek antisosyal kişilik bozukluğundan muzdariptir. Hayvanlarda görülen alfa erkeklere en yakın insanların çoğu hapistedir.

Alfa erkek dark triad adı verilen kişilik özeliklerini sergiler: narsisizm, psikopati ve Makyavellizm. Hapisteyken aşk mektubu alan katiller: alfa erkek.

Putin, Stalin, Hitler, RTE, Cengiz Han, Ted Bundy, Charles Manson, bunlar alfa erkek. Olmak, benzemek isteyeceğiniz karakterler değil. KH size alfa olun, alfaları taklit edin demez. Diyen adam ya başka şeyi kastediyor, ya da yanlış anlamıştır.

KH size maskülen olun der. Medyanın toplumun iğdiş ettiği erkek modelini terk edin, doğanızla daha uyumlu maskülen bir erkek olun der.

Maskülen erkek hanzo, baskıcı, agresif değildir.

Meriçlerin karikatürize ettiği etkafa kaslı kavgacı mahalle kırosu değildir. KH erkeği maskülenliğini ispatlamak zorunda kalmaz. Ben kralım demek zorunda kalan kişi nasıl gerçek bir kral değilse, erkekliğin göstermek, baskın çıkmak, agresif olmak zorunda kalan adam gerçek bir erkek değil, mızmız oğlan çocuğudur.

Konuşması, yürüyüşü, bakışı, hareketleri 7/24 nasıl bir erkek olduğuna dair sinyaller verir. Sürekli”şöyle yapayım şunu diyeyim” diye düşünmez. Söylediği her söz, yaptığı her hareket sünepelerden ayrılır.

Atatürk- maskülen bir erkektir. Makyavellist olabilir ama psikopat ya da narsisist değildir. İnsanlar”Atam’a bak be nasıl duruyor konuşuyor” dediğinde beğendiği şey pozitif maskülen kişiliğidir.

Alfa tanımını karikatürize edip alakasız bir şeyi ezmek çok kolay. Saman adamı argümanı KH size pozitif maskülenliğe giden yolu gösterir. Agresif kaba hanzo etkafa olmanın yolunu değil.

Skeptico’nun alfa erkekle ilgili yazdıklarına 100% katılmıyorum. Alfa dark triadların tekelinde değil, Rollo’nun alfa yazısında dediği gibi erdemli yöneticilerin tekelinde de değil. Ve kendi siyasi görüşünün etkisi ile RTE ve Putin’i Ted Bundy ile aynı kategoriye atarken, Atatürk gibi gayet RTE ve Putin klasmanında birini ayrı bir kişilikmiş gibi almış.

Fakat, alfa – beta kavramlarını referans arketipler olarak kullansak da, Skeptico’nun dediği gibi “Kırmızı Hap size maskülen olun der”. Aslolan budur :

Kırmızı Hap size pozitif maskülenliğe giden yolu gösterir. Agresif kaba hanzo etkafa olmanın yolunu değil.

 

Küçük Porno Deneyi

Selam yoldaşlar. Bugün sizlere pornoyu bırakma sürecimi anlatacağım umarım sizlere de tecrübelerimin faydası dokunur (Tabii ki hiçbirimiz porno izlemiyoruz olm manyak mısınız?)

Öncelikle belirmeliyim ki bu süreç benim için çok da ideal geçmedi. Defalarca kez döndüm bu konuda kendime verdiğim sözlerden ama sonunda çözdüm. Defalarca kez bu son diye kalktım bilgisayarın başından ve sonra kendimi yine hunharca porno izlerken buldum.

Bağımlılık sürecim tam bir bataklıktı. Kesinlikle aşırı yoğun şekilde pornolar izledim hatta aranızda en extreme pornoları ben izlemişimdir. Compilationlar, throat bulge fuckingler,  bimbo abuselar … pornhub da subscribe ettiğim kanallar vardı mesela (link verebilirim 😀 )

Neyse efendim gelelim bırakma sürecime. Bu kısım biraz karışık o yüzden yanlış, gedik varsa affola. Bırakmaya karar vermem bir travma üzerine oldu. Bir keresinden penisime neredeyse dokunmadan porno izleyerek boşaldığımı farkettim. Partnerimle olan seks sürem komik boyutlara inmişti. Bırakmak için zaman geldi de geçiyordu bile…

Noluyordu lan ? Dokunmadan boşalmak da ne ? Ararştırdıkça öğrendim ki artık beynim neredeyse tamamen görüntü odaklı çalışmaya başlamıştı, aşağıda olanlar onu bağlamıyordu. Mahvolmuştu adeta. Neyse ki öğrendim ki tedavi edilebilirmiş. Bunu da süreci parçalara bölerek yaptım.

İlk etapta izlediğim pornoların içeriğini kıstım. Rough porn içeriklerini yasakladım ama compilation vs vs soft pornoları iki hafta kadar izlemeye devam ettim. Sonraki adım ise compilation izlemeyi bırakmak oldu. Artık sadece içinde aynı kadının ve erkeğin bulunduğu pornoları izlemek vardı. Bu kısımlarda hiçbir zorluk yaşamadım çünkü beyin küçük değişikliklere alışıyordu hemen.

Bir buçuk ay kadar bu şekilde ilerledikten sonra haftada ayırdığım zamanı azalttım ilk etapta hafta da 8 saate yakın bir zaman harcadığımı hesapladım bunu aniden yarıya düşürdüm. Bu zaman kotasına uymak koşulu ile izlemeye devam ettim haftaların devamında bu süreyi de kıstım ve yarım saate düştü. Artık kendiliğinden daha az porno izler oldum günlerce izlemeyince çıldırmıyordum. Halbuki önceki zamanlarımda iki gün zor dururdum.

Ancak her şey çok düzgün değildi halen dördüncü günün sonunda çok fena izleyesim geliyor libidom tavan yapıyordu ders çalışırken falan. Aslında beynin aradığı şey dopamindi. Ben de kötü alışkanlıklarım arasında bir şeçim yapıp canım her porno istediğinde biraz olsun bilgisayarda oyun oynadım (maks 20 dk). Dopamin dopamindi ve bilgisayar oynamayı çok daha rahat bırakabiliyordum. Beynim de buna olumlu yanıt verdi. Oyun sonrasında porno izleyesim gelmiyordu. Bu şekilde haftalarca izlemeden idare ettim ve porno izlemek nüksettiğinde bilgisayar oynuyordum.

Son darbe olarak ise “nüksetme” olayını araştırdım ve öğrendiğim kadarı ile bir bağımlılık size nüksettiğinde bulunduğunuz ortamı değiştirmek, yürümek vs vs size iyi geliyormuş daha sonra her nüksetmede bunu denedim ve geçti. Emin olun çok sürmüyor bu tarz nöbetler atlatıyorsunuz sadece size bunu çağrıştıran şeylerden uzak durun mesela ben bilgisayarımın olduğu odada ders çalışmıyordum gibi gibi… size bunları çağrıştıran nesneleri falan bulun ve onlardan uzak kalın faydasını görürsünüz…

Sonra tabi yine bilgisayar oynamayı da bıraktım yerine hobileri koydum modelcilik ve gitar çalmak. Nöbet çok şiddetli ise spor salonunda makinelere kafa atmak. Testosteron fazla olunca gözünüzü o ağırlıklar korkutmuyor.

Şu an 57 gündür porno izlemiyorum ve mastürbasyon yapmıyorum. Birkaç kere fuckbuddy ‘im ile seks yaptım o kadar kendisi de bir değişiklikler olduğunu onayladı (ben demeden).

Süreç öncesi depresif duygularım yoğunluktaydı. Bazen red pill’i yutarak kötü mü yaptım nile diyordum. Şimdi geçti sayılır neredeyse o duygular. Gayet pozitifim, hayatımın zor bir evresinde olmama rağmen. Sadece bunun için bile nofap önerilir.

Sporda ağırlıklarda yüzde yirmi civarında artış var ve vücudum daha az yoruluyor. Birçok işe koşabiliyorum eskiye oranla müthiş derecede ilerleme var. Ses tonumda kalınlaşma var ailem ve arkadaşlarım da söyledi bunu. Sosyal anksiyete daha az. Kızların gözünün içine bakabiliyorum artık konuşurken ve gerilmiyorum. Sonuç daha olumlu eskiye oranla. Bakışlarım daha sert olmaya başladı fark edilir derecede.

Benim tavsiyem şöyle alfa böyle sigma olurum diye sorular sormak yerine ciddi ciddi nofap e uyun çoğu şey kendiliğinden toparlanıyor zaten. Maskülenizm doğamızda var yüksek testosteron bir çok sorunu çözüyor.

Bir de sürece odaklanmayı öğrenin dostlar…

Ayrıca bkz. Pornoyu bırakmanın çok kolay yolu kitabı.

Konuk Yazar : Jagdpanzer

Tavsiyelerden pay alan çıkar belki …

Merhabalar hocam.

Birkaç şey yazmak istiyorum. Tavsiyelerden pay alan çıkar belki.. Ayrıca tüm emekler için sizlere çok teşekkürler.

Çoğu kişi gibi benim de hikayem çok değer verdiğim, sevdiğim kızdan en zor zamanlarımda terk edilmemle başladı. İlk zamanlarda olan bitene hiç anlam veremedim. Geri dönüş yolları aramaya koyuldum. Fakat bunu yapmadım.

Sonra ekşide ayrılık, sevgi başlıklarında gezmemle beraber TRP yazarlarının görüşleriyle tanıştım. Burayı da her gün okuyordum. Bünyem reddetti tabii. ‘Hassiktir lan, bunlar gerçek olamaz. Bu herifler yıllardır bana anlatılan, öğretilen şeylere tamamen ters şeyler söylüyor. Olamaz lan, sokayım böyle işe” diye diye entryleri daha fazla okumaya başladım. Geçmişteki deneyimlerim gözlerimin önünde canlandı. Aylarca bünyemle büyük bir savaş halindeydim. Nihayetinde kendimi hakikatin kollarında buluverdim.

Bu gerçekten zor oldu.

Yıllarca sizlere birkaç şey söyleniliyor. Medya, toplum, aile, müzikler size bu şeyi empoze ediyor. Sonra bir gün bunun böyle olmadığının farkına varıyorsunuz.

Çok garip değil mi?

Bana yalanlar söyleyen herkesin ağzını burnunu kırma isteğim oldu. Smit’in dediği gibi ”Yıllarca size yalan söylenir. Sonra bir gün gerçeği öğrenirsiniz. Kızarsınız, hem de çok kızarsınız.” Neyse ki bu aşamayı da atlattım.

Tabi burada şu kutsal soruyu sorma gereği ortaya çıkıyor : Bir erkek bunları öğrendikten sonra ne yapmalı?

Evet, ne yapmalıyız?  Öncelikle erkek olmayı öğrenmeliyiz. Nedir erkek olmak? Sorumluluk sahibi olup kendine bir yol çizmek ve bu yolda ilerlemek.  Ne kadar zor ve yorucu olsa da ilerlemek. Bunun dışında hiçbir şansımız yok maalesef. Gönül isterdi ki farklı ve yorucu olmayan bir yol olsun. Lakin yok, aramayın.

Akıllı insanlar, başka insanların hayat deneyimlerinden de faydalanır. Ben de birkaç tavsiye vermek istiyorum. Belki burayı okuyan insanlar bundan faydalanır.

1-) En önemli şey sağlık. Bu konuda sıkıntılarınız varsa gidermeye çalışın. Sağlığınız yerinde olmadığı zaman ne statü ne kariyer ne para ne de diğer şeyler umrunuzda olur. Unutmayın ilk önemli şey : Kendi sağlığınız.

2-) Kendinizden başka hiç kimseye gereğinden fazla değer vermeyin. Sikko aşk masallarıyla zehirlenen kafalarınızı boşaltın.

3-) Bir yol çizin ve o yolda ilerleyin. Günlük, haftalık planlar gibi. Ve bunları uygulamaya çalışın.

4-) Uyku probleminizi halledin. 7-8 saat civarı uyuyun. Sporunuzu aksatmayın. Kaslar 1-2 ayda çıkmaz. 4-5 aydan sonra vücudunuzda önemli değişiklikler olacaktır.

5-) Sigara, alkol, fast food, asitli içecekler, tv, sosyal medya(gerekmedikçe) bu tür şeylerden tamamen uzak durun.

6-) Hobileriniz yoksa eğer, hemen edinin. Eğer varsa da genişletmeye çalışın.

7-) Her gün bugüne kadar çekindiğiniz, korktuğunuz bir şey varsa onu yapın. Eski sevgiliye mesaj atmaktan bahsetmiyorum:) Asıl mesajı anladınız.

Kısacası kendinize yatırım yapın.

Acı çektik, terk edildik, toplum tarafından görmezden gelindik, lağım çukurlarında-inşaatlarda heba olduk. Kimse çıkıp da hakkımızı savunmaya çalışmadı.Bir kız ‘elim acıdı’ dediği zaman herkes yardıma koştu. Depresyonlara girdik, denilen tek şey şu oldu ‘geçer merak etme.’ Potansiyel tacizci, tecavüzcü olarak görüldük. Her fırsatta erkeklik onurumuz ayaklar altına alındı. Etrafımızda bizi pohpohlayan, yücelten kişiler olmadı pek. Performansımız yükseldiği ölçüde sevildik, onun dışında tamamen istatistiklere konu olduk. Hayatın erkekler için acı kanunlarından biri bu. Değer yarattıkça insanız.

Ama bu bizi yıldırmamalı. Yılmadan, pes etmeden her gün üzerine bir şeyler koyarak ERKEK ADAM olacağız.

Son olarak şu alıntıyı buraya bırakıyorum:

”Erkek yenilgi için yaratılmamıştır. Erkek mahvedilir ama yenilmez.” -Ernest Hemingway

Konuk Yazar : T.O.

Kırmızı haplı flört

Duygusal güç – Bir erkeğin sahip olabileceği en büyük güç yazısında şöyle demiştik :

Çoğu erkek, kadının onayına ihtiyaç duyarak çok fazla konuşur ve çok fazla gülümser. Bunları unutun. Şarkıları, dansları, çiçekleri, çikolotaları ve bunlar gibi tüm romantik yalanları aklınızdan çıkarın. Siz erkek adam değilseniz böyle şeyler her zaman geri teper. Bunlar sizin seksi olmadığınızı ve eksiğinizi böyle kapattığınızı gösterir ve kadınların sizi itici bulmasına neden olur. Bunu açıkça yüzünüze söylemezler tabii: “sorun sende değil bende” derler.

Bir kadınla ilk tanıştığınızda şu kurala her zaman uyun: İlk 3 – 4 ay hiçbir İYİLİK, İLTİFAT VE HEDİYE yok. Kadının yaptığı hiçbir şeye duygusal bir tepki vermek yok. Nokta!

Bu yazdıklarımız, mavi haplı ana akım tavsiyelere oldukça ters olduğu kadar, mavi hap öğretisinin kızı kaybetme yolunda hata olarak lanse ettikleri şeyler. Eşitlikçi bakış açısından (kadınların erkeklerle aynı şekilde düşündüğünü sanmak) ise pek mantıklı değiller. Zaten o yazıda da, bu kurala itiraz edenler oldu.

Fredmadison rumuzlu okuyucu şöyle sormuş :

Kıza iltifat etme, seni seviyorum deme, hediye alma, çok gülme diyorsun ya, kıza ilgim olduğunu nasıl belli etmeliyim? Yeni tanıştığım bir kıza karşı davranış biçimim nasıl olmalı? Hani sevgili olmadan önce bir flört evresi vardır ya, işte o evrede neler yapmalıyız. Sen yıllardır bu işin içindesin, bu konuda çok bilgili olduğunu düşünüyorum; kızı görüp beğendikten sevgili olana kadarki süreçte oyunu nasıl oynamalıyız?

Bu yorum bana göre birkaç açıdan çok garip. Az çok güzel her kadın, erkeğin mesaj yazarak, arayarak, bir yerlere davet ederek onunla ilgilendiğini ve hatta sonunda seks yapmak istediğini bilir. Yani erkeğin ilgisini belli etmek için yapması gereken ekstra bir şey yoktur. Mavi haplı erkeğin iltifatı, seni seviyorumları ve hediyeleri ön koşul sanmasının nedeni (a) seks ve ilişkide kadının 100% seçen ve ikna edilmesi gereken taraf olduğunu düşünmesi (ki böyle düşündüğü için gerçekten de kadın 100% seçen taraf haline gelir) ve (b) kendinin kadın için ödül olduğunu düşünmemesidir (ki seni seviyorumların, iltifatların ve hediyelerin de kadına anlattığı budur – ben bir erkek olarak yetersizim ve açığımı sana duygusal tampon fonksiyonlu ATM olarak kapatacağım).

Nasıl böyle olmasın ki? Kendi dar çevresi dışında kadına yürümekten sanki kadın tek darbede kafasını koparacakmış gibi korkmasına neden olan çıtkırıldım egosu ve kıçını kaldırıp hergün aynı saatte 2 şınav çekmekten aciz iradesi ile günümüz mavi haplısı için, kendi dar sosyal çevresinde olan az sayıdaki güzel kızdan kendine ilgi göstereni gerçekten de nimettir. Aslına bakarsanız bu erkeklerin azımsanamayacak 20’lerinde tamamen aç kalsınlar ki 30larında aynı yaşlarda veya daha yaşlı kadınların köprüden önceki son çıkışı rolünü oynasın diye programlandıklarından bu ilgi ve hediye olayına bile giremez ama neyse.

Kızı görüp beğendikten sonra sevgili olmadan önce ne yapmalıyız? Cevabı bu sitede bulabilirsiniz ama ben özetleyeyim.

Diyelim genç oğlumuz Mert şu an kırmızı haplı ve bekar (şanslı piç) ve bekarlığın tadını çıkardıktan sonra yeniden sevgili istiyor. İlk yapması gereken kendisine hemen 3 aday yaratmaktır. Daha fazlasına yetecek zamanı varsa bile Mert o zamanı misyonuna harcasa daha iyidir. İki aday ideal değildir ama yine de tek adaydan iyidir. Mert ya hiçbir kıza yazmamalı ya da en az iki adayı olmalıdır.

Mert’in izleyeceği flört stratejisi dokun – el tut – öp – sarıl – seks yap hedeflerine doğru her kızla tek tek yürümektir. Bunlar da buluşma gerektirir. Mert’e bu basamakları en hızlı şekilde atlatan kadın (Mert’in de içinin sinmesi ile) ipi göğüsler ve sevgili olur. Mert ahlaksız Mahmut modundaysa ipi göğüsleme çıtasını en az 3 ay takılalım bakarız seviyesine çekip bir süre tabak çevirebilir. Ama Mert’in çoğunuz gibi efendi bir insan olduğunu kabul edelim.

Bu stratejinin birkaç yararı ve yan etkisi var (kızlar sinirlenince sağlam yolabiliyor). Yararlarından başlayalım.

Bir insanın davranışlarının duygusal ve zihinsel seviyesini, duygusal ve zihinsel seviyesinin davranışlarını etkilediği gibi etkileyeceğinden bahsetmiştik. Aslına bakarsanız “öğrenilmiş maskülin karizma” diye tanımlayabileceğimiz Oyunun mantığı da budur. Neyse. Siz bekarken sniper yöntemi tek kadınla flört ederseniz, “Rollo Tomassi’nin askeriyim ben, oneitisi aştım” deseniz de kız sanki oneitis imiş gibi davranacağınızdan, eninde sonunda oneitis çukuruna düşebilirsiniz. Tek kıza yazarken ister istemez kız oneitismiş gibi davranacaksınız. Öyle hissetmeye başlamamanız ciddi ve sonunda nafile olabilecek bir çaba gerektirir.

Paralel flört eden Mert ise hem oneitis çukuruna düşemez hem de çoğu erkek gibi “Buse şunu neden yaptı, beni öpecek mi, acaba mesaj mı yazsam” diye düşünmez. Garibimin bunları düşünecek lüksü yok ki 😀 Zira Buse ilerlemiyorsa Merve, Merve ilerlemiyorsa Gamze ipe doğru koşmakta. Aynı şekilde Buse Mert’i ekerse Mert yeni aday bulana kadar Merve ve Gamze vardır.

Paralel flört ederken kızların birbirini bilmemesi lazım. Sevgili materyaline sahip çoğu hatun, paralel flörtü çakarsa tokadı da çakar ve gider. Yani göstere göstere yapamazsınız. Özellikle korku oyununu yanlış anlayıp göstere göstere yapmayı denemeyin. Ama (ve bu büyük bir ama), sizin bu kızlardan herhangi birinin çantasında keklik olmadığınız her tarafınızdan akar. Hatta öyle ki, siz kızlar şüphelenmesin diye kıza artı ilgi gösterseniz bile tabak çevirmenin rahatlığı kızda gerilim yaratır. Bu da kızların bazılarında ipi göğüsleme ve Mert’i kapma telaşı yaratırken, kendine tapacak ve böylece kendini sömürtecek kaynak arayan kızlarda da hoşnutsuzluk yaratır ve bu kızlar yarışmadan çekilir. Daha flört aşamasında aşırı ilgi talep eden ve erkeği utandırma taktikleri ile manipule etmeye çalışan kızlar bu şekilde sizi bırakacaktır. Tabii sekssizlikten ve alternatifsizlikten siz şu an her amı kar sayılıyor olabilir ama güvenin bana, bu kızların gitmesi iyi bir şey.

Bazen de bu 3 tabak da düşer. Bunlar hep aynı anda düşmeyeceğinden Mert sürekli yeni aday bulursa eninde sonunda bu kızlardan biri Mert’in hayatına yerleşip kendini sevgili ilan eder ve diğer tabaklar da düşer. Burada kırmızı haplı çocuk kafa yapısını sabit tutmak esastır.

Peki abi neden 3?

Oyun / yürüme süreci bir satış süreci olduğundan. Burda ürün (daha doğrusu servis) ve satıcı sizsiniz. Her iyi satıcı bilir ki, bir satışı neredeyse garantilemek için pipeline’da en az 3 aday olmalıdır (aslında 3 – 4 aday). Çünkü her iyi satışçı bilir ki, adaylar başka satıcıları da değerlendirmektedir, pazarda rekabet vardır ve çoğu aday başka satıcıları (ya da hiç satın almamayı) seçerek kendisini ekecektir. Belli bir zamanda sadece bir adaya odaklanan satıcı (gerçek satış dünyasında hedefi olan TL kadar pipeline tutan satıcı) piyasada hayatta kalamaz ve kariyeri ile çoğu zaman kaybedeceği bir kumar oynar.

Askerlik

Askerlik konusunda bir süredir yazmayı düşünüyordum. Dün skepticonun şu aşağıdaki tweeti ile başlayan seriye yorum yazdım ama burada bir yazıda tavsiyelerimi vereyim :

Baştan belirteyim, yorumları “zorunlu askerlik mi profesyonel ordu mu” tartışmasına çevirmeyin. Konu o değil. Konu memleketin nüfusunun üniversite mezunu küçük bir kısmının lüksü olan erteleme : askerlik zorunlu iken gitmeli mi ertelemeli mi? Yoksa çoğunuz ya eninde sonunda gideceksiniz ya da bedelli yapana kadar erteleyeceksiniz.

Askerliği ertelemek çoğu erkek için akıllıca değil. 6 aylık bir askerliği ertelemek için 20lerinde yıllarını hayata tam atılamadan ya da boşa yaptığı masterlarda heba eden çok adam gördüm. Sonunda bekledikleri bedelli çıksa da, kayıpları çok yüksek (üstüne az para da olmayan bedelli ücretini ekleyin). Skeptico’nun devamında dediği gibi çoğunuzun 6 ayı bu kayba değmez. Üniversiteyi uzatmadan bitirmek, hemen askere gidip sonrasında hayata tam atılmak, üniversite okuyan bir erkeğin ilk hedefi olmalı. Ben tabii bunlardan sonra hemen ev – evlilik – araba yapın demeyeceğim. Hayatınızı yaşayın. Kendinizi geliştirin. Üniversite günleri sanki hayatın en güzel günleri gibi görünebilir ama hayata tam atıldığınız ve kendi paranızı kazandığınız günler kadar güzel değiller.

Yani “abi askere gideyim mi” sorusunun cevabı “evet, en kısa zamanda ve ilk fırsatta git.” Benim şimdiki aklım olsa ve mümkünse üniversite bitince verilen 1 yıl tecili kaldırır giderdim.

Burada bir parantez açayım. Üniversiteye çocukluklarının uzatmaları gibi bakan ve üniversiteyi uzatarak hayata atılmayı erteleyen azımsanamayacak sayıda erkek var. Bu erkeklerin askerliği erteleme sebepleri de genelde bu hayata atılma korkusunun uzantısı. Motivasyonunuz bu mu değil mi bilmeniz şart. Eğer bu erkeklerden biri iseniz, maalesef büyümeyi erteleyemezsiniz ve bugün yaşadığınız bu uzatmalar gelecekteki hayatınızı (başta geliriniz olmak üzere) kötü etkiler.

Askerliğini yapan her erkeğin bildiği gibi Türkiye’de askerde tamamen angarya iş yapıyorsunuz. 70%si mıntıka temizliği, paspas, bitmek bilmez sayımlar, patates soymak (evet patates soymak), vs … ile geçiyor. Askeri anlamda öğrendiğiniz şey kısıtlı.

Fakat bu askerliğin faydasız bir şey olduğu anlamına gelmiyor. Özellikle rahat gündelik hayatınızdan çıkıp bambaşka ve görece zorlu bir ortama geçmek çoğu erkek için ihtiyaç duyduğu ama farkında olmadığı bir ara. Ama bu dönemi şikayet etmek yerine kullanmayı seçmeniz lazım. Ben şahsen şikayet etmekle meşgul olduğumdan tam olarak kullanamadım.

Günümüzde fiziksel aktivite zor bulunan bir şey. Askerde ise fiziksel aktivite bolca var. Eğer hareketsizliğin ruh öldürücü kapanına düşmüşseniz bu dönem çok yararlı olacaktır.

Disiplin, erken kalkmak ve bağımlılık problemleriniz varsa (örneğin internet, oyun, porno, alkol, vs …) bunlara ani bir darbe vurmak için de askerlik ideal bir dönem. Özellikle burada yazılan disiplin tavsiyelerini uygulayamıyorsanız ve eğer askerliği de erteliyorsanız, bir an önce askere gidin. Gündelik hayatınızdan bu şekilde uzaklaşmak çoğu sorununuza ölümcül darbe vurmak için ideal ortamı yaratacaktır. Hergün sabahın köründe kalkacak, bir sürü fiziksel aktiviteyi ve işi isteseniz de istemesenizde yapmak zorunda kalacaksınız. Cep telefonu ve internet olmadığından buralardaki bağımlılıklarınız devam edemeyecek.

Skeptico şöyle yazmış :

Bugün ana kucağından inip, okulda öğretmen kucağında oturup sonra karısının kucağına oturuyor erkekler.
Ailede bir trajedi (hastalık, iflas vs) yoksa en büyük derdi top oynarken düşüp dizini kanatmak.

Doğru. Askerlik bu açıdan hala erkeği olgunlaştırma potansiteline sahip bir yer. Orada emir – komuta zinciri çoğu ana kuzusuna dünyanın merkezinin kendileri olmadığını gösterecektir.

Askerlik “en verimli çağımızda…” diye başlayan itirazlarla reddediliyor.
Gerçekten en verimli çağınız 20li yaşların başı mı?
Hakikaten mi yani?
Bundan sonrası yokuş aşağı mı? 20li yılların başında bir bok bilmiyosunuz olm. Daha çocuksunuz hala.

Maalesef bu da doğru. 20leriniz, özellikle de başları en verimli çağınız falan değiller. En verimli çağlarınız 30larınız.

Askerliği bedelli yapanlar o 6-12 ayda çok merak ediyorum “verimli” denebilecek ne yaptılar?
Rahatları bozulmamış olmak “verimli” mi gerçekten?
Öyle bişey yok.

Yurt dışında yaşayarak bedelli askerlik yapanları saymazsak benim bildiğim ve bedelli askerlik ile kurtardıkları 6 ayı verimli harcayan bir tek kişi var. O da ciddi işadamı idi. Diğer hepsinin temel motivasyonu ya rahatının bozulmaması idi ya da askerliği ertelerken kurdukları aileden 6 ay kopmamak. Üstüne, o bedelli askerliği beklerken hayata yarım yamalak atılarak yıllarını verimsiz geçirdiler.

Son olarak da askerliğin en sevdiğim yanı, başka hiçbir koşulda bir arada bulunmayacak yüzlerce kişinin aynı koğuşta yaşaması. Çok enteresan bir deneyim. Bir kamyon şoförü, işportacı, kaçakçı, kaymakam ve boğaziçi mezunu bilgisayar programcısı ranzamın çevresinden ilk aklıma gelen elemanlar. Nasıl bir fildişi kulede yaşadığınızı anlıyorsunuz, çok şey öğreniyorsunuz.

Erkekliğin 7 ölümcül günahı

Erkek olmanın ne demek olduğuna dair sonu gelmez tartışmalar sürerken ve erkeklik üzerinde bir anlaşma sağlanmamışken, erkekliği tanımlamak için maskülinitenin antitezi olan özellikleri tanımlamaktan başlayabileceğimize inanıyorum.

Aşağıda, bugünün erkekleri arasında salgın haline gelen yedi özelliği yazacağız.

1. Kendine Acımak

Burada listelenen 7 günah içinde, bu en hastalıklı olanı. Bu günahı işleyen erkek, kendisini bir kurban olarak görmeyi seçerek, ağlamak, şikayet etmek ve öfke nöbeti geçirmek gibi acıma duygusu yaratmasını umduğu hareketler icraa eder. Kendisi için üzülen erkek, kendi durumunu değiştirmek için hiçbir harekette bulunmayan erkektir. Hayatının neden bu kadar ızdırap dolu olduğunu anlayamayan erkek, kendi ızdırabını arttırmaktan başka bir şey yapmaz. Kendine acımak, kendi mezarını kendin kazmak gibi bir şeydir. Kendine acıyan her kimse, bu sert dünyanın acımasızlığını hakeder.

2. Rahatlık

Rahatlık, amaçsızlık ve boyun eğme ile aynı şeydir – temelde denemeden pes etmektir. Halinden memnun erkek, dışardan bir şey dürtmedikçe tepki vermeyen bir aylaktır. Katolik kilisesinin orjinal 7 günah listesinde bu, miskinliğe denktir.

Modern toplumumuzun temel problemi, erkek için (en azından fiziksel olarak) aşırı rahat olmasıdır. Geçmişte erkekler sırf zorunluluktan, maskülin enerjilerini sürekli işe koşmak zorundalardı yoksa hayatta kalamaz ya da yeni yerler fethedemezlerdi. Ama bugün, böyle bir zorunluluk yok. Çoğu erkek, güvenli ve konforlu ortamlarda çalışıyorlar ve işleri için çoğunlukla fiziksel hiçbir güce ihtiyaç duymuyorlar. Bununla beraber erkekler kendilerini eğlendiren elektronik ekranlarla çevrililer ve bu da onların fiziksel olarak dejenere olmalarına neden oluyor. Fiziksel dejenerasyonu ise zihinsel dejenerasyon takip ediyor. Bir kez tuzağa düştü mü erkek, azıcık çabayı bile büyük bir yük gibi algılıyor.

Rahatlık bir yaşam biçimi olamaz. Dini inancınız olsun olmasın, bir amacınızın ve itkinizin olması lazım. Dindar bir erkek, Tanrısı tarafından kendine çizilmiş yolu bilir; ateist ise kendisinin takip edeceği yolu kendi yaratmalıdır. İki durumda da, tüm erkekler, içlerindeki tutku ateşini sürekli canlı tutmalı ve hiç durmadan yollarında yürümelidirler.

3. Korkaklık

Korklar yaşarken bin kere ölürler. Kaderini korkularının eline bırakan bir erkek ise köleden başka bir şey değildir.

Korku, harekete geçmeyi çarpıtılmış ve abartılmış bir imgeyle bastırarak, erkeği gülünç bir şekilde kontrol eden bir hiledir. Gerçek şu ki, korktuğumuz şeylerin büyük çoğunluğu öldürücü değildir. İlkel zamanlarda bizi bekleyen tehlikelerin aksine, günümüzde risk olarak algıladığımız şeylerin hemen hiçbiri bizi fiziksel zarar veya ölüm riskine sokmaz. Buna rağmen erkekler kaç kare sokakta beğendikleri bir kıza yürüme  ya da zehirli politik doğruculuk diline karşı çıkma fikri karşısında korku içinde kalırlar? Kaç kere kaybetme ve alaya alınma korkusu ile bir şeye başlamadan vazgeçerler?

Korku da acı gibi hayatın önlenemez bir parçası. Cesaret, korkunun olmaması değil, korkuya rağmen harekete geçebilmektir. Çoğu erkek, daha fazla konsantre olarak ve amaçları için daha fazla bastırarak korkunun yüzüne gülmeyi öğrenebilirler.

4. Dikkati Dağılmışlık

Düşünürseniz, tüm hayatınız zaman ve enerjinizin odaklanması üzerine. Odaklanma olmadığında, hayatınızı boşa harcıyorsunuz. Dikkat dağınıklığı, disiplin eksikliğinin en kolay göze görünen işareti ve bu günümüz dünyasında her geçen gün daha da artan bir problem. Herkes, elektronik cihazların alarm ve sesleri ile dikkati dağınık bir şekilde yaşıyor.

Dikkatinizin dağıldığı her anın kayıp olduğunu bilin; verimliliğinizi kaybedersiniz, zamanınızı kaybedersiniz ve misyonunuza doğru olan yönünüzü kaybedersiniz. Bunlar cep telefonu, televizyon ve internet gibi küçük dikkat dağıtıcılar olabilir ya da kötü kişisel bütçe yönetimi ya da zehirli kadınlar gibi büyük dikkat dağıtıcılar olabilirler.

Dikkat süreniz sınırlı. Dikkat dağınıklıklarını hayatınızdan çıkararak ya da kendinizi dikkat dağıtıcı ortamlardan çıkarara dikkat sürenizi canınız gibi savunun. Ne üzerine odaklanırsanız osunuz, dikkatinizi nereye yönelttiğiniz konusunda sorumluluk sahibi bir kişi gibi davranın.

5. Bağımlılık

Bağımlılık ve düşkünlük aynı elmanın iki yarısıdır. Bir erkek kendisini uyuşturmak için madde bağımlısı olabilir ya da nesnelere, kişilere veya olaylara fazlaca düşkün olabilir. Hangisine bağlanırsa bağlansın, düşkün olduğu şeyin kendisine mutluluk ve tamlık getirdiğini düşünür. Ama acaba öyle mi?

Budist öğretiye göre, düşkünlük tüm ızdırapların kaynağıdır. Dışsal onay ihtiyacı olan erkek zincirlere vurulmuş biridir ve rüzgarda savrulan bir yapraktır. Düşkünlüğün sadece arzu nesnelerine karşı olmayabileceğini aklınızda bulundurun; öfke, intikam, acı, üzüntü ve geçmişten gelen ve gelecekte olacak herşeye pişmanlık ve endişe şeklinde bağımlı olabilirsiniz.

Unutmayın : Beraber sürüklenmemek için, bırakıp gitmeniz lazımdır.

6. Zayıflık

Zayıflığın birçok çeşidi vardır ama hepsi eşit şekilde zararlıdır. Fiziksel zayıflık bir erkek için kesinlikle kabul edilemez ve bunu daha ayrıntılı açıklamaya gerek yok. Zihinsel zayıflık ise daha aldatıcıdır. Bu, ruhunuza her an sızabilecek bir şeydir, özellikle de savunmasız olduğunuz zamanlarda. Erkek olarak, başınıza ne gelirse gelsin üstesinden geleceğine inanmalısınız. Bunları her zaman istediğiniz gibi çözemeyebilirsiniz ama her zaman güç ve cesaret gösterebilirsiniz.

Zayıflık ruhunuza, rica minnet de sızabilir. Buranın okuyucuları için feminist buyruğun oyunlarını tekrar listelemeye gerek yok. Sadece kendinizi bunlardan birine boyun eğerken bulursanız hemen bırakın.

Erkekler güçlü doğmazlar. Fiziksel güç gibi, zihinsel zayıflığı yenmenin de tek yolu adım adım kendinizi güçlendirmenizdir : saçma sapan şeylere “hayır” demeyi öğrenin. Çizginizi çizin ve kendiniz için ayağa kalkıp dik durun. Rahatsız edici ve korkutucu şeylerden kaçmak yerine onlara meydan okuyun. Saçma özürler uydurmayı bırakın ve harekete geçin. Zayıflıklarınızı yenmek için sınırlarınızı zorlamalısınız; kendinize sürekli “alfa” olduğunuzu söylemeniz sizi “alfa” yapmayacaktır.

7. İradesizlik

İradesizlik / irade gücünün eksikliği, burada yazan tüm günahların anasıdır. İrade gücü olmayan bir erkek bir erkek değildir. Erkeği iten bu ateş olmadan, hiçbir şey mümkün değildir. Günümüz erkeği ve özellikle genç erkekler için bu erdemi bulup ateşlemek daha zordur. Günümüz Batılı toplumlarında erkekler, hak sanrısı içindeki kadınlara ve cinsel sapkınlara yer açmak için halı altına süpürülmüşlerdir. Masküliniteyi yok etmeye yeminli günümüz feminize toplumunda, çoğu erkeği bıkkın, savaşı bırakmış ve moralsiz görmek şaşırtıcı değil. Durum ne kadar kötü olursa olsun, bu üstesinden gelinmesi gereken bir durum, kenarda matem tutulması gereken bir durum değil.

İrade, geliştirilmesi güçten daha zor bir şey. Bazı erkekler güçlü bir irade ile doğmuş gibidir ama irade geliştirilebilir. Yukarıdaki bazı önerileri yaparak ve her günün bir öncekinden daha iyi olması için çabalayarak, çelik iradenizi yavaş yavaş geliştirebilirsiniz. Diğer muhteşem erkekleri okuyarak onları rol modeli yapmak ve bu şekilde gerçek hayatta olabilecek bir akıl hocası gibi kullanmak ve diğer destekleyici erkeklerle takılmak iradeniz için iyidir. Ve son olarak unutmayın : asla vazgeçmeyin. Hiçbir koşulda vazgeçmeyin, hayat buna izin vermez.

Çeviri : The 7 deadly sins of manhood

Kadın fantezisi oyunu

Buluşmalarda kızla konuşmaların klasik sorgu / röportaj şeklinde geçtiği (sürekli kıza soru sorma ve kızın cevap vermesi şeklinde ki buluşmaların en yaygın katilidir) ve kızla arada cinsel gerilim yaratılamadığı ile ilgili çok mesaj geliyor.

Hatunlarla mesajlaşmanızın ve buluşmanızın nasıl yönetileceği konusunda örnek olması açısından Bir kadının çerçevesini dayatmasına izin vermeyin yazısındaki bazı yorumlarımı buraya taşıyacağım. Bunu yazıya taşımak istememiştim zira bu yazıyı okuyan bir eski kız arkadaşım beni tanıyıp kimliğimi ifşaa edebilir. Ama olay önemli o nedenle de riski göze alacağım.

Mesajlaşma o yazıdaki şu kısımdan çıkmıştı :

Örneğin, kadınların sıklıkla sorduğu bir soru da “ne iş yapıyorsun?”dur. Kadının bu sorusunu hızlıca cevaplayarak, otomatik olarak onun “kendini bana ispatla” çerçevesine girersiniz. Bu nedenle kitabım Bang’de, çekiciliğinizi inşaa ettiğiniz etkileşimin ilk zamanlarında, kadınları asla direk cevaplamamanız gerektiğini öğretiyorum. Daha iyisi, ona sizi değerlendirmekte olduğunu takmadığınızı gösteren şaka ile karışık bir cevaptır. Mantığa aykırı bir şekilde bu kadının size olan ilgisini arttırır, zira sizden önceki çoğu erkeğin hevesle yaptığı şeyi yapmayı reddettiğinize göre sizin değeriniz daha yüksek olmalıdır.

Aero’nun bu konuda sorusu şu idi :

Peki işimizi vb soran bir kişiye ne tip cevaplar vermeli ? Mesela burdaki soruları nasıl yanıtlamak makuldur ? Erkek adam ve çeviri manyağı ikinizin de fikirlerini merak ediyorum.

Ben şöyle cevap vermiştim :

1 – Kız meslek sorarsa “tahmin et sence ne iş yapıyorum” oyunu başlat.
2 – Kız aşağılar bir şekilde tahmin yaparsa “onayla ve abart”.
3 – Kız iyi veya normal bir iş söylerse “bak bunun sevdim. Tamam ben finansçıyım. Sen ne iş yapıyorsun?” diye devam et.

Bu algoritma birçok soruda çalışır. Örneğin yaşın kaç sorusunda.

1 – Kız yaş sorarsa “tahmin et sence kaç” oyunu başlat.
2 – Kız aşağılar bir şekilde tahmin yaparsa “onayla ve abart”. Mesela sen 30sun ama 45 dedi. “O iltifat ettin, çok genç bir yaş söyledin. Çık … çık” de.
3 – Kız iyi veya normal bir yaş tahmin ederse “bak bunun sevdim. 40 yaşındayım. Süper yaş. Sen kaç yaşındasın?” diye devam et.

Şu anki kız arkadaşımla 4 aydır beraberim ne işimi biliyor tam olarak ne de yaşımı (yaklaşık bir tahmini var).

Buraya asıl taşımak istediğim kısım da şu sorudan başladı :

“Bilmem, ya sen ne olmasını isterdin işinin veya yaşının?” diye bir karşı sorgu attığında ne demek lazım ?

Öncelikle şunu hatırlatalım : kızlara ne söyleyeceğinizi fazlaca düşünmek, hatunu kafanızda büyütmenize sebep olur ve gerçek buluşmada ağzınızı açamamanızı sağlar :

Bu nedenle anasının kuzusu hoşlandığı bir kadını gördüğünde, onu en mükemmel şekilde tavlayacağı durum ile ilgili gündüz düşlerine başlar. Problem ise, kızı ürkütmemek ya da kızdırmamak için ona ne söyleyeceğini fazlaca analiz etmesinden kaynaklanır. Bu ruh hali, erkeğin suspus olmasını besleyen bir özgüven eksikliğine neden olur.

Bunun yerine mesajlaşmayı ve buluşmayı cinsel gerilimi olan ve kadınların cinsel fantazilerine hitap eden bir bağlama taşımanız daha başarılı bir kız tavlama süreci sağlayacaktır. Cinsellik en iyi bu şekilde masaya konulur. Çoğu erkeğin en büyük hatası, ya cinselliği masaya hiç koymamaktır ya da erkek fantazisi şeklinde masaya koymasıdır ki kadınlar tarafından abazanlık olarak algılanır.

Şurada çizdiğim piliç fantazisi bağlamına dikkat edin :

Atanını görmedim ama ilerde cinsellik masaya konulduğunda kullanacağım standart senaryolarımdan birine girmek için kullanırdım herhalde. “Doktorluk fena meslek değil Mr. Hyde olmasa” gibi bir şey derdim. Edebiyattaki persona – shadow ikilileri sağlam ana senaryolar. Örneğin Klark Kent – süpermen (“gazetecilik fena değil ama Süpermenlik yoruyor adamı”), kont drakula (“kontluk fena meslek değil ama her gece bakire kanı bulmak da zorlaştı”), vs .. vs …

Burdan konu cinselliğe nasıl gelir? Mesela “Dr. Jeckyll ve Mr. Hyde” ikilisinde ben, kızın güvenebileceği, nur yüzlü Mahmut Abiniz Dr. Jeckyll’ım, benim penisim olacak kötü çocuk arkadaşım ise Mr. Hyde. Herşey onun suçu idi falan. Bu senaryolar yüzünden benimkinin ismi bilenler tarafından Mr. Hyde, Kurt Adam, Süpermen, drakula falandır. Türkçe’de “yarrak” kelimesi İngilizce’de “cock” kelimesi kadar rahat kullanılamaz o nedenle ana senaryoda silah arkadaşınıza böyle isimler takmak kız için cinselliği kullanırken daha rahatlatıcı.

Aslında bu sadece bir yöntem, en iyisi de olmayabilir ama zaten olay senaryo değil ince zeka işi bu. Temel engel zekasızlıktan çok (çoğunuz zeki adamlarsınız), kızı fazla ciddiye aldığınızdan zekanızı çalıştıracak odaklanmayı kaybetmeniz. Bu eğlenen ustalık moduna girin ve IQnuz 100 ve üstü ise shit testleri güzel savuşturursunuz. Eğer tam tersi kızı üst çerçeveye oturtur kendinizi aşağı görürseniz, 200 IQ ile kekeleyen bir salağa dönersiniz.

Bunlar size çocukça geliyor değil mi? Benim 18 yaşımdaki halimi alıp Bruce Wayne – Batman senaryosu oynadığım masaya koyup kendimi izlettirsem “bu ne palyaçoluk lan 36 yaşında amca, 35 yaşında teyzeye böyle mi yürür” diye küçümser, sonra o masada teyzenin amcanın dudağına asıldığını görünce sandalyeden düşerdim herhalde.

Çocukça belki ama kadınlar fantazi dünyasına girmeye bayılır, özellikle bu tür güçlü ve karanlık tarafı olan erkek arketipleri ile ilgili fantazilere. Edebiyatın, çizgi roman sanatçılarının en büyük beyinleri kullanımıza vermiş, acımadan kullanın.

Biraz böbürleneceğim kusura bakmayın ama geçen sene Jordan Peterson’un Kadınlar ne ister? videosunu izleyince kendimi takdir etmiştim. Bu senaryoların niye çalıştığından ve kadınların neden böyle şeyleri sevdiğinden pek haberim yoktu. Sadece çalıştıklarını biliyordum. Videoyu izlerseniz bu “çocuklukların” aslında kadınların cinsel fantazileri ile örtüştüğünü görürsünüz.

Üstelik Jordan Reis’in kadınların en çok “kadın pornosu” aradığı anahtar kelimelerde listelediği 5 tipin dördünü kullanıyormuşum :
1 – Vampir – Kont Drakula

2 – Kurtadam – En az kullandığım bu.

3 – Milyarder – Bruce Wayne – Batman

4 – Cerrah – Dr. Jeckyll ve Mr. Hyde

5 – Korsan

Bunlar dünyanın sayılı sanatçılarının yarattığı, antik kökleri olan persona – shadow ikilileri. Kadınların cinsel fantazileriyle örtüşen ölümsüz arketipler. İzleyici kitlesinin erkek olması sizi yanıltmasın, bunlar erkeklerin olmak istediği maskülin fantazilere denk (erdemli alfa persona ama karanlık ve güçlü sigma gölge / shadow).

Piliç fantazisi, şu an gençler arasında çok yaygın olan “hatunla çok cool şeyler konuşmalıyım” yanılgısı ile ortaya çıkan hızlı don kurutucu ve sıkıcı muhabbetlerden bin kat etkilidir. Jordan Peterson’ın dediği gibi erkekler görsel, kadınlar ise sözel tahrik olurlar (o nedenle hatun memelerinin fotosunu gönderince siz tahrik olsanız da siz sikinizin fotosunu gönderirseniz hatun tahrik olmaz ve sizi abazan diye etiketler).

Eğer buluşmadan önce mesajlaşıyorsanız, piliç fantazisi bağlamını bu mesajlaşma sürecinde kurabilirsiniz. Eğer buluşmaya bu bağlamı kurarak giderseniz, hatunu daha hızlı baştan çıkarabilirsiniz. Aynı zamanda da mesajda uslu, reelde saldıray gibi görünmezsiniz.

Peki bu bağlamı kuramazsak? Ben şahsen bekarken paralel 3 kıza yazarım ve bu bağlamı kurabildiğim kızlarla buluşurum. Bazen de hatun (özellikle 30 yaş üstü sağlayıcı erkek arayan bazı hatunlar) bu muhabbetten beni unmatch eder. Önemli değil.

Ve son olarak, kızla aranızdaki yaş farkı ne kadar fazla ise, bu piliç fantazisi oyununu o kadar hızlı kurarsınız.

NOT : Bu yazı yüzünden kimliğim ortaya çıkarsa yurt dışına kaçıp yayın hayatıma oradan devam edeceğim artık. Feministler beni yolda parçalamazlarsa.

 

 

Ana kuzusunun 5 göstergesi

Anneler Günü’nde, anneleri ne kadar el üstünde tuttuğumuzu bilirsiniz. Bazılarımız bu kutsallaştırmayı yanlış ve sinir bozucu buluruz ama bu bizim annelerimizden nefret ettiğimiz anlamına gelmez. Onları tabii ki çok severiz ve bazılarımızın güçlü babaları vardı ve iki ebveynin de çocuk gelişiminde rolü olduğunu biliyoruz. Ama anneye karşı duyulan dengesiz ve mantıksız bir sevgi, erkeği negatif etkileyen bir şey.

Bu devirde, tarihin hiçbir devrinde olmadığı kadar çok erkek anneleri gibi davranıyorlar. Elimde veriler yok ama herhangi bir gece bir bara gittiğinizde, bu önermeyi ispatlayabiliriz. Gerçekten de, çevrede bir sürü kız varken güzel bir kızın telefonla konuşmasının bitmesini sabırla bekleyen erkekler görüyorum. Ya da daha kötüsü, seksi kadınlarla “platonik arkadaş” gibi geceye akan erkekler görüyorum.

Bu davranışların suçlusu zayıf-babalar ve bekar-anneler. Babanın trajik bir şekilde öldüğü ve tek bir ebeveyn tarafından büyütülmek dışında bir alternatifin olmadığı durumlar biliyorum. Fakat güçlü bir baba karısına, çocuklarına aşılamak istediği değerleri öğretmelidir. Bazı erkeklerin de çocuklarından, hukuk sistemi marifeti ile uzak tutulduğunun da farkındayım. Bu talihsiz erkekler için konuşmuyorum; hayat kaotik bir şey. Benim hedefimde, annelerini mutlu etmeye odaklanıp annelerine dönüşen erkekler var. Eninde sonunda, çocukluğunuzda ne yaşamış olursanız olun, kendinizi değiştirmeniz gereken bir zaman var.

Güçlü babalar olmadan, zayıf erkekler kadınlara, sanki onlar anneleriymişcesine, annelerine davrandıkları gibi davranacaklardır; kutsal tanrıçalar. Bu nedenle, anasının kuzuları anneleri ile o kadar özdeşleşirler ki, kadın gibi davranmaya başlarlar. Aşağıdakilerden herhangi birini yapıyorsanız, çeşitli hobiler edinerek, diğer erkeklerle takılmaya başlamanızı tavsiye ederim.

1 – Kadınlara yürümekten korkarlar.

Bekar bir erkeğin, istediği bir kadının yanında suspus kalması için hiçbir neden yoktur.  Bir anne oğlunu, kendisine ve diğer kadınlara hayranlık duymak üzere yetiştirmeye meyillidir. Hepimiz biliyoruz ki kadınlar kendilerine kraliçe gibi davranılmasını istediklerini söylerler ama gerçekte ise karışıklığı severler. Erkekler de karışıklığı severler. Bu nedenle de, cesareti olan erkekler, kızları kaparlar.

Bir anne oğluna, istediği kadını tatmin etmek için elinden geleni yapması gerektiğini öğretir. Bu nedenle anasının kuzusu hoşlandığı bir kadını gördüğünde, onu en mükemmel şekilde tavlayacağı durum ile ilgili gündüz düşlerine başlar. Problem ise, kızı ürkütmemek ya da kızdırmamak için ona ne söyleyeceğini fazlaca analiz etmesinden kaynaklanır. Bu ruh hali, erkeğin suspus olmasını besleyen bir özgüven eksikliğine neden olur. Anasının kuzusuna, annesini hiçbir zaman üzüp ağlatmaması gerektiğini de öğretilmiştir ve o tam da tatlı annesi gibi bir kadın aramaktadır.

Kendi elleri ile kadınını başka erkeğe yem eden her erkeğin bildiği gibi; iyi çocuklar sona kalırlar. Bunun neden böyle olduğunu anlamalısınız. İyi çocuk bir yalancıdır – kadınla cinsel ilişki istemektedir ama bu gerçeği göstermek yerine onun etrafında dans etmeyi tercih eder. Yalancı biri, iyi bir çocuk değildir. Anneniz yanlış öğretmiştir.

2 – Seks yapmak istedikleri kadınla arkadaş olurlar.

Gece dışarı çıktığımda, kesinlikle “sadece arkadaş” olan bir “çifte” rastlarım. Bu tür “buluşmaları” sık gördüğünüzde, bir kadını suçlayamazsınız. Bir erkeğin hayatında, birden fazla platonik kadın arkadaş olmamalıdır.

Güzel kadınlarla “arkadaşça dışarı çıkmaya” giden erkekler, zamanlarını iki şekilde boşa harcarlar. Birincisi, gerçekten cinsel ilişki yaşayabilecekleri bir kadınla buluşabilecekleri zamanı boşa harcarlar. İkincisi, kendilerini kadınların çekici bulabileceği bir erkeğe çevirmek için kullanabilecekleri zamanı, kendilerini cinsel olarak çekici bulmayan bir kadına harcarlar. Dinleyin ana kuzuları : sizin “yakın arkadaş” saydığınız ve sizinle dışarı çıkan kızın sizinle çıkmasının tek sebebi, yapacak daha iyi bir işinin olmamasıdır.

 

3. Birden fazla kadın arkadaşları vardır.

Bir erkeğin hayatı boyunca sadece bir tane kadın arkadaşı olmalıdır. Bu demektir ki eğer lisede gerçekten platonik bir kadın arkadaşınız oldu ve artık onunla irtibatınız kalmadı ise, yeni bir kadın arkadaş edinmemelisiniz. Bir erkek, bir erkek olarak bir kadınla bağdaşamaz. Bu kural, arkadaşlarınızın karılarını ve kız arkadaşlarını da kapsar.

Sizin ilginizi çekmeyen ya da sizi istemeyen kadınlara tabii ki dostça davranabilirsiniz ama arkadaş olmayın. Eğer şu an birden fazla kadın arkadaşınız varsa, yatağa atmak istemediğiniz hatunu seçin ve onu arkadaş olarak tutun. Diğerlerinden kopun ya da onları yatağa atmaya çalışın.

4. Kadın gibi duygusallardır.

Anasının kuzusu, karşı cinsin duygusal baskısı altında ezilir. Bu nedenle de istedikleri kadına yürüyemezler. Bunun yerine, daha az saldırgan yolu tutarlar ve önce onlarla arkadaş olmaya çalışırlar. Bunun bir nedeni, reddedilmenin acısını kaldıramamalarıdır.

Anasının kuzusu, kızın birgün iyi çocuğu oynayan kendisinin değerini anlayarak kendisine varacağını düşündüğü kurmaca bir gerçeklikte yaşamayı tercih eder. Bir kadının kendilerini reddetmesi, annelerinin kendilerine öğrettiğinin tersidir. Dünya size, sizin özel biri olmadığınızı ve insanların içinde sizin olmadığınız bir hayatı seçebileceğinizi hatırlatacaktır. Bir kadın erkeğin yürümesini reddettiğinde, anasının kuzusu sanki kendi annesi, sevgisini reddetmiş gibi hisseder. Anasının kuzusu için bu çok fazla bir yüktür.

5. Anneleri onlar için kutsal bir tanrıçadır.

Analarının kuzularının anlamadığı şey, annelerinin babaları için diğer kadınlardan herhangi biri olduğudur. Bir ana kuzusunun annesini aşağılamaya çalış ve olacakları gör. Bazıları o kadar kendilerinden geçeceklerdir ki ağızlarından çıkanları kulakları duymayacaktır. Birçoğu da şiddete başvuracaktır.

Nasıl reaksiyon gösterirlerse göstersinler, bunu kırmızı ve ıslak gözlerle yapacaklardır. Anasının kuzusu muhtemelen babasının ölümünü kabul edebilecek iken, annesi öldüğünde intihara meyilli olacaktır. Su katılmamış bir ana kuzusu, neredeyse anasıyla evlidir. Annelerinin tek koruyucusu olarak, ona, onun şerefine ve aralarındaki ilişkiye saldıranlar şeytandır.

Sonuç

Annenizi sevmenizde hiçbir problem yoktur. Ama bu sevgi kontrolden çıktığında ve onun gibi davranmaya, sanki onunla “buluşuyormuş” gibi buluşmaya başladığınızda, kendinizi analiz edin. Anneniz sadece bir ölümlü ve babanızla hiç de “kutsal” olmayan şeyler yapmış bir kadın (belki de başka erkeklerle de). Anneniz bir azize değil. Annenizin memesinden kesildiğinizde, gerçek bir erkeğe dönüşebilirsiniz.

Çeviri : 5 Signs of The Mama’s Boy