Jonah Kompleksi kısaca başarma, büyüme ve kazanma korkusudur. Bu korkunun asıl nedeni bu başarı / büyüme / kazanma ardından gelecek sorumluluğu alma kaygısıdır.
Bu, bir işi yapabilme kapasiteniz olmasına rağmen, o işi ertemele, o işten kaçma ve hatta kendinizi kasıtlı olarak sabote etmek şeklinde de ortaya çıkabilir. Mesela sabaha önemli ve size seviye atlatacak bir iş toplantınız varken kendinizi sabahın üçüne kadar birçok şeyle meşgul edip ayakta kalmak gibi.
Hemen her psikolojik engelin ardında olduğu gibi Jonah Kompleksinin temelinde de kaygı var. Fakat burada evrimsel bir korku da var : eğer başarılı olursam, kendimi gerçekleştirirsem, yani sürüden öne çıkarsam diğerleri tarafından dışlanacağım korkusu. Bu korku nedeniyle insanlar kendilerini sürekli ortalamaya çekmeye meyillidir.
İstanbul merkezli psikolog Nevzat SARAYCIKLI kanalında bu önemli konuyu ele almış.
Yazıyla alakasız veya 500 kelimeyi geçen yorumlar cevaplanmıyorlar. "Yazıyla alakasız ama ..." ya da "en son yazı bu olduğundan buraya yazdım" diye başlamanız kurtarmıyor. Mahmut Abi ile özel görüşme yapmak isterseniz Erkek Adam Sanal Görüşme sayfasından sanal görüşme ayarlayabilirsiniz. Not: Burada soru sırası çok yüksek, Patreon destekçilerini, Patreon'da cevaplamaya öncelik veriyorum.
Comfort zone ile de ilgili olduğunu düşünüyorum. Toplantı örneğinde olduğu gibi, o terfiyi almasam da aldığım maaş bana yeterli diyerek aslında kendini manipüle ediyor vasat insanlar. Büyük sorumluluklar büyük güç getirir. Sorumluluk almak ise riske girmek demektir. Riske girmek ise cesaret gerektirir. O yüzden cesur olun ,insanların gözüne batmaktan korkmayın. Genç arkadaşlar içinse şunu söyleyebilirim. Kendi kararlarınızı almaya kalkıştığınızda hala çocuk muamelesi görebilir, onay alamayabilirsiniz. Bunun temelinde size güvenmemeleri geliyor. Malum Türkiye’de erkekler geç olgunlaşıyor . Eğer bir kere verdiğiniz kararı uygularsanız bitde üstüne başarılı olursanız devamında size hoşgörülü yaklaşılacaktır çünkü sorumluluk alma kararlılığını büyüklerinize göstermiş olursunuz.
Çünkü insan beyni için tanıdık, bildik olan güvenlidir, bilinmeyen ise daima korkutucudur. Neden reklamlar günde beş vakit ısrarla tekrar eder hiç düşündünüz mü? O kadar ve sürekli tekrardan sonra beyin artık ürünü tanıdık olarak algılar ve ilk şart olan ‘güvenli’ duygusunu yerleştirir.
İçinde bulunduğumuz koşullar hayatta kalmamıza yetiyorsa ‘ben böyle iyiyim’ demeye meyilliyiz. Devlet memurluğu bu yüzden bu kadar popüler olsa gerek.
Ne olursa olsun kimseyi takmadan çalışmak gerek. Dağdaki bir ot bile olsak en iyi ot olmalıyız. Gelişimini daim olsun. Esenlikler.
iyi forumlar cihan bey
Teşekkür ederim.
Jonah Kompleksi potansiyelimi yok eden ve hayatımı darmadağın eden şey.
Kendi kendini sabote etme sebebi özgüvensizlik ve nice guy/high agreeable olmak ile doğru orantılı
Zaten ben bir sik değilim neden bu kadar kasıyorum ki demek >>> Hiçbir şekilde seni beğenmeyen ezen ebeveynlerin bir sonucu
Sürekli derinlerde yatan başarısızlık arzusu ,dibi görme hevesi sonra yeniden hırsla yükselme isteği,azmi
Başarılarım hiçbir zaman belirli bir standartta gitmiyor amk ya dibe düşüş ya tepeye vuruş
Bu yaz sadece kişisel gelişimime odaklanacağım her tırmanılan tepede yeni bir dağ tepe olduğunu görüyoruz
Psikolog arkadaşın, başarı korkusu ile ilgili saptadığı bu 2 alt düşünce çok kritik gerçekten. 1) Ortalamadan ayrılırsam dışlanırım veya hor görülürüm, eleştirilere maruz kalırım, yargılanırım vs. kaygısı. 2) Başarının gerektirdiği ölçüde sorumluluğu ve kontrolü ele alamama ve kaldıramama korkusu. Başarılı olduktan sonraki gelen başarısızlık kaygısı. 5’ten 10’a çıktıktan sonra 2’ye düşebilme olasılığının korkusu. 1. si hiçbir zaman olmadım, olmayın zaten. Ortalama veya normlar ne kadar gelişmiş veya sağlıklı ki ayrılmaktan korkuyorsunuz? 2. si ise oluyor. Çok ilginç biçimde hem de. 10 yıllık birikintiye sahip olan çalışma masamı ve dosyaları bir hafta sonumu ayırıp olabilecek en verimli biçimde düzenledikten sonra dönüp… Read more »
Jonah kompleksi ni Yapılmak istenen veya zorunlulukların anlamlandırılamaması olarak ta tanımlayabiliriz. Gaye ve amaçların yitirilmesi de diyebiliriz. Bu konu benim 2015 ten beri içine düştüğüm ve çıkamadığım sonsuz bir sarmal çıkmaz sokak. Yapılmak istenen şeylerle yapılması gerekli olan şeylerin bağını kuramamak veya yanlış değerlendirmek. Ve (özellikle son bir ay) sonsuz tembellik. Anlamını yitiren değerini de yitirirmi? sorusu…. Örnek olarak. TRP nin en iyi açıklamalarından biri olan Matrix i ele alalım. Matrix için de anlamlandırılamayan Neo nun hayatı Kırmızı ve Mavi hap ile tanışmasına vesile olur. Zion tarafından bakıldığın da Matrix Mavi görünürken , matrix tarafın dan bakıldığın da zion veya… Read more »
NİÇİN? Sorusunun yanıtı madde dışındadır. Kişi NE yapması gerektiğini (açılış, seks, ilişki, spor, iş, hedefler vs.) gördükten sonra onun NASIL yapılacağını (doğru yöntem) araştırıp öğrenir ve onun üzerine gider. Belli bir tekrar düzeyinden sonra akılcı düşünmekten sezgisel düşünmeye geçiş olur ve o işte ustalaşılır. Bu noktada bir kısım insan bu ustalaştığı uğraşlardan elde ettiği hazza bağımlı olur (iş, seks, para, vücut vs.) ve bunları amaç edinmişcesine durmadan tekrar eder. Buna hedonizm denir ve kişi belli bir noktadan sonra kendini boşlukta hisseder. Bir kısım insan belli bir tatmin seviyesinden sonra ise tüm bunların NE UĞRUNA olduğunu, ASIL AMACIN ne olduğunu sorgular.… Read more »
Niçin sorusu niçin madde dışında olsunki. Alt tarafı Çünki ile devam eden bir cümle aslında. Örnek: Seks yapmalıyım hmmm NİÇİN?. ÇÜNKİ sekse ihtiyacım var. Seninde yazdığın gibi bundan sonrası NASIL sorusuna madde dışı (mental) olarak ve madde içi (Fiziksel) olarak cevap verebilmek ile alakalı. Problem de zaten niçin sorusu değil. Problem Çünki ile devam eden (iş para seks ilişki v.s.) kendi değerin ile elde ettiğin eylemin değerinin örtüşüp örtüşmemesi. Eylemlerimin sonucu itibarı ile yönetiliyor olmak. Birşeylere zorlanmak. İçinde bulunduğun Toplumun norm dediği şeyleri normalleştirmek. Yapmak / yapmamak istediğin şeylerle yapmak / yapmamak zorunda olduğun şeyleri bir araya getirememek. Okul hayatı… Read more »
Niçin sorusunun ardından gelecek olan yanıt maddenin, olayın, durumun içini soyut biçimde dolduracağından madde dışı (bilinç düzeyi) olmak zorundadır. Niçin seks yapmalıyım? Çünkü ihtiyacım var/hormonlarım dürtüyor. Neden yemek yemeliyim? Çünkü ihtiyacım var/acıkıyorum. Bu tip yanıtlar gerçekte niçin sorusunun gerektirdiği ölçüde verilmiş yanıtlar değildir. Çünkü bu yanıtlar yine maddeye bağlıdır (bedensel-hormonal tepkiler). Sonuçta yaşamlarını büyük ideallere hedeflemiş kişilerden sekse ihtiyaç duymayanlar var ki bunlar saf alfa kişiler. Veya bir insanın 40 gün boyunca yalnızca su içerek günlük yaşamını düşük pille de olsa devam ettirebileceği bilimsel bir gerçek. Dolayısıyla biz ihtiyaçlarımızın nedenini sorgulayıp içini bilinç düzeyinden sağlam dayanaklarla temellendirdiğimiz zaman asıl amacımıza… Read more »
Geçen okuduğum bir tvit şöyle diyordu; kaosun hakim olduğu bir evrende determinist kafa yapısına saplanmışız çünkü başka şansımız yok, bu şekilde kendimizi güvende hissediyoruz. Belirsizlik ve kaosu kabul etmek gelecek için umut beslemek zorunda olan insan için yıkıcıdır. Zenon’un oku 100 metreden hedefe atılmıştır ancak hiçbir zaman hedefi bulamaz. Çünkü okun 100 m gidebilmesi için önce bu mesafenin yarısı olan 50 m yi gitmesi gerekir. Sonrasında kalan 50 metrenin yarısı olan 25 m yi gitmelidir ve devamında yine kalanın yarısını. Dolayısıyla hedefine hiçbir zaman ulaşamaz. Buradaki mantık hatası sonlu bir mesafeyi sonsuza bölmekten gelir. Biliriz ki matematikte belli bir sayının… Read more »
Determinizmi unutmuştum. gerçekten sorduğum soru determinist kafa yapısı olmuş. İster istemez çekilmişiz saplanmışız demekki.
Benim demek istediğim, senin dediğin gibi mantık hatasından ziyade çaresizlik ifadesidir.
Belirsizlik olabilir ama ben nedense kaos göremiyorum.
Videoyu izledim. Gerçekten soruları soranlar da anlatan da çaresizliklerini ifade ediyorlar.
@eskilerdenbiri İhtiyar ben senin sorununu çözdüm, çok fazla kafaya takıp önemsiyorsun. Umursamayıp (anlam yüklemeyip) hayattan nasıl zevk alabileceğine kafa yor ve uygula. Kim hayatın anlamını bulmuş ki sen bulacaksın amk? :joy: Ayrıca hayatın anlamını erkekadam.org’da araman evlere şenlik. Ben sana söylüyorum sen hayatından ne kadar tatmin ve birazda mutlu olabiliyorsan, o kadar az bu anlam arayışını kafaya takar oluyorsun. Anlam arayışını düşünmeyi bırak, hayatından tatmin olmaya bak. Yanlış anlaşılmasın tatmin olmak demek rahat bir hayat sürüp mutlu olmak anlamına gelmiyor. Bir örnek vereyim, ben spora başladım 1 sene önce 1 senedir gidiyorum arada baya öf pöf diyerek gittiğim mutsuz hiç… Read more »
@Erkek
Genç teşekkür ederim. Evet anlam arayışımı buraya yazmamalıydım belki. Ama yine de genç te olsak yaşlı da olsak hayatın bir aşamasın da soruluyor bazen bu sorular.
Yalnız son satır da yazdığın
”Önemli olan mutlu bir hayat sürmek değil anlamlı ve tatmin bir hayat yaşayabilmek benim bulduğum.”cümlesi yazdıklarınla biraz çelişmiyormu.? Yani anlamlı hayatı nereden buluyorsun.?
AntropozBilge güzelmiş..)))
Dışardan tembelliğe kılıf uydurma gibi görünse de alakası yok. Bence bu genel olarak endişeli ruh haline sahip insanlarda var. Sonrasını düşünerek enerjinin çoğunu harcamak. Hayatın her alanında bu olabilir. Mesela bizim reddedilme korkusu diye değerlendirdiğimiz korku aslında karşı cinsle tanışma evresi başarılı olunca ”eee, sonra ne olacak, nasıl ilerleyecek, boş ev var mı, aga boşver kim uğraşacak, hem ders çalışmam lazım(evde pubg oynadı)” şeklinde oluyor. Aslında bunların hepsi bahane. Bu işin çözümü de diğerleriyle aynı: Konfor alanından çıkmak. İş konusunda da böyle. İnsan yaşadıkça anlıyor. Konfor alanından çıkmak özgüveni arttırır. Özgüven arttıkça endişe azalır. Endişe azalınca insan enerjisini kendini sabote… Read more »
İlgili Youtube sayfasının diğer videolarını tavsiye ediyor musun Mahmut abi kaliteli mi ?
Hepsini izlemedim ama evet kaliteli.
Nevzat hoca akıllı biri keşke daha geniş kitlelere ulaşabilse
Trpnin psikoloji alt yapısını kafamıza göre yorumluyoruz ama bu işi bilen birinden öğrenmek çok iyi
Eyv Mahmut Kral
Bazen yaşadığım korku.Okuyunca evet bu benim dedim ve ders aldım.Sanırım bazı şeyler kolay kolay değişmiyor ne kadar tespit yapılıp sorun ortaya konulsa da.Çünkü biz insanlar önyargılarla hareket ediyoruz ve bazı durumlarda şartlanıyoruz, halbuki günümüz dünyası çok değişken ve insanlar bunları pek önemsemiyor, sonuç odaklı yaşıyoruz. Biz iyi çocuk olmak istedikçe hayatımız kötü yönde gelişiyor ve mutsuzlaşıyoruz.İyi ki bu site var ve biz erkekler bazı şeylerin farkına vardık. Unutmayın biz istersek her şeyi yaparız ve sadece yapmamız gereken şey yola koyulmak, çalışmak, sorumluluk almak ve korkmamak. Erkeksek üstesinden geliriz….
Bir de gençliğinde bir sürü saçma sapan olaya karıştığı için fazla göz önüne gelmek istemeyenler var. Gerçi icloud patladığından beri kimsenin bu tarz şeyleri siklemediğini fark ettim ama çoğu zaman gerçekten adım atmaktan vazgeçiyorum. 2. adam bile değil 3. veya 4. adam olmak ama herhangi bir skandalın ortasında olmamak…
Kaygi problemi yasayan ve videodaki cozumlere de alt yapi yapmasi acisindan Hakan Turkcapar’in son kitabini tavsiye ediyorum.
Kaygı problemi yaşayan insanlar boks dersi alsınlar.
Aslına bakarsan başarısız olursan daha bir umursanmıyorsun. İnsanların sana olan tavrı daha suni oluyor ve daha az duygu barındırıyor. Esas toplumdan dışlanıp soyutlanma bu olmalı.
Başarı meselesine toplum içindeki yerine etkisi olarak baktığında aykırı ve gözükara tipler daha çok lak lak konusu oluyor.
Olaya “dedikodu yapıp çekiştirecekler ve dışlanacaksın” diye bakan arkadaşlar varsa onu geçsin. Reklamın kötüsü olmaz.
Konuşuldukça deri değiştirir tazelenirsin.
İnsanlar daha duygu yüklü tepki verirler.
Bu tepkiler sendeki hareket mekanizmasını daha bi tetikler.
Yanı kısaca, toplumla içli dışlı olup dışlanmamak aslında başarıyla doğru orantılı.
Farklı bir şekilde başarılı olan tatlıdır.
Aslında insanların gerçek yüzünü görürsün. Dibe batmaktan bu yüzden güzeldir ama hayatında hiç dibe batmayan biri gibi de sana kucak açanları sen de kucaklayamazsın. Aklında hep o dip olur. Bu kötü bir şey mi? Nasıl göğüslediğinle alakalı.
Kendimi kandırıp kendime yalan söylüyorum. Kendime ümit verip, kendimi boş hayallere sürüklüyorum. Benim zorum ne kendimle?
“Öldür beni Nec-Laaa
Kıtır kıtır Doğraaa,
”
@eskilerdenbiri, sen sadece tembelsin. Şaka maka değil, harbiden sadece tembellik yaşıyorsun. Enerjin düşük, sıkıntı orada.
Gelelim yemeğin tarifine;
1 Kez bunu izle:
https://www.youtube.com/watch?v=-TAuuT6YbTo
Beslenme düzenini gözden geçir, uyku düzeni de öyle.
Bunları yapmana rağmen öyle hissediyorsan, fiziksel nedenli bir depresif hal değil, baya zihinsel nedenlere bağlı bir halde depresif bir hal yaşıyorsun demektir. Bu da çoğunlukla inançların ile ilgili, onlar da düzenlenebilir şeyler.
Beklentilerimizi mi yüksek tutuyoruz ne
@dikiş makinesi; Beklentiler doğru hesaplanamaz ise, zarar verirler. Doğru anlam verilmezlerse.. Örneğin, normal şartlarda aylık ücretinin asgari ücret veya asgari ücretten +100 lira daha fazla olan bir işte(Senin ne kadar maaş alacağın konusunda bilgin yok ise), sen 5K maaş beklemeye başlarsan ve buna inanırsan, ay sonu geldiğinde ” Abe, gündelik 100 kağıt degil mi, 20 daha isterim ” dersin. Bu durumun bir diğer ismi ise, Mükemmeliyetçiliktir. Bu da seni harekete geçirmekten alı koyar, çünkü ne yaparsan yap; o hayal ettiğin, içine mükemmeliyetçiliği kattığın şeyi yakalayamayacağını içten içe bilir, hissedersin. Bu da seni erteleme hastalığına yakalatır. Bugün değil, tamam yarın yapıcam.… Read more »
İçim de kalmasın şunu da ilave etmek isterim.
Manevi ( entelektüel, kültürel, ahlaki ) temellerden yoksun. Maddi atılımlar hüsranla sonuçlanıyor.
Para ile makam ile ego ile konuşturulup. Libido ile susturuluyoruz.
Bana kalsa şöyle/böyle yaparım dediğim şeylerin de bana kalacağı yok.
@eskilerdenbiri;
Düzelir düzelir, şeey yapma, oo olur o olur. Bende bir dönem böyleydim, önce yalnız kaldım, sonra parasız kaldım en son da bir kaç gün sokakta kaldım, düzeldi. Düzeliyor yani.
@Koz Öldürdün beni Kıtır kıtır doğradın.)))
Her şeye bir bahanem var. Ben asla haksız değilim. Bu hayata haklı olarak geldim. En çok ben haklıyım.
Sevdiğim bir abim şöyle demişti; ‘o işler öyle oluyor, keşke olmasa ama olunca da öyle oluyor, sen öyle olmasını istemezsin ama o öyle olur.’
Hepinize teşekkür ederim. Kimi yorumlar teoriye yakın kimisi pratik hayata daha yatkındı.
Hergün hayat pornosunu seyretmek ve bir kaç kez 31 çekip enerjiyi boşa harcamak yerine gidip hayatımın üzerine daygame yapayım.
Benim de sevdiğim bir abim şöyle derdi: ” Abicim bak etrafına en çok kaybedenler, en çok haklı olanlardır. ” :))
Hayatın üzerine yapacağın daygame’in en iyisini, en taşaklısını yap. Şimdiden başarılar diliyorum 😉