Askere Eziyet?

Bir okuyucu Erkek Shit Testi yazısında sormuş:

Mahmut abi şu an Twitter’da #AskereEziyet diye bir hashtag var. Videodaki eleman bir kafayı koysa o tırreği gömer gibi. Videoların devamında ise tam rezillik var. Bu arkadaşın otizm veya başka rahatsızlıktan muzdarip olduğunu düşünüyorum çünkü böyle bir durumda disko(disiplin koğuşu) dahil her şey göze alınır. Eğer tepki verse shit test kıvamında olur ama burada zorbalık var bence.

Video şu:

Soran arkadaş askere gitmemiş galiba. O “tirreği” dediği çocuk çavuş ayrıca dede. Kafayı zor koyarsın. Ayrıca emir veriyor sike sike çöküp kalkacak. Olay standart askerlik zorbası dedenin toruna ritüel eziyeti. Bunlara karşı hafif dik kafalı bir şekilde emre uyarak hareket et, duygusal olarak kırılıp dökülme, 2 – 3 haftaya “yarrağıııım” muhabbeti yapıp kanka olursun. Sonra yeni gelenlere beraber “eziyet” edersin. Videodaki torun çok kötü idare etmiyor aslında. İyi idare ediyor da diyebilirsin. Çocuk tip olarak okumuş tipli, böyle bir iki zorbanın dikkatini mutlaka çekecektir. Onlar da bu elemanı böyle test edeceklerdir. Duygusal tepki verme, bu tip zorbalar peşini bırakır. Peşini bırakmazlarsa 1 – 2 aya sen de askeriyede yerini edindin mi (örneğin kısa dönemsin diyelim çavuş oldun mu) çok üstüne geliyorsa dalarsın.

Hoş bir şey mi? Hayır. Ama hayatta çok daha beter zorbalar var ve askerlikteki bu tür zorbalıklara duygusal olarak yıkılmadan dayanmak adamın karakterini güçlendirir. Tabii abartılmadığı sürece. Burada ben abartı bir şey göremiyorum.

Toplum acayip feminenleşiyor. Bu tür şeylere kadın gözüyle bakmaya başladık. Bunlar hoş şeyler değil ama erkekliğe geçiş ritüellerinin bir parçası. Okulları, askeriyeyi vs. böyle ritüellerden arındırıp sterilize ederseniz ne olacak biliyor musunuz? Birçok erkeğin daha da kız gibi yetiştirilmesini sağlayacaksınız.

Hayatta bunlardan bin kat beter tiranlar var arkadaşlar. Bunlar ufacık tiranlar. Bunlarla fiziksek olarak başedemezseniz bile duygusal başetmeyi öğrenirseniz, daha büyüklerle de baş edersiniz.

Bu olaya tepkiyi bir tek ben mi abartı buluyorum?

Anti Dump’ın Makinesi

Anti Dump’ın Makinesi – Temel Bir Kırmızı Hap Metnine Giriş

Anti Dump Makinesi (“Anti-Dump’s Machine”), SoSuave forumundaki meşhur yazarlardan Anti-Dump’ın (AD) yazılarına Pook’un (evet Pook’un Kitabı Pook‘un) 10 yazı şeklinde yazdığı ve 2003 yılında yayınlanan yorumlarıdır.

Anti Dump Makinesi (ADM), özelleşmiş bir kadın – erkek ilişkileri stratejidir. Özelleştiği alan ise oldukça titiz bir şekilde İLGİ SEVİYESİ YÜKSEK kız ile ilişkiye girmektir. Metin, Anti-Dump’ın yazısına Pook’un yorumları ve diğer bazı SoSuave kullanıcıları ile diyalog şeklindedir.

ADM herkes için değil. Ben (Mahmut Abi) örneğin bu sitede (erkekadam.org) ilgi seviyesi çok yüksek olmayan hatunları kendi hallerine bırakıp onlarla ne zaman gelirlerse o zaman birlikte olmanızı tavsiye ediyorum. Fakat eğer sadece uzun süreli ilişki ya da sağlam ilişki arıyorsanız, ADM sizin çok işinize yarayacaktır. ADM bu konuda oldukça radikal yani 100% takip etmeyebilirsiniz ama bahsettiği prensipleri özellikle de ilgi seviyesi yüksek kızları bulup düşük olanlardan ayırma konusundaki bilgileri her erkek bilmeli. Aslına bakarsanız kız arkadaş aramıyorsanız bile ADM kullanarak en optimum hayatı yaşayabilirsiniz: Eğer hayatınızda bir kadın (kadınlar) yoksa kendi işinize bakarsınız, varsa bunlar YÜKSEK İLGİLİ olduklarından onlara olabilecek en az zamanı ayırıp, en düşük drama ile yine başka şeylere odaklanabilirsiniz.

ADM’nin temeli şöyle özetlenebilir:

Aptallar! Siz başarıyı İLGİLİ KADINLARA sahip olmak şeklinde değil de kadınlara sahip olmak diye tanımlıyorsunuz. Bu “Başarı = Kadınlarla birlikte olmak” ve “Başarısızlık = Yalnız olmak” şeklinde ak – kara bir dünya değil. Hayır! “Başarı = Size (YETERİNCE) İLGİSİ OLMAYAN bir kadına bağlanmamaktır.” ve “Başarısızlık = Size (YETERİNCE) İLGİSİ OLMAYAN bir kadına bağlanmaktır.” Mutsuz bir evliliğe sahip olmak, bekar olmaktan kötüdür.

Anti-Dump makinesi sizi sekse yönlendiren, size başkalarına gösterip “bakın benim de kız arkadaşım var” demek üzere göstermelik kız arkadaş bulan bir sistem değil. Yıllardır bu sitedeyim ve Anti Dump Makinesi, benim bildiklerim içinde AŞKA yönlendiren tek sistemdir.

Sadece Anti-Dump makinesi ile istediğinizi elde edemezsiniz. Hala kendinizi yeniden inşaa etmeniz ve kendinize bir yaşam yaratmanız gerekli. Anti-Dump Makinesi, kendinize İLGİLİ bir hatun bulup onunla Uzun Süreli İlişki yaşamanız için iyi bir sistemdir.

Bu son üç paragraf, ADM’nin neden temel bir kırmızı hap metni olduğunu çok iyi anlatıyor. Zira en saf haliyle kırmızı hapın amacı size bir kadın bulmak değil, sizi ilgisi yetersiz / motivasyonu size olan arzu olmayan hatunlarla ilişkiden korumaktır. Bunun için başından ilgisi yeterli bir kadın seçmeniz gereklidir ama ilgi yeterliliği için erkeğin de arzu uyandıracak bir erkek olması lazım. ADM erkeğin daha arzulanır olması konusuna girmiyor. Daha çok erkeğin bu konuda çalıştığını varsayıp, kadının ilgisini test edip, ilgili kadın ile ilgisiz kadını ayırmayı öğretiyor.

Anti-Dump Makinesi Yazıları:

Birinci Bölüm : İlgi Seviyeleri

Ben kadınlar konusunda başarılıyım, zira hayatımda beni sevmeyen bir kadın yok.

Bu, negatif bir tutum değil. Daha çok sapla samanı birbirinden ayırma süreci. Ben, uygun olmayan kadınları ayırıp dışarı atıyorum. Peki uygun olmama kriteri nedir?

Düşük ilgi!

İkinci Bölüm : İlgi Seviyeleri Hakkında Daha Fazlası

Erkekler kadın değillerdir. Beyler, o eteklerinizi çıkarın.

Aranızda henüz bir şey olmadan karşı tarafın kendisinden hoşlanıp hoşlanmadığını düşünenler KADINLARDIR. Erkekler bir şekilde kadınlardan bu kötü alışkanlığı kaptılar.

Kızın sizden hoşlanıp hoşlanmadığı aklınızın ucundan geçmemeli. Kızdan telefon numarasını istemeden ÖNCE bunun hiçbir önemi yok. Önemli olan tek şey sizin onu İSTEMENİZ.

Üçüncü Bölüm : İlişki HAZIR ALINIR, Yaratılmaz.

Aşk mahkeme salonu değildir. Her kadın, İSTİKRARLI BİR ŞEKİLDE iyi davranış sergileyerek aksini ispatlayana kadar SİZE KARŞI İLGİSİZDİR.

Dördüncü Bölüm: Kadınların Zayıf Noktası Olan Aksiyona Öncelik Verin

Erkekler dünyaya hakimdirler. Kadınlar ise İLETİŞİMİN KRALLARIDIR. Ama aksiyon almak konusunda zayıftırlar.

İşin sırrı kadınlarla bir şeyler yapmaktır. Bu onların zayıf noktasıdır. Kadınlar bütün gün oturup muhabbet etmeyi tercih ederler. Bu konuda ustalardır. SİZ İSE EĞER KONUŞMADA USTA DEĞİLSENİZ KAZANAMAZSINIZ.

Ama siz bir şeyler yapmakta, aksiyonda ustasınız.

Beşinci Bölüm: Kadınlar ve Bilgi

Şunu eklemem gerek ki bir kadının sizinle seks yapıyor hatta EVLENİYOR olması, kadının sizden hoşlandığı anlamına gelmez.

Bakın, tüm gerçeklik sizin aptalın teki olduğunuzu söylediği halde neden İyi Çocuk olarak kaldınız? Egonuz yüzünden. Neden aynı hataları yapıp duruyorsunuz? Egonuz yüzünden. Alçakgönüllü erkek, kadınlar konusunda yenilmezdir.

Kadınlar bizi kandırmazlar. Kadınlar daha çok erkeklerin kendi kendilerini kandırmalarına yardım ederler.

Altıncı Bölüm: Hayatınızı Değiştirecek Üç Kelime

Eğer kıza telefon numaranızı veriyorsanız onun aramasını bekliyor olacaksınız. Ararsa arar, aramazsa aramaz diye umursamaz tavırlarla kendinizi kandırmayın. Saçmalık. Bu zaten PASİF bir yaklaşım. Kadınlar DİREKT yaklaşmadan hoşlanırlar. Eğer kendinize güveniyor olsanız bile kadına telefon numaranızı verirseniz kadın bunu PASİF bir yaklaşım olarak algılayacaktır ve telefon numarasını istemeye korktuğunuzu düşünecektir. Çok az erkek “telefon numaran nedir?”  diye açık açık sorar. Kadınların hoşuna giden budur. Bu baştan çıkarıcıdır. “Ara beni bebek” değil.

Yedinci Bölüm: Gizemli Olun

Bir erkeğin flört etmesine gerek yoktur. Romantik ilgisini karşısındakine “hissettirmesine” gerek yoktur. Neden? Zira kızı dışarı çıkaran erkektir. Erkeklerin bu konuda kafası karışmış durumda. Flört kadınlar içindir.

Bir kadına olan romantik ilginizi, onun telefon numarasını isteyerek “hissettirirsiniz”. Bu bir açıdan erkek “flörtüdür”.

Sekizinci Bölüm: Kadınlara Yürümek

Bir kıza isterdiğini vermezsiniz. SİZİN İSTEDİĞİNİZ ŞEYDEN HOŞLANAN BİR KIZ BULURSUNUZ. Sizin birinci teklifinizi kabul eden kıza daha sonra ne istediğini sorabilirsiniz.

Kadınlar bunları zerre umursamazlar. Tek istedikleri, arabaları karanlık ve ıssız bir yolda bozulduğunda güvenip bel bağlayabilecekleri bir erkektir. Ya da felaket kapıyı çaldığında DİNLEYECEK (konuşmayacak) bir erkek. Bir aksiyon adamı. Bir kaya. ORADA OLABİLECEK bir erkek.

Dokuzuncu Bölüm: Her zaman hazırlıklı olun

Kafanızda yapacak ilginç bir şeyler her zaman olsun. Bunlar kızla karşılaştıktan sonra planlamayın. Yanınızda kızın numarasını kaydetmek için kağıt kalem olsun (ya da cep telefonunuzu kullanın) … “Aşırı hazırlıklı olmak” diye bir şey yoktur.

Onuncu Bölüm: Buluşmalardan Sonra

Artık iş onda. Bu aşamada her şeyi KADIN yapmalı yoksa ilişki milişki olmayacak. Siz hayatınızın kontrolünü elinize alıyorsunuz. Artık kadınların insafına kalmayacaksınız.

Birçok kadın testi geçemeyecektir. Şunu unutma Pook, bu kadınlar senin için yeterince iyi olamadıkları için testi geçemezler.

Kalbinizi korumanın yolu budur.

Son Bölüm: Pook’un Son Sözü

Romantizm – Bir Ölüm İlanı

Romantizm, imanın bir şartıdır.

Neyle dolu olduğunu biliyoruz: ilk görüşte aşk, edepsizce flört etme, şahlanan çiftler, fantastik ziyafetler içeren diyaloglar, kemanlar ve flütler, muhteşem düğünler, mumlar, hatunun her parçasını garip bir sonsuzluğa çeviren ırzına geçilmiş şiirler, büyülü melodilerin çalındığı mutlu evler, 2.3 çocuk, 2.6 araba, 1.1 garaj ve 1.4 köpek.

Romantizmin şu ifadedir: talihsiz aşıklar. Romantizm kontrol edilebilir bir şey olarak görülmez. Daha çok boyun eğilmesi gereken bir şey olarak görülür. Bu talihsiz aşk olayı, kader mertebesine çıkarılır!

Ve bu inanç erkeklerin içini doldurur. Romantizm dolu bu erkekler, akılları bir karış havada dolanıp dururlar. Bazıları ise uçuruma düşerler (intiharın neden en yüksek oranda genç erkekler arasında görüldüğünü merak eden var mı?). Bazıları ise kendilerini romantizm ile o kadar doldururlar ki, onlara ne söylenirse söylensin, en keskin en acımasız gerçekler bile onların şişmiş, lastik kabuklarından seker gider. Bazıları yedikleri dolmanın farkına varırlar ve büyük bir öfke ve intikam ateşi ile önlerine gelen her kadınla yatarak intikam almaya çalışırlar. Ama geri kalan erkekler, bu zehiri tükürerek iyileşirler ve Erkek olurlar.

Ah, affet beni Hallmark![1] Eğer romantizmden şüphe edersem, kadınların öfkesini üzerine çekerim. Ama şunu bilin: ben aşk tanrısı ile savaşıyorum! Zafere giden yol, virüslülere gerçeklik iğnesini saplamaktan geçmez … ya patlayıp yıkılırlar ya da bu fantezi dünyasına daha sıkı sarılırlar. Bu nedenle en iyi yöntem, virüslülere bir ayna tutmak ve onların hastalıklarını görmelerini ve bu çürümüşlükten kendi kendilerine temizlenmelerini sağlamak.

Virus

Bu abartılmış romantizmin kökleri Rousseau’ya uzanır. Bastırılmış ve yasalarla kısıtlanmış boş bir duygusal merkez olarak gördüğü burjuva aşkından tiksinen Rousseau, bunun yerine daha tutkulu bir şey koymak istedi. Daha önce özellikle aristokrasi içinde tutku gerçeklik, şeref ve güç için vardı.

Rousseau’ya göre “bu tehlikeli bir şeydi”. “Bu başka bi rşey ile değiştirilmeliydi. İnsanı sadece içine çeken bir şeyle.” Bu nedenle: “Aşk bundan sonra ruh-kurtarıcı bir deneyim olacak!”

Peki Rousseau bu sonuca nasıl vardı? Kendi anlatışıyla çocukluğunda: “buyurucu bir mürebbiyenin önünde diz çökmek, onun emirlerine uymak, beni affetmesi için ona yalvarmak, benim için en zarif zevklerdi.” Yani Rousseau aşk içinde tamamen pasifti; kadın ilk adımı atmalıydı. Paglia[2] şöyle diyor: “Rousseau, erkeklerin kadınlar üzerinde egemen olduğu büyük varlık zincirine son verdi … Rousseau, Avrupalı erkek kimliğini feminenleştirdi” ve “ideal erkeğe kadınsı bir duyarlılık verdi.”

Rousseau’dan itibaren kültür artarak romantize edildi. Müzik “aşk” etrafında döner. En yüksek ciroya sahip filmler romantik “destan” tarzı filmlerdir: Rüzgar Gibi Geçti (Gone With The Wind) ve koskoca geminin batmasının filmin önceliği olan romantizme sadece arka plan sağladığı Titanik gibi. Abartılmış romantizm, dinleri harap etti; rahipler “bilgeliğin ve gerçekliğin” peşinde koşan savaşçılardan “aşkın hizmetkarlarına” dönüştüler (sonra da kilise sıraları neden kadınlarla dolu diye şaşıyorlar). Politikacılar ne kadar “sevgi” dolu olduklarını anlatmaya ve “sevilir” biri olmaya çalışıyorlar. Romantizm gözü dönmüş bir boğa gibi her yere saldırıyor!

Hastalık

Birçok kadın yaşam yolunda, abartılmış bir romantizmin hayalleri ile yürürler. Boğazlarına kadar aşırı beklentiler ile dolmuşlardır. Yüksek boşanma oranlarının nedeni ahlaki bir çöküş değil. Bu yüksek oranlar, tuhaf ve absürt bir romantizm dininin sonucu. Birçok açıdan romantizm bir DİŞİ DİNİ. “Yıl dönümleri” birer dini bayram. Yatak sunakları ve seks de kutsal dini ayinleri.

Kadınlara sırf eğlence olsun diye “romantizm … gerçek aşk … böyle şeyler yok” dedim. Ve kadınlar öfkeyle karşı çıkarak şaşırtmadılar. Ama beni şaşırtan bir şey de oldu. Bir kadın bana şunu söyledi: “Hiçbir zaman evlenmeyeceğim. Evlilik çok sıkıcı bir şeye benziyor.” Ben bu kadının romantizmin var olmadığı konusunda (ki bence romantizm var olan bir şey ama absürtlük seviyesinde yanlış uygulanan bir şey) benimle hem fikir olacağını düşünmüştüm. Ama romantizm yok deyince en ateşli şekilde karşı çıkan kadınlardan biri oldu.

Hemen hemen tüm genç kadınlar (en azından zamanı gelince) evlenmek istiyorlar. Bu kadın evlenmek istemiyordu ama yine de romantizmin EN İNANÇLI müritlerinden biriydi. Bu bir çelişki mi? Belki. Geçmişte herhangi bir çağda, bu kadının hayatı hor görülürdü. Ama bugünün dünyasında abartı-romantizm devrede. Bu “romantizm” olmasa, bu hatunun hayat boyu yaşayacağı evlilik dışı “romantizm” mümkün olamaz. Bir kadının sizin onu sevdiğinizi düşünmesini sağlarsanız, onun sizinle yatma ihtimalinin arttığı bilinen bir gerçek. AFC’lerin seks elde etmek için verdiği tüm o hediyeler ve “buluşmalar” bir çeşit neo-fuhuş; abartılmış romantizmin bir uygulamasından başka bir şey değil. Bu da, evlenmeye niyeti olmayan kadınların, neden romantizmin en inançlı müritleri olduğunu açıklıyor. Romantizm dini, onların tehlikeli ve pervasız davranışlarına hem dayanak oluyor hem de onları daha şirin gösteriyor.

İltihap

Aşk! Aşk! Aşk! Aşk Doğa’nın sunduğu bir uyuşturucu. Birçoklarının bağımlısı olduğu ve hayatlarının bazı dönemlerinde sürekli “aşk” hissetme ihtiyacı duydukları bir uyuşturucu.

Bir İyi Çocuk, bu yazıya karşı çıkıyor gibi.

Beyler, bu iyi çocuğu boşverin. Kadınların bu romantize edilmiş yolu izlemesi demek, aşığın YANINDA OLMASININ değil aşığı KOVALAMANIN odakta olması demek. Kadınlar için zor elde edilir olmanın ve rekabetin bu kadar iyi çalışmasına şaşmamalı. Bir kadının istediğini elde edince hemen yeni bir şey aramasına şaşmamalı.

Bir erkek ne kadar zorsa, kadın o kadar “romantik” oluyor. Bu özellikle de güzel kadınlar için böyle. Güzelliğin laneti (bu lanet Don Juanlar için de geçerli), biriyle bağlılığa adım atarken aslında daha iyisini kaçırıyor olma korkusudur. Bir erkek güzel kadın için elde edilmesi ve tutulması zor bir erkek olursa, bu kadının romantizmini ateşler. Unutmayın, AFC anlamında bu kadınla romantik olmaya çalışan tonlarca erkek var. Hatun hem ona sahip olmakta zorluk yaşamalı hem de ona sahip olmalı.

İyi Çocuk “Pook, tartışmamız gereken bir konu var!” diye bağırdı.

Sen git kız arkadaşınla ona olan “aşkını” konuş İyi Çocuk! Her neyse, nerde kalmıştık?

İyi Çocukların kucakladığı romantizmi biliyoruz. AFC’nin tanımı zaten kadın gibi seven erkektir. Ama Don Juan’lar da romantizm hastalığına yakalanabilirler.

“Bu site beni çok seçici yaptı!”

Sorun seçici olmak değil. Sorun idealizm. Güzel kadınlar gibi Don Juan’larda bir hatunu elde edince, onunla “bağlanıyorlarmış” gibi hisseder. Tek istediğinizin sizi seven, eli yüzü düzgün bir kız olduğu İyi Çocuk günlerinizi hatırlayın. Şimdi ise Truvalı Helen’i istiyorsunuz. Ne kadar da yol katettik.

İyi Çocuk, pastoral sahneye atladı. “Daha fazla bekleyemem Mösyö Pook! Konuşmamız lazım!”

Tamam Bay. İyi Çocuk! Seni yazımı bölmeye iten olay ne?

“Bence olayın ne olduğunu biliyorsun Pook. Dün gece parkta benim kız arkadaşımı aşağıladın!”

Yanılıyorsunuz bayım. Dün gece parkta kız arkadaşınla seks yaptım. Benimle orada buluşmak istedi. Bana bıraktığı not şuralarda bir yerlerde. Ama biri bunun aksini iddia ediyorsa, Tanrı şahidimdir, bana iftira atıyor!

“Kahretsin Pook! Kendi korkaklığını saklamak için bir kadının itibarını ayaklar altına alıyorsun! Ama seni dışarı davet ediyorum!”

Beni dışarı mı davet ediyorsun? Kız arkadaşından ders al, o da beni dışarı çağırmıştı. “Seni ahlaksız!”. İyi Çocuk beyaz bir eldiven çıkardı ve Pook’u tokatladı. “TATMİN OLMAK İSTİYORUM!”

Tatmin olmak istiyorsun ama kız arkadaşın da tatmin olmak istiyordu. Bütün zamanımı sizin çevrenizi tatmin ederek geçiremem.

“Seni terbiyesiz!”

Seni temin ederim Bay İyi Çocuk, kız arkadaşın ait olduğu cinsiyetin bir simgesi. Aslına bakarsan seninkinin ünü, her zaman o işe hazır olması. Bana saldırıyorsun ama bu benim değil senin kendi suçun.

“Sende hiç ahlak yok!”

Bu doğru değil! Ahlaksız olan sensin. Kendini sahte cinsel sofu sanıyorsun! Bizler insanız, heykel değiliz.

Kanser

Ve İyi Çocuk romantizmin balonu içinde süzülür durur. Kadınların testosteron yüklü (piç) erkeklere gittiklerini ve kendisinden kaçmak için topuk topuk koştuklarını gördüğünde, balon patlar.

Ama ya “ideal” kadını elde etme peşinde koşan Don Juanlara ne demeli? 10 ya da 20 yıl bu yolda yürüdükten sonra sonuç kaybedilmiş bir gençlik ve bundan sonra ne yapacağını bilememek oluyor.

Peki ideallerine ulaşan erkeklere ne demeli? Bu erkeklerin bir çoğu çok güzel kadınlarla evleniyorlar. Bir kere güzel kadınlarla yatmak zor değil. Ve genellikle idealizm geçici oluyor. İdealizmin ardından sıklıkla boşanma geliyor.

Aşk, aşık ile birlikte olmak yerine aşık peşinde koşmak olarak tanımlandığı sürece, boşanma oranlarının yüksek olmasına şaşmamalı! Rousseau en çok “rızanın” medenileşmesi ile bilinir. Ondan sonra evlilik iki kişiyi birbirine bağlayan kutsal bir bağ olmaktan çıktı ve istenildiği zaman yırtılıp atılabilecek bir yasal kontrata dönüştü.

Uzun süreli evlilikleri gören herkesin bildiği gibi, bu evliliklerin uzun sürmesinin “romantizm” ile alakası yoktur. Evlilik emek ister. Yaşlı bir çifte gidin ve “romantizm” ve “ruh ikizi” saçmalıklarını anlatın ve sizinle alay etmelerini seyredin.

Romeo ve Juliet

Kadınlar, topluma başkaldıran talihsiz aşıkların hikayesini izlemek üzere Romeo ve Juliet oyununa akın ediyorlar. Ama oyun tam tersine romantizmi lanetleyen bir oyun!

Romeo Rosalind’i seviyordu. Ama Juliet hayatına girince, Rosalind’i tamamen unuttu. Romeo ilk başlarda Don Juanımsıydı. Juliet’e kino uyguladı. Onu öptü. Onu terk etti. Peki trajedi neredeydi?

Kadınlar, “çünkü aşkları kabul görmedi!” diye bağırdılar.

Bayanlar üzgünüm. Gerçek şu ki Romeo mızmız oğlanın teki. Romeo’da Claudio[3] kadar omurga olsaydı, hikaye tatlı bir Kuru Gürültü’ye [4] (Much Ado About Nothing) dönerdi. Oyundaki trajedi, Romeo’nun erkek olmamasından kaynaklandı.

“Pook! Shakespeare’i kendi anlatına sığdırmak için abartıyorsun.”

Ama bakın bu konuda Shakespeare ne diyor:

“Zavallı Romeo, o çoktan ölmüştü. genç, beyaz bir kadının gözlerince hançerlenmiş, aşk şarkıları ile şakağından vurulmuştu; kalbi kör okçunun kör oku ile vurulmuştu: ve bu Tybalt ile karşı karşıya gelecek adamdı.

Çoktan ölmüştü! Ve onun Tybalt ile baş edip edemeyeceğini sorguluyorlar. Hemşire bile Romeo’yu lanetliyordu:

“Zırıldıyor ve ağlıyor, ağlıyor ve zırıldıyor. Ayağa kalk, ayağa kalk; ayağa kalk ve erkek ol: Juliet için, onun için ayağa kalk ve dik dur;”

Romeo o kadar yıkılıyor ki intihar etmek istiyor. Rahibin Romeo’nun intihar girişimine tepkisine bakın:

“Elini tuttum:

Sen erkek misin? Ağlayış şeklin: gözyaşların kadınsı, vahşi hareketlerin ise irrasyonel bir hayvanınkiler gibi.

Görünürde erkek ama görünmeyen yüzünde bir kadın!”

Romeao ve Juliet’in trajedisi, aşklarının kabul görmemesi değildi. Trajedileri, Romeo’nun erkek olmayı reddetmesi idi. İlk fırsatta kendisini öldürdü ve Juliet’in de ölümüne sebep oldu.

Tedavi

Siz hiç geleneksel yahudi düğününde bulundunuz mu? Düğün boyunca kadın ve erkek birbirleri ile hiç konuşmazlar. Birbirlerinden hoşlanıp hoşlanmadıklarını bile bilmezler. Buna rağmen evlenirler ve hayat boyu da evli kalırlar.

“Ama Pook, bunun nedeni boşanamamaları.”

Ama geleneksel romantizme göre, evliliklerinin çökmesi gerekmez mi? Ama onlar gayet mutlular!

Demek istediğim şu ki, ömür boyu sürecek bir evlilik yaratmakta, romantizmin hiçbir değeri yok. George Bernard Shaw evliliği, insanları bir gemide birbirine bağlamaya benzetir. Kime bağlandığın önemli değildir, sonuçta o kişiyi ömür boyu partnerin yapacaksındır. Evliliği yoldaşlık yürütür, romantizm değil.

Askerler savaş meydanından tiksinirler. Ama onlara o meydanı terk etmelerini teklif etsen, silah arkadaşları için bunu yapmayacaklardır. Cehennem ortamı bu adamlar arasında ömür boyu sürecek bir bağ yaratır. Ömür boyu süren evlilikler de bir yoldaşlık içerirler. Çiftler hayatın fırtınalarından beraberce geçerler ve zorlukları beraberce aşarlar. Bu da aralarındaki bağı daha da kuvvetlendirir.

Aşk düğün ve çiçekler değildir. Gerçek aşk derin finansal problemler ve hasta bir çocuktur.

Bana inanmıyorsanız şunu dinleyin:

Brookner: “Romantik aşkın özü o şahane başlangıçtır ama o başlangıçtan sonra üzüntü ve imkansızlıklar kural haline gelir.”

Crowley: “Aşk hikayeleri sadece, ergenliğin çılgın döneminden geçen insanları teselli etmeye uygundur. Hiçbir yetişkin insan, bir kişinin psikolojik rahatsızlıklarını başka spesifik bir kişinin yardımıyla rahatlatıp rahatlatamadığı gibi bir hikayeyle ilgilenmez.”

Jones: “Romantizm, köpek yarışındaki tavşan gibi, ele geçmez, sahte, hiçbir zaman yakalanamayacak bir ödüldür. Tek yaradığı şey, efendilerimizin yararı ve zevki için yarış pistinde koşmamızı ve güvenli daireler içinde düşünmemizi sağlamaktır.”

Elveda romantizm! Elveda ruh ikizi hastalığı! Bana geçmiş zamanların aşk şarkılarını geri verin! Don Juan’ı, Madam Venüs’ü verin! Bana ay ışığında merdiven ve ip ile kız kaçırmaları verin! Bırakın hayatları mal mülk ile ölçülen komşular görsün ve hayran olsun. Bırakın tavşan yarış pistinde daireler çizsin zira biz artık o pistte koşmayı ve romantizm denilen tavşanı kovalamayı bıraktık.

Böyle yaparak daireyi kırarız. Ve sonunda özgürlüğe kavuşuruz.

Bu yazı Pook’un Kitabı (The Book of Pook) kitabından. Kitabın Türkçesini şurada bulabilirsiniz.

Dipnot:

 [1] Amerika merkezli bir kartpostal üreticisi.
 [2] Camille Paglia - Son yıllarda güncel Amerikan feminizm eleştirisi ile öne çıkan ABD'li feminist profesör.
 [3] Shakespeare’in Kuru Gürültü oyununda bir karakter
 [4] Shakespeare’in yazdığı bir komedi

Oo La La!

Oo la la!

Don Juan’ın aklından bu geçiyor.

Oo la la!

Sevimli genç kadınla beraberken Don Juan’ın kafasında sadece bu var.

La Leydi La Güzellik! Oo la la! “Mösyö Pook! Oo la la!”

Ama çoğu erkeğin kafasında “oo la la” yok. Bunun yerine “yeterince eğlenceli miyim? Yeterince ilginç miyim? Hata yapmadan doğru şekilde oynuyor muyum? Tanrım, bana yardım et!”

Böyle bir erkeğin önünde bir kadın yok. Hayır, kadın başka bir şeye, kayıp rüyaların müjdecisi, duyguları için güvenli bir liman, onları cool yapacak sihirli bir makineye dönüşüyor. Erkeklerin kadınlara yürümekten korktuklarına inanamıyorum. Neyden korkuyorlar ki?

“Seks düşüncesi kafama girince taş kesiyorum!” Orada öylece durup, içinde bir korku ile Medusana baka kalmana şaşmamalı. Her şeyi uygun yerlerinde bırakın. Bir kadına yürüyüp konuşuyorsanız, konuşmaya odaklanın. Bir kadınla buluşmaya gidiyorsanız, buluşmaya odaklanın. Bir kadınla seks yapıyorsanız … o zaman …

Oo la la!

Kadınla konuşuyorken aynı zamanda seks düşünüyorsanız, ya da seks yaparken onunla konuşmaya odaklanırsanız, her iki aktiviteyi de iyi bir şekilde yapamazsınız! Kadını öperken, onu öpmekten başka bir şey düşünmeyin. Kadına yürürken, onunla konuşmaktan başka bir şey düşünmeyin.

Ama siz karşı çıkıyorsunuz …

Kadınlar ve Mutluluk

“Benim duygularım tamamlanmadı” diyorsunuz ve kadınlara dönüyorsunuz. Ama bir kadın kendi kendisini süt ile dolduran bir meme değil. Kadınların süt bezlerine “mutluluk” dışsal bir kaynaktan sağlanmıyor. Sizin kadının içine koyduğunuz şey sizin ondan aldığınız şeydir. Ve siz kadını “mutluluk suyu” ile dolu görüyorsunuz. Bu süt ile dolu devasa meme, sizi uçuruma sürükleyecek bir seraptan başka bir şey değil. Sizin “duygusal yaralarınız” var ve feminenliği emmek istiyorsunuz (sizin vücudunuzdan feminenlik aksa da) ve “yaralarınızın” kapanmasını umuyorsunuz. Ama kadınlar sizin anneleriniz değiller. Erkekler kadınlara bu pozisyondan yaklaştıklarında, başarısız olmalarına şaşmamalı. Bu başarısızlığı sonuna kadar hak ediyorlar.

Kadın ve Başarı

“Hayatım daireler çiziyor, bir yere gitmiyor” diyorsunuz ve kadınlara dönüyorsunuz. Ama kadın kendi başına, dışarı doğru parlayan bir görkem meşalesi değil. Ne kadar seks yaparsanız yapın, koynunuzdan ne kadar kadın geçerse geçsin, kiranızı ödemek, işe gitmek ve yaşamınızı kazanmak zorundasınız. Daha fazla kızla birlikte olmanız sizin acınası yaşamınızı dönüştürmeyecek. Kadınlar hiçbir hırs, plan, hedef ve hayale sahip olmayan vasat oğlanları hor görürler ve onları ERKEKLER için terk ederler.

Kadın ve Hayat

“Hayatın çok sıkıcı diyorsunuz” ve kadınlara dönüyorsunuz. Ama bir kadın ev eğlence sistemi değildir ki ne sesini kapama ne de iyi bir ses kontrolü düğmeleri var. Kadınlar bir düğmeye basarak açılıp kapanmıyorlar  ve mantıklı bir çizelgeleri de yok. Sağlıklı bir kadın size “ne kadar da sıkıcısın” diye tepki verecektir ve kendi işlerini yoluna koymuş bir erkeğe gidecektir. İlginç insanların sırrı, her şeyde ilginç bir şey bulmalarıdır. Peki siz ne yapacaksınız? Oturup internette mi gezineceksiniz? Hayır. Yaşa, Gül ve Sev sıralaması hatırlayın. Problemlerin 99%u insanların bu sıralamayı karıştırmasından kaynaklanır. Yaşamadan önce Gülmeye, ya da Gülmeden önce Sevmeye kalkarlar. Hayatınızı yoluna koymak için kızlara odaklanacağınıza, hayatınızı yoluna koyun ve aşk işi kendi kendini halledecektir.

Kadınları elde etmek için Oo La La!

Önce, onlarla konuşmalısınız.

“Madam, nasılsınız?” “Çok iyiyim! Siz nasılsınız?”

Kadınlar yalnız kalmaktansa herhangi biriyle konuşmayı tercih ederler. Bu nedenle sizin onunla konuşmanıza açık olacaktır.

Ama ona olan ilginizi nasıl göstereceksiniz? Şiirle mi? Pick-up sözü ile mi? Hayır. Kadınla konuşmaya devam edin ama ona olan ilginizi gözlerinizle bildirin.

İlk Kanal: Göz Teması

“Tanrım, hava çok kötü.“ “Evet, hava gerçekten çok kötü!”

Çoğu kadın göz temasının farkındadırlar (Unutmayın, kadınların gözleri sevmelerinin bir nedeni var. Bu nedenin, erkek arzusunu ilk gözlerde fark etmeleri olduğunu biliyoruz.) “Bu bakışlar farklı,” diye düşüneceklerdir. “Bu adam göz teması kuruyor.” Çoğu erkek çok korkaktır. Bu nedenle kadın göz teması kurarak sizinle konuşacaktır, zira siz çoktan onun içinde bir şeye dokunmuşsunuzdur.

Göz teması çok önemlidir. Göz temasını BOZMAYIN. Kadının gözlerine kaçamak bir bakış atıp sonra gözlerinizi kaçırmayın. Göz temasını koruyun ve ona arzunuzu gösterin. Cinsel birleşme esnasında bile göz temasını koruyun (kadınların seks sırasında erkeğin gözlerine bakmasına bayılmasının bir nedeni var. Zira kadın tatmini erkeğin arzusundan etkilenir. Onunla göz teması kurmadan seks yaparsanız, kendisini kullanılmış hissedecektir. (Lezbiyenleri seks yaparken izlerseniz, kadınların sürekli olarak birbirlerinin gözlerine baktığını görürsünüz.)

Şimdi onunla ilgili sorular sormaya başladığınızda, kadın ilginizi gerçekten fark etmeye başlayacaktır.

İkinci Kanal: Onunla İlgili Sorular Sormak

“Blah blah blah. Blah blah blah.”

“Sen onu boşver tatlım, bana kendinle ilgili bir şeyler anlat.”

Eskiden kadınla ilgili sorular sorarak, ona konuşurken bencil olmadığınızı göstererek onu “etkilediğinizi” sanırdım. Bu tamamen yanlış. Siz onu tanımak isteyerek zaten TAMAMEN bencilce davranıyorsunuz. Onu değerlendiriyorsunuz. Bunu neden yapıyorsunuz? ÇÜNKÜ ONU İSTİYORSUNUZ.

Onunla ilgili sorular sormazsanız,kaybedersiniz zira “onu istiyorum” diye düşünmek yerine “onun beni istemesini istiyorum!” diye düşünürsünüz.

Erkek olmak İSTEMEK demektir, kadın olmak ise İSTENMEK. Evet, kadınlar erkeğin peşinden sürü gibi koşarlar ama bu kadınlar arası rekabettir, gerçek bir erkek çekimi değildir. Siz bir kızı GERÇEKTEN İSTEDİĞİNİZDE, onunla ilgili her şeyi bilmek isteyeceksiniz: hobileri neler, gelecek planları neler, ayakkabı numarası ne, kuşkonmaz yese sindirebilir mi, vs. Bunları bilmek isteyeceksiniz.

Kız sıklıkla soruları size paslayacaktır. Elinizden geldiğince basit ve normal bir şekilde cevaplayın. “Peki şu an nerede çalışıyorsun?” “Ben çalışarak, çalışmaktan kurtuldum”. Sonra diğer soruya geçin. Merak etmeyin, daha fazlasını bilmek istiyorsa yeniden soru soracaktır. Kızların sorularına evet cevabı vermeyi severim. “Üniversiteye mi gidiyorsun?” “Evet.” Ertesi sene, beni gördüğünde “hangi üniversiteye gidiyorsun?” Bir kadın bir erkekten hoşlandığında, onunla ilgili her şeyi bilmek ister.

Siz kendinizi ona kanıtlamaya çalışmıyorsunuz. Kadın kendisini size kanıtlamaya çalışıyor! Eğer sizden hoşlanıyorsa, kendisi ile ilgili bilgileri size sıralayacaktır. Nelerden hoşlanır, hırsları neler, vs. vs.

Üçüncü Kanal: Dokunma

Eğer bunu yapma zamanınız geldiğini hissediyorsanız, yapın! Eğer kafanızda “Oo la la” yoksa, tamamen uygunsuz bir şey yapacaksınızdır. Ona dokunmanızın uygun olduğunu düşünürseniz, ona dokunun. Onu öpmenin uygun olduğunu düşünürseniz onu öpün.

Pook kızın çok tatlı göründüğünü fark etti ve onu kollarına aldı.

Kız “oo la la!” diye ciyakladı.

Pook kızın orada oturarak hiç durmadan konuştuğunu fark etti ve kızı susturup öptü.

Kız “oo la la!” diye güldü ve kendisini geri çekti.

Oo la la! Benim felsefem bu! Bunu gökyüzüne ve yıldızlara yazalım ki eskinin zehirli analizciliğini yıkayıp atsın.

Oo la la! Bu sizin misyonunuz ve kaderiniz. Bazı insanlar, Emniyetli Yolu seçip sürekli bıçak sırtında olmanın hayatı kolaylaştıracağını sandıklarından, kolay yaşam ile zor yaşam açısından büyük kafa karışıklığı yaşarlar. Ama ancak kendinizi ateşe attığınızda neyin ne olduğunu görebilirsiniz.

Güle güle analizcilik! Ve kendinden şüphe etme, sana da güle güle! Bu ikisinin sırtında hiçbir güzellik yükselemez. Ve Don Juan, hayal kurmaya devam. Hayat seni bekliyor!

Oo la la! Beyler gelin ve size sunduğum bu iksiri için. Artık şüphe, “ya öyleyse”, kız manipüle mi ediyor gibi aptal kuşkular yok. İçin ve içinizde olgunlaşmasına izin verin.

Oo la la! Bayanlar, bana katılın ve hadi hep beraber söyleyelim.

Kadınlar bir araya geldiler ve ciyakladılar,

“Oo la la!”

Hadi gelin bir daha. Tekrar!

“Oo la la!”

Ah, bir İyi Çocuğun yolu bu yazıya düştü. Bakın bakın. Hüsran terlerinin alnında birikişine bakın. Gel beraber söyleyelim İyi Çocuk. Hadi söyle!

“Oo la la!”

Tekrar!

“Oo la la!”

Ve başka birkaç melankoli dolu varlığın yolu yazıya düştü. Bakın! Üzgün ve yaşlı gözlerle, hayatın anlamını bilmeyen bir filozof geliyor. Onun ardından analizleri ve akıp duran elektronik metinleri ile, kadınlarla ilgili gerçeklerin “korkunç” olmasından “öfkeli” bir baştan çıkarma ustası geliyor. Onun ardından da hayallerinin kadınını kaybetmiş, kadının hayalleri değil hayallerin kadını ulvileştirdiğinin farkında olmadan, kıskançlıktan yemyeşil, bir daha asla “hayallerinin kadını olacak başka birini bulamayacağından” emin bir genç erkek geliyor.

Beyler gelin, benim keyfimi kaçırıyorsunuz. Gelin hep beraber söyleyelim!

“Oo la la!”

Tekrar! Tekrar!

“Oo la la!”

Bir kadına yürüyeceksiniz ve kafanızdan ne geçecek?

“Oo la la!”

Ve kadın sizinle konuşmaya açık. Şimdi ne düşüneceksiniz?

“Oo la la!”

Onu buluşmaya davet ettiniz ve evet dedi! Şimdi bu harika ve büyülü buluşmada aklınızdan ne geçecek?

“Oo la la! Oo la la! Oo la la!”

Onu öpüyorsunuz! Onunla yiyişiyorsunuz! Soyunuyor! Tanrım! Aklınızda ne var?

“Oo la la!”

Aşklarını analizciliğin hesap kitabına feda eden aptallara acıyın! Şimdi dudaklarınızda bir gülümseme ile sahaya çıkın ve ilk adımı atın! Yaşamın bu Emrini aklınızda tutun. Hadi hep beraber!

“Oo la la!”

Bu yazı Pook’un Kitabı (The Book of Pook) kitabından. Kitabın Türkçesini şurada bulabilirsiniz.

Gizem Hakkında

Kızlar ve bildiğim herkes, benim “gizemli” biri olduğumu söylüyorlar. Gizemli olmaya çalışmıyorum. Gizemli olmak gibi bir niyetim yok. Hatta onlara bunu anlatmaya da çalışıyorum. Buna rağmen, onlara gizemli görünmeye devam ediyorum. Gizem, sizin başkalarına gösterdiklerinizden çok daha fazlası.

Görünen o ki insanlar, karşılaştıkları herkesi tanımlamaya çalışıyorlar. Nereye gittiklerini anlamak için insanları özenle ayrılmış raflara koymaya çalışıyoruz. Kızlar bunu sürekli yapıyorlar. Kendi fantezilerinde ne rol oynayacağınıza karar vermek için, sizi çözmek istiyorlar. Siz ilişki materyali misiniz yoksa arkadaş materyali misiniz, vs. (AŞIK, ARKADAŞ ya da KAYBEDEN). Eğer onların size biçtiği kalıba sığmamaya devam ederseniz, sizi gizemli diye tanımlarlar.

Çoğu insan statiktir. Bundan bir yıl sonra, muhtemelen bugünküyle aynı halde olacaklardır, aynı şekilde davranacaklardır. Ama sürekli akış halindeyseniz, kişisel gelişim ile (ya da öyle demeyi tercih ederseniz kendini- keşfetme ile), sizi hangi rafa koymaya çalışırlarsa çalışsınlar başarısız olacaklardır.

İnsanlar Pook’u görüyorlar.

“Bak! Atletik biri. Spor hakkında konuşmaktan hoşlanıyor. Muhtemelen bir sporcu.”

Pook sonra felsefe konuşuyor.

“Şuna bak! Kitap okuyor olmalı! O zaman Pook inek bir sporcu.”

Pook kadınları dinliyor.

“Ah, çok tatlı. İyi Çocuk olmalı!”

Pook daha sonra hatundan hatuna atlıyor.

“Nasıl ya!? Pook İyi Çocuk ve aynı zamanda oyuncu!”

Pook daha sonra bir kadını kızdırıyor.

“Ne! Pook piç gibi bir şey!”

Pook sonra bir konuşma yapıyor.

“Pook’a bakın! Pook bir hatip! Kendi radyo programı olmalı.”

Pook daha sonra bir dergiye makale yazıyor.

“Way be! Pook bir yazar olmalı! Pook’a bakın hele!”

Ve bu böyle devam ediyor. Sonunda, Pook’un İyi Çocuk/ Oyuncu/ Piç ve yazar/hatip  bir inek/sporcu. Kafalarının karışmasına şaşmamalı.

Beni ne kadar çok tanırlarsa, onlara o kadar gizemli görünüyorum zira daha fazla değişim görüyorlar. Kadınlar Pook’u sevebilirler ama tanımlayamazlar.

Anti-Dump, utangaç çocuklara, utangaçlıklarını kendileri hakkında fazla bilgi vermeyerek avantajlarına kullanmalarını tavsiye etmişti. Terminator911 şöyle demişti, “Kadın senin hakkında ne kadar az şey bilirse, o kadar çok şey bilmek ister”. İkisi de, buluşmalarını Oprah Şova çeviren ve bu buluşmalarda kendi acınası hayat hikayelerini anlatan erkeklere cevaben konuşuyorlardı.

Kadınlar, katman katman ama sağlam bir dağ gibi olan erkekleri severler. Zira tüm kadınlar altın avcısıdırlar. Ya sizin potansiyelinizin ya da şimdi sahip olduğunuz altının peşindedirler. Bu katmanlar boyunca kazmaya bayılırlar. Sizden bilgi alırlar ama her zaman bilinmeyen çok şey olduğunu da bilirler. Sizi tanımlayamamak kadını hayal kırıklığına uğratır. Sizi bu yüzden daha çok sevecektir.

Siz ondan bilgi gizlemezsiniz, onun bilgi almak için çaba göstermesini sağlarsınız (kıza hayat hikayenizi anlatmazsınız). Ama siz sürekli olarak değişiyorsunuz. Yani o bir katmanı kazdığında, dağ üç katman yükseliyor. Bu nedenle ikiniz de hiç sıkılmazsınız ve beraber yıldızlara doğru yükselirsiniz.

Bunu bir de yerinden sayan erkeklerle karşılaştırın. Kız katmanları kazarken dağ olduğu yerde oturup bekler. Kısa süre sonra hatun, diğer dağların daha yüksek, büyük ve tırmanmaya değer olduğunu düşünmeye başlar. Kız “ben sıkıldım” der ve bir sonraki dağa geçer.

İnsanlar, konuşmadıkları ve karşılaşmadıkları insanlarda gizem görmezler. Neden? Zira konuşmadıkları tonla insan vardır ve bunda bir gizem yoktur. Hayır, o insanlar kişinin kafasında “çevre” veya “figüran” şeklinde etiketlenmişlerdir. Siz, bir kadınla o ya da bu şekilde gerçekten iletişime geçtiğiniz andan itibaren gerçek biri olursunuz. Sizden ne kadar zaman ve değer alırsa, sizi bir rafa koymaya o kadar fazla çalışacaktır. Eğer sürekli değişiyorsanız, sizinle ilgili merakı artacaktır. “Çok gizemli bir adam!”

Bu şekilde gizemli olmayı istersiniz, hayatınızı saklayarak değil. Tabii hayatınızı saklamayın derken kızı Oprah’a çevirmeyin. Bu şekilde, sizi ne kadar çok insan tanırsa, o kadar insan gizemli bulacaktır. Bu da kızın sizden sıkılmayacağı anlamına gelir. İlgi seviyesi her zaman yüksek olacaktır.

Ve bunu da kendisi yapacaktır! “Gizem” aklından bile geçmeyecektir. Sizi düşünecek, ölçüp biçecek ve durduk yere drama yaratacaktır (kadınlar durduk yere drama yaratmakta ustadırlar). Kadın sizin hakkınızda düşündükçe, sizden daha fazla hoşlanacaktır.

Görüyor musunuz? Kadının zihnini sizden hoşlanmaya zorlamaya kalkmayın. O sizden hoşlanmak isteyecek. Kendi kendine sizden hoşlanmak için sebepler bulması ile, sizin değerli olduğunuza kendi kendisini ikna edecektir.

Bu yazı Pook’un Kitabı (The Book of Pook) kitabından. Kitabın Türkçesini şurada bulabilirsiniz.