Nevzat Saraycıklı sayesinde, sonunda Joker ile bir yayın yaptık. Bundan sonra da umarım yapmaya devam edeceğiz. Bu yayın doğaçlama oldu ama bir dahaki yayınlarda belli konuları işleyeceğiz. İşlenmesini istediğiniz konular varsa, yorumlarda belirtebilirsiniz.
Youtube yayını aşağıda. Bu yayını beğenerek ve youtube kanalına üye olarak yayınların daha fazla kişiye ulaşmasını sağlayabilirsiniz. Sorular ve dakikaları da videonun altında.
Odysee Youtube gibi çıt kırıldım kartaneleri mekanı değil. Yani, iki üç tane feministin ya da sjwnin izleyip de hamamda bayılan kocakarılar gibi fenalaşacağı ve şikayet manyağı yapacağı bir yer değil. Aslında yetişkin insanlar için gayet normal olan konuları, Youtube sansür ekibi olmadan işleyebileceğiz. O nedenle de kısa süre içerisinde sadece Odysse’de yer alacak içeriklerimiz olacak ve bu içerikler Youtube’da olmayacak.
LBRY (Odysse), merkezi olmayan, blockchain teknolojisi ile çalışan bir platform ve Youtube gibi totaliter bir merkezi otoritenin kontrolünde, sizi ürün diye reklamcılara pazarlayan bir platform değil. Bu tip yeni teknolojileri desteklemek gerekli diye düşünüyorum. İlk dikkatimi çekme nedeni buydu ve ayrıca bu, kişisel olarak kullanmamın ikinci nedeni.
Odysse’nin uygulaması (app) LBYR, uygulama arka plandayken ya da telefon ekranı kapalıyken de çalışıyor ve videoları kaydetmenize olanak veriyor. Youtube’da Premium ödeyerek sahip olabileceğiniz bu fonksiyonlar, Odysee’de bedava. Ben aslında şahsi olarak ilk bu nedenle kullanmaya başladım. Zaten izlediğim birçok içerik orada var, neden hem tüm premium özelliklere bedava sahip olup hem de üstüne izledikçe azıcık kripto para gelmesin ki? Artık bizim podcastlerimiz de burada olacak.
Odysse içeriğine reklam koymayı planlamıyoruz. Ama eğer Odysse’ye kaydolur izlerseniz, izlemelerinizden hem siz hem de biz cüzi miktarda da olsa kripto para (LBRY) kazanıyoruz.Eğer sitemizin Odysee kanalını izleyecekseniz, lütfen Odysse’ye kaydolup bizim kanalı da takip edin. Eğer kaydolmazsanız ne siz kazanıyorsunuz, ne de biz. Ama kaydolursanız hem siz kazanıyorsunuz hem de biz.
Odysse’de videoları ücretli yapabiliyorsunuz (çok az bir şey tam olarak 2-3 kuruş gibi) fakat biz bunu açmayı düşünmüyoruz. Onun yerine videolar altında “tip” (bahsiş) diye bir düğme var artık gönlünüzden ne koparsa 🙂
Bizim temel motivasyonumuz birincisi zira 10-15 sene öncesine kadar yetişkin insanların gayet doğal tartıştığı içerik, bugün geri kafalı Youtube tarafından sürekli işaretleniyor, düzelt mesajı geliyor, kaldırılıyor. İnsan bir süre sonra ister istemez kendi kendine sansür uygulamaya başlıyor ve bu iyi değil. Ayrıca bu içerikleri Youtube yarın tek kalemde silebiliyor. Bir sabah kalktığınızda Erkek Adam sitesi yerine Hasan Mutlucan türküleri bulursanız, bizi başka nerede bulabileceğinizi biliyorsunuz artık 🙂
Dediğim gibi Youtube’un gerici SJW otoritesinin dışında içerik üreteceğiz ve sadece Odysee’de yayınlayacağız. Ama Youtube’a koyduğumuz her içeriği, Odysee’de de yayınlıyoruz.
O nedenle sitemizi takip ediyorsanız, Odysse’ye kaydolalım, Erkek Adam kanalını takip edelim, etmeyenleri uyaralım.
Youtube yayını aşağıda. Bu yayını beğenerek ve youtube kanalına üye olarak yayınların daha fazla kişiye ulaşmasını sağlayabilirsiniz. Sorular ve dakikaları da videonun altında.
Merhaba, bu daygame ile alakalı detaylı ve ayrıntıya inen bir yazıdır. İçerikte şunları bulacaksın:
Kızlarla tanışabilen erkek karakterini edinmek
Kızla tanışma korkusunu yenme
Daygame nedir ve ne değildir? / Apaçi kime denir?
Daygame’in 3 önemli aşaması
Daygame’in sana kazandıracağı dolaylı faydalar
Ben neden hala daygame yapıyorum ?
Daygame ile alakalı çarpık algı
Daygame tanımadığın kızlarla tanışmanı, sohbeti ilerletmeni, kızın numarasını almanı ve kızla görüşmeni sağlayan bir yöntemdir. Ancak daygame’in bana ifade ettiği şeyi söyleyecek olsaydım şunu söylerdim: daygame beni heyecanlandıran kızlarla beraber olma sanatıdır.
Uygulaması ilk başta biraz uğraş istiyor ancak az az olarak hayatın içine yedirilerek yapıldığında getirisi yüksek ve üstelik insanların ilk bakışta görmediği çok fazla dolaylı faydasını da size hissettiren bir yöntemdir.
Bir yerde görüp beğendiğin kızlarla gidip ne yaptığını iyi bilen bir tavırla muhabbeti ilerletme becerisi kazandırmasının dışında en göze çarpan dolaylı fayda ise bunun harika bir konfor alanının dışına çıkma pratiği olmasıdır.
Daygame’i yeni duyduysan senin için birkaç satır temel bilgi vermeye çalıştım. Şimdi tanımlamalardan biraz uzaklaşalım. Şimdi sana sağlam bir daygame başarısı için yıllar içinde yarattığım daygame sistemimden ya da felsefemden önemli gördüğüm bazı esintiler sunacağım.
Kızlarla tanışabilen erkek karakterini edinmek
Bir dönem yapıldığında daygame’in sağladığı en güzel faydalardan biri karakterine kızlarla girişken bir şekilde konuşabilme özelliğini kazanmana yardım etmesidir. Ya da bu kızlarla bu tarz etkileşimleri eskisi gibi korkulacak ve anormal bir şey olarak algılamazsın diyelim. Peki, normalde bunu yapamıyorsan bu zor şey nasıl olacak ki? Hadi konuya direkt ortasından dalayım:
Benim adım Ahmet diyelim. Daygame’in çok faydalı bir şey olduğunu duydum, birkaç yazı okudum ve daygame öğrenmeye karar verdim. Şimdi sokakta hoşuma giden bir kız gördüm ve onunla konuşmak istiyorum. Ama bu durum benim için hiç de olağan değil. Bu erkeklerin her zaman yaşayacakları ortak bir zorluk. Peki, erkekleri gazlayarak o kızla konuşmalarını sağlamak dışında daha kalıcı seviyede bu problem nasıl çözülebilir?
Yıllar içinde ben şunu fark ettim: hem stres duymadan daygame yapmak hem de başarılı olmak için en azında kızlarla ilk tanışma aşamasında bir karaktere giriyor olduğunu düşünmek işe yarıyor. Tıpkı bir tiyatro oyununda karaktere girmek gibi. Bu o an kızlarla tanışma girişiminin bir oyun olduğunu unutmamanı sağlıyor.
Karaktere girmek konusunu daha iyi açıklamak için bunu bir metaforla anlatayım. Bu arada şimdi anlatacağım hikayedeki gözlemlerim gerçek. Benimle benzer zamanda Kadıköy’de bir yürüyüşe çıkanlar benzer manzarayı görmüş olabilirler. Güneşli bir akşamüstünde Kadıköy’ün insan trafiğinin bol caddelerinden birinde yürüyordum. Ve Şarlo’yu gördüm. İnsanları eğlendiriyordu. Şarlo’yu biliyorsun, 1900’lü yılların sinema oyuncusu Charlie Chaplin’in yarattığı bir karakter. Büyük şapkası, komik bir bıyığı olan, elinde bastonunu döndüren, tek kelime bile etmeden insanları sadece hareketleriyle güldüren bir karakter.
İşte o günde Kadıköy’deydi ve insanları güldürüyordu. İnsanlar onunla fotoğraf çektiriyorlar, karşılığında da Şarlo bahşiş alıyordu. Ama hatırlatayım gerçek Şarlo karakterinin canlandırıcısı Charlie Chaplin 45 sene önce öldü. Oradaki herkes bunun bir oyun olduğunu ve bu Şarlo’nun orijinalinin bir kopyası olduğunu biliyordu. Kimse onu gerçek sanmıyordu ve herkes mutluydu.
Hikayeyi şuna dikkat çekmek için anlattım: ister gerçeği olsun, isterse de buradaki orijinalinin kopyası olan Şarlo olsun, bu karakter insanlarla iletişime geçmek için bir araç! Aslında sen de ilk tanışma aşamasında kızlara bir karakter yaratarak gidiyorsun çünkü normal halin o kızlarla tanışmaya falan gitmezdi!
Sen bunun bir oyun (aynı Şarlo’nun sokakta gerçekleştirdiği mini bir performans gibi düşün) ve yaptığın şeyin o oyunda bir karaktere girmek olduğunu anlamazsan eski alışkanlıklarından kuvvetle yaptığın şeyi çok ciddi algılar ve gereksiz strese girersin.
Bahsettiğim gibi düşünmek kızlarla tanışma olayını çok ciddiye almanı engeller. Alt tarafı geliştireceğin bir karakter uzantının üzerinde çalışıyorsun. Birkaç dakikalık bir performans yapacaksın. Bu sana kendinden bir şey kaybettirmez. Bu durumda o ciddi ve yaptığın şeyi hayati olarak algılayan tutumunun iplerini biraz salman gerekir.
Peki, bu oyun performansını sergilerken, tutumumuz ne olacak? Şunu aklından çıkarma sen kızı tavlamaya falan çalışmıyorsun, sadece onunla konuşma başlatarak kızın ayağına gelen bu muhabbet fırsatını değerlendirmesi bekliyorsun.
Eğer “ben bir avcıyım, o da av. Şimdi ne yapıp edip onu etkileyeceğim” diye düşünürsen kendini kötü bir zihin yapısına konumlandırmış olursun. Yaptığımız tek şey var, kıza bir muhabbet fırsatı sağlamak, kız isterse bu fırsatı değerlendirir.
Yani işin içinde “tüm cesaretimi topladım kıza gittim, Aman Allahım!” diyeceğin ciddi bir durum yok. Kız yüzünü çevirip başka bir yöne gidiyorsa, bu kızın ayağına gelen muhabbet hakkını kullanmak istemediği anlamına gelir.
Benim kendi daygame felsefemin içinde ilk olarak eğer bunu doğal bir şekilde yapamıyorsan bir karaktere girmek ve oyunu doğru bir tutumla yapmak var. Tabi bu karakter zamanla senin gerçek karakterinin gerçek bir uzantısı oluyor!
Tabi karaktere girmek derken, sana Şarlo gibi davran demiyorum. Şarlo’yu konuyu anlaman için bir metafor olarak kullandığımı hatırlatayım çünkü bildiğin gibi Şarlo aslında insanları palyaçovari şekilde eğlendiren bir karakter. Ben senin palyaço olmanı istemiyorum, senin bürüneceğin karakter ilk adımı atma inisiyatifini alabilen, kızın biraz sıra dışı bulabileceği ama aslında normal olan kıza selam vermeleri yapabilen, görmezden gelinirse bununla ilgili bir sorunu olmayan, kız onunla konuşmayı tercih ederse de aklına ne gelirse ondan konuşan biri olmandır.
Bu denemelerin getireceği şey bir süre sonra kızlarla rahatça konuşabilme özelliğinin senin karakterine doğal bir şekilde eklenmesi olacaktır. Dediğim gibi bu yeni davranış şeklin tekrarlarla zamanla karakterinin bir uzantısı oluyor. Ve tanımadığın kızlarla muhabbete girmek sana Starbucks’dan bir kahve almak kadar doğal gelmeye başlıyor.
Aslında burada yapmayı öğrendiğin şey alt tarafı bir kızla tanışmak için bin bir zorluğu aşmayı öğrenmek değil, zihin yapını erkeğin düşünmesi gerektiği şekilde düzeltmek. Böylece her şey çok daha kolay gerçekleşiyor. Toplum biz erkekleri bunlardan korkutuyor ama kendi yurttaşın bir kızla konuşmaktan daha doğal bir şey yok. Burada anlattığım aslında amaç olarak kızlarla tanışma gibi görünse de, aynı derecede öneme sahip olarak aslında kendi kendine yaptığın bir meydan okumadır. Kendi konfor alanını genişletip hayatı daha az korkarak yaşıyorsun.
Şimdi korku konusunu biraz daha deşeyim çünkü bu daygame yapan erkeklerin genel bir sorunu. Sonrasında daygame’i size daha detaylı anlatacağım.
Kızla tanışma korkusunu yenme
Sana gazlamalar, teoride çok mantıklı gelen ancak asla uygulayamayacağın kişisel gelişim tavsiyeleri vermeyeceğim. Onun yerine benim bu korkuyu nasıl yendiğimden bahsedeceğim. Yani direkt işime yarayan kendi bulduğum tekniği seninle paylaşacağım. Bunun sende de işe yarama ihtimali çok yüksek.
Şöyle düşün sokakta yürüyorsun, yanından güzel bir kız geçti. Kız güzel bir fiziğe sahip, şık giyinmiş, hatta giydiği kıyafetler o kadar özenli ki bir an gözünü korkutuyor. Onunla konuşmak istediğinde içindeki ses muhtemelen şöyle şeyler diyecek: “Sen değersizsin ve o sana bakmaz. O yüzden onunla konuşursan absürt bir şey yapmış olursun!”.
İçindeki sesin sana değersiz olduğunu söylemesi birçok kişinin ortak sorunudur. Herhangi bir sebepten dolayı bir psikoloğa gidersen muhtemelen ilk seanslardan birinde psikoloğunun seninle konuşmak isteyeceği konulardan biri değersizlik hissi olur. Değersizlik insan hayatında o veya bu şekilde oluşan temel negatif duygulardan biridir. Yani çok yaygın bir durumdur. Şimdi sana “kendi değerinin farkına var”, “sana kendini değerli hissettiren 10 tane şeyin bir listesini yap, buzdolabına as” gibi şeyler demeyeceğim. Şimdilik neden değerli olduğunun farkına varmasan da sorun değil.
Benim burada uyguladığım şey değersizlik duygusu hissedersem bunu bir kenara bırakmak ve kendime kendi başarımı oranımı hatırlatmaktır. Daha önce bunun gibi kızlarla konuşurken aşağı yukarı yüzde kaç oranında başarılı olduğumu bilirim.
Onun gibi birçok kızla konuşma başlatmayı denedim, bazıları hiç yüz vermedi, bazıları gönülsüzce konuştu, bazılarıyla iyi muhabbet oldu ama sonu gelmedi, bazıları ise sevgilim oldu. Ne demek istediğimi anlayabildin mi? Bu demek oluyor ki değersizlik hissinden bağımsız olarak benim bir başarılı olma oranım zaten mevcut. Sen henüz bu oranı tespit edememiş olabilirsin ama aslında oran sende de var ve üstelik zamanla yükselecek. Benim burada yaptığım şey oranıma odaklanmak oluyor. Bu düşünce şekliyle değersiz hissetme durumu o kızla konuşma eylemi için denklemin dışında kalıyor.
Bu durumda değersizlik hissi o kızla başarılı olma konusunda artık bir kriter olmaz. O sese şunu diyorum: “şimdi izin verirsen kendi başarı oranıma odaklanacağım, eğer ‘değersizsin’ diyerek beynimin içinde konuşmaya devam edersen senin yüzünden var olan başarı oranımı da yakalayamam. Gerçekten değersiz olsaydım bile bazı kızlar bana bakıyorlar işte! Kabul et bunu! Şimdi kapat çeneni!”
Kafanın içinde sana değersiz olduğunu söyleyen düşünce muhtemelen orada zaten 10-15 senedir var ve eski sana ait bir düşünce. Ona şöyle söyle “sen bundan 15 sene öncesine ait bir düşüncesin, ben değersiz olsam bile belli bir başarı oranım var, diyelim ki gerçekten değersizim, neden %20’lik olan başarı şansımı da hiç edeyim ki, şimdi izin verirsen bana bakacak olan %20’lik kızlara denk gelmek için çalışacağım”. Bu argüman değersizlik hissini önemsizleştiriyor çünkü değersiz olsan bile harekete geçince belli oranda başarıya sahip olacaksın.
Ancak kendine bunları hatırlatmazsan ve değersizlik hissiyatını çok umursarsan, kıza yaklaşınca baskın gelen değersizlik hissiyatı gözünden bile okunur ve başarısız olursun. Her zamanki başarı oranının da altına düşersin. Bunun yerine gözünde başarı oranının farkında olan bir kendinden eminlik olmalı. O yüzden bu duyguya mantıklı bir şekilde isyan et ve bu duyguyu devreden çıkar.
Daygame nedir ve ne değildir? / Apaçi kime denir?
Daygame’in ne olduğunu ve ne olmadığını birbirinden ayırmak istiyorum. Apaçi’nin argoda sokak serserisi gibi bir anlamı var. Amacım kimseyi gücendirmek değil, hepimiz bir zamanlar apaçilik yapmış olabiliriz. Bu tanımlamayı kullanmamın nedeni bunun toplumda belli bir stereotipteki kişileri yansıtmasıdır. Bu kişilerin genelde niteliği azdır ama özgüvenleri yüksektir.
Daygame’e yabancı olan insanlar, özellikle olayı çarpıtmak isteyen kadınlar sokakta birçok kızla konuştuğunuzu duyduklarında sizi bu stereotip’deki insanların içine koymaya meyilli olabilirler. Benim daygame felsefemdeki daygame oyuncusunu tanımlama şeklim çok farklı. Şimdi söyleyeceklerim oyunu apaçi şeklinde oynayan kişilerle, stratejik davranan ve oyunu zekasıyla oynayan bir daygame oyuncusunu ayıran şeylerdir:
İyi bir daygame oyuncusunun gününün akışında yaptığı en önemli şey daygame değildir. Daygame’i bir hobi, hayatta yaptığı şeylere bir ek olarak devam ettirir. Oyundan ve konuştuğu kızlardan ne beklediği açık ve tutarlıdır. Konuştuğu kızlarla ilgili tutumu sağlıklıdır: kızla konuşarak kıza değerlendirmesi için şans verdiğinin farkındadır. Yaptığı oyunu gözlemler, nerelerde hata yaptığını tespit eder, ısrarın hiçbir işe yaramadığını bilir, kızın hareketlerini okuyarak nerelerde muhabbeti kesmesi gerektiğini ve arkasını dönüp gitmesi gerektiğini çok iyi bilir.Kızın kendisinin önüne attığı kemikleri kabul etmez, daha fazlası için kıza meydan okuyabilir. Daygame oyuncusu kendine farklı konularda altyapı oluşturur. Kendini kitap, film, aktiviteler ve tecrübeler anlamında besleyerek kızla muhabbet aşamasında işini kolaylaştırır.
Apaçi tipi yapılan daygame ise zekadan, teknikten yoksun olarak saldıran ve ne kadar umarsızca fazla yaparsa o kadar sonuç alacağını düşünerek yapılan oyundur. Bu kişi kendine bir altyapı ve tutum oluşturmaya zaman ayırmaz. Durup düşünmesi gereken noktalarda nefes almak yerine bir değerlendirme yapmadan aynı yaklaşımı günde 30 defa dener. Kız ona yarım ağızla ve bir ayağı dışarıda şekilde yanıt verse bile ısrar ederek bir şey elde edeceğini sanır. Kızların ondan kurtulmak için verdiği sosyal medya adreslerini bir başarı sayar, oysa kızla ayaküstü bir bağ kurmadığı için bu sosyal medya adresleri bir işe yaramaz. Oyunu okuma becerisini ve tekniğini geliştirmez. Apaçi tipi oyunda oyuncu “kimsenin ne düşündüğünü umursamıyorum ben” gibi aşırı uç söylemler kullanabilir. Bu anlayış devam ettirilebilir değildir, bu kişiler eninde sonunda çevreden negatif anlamda çok dikkat çeker ve sorun yaşarlar. Oyunu bırakırlar.
Apaçi tipi oyuncu kıza odaklanır, kaliteli bir daygame oyuncusu ise oyuna odaklanır. İyi bir daygame oyuncusu güzel iletişim kurabilmenin bir amaç olduğunu bilir. Bu iletişim tarzının zaten kendisine birçok kızı getireceğini bilir. Kız sadece bir sonuçtur, güzel iletişim oluşturmayı öğrenmenin ise kendisine bir kızla sevgili olmaktan çok daha fazla faydası olacağını bilir.
Ben senin bu oyunu makul ve mantıklı şekilde yapmanı istiyorum. Serseri mayın gibi davranmanı istemiyorum. Kurduğun cümlelerin robot gibi değil, senden cümleler olmasını istiyorum. Bunun yerine apaçilik de yapabilirsin ve buna daygame yapmak da diyebilirsin ama iyi bir iletişim kurmuş olmazsın ve iyi sonuçlar alamazsın.
Daygame’in 3 önemli aşaması:
Bu kısımları temel seviyede anlatacağım çünkü anlatacak çok fazla şey var, aksi halde bunlar hakkında uzun bir kitap yazmak gerekir. Eğer bu sistem aklına yatarsa ve fazlasını öğrenmek istiyorsan o kitabı zaten yazdım :=)Şuradan edinip okuyabilirsin.
Daygame’in başlangıç aşaması: Bu aşamada en iyi sonuç rahat bir enerji yayan göz teması ile başlamakla mümkün olur. Aynı şekilde iyi bir göz teması ile başlamayan her günlük hayat etkileşimi zayıf bir şekilde başlamış sayılır. Daygame de bunun bir istisnası değildir. Daygame’de etkileşime kötü bir göz teması ile başlarsan iletişimin sakat doğmuş olacağını söyleyebilirim. Tabi “zayıf sonuçlar da beni idare eder” diyorsan illa böyle yap diyemem. Gene de arada birkaç balık tutarsın. Ancak unutma ki güçlü sonuçlar istiyorsan iyi bir göz teması ile başla, öğrenmeye hatalı bir şekilde başlarsan hatalı olana alışırsın.
Bir yabancıya iyi bir göz teması ile yaklaşmak eğer kendini alıştırmadıysan sandığından daha zordur. İdeal olan şudur ki başın dik, gözlerinin içi gülerken, emin bir göz temasıyla ona içinde tereddüt barındırmayan bir selam vermendir. Bu muhtemelen en zor kızda bile mucizevi bir şekilde etkileşimde seni çok avantajlı bir yerden başlatacaktır. Çünkü bu diğer erkeklerin yaptığı yaklaşımdan çok farklıdır.
Tabi bunu yapabilmek için rahat hissetmen lazım. Eğer gerginsen yazının başında verdiğim tekniklerle (karaktere girme + değersizlik hissi tekniği) gerginliğin aşabildiğin kadar aşmanı, sonra da deneyerek en aza indirmeni tavsiye ederim.
Daygame’in orta aşaması: Bu aşamada olay kızla karşılıklı konuşmaya döndüyse sonuçtan bağımsız olarak başarılısın demektir. Çünkü eğer bunu yapabiliyorsan bu kızla olmasa bile çok geçmeden başka bir kızın numarasını alabilirsin ve buluşabilirsin demektir.
Olay karşılıklı konuşmaya döndüğünde artık gerisi çoğunlukla kıza bağlı şeylerdir. Oyunun orta kısmında dikkat etmen gereken yer kanca noktasıdır. Kanca noktası: Kızın o an senin varlığından memnun olmasıdır. Kız kanca noktasına geldiyse yaptığın şeyden hoşlanmıştır ve büyük ihtimalle seninle tekrar görüşmek isteyecek demektir.
Kız senin orada olmandan memnun değilse, gene de seni dinler ama bir ayağı hala dışarıda olabilir, gözü gideceği yola bakıyor olabilir. Bu durumda yaptığın oyun başarısız olmuş demektir, bu kızla on dakika daha konuşmanın bir anlamı olmaz, kızdan numara alsan da anlamsız olur.
Unutma ki sen kıza ona verdiğin şansı değerlendirmesi için bir şans veriyorsun, onu iknaya çalışmıyorsun. Şansını değerlendirmemekte ısrar ediyorsa bırak değerlendirmesin. Ben genelde bu tarz kızlarla karşılıklı konuşma yapsam bile numara istemem. Çünkü numara alsam da bir sonuç gelmeyeceğini bilirim.
Daygame’in son aşaması: Bu aşamada kızlara direktif verdiğin bir dili kullanmanı tavsiye ederim. Yani “tamam telefonunu ver / telefonunu yaz”, “hafta sonu görüşüyoruz” gibi bir dilden bahsediyorum. Bu noktada tereddüt eden oyuncu şansını düşürür. Zaten kızın ona telefonunu vereceğini düşünen adam telefonu kızdan rahat bir şekilde ister ve kazanır. Unutma sen isterken tereddüt edersen kız da verirken tereddüt eder.
Bu aşamalarda zamanla geliştireceğin birçok ince ayar vardır. Mesela “hafta sonu kahve içelim mi?” demek yerine “Ee kahveden haber ver ne zaman içiyoruz?” demelisin. Bunu dediğimde kızlar önce yüzüme bakıyorlar. Kurduğum iddialı cümle ile yüzüm arasında bir uyumsuzluk var mı diye bakıyor. Henüz tanıştığı bir adam bu iddialı cümleyle blöf mü yapıyor diye kontrol ediyorlar. Oyun pokere benziyor bu anlamda. En sevdiğim daygame oyuncularından biri olan Todd Valentine eski bir poker oyuncusu. Oyunun pokerle bazı benzerlikleri şunlar: Mesela kızın seninle konuşacağını farz ederek konuşmaya başlamazsan şansın düşer, pokerde de oyuncu elini dolu göstermelidir. Telefon istiyorsan da %100 emin görünsen iyi olur, %80 değil. Pokerde de tereddüt kendini rakibine karşı ele vermek demektir. Bu aşamada da çok fazla ayrıntı ve nedenler var. Bunları kadınlarla tanışma rehberi setinde anlattım.
Daygame’in sana kazandıracağı dolaylı faydalar
Şimdi daygame’in sana kazandıracağı dolaylı faydalardan bahsetmek istiyorum. Bunları bilmek eğer o gün hiç güzel bir kızla tanışmadıysan yaptıklarının boşa gitmediğini bilmek açısından önemli. Şahsen ben numara alamadığım zamanlarda da eve normalde döndüğümden daha mutlu dönüyorum.
Birincisi, daygame genel iletişimi becerisini geliştiriyor ve girişkenliği arttırıyor. Sosyal ortamında ve diğer ortamlardaki karşılaştığın insanlarla iletişim kurmak her zamankinden çok daha kolay olmaya başlıyor.
Hayatta kendine güvenmek zorunda olduğunun farkına varmana yardımcı oluyor. Çünkü kendine güvenerek gidip konuştuğun kızların sevgilin olduklarında hayatına keyif ve güzellik getirdiğini, korkup poponun üstüne oturduğunda da hiçbir şey elde edemediğini, kimsenin sana bir şey vermediğini görüyorsun. Gerçekten kendine güvenmekten başka pek de bir alternatifinin olmadığını anlamanı sağlıyor.
Korkularının çoğunun yapay olduğunu ya da toplum tarafından yaratıldığını anlıyorsun. Özellikle korku ortamının çoğunun gençliğini yaşamamış mutsuz insanların sana da aynı mutsuzluğu aktarmasından ötürü olduğunu görüyorsun.
Her zaman dünyanın en mantıklı şeylerini yapmanın gerekli olmadığını anlıyorsun. O an mantıksız da görünse senden geldiği için bu davranışların değerli olduğunu anlayabiliyorsun.
Başkaları ne düşünür diye değil kendi isteğin için hareket etmeyi öğreniyorsun. Başkalarına kalsa sana biçtikleri değerin sadece bir piyon kadar önemsiz olacak olduğunu fark edebiliyorsun.
Bunun yanında daygame sana olumsuz duyguya rağmen harekete geçmeyi, sana bu dünyada düşündüklerin kadar değil yaptıkların kadar var olduğunu hatırlatma açısından çok şey anlatır. Bana bakmaz dediğin kızlar sana bakarlar şok olursun, bu düşüncende bir hata olduğunu öğrenirsin. Güzel bir günde sokakta gezerken, havaya doğru konuşarak mutlu ve şarkı söyleyerek gezebilirsin.
Ben neden hala daygame yapıyorum ?
Son olarak bundan biraz bahsedeyim. Ben daygame’e neden başladım ve neden hala devam ediyorum. Benim hayatımda da daygame birçok insanda olduğu gibi neden hayatımın belli bir döneminde yaptığım bir şey olarak tarihin tozlu sayfalarında kalmadı? Bunun sebebi belli aralıklarla tanıştığım yeni ve güzel kızlardı. “Lan bu bana bakmaz!” dediğim birçok kızla beraber oldum. Bu yüzden yazımın başında daygame’in tanımı olarak “beni heyecanlandıran kızlarla beraber olma sanatı” ifadesini kullanmıştım.
Ben gençlik yıllarımda daygame’e başlarken gerçekten utangaç bir çocuktum. Genel seviyedeki iletişimde dahi problem yaşayabiliyordum. Bu durumda bir gençken daygame’in bir performans sergilemekten ibaret olduğunu fark ettim. Yani daygame bu yönüyle bana şunu söylüyordu: “geçmişte silik biri olmanın önemi yok. 5 dakika güzel bir şekilde konuşursan kızın numarasını alabilirsin.”
Nihayetinde kızlarla tanışmak için birçok yöntem var. Daygame de onlardan biri. Burada kişisel tercihler işin içine giriyor. Ben biraz daha olağanın dışında yolları seçmeyi sevdiğim için daygame’i tercih ettim. Şunun da farkında olun, kızlarla tanışmak için size gece oyunu yapın tavsiyesi verenlerin çoğu gece oyunu yapmıyorlar. Sizi bu pahalı, uyku düzeninizi bozan, alkolle iç içe olan sağlıksız ve Türkiye’de damsız girilebilen uygun mekan bulmanın zor olduğu oyun stiline yönlendiriyorlar çünkü kafalarında “kızlarla barda/gece kulübünde tanışılır” gibi bir bilgi kalmış. En son 5 sene önce bir gece kulübünün önünden geçmiş olmaları bu bilgiyi size aktarmalarına engel olmuyor.
Daygame ile alakalı çarpık algı
Daygame ile ilgili zaman zaman çeşitli çarpık algılar dillendirilebiliyor. Bunu ünlü daygame oyuncusu Tom Torero’nun intihar haberinde okumuştum. Haberi yapan havuz medya sitesi şöyle yazmıştı: “sokakta kadınları hedef alıyorlar”.
Sanki daygame oyuncusunun elinde silah varmış ve birini hedef alıyormuş, kızları manipüle edip ağına düşürüyormuş gibi. Yani daygame öyle bir şey değil. Eğer öyle olsaydı aslında tüm iletişim türlerinin birer manipülasyon sayılması gerekirdi. Bu insanlar sanıyorlar ki ezbere birkaç tane manipüle edici tavlama cümlesi var ve üstelik karşı taraftaki kız da bu cümleleri yiyecek kadar aptal, böylelikle bunlar kolaylıkla işe yarıyor ve kızı yatağa atabiliyorsunuz.
Daygame konuşmada inisiyatifi alma ve doğal muhabbet etme becerisi üzerine kuruludur. İçinde kimseyi kandırmak yoktur. Size daygame’den daha garip ve manipüle edici olan şeyi söyleyeyim: Bu günümüzde çok yaygın olarak kullanılıyor, evet sosyal medya tanışmaları. Birincisi sosyal medya tanışmaları manipülasyona çok açıktır, senin olmayan şeyleri sosyal medya hesabına koyarak seninmiş süsü verebilirsin, gerçekte olduğundan farklı bir imaj çizebilirsin, kendini orada her şekilde farklı göstermek çok kolaydır. İkincisi olarakta hayatında hiç iki gözünle görmediğin birine yürümek ise sosyal medya tanışmalarını garip sınıfına sokar.
Böyle sağlıksız bir yöntem toplumun doğalı ve konfor alanı olmuş durumda. Feministlere göre internette bin tane kıza aynı mesajı kopyala yapıştır olarak göndermeniz sorun değil ama sokakta aynı şeyi birkaç kıza söyleyince kızları hedef alıp manipülasyon yapmış oluyorsunuz.
Bu çarpık algının desteklenmesinin nedeni sosyal medya tanışmalarının ağırlıklı olarak kadınların avantajına çalışmasıdır. Kadınların bu ortamda elleri daha güçlü. Kadını karşı cinste değerli kılan şey görseldir, görseli bu ortamlarda geniş erkek kitlesine çok kolay bir şekilde pazarlayabilirsiniz.
Bunun yanında daygame ile ilgili topluma korku pompalayan insanların ortak bir özelliği de çoğunun mutsuz olması ve kendinden farklı şeyler yapanlara saldıran insanlar olmaları. Bir kız görünce gidip konuşulabilir. Ve böylesi internetten tanışmaktan daha sağlıklıdır. O an konuşmayıp internetten o kızın izini sürmek ise sağlıklı değildir.
Daygame ile ilgili konuşulacak çok şey var, bu benim özel ilgi alanım olduğu için fazla detayına inebildim, gerçekten çok fazla detay var. Bana göre daygame her zaman kızlarla tanışmaktan fazlası ve bir erkeğin kendi korkularından kurtulmasını ifade ediyor. Bu konuda life game üzerine Mahmut abiyle bir yayın yapmayı düşünüyorduk, bu yazı beğenilirse ve yeterince istek gelirse onu da yapabiliriz.
Yazar: Secret / CentilmenKulübü
Daygame ile ilgili konuları ayrıntılı olarak şurada ele aldım, dilersen bu kitap setini alıp okuyabilirsin.
Bill Burr’dan, karılarından korkan sünepe erkekler ile ilgili harika bir skeç.
Metni:
Karımla iyi geçinmeye çalışıyorum … işleri alttan almaya.
İlişkimde götlüğü azaltmaya …
Pilot ateşini tamamen söndürmüyorum tabii. İçimde biraz savaş bırakıyorum … O kılıbık erkek olmayacağım … Oracıkta durup “sanırım tatilde kurabiye yapıyoruz” diyen. Şu düşük omuzlu eleman …
“O … o şeyleri yapıyor işte benim de onların üstüne toz şeker serpmem gerekiyor.”
“O kadar lezzetli olduklarını bile düşünmüyorum”
Hayır, ben bazen kuyruğumu dik tutuyorum … bazen görmezden geliyorum. Ayarlamanız gerek … biliyorsunuz.
Geçen gece kavga ettik, bana çok kızdı ve “biliyor musun, gidip aşağıda (koltukta) uyuyabilirsin”.
İnanamıyorum. Hayatım boyunca duyduğum en küstah şeylerden biri.
İnanabiliyor musunuz, bir yetişkin, diğer bir yetişkine nerede uyuyacağını söylüyor.
“biliyor musun, gidip aşağıda (koltukta) uyuyabilirsin”
Ne yani ayağa kalkıp Linus (Linus van Pelt) gibi battaniyeyi kapıp “TAMAM
“AŞAĞIDA NEREDE BU ARADA. BURASI AŞAĞIDA MI ORASI AŞAĞIDA MI?”
“NEREDE YATAYIM?”
“Kafayı mı yedin, aşağıda falan uyumuyorum.”
“Nerede uyuyacaksın peki!” … “Nerede olacak ya, her gece uyuduğum yerde.”
“Yatağın senin olmayan siktiğim tarafında istersem.”
“Ne yapacaksın! Ben senden daha iriyim.”
“Çarşafa yapışacağım gel beni at … Gıdıklamak yok … Eeghhh”
“Bana nerede uyuyacağımı söyleme (kadın) … nerede istersem orada uyurum”.
Hatun “sen bana nerde uyuyacağımıs söyleyemezsin”. “İNSANLARA NEREDE UYUYACAKLARINI SÖYLEYEN BEN DEĞİLİM”
Bildiğin ilişki kavgalarından biri idi. Gecenin ikisi … İkiniz de yarı çıplaksınız. Hatun sütyensiz, sizin taşaklardan biri bokserdan sarkıyor …
Kadın erkek ilişkilerinde başarısız erkeklerin sıklıkla yaptığı ve ne kadar önemli olduğunu anlayamadıkları hatalardan biri, bir kadınla tanıştıktan ve o kadının kendisine karşı olumlu tepkiler vermesinden sonra, o kadınla bir daha buluşuncaya kadar, o kadınla ilgili gündüz düşlerine dalmalarıdır. Gerçi birçok erkek, bunu yapmak için kadınla tanışmaya bile ihtiyaç duymaz. Uzaktan bakışmak da yeter. Erkek, kadınla sarıldığını, seviştiğini, pastane köşelerinde muhallebi yediklerini, Çamlıca sırtlarında birbirlerine doğru kollarını açarak koşup sarıldıklarını, gelecekteki çocuklarını, vs. hayal etmeye başlar.
Bunu yapan erkek, bu kadına durduğu yerde büyük bir duygusal yatırım yapar. Kadın kafasında bir tahta oturur ve kendisi de ona ister istemez aşağıdan bakmaya başlar. Sonunda kadınla buluştuğunda ise, çiftleşme dansı yapacak bir kadın ve bir erkek yerine, bir “tanrıça” ve onu ıslak gündüz düşleri ile idealize etmiş zavallı bir ölümlü insanoğlu vardır.
Bir kadını kafanızda göklere çıkarırsanız, size tepeden bakmak zorunda kalır.
Gündüz düşlerine dalmanız, sizin kadınlarla başarınıza büyük köstek olur. Bu, kadınla ilgili hareketlerinizin, şiddetli duygularınızın eline geçmesine neden olur ve sizin kadın karşısında kaygılı, korkak ve zayıf davranmanızı sağlar. Kafanızda gündüz düşleri ile idealize ettiğiniz kadının veya sanal “ilişkinizin” önünde çok fazla nazik davranmaya çalışırsınız ve bu nadide çiçeği kaçırmamak için yapacağınız bu aşırı temkinli hareketler, aranızda gelişebilecek tüm pozitif cinsel gerilimi katleder.
Şunu asla unutmayın: Kadınlar özgüvenli, güçlü, pozitif cinsel gerilimden ve kendileri ile gerektiğinde aynı fikirde olmamaktan çekinmeyen, elde etmek için emek harcamaları gerektiğini bildikleri erkekleri çekici bulurlar. Karşılarında aşırı nazik davranan, yanlış bir şey yapmaktan ve söylemekten çekinen, hiçbir şey yapmasalar bile kadın için ölüp biten erkekleri ise zayıf yani itici bulurlar. Bu kadınların suçu değil! Zira böyle erkekler gerçekten zayıf ve iticidirler. Düşünün bir: Pencereden dışarı bakıp hoşlandığı kızla ilgili hayaller kuran erkek deyince aklınıza James Bond mu geliyor yoksa herhangi bir Hollywood romantik komedi şapşalı mı?
Oyun ile yürüdüğünüz kadınlar hakkında gündüz düşleri kurma dürtüsüne karşı koyun. Zaten başlangıçta acemilik nedeniyle birçok şeyi yanlış yapacaksınız ama en azından kendi başınıza iken, kendi kendinizi zayıflatmayın.
Tahmin edebileceğiniz gibi, gündüz düşleri, içine kapanık insanların başvurduğu bir başa çıkma mekanizması. İçine kapanık insanlar, bilinçli olmasa bile gerçek dünyadan ve imajlarının sarsılmasından korkarlar. Bu nedenle de gerçek dünyada sosyal ve romantik ilişkilerin risklerini (reddedilmek) göze almaktansa, gündüz düşlerine dalarlar. Ya da gerçek dünyada bekledikleri olumsuz sonuçlarla (hoşlandıkları kişi tarafından reddedilmek) karşılaşma ihtimalini, gerçekliğe paralel bir gündüz düşü aleminde başarı ile dengelemeye çalışırlar. Fakat gündüz düşlerinin tam olarak da gerçek dünyada başarısızlık getirmesi, bu insanları daha da fazla gündüz düşü görmeye iter.
Gerçek dünyada yaşayabileceğiniz sonuçlardan korkarak girdiğiniz gündüz düşü aleminden çıkmak ve bu aleme girmemek için, gerçek dünya korkularınızın üstüne gitmeli, gündüz düşüne harcayacağınız zamanı gerçek dünyada harcamaya çalışmalısınız. Örneğin yüzünüze gülen ilk kadın ile ilgili gündüz düşlerine dalacağınıza, tabak çevirebilirsiniz.
Ama tabii ki, kadının sizinle ilgili gündüz düşleri görmesi, sizin yararınıza olacaktır. Onun düşüncelerini kontrol edemezseniz bile, onun sizinle ilgili gündüz düşleri görmesini teşvik edebilirsiniz. Bunun için, her şeyinizi direkt ortaya dökmek yerine biraz gizemli olmanız gerekir. Örneğin, bu konudaki en sağlam davranışlardan biri, her sorduğu soruya dümdüz cevap vermemektir. Bunu abartmayın ama. Hiçbir sorusuna dümdüz cevap vermezseniz, güvenilmez, sulu ve ergen görünürsünüz.
Dümdüz cevap vermemeye birkaç örnek vereyim:
“Ne içmeyi sevdiğimi sana beraber içtiğimiz gün göstereceğim.”
“Sence mesleğim ne? Bende ne tipi var?”
“Sence yaşım kaç? … 35 mi dedin? İyi rakammış, oldukça genç bir yaş. Tamam sen beni 35 bil.”
Kendinizle ilgili herşeyi ele vermemeniz, kadının hayal gücünü etkileyecektir. Bu da onun sizinle ilgili gündüz düşü kurmasına neden olabilir.
Youtube yayını aşağıda. Bu yayını beğenerek ve youtube kanalına üye olarak yayınların daha fazla kişiye ulaşmasını sağlayabilirsiniz. Sorular ve dakikaları da videonun altında.
Youtube yayını aşağıda. Bu yayını beğenerek ve youtube kanalına üye olarak yayınların daha fazla kişiye ulaşmasını sağlayabilirsiniz. Sorular ve dakikaları da videonun altında.
Mahmut abi merhaba. Bir date hakkında kendi eleştirimi yapacağım ve senin de yorumunu bekliyorum.İnstadan ekledim, 1 gün sonra yazdım, 2. mesajımda kahve içelim dedim, neden olmasın diyince gün, yer ve saat belirterek teklifte bulundum kabul etti ve buluştuk.
Birinci hata. Günlerce mesajlaşıp bir buluşma teklif etmemek yanlış ama daha bir mesajında seninle kahve içmeyi hak edecek ne sıcaklık göstermiş olabilir ki seninle kahve içme hakkı kazandı? Kızın çok güzel olması senin için yeterli muhtemelen ama sizinle sıcak bir muhabbete girmeyen kızı buluşmaya çağırmayın. Böyle evde oturacağıma bedava kahve diye çıkan kızlara düşersin. Gerçi olsun oradan çeviririm ben vakit çok diyorsan bilemeyeceğim ama çoğunlukla kız gelir, içer ve gider. Ayrıca bu kadar ucuz olman da kızın kafasına yazıldı bir yere.
Kız ile ilk konuşmamda ses tonum güvensizlik barındırıyordu. Ayrıca kızın baştaki soğukluğu buluşma sonuna kadar sürdü.
Hiç tanımadığın ve o anda sizin açınızdan tek özelliği güzellik olan bir kadının yanında bu kadar heyecan yapmamanız lazım zira olacak işi oldurmazsınız. Mesela sen burada o gereksiz heyecana kapılmazsan, kız hemen ısınabilirdi. Sonuçta “bu da daha öncekiler gibi bir kız önünde heyecanlanacak zayıf erkeklerden biri olabilir” diye geliyor ve sen öyle olduğunu gösterince hep soğuk kalıyor.
Ayrıca kızın baştaki soğukluğu buluşma sonuna kadar sürdü. Buluşmalarda tecrübe ettiğim şey, eğer sen karşındakinle normal bir insanmış gibi konuşuyorsan yani güvensizlik, heyecan, vs. yoksa, yapışkan biri değilsen, seni beğenmeyen kız bile gayet normal konuşuyor. Hatta birçok durumda o normal konuşma kızın fikrini de değiştiriyor zira erkeklerin %97’si senin gibi, alt tarafı kızın biri önünde heyecana kapılıyorlar. Muhtemelen senin ürkek, kendine güvensiz hallerine tepki olarak öyle davrandı.
Konuşma %50-50 idi ve çok fazla sessizlik oldu. Hatta kız konuşmuyoruz pek diyince bende konuşmadan olmaz gibisinden laflar ettim.
Buradan senin konuşma yönetimi problemini anlıyoruz. Başka bir anladığımız şey de, kızın aslında seninle konuşmaya istekli olduğu zira konuşmuyoruz bak konuşalım diye sana yardım etmeye çalışıyor. Muhtemelen tipini beğendi ama karşısında ezilip büzülen adam ile tip uyumsuzluğundan kafası karıştı 🙂
Aslında heyecan yapmasan o kız seninle konuşurdu. Hatta oradan iş bile çıkarabilirdin. Dediğim gibi, erkeklerin %97’si gibi davranıyorsun. Sadece kızın biri önünde heyecana kapılma zayıflığını yapmasan bile kız için çok değişik bir deneyim oluyor.
Sonra ayrıldık. Ben aramızda bir çekim olmadığını düşünüyorum.
Muhtemelen doğru düşünüyorsun zira çekim olmaz, yaratılır ve sen bu konuda bir şey yapmışa da benzemiyorsun.
Ama hatalarımı da belirtmek istiyorum. 1. Baştaki ses tonum zayıftı. Zayıflık iticidir. Kız azıcık dekolte açsa ve sen orada erkeksi göğüs kılları görsen nasıl itici olursa, bir erkeğin feminen ürkekliğe bürünmesi de kadında hemen hemen aynı etkiyi yaratıyor. Erkekler görselle, kadınlar sözlerle baştan çıkarlar.
2. Kızın ilk andaki standart shit testini geçemedim (Aramızda bir etkileşim olmayacak sanırım düşüncesi vardı, çerçeve gitti, ben de ona ısınmadım diyeceğim ama kendimi kandırmak mı olur bilemiyorum) Tam tersi aranızda bir şey olacak kafasıyla gitmen lazım zira kız oraya geliyor. Bir şeyi beğenmiş olma ihtimali yüksek. Sen de ona ısınamamış olsaydın, buraya gelip yazmazdın. Hepimiz buluştuk mu hiç hoşumuza gitmeyen kızlarla buluşuyoruz ama onları buralara yazan yok gibi.
3. Konu bazı yerlerde soru-cevap gibiydi, olayı eğlenceli hale getirmek istedim ama kız oralı olmadı (ya da ben öyle zannettim) Sen iyi vakit geçirmeye odaklanacaktın ve öyle devam edecektin. Yok kız hiç oralı olmuyorsa kalkar gidersin. Ama sorun şu ki, sende o heyecan devam ediyorsa, asıl problem o. Sonuçta bir iletişimin %80’i vücut dili. Sen %80’de korkak sinyali veriyorsan, %20 ile eğlenceli sinyali veremezsin.
4. Birşeyler anlatırken yüz mimiklerinden buluşmadan hiç hoşlanmadığını anladım/ya da ben öyle zannedip çerçevesine girdim. Kadına ve onun buluşmadan hoşlanıp hoşlanmadığın kilitlenme. Bu seni onun onayını aramaya iter. Sen nasıl hoşlandın ki? Hoşlanmadıysan neden devam ettin?
5. Sessizlik olduğu zaman sessizliği bozmak için konu açma gereği hissetmedim, sessizliklerde çoğunlukla o başlattı. (En azından bunu doğru yapabildim) Evet bu doğru ama sessizliğe giden yol belki senin konuşma yönetememen.
6. Bahsettiklerim haricinde hiç bir shit test yok, hemde hiç yoktu.
7. Kesinlikle ilgisinin olmadığını ve bir daha ne onun bana ulaşacağını ne de benim ona ulaşmamam gerektiğini biliyorum. Çünkü aramızda hiç bir şey olmadı. O sana ulaşmadan sen ona ulaşma.
8. Çok nice Guy gibi davrandığımı hissettim, kendimi eğlenceli moda sokamadım, karşı taraftan istediğim dönüşleri alamadım (yine mi gitti çerçeve??) ama bir etkileşim de yoktu. Ergen çocuklar gibi kadın onayı peşinde koşarsan, derdin o onayı almak olur ve o onayı alacağın kişi önünde tutuklaşırsın. Evet tipik iyi çocuk kafası.
Ayrıca dikkat et, eğlenmeyi bile iyi çocuk terimleri ile tanımlıyorsun. Kendini eğlenceli moda sokmak ve bu şekilde kadının seni “eğlenceli çocuk” olarak onaylamasını sağlamak. Erkek adam modunda olsan, “eğlenmedik” ya da en kötü “eğlenmedim, eğlendiremedim” derdin.
Karşı taraftan dönüş alamaman ile çerçevenin bir alakası yok.
En büyük hatanı görmemişsin. Arkadaşlar, bu buluştuğunuz kişiler alt tarafı sıradan birer kadın. Ne kadar güzel olursa olsun, alt tarafı sıradan bir kadın. Belki götün teki, belki çok iyi bir kız, bilmiyorsunuz. Sırf kadın diye önünde heyecanlanmanız saçma sapan bir şey. Asıl iyi çocukluk bu işte. Düne kadar tanımadığın bir kadından bile kadın onayı beklemek ve bu onayı alamam korkusu ile heyecanlanıp tutulmak.
Bu buluşmalardan bir şey çıkmasa bile alt tarafı bir kadının yanında heyecanlandığınız sürece, oğlan çocuğu olduğunuzu ve yetişkin kadın onayına bağlı olduğunuzu anlamanız lazım. Bunu aşmak için daha yetişkin bir erkek olmalısınız ve daha çok kadınla buluşup, bu kadının sıradanlığını kendinize telkin etmeniz lazım.
Bu olaydan sonra BSS şu mesajı attı:
Şimdi de kız hikayeme yanıt verdi. Şimdi bundan birşey çıkmaz ama anlayamıyorum, iyi geçmeyen bir buluşma ve sonuç ortada. Bende mesajlaşmayı kısa kestim, buluşma istediğim de yok. Yani erkek olarak durum ortada diyorum.
Sana yönelik mesaj attıysa, kendine güvenip buluşma teklif etsen daha iyiydi. Eğer ortaya bir şey yazdıysa, zaten cevap vermen hata. Birincisi olduğunu varsayarak bence bu kadar da yenik kafada olma. Sonuçta eğer o berbat buluşmadan bir şey çıkmamasını sindirip, olgun bir şekilde kendini çektiysen, kızın gördüğü erkeklerin çoğundan daha güçlü davranıyorsun. Zira çoğu erkek hala mesajla peşinde koşardı. Bu da kızda bir acaba oluşturabilir.