Maskülenite krizi gerçek. Erkekler nüfusun %49’unu oluşturmalarına rağmen intihar edenlerin %80’i erkek. Amerika Birleşik Devletleri’nde her 13.7 dakikada bir, bir erkek intihar ediyor. Kanada’nın İntihar Engelleme Merkezine göre, intiharların %50’sinde depresyon var.
İlaç ve psikolojik terapi, depresyon belirtilerini azaltma konusunda yardımcı olabilirler. Kadınlar için durum bu. Erkekler için ise bunlar daha az etkili. Ve bunun nedeni de, depresyon konusunda tamamen yanılıyor olmamız.
Kadınlar ve erkekler dünyayı tamamen farklı şekillerde görüyorlar ve beyinleri tamamen farklı şekilde kablolanmış durumda. Bu aynı zamanda kadınların ve erkeklerin, depresyonu farklı şekillerde deneyimledikleri anlamına da geliyor.
Amerika Birleşik Devletleri’nde psikologlara yetki veren American Psychological Association (APA) – Amerikan Psikolojik Topluluğu – zamanında “erkek depresyonu” fikrine açıktı. 2005 yılında APA, psikologların, “üzüntü, değersizlik hissi ve aşırı suçluluk duygusu gibi geleneksel depresyon belirtilerinin, birçok erkeğin depresif dönemlerindeki deneyimlerinde varolmadığını düşünmeye başladıklarını” söylüyordu.
Maalesef çok da uzun olmayan bir süre sonra, “cinsiyet kurmacadır” fikri yayılmaya ve APA’da cinsiyetler arasındaki farkları inkar etmeye başladı. Ve kısa süre içerisinde de APA, geleneksel maskülenite özelliklerini “psikolojik olarak zararlı şeyler” olarak yaftalamaya karar verdi.
Böylece APA pratikte erkeklere sırtını döndü. Bu nedenle bugünkü sistemin, Amerikan erkeklerine yardım etme konusunda yetersiz olduğunun düşünülmesi şaşırtıcı değil.
Buradan da “erkek depresyonuna” geliyoruz. Hem erkekleri hem de kadınları iyileştirme konusunda uzmanlaşmış lisanslı psikoterapist Adam Lane Smith, erkek depresyonunun çaresizlik ve güçsüzlük duyguları etrafında döndüğünü söylüyor:
“Erkekler, çevrelerini değiştirme, kalıcı etki bırakma kabiliyetine; ya acılarını durdurmaya ya da acıya bir amaç yaratmaya ihtiyaç duyarlar.”
Erkekler duygularının onaylanmasıyla daha az , çözüm bulmayla daha çok ilgilenirler. Cevaplar bulmayı ve bu cevapları şimdi bulmayı isterler.
Smith’e göre ise kadın depresyonu daha çok “sevilmeme ya da sevdiklerine faydasız olma hissi merkezli olmaya meyillidir. Kadınlar dikkate alınmaya, takdir edilmeye ve faydalı olmaya ihtiyaç duyarlar.”
Erkekler için ise çevrelerini pozitif şekilde etkileyememe hissi, derin depresyona açılan kapı gibi görünüyor.
“Önce” diyor Smith, “bu alanlarda çaresiz hissetmeye başlarlar ve bu negatif duygulardan asla çıkamayacaklarını düşünürler. Bir süre sonra da intihar düşünceleri oluşmaya başlar”
Smith’in sözleri korkutucu zira erkek depresyonu dramatik bir şekilde artıyor.
Eğer seçebilirlerse erkekler erkek terapistlerle konuşmayı tercih ediyorlar ve bunun cinsiyet ayrımcılığı ile alakası yok. Veriler erkeklerin erkek terapistlerle daha iyi sonuçlar aldıklarını gösteriyor. Ama maalesef yeterince erkek terapist yok. Amerika Birleşik Devletleri’ndeki psikologların üçte ikisi kadın ve klinik psikologların yüzde sekseni kadın. Bazı üniversitelerde kadın psikoloji mezunlarının oranı %75.
Terapinin erkeklerde daha az fayda sağlamasının nedenlerinden birisi bu.
Smith’e göre bir diğer nedeni de çoğu terapi seansının erkekleri daha iyi hissetirmeye, “daha fazla seviliyor ve bağ kuruyor” hissettirmeye odaklanması. Fakat Smith çoğu zaman sorunun erkeğin güçsüz hissetmesi olduğunu ve erkek güçsüz hissetmeye devam ederken seviliyor hissetmesini sağlamanın, erkeğin daha fazla yük altında hissetmesine neden olduğunu söylüyor.
Başka bir deyişle, erkek depresyonunu, kadın merkezli yaklaşımla tedavi etmeye çalışıyoruz ve bu da erkek terapi hastalarının daha da kötü hissetmelerine neden oluyor.
Peki bu konuda yapılabilecek bir şey var mı?
İlk yapılması gereken, kadın ve erkekler arasında hem fiziksel hem de zihinsel olarak biyolojik farkların olduğunun, genel psikolog camiası tarafından kabul edilmesi ki bu da şu anki gidişatın tersine dönmesi gerektiği anlamına geliyor.
Smith, “herkese aynı gömleği giydirmeye çalışmanın, intihar ve uyuşturucu salgınını ve ruhsal sağlık merkezli diğer salgınları azaltmayacağını” söylüyor.
Erkeklerin içine düştükleri delikten çıkmaları için sadece daha iyi hissetmeleri yetmiyor. Aynı zamanda etkili ve anlamlı sonuçlar da almaları gerekiyor ve tüm ruhsal sağlık tedavilerinin amacı da bu olmalı.
Erkeklerin çektiği acıları gerçekten azaltmak istiyorsak, bir erkeğin acısının kadının acısından çok farklı olduğunu kabul etmemiz gerekiyor.
Çeviri: We must stop using a female model to treat men’s mental health
Yazıyla alakasız veya 500 kelimeyi geçen yorumlar cevaplanmıyorlar. "Yazıyla alakasız ama ..." ya da "en son yazı bu olduğundan buraya yazdım" diye başlamanız kurtarmıyor. Mahmut Abi ile özel görüşme yapmak isterseniz Erkek Adam Sanal Görüşme sayfasından sanal görüşme ayarlayabilirsiniz. Not: Burada soru sırası çok yüksek, Patreon destekçilerini, Patreon'da cevaplamaya öncelik veriyorum.
İyi Günler Mahmut Abi, Yıllardır depresyondayım ve hiçbir şey yapamıyorum. Elektroşok tedavisi ve ilaçları denedik, olmadı. Hâlâ başka ilaç tedavisi sürüyor. Tanım tedaviye dirençli majör depresyon. Sağlık olmadan hiçbir şey olmazmış. Böyle bir durumda olan erkek ne yapmalı? Evde oturmak zorunda olmak, sabah yüzümü dahi yıkamaya gidememek, odaklanamamak… Öyle berbat günler geçirdim ki erkekadam.org yazılarını okuyacak odak ve takatim bile yoktu. Karamsarlık, ölüm fikirleri ve intihar düşünceleri de cabası. Böyle çıkmaz bir durumda ne yapmalı, nasıl motive olmalı? Erkek hatta beta erkek dahi olacak gücüm, sağlığım yok. Vakit geçiyor, 24’ümdeyim ve üniversiteden atılmama ramak kaldı. Her şey birer birer yerle… Read more »
Ağır depresyon durumunda ne yapılacağı konusunda benim bir uznanlığım yok maalesef. İntihar kelimesini kullandığın yerden sonra bir şey söylemem de etik değil.
Kendime olan inancımı kaybettim geleceğe umutlu bakamıyorum artık hiçbir şey yapacak enerjim kalmadı. Önceden benim için anlamlı olan düşündüğümde bile motive eden hedeflerim artık önemsiz geliyor. Hissizleştim. Sosyal biri olduğumda söylenemez arkadaşlarla ayda 1 anca buluşurum o da internet kafeye falan gideriz. Üni sınavına gireceğim ama o kadar enerjisiz ve boş hissediyorumki ders bakımından zıçtım. Daha önce böyle hissetmemiştim abi. Kendime olan inancımı nasıl geri kazanırım? O kadar başarısız oldum ki artık yapamayacağıma dair bir inanç oluşmuş. Ne yapmam gerek? Tavsiyelerine gerçekten önem veriyorum abi teşekkürler.
Zırlamayı bırakıp sınava çalış, sınavı beceremiyorsan da 2-3 kere sınavda başarısız olduktan sonra gir bir ustalık kazan. Boktan bir üniversitede boktan bir bölüm okuyup 20-30 bin kazanmaya başlayacağına, bir şeyin ustası ol daha fazla kazan.
Bazılarınız üniversite okumamalısınız ya da okuyamazsınız. Şu an üniversiteye girenlerin %70 kadarı orada olmamalıydı. Hem IQ hem de eğilim olarak oraya ait değiller. Belki sen de değilsin. Olmak zorunda da değilsin.