Ekşi Sözlükte “35 yaşına kadar evlenmezsem seninle evlenirim” diye bir başlık var. Başlığı okuyunca, bunu karşısındaki erkeğe şaka yollu söyleyen birçok kadın olduğu görülüyor. Feminen önceliğin afyonladığı kafasıyla “tüm tanıdığım kadınlar bana bunu söylüyor. haremim çok büyük olacak” diyenler de var bunun anlamını az çok bilip de “bkz. stepne. bundan gurur duyan varsa ezikliğin kitabını yazmış demektir. hayreti mucip.” diyenlerde.
Bu söz, kadınların hipergami stratejisinin en açık seçik söylendiği şekillerinden biridir. Peki nedir hipergami? Kadınlar, hem statü hem de duygusal güç olarak daha üstte hem de kendisine ve çocuklarına bakabilecek kaynaklara ve sadakate sahip erkeklerle beraber olmak isterler. Sorun şu ki bu ikisine de sahip erkek sayısı çok azdır. Genelde fiziksel / duygusal üstünlüğe – alfa – (boy, kas, karizma, vs.) sahip erkekler sadık veya kaynakça zengin değildir, sadık ve kaynakça zengin erkekler de fiziksel / duygusal üstünlüğe sahip değildir – beta. Bu nedenle bir kadın, güzelliğinin doruğunda iken fiziksel / duygusal üstünlüğe sahip alfa erkeklerle parti yaparken, güzellikleri gitmeye ve daha genç kızlarla rekabet edememeye başladıkları zaman beta erkeklerle uzun süreli ilişki arayışına girebilirler. Hatta kadınların bir kısmı alfa erkekten hamile kalıp, beta erkeğe bu çocuğu besletip büyüttürürler (20li yaşlarında serseri sevgilisinden hamile kalıp, sonra 30larında betanın biriyle evlenen kadınlar ve daha iğrenci, evlendiği adamı aldatıp, doğurduğu çocuğu kocasına kakanlar) vs …
Her neyse? 35 yaşına kadar evlenmezsem seninle evlenirim genelde şu anlama gelir :
Sen şimdi iyi çocuksun, sağlayıcı betasın, ben de daha genç ve güzelim. Cinsel Pazar değerimin doruklarında (18 – 25 yaş) o alfanın kucağından, bu alfanın kucağına atlayım. Sonra hala kalan gençliğim ve güzelliğim ile (26 – 32 yaş) senden daha iyi özelliklere sahip birini arayayım. Artık gençlik ve güzellik gittiğinde de yanlız kalırsam (33 – 36 yaş), kendimi sana kakalamayı planlıyorum. Seninle çocuk da yapabiliriz. Sen de garibim sevinirsin “bakın sabrettim sonunda kızı ben kaptım” diye kendini avutusun … Sonra işte yeterince evli kalınca, seni boşarım. Kendime nafaka, çocuklara da çocuk destek parasını alırım, hayatıma bakarım. Sen de hayat boyu ödersin.”
Bu tuzağa düşmeyin. Özellikle kadın hipergamisini bastırmak üzere kodlanan geleneksel törelerle sınırlı olmayan modern kadının hayat tarzı bu kafaya yatkındır. Bu lafı söyleyen kadınlar, 20li yaşlarında yüzlerine bakmayacakları, kendisi kötü çocuklarla beraberken ellerinde çiçekler, kapısında sırıl sıklam bekleyen adamlarla, 30larında evlenirler. Bu adamlar da salak salak “bakın son gülen ben oldum” diye böbürlenirler 😀
Bu lafı duyan erkekler genellikle uydu erkektir (orbiter). Tabak çevirmek yerine “çok özel” kadınların kapısında paspas olarak geçirdikleri 20lerinden sonra, bu kadınlardan gençlik ve güzellik olarak arta kalan kırıntılarla bir ömür boyu geçinirler.
Sorun şu ki, bir erkeğin 35 yaşı onun cinsel pazar değerinin teorik olarak dorukları iken, kadının 35 yaşı, cinsel pazar değerinin serbest düşüşte olduğu ve kadının hızla duvara toslamaya başladığı yaşıdır. Bu nedenle, bu lafı duyarsanız hem kendinize, hem de 20li yaşlarının güzelliği hiç solmayacak sanan karşınızdaki kadına bir iyilik yapın ve ona dolaylı yoldan cinsel pazar değerini hatırlatın. “Ben 35 yaşındayken, neden 35 yaşında işi bitmeye 3 – 4 sene kalmış bir kadınla evleneyim ki” deyin. Tamam acımasızca olabilir ama bir kadının saçma sapan feminist propoganda yüzünden tüm albenisinin 30undan sonra inişe geçeceğini görememesi ve 30larında can havliyle bir betaya yapışması, ya da daha da kötüsü bir eş bulamaması daha da acımasızca.
Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.
Yazıyla alakasız veya 500 kelimeyi geçen yorumlar cevaplanmıyorlar. "Yazıyla alakasız ama ..." ya da "en son yazı bu olduğundan buraya yazdım" diye başlamanız kurtarmıyor. Mahmut Abi ile özel görüşme yapmak isterseniz Erkek Adam Sanal Görüşme sayfasından sanal görüşme ayarlayabilirsiniz. Not: Burada soru sırası çok yüksek, Patreon destekçilerini, Patreon'da cevaplamaya öncelik veriyorum.
Pek bi duygusal bağım olmayan (randevulara çıkmadığım) sadece üç-dört kez gece olimpiyatı yaptığımız kız ile sabah kahve içerken duymuştum bu cümleyi
(sevgililiğe gitmek için de herhangi bi hareketim olmamıştı)
E ne diye böyle bir şey dedi bu kız ?
-o zamanlar ikimiz de 25dik-
Bir anlamı yok, öylesine demiştir.