Jordan Peterson – Kadınlar ve Erkekler cinsel partnerlerini nasıl seçerler?

Toronto Üniversitesi Psikoloji Profesörü Jordan Peterson‘u kadınlar ve erkekler cinsel partnerlerini nasıl seçerler konusuna değiniyor. Erkeklerin CPD‘sine en çok etki eden faktörün kadınların sözel olarak belirttiği şeylerden ziyade empirik araştırmalardan çıkan bir özellikle bağlantılı olduğunu anlatıyor.
Kadınlar ne ister, erkekte gerçekten ne arar diye soruyorsanız, oldukça sağlam bir cevap var videoda.

Jordan Peterson’un Türkçe alt yazılı diğer videolarını Erkek Adam Youtube kanalında bulabilirsiniz.

Jordan Peterson ile ilgili bir başka kaynak da Jordan Peterson – Kişilik ve Dönüşümleri Ders Notları kitabı.

Toronto Üniversitesi Psikoloji Profesörü Jordan Peterson,  ilkin Social Justice Warrior‘larla (SJW) girdiği başarılı mücadele ile gündeme gelse de, genç erkeklerin hiç duymadıkları, ama eksikliğini derinden hissettikleri sorumluluk ve hayatına yön verme mesajları ile kısa zamanda erkek popülasyonu tarafından yoğun takip edilen biri haline geldi. Peterson’u erkekler arasında bu kadar meşhur eden şey, erkeklerin babalarından duymaları gereken ama artık hiç duymadıkları mesajları veriyor olması. 12 Rules for Life: An Antidote to Chaos adlı kitabı Ocak 2018'de piyasaya çıkacak olan Peterson'un Maps of Meaning: The Architecture of Belief  adlı bir kitabı da mevcut. Jordan Peterson'un Türkçe çevirilerini burada Jordan Peterson Türkçe etiketinden takip edebilirsiniz.

Bencillik

“Kadınlar tarih boyunca savaşların asıl kurbanları olmuşlardır. Kadınlar kocalarını, babalarını ve oğullarını savaşta kaybetmişlerdir. Kadınlar savaş yüzünden evlerini terk etmek zorunda kalmışlar, mülteci olmuşlar ve günümüz savaşlarında çoğunlukla kurban olmuşlardır. Kadınlar çoğunlukla çocuklarını tek başlarına büyütmek zorunda kalmışlardır.” – Hillary Clinton
 Hillary’nin artık tarihe geçmiş olan (!) bu sözlerini, kadınların doğuştan gelen bencillikleri ile kültürel yabancılaşma nedenli narsisizm arasındaki farkı ele alacağım bir yazıda kullanmayı planlıyordum ama kader bu sözleri geçen hafta derin bir şekilde kullanma ihtiyacı doğurdu.
Daha yazmadan şunu belirtmeliyim ki Hillary’nin politik ve ideolojik perspektifine paralel biri değilim ve kadın-öncelikli politikalarına karşı olduğumu da belirtmeme gerek yok sanırım.
Ama “feminen bencillik” (solipsism) kavramına daha iyi örnek olabilecek bir alıntı arıyorsanız, ben bundan daha iyisini bulabileceğinizi sanmıyorum. Birçok erkek, kırmızı hapı yutmuş erkekler de dahil, bencilliğin kadın ruhuna nasıl cuk diye oturduğunu algılamakta zorlanır. Eşitlikçi kafa yapısını empoze eden sosyal koşullanma o kadar güçlü ki, kadın ve erkek psikolojik iç aksamının farklı olduğunu düşünmekte zorlanırız. Eşitlikçi söylem bizi kadın ve erkeklerin aynı temellere ve aynı dürtülere sahip olduğunu empoze eder.
 Eşitlikçi beyin yıkama bizi “büyün kadınlar öyle değil” diye düşünmeye zorlarken kadın ve erkeklerin fonksiyonel olarak aynı olduğu fikrini aşılar. Bunun aksini gösteren / söyleyen şeyleri / kişileri es geçmemize neden olacak bahaneler bulmakta zorlanmayız.
Cinsel Stratejilerin Temel Kuralı :
Bir cinsiyetin cinsel stratejisinin başarılı olması için diğerinin stratejisinden ödün vermesi ya da onu terk etmesi gerekir.
Bir cinsiyetin zorunlulukları, koşullanmaları ve biyolojisi, cinsiyetler arasındaki uyuşmazlığın kaynağıdır. Tabii ki binlerce yıldır kadınlar ve erkekler aile kurmak, çocuk büyütmek ve türümüzü devam ettirmek için binlerce yıldır, karşılıklı fayda sağlayacak şekilde, işbirliği içindedir. Ama bu işbirliği, ortak cinsel zorunluluklardan ve cinsel stratejilerden kaynaklanmaz.
Daha önceki bir yazımda kadınların nasıl fırsatçı sevdiklerini ve erkeklerin idealist aşıklar olduklarını yazdığımda, bu basit ve sıklıkla gözlemlenebilecek gerçeği kabul etme zorluğu, kadın ve erkeklerin temelde aynı olduğuna dair kör bir inancın sonucu. Bu nedenle bir kadından yukarıdaki gibi bir açıklama duyduğumuzda, bu sözlerin vurdumduymaz küstahlığı ile dalga geçeriz, ya da kadınların çıkarlarının korunmasının erkeklerin çıkarlarının korunmasının gerekliliği olduğuna inanıp bu sözleri kanıksarız.
Kadınların bencil feminen perspektifine göre Hillary’nin burda söylediği sözler gayet gerçek. Kadın hipergamisini herşeyin üstünde tutan perspektife göre bu cümleler, pragmarik olarak oldukça mantıklı.  Savaşta erkeklerin hayatlarını kaybetmelerinin onları savaşın kurbanları yapması (hele hele temel kurbanları yapması) üstünde düşünmeye değmez birşey; aslolan kadınların uzun dönemli çıkarları.
Narsisizm değil bencillik
Kadınların kendi varlıklarının en acil ihtiyaçları haricindeki herşeye kayıtsızlığı tanımlamak için bencillik kelimesini kullanmam, kırmızı hapı yeni yutmaya başlayan birçok erkeğin kafasını karıştırıyor. Kendini büyük görme ya da narsisizm bu durumu açıklamaya daha uygun kelimeler gibi görünüyor ama ben ayn fikirde değilim.
Kadın bencilliği insan neslinin hayatta kalması ve evrim açısından bakıldığında, aslında negatif olmak zorunda değil. Yüzeysel bakıldığında insanı çileden çıkarsa da, kadın bencilliği erkeğin biyolojik ve sosyal çıkarları ile çatıştığında onu çileden çıkaran birşey. Kadın bencilliği, kadınların kaotik ve vahşi binyılları kendi ve gelecek nesillerinin hayatta kalması için oldukça işlevsel olan evrimsel bir araç olarak algılamak lazım.
Tabii ki kadın bencilliğinin önemini kabul etmek, onun anti-sosyal ve çoğunlukla acımasız yan etkilerini onaylamak anlamına gelmiyor.
 Kadın bencilliğinin bir uzantısı olan narsisizmin canını yaktığı erkeklerin dişlerini gıcırtdatma nedenini anlamak zor değil. Sosyal olarak batı toplumlarındaki modern kadınların çoğunun sergilediği, dünyanın şimdiye kadar hiç görmediği bir narsisizm ile karşı karşıyayız.
 Tarihin hiçbir çağında kadınlar, günümüz modern toplumlarındaki kadar kişisel güvenlik, her alanda sosyal kontrol ve hipergami özgürlüğünün güvence altında olmasına bir arada sahip olmamıştı. Tarihin hiçbir döneminde kadınların cinsel çıkarları, toplum için en önemli öncelik haline gelmemişti. Fakat bu narsisizm, kadınları küstahlığın sınırlarında yaşatan kültürel bryin yıkamanın sonucu. Narsisizm uzun zamandır o kadar çok besleyip büyütüldü ki bugün kadın gücünün kendisi olarak teşvik ediliyor.
Öte yandan kadın bencilliği, evrimin milyonlarca yılda geliştirip kadın psikolojisine gömdüğü bir mekanizma. Bu bencillik, türümüzün devamı için evrimleşmiş bir araç. Kırmızı hapı yutmuş her erkeğin şahit olacağı gibi, bu kabul etmesi zor bir doğa kanunu. Bu acımasız bir mekanizma ve daha da kötüsü birçok erkeğin hayatını nasıl şekillendireceğine dair temel bilgilerinin tam tersi bir kavram.
Daha da kötüsü, kadın bencilliği beta erkeklerin romantizm ve beta erkeğin kendi önceliklerini kadın için geri plana attığı (ve aynısını da kadından beklediği eşitlik beklentileri ile de uyuşmaz. Kadın ve erkeğin aşk kavramları arasındaki fark, betanın kırmızı hap yolunda kavraması gereken birçok gerçekten biri.
Empati adlı yazımda kadının empati duyabilmesi konusunu işlemiştim. Burada mesaj kadının empati yoksunu olduğu değil, kadının erkekten daha empatik olduğu fikrinin kadın bencilliğini maskelemek için oluşmuş olan toplumsal koşullama olduğu idi. Bu yazı pek hoş karşılanmadı ve kadınların ana oldukları ve çocuklarını besleyip büyüttükleri argümanı ile karşı karşıya kaldı. Oysa burda mesaj, kadınların kendilerinin ve çocuklarının sağlık ve selametinin, erkeklerinin sağlığı ve selametinden önce olması.
Zihinsel Merkez Noktası
Kadınların zihinsel odağı kendi iyilikleri ve bunun yansıması olarak kendi biyolojik çocuklarının iyiliği merkezlidir. Bu fikre karşı çıkan kadın okurlar, çocuklarının iyiliğini kendi iyiliklerinin önüne koymalarının bencillik argümanını çürüttüğünü iddia etmişlerdi. Fakat kadınların burada yaptığı, kendi çocuklarını kendilerinin bir uzantısı olarak görmesi. Burada iyi haber, kadın bencilliğinin türümüzün başarısında büyük katkısı olduğu gerçeği.
Çeviri : Solipsism 1
Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz. Youtube, Spotify ve Patreon kanallarımızı da takip etmeyi unutmayın.
Rollo Tomassi : Kırmızı Hap camiasının en önemli figürlerinden biri olan Rollo Tomassi'nin The Rational Male kitabı her erkeğin okuması gereken başucu eseri. Oldukça popüler olan The Rational Male bloğunun da sahibi de olan Rollo, The Rational Male - Preventive Medicine (Volume 2) ve The Rational Male - Positive Masculinity: Positive Masculinity (Volume 3) adlı kitapları ile ilk kitabındaki fikirleri daha da geliştirdi. Rollo Tomassi'yi burada Rollo Tomassi etiketinde de takip edebilirsiniz.

Hipergami’nin umrunda değil

Bir erkeğin tek eşli ilişkisine ve kendi çerçevesine getireceği en önemli bilgelik, kadınların cinsel çoğulculuğu olan hipergaminin farkına varmak ve hipergamiyi bir kadının fabrika ayarı olarak kabul etmek.
Yeni boşanmış bir erkekten en sıklıkla duyacağınız laf “20 yıl evli kaldıktan ve 4 çocuktan sonra bunun böyle olacağını en çılgın kabuslarımda bile göremezdim … beni bu kadar hızlı nasıl geçmişe gömebildi?” gibi birşey. Temel hipergami cahilliği, bir erkeğin gözlerini bağlayan en büyük problem.
Çocuklarınıza ne kadar iyi bir babağa olduğun, hipergaminin umrunda değil.
Üniversite hayatını ve kariyer tercihlerini onun için değiştirmen, hipergami’nin umrunda değil.
Ne kadar heyecanlı ve iyi bir ev erkeği olduğun hipergaminin umrunda değil.
Uzak mesafe ilişkine yakın olmak için 4 il öteye taşınman, hipergaminin umrunda değil.
Onun kararlarında ona ne kadar destek olduğun ya da kendini “erkek feminist” olarak tanımlaman, hipergaminin umrunda değil.
Dini inançların ve hayatının ulvi hedefleri hipergaminin umrunda değil.
Evlendiğin gün verdiğiniz sözler, hipergaminin umrunda değil.
Daha iyi bir geleceği olsun diye onun tekrar üniversiteye gitmesini finanse etmen, hipergaminin umrunda değil.
Onun başka bir erkekten olan çocuğuna ne kadar iyi baktığın, hipergaminin umrunda değil.
Onun gençlik heyecanı ile yaptığı “hataları” büyüklük gösterip affetmen, hipergaminin umrunda değil.
Evlendikten sonra en asil duygunun insanı olarak onun öğrenci kredisini ve kredi kartı borcunu ödemen, hipergaminin umrunda değil.
“Ama nasıl olur, en yakın arkadaşımla …”, hipergaminin umrunda değil.
Ne kadar iyi bir aşçı olduğun ya da kahvesini onun yatağına getirmen, hipergaminin umrunda değil.
Onunla oturup aptal pembe diziler izleme fedakarlığını göstermen, hipergaminin umrunda değil.
Ev işlerinde ne kadar yardımcı olduğun, hipergaminin umrunda değil.
Onun arkadaşlarının ve ailesinin seni ne kadar sevdiği, hipergaminin umrunda değil.
Ne kadar iyi bir insan olduğun hipergaminin umrunda değil.
Çocuklarının “biyolojik” çocukların olup olmadığı hipergaminin umrunda değil.
“Ben sarhoştum, o çocuk da çok şekerdi, ne olduğunu anlamadan herşey birden gelişti …” hipergaminin umrunda değil.
Ne kadar tatlı, komik ve entellektüel olduğun hipergaminin umrunda değil.
“Bunu ondan hiç beklemiyor” olman, hipergaminin umrunda değil.
Kendi hikayenizi ekleyin, eminim bu listeden çok daha fazlası var dışarda …
Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz. Youtube, Spotify ve Patreon kanallarımızı da takip etmeyi unutmayın.
Rollo Tomassi : Kırmızı Hap camiasının en önemli figürlerinden biri olan Rollo Tomassi'nin The Rational Male kitabı her erkeğin okuması gereken başucu eseri. Oldukça popüler olan The Rational Male bloğunun da sahibi de olan Rollo, The Rational Male - Preventive Medicine (Volume 2) ve The Rational Male - Positive Masculinity: Positive Masculinity (Volume 3) adlı kitapları ile ilk kitabındaki fikirleri daha da geliştirdi. Rollo Tomassi'yi burada Rollo Tomassi etiketinde de takip edebilirsiniz.

Yalvarırım terk et beni!

Aşağıdaki mesaj “The Red Pill Reddit forumu“nda (TRP) 2016 sonunda çıktı :

Biraz ön bilgi : kızarkadaşım ve ben iyi işlerde çalışıyoruz. Benim işim beraber yaşadığımız yerden görece uzakta bir laboratuvarda çalışmayı gerektiriyor ve ayda 2 hafta evde olmuyorum. 5 yıldır beraberiz ve aramızda herşey çok iyiydi. Lafını edecek hiçbir şiddetli kavgamız olmadı.

Anlatacağım olay geçen Cumartesi gerçekleşti. Pazartesi eve dönmeyi planlıyordum ve kızarkadaşım arkadaşları ile gece dışarı çıkacaktı … sık yaptığı birşey, pek aklıma taktığım birşey değil.

Cumartesi tipik yoğun bir gündü, çok yorgundum ve o akşam erkenden yattım. Pazar işe döndüm ama telefonuma bakmayı unutmuşum. Bir sürü mesaj  ve sesli mesaj aldığımı farkettim. Hepsi kızarkadaşımdan : sesli mesajların hepsinde ağlayarak, o gece dans etmeye gittiğini ama sarhoş olmasa da hafif alkollü olduğunu anlatıyor.

Bu dans ederken bir erkek kendisi ile dans etmeye başlamış (onun anlattığı bu) ve eğilip kızarkadaşımı öpmüş. O da karşılık vermiş. Ne kadar uzun bir öpüşme bilmiyorum ama kızarkadaşım ne yaptığının farkına varmış ve eve dönmüş hemen. Bütün o mesajları atmış sonra.

2 gündür evdeyim ve kendisi ile sadece bir kere konuşma fırsatım oldu. Eve geldiğimde ayaklarıma kapanıp af diledi. Doğrusunu isterseniz ayrılmayı aklımdan bile geçirmemiştim. O gün çok konuşmadık, beraber uyuduk. Onu kollarıma aldım gece boyu ve bunu bir şekilde atlatacağımızı düşündüm. Yanılmışım. Kızarkadaşım 3 gündür tamamen koyvermiş vaziyette. Gözlerimin içine bakamıyor, evi çok erken terk ediyor, eve çok geç geliyor ve mesajlarıma cevap vermiyor.

Acı çekiyor ve sanırım kendisini affedemiyor. Ne yapacağımı bilmiyorum, ona ulaşamıyorum – sanırım ona zaman vermem lazım ama onun bu haline de dayanamıyorum. Ona karşı kızgınlığım yok, anlık bir hata yapmış sadece. Tamamen çaresiz vaziyetteyim. Onu hala sevdiğime ve bu olanları geride bırakabileceğime nasıl inandırabilirim? Ben bile son iki üç gündür ağlama noktasına geldim.

Oğlumuz birkaç gün sonra da şu güncellemeyi paylaşmış :

GÜNCELLEME : Ona bu yaşadıklarımızı atlatacağımızı anlatan bir not bıraktım. Bana bir not yazmış. Kağıtta ıslak bölgeler var ve genel olarak cidden sıçtığını ve çok üzgün olduğunu yazmış. Bunları bana zaten en son gördüğümde söylemişti. Benden uzaklaştığı için de özür dilemiş, ne yapacağını bilmediğini yazmış, benim o olanlardan sonra kendisine karşı anlayışlı davranışından sonra beni haketmediğini belirtmiş. Artık böyle aşağılık biri olmaya devam edemeyeceğini, işten dönünce benim hayatımdan tamamen çıkacağını, benim bana bu haftasonu davrandığı şekilde davranılmayı haketmediğimi yazmış.

TRP’de yorum yazanlar olayın aslını astarını ve burada yazacaklarımızı güzelce yazmışlar. Burada karşımızda gururun zerresi olmayan bir beta erkeği var. Birçok mavi haplı erkek gibi bu romantik “birbirimize karşı dürüst olmamız her problemi çözer” saçmalığını canı gönülden benimsemiş. Kendisini “büyüklük sende kalsın” mottosuna zorlayan, kadınının hatalarını affetmesi gerektiğine inandıran (en azından betamıza anlatacak kadar kendini suçlu hissettiği hatalarını) bir zavallı. Sadece bir öpücük, ne var bunda değil mi?

Betamız ve kızımız 26 yaşındalar. Beraber yaşıyorlar. Ne zamandır beraber yaşıyorlar belli değil (beraber yaşamak her zaman kötü fikir : bakınız Tomossinin 4. Demirden Kanunu).

Bu genç adamın yaşadığı durum aslında oldukça yaygın : genç kadının bilinçaltı adamın düşük rütbeli bir beta olduğunun farkına varmış ve bilinç üstü bu durumu mantıklı bir zemine oturtmaya çalışıyor. Kadınlar sözkonusu olduğunda “mesajın kendisi, nasıl söylendiğidir” kuralı geçerlidir. Yani “karışık” ve “çelişkili” mesaj diye birşey yoktur. Kadının davranışları erkeğe aslında ne demek istediğini tereddütsüz anlatacaktır. Davranış, motivasyonun ve niyetin tek gerçek ölçüdür. Bu nedenle kadının söylediği sözlerin, rasyonelleştirme, açık iletişiminin bir önemi yok.

Tamam bu yeni uyanmaya başlayan betalara oldukça zor gelecek ama bir kadının asıl mesajını davranışlarından çıkarmak, “uyanmak” yönündeki en önemli adımlardan biri. Bu adamın durumunda kadının demek istediği, azıcık uyanmış bir erkek için bile oldukça açık. Kadının davranışı muhtemelen sıkıcı hale gelmiş olan ev yaşamından kaçma dürtüsü ile “kızlarla dışarda” iken önüne gelen bir fırsatı değerlendirmesinden ibaret. Forumdaki birçok yazar tahmin edileceği üzere olanların muhtemelen basit bir öpücükten daha fazlası olduğunu yazmış.

Evrimsel Biyoloji 101

İlk yorumumuz bu öpücük olayı olduğunda kadının adet döngüsünde yumurtlama dönemde olması (bir kadının en çok alfa aradığı ve bu tür “hata”lar yaptığı dönem). Hatunun kaçamak aradığını ve kendini bunun olabileceği ortamlara açtığını da varsayabiliriz. Birini öpmek (olan sadece bu olsa bile) kadının başka birisi ile kısa dönemli çiftleşmeye açık olduğunu (alfa siker) gösterir. Kızımız kısa süreli de olsa betamızla içine düştüğü evcil yaşamdan çıkış yolları arıyor.

Temel evrimsel psikoloji / biyoloji bilgisine sahip ve beta matrisinden uyanmış biri için bilinen şeyler bunlar. İşin enteresan kısmı, kızımızın bu olaydan sonra betamızla iletişimi. Bu olaydan sonra betamıza karşı suçluluk duygusu içerdiğini varsayıyoruz. Bunu kızımızın yanlışlıkla hakkını yememek adına ve samimi olabileceği gerçeğini gözardı etmemek için varsayıyoruz.

Betamızın olayı rasyonelleştirme çabalarına baktığımızda ise bu empatik “suçluluk duygusu” varsayılarının kızımızın aleyhine çalıştığını görüyoruz. Burası önemli. Birçok kadının kaçamak itirafı, suçluluk duygusundan kaynaklanmaz. Bundan kadınlar pişman olmaz veya şuçluluk duymaz sonucu çıkarmak yanlış. Demek istediğimiz, kaçamak itirafının bilinçaltı amacının ve faydasının pişmanlıkla alakalı olmadığı.

Bir kadın aldattığında, seks yapmadan bile olsa, kadının bilinçaltı beta olduğundan şüphelendiği erkeğinin betalığını test eder. Bu riskli bir test (ya adam buradaki sünepe gibi beta değilse) ama hipergami gereği eğer kadın bilinçaltında erkeğinin beta olduğunu düşünmeye başlamış ise bunun böyle bir betayla uzun süreli ilişki ve daha kötüsü çocuk yapma riski, aldığı terk edilme riskinden daha fazla. Bu nedenle :

Bir kadının aldatma itirafı, erkek için shit test olarak algılanmalı!

En azından bir kadının aldatma itirafı, o kadının erkeğine yeterince ilgisi olmadığını gösterir. Bu aldatma itirafından sonra kadının söylediği herşey, davranış kalıbı olarak algılanmalı ve nasıl söylendiğine bakılmalı.

Peki nedir burada olan?

Kızarkadaşım 3 gündür tamamen koyvermiş vaziyette. Gözlerimin içine bakamıyor, evi çok erken terk ediyor, eve çok geç geliyor ve mesajlarıma cevap vermiyor.

Acı çekiyor ve sanırım kendisini affedemiyor. Ne yapacağımı bilmiyorum, ona ulaşamıyorum – sanırım ona zaman vermem lazım ama onun bu haline de dayanamıyorum. Ona karşı kızgınlığım yok, anlık bir hata yapmış sadece. Tamamen çaresiz vaziyetteyim. Onu hala sevdiğime ve bu olanları geride bırakabileceğime nasıl inandırabilirim? Ben bile son iki üç gündür ağlama noktasına geldim.

 Betamızın raporladığına göre kızımız pişmanlıktan kıvranıyor ve af diliyor. Makul görünüyor değil mi? Konuşma yok, sarılma yok, betamızın gözünün içine bakma yok, evden erken çıkıp geç gelme var. Betamız, kız pişmanlıktan bitmiş vaziyette sansa da kızımızın davranışları bariz bir şekilde oğlumuzun davranışlarından büyük bir hayalkırıklığına uğradığını bağırıyor.

Bunu oğlumuzun daha sonraki güncellemesinde açıkça görüyoruz :

GÜNCELLEME : Ona bu yaşadıklarımızı atlatacağımızı anlatan bir not bıraktım. Bana bir not yazmış. Kağıtta ıslak bölgeler var ve genel olarak cidden sıçtığını ve çok üzgün olduğunu yazmış. Bunları bana zaten en son gördüğümde söylemişti. Benden uzaklaştığı için de özür dilemiş, ne yapacağını bilmediğini yazmış, benim o olanlardan sonra kendisine karşı anlayışlı davranışından sonra beni haketmediğini belirtmiş. Artık böyle aşağılık biri olmaya devam edemeyeceğini, işten dönünce benim hayatımdan tamamen çıkacağını, benim bana bu haftasonu davrandığı şekilde davranılmayı haketmediğimi yazmış.

 Burada bir erkeğin kendi iç sesinin kendisine bağıra bağıra gerçekleri anlattığı çığlığını nasıl bastırdığına şahit oluyoruz. Çok acı. Kadın, erkeğin alfa “öpücüğünü” affetmesi ile betalığını kanıtlamış. Kadın açıkça testi “korkunç” bir şekilde geçemeyen oğlumuzun kendisine kızarak kendisini terk etmesini umduğunu belirtiyor.

Yalvarırım beni terket!

Kadın açık açık terkedilmek için yalvarıyor ama bu çığlık bile beta beyin yıkaması tarafından es geçiliyor. Kadın kelime kelime “benim sana bu haftasonu davrandığım şekilde davranılmayı hak etmiyorsun” diyor. Burada kadının şeytani bir plancılıkla böyle şeyler yazdığı sonucunu çıkarmayın. Burada olan muhtemelen kadının bilinçaltının erkeğin bilinçaltına “Allah aşkına sen nasıl gurur yoksunu bir adamsın ki böyle birşeyi sorgusuz sualsız affediyorsun” demesi. Burada konuşan kadının bilinçaltını harekete geçiren genetik kodlaması ve betamsı bir erkek burada her ne kadar kadını suçlamaya eğilimli olsa da asıl problem bir kadının genetik materyaline “benim gibi ezik birinin genlerini gelecek nesile aktaracak salak sen olmalısın” diye bağıran oğlumuz.

Kendisine zerre saygısı olan bir erkek, bu “kaçamak” itirafının bir shit test olduğunu, böyle bir kaçamak itirafına karşı yapılabilecek tek şeyin bu kadını terk etmek olduğunu bilirdi. Zaten oğlumuz her ne kadar bunu  yapmamak için dirense de eninde sonunda kadın bunu kendisinden istemek zorunda kalıyor. Kadın için için erkeğin sinirlenmesini, kendisini duygusal olarak cezalandırmasını arzuluyor. Mazoşist olduğundan değil tabii ki, erkeğin beta olmadığını görmeyi arzuladığından. Erkek ise betalığı gereği bunu yapmadığında en son çare olarak “ben seni haketmiyorum” noktasına geliyor.

Çeviri Kaynağı : Please break up with me

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz. Youtube, Spotify ve Patreon kanallarımızı da takip etmeyi unutmayın.

Rollo Tomassi : Kırmızı Hap camiasının en önemli figürlerinden biri olan Rollo Tomassi'nin The Rational Male kitabı her erkeğin okuması gereken başucu eseri. Oldukça popüler olan The Rational Male bloğunun da sahibi de olan Rollo, The Rational Male - Preventive Medicine (Volume 2) ve The Rational Male - Positive Masculinity: Positive Masculinity (Volume 3) adlı kitapları ile ilk kitabındaki fikirleri daha da geliştirdi. Rollo Tomassi'yi burada Rollo Tomassi etiketinde de takip edebilirsiniz.

Jordan Peterson – Kendine çekidüzen ver …

Toronto Üniversitesi Psikoloji Profesörü Jordan Peterson‘un University of Western Ontario’daki konuşmasından bir bölüm. Peterson burada en çok kullandığı “önce kendine çekidüzen ver” felsefesini açıklıyor.

Peterson’a göre insanın kendi varlığının gizemi ona sürekli şu şekilde kendini gösterir : kişinin yapması gerektiğini bildiği ama yapmaktan sürekli kaçındığı şeyler. Bu nedenle kişinin hayatında atabileceği en önemli adım bu basit görünen ama aslında kişi için çok önemli olan sorumlulukları teker teker yoluna koymak.

Peterson şunu söylüyor :

“Elinizin altında, ne olduğunu bildiğiniz ve sizi bekleyen sorumluluklarınız var. Bunlar tamamen sizin tanımladığınız, yapmanız gerektiğini bildiğiniz sorumluluklar.

Her sabah kendinize sorun, dikte etmeyin sorun :

<<Tam şu anda hayatımda yolunda olmayan şeyler var. Bunların ne olduğunu biliyorum. Bunlar beni güçsüz kılıyor ve beni olmam gerekenden daha az yapıyor. Bunlardan bazılarını küçük bir çabayla bugün yoluna koyabilirim.>>

Peterson’a göre bu şeyler köşede düzenlenmeyi bekleyen bir deste kağıt ya da temizlenmeyi bekleyen bir bilgisayar masası gibi önemsiz görünen şeyler olabilir.

<<Bu şeyleri yoluna koyarsam yarın hayatın biraz daha berrak ve düzenli olacak. Nedir bu şeyler? Sorun kendinize. Bunları biliyorsunuz. Bunlar genelde aklınıza ilk gelen şeyler. Tamam çok “önemsizler” muhtemelen ama bir nedenle sürekli yapmaktan kaçınıyorsunuz. Bunlar ne kadar önemsiz görünseler de kasoun sizin hayatınıza sızıp durduğu küçük “ejderhalar”.

Bunları yerine koyunca başka şeyler gelecek aklınıza. Biraz daha önemli ve karmaşık şeyler. Bunları da yoluna koyun. Sonra aklınıza gelenleri de …

Böylece zamanla, azar azar, daha odaklı, zihni açık, düzenli ve üretken hale geleceksiniz.

Carl Jung şöyle der : “Birçok insanın Tanrıyı görememe sebebi, yeterince aşağıya bakamaması.” Çok doğru ve akıllıca bir önerme bu. Zira varlığınızın gizeminin size kendini gösterdiği şeyler bu ufak “bitmemiş işler”.

Şöyle düşünün : Yapmanız gerektiğini bildiğiniz ama sürekli yapmaktan kaçındığınız şeyleri yapmaya başladınız ve gayretle yapmaya devam ettiniz. 10 yıl sonra nasıl biri olurdunuz? Muhtemelen çok daha “fazla” biri.>>

Jordan Peterson’un Türkçe alt yazılı diğer videolarını Erkek Adam Youtube kanalında bulabilirsiniz.

Jordan Peterson Türkçe Kitap

Toronto Üniversitesi Psikoloji Profesörü Jordan Peterson,  ilkin Social Justice Warrior‘larla (SJW) girdiği başarılı mücadele ile gündeme gelse de, genç erkeklerin hiç duymadıkları, ama eksikliğini derinden hissettikleri sorumluluk ve hayatına yön verme mesajları ile kısa zamanda erkek popülasyonu tarafından yoğun takip edilen biri haline geldi. Peterson’u erkekler arasında bu kadar meşhur eden şey, erkeklerin babalarından duymaları gereken ama artık hiç duymadıkları mesajları veriyor olması. 12 Rules for Life: An Antidote to Chaos adlı kitabı Ocak 2018'de piyasaya çıkacak olan Peterson'un Maps of Meaning: The Architecture of Belief  adlı bir kitabı da mevcut. Jordan Peterson'un Türkçe çevirilerini burada Jordan Peterson Türkçe etiketinden takip edebilirsiniz.

Jordan Peterson – Reddedilme korkusu nasıl yenilir?

Toronto Üniversitesi Psikoloji Profesörü Jordan Peterson, 2016 yılının sonlarından itibaren özellikle erkekler tarafından takip edilen, meşhur bir internet figürü haline geldi.

Aşağıdaki videoda Peterson, erkeklerin kadınlar tarafından reddedilme korkusunun ne kadar güçlü ve felç edici olduğunu ve bunun nedenini anlatıyor. Aynı zamanda bir erkeğin reddedilme korkusunu nasıl yeneceğine dair oldukça mantıklı bir yöntemden bahsediyor.

 

Peterson’a göre “kadınların erkekleri nasıl felç edebilecekleri, onlardaki reddedilme korkusunun ne kadar güçlü olduğu konusunda en ufak fikirleri yok. Bu korku paradoksal bir şekilde erkeğin kadına olan arzusu ile de doğru orantılı ve bu korku nedeniyle birçok erkek hoşlandıkları kadın önünde saçma sapan hareketler yapabiliyorlar. Bu derin duygunun sebebi erkeklerin genelde karşılarındaki kadından ziyade, kafalarındaki ideal kadın imajının zuhuretini görmeleri. Eğer erkek kadınla bir ilişkiye girebilirse ancak bu ideal ile ettne-kemikten kadın arasındaki farkı algılamaya başlıyor”.

Peterson bir erkeğin bir kadınla gerçek bir ilişki kurması için, erkeğin kafasındaki ideal kadın imajını kurban etmesi gerektiğini belirtiyor. “Erkek, hiçbir zaman ideal kadını bulamayacağını kabul etmeli“.

Peterson, müşterilerinden birinin kadınlar tarafından reddedilme korkusunu yenmek için, gün içinde 50 kadına yanaşıp kibarca telefon numaralarını istediğini belirtiyor (Pick-up artistlerin day-game dedikleri mevzu). Carl Jung ekolünden gelen Peterson’a göre bu mantıklı ve akıllıca zira bir korkuyu yenmenin yolu o korkuya neden olan durumdan sürekli kaçınmak değil, onunla sürekli yüzleşerek daha cesur hale gelmek. Kadınlar tarafından reddedilme korkusunu yenmenin yolu, kendini kadınlar tarafından reddedilme riski taşıyan duruma daha fazla sokmak yani.

Jordan Peterson’un Türkçe alt yazılı diğer videolarını Erkek Adam Youtube kanalında bulabilirsiniz.

Jordan Peterson ile ilgili bir başka kaynak da Jordan Peterson – Kişilik ve Dönüşümleri Ders Notları kitabı.

Toronto Üniversitesi Psikoloji Profesörü Jordan Peterson,  ilkin Social Justice Warrior‘larla (SJW) girdiği başarılı mücadele ile gündeme gelse de, genç erkeklerin hiç duymadıkları, ama eksikliğini derinden hissettikleri sorumluluk ve hayatına yön verme mesajları ile kısa zamanda erkek popülasyonu tarafından yoğun takip edilen biri haline geldi. Peterson’u erkekler arasında bu kadar meşhur eden şey, erkeklerin babalarından duymaları gereken ama artık hiç duymadıkları mesajları veriyor olması. 12 Rules for Life: An Antidote to Chaos adlı kitabı Ocak 2018'de piyasaya çıkacak olan Peterson'un Maps of Meaning: The Architecture of Belief  adlı bir kitabı da mevcut. Jordan Peterson'un Türkçe çevirilerini burada Jordan Peterson Türkçe etiketinden takip edebilirsiniz.

Darwinism feminizmi öldürecek mi?

Kendini beğenmiş, liberal akademisyenlerin insanlığın karşılaştığı her sorun için erkekleri suçlaması alışılmış birşey ama Yale Üniversitesi’ndeki bilimadamları bu suçlama oyununu yeni absürb seviyelere taşıyor.

Bu bilimadamları günümüz erkeklerinin aptallıklarından ya da korktuklarından dolayı 30lu yaşlarında, başarılı ve kariyer sahibi kadınların kendileri ile çiftleşmeye münasip bir erkek bulana kadar yumurtalarını dondurmak zorunda kaldıklarından bahsediyorlar.

Bu yukarıdaki çıkarım, Yale tarafından, Amerika ve İsrail’de IVF (Tüp Bebek) kliniklerine başvuran 150 kadın ile mülakattan çıkarılmış. Birleşik Krallıkta da (İngiltere) durum aynı imiş.

Bu kadınların 81%si üniversite mezunu iken, 90%sinden fazlası yumurta dondurma işlemini, eğitimli erkek kıtlığına karşı önlem olarak, zaman kazanmak için yapıyorlarmış.

Yale Üniversitesi Antropoloji Profesörü Marcia Inhorn “büyük bir eğitimli erkek kıtlığı var ve ortada kelimenin tam anlamıyla eğitimli kadın fazlası var”.

Herşeye kadir entellektüel kapasitesi ile profesörümüz şöyle buyurmuş : “belki bu kadınlar kendilerinden daha az eğitimli erkeklerle birlikte olma fikrine daha açık olabilirler”.

Bu noktada muhtemelen birçok erkek ellerini yüzlerine vurup, bardaklarına viski döktükten sonra Tinder ayarlarını 30lu yaşların ikinci yarısındaki kariyer kadınlarını dışarda tutacak seviyeye getirmişlerdir.

Profesör birşey yakalamışa benziyor ama teleskopun ters tarafından yakalamış maalesef. Açıklamama izin verin.

Hipergami, kadınların alaycı bir şekilde sadece kendilerinden statü ve gelir olarak daha “yukarıda” bir erkekle evlenecekleri kavramı, manosphere’deki tartışmaların en çok tekrarlanan ana teması. Fakat Telegraph gazetesinde çıkan bu yazının altındaki yorumlar, bu alaycılığın ana akım medyaya da sızdığını gösteriyor.

On yıllarca Bay Doğru’yu (Mr. Right) bekledikten sonra, biyolojik saatin soğuk tik-taklarını enselerinde hissetmeye başlayan bu kadınlara, artık Bay Doğru yetmiyor, Bay Hemen Şimdi (Mr. Right Now), temel işlevi yürüyen sperm bankası olmak olan eleman, lazım.

Pek de şaşırtıcı olmayan bir şekilde birçok erkek, özellikle de bu tip kadınların şiddetle arzuladığı, aşırı-çekici, yüksek eğitimli alfa erkekler, bu oyunu oynamaya pek gönüllü değil.

Yale araştırmasının olağanüstü bir şekilde kaçırdığı nokta, bu erkeklerin kariyer sahibi kadınlardan uzak durmasının sebebinin, bu kadınlardan korkmak ya da bu kadınları taşıyamamak olmaması. Bu erkekler, sözü edilen kariyer kadınlarını istemiyorlar! Peki neden?

Öncelikle, erkekler “artık hazırım” kadınlarına karşı daha temkinliler. Hangi erkek, beraber birkaç eğlenceli ve çocuksuz yıl geçirmeden direk Tinder‘dan IKEA’nın çocuk reyonuna geçmek ister ki? Bu basit ve oldukça mantıklı bir riskten kaçınma dürtüsü : kadının anne materyaline sahip olduğunu tartabileceği uzun flört dönemini yaşamadan bir erkek neden baba olmaya çalışssın? Erkeğin bekleyecek vakti var ama 30larının sonuna doğru koşan kadının, doğurganlık yüzünden, beklemeye vakti yok. Bu nedenle de erkekler bu kadınlardan uzak duruyorlar.

Artık yaşımız ilerledikçe kendi hayatımız ile ilgili kararları alırken daha bilgili ve oturaklı kararlar veriyoruz. Erkeklerin mantıklarını kullanarak kararlar almasının kötü olduğunu düşünmek biraz aşırı değil mi?

Bunun yerine bu erkekler, artan oranda, daha genç kadınlarla flört ediyorlar. Aptal seksistler olduklarından değil, sadece hemen şimdi çocuk sahibi olmak istemediklerinden. Kusura bakmayın bayanlar : kendi vücutları, kendi kararları (nasıl diyordunuz, my body, my choice). Erkekler neredeyse 60larına kadar çocuk sahibi olabilirken neden sizin saatinizin baskısını sizin yerinize hissetsinler ki?

 

Rapor daha sonra korkutucu demofrafik ve sosyal değişimlerden bahsediyor ve burada birkaç nokta yakalamışlar gibi.

Beklenmedik bir ironi : eğitimde şu an kadınlar lehine olan fark (Batılı ülkelerde ilkokuldan üniversiteye kadınların performansı, erkeklerin performansından daha iyi) bir anda kadınların da problemi olmaya başlamış!

Sanmayın ki bu kariyerciler bir anda artan sayıda erkeğin hayatları boyunca düşük maaşlı işlere mahkum olmasını kendilerine dert ediyorlar. Asıl problemleri eş bulamamak.

Olay nerdeyse çok komik.

Bu problemin bir yere gittiği yok. Bugün İngiltere’de üniversitelerdeki kadın sayısı, erkek sayısının 60,000 fazlası. Kampüslerin üçte ikisinde erkek sayısı, kadın sayısından az. Bu eğitimde cinsiyet aralığı Amerika’da daha kötü durumda.

Bugün İngiltere’de doğan bir kız çocuğu 75% ihtimal üniversiteye gidebilecek. Yine bugün İngiltere’de 20li yaşlarında kadınlar, erkeklerden daha fazla kazanıyorlar.

Çocuk doğurana kadar kadınlar artık erkeklerden daha fazla kazanıyorlar ki, çocuk doğurmak da artık yüksekten uçan kariyer sahibi kadınlar için giderek zorlaşıyor. Bugün İngiltere’de doğurfanlık yaşını geçen her 5 kadından 1’i çocuksuz. Bir önceki nesilde bu oran 10’da 1 idi.

İnsanlık tarihinde ilk kez üreme kaderi kadınların, kendi hayat tarzları yüzünden, ellerinden kayıyor.

Bu noktada Profesör Inhorn, sorumluluğun bir kısmını feminizme de yüklüyor. “Bir feminist olarak kadınların bu kadar başarılı olmasını çok olumlu buluyorum ama bunun bir bedeli oldu ve birçok kadını yalnız ve izole bir hayata mahkum etti.”

Feminizmin en büyük zaferi olan iş yerinde eşitlik, bedeli çocuksuz ve yalnız bir hayat olduğu için geçersiz mi olmaya başladı?

Yale araştırmasına katılan kariyer kadınları pratik olarak kendilerini gen havuzundan elimine ediyorlar. Darvinizm feminizme baskın çıkıyor. Biz genlerden ibaretiz. Ve DNA eşitliği takmıyor. DNA sadece hayatta kalmayı takıyor.

Bugün, çocuk-da-yaparım-kariyer-de kadınları, kendilerini bir sonraki nesilden ayıkladıklarının farkına varmaya başladılar. Bu eşitlik hareketinin en acımasız yan etkilerinden biri mi?

Çeviri : Will Darwinism Kill Feminism

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz. Youtube, Spotify ve Patreon kanallarımızı da takip etmeyi unutmayın.

Jordan Peterson : Yeni neslin hiç sahip olmadığı baba figürü

Toronto Üniversitesi Psikoloji Profesörü Jordan Peterson ilk olarak Kasım 2016’da görece önemsiz görünen bir yasa tasarısına muhalefeti ile gündeme geldi. Kendilerini herhangi bir cinsiyete ait görmeyen transeksüellerin, karşılarındaki kişiden kendilerine cinsiyet nötr zamirlerle hitap etmelerini talep etmelerini sağlayan ve karşılarındaki kişi bunu reddederse yasal yaptırımlar öngören bu yasaya muhalefeti ile  Social Justice Warrior‘ler (SJW) tarafından transfobik ve gerikafalı ilan edilse de, kafası biraz çalışan büyük bir kitleye asıl derdinin ifade özgürlüğü olduğunu anlatmayı başardı. Daha da önemlisi 1 yıldan kısa bir sürede internette yüzbinlerce takipçisi olan önemli bir figür haline geldi.

Peterson’un takipçilerinin 90%si erkek. Peterson popülaritesini, genç erkeklerin hiç duymadıkları, ama eksikliğini derinden hissettikleri bir mesajı olmasına bağlıyor. Zira Peterson’u asıl meşhur eden Bill C-16 olsa da, internette en çok paylaşılan videoları genelde daha önceki yıllarda kayda aldığı ders kayıtlarından. Peterson’u erkekler arasında bu kadar meşhur eden şey, erkeklerin babalarından duymaları gereken ama artık hiç duymadıkları mesajları veriyor olması.

Peterson insanlara geçmişleri ile hesaplaşmaları, hayatlarının akışını ellerine almaları, bir sorumluluk almaları ve geleceklerini planlamalarını öğütlüyor. Bunlar kaba hatları ile hiç duyulmamış şeyler değil ama Peterson bu mesajları hem çok iyi detaylandırıyor, hem de mitolojik ve dini hikayelerle aralarındaki ilişkiyi çok iyi kuruyor. Tam bir Carl Jung takipçisi olan Peterson, insanların tam bir birey olmalarının kendi karanlık tarafları ile de temasa geçmeleri ile (Jung’un shadow kavramı) mümkün olabileceğini de anlatıyor.

Aşağıda, Jordan Peterson’un temel mesajını kısaca özetlediği bir video var.

 

Peterson’ın mesajını kabaca özetlersek :

“Hayat ızdırap dolu. Bu bir gerçek. Peki bu gerçek tartışmasız iken yapılabilecek en doğru şey nedir? Hayat ne yaparsak yapalım, ızdırap dolu deyip koyvermek mi? Hayır zira bu yöntemin tek sağlayacağı, eninde sonunda hayatı gereğinden çok daha fazla ızdırap ile doldurmak. Yapılması gereken doğru şey, hayatı gereksiz tüm ızdıraplardan mümkün olduğunca arındırmak. Bunun için ise sorumluluk almak, hayatı sürekli sizi yutmaya çalışan kaosa kaptırmamak için bilinçli bir çaba göstermek.

Bir planınız yoksa bile en iyi başlangıç, önce yanlıştan uzaklaşmak. Tamamen sizin kendi tasfirinizle yanlıştan. Doğru ve iyi olanı tasfir etmek zor olsa da hemen herkes yanlış olanı tasfir edebilir. Bunun için sizin kendi düşüncelerinizle ;

  • yanlış / kötü olduğunu bildiğiniz halde yaptığınız şeyleri teker teker bırakın (sigara, porno, alkol, yan gelip yatmak, fazla internet, vs.)
  • doğru / iyi olduğunu bildiğiniz halde yapmadığınız şeyleri yapmaya başlayın (spor yapmak, daha düzenli çalışmak, odanızı toplamak, vs.)

Bunları yaparken de kendinize, her istediğinizi yaptırabileceğiniz bir köle gibi davranmaya çalışmayın. Ters tepecektir. Kendinizle pazarlık yaparak ilerleyin. Örneğin, yarın 3 saat ders çalışacağım ve sonra kendimi tembellikle ödüllendireceğim gibi. En küçük ve kolay şeylerden başlayıp, zamanla daha zor şeyleri yapmaya başlayın(ve yapmayı bırakın).

Kendi geçmişinizle hesaplaşın, geleceğinizi hedefleyin. Bunun için düşünmeniz gerek ama insanlar sadece konuşarak ve yazarak düşünebilirler (Peterson’a göre konuşmadan ve yazmadan yaptığınız ve sizin düşünce sandığınız şeyler başkalarının sözlerinin papağan gibi tekrarlanmasından başka birşey değil). Bu nedenle, geçmişinizi yazarak önemli ve sizi rahatsız eden deneyimler ile hesaplaşın. Geleceğinizi yazarak da (a) hem bir hedef koyun (b) hem de hayatı kendi akışına bırakırsanız olabilecek en kötü geleceği betimleyerek kaçmanız gereken “cehennem”i tarif edin (psikolojik olarak hedefe koşmanın en iyi yolu hem sizi o hedefe çeken bir ödül hem de kaçacağınız bir ceza tasfir etmek).

Sorumluluk alın. Bu bir iş ve bir aile olabilir ama bir erkek hem iş hem de aile sorumluluğu almalı. Sorumluluk almak hem hayata anlam katacak, hem de kaçınılmaz olan ızdırabtan sizi koruyacaktır.

Jordan Peterson’un Türkçe alt yazılı diğer videolarını Erkek Adam Youtube kanalında bulabilirsiniz.

Jordan Peterson ile ilgili bir başka kaynak da Jordan Peterson – Kişilik ve Dönüşümleri Ders Notları kitabı.

Toronto Üniversitesi Psikoloji Profesörü Jordan Peterson,  ilkin Social Justice Warrior‘larla (SJW) girdiği başarılı mücadele ile gündeme gelse de, genç erkeklerin hiç duymadıkları, ama eksikliğini derinden hissettikleri sorumluluk ve hayatına yön verme mesajları ile kısa zamanda erkek popülasyonu tarafından yoğun takip edilen biri haline geldi. Peterson’u erkekler arasında bu kadar meşhur eden şey, erkeklerin babalarından duymaları gereken ama artık hiç duymadıkları mesajları veriyor olması. 12 Rules for Life: An Antidote to Chaos adlı kitabı Ocak 2018'de piyasaya çıkacak olan Peterson'un Maps of Meaning: The Architecture of Belief  adlı bir kitabı da mevcut. Jordan Peterson'un Türkçe çevirilerini burada Jordan Peterson Türkçe etiketinden takip edebilirsiniz.

Senden hoşlanıyorum ama ilişkiye hazır değilim

Bugün Ekşi Sözlükte gördüm bu başlığı. Şöyle demiş yazar :

“Beğendiğim kız bana bunu dedi … bu kızları anlayamadım ki beğeniyorum seviyorum onlar beni beğenmiyor ben sevmiyorum onlar seviyor. :(“

Burada kızımızın genç arkadaşımızın hayal kırıklığından, oğlumuzla ilişki yerine fuckbuddy takılalım demediğini, klasik olarak arkadaşımızı hem ilişkiden hem de seksten alıkoyduğunu varsayıyoruz. Aklımıza Tomossi’nin 3. Demirden Kanunu geldi :

“Seninle seks yapmayı erteleyen, ya da seninle seks yapmayı ertelediğini ima eden kadınla seks yapmak HİÇBİR ZAMAN beklemeye değmez ( bir fahişeyle yatmak daha iyi bir alternatiftir).”

Bir kadın seni seks için bekletiyorsa, sen o kadının ilk önceliği değilsindir. Seks, kadın – erkek arasında birden alevlenen kimyasal bir reaksiyondur, pazarlıkla alınan ve verilen birşey değildir. Önce seks, sonra ilişki olmalıdır. Bunun tersi olmaz. Seninle seks yapmak isteyen bir kadın, bir yolunu bulup seninle seks yapar. Ülkenin bir ucundan bir ucuna uçması, tel örgülerin altından sürünmesi, senin odana tırmanması gerekse bile gelir ve seninle seks yapar, karın geldiğinde dolapta sessizce uygun bir anda sıvışmayı bekler. Sana biraz zamana ihtiyacı olduğunu, ancak biraz ısındıktan sonra seninle seks yapabileceğini söyleyen kız, doğru zaman, doğru mekan ve doğru alfayla karşılaştığında, o alfaya daha tanıştığı saatte verir.

Kızımızın bu lafı söylemesinin birçok sebebi olabilir. Ama temel sebep, oğlumuzdan yeteri kadar hoşlanmaması ya da oğlumuzdan daha iyisini, kısa sürede bulabileceğini düşünerek oğlumuzu kenarda bekletmek istemesidir. Hipergami sağolsun. Bu durumda bu daha iyisi halihazırda kızımızın radarında olabilir ama bu daha iyi erkek kızımıza henüz yüzvermiyor olabilir. Kadınlar, tabak çevirme uzmanıdır, bu klasik kadın tabak çevirmesi durumudur.

Burada olan olay basitçe  şudur : “arkadaş kalalım”. Şimdi kimse kimseyle çıkmak zorunda değil ve bir kadın illa hoşlanıyor diye biriyle olmak zorunda da değil. Fakat bir erkekten gerçekten hoşlanan kadın, böyle birşey söylemez.

Sonuçta bu cümlede kafa karıştıracak birşey yok. Bunu bir Ekşi yazarı tam olarak doğru belirtmiş:

tr: senden hoşlanmıyorum, ilişkiye hazırım ama başkasıyla.

Kadınlar erkekler gibi direk, kelime anlamlarını ima ederek iletişim kurmazlar. Genelde ne demek istedikleri söylediklerinden değil, nasıl ve ne zaman söylediklerinden çıkarılabilir.

Kadınlarda rekabet stresi (erkeği başka bir kadına kaptırma korkusu) çok güçlüdür ve Ekşi’de bir yazar bu konuyu şöyle yakalamış :

meriçlerin sıklıkla duyduğu laf. evet gençler kız sizi gerçekten sevseydi zaten başkasına kaptırmaktan korkardı. yalancı şeytanı siktir edip sıradakine geçin.

Evet, aklın yolu bir. Bu lafı duyan arkadaşımıza bizim de tavsiyemiz, bu kızımızı hemen radardan çıkarması ve başka maçlara odaklanması. Arkadaşımız henüz tabak çevirmiyorsa, ki bu müzmin beta serzenişini tabak çeviren biri yazmaz, tabak çevirmeye başlaması gereklidir. Zaten arkadaşın tabak çevirmediği ya da başka kızlara yürümediği her hücresinden kızımıza bağırıyor olmalı ki kızımızda rekabet stresinin zerresi yok.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz. Youtube, Spotify ve Patreon kanallarımızı da takip etmeyi unutmayın.

 

Bahaneler

Reddedilmek, pişman olmaktan daha iyidir.

Kadınlarla başarılı olmanın en önemli ve zor ayağı, reddedilme korkusunu yenmek. Bu o kadar güçlü bir korku ki, erkeklerin önemli bir kısmı, reddedilmelerine neden olacak şekilde kadınlarla etkileşime girmek yerine, bu tür etkileşimlerden kendilerini azat edecek “bahane”ler geliştiriyorlar. Bu bahaneler, reddedilme senaryolarını azaltsa da, bu erkekleri reddedilmeyecekleri etkileşimleri de engellediğinden, birçok erkeği yanlız bırakıyor. Bahane geliştirmek sadece erkeklere mahsus değil tabii – kadınlar da reddedilmeye karşı bir sürü bahane kullanıyor. Fakat kadın – erkek ilişkilerinde, ilk adımı atması beklenen / gereken erkek olduğu için, bahaneler, erkeklere çok daha büyük zarar veriyor.

Ortalama bir müzmin betanın abazan olmasının en önemli nedeni, adı Ryan, soyadı Gosling değilse, yürüdüğü kızların çoğundan hayır cevabı alacağıdır. Kızlarla başarılı adamlar için de durumun bu olduğunu, bu adamların en önemli artılarından birinin yeterince sayıda kıza yürümeleri olduğunu bilmez. Ortalama meriç, birçok kadına paralel yazacağına, bir kadına aylarca yazar. Bütün bu saçmalığın temel nedeni ise, ortalama meriçin reddedilme korkusunun esiri olmasıdır.

Erkeklerin, reddedilme korkusu nedeniyle geliştirdikleri en genel bahaneler aşağıdalar. Bunları neden yaptığınızın farkına varıp, kabuğunuzdan çıkarsanız, reddedilme korkusu ile yüzleşirseniz, kadınlarla başarılı olma yolunda 80% yol almış olursunuz.

Uzak Mesafe İlişkisi (UMİ) – “Cinsellik ihtiyaçlarını hibernate ederek karşı tarafın varlığıyla avunma durumu” diye çok güzel açıklanan UMİ, erkeğin yeniden flört arenasına dönüp kendini reddedilmeye maruz bırakması yerine kendini avuttuğu sıkla kullanılan bir bahanedir.

Arkadaşı Oynamak – “Arkadaş” kalalım, kadınların çok kullandığı ve direk reddetmekten daha insaflı sandığı bir reddetme biçimi. İşin kötüsü, ilişkiler konusunda tecrübesiz bir erkek, için için bunun reddedilme olduğunu bilse de, yine arenaya çıkıp reddedilme korkusunu yenerek ilişki aramak yerine, bu arkadaş kalma oyununa dahil olur genelde. Bu bahaneyi ise kafasında “eğer çevresinde kalırsam, arkadaşı oynarsam, bir gün benim erkek arkadaş olarak değerimi anlar ve bana varır” diye meşrulaştırır. Oysa büyük düşünür Jordan B. Peterson’ın dediği gibi arkadaş kalalım demek, “her ne kadar senin ‘kaybeden’ genlerini gelecek nesle aktarmak iyi bir fikir olmasa da, sen iyi bir insansın o nedenle kal kenarda” demektir.

Mesajlaşma, Facebook vs. – Uzun uzun telefon konuşmasını da aslında bu kategoriye koymak lazım. Günümüz müzmin betası, mesajlaşma bahanesiyle hem yataya geçmeye çalıştığı hatunla sürekli bağlantıda olur (ki bu kendi başına bir hata) hem de onunla yüzyüze gelerek ya da fiziksel temasa geçerek alabileceği “hayır”dan kaçınır. “Hayır” cevabını okumak surata “hayır” tokatı yemekten daha kolaydır. Teknolojiden kaçış yok. Tabii ki mesajlaşmak bir iletişim yöntemi. Ama mesajlaşmak iletişimin asıl kısmı ise, reddedilme tamponudur.

Porno– Cinsel tatmini gerçek fiziksel temasta aramak, gidip dışarda reddedilmeyi göze almak demek. Cinsel tatmini porno ile sağlamak daha kolay ama belgelenmiş bir yararı olmadığı gibi, aşırıya kaçıldığında (ki günümüzde ortalama müzmin betanın ortalama porno izleme oranı aşırı ötesi) zararları (ereksiyon problemi, sosyal izolasyon, gerçek ilişki kuramama, vs.) belgeli bir olay.

Özel bir kadın– Bir kadını, özel sanmak ve ona takılıp kalmak da aslında, reddedilme korkusuna karşı geliştirilen bahanedir. Bu konuya En büyük hata : O çok özel kadının peşinde koşup durmak yazımızda değindik.

Tecrübe acımasız bir öğretmendir ama en iyi öğretmendir. Bir erkeğin bir kadından red cevabı alması, kadın bunu ne kadar medeni yaparsa yapsın zor hazmedilir birşeydir. Bir de Türkiye’de kadınların bu konuda burnunu havaya kaldıran önemli miktarda abazan olduğundan, Türk Kadını bu reddedişi genelde acımasızca yapar. Fakat gerçek bir erkek, reddedilmenin kadın – erkek ilişkilerinin önemli bir parçası olduğunu kabul etmek zorundadır. Bir kadın ile bir erkek arasında cinsel ilişki olup olmayacağına, kadın karar verir. Bu biyolojik bir gerçektir. Erkeğin biyolojik olarak yapması gereken, kendi kriterlerine uyan kadınların, kendisine işaret gönderenlerine yürümesidir.

Bu arada, reddedilmeyi kabul etmek demek, reddeden hatuna yapışıp, hayırdan anlamayan bir mala dönüşmek demek değildir. Bir erkek, bir kadına kendisini kabul etme şansını bir kere vermeli, hayırı alır almaz o kadını (kendi radara bir daha girmek istediği durumlar hariç) radardan çıkarmalıdır.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz. Youtube, Spotify ve Patreon kanallarımızı da takip etmeyi unutmayın.

Rollo Tomassi : Kırmızı Hap camiasının en önemli figürlerinden biri olan Rollo Tomassi'nin The Rational Male kitabı her erkeğin okuması gereken başucu eseri. Oldukça popüler olan The Rational Male bloğunun da sahibi de olan Rollo, The Rational Male - Preventive Medicine (Volume 2) ve The Rational Male - Positive Masculinity: Positive Masculinity (Volume 3) adlı kitapları ile ilk kitabındaki fikirleri daha da geliştirdi. Rollo Tomassi'yi burada Rollo Tomassi etiketinde de takip edebilirsiniz.