Zamanında olmadıktan sonra olmuyor

Ödeyeceğin bedeli seç yazısında Heaven rumuzlu okur şöyle bir şey yazmış :

Yalnız şöyle de bir durum var ki abi, bazı şeyler zamanında olmadıktan sonra olmuyor. Hani bu hatunculuk işlerine 10 yaşlarında başlamış adamla, 25 yaşında başlamış adam nasıl aynı olamayacaksa; hayatta bedellerini erkenden seçip ödemeye başlamış adamla, bazı şeyler geçip gittikten sonra bir yola girmeye çalışan adamın da asla aynı olamayacağını düşünüyorum. Bu sebeple de abi, kırmızı hap felsefesinde bir paradoks olduğunu düşünmeye başladım. Benim gözlemlerime göre erkeklerin çoğu, bu felsefe ile karşılaştığında iş zaten işten geçmiş oluyor. İş yapanlar, erkek gibi erkek olabilenler ise, atı çocuk yaşta aldığı için Üsküdar’ı da çoktan geçenler oluyor.

Bu arabesk kafa Türkiye’de çok yaygın aslına bakarsanız İngilizce’de duyduğumu hatırlamadığım bir kafa.

X yaşında başlayan ile Y yaşında başlayan aynı olmayacaktı.

Bu laf dünyanın en beyinsiz laflarından biri bence. Ayrıca da inanılmaz boş. Erkeklerin 90%ının hiç bir işe hiçbir yaşta başlamadığı ve tam tersi enerjilerinin başarısız olmaya harcadıkları bu dünyada, senden 15 yıl önce başlayan tepe binde birde olsun, 10 yıl önce başlayan %1de olsun sen de 10%’da ol ne olacak? Bu kadar başlamayan varken başlayan herkese az çok ekmek var, sabırla devam edene iyi ekmek var.

Bu akılsız laf genelde başlamamaya bahane arayanların kafasında zaten. İstersen 40ında başla, yine tepe 10%ye girersin. Bu soya oğlanlarının, koltuk patateslerinin, ayakta uyuyanların dünyasında tepeye çıkma çıtası yüksek değil.

Ha tepeye 10%ye çıkıp hala tepe binde bire bakıp içlenen adam duble akılsızdır. Bu cebinde 200 milyon olup da Bill Gates kadar zengin olamadım diye hayıflanmaya benzer. Zaten bu kafa da cebinde 200 lira olup da onu arttırmak için adım atmayacakların olacağını sandığı şeydir.

Benim gözlemlerime göre erkeklerin çoğu, bu felsefe ile karşılaştığında iş zaten işten geçmiş oluyor. İş yapanlar, erkek gibi erkek olabilenler ise, atı çocuk yaşta aldığı için Üsküdar’ı da çoktan geçenler oluyor.

Kırmızı hap forumlarında KH ile 50 yaşında boşandıktan sonra karşılaşıp tabak çevirip hayatına bakanlar var, sen iş işten geçti sanmaya devam et.

Bu kafa, insanı olduğu yerde tutma programının bir parçası. Sen istatistiki olarak bunu takip edeceksin ve hayat boyu potansiyelinin altında kalacaksın. Muhtemelen olacak bu. Buraları okuyan çoğu erkek de aynı şekilde.

Siz bilirsiniz. Hayat sizin, siz hayatınızı daha iyiye götürmeye değmez kafasında iseniz, ne benim ne de bir başkasının sizin o yönden döndürmeye çaba harcamasına değmez. Bir insan bugün 2,000 TL kazanıyorsa ve bu adama 10,000 TL kazanmanın yollarını gösterdiğinde bu adam “aman babasının cebine 50,000 TL koyduğu adamla asla boy ölçüşemem neye yarar” diyorsa, 8 bin TL fark hayatında fark yaratmaz sanıyorsa, o insana yardım edilemez, etmeye çalışmaya değmez. Her şeyden önce bu kafada olmayan azınlığa el atmak daha verimli ve onlara zaten yetecek zaman yok.

Şu X yaşında başlayan ile Y yaşında başlayan aynı olmayacaktır kafasındaki adamlara acıyorum ama dediğim gibi vakit yok. Kafalarındaki bilgisizliğe dayalı bu aptallıktan kurtulmak kendi görevleri. Bilgisizlik diyorum zira hayata önde başlayanların ne kadar az olduklarının farkında değildir. Örneğin Türkiye’de erkeklerin sadece binde 17’si dolar milyoneri ama “zengin olacan hacı” diyen adamlarla azıcık konuşsan Türkiye’de zengin erkeklerden kendilerine kız kalmayacağını sandıklarını anlarsın. Bu da aynı hesap.

Bu şekilde konuşanlarda yengeç zihniyeti de aşırı şekilde mevcuttur. Yorumlarda muhtemelen örneği görülecektir.

Sevgilisinin giyimine karışan erkek

Okur Simone sormuş :

hocam kıskançlık konusunda ne düşünüyorsunuz? dozu nasıl ayarlamalı? giydiği kıyafetlere falan karışmak hakkında görüşlerinizi merak ediyorum.

Çok sorulan bir soru bu. Bunu sıklıkla “abi kız arkadaşım bana giyimime karışamazsın dedi neyleyim?” gibi ileri evrelerde soranlar da var.

Bu soruyu soran adamlarla biraz konuşursanız, %90’ında sorunun aslında çok daha derinlere ve öncelere gittiğini görürsünüz. Eğer şimdi bahsedeceğim daha önemli hatayı yapmasalardı, %90’ının bu soruyu sormak zorunda kalmayacağını anlarsınız.

Çoğu erkek, ilişki içinde olmayı hayatının en önemli amacı yapmış olmasına rağmen, ya da aslında muhtemelen bu nedenden dolayı, ilişkiye gireceği kadını seçmeyi yeteri kadar ciddiye almıyor. Aslına bakarsanız çoğu erkek için ilişki kriteri, “yeterince güzel bir kadın bana ilgi gösterdi, ben kimim ki daha fazlasını sorgulamaya hakkım olsun” diye özetlenebilecek basit bir şey.

Bu sitede sıklıkla dile getirdiğim ve en “akıl almayan” ve muhalefetle karşı konulan şeylerden biri de, bir kızla ilişkinin ilk 3 – 4 ayının onu değerlendirme ayları olması gerekliliği. İlk 3 – 4 ayda bu kız benim düşünce ve değerlerimle paralel mi, ilişki materyali mi diye değerlendirme sürecinde olmanız, gereğinden fazla yatırım yapmamanız ve eğer kız testi geçemez ise bırakmaya hazır olmanız lazım. Günümüz feminize edilmiş dünyasında bu lafı duyan çoğu erkeğin kafasında “yeterince güzel bir kız bana ilgi göstermiş, ben ne kadar “şanslı” olduğuma şükrediyorum sen bana kızı test et diyorsun moruk” lafı beliriyor. Yokluktan ilişkiye sarılmak sizin tercihiniz ama sonra gelip de yakınmayın. Sizin beğendiğiniz ve sizi beğenen hatunun sizinle uyumlu olma ihtimali, olmama ihtimalinden daha düşük iken test etmeden atladığınız, hemen sevgilim hayatım moduna girdiğiniz, “şanslı” olduğunuz ilişkide size bol şans.

Her neyse, bu meşhur giydiğine karışma haltının başınıza gelme sebebi de çoğunlukla bu probleme bağlı. Bazı çok kıskanç (ki kendine güvensizlik göstergesidir) adamları bir kenara bırakırsak her erkeğin  tolere edebildiği bir giyim tarzı vardır. Ben mesela kafa olarak muhafazakarlıktan çok uzağım ve kız arkadaşlarım da hep öyle oldu ama benim kız arkadaşımda normal karşıladığım giyimi başkası çok açık bulabilir. Ama bu kız arkadaşım dediğiniz kız ilk 3 – 4 ay farklı giyinip sonra açılıp saçılmıyor. Eğer 3 – 4 aylık değerlendirme sürecinde kızın giyimi sizi rahatsız ediyorsa ve bu sürecin test olduğunu göz ardı etmezseniz bundan olmaz deyip bırakacaktınız. Fakat siz muhtemelen, cicim aylarında söylemeye cesaret edemediniz ve artık bu giyimi ciddi problem yaratmaya başladı.

Bu konuda iki aşırı uç var. Biri aşırı tutucu, kızcağız omzunu açsa “dışarı sinyal veriyor” diye kafayı yiyen uç. Diğeri de “ya rahatım boşver ne giyerse giysin” diyen uç. Ben bu konuda ortanın birçoğuna göre rahat tarafındayım. Yalnız şu gerçeği unutmam, siz de unutmayın, giyim  bir kadının dışarıya “uygunluk” sinyali vermek için kullanabileceği bir araçtır. Bu, kadın her giydiğiyle sinyal verir anlamına gelmez ama böyle bir sinyal vardır. Bu konuda makul olan nedir sorusuna kolay bir cevap yok gibi ama bence bunun cevabı şu :

Kızın kız arkadaşınız olmadan önce ve ilk 3 – 4 ayda baz giyinimi sizi rahatsız etmiyorsa, o giyimden rahatsız edici şekilde açılması muhtemelen sinyaldir.

Yanlış anlamayın, bazı bariz sinyaller vardır tabii. Kukunun altında 1 cm kıç yanağı gösteren şort, iki memenin ortasına inen dekolte, yoga pant ile ya da sütyensiz dışarı çıkmak, vs … Ama bunlar haricinde eğer ilk 3 – 4 ayı değerlendirme ayları sayarsanız ve kızın giyimi sizi rahatsız ediyorsa, kıza karışmanıza gerek yok. Kızı bırakıp gidin. Zaten bu soruları soran adamların çoğunun kız arkadaşım dediği 1 – 2 aydır beraber oldukları kız.

Burada çerçeve kavramını bir daha hatırlatalım. Sizin ilk 3 – 4 ayda kızı test ederken baktığınız şeylerden biri de kızın sorunsuzca sizin çerçevenize girip girmediği. Bazı erkekler maskülen – alfa davranışı kızı zorla kendi çerçevesine sokmaya çalışmak sanıyor. Eğer maskülen ve yüksek değer gösteren bir erkekseniz elbette ki bir kız sizin çerçevenize girmeye, soya oğlan çocuğunun çerçevesine girmekten çok daha fazla istekli olacaktır ama bir kızın sizin çerçevenizi reddetmesine verilecek alfa tepki, kızı bırakıp ağı başka sulara atmaktır.

Türk Kızı

Bu soruları soran arkadaşlarla ilgili merak ettiğim bir konu var : Türkiye’de giyimine karışmanız gereken kızı nereden buluyorsunuz? Türk kızı ya da aslında dünya kızları çoğunlukla “erkek arkadaşım olsun da isterse beni kısıtlasın” (bunun da bokunun çıkabileceği bir nokta var elbet) modunda insanlar. Tekrar soruyorum siz bu kızları nereden buluyorsunuz?

20 yıldır ilişkiler dünyasındayım, bunun ilk yarısını da mavi mavi masmavi bir kafayla geçirdim ve 20 senede sevgilim diyebileceğim 10dan fazla hatun olmuştur. Bunlardan giyimimini bana göre düzeltmeyeni olmadı. Bu kızların hepsi de kafa ve aile olarak muhafazakarlıktan uzak kızlardı (bazıları yabancı idi). Türk kadını sana sevgili olarak ilgili ise zaten çaktırmamaya çalışarak senin tolerans seviyesini kendisi bulur.

Örneğin üniversitede o zamanki kız arkadaşım ile dışarı çıkacağımız birgün onu okuduğu İstanbul üniversitesi civarında yurdundan aldım. Kızcağız aşağı indiğinde elinde bir şal vardı. “Mahmut omuzlarım çok açıksa bu şalı takayım mı?” diye sordu ben de gerek yok deyince geri odasına bırakmıştı. Bu kızlayken gayet betaydım ama en azından bazı kriterlerim vardı. Şimdiki kız arkadaşım giyim konusunda ağzımı açmamama rağmen başlarda giyeceği şeyleri bana soruyordu. Mesela üniversitenin ilk yılında benden hoşlanan güzel bir kız vardı bölümde, giyimi çok açık diye istememiştim. Vs … vs … Ki tekrar ediyorum, kafa olarak liberal bir adamım.

Gerçekten bazı yorumları okurken “siz bu kızları nereden buluyorsunuz?” lafı çok aklımdan geçiyor. İnstagramda 1000 takipçinin altında takipçisi olmayan kırmızı alarm manyağı hatunlara mı yürüyorsunuz?

Bana karışamazsın

Bu ilk 3 – 4 aylık test süresi mantığını takip edip gerekirse kızı bırakacak güce sahipseniz 90% bu sorunla karşılaşmazsınız. Ama tabii sonradan açılıp saçılan ve karıştığınızda size kafa tutan kıza karşı ne yapacaksınız?

Öncelikle ultimatom vermeyin. Bunu sürekli tekrarlamak gerekiyor ama ultimatom vermeyin derken ağzınızı açmayın demiyorum. Öncelikle kızın normalde bir bakışınızla bunu anlaması lazım (bu dediğim size yabancı ise, hayatınızda kızın sizin gözlerinizdeki ifadeye bakıp kendini düzelttiği böyle normal bir ilişki yaşayamamış iseniz sizin çok daha temel bir probleminiz var). Eğer bu olmuyorsa, kızı bir kere “bu giyimin çok açık” diye uyarın. Ultimatom, bir daha böyle giyinirsen şu şu olur diye tehdit etmektir. Eğer bir daha öyle giyinirse ne yapacaksanız, onu bir daha öyle giyinirse YAPIN! Söylemeyin, tehdit etmeyin. Çoğunuz zaten tehdit ediyorsunuz ama bir daha olursa yapamayıp küçük düşüyorsunuz. Ne yapalım diye bana sormayın, bir daha böyle giyinirsen şunu yaparım diye aklınızdan geçen şeyi söylemeyin yapın.

Bu tavsiyeyi pasif – agresif tepki olarak algılayıp uygulayanınız çıkacaktır. Yani kıza ultimatom vermeyip bütün gün başka hırlıklar çıkarıp kızın anlamasını bekleyen olacaktır. Bundan bahsetmiyoruz. Mesela kızı almaya gittiniz, kız çok açık giyinmiş olarak geldi. Bakışınızdan da çakmadı. Kıza “bu kıyafet çok açık” dediniz. Kız kendiliğinden çıkıp üstünü değiştirmedi. Ağzınızı kapatıp bütün gece somurtmanızı ve trip atmanızı tavsiye etmiyorum. “Üzgünüm, bu kıyafetle çıkacaksan beraber çıkmıyoruz” diye kızı orada kibarca bırakıp gitmenizden bahsediyorum. Eğer kızla evinden uzakta buluştuysanız, kız geri dönüp üstünü değiştiremez tabii. O zaman da kafanıza takmayıp geceyi normal geçireceksiniz, yapacak bir şey yok ama bir daha olursa o otobüs durağında bırakıp gidin.

Bu süreçte kızın ağzından “bana karışamazsın” lafını duyarsanız, rahat olun. Kız haklı, ona karışamazsınız. İstediğini giyer, istediğini yapar. Kızı terk edeceksiniz o nedenle de rahat olun. “Haklısın sana karışamam” deyin (içinizden ya da kıza) ve düşünün, bu lafı duyduğunuz hatun ile beraber devam etseniz ne olacak?

Bu shit test mi diye soran var? Shit test ama tehlikeli bir shit test, yani kadının erkeği artık çok daha az önemsediği için kaybetmeyi pek önemsemeden yüksek perdeden yaptığı shit testlerden.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

Ödeyeceğin bedeli seç

Allah’ın Aslanı rumuzlu okuyucu sormuş :

Selam Mahmut abi, uygun yazinin bu oldugunu düsündüm.

Gecici olarak günde 8 saat calismaya basladim ve vaktin cok kisitli oldugunu daha iyi farkettim. Acikcasi isten sonra kalan az vakti insan ister istemez iyi degerlendirmeye sartliyor vakit az oldugundan. Yalniz su var, ömür boyu günde 8 saat calisacagimi düsününce iliskiler konusunda ugras vermenin, spora gidip vakit ayirmanin degecek bir sey oldugu konusunda süpheye düsüyorum. Spor günde en fazla 1.5 saatini alabilir diyebilirsin ama o 1.5 saat bile cok degerli oluyor kisitli sürenin icinde. Isten yorgun argin geldikten sonra ayaklarimi uzatip birami yudumlarken keyif yapmak varken neden spor salonunda demirlerin icinde mücadele etmeliyim? Sunu sordum diye senden firca da yiyebilirim ama bilemiyorum. Belki mgtow olanlar hakli …

Bu ciddi bir konu ve çok sık içine düşülen bir yanılgı. Forumlarda görüyorsunuz, kadın – erkek ilişkileri ile ilgili ne tartışılırsa tartışılsın, daha 3 – 5 yorum geçmeden biri çıkıp “ya hacı kadınlardan uzak durun, derdiniz tasanız olmaz” diyor. Bazı açılardan doğru gibi görünen bir önerme bu. Mesela çalışma olayını düşünelim.

Gerçekten MGTOW yaşarsanız kendinize bakmak için çok çalışmanıza gerek yok. O zaman neden olmasın?

Çoğunuzun anlamadığı nokta, hangi yolu seçerseniz seçin bir bedel ödeyecek olduğunuz. MGTOW seçseniz de bedel ödeyeceksiniz, evlenseniz de. Spor salonuna gitmeyi seçseniz de bedel ödeyeceksiniz, biranızı yudumlayıp yan gelip yatmayı seçseniz de.

Bana bazen kırmızı hap – mavi hap kavramları, aslında bedensel ve duygusal olarak yetişkin erkek ile oğlan çocuğu ayrımına bizim bulduğumuz cafcaflı tanımlar gibi görünüyorlar. Yetişkin bir erkek olarak hayatta ne yöne giderseniz gidin bir bedel ödeyeceğinizi bilmeniz lazım. Bedel ödememeyi, fedakarlık yapmamayı seçemeyeceğinizi, sadece ödeyeceğiniz bedeli ve yapacağınız fedakarlığı seçme lüksünüz olduğunuz bilmeniz lazım. Evet tekrar ediyorum bunu kafanıza sokun :

Gitmeyi seçeceğiniz her yönün gerektirdiği bir bedel ve fedakarlık var. Fedakarlık yapmamayı seçemezsiniz, sadece gideceğiniz yönü ve yapacağınız fedakarlığı seçebilirsiniz.

MGTOW olurum hacı, karı – kız yok rahat rahat yaşarım diyenler – ki genellikle bu konuda konuşacak zerre tecrübesi ve bilgisi olmayan 25 yaş altı oğlan çocuklarıdır kendileri -o yolun da bir bedeli olmadığını sanıyorlar. O bedeli bilseler çoğu göze bile alamaz. Bir laf vardır : herkes aslan olmak ister ta ki iş aslanın aslan olmak için yaptığı şeyleri yapmak zorunda kalana kadar!

İlişkilerden ve kadınlardan uzak durmanın yanlızlık, biyolojik üreme dürtülerine sürekli karşı gelmek zorunda olmak, hayatın en temel ihtiyaç ve güzel zevklerinden biri olan sekstten mahrum kalmak, vs … gibi bedelleri var. Kadın – erkek birbirlerinden farklı ama birbirleri ile uyum içinde olurlarsa oldukça doyurucu bir yaşam kurabilecek varlıklar, bu ihtimali çöpe atmak var. Bakın ben arkadaş çevremde çocuk yapmaktan ve evlilikten en uzak adamdım ve çocuğum olduktan sonra bile söyleyebilirim, çocuksuz da olabilirdim. Ama çocuk hayata büyük renk katabiliyor, bundan mahrum kalmak var.

Spor evet bedel ister ama koltuk patatesi olarak yaşamanın da sana kalp damar hastalıkları gibi bir ton bedeli var. Bugün toplum oldukça stabil diye bu lüksü sürdürebileceğini sanarsın ama yarın dünya tepek taklak olduğunda ilk sen gidersin mesela. Ben biraz kafa olarak buna müsaitim ama her uygarlığın yıkıldığı kıyamet filmi izlediğimde aklıma gelir : lan şimdi burada ne kadar şeker hastası varsa ilaç bulamadığında komaya girip ölecek!

Mavi haplıyken kırmızı hap gören çoğu erkeğin MGTOW ile flört etme nedenlerinden biri de bence budur. Fişe takılı oğlanın mavi haplı aşk, oneitis, bekleyeyim gelecek, vs … peri masallarına bakarsanız, hepsi bedelsiz (performans yükü olmadan elde edilen idealize aşk) pembe düşler. Bu çocukların yetişkinliğe adım atmak yerine bedelsiz yollar araması ve bedelsiz sandıkları MGTOWa yönelmeleri şaşırtıcı değil.

Kısacası, seçtiğiniz yolda bedel / fedakarlık göremiyorsanız, henüz seçim yapacak olgunluğa sahip olmayan saf birisiniz demektir. Her yolun artıları ve eksileri vardır. Seçtiğiniz yolun da arkanızda bıraktığınız yolun da hem getirilerini hem de götürülerini tartın. Bundan sonra MGTOW da seçseniz  evlilik de seçseniz, gözü kapalı seçim yapan ve hayal dünyasında yaşayan oğlan çocuklarına göre daha iyi bir hayat yaşarsınız.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

Sevgili varken tabak çevirmeye kalkmak

Kyder rumuzlu okuyucu şunu göndermiş :

Mamut abi başıma çok trajikomik bir olay geldi anlatayım da herkez önlemini alsın.

Benim normalde bir kız arkadaşım vardı fakat tabak tabaktır diyerek konserde gördüğüm güzel bir kıza set açtım. Başarılı da oldum. Numara aldım, kızı omuzuma bindirdim. Her şey efsane gidiyordu. 2 gün sonra öğlen kızı aradım kız açmadı. Akşam kız whatsapdan yazdı ki ben açamadım dersteydim falan dedi. Meşguliyetten 2-3saat sonra kıza cevap verdim her şey güzel konuştuk güldük eğlendik. Hatta date bile ayarladık.

Bu olaylardan 45dk sonra sevgilimden mesaj geldi. Bana anlatmak istediğin bir şey var mı diye?Ben ne olduğunu anlayamadım ama kız bir şekilde öğrenmişti. Bana whatsaptan konserdeki kızla olan fotoğrafı(çekildiğinden haberim bile yok) ve kızla olan konuşmalarımın ekran görüntülerini attı.Sonra bir arkadaş vasıtasıyla öğrendik ki konserdeki kız benle olan konuşmalarını ve fotoğrafı bir wp gurubuna atmış “Ben bu çocukla konuşuyorum nasıl çocuk kızlar?” babında ordan da benim manitanın(artık eski manitanın) arkadaşın arkadaşı mı ne görmüş. O da beni biliyormuş.Vesselam bu bizim kıza ulaşmış.Konserdeki kız da gitti eldeki manita da.Bir topla iki gol yedik…

Anladım ki eğer sıçtıysak durumu kurtaymaya çalışmak yerine evet böyle oldu diyerek en azından konserdeki kızı kurtarabiliriz.

Bazı tedirginliklerim var mahmut abi şimdi hangi kıza yürüsem bir şekilde bu olayı öğrenecekmiş gibi geliyor.Kız whatsap gurupları gözümü korkutuyor.

Bu yazının başlığı, arkadaşın bana attığı e-postanın başlığı değil. Arkadaş tabakların çatışması demiş ama o yanlış bir başlık. Burada tabaklar yok, kız arkadaş ve tabak var. Arkadaş bizim Tabak çevirme ile ilgili yanlış anlamalar okumamış anlaşılan ki soruyor :

Tabak çevirmek ve aldatmak

“Abi tabak çevirme yazılarını okudum ve tavsiyene uyacağım. Kız arkadaşıma yakalanmadan nasıl tabak çeviririm biraz tüyo versene …” Ya da “abi tavsiyen güzel de şimdi kız arkadaşım var vicdanen ona bunu yapamıyorum. Bana bir yol göster”.

Ben bütün o yazıları çevirdiğim için her kelimesini okudum. Rollo Tomassi ve bu sitede biz tabak çevirin derken kız arkadaşınızı ya da karınızı aldatın tavsiyesi vermiyoruz. Tabak çevirmek, uzun süreli ilişkiye alternatiftir, paralelinde yapılacak bir şey değildir. Ha hiç mi şeytana uymadık. Uyduk bazen ama bu aktif arayarak yaptığımız ya da övündüğümüz hele hele tavsiye edeceğimiz bir şey değil.

Eğer ilişkiden memnun değilseniz, ilişkiyi bitirin ve tabak çevirin. Paralelinde çevirmeyin. Bunun tek istisnası, karısı kendisi ile seks yapmayan amcalardır. Onlar çevirmeyip ne yapsın?

Bazı tedirginliklerim var mahmut abi şimdi hangi kıza yürüsem bir şekilde bu olayı öğrenecekmiş gibi geliyor. Kız whatsap gurupları gözümü korkutuyor.

Olur tabii kız arkadaşım dediğin kızı aldatıyorsun. Eğer sadece tabak çevirsen tedirgin olmazdın zira kimseye bir bağ sözün yok. Bu arada tabak çevirmeyi kız arkadaşına / karısına korku oyunu olarak kullanmaya kalkacak arkadaşlar, çoğunlukla burada olduğu gibi terk edilirsiniz.

No More Mr. Nice Guy yazarı Dr. Robert Glover ile yayın çevirisi

Richard Cooper’ın Dr. Shawn Smith ile hazırladığı Before The Train Wreck serisine bu hafta No More Mr. Nice Guy kitabının yazarı Dr. Robert Glover katıldı.

Dr. Robert Glover : İlişki (dating) insanoğlunun DNA’sında olmayan bir şey. Çıkmak, flört etmek hatta uzun süreli tek eşli ilişki bile DNA’mızda yok. Romantik ilişki Batı toplumunda son birkaç yüzyıldır varolan bir şey. Doğu kültüründe bu yok, hala görücü usulü evlilik var.

Olay şu ki genç erkekler olarak bize nasıl ilişki yaşayacağımız öğretilmiyor. Bunu bize babalarımız öğretmiyor o zaman kimden öğreneceğiz? Ama kendi kimliğimizi kız arkadaşımız olup olmadığına bağlıyoruz. Ve birden bire Dünya üzerindeki tüm kadınlar  – en azından çekici bulduğumuz kadınlar – bizim sevilebilir bir kişi olup olmadığımıza karar veren kişiler haline geldi. “Eğer kız arkadaşımız yoksa o kadar da sevilebilecek biri değiliz demek ki.” Eğer kız arkadaşımız varsa, onun kötü davranışlarına katlanmalıyız zira onu kaybedersek bu bizim sevilemez biri olduğumuzu ispatlar.

Burada tarumar olmuş bir işletim sistemimiz var ve ben normal bir insan mıyım sorusuna tamamen benim bir kadını hayatıma çekip çekememem üzerinden karar veriyor. Dışarı çıkıp tanımadığımız kadınları etkilemek bizim DNA’mızda olmadığı ve bize de bunu yapmayı öğreten kimse olmadığı için temel olarak içinde kazanan olamayacağımız bir paradigma yaratıyoruz.

“Eğer kız arkadaşım yoksa sevilebilir biri değilim ama sevilebilir biri değilsem nasıl kız arkadaş edineceğim?” Bu döngü insanı dibe çeken bir sarmal haline gelebilir.

Richard Cooper : Bir erkek bu problemden nasıl kaçınabilir? Rollo’nun dediği gibi kendilerini zihin merkezlerine koyarak mı?

Dr. Robert Glover : Bunu “ben ben ben” diye içselleştiremezsin. Danışmanlık yaptığım ve kadınlarla bağlantı problemi olan birçok erkeğin en büyük problemlerinden biri sürekli kendi kafalarının içinde olmaları. Sürekli “aptal gibi mi görüneceğim, aptalca bir şey yapar mıyım, bunu yanlış yapıyor muyum, reddedilecek miyim, benden hoşlandı mı, …” diye düşünüyorlar.

Shawn bu konuda ek şeyler söyleyebilir ama bu erkeklere terapi yardımcı olabilir. Bir yöntem bu. Olduğumuz gibi kabul gördüğümüz gruplar bulmak ve buralarda onaylanmak olabilir. Biliyorsunuz “ben normalim” demek ve onay için kadınlara ihtiyaç duymamak. Hepimiz biliyoruz ki kadının hakkımızdaki düşüncesi kendi ruh haline göre değişir ve özdeğer için değişken ruh halinde birinin onayına ihtiyaç duymak gerçekten çok sallantılı bir hayat demek.

Dr. Shawn Smith : Richard, ikimizin sıklıkla karşılaştığı şeylerden biri de problemleri ile ilgili bizi arayan erkeklere “tamam da senin hayatında misyonun, hedefin ne?” diye sorduğumuzda, bu kadına olan ilgisi nedeniyle hedefinden şaştığını ve hedefini artık göremediğini görüyoruz. Özdeğeri bu şekilde dışarıya havale etmek hayatını raydan çıkarmanın en hızlı yollarından biri.

Soru : No More Mr. Nice Guy kitabındaki “gizli sözleşmeler” kavramından bahseder misiniz?

Dr. Robert Glover : Birçok kişi bana No. More Mr. Nice Guy kitabındaki en önemli derslerden birinin gizli sözleşmeler (covert contract) olduğunu söyledi. İyi çocuklar temel olarak 3 adet gizli sözleşmeye göre hareket ederler. Gizli derken hem iyi çocuğun kendisi bilinçli olarak farkında değildir hem de iyi çocuğun etrafındakilerin bu sözleşmelerle ilgili en ufak fikri yoktur. Yani ailesi, kız arkadaşı, iş arkadaşları, vs … bu sözleşmelerin varlığından haberdar değillerdir.

Gizli sözleşmelerin 3’ü de “eğer … öyleyse …” şeklindedirler. Hepsi karşılık bekleyerek ver şeklindedir.

1. Gizli sözleşme : Eğer iyi çocuk olursam benden hoşlanır(lar) ve beni sever(ler). Birçok erkek için bu sonunda (kadınla) yatarım şeklindedir. Eğer iyi çocuk olursam hoşlandığım kadın benim iyi çocuk olduğumun farkına varır ve benden hoşlanır ve sonunda benimle seks yapar.

2. Gizli sözleşme : Eğer onlar sormadan ben diğerlerinin ihtiyaçlarını karşılarsam, ben sormadan onlar da benim ihtiyaçlarımı karşılarlar.

3. Gizli sözleşme :Eğer herşeyi doğru yaparsam problemsiz ve tasasız bir hayatım olur.

Hayatı bu gizli sözleşmelere göre yaşamanın getirdiği bazı problemler var tabii. Birincisi böyle yaşamak oldukça çocukça ve disney masalı tarzı düşünmek demek. Ama bir diğer problem de kimse bu sözleşmelerin farkında değil! Bu nedenle diğer insanlar “sözleşmenin” kendi taraflarını ihlal ettiklerinde ki iyi çocuk bunu bilir ve sürekli “ben şunu yaptım, bunu yaptım” diye bir liste ve skor paneli tutar ve “ama bu takdir edilmedi, şunun karşılığı verilmedi, vs …” diye not alır durur. Bu nedenle de iyi çocuk yaptıkları ile almaya hak kazandığı ama alamadığı herşeyle ilgili zamanla dünyaya ve Tanrıya kin beslemeye başlar ve öfkeli hale gelir.

Problem şu ki bütün bunlar masallarda yaşamakla alakalı. Biliyoruz ki gerçek hayatta istediğiniz kadar düzgün biri olun herkes sizden hoşlanmayacaktır. Ve tabii ki herkes sizinle yatmak istemeyecektir. İnsanlar için bir şeyler yapıp onların da aynı şekilde karşılıksız bir şeyler yapacağını beklemek çocukçadır. Zira yetişkin demek zaten kendi ihtiyaçlarının karşılanması, isteklerinin yerine getirilmesi ve davranışları konusunda 100% sorumluluk alan kişi demektir. Yani bir yetişkin olarak ihtiyaçlarımın nasıl karşılanacağını bulmak ve çevremi ihtiyaçlarımı karşılayacak insanlarla doldurmak benim kendi sorumluluğum. Ve son olarak da her şeyi kitabına göre yaptım diye dertsiz tasasız bir hayat beklemek gerçek hayatta karşılığı olmayan bir şey. Problemsiz bir cennette yaşamıyoruz, kaotik ve kontrolümüz dışında olayların  olduğu bir dünyada yaşıyoruz.

Sonuç olarak bütün bunlar iyi çocuğu çocukça hayallere saplanmış kalmış, hayal kırıklığı içinde, öfke ve kinle dolu biri yapar. Bu da onların kafalarını allak bullak eder zira iyi çocuk olarak hiçbir zaman öfkelenmeyeceklerini düşünürler ama birçok iyi çocuk sürekli bir öfke içinde yaşar. Zira kimse gizli sözleşmelere uymamaktadır.

Dr. Shawn Smith : Robert sence birçok erkek nasıl oluyor da bu tip gizli sözleşmelere göre yaşar hale geliyor? Yani belli bir olgunlaşma aşamasını geçemeden çocukça bir masal dünyasına saplanıp kalıyorlar?

Dr. Robert Glover : Bence bunun iki nedeni var. Birincisi muhtemelen çocuk yaşlarda ebeveynlerimizle başlıyor. Anne ve babalara suçu yüklemeye çalışmıyorum ama aile terapisi yaparken anne ve babalara sık sık “ebeveyn olarak hedefleriniz neler” diye sorardım. “Çocuğunuzu yetiştirirken hedefiniz ve amacınız nedir?”. Ve çoğu anne – babanın bu konuda hiçbir fikri yok. Temel olarak çocukları kendilerini çıldırtmasın yeter modundalar. Ama ebeveynlere şunu söylüyordum : sizin işiniz, çocuğunuzla beraber çalışarak onun birkaç aylık olduğu yaştan yetişkinliğine kadar onu tam fonksiyonlu, sorumluluk alan ve mutlu bir yetişkin olarak yetiştirmek. Para yönetiminde arabanın deposunu doldurmaya, hazzı ertelemekten işleri yapıp bitirmeye kadar bir sürü şey öğrenmeliler. Kendilerini disiplin altına almayı öğrenmeliler. Ve çocukluğumuzda bunlar bize öğretilmez ise ve öğretecek mentörlerimiz, kabilemiz, koçumuz ya da askeri birliğimiz yoksa  … bu konuda çok kullandığım tabirle anaokulu seviyesinde takılıp kalırız.

Ot çekeriz, TV izleriz, internette geziniriz, bilgisayar oyunu oynarız, porno izler mastürbasyon yaparız ve sonra neden kız arkadaşımız yok ya da işler istediğimiz gibi gitmiyor şaşar dururuz. Zira onları yetişkin yapacak hiçbir şey yoktur ve … bu konuda erkekleri suçlamıyorum. Bir kabilemiz yok, erkekliğe geçiş ritüelimiz yok, babalarımız oğullarının maskülen bir yetişkin olarak yetiştirilmesini sallamıyorlar.

Richard Cooper : Kadınlar da erkekler gibi gizli sözleşmeler yaparlar mı?

Dr. Robert Glover : İnsanlar bana sıklıkla “iyi kızlar” diye bir şey var mı diye soruyorlar. Ya da kadınlar için bir kitap yazacak mısınız diye soruyorlar. Kadınların karşılıklı bağımlılığı konusunda tonlarca kitap var ama ben kitabı yazdığımda erkekler için tek bir kitap yoktu.

Muhtemelen çoğumuz gizli sözleşmeleri küçük birer erkek çocuk iken kadınlardan öğrendik. Çoğumuz bu şekilde yaşamayı muhtemelen kadınlardan öğrendi.

Çoğu iyi çocuk hala anaokulunda yaşıyor. Çoğu erkeğin hayatını düşünürseniz, en erken yaşlarda annemizin etkisi büyük sonra anaokulunda kadın öğretmenler ve sonra ilkokulda yine kadın öğretmenler, vs … Çoğumuz direkt ve açık olmak, sorumluluk almak gibi şeyleri öğretecek güçlü ve maskülen bir etki göremeyiz.   O kadar fazla oranda feminen bir kültürde yaşıyoruz ki – ben buna “anaokulu” diyorum – ve kadın onayı peşinde koşuyoruz ki oğlan çocukları erkek olamıyorlar. Ve nereye baksan bunu görebiliyorsun. Ortalık pasif ve kadın kıçı yalayan erkek dolu. Eğer bir kadınlaysalar ipler o kadının elinde. Zira kimse bu çocuklar maskülen bir yetişkin olarak yetiştirme işini üstlenmiyor.

Dr. Shawn Smith :Evet ve ofisimde her gördüğümde beni şaşkına uğratan şey de kadın bir aşamada bu adamdan tiksinmeye başlıyor. Başlangıçta çok çekici bir erkek gibi görünse de işler ilerledikçe kadın mutsuz oluyor.

Dr. Robert Glover :Evet ve çiftlerle çalışırken sıklıkla gördüğüm bir çaresizlik durumu bu. Kadın “aslında çok iyi biri, herkesin her işine koşar ama ona ulaşamıyorum, bana doğruyu söylemiyor, ne düşündüğünü, ne hissettiğini ve ne istediğini söylemez, pasif – agresif, her şey patlama noktasına gelene kadar içinde kalır ve patladığında da işleri düzeltmek için yalvarır, vs ….” Ve kadın “tüm kararları vermekten, ipleri tutmaktan ve ona sırtımı yaslayamamaktan yoruldum” der.

Erkek hala anaokulunda kadın onayı peşinde takılıyorsa sürekli memnun etme peşindedir ve çoğu kadın küçük oğlan çocukları ile birlikte olmak istemezler. Kendi enerji ve güçleri ile başedebilecek ve “arada” kararları verebilecek bir yetişkinle birlikte olmak isterler.

Richard Cooper :Peki şunu sorayım : iyi çocuk / efendi adam mı yoksa götün teki piç mi? Hangisi daha iyi, erkekler hangisine yakın olmalı?

Dr. Robert Glover : Hahahaha. Aslına bakarsan ben “efendi adam mı piç mi” paradigmasından farklı bir paradigma önereceğim. Bunu yeni kitabımda da yazdım. İnsanoğlu doğası gereği olaylara siyah – beyaz bakan bir varlık. “Biri çıkıp da erkeklere iyi çocuk olmamalarını öğreten bir kitap yazdı ise onlara götün teki olmalarını öğretiyordur.” Temel aksiyomum şu : Çoğu iyi çocuk aslında götün teki piçe (asshole jerk) bir tepki olarak iyi çocuk olmuşlardır. Ben bunu korku ve kaygıya karşı “savaş – dona kal – kaç reaksiyonu” çerçevesine sokuyorum. Göt herif piç savaşçıdır, fiziksel olarak egemen, sözel olarak zorbadır. Çoğu iyi çocuğa küçüklüklerinde anneleri ve diğer kadınlar tarafından “aman o adam gibi olma sakın” diye öğretilir. İyi ol, efendi ol denir. İyi çocuk ise bu götün teki piçe reaksiyon olarak diğer aşırı uca gider ve kendi korku ve kaygıları ile başa çıkmayı “dona kalma – kaçma” şeklinde yönetir. Silik bir profil çizer, çatışmadan kaçınır, vs … Götün teki piç de ayak paspası iyi çocuk da aslında korku ve kaygılarını yönetmeye çalışıyorlar …

Bir erkek çıkıp “ben iyi çocuk olmak istemiyorum ama götün teki piç de olmak istemiyorum, ve mutlu bir orta nokta bulmaya çalışıyorum” dediğinde benim cevabım şu : bu iki ekstrenm işlev bozukluğu arasındaki denge noktası nerede bilmiyorum!

Yani mutlu bir orta yol aramıyoruz ama bunun yerine paradigmayı yeniden tanımlamaya çalışıyoruz. Erkekler kaygı ve korkularını dışlarında olan şeyleri yönetmeye çalışarak değil içlerinde yatıştırmayı öğrenmeleri paradigması. “Ben ne istiyorum, istediğimi nasıl elde ederim” gibi sorular sormaya ve kendi kendini onaylayan ve özdeğeri dışarda aramak yerine içinde arayan biri olma paradigması.

Yani ağlak bir kapı paspası olmaktan götün teki piç olmaya evrilmiyoruz. Onun yerine seviye atlıyoruz ve yetişkin biri olma ile ilgili yetenekler ediniyoruz.

Dr. Shawn Smith : Sağlıklı bir kadın genellikle kendi değerlerini takip eden, kararlarını hatun veya başka biri hakkında ne düşünüyora göre değil kendi değerleri ve misyonu çerçevesinde veren bir erkeği tercih eder. Hayatta bir şey başarmaya ve evrene bir çentik atmaya çalışan bir erkeği. Bu iyi çocuk veya piç olmakla değil mantıklı ve rasyonel kararlar verebilmekle alakalı.

Vaka Çalışması – Ne yazık ki sıkıntıdan öleceğime acı çekmeyi tercih ederim.

Aşağıdaki yorumu bir hatun yeni sevgilisi ile ilgili yazmış. Hatunun ağzından kırmızı hap gerçeklerinin doğrulanması (siz kadına saydırmadan önce belirteyim olanlar adamın suçu ve nedenini anlatacağım).

Başlık : Sonunda götün teki olmayan biri ile birlikteyim ve çok sıkılıyorum.

Mesaj : Götün teki heriflere uzun süre dayanabilme konusunda bir geçmişim var (en sonuncusu 9 sene sürmüştü). Sonunda iyi, zeki, hoş ve çekici bir erkekle çıkmaya başladım ve seks harika.

Ondan daha fazla hoşlanıyor olmayı çok isterdim. Ama maalesef. Duygusal olarak ulaşılabilir bir erkek ve benden samimi olarak hoşlanıyor. Ortak hobilerimiz var. Onun sevgisini kazanmak için çalışmam gerekmiyor. Onun ne düşündüğünü veya neye ihtiyaç duyduğunu anlamak için tahmin oyunları oynamam gerekmiyor. Ve bu çok SIKICI.

Bundan nefret ediyorum ama ondan neredeyse ayrılacak durumdayım ama ayrılmıyorum zira bu ilişki yürürse harika olacağını düşünüyorum. Ama kalıcı olarak arızalı olduğumu, götün teki heriflerin ya da sıkıntıdan ölmenin kaderim olduğunu düşünmeye başladım.

Ne yazık ki sıkıntıdan öleceğime acı çekmeyi tercih ederim.

Yukarıdaki mesajda hatunun SIKICI olarak tanımladığı ve hissettiği şey aslında sıkıntı değil. Bunu tek tek analiz ettiğimizde aslen ne olduğunu göreceksiniz.

Ama önce şu önemli tavsiyeyi vereyim : Eğer oyunu zayıf bir beta sağlayıcı iseniz, geçmişinde kötü çocukların acısı olan ve artık evinin kadını olma safhasına gelmiş kadınlardan uzak durun. Bu kadınlar söz konusu olduğunda SİZ KOCA DEĞİL AVSINIZ!

Evet kızımız alfa dul. Eldeki betanın veremediği dramanın açlığı ile acı çekiyor. Bu adamın tek şansı kadının dayanamayıp adamı terk etmesi yoksa bir iki sene içinde aldatma da başlayacaktır.

Sonunda iyi, zeki, hoş ve çekici bir erkekle çıkmaya başladım ve seks harika … AMA … Duygusal olarak ulaşılabilir bir erkek

Duygusal olarak ulaşılabilir bir erkek = Kadın gibi bir erkek.

ve benden samimi olarak hoşlanıyor.

ve benden samimi olarak hoşlanıyor

ve benden samimi olarak hoşlanıyor = O kadar uzun zaman pompalandım – bırakıldım ki benim uzun süreli partner olarak bir değerim olmadığımı anlayamayan erkekler midemi kaldırıyor.

Ortak hobilerimiz var.

Ortak hobilerimiz var = Bu adamla birlikte olmaya devam etmek için rasyonel sebepler bulmaya kasıyorum.

Onun sevgisini kazanmak için çalışmam gerekmiyor.

Onun sevgisini kazanmak için çalışmam gerekmiyor = onun sevgisi ve ilgisi değersiz.

Onun ne düşündüğünü veya neye ihtiyaç duyduğunu anlamak için tahmin oyunları oynamam gerekmiyor.

Elimin altında bir fino köpeği, zaten anlasam da anlamasam da, ihtiyaçlarını karşılasam da karşılamasam da alternatifi olmayan bir aç.

Bundan nefret ediyorum,

Bundan nefret ediyorum = kendimi tutmazsam bir götün kollarına atlayacağım.

Ama kalıcı olarak arızalı olduğumu, götün teki heriflerin ya da sıkıntıdan ölmenin kaderim olduğunu düşünmeye başladım.

Ama kalıcı olarak arızalı olduğumu … düşünmeye başladım = bu adam gibi bir adamı sevmem gerektiğini düşünüyorum ama kadın ruhum bu kadınsı, alternatifsiz, ilgisi değersiz adama değil o götlere meylediyor.

Bizler ilkel dürtülerin gaza bastığı bir arabanın şoför koltuğundayız. Direksiyonu ne yöne çevirmek istersek isteyelim, doğal dürtülerimize ne kadar ters yönlere gitmeye kalkarsak, motoru yakmaya o kadar yaklaşırız.

Bir erkek iyi bir kadına sadakat yemini edebilir ama kadının vücudu, yüzü, kıvrımları adamı heyecanlandırmıyorsa adam bu sözünü yerine getirmek için ilkel dürtülerini sürekli kontrol altına almak zorunda kalacaktır.

Bir kadın iyi bir erkeğe sadakat yemini edebilir, ama erkeğin kişiliği, duruşu, mizacı ve maskülenitesi kadını heyecanlandırmıyorsa, kadın bu sözünü yerine getirmek için ilkel dürtüleri ile sürekli savaşmak zorunda kalacaktır.

Kadın çekici bir gizeme sahip ve Korku Oyununun Vajina Gıdıklama Sanatında usta bir “piçe” olan doğal arzusu ile ne kadar savaşırsa, ilişkisinin bitmesi o kadar hızlanır. Bunu bir süre devam ettirebilir ama beraber olduğu kadınsı adamın varlığında hipergamisi içinde patlamaya hazır bir yanardağ gibi azdıkça azacaktır.

Bitirmeden, Alfa siker beta öder mantığındaki bir hipergaminin kadının haince planları sonucu olmadığını bilinç altında gerçekleşen bir olay olduğunu hatırlatayım. Aşağıdaki bölüm öğrenen adamla henüz yayınlanmayan bir konuşmadan :

Zaten genelde olay şöyle. Hatunlar 20lerinde bu adamlardan (efendi çocuk) uzak duruyorlar, sonra bu adamlar olmasa çocuk yapamayacakları ortaya çıkınca evleniyorlar ve sonra çocuk olunca boşuyorlar. FAKAT … Burada kadın hin planlar yapmıyor. Birçok kadın 32 yaşında bekleyen beta ile evlenirken içten olarak o adamı istiyor ya da istemek için ellerinden geleni yapıyorlar. Kadının güvenlik ve çocuk ihtiyacı gözünü boyuyor. Ama çocuk olur olmaz, devletin nafaka artı iştirak nafakası hizmetinin de yardımıyla ihtiyaç bitince kadındaki perde kalkıyor. Yani “lan evde kaldın bir salak beta bulup seviyormuş gibi yapayım sonrasına bakarız” diye bir plan değil bu.

Kıssadan hisse : Bu kadına saydırmakla vaktinizi boşa harcamayın, bu adam gibi kadınsı, ilgisi değersiz, alternatifsiz veya aç olmamaya bakın.

Kaynak : Women Would Rather Be Miserable Than Bored

Kırmızı Hap Sohbetleri – Yerim ben seni

Öğrenen adam : Buluşmada hiç seksten bahsetmezsek sanki tavsancık olacakmışız gibi.

Mahmut Hoca : Bahsedince kadın – erkek ilişkilerinden anlamayan ama kurt görünmeye çalışan tavşancık oluyorsun. Kadını oyun ile azdıracak kabiliyeti olmayan bu nedenle son çare söze dökmeye çalışan acemi oğlan gibi. Üstelik seks konuştunuz mu olayın olacak mı olmayacak mı gerilimi kalmıyor. En azından kız için. Kadın ve erkeklerin kafasının farklı çalıştığını içselleştirememişsin. Eğer seksten bahsetmek kurtluk olsa idi kadınlara penis resmi atanlar ezik değil kurt görünürdü. Seksten konuşmayı çıkınca dikkat edersen aklına seksi masaya koyacak tek yöntem gelmiyor. Sorun da bu zaten.

Öğrenen adam : Oha kesinlikle. ben soyle dusunuyordum, kadin o maskuleniteyi alirsa. Seni begenirse yardirabilirsin. ama hayır, baya firsat teptigimi anladim. yanlis maskulenite işte. peki ben seks olacak mi olmayacak mi bunu anlamazsam vakit kaybetmis olmayacak miyim? bu sanki kadının validasyonu gibi. ve sen de soyle diyeceksin, baska metotlarla anlamaya calisacaksin. anlamasan bile eglenmene bakip nextleyeceksin. o gerilim seksin kaynagiyken ben o gerilimi öldürüyorum degil mi?

Mahmut Hoca : Kadin “tamam bu da ben istersem seks yapacak on yuzbininci siradan erkekten biri” diyememeli. Ben kadinin senin onu sikip sikmeyecegini bilmemesinden bahsediyorum. Oyunu sen oynayacaksin ama onunla.

Öğrenen adam : abi sen harika bir adamsın ya. beta gorunmemek icin yaptigim seylerin beni daha beter bir pozisyona soktugunu sayende daha iyi anliyorum.

Bu arada bu denklemde bir hata var. ” kadın, istersem yatabilecegim binlerce erkekten biri dememeli” e evet? so what? bu yuzden bulusmaya gelmisim zaten.

Mahmut Hoca : Çok yenik muhtaç bir açıdan bakıyorsun. Ne belli kızı beğeneceğim? Kızın bir hata yapıp beni elinden kaçırmayacağı ne belli?

Sen muhtaç mantığından baktığından karşındaki kadının beğenilmeme korkusu olduğu aklına bile gelmiyor. İşte bu kadını gözünde yüceltmenin devamıdır. Yani belki kırmızı hapı okudun diye artık meriç olmuyorsun ama kadın olanı yüceltme başka yerlerde devam ediyor. Oysa kadınlarda beğenilmeme ve reddedilme korkusu çok güçlüdür.

Öğrenen adam : He derse ve asiri goze batmayan bir hareketi yoksa sikerim evet? Begenmeme ihtimalim tabi var. belki agzini sapirdatiyordur, belki asiri kiskanctir, belki kompleksli falandir etc etc ama bunlar beni sevgili olmaktan alikoyacak seyler, one night standden degil ki?

Mahmut Hoca: Olsun. Belki birkaç açıdan beğenmediğin için one night stand yapacak sonra tüyeceksin. Eğer kadın seni beğenirse bu da korkacağı bir şey.  Kızlar buluştuklarında beğenilmemekten her aşamada korkarlar. Tabii erkeği beğenirlerse.

Üstelik ne olursa olsun yatacaksın diye bir şey olmamalı. Açlıktan bunlar.

Öğrenen adam : bak evet haklisin. yeterince doymadim. Bolluk zihniyeti icin bu da gerekli bana kalirsa. en azindan 5-6 sevgili yapip bunlarla yatmak.

Mahmut Hoca: Bunun bir kısmı açlık / tecrübesizlik ama bir kısmı da kendini ödül olarak görmeme. Kız oraya buluşmaya gelmiş yani bir giderin var. Bunun farkında olman, ben ödülüm demen lazım. Ben ödülüm o değersiz değil, o ödülse ben de ödülüm. Sonuçta kız oraya buluşmaya geldi ise onun da bir umudu ve beklentisi var.

Öğrenen adam : evet, yani betanin falan begenmemesi cok siklerinde olmaz ama sanki?

Mahmut Hoca: Kendini ödül olarak görmeyen ve kıza ne olursa olsun atlamaya hazır aç adam tabii ki kıza ne olduğunu 15 saniyede gösterdiğinden kızın korkusu falan kalmaz da … Ne belli adamın beta olduğu? Alnında mı yazıyor? Kendini ödül görmek yok, açlık var ve açlığın kontrolünde, kıza kendisi bas bas bağırıyor.

Güzel bulduğu bir kızla buluşan çoğu erkek o kadar düşük bir noktadan bakıyor ki, kızların böyle korkuları olduğunun akıllarından bile geçirmiyorlar. Kendi kendilerini aptalca diskalifiye ediyorlar. Çok acı.

Öğrenen adam : kizlar asiri kirilgan ve zayiflar ama feminizm resmen zombilestirmis bunlari. o varoş kafayi solipsizmle harmanlayinca leş gibi bir tablo cikiyor ortaya.

Mahmut Hoca: Ezbere laf bunlar. Süslü laf etmek kolay ama pratik konuşman esnasında, senin lugatında kızların çok korkak ve çekingen olduklarını anladığını gösterir bir şey göremiyorum.

Öğrenen adam : bana genelde işte, okulda falan denk geldi bunlar ve hic siklemedim.

Mahmut Hoca: hocam senin kafanda adamlar için kadınlar olduklarından daha güçlü ve genelde düşman.

Öğrenen adam : lugatimda var ama seni reddetmesi yani boyle bir canlinin seni reddedebilmesi sasirtici.

Mahmut Hoca: yok senin lugatta yok.

Öğrenen adam : Sonucta ben zengin ya da yakisikli olmasam bile belli bir vizyonu olan, kulturlu bir adamim

Mahmut Hoca: Bu entellektüel seviyede kendine söylediğin bir laf (ve doğru). Ama bilinçaltına işlemiş bir düşünce değil ve bilinçaltından fışkıran “ben değersizim” ya da güzel kız karşısında ben değersizim mesajı yanlış da olsa çok güçlü ve hareketlerini yönlendiren o.

Hele bir de kız cidden güzelse senden güçlü. Bilinçaltında hükmeden algoritma bu. Kız çok güzel, o zaman çok değerli, benden çok değerli.

Öğrenen adam : benden daha iyi erkekleri elde edebilir mi? evet. o zaman benle birlikte olmasi icin bir sebep yok. aynisi benim icin de gecerli. Guclu degil ama daha degerli.

Mahmut Hoca: Bu da bir başka siyah hap komplo teorisi. Ortalık daha değerli erkek kaynıyor sanki. Her kızın bir BMW’lu Mahmut alternatifi var ya da maskülenizmin ete – kemiğe bürünmüş hali Sarp’a ulaşımı.

Öğrenen adam : ben götumü de yirtsam 8/10’luk bir kadinla birlikte olamam ama o, oyle bir erkekle olabilir.

Mahmut Hoca: güzelliği karşısında eriyen şapşal yığınının içinde bul bakalım 8/10 erkeği.

Öğrenen adam : simdi, peki madem iyi erkek yok, niye benle degil de berkecanla birlikte oluyor? en azindan ben oneitis kafasinda degilim, kiza mal mal feminen hareketler yapmiyorum, sohbetim iyi, sekste iyyim.

Mahmut Hoca: kim bu berkecan?

Öğrenen adam : biraz uzun, seyrek sakalli, kiz kankasi olan tipik afc. uzun boylu ama feminen sonucta. kizla arkadas gibi takiliyorlar diyeceksin.

Mahmut Hoca: neden senle olsun? seni bu adamdan daha iyi yapan ne? Oneitis olmaman seni korur, feminen davranmıyorsun ama maskülen de davranamıyorsun (kızın karşısında sert hareketlerden değil rahat, kendinden emin ve ben ödülüm merkezli davranmaktan bahsediyorum), sohbet Berkecan’da da var ve seksin iyi olduğunu dışardan anlayamazsın.

Öğrenen adam : kirmizi hapa daha yakinim. daha maskulenim. shit testleri gecebiliyorum. cogunu diyelim. bu son soyledigine gore sitedeki gibi olmamamiz lazim?

Mahmut Hoca: Kırmızı hapı özümsemiş değilsin. Shit test rutini ezberlersin bir şekilde. okumuşsun entellektüel seviyede biliyorsun. Ama temel yok. Ben ödülüm yok, benim zihin merkezinde ben varım yok, bolluk zihniyeti yok, eğlenen ustalık yok, vs.

Öğrenen adam : bence olay su yani sanirim bu, kadinlar gudusel olarak ya da bir sekilde benim kirmizi hapi sindiremedigimi anliyorlar.

Mahmut Hoca: Bak işte burada bile bakış sen değil kadın merkezli. “Bence olay şu sanırım, ben kırmızı hapı sindiremedim” diyeceğine “bence olay su yani sanirim bu, kadinlar gudusel olarak ya da bir sekilde benim kirmizi hapi sindiremedigimi anliyorlar” diyorsun. Derdin sindirmiş imajı çizmek. Neden “ben sindiremedim” değil de “kadınlar çakıyor” demen çok önemli. Bunu düşün.

Çok basit bir soru soracağım. Kırmızı hapı sindirdin mi sindiremedin mi anlayacağız.

HB8 kıza yürüdün, buluşma ayarladın ve Starbucksta buluştun. Kız geldi, oturdu ve süzdün hatunu. Tam o an aklından ne geçiyor? Kız çok güzel. Ama yeni gelmiş soğuk biraz.

Öğrenen adam : himm dalgayla karisik sohbet actim. soru sordum. ne tepki verdi?

Mahmut Hoca: soruma cevap vermedin. senin aklından kız ile ilgili geçenleri kelimeye dök.

Öğrenen adam : bakalim etkileyebilecek miyim, acaba beni tercih edecek mi, bu aksam eve atabilecek miyim, acaba gogusleri nasildir, iyi sevisir mi vs …

Mahmut Hoca: Haahahaha … Bu kadar kötüsünü beklemiyordum dur bir sarsıldım … Evet sıfır özümsemişsin!

Öğrenen adam : nasil olmaliydi? 8/10 diyorsun.

Mahmut Hoca: Burada temelleri aynı olsa da bir sürü şekilde olabilir. Mesela sence benim aklımdan ne geçiyor?

Öğrenen adam : acaba nasil sevisir, kiskanc midir, kotu huylari var misir vs?

Mahmut Hoca: Hahahaha … Alakası yok.

Öğrenen adam : kiz ne renk don giydi?

Mahmut Hoca: bak işte karşındaki kıza 12 yaşında davran olayını kimsenin anlamaması ve sadece kızı küçük görme sanması da bundan.

Aklımdan geçen şu :

Kız ben seni yerim … yerim … güzelliğe bak … soğuk da davranırmış … ısırırım kız seni o memişlerden … şirine

sizi bu kadar buz gibi ve karanlık şekilde ciddi ve sıkıcı kim yaptı yahu?

Öğrenen adam : e benzermiş?

Mahmut Hoca: bakalim etkileyebilecek miyim (dan), acaba beni tercih edecek mi (dan), bu aksam eve atabilecek miyim (dan), acaba gogusleri nasildir (dan), iyi sevisir mi vs … İlk 3 saniyede ayağına dan – dan – dan – dan 4 kere sıkmanla bu benzer ?!?! yok acaba etkileyebilecek miyim de beni tercih edecek mi de … Şaka mı bu?

Öğrenen adam : yoksa bahane sunup tuyecek mi de var 🙂

Mahmut Hoca: Tansiyonum çıktı 🙁

Öğrenen adam : tamam belki ben kendimi eziyorum ama bu da statu ile alakali. o ozguven ise girdigimde bende de olacak. Sen dusunmuyor musun beni tercih edecek mi acaba diye?

Mahmut Hoca: yooo ben aynen yukarıda yazdığım kelimeleri düşünüyorum. Başka bir şey değil. Carpe diem baby. işte pozitif düşünce ile negatif kafa farkı.

Öğrenen adam :8/10 yüksek bir CPD ama.

Mahmut Hoca: Ya git işine ya 🙂 Ne kadar yüksek o kadar daha çok “yerim lan ben onu”. 10 10 olsa nolur.

Öğrenen adam :6/10 olsa ben de oyle dusunurdum.

Mahmut Hoca: o zaman bile senin aklından bu kadar muzip şeylerin geçtiğini sanmam.

Öğrenen adam :karşında victoria secret mankeni var ve sen ne olur diyorsun? biraz realist olmak gerekmiyor mu?

Mahmut Hoca: Ne realisti ya? Benim sonradan ne olacağı geçmiyor ki aklımdan. Kız oturdu ve diyelim VS mankeni oturdu. Ben onu daha daha yerim lan! Hem de o memişlerden başlarım yemeye 🙂

Öğrenen adam :sahsen ben kendimi begenmis biri olarak sunu diyebilirim, benden 10 kat daha iyi erkeklerle takilabilir. yenir tabi, yenir ama hipergami bana yedirtmez ağam.

Mahmut Hoca: Ya sana ne o anda hipergaminin sana yedirmeyeceğinden. Kız gelmiş senle buluşmuş ama kızın güzelliği ile elindeki bu kart savruldu gitti. Güzellik görünce aklına “lan ne güzel yerim lan bunu” değil de “hipergami bunu bana yedirmez” geçiyor? Yedirmesin abi ben onu yine de yerim 😀

Öğrenen adam : bak, medeni cesaret anlaminda super mesela. gidip dekanla mekanla ya da benden mevki bakimindan ustte olan biriyle cok etkili bir iletisim kurabilirim. kendimi eksik de hissetmem ama o kizla takilirken ciddi olurum ve zaten olmaz kafasiyla harekrt ederim. insani iliskilerde no problem ama kiz guzelse olmaz derim.

Mahmut Hoca: Ve nedense güzel kız seninle buluşmaya geldiğinde aklına ilk gelen şeyler beğenecek mi, isteyecek mi, kalkıp gider mi?

Öğrenen adam : senin guzellik disinda kriterlerin neler?

Mahmut Hoca: Onlar sonra abiciğim. hayır güzellik benim kızı şirine görmemi bozmaz. bak aklından geçenleri bir daha düşün : bakalim etkileyebilecek miyim, acaba beni tercih edecek mi, bu aksam eve atabilecek miyim, acaba gogusleri nasildir, iyi sevisir mi vs. Daha 3 saniye geçmeden 4 el ayağına sıktın!

Öğrenen adam : guzellik tek basina olmasa bile 5 kredilik ders gibi onemli. onun guzelligi benim kariyerim.

Mahmut Hoca: Aferin.

Öğrenen adam : benim sansimin bu kiz karsisinda dusuk oldugu bir gercek.

Mahmut Hoca: Senin şansın küçük de benim ihtimalim tavan ya! Ama karşıma benimle buluşmaya güzel ve dişi bir kadın gelmiş ve ilk devreye giren şey bilinçaltı. Benim bilinçaltımda o güzellik ve dişilikle birden doğal erkek ve onun istekleri çıkıyor! Senin ise ne kadar ezik olduğun!

Tamam benim mizacıma göre laflar bunlar, erkekliğini bastırmayan erkeklerin mizacına göre değişik şekillerde çıkar ama dikkat et benim dişi güzelliğe refleksim erkek olarak ona karşı isteğim sen ise doğal dişi güzelliğin tadını çıkaran maskülen tarafını ve onun oyunculuğunu gömmüşsün ve hala yok onun güzelliği yok benim ksriyerim diye boş felsefe kapıyorsun.

Öğrenen adam :ne yapmam, dusunmem gerek?

Mahmut Hoca: Önce bırak bu kırmızı hap görünümlü siyah hap felsefesini karşında seninle buluşmak için gelmiş güzelliğin tadını çıkar. Güzelliği senin gibi gözünde büyüten adam o güzelliğin tadını çıkaramıyor, benim gibi büyütmeyen adam tadını çıkarıyor. Bak bu dramdır!

Öğrenen adam : tadini cikardim, eglenmeme baktim oke. netice alamadim ama?

Mahmut Hoca: yoo sen bakamıyorsun işte nereden bakacaksın. ben sanki hep netice mi alıyorum?

Öğrenen adam : 🙂 sen 10 kadindan 2 sini sikiyorsundur.

Mahmut Hoca: 10’unun da karşımda belirmesinin tadını çıkarıyorum.  8’i ile netice alamasam da.

ben erkekliğimin karşımdaki dişiliğin tadını çıkarmasının tadını çıkarıyorum sen ise muhtaçlığının acaba etkiler miyim acaba verir mi acaba vs … diye seni dibe çekmesini seyrediyorsun.

Öğrenen adam : onun verecegi sekse ihtiyacimiz var.

Mahmut Hoca:

😩

Öğrenen adam : en pesimist bakis acisiyla yaziyorum.

Mahmut Hoca: senin standardın bu. Artısı güya oneitis yok. Yani spesifik bir kızı çok özel yapmak yok ama bu kızın vereceği sekse ihtiyacın var. Hani sen oneitisi atmıştın? Merve’nin peşinde 4 ay koşma oneitis’i yok diye önüne gelen her Merve’yi 5 dakikalığına oneitis yapman pratikte pek farklı değil. Merve’nin verecegi sekse ihtiyacimiz var gitti Merveler geldi.

Öğrenen adam : senin standardın pesimist degil mi?

Mahmut Hoca:

kız ben seni yerim … yerim … güzelliğe bak … soğuk da davranırmış … ısırırım kız seni o memişlerden … şirine

Evet pesimistliğin kitabını yazıyorum ben :))

Öğrenen adam : ortalama bi kiz 3 kez reddediliyorsa bir erkek 300 kez reddediliyor. diyeceksin ki ben ortalama degilim. Ama 6/10 seni reddedebiliyor. hem de cogu.

Mahmut Hoca: Bak birader buna analiz felci derler. kafan hala entellektüel zırvalarda.

Öğrenen adam : benim yapmam gereken, bgendigim kadinlarla kendi adima iyi bir oyun cikarip gerisini unutmak olmali? ve her seyin tadini cikarmak… seks olmasa bile?

Mahmut Hoca: Senin yapman gereken erkek doğanın işi ele alması. Düşünmeyi bırak. seni yerim düşüncesinde kızı etkiler miyim var mı? kız beni beğenir mi var mı?

Hadi onu bırak düşünce var mı? Yolda güzel kadın görünce (içinden) laf attığında “yavrum yerim ben seni” mi diyorsun “yavrum seni yerdim ama hipergami bana yedirmez, sen zaten benden iyisini bulursun, meriçler seni instagramda yaladıklarından götün kalkmıştır …” diye laf salatasına mı başlıyorsun.

Öğrenen adam : bu ücü sakincali mi? yani eve atar miyim da mi?

Mahmut Hoca: Harbi mi soruyorsun? doğal değil, ezik sıkıcı ve erkekçe değil. ana fikri kaçırıyorsun. benim doğal halim sulu olabilir ama kızı görünce aklımdan geçenler onun dişi benim erkek olmamla ilgili. dikkat et hemen anlaşılmasa da eğlenen ustalık var.

kızı görür görmez etkiler miyim, beğenir mi, eve atar mıyım diye düşünüyorsun. Kadını 3 adımda kaideye koydun şimdi aşağıdan bakiyorsun. Dediğim gibi o Berkecan’dan ruhen 1 basamak ilerde bir kafa bu. O nedenle Berkacana fazla yüklenmeye hakkın yok.

Öğrenen adam : peki cok merak ediyorum. ben bu kafayı aşarsam 8/10’luk bir kadınla yatabilir miyim sence? ya da ortalama ustu guzel bir hatunla?

Mahmut Hoca: yanlış soru. içindeki masküleniteyi, oyuncu alfayı, o köklerdeki alfayı, ortaya çıkarman kadınlar bana verecek mi sorusuna mı bağlı? yok desem böyle mi kalacaksın? Zaten onu saklama sebebin böyle kaka şeyler düşünürsen kadınların seni sevmeyeceğini sana belleten feminen öncelik ki!

Sorman gereken karşıma bir güzellik çıktığında neden kendi isteklerim fışkırmıyor (hanzo değiliz dışa çıkmıyor ama içimizde parlıyor) da kızı etkileyebilir miyim – kızın isteklerini tatmin edebilir miyim diye el pençe divan bekleyen beta – mavi haplılık fışkırıyor. Neden aklına ilk gelen kendi isteklerin değil ama onun istekleri? O seni beğenecek mi, o sana verecek mi?

Karşında güzel bir kız var … neden neşeli bir oyunculuk – alfalık yok da katı ve ezik bir betalık çıkıyor açığa? benim kafamdan geçenler dikkat et neşeli, karşımdaki kızdan o andan itibaren zevk alan ve oyuncu. Sulu dersen kabul ama beta veya pesimist diyemezsin.

Seninkiler ise stresli, kızdan zerre zevk alamayan ve muhtaç ihtiyaca odaklı. seç seçme önemli değil. Kızla oturduk. Ben oraya eğlenmeye gelmişim. Starbucksta 1 saat oturup kalkacağım. Sonra yolda dürüm yiyip bir çatı katı bara gideceğim ve eğleneceğim. Beğenişirsek hatun da benim kıçıma takılacak. Eğlenmene baksana neden çölde günlerdir susuz gezmiş adamın karşısına 1 şişe su çıkmış gibi davranıyorsun?

Öğrenen adam : evet, yani sonucta eglenecegim. sonu seksle bitmese bu basarisizlik mi sayilir peki?

Mahmut Hoca:  Sen ciddi bir analiz felci örneğisin. Bırak başarıyı başarısızlığı. Ama olay sadece eğlenmene bak değil. İçindeki haşarı, özür dilemeden erkek çocuğu sal. Dışarda görünmese de en azından içinde sesini duy.

Sonuçta amacın seks tabii ki olmazsa başarısızlık sayılır. Ama öncelikle kızların saçını çeken, onları bazen sinir edip bazen güldüren haşarı oğlan çocuğu tarafını bastırma.

Öğrenen adam : bunu gudusel olarak istiyorum zaten.  seviyorum da bu yanimi ama iste kendimi begenmiyorum ya da olmaz diye dusunuyorum. bu da liseden kalma sikindirik bir sey.

Bu senin içinde var ama Sen içindeki erkeği takip etmekten korkuyorsun. Zira sana önce kadının isteklerini düşünmen öğretilmiş (beni beğenir mi) kendi isteklerin değil (yerim seni). Kendi isteklerin anında bastırılıp kadının yararına şeyler düşünmeye başlıyorsun. Ayağa 4 kurşun. Sen kendinin değil kadının isteklerini tatmin etmekle görevlisin ve bu uşaklık ile kadın senin nerenden etkilenecek?

Sitede son yazım biraz bununla ilgili.

Piç ya da değil erkek adam, Erkek, damarlarında testosteron dolaşan ve bu testosterondan korkmayan adamdır.

Mahmut Hoca:  Bu arada muhtaçlığı öldürmenin anahtari kendinin çok iyi bir av olduğunu düşünmen ve inanmandir.

Öğrenen adam :iyi bir av olmam icin iyi bir kazancimin olmasi lazim.

Mahmut Hoca: Bak işte hala kadının ihtiyaçlarını sağlamaya yönelik beta kafayla düşünüyorsun. İyi kazanıp iyi sağlamam lazım değil mi?

Neden kızla iş yatağa giderseniz onu yiyeceğim, kızın zevk içinde kalacağı ve sana sarılıp uyurken çok güzel hissedeceği gibi ödüller aklına gelmedi?

Öğrenen adam :ya abi benim iyi bir vucudum, gorunusum yoksa, kariyerim, statum yoksa, maskulenitem de tabii yoksa nasil degerli av olacam? smv bu demek zaten.

Mahmut Hoca: smvni önce masküleniten, duygusal gücün ve alfa davranışların belirler. para, tip, statü sonra gelir. Bu kırmızı hap tezine inandığını sanmam ama işte özümsememen de biraz bundan.

Neden masküleniten, duygusal gücün ve alfa davranışların daha üstündür? CPD için? Zira masküleniten, duygusal gücün ve alfa davranışların ARZU yaratır. Tip arzu tarafındadır evet ama ilk üçünden sonra gelir. Para, statü, vs … bunlar ÇEKİM yaratır. desire ve attraction farkı.

ARZU (desire) çekimi (attraction) yener. Önce bu basit kırmızı hap tezine inanıyor musun inanmıyor musun karar ver.

Konuyu bağlarsak:  bu nedenle mesela çoğu erkek Johnny Delusionın şu lafını zerre anlamıyor.

“Eğer erkekler tanıştıkları kızlara 12 yaşındaki yaramaz kız kardeşine davranır gibi davransaydı. Tüm ilişki problemleri çözülmüş olurdu.”

Bu lafı okuyan erkeklerin çoğu negatif bir şekilde algılıyor, Siklemeyeceksin, üstünlük taslayacaksın gibi. O kafayla da tabii pozitif cinsel gerilim yaratması mucize. Oysa “12 yaşındaki yaramaz kız kardeşine davranır gibi davransaydı” lafında pozitif, sevecen ve oyuncu bir anlam var.

Öğrenen adam :oyle cinsel gerilim yaratildigini cidden bilmiyordum. yani kendin hakkinda fazla bir sey soylemeyerek ya da dalga gecerek kizi azdirmak ilginc.

Karşımdaki güzel ve genç kadın hoşuma gidiyor, varlığından zevk alıyorum, erkekliğimi okşuyor ama bir yandan da onun yaramazlıklarını bir çocukla uğraşan olgun erkek gibi karşılıyorum.

Benim damarlarımda yeterince testosteron var mı ve ben bunun beni dürttüğü davranışları açığa çıkaracak cesarete ve özgürlüğe sahip miyim?

Çoğu erkek hayatı boyunca bunu bir kere bile tatmamış. Bak şu soru soruldu piçin sırrı yazısında : Testosteron bizi, önümüzde yürüyen kadına yönlendiriyorsa ve biz de gidip o kadının kalçasını sıkıyorsak pek de hoş sonuçlarla karşılaşmayız. (Örnek)

Adam testosteronun buna dürttüğünü sanıyor. doğal testosteron git kadını parmakla diye dürtmez zaten. doğadaki erkek hayvanlara bakın. kuytuda gördüğünü kıstırma peşinde mi yoksa dansla, tüyleri ile, bazen boynuz tokuşturma ile veya yaptığı yuva ile istediği dişiyi etkileyerek çiftleşme peşinde mi?

testosteron erkeği neşeli ama sakin yapar (paralelinde kortizol seviyesi düştüğünden) Eğlenceli bir oğlan çocuğu yapar. Göte parmak atan hanzo yapmaz. Daha doğrusu böyle yaptığı adamlar vardır ama asıl dürttüğü bu değil.

Bağımlılık – Porno ve Mastürbasyon Bağımlılığı – NoFap

Psikolog Nevzat SARAYCIKLI porno ve mastürbasyon bağımlılığı artı nofap konusunda birçok noktasına katıldığım güzel bir video yapmış. Porno ve mastürbasyonun aynı şey olmadığını, pornoyu hayatınızdan çıkarmanızın yararlı olduğunu ama  düzenli bir cinsel hayatınız yoksa mastürbasyonu hayatınızdan çıkarmanızın gereksiz işkence olduğunu anlatmış. Nofap konusunda benim görüşlerim de böyle. Haftada 1 – 2 mastürbasyona inin, nofap’a gerek yok.

Videoda ayrıca bağımlılıkların nedeni ve bu neden üzerinden nasıl kurtulabileceğiniz konusunda iyi bir bölüm var.

Ayrıca Pornoyu bırakmanın çok kolay yolu kitabına da bakabilirsiniz.

Piçin sırrı

Yorumlarda sıkça sorulan bir soru var : “Bir arkadaşım var ve çok yakışıklı / iyi / kariyer sahibi ama beğendiği kız buna hayır dedi ve gitti çirkin / kötü / beş parasız bir adamın ağzının içine bakıyor. Ekşi’nin meşhur başlığındaki “kadınların efendi adam yerine piç tercihi” olayı. Ara ara başka başlıklarda ısıtılıyor ve hala çoğunluk olayı kavrayabilmiş değil. Kırmızı hap okumuş bile olsa.  Bir kadın için çabalamayan erkek başlığındaki şu yazılana bakın örneğin :

en doğrusunu yapan erkektir. kimse, tek başına uğruna çabalamaya değmez. kendimden örnek vereyim; çok hoşlandığım bir kız vardı. inanılmaz değer veriyor, üstüne titriyordum tabiri caizse. ne zaman canı sıkılsa, morali bozulsa ben de üzüldüm. sevindiğinde mutlu oldum. ne zaman konuşmaya ihtiyacı olsa yanında oldum hep, dinledim. yeri geldi birazcık daha beraber kalmak için vaktimden sırf onun için ödün verdim. her doğum gününü hatırladım başka kimse umursamazken. ben hasta oldum dedi çıktım bir dünya yol tepip görmeye gittim elimde en sevdiği tatlıyla. onun için şarkılar mı söylemedim? hediyeler mi almadım? yüzünü güldürmek için şakalar, espriler mi yapmadım? o bulamamaktan şikayet ettiğiniz “iyi adam” benim hanımlar. karşılığında ne kazandım biliyor musunuz? hiçbir şey! o kız senede bir defa doğum gününü bile hatırlayıp kutlamayan, bir allah’ın günü kendisini arayıp sormayan, anlattığı hiçbir şeyle ilgilenmeyen, onu mutlu edecek tek bir şey yapmamış, üstüne üstlük sevgilisi olan bir çocuğun gözünün içine bakıyor.

Şimdi asıl konuya girmeden şunu da belirtmekte yarar var. Utanmadan kendisini iyi adam olarak tanımlıyor. Sen iyi bir adam değilsin arkadaş. Kızın donunun içine girmek için uydu olmuş sinsi sinsi iyi çocuğu oynayan birisin. Güya sen iyisin ama niyeti açık ve erkekçe oynayan adam kötü. Kapıyı çalacak cesaretin yok bacadan girmeye çalışıyor beceremeyince içeri girmek çok çaba istiyor değmez diyorsun.Kapıyı çalsana. Evet biliyoruz kapıyı çalsan belki açmayacak ama en azından kapısı açılmayacak eve bacadan gireyim diye aylarca uğraşmayacaksın. Aylarca uğraştıjtan sonra cayır cayır yanan şömine ateşine düşüp götün alevler içinde aynı bacadan ağlaya ağlaya kaçıp gitmeyeceksin.

Oynadığı iki yüzlü, yalancı ve sinsi oyunu sardığı paketlere bak :

düşünsene senin tüm sevgin, çaban ve yaptığın onca güzel şey …

Yersen diyeceğim de yiyen çok.

Peki bu çocuk neden böyle? Ya da daha doğrusu piçin sırrı ne? Bu çocuk o özel kadının peşinde koşa koşa yorulup havasını alırken piç neden elini sallamadan hatunu kapıyor?

Bunun tembel cevabı, hatunlar kötü, kötülükten anlıyor, sikecen sevmeyecen, vs … gibi herkesin gevelediği ama nedense çok değerliymiş gibi pazarlanan siyah hap safsataları.

Oysa burada olan şeyin çok basit bir açıklaması var. Kızın yanıbaşında duran yakışıklı çocuğun görünmez, çirkin piçin görünür olmasının nedeni basit. Piçin sırrı basit :

Piç ya da değil erkek adam, Erkek, damarlarında testosteron dolaşan ve bu testosterondan korkmayan adamdır.

O adamı çekici yapan piçliği değil, erkek olmaktan ve erkek gibi davranmaktan korkmaması. Erkek olarak istediğini görmesi, onu almak için direkt yürümesi, alsa da almasa da bu hareketleri yüzünden kimseden özür dilememesidir. Ne kendisine ne de başkalarına bir sebep bulmak zorunda olmamasıdır. Damarlarında yeterince testosteron dolaşan ve bu testosteronun etkisi ile ortaya çıkan hareketlerini bastırmayan adam analiz etmez. Oturup “kız bana burada shit test attı, o zaman bu durumda ben 50% shit test savar, 25% korku oyunu ve 25% neg içerecek bir şekilde karşılık vereyim” diye düşünmez. Yanlış anlamayın shit testi de savar, negi de korku oyununu da atar ama bunlar maskülenitesini bastırmayan erkeğin doğal hareketleridir.

Yukarıdaki her genç kızın rüyası iyi çocuk elemana bakalım. Ne istediği belli. Ama kadın gibi olmasa da erkek gibi de davranmıyor. Erkekliğini bastırıp cinsiyetsiz biri gibi davranıyor. İlk paragrafta yazdıklarını ben size 6 kelimede özetleyeyim : kızın sarılıp uyuyabileceği oyuncak ayı idim. Tamam oyuncak ayı olarak bir işlevin var ama oyuncak ayının pipisi yok ki! Senin bir kişiliğin ya da omurgan bile yok. Kadın ne arzular ise ona göre şekle giren bir oyun hamuru olmuşsun.

İyi çocuklar bir kadını, suda boğulmak üzere olan birinin can simidini sevdiği gibi severler. Doğanın derin ve geniş okyanusunda yüzmesini bilmediklerinden hatuna can simidi gibi yapışırlar.

Bu çocuğa damarlarındaki testosteron ne diyor? Fedakarlık ve mükemmel bir ilişki adına onunla üzül, onunla sevin, onu mutlu et mi diyor? HAYIR. Piçin damarlarındaki testosteron piçe ne diyorsa bu iyi çocuğa da onu diyor : “benim ihtiyaçlarım var ve bunları karşıla”. İyi çocuk ile piçin farkı birinin bundan utanması ve bu kaka istekleri fedakarlık / iyilik / aşk gibi süslü truva atlarına sarıp kaleden içeriye sokmaya çalışması. Annen ve annenin altın günü tayfası, sana 5 yaşından beridir erkek olmanın kaka bir şey olduğunu öğreten toplum seninle gurur duyuyor iyi adam.

Yukarıdaki iyi çocuk piç gibi davranabilmeyi istemiyor mu? Kendini merkeze koymayı, umursamamayı, aşırı çaba harcamamayı? İstiyor tabii, ama bu isteklerini gerçekleştirmek için adım atmaya cesareti yok.

Piç neden bencil görünür? Ya da güya kötüdür? Çünkü kendi maskülenitesinin isteklerine kulağını tıkamaz, ona yakındır ve onun isteklerini kaka şeyler olarak görüp bastırmaz. Hayatı boyunca kadın için kendi isteklerini bastırmaya ve fedakarlığa programlanmış “iyi” çocuk için bu kötülüktür. Oysa “Ağlama Melis” kız arkadaşlarına ve pipili kız arkadaşı iyi çocuğa ne kadar ağlasa da piç kadına aradığı masküleniteyi sunmaktadır. Burada arzunun kaynağı maskülenitedir, testosteronun özür dilemeden dışa vurumudur. Götlük yapmak değildir.

Arzu tercihe bağlı değildir

Bakın gidin götün teki olun demiyorum. Tam tersi, olay götlükte değil diyorum. Bugün öyle bir duruma geldik ki, hem maskülen hem de iyi adamların sayısı azaldı. Çoğu erkek iyi ama ya damarlarında yeterince testosteron dolaşmıyor ya da dolaşan testosteronun yarattığı dürtülere göre hareket etmekten ödleri kopuyor. Bir kısım erkek de diğer radikal uçta : aşırı maskülen ama götün teki. Kızların masküleniteye duydukları arzu tercih meselesi değil maalesef. Güçlü bir doğal dürtü. Ortamda yeterince  “iyi” ve maskülen erkek olmayınca o arzu az sayıda piçe yöneliyor.

Erkek olarak bunu anlamanız zor ama şu şekilde kafanızda canlanabilir. İyi kızların hemen hepsinin 150 kilo, ince ve çekici kızların ise çoğunlukla götün teki olduğunu düşünün. Sizin içinizdeki arzu sizin için saçını süpürge eden 150 kilo hatuna mı şiddetli istek duyardı, yoksa evlat olsa çekilmez ama taş gibi hatuna mı?

Sizin damarlarınızda yeterince testosteron yoksa, olanını da bastırmaya programlı iseniz, yani doğanın yaratabileceği güçlü arzuya hedef olacak ilkel özellikleriniz yok ise, kadınlar için çabalayıp durur, sonunda da genellikle hüsrana uğrarsınız. Bu yüzden önce gyme gidin (ne kadar kas o kadar testosteron, ne kadar testosteron o kadar kas döngüsü), bir hedef yoluna baş koyun, disiplinli olun (küçük başarılar ard arda testosteron artışı sağlar ve küçük başarılar için disipline ve bir hedefe ihtiyacınız var), vs. diyoruz. Bu yüzden erkek olmaktan utanmayın, mavi hap masallarından (erkekliğinizi bastıracak veya ihmal ettirecek pembe masallar topluluğu) uyanın diyoruz. Bunları bir arada yapın diyoruz. Damarlarınızda yeterince testosteron yoksa istediğiniz kadar olmayan testosteronu bastırmayın doğal bir arzu mıknatısı olamazsınız. Ya da isterseniz testosteron osuracak kadar testosterona bulanın eğer bunu masallar uğruna bastırıyorsanız arzu mıknatısı olamazsınız. Hem testosteron olacak hem de onu bastırmayacak bir zihniyet yapısı. Bunu başarırsanız be PUA teknikleri ezberlemeniz gerekir ne de bir kadın için aşırı çaba göstermeniz.

Kırmızı Hap Sohbetleri – Seksten önce seks konuşmak

Öğrenen adam : Abi kızla bulustuk. Bir şeyler içtik. Terasta elini falan tuttum. Biraz öyle kaldı ama sonra gülüp çekti. Seksten konuştuk. Sonra “başka bir yere gidelim mi ya” dedi. Direkt eve davet edeyim mi? Ama hatunun oturuşu falan çekingen, kolları bağlamış falan.

Mahmut Abi : Seksten mi konuştunuz? Seksten konuşmak olmaz. Bende şarap olacak hem daha sakin bana gidelim de. Ama seksten konuşmuş olmanız kötü. Bunu dersen orospu kalkanları aktive olabilir.

Öğrenen adam : Abi sen seksi ima et demedin mi?

Mahmut Abi : Ben ima et diyorum sen hep direkt konuşuyorsun.

Öğrenen adam : Hayatında kaç kisi oldu muhabbeti açıldı. “15 den sornasını saymadım” dedim ama hep böyle yavşak, gülümser moddayım. Ama ona takılıp durdu, “sen kirlisin yaa :)” dedi. “Evet” dedim ben de.

İşin içinde şarap vs olmazsa gece sevişmeyle bitmez mi?

Mahmut Abi : Ben nereden bileyim gece nereye gider de stres yaparsan istediğin yere şans eseri gider. Ben kızı hep dışarda öptüğümden eve gitmek kolay oluyor. Kaç kızla yattın sorusuna giden muhabbetin açılmasına en ufak katkın olduysa yuh diyorum.

Öğrenen adam : Evet ustune baya konustuk da. Kız orospu kalkanlarını kaldırdı sanırım. Bak şimdi ayrıldık mesela, ben yanaştım yanaktan opmek için. Elimi sıktı güldü falan. Herhalde 2. buluşma olmayacak 🙂

Mahmut Abi : Açık açık seks konusuna girmen büyük hata.

Öğrenen adam : Bunun bir sevgilisi olmuş ve tek yattığı bu adammış. “Ben öyle bir şey düşünmüyorum” dedi. Ben de “hayırlısı” deyip güldüm. Yani senin sürekli birileri olmuş hayatında dedi. “Ee normal 30 yaşındayım” dedim.

Mahmut Abi : Bir kız “ben öyle bir şey düşünmüyorum” dediğinde bu genelde “ben SENİNLE öyle bir şey düşünmüyorum” demektir. Bir kadınla özellikle ilk buluşmada seks konuşma. Hatta sikmeden hiç seks konuşma. Birincisi acemilik bu. İkincisi kadınlar seksi kız kıza konuşur yani seks konuşarak kadının seni erkek olarak algılamasına engel oluyorsun.

Öğrenen adam : Konuyu o acarsa?

Mahmut Abi : “Reca ederim bu konulara girmeyelim, ben senin bildiğin erkeklerden değilim” dersin sırıta sırıta.

Öğrenen adam : Ya bir de benim kafamda şu var: Bir ilişkisi olmuş ya da sadece ufak tefek şeyler yaşamış bir kız da ilk geceden verebilir mi?

Mahmut Abi : Verebilir ama asıl soru “sana verebilir mi?” Sen çok acemilik yapıyorsun. Sana vermesi zor.

Öğrenen adam : Ee orospu kalkanı devreye girmez mi?

Mahmut Abi : Kalkandan ziyade sen yaşına göre çok acemi izlenimi veriyorsun. Seksi direkt konuşma gibi kötü bir huyun var ki seksi dolaylı azdıramayan adamın mecburiyeti gibi.

Öğrenen adam : Dolaylı nasıl olacak? Mesela daha iki hafta önce sevişmişsin dedi. Geçen hafta da sevişirdim hasta olmasam dedim. Güldü. “Neyse ki bu hafta hasta değilim” deyip güldüm 🙂

Mahmut Abi : Agggh çok yanlış ve utanç verici. Sevişme falan. Kız kıza muhabbete girmişsiniz resmen. Büyük sıçış. Dolaylının yolu çok : dolaylı el falına bakarsın elini tutarsın ne bileyim öpücük oyunu, kadın fantazisi oyunu, vs … Ağzından tek kelime sevişme ve seks çıkmamalı.

Öğrenen adam : Yüzüğüne bakma bahanesiyle elini tuttum. Biraz durdu ve sonra çekti. Saçını da okşadım sonra. Sonra yüzünde birşey kalmıştı. Dokundum falan.

Mahmut Abi : Seks konusunu açmayacaktın. Diğer yaptıkların buna bahane değil. Senin PUA tarzı oyuna ihtiyacın var.

Öğrenen adam : Amk, adamakıllı ilişki için yaşadığım şeylere bak.

Mahmut Abi : Kimse sana tavşanlık yap demiyor ama seksi açık konuşmakta acemi oğlanlık. Tavşana göre biraz daha iyi ama çok hatunu kaçırırsın böyle.

Öğrenen adam : Evet ama şöyle düşün, sana gore sıçtım ama ben bundan kat be kat kötüydüm.

Mahmut Abi : İlerleme kaydetmen güzel ama aynı hatayı sürekli tekrarlaman kötü.

Öğrenen adam : Peki görüşmede cinselliği sadece ima edip akşama doğru ayrılırken “sana güzel bir kahve yapayım, bize gidelim” desek caiz midir?

Mahmut Abi : Tövbe! Sen kız mısın ki eve gidip kahve yapacaksın?

Öğrenen adam : Çok iyi kahve yaparım. Makinede tabii. Eee, hangi bahane ile eve atılır?

Mahmut Abi : Sen kendini “kahve yapan” gelinlik kızla özdeşleştirmeyi boşver. Kahve ya da çay içmeye gidiyorsunuz ya. Orada oturup saatlerce muhabbet yapmaya gitmiyorsun. Orada maksimum 1 saat. Kızı oradan evine zor atarsın. Kahve, gecenin asıl mekanından önceki bir ara durak. Kızla aranızda bir çekim yaratmak ve bu olmazsa daha pahalı olacak ana mekana para vermekten kurtulmak için. Ya da kızı beğenmezsen çabucak sıvışabilmen için. Asıl mekan ise (“senin buluştuğun hatunun başka yere gidelim” dediğinde asıl götüreceğin mekan) içkili bir yer olacaktır. Eğer içiyorsan. İçmiyorsan bile daha geceye yönelik ve seksi  bir mekana gitmeniz lazım. Bir çatı kat bar gibi.

Öncelikle seksi ima etmek, seks konuşarak olmaz. Bazıları el falı bakar el tutar, ben kadın fantazisi oyunu oynarım, vs … Sen seksi unut. Aşama aşama ilerle. Birinci aşamada aklında kızı eğer beğenirsen o kahve mekanından güzel bir mekana götürmek olsun (ama akşam yemeği yemeye gitmeyin, eğer açsanız yemeği yolda hızlıca geçiştir). Bu olduysa ikinci aşamayı düşün. Aklında gece koltukta kızı hoplatmak değil el tutmak ve / veya öpmek olsun. Bu oldu mu kızı evine götürmeyi düşünmeye başla. Gerçi bu olmuyorsa da kızı evine götürmeyi düşün ama  böyle daha garantili.

Ben öpücüğe dudaktan başlamam. İlkin yanağıma alırım. Ama yanağa alınan öpücük hemen her zaman dudağa da gidecektir.

Bu yeni mekanda benim bir alfa oturuş testim var. Vücut dilime dikkat ederim. Kızdan hafif öteye eğilirim mesela. Elimle çenemi tutmak gibi ürkeklik belirten hareketlerden kaçınırım. Ve kız benim oturuşuma gelip sokuluyor mu ya da en azından “kanatlarım” altında rahat mı bakarım.

Öğrenen adam : Sonra ayrılırken bize gidelim mi diyoruz?

Mahmut Abi : Ayrılırken söylemek korkakça. Buluşmadan cinselliğe gidiş bir süreç ve tüm buluşma boyunca azar azar yükseltilecek bir şey. Bütün gece sıfır cinsel gerilimsiz muhabbet edip (çoğu erkek kızı korkutmamak için bu hatayı yapar) sonra birden masaya çarpamazsın. Gece boyu ısı artmıyorsa gece sonunda kızı bırakıp gidersin.

Ama kadınları iyi okuyabilmek lazım. Acemi erkeklerin kadınları kafalarında büyütmelerinin yarattığı büyük problemlerden biri de kadının beğendiği bir erkek ile ne kadar heyecanlanıp, hata yapmaktan korktuğudur. Bunun dışa yansıması soğukluk olabilir ve kadını biraz okuyamayan ve özellikle de kadınlık karşısında ezilip büzülmeye yatkın bir erkek bunu kendi aleyhine okur.

Öğrenen adam : Peki ne zaman teklif ediyorum?

Mahmut Abi : İşin o kıvama geldiğini bir erkek içgüdüsel anlar zaten. Burada içgüdüleri dinlemek lazım ama tabii içgüdülerin büyük bir mavi hap enkazı altında da olmaması lazım. Kızı öptükten sonra mesela “hadi daha sessiz bir yere gidelim” (ben sırf bunu diyebilmek için kızı genellikle gürültülü bir yere götürürüm) dersin.

Burada “sana mı?” ya da “evine gitmekten mi bahsediyorsun?” gibi bir shit test gelir. Buna “vay hınzır hadi bana olsun” diyerek gelişine çakmayan bizden değildir.

Öğrenen adam : Ben orada evet derim mesela.

Mahmut Abi : Bak orada evet demek çok büyük hata zira hiçbir seksi gerilimi yok ve açlık çağrıştırıyor. Negatif cinsel gerilime yatkın bir cevap Oysa “vay hınzır / yaramaz kız” demek ise pozitif cinsel gerilimli. İşte bu tip bir eğlenen ustalık çok seksidir.

Öğrenen adam : Ama gülerim pis pis.

Mahmut Abi : Önemli değil, shit teste kafayı koyacaksın. Evet ne ya? 😀 Evet der gülersen piçlik olmaz. Buradaki gibi eğlenceli bir şekilde kızı suçlaman lazım. “Suçlama” çok eski ve çok işe yarar bir PUA tekniğidir.

Öğrenen adam : Sarkastik ama burada ” demek bana gecmek istiyosun? ” demek daha iyi.

Mahmut Abi : Nein, nein, nein! Satışta temel kuraldır: satış oldu varsayacaksın. Bu nedenle de satışta cevabı “hayır” olabilecek sorular sormazsın.  Bu soruya sana geçmek isteyen bir kız bile istemsizce “hayır” cevabını yapıştırabilir ve sonra hemen afallamaya başlarsın.

Suçlama oyunu iyidir. Bu yaramaz kız oyununun sonunda işler yolunda giderse kızlar genellikle “ben çok yaramaz bir kızım … lütfen beni cezalandır” kovamına gelir 😀

Lan ben kendime PUA dersem gerçekten PUA olan adamlar linç eder ama bayağı pua biliyorum sanırım.

Öğrenen adam : Ben hic bilmiyorum. Herkesi prof. puaci saniyosun amk 🙂

Mahmut Abi : Aslında olay teknikten daha basit. Satışı oldu say (assume sales), ben ödülüm zihin yapısı ile alakalı. Satışı oldu varsayarsan (ama hayırdan anlamayan bir hıyar olmamak kaydı ile) ağzından çıkan şeyler genelde suçlama oyunu (accusation game) olur. O nedenle bir sürü teknik de ezberleyebilirsin ama daha sağlamı kendini ödül olarak görmektir. Kıza ödül olduğunu hissettirmek ya da imajı çizmekten bahsetmiyorum. Benimle birlikte olmak bir kız için güzel bir şey diye kendi içinde bir inanç olacak. Olmalı da.

Öğrenen adam : Ben hiç ” hadi gidip sevişelim” diyen karı görmedim.

Mahmut Abi : Seks veya sevişelim gibi kelimelerin kullanılması senin kızla yatağa gitme ihtimalini azaltırlar.

Öğrenen adam : Hemen orospu kalkanı devreye girdiği için mi?

Mahmut Abi : Daha da kötü.

Öğrenen adam : ?

Mahmut Abi : Bak burayı iyi not et zira oyunun püf noktası burası. Oyunun püf noktası kadının senin onunla seks yapıp yapmayacağını son ana kadar bilememesidir.

Kadın asla “ben istersem 100% olur” diyememeli. Unutma sen ödülsün ve bolluk zihniyetine sahipsin. Evine gidiyor ama illa sikecek misin bakalım?

Öğrenen adam : Bak bunları daha önce demediydin. Tecribeyle birkaç senede öğrenilecek şeyler bunlar.

Mahmut Abi : Bu bilememe gerilimi hatunu çok fena azdırır. Hayalgücüne oynar.

Öğrenen adam : İş eve gitmeye geldi ise hatun çakar durumu.

Mahmut Abi : Kadın yerine ya da kadın tarafında düşünmeyi bırak! Kendi oyununa bak. Eğer sen kendini gerçekten ödül olarak görüyorsan, bolluk zihniyetine sahipsen, illa bu kızla yatacaksın diye bir şey olmayacaktır. Yürüyen sen iken bu işin yatağa gitmesi sadece kızın sana evet demesine bağlı olmaması bu işin püf noktası. Seks konuşması ile bu gerilimin içine sıçıyorsun. Kızın “ben istersem olur” diyebileceği beta sürünün bir üyesi oluyorsun.

Öğrenen adam : Hiç tam bu aşamada reddedildigin oldu mu?

Mahmut Abi : Oldu tabii.

Öğrenen adam : Nasıl aştın?

Mahmut Abi : Aşamadım.

Öğrenen adam : Seks olmadı yani?

Mahmut Abi : Evet olmadı. 4 günlüğüne bir şehirdeyim. Bir kızla tanıştım. Starbuckstan sonra içmeye gittik. Gece oyun sonucu tutkulu öpüşmeye kadar geldi ama otelime gelmedi. Sen bir daha buralara gelmezsin dedi. Eğer bir daha gelirsen ve beni hatırlarsan … ama şimdi olmaz dedi. Ben gelirim ne demek diye dil döktüm ama inanmadı. Akıllı kız 🙂 Hakkaten de bir daha yolun 2 – 3 sene sonra düştü oralara.