Adam öküz

Kadın zirvesine katılan Kılıçdaroğlu’nun Ayşe Arman ile konuşmasının bir bölümü aşağıda. Ayşe Arman Kılıçdaroğlu’nun “erkekler ekonomik sıkıntı yüzünden eziliyor büzülüyor çaresiz kalıyor ve eve gidince hıncını kadından çıkarıyor” türünde talihsiz (!) bir açıklama yaptığını söyledikten sonra, tipik bir feministten beklenecek bir şekilde kelime oyunu yaparak bu konuda veri temelli açıklama yapma cürreti gösteren bir erkeğe saldırıyor. Kemal Kılıçdaroğlu bir sebepten bahsediyor ama Arman bunu gerekçe diye lanse ediyor. Bu son zamanlarda feministlerin beğenmedikleri araştırmaları susturmak için çokça kullandıkları bir yöntem. Kılıçdaroğlu’nun acı bir gerçeği dile getirmesi onu tasvip ettiği anlamına gelmemesine rağmen Arman burada “böyle derseniz bunu haklı görürsünüz” anlamına gelecek şeyler söylüyor.

Türkiye’deki rakamları bilmiyorum (Kemal Kılıçdaroğlu yüzde 15 diyor ama bana az geldi) ama dünyada da birçok ülkede erkeğin fiziksek olarak saldırgan taraf olduğu aile içi şiddetin en büyük sebeplerinden biri erkeğin dışarda, başta ekonomik olmak üzere belirli nedenlerle özgüven kaybı yaşaması ve bunun hıncını evde çıkarması. Aynı zamanda veriler, aile içi şiddetin, sosyo ekonomik olarak aşağı indikçe astronomik olarak arttığı yönünde.

 

Feministler tabii bunu duyar duymaz “şiddete kılıf buluyorsunuz” diye çığırtıyorlar zira onlara göre sebep belli (!) : adam öküz. Ayşe Arman gibilerin zaten yaşadıkları fildişi kuleden kendi yüksek zevklerine uymayan herşeyi “öküzlük”, “hanzoluk”, “göbeğini kaşıyan adamlık” gibi yüksek IQ belirtisi (!) kavramlarla açıklamasına artık şaşırmıyoruz. Fakat burada ek olarak tipik feminist tek sebepçilik de var. Bu tek sebep de belli : erkeğin içindeki testosteron destekli şiddet eğilimi ve bunu hunharca dışa vurmasını destekleyen, kadını ezen ataerkil sistem. Bitti. Niye bitti zira çözüm (!) (daha doğrusu feminist ajanda) ataerkil sistemi yıkmak olduğu için sorun cinsiyetçilik olmalı.

Oysa eğer Kılıçdaroğlu’nun dediği gibi bir veri geliyorsa araştırmalardan, bunu ciddiye almak ve erkeklere bu konuda psikolojik destek, danışma hattı, vs. gibi çözümler üretmek, aile içi şiddeti gerçekten azaltabilir. Azaltır demiyorum ama orada ciddiye alırsan çözüme doğru politika üretme ihtimalin olan bir durum var. Veri destekli çözümler her zaman duygusal çözümlerden daha güçlüdür ki dikkat ederseniz “adam öküz” tespitinin önerdiği bir çözüm de yok.

Sorun sende değil hormonlarımda – Testosteronun Etkileri

Vücuttaki hormon seviyelerindeki dalgalanmaların insanların davranışları ve ruhsal durumları üzerindeki etkileri daha yeni yeni anlaşılmaya ve araştırılmaya başlanan bir konu. Bu aşağıdaki videoda Lisa Welling, testosteron seviyesinin, kadın ve erkeklerde karşı cinste çekicilik konusunda nasıl etkili olduğu konusunda örnekler veriyor.

İnsan çekiciliğinde 3 çeşit steroid hormon öne çıkıyor : Progestinler ki anahtar hormonu progesterondur, temel olarak hamilelik sürecinde yer alırlar. Estrogenler ki anahtar hormonu estradioldür, temel olarak kadınların ikincil cinsel karakteristiklerinin gelişiminde rol oynarlar. e son olarak androgenler ki anahtar hormonu testosterondur, çoğunlukla erkek ikincil cinsel karakteristiklerinin gelişiminde rol oynarlar. Farkedilen ana fonsiyonlarına rağmen bu üç sınıf hormon da hem kadınlarda hem de erkeklerde bulunur (fakat çok farklı oranlarda).

Welling’in bahsettiği örnek, hemen her erkeğin kadının koruyup kollama konusunda bilmesi gereken birşey : adet döngüsü. 28 günlük ortalama adet döneminde, adet birinci günde foliküler denilen evre ile başlar. Adet 5 gün sürerken, folliküler evre yumurtlamaya kadar devam eder ki bu aşamada yumurtlanır ve döllenme olabilir. Yumurtlamadan sonra luteal diye bilinen evre vardır ki bu evrede döllenmiş yumurta uterus duvarına yapışabilir ve hamilelik olabilir. Hamilelik olmazsa, hormon seviyeleri düşer ve döngü yeniden başlar.

Aşağıdaki grafikte gördüğünüz gibi estrogen, testosteron ve progesteron, adet döngüsü boyunca tahmin edilir oranlarda salgılanırlar.

Geç Foliküler Evre – Alfa siker günleri 

Adet döneminin değişik evrelerinin değişik hormon profilleri var. Örneğin cinsel ilişkinin döllenme sonuçlanabileceği geç foliküler evrede estrojen ve testosteron seviyeleri yüksek iken, progesteron seviyesi çok düşük. Ama döllenmenin olmayacağı luteal fazın ortasında ise yüksek estrogen seviyesi var (ama yine de daha az), düşük testosteron ve çok yüksek progesteron seviyeleri var.

Araştırmalar gösteriyor ki kadınlar, yumurtlamaya yakın dönemde erkeklerde maskülin karakteristikleri daha çekici bulduklarını söylüyorlar. Yani kadınların bu genetik sağlık göstergelerini olan çekimi, döllenme ihtimallerinin en çok olduğu dönemde daha artıyor.

Bu tercihleri hormonlar yönetiyor. Unutmayın, yumurtlamaya yakın testosteron seviyesi yüksek, estrogen seviyesi yüksek ve pregesteron seviyesi düşük.  Süslü bir matematiğin de yardımı ile her bir hormonun tek tek katkısını hesaplamışlar ve görünen o ki testosteron bu maskülin erkek seçme etkisini yaratıyor. Kadınların testosteron seviyesi yumurtlamaya yakın yüksek iken maskülin erkek tercihi aynı kadının testosteron seviyesi daha düşük olduğu zamana göre daha fazla.

Evet sevgili dostlar, alfa siker, beta öder hipergamisi, hormonların da etkisi ile 28 günlük periyotlar halinde sürekli tekrarlanıyor. Bu nedenle hatununuzun adet döngüsünün bilmeniz çok önemli. Hatununuzun adet döngüsünü bilin ve bu yumurtlama penceresinde kıskançlık seviyenizi arttırın. Bırakın kızlarla dışarı çıkıp kız kıza başka bir zamanda eğlensinler. Hem bu döngüyü bilirseniz sürekli kıskançlığa da gerek yok. Sadece o alfaya meyilli dönemde gözünüz açık olsun yeter :))

Ve toy, alfa özellikleri gelişme aşamasında erkeklere tavsiyemiz ise hedefteki kadının adet dönemini bilebilirlerse bu beta öder kısmında yatağa atlayabilirler. Şimdi bulamadım ama beta erkeklerin en çok bu dönemde seks bulabildiğini (hamilelik olmayacak bu dönemde) gösteren bir araştırma okumuştum.

Erkeklerde Testosteron ve kadın çekiciliği

Son dönemlerde erkeklerin hiç de kadınsı olmayan kadınlara çekilebilmesini açıklayan bir bölümde var videoda. Erkeklerin testosteron seviyesi arttıkça, feminen kadınlara yöneliyorlar. Ama gençlerin testosteron seviyesi tabanda olduğu için, tam tersi geçerli.

Erkeklerde başarı ve testosteron

Videonun en son bölümü ise bence çok önemli bir bilgi içeriyor. Testosteron seviyesi, erkek rekabete dayalı bir oyunda kazandı mı tavan yapıyor ama kaybetti mi yerlerde sürünüyor. Bu önemli ve gerçekten de yaptığınız işin rekabetçi olması ve bunda çok iyi olacak şekilde kendinizi geliştirmeniz, testosteron seviyenizi tavanlara çıkaracaktır.

Zayiatlar

Benim bildiğim ve kadın için intihar eden ilk erkek kayınbiraderimdi. Bu konu halkında çok detaya girmek istemiyorum zira manosphere’e bu nedenle girdiğim düşünülebilir ama bu intiharın 20 yıllık bir evlilik ve 2 çocuktan sonra geldiğini söylemem yeterli. Baldızım daha adam toprağa verileli 1 sene geçmeden, ilişki yaşadığı milyonerle evlendi. Bu onun ile ailesinin ve benim aramda ciddi bir problem fakat kayınbiraderimin kendini asmasının asıl suçlusu kendi amansız betalığı / ONEitis koşullanması idi. İçimdeki psikolog bana bir insanı intihara iten birçok dengesizlik olduğunu söylüyor ama kişinin bu konuda harekete geçme ihtimalini arttıran birçok dış etken olduğunu da biliyorum.

Kayınbiraderimin kendini asma sebebi, hiç aklına gelmeyecek birşeyin olmasından dolayı idi ; hayatının kadını, ruh ikizi, gözünden sakındığı kadın, 20 yıllık evlilikten sonra kendisini terkediyordu (sonradan keşfettik ki bir milyoner için). Bu kadın onun hayatında TEK seks yaptığı kadındı (bilebildiğim kadarıyla) ve kayınbiraderim 18 – 19 yaşında evlendiklerinden itibaren çok sadık ve güvenilir bir koca ve baba idi. Kız 17 yaşında hamile kaldığında “doğru olanı” yapmış ve onunla evlenip ona sadık kalmıştı. Tüm hırslarını bir kenara koyup çocuklarını üniversiteye göndermek için eşek gibi çalışmıştı – kendisinin hiçbir zaman gidemediği üniversiteye. Tabii ki bir aziz değildi ve baldızımın motivasyonunu tartışmayacağım zira benim değinmek istediğim nokta bu değil : benim değinmek istediğim nokta, kayınbiraderimin hiç yüzleşmediği AFCliği ve hayatının sadece hayatının kadını ile tam olacağı inancı. Kelime anlamı ile onsuz yaşayamadı ve içindeki betayı öldürmediği için (içindeki betadan haberi bile yoktu gerçi), kendisini öldürdü.

Kayınbiraderim hiçbir ruh hastalığı belirtisi göstermedi ve hayatında terapist yüzü görmedi. İntihar ettiği gün de dahil hiçbir zaman depresyon sorunu olmadı ve çoğunlukla hayatı boyunca hep kendi işlerini yolunda tuttu. Deliye deli diyebiliriz ama 16 yaşında bir oğlanın “alınlarında yazıldığı gibi beraber olabilmek” için 14 yaşındaki kız arkadaşının anne ve babasını vurup öldürdüğünü okuduğumuzda, burada sadece ruh hastalığından başka birşey olduğunu da düşünmemiz lazım.

Hastalık

AFClik / Betalık (daha iyi bir terim bulamadık) benim görüşüme göre bir tür koşullanma. Bir erkek hayatı boyunca “hayatında bir kadın olmadan yaşayamayacağına” inanırsa, en hafif bir kendine güven sorunu ya da kişilik bozukluğu ile bile kelime anlamı ile kızarkadaşı ya da karısı olmadan yaşayamaz.

Hayatına son veren ve tanıdığım ikinci kişi ise Nick adlı bir radyo DJ idi. Nick hayatında o BİR kadın olmadan yaşamaktansa kendi ağzına mermi sıkmayı tercih etti. Burada Nick’i terk etti diye kızı suçlamıyorum, tam tersi. Erkeklerin AFCliğe / betalığa yatkın bir şekilde sosyalleşmesi bu tür öldürücü hareketlerin nedeni. Üniversitede iken eğitimin bir parçası olarak eski erkek arkadaşı kendisini uğruna terk ettiği erkeği 30 bıçak darbesi ile öldüren 17 yaşında bir kıza psikolojik danışmanlık yapmıştım. Ömür boyu parmaklıkların ardında kalacak zira “o kız onun ruh ikizi” idi. The Game kitabında usta PUA Mystery’nin içindeki AFC ile yüzleşmediği için nasıl intiharın eşiğine geldiğini okuyunca kafamı sallamıştım.

Baştan açık açık belirteyim, kesinlikle bu kadınların bu ölümlerden en ufak da olsa bir sorumluluğu olduğunu söylemiyorum. Onlar sadece hipergami ve kendi durumları neyi gerektiriyorsa onu yaptılar. Bu erkekler kendi ölümlerinden %100 sorumlular. Ölümlerindeki tüm suç onların kendi betalıklarına ve ONEitislerine yaptıkları ego-yatırımı. Onları intihara iten içlerindeki AFC.

Bu nedenle ONEitis’in aşırı durumlarında ölümcül olan bir ruh hastalığı olduğunu iddia ediyorum. Daha önce belirttiğim gibi, eğer bir erkek hayatının büyük bir kısmında “bir kadın olmadan yaşayamam” düşüncesini içselleştirirse ve de üstüne az da olsa bir psikolojik veya kendine güven problemi varsa, gerçekten de bir kız arkadaş ya da eş olmadan yaşayamayacağı bir noktaya gelebilir. Bu durumda ben kadını suçlamam – kadınları kendilerinin durumuna göre ne yapmaları gerekiyorsa onu yapıyorlar. Bir kadın bir AFC ile eşleştiğinde ve daha sonrada çok da anlaşılmaz olmayacağı gibi kendi iyiliği ya da daha iyi bir opsiyon için onu terk etmek istediğinde, bu AFC aşırılığı görülür. Bu tip bir AFC zihniyeti, sinir hastalığı bulunan kadınlardaki borderline kişilik bozukluğuna denktir.

Manosphere’de yazma nedenim, eğer erkekleri (ve kadınları) bu tür yıkıcı ideolojilerden kurtarmak hayat kurtaracaksa, çabaya değer olmasındandır. Bunu kelime anlamıyla söylüyorum. Bu engelleme yakın ve hızlıca can alan intiharı engellemek ya da AFC evliliğinden yavaş yavaş ölmek şeklinde de olsa.

İntihara meyilli AFClerin temel sanrısı, BİR KADIN yanılgısı. Bu erkekler ONEitis’e yatkınlar, taa eline kadın eli değmemiş bakir oğlan oldukları günlerden beri. Biliyorum bu dediğim, ONEitis’in tek bir kadına bağlanmak olduğu ile ilgili inanca ters. Bu AFC’nin bir etten – kemikten ONEitis’e kendini adayacağı bir uzun süreli ilişkide olması gerekiyor anlamına geliyor fakat bu sadece elmanın bir yarısı. Birçok erkek ONEitis koşullanmasını daha hayatlarında tek bir uzun süreli ilişki olmadan önce kazanıyorlar. Temel olarak feminize toplumun onlara bir erkeğin sorumluluğu diye aşıladığı şeye kendi kendilerini hazırlıyorlar. Bir kez bu amaç ellerinden alındı mı, bir kere en hafifinden bile hipergami ile başa çıkamadılar mı, feminen buyruk tarafından koşullanan erkek, intiharı bir opsiyon olarak düşünmeye başlıyor

Çeviri : Casualties

İçinde mavi hapı muhafaza etmek

Fişten çekilmenin 5 Aşaması yazısında BayDooku şöyle sormuş :

kırmızı hap ve mavi hap yutan erkekler rekabetinde ben açıkçası ikisinide bir üstülük getiremedim.Yanlış anlamayın sakın hocam hani sizin savundugunuz kırmızı hapı elbette daha mantıklı ve gerçekte olması gereken olduğunu düşünüyorum ama hayatın bazı alanlarındada sanırım mavi haplı arkadaşların duygusallığını kullanmamız ve onların kartlarından birkaçını oynamamız gerekiyor. Biraz absürt kaçacak ama yarım kırmızı hap yarımda mavi hap(mor hap diyorum ben kendi kitabımda ) güç dengesini bu şekilde muhafaza etsek acaba nasıl olurdu ?

Kırmızı hapı yuttuktan sonraki evrede (takriben ilk 6 ay – 2 sene arasında), birçok erkeğin kırmızı hapa bakış açısı, mavi hap referansları ile devam ettiği için, mavi hap onlara nihilist ve mutsuz bir yaşam felsefesi gibi görünür. Bu aşamada mavi hapın duygusallığı, kırmızı hapın sert gerçeklerine karşı bir kaçış olarak bir kenarda tutulmak istenir. Hatta kırmızı hapı reddedenlerin sıklıkla dile getirdiği “hayatına giren her kadının arkasından işler çevirdiğini sanan, her kadını gardı biraz indirse suratına hipergami yumruğu sallayacak sanan, kızgın ve acınası erkek” imajı, kırmızı hapın temellerini kabul eden erkeklerde bile görülür. Burada es geçilen şey ise, kırmızı hapın bu umutsuz ve nihilist tarifinin gerçek olamayacak kadar kötü olduğudur. Kırmızı hap bu bakış açısından o kadar paranoyak ve nihilist görünür ki, böyle bir hayat imkansızdır fakat nedense kırmızı hapı içselleştirmiş erkeklerin bir şekilde bu ruh halinde yaşadığı sanılır. Tekrar ediyorum, kimsenin böyle yaşayamayacağı bariz olmasına rağmen

BayDooku bahsettiği bu değil ama bu kısmı belirtelim önce. BayDooku daha faydacı bir yönden yaklaşıyor, ama bu yaklaşım sert gerçeklerden kaçışa bahane olabilir, uyaralım.

Kırmızı hap farkındalığı olan biri duygusallaşamaz diye birşey yok. Eğer çerçeveniz kırmızı hap merkezli ise tamamen herşeyi büyük bir soğukkanlılıkla ve planlayarak yapan robotlara dönüşmüyorsunuz. Kadınları daha az sevmiyorsunuz. Sadece kafanıza işlenmiş ve etten – kemikten kadınların sığamayacağı Disney prensesi şablonları reddediyorsunuz.

Neil Strauss’un The Game kitabında belirttiği robotlardan İdealizm yazısında bahsetmiştik. Mavi hap odaklı düşüncenin kırmızı haplı erkeklere bakışı, bunu sürekli numara yaparak ve duygusuz robotlar gibi yaptıkları ve böyle yaşayan bir erkeğin her saniye uyanıklık ve çaba gerektiren yorucu ve soğuk bir hayat demek olduğu. Bu doğru değil. Evet, mavi hapın önceden hazırlanmış senaryolarını bilinçsizce oynayan bir erkek için kırmızı hapın bireysel sorumluluk ve yeni bir paradigma inşaası gerektiren hayatı ilk başlarda zor, yorucu ve duygusuz gelecektir. Ama kırmızı hap eğer kişi çoğu insan gibi mavi hapa ya da alkol gibi klasik erkek kaçışlarına geri sığınmazsa içselleşecektir.

Alfa olmak ile ilgili olması gerektiğinden fazla yaygın bir yanılgı vardır. Tabak ya da sevgili olan kızın alfaya gelip “bugün babamın kanser olduğunu öğrendim” diye ağlaması durumunda alfa olan (a) bana ne ben kızı pompalar evine yollarım veya (b) kızı teselli eder o gece ona sarılır uyur şıklarından (a)yı seçer diye düşünülür. Oysa ikisini de seçecek alfa vardır. Skeptico’num sıklıkla belirttiği gibi (a)ya yakın duran alfalar da alfadır ama bugün toplumu yönetmek yerine hapishaneleri doldurur. (b)ye yakın duran alfalar da vardır. Ya da alfa olmak, (b)yi dışlamaz.

NOT : Ham, dark triad alfanın uygarlık baskısından kurtulmasının ardından iktidar taebi ve içindeki kötülükle yüzleşip onu yüzleşen ile savaşmak için terbiye etme cesareti gösteremeyen alfanın (ya da belki nitelikli betanın) hikayesini ve doğal alfanın bu şekilde kazanmasının nereye gideceğini görmek için Sineklerin Tanrısı kitabını okumanızı tavsiye ederim. İç açıcı bir hikaye değildir ama çok iyi bir hikayedir kendisi.

Kırmızı hap – mavi hap güç dengesini muhafaza etme fikri hemen her zaman Mitch’in hikayesine dönüyor maalesef. Bu çoğunlukla kırmızı hap araçları ile mavi hap idealleri gerçekleştirme bahanesi oluyor. Bu da genelde hüsran demek.

Daha iyi bir yol var : bu işin daha kolay olmasını dileyeceğinize, kendinizi daha dagüçlendirin. Erkek olmak kolay birşey değil, farkında bir erkek olmak hiç kolay değil. Ama hayatı anlamlı yapan eğer sorumluluk olmak ise, kırmızı hap hayatı anlamsızlaştıran birşey hiç değil.

Uzaktan alfa

Sözlerinin Erleri yazısında, Tristan rumuzlu okurun şu yorumu üzerine birkaç şey yazmak istiyorum zira bu çok yaygın bir durum :

“Hocam bendeki sıkıntı çoğu zaman şu: Böyle fırıldak hatunlar, istedikleri ilgiyi veya alakayı gördükleri andan itibaren hemen pasif-aktif bekleyen konumuna alıyorlar kendilerini. Sonra da etraftaki bir başka erkekte aynısını deniyorlar. Bir tür ego tatmini herhalde.”

Ben de şöyle bir yorum ile bu konuya açıklık getirmeye çalıştım :

“Hocam o sıkıntı bizim e-mail ile en çok soru aldığımız sıkıntı. Maalesef genellikle hatunların fırıldaklığı ile ilgili değil. Hatunların istedikleri ilgi ve alakayı görmeleri ertesi pasif – aktif olmalarından ziyade olan maalesef şu : Uzaktan cool ve alfa görünen birçok erkek, elinde çok opsiyon yok iken bir kız ilgi gösterince o kız karşısında betalaşır. Heyecanlanır, fazla ilgi gösterir, duruşu – sesi pasifleşir falan.

Burda ego tatmini de vardır ve bazen hatunlar fırıldaktır muhakkak ama asıl olan maalesef benim dediğim dinamik. Unutma, kadınlar erkeklere göre çok daha fazla sıklıkta tabak çevirir (onların farkı az bir kısmı hariç kadınlar tabaklarıyla paralel yatmazlar, bir tabak esas oğlan olur diğerleri Plan B) ve sen ilgi karşısında betalaşırsan, betalaşmayan öne geçer.

O yüzden ya opsiyonlarını arttıracaksın ya da yapamadığın zaman (ki çoğu zaman durum budur) opsiyonların varmış gibi davranacaksın.”

Tristan’un şu devam yorumu üzerine bir yorum atıyordum ama uzun uzun yazınca bunu ayrı bir post yapmaya karar verdim. Dediğim gibi bu çok yaygın bir şey ve bu konuda çok e-posta alıyoruz:

Burada yapılması gereken şey, başta takındığın tavrı takınmak mıdır? Öyleyse pek başarılı olmuyorsun, çünkü başta neysem, kendimi bozmuyorum. Çoğunlukla reddedilmekten çok, kızlar sıkılıp gidiyor. Etrafta tabak çok nasılsa.

Uzaktan size ilgi gösteren kızın sizin onun ilgisini farkedip iletişime geçmenizin ardından size ilgisini kaybetmesi çok yaygın bir durumdur. Özellikle tipi ve fiziği iyi ama içten toy erkeklerin sık olarak başına gelir. Hatta bu gençlerin bir kısmı için olay şöyle gelişir : sikerim bu ilişkileri deyip yalnız kalmaya çalışırken bir kız çıkar erkeğe ilgi gösterir ya da erkeği ilişkiye çeker (bunun bir başka yaygın versiyonu da erkeğin yalnız iken alfa olup, ilişkide beta olmasıdır) ama bu erkek iletişimde / ilişkide kızı hemen ONEitis yapar ve betalaşır ve ilişkiden ağzı yanar yine. Bu döngü devam eder.

Kızların sıkılıp gitmesine gelelim. Bu genellikle erkeğin işi bir üst seviyeye taşıyıp olayı hızlıca bağlayamaması ile olur (bazen de başka bir erkeğin çok daha şanslı ve hızlı olması ile). Genç ve güzel kadınların çevresinde, çevirebilecekleri çok tabak vardır ama bu tabakların çoğu uydu erkektir. Burada erkeklerden farklı bir dinamik olsa da (aşağıda değineceğiz) kadınların bu meriç sürüsünü hayal güçleri ile lehlerine kullanma yeteneklerinden alınacak dersler yok değildir. Aslında bu meriçlerin çoğu alternatif olmasa da (bir meriç kadına, çok şişman ve bakımsız bir kadın erkeğe nasıl görünüyorsa öyle görünür) ve meriç olmayan erkek az bulunur olsa da kadınlar bu erkeklerin hepsi alternatifmiş gibi hissedip “aman elimi sallasam ellisi” diye kendilerini gazlayabilirler.

Ama burada hiç unutmamanız gereken nokta, kadınlar ve erkekler arasındaki çok önemli bir ayrım.

Kadınların ilişkilerde ödül birimi ilgidir, erkeklerin ise seks.

Kadın sekse erkek kadar ihtiyaç duymaz (bunun aksini iddia edenler size yalan söylüyor ve bu konuda sıradaki bir yazı), erkeğin ilgiye kadın kadar ihtiyaç duymaması gibi. Bu nedenle kadının çevresinde dönen uydu erkekler (seks almadan yakın ilgi veren erkekler), erkeğin elinin altında tuttuğu fuckbuddy kadınlara (ilgi almadan seks veren kadınlar) denktir. Bu nedenle uydusu olan kadınların ( eşittir güzel kadınlar) tatmin seviyesi, fuckbuddysi olan erkek tatmin seviyesindedir. Eğer bir erkeğin düzenli pompaladığı ya da pompalama ihtimali olan kadınlar olsa idi (uydu erkekler kadar yaygın değiller ve bu da erkeklerin hanesine yazılacak bir utançtır) onun egosu da tepelerde olurdu. Fakat tabii ki çoğu erkeğin böyle bir lüksü yok. Kötüsü, uydu erkek sayısı hızla artıyor ve özellikle sosyal medya ile kadınların bu ego şişmesi kronikleşti.

(NOT : İşte tam bu yüzden ilginize karşılık vermeyen kızı hemen bırakın. Toplam kadın egosunu şişiren sürüye katılıp işleri daha da zorlaştırmayın)

Burada yapılması gereken şey, başta takındığın tavrı takınmak mıdır?

Burada yapılması gereken ilk şey, tabak çevirmektir. Erkekler, opsiyonları kadar güçlüdür ve uzaktan alfa erkeklerin kadın ilgisi ile betalaşma sebebi ellerinde opsiyon olmadığı için ilgi gösteren kadına çölde su muamelesi yapmalarıdır.

Tabak çevirme ile ilgili yanlış anlaşılan birşey var. Tabaklarınızla yatıyor olmanız gerekmez. O çeşit tabak çevirmek daha iyi ama elinizde tek bir opsiyon yokken bile birden 2 – 3 kadın bulup yatmaya nasıl başlayacaksınız ki? Hele bunu yapamayacağınız yerleşim yerlerinde. Şuradaki kırmızı haplı çocuk gibi opsiyon sayısını yüksek tutmak, opsiyonlardan ilgisi az olanları hemen düşürmek ve kadından karşılığını görmeden ona ilgi vermeyerek diğer kadınlara daha açık olmak da tabak çevirmektir. Yalnızken alfa ve kız görünce beta olan erkekler, mavi haplı çocuklardır genelde.

Yani birincisi, fiziksel olarak olmasa bile zihinsel olarak tabak çevirmek, kadın ile elinizdeki kartları eşitleyecektir. Eğer kızdan başka opsiyonununuz yoksa şu an en hızlı yapabileceğiniz şey bu kız ile olmazsa olmaz psikolojisine girmektir (ama bunu kıza karşı adım atmama bahanesi olarak kullanmayın).

İkincisi, muhtaç olduğunuz kudret damarlarınızdaki asil kanda mevcut mu diye düşünmeniz lazım. Testosterondan bahsediyorum. Genç erkeklerin testosteron seviyeleri genellikle acınacak seviyelerde ve bu eksiklik hem onların bir kadına dominant ve çerçeveyi korur bir şekilde yürüme dürtülerini baltalıyor hem de kadınlar testosteron yüküne olumlu tepki verdiklerinden kadınlar tarafından çekici bulunma ihtimalini azaltıyor :

  • Eğer düzenli olarak gyme gitmiyorsanız ve ağırlık kaldırmıyorsanız,
  • Yediğinize içtiğinize dikkat etmiyorsanız (özellikle de aşağı doğru bakınca göbeğinizden pipinizi göremiyorsanız emin olun testosteron seviyeniz çok çok kötü durumda),
  • Uykunuz düzenli değilse,
  • Hayatta bir iş / sanat / zanaat hırsınız yoksa,
  • Porno ve mastürbasyon tam gaz ise,
  • Televizyon ve bilgisayar karşısında saatlerinizi harcıyorsanız,

işiniz yaş. Bunu ikinci yazdım ama aslında hem ilk başta yapmanız gereken şey testosteron dostu bir yaşama geçmek hem de bunu yapmamak için bahaneniz çok çok az. Genelde fiziksel bir engeliniz yoksa bunları yapmamanın suçu size ait. Eğer daha bu temel taban yok ise tavsiyemiz rahip modu.

Ve üçüncüsü evet, burada yapılması gereken şey dominant davranışları ve çerçeveyi kızla iletişimde bilinçli bir şekilde devam ettirmektir. Uzaktan alfa görünüp, yakından betalaşmamaktır. Erkekler bunu zilyon şekilde yaparlar :

  • Kızla konuşurken fazla gülümsemek,
  • Fazla konuşmak ki özellikle ara ara olacak sessizlikleri idare edecek yüreğe sahip olmadığı için sürekli konuşmak,
  • (Sanki kimse kendinden böyle birşey istiyor gibi) kıza kötü çocuk / azgın teke olmadığını göstereyim derken zararsız bir tavşan gibi görünmek
  • Kendisi ilgili çok şey anlatarak kızın hayalgücü ve gizem ihtiyacını baltalamak
  • Kendi çekiciliğinden emin olmadığı için cool konuşmalara, ilginç konularda engin bilgisini gösterme vs. gibi gereksiz kasıntılara girişmek (özellikle başında konuşmayı hafif tutmak gerekirken),
  • Shit testleri geçememek (bkz. standard shit testler )
  • Göz teması kuramamak,
  • Kızın her dediğini onaylamak,
  • Kıza karşı çıkamamak, karşı fikir belirtememek,
  • beta vücut dili,
  • Kızı ONEitis yapmak,
  • Kızla ilgili hayaller kurmak ve kızla ilgili fazla düşünmek,
  • Kızı takip etmek (özellikle sosyal medyada ki betanın dibi bir davranıştır)
  • Bir kız ilgi gösterince radardaki diğer kızları hemen unutmak ve radarı komple kapamak
  • Kızdan başka opsiyonunun olmadığını açık açık kıza göstermek (örneğin kızı sürekli mesajlamak ve aramak, kıza bir mesaj atmak ve kız hemen cevap vermeyince ardından “yanlış birşey mi attım?”, “neredesin” gibi bir mesajla takip etmek, …)
  • vs … vs …

Bunlar çerçeveyi ve dominantlığınızı kızın ayaklarının altına attığınız anlamına gelir. Bunları yaptınız mı, kız sizi uzaktan yanlış anladığını ve aslında bir beta olduğunuzu anlar ve sizden hemen sıkılır. Erkeklerin yüzde 90%i böyledir zaten ve böyle elinin altında bir sürü erkek vardır, neden sizden sıkılmasın ki!

 

Sevgiliyle aynı evde yaşamak

Tomassi’nin 4 Numaralı Demirden Kanunu

Evli olmadığın ya da 6 ay içinde evlenmeyi planlamadığın bir kadınla ASLA aynı evde yaşama.

Sevgiliyle aynı evde yaşayan erkek, bu durumda tamamen güçsüz taraftır. Bir kız arkadaş ile HİÇBİR ZAMAN beraber ev kiralamayın, aynı evde kalmayın ve ev almayın. HİÇBİR ZAMAN kızın evine taşınmayın ve ASLA bir kız arkadaşın kendi evinize taşınmasına izin verin. Beraber yaşama fikrine tamamen karşıyım, bu çok sayıda erkeğin içine düştüğü bir tuzak. Benim beraber yaşamaya karşı olmam ahlaki sebeplerle değil, bu basit pragmatizm. Eğer bir kadınla yaşayacaksanız o kadınla evli olmanız lazım zira zaten evli iken altına imza attığınız yükümlülükler ve sorumluluklar nedeniyle kısıtlısınız. Evlilik imzası attığınızda zaten yasal olarak ilişkinin durumu nereye giderse gitsin bir yuva kurup orada beraber yaşama sözü veriyorsunuz.

Şunu da belirtmem gerek ki bir kız arkadaşla beraber yaşamaya başladığınızda (ki genelde bu finansal olarak da onun ihtiyaçlarına bakmanız anlamına gelir), bu kız ile yaptığınız sekste ve kızın arzusunda düşüş görürsünüz. Bana danışan ve “kızın düşen arzusunun nasıl arttırırırım” diye soran erkekler için arzuda bu azalmanın en büyük nedeni erkek ile kadının beraber yaşamaya başlaması. Kız arkadaşınızla beraber yaşayarak, bekar cinsel hayatınızı güzelleştiren tüm o rekabet korkusunu ve sonucunda gelen cinsel gerilimi kızın omuzlarından alıyorsunuz. Kız bu durumda sizin tek cinsellik kaynağınız olduğunun bilinciyle rahatlıyor. Kadınla ortak kiraya çıkmak (ya da belki siz ödüyorsunuz ama kadın sizde kalıyor), şöyle bir sigorta poliçesine imza atmak gibi birşey –

“Kira kontratı boyunca bu kızdan başkasını sikmeyeceğime söz veriyorum”.

Hatun burda “eğer benimle ciddi olmasa idi, bu kira sözleşmesini imzalamazdı”. İşte bu noktadan sonra sizinle maraton seks yapmasını gerektiren tüm o itici güç ve enerji ortadan kaybolur. Çerçeve artık hatundadır ve bu, ortak kira sözleşmesinde yazılıdır.

Yapmayın. İlişkiler en iyi tabak çevirdiğinizde ya da en azından biribirinizle aranızda bir kol mesafesi olduğunda daha uzun sürer.

Hip karşı – kültürün sosyal geleneğe başkaldırısı olarak kız arkadaş ile yaşamanın cool olduğu zamanlar vardı. Ama 70lerin cinsel devrimi sonrası, feminizm bu fikrin sevinçle propogandasını yapmaya devam etti taa ki erkekleri bedavadan sağdıkları sütün parasını ödemeye zorlama problemi ortaya çıkana kadar.  Yine de bugün bile erkeklere beraber yaşamanın iyi birşeymiş gibi görünmesinin bir sebebi var.

Duyduğum tüm o mantıklı bahaneler arasında en yaygını bunu finansal nedenlerle yapmak. İkisinden birinin oda arkadaşına ihtiyacı vardır ve neden bu oda arkadaşı zaten sikiştiği kişi olmasın? Bu bir bahane, asıl neden erkeğe dışarı çıkmak, yemek yemek, kızlara yürümek ve eve gelmek gibi formaliteler olmadan evde hazı am bulunması fikrinin hoş gelmesi. Yüzeysel olarak bunun mantıklı olmadığını söyleyemem. Erkeklere bir sorun ver ve sana en pragmatik cevabı bulsunlar. Ama kadınlar konusunda çoğu zaman olduğu gibi, erkeklerin mantıki çıkarımlarla bulduğu çözüm genelde akıllıca kurulmuş bir tuzaktır.

Beraber yaşamak kadına, evlilikte olduğu gibi, makul bir rahatlama hissi verir. Bu daha önceden beraber yaşamadıkları için (sadece algılanan da olsa) o erkeğin tahmin edilemezliğine göre en azından az da olsa rekabet korkusundan koruyucu bir sığınaktır. Oysa bu yarı-evlilik durumunda artık erkek el altındadır. Bu tahmin edilebilirlik ise kadının artık aşinalığa düşmesine neden olur ve sonrasında da kendi seks arzının tüm kontrolünü alacak gücü ona verir. Başka deyişle, kadın kendi cinselliğini erkeğe dilediği gibi verme konusunda mükemmel bir konuma geçer.

Aynı mantıkla bir sürü AFC  beraber yaşamayı ideal bir anlaşma olarak görür. Çok azı zaten opsiyonlara sahiptir ya da opsiyon yaratacak niyete. Bu nedenle beraber yaşamak en azından cinsel pazardan çekilmek, potansiyel reddedilmelerden kaçmak, ve düzenli am arzını kapamak için mükemmel bir fırsattır. Tabak çeviren, opsiyonları olan ve hırsları olan erkekler beraber yaşamayı hayatlarına gereksiz engel olarak görürler. Belli bir bilinç seviyesinde kadınlar bu dinamiği anlarlar; opsiyonu olan erkekler ( kadınların tercih ettiği alfalar) beraber yaşamayı kabul etmeyecektir. Bu nedenle bir erkek beraber yaşamayı kabul ettiğinde ya da hatunu etkilemek için beraber yaşamayı teklif ettiğinde iki şeyden biri doğrudur – ya bu erkek kadının tamamen aklını çelerek kazandığı bir alfadır ya da bu kadınla beraber yaşamaktan daha iyi opsiyonu olmayan bir beta. Kadın için uyumsuzluk ise önce alfasını bulduğunu sanarak bu anlaşmaya girmesi ve sonradan beraber yaşamaya başladığının kafası çalışan bir beta çıkmasıdır : beraber yaşamaya başladıktan sonra eski, rahat AFC benliğine dönen bir beta.

Yani bağımsız ve beraber yaşayacağın kız arkadaşın tüm o engelleri olmadan  yaşamak en iyisi. Beraber yaşamak bağlılık demektir ve bağlılıkla da en önemli iki kaynağınızı, opsiyonlanızı ve manevra yeteneğinizi kaybedersiniz.

Çeviri : Shacking Up

Rollo Tomassi : Kırmızı Hap camiasının en önemli figürlerinden biri olan Rollo Tomassi'nin The Rational Male kitabı her erkeğin okuması gereken başucu eseri. Oldukça popüler olan The Rational Male bloğunun da sahibi  de olan Rollo,  The Rational Male - Preventive Medicine (Volume 2)  ve The Rational Male - Positive Masculinity: Positive Masculinity (Volume 3) adlı kitapları ile ilk kitabındaki fikirleri daha da geliştirdi.

Rollo Tomassi'yi burada Rollo Tomassi etiketinde de takip edebilirsiniz.

Jordan Peterson – Odanı topla

Üstad Jordan Peterson’un “kendimi geliştirmek için ne yapabilirim, nerden başlayabilirim” sorusuna verdiği ve artık bir internet memesi haline gelen “odanı topla” (clean your room) felsefesini kendi ağzından dinleyelim. İnsanın varolduğu çevre ile kendi benliği arasında, en yüksek psikolojik entegrasyon seviyesinde bir ayrım olmadığı üzerine kurulu (ki Budist bir doktrindir) bu felsefe, aynı zamanda kişisel gelişime giden yolun başlangıcının bizim zerre kadar önem vermediğimiz şeylerden geçtiğini de öğretiyor.

 

Jordan Peterson Türkçe Kitap

Toronto Üniversitesi Psikoloji Profesörü Jordan Peterson,  ilkin Social Justice Warrior‘larla (SJW) girdiği başarılı mücadele ile gündeme gelse de, genç erkeklerin hiç duymadıkları, ama eksikliğini derinden hissettikleri sorumluluk ve hayatına yön verme mesajları ile kısa zamanda erkek popülasyonu tarafından yoğun takip edilen biri haline geldi. Peterson’u erkekler arasında bu kadar meşhur eden şey, erkeklerin babalarından duymaları gereken ama artık hiç duymadıkları mesajları veriyor olması. 12 Rules for Life: An Antidote to Chaos adlı kitabı Ocak 2018'de piyasaya çıkacak olan Peterson'un Maps of Meaning: The Architecture of Belief  adlı bir kitabı da mevcut. Jordan Peterson'un Türkçe çevirilerini burada Jordan Peterson Türkçe etiketinden takip edebilirsiniz.

Sevgilim bana karşı saygısız

“Kız arkadaşım bana saygısız davranıyor / davranmaya başladı, ne yapmalıyım?”

“Kızı karşıma alıp, ‘senden beklediğim saygıyı gördüğümü düşünmüyorum ve bu beni çok rahatsız ediyor’ mu diyeyim?”

Hayır. Direkt “bana saygın yok” demeyin zira kadınları yönlendirme gücünüzü hafife almayın. O zamana kadar saygısızlığının farkında değilse, birden “evet ya bu adama saygım” yok diye düşünmesini teşvik etmeyin. Ayrıca burada dikkat ederseniz “bana saygı göster” dilenmesi de var.

“‘Bu saçmalığa hemen son ver. Ya bana saygı göster ya da bu iş burda biter’ mi desem?”

Bu saçmalığa son ver ya da bunun gibi birşey demen doğru ama orda durman lazım. Bir şeyi neden istediğini söylediğinde, isteğinin etkisi azalır. Bir kıza “bana saygı göstermene ihtiyacım var” demen (ki nasıl söylersen söyle böyle anlaşılır) neredeyse bebek gibi zırlamaktır. Eğer saygı gösterilmesini sözel olarak soruyorsan, saygıyı haketmiyorsun demektir ve zaten bu yüzden de saygı görmüyorsundur.

Ayrıca yukarıda ultimatom da var ki ultimatom vermeyin.

Saygı, bir erkeğin kazandığı birşeydir, sorarak aldığı ya da kızı “ya saygı ya ben” diye seçime zorlayarak elde ettiği bir şey değildir. Bu nedenle de kıza bunu sözel olarak sorarsanız, kızın size saygısı daha da azalır. Aslına bakarsanız kız belki de size saygısını kaybettiğinin farkında bile değildir ve bunu konu ederek kızın bilinçaltında giden bir olayı ona da farkettirip daha da hızlandırabilirsiniz.

(Ara not : Feminen kültürün erkekleri betalaştırma propogandasının en önemli ayaklarından birisi, erkeklere isteklerini açık açık kadınlarıyla pazarlık ederek elde edebilecekleri dolmasını yedirmektir. İlişkilerde iletişim önemli ama açık iletişim adı altında pazarlanan pazarlık tam bir saçmalık)

Peki abi ne yapacağız?

Öncelikle saygı talep etmiyoruz. Dedik ya, saygısızlığını söze vurup, bunu onaylayıp onun sizin kadın saygısı dilenen bir erkek olarak saygıyı haketmediğinizi düşünmesini sağlamak yapılacak şey değil.

Bunun yerine kızın size saygısızlık yaptığı zamanlara kıza tolerans göstermemeniz. “Böyle davranmayı bırak” diye davranışını hedef alın. Böyle davranmasından hoşlanmadığınızı da ekleyebilirsiniz. Sonrasında buna devam ediyorsa da elinizde ise kızı yanınızdan postalamanız elinizde değilse kendinizi hemen kızın yanından postalamanız yeterli. Asla uzun uzun nedenini açıklamadan (bana saygı göster diye dilenmeden). Zira merak etmeyin, siz alıngan değilseniz ya da kız embesil değilse, dişe dokunur bir saygısızlık varsa, o nedenini çok iyi biliyor.

Eğer kız saygısızlığı son zamanlarda kendinizi salıp bir beta gibi davrandığınız için shit test olarak yapıyorsa, kıza o anki davranışına tolerans göstermeyeceğinizi söylemek ve kıza yerini bildirmek, kız eğer devam ediyorsa kızı bırakıp gitmek yeterli olacaktır. Muhtemelen hatun size geri gelecek ve özür dileyecektir (üstüne bir de barışma seksi olur ki tadından yenmez).

Eğer hatun size cidden geri dönüşsüz olarak ilgisini yitirmiş ise kız size geri gelmeyecektir ve bu ilişki orada biter. Kazan – kazan durumu, sizinle ilişkiye devam etmemesi kendi hayrına olan kız da kazanır, maskülen özsaygınızı muhafaza ederek ilişkiyi bitiren taraf olan siz de.

Tabii bu kısa dönemli çözüm. Aslında yapmanız gereken bu duruma düşme ihtimalinizi azaltmak. Kadının hayalgücünü kendi ilişki cephaneliğinizdeki en önemli silah olarak kullanmayı öğrenin.

Sözlerinin erleri

Geçenlerde 25 yaşında bir genç bana kendi kendisi ile ne kadar hayal kırıklığı yaşadığını anlatıyordu. Bu yeni kızla çıkmaya başlamış, onunla tek eşli uzun süreli ilişki sözü vermişler ve bunun gibi birçok betanın bu tip bir evliliğimsi ilişkiye girerken sahip olduğu soylu niyetler falan … Sorun şu ki elemanın bu “meşru” ilişkisinden önce birkaç aylık bir fuck buddy’si (FB) var ve maalesef bu kızla çıkmaya başlayınca onunla tüm ilişkiyi kesmek zorunda kalmış. Tahmin edebileceğiniz gibi, FB bayağı üzülmüş, çok az duygusal yatırım ile yapılan onca seks yatırımı boşa gittiği için. Eleman yeni kız arkadaşı ile yaşadığı ilişkiyi olması gerektiği gibi devam ettirmeye kararlı imiş ama FB oldukça ısrarcı bir kız çıkmış ve çok daha duygusal olarak bağlanmış, ikisi sonunda “arkadaş kalalım” formülünü bulana kadar.

Bir hafta sonra, elemanın kız arkadaşı ile ilgili şüpheleri olmaya başlamış ve FB de arkadaş ya, bu şüpheleri tartışmak için buluşmuşlar. Bu buluşmanın daha sonra güvenli, rahat bir seks ile devam ettiğini söylemeye gerek yok. Ve bu nedenle de oğlumuz şu an pişmanlık ve hayal kırıklığı içinde. Bunu 25 yaşında bir gencin kendi cinselliği için neyin iyi neyin kötü olduğunu bulma yolu, tek eşlilik ve alternatiflerinin kafasındaki mücadelesinin doğal bir parçası sayabilirsiniz ama elemanın hayalkırıklığının sebebi bu değil :

“Kendimi bok gibi hissediyorum zira 10 yıl önce kendime söz vermiştim, böyle birşeyi asla yapmayacağım diye. Kendime verdiğim tek söze ihanet ettim.”

15 yaşında bir veledin, gelecekteki kız arkadaşı (ya da karısına) sadakat sözü verme “ileri görüşlülüğü” bana ilginç geldi. Tahmin edebileceğiniz gibi gencimiz bana pek dindar biri gibi görünmedi – parmağında da bu söz yüzüğünü göremedim. O zaman neydi bu şimdi?

“Kızları tavlayıp yatağa atabilirim, artık sorun değil. Ama iş ilişkiye geldi mi, kafam tamamen karışık. Ve evet, şimdiki kız arkadaşımla bir şeyler eksik, bunu biliyorum.”

Bu durumu kısmen açıklıyor. Yalnızken alfa, ilişkide iken beta olmak, bugünün feminize olmuş gençliği için çok yaygın bir tema. Yalnızken alfa / ilişkide beta çelişkisi beklenebilir bir şey ama bu hala söz olayını açıklamıyor.

“Bok gibi hissediyorum. 10 yıl önce babam annemi aldattı. Kendime asla babam gibi olmayacağım ve aldatmayacağım konusunda söz verdim. Bu geceye kadar da hiçbir kızı aldatmadım. Kafam karışık, ne yapacağımı bilmiyorum”

Babayı Katletmek

Danışmanlık verdiğim ateşli beta beyaz şövalyeler arasındaki ortak temalardan biri, bunların neredeyse fanatizm seviyesinde kendi “aşağılık herifin teki olan” babalarının tam tersi olma azmi. Devam etmeden belirtmeliyim ki bu elemanların çoğunun gerçekten ciğeri beş para etmez, alkolik ve hem çocuklarına hem de karılarına fiziksel ve duygusal şiddet uygulayan babaları var. Diğerlerinin ise babaları hakkındaki bilgileri, “güçlü ve bağımsız” bekar annelerinden ya da babalarının boşanma sonrası içine düştükleri beta eğilimlerden geliyor. Sebep ne olursa olsun, bu erkeklerin hepsinin misyonu, babalarından daha iyi bir erkek olmak, anneleri korumak ve tabii ki bu anneler arasında ileride çocuklarının anaları olacak kız arkadaşları ve karıları da var. Babalarının kişisel yenilgileri, onların kişisel zaferleri olacak.

Bu modern zaman Oedipus senaryosunun problemi de, Feminen Buyruğun onu çekinmeden kendi avantajına kullanıyor olması. Feminizasyon ve mavi hap koşullaması ile erkek çocuklar, feminen kültür tarafından ne kadar kabul edilebilir olurlarsa o kadar iyi erkek olurlar, beyin yıkamasına maruz bırakılıyorlar. Ve burada cinsiyetler arası sınır bulanıklaşıyor, oğlan çocuklarına bekar anneleri tarafından oturarak işemek öğretiliyor çünkü “senin aşağılık herifin teki olan baban hep ayakta işer ve klozeti kirletirdi”. Daha iyi “erkek”, feminen ve kabul görür erkek, kadın gibi işer ne de olsa.

Babasından nefret eden erkek büyüyünce maskülenden nefret eden yetişkin beta erkeğe dönüşür. Feminen şartlanma acımasız tabii, ama bu şartlanmayı bir erkeğin nasıl olmaması gerektiğinin yaşayan bir örneğinden daha iyi kimse kökleştiremez. Daha önce de belirttim, bu şartlanmalar meşru olabilir, ama sonuçları aynı : kadınlara sürekli “ben diğer serseriler gibi olmayacağım, hele hele de götün teki olan babam gibi hiç olmayacağım” adanmışlığının kadınlar tarafından takdir edilip ödüllendirileceğini sanan bir beta erkek.

Bu aslında Beta Oyununun varsayımı olan “feminen ile ne kadar özdeşleşirsem diğer “çoğunluk” erkeklerden o kadar ayrı ve eşi bulunmaz bir erkek olurum” fikrinin uzantısıdır. Tabii ki kadınların çoğu da bu betanın “daha iyi bir erkek olma sözü”nü takdir etmek yerine kendi doğaları gereği dominant alfa özelliklerinin peşine takıldıklarında, betanın gözünde “düşük kalitede” kadınlar olurlar.

Bahsettiğim 25 yaşındaki elemanın temel çelişkisi budur. Babasının annesi ve diğer kadınlarla deneyimi konusunda daha olgun bir anlayışa evriliyor ve bu onun ergenken doğru olduğunu düşündüğü şeye olan bağlılığı ile çelişiyor :

“Eğer babamdan daha iyi bir erkek olursam, hayal ettiğim gibi aşık olunmayı hakedeceğim ve takdir edileceğim. Böylece de yaptığım bu ilişki yatırımı sayesinde hipergami önemsiz birşey olacak.”

25 yaşında aşamalı olarak farkettiği ise sadece bir insan ve erkek olduğu, babası gibi.

Oedipus’un Ötesi

Tahmin edileceği gibi bu tür uzun süreli bir yatırımdan bir betayı çekip çıkarmak zor bir iş. Kadınların hep olduklarına inandırıldığı gibi olmadığı konusunda birinci el deneyimler yaşasa ve kırmızı hapı alsa da, bu “daha iyi erkek olma” sözü inatçı bir şekilde içinde kalır. Buna sosyal olarak alaya alınan ve küçümsenen erkek imajını ve annesinin babasını sürekli olarak negatif anlatmasını ekleyin, elinizde ölene kadar beta kalmaya aday bir beta kalır.

Fakat, sözünün eri bu erkekleri fişten çekmek yine de imkansız değildir. Acımasız ve deneyime dayanan gerçekler ile ergen bakış açısının bu zehirinden çıkmaları mümkün olabilir. Bu erkeklerde kırmızı hap farkındalığı yaratmak zor bir iş, ama bu erkeklerin iç gözlem yapmaları bir sonraki aşama. Eğer böyle bir baba deneyiminiz varsa “kötü baba”nın ve ona karşı sizin reaksiyonunuzun bir muhasebesini yapmanız ve bunun sizin kadınlarla etkileşiminizi nasıl etkilediğini anlamanız gerek. Sözünün eri bu erkekler için annelerinin de kendilerini reddeden ve böylece de onların ergen varsayımlarını yıkmaya yardım eden kadınlar kadar sıradan olduğunu kabul etmeleri çok zor. Bu tip ergen sözler (bilinçli ya da bilinçsiz) veren erkekleri sarsıp duran iki şey var : kadınları dedikleri ve yaptıkları arasında sürekli olan uçurum ve kendi ergen varsayım ve sözlerinin kendi cinsel yararının karşısında nereye konulacağı konusu

Çeviri : Promise Keepers

Rollo Tomassi : Kırmızı Hap camiasının en önemli figürlerinden biri olan Rollo Tomassi'nin The Rational Male kitabı her erkeğin okuması gereken başucu eseri. Oldukça popüler olan The Rational Male bloğunun da sahibi de olan Rollo, The Rational Male - Preventive Medicine (Volume 2) ve The Rational Male - Positive Masculinity: Positive Masculinity (Volume 3) adlı kitapları ile ilk kitabındaki fikirleri daha da geliştirdi. Rollo Tomassi'yi burada Rollo Tomassi etiketinde de takip edebilirsiniz.

Sonunda “diğer erkek”le buluştum

Evli kadınlarda 35 yaşını geçince sıkça görülmeye başlayan bir “ileri yaş alfa” arama huyu başladı. Rollo Tomassi buna ileri yaş hipergamisi diyor. Bu şekilde karısı tarafından boşanan birkaç erkek biliyorum. Fakat bu tür olayların gelişimi ve sonucu olarak sonunda kim beta, kim alfa kafam karışıyor. Tamam, terk edilen erkek genelde ilişki içinde betalaşmış  ya da başından kadının evde kaldım mantığı ile atladığı başından beta bir abi. Uğruna “yuva” yıkılan alfa abi ise daha yaşlı ve daha karizmatik … ama, ki kocaman ama … genelde olan şu : terk edilen güya beta erkek gidiyor daha genç bir kadın buluyor iken bu daha karizmatik güya alfa ise bazen çocuklu da olan, yaşı geçmiş bir kadınla takılıyor.

Böyle bir adam tanıyorum, 38 yaşında karısı tarafından aniden terk edildi, gitti 1.5 sene sonra 30 yaşında bir kadınla evlendi ve bir çocuk yaptı. Çocuk isteyen ama çocuk istemeyen karısına aşırı bağlı bir adam idi (tipik ilişki içinde betalaşmış bir zat), terk edilince süper üzüldü ama 4 ay sonra toparladı, yeniden evlendi ve şimdi kucağında bir bebesi var, tam da istediği gibi kız bebe. Sanırım ikinciyi de yapacaklar yakında. Eski karısı ne yapar bilmem ama kadınlar genelde bu yaşta yeni dal bulmadan terk etmezler, tahminim başka bir adamla.

Yine aynı şekilde yıllar önce beraber çalıştığım 56 yaşındaki müdürümü karısı terk etmişti (2 çocukları var). Adamın 5 aya kalmadan 38 yaşında, 20lerinde olan benim bile beraber olacağım, Taylandlı bir taş abla ile beraberdi. Karı resmen bu adama dede olmadan önce git daha genç kadınlarla takıl diye bilet verdi. Zira tipik bir beta olan eleman eğer karı terk etmese ölene kadar sadık bir şekilde yaşardı muhtemelen.

Herşeyin göründüğü gibi olmadığı bu fenomenle ilgili şu meşhur The Red Pill Reddit yazısı var örneğin :

Sonunda bugün “diğer erkekle” karşılaştım.

“Bugün futbol maçına gittim. Normalde onun (eski eş) çocuklarla günü, ama kızım için orda olmayı istedim … ve oğullarımı görmeyi istedim. Çocuklarla beraber daha fazla zaman geçirebileceğim her fırsat iyidir. Her ne kadar onları haftanın 5 günü görsem de, 7 kere görmeyi tercih ederim.

Vardığımda onları göremedim. Hava çok sıcaktı. Ah işte benim küçük oğlan beni gördüğü için yukarı aşağı zıplıyor. “Baba, baba!”. Koşup kucakladım, öptüm ve biraz da gıdıkladım. Bana güreşip güreşemeyeceğimizi sordu. “Şimdi olmaz. Kız kardeşininin maçını izleyeceğim”. En büyük oğlum yanıma geldi ve bana suratına nasıl futbol topu geldiği ile ilgili birşeyler anlattı.

Yerime yerleştim ve o işte önümde idi, sahaya dönmüş vaziyette.  Onu tanıyamadım. Saçları daha bir boktan görünüyordu bugün. Ve eleman da yanında idi. Diğer erkek. Ha siktir.

Bir yıl kadar önce 15 yıllık karım beni über alfa erkek için terketti.

Ben tatlı olan idi, o ise serseri.

Ben altbezi değiştirebilen ve bebe poposunu en hızlı şekilde silen erkektim. O ise koca bir evi kaldırabilecek olan erkek.

O, karımı anal sekse ikna eden erkekti. Ben ise “annem bizi neden terketti” diye ağlayan kızımın kafasını okşayıp teselli eden erkek

Son 15 aydır, hep bu anı kafamda canlandırıyodum. Cep bıçağımla herifçioğlunu boynundan mı bıçaklayacaktım? Fiziksel üstünlüklerimi göstermeye mi çalışacaktım? Ona benim de tıfıl olmadığımı mı gösterecektim? “Adamım, hava çok sıcak, çıkaralım şu t-shirtleri” deyip baklava karın kaslarımı mı ortaya serecektim?  Ya da ona ne kadar acı yarattığı ile ilgili uzun bir nutuk mu çekecektim? Herkesin önünde büyük bir cıngar çıkarıp futbol tarihine mi geçecektim?

Sonra onu şöyle baştan aşağı süzdüm. Düşüncelerimle baş başa sessizce oturdum.

Bu onun suçu değil. O da bir erkek sonuçta, sikini bulduğu deliğe sokuyor. Biz de o durumda olduk. Üstelik şu an 40 yaşında 3 çocuklu bir kadınla beraber. En güzel günleri yıllar önce geçip gitmiş bir kadınla. Her sabah 3 çocuğunu ve kocasını ilk heyecanlı deneyim kapısını çalınca terk edip gitmiş bir kadına bakarak uyanıyor. Yakında o kadının çocukluk travmalarını öğrenecek. Bağımlı ve fevri yapısını görecek … kendine bu kadın bu kadar saçma sapan şeye neden bu kadar para harcıyor diye sormaya başlayacak. Benim daha önce bulunduğum yere kısa sürede gelecek. Ve beni hiçbir kuvvet o zamanlarıma döndüremez!

Oturduğum yerden kalktım ve arkasında durup ismini söyledim. “David?” Arkasını döndü, biraz şaşırmış görünüyordu. “Sonunda seninle tanışmak güzel” dedim. El sıkıştık ve geri sırama döndüm.

Zavallı adam. Sonuçta, kendisi GERÇEK BETA!