İdeal, uzun ömürlü ilişki ve altın oran

 

Yukarıdaki ekşi sözlük entrisini görünce, Jordan Peterson’un Kişilik ve Dönüşümleri dersindeki şu bölüm aklıma geldi:

“İlişkilerin uzun ömürlü olması konusunda, 1970’lerde yapılmış harika bir araştırma var. Dr. Robert Levenson ve Dr. John Gottman çiftlerden 15 dakika boyunca bir problem üzerinde tartışmalarını istemişler ve daha sonra kaydettikleri bu tartışmadaki etkileşimlerin kaçının pozitif, kaçının negatif olduğunu saymışlar. 9 sene sonra da çiftleri kontrol ederek hangilerinin beraberliğe devam ettiklerine ve hangilerinin boşanmış olduklarına bakmışlar ve bu şekilde ilişkilerin bitip bitmeyeceğini %90 oranında doğru tahmin eden bir sonuç bulmuşlar.

Soru şu: “İlişkinin istikrarlı kalması için partnerinizle aranızdaki etkileşimde her bir negatif etkileşime karşı kaç pozitif etkileşim olmalı?” 

Bu oran bire bir de olabilir, bir negatife karşı yüz pozitif etkileşimde olabilir. Ve bu oranı kullanarak ilişkinin tatminkar ve uzun süreli olup olmadığını tahmin etmeye çalışabilirsiniz. 

Aklınızdan ilk geçen şey oranın bir negatife yüz pozitif gibi bir şey olması gerektiği ve bu tür neredeyse sadece iltifat ve saadet dolu ilişkilerin daha uzun ömürlü olacağıdır. Ama gerçek bu değil. Araştırma sonucu ortaya çıkan şu ki optimal bir oran var. 

İlişki, üç pozitife bir negatif oranının altına düşerse darmadağın oluyor. Bu çok negatif zira insanlar negatif duyguları pozitif duygulara göre çok daha yoğun hissederler ve bir hareketinizle vereceğiniz acı, mutluluktan çok daha fazladır. Yani 3’e bir ilişki oldukça yorucudur ve insanlar bu ilişkiler içinde kalmazlar.

Altın oran 5’e 1.  Ama eğer on bir pozitife bir negatif oranının üstüne çıkarsanız, ilişki yeterince yorucu değildir. 

Yeterince yorucu değil ne demek? Şöyle soralım, bir ilişkiden beklentiniz nedir?

Tamamen saadet beklediğinizi düşünebilirsiniz. Ama görünen o ki gerçekten istediğiniz şey bu değil. Daha çok uğraşabileceğiniz, çekişebileceğiniz birini istiyorsunuz. İstediğinizi yaptırabileceğiniz bir ayak paspası istemiyorsunuz. Her şeyin çok kolay olmasını istemiyorsunuz.

Bu, filozof Kierkegaard şeyleri insanlar için daha zor yapmak gerektiğinden ve insanların buna ihtiyaç duyduğundan bahsederken anlattığı fenomene benziyor. Bunu siz de çok iyi biliyorsunuz. Eğer size tapan, her dediğinizi onaylayan, size sadece pozitif geri bildirim veren biriyle birlikteyseniz, bu kişiye olan saygınızı neredeyse anında kaybedersiniz ve daha ilginç birini bulmak üzere bu kişiden kaçarsınız. Bunun nedeni bence kısmen şu:

Beraber olduğunuz insanın sizi zorlamasını istersiniz. Böylece görece iyi bir gündelik hayata ve beraberce yeterince barışçıl bir ortama sahip olmakla kalmazsınız, aynı zamanda da karşılıklı dönüşüm sürecinden kopmamak için yeterince gerilime de sahip olursunuz.

Bu aynı zamanda insanların negatif ilişkilerde kalmaya devam etmesini de açıklıyor. İki sene önce “zamanın yarısında acınası durumda olacağım biriyle olmak istiyorum” demezdiniz yani bunu asla böyle söylemezdiniz ama aslına bakarsanız gerçekten istediğiniz şey bu olabilir.”

Ekşi sözlük entrisindeki adama gelelim: Tek numarası kendini feda etmek olan, hep iyi olalım diye her çatışmada teslim olan, karşısındaki ne yaparsa yapsın iyi olmazsam onu kaybederim kaygısıyla yaşayan korkak, zayıf ve omurgasız biriyle olacaktı. Aklı varmış sevmemiş. Kimse de sevmez. Kendisine biri böyle davransaydı, kendisi de onu sevmeyecekti.

Bu yazıyı, bir dediğini iki etmedim, hep sevdim, hiç kavga etmedim, hep kendimden verdim ama neden bitti diye düşünenlere armağan ediyorum.

Jordan Peterson – Uyumlu bir insan mısınız yoksa uyumsuz mu ?

Uyumsuz(*) bir insana ne istediğini sorarsanız size direk söyler. “İstediğim bu ve bunu bu şekilde elde edeceğim!” Ama uyumlu insanlar özellikle de fazla uyumlu insanlar, genellikle ne istediklerini bile bilmiyorlar. Çünkü başkaları için yaşamaya, onları mutlu etmeye o kadar alışkınlardır ki bu yüzden kendi istekleri doğrultusunda yollarını çizmeleri onlar için çok zordur. Bakın, bunun avantajlı olduğu durumlar vardır, ancak kendinize bir kariyer yapmaya çalışacaksanız kesinlikle avantajlı değildir. Hiçbir işe yaramaz.

Ortalama bir erkek ve kadın grup bazında uyumluluk açısından çok farklılıkları olmasa da, dışarıdaki uç örneklere baktığınızda bir çok farklılık vardır. Bu yüzden uyumlu insanların çoğu kadın,uyumsuz insanların çoğu erkekdir. Sıklıkla oluşan uç örnekler genel oluşan durumdan daha önemlidir.

Dolayısıyla toplumuza yansıyan şeylerden biri de hapishanelerde erkeklerin daha çok olması. Hapsedilmenin en iyi kişilik belirleyicisi uyumsuz olmaktır ve bu seni duygusuz, kaskatı biri yapar.

Şimdi nezaket ve merhametin tersinin ne olduğunu düşünebilirsiniz. Cevap ise bence zihinde belirlenen bir tür ticari alışverişdir. Mesela diyelim ki beraber tekrarlanan ufak bi ticarete gireceğiz ve eğer sen çok uyumlu biriysen hem benim adıma hem de kendi adına pazarlık yapacaksındır. Eğer uyumsuz biriysen tam tersini yapacaksındır, kendin için bu ticaretinin içinde olduğunu düşünceksin ve sadece kendi payınla ilgileneceksin.

Uyumlu insan ise şöyle düşünecek; en azından yarı yarıya olmalı ama yine de elimden geldiği şekilde sana yardım edeceğim. Eğer uyumlu biriyseniz dikkatli olmanız gereken şeylerden biride kullanılmamaktır. Çünkü kullanılmak için sıraya giriyorsunuz. Bence bunun sebebi ise (beyninizin), bebeklikten itibaren sömürülmeye müsait olacak şeklinde kablolanmış olması.

Bu gerçek dünyada hiçbir işe yaramaz. Psikoterapide sıklıkla olan şeylerden biri de … İnsanlar psikoterapiye bir çok sebepden gelebiliyor, ve bu sebeplerden biri de fazlasıyla uyumlu olmaları. Aldıkları özgüven eğitimi olarak adanladırılan şey de aslında özgüven eğitimi değil, sadece kendi adına nasıl pazarlık edebilceklerini öğeniyorlar.

Uyumlu insanlara söylediğim şeylerden biri de özellikle vazifeşinazlarsa(**), “düşündüğün şeyi söyle, düşündüğün şey hakkında doğruyu söyle. Düşündüğün şeyler muhtemelen ağır ve sert olacaktır. Ama aynı şekilde doğru da olacaktır. Bu durumu ön plana çıkarmalı ve mesajı iletmelisin.”

Bu ve kolay bir şey değil. Çünkü uyumlu insanlar çatışmayı sevmezler. Hem de hiç sevmezler. Suların durgun olmasını isterler ve bunun ileri sürdüğüm hipoteze neden uygun olduğunu anlayabilirsiniz. Çocuğun etrafında çatışma yada kavganın patlak vermesini istemezsiniz. Çok tehlikelidir. Akranları ile arası bozulsun istemezsiniz. Fiziksel ve belki de duygusal olarak incinmeye daha yatkınsanız, kısa vadede sorunları çözecek türden yüksek yoğunluklu çatışmalara girmeye de isteksiz olabilirsiniz. Çünkü sorunları kısa vadede çözmek çok fazla çatışma gerektirir. Eğer bu durum kontrolsüz ve tehlikeli bir hale gelirse, ki gelebilir,kısa vadede konuyu didiklemek yerine suları durgun hale getirmek daha güvenli olabilir.

Ama burada problem şu ki, bu durum uzun bir vadede iyi bir strateji olmayacaktır. Çünkü çoğu zaman konuşman gerekir, çünkü çekip gitmeyeceklerdir. Uyumsuz bir kişiliğe sahip olmanın avantajı kimsenin yoluna çıkmasına izin vermemektir. Yani hem uyumsuz (ısrarcı, mücadeleci) hem de sosyalleşebilen bir çocuğunuz olursa güçlü bir birey olacaktır. Çünkü yapılarında sürekli ilerlemek vardır ve durdurulmaları zordur.

Ama onları başarılı bir şekilde yönetemezsen, 4 yaşına geldiklerinde akranları onu istemeyecekdir. ve bu büyük bir sorun. Çünkü, ebeveyn olarak sizin işiniz 4 yaşına kadar çocuğunuzu sosyalleştirmektir. Bunu aklınızın bir köşesine yazmalısınız. Çünkü insanlar bunu bilmiyor. Sizin işiniz bu. Sebebi ise basit, dikkatlice düşünürseniz.

İlk sosyalleşme döneminin yarısında olan, 3 yaşında bir çocuğunuzun olduğunu farz edin. Çocuğu dışarı çıkarıyorsun. Çocuk için ne istiyorsun? Sizi düşünmüyoruz. Çocuk için ne istiyorsun ?

Çocuğun diğer çocuklar ve yetişkinlerle etkileşime girebilmesini istersiniz, böylece çocuklar sizi karşılar, gülümser ve onunla oynamak isterler ve böylece yetişkinler çocuğu görmekten ve ona uygun şekilde davranmaktan mutlu olurlar.

Eğer çocuğunuz küçük bir canavarsa ve siz onları nasıl uygun bir şekilde disipline edeceğinizi bilmiyorsanız. Çocuğun başına gelecekler şudur:

Yaşıtları tarafından reddedilecek, başka ebeveynler ve yetişkinler tarafından yalan bir gülümsemeden başka bir deneyim elde edemeyecek. Böyle olunca da çocuğu, her gördüğü yüzün düşman ya da yalan olduğu bir dünyanın içine atmış oluyorsun. ve bu özellikle zihinsel sağlığa veya çocuğunuzun iyiliğine yardımcı olacak bir şey değil.

Çocuğunuz, yetişkinlerle konuşurken sözünü kesmemesi ve dikkatli olması ve başka çocuklara zorunda kalmadıkça vurmamaya çalışmak gibi birkaç basit davranış kuralı öğrenebilirse ya da paylaş ve güzel bir şekilde oyna gibi şeyleri öğrense. Ve diğer çocuklarla buluştuğunda,bir kaç rutin oyun oynamayı deneyecekler ve bu durum iyi gidince de geri kalan hayatlarında da birbirleriyle sosyalleşmiş olacaklardır.

Çünkü dört yaşından itibaren olan şey bu. Çocukların ilk, temel sosyalleşmesi diğer çocuklar arasında yer edinebilmesidir, eğer çocuklar bu sosyalleşmeye zamanında katılamazlarsa, gelişimsel süreçde ilerleyemezler ve geride kalırlar.

Bunun ne kadar kötü olduğunu düşünün. Çünkü 4 yaşındaki çocuk, 4 yaşında olan ve 2 yaşındaymış gibi davranan çocukla oynamayacaktır. Aynı şekilde, 5 yaşındaki çocuk, 5 yaşında olan ve 2 yaşındaymış gibi davranan çocukla oynamayacaktır. Çünkü aradaki fark inanılmaz bir şekilde büyüyecektir.

Bu olursa çocuklar geriden başlar ve yaşıtlarının gerisinde kalırlar, yabancılaşırlar ve geri kalan hayatları boyunca akranlarının olduğu grubun dışarısında kalırlar. Bu çocuklar uzun vadede anti-sosyal bir birey olmak için büyüyenlerdir. Onlar zaten agresiflerdir ve bu durum agresif yanlarını daha da yükselecektir.

Normal çocuklara olan şey ise, 2 yaşındaki ki çocuğun düşün, zamanında sosyalleştiğinde agresiflik seviyesi düşecektir. Sonra ergenliğe geçtiklerinde ise bi testosteron patlamasıyla agresiflik seviyeleri yeniden yükselecekdir. Bu yüzden erkek suçlaların çoğu 16 ile 25 yaş arasındadır.

Bu arada (testosteron) yaratıcılık eğrisiyle eşleştiğinde harika olur. 16 ila 25 yaş arasındaki erkekler arasındaki yaratıcılığın zirvesine bakarsanız, suçluluk eşleşmeleri düşmeye başlar. Epeyce güzel bir şey bu. Testosteron seviyesi oranı, erkekler arasında ortalama agresiflik seviyesini yükseltti, aslında agresiflikten daha baskın bir şey bu, testesteron tamamen kötü bir şey değildir.

Erkeklerin genellikle geç saatlere kadar uyanık kalmayı, içmeyi bıraktığı,kariyerini geliştirdiği veya yüklerini ve sorumluluklarını alıp ciddi bir ilişki ve ailesiyle birleştiği 25 -26 yaşlarında azalmaya başlar bu durum.

Ben bunu istilacı bir saldırganlık olarak adlandırıyorum. Çünkü uyumluluğun dağılımı, yırtıcı saldırganlık karşısında anaç sempati gibi. Diğer memelilerede bakarsanız yırıtcı olduklarını görürsünüz. Çünkü biz de avcı hayvanlar kadar yırtıcıyız ama aynı zamanda av hayvanıyız. Diğer hayvanlara baktığınızda, ayı gibi mesela, erkek ayının çocuğun büyütülmesiyle kesinlikle bir alakası yoktur. Hatta dişi ayı, bebek ayıyı ondan uzakta tutacaktır çünkü erkek ayı bebekleri öldürmeyi ve hatta yemeyi sever. Yani yalnız yaşayan erkek memeli yırtıcılarda anaçlık kesinilikle yoktur.

Sizin düşüncenize karşıt bir düşünce ortaya koyan insanları araştırmak çok yararlı bir durumdur. Çünkü sadece size bilmediklerinizi söylemekle kalmazlar. Sizin görmediğiniz bir şekilde dünyayı görmenizi de sağlar. Ayrıca sizi geliştirecek, sizde olmayan yetenekleri de vardır.

Örneğin içine kapanık bir insansanız, dışa dönük insanları izlemek çok yararlı bir şeydir. Çünkü dışa dönük insanların sosyal dünyada var olma yöntemleri vardır. Size sıradışı gelecek olan yöntemler. Siz bu insanları gözlemleyerek çözüm yöntemlerinizi geliştirebilirsiniz.

Uyumsuz bir insansanız, özelliklede başkaları tarafından soyutlanmış bir uyumsuz insansanız, yapabileceğiniz en iyi şeylerden biri … Uyumsuz insanlar gerçekten soyutlanabilirler ve insanlar size kibirli bencil bir o.ç. gibi davranır. Belki de bu dereceye kadar gelmişindir.

O zaman bu konuda ne yapabilirsiniz?

Bu konudaki en gelecek vaad eden davranış, bir gün başkaları için bir şeyler yapmaktır. Sadece biraz pratik yapın ve nasıl yapacağınızı öğrenin. Belki bu içinde bir yerde bir köşede olduğunu düşündüğünüz ve alevlenmeyi bekleyen bir kıvılcım olabilir, ki aslında öyle de.

Bence içimizde çok geniş bir eğilim çeşitliliği var ve bazıları genetik yatkınlıkla açılır durumda. Ama bence kendini doğru bir yerde konumlandırırsan ya da düzenli olarak alıştırma yaparsan bu gibi şeyleri değiştirebilirsin. Ama bu, disiplin çalışma ve özveri gerektirir.

Genel olarak şunu söyleyebilirim, kendinizi hayata uygun şekilde adapte etmek istiyorsanız, mizacınıza uygun bir çevre bulmalısınız. Mizacınıza ters amaçlar için çabalamamalısınız çünkü bu acayip zordur. Ama bunu yapabilirseniz, işte o zaman kişiliğinizin tersi bir alanda var olan becerileri ve bakış açılarını geliştirmek için çabalayabilirsiniz. Çünkü temelde az gelişmiş olduğunuz birşey bu.

Bu şekilde, mizaçsal kapasitenizi daha geniş bir yelpazeye yayabileceğinizi düşünüyorum. Bana göre bunu yapmak her türlü duruma daha zengin bir çözümleme getirmektir.

Yani aşırı dışa dönükseniz, topluluk içinde susmayı öğrenmeli ve neler olup bittiğini görmek için dinlemelisiniz. Eğer içe kapanık bir insansanız, topluluğun içine dalıp kimseye bir söylemeden bir yerlerde saklanmamak için, toplum içinde nasıl konuşacağınızı öğrenmelisiniz. Yani kısaca uysal biriyseniz nasıl uyumsuz olacağınızı öğrenmeniz lazım ki insanlar sizi itip kakmasınlar. Uyumsuz biriyseniz de uyumlu olmayı öğrenmelisiniz ki aksi bi oç olmayasınız.

Vazifeşinazlıkda da aynı şey geçerli eğer fazla vazifeşinazsan, sakinleşmeyi ve biraz gevşemeyi öğrenmelisiniz. Eğer vazifeşinaz değilseniz de, Google takviminini kullanmaya ve gününüzü programlamaya başlayın. Kendinizi yeterince disiplinle edene kadar kendinizi buna odaklayın. Böylece bir şeye uzun bir süre bağlı kalabilirsiniz ve sefalet içinde yaşamazsınız.

Bu düzensiz birini karekterize eden bir şeydir mesela. Çünkü farkında değiller ki onları rahatsız etmiyor bu düzensizlik durumu. Belki farkına varabilirler ama duygusal bir değerleri olmadığı için anlamlı bir motivasyonları da yok.

Eğer bir partner seçiyorsanız hakkında düşünmek istediğiniz bir diğer şey ise, mizaçsal olarak sizden çok farklı olacak birini seçmemeye çalışın çünkü aradaki boşluğu kapatmak çok zor  olacaktır. Çünkü içe dönük ve dışa dönük iki insanın beraber olması gerçekten zordur. Aynı şekilde düzenli ve düzensiz birininde birlikte olması çok zordur. Çünkü birbirlerine katlanamayacaklardır. “Neden bir tane seçmiyorsun işte ! Neden bu kadar takıntılısın !” Temel kavgalar bunlar olacaktır.

Mizacını bilmek bu yüzden çok yararlıdır. Böylelikle gerektiğinde partnerinizle anlaşabilirsiniz. Kendinizle tamamen aynı birini bulun demiyorum. Zira, alternatif bakış açısınına sahip olamazsınız. Ama dikkatli olmalısınız zira hiçbir şekilde bir araya gelemeyecek mizaçta biriyle birlikte olabilirsiniz. Bu durumu özellikle yüksek ve düşük derecede açık sözlü olan ve (bu en kötüsü) ayrıca yüksek ve düşük derecede vazifeşinaz olan çiftlerde gördüm (buda diğer bir en kötüsü).

Çünkü,dünyayı başka insanların gördüğü bir şekilde göremiyorlar.
Çeviri-Enes Kutlubay Albayrak

(*)“Uyumluluk”: (agreeableness) Psikolojide büyük beşli (“big five”) olarak adlandırılan beş temel kişilik özelliğinden biri. Uyumluluk – şüpheli ve zıt olmaktan çok merhametli ve yardıma hazır olmaya eğilim.

(**)“Vazifeşinas”: “conscientiousness” Sorumluluk – öz disiplin göstermeye yönelim, sorumluluk sahibi olarak hareket etme ve başarı için azimli olma; kendiliğinden olan yerine planlı hareket etme.

Jordan Peterson Türkçe Kitap

Kadınlara güvenmek

Kadınlara nasıl güveneceğim? Kadınlara güvenim kalmadı. Hiçbir kadına güvenilmez gibi geliyor.

Bu soruyla çok karşılaşıyorum. Bugün Karanlık Rüya’nın Youtube kanalında bir yorumda yine görünce bu konuda bir yazı yazayım dedim.

Her şeyden önce bakmanız gereken şey, kadınlara güvenme ihtiyacınızın yaşınıza, ilişki durumunuza ve aslında gerçek dünyaya uygun olup olmadığı. Çoğu erkeğin maalesef kadına güven ihtiyacı, yetişkin bir erkeğin olması gereken ihtiyacının çok üstünde. Bir yatırım tavsiyesi olarak kırmızı hap yazısında bu işlere biraz yatırım gibi bakmanızı ve böyle bakarak kırmızı hapın ne olduğunu daha iyi anlayacağınızı söylemiştik:

Toplumda erkeklere pompalanan yaygın yatırım danışmanlığı şu. Senin yatırımını yapacağın tek bir şirket var ve bu şirketi buldun mu tüm paranı ona yatıracaksın. Böyle yaparsan zengin ve mutlu olacaksın. Eğer 20lerinde şirketler yüzüne bakmıyorsa ve senin yatırımlarını kabul etmiyorsa üzülme. Sabredersen kötü yatırımcılarla iş yapmaya hevesli şirketler sonra senin değerini anlayacak ve senin değerini anlayarak senin ona yatırım yapmanı isteyen o özel şirkete tüm yatımını yapacaksın.

Kırmızı hap da tabii ki “olur mu öyle şey, bu şirket batınca sıfırlanırsın, her şeyini bu şirkete yatırma” diyor. Paranın (duygusal yatırımının) büyük kısmı başka şirketlerde olsun (kariyer hedeflerine, arkadaş grubuna, hobiler). Hatta bir şirkete önemli miktarda para yatırmadan önce birkaç şirkete azar azar para yatırıp iyi şirketin kokusunu alacak bir kurt yatırımcı olmayı öğren diyor. Tek bir şirkete yatırım yapacaksan ona o yatırımı azar azar yap diyor.

Birçok erkeğin bir kadınla birlikteliği, varını yoğunu satıp borca girip tek bir şirkete gömen yatırımcı ile o şirket arasındaki ilişki gibi. Siz bir kadına sağlıklı bir ilişkide olması gerekenden çok daha fazla duygusal yatırım yaparsanız, onu hayatınızın merkezi yaparsanız, her şeyiniz o olursa, büyük bir güven ihtiyacı hissedersiniz. Sonra o kadın bu güveninizi sarsarsa, büyük bir travma geçirirsiniz.

Kadınlara güvenme ihtiyacı mı muhtaçlığı mı?

Kadınlara nasıl güveneceğim diyen adamın altta yatan motivasyonunu kontrol etmesini şiddetle tavsiye ederim. Bu soruyu güveneceğim bir kadın bulayım ve tüm duygusal yatırımımı ona boca edeyim hayaliyle mi soruyorlar analiz etmeliler.

Bana bu soruyu 20 yaşında çocuklar soruyor. Ben de soruyla cevap veriyorum. Bu yaşta bir kadına neden güvenmen gerekiyor? Boşayıp nafaka mı takacak, başkasının çocuğunu sana mı kakalayacak, 20 yıllık evlilikten sonra onu manav Mahmut’la mı yakalayacaksın? Yavaş!

O yaşta bir hatunun size yapabileceği en kötü şey … başkasından size hastalık taşımak olur. Tamam sizi aldatabilir, birden terk edebilir ama bunlar çok can sıkıcı olsa da size siz istemezseniz zarar veremez.

Daha 20 yaşındayken hayatını  %90’ına masallara dalmak dışında ihtiyacın olmayan güvene neden bu kadar önem verirsin. Bakın boşverin kız arkadaşınız içerde uydusuyla vuruşurken siz takmayın televizyon izleyin gibi bir genişlikten bahsetmiyorum. Siz erkek olun, biraz uyanık olun ama sonra elinizde bir şey yokken arkamdan iş  mi çeviriyor diye kendinize işkence etmeyin. Çevirse size ne yapabilir ki?

Tamam, bundan başka yapmanız gereken şeyler de var:

(1) Erkek adam olmalısınız ki kadının hipergamisini azdırıp başınıza bir iş gelme ihtimalini azaltasınız.

(2) Uzun süreli ilişkiye gireceğiniz kadınla ilgili kriterleriniz olmalı ve kadını bu konuda 120 gün gözlemlemeli ve sonra tamam mı devam mı diyebilmelisiniz. 120 gün hiç yatırım yapmayın demiyorum ama onsuz yaşayamam moduna da girmeyin.

Ama güven ihtiyacınızın güvene muhtaçlık seviyesinde olup olmadığını bilmeniz ve eğer muhtaçlık seviyesinde ise bu konuya eğilmeniz çok önemli. Çoğu erkeğin ilişkideki güven ihtiyacı onun ölümsüzlük gibi bir beklentiye girmesine neden oluyor. Riski hiçbir zaman sıfıra indiremezsiniz. Yapabileceğiniz tek şey riski en aza indirmek ve bu en aza inmiş riske hayatınızı bağlamamak. Dar bir tahtanın üstünde yürürken düşme ihtimalini %5’e indirmeniz yetmeyebilir zira o %5 ihtimal tahta yerden 2 metre yukarıdayken çok mühim değildir ama yerden 200 metre yüksekteyse çoğu insan o tehlikeyi göze alamaz. Tahtayı aşırı yükseltmemek de lazım.

İstediğiniz kadar alfa erkek olun, erkek adam olun, ihtimali çok daha az olsa da aldatılabilirsiniz veya terk edilebilirsiniz. Erkek adam terk edilmeyen bir süpermen değil terk edilirse yıkılmayan ve hayatına devam eden yetişkin bir erkektir.

Kadınlara güven ihtiyacı abartı olan erkek, terk edilirse veya aldatılırsa yıkılıp yıllarca kendine gelemeyeceği için güvene ihtiyaç duyuyor. Hayatta hiçbir şey risksiz veya sonsuz değil. İlişkinizi bırakın siz kendiniz, çocuklarınız, onların çocukları ve onların da çocukları bile birgün ölecek iken ilişkiler nasıl “sonsuza kadar mutlu yaşadılar” şeklinde olsun!

Eskilerin kadınlara güven olmaz lafının içinde kadınlara güvenmeye ihtiyacın olmayacak uyarısı da olduğunu düşünüyorum.

Kendi kendini gerçekleştiren kehanet

İşin kötü tarafı, aşırı güven ihtiyacına neden olan zihin yapısı, bir ilişkinin kısa süreli olmasının ya da aslında başlayamamasının da en önemli sebeplerinden birisi. Aşırı duygusal yatırım yapan, kadını hayatının merkezine alan, kadını kafaslemeye çalışan adam dışarıya muhtaçlık, zayıflık ve korkaklık sinyalleri yaydığı için, kadını erkeğe bağlayan en sağlam tutkal olan “muhtaç olmayan, güçlü ve cesur bir erkeğe duyulan arzu” uçup gidiyor ve en çok güvene ihtiyaç duyan, ayrılmaktan en çok korkan adam en çok terk edilen adam oluyor.

Anima Projeksiyonu

Burada fonksiyonel olan bir mekanizmadan daha bahsetmek istiyorum. Güven ihtiyacının sağlıksız seviyelerde olmasının sebeplerinden biri.

“Çünkü öncelikle karşılarında hoşlandıkları kadını görmüyorlar. Zaten onun hakkında ne biliyorlar ki? Kadını bir kişi olarak görmüyorlar … Gördükleri, ideallerindeki kadının tezahüratı.

Ancak kadınla iletişime geçtikten sonra karşılarındaki kadın ile kafalarındaki ideal kadın arasındaki ayrımı kavramaya başlıyorlar. Bu da fedakarlık gerektiren bir iş. Fedakarlık şu : hiçbir zaman ideal bir kadın bulamazsınız.

Yani gerçek bir kadınla ilişki yaşamak için kafanızdaki ideal kadını feda etmeniz lazım.

Etten kemikten kadını görmen lazım ve onu kafandaki ideal kadından ayırman gerekli.”

Jordan Peterson

Jordan Peterson burada açık açık söylemese de, Carl Jung’un anima yansıtmasından bahsediyor. Erkeğin içindeki ideal kadın arketipini (anima) karşısındaki kadına yansıtması. Bana göre birçok erkeğin masalsı derecede güvene ihtiyaç duymasının nedeni, bu anima yansıtması.

Jung’a göre başlangıçta anima kişinin annesinden ayırt edilemez zira erkek çocuk, annesiyle çok sıkı bir bağlantı içinde olmadan fonksiyonel olamaz. (Havva aşaması) İkinci aşama ise, anima kollektif ve ideal cinsel imgedir. Truvalı Helen. Erkeklerde bu geçişin başarılamamasının nasıl bir problem yarattığına aşk hiyerarşisi yazısında değinmiştik.

Bir erkeğin hayatının ilk yarısındaki psikolojik önceliği, anneye olan anima hayranlığından kendisini kurtarmasıdır. 

Birlikte olduğunuz partnerinizin bir peri / melek / prenses (anima) değil bir insan kadını olduğunu kabul etmeniz, bu tür bir aşırı güven ihtiyacını olması gereken boyutlara çekecektir.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

Erkek Adam Türçe Podcast: İyi, kötü, efendi – Gerçekten iyi misin?

6 Şubat 2021 tarihli erkekadam discord poscastında Karanlık Rüya ve Freddie, iyi çocuk, kötü çocuk ve efendi erkek kavramları hakkında konuştu.

Yayınları sitemizin Odysee kanalından ya da  spotify kanalından da izleyebilirsiniz.

Youtube yayını aşağıda. Bu yayını beğenerek ve youtube kanalına üye olarak yayınların daha fazla kişiye ulaşmasını sağlayabilirsiniz. İyi izlemeler.

Erkek Adam Türkçe Podcast : Psikolog Nevzat Saraycıklı ile söyleşi

Bu yayını neden kaçırdık diye sormayın, canlı bir yayın olmadı. Sitede sıkça ele aldığımız psikoloji ile ilgili konuları bir uzmanıyla konuşmayı istedim ve  sitemizi de yakından takip eden psikolog Nevzat Saraycıklı ile duygusal dengesizlik, porno ve mastürbasyon bağımlılığı, inseller üzerine sohbet ettik.

Nevzat Saraycıklı Youtube adresinde gayet güzel videolar var. Takip etmenizi tavsiye ederim.

Nevzat Saraycıklı Instagram adresi: @psk.nevzatsaraycikli

Yayınları sitemizin Odysee kanalından ya da  spotify kanalından da izleyebilirsiniz.

Youtube yayını aşağıda. Bu yayını beğenerek ve youtube kanalına üye olarak yayınların daha fazla kişiye ulaşmasını sağlayabilirsiniz. İyi izlemeler.

Narsist eski sevgili nasıl geri döner? Eski sevgilim narsist mi?

No contact kuralı narsist eski sevgiliyi geri döndürme yarar mı?

Şimdi narsizm / narsist moda bir kavram ve birçok insanın eski sevgililerini narsist diye tanımladıkları görüyorum. Sebep?

“Çünkü beni terk etti, ilişkimize kıydı gitti … Zalım.”

Terkedilen tarafından öyle görülebileceğini farkındayım ama bir insan sırf sizi terk etti diye narsist olmaz ya da bu onun narsist olduğuna işaret etmez. İyi, sevgi dolu, şefkatli, başkalarının önemseyen ve duygusal olarak sağlıklı biri de sevgilisini veya eşini terk edebilir. Hatta terk ettikten sonra bu çok az etkilemiş gibi görünebilir.

Bir insanın diğerini terk etme sebebi hemen hemen her zaman o insana olan duygusal ve cinsel ilgisini belli bir seviyenin altına düşmesidir. Bu düşüş tam ayrılık gün olmaz ve hatta tam tersi görece uzun bir süredir düşüktür ve düşük kalır. Eski sevgiliniz bu duyguyla bir süre savaştıktan sonra en sonunda ayrılık adımını atar.

Bir insanı, ilgisinin azaldığı birinden ayrıldı diye suçlayamazsınız ya da onu duygusal olarak dengesiz sayamazsınız.Kaldı ki bu sitede sürekli gördüğümüz gibi sıklıkla bu ilginin azalmasına terk edilenin katkısı terk edenden daha büyük.

Bunu belirtilip bir kenara koyalım. Şimdi senin soruna gelelim. Evet bazı ayrılıklar, olgunlaşmamış, bencil ve ben merkezli bir insanın partnerini genellikle posasını çıkardıktan sonra terk etmesiyle oluyor. Yani terk eden gerçekten narsist biri oluyor.

Şimdi şu sayacağım şeylere bak ve biten ilişkinde bunları gördün mü diye düşün.

Eski sevgilin sadece kendisini düşünen biri gibi görünüyor muydu? Yani neredeyse kendine tapan ve sizin ya da diğerlerinin kendisine tapmasını bekleyen biri miydi?

Senin yapmak istediğin şeyler onun yapmak istediği şeyler kadar önemli değil miydi? Senin yapmak istediğin ve sevdiğin şeylere bir ilgisi var mıydı yoksa umrunda değil gibi miydi?

Seninle olmasının tek nedeni ona kendisini daha çekici, istenen ve arzulanan biri gibi hissettirmen gibi geldi mi hiç?

Sana nasıl olup da böyle şeyler söyleyebildiğini ve seni gerçekten sevip sevmediğini düşündüğün oldu mu? Canını acıtacağını bilmesi gerektiği halde sana bazı şeyler söylemediği ve canının yandığını zerre fark etmediği ya da görmezden geldiği oldu mu?

Peki “artık yeter” dediğinde ve bu da barizleştiğinde birden bire sana ilgili, sevgi dolu, vs. birine dönüştü mü? Peki bu dönüşüm sonrası her şeyi unuttuğun ve sonra da manipüle edilmiş gibi hissettiğin oldu mu? Ya da şimdi dönüp baktığında burnuna manipülasyon kokusu geliyor mu?

Narsist insanların temel özelliklerinden birisi de karşısındakine ekmek kırıntıları verip ona bunu takdir ettirmeyi bilmeleridir. Bu manipülasyon ve gerçekten sadece kendini düşünmeyi gerektirir ve narsist biri genellikle bu ikisinde de ustadır.

Bu insan sana sürekli olarak onunla olduğun için kendini çok şanslı hissetmen gerektiğini ima etti mi ve aynı zamanda onun için sanki siz olmasanız da olur gibi hissettirdi mi?

Bu soruların önemli bir kısmına evet cevabı verdim. Yani eski sevgilim narsist biri değil mi?

Sana cevabım şu: Ne önemi var? Diyelim ki klinik olarak narsist değil. Bunların önemli bir kısmını yapan insanla ne işin var? Bu karın ağrısını hayatında yeniden istiyor musun?

Yani eski sevgilim bir narsist, bana nasıl geri döner sorusu saçma bir soru. Eski sevgilin bir narsist ise seni Allah kurtarmış, arkanı dön ve bir daha sana dönerse de kaç. Hızlı koş. Açıkçası ben sana bir narsistin kurbanı olman için yardım etmeyeceğim o yüzden bu soruyu hala soruyorsan bana sorma. Aslına bakarsan narsist biriyle beraber isen sana ayrılmayı ciddi ciddi düşünmeni bile tavsiye ederdim.

Ama şunu söyleyeyim, no contact kuralı maalesef narsist eski sevgilinin size geri dönme ihtimalini arttırır. Nasıl arttırmasın ki? Siz bu yarı tanrı / tanrıçaya arkanızı dönüp gidebiliyorsunuz! Bu nasıl olabilir?Narsist birinin bunu kaldırması çok zor.

Ama geri dönüşü muhtemelen manipülasyon için olacaktır. Senden devşirdiği onaylanma hissi için kırıntı atmak üzere sana yeniden ulaşabilir. Bu insana sonuçta yıllarca kırıntıdan memnun olacağını öğreten sensin yani seni nasıl manipüle edeceğini öğreten sensin. Ama daha fazla manipülasyona izin verme.

Eski sevgilin narsist olsa da olmasa da eğer sana ulaşıyorsa peşinden koşma.

Eğer sana ulaştığında alçakgönüllü davranmak yerine oldukça ukala davranıyor ise iletişimi bir bahane ile kısa kes ve sen ona ulaşma.

Sana ulaşıp ulaşıp seninle buluşmaya yanaşmıyorsa, buluşup buluşup ileri doğru adım atmıyorsa iletişimi kısa kes.

Biliyorum bu insanla birliktelik bir şekilde senin sevildiğini hissetmene neden oluyordu ve bu da artık senin elinden alındı. Ama şu koca dünyada senin kendini sevilir hissetmenin yegane kaynağı narsist birisi olamaz. Aslına bakarsan senin kendini seviliyor hissetmenin kaynağı başka bir insan da olmamalı ama bu ayrı konu.

Sonuç olarak eğer geriye baktığınızda yukarıda bahsettiğim şeyleri oldukça çok yaşadığınızı görüyorsanız bu kişinin narsist olup olmaması önemli  değil. Size karşı narsist işkence yapıyordu ve narsist davranıyordu. Bu insanı geride bırakıp gidin geri gelmemesi de sizin hayrınıza. Geri gelirse de kabul etmeyin.

Bu konuda daha fazla ayrıntı için Bu yazı, Toksik İlişkiler – Narsist / Borderline Partner Rehberi kitabımıza bakabilirsiniz. Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

Erkek Adam Türkçe Podcast: Tomassi’nin Demirden Kanunları

Bu hafta Kırmızı hap dünyasının üstadı Rollo Tomassi‘nin meşhur demirden kanunlarını konuştuk. Yayında adı geçen bazı başka yazılar:

Yayınları sitemizin Odysee kanalından ya da  spotify kanalından da izleyebilirsiniz.

Youtube videosu aşağıda.

Vaka Çalışması – Çerçeveyi korumak onu kaybetmeme neden oldu

Sizden öğrendiğim şeyler sayesinde harika bir kadınla tanıştım. İstediğim her şeye sahipti ve onu çok ama çok sevdim.

“Onu çok ama çok sevdim” ne demek biliyor musunuz? Ben onu, onun beni sevdiğinden çok daha fazla sevdim demek! Dakika bir, (kendi kalene) gol bir.

Ama 6 aylık ilişkinin sonunda ayrıldık. Ayrılık nedenimiz şu: Birgün bana Instagram fotoğraflarıma yorum bırakan kadınların kim olduğunu sordu. Ben mimari fotoğrafçıyım ve hesabımda benim ve yüzümün tek bir fotoğrafı bile yok. Hesabımdaki fotoğrafların %100’ü profesyonel mimari fotoğraflar. Ona bunların geçmişte tanıştığım arkadaşlarım olduğunu söyledim ve hiçbirinin geçmişte bir flört ya da eski kız arkadaş olmadığını da belirttim. Gerçekten de hepsi ya arkadaş ya da iş arkadaşı. Hesabıma erkek iş arkadaşlarım ve arkadaşlarım da geliyorlar tabii ki.

Bana bu kadınları sessize almamı ve onların fotoğraflarına kesinlikle beğeni bırakmamamı söyledi. Bunların kendisini kötü hissettirdiğini söyledi.

Mimari fotoğraflar yüzünden güveni sarsılıyorsa kızın kendine güven problemi var. Hesabında etkileşime giren tüm kadınları sessize almanı beklemesi mantıklı değil.

Ona bu kadınların fotoğraflarına kesinlikle flört amaçlı beğeni atmadığımı, sadece destek amaçlı beğeni attığımı anlattım.

Bu kızın geçmişinde bu şekilde bir aldatma olabilir, bilemem. Ama yine de bu büyük bir sorun değil ve kolayca halledebilmen lazımdı.

Bu sorun birçok konuşmayı getirdi ve bir türlü ikna olmadı. Sonunda işi “ya o kadınları sessize alırsın ya da bu ilişki biter” noktasına getirdi. Sosyal medyanın umrumda olmadığını ama bu insanların benim arkadaşlarım olduğunu söyledim. Bu insanları sessize almak benim prensiplerime aykırı dedim. Kadın olmaları umrumda değil.

Sonunda ayrıldık.

Bu kadın seni çok seviyor falan değil. Bu belli. Temelleri anlamak yerine benim yazdıklarımdan sadece bir kızın donunun içine girebileceğin kadarını almışsın sanki.

Kadın senden ayrılmaya bahane olsun diye kavga çıkarıyor gibi. Zira şu ana kadar gördüğüm, kadının seni, senin onu sevdiğin kadar sevdiğine dair bir ipucu yok. Başta söylediğini hatırla:

Onu çok ama çok sevdim.

Sen onu çok ama çok sevdin ama o seni o kadar sevdi mi sence? Hayır. Zira onu çok ama çok sevdim, onu beni sevdiğinden çok ama çok daha fazla sevdim demek.

Prensiplerimden ödün vermediğim için onu kaybettim ve bu canımı sıktı. 1.5 ay ayrı kaldık ve bu hafta ona ulaştım. Bana daha yeni bir erkekle ilişkiye başladığını ve bu çocukla ilişki denemek istediğini söyledi.

😀 Ayrılık kızı gerçekten yıkmışa, uykusuz geceler geçirmesine neden olmuşa benziyor 🙂  Bu kızla 6 aydır beraberdiniz ve 1.5 ay geçmeden başkasıyla beraber. Bunu söylediğim için kusura bakma ama hislerim bana bu kızın zaten bu çocuğu sıraya koyduğunu söylüyor. Belki de ikiniz beraberken onunla konuşmaya başlamıştı.

Şimdi kız adamın instagramda başka kadınların fotoğraflarını beğenmesine kızıyor. Bunlar bikini fotoğrafları mı, bundan bahsedilmemiş. Ama kız kıskançlık yapıyor, adamın bu kadınlarla geçmiş bir ilişkisi olmamasına rağmen.

Kadın neden bu kadar kıskanç olabilir? Direkt yansıtmaya benziyor. Kendi zayıflığını elemana yansıtmış zira derinlerde bir yerde o kadar sadık değil. Bunu söyleme nedenim 6 aylık ilişkiden en fazla 6 hafta sonra (belki daha önce buldu ama henüz diyor) başka biriyle olması.

Kız bu adamı muhtemelen siz ilişkideyken sıraya koymuş ve bu instagram olayını bahane olarak kullanıyor. Kadınlar bunu yapabilirler. Bir erkekten ayrılmak istediklerinde bir kavga çıkarıp küçük bir şeyi büyük bir probleme çevirebilirler. Eski kız arkadaşının sana sadık kalmadığını varsayabilirsin. Onu çok ama çok sevdim diyorsun ve bu da seni olanlara tamamen kör yapmış. Onun seni, senin onu sevdiğin kadar sevmediği belli. Sen muhtemelen ilişki boyunca onun peşinde koşup durdun. 6 aylık ilişkiyi birden bitirmesi ve birkaç hafta sonra başkasıyla olması sana ne diyor? Senin eski sevgilinin sana ilgisi o kadar da yüksek değilmiş diyor.

Yazdıklarım rahatsız edici olabilir ama benden fikir belirtmemi istedin ben de eğip bükmeden gördüklerimi anlatıyorum. Benim işim kıçınıza gökkuşağı üflemek değil. Benim işi sizi sarsarak ve gerekirse tokat atarak kendinize getirmek.

Gerçek şu ki sen bu kızı premses yapıp tahta oturtmuşsun ve kız orada olmayı da hak etmiyor. Sonradan olanlara bakarsak kızın seni suçlamaları, kendisi aldatma eğiliminde olan ya da aldatan yalancının yansıtmaları gibi. Kız muhtemelen bu çocuğa yöneldi, belki senin daldan atlamadan onun dalı tuttu ve sonra bir bahaneyle senden ayrıldı. Ama kız tabii bunu itiraf etmeyecektir.

Kendisine güvenen ve kendisi ile barışık biri partnerinin sosyal medyasındaki karşı cins ile etkileşimini gözlemlemekle yetinir ve onun bu fırsatı aldatma için kullanıp kullanmadığına bakar. Yani karşısındakine kendi kendisini topuğundan vurmaya niyeti varsa o silahı verir. Zira bu tür şeyleri paranoyakça engellemeye çalışıp ileriye ötelemektense başından görmeyi ve bitirmeyi tercih ederler.

Durduk yere bu tür kıskançlıklar yapan kadının kendisinin bir halt yemekte ya da yemeye niyet etmekte olduğundan şüphelenmelisiniz.

Kız senden ihanet imasıyla ayrılmış, birkaç hafta sonra başkasının kucağında ve bu arada da tabii haftalarca sana ulaşmıyor. Üzülmüşe de benzemiyor. Umrunda değil ve muhtemelen hiçbir zaman da o kadar umrunda olmadı.

Bu yazdıklarım senin için şok edici olabilir ama ben kadının davranışlarına bakıyorum ve onların anlamını sana söylüyorum.

Başkasıyla olduğunu duyunca ona iyi şanslar diledim ve o iş olmazsa beni aramasını söyledim. Arkamı dönüp gitmeye ve o bana ulaşmadan asla ardıma bakmamaya karar verdim. Ama onu hala istiyorum.

Birader ona asla ulaşmamalıydın. Çünkü en iyi pazarlık pozisyonu blöf yapmadan gerçekten arkanı dönüp gitmektir. Dik durmuş ve instagram isteklerine hayır demişsin ama bir buçuk ay sonra kızı aramışsın. Ayrıldıktan sonra no contact yapmalıydın ve no contact demek no contact demektir. Birkaç hafta ulaşmayım sonra artık ulaşabilirim demek değildir.

Kız sana iyilik yapmış ve sen kafanı kuma gömmene rağmen kendisi gibi sadakatsiz birini kız arkadaşın mertebesinden elemiş. Bu tür kadınlar genellikle ilgileri düşük iken başkasını sıraya koyarlar ve bir de karşılarındakini sadakatsizlik ile suçlarlar.

Fol yok yumurta yokken seni sadakatsizlik ile suçlayan hatuna yerini bildirmeliydin: “Beni sadakatsiz olduğumu ima etmen hiç hoşuma gitmedi.” demeli ve topu onun suratına atmalıydın.  “Beni böyle basit bir şey yüzünden sadakatsizlikle suçluyorsan bence kendi içindekini bana yansıtıyorsun ve ben senin güvenilir biri olmayabileceğini düşünüyorum.”

“Onu yeniden istesem de  no contact (iletişimi kes) tekniğine sadık kalacağım.”

No contact bir teknik değil. No contact kalıcı bir pazarlık pozisyonudur.

Ama olayların böyle gelişmesi çok canımı sıkıyor.

Uçurumun kenarından dönmüşsün bence iyi hissetmen lazım. Daha fazla birlikte kalıp aldatıldığını da öğrenebilirdin. Bu kadın iyi bir ilişki materyali  olsaydı ve seni gerçekten sevseydi 6 aylık ilişkiden 6 hafta sonra başkasının kollarında olmazdı. Bu adamın siz beraberken ortaya çıkıp kızın hedefine girmiş olması çok büyük ihtimal. Düşünsene. Ayrılıyorsunuz, problem de  çok büyük bir sorun değil. İşleri düzeltmeye çalışmıyor ve “kendine iyi bak ben de gideyim başkasının kollarına varayım” diyor.

Onu çok ama çok sevdin yani tüm gücü ona verdin. Bu nedenle de zaten ayrılmanız onu zerre etkilemedi ve kız hızlıca hayatına devam etti. Bunu yaparken de seni manipüle etti ve instagram bahanesi ile bir de seni suçlu çıkardı ve senin kendini kötü hissetmene neden oldu.

Bu kız muhtemelen yalancı ve sadakatsiz. Kurtulmuşsun. Kendi betalığın sayesinde olsa da kurtulmuşsun. Şimdi canın çok yanıyor eminim ama bu uzun vadede iyi bir şey. Senin için de güzel bir ders.

NOT: Corey Wayne’in videosundan özetleyerek çevirdim. Kendi danışmanlık konuşmalarımda çok karşılaştığım bir olay bu. Oradaki şeyleri burada paylaşmıyorum ama Corey Wayne’in bu videosunu görünce çevireyim dedim zira yaygın bir durum. “Abi burada öğrendiklerim yüzünden çok “iyi” bir kızı kaybettim” diye başlıyor ve biraz konuşunca anlıyorsunuz ki kaybettiği yok, iyi kız yok, o yok bu yok. Kırmızı hapı hanzoluk sanıp aptallıkla ilişkisine zarar veren adamlar olduğunu inkar etmiyorum ama çoğunun durumu böyle değil. Kırmızı hapı bir kızı “elde etmek” için teknikler olarak okuyan ve hedefi hala ne olursa olsun kiminle olursa olsun ilişki sahibi olmak şeklindeki adamların başına çok gelen bir şey.

Vaka çalışması – İyi başlayan ama sonra tersleyen kadın

Sanalda tanıstığım kızdan iyi bir oyunla aynı gün tlf numarası aldım whatsapp a gectik. whtsp da hızlı bir çekim yaratarak 4-5 gün içinde buluşma ayarladım..Buluşmada aldığım ililere güvenerek ,ikinci mekana geçerken cesur bir hamle yaptım ve beline sarıldım kız da bana karsılık verdi ve belime sarıldı..sonrasında 3-4 saat içinde sırasıyla el ele tutusma,öpüsme ve arabada yiyişme birbirini izledi … Sonrasında aksam eve gidince seninle çok iyi hissediyorum diye bir mesaj atttı.

Sorunun mesajlaşma dizisi şurada.

Sona kadar tamam ama Haydar 36, kız 26 yaşında. İlk hata arabada yiyişme kısmı. Ortamı olmayan genç bir erkek tamam da 36 yaşında bir erkek liseliler gibi arabada yiyişme yapmaz. Mekanına götürüp seks yapmalıydın. Sonunda seks olmasa bile mekanına götürüp sekse yürümeliydin. Bu eksi hanene yazılır. Eğer kız öpüşmeye rağmen gelmiyorsa burada hata yapmış olmazsın ama yine de ilgi seviyesi göründüğü kadar yüksek değil sonucu çıkarabilirsin.

daha sonra klasik sabah,günaydın,gece,iyi uykular mesajları başladı. ama ben ikinci buluşma ayarlamam gerektiğini bildiğimden 4-5 gün sonra tekrar buluşma teklif ettim bana 10 gün sonraya gün verdi,çok yoğunum dedi..

Olabilir. Kız arkadaşın değil sonuçta. Kızı nadas bırakıp diğerleriyle ulaşacaktın. 10 gün sonra aklına gelirse mesaj atıp buluşurdun.

Ayrıca ikinci buluşmayı ilk buluşmadan hemen sonraki mesajlaşmanızda ayarlayacaktın. Sen zararsız mesaj arkadaşı modunda fazla kalmışsın. Bu da büyük eksi. Özellikle 2 – 3 gün böyle devam ettiysen. İkinci buluşmaya ilk buluşmadan sonraki ilk mesajlaşmada girin.

içimden, bu kadar ilgili görünen kız neden buluşmak istemiyor dedim,sasırdım..

Bu olmadı. Sen ilişki moduna girmişsin.

şöyle dedim,10 gün uzun zaman,üzerine düşünürsek daha erken bir tarih ayarlayabiliriz.. çok yoğunum,böyle bir imkan yok dedi..

Burda bir kere denemekte problem yok ama orada bırakman lazım.

tabi bende nedendir bilmem ,10 gün boyunca bulusmak için hiç zamanı olmayacagına inanmadım..ve bende acıkcası soguma başladı..

Evet kaybetme korkusu başlamış. Bunun doğal sonucu kaybetme korkusu ile kızın peşine düşmek ve kızı gerçekten soğutup kaçırtmaktır. Sonradan yazılanlar da senin soğumaktan çok korktuğunu gösteriyor zaten.

iyi o zaman,zamanın olunca beni bir ara,bunu telefonda konusalım dedim.

Bu da problem olmayan bir mesaj. Gerçi “tamam sonra görüşürüz” der aklıma gelirse kıza ulaşırdım ya da ulaşmazdım. Beni ara demene gerek yoktu. Senin 10 gün sonra aramanda sorun yoktu. Mesajlaşmanda bir problem yok ama zihin yapına yayılan kaybetme korkusu kötü.

görüldü yapıp bıraktı..

Sen de orada bırak o zaman. 10 gün sonra görüşürsünüz.

Bir gün sonra nasılsın,neler yapıyorsun dedim.

Sana görüldü atmış hemen birgün bekleyemeden mesaj atmışsın. Daha da kötüsü beni ararsın diyen kıza hemen mesaj atıyorsun. “Kafeslemezsem / peşine düşmezsem kaybederim” korkusu ile kaybetme sürecine girmişsin.

hiç iyi..deyip kestirip attı.

Kız bu noktada sana o kadar ilgili değil artık. Belki buluşmada sikişme olmadığından, belki sonrasındaki mesajlaşmalarda fazla peşine düşmenden sandığından daha az ilgili. Böyle bir kızı nadasa bırakman lazımdı.

Bir problem mi var dedim

Burada zaten harakiri yapmışsın. Kaybetme korkusu nasıl da insanı ele geçirip saçma şeyler söyletiyor. Bir problemi varsa sana ne? Kız arkadaşın değil bir şey değil. Bunu kız arkadaşına bile sorma diyorum burada bunu sorarak olayı bitirmişsin. Geçmiş olsun.

Bu sünepeliğin ise olayı bitirmiş. Ben yapışkan ve muhtaç bir erkeğim en küçük negatifte de hemen sorun olduğunu düşünüp sormak zorunda kalan zayıf biriyim diye bağırıyorsun. Kız da haliyle “aman bu da zayıf, yapışkan, tercih edilmeyen biri çıktı hemen kurtulmam lazım” diyor:

bir problem yok dedi, seninle olmuyor ,çok yoğun çalışıyorum,boyle seylere gelemem,bir de bunun için özür mü dileyeyım dedi.

“heryerden sildim.bir daha da aramadım.”

Silindiğini fark edince senin gibi atarlı bir arızaya çok bulaşmadan kurtulduğuna şükredecektir. Gerçi kız da kaba atar yapmış yani bir daha görüşmezdiniz zaten.

Kız karın ağrısı mı?

Hayır. Sen karın ağrısısın. Duygusal dengesiz (nevrotik) davranmışsın. En küçük negatifi kocaman bir problem yapmışsın. Türkiye’de çok olan ve bir kızın bulaşmasa iyi edeceği adam tipinde davranmışsın. “Abi ama ben öyle değilim” diyorsan öyle biriymiş gibi davranmayacaktın. Bunu filmler yazısında yazmıştım. Senin davranış şeklin kızları sadece soğutmaz aynı zamanda korkutur. Doymuş, dengeli bir erkek “ok görüşürüz sonra” der ve o kızı bir daha 10 gün mesajlamazdı. Hadi mesajladı diyelim kız kısa cevap verince “problem mi var diye sormazdı. Senin sergilediğin davranış duyarlı erkek görünümlü yapışkan erkek modu.

ya da buluşmayı erkene almak istediğim için, beni baskıcı tiplerle karıstırıp,bir anda kaygı duyuyor, suçluyor ve kötü hissedip uzaklasıyor mu?

Kız seni baskıcı tiplerle karıştırmıyor. Sen zayıf, duygusal olarak dengesiz, tercih edilmeyen ve yapışkan bir erkek gibi davranıyorsun – belki de öylesin – ve kız hem soğuyor hem de korkuyor. Burada kızın bir suçu ya da arızası yok. Belki sana o kadar ilgi duymamış, belki de gerçekten yoğun. Ama kızın davranışında bir arıza yok.

yani saglıklı iletişimden bihaber bir kezban mı?

Maalesef “sağlıklı iletişimden bir haber kezbanın” kendin olduğunu anlamadan bunu birçok kızla yaşarsın daha.

ya da stresli bir anında bana mı patladı?

Kızın patladığı falan yok. Elini versen kolunu kaptıracağın ve uzak durulası erkek gibi davranmışsın ve kız da yapması gerekeni yapmış.

Bu yorumlarım üzerine mesajlaşma devam etti.

Bu olayda ben şuna dikkat çekmek istiyorum Mahmut abi; Buluşmayı biraz daha öne alalım önerisi çok absurd,tuhaf bir öneri degil.

Evet gayet normal bir öneri ama kabul edilmediği yerde bırakacaktın.

Daha önce başka bir kadın böyle bir önerime,tamam o zaman salı ögleden sonraya alalım demişti.

O başka bir kadın, bu başka bir kadın. Bu yavaştan alan belki de gerçekten yoğun bir kadın. Ya da mesajlaşmalar sana ilgisini azalttı.

Bu olayda kız hiç anlamadan dinlemeden,iletişimin altın kuralı olan sağlıklı geri bildirim vermeyi,olayı anlamayı seçmiyor..

Kız sana gayet geribildirim veriyor. Maalesef bu sözler kadın – erkek ilişki dinamiğinden o kadar da anlamadığını gösteriyor. Kız sana açık açık “yavaş” demiş. Sen yok “hızlı olsun” demişsin (olabilir). Kız sana yine “yavaş” demiş. Kadınlar erkekler gibi iletişime geçmezler. Bunu daha önce yazdık. En temel şeylerden biri bu. Kadın sağlıksız iletişime geçmiyor, kadın gibi iletişime geçiyor. Maalesef sen bunu anlamadığın için sağlıksız yaftası takıyorsun.

iletişimin zehirli olanını yani,suçlama,duvar örme,kaçmayı tercih ediyor.

Kız fazla terslemiş burası kaba. Ama kız senin bir şeyin değil sen onun bir şeyi değilsin. Bazı kızlar laftan anlamayan erkekleri doğal olarak muhtaç, yapışkan ve tercih edilmeyen diye yaftaladılar mı onlara karşı kabalaşabilirler. Burada da o olmuş.

Tabi bu kız özelinde,şöyle düsünebilirdim, yapışkan,arızalı erkek çok, bu kız geçmişte bu tip deneyimleri yaşamış ve bu kıza yaklaşırken bu kızın kaygılarını önemseyip önce güven olusturup,sonra adım atmalıydım.

Hayır kızın kaygılarını falan düşünecek kişi sen değilsin ve ayrıca her kız bu tip adamdan korkar. Sen zaten güven oluşturayım bahanesi ile peşine düşmen yüzünden olmamış.

Seninle buluşmaya daha istekli ve önce buluşmayı kabul eden kıza bu yapışkanlığı gösterme fırsatın olmamış, buna olmuş. Ayrıca bunun kaldığın bir shit test olma ihtimalini de unutma.

Senin yapman gereken basit. Erkek adam gibi davranmak. Erkek adam kız 10 gün sonra diyorsa ve önce buluşmayı kabul etmiyorsa orada doğal olarak bırakır zira erkek normalde kızdan daha az ilişki modundadır. İyi bu arada başkasına bakarım bu zaten kenarda bekliyor, vs. Ha sonra beklemez, 10 gün sonra ararsın hayır der vs. o ayrı.

kızın tepkisinin oldukca sağlıksız olduğunu gorunce koy götüne rahvan gitsin seçeneği daha cazip geldi!

Kız kaba davranmış ve orada zaten aranızdaki etkileşim bitmiş ama dediğim gibi senin yaptığın yapışkan ve ilişki kafeslemesi erkek moduna tepki o. Her kız aynı içsel reaksiyonu verir ama bazı kızlar kibar davranabilmeye devam eder bazıları edemez.

Senin de çoğu erkek gibi derdin suçu karşındakine atmak ya da onun hatalarına odaklanmak. Bunu yaptığınız sürece anca o bahsettiğin sınırlı bir grup kızla bir şansın olur bu tür daha rahat kızlarla sıfır çekip onlara kezban demeye devam edersin.

Çoğu erkeğin sonra çıkıp da tüm kızlar hemen ilişki istiyor deme sebebi de kısmen bu. Bu tip daha rahat başlayan kızları hemen kaçırttıklarından beraber olabildikleri tek hatun tipi aynen kendileri gibi yapışkan hatunlar. İnsanların hep aynı tip insanlarla ilişkiye girme sebepleri de kısmen bu.

Eğer bu kızı istiyorsam yapmam gereken şu mu olmalıydı;ikinci buluşmayı teklif ettim kızda 10 gün sonra müsait olabilirim diye ucu açık bir cevap verdi..normal mesajlaşmaya devam edip,güven olusturup,bağ kurup bir hafta 10 gün sonra bir daha mı denemeliydim?

Normal mesajlaşmaya devam edip, güven oluşturup, bağ kurup mantığına girdiğinden zaten kuş uçmuş. 10 gün sonra buluşmaya vakti olan kızı orada bırakacaksın, 10 gün sonra aklına gelirse mesaj atacaksın. Arada aklına gelirse belki 5 – 7 gün sonra.

Senin “güven olusturup,bağ kurup” dediğin şey kaybetme korkusunun yaldızlanmış halidir.

Yoksa tamam o zaman,müsait olduğunda haber ver deyip,o mesaj atana kadar diğer kızlara mı dönmeliydim.

Evet.

Orta Avrupa’da bir Slav ülkesinde yaşıyorum.covid ten dolayı sanal çok hareketli..(konuştuğum diğer kızlar var)bu kızı yavaş davrandığı için, tamamen eleme hakkımın olduğunu düşünüyorum.

Evet. Elinin altında daha hızlı yeterince kız varsa ele. Kenarda da kalabilir. Tabak çevirirken yavaştan alan kızların elenmesi normaldir.

Peki neden gelip burda bu tip sorular soruyorum,kızın neden sogudugunu anlamak istedim. Sanırım cevap şu, arızalı ve yapışkan erkek sayısı her toplumda bir hayli fazla,yanlış atılan bir adım kızda kaygı yaratıyor,bu kaygı kötü hissetmesini sağlıyor,hissettiği duyguyu takip edip ,anlam oluşturan kadın soğuyor..ve kaçıyor..

Hocam senin ekstra adımların bariz ödül kaybetme korkusu ile atılmış. Kız da “beta 9,807 yani NEXT” deyip geçmiş. Kıza sen beni ara deyip hemen ertesi kendini tutamayıp araman bunun için yeterli ama sen bir de problem mi var diye sorup sıvamışsın.

Ama tabii kız mesela gerçekten yoğundur ve senin buna verdiğin tepki soğutur. Ya da kızla ilk buluşmadan sonra mesajlaşman soğutucudur. Mesela daha çok sen mesaj atmışsındır. Bazı erkekler “abi çok güzeldi, sürekli mesajlaşmalar, günaydınlar, iyi geceler” diyor ama peki o hiç mesaj başlatıyor mu sorusuna cevap “yok hep ben atıyorum / genelde ben başlatıyorum” oluyor. Durum buysa sen mesajla peşine düşerek soğutmuş oluyorsun zaten.

muhtaç gözukmenin kızı soğutacağını biliyorum tabiki,ama belki de biterse bitsin diye çok umursamadan bu hataları yaptım!

Kendine yalan söylememeni tavsiye ederim. Yoksa bu şeyi yapıp durmaya devam edersin. İlk mesajına dön ve yeniden oku. Umursamayan adam orada bırakırdı, neyin var diye sormazdı, ve en önemlisi bir hışımla kızın numarasını silmezdi. Kezban gibi gururu incinmiş ergen kelimesi kullanmışsın kıza. Bu “umursamadığım için özellikle kaybeden beta gibi davrandım” bahanesini burada bin kere duydum. Kendin inanmak istiyorsan sen bilirsin ama bence yazıya dökme zira komik duruyor.

bir erkekle kadın arasındaki etkileşimde kadının kendi adına uyması gereken adımlar var, karşı taraf pek bu adımlara sadık kalmadı..ikinci buluşmaya istekli olmadï..eee…

Kadın algın en azından burada masal dünyasında. Bir kere buluşup yiyiştiğin kız hangi masalsı aşk hikayesi adımına sadık kalacak? Uyması gereken adımlar mı? Nasıl bir senaryo var kafanda? Masal bunlar geç bunları. Kız seni o kadar istemiyorsa istediğini yapar.

Onu mu bekliyecegim..benimde çekip gitme hakkım var…

Sen bu olayı ciddi ciddi umursuyorsun. Alt tarafı kızı kenara bırakıp diğerlerine odaklanacaktın ve sonra evet aklına gelirdi gelmezdi ayrı mesele. Kim sana bekle diyor. İstersen git ama senin burada zihin yapın yanlış. Gerçi bunu kabul etmeyeceğin belli oldu ama fazla ilişki önceliklisin. Sen kızı unut aklına gelirse ararsın gelmezse belki o arar görüşürsünüz. Bu nedenle seni kaybedecekse o da onun problemi senin değil.

bu kadar ilgiliyken neden ikinci buluşma teklifime ilgisiz kaldı..kadın ruhunu anlamak istedim!

Başında ilgili olması kızı senin kız arkadaşın yapmaz. Kızın belki işi var, belki tabak çeviriyor, belki başı bağlı, vs. Burada kız erkek olmuş sen kadın “başında ilgisi yüksekken neden böyle yaptı” diye soruyorsun. Kız 10 gün sonra demiş sen de orada tamam demişsin. Bence o aşamada bıraksan 10 gün sonra buluşurdunuz vuruşurdunuz. Sonra zaten ilk mesajınla kızı hızlıca soğutmuşsun.

Kızın ilgisi yüksek diye sanki kız arkadaşınmış gibi sana karşı hiçbir sorumluluğu, uyması gereken adımlar, sadık kalacağı şeyler yok. Çok standart ve sıklıkla karşılaşılan bir kadın tipi sadece. Ekstra bir şey yapmana da gerek yok. Sen aranızdaki şeyin nereye gideceğini pek umursamadan, ilişki moduna girmeden ve bu tür geri adımlarda kaybetme korkusuyla peşine düşmeden hayatına devam et, bu tür terslemelerle karşılaşmazsın.

Flörtün İlk Adımı; Nasıl Göz Kontağı Kurulur

Merhaba millet ben Mr Deer, daha önceki yazılarımdan ve videolarım dan beni birçoğunuz fazlası ile tanıyorsunuz. Bugün konumuz Göz Kontağı kurmak. Günümüzde bir çok erkek zararsız gözükeyim derken göz kontağı kurmaktan kaçıyor ve silik bir karaktere sahip izlenimi yaratıyor kendinde. Özellikle kızlarla flört konusunda göz teması çok önemli, flört gözlerle başlar. Göz Kontağı kuramayan erkek flört konularına geride başlar. Bu video da sorunun temel sebeplerinden, neden göz kontağı kurulmalı ve kuramayan dostlarıma önerilerde bulundum. Görevimiz göz teması.. İyi Seyirler!