Sabırsızlık hiçbir zaman başarı getirmez – Vaka Çalışması

Sabırsızlık hayatın hangi alanında olursa olsun, hedeflerinizi gerçekleştirmenize ya da istediğiniz sonuçları almanıza engel olacak bir problem. Fakat günümüzde insanların kaygı, korku ve acı toleransları çok düşük seviyelere indiğinden olsa gerek, burada soru cevaplarken sıklıkla karşılaştığım bir konu.

“Abi, 3 yıllık ilişkim terk edilmemle bitti. 1 haftadır iletişimi kes (no contact) kuralı uyguluyorum. Ama çok kötü hissediyorum, sanki hiç düzelmeyecekmişim gibi geliyor. Ne yapmalıyım lütfen yardım et.”

Bir kişinin ya da bağımlılığın hayatınızdan çıkması ile acı çekmeye başladığınızda, o kişi ya da şeye ulaşma arzunuza karşı koyamamanızın bir faydası var: acınızı geçici olarak dindirmek. Eğer siz bu kişi ya da şeye ulaşma arzunuza karşı koymaya başlarsanız, önünüzdeki 3-4 hafta, ara ara ulaşsanız çekeceğinizden çok daha fazla acı çekeceksiniz zira ara ara ulaşarak elde ettiğiniz geçici rahatlamadan mahrum kalıyorsunuz. Peki o zaman neden ara ara ulaşmıyorsunuz? Tabii ki o rahatlamanın da bedeli, acının ara ara dinerek de olsa çok uzun sürmesi ve sizin hayatınızın çeşitli alanlarından başarısız olmanıza neden olacak bir negatif duygu ve stresle yüklenmeniz. Öte yandan daha kötü hissedeceğiniz o ilk 3-4 haftayı geçtiniz mi, sonrasında acınız azalırken gücünüz artmaya başlar. Eğer kısa süreli rahatlamalara devam ederseniz acınız artarken gücünüz de azalmaya devam eder.

Ama bahsettiğim sabır burada göstermeniz gereken sabır değil. Acınız azalacak olsa da bu zaman alacak. 3 senelik ilişkinin acısını atlatmanız 5-8 ay sürer. Merak etmeyin, eğer iletişimi keser ve kendi hayatınıza odaklanırsanız, ilk aylar kadar kötü hissetmezsiniz ama bazıları nedense iletişimi keseceğim, 1-2 haftada iyi hissedeceğim sanıyor. Böyle bir şey yok maalesef. Acı zamanla azalır ve sizin bu konuda sabırlı olmanız lazım.

Sabır sadece ilişkilerin sonunda değil, ilişkilerin başında da çok önemli ve yokluğu, sizin karşı cinsle çok uzun yıllar boyunca başarısız olmanızı garantileyecek bir problem. Sabırsızlık hemen her zaman yokluk, tercih edilmezlik sinyaller ve korku – kaygı merkezli bir zihin yapısından kaynaklanır. Aslına bakarsanız bir iş için yatırım bulmaya çalışırken ya da bir satış yapmaya çalışırken de sabırsızlık aynı şekilde yokluk ve tercih edilmezlik sinyalleyerek potansiyel müşteri ya da yatırımcıların kaçmasına neden olur. Maalesef daha da kötüsü sabırsızlığınıza neden olan yetersizlik korkusu, başarısızlık korkusu, istenmeme korkusu, vs. sizin, korktuğunuz şeyin daha hızlı ve kesin bir şekilde olmasını sağlayacak yönde “çaba harcamanıza” neden olur.

Abi çok kısa ama yoğun ve oldukça heyecan verici bir ilişkim oldu. Sadece bir ay sürdü ve terk edilmemle sonuçlandı.

Çok söylüyorum ama yine söyleyeceğim. İlişkiye ne kadar yoğun başlarsanız, o ilişki genellikle o kadar kısa süreli oluyor. Çıra alevi gibi parlayan ilişkiler, çıra alevi gibi hızlıca tükenip gidiyorlar. Erkek olarak sizin duygusal patlamayı kontrol etmeniz, kendinizi duygusal olarak fazla kaptırmamanız, işi bir miktar yavaşlatmanız, hem sizin için hem de karşınızdaki için en iyisi. Ayrıca işleri başlangıçta biraz yavaşlatmanıza normal bir kız çok ters tepki vermez ama arıza bir kız ciddi tepki verir. Yani bu şekilde hem ilişkinin kısa sürede sönmesine engel olursunuz hem de arıza kızı erkenden görüp ayıklarsınız.

Şimdi maalesef bir ay, aranızda gerçekten bir yoğun sevgi oluşması, özlenilecek bir tarihçe oluşması için çok kısa bir süre. Ben buna biten değil başlayamamış bir ilişki derim. Kötüsü, sen çok yoğun duygulara sahip olabilirsin zira senin duygularının içinde fiziksele olan cinsel yükselme çok daha fazla ama kadınlar biraz daha yavaş aşık olurlar ve bir ay bir kadının senin için gerçekten “düşmesi” için yeterli değil. 2-3 ay olsa neyse.

Çoğu erkeğin yaptığı en yaygın hata, kendileri kızın sadece vücudu, yüzü ve feminenliği ile yaşadıkları hızlı yükselmeyi kadında hemen göremediklerinde, sabırsızlanarak kadını ilişki kafesine kilitlemeye çalışmak ve bu nedenle de kadından daha çok ve hızlı bir şekilde ilişki öncelikli olmak. Kadının daha yavaş ulaşması nedeniyle dayanamayıp sürekli olarak kadına ulaşmak, sürekli beraber vakit geçirmeye çalışmak, hediye rüşvetleri, çıkma teklifi, hoşlanma itirafları, vs.

3 yıllık bir ilişkiden çıkalı 1 ay olmuştu.

Yeni bir ilişkiye başlamak için bir önceki ayrılıktan iyileşmen gerekiyor ve 1 ay çok kısa bir süre. 4-5 ay yalnız kalma sabrı göstermen en iyisiydi. Özellikle 2 seneden uzun ilişkilerde, ayrılık sonrası 2-3 ay kadın erkek ilişkilerinden uzak durup ayrılık acısını atlatmanızı tavsiye ederim. Terk eden siz olsanız bile.

Belki de bir önceki ilişkinin alışkanlığı ile onu yeni başlamış bir ilişkiye göre çok daha sık görmek ve onunla çok daha fazla mesajlaşmak istedim. Aslına bakarsan başlangıçta sürekli aramam, uzun süre konuşmamız, sürekli mesajlaşmamız hoşuna gidiyor gibiydi ama bu sadece bir iki hafta sürdü. Sonrasında ani bir şekilde soğudu ve beni test etmeye, bana kaba davranmaya başladı.

Başlangıçta ilgisi çok yüksekmiş ama çok fazla arayarak, çok fazla konuşarak ilgiyi çok hızlı azaltmışsın.

Bu davranışlarına tepkim ise birkaç gün içerisinde muhtaç bir betaya dönüşmek oldu. Bana karşı kabalaşmasına tolerans göstermeyeceğimi söylemek yerine bunları sineye çektim. Testlerini bile görmezden gelmeye çalıştım. Ayrılık sonrasındaki bir ay çok zor geçmişti, o yalnızlığa dönmek istemedim sanırım. Ama korktuğum başıma geldi.

Terk edileceğim korkusu ile zayıf davranmak, genelde terk edilme ile sonuçlanır. Kızın testlerini şaka ile karışık bile olsa geçemezsen, kabalığını yüzüne vurup kıza kibarca da olsa haddini ve yerini bildirememen, daha çok test ve daha çok kabalık ile karşılanır.

Son iki hafta kendimi geri çekmek yerine ona daha fazla ulaşmaya başladım. Daha rahat davranmak yerine kaygılı davranmaya başladım. Utanarak söylüyorum, bana yeterince ilgi göstermediği, benimle ilgilenmediği için yakınmaya başladım. Sonuçta da terk edildim.

Bir kere senin istediğin ilgi ve sevgi henüz yeşermemiş, orada sabırsızlığın sana pahalıya mal olmuş. Daha da kötüsü, zayıf davranışların o zamana kadar yeşereni de yok etmiş. İlişkinin ilk aylarında daha rahat, daha hafif ve daha yavaştan alan sen olmalıydın.

Terk edildikten sonra iletişimi kes kuralı uygulamam gerektiğini biliyorum ama kendimi tutamayıp onu birkaç kere aradım ve buluşmaya çağırdım. Reddedildim. En son mesajımdan 

Sabırsız ve zayıf davranarak düştüğün durumdan, sabırsız ve zayıf davranarak çıkamazsın.

En son mesajımın üzerinden 1 ay geçti. Bana hiç ulaşmadı. Sanırım sonsuza kadar bitti.

Bence de sonsuza kadar bitti. Bunu kabul edip yoluna devam etmen lazım.

Bu sürecin tek yararı, onca geçmişimize rağmen, bir önceki eski sevgilimi tamamen unutmuş olmam. Ama bu kız aklımdan çıkmıyor. Bu nasıl geçecek?

Ulaşmayacaksın, sana ulaşmasını beklemeyeceksin, haber almayacaksın ve kendi hayatına odaklanacaksın. Gerisi zamanla geçecek. İşin aslı bu kızla çok az zaman geçirmişsin ve unutman çok uzun sürmemeliydi. Ama bir yandan aşırı duygusal yatırım, bir yandan uzun süreli ilişki sonrası yeterince yalnız kalıp iyileşememen yüzünden aklından çıkmıyor. İyileşememen yüzünden aklından çıkmamam sebebi, yalnızlıktan kaçmak için sürekli olarak ilişkiye sığınma isteğinin yüksek olması.

İlişkilerle ilgili göz önünde bulundurman gereken şeylerden biri, daha fazlasının bir şeyleri hızlandırmayacağı. Yani, kek daha hızlı pişsin diye fırının sıcaklığını iki katına çıkarırsan, kek yarı zamanda pişmez, yanar gider.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da kaynak kitaplarımıza ve kitap setlerimize bakabilirsiniz.

Kız arkadaşım bir erkek iş arkadaşından çok bahsediyor – Vaka çalışması

Abi sizi bir senedir takip ediyorum. Daha önce 1.5 yıllık bir ilişkim vardı ve beni aldatması üzerine ilişkiye son verdim. Sayenizde atlatmam o kadar da zor olmadı, zaten bitişe doğru o kadar soğuk davranmaya başlamıştı ki, son 4-5 ayında ben de pek bir şey hissetmediğimi fark edip, neden böyle oldu diye sormaktan çok neden bu kadar uzadı diye sormuştum. Bir de nerelerde hata yaptığımı anladım ama en önemli hatam, yanlış kız seçimi yapmamdı.

Eski sevgilimden ayrıldıktan 2 ay sonra yeni bir kız arkadaşım oldu. Bu kızla 4 aydır beraberim. Her şey çok güzel gidiyor.

Her şey çok güzel gitse bana yazmazdın.

Beraber çok iyi vakit geçiriyoruz ve birkaç kere bana çok aşık olduğunu, benimle bir gelecek düşündüğünü söyledi.

Çok erken. Bu tür çıra alevi gibi parlayan kızın alevi ile erimek yerine temkinli olmalısınız. Zira bu tür kızlar çıra alevi gibi hızla parlarlar ve aynı hızla sönebilirler.

Ama kız arkadaşım, erkek bir çalışma arkadaşından çok bahsediyor. Yani başka iş arkadaşlarından da bahsediyor ama diğerlerinden toplam 1 bahsediyorsa, sadece bu çocuktan 3 bahsediyor. Sorun sadece çok bahsetmesi değil. Bugüne kadar bu çocuktan sadece iş bağlamında bahsetse de, bahsederken belli belirsiz bir hayranlık hissediyorum. 

Hiç de iyi bir davranış değil. Sadakati ve sadık bir kadın olmayı değer olarak gören bir kadın davranışı hiç değil. Bu tür kadınlar bir de sorgulasan “olur mu canım sadece arkadaşız” derler. Doğru da söylüyorlar. Birgün tüh ya nasıl olduysa adamın penisi içine kaçıverene kadar sadece arkadaştırlar.

İyi bir ilişki malzemesi olan bir kadın için, başka bir erkekten sık ve hayranlıkla bahsetmek sadakatsız bir davranıştır. Tersini de düşünsene. Sen eğer şirketteki bir iş arkadaşın kadından bahsedip dursan ve bu bahsediş hayranlık dolu olsa, karşındaki ne hissedecekti? Ya da sen bunu rahat rahat yapabilir miydin?

Bu arada kız adamdan haz almıyor şekilde bahsetse de rahatsız edici. Yani sık bahsetmesi sorun, nasıl bahsettiği ikinci planda.

Kendini tutamayıp sana bundan bahsediyor olması iyi bir şey ama bu tür kadınlar bunu dürüstlüklerinden yapmazlar. Seni üstü kapalı olarak başkası ile tehdit etmek için ya da vicdanlarını rahatlatmak için yaparlar. 

Tehdit “bak eğer bana istediğim gibi davranmazsan yedeklerin hazır” şeklinde. Vicdan rahatlatma da “hey, ama ben sana demiştim! Arkadaşız demiştim ama demiştim. Ben nereden bileyim adamın penisinin içime kaçacağını? Sen de görüşüyorduk bir şey yapmıyordun. Senin de suçun! Hatta senin suçun!”

Kötüsü, bu adamla öğle yemeğine çıkıyor. Bir kere alışverişe de gitti. Bunu bana sorarak yapıyor. Ben bundan rahatsız olduğumu söyledim ama sürekli beraber çalıştığı iş arkadaşı ile öğle yemeği yemeği yemeyi ya da bir alışverişe yardıma gitmeyi reddederse bunun saygısızca olacağını söyledi.

Hayır, saygısızca değil, tam tersi saygılı bir hareket. Hepimiz kız arkadaşının bu çok bahsedilen iş arkadaşı malın derdinin ne olduğunu biliyoruz. Erkek arkadaşı olan bir kızın iş arkadaşıyım ayağına yörüngesinde dolanıp, roketi merkeze ateşleyeceği fırsatı bekleyen bir leş kargası. Böyleleri genellikle avlanma yeteneği olmadığı için can çekişen ilişki bekleyen ve bir iki kızın yörüngesinde bu amaçla dönen leş kargasıdır. Az bir kısmı da aşağılık kompleksini başkalarının sevgililerine ya da karılarına kaymaya çalışarak gidermeye çalışan adamlardır.

Sence ne yapmalıyım? Ona bunun uygunsuz olduğunu nasıl anlatabilirim?

Birader, bir önceki ilişkinde aldatıldın. Şimdi yine başka erkekle ne yaptığı belli olmayan bir kızla çıkıyorsun. Ve hala kıza nasıl anlatırım derdindesin? Görünen o ki, aldatma riski yüksek ya da en azından ilişkiye saygıyı ve sadakati değer olarak edinememiş kadınlara aşırı toleranslısın. Pardon, çok kibar söyledim. Böyle kadınlarla çıktın mı ve bu davranışlar ortaya çıktı mı, kızı bırakamayacak kadar yapışkansın.

Senin ilişkilerde görevin, saygı ve sadakati değer olarak edinmemiş bir kızı bulup onu saygı ve sadakati değer olarak edinmeye ikna etmeye çalışmak değil! Senin ilişkilerde kendine karşı ödevin, saygı ve sadakati değer olarak edinmiş kız bulmak. Tabii ki bunu başından anlayamayabilirsin ama en azından saygı ve sadakati değer olarak edinemediğini gösteren işareti gördün mü, ilişkinin mümkün olan en erken aşamasında kızı bırakmak.

Önceki hikayeni bilmiyorum ama bu kızla “ona bunun uygunsuz olduğunu nasıl anlatabilirim” sorusu soruyorsun ve bu klasik, “onu düzeltebilirim” (I can fix her) mantığıdır. Muhtemelen öncekiyle de bu kafadaydın. Muhtemelen bu kadınları sadece tolere etmiyorsun, onları kendine de çekiyorsun.

Bir kadının senin ona söylemene gerek kalmadan, başka bir erkekten hayranlık, vs. yüklü bir şekilde ve sıklıkla bahsetmemesi gerektiğini, onunla birebir görüşmemesi gerektiğini bilmesi lazım. Böyle kadın bulacaksın, olmayanı eleyeceksin. Yapman gereken bu. Kendine bozuk kadın bulup onu düzeltmeye çalışmayacaksın.

Tabii ki kimse mükemmel değil. Mükemmel ya da sıfır hatalı bir kadın bulacaksın yoksa terk et demiyorum. Öyle de gözünün üstünde kaş var diye terk etmeye başlarsın. Ama böyle temel saygı, sadakat, dışarıya cinsel sinyal konularında hazırda iyi olmayan kızlardan uzak dur.

Önce pek umursamıyordum ama bu adamdan zaman içinde artan oranda bahsetmeye başladı.

Zaman içinde artan ilgisine işaret. Belki de ilgisi yok ama seni kıskandırmaya çalışıyor. Belki de seni manipüle etmek için yapıyor. Hemen heveslenme, bu da berbat bir kadın karakterine işaret, için için de olsa gerçekten ilgi duyması kadar kötü. 

Aldatmaya ve yalana meyilli partnerler narsist ve kendilerine güvenleri düşük insanlardır. Böyle bir kadın her zaman hazırda bir plan B ister zira senden ayrılırsa çok fazla yalnız kalmak istemez. Yalnız kalma korkusu yüksektir.

Beni çok sevdiğini söyleyip duruyor.

Bu, erkeğini çok seven bir kadın davranışı değil. Söze değil davranışa bak. Ayrıca sadece 4 aylık ilişkide bu sözleri çok duymak sende hiç manipülasyon alarmı tetiklemiyor mu? Gerçekten çok seven kadının özellikle ilk 6-8 ayda gözü senden başka birini görmez.

Ama en son dediğim gibi adam alışverişte yardım istemiş ve kız arkadaşım yardıma gitti. Bütün günü beraber geçirdiler. Başta bana söyledi, bunun uygunsuz olduğunu ve bundan rahatsız olduğumu söyledim. Sadece iş arkadaşı olduğunu, başka bir şey olsa böyle rahat rahat bana haber veremeyeceğini vs. söyledi.

 Kadınlar bunu bir güvence gibi söylüyorlar ama ben 6 senede yeteri kadar “sadece arkadaşız, endişelenmeyi bırak” elemanının kızın içine kaçtığı çok senaryo gördüm. Mantıken kadının özellikle bahsetmemesini beklersin ki bunu yapan da var. Ama bahsetmesi iyi niyetli olmayan çok fazla kadın da var.

Onu kontrol edemeyeceğimi ama bazı sınırları aştığını söyledim. Bunu anladı ve daha dikkatli olacağını söyledi.

Senin demenle. Hareketleri nasıl olacak acaba?

Ara ara o adamla mesajlaştığını görüyorum. Telefonunu saklamıyor. Sence ben mi abartıyorum yoksa burada bir problem mi var?

Burada bir problem var ve sen abartmayı bırak yapman gerekeni yapmıyorsun.

Bir kızın bir erkek iş arkadaşı ile mesajlaşması anormal bir şey mi?

Bir erkek öne çıkmıyorsa ya da erkeklerle daha çok mesajlaşmıyorsa, ara ara mesajlaşması anormal değil. Günümüzde iş maalesef mesai saatleri dışına çıkıyor ve hafta sonuna bile kayıyor. Bu bağlamda kız arkadaşının iş arkadaşları ile mesajlaşmasını engelleyemezsin. Arada bir iki ufak muhabbet de sorun değil. Ama senin durumunda bir erkek öne çıkıyor.  Diğer anormal durum da erkeklerle daha çok mesajlaşması olurdu (iş arkadaş grubu çoğunlukla erkek değilse).

Ama böyle birebir bütün gün alışveriş de olmaz. Onu görmezden gelme.

Ne yapmalıyım?

Daha önce ilişkiye saygı ve sadakati değer edinememiş bir kızla oldun ve sonucunda aldatıldın. Şimdi kız arkadaşın da ilişkiye saygıyı ve sadakati değer edinememiş bir kıza benziyor. Bu riski bir daha alma. Henüz yol yakınken ayrıl. 4 ay değil 1.5 sene sonra çok daha fazla yatırım ile çok daha fazlasına bile tolerans göstermek zorunda hissedebilirsin.

Bazen bazı kadınlar bir şey olmamasına rağmen bir erkekten iki üç kere bahsedebiliyorlar. Orada uyarını yapıp, sınırı çizip kızın davranışlarını gözlemleyebilirsin. Ama senin kız bu gri alanı çoktan geçmiş.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da kaynak kitaplarımıza ve kitap setlerimize bakabilirsiniz.

Sorunlu kadına kapılmak – Vaka Çalışması

Mahmut Abi, 1.5 ay önce spor salonunda bir yabancı kızla tanıştım. Sadece önemli kısımları anlatıcam sizi sıkmayacağım. Kız geçmişinde kendisine jiletle zarar vermiş ve vücudunda küçük küçük 10-12 tane dövmesi olan biri.

Kızın geçmişinde jiletle kendisine zarar vermesi, kısa süreli bile takılmamak için yeterli bir sebep.

Kırmızı bayraklı olduğunu fark ettim ama böylesine bir tecrübeye ben bu kadar tecrübesizken hayır demek istemedim,

Özellikle tecrübesiz bir erkeğin böyle bir kızdan uzak durması lazım.

En fazla ne kaybederim ki kız zaten yabancı ve gidecek diye düşündüm ve aynı zamanda da mükemmel bir ingilzce pratiği olacaktı benim için.

Aylarca içine düşüp debeleneceğin bir bağımlılık kuyusunda ne kaybedeceğini görürsün. Böyle kızları tecrübeli adamlar bir süre idare edebilirler senin gibi bir adamın tamamen uzak durması lazımdı.

Tanışma spor salonunda oldu, bana 2-3 kere baktığını gördüm ve direkt konuşup instagram aldım ve daha ben ona yazmadan o bana yazıp ne zaman gideceksin beraber gidelim mi yazdı. 2 gün sonraya anlaştık ve beraber antrenman yaptık, antrenmanın sonlarına doğru kız birden bana aşırı dokunmaya başladı, antrenman bittiğinde de uzun bir süre öpüşüp yiyiştik, evlerimiz çok yakındı kızı evine kadar bıraktım, birliktelik olmadı. Sizin anlattıklarınızı çok iyi özümsediğimi düşündüm bu kadar hızlı sonuç alınca.

Bizim anlattıklarımızdan sadece işine gelenleri özümsemesen, bu kızdan tamamen uzak durman gerektiğini bilirdin. Kadınlarla başarı sadece kız tavlamakla olmaz, tavlamamanız gereken kızdan uzak durmayı bilmek de olayın önemli bir parçası.

3 hafta boyunca haftada 2-3 gün gymde antrenman yapıp sonrasında yiyiştik onun haricinde de haftada 1 dışarıda normal date e çıktık (biliyorum biraz fazla buluştuk sanki) doğum gününde de sahilde güzel bir date yapıp bir bileklik hediye aldım, hiç almasam da olurdu muhtemelen ama 1 aylık bir kıza gayet makul bir doğum günü gecesi oldu diye düşündüm almasam çok hödük gibi hissedecektim kendimi.

Doğum günü hediyesinin bir zararı olmaz.

Bu 3 hafta boyunca evine 2 kere çağırdı fakat benim tecrübem yok diye korkup gitmedim :D(büyük mallık)

Belki de bu sayede zührevi hastalıklardan korundun.

Her buluşma fiziksele ve yiyişmeye gitti, beni görür görmez elleyip dudağımdan öpüyordu ben bir şey yapmadan bile. Bu süre boyunca kızın ilgisi inanılmaz fazlaydı, sürekli benim ne kadar yakışıklı ve kaslı olduğumu söylüyor iltifatlar yağdırıyordu.

Tipik aşk bombardımanı. Sonra birden, bir düğmeye basmış gibi kesilen cinsinden.

Her neyse 3 hafta sonunda ilk kaldığı leş gibi evden taşındı ve en azından kendi odası olan bir evdi. ( Kız kendi uyruğundan kız arkadaşıyla kalıyor bu arada) Taşındığı gün buluşma ayarladım ve akşamında eve geçtik ve artık o an bu an dedim ve seks yaptık.

Umarım şapka taktın da yaptın.

Korktuğumun aksine çok iyi geçti ve kız da boşaldı.(Gerçek anlamda ve seks bittiğinde sanki 50 panter pençesi yemiş gibiydi vücudum)

Arıza kızlar çok iyi seks yaparlar (tecrübeden) ve senin gibi saftirik oğlanlar ve satılacak tarlası olan dayılar buna bağımlı olup hayatlarını çöpe atarlar.

Daha öncesinde kız cinsel olark sorunları olduğunu, önceki erkek arkadaşlarıyla zevk alamadığını ve o dönemler aseksüel olduğunu düşündüğünü ve cinsellik olmayınca önceki erkek arkadaşlarının kavga çıkarıp ayrıldığını söylemeye başladı.

Klasik sen en iyisisin aslanım gazı. Senden önceki de duydu, senden sonraki de duyacak. Normal bir hatun böyle bir konu açmaz. Bu tamamen manipülasyon.

ben de birden eski cinsel tecrübelerini anlatmaya dönecek konu diye o an konuyu değiştirdim ve öpüşüp yatakta sarıldık. O günden sonra kız tekrardan iltifatlara love bombinge devam etti.

İyi, aşk bombardımanını biliyorsun. O zaman bağımlılık geliştirecek kadar embesil olmazsın diye umuyorum.

İşim dolayısıyla haftada 2 gün buluşabildik en fazla ve bu hafta da dahil son 3 haftadır her buluşmamız seksle bitti. Şimdi sorun nerede diyebilirsiniz,

Bize el bombası ile voleybol oynamaya çalışıyorum gibi bir hikaye anlatıyorsun, sorunun ne olduğunun biz farkındayız ama sen farkında mısın?

Seksler arttıkça kız benimle uyumak istediğini benden onu özlediğimi duymasını istediğini söyleyip durdu, arada ufak kavgalar da çıktı.

Her kız ilişki ister de her kıza ilişki verilmez. Tüyme vakti geldi.

Ben kızla seks sonrası uyumayıp biraz yatakta sarılıp eve dönüyordum ve çok ilişki öncelikli olmadım. Bunun sebebi ise kız benimleyken instagramdan başka erkeklerle takipleşip fotoğraflarını beğeniyordu …

Sadece fotoğraf beğenmekle kalmıyordur o. Prezervatif şart.

ve gymde kendisinin çektiği ikimizin birlikte olan fotoğrafı yerine aynada kendini çektiği fotoğrafları koyuyordu.

Seni neden koysun?

Bunu tabii ki kıza söylemedim. Sadece doğal bir şekilde gelişmesi gerektiğini ve ondan hoşlandığımı söyleyip idare ediyordum. Ta ki son buluşmamızda yine bir seksten sonra ben sarılıp eve gidince tekrar bozuldu, eve gidince o gün şakasını yaptığımız bir muhabbetle ilgili bir şey görüp eğlenceli bir iyi geceler mesajı attım. Kız o mesaja görüldü atıp instagram hesabını kapattı 2 gün boyunca. Ben bu 2 gün boyunca kızla hiç iletişime geçmedim ve sporuma işime devam ettim ve 2. gün sporda üstsüz bir story attım ve kız o gün hesabını açtı. Hesabını açtığında biosuna şu an bulunduğu şehri eklediğini ve 1 erkeği takip ettiğini gördüm ( biliyorum stalk yapmak çok feminence sadece nasıl bir pattern izleyeceğini gözlemlemek için yaptım ve kıza bununla ilgili tek kelime etmedim).

Kendini kandırmaya meyilli insanların bir şeyi yapamamayı beceremedikten sonra “aslında gözlem / deney yapıyordum” diye kendini kandırma çabası. Sen belli ki yiyorsun, biz yemiyoruz. Zaten etkisi de aynı derecede eziklik olur. Bahane önemli değil.

Takip ettiği erkek 2 metre boyunda giga chad diyebileceğiniz bir herif, aradan 4-5 saat geçtikten sonra akşamına adam da kızın takibine geri döndü, ve kızın o adamın eski 1-2 fotoğrafını beğendiğini gördüm.

Bu kadar dedektiflik için cidddi kadınlaşmak lazım. Keşke zihin yapına da bir etkimiz olsaymış.

Nasıl gidiyor tarzında bir mesaj atıp ufak bir sakatlığı vardı onun hakkında soru sordum, mesajlara geç cevap verdi, umursamadım.

Sizin anlamanız gereken şey, böyle kızlarla birliktelik çok uzun sürmez. Bittiği yerde salacaksınız. Tadında bırakamayacaksanız,  salamayacaksanız bulaşmayacaksınız.

Sonra akşamına bana neden 2 gün boyunca ulaşmadığım, neden onunla uyumak istemediğim, buluşmalarımızın çok seks odaklı olduğunu, onunla ilişki istemediğimi, onu istemediğimi düşündüğünü belirten uzun bir mesaj attı ve o 2 gün boyunca beni çok özlediğini söyledi.

Bunu işte seninle beraber bir grup erkek alıyordur. Artık hanginiz en embesil ise uzun süreli ilişkiye o girecektir.

Sandığı gibi olmadığını ona değer verdiğimi söyleyip yüz yüze konuşmamz gerektiğini söyleyeen 25-30 dakikalık bir mesajlaşmadan sonra kız normale döndü ve kedicik moduna döndü, sevgi sözcükleri döndü ve buluşma için sözleştik. 2 gündür sürekli kalpli mesajlar aşkımlar havada uçuyor kkız tarafından, ben de kızın 2-3 kere söylediklerine 1 kere aynı şekilde karşılık veriyor.

Kız samimi bir şekilde ilişki istiyor ama ilişki olmayacak bir kız.

Bu arada kız arkadaşlarına,annesine ve jatta babasına benden bahsedip fotoğraflarımı göstermiş, herkes seni çok beğendi annem çok uyumlusunuz dedi vsv. gibi şeyler söyledi. Şimdi abi kafama takılan durum şu, kız gerçekten hoşuma gidiyor yalan yok, fakat kızın somut bir şekilde ilişki materyali hiçbir şey yapmadan ( instagramdan erkek eklememek, hesabını gizlememek, başka erkeklerin fotoğraflarını beğenmemek,benimle olan fotoğraflarını paylaşmamak) bana sürekli comfort test atıp ilişki istiyormuş gibi yapmasını sebebi nedir?

Yukarıda yazdım. Hemen her kadın ilişki ister. Sokak kadını bile ister. Siz ilişki materyali olmayan kız ilişki istemez sanıyorsunuz sanırım. Seninle ya da hanginiz daha aptal ise onunla uzun süreli ilişki istiyor kız. Ama sadakat yok. Bunu anlama kabiliyetinin olmaması, senin bu kızdan uzak durman gerektiğine işaret.

Şu son eklediği ve beğendiği adam canımı sıktı işin açıkçası çünkü adam her anlamda benden 2 gömlek üstte.

Yuh! Orta malı kadın için kendini başkasıyla mı karşılaştırıyorsun! Azıcık utanma olur insanda. Azıcık öz saygı olur.

Bu durumda nasıl bir yol izlemeliyim Mahmut abi aklına ihtiyacım var.

Bu kızı hemen ghostla. Sen böyle bir kızla aşık atacak olgunlukta ve yetişkinlikte bir adam değilsin. Bu kızla devam etmek senin için tecrübe olmaz, yıkım olur.

Ben bu kızla bir ilişki yapmak istiyordum

Gerizekalısın.

fakat dediğim gibi kızın hem ilişki isteyip annesine arkadaşlarına beni anlatması fakat aksiyonda instagramdan hala ilgi kovalamasını kafam almıyor.

Şimdi umarım alıyordur ama sen yine de bu kızdan uzak dur.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da kaynak kitaplarımıza ve kitap setlerimize bakabilirsiniz.

Neden disiplinli olamıyorum?

Bu bölüm Daha İyi Bir Yaşam İçin Psikoloji ve Nöron Bilimi Temelli Pratik İpuçları 101 kitabından alınmıştır.

Bugün daha disiplinli olmayı istemek ama buna hazır olmamak hakkında konuşacağız. 

“Bilgisayar oyunları oynamaktan, uzun saatler boyunca Youtube izlemekten ve gece yarılarına kadar internette ve sosyal medyada gezinmekten zevk alıyorum ama daha sorumluluk ve öz-disiplin sahibi biri olmak isterdim. Ne zaman kendimi değiştirmek hakkında düşünsem, daha ciddi bir zihin yapısına giriyorum ve şu an sahip olduğum tüm zevkten, eğlenceden ve rahatlıktan olacakmışım gibi hissediyorum. Birgün değişmem gerektiğini biliyorum ama hiçbir zaman buna hazır hissetmiyorum.“

Bu birçok insanın yaşadığı ve hatta benim de zorlandığım, çok yaygın bir problem. Durup gerçekten düşünürseniz, neden şimdi değişesiniz ki? Hayattan zevk alıyorsunuz. Her gün saatlerce bilgisayar oyunu oynuyorsunuz, porno izliyorsunuz, sosyal medyada ve youtube’da takılıyorsunuz. Ben de bir zamanlar üniversitede başarısız olduğum bir dönem yaşadım ama aynı zamanda bu dönemin her anından zevk aldım. Yemeği bile odama ısmarlayarak neredeyse tüm gün bilgisayar oyunu oynuyordum ve bu çok zevk veriyordu.

Bazı zamanlar hayatımıza bakıp daha fazlasını yapmamız gerektiğini, eninde sonunda disiplinli olmamız gerektiğini, çalışmaya veya spor yapmaya başlamamız gerektiğini düşünüyoruz. Ama bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde şu an değil, şu an hazır değilim diyoruz. Şu an hayatımdan zevk alıyorum.

Şimdi biraz ileri saralım. Diyelim ki disiplinli oldum, üniversiteyi bitirdim, daha fazla çalıştım, işte yükseldim, yapmak istediğim o ek işi kurdum, vs.

Sebep?

Daha çalışacağım, haftada 60 saat çalışacağım, kendimi zorlayacağım ve sonunda daha fazla para kazanacağım. Sebep?

Sebep?

Daha erken emekli olabileceğim.

Tamam da erken emekli olunca ne yapacaksın?

Yapmak istediğim şeyleri yapacağım ve hayattan istediğim gibi zevk alacağım. Mesela istediğim kadar bilgisayar oyunu oynayacağım, Youtube izleyeceğim. Yan gelip yatacağım.

Sorun şu ki, şu an zaten hayattan zevk alıyoruz. Onca çabaya ne gerek var? En azından beynimiz bu şekilde düşünüyor. Onca çaba şu an zaten sahip olduğun zevki elde etmek içinse, onca çabaya ve acıya ne gerek var?

Evet beyninizde, hareketlerinizin maliyetini ve getirisini sürekli olarak hesaplayan bir devre var. Bu devre mesela “şu an tuvalete gitmelisin zira 3 saat otobüste olacaksın” diyor. Şu an tuvalete gitmek istemesem de ileride tuvalet ihtiyacımın maliyetinin yüksek olacağını hesaplıyor. Bu temel devre, açlık, susuzluk gibi her türlü fizyolojik sinyali işleyen oldukça eski bir devre ama soyut şeyler de yapıyor. Bugün çalışmanın maliyeti ile bilgisayar oyunu oynamanın getirisi nedir diye bakıyor. Bunu her yaptığında da “o kadar çaba gösterip sonra hayattan zevk alacağıma neden şimdi hayattan zevk almıyorum” diyor. “Bugün dopamin alabilirim, zevk alabilirim” diyor.

Peki bu durumda bir insan gerçekten nasıl disiplinli olabilir? Yani bir yanda internetten ve bilgisayardan akan, şimdi sahip olacağım zevk var, diğer yanda ise ter ve acı gerektiren çalışmak, çabalamak var.

Keşfetmeniz gereken şey, insanları disiplinli olmaya iten tek şey: rekabetçi ilgi. Bunu biliyoruz zira bağımlı insanlar üzerine yapılmış tonlarca araştırma var.

(Rekabetçi ilgi kavramı bağımlılık terapisinden geliyor. Bağımlılık çok büyük bir motivasyon (bağımlı, madde kullanmak için çok motive) ve özellikle madde kullanımında bağımlılığı bırakmak büyük acı veriyor. Bu acıya katlanmak için bir sebep lazım ve o sebebe rekabetçi ilgi deniyor. Burada ilgi meşgale ya da amaç anlamında ve rekabet ettiği şey de bağımlılığa olan motivasyon. Örneğin neden sigarayı bırakayım dediğinde “kızımın düğününde hayatta olmak için” gibi bir amaç.)

Ben size bir örnek vermek istiyorum. Kayak kazası sonrası ağrı kesici afyonlu ilaca bağımlı olmuş bir hastam vardı. Bu kişi oldukça yüksek fonksiyonlu ve çok büyük şeyler yapma kapasitesine sahip biri. Ona bu bağımlılıktan kurtulmak istiyorsa onu hastaneye yatırıp ağrı kesici vermemiz gerektiğini söyledim. Ama o zaman bunu yapacak zamanı yoktu. Bu nedenle de bu tedaviyi evden yapmak zorundaydı.

Afton yoksunluk sendromunun iyi yanı, alkol yoksunluk sendromu gibi hayati tehlike yaratmaması. Bu nedenle öylesine kendi kendine bırakmaya karar verdi ve bu, hayatındaki en acı verici deneyimdi.

Afyon olsun, sigara olsun bağımlılık veren maddeleri bırakmak için gerekli disiplini sağlamak kolay değil. Bu maddeler zevki arttırıyorlar yani bize bir şey veriyorlar. Bunları bırakmanın ise acılı bir bedeli var. Bir insan bu acı verici bedeli ödeyebilmeyi nasıl başarıyor?

Disiplinli olamama probleminin kaynağı, bu bedeli ödemeye hazır olmamamız. Peki nasıl hazır hale geliriz? Rekabetçi ilgi yaratarak. Bağımlılıktan kurtulan insanlarla yaptığımız çalışmalardan öğrendiğimiz, insanların kurtulmak için disiplinli olmaları için iyi bir nedene ihtiyaç duydukları. Yani bağımlılık yapıcı maddeyi bırakmanın verdiği acıdan çok daha güçlü bir şekilde isteyecekleri bir şeye ihtiyaçları var.

Yani eğer siz, disiplinli olmaya hazır değilseniz, disiplinli olmanın getireceği acıya değecek şeyi ya da şeyleri bulmanız gerekli. Ama işte tam olarak burada, başka bir tuzağa daha düşüyoruz ki disiplin probleminin günümüzde çok yaygın olmasının sebebi de bu. Çünkü günümüzde istek ve arzularımızın çoğu dışarıdan geliyor. 

Eğer disiplinli olmakta zorlanan biriyseniz, yarı istekli bir şekilde başlasanız da kısa süre içerisinde havlu atan biriyseniz, disiplin arzunuzun nereden geldiğini bilmelisiniz. İçinizden mi geliyor yoksa sosyal beklentilerden mi?

Dünya maalesef her geçen gün, dışsal arzuları karşılamaya odaklandığımız bir yere dönüşüyor. Her ekran bize özelleştirilmiş reklamlarla dolu. Tüm o uygulama ve ağ sayfaları sizin hareketlerinizi takip ediyor ve sonra size ne istemeniz gerektiğini söyleyip ya d gösterip duruyorlar. Bir bilgisayar oyunu daha piyasaya çıkmadan reklamları, kısa klipleri, internette etkili insanların oyun videoları piyasaya sürülüyor ve siz daha oyun çıkmadan oyunu istemeye başlıyorsunuz.

Anne babanız, arkadaşlarınız ve etrafınızdaki diğer herkes şunu istemelisin, bunu istemelisin diyor. Ne yapmanız gerektiğini söylüyor. Ama bunların hiçbirisi rekabetçi ilgi değil zira hepsi dışarıdan geliyor.

Toplum olarak neyi önemsediğimizi nasıl bulacağımızı tamamen unuttuk. Eğer disiplinli olmaya hazır değilseniz, başkalarının zoruyla disiplinli olmadığınız sürece asla disiplinli olamayacaksınız. Ama sizi çalışmaya başkaları zorluyorsa, bu disiplin değil. Disiplinin tam tersi zira bunlar davranışlarınızı kontrol eden dış güçler. Disiplin ise sizin engellerinizi aşan içsel bir güç. Yani bazı insanlar dışardan zorlama ile çalışıp başarılı olabilirle ama aslında zerre disiplinleri olmayabilir. Ve bu dışsal zorlamadan uzaklaştıklarında ise çok zorlanmaya başlarlar.

Peki bütün bunların ışığında, biz ne yapabiliriz?

Birincisi, şu an istediğiniz şeylerin çoğunun dışarıdan geldiğini ve gerçekten istediğiniz şeyler olmadıklarının farkına varmak. Siz oyun, ürün tüketimi, vs. gibi dışsal isteklere yöneliyorsunuz ve bunlar o kadar güçlü istekler ki, saygı, para gibi kazanımları bile bunların uğruna feda ediyorsunuz.

İkinci yapmanız gereken şey ise, rekabetçi ilgi kategorisine girecek ve disiplinin bedelini ödememize değecek sağlıklı arzular geliştirmeyi öğrenmek. 

Size ilk sorum, gerçekten ne istiyorsunuz?

Bu soruya “bilmiyorum” cevabı veriyorsanız, bu, zihninizin dışsal arzuların sisi içinde yüzdüğüne işaret. Zihniniz reklam, kişiselleşmiş internet çerezleri ile o kadar dolu ki, dünyadan ne istediğinizi bile bilmiyorsunuz.

İkinci soru ise değişmek istiyor musunuz?

Eğer kendinize gerçekten dikkat ederek, kendinizi gözlemleyerek cevap verirseniz, aslında bu soruya hayır cevabı verdiğinizi, “hayır değişmek istemiyorum” dediğinizi göreceksiniz.

Eğer değişmek istemiyorsam ben bittim o zaman diyebilirsiniz.

Hayır. Burada size çıkışı göstereceğim zira bir sorum daha var: “Değişmek istiyor olmak ister miydiniz?”

Şimdi burada değişik bir cevap verdiğinizi göreceksiniz. Bunun cevabı muhtemelen evet ve cevabınız evetse yani keşke daha farklı biri olsaydım, keşke değişmeyi isteyen biri olsaydım diyorsanız, çok ama çok önemli bir noktaya geldik. Değişmek istemiyorsunuz ama değişmek istemeyi istiyorsunuz. Bunu size kimse söylemiyor, sormuyor. Belki değişmek istiyor musun diyorlar ama bir seviye daha aşağı inip değişmek istiyor olmayı ister miydin demiyorlar. Daha farklı, değişmek isteyen biri olmak ister miydin demiyorlar. 

Olmak istediğimiz insanı düşündüğümüzde, yapmak istediğimiz şeylerin uzun bir listesiyle karşılaşıyoruz. Düzenli spor yapmak, sağlıklı beslenmek, düzenli para biriktirmek, okulda başarılı olmak, kariyerinde yüksek bir yere gelmek, karşı cinsle başarılı olmak, vs. Bu listedeki şeylerin çoğu işimize yarayacak şeyler değiller. Yapmanız gereken şey, bu listeyi bir kağıda yazmak ve listedeki tüm kalemler için tek tek şu soruları sormak:

“Bu şey benim gerçekten istediğim bir şey mi yoksa bunu biri ya da birileri bana dışardan mı empoze ettiler?” “Bu şey benim içimden mi geliyor yoksa reklamlar, ailemin, çevremin, partnerimin, vs. beklentileri ile içselleştirdiğim bir şey mi?”

Bunu yaparsanız, listedeki kalemlerin çok büyük bir kısmının sizin içinizden gelmediğini göreceksiniz. Sonunda sizin içinizden gelen çok daha küçük bir listeye sahip olacaksınız. Bu listeden, gerçekten yapmak istediğiniz sadece bir hedef seçin ve bir süre sadece bu şeye odaklanın. Bundan sonra yapmanız gereken şey, bu hedefi olabilecek en az şekilde bile olsa yapmaya başlamanız. 

Mesela toplumun sizden istediği değil de sizin gerçekten istediğiniz şeylerin listesini hazırladınız ve bu listeden düzenli spor yapmak istiyorum kalemini seçtiniz. Bunu seçtikten sonra çıkın en azından düzenli yürüyüş yapmaya başlayın, evde günde toplam 50 tane şınav ve mekik çekin.

Bunu yapmaya başladığınızda, karşınıza bir tuzak çıkacak ya da belki şu an halihazırda bu tuzakla karşılaşıyorsunuz. Bu noktada zihniniz çok ama çok sinsi olur ve size “günde 50 şınav mekik çekmen neyi değiştirecek ki?” demeye başlar.

Burada çok dikkatli olmalısınız ve bu sese dikkat etmelisiniz. Zihniniz size ilk önce “tüm bu kalemleri istemelisin” diye oyun oynayacak zira o kalemlerin çoğu zihninize dışarıdan yerleştirildi. Zihniniz, “bu yaptığın yeterli değil, %1’ini yapmak yeterli değil” diyecek. “%100’ünü yapmalısın yoksa hiçbir şey değiştiremezsin” diyecek.

Zihniniz bu listenin %100’ünü yapamayacağınızı çok iyi biliyor ve “hepsini yapmalısın” derken aslında sizi, hiçbir şey yapmamaya ve şu an nasıl yaşıyorsanız o şekilde  yaşayıp durmaya ikna etmeye çalışıyor. Zira zihniniz maliyet – fayda analizi yapıyor ve “bütün gün youtube izleyip oyun oynamaktan bir sürü fayda sağlıyoruz” diyor. “O yapmak istediğin şeyleri daha önce denedik ama biliyorsun çalışmıyorlar” diyor.

Bu tuzak konusunda çok dikkatli olmalısınız. Listeyi küçültüp, bu küçük listeden bir kalem seçtiğinizde ve bu kalemi olabilecek en az şekilde olsa bile yapmaya başladığınızda yani olmak istediğiniz biri gibi olma yolunda küçük de olsa adım atıp ilerlemeye başladığınızda, zihniniz size tüm o yapmanız gereken şeyleri hatırlatıp duracak. Size yap hep ya hiç diyecek. Bu da disiplinli bir hayata hazır olmamanıza neden olup duracak.

Zihniniz bunu neden yapıyor? Aslında sizi hepsini yapmaya zorlamak için değil, hiçbir şey yapmamaya kandırmak için yapıyor. Peki bunu neden yapıyor? Zira maliyet – getiri analizi yapıyor ve şu an internetten tonla dopamin aldığı bir durumda ve o kadar çabaladıktan sonra da zaten bu duruma geleceği için boş yere acı çekmek, dopaminden yoksun kalmak istemiyor. “Filmin sonunda zaten yine bu olduğumuz noktada olacağız o zaman ben seni o kadar zahmetten kurtaracağım ve zaten burada kalmamızı sağlayacağım” diyor. Zira eğer siz saatlerce bilgisayar oyunu oynayan, internette sörf yapan, porno izleyen dejenere insansanız, yaptığınız şey pratik olarak 22-23 yaşında emekli hayatı yaşamak! Kim 22 yaşında emekli olmak istemez ki? Ya da kim, 22 yaşındaki emeklilik hayatını bırakıp çalışmaya başlamak ister ki?

Günümüzde toplum sizin hiçbir şey yapmadan, görece ucuz bir şekilde hayatın tadına varacağınız şekilde ilerledi. Ben çocukken ya da ergenken günde 24 saat bilgisayar oyunu oynama, saatlerce porno izleme imkanı yoktu. Bir bilgisayarımız yoktu ve olsa bile, bir oyun alıp oldukça yavaş olan bilgisayara yükledikten ve 10-15 saat oynadıktan sonra oyun biterdi ve günlerce oynayacağımız kadar çok oyun da yoktu. Pornoya ulaşmak neredeyse imkansızdı ve ulaşsanız bile bu milyonlarca saatlik yüksek çözünürlüklü video şeklinde değil de, kısa sürede sıkılacağınız basılı yayın ya da CD şeklindeydi.

Bugün maalesef sınırsız miktarda ve çeşitte eğlenceye sahibiz. Bir yanımız kalkıp bir şeyler yapmalıyız derken bir yanımız yaptıktan sonra ne olacak, zaten şu an  elimde olan sınırsız dopamin kaynağıyla aynı miktarda dopamin kaynağına sahip olacağım diyor. Bu da, değişime hazır olmamamıza neden oluyor.

Diğer göz önünde bulundurmanız gereken şey de, az önce bahsettiğimiz rekabetçi ilgi. Çalışmak, çabalamak acılı ve maliyetli. Peki insan bu maliyeti karşılama kapasitesini nasıl elde eder? Rekabetçi ilgi ile. Ama bugün bunu bulmak zor zira dünya başka şeyler istemeniz için beyninizi yıkayıp duruyor. Örneğin bir bilgisayar oyunu firması, size bir şeyler satmaya çalışıyor ve sadece kendi çıkarları ile ilgileniyor. Sizin evde kalıp dejenere bir insana dönüşmenizi umursamıyor. Toplum da gerçekten ne istediğimizi bilme kapasitemizi unuttuğumuz veya kaybettiğimiz bir noktaya geldi. Reklamlar, sosyal medya, çevre, vs. sizi istemenizi isteyecekleri şeylerle dolduruyorlar. 

Bugün değişmek istemiyorsanız bile bunu kabul etmeniz, kendinize karşı dürüst olmanız çok önemli.

Bugün değişmek istiyor muyum? Hayır.

Değişmeye hazır mıyım? Hayır.

Disiplinli olmak istiyor muyum? Hayır.

Değişmek isteyen biri olmak ister miydim? Eğer bu soruya cevabınız evet ise, içinde dışarıdan sizin zihninize yerleştirilmiş isteklerin de olduğu, olmak istediğim insan olsaydım / olmak için yapmak istediklerim listesi hazırlayın. Sonra bu listedeki kalemleri tek tek ele alın ve sadece “ben bunu gerçekten istiyorum, bu dışarıdan bana empoze edilmiş bir istek değil” dediğiniz kalemleri bırakın. Bu küçük listeden ise bir kalem seçin ve onu o kaleme doğru küçük de olsa adımlar atmaya başlayın. Buna başlar başlamaz, zihninizin “bu kadarcık şeyle mi değişeceksin, ya hep ya hiç” tuzağına karşı uyanık olun. Bu tuzağa karşı uyanık olun ama bunu görmezden gelin ve gerçekten istediğiniz şeye odaklanarak, çok küçük bile olsa değişiklikler yapmaya başlayın. Spor yapmak istiyorsunuz ama salona gidecek paranız yok mu? Eve iki dambıl alın ve evde başlayın. Kendi ağırlığınızı kullanın.

Kaynak: This Is Why You’re Not Disciplined

Bir kız beni sadece onu önemsemediğim zaman önemseyecekse, bir ilişkinin ne anlamı var? – Vaka Çalışması

Merhaba, 20 yaşındayım. Sizi bir süredir takip ediyorum ve sizi yeni keşfetsem de, sizin sitenize benzer İngilizce siteleri bir süredir takip ediyorum. Bu sitelerde anlatılanları yapınca sonuç alsam da aklıma takılan bir soru var.

Benim normal ve çalışmayan mesajlaşmam şöyle gerçekleşiyor. Bir kızla tanışıyorum ve saatlerce, bazen gecenin geç saatlerine kadar mesajlaşıyoruz. Harika zaman geçiriyoruz, gülüyoruz, eğleniyoruz. Her şey çok güzel ilerliyor. Ertesi gün mesajlaşma biraz daha azalıyor ve sonra biraz daha azalıyor ve kısa süre içerisinde kız, çok fazla ortak özelliğimiz olmasına rağmen mesajlaşmayı tamamen bırakıyor. 

Bunun yerine sizi dinleyip sabahları günaydın mesajları göndermeyi bırakıp sadece ilginç bir şey yazacağım zaman mesaj attığımda, iltifat etmek yerine onunla hafif dalga geçtiğimde, onu önemsemek yerine umursamadığımda, yani resmen “sikime takmadığımda” daha iyi sonuç alıyorum. Mesajlaşma daha uzun sürüyor, daha hızlı ve uzun mesajlar alıyorum. 

Sorum şu: Bir kız beni sadece onu önemsemediğim zaman önemseyecekse, bir ilişkinin ne anlamı var? Umarım cevap verirsiniz.

Kadın erkek ilişkilerinde birçok erkeğin karşılaştığı bir durumla karşılaşmışsın ve birçok erkeğin çıkardığı talihsiz sonuca ulaşmışsın ve girdiği toksik yola girmek üzeresin. Bir kızla tanışıyorsun, aranızdaki etkileşim çok iyi oluyor. Çok iyi vakit geçiriyorsunuz ama yüksek heyecan ve ilgi  ile devam edersen karşındaki kadın soğuyup uzaklaşıyor. Sen de kendini umursamamaya zorluyorsun ve bunu başardığında daha iyi sonuçlar alıyorsun. Ama, karşısındakini önemseyen, iyi bir insan olmak, acı çekmek ve başarısızlıkla, “sikine takmayan” bir göt herif olup acı çekmemek ve başarılı olmak arasında kalıyorsun. Ya da kaldığını sanıyorsun. Zira senin iyi bir insan mı olayım yoksa götün teki mi olayım ikilemin aslında, muhtaç – yapışkan bir insan mı olayım yoksa götün teki mi olayım tercihleri arasında.

Muhtaç mı? Hayır ben iyi bir insanım, muhtaç ya da yapışkan değilim diyebilirsin ama okumaya devam et.

Şimdi senin eski davranış kalıpların da zehirli (efendi adamın toksik yapışkanlığı şeklinde zehirli), buna çözüm olacağını düşündüğün davranış kalıpları da zehirli (götün teki piç herif). Ne yapışkan olmalısın, ne de ilişki kurmak istediğin birini umursamayan biri. Birincisi her zaman kaybettirir, ikincisi de kısa süreli sonuçlar verebilse de uzun vadede yine kaybettirir.

Şimdi ben burada sorunu doğru teşhis etmeni ve bu sayede de doğru tedaviyi görmeni sağlamaya çalışacağım. Sen şuan sorunu yanlış teşhis ediyorsun, haliyle çözüm olacağını düşündüğün tedavi de yanlış.

Şimdi eski halinle ya da şu anki “doğal” halinle muhtaç – yapışkan biri olduğunu göstermek için, şu “saatlerce mesajlaşıyoruz” kısmından başlayalım. İlk mesajlaşman ya da mesajlaşmaların normalden çok daha yoğun. Bir ateşi ne kadar şiddetli yakarsan, odunu o kadar çabuk tüketirsin.

Daha yeni tanıştığın bir kızla neden saatlerce mesajlaştığına dikkat etmen gerekiyor. Zira, daha yeni tanıştığın biriyle, normal düzenini bozup uykusuz kalma pahasına da olsa saatlerce mesajlaşman normal ya da sağlıklı değil. Zira sağlıklı ilişkiler çok büyük oranda zaman içinde ve görece olarak yavaş yavaş oluşur. Yavaş ama odunu azar azar kullandığı için sürekli olan alev gibidirler. Sağlıksız ve kısa sürede biten ilişkiler ise birden harlanıp sizin odun kesme hızınızın yetişmemesi nedeniyle hızla sönen ateşe benzer.

Sağlıksız ve yapışkan bir şekilde bağlandığına işaret eden iki ipucu daha vermişsin. Birincisi günaydın mesajları. Günaydın mesajı sadece sevgiliye ve eşe atılır yani ilişki belli bir aşamadayken atılır. Bir de çocuğunuz varsa ona atılır belki. Sen daha bir gece mesajlaştığın kıza, ertesi sabah aranızda daha ileri bir ilişki varmış gibi günaydın mesajı atıyorsunuz. “Moruk gençlik artık böyle, normali bu” demeyin, bu normal ya da sağlıklı bir ilişki hızı değil ve burada 6 senedir böyle davranmanın sonuçlarını izlediğim için de gençlik yanlış yapıyor diyebilirim.

İkinci ipucu da iltifat. Daha yeni tanıştın ve karşındakini tanımıyorsun. Bir gece saatlerce mesajlaştığın için sanki resmi ilişkiye başlamış gibi, bir ilişkinin sonraki aylarında doğal olarak sırası gelecekken, hemen hemen hiç tanımadığın birine iltifat etmeye başlıyorsun. Oysa henüz tanımadığın, daha da kötüsü muhtemelen yüzyüze görüşmediğin birisine iltifat etmeye başlaman, ona yaranmaya çalışıyorsun gibi duruyor. Aslına bakarsan olan da bu.

Şimdi neden bütün gece, saatlerce mesajlaştın? Bir süredir hayal ettiğin, istediğin gibi bir etkileşim bulduğun inancıyla, tek gecede kızı daha ileri aşamada bir ilişkiye bağlamak için. Sabah neden günaydın mesajı attın? Çünkü gece aceleyle bağlamaya çalıştığın “ileri ilişkiyi” daha ileri taşımak için. Neden iltifat ediyorsun? Aynı nedenden. Yoğun bir ilişkiye açsın ve böyle bir ilişki ihtimalini görünce o ilişkiyi “kaçırmamak” için tüm kol ve bacaklarınla yapışıyorsun.

Şimdi bütün bunları, çok hoşuna giden bir kızla, hayal ettiğin ilişkiyi aceleyle ciddi bir şeye dönüştürme arzusuyla yapıyorsun dedik. Bu beklentinin veya motivasyonunun farkında olman çok önemli. Sen yeni tanıştığın bir kızla iyi vakit geçirmeye, birbirinizi tanımaya ve eğer uygunsa buluşup daha da iyi vakit geçirmeye odaklanmak yerine, bu kızla olabilecek harika ilişkinize odaklanıyorsun (ve tabii ki onu en kısa sürede bayıra karşı yatırıp tırmalayıp kaşımaya odaklanıyorsun) ve hemen bir şeyler yaparak ihaleyi kapamaya çalışıyorsun.

Tamam, şimdi sen daha ilk etkileşimden, oldukça büyük bir duygusal ve cinsel beklentiyi, henüz tanımadığın bir kadına bağlamış oldun. Ertesi gün de, sanki aranızda olmasını istediğin seviyede bir ilişki varmış gibi, kız sanki sevgilinmiş gibi günaydın mesajı attın. Eğer kız da senin gibi yapışkan (kaygılı bağlanan) biri değilse, en azından başlangıçta bilinçaltında, “bir dakika, bu henüz benim hazır olduğum bir samimiyet değil, ne oluyoruz?” der. “Dün ikimizin de favori korku filmlerinden ve Antalya’da geçen çocukluğumuzdan konuşuyorduk ve şimdi “günaydın güzellik?” mi? Yavaş!”

Sen ise, biraz daha mesajlaşıp buluşma ayarlayarak kızla nereye gideceğinize bakacağınıza, artık kafanda hayali olarak gittiğin ilişkiye layık olma peşindesin. İltifat edeyim, sabah mesaj atayım, ne kadar harika biri olduğunu gösterip onu ilişkimize layık biri olduğuma ikna edeyim. Buluşma ayarlamana fırsat kalmadan da, senin olduğun duygu yükü ve beklenti seviyesi ile kızın olduğu duygu yükü ve beklenti seviyesi örtüşmediğinden, aranızdaki etkileşim sönmeye başlıyor.

Şimdi muhtaçlık dediğimizde, kelime anlamıyla senin kıza ihtiyacın olduğunu söylüyoruz. Kelime anlamı ile muhtaç, “bir şeye gereksinimi bulunan” demek. Burada ihtiyacın duygusal. Peki hangi duygusal ihtiyaçların?

Çoğu insanın, başka bir insanla etkileşiminde muhtaç davranmasının sebebi, karşısındaki kişiyi, yoğun bir duygusal ihtiyacını karşılayacak kişi olarak seçmesi. Saatlerce mesajlaşman, hemen günaydın mesajları atarak ya da iltifat ederek aynı yoğun etkileşimi devam ettirmeye çalışman, uzun süredir açlığını hissettiğin samimiyet, yakınlık ve cinsel istek gibi duyguların hemen ve anında karşılanmasını istemen ve karşındakini bunları karşılayacağın, daha doğrusu yapışıp somuracağın kaynak olarak ataman nedenli. Çok açım ve bana ihtiyacım olanı hemen ver diye yakasına yapışıyorsun. Ne zamandır böyle hissetmiyordum, ne zamandır yalnızlık hissimden bu kadar uzaklaşmamıştım, bana hemen şimdi daha fazlasını ver!

Sen hemen ve çok fazla ihtiyacını karşılamak için yoğun duygusal yatırım yapıyorsun. Karşındaki ise aynı yoğunlukta değil ve senin ihtiyacın olan ve hemen talep ettiğin yoğunlukta verecek seviyede değil. Karşısında, kendisinde henüz olmayan yoğun açlık görünce de kız, normal her insanın yapacağı gibi bundan rahatsız olmaya ve senden uzaklaşmaya başlıyor.

Şimdi sen umursamayı zehirli bir şekilde bıraktığında, karşındakine yoğun bir şekilde yapışıp onu sömürme çaban da sona eriyor. Zehirli diyorum zira sen umursamamayı, kızı umursamamak ve önemsememek olarak yapıyorsun. Sağlıklı umursamama ise kızı önemsememek değil, kızla aranızdaki şeyin nereye gideceğini umursamamak ve klasik deyimiyle şimdi ve burada yaşadığınız deneyime odaklanarak nereye gideceğini izlemektir. Senin “doğal” halin sağlıklı umursamamayı beceremiyor zira sen aranızdaki bir iki etkileşime, bu işin daha ciddi ve uzun soluklu olacağı beklentisini eklemişsin. Sağlıklı bir şekilde umursamamayı yani “bu kızla olsa da mutluyum, olmasa da mutluyum” demeyi becerecek pozisyonda değilsin. Zira senin için daha başından “bu kızla olmazsa yine eski yalnız, duygusuz, seksiz hayatıma döneceğim ve mutsuz olacağım, olursa çok mutlu olacağım” modundasın.

Ama senin becerebildiğin toksik umursamama bile, toksik yapışkanlığından daha iyi çalışıyor zira en azından rol yaparak da olsa beklentini, duygusal ihtiyaç yoğunluğunu, karşındakinin karşılayabileceği seviyeye indiriyorsun! Belki onun ihtiyacından da aşağı çekiyorsun ve bu sefer daha çok ihtiyacı olup bunu karşılamak için seninle işleri hızlandırmak isteyen o oluyor. İlişkiyi, sağlıklı bir ilişkinin oluşma hızına ve yoğunluğuna indiriyorsun.

Şimdi senin duygusal ihtiyaçlarını biliyoruz ama dikkat edersen sen, kızın ihtiyaçlarını, iyi olduğunu iddia ettiğin halinde bile umursamıyorsun. Kızın deneyimi umrunda değil. Kızın deneyimini bilmiyorsun tamam ama anlamak umrunda bile değil. No More Mr. Nice Guy kitabını Türkçe’ye iyi çevirmişler aslında: Efendi adamın toksik kırılganlığı! Büyük bir bencillik ve karşı tarafa ne verdiğine bakmadan alma isteği.

Seni kötü bir insan olmakla suçlamıyorum. Maalesef kimse genç erkeklere oturup iyi bir insan olsalar bile bu senaryodaki davranışlarının bencil ve iyilikten uzak bir muhtaçlık olduğunu anlatmıyor. Sağlıklı bir ilişki için karşı taraftan istediğin şey kadar karşındakinin ne istediğine de dikkat etmen, onun istek konusunda nerede olduğunu da göz önüne alman gerektiği öğretilmiyor.

Sonuçta ne oluyor? Şöyle bir berbat yola giriliyor: Ben iyi bir insansam ve bu etkileşimde iyi davranıyorsam, bunun tersini yaptım mı kötü bir insan oluyorum ve kötü davranıyorum. Ama iyilik çalışmıyor, kötülük çalışıyor. Yani kadınlar kendilerine kötü davranılmasını istiyorlar!

Önem veriyorum ve bırakılıyorum. Önem vermezsem bırakılmıyorum. O zaman önem vermeyeceğim, duygu hissetmeyeceğim!

Yani aslen toksik olan bir sorunu, yine toksik olan başka bir çözümle gidermeye çalışıyorsun.

Oysa sorunun, kendi duygusal ihtiyaçlarının yoğunluğunun ve bu yoğunluğun her çok iyi giden kadın erkek etkileşimine eklemlenerek onlara büyük bir beklenti getirdiğini görememen. Bu beklentinin seni hayali bir ilişki seviyesine taşıdığını ve bu ihtiyaç – beklenti seviyesinde davrandığında, karşındakinin karşılık verebileceğinden çok daha fazla miktarda ihtiyacı önüne koyduğunu ve sonuçta da karşındakinin senin muhtaçlığından korkup kaçıp gittiğini görememen. Eminim karşındakini önemsiyorsun, gerçek bir ilgin var ve kızla uyuşuyorsunuz ama o yüksek ihtiyaç – beklenti, o muhtaçlık her şeyi mahvediyor.

Muhtaçlığını sinyalleyen günaydın mesajlarını atmadığında, iltifatları etmediğinde bu muhtaçlık denklemden çıkmaya başlıyor. Umursamaman, sonucu fazla umursayan muhtaçlığını daha da azaltıyor en azından görünür olmaktan çıkarıyor.

Bunu yapmanın sağlıklı bir yolu da var. Yani ne muhtaç ne de duygusuz bir psikopat olmadan sağlıklı bir şekilde ilerlemen mümkün.

Birincisi, çok hoşuna giden bir kızla herşeyi birkaç günde yakıp tüketecek kadar yoğun ve uzun mesajlaşmalardan uzak dur. Birkaç saat ve belli bir eğlence, bağ seviyesini koru. 

Ertesi gün, dün gece muhabbetten zevk aldığını söyleyen bir mesaj atabilirsin. Sabah ilk iş olarak değil tabii. Bir gecede yaptığın 5 saatlik mesajlaşmayı, sağlıklı bir seviyeye indir. Örneğin 3 güne yay.

Kızın mesajlarına cevap verdiğinden çok daha hızlı ve çok daha uzun mesajlar yazma. Mesajlaşarak haftalar harcama. Genellikle bir o bir sen yazın, tenis gibi. Ama bu konuda odun gibi katı olma.

3-5 gün içinde buluşma teklif et. Eğer buluşmaya geliyorsa sadece iyi vakit geçirmeye, geçirtmeye ve eğer aranızdaki etkileşim iyiyse fiziksele gitmeye odaklan (bu 2-3 buluşma sürebilir). Erkek olarak ilerideki mükemmel ilişkinize, doğacak çocuklarınıza, beraber yaşlanmaya falan odaklanma 🙂

Bu süreçte umursamaz ol ama sağlıklı anlamıyla. Yani “bu kızla bir yere gitse de mutluyum, gitmese de”. Sonucun senin duygu durumun üzerindeki orta vade etkisini umursama.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

İş yerinden bir kızla birlikte oldum ama her şeyi mahvettim – Vaka çalışması

Mahmut benim benzerini bulamadığım bir durumum var umarım yardımcı olursun. Bu hikayemi video olarak da paylaşıp cevaplayabilirsin.

44 yaşındayım ve bir firmada üst düzey yöneticiyim. Bir yıl kadar beraber çalıştığım 29 yaşında bir kızla duygusal ve cinsel olarak yakın, gizli bir ilişkim oldu. Gizliydi çünkü ikimiz de bekarız ama kız benim ekibimde çalışıyordu ve bu nedenle de ilişkinin bilinmesini istemedik.

Evet birçok durumda otoriteni kullanarak kızı baştan çıkardın suçlamasıyla karşılaşabilirsin. Aranızdaki yaş farkı idealin üstünde ama büyük sorun olmayabilir.

Ayda bir iki kere buluşuyorduk ve genellikle benim evimde ya da otellerde birlikte oluyorduk. Aramızdaki çekim çok yüksekti.

Ayda bir iki kere buluşmanız ilişki için biraz az yani ciddi değil de resmi olmayan, çok ciddi bir ilişki gibi duruyor. Kız seni daha fazla görmek istemiyorsa, seni erkek arkadaştan çok takılmalık görüyor gibi. Eğer sen daha fazlasını istemiyorsan problem değil.

Beraber olmaya başladıktan 2 ay sonra, bensiz bir arkadaş gezisine gitti ve orada bir adamla çok fazla takılıyordu.

Sanırım kız seninle de takılıyor. Sonuçta beraberlik içinde değilsiniz gibi yani ayda bir iki kere görüşüp sevişmek daha çok FWB gibi duruyor. Aslına bakarsan kıza ne yapacağını ya da yapmayacağını söyleyecek, kıskanacak bir durumun yok gibi.

İki tarafın da rahat ve takılma şeklinde başladığı ilişkide bir tarafın daha ciddi bir şey istemesi ama diğer tarafın “böyle iyiyiz” modunda kalması, bu nedenle de ciddi ilişki isteyen tarafın kalbinin kırılması, sık rastlanan bir şey.

Onunla birliktelik devam edince, onu daha fazla görmeyi istemeye başladım. Daha fazla kıskanç ve muhtaç birine dönüştüm.

Yani çok itici oldun.

Ama aramızdaki ilişki 2023 ortasında birdenbire bitti. Kimse kimseyi terk etmedi. Sadece görüşmeyi bıraktık. Ben onu birkaç kere çağırdım gelmedi. Ben onu aramayınca bana da ulaşmadı. Öylece bitti.

Evet sizin aranızdaki resmi olmayan ve muhtemelen onun tarafında çok partnerli başlamış, devam etmiş ve bitmiş.

Tam o sıralarda yakın bir arkadaşımı kaybettim. Bunun acısı ile ilişkinin birden bitmesi bir araya gelince, ona çok daha fazla ihtiyaç duydum.

Kız senin annen değil ve bu durumda kız arkadaşın ya da eski kız arkadaşın da değil.

İletişimin kopmasından 3 hafta sonra bana ulaştı. Buluşmaya davet ettim. Buluştuk ve yemek sonrası arabamda oldukça tutkulu bir şekilde yiyiştik.

Kızın sana karşı ilgisi ve isteği var ama görünen o ki, hafif ve muhtemelen çok eşli takılıyor. Seninle daha ciddi bir şey istemiyor.

Sonra yine bir ay görüşmedik. Bu arada o şirketten ayrıldı o nedenle ofiste de görüşmedik.

Bir ay sonra ben ona ulaştım ve buluşma teklif ettim. Buluşmada ise maalesef fazla sarhoş oldum. Beni bir aydır hiç aramadığı için resmen trip attım ve hatta kırıcı birkaç şey söyledim.

Sen kıza ciddi gözle bakıyorsun ama kızın böyle bakmadığı belli. Normalde gencecik kız, hayatına bak denilecek durumdasın ama istediğin şey ile gerçeklik arasındaki fark seni hüsrana uğratıyor. Sonunda da böyle patlıyorsun. Sen acı çektiğin için, kırıcı şeyler söyleyerek ona da acı vermeye çalışıyorsun.

Kız “niye sinirleniyorsun, sadece ayda bir takılıyorduk yani ne bekliyorsun?” diye şaşırmıştır.

O buluşmada gece harekatı olmadı tabii ki.

Evet normal.

Sonra yine bir ay uzak kaldık. Bir ay sonra bana anlaması güç bir mesaj attı ama beni özlediği belliydi.

Sen de neyse ki kızın peşine düşüp muhtaçlık göstermiyorsun.

Bir buluşma ayarladım ve buluştuk. Ama buluşmada kendime güvenim düşüktü. Daha önce yatmış olmamıza ve bana dokunup flört etmesine rağmen bir türlü adım atıp işi sekse götüremedim.

Çıkışta yakın bir oteli gösterip, “burada gecelemek eğlenceli olabilir” dedi ama o zaman kafam nasılsa bunu da sekse çevirecek adımı atamadım.

Evet kız seninle birlikte olmak istiyor ama sen tamamen “ben bu kızı kız arkadaş olarak istiyorum” modundasın.  Kız ise oraya gitmek istemiyor. Maalesef bunu kabul etmen gerekecek. Edemediğin sürece bocalayıp kaygı duyuyorsun.

Orada ayrıldık ve eve giderken bana “seni gördüğüme sevindim, tekrar görüşelim olur mu?” yazdı.

Niye ayrıldınız? Senin yaşındaki çoğu bekar erkeğin istediği ama sahip olamadığı bir şey yaşıyorsun ama daha fazlasını istediğin için bu yetmiyor demek ki.

Yaşın nedeniyle aile kurmak istiyorsun muhtemelen ve bunda bir problem yok. Genç bir kadınla birlikte oluyorsun ve onu daha ciddi istiyorsun ama maalesef kız o ciddiyette değil.

 Bunun üzerine onu daha sık dışarı çıkarmaya karar verdim ama 4-5 gün sonra buluşma teklif ettiğimde yoğun olduğunu söyledi ve kabul etmedi. Başka bir zaman da teklif etmedi. Bir hafta sonra yine aynı şey.

Demek ki seninle ayda bir buluşmak yetiyor. Aranızdaki ayda bir belki iki buluşma ona yetiyor. Kızın sana cinsel ilgisi var, duygusal ilgisi de vardır ama sadece arada bir friends with benefits seviyesinde ve daha yukarı çıkmasını istemiyor. Aslında bu istek kadından gelmeliydi. Sen aranızdaki ilişkide kadınlaşmışsın.

Niye böyle olduk anlamıyorum?

Niye böyle mi olduk? Başından sonuna aynısınız, bir şeye dönüşmediniz. Pardon sen kızı yatakta zevke boğmayı bıraktığın için buluşma sıklığınız ayda ikiden bire indi.

Ve sonra bam! Son buluşmadan bir ay sonra beni aradı ve seni özledim, görüşelim dedi.

Kız seni çizelgeye bağlamış. Diğer haftalar kimler çizelgede acaba?

Görüştük, bu sefer eve gidip seks de yaptık. Ama kız yine bir ay ortadan kayboldu 🙁 Ama bu sefer ulaştığında, bana benim sevdiğim bir yemeğin fotoğrafını gönderdi.

Kız muhtemelen tabak çeviriyor ve erkeklere tavsiye ettiğimiz gibi yoklama mesajı atıyor.

Buna “beni özlediysen açık açık söyleyebilirsin :)” yazdım. Öpücük attı ama başka bir şey atmadı.

Beni dışarı çıkar diye sana yoklama atıyor, neden davet etmedin?

Bir hafta sonra artık dayanamadım ve ona uzun bir mesaj attım.

Eyvah.

Oldukça eğlenceli ve maskülen yazmaya çalıştı. Onu hala sevdiğimi söyledim.

Bu kadar takılmalık ilişki için çok güçlü duygular içindesin. İçinde tuttun, tuttun sonra dayanamadın kızın üstüne kustun 🙁

Benimle daha fazlasını isterse bana ulaşmasını söyledim.

Bu kız eski kız arkadaşın değil ve bu mesajından sonra sana ulaşacaksa da ulaşmayabilir.

Buna cevap vermedi ama iki hafta sonra hiçbir şey olmamış gibi bana çok güzel bir otel odası fotoğrafı attı ve altına “burayı denemeliyiz daddy” yazdı.

Çok şirin.

Ben de onun mesajını taklit edip sadece öpücük attım.

Kız beni bu odaya kaldır yigidim diye mesaj atıyor. Sen? Mucuk 😀

Son iletişimimiz bu oldu. Doğum günümü kutlamadı. Onun doğum günü ise yaklaşıyor. No contact uyguluyorum, ona ulaşmayacağım.

Sebep? Sen ayrıldığın bir kızla ya da yürümemiş bir flört ile uğraşmıyorsun. Aranızdaki şey başladığı gibi gidiyordu ama sen daha fazlasını istediğin için değişik şeyler yapmaya başladın.

Sosyal medyada ekli değiliz oradan ne yaptığını göremiyorum.

Güzel. Olması gerektiği gibi.

Yeni iş yerini biliyorum. Orada onunla tesadüfen karşılaşmışız gibi bir oyun oynasam mı?

Filmlerden böyle saçma şeyler öğreniyoruz ama hayır. Bunun rolünü iyi yapamazsın ve oraya özel olarak geldiğini görürse arıza biri gibi görünürsün.

İletişimi kesi başarıyla uyguluyorsun ama iletişimi kesmene rağmen bir sonraki aşamaya geçmiyor. Seninle ilişki istememesinin birçok nedeni olabilir. Mesela belki bir ilişkisi var ve seninle takılıp onu aldatıyor. Araştırmalara göre kadınların yüzde 70’i, partnerlerini aldattıklarında diğer elemana çekim hissediyorlar ve partnerlerinden soğuyorlar. Ama senin durumunda yüzde 30 diliminde, daha çok erkek gibi davranan bir kadın olabilir.

Şimdi ben 44 yaşımda fit biriyim. Hala kadınlarla görüşebiliyorum ve hatta bu anlattığım süreçte başka kadınlarla da görüştüm ve birlikte oldum.

Bu kızı maalesef oneitis yaptım. Aslında aramızdaki şey kendiliğinden yükselecekti ama ben fazla düşerek buna engel oldum gibi geliyor. Bu düşünce beni yiyip bitiriyor. Her şeyi mahvettim galiba.

Kızın sana olan ilgisini öldürdüğün belli ama ben aranızdaki şeyin yükseleceği izlenimi edinmedim. Ayrıca bu şekilde casual takılan kızdan kız arkadaş materyali de çıkmaz. Sizin iş bir yere gitmezdi ya da senin açından gitmemeliydi. Yani doğru davranmadın ama mahvettiğin bir şey yok.

Şunu da söyleyeyim. Bu düşünce çok kötü bir şey zira insana durduğu yerde aşırı duygusal yatırım yaptırıyor. Daha önce bahsetmiştim, gündüz düşünden sonraki en beter düşünce bu. Doğru olduğu vakalar var ve o vakalarda bile bu düşünceden uzak durulmalı. Ama senin durumunda, olabilecek şeyi mahvettiğin düşüncesi yanlış.

Peki şimdi ne yapmalıyım?

Bu kızı geride bırak ve ileriye bak. Ciddi ilişki istiyorsun ve bu normal. Ama o kız, bu kız değil. Bu kızla vakit kaybetme. 44 yaşındayken 29 yaşında bir kızın arada bir ye beni diye gelmesi güzel bir şey ama sen çok duygu yüklüsün yani kız senden uzaklaşmasa bile senin ondan uzaklaşman hayrınaydı.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

İlişkide “güçlü” erkek rolü yapmaktan yoruldum – Vaka çalışması

Abi selam. Kız arkadaşım ile 3 aydır görüşüyoruz ve ilk cinsel ilişkimi onunla yaşadım.

Kız arkadaşım haftanın iki günü amatör olarak yaptığı sporun eğitimi ile uğraşıyor. Haftasonunun ise ailesi ile geçiriyor. Spora gittiği akşamlar çok yorgun oluyor ve eve geçer geçmez uyuklamaya başlıyor. Bu günlerde onunla buluşmuyorum zira bir anlamı olmuyor.

Doğru. Spora gittiği 2 gün buluşmanız için uygun günler değiller.  Buluşmalarınızı diğer haftaiçi günlere ayarla (bazen de haftasonu ailesinden ayrılsın gelsin).

Fakat kalan günlerde de sıklıkla arkadaşları ile çıkıyor. Bu da açıkçası benim hoşuma gitmiyor.

Haftada 2 kere buluşmanız yeterli. Arada da biraz mesajlaşır ya da görüntülü konuşursunuz. Geri kalan zamanda da kızı unutup işine gücüne bakarsın.

Bu aralıklarda birçok erkeğin yaptığı hata, “şimdi ne yapıyor acaba?”, “beni düşünüyor mu?”, “benim onunla olmamı ne kadar istiyor?” vs. gibi feminen sorulara kapılmaktır, özellikle de kızdan saatlerce ses soluk çıkmazsa. Bunlar adama oturduğu yerde, ilişkide kendi ayağına sıkmasına neden olacak duygusal yatırım yaptırır. Sen bu hatayı yapıyorsun.

Bu sıklıkla oluyor ve ben de “bugün görüşmek istiyordum, bana ayıracak zamanın yok sanki” gibi çıkışlar yapıyorum.

Kız arkadaşları ile dışarı çıkıyorsa “tamam bebeğim, Perşembe’ye, gelecek haftaya vs. görüşelim, seni görmek istiyorum” dersiniz, buluşmayı ayarlarsınız ve kendi hayatınıza odaklanırsınız.

Sen ise hayatını yaşayan erkeğin kendisini sevip sevmediğinden emin olamayan kadın gibi davranıyorsun. Umarım üstüne bir de trip atmıyorsun. İlişkide kadın beraber zaman geçirmek için erkeğin ilgisini daha çok kovalamalı, erkek bunu yaparsa ilişkinin kadını olur.

Benim kendi yoğun iş tempomu da eklersek, haftada sadece 2 kere görüşebiliyoruz.

Normali ve yeteri o birader? Daha ne istiyorsun. Kız arkadaşın var ve haftanın 5 günü özgürsün de.

İlişkimizin ciddiyeti konusunda endişeliyim.

Zihin yapın gerçekten de erkeğinin daha fazla ilgisini ve zamanını isteyen kadın modunda. İkinizin de bir ilişkiye kapanması, ilişkinin ciddiyeti konusunda kafa yormak bir erkeğin işi veya yapacağı şey değil. Kadının işi bu.

Onunla daha fazla vakit geçirmek istiyorum zira onunla gerçekten uzun süreli ve ciddi düşünüyorum. Bunu nasıl sağlarım?

Tamamen feminen zihin yapısına geçmişsin. Bağlanma, daha fazla ciddi ilişki, ilişki etiketleri, vs. düşünüyorsun. Partnerini ilişkiye kafesleme ile uğraşıyorsun.

Normalde bir erkek ilişki istese bile ciddileşme konusunda yavaş ve dirençlidir, kadın ise bunu hızlandırmak için çabalar. Sizin ilişkinizde sen kadın rolünü oynamaya çalışıyorsun ama şunu unutma ki heteroseksüel kadınlar erkeklerden hoşlanırlar, kadınlardan değil. Erkek adam sitesine gelmiş, kadın gibi davranmakta daha da ustalaşmak istiyorum, nasıl daha fazla kadın gibi olabilirim diyorsun?” 😀

Ona bunu söylemiyorum tabii ki. Bunun muhtaç ve kadınsı olduğunu biliyorum.

Söylesen dha kötü tabii ki ama kadınlaşıp kadınlaştığını saklamaya çalışmak yerine erkek zihin yapısına geri dönsen? Zira bir süre rol yapabilirsin ama yeterince içselleştirmeyi beceremezsen bir yerde patlarsın.

İkinci sorum şu: Ben haftada 2-3 kere mesajlaşma başlatıyorum.  Geri kalan günlerde de onun bana mesaj atmasını bekliyorum. Doğru mu yapıyorum? Bu şekilde benden daha fazla hoşlanır değil mi?

Fazla robotlaşmadan onun sana daha fazla ulaştığı bir tempoyu koruman yeterli. Ama zihin yapın çok fena. Daha çok nasıl hoşlanır, daha çok nasıl sever diye manipülasyon yapma modundasın.

Mesajlaşmamızı çok kısa tutup buluşma ayarlıyorum. Şu ana kadar buluşma tekliflerini çoğunlukla kabul etti.

Kız arkadaşın, genelde buluşma ayarlayabilmen normal değil mi? Ayrıca bu devirde günde toplam 20 – 30 dk mesajlaşmak norm oldu, sadece buluş, hemen hiç mesajlaşma devri geçti.

Beni kaybetmekten korktuğunu birkaç kere dile getirdi.

Bu normal ama bunu duyunca hemen sadakatını ispatlamaya çalışan efendi erkeğe dönüşmeye kalkma.

Sorun ne diyeceksin? İlişkimizin başında bana çok daha fazla ilgiliydi. Ne zaman görüşeceğiz diye sorup duruyordu. Son zamanlarda ise bunu çok fazla yapmıyor.

Bunu ara ara duyuyorum. Abi eskisi kadar mesaj atmıyor, ne zaman için görüşmek istemiyor, vs. Sen eskisinden fazla mesaj atıp, buluşmak istediğin için olmasın? Yani kız her ulaştığında buluşma ayarlamaya başladıysan, neden ne zaman görüşeceğiz diye yakınsın? Seni aradı mı otomatik olarak görüşebileceğini biliyor.

Aslında her ulaştığında buluşma ayarlamam, onun ilgisinin azalmasına tepki olarak ortaya çıktı. Ne zaman görüşeceğiz dememesi beni kaygılandırdığı için sanırım.

Ama eğer ilgi azalması olduğundan şüpheleniyorsan, çok fazla ulaşılır olduğundan olabilir. Her ulaştığında buluşma ayarlama. Ayrıca çok fazla feminen düşünceye, onay ihtiyacına dalmışsın. Bunları da ister istemez yansıtıyor olabilirsin.

Ama temel problem, kaygıya kapılıp sürekli görüşmek istiyor olman. Bir daha sana ulaştığında buluşma teklif etme. Bak bakalım ne zaman görüşeceğiz diyor mu?

Gördüğün gibi muhtaç ve kendine güvensiz hissediyorum. İlişkiyi düşünüp duruyorum. Buraları okumasam muhtemelen bunu onun üstüne kusardım ve terk edilirdim. Ama okumama rağmen içte aynı eski benim. Dışta rol yapmaya devam ediyorum.

İçsel değişimin, davranışsal yol ayrımlarındaki tercihlerinin daha özgüvenli, daha az muhtaç ve rahat yönde olmasıyla zaman içinde gerçekleşecek. Örneğin zayıflıklarını kıza kusmak ile kusmamak ayrımında kusmamayı tercih etmen, seni bu yönde değiştiriyor. Ama yetmez. Örneğin sana ulaştığında kaygın nedeniyle buluşma ayarlama ya da kaygısı olmayan biri gibi aramama yol ayrımında, her ulaştığında buluşma ayarlamamayı seçmen, o gün meşgul olduğunu söylediğinde buluşmakta ısrar etme – etmeme ayrımında ısrar etmemeyi seçmen, oturup ciddi ilişkiyi ilerletmek için ne yapmalıyım, beni daha çok sevmesi için ne yapmalıyım düşüncelerine boğulduğunda “oğlum kadınlaşma, işine bak” diye kendini yaptığın şeye odaklanmaya zorlaman, vs. Bunlar seni içsel olarak da değiştirecekler. Ama bu zaman alacak ve aslına bakarsan belki bir iki ilişkiyi eline yüzüne bulaştırmanı da gerektirecek.

İçselleştirme, yapmaman gerektiğini bildiğin halde kaygı ve korkuya kapılıp yaptığın, yapman gerektiğini bildiğin halde kaygı ve korku nedeniyle yapamadığın şeyleri düzenli olarak yapmamaya veya yapmaya başladıktan sonra, zaman içinde olacak.

Bunun yanında, bir erkek olarak ilişkide istediğin şeyleri, ilişkinin kadını olarak alamayacağını, tam tersine elindekileri ve daha fazlasını da bu şekilde kaybedeceğini öğren. İlişkide feminenleşmek sana her zaman kaybettirecek, kazandırmayacak. Ortada bir problem yoksa bile problem yaratacak ve kaygı yüzünden yaptığın bu hareketler, kaygı duyduğun şeyin gerçekleşme sebebi olacaklar.

Ben bu işlere başladığımda en azından şunu diyebiliyordum: “Bu şekilde kaygı ile davrandın mı hep kaybettin. Şimdi bir de kaygına meydan okuyarak davran. Sırf denemek için. En kötü zaten diğer şekilde kaybedeceğin gibi kaybedeceksin? Yani bir şey kaybetmeyeceksin.”

Kızın daha az ilgili olma nedeni muhtemelen senin zihin yapının, feminenleşmenin, kadından daha fazla ciddi ilişki peşinde koşmanın sonucu.

Beni seviyor mu, beni seçecek mi, beni terk mi edecek, beni ne kadar seviyor düşüncelerine odaklandığın sürece de kaybedeceksin. Kadınlar bu tür düşüncelerin sinyallerini sezdiklerinde, dürtüsel olarak kendilerini geri çekerler. Bu maalesef kaygılarına odaklanmış ya da boğulmuş erkeğin kaygılarını daha da güçlendirir ve bunun üzerine zayıf kaygı sinyalleri de güçlenir.

Bütün bu kaygı sinyallerinin kadına söylediği şey “ben sana layık değilim, seni hak ettiğimi hissetmiyorum, sen benden daha iyisin, vs.” Bunu yeterince yaparsanız kadını bu sinyallerin işaret ettiği şeye ikna edersiniz.

Oysa odaklanmanız gereken şey, iyi vakit geçirmek, geçirtmek ve fiziksel – duygusal ilişki yanında, bu kız bana uygun mu, bakalım normal mi deli mi,  benim ilgimi hak ediyor mu, vs. gibi sorular. Bunlara odaklanırsanız bunları da sinyallersiniz ve kadının bilinçaltı da buna göre kendini size layık hale getirmeye çalışır, size yanlış yaparsa, yeterince çaba harcamazsa, sizi kaybedebileceği fikrine ikna olur.

Bazen uzun süre mesaj alamadığımda içim içimi yiyor.

Zihin yapın, o ödül ben de onu kazanması gereken zavallıyım modunda. Ben de ödülüm ve o da beni kazanmalı moduna geçmeli.

Evet, kendimi tutuyorum ve ona bunu belli etmemeye çalışıyorum.  Umursamaz biri gibi davranmaya çalışıyorum ama bu savaş beni hem yoruyor hem de canımı acıtıyor.

Buna halk arasında büyümek diyoruz ve büyümek can acıtıcıdır. Erkek, demir gibi ateşte yanmadan eğilip şekil almaz. Hangisini tercih edersin? Bunları kızın üzerine kusup hızlıca terk edilmeyi mi, kendini tutmayı mı? Hangisi daha acılı.

Cevap tabii ki ikisi de değil. Cevap, gerçekten o kadar umursamayı, gerçekten kendimi ödül olarak görmeyi tercih ederim olacak. Doğru olanı yaparken bu kadar acı çekmemek olacak.

Ama acı, zayıf tarafının ölüp yerine güçlü bir taraf ortaya çıkmasının hem yolu, hem de işaretidir. Davranışlarının zihin yapısına, duygusal güce, vs. dönüşmesi çok fazla sayıda tekrar gerektirebilir ve maalesef bunu tek bir ilişki içinde de başaramayabilirsin.

Fakat kafanda da kendini “onun beni sevmesi için ne yapabilirim” odağından çıkarmaya bak. Bu odağa giren erkek, zavallılığı ve muhtaçlığı ile en toleranslı kızı bile boğar, kendinden soğutur.

Bu ilişkiyi bir başarı hikayesine çevirmek, onun daha ciddi bir ilişki istemesini sağlamak için ne yapmalıyım? Abi lütfen yardım et.

Birader bana “abi daha iyi bir kadın olmak için ne yapmalıyım?” diye sorup durma, çok utanç verici.

Sen benden ne istiyorsun biliyor musun? Ben kaygısını, korkusunu, duygusal stresini yönetemeyen bir adamım, duygusal olarak zayıfım. Ben güçleneceğime bana kaygı, korku, stres vermeyen, erkek olmamı, güçlü olmamı gerektirmeyen bir ilişki vermesi için kızı ikna etmeliyim! Bana yardım et diyorsun.

Bir ilişkiyi, kadınlaşarak istediğiniz seviyeye çekemezsiniz. Ama kadınlaşarak bitmesinden korktuğunuz ilişkinin bitmeyecekse bile bitmesini sağlayabilirsiniz. Senin masal dünyandaki “ben yeterince güçlenmeyeyim, büyümeyeyim, olgunlaşmayayım, dünya daha kolay olsun” hayalin çocukluk döneminde belki belki mümkündü ama dünya öyle bir yer değil.

Bir erkek olarak köksüz bir ağaç olayım ama dünya rüzgarsız, fırtınasız bir yer olsun hayalinden vazgeçmen lazım. Köklerini güçlendirmeye bak. Bugün sana ağır gelen rüzgar ve fırtınanın şiddeti azalmayacak ama sen bunlara göre çok daha güçlü olacağından bunları umursamayacaksın bile.

Güçlü erkek rolü yapmaktan yoruldum. Pek de işime yarıyor gibi görünmüyor.

Bir kere ilişkide güçlü erkek rolü yapmıyorsun, normal erkek rolü yapıyorsun 😀 Yani istersen bırak kadınlığını tüm “cazibesi” ile ortaya çıkar. Bak bakalım o işine yarayacak mı?

Ama kadınlaşınca eline ne geçecek? Yanmadan, acı çekmeden nasıl güçleneceksin? Zayıf kalmak ne işine yarayacak? Daha mı az acı çekeceksin sanıyorsun?

Bu konuda içsel oyunun evrimi yazısını da tavsiye ederim.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

Ekmek kırıntısı atmak (breadcrumbing) nedir?

Günümüzde birçok flört ya da ilişki sanal başlıyor ya da önemli bir kısmını sanal dünyada geçiriyor. Bunun bazı faydaları olsa da online dünyada tanışmak ve flörtü online dünyada yürütmenin ciddi dezavantajları da var. Bunlardan birisi de ekmek kırıntısı atmayı çok kolaylaştırması.

Ekmek kırıntısı atmak (breadcrumbing) özellikle online flört alanında, bir kişinin bir ilişki sürdürmekle pek ilgilenmediği birine ara sıra çapkın veya dikkat çekici mesajlar gönderdiği bir iletişim davranışını.

Ekmek kırmakla uğraşan kişiler genellikle aralıklı ve tutarsız mesajlar göndererek, alıcıya boş bir umut ya da romantik bir ilişki potansiyeli olabileceği izlenimini verir. Sosyal medya gönderilerini ara sıra beğenebilir veya yorumlayabilir, dönem dönem emoji veya mesaj gönderebilir. Önemli bir zaman veya çaba harcamadan minimum düzeyde iletişim sürdürmek için başka yöntemler kullanabilirler.

Ekmek kırıntısının alıcı taraftaki kişi için bu, duygusal olarak manipülatif ve kafa karıştırıcı olabilir, çünkü ara sıra gösterilen ilgiyi gerçek bir ilgi işareti olarak yorumlayabilirler, ancak iletişim tekrar kaybolduğunda hayal kırıklığına uğramış veya hüsrana uğramış hissedebilirler. Bu da birçok durumda aralıklı pekiştirme ile ekmek kırıntısı alan tarafın bağımlılık geliştirmesine neden olabilir.

Tipik ekmek kırıntısı davranışlarına örnek vermemiz gerekirse:

  • Bir mesaja uzun süre cevap vermedikten sonra uzun bir mesaj yazmak ve neden kaybolduğu ile ilgili açıklama yapmamak
  • Buluşacaksınız gibi davranmak ama bir türlü buluşamamak
  • Gerçek mesajlara cevap vermezken, mesajı atan kişinin sosyal medyasına bakmak
  • Bir erkek için seks yapması ama seks yapma harici bir zaman harcamaya isteksiz olması.
  • Bir kadın için ilgili gibi konuşması, hatta buluşmaya gelmesi ama fiziksele gitmemesi
  • Henüz hazır değilim, zamana ihtiyacım var, ilişki istemiyorum, istediğim zaman seninle olsun isteyeceğim, tam aradığım gibi birisin ama şu an ilişki istemiyorum, bana çok iyi geliyorsun ama arkadaş devam edelim (sonra kim bilir neye evrilir), vs.

Yedekte tutan kadın yazısında bahsetmiştik, kırıntı atan kişi, karşısındakinin tamamen gitmesini, kendisine ilgisini kaybetmesini istemez. Bu nedenle kurban eğer yörüngeden çıkarsa, ona daha fazla ilgi gösterir ama kurban yörüngeye oturduğunda eskisi gibi davranmaya başlar.

Birçok yedek – uydu, ekmek kırıntısı atan kişinin aslında ona bir ilgisi olduğunu ama çeşitli nedenlerle (buluşmaya zamanı yok, şu an hazır değil, zor ısınıyor, vs.) bunun henüz gerçek bir ilişkiye dönüşmediğini sanır. Bu sanrı sadece kendi saflıklarından değil, arada önlerine atılan ekmek kırıntılarından da kaynaklanır.

Şunu da belirtmek gerekir ki, çoğu ekmek kırıntısı bilinçli bir şekilde olsa da, birçok “ekmek kırıntısı” da aslında karşı tarafın sıradan, herhangi bir anlam ifade etmeyen davranışlarının, yüksek ilgiye sahip taraftan “ilgi işareti” olarak algılanmsı sonucu da meydana gelir. Örneğin aynı iş yerinde bir kızdan hoşlanan ama onun tarafından reddedilen bir adam, kızın iş arkadaşlığı çerçevesinde kendisine gülümsemesini, kız ofiste rastgele 100 noktaya bakarken bu ikisi kendi üzerine gelmesini “kız ara ara bana baskıyor abi” diye yorumlaması, kızın bir arkadaşı ile hafif flörtöz konuşmasını “beni kıskandırmaya çalışıyor” diye yorumlaması gibi.

İnsanlar neden ekmek kırıntısı atarlar.

Birinci ve ilk akla gelen neden tabii ki kırıntı attığı kişiyi yedekte tutmak.  Ekmek kırıntısı atanın daha çok hoşlandığı bir alternatifi olduğu gibi, henüz ayrılmadığı ama işlerin pek de iyi gitmediği bir partneri de olabilir.

İkinci neden, karşı tarafı yedek alternatif olarak bile görmemesine rağmen ondan ilgi (kadınlar erkeklerden) ya da seks (erkekler kadınlardan) sağlamaktır. Bu durumda kadın, kırıntı attığı erkekte birgün fiziksek olacak umudunu, erkek de kırıntı attığı kadında birgün ilişki olacak umudunu canlı tutmak ister. Ama bu insanlar yalnız kalsalar bile kırıntı attıkları kişi veya kişilerle bir ilişkiyi hiç düşünmezler. Birçok kadın bunu bedava yemek, eğlence için de yapar.

Üçüncü neden yalnızlık. Bir kadın sizi hiç istemiyor olabilir ama sizinle mesajlaşmak, konuşmak ve hatta buluşmak, evde TV dizisi izleyip çekirdek yerken kendine acımaktan daha iyi olabilir.

Dördüncü neden ki bu eski sevgililere özgüdür, henüz terk ettiği kişiyi hayatından çıkarmaya hazır olmamaktır. Kişi partnerini terk eder ama ayrılık acısını atlatana kadar, eski partnerini hayatında “arkadaş” olarak tutmak için bilinçli ya da bilinçsiz olarak ona umut kırıntıları atar.

Ekmek kırıntılarına karşı ne yapabilirsiniz?

Aslında bu sitede önemli temalardan birisi bu. Mesajlaşıyorsunuz ama 2 kere buluşma teklif ettiğinizde gelmiyorsa bırakmak, siz ulaşmasanız da size ulaşmaya devam ediyorsa başınızdan savmak, 4-5 buluşma sonrası bir yere gidemiyor ve hala arkadaş takılıyorsanız bırakmak, eski sevgili ile iletişimi kesmek, vs. Ama daha önemlisi, piyasada kendinize yüksek bir değer biçmek, o değeri verecek birini bulacağınıza inanarak, o değerin çok altında kırıntılarla sizi yedekte tutmaya çalışanlara, kullanmaya çalışanlara sırtınızı dönmek.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

Yeni Tanıştığınız Kadının Sosyal Medyasından Uzak Durun

Erkek Adam sitesindeki yazılarda, yorumlarda, sosyal medya kanallarında ve özel görüşmelerde birçok erkeğe tavsiye veriyorum. Bu tavsiyelerin önem sırasına göre bir listesini yapsam, muhtemelen şu tavsiyem ilk 5’te olurdu:

“Kadınlarla ilişkilerinizde ama özellikle flört ederken ve ilişkinin başlarında, mümkün olduğu kadar 2000’lerin ilk yıllarındaymış gibi davranın.”

Bunun anlamı, mesajlaşma, konuşma ve buluşma harici sanal etkileşime girmeyin. Tamam Whatsapp gibi mesajlaşma uygulamaları var ya da Instagram gibi uygulamaların mesajlaşması var. Ya da görüntülü konuşabiliyorsunuz. Ama bunlar harici etkileşime girmeyin ya da takip yapmayın.

Bugün beni arayan bir arkadaşla konuşurken 2016-2017 civarındaki hızlı dönemimde yaklaşık 12 kızla birlikte olduğumu ve başından sonuna bu kızların hemen hemen hiçbirinin Instagram hesabına bir kere bile bakmadığımı söyledim. Bunun birinci sebebi ilişkinin özellikle başlarında bununla ilgilenmemem ama ikinci ve belki de daha önemli sebebi, stratejik. Bizim camiada bir laf vardır. “Bir kadına ünlüymüş gibi davranırsanız, o da size hayranı gibi davranır” (If you treat her like a celebrity, she’ll treat you like a fan). Eğer yeni tanıştığınız ve görüştüğünüz bir kadının (yeni tanıştığıma 3-4 aydır cinsel birlikteliğin olması da dahil) Instagram hesabını takip etmeye (takipçisi olabilirsiniz benim kastettiğim hesabına bakmaya), hikayelerini izlemeye ve beğenmeye başlarsanız, hayranı olduğu bir ünlüyü takip eden bir hayran gibi davranmaya başlarsınız ve bu da sizi aşağı, onu yukarı koyar.

Bir iki girip baktınız diye ölmezsiniz ama daha fazlasını yaparsanız, içsel değer atama sisteminiz sizi aşağı onu yukarı koyar. Bunu da kızla konuşmalarınıza yansıtırsınız. Ayrıca sosyal medya o kadar bağımlılık yapıcı ki, özellikle bir kızdan hoşlanmanız ile de birleşince, sizi o kızın hesabına her gün birkaç kere çekip yutabiliyor.

Mahmut sen de iyice abarttın diyebilirsiniz ama sosyal medyanın erkekleri nasıl maymuna çevirdiğini o kadar çok gördüm ki, az bile yapıyormuşum diyeceğim. Zira o zaman sosyal medyanın erkekleri bu kadar maymun ettiğini bilmiyordum.

Benim bunu yapabilmemi kolaylaştıran şeylerden birisi de tabii kendime ait bir Instagram hesabını hemen hemen hiç kullanmamamdı. Kızları eklemek ve oradan mesajlaşmak için Instagram kurdum ama çoğunlukla ne Instagram feed’e bakıyordum ne de kızların profiline. Onun haricinde benim Instagramında yurt dışında bir yerlerde gördüğüm ilginç şeylerle ilgili 10-15 fotoğraf vardı. Hikaye hiç olmadı ve kendi fotoğrafımı koyduğumda artık zaten piyasada değildim (hala bir fotoğrafım var ve hesaba 2020’den beridir bir şey de koymamışım).

Birçok erkek bir kızla tanışıyor, Instagram’ını alıyor ve ekliyor. Belki Instagram’dan ekleşiyor. Buraya kadar bir problem yok. Ama sonra kızla muhabbet biraz iyi gitsin, hergün kızın hesabına bakıyor, hikayelerini izliyor, belki beğeni atıyor, vs. Kızın “hayranı” oluyor. Bu da arkadaşlar (eğer bu konudaki yayını izlediyseniz) oturduğun yerde aşırı duygusal yatırım yapmanıza neden oluyor.

Oysa sadece mesajlaşma + konuşma + buluşma kullansanız, oturduğunuz yerde duygusal yatırım yapmaktan ve kendinizi kendi zihninizde kızdan aşağı konumlamaktan kurtulursunuz. Bilinçaltınızı aşırı duygusal yatırım ve kızdan aşağı konumlayarak programlamaktan ve böylece kıza size tepeden bakmasını sağlayacak şekilde davranmaktan da büyük ölçüde kurtulursunuz.

Kızın sosyal medyasından faydalı bilgiler edinebilir misiniz? Evet, muhtemelen. Ama kızın sosyal medyasına girip onu takip etmenizin zararı, faydasından çok daha fazla olduğu için girmeseniz daha iyi. Burada takip derken karşılıklı takipleşmeyi değil, gerçekten kızın hesabına ya da hesaplarına girip, fotoğraflara, hikayelere, videolara, takipçilerine, takip ettiklerine, vs. bakmaktan bahsediyorum.

Sosyal medyada kızın hayatını takip etmeyi, yeni tanıştığınız kızı gerçek hayatta takip etmek gibi görüyorum. Tamam, aynı olmayabilir ama bir kızla tanıştıktan sonra sürekli onun evinin önüne geldiğinizi, nereye gittiğini görüp peşinden giderek takip ettiğinizi, vs. düşünün. Arıza bir takıntı değil mi? Sanal takip, aynı derecede arıza olmasa ya da en azından görünmese de, buna benzer bir takıntı yaratabiliyor. Sonra da koca koca adamlar gelip “abi mesaj attım cevap vermedi ama Instagram’da mekan fotoğrafı atıyor”, “abi hikayesini beğendim, benimkini beğenmedi şimdi ben nerelere kaçam?”, “whatsappta 2 saattir online sevgilisi mi var?” gibi sorular soruyorlar. Hepsine cevabım da “senin bunları bilmen problem, bunlar ile ne yapıp yapmayacağın değil” oluyor. Bunları takip ederek kızın “hayranı” oluyorsun, hem de yavaş yavaş takıntıya dönen bir hayranlık besleyen hayranı.

20 sene öncesine göre alt tarafı 1-2 hafta flört ettiği kızı takıntı yapan adamları sayısı çok arttı. Bunun nedenlerinden birisi bence sosyal medya. 20 sene önce bir kişiye sadece cepten telefon ve mesaj ile ulaşabilirdik. Mesaj gitti mi, görüldü mü, vs. bilmezdik. O kişiyi sadece buluşmalarda görürdük, iki buluşma arasında ne yaptığını veya ne ettiğini bilmez, aslına bakarsanız da pek umursamazdık. Bu da sanırım, şimdiye göre bir erkeğin bir kadına çok daha az yapışmasına neden oluyordu.

Yalnız sosyal medyanın erkeklerin, ilgi duydukları kadınlara çok fazla düşmelerine neden olması sadece takip değil. Aynı zamanda sosyal medyanın, reel sosyal hayatın içinden bulldozer gibi geçmesi. Üniversiteye yeni başlamış bir çocuk ile konuşuyordum ve İngilizce hazırlık sınıfının henüz 2 haftadır açık olduğunu ve bu nedenle insanların henüz pek kaynaşamadığını söyledi. Ben de ona benim üniversiteye başladığım yıllarda, hazırlık sınıfının 3 günde kaynaştığını söyledim. Sadece hazırlık sınıfı değil. Bir ara Fransızca kurs almıştım orada da 3-4 günde hemen herkes herkesi biliyordu. Hatta 30’lu yaşlarında bir kız vardı, yolunun üstünde diye beni üniversiteye bırakıyordu, düşünün kaynaşma hızı ve seviyesini. Yahu dersi bırakın, alt tarafı günübirlik trekking yapsak kaynaşıyorduk. Kaynaşmayıp ne yapacaktık ki? Kimsenin kafasını gömeceği, hazırdaki arkadaşları ile mesajlaşıp görüşebileceği, hiç tanımadığı insanların bol filtreli hayatlarını takip edebileceği,anonim anonim kavga edeceği ya da boş boş şeyler izleyebileceği ekranlar yok. Öyle oturup ders arasında duvara bakacak halin de yok. Yanındaki ile sohbete başlıyorsun. Öyle zincirleme gidiyor.

Şimdiyse insanların kafaları cep telefonu ekranlarına gömülü. Koca bir ders yılını kimseyle konuşmadan ve sıkılmadan geçirebiliyorlar. Ama bu, izolasyon yaratıyor ve bu izolasyon özellikle bir flört bulunduğunda tüm sosyal, duygusal ihtiyaçların da o insana bağlanmasına neden oluyor. Dışarda yapacak fazla şeyi olmayan insanlar, flörtün sosyal medya hareketlerini takip etmeye başlıyorlar ve bu da flörtün takıntıya dönmesine neden oluyor. 

Tekrar ediyorum, bir kızı gözünüze kestirdiğinizde ya da onun telefonunu aldığınızda, hemen gidip sosyal medyasını didiklemeye başlamayın. Kızla Instagram’da tanışsanız bile belki açılış cümleniz için bir bahane bulmak üzere hesabına bakın ama mesajlaşma başladığı andan itibaren hesabına girmeyin.

Kızla iletişiminiz sadece mesaj +  konuşma + buluşma üzerinden olsun. En önemlisi de, kızdan size sadece konuşma, buluşma ve mesaj üzerinden bilgi aksın.

Ve sosyal medyadan çıkıp, kendinize gerçek hayatta doyurucu bir sosyal hayat edinmeye çalışın. Sosyal medyada hiçbir şey yapmayın demiyorum ama insanları, özellikle de kadınları sosyal medyada “hayranlarıymış” gibi takip etmeyi bırakın. 

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

Terk edildikten sonraki doğru zihin yapısı

Erkek adam sitesine veya Youtube kanallarına (Erkek Adam Kanalı ve İlişki Sohbetleri kanalı) gelen birçok erkek (ve kadın), sevgilisinden yeni ayrılmış oluyor ve genellikle eski sevgili nasıl geri döner, eski sevgilim beni engelledi ne yapacağım gibi sorularla sitemize ya da kanallarımıza teşrif ediyorlar. Burada buldukları ise meşhur iletişimi kes kuralı (no contact rule).

İletişimi kes kuralını uygulamak zor ama mekaniğini anlamak zor değil. Kısaca tekrarlarsak (1) eski sevgiline, o sana ulaşana kadar ulaşma ve (2) eski sevgilinden sana olan bilgi akışını tamamen kes ve (3) kendi hayatına odaklan. Bugün bunları tekrar etmeyeceğim zira birçok yazıda bunlardan bahsettim. Bunun kitabını bile yazdım 🙂 Ama bugün yeterince bahsetmediğimi düşündüğüm bir konuya parmak basmak istiyorum: iletişimi kes kuralının zihin yapısı.

Aslına bakarsanız buna kısmen değinen bir yazı var. İletişimi kes kuralının başarı yüzdesi diye. Bu yazıda kısaca iletişimi kes kuralı eğer başarıyı doğru tanımlarsanız %100 başarılıdır demiştim ve başarının doğru tanımının da ya eski sevgili döner ya da ben başka birini bulurum olduğundan bahsetmiştim. Şimdi bu yazıdaki fikri sürekli olarak anlatsam da bu yazının başarı için yeni bir ilişkiye başlamanız gerektiği (yeni biriyle ya da eski sevgili ile) fikrini aşıladığının farkındayım. Bu da tam olarak doğru değil zira eski sevgiliyi büyük oranda unutup yalnız (iki sevgili arasında) olduğunuz hayattan yeterince doyum alır hale gelmeniz de başarının bir ayağı. Yani çiviyi çiviyle sökmenize gerek yok.

Buradan da günün konusuna gelelim. İletişimi kes kuralının zihin yapısına. Mesajla ya da arayarak bana ulaşanların çoğundaki zihin yapısı “eski sevgilim geri döner mi?”, “eski sevgilimin geri dönme ihtimali nedir?”, “onun geri döneceğini umuyorum”, vs. Ayrılığın ilk ayında bu düşüncelere boğulmanız normal olsa da hızlıca geçmeniz gereken doğru zihin yapısı bu değil. Doğru zihin yapısı şu:

“Eski sevgilim ilişkiyi çöpe attı. Benimle yeniden bir ilişki şansı olacaksa çöpe girip ilişkiyi çöpten o çıkaracak ve sonra gelip çaba gösterecek. Ben o zaman onunla yeniden istersem ona bir şans vereceğim ama geç kalırsa şansını kaybeder. Benim için de şimdi olmasa bile kısa süre içerisinde hangisi olduğu fark etmez.”

Bu zihin yapısına ne kadar hızlı gelirseniz sizin için o kadar iyi zira hem hayatınıza doyumlu bir şekilde devam edip bir sonraki ilişkiye yelken açma hızınız artıyor hem de eski sevgilinizin yeniden dönme ihtimali.

Çoğu insan maalesef iletişimi kes kuralını üç ayağı ile birden uygulayamıyor. Ya kaygılarını yenilip eski sevgilisine ulaşıyor ya da onu gizlice takip ederek ayrılıktan sonra oluşan yarasını kaşıyıp duruyor ve uzun süre iyileşemiyor. Bu ikisini yapsa bile birçok insan kendi hayatına ve başka limanlara doğru yol almaya odaklanamıyor. Birinci ayağı yapan ama ikinci ayağı yapamayan insanlar ise genellikle şöyle bir senaryo ile karşılaşıyorlar: Eski sevgili terk ettiğine ulaşıyor ve genelde de özlem ve buluşma isteği ile ulaşıyor. Ama terk edilen gizlice takip ederek (stalk) ya da kendi hayatına odaklanmak için yeterince çaba göstermeyerek ayrılık yarasıyla kıvrandığı için, eski sevgilisi kendisine ulaştığı zaman zayıf ve itici şeyler yapıyor. Bu da hem ayrılık yarasının kapanmasını zorlaştırıyor hem de eski sevgiliyi yeniden uzaklaştırıyor.

Tam tersi “eski sevgili bir daha dönmez, dönmezse de dönmesin ben de çöllere düşecek değilim herhalde, hayatıma devam edeceğim ve daha iyi olacağım” diyen, eski sevgilisi döndüğünde “şimdi bu insanı hayatıma yeniden alsam mı almasam mı” noktasında olan kişi, çok daha avantajlı durumda oluyor. Terk eden bu ruh halinde birine ulaştığında, sıklıkla onun peşine bile düşebiliyor.

Daha önce bahsetmiştim. Çoğu terk edilen sanki terk eden ile aralarında görünmez bir bağ varmış ve kendileri de arkalarını dönüp giderlerse o bağ ölecekmiş gibi davranıyor. Sanki bırakıldıkları noktada eski sevgiliyi bekleyip o bağı canlı tutmazlarsa her şey sonsuza kadar bitecekmiş gibi davranıyor. Bunu size söylemeye gerek olmamalı ama sizi terk eden ile aranızda böyle bir bağ olmadığı gibi, böyle canlı tutmanız gereken bir bağ varmış gibi davranmanız, sonsuza kadar bitme ihtimalini kuvvetlendirdiği gibi, sizin yeni bir hayata yelken açmanızı da geciktiriyor.

Kısacası iletişimi kes kuralı bir taktik değil zihin yapısıdır. Tabii ki yaptığınıza inanmasanız ya da yaptığınız şeyin zihin yapısını hiç hissetmeseniz bile mekanik olarak sizin sizi terk edeni terk etmişsiniz gibi davranarak beyninizi hızlı bir şekilde daha güçlü bir insan olacağınız şekilde programlamanızı sağlar. Ama zihin yapınızı değiştirmeniz ve “abi sence geri döner mi?” zihin yapısından bir an önce kurtulup “beni terk edeni mi bekleyeceğim, ben de onu terk ediyorum” zihin yapısına geçmeniz de işinizi oldukça kolaylaştırır. Bu zihin yapısına geçmekten, eski sevgiliniz size ulaşırsa onu pek de istememekten hatta hiç istememekten korkmayın. Bu zihin yapısına geçerseniz olabilecek bir şeyin olmamasına neden olacağınızdan korkmayın. Sizi terk edeni siz de terk edin. Size ulaşırsa ve hala istiyorsanız buluşma teklif edin ve flört edin. İstemiyorsanız buluşmayın. Ama ilişki fikri ondan gelecek, gelmezse sizinle olma şansını kaybedecek.

“Benimle olma şansını kaybedecek” size başa çıkma mekanizması gibi gelebilir. Belki bir miktar öyledir. Ama biraz düşünürseniz, sizinle olmak da bir şans ya da öyle değilse biri sizinle neden olsun? Bir ilişkiye illa bir şeyler veriyorsunuz ve bunların da bir değeri var. Bu değer olmasa 6 ay, 2 yıl, vs. sizinle neden oldu ki? Belki o değeri kaybettiniz ama ayrılıktan sonra o değeri yeniden kazanabilirsiniz ve kazanma yolunda olmanız bile sizinle olmayı bir şans yapar.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.