Yüksek değerli erkek ol, kadınlar sana gelecekler

Erkeklere yönelik alanda salgın gibi yayılan “yüksek değerli erkek” merkezli tavsiye, “tip – para – statü en iyilemesi” şeklinde. Eğer bu üçüne en yüksek seviyede sahip olursanız, “kadınlar size gelecekler” şeklinde. Bu tavsiyeye uyup üçüne de sahip çoğu erkek, sadece bu üçüne sahip olup kadınların kendilerine gelmelerini bekliyorlar ama gelen giden olmadığını görüp hüsrana uğruyorlar. Bu insanların bir kısmı, gelen giden olmadığını görünce dünyaya ve kadınlara yönelik bir öfkeye kapılıyor.

Tip – para – statü ancak kadın – erkek ilişkilerinde gelişmek için sosyalleşmeye, kadınlarla tanışmaya zaman ve emek harcadığınızda işinize yarar. Haftada 2 ama bir dönem 3 kere sosyalleşmek için dışarı çıkmalısınız. Ev – iş – spor salonu üçgeninde kızların sizi keşfetmesini beklemeniz aptalca. Sosyalleşme kabiliyetiniz, sosyal ortamda kadınlarla tanışma kabiliyetiniz güdükse, işiniz zor. Tipiniz, paranız ve statünüz yerinde bile olsa, bir kadınla konuşurken rahat, abartmadan esprili ve belli bir karizmaya sahip olmanız lazım.

Tipinizi, finansal durumunuzu ve statünüzü en iyilemeyin demiyorum ama bunları kadınlarla tanışmaktan kaçmak için yapıyorsanız, siz aylardır veya belki yıllardır kendinizi en iyileyip kızların gelmesini beklerken, her gece sizden daha tipsiz, daha fakir ve daha düşük statülü ama sosyal ortamdan kaçmayan adamların, sırf daha fazla kızla karşılaştığı için kızlarla olduklarını bir düşünmenizi tavsiye ederim.

Aslına bakarsanız iş modeli olarak statü, finans ve fizik açısından en tepeye oynayın tavsiyesi oldukça başarılı bir tavsiye. Zira statü-para-fizik açısından en tepede insanların oranı binde birden daha az ve bu kadar başarması zor bir hedef koyduğunuzda, kadınlar nerede diye şikayet edenlere yıllar boyunca “daha o seviyeye gelmedin” demeniz mümkün.  Ayrıca bunu piyasaya çıkıp reddedilme ve hüsran ile dolu olan eşleşme ritüelinden aşırı derecede korkan erkeklere çok rahat satabiliyorsunuz. Bu erkekler sosyalleşmekten, kadınlar tarafından reddedilmekten o kadar korkuyorlar ki, “Everest’e tırmanman ve ünlü ol, kadınlar sana gelecek” desen, sosyal aktivitelerde 10-15 kadına yürümek yerine Everest’e doğru yola çıkarlar.

Yüksek değerli erkek tavsiyelerinin temel mantığı “tepe %1 erkekler kadınlarla başarılılar, o zaman kadınlarla başarılı olmak istiyorsan sen de tepe %1 içine girmelisin”. Oysa kadınlarla az çok başarılı erkeklerin %90’ından fazlası, tepe %1 içinde olmaktan çok uzaklar.

Tabii burada kadınlarla başarılı olmaktan ne anladığınıza da bağlı. Son zamanlarda Andrew Conman Tate ve Flesh and Filth gibi oluşumlar, parayı veren herkese açılan bacaklarla ard arda yatmayı başarı kriteri yaptılar. Kutsal kitap gibi The Rational Male’i ekrana sallayıp duran Flesh and Filth ikilisi, onlyfans kızlarıyla yatmak ya da sugar baby sitelerinden kadın bulmak gibi “giga beta öder” varoluşu “alfa” olarak tanımlamaya başladılar.

Oysa çoğu erkek için kadınlarla başarı, duygusal ve cinsel olarak az çok doyumlu, uzun süreli ve tek eşli ilişki. Özellikle Batılı dünyadaki kırmızı hapçılar ve genel manosphere dünyasındaki guruların çoğu, bu tür ilişkiler ve evlilik konusunda ya çok az tecrübeye sahipler ya da başarısız bir geçmişe.

Konumuza dönersek, araştırmalar bize kazanılan para, tip ve statü ile ilişki başarısı arasında doğru orantı olduğunu gösteriyor. AMA bu, sihirli üçlüye yüksek seviyede sahip olmayanların ilişkilerde başarılı olamayacağı anlamına gelmiyor. Bu aynı zamanda para- tip – statü üçlüsünün kendi başlarına ilişki başarısı sağladığı anlamına gelmiyor.

Kadın erkek ilişkilerinde tavsiye verenlerin birçoğunun derdi de bu zaten. İstatistik biliyor gibi durmuyorlar. İstatistik paylaşıp duruyorlar ama dünyayı olasılıksal değil, deterministik çalışıyor sanıyorlar. Dünya “tipi zirve %10 içinde puanlananların ilişki başarısı, ortalama erkeklere göre %35 daha fazla” şeklinde çalışıyor, “tipi %10 içinde puanlananlar ilişkilerinde başarılıdır” şeklinde değil. Tip – para – statü, kadın erkek ilişkilerinde başarı şansını önemli ölçüde arttıran faktörler ama tek başlarına “yeterli” değiller.

Burada hem araştırmaların hem de internetin yarattığı, devasa bir yanlış bilgi var. Örneğin araştırmaların çoğunda, “nasıl biri ile ilişki isterdiniz?” diye soruluyor. İnsanlar da bu sorulara “1.85 boyu olsun”, “90-60-90 olsun”, “ayda 5000 Dolar geliri olsun”, “çok güzel yemek yapsın, hamarat olsun” gibi cevaplar veriyorlar. Fakat “nasıl biri ile ilişli isterdiniz?” sorusu, “nasıl biri ile ilişkidesiniz” ya da “nasıl insanlarla ilişkiniz oldu?” sorularından çok farklı bir soru.

Twitter’da, İncel “It is oveerrrrr” hesaplarında bu tür “nasıl biri ile beraber olmak isterdin” araştırmalarına çok vurgu yapılıyor ama bu araştırmalar problemli. İnsanlara sorduğunuz “ne istersin” sorusunun cevabı ile ne yapacakları birbirlerinden farklı şeyler. Aslına bakarsanız birçok durumda bu ikisinin birbirleri ile bağlantılı olmadığını gösteren araştırmalar var.

Yani kadınların ve erkeklerin “nasıl birisi ile ilişki isterdin?” sorusuna verdikleri cevaplar ile gerçekten ilişkiye girdikleri insanların özellikleri birbirlerinden önemli ölçüde farklılar. Bu gerçeğe rağmen sosyal medyada “1.85 olsun, 5000 Dolar kazansın, yoksa asla beraber olmam” yazılarının altına, bunu ciddiye alıp öfke ile “sen kimsin ki ne istiyorsun?” diye döşeyen bir sürü insan var ya da bunları ciddiye alıp “abi kadınlar çok ama çok fazla şey istiyor” diye dünyayı kendine dar eden çok erkek var.

Bu arada bir parantez açayım ve bazılarınızın aklına gelen şu itirazı cevaplayayım. “İyi de öylesini istiyorlar, alamadıklarından daha azı ile ilişkiye giriyorlar ve sonra da hep akıllarında o oluyor. Öylesini buldukları anda terk ederler.” İnsanlar öyle çalışmıyorlar arkadaşlar. İstedikleri ile gerçekte yaptıkları farklı ama gerçekte yaptığı ile mutlu insan sayısı çok daha fazla.

Uzun süredir sosyalleşme konusuna değiniyorum. Bu konuda sosyal hayatınızı geliştirin diye yazmıştım, en son Patreon’da Daha fazla sosyalleşmeniz için tavsiyeler yayını yaptım. Bu konuda en çok sorulan soru, nasıl sosyalleşeceğim, insanlarla nasıl konuşacağım?

İnsan ilişkilerinin belli bir doğal gelişimi var. Doğal gelişim dediğim, “şu insanla gidip arkadaş olacağım” diye yapamadığınız, kasıtlı olmayan, kendiliğinden gelişen bir tarafı var. Niyet bu işin bir parçası ama hem arkadaş grubu, hem de kız arkadaş bulmanın yolu, spesifik kişilerle arkadaş / sevgili olmak için bir şeyler yapmaktan ziyade, yeterince insanla etkileşime girip organik olarak gelişen ilişkileri bulmak.

Burada insanın oyunu önemli değil mi peki? Önemli ve oyunda belli bir niyet de var. Bir kızı beğenip ona yürüyorsunuz, “o piti piti karamela sepeti” diye seçip yürümüyorsunuz. Ama yürüdüğünüz insanla olmanız sizin niyetinize, planlarınıza bağlı değil yani şu kıza yürüyeceğim diyorsunuz ama (1) yürüyemiyebiliyorsunuz ve (2) yürüdüğünüzde çoğunlukla o spesifik insanla olmuyor.

Bu nedenle tipe – paraya – statüye ya da oyuna sahip olmanız kadar ve bunlardan daha önemlisi, yeni insanlarla / kadınlarla etkileşime sıklığınızı arttırmanız lazım. %100 yürüme amacında da olmayın, orada eğlenmeye, iyi vakit geçirmeye, yeni insanlarla etkileşime girmeye ve bazı şeylerin kendiliğinden olmasına da olanak sağlayın.

Bir sosyal ortama girdiğinizde “burada kız bulmalıyım”, “burada arkadaş yapmalıyım” baskısı ile hareket ederseniz, tedirgin olursunuz, rahat olamazsınız. Rahatlık, insanı çekici yapan şeylerin başında geldiği için iticileşirsiniz. Yapmanız gereken haftada 2-3 kere sosyal ortama çıkmak, spesifik bir ortamda spesifik bir insanla konuşmaya odaklanmaktan ziyade, her hafta 4-5 yeni insanla etkileşime girmeye odaklanın. Kırk yılda bir sosyalleşip her sosyalleşmenizde diken üstünde olmak, performans beklentisi ile tedirgin olmak yerine, önünüzde her hafta 3 sosyal etkinlik olacağını, bu ortamda olmazsa o ortamlardan birinde bir şeylerin olacağını düşünerek rahatlayın.

İnsanları en çok strese sokan ve iticileştiren şeylerden birisi, spesifik bir sonucu, gerçeklikten koparak nihai hale getirmek. Örneğin “bu toplantıda mutlaka biriyle tanışmalıyım” kafası sanki bu son toplantın ve bu toplantıdan biri ile tanışmazsan bittin gibi gerçekdışı bir nihai sonuç varsayıyor. “Bu buluşmada bu kızı tavlamalıyım” da aynı bilinçaltı varsayımına sahip. Oysa gerçekçi düşünmeniz lazım. “Bu toplantıdan biriyle tanışmazsam bile bundan sonrakilerde biriyle tanışırım” ya da “bu buluşmadan bir iş çıkmazsa bundan sonrakilerden birinde çıkar” demeniz lazım. Gerçekçi olan bu. Sizi rahatlatacak ve daha çekici yapacak zihin yapısı da bu.

Eğer sosyal etkileşim konusunda kötüyseniz ve bu konuda iyi olmak istiyorsanız, sosyal etkileşimde iyi olmanın pratik gerektirdiğini bilmeniz lazım. Espri yeteneği, sosyal ortamda rahatlık, iletişim kabiliyeti, vs. %80 pratiğe bağlı. İnsanlarla ne kadar çok ve sık etkileşime girerseniz, bu işte o kadar iyi olursunuz.

“İnsanlarla nasıl sosyalleşeceğimi bilmiyorum, ne yapmalıyım?”

İnsanlarla nasıl sosyalleşmeniz gerektiğini bilmenize gerek yok. Sosyal kaygıya sahip, sosyal yetenekleri kullanılmadığı için körelmiş ya da hiç gelişmemiş insanların en büyük hatası da bu düşünce şekli. Sosyalleşmek için önce sosyalleşmeyi öğrenmeye ihtiyacınız yok zaten bu mümkün de değil. İhtiyacınız olan tek şey, sosyal beceriksizliğiniz yüzünden hissedeceğiniz negatif duygularla başa çıkabilmek! Başarmanız gereken tek şey bu.  Sosyal beceriksizliğiniz ortadan kalkana kadar yaşayacağınız negatif duygularla başa çıkabilecek güç. Gerisini beyniniz halleder zira insan beyni sosyalleşmeye programlı zaten. Çocuklara sosyalleşme matematik gibi derslerde öğretilmiyor. Çocuklar bir araya konuluyorlar ve sosyalleşmeyi kendiliklerinden öğreniyorlar.

Sosyalleşmeyi önceden okuyarak, bilgilenerek öğrenmeniz gerekmiyor ve böyle öğrenemezsiniz. Nasıl sosyalleşeceğinizi Mamut Abi’nin size söylemesi gerekmiyor ve söyleyemez. Sizin probleminiz sosyalleşmeyi bilmemek değil, sosyalleşmenin başında, sosyal güdüklüğünüz nedeniyle yaşayacağınız stresi kaldıramayıp erkenden pes etmek.

İlişkiler konusunda da bu geçerli. Kızlara nasıl yürüyeceğinizi, kızlara yürüye yürüye öğrenirsiniz. Önden bilgi alabilirsiniz ve bu da önemli ama asıl iş yürümek. Kadınlara yürümeyi bilmeyen erkeklerin temel problemi, yeterince yürüme yapmadan strese ve belirsizliğe dayanamayıp pes etmeleri.

Evet, stres toleransının bir parçası da belirsizliğe dayanabilmek. Çoğunuz beklemeye dayanamayıp mesajınıza hemen cevap vermeyen kıza ulaştığınızda, belirsizliğe dayanamadığınız için yeniliyorsunuz. İstiyor mu istemiyor mu belirsizliğine dayanamayıp “istemiyorsa bileyim daha iyi” diyerek kıza ulaşıyorsunuz. “İstemiyorsan söyle” demenizin ve bunun zayıflık olmasının nedeni de bu.

Stres ve belirsizlik toleransınızı arttırmanın yolu da pratik ama bence insanın niyetinin gerçekten etkili olduğu yerlerden birisi de burası. Sosyalleşirken ya da kadınlara yürürken, negatif duygulara dayanmak için elinizden gelenin en iyisini yapmaya niyet edin. Bu konuda kendinizi zorlayın. İnadınız bu konuda olsun. Yüksek değerli erkek olmadan önce düşük değerli erkek olmayı bırakın derken bahsettiğim şey bu. Strese ve belirsizliğe dayanacak duygusal güç, tip – para – statü üçlüsünden çok daha önemli.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz. Youtube, Spotify ve Patreon kanallarımızı da takip etmeyi unutmayın.

İnternette erkeklerden çıplak fotoğraf alıp şantaj yapan çeteler

Haber şu:

Instagram’dan tanımadıkları erkeklere mesaj gönderip, sohbeti ilerleten sonrasında çıplak fotoğraflarını alıp şantaj yapan çete çökertildi. 32 kişiyi 1.5 milyon lira dolandıran 35 kişiden 18’i tutuklandı.

Adana Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi Dolandırıcılık Büro Amirliği ekiplerine, sosyal medya üzerinden dolandırıcılık yapan 2 şebeke olduğu yönünde şikayet geldi.

Yapılan incelemelerde, şebeke üyesi kadınlardan biri instagram’dan erkeklere mesaj atıp tanıştığını, sonra konuyu cinselliğe getirdiğini ve karşılıklı çıplak fotoğraflar gönderildiğini, bir süre sonra kadının babası olduğunu iddia eden kişinin bu erkeklere telefonla ulaşıp kızının yaşının 18’den küçük olduğunu söyleyip küfür ve hakaret ettikten sonra davacı olacağını söylediğini belirlendi.

Polis ayrıca şebekenin daha sonra kendisini kızın ailesinin avukatı olarak tanıtan kişinin bu erkekleri arayıp haklarında dava açılacağını ve yanlışa düştüklerine inandığını ancak ailenin dava masrafları, kızlarının psikolojik destek masraflarının olduğunu, bu kişilerden para aldığını tespit etti.

Polis şebekenin bununla da kalmayıp sahte avukatın hedef kişilere davadan vazgeçtiklerine dair whatsapptan sahte dilekçe gönderdiğini, ancak bir süre sonra avukat olduğunu iddia eden kişinin, tekrar bu kişileri arayıp savcılığın para karşılığında davadan vazgeçtiği gerekçesiyle hem kızın ailesine, hem de erkeklere 10’ar bin lira para cezası kestiğini öne sürüp 10 bin lira daha ağına düşürdüğü kişilerden para aldığını da belirledi.

Polis yaptığı çalışmada ayrıca bu şebekenin sadece bir kişiden 186 bin lira aldığını, toplamda şikayetçi olan 32 mağdurdan ise yaklaşık 1,5 milyon lira dolandırdığını tespit etti. 3 AYLIK TAKİP, 4 İLDE OPERASYON Polis ekiplerinin 3 aylık takibinin ardından kimlikleri tespit edilen 35 zanlı, Adana, Mersin, İstanbul ve Bilecik’teki adreslere düzenlenen eş zamanlı operasyonlarda yakaladı.

Emniyetteki işlemlerin ardından adliyeye sevk edilen şüphelilerden 18’i çıkarıldıkları nöbetçi hakimlikçe tutuklandı, 17’si ise serbest bırakıldı.

Yıllar içinde bu tür şeylere düşen takipçilerim oldu. Yahu internetten kimseye, kız arkadaşınız ya da karınız bile olsa, çıplak fotoğraf göndermeyin. Kimseden çıplak fotoğraf istemeyin. Kendi çıplak fotoğrafınızı bile çekmeyin.

Bunu şuraya bırakayım da rastlayan bir iki tane eleman böyle şeylere düşmez belki.

 

Öfkeme yenik düştüm, artık benimle görüşmüyor – Vaka Çalışması

Abi selam. 32 yaşındayım ve işim gereği yurt dışına çok fazla çıkan biriyim. En son ilişkiye girdiğim bir Rus kadınla olan tecrübemi anlatmak istiyorum. Kendisi ile İstanbul’da tanıştık ve ben işi sıçıp batırdım. Hatalarımı görmek istiyorum o nedenle de sana yazmaya karar verdim. Hem ben ders alırım hem de başkaları ders alabilir. Ayrıca bana bu hatalarımı nasıl düzeltebileceğimi anlatabilirsen sevinirim. Kendimi kontrol edemedim ve istemsizce yaptığım saçmalıklar yüzünden olay bitti.

Bu “istemsizce” kelimesini her duyduğumda irkiliyorum. Siz hayvan değilsiniz arkadaşlar, koca kafanızın içindeki beynin yine koskoca iki tane ön lobu var. Bu ikili yüzbinlerce yıldır dürtülerinizi kontrol edebilmenizi sağlayacak şekilde oldukça gelişmiş yapılar.

Öz kontrol sağlayabilirsiniz ama “istemsizce” yaptım diye anlatanların büyük çoğunluğu bunun oldukça doğal olduğunu ve kontrolleri altında olmadığını düşünüyorlar ya da en azından öyle düşünüyor gibi davranıyorlar.

Hepimizin özellikle yoğun ve negatif duygularla dolduğumuz anlar olur. Büyük bir öfkeye, kaygı veya korkuya kapıldığımız anlar olur. Bu anlarda tüm hayvan sisteminizin tek hedefi kaygıyı ve öfkeyi en kısa sürede yatıştırmaktır, sonucu ne olursa olsun. İnsan beyninizin burada devreye girmesi ve hayvan beyninizi kontrol etmesi gerekiyor.

Buna hepiniz sahipsiniz ve o istemsizce denilen şeyi kontrol edebilirsiniz. Aslına bakarsanız bunu anında yapabildiğinizi deneyimlemişsinizdir. Mesela lisede bir arkadaşınızla öfke ile kavga ederken sertliği ile bilinen bir öğretmen koridorda belirdiğinde, az önce kontrol edemediğinizi sandığınız tüm o öfkenizi bir kenara bırakıp, hiçbir şey olmamış gibi davranabiliyorsunuz.

Maskülenitenin ya da yetişkin erkek olmanın en önemli özelliklerinden birisi, dürtü ve duygularınızı istemsizce hareketler yapmanıza fırsat vermeyecek şekilde kontrol edebilme yetinizdir. Bir ergen, henüz beyni gelişmekte olduğu için istemsizce hareket yapabilir, 32 yaşındaki bir adam değil.

Maskülen erkek tehlikeli olabilecek derecede güçlüdür ama tamamen kibar ve centilmendir zira gücünü (ve güçsüzlüğünü) kontrol edebilir. Asıl gücü, duygusal gücüdür. Öfkelenebilir ve öfkeyi oluşturan koşullarda gereğini yapabilir ama öfkesi onu kontrol etmez, o öfkesini kontrol eder. Kontrolü kaybederseniz, kadın ilk başta bunu yanlışlıkla güç algılasa bile zamanla sizin en temel alanda, duygusal güç alanında zayıf olduğunuzu anlar. Sizin çevrenizde kendini güvende hissetmez.

Bu kıza Twitter’da yazdım ve biraz mesajlaştıktan sonra onu buluşmaya davet ettim. 26 yaşında, fotoğrafından da güzel bir kız çıktı karşıma. Çok iyi vakit geçirdik ve geceyi benim evimde gece sporu ile bitirdik. 

Güzel.

Birkaç gün hiç mesajlaşmadık ama sonra mesaj atıp buluşmaya çağırdım. İkinci buluşma da güzel bir gece ve gece sporları ile bitti. Bu şekilde 3 kez buluştuk.

Üçüncü buluşmada bana gezdiğim yerlerde kız arkadaşlarım olup olmadığını ve hatta evli olup olmadığımı sordu.

Biz neyiz sorusu geliyor.

Benim şu ana kadar birilerini görüyor olsam bile, sevgilim ya da karım yoksa artık başkası ile görüşmezsem çok mutlu olacağını, benden hoşlandığını ve benimle bir ilişki istediğini söyledi. 

Biz neyiz sorusu geldi.

Ben bunun için çok erken olduğunu söyledim. Çerçevemi koruyarak ona tek istediğimin iyi vakit geçirmek olduğunu söyledim.

Çerçeveni, çerçevenin ne olduğuna göre korudun ya da korumadın diyebilirim. Yani eğer gerçekten bu kızla ilişki istemiyorsan ya da olsun ihtimalini açık tutmak önemli değilse, çerçeveni korudun. Ama eğer bu kızla ilişki olabilir diyorsan yanlış şeyler söyledin. Zira bu sözlerden sonra kadınların büyük kısmı soğur ve gider, kalanın büyük kısmı da sen iyi vakit geçiriyorsan ben de geçiririm der. Sana demez ama yapar. Ve sen de buna ses çıkaramazsın zira tek eşli ilişki istemiyorum, birden fazla kadınla görüşmek istemiyorum (eğlenmek istiyorum) diyorsun.

Eğer bir kızla uzun süreli ilişki olabilir diyorsan, “bunu konuşmak için erken ama ben de buna sıcak bakıyorum” daha iyi bir cevap. Fakat bu sırada başkası ile yakalanırsan, henüz tek eşli ilişki sözü vermediğin için aldatmaya girmez ama kızla bir yere gitme ihtimaliniz aşırı azalır. Bu nedenle eğer bir kızı uzun süreli ilişki olabilir diye değerlendiriyorsanız, diğer kızlarla bir süre görüşmeyin.

Ama dediğim gibi eğer eğlenmene bakmak, tek eşli ilişkiye girmeden görüşmek istiyorsan dediklerinde problem yok. Sonra bu kız neden başkasını da görüyor diye ağlama da.

Bir dördüncü kez daha görüştük ve sonra ben bir haftalığına yurtdışına çıktım. Bu süre boyunca Instagram’dan beni takip etti, gönderilerimi beğendi ve biraz da mesajlaştık.

Mesajlaşmanız dışında diğer beğendi, takip etti, hikaye izledi kısmı hiçbir anlama gelmiyor.

Ama bu haftanın içinde bir erkekle buluştu. Öyle eski bir arkadaş değil, çok bir bilgi vermedi ama yine benim gibi kendisine yürüyen bir erkekle buluştu. Buna inanamadım?

😀Sebep? Sen kıza ben eğlenmek istiyorum dedin. Bu arada onun “ben yiğidim eğlenmesini bitirene kadar beklerim” diyeceğini mi var sayıyordun? Yani aslında daldan dala atlamasa iyiydi ama seni beklemek zorunda değil. Sen kızın bir şeyi değilsin, olmak gibi bir niyetin olduğunu gösterir bir hareketin de yok.

Kıskançlık ve öfke ile doldum. Döndüğümde onunla tatil planlamıştık ama bunu yapacak modum kalmadı.

Birader sen hani eğlenmene bakacaktın? Ben eğlenceme bakarım, benimle tek eşli ilişkiye geçmek isteyen kız ben içerde vuruşurken kapımda bekler diye var sayıyorsun. Şimdi bu kızın böyle daldan dala atlaması onun ilişki materyali olmadığına işaret ama senin o beni bekler varsayımın da trajikomik. Git tatiline eğlenmene bak.

Bir kıza ben eğlenceme bakmak istiyorum dediğinizde, o kızın sizi bırakacağını ya da kalırsa başkalarıyla görüşeceğini var saymalısınız. Eğer görüşmezse bonus olur.

Ona telefonda çıkıştım.

Hakkın yok. Dış kapının arada bir kilide girip çıkan dış mandalısın.

Bana benimle ilişki istediğini ama bunu benim kabul etmediğimi, başkaları ile de görüşmeye açık olmamız gerektiğini söylediğimi söyledi.

Haklı.

Ona ben sana bunu demedim, eğlenelim birbirimizi tanıyalım demek istedim dedim.

Birader sen kıza aynen bunu dedin. Kız ilişki istiyorum dedi ve sen eğlenmek istiyorum dedin. Bu, birbirimizi tanıyana kadar başkalarına açığız demek. Saf mısın, saf ayağına mı yatıyorsun? Senin bahsettiğin “şu an bunu düşünmek için erken ama birbirimizi tanıyalım, kimseyle görüşmeyelim” gibi bir şey demen lazımdı.

Erkek arkadaşı olmadığım için ona hesap soramayacağımı söyledi.

Haklı.

Zaten gittiğim yerlerde kızlarla olmadığımı, çok çalıştığımı söyledim.

İyi çocuk kartını oynuyorsun ama bu aşamada bunun bir önemi yok. Sen sanırım bir kızı isterken piç oğlan rolü oynamayı cool bir şey sandın ama o cool şeyin sonucunu kaldırabilecek misin düşünmedin bile.

Çok kötü kavga ettik, kendimi kaybettim, bağırıp çağırdım. Türkçe biliyor, ağza alınmayacak küfürler ettim, orospu olduğunu söyledim.

Çok korkutucu, çok sosyal olarak, cinsel olarak düşük rütbeli hareketler bunlar. Erkeklik tehlikeli ama kontrol altındadır. Senin erkeklik kontrol altında değil. O nedenle zayıf ve tehlikeli görünüyorsun.

Bir de Allah aşkına, hiçbir zaman ama hiçbir zaman küfür etmemeyi öğrenin. Erkeklere edersiniz başınız belaya girer, kadınlara edersiniz yine başınız belaya girer ya da ne kadar sosyo ekonomik olarak düşük rütbeli bir hanzo olduğunuzu gösterirsiniz. Yani sosyo ekonomik olarak yüksek olabilirsiniz ama bu davranış sizi güçsüz, kontrolsüz ve alt tabaka gösterir.

Egom çok yaralandı.

Seninle hayallerimiz vardı, hepsine ihanet ettin diye ağlıyorsun resmen yahu! Birader daha dört kez buluştuğun kızla iki tane saçma sapan şey yapmışsın: (1) bilinçaltında sevdiceğim bu olacak demişsin ve (2) bilincinde bu kıza “ya eğlenelim güzelim ben vuruşurum” demişsin ve bunun “ben senin erkek arkadaşın değilim, olmayacağım o nedenle istediğini yapmakta özgürsün” demek olduğunu da farkında değilsin. Kız buna rağmen hemen biriyle yatmayabilirdi ama yattı mı hayal kırıklığına uğraman aptallık.

Birkaç gün hiç mesajlaşmadık. Ben dayanamayıp ona “selam, nasılsın?” yazdım.

Bence geri dönüşsüz hasar verilmiştir, özür dilemek için mesaj atıp bir daha görüşmeyeceğinizi var sayarabilirdin.

Bir daha görüşmenin zor olduğunu bitirdim ama  aramızdaki tatsızlığı gidermek istedim.

Kıza orospu dedikten sonra mı? Yahu insan bir mesajı özürle açar, “selam nasılsın?” ne demek?

Anında engellendim.

En doğrusunu yapmış. Yahu genç ve güzel bir kızla takılacaktın işte, şu yaptığın ergenlik çok saçmaydı. En fazla benimle yattıktan bir hafta sonra başkasına atlayan kızdan kız arkadaş olmayacak derdin geçerdin.

İş yerini biliyorum, ona çiçek gönderdim.

Bugün de senin adına utandık. Of ya çok kötü. Kız seni engellemiş. Kapıyı suratına kapayıp kilitlemiş, bacadan sürüne sürüne girmeye çalışıyorsun. Allah’ın Noel Betası.

Mesajda ona söylediklerim için çok üzgün olduğumu, affedilir şeyler olmadığını ve benimle görüşmek istemeyeceğini bildiğimi ve bunu anladığımı yazdım. Kendine iyi bak diyerek bitirdim.

En azından mesajda yazman gereken şeyleri bir şekilde iletmişsin ve bencil bir şekilde “gel buluşalım düzeltelim” dememişsin. Çiçek çok saçma olmuş, bunu ilk mesajında “selam ne haber” yerine yazacaktın.

Bunun üzerine engeli açtı.

Mesajın doğru ama bu hasar düzelir hasar değil. Bakalım ne oldu?

Bir yemek yedik ve gayet sıcak görünmesine rağmen bana gelmedi.

Kızı orospu saydığından gelmek istememiş olabilir mi?

Sonra bir daha buluşmaya çağırdım. Aslında o buluşmanın sıcaklığı bana devam edeceğiz izlenimi verdi ama bu buluşmayı son anda iptal etti. Ondan beridir de mesajlarımı kısa cevaplarla geçiştiriyor, buluşmak için hiç vakti yok.

Yaptığın öküzlüğü bir kenara koyarsak, seni istemeyenin peşinde koşma. Bırakman lazım. Next. Olan oldu. Dersini al ve bir daha böyle bir şey yapma. Öfke patlaman ve küfürlerin senin bir arıza olduğunu sinyaller. Hem zayıf hem de korkutucu biri olduğunu sinyaller. Bu durumda (1) senin öfkelenmene gerek yoktu ve (2) öfkeni kontrol edebilmen lazımdı. 2 senelik kız arkadaşının seni aldattığını öğrenmiyorsun yani bu kadar öfke duymaman lazım. İkincisi kıza sen git başkaları ile de olabilirsin ben senin erkek arkadaşın değilim ve bir süre de olmak istemiyorum dedin!

Bu kadar gezmem aslında bir ilişki yaşamamı engelliyor ve çok da kadınla beraber olamıyorum.

Piçi oynamaya çalıştın ve bunda sorun yok. Ama bunun sonuçlarını kaldıramadın. Zira senin o “ilişkiyi boşver gel eğlenelim” piçliğini yapan adam, bunun kıza açık çek de verdiğini bilir ve kız biriyle olursa afallamaz. Sen o kısmı hesaba katmadın.

Yine de yalnızlığın bu davranışına bahane olamaz. Sen kendini kontrol etmeyi bilmelisin. Yapayalnız olsan da, biriyle olsan da. Zira bu kontrolsüzlüğün huyun ise, azıcık dürtükleyen (shit test) kadınla bile baş edemezsin.

Kafam da karışmadı değil. O son yemekte çok sıcaktı, iyi vakit geçirdik. Aynen bu olay olmadan önceki yemekler gibiydi. Ben de devam edeceğiz sandım. Neden etmedik anlamadım.

Aynen diğer yemekler gibi değildi zira seninle birlikte olmamış. Sadece bir yemek yemişsiniz. Devam edeceğinizi sanman ilginç. Ayrıca diğer elemanla görüşüyor olabilir.

Kafamı karıştıran bir başka şey de, daha önceden planladığımız tatili yeniden planlamaya açık olması. Gelebilirim diyor.

Gelebilirim diyor. Belki seninle tatile gelmek, yapacak bir şeyi olmamasından iyidir. Yani kız tatile gelsin o zaman umut kırıntısı çıkarmaya çalış. Ortada laf var, icraat yok. Kız seninle buluşmuyor bile.

Bana artık neden yazmadığını sordum.

Off çok kötü. Yoksa beni artık sevmiyo musun? Ağlarım bak.

Bana ilk mesajları erkekler yazar dedi.

Bahse girerim bu olaydan önce o da mesaj başlatıyordu.

Hikayelerimi izliyor, iletilerimi beğeniyor.

Çok şirin. Fındık, fıstık da atıyor mu? Sosyal medya koca koca adamları maymun etti yahu.

Ben yazdım mı bana cevap veriyor ama bana hiç yazmıyor.

Uydu erkek oldun, yörüngesinde birgün belki sıram gelir, bana bir şans verir diye dönüyorsun. Tebrik ederim. Eğlenmemize bakalım piçliğinden, beta uydu erkek yörüngesine çok hızlı geçmişsin.

Belki sadece kibar davranmak için yapıyor?

Muhtemelen.

Buluşmak istemiyor. Bunu direkt söylemiyor ama hep meşgul.

Buluşmuyorsanız kızı geride bırak ve yörüngesinden çık git. Kız seni çoktan bırakmış. Seni uydu tutan o değil sen kendin uyduluk için çalışıyorsun. Sen yazmasan yazmıyor bile. Instagramda önüne postun düşüyor ve çok da düşünmeden beğeniyor. Sen de bundan “birgün beni sever” diye kırıntı çıkarıyorsun. Kıza ulaşmayı bırak. Bu iş olmaz. Ama o sana ulaşırsa normal davran. İki kere ilk o sana ulaşırsa buluşmaya çağır. İkisini de kabul etmezse bundan sonra buluşmaya çağırma ve başından sav. Bu süreçte de bu kızla olma ihtimalinin çok düşük olduğunu kabul et ve başka maçlara bak.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

Sosyal medyada ruhsal problemli insanla çok daha sık karşılaşacaksınız

Buluşma uygulamalarının erkeklerin kadın erkek ilişkileri piyasası ile ilgili algılarını çarpıttığından bahsetmiştim. Burada bahsettiğim bir konu sosyal medyada da geçerli ve sanaldan kızlara yürüyorsanız kesinlikle bilmeniz gerekiyor. Çünkü bu konuyu çok soruyorlar.

Örneğin Mercurry sormuş:

Sosyal medya da bazen yürüdüğüm kızlardan çok saygısızca geri dönüşler alıyorum daha bugün biri: boş yapma tarzı birşey yazmıştı , takipten çıkarıp birşey yazmıyorum ama burdan kendimize çıkaracağımız birşey var mı yoksa normal mi , orana vurursak 20 30 kızdan 2 3 tanesi böyle saygısızlıklar hakaretler ediyor.

Nüfusun küçük bir azınlığı ruh hastası. Bu oran %5 civarında sanırım. Kadın nüfusunun %5’i böyle diyelim. Sosyal medyada ya da buluşma uygulamalarında 20 kadınlara yürüdünüz mü bir tanesi bu kadınlardan olacak. Ama daha da kötüsü, 19 normal kıza mesaj attınız mı, bu kızların belki 2-3 tanesi size dönüş yapar. O azınlık ruh hastası, aşağılık kompleksli, sosyopat, narsist, vs. kadınların ise daha fazlası zira bunlar zaten birini bulup “oynamayı” bekliyorlar.

Yani sen normalden de az karşılaşıyorsun yoksa konuşabildiğiniz kadınların %10-%30 kadarı ruh hastası olacak. Bunların önemli bir kısmı da gerçek hayatta karşınızda olsalar yüzünüze tek kelime kötü söz söyleyemeyecekken klavye arkasında olmanın rahatlığıyla size kaba davranacaklar, sizi aşağılamaya çalışacaklar.

Daha geçenlerde bir çocuk aynısını sordu. Adamın Instasına baktım adam normalin üstünde yakışıklı. Kız bir yerde “çok çirkinsin, götüm gibisin” gibi bir şey demiş. Bu arkadaş da fena bozulmuş. Azıcık mantıklı düşün dedim. Normal kadınlar seni beğenmezse bile suratına böyle bir şey söyler mi? Ya da suratına ne diyorlar. “İlgilenmiyorum”, “elektrik alamadım”, “enerjimiz uymadı”, zart zurt. Medeni olan, sağlıklı bir ruha sahip olan biri böyle der.

Siz çok çirkin bir kızın suratına sosyal medyada çok çirkinsin, götüm gibisin diyor musunuz (ruh hastası olanlarınız diyordur)?  Bu kadınlar ruhsal problemli ya da bir şekilde problemli insanlar. Toplumda oranları düşük ama dediğim gibi size dönüş yapan kızlar içinde oranları çok yüksek olacak. Belki de bu yüzden sosyal medya devrinden beridir kızların egoları tavan, egolarından geçilmiyor diye bir izlenim var.

Sosyal medyada ya da buluşma uygulamalarında bu kadınlara daha sık rastlayacağınızı ve normal hayatta karşılaşsanız söyleyemeyecekleri şeyleri, korkak olduklarından sanalın güvenli ortamında yüzünüze söyleyeceklerini bilin, böyle insanlarla daha sık iletişime geçmeyi bekleyin. Bunu üstünüze alınmayın. Moralinizi bozmayın. Anında çıkarın, engelleyin. Ben buna bir laf sokmasam rahat etmem diyorsanız, hak etse de zavallı bir ruh hastasına bir de neden siz vuracaksınız bilmem ama,  laf dalaşına girmeyin. Unutmayın, narsist insanlara koyan bir şey söylediğinizde, bu insanlar dünya yıkılsa zerre etkilenmemiş gibi davranırlar, ama sizin görmeyeceğiniz yerde hırslarından duvarları yumruklarlar. Zira normal insana bir koyan bunlara 10 koyar ama bu insanlar dışarı yansıtmamayı öğrenmişlerdir.

Konuştuğum arkadaş sen karşılaştın mı diye sormuştu. Evet karşılaştım ve herkes karşılaşır, karşılaşabilir. Ama bazı erkekler daha çok “karşılaşırlar”. Neden? Bu insanlar sinek gibidir, çorbada gördün mü miden bulanır, 5-10 saniye kötü hissedebilirsin ama çorbayı döktükten sonra unutursun. Birçoğunuzun az çok özgüveni ve özdeğeri olduğundan bu konuşmanıza da yansır ve bu tür saldırgan arızalar size saldırırlarsa ağızlarının payını alacaklar korkusu ile size saldırmamayı tercih edebilirler (yine de saldıran çoktur). Bu durumda bu insanlar genelde birden, sebepsiz yere kaybolurlar. Ama konuşmanızdan özdeğer veya özgüven eksikliği sezerlerse (sizi ufak ufak deneyerek bunu anlamaya çalışırlar), iyi bir av buldum diye saldırırlar.

Bakın gerçekten çirkin de olabilirsiniz, başka eksikleriniz de olabilir. Ama bunu direkt duyduğunuzda, karşınızdaki kadın medeniyet yoksunu bir mahalle karısı ağzına büründüğünde, bunun sizin eksiğinizle direkt bir alakası yok. Onun ruh hastalığı ile alakası var. Üstünüze alınmayın.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da kaynak kitaplarımıza ve kitap setlerimize bakabilirsiniz.

Tinder ve Bumble gibi uygulamaların erkeklerin kendi çekicilik algılarına zararları

Bugün dating uygulamalarının kadın erkek ilişkileri konusunda erkekler üzerinde yaptıkları algı ve moral tahribatına değineceğim. Evet erkekler. Bu tür uygulamaların kadınların kendi çekicilikleri konusundaki algılarını tahrip ettiği, bizim camiada çok konuşuluyor. Bu tür uygulamalar birçok kadının kendi çekiciliklerini, olduğundan daha yüksek değerlendirmelerine neden olabiliyor. Bundan etkilenen kadınlar, çekicilikleri ile ilgili gerçek dışı bir değerlendirme yapıyorlar.

Ama bu uygulamalar, erkeklerin kendi çekicilik algılarını da tahrip ediyor ve kadınların zıt yönünde gerçek dışı değerlendirmeler yapmalarına neden oluyorlar. Özellikle sosyal hayattan görece kopuk, sadece sanaldan yürüyecek cesareti ve kabiliyeti olan erkekler, gerçek hayat tarafından düzeltilmediklerinden ve gerçek hayat tarafından düzeltilmiş kadınlara pek ulaşmadıklarından, aşırı gerçek dışı bir çekicilik algısı ile neredeyse depresyona giriyorlar.

Her ne kadar ben bu uygulamaların çalışmadığı konusuna katılmasam ve uygulamaların çalıştığı birçok erkekle konuşsam da, tahribatın gerçek olduğunu, birçok erkeğin kadın erkek ilişkileri konusundaki fikirlerini (yakarışlarını) okurken görebiliyorum. Bu tahribata neden olan bazı şeyleri muhtemelen biliyorsunuz, bazılarını ise aklınızın ucundan geçirmemiş olabilirsiniz.

Birkaç yıl önce, Tinder kullanıcılarının %80’inin erkek olduğunu okumuştum. Bu rakamları doğru kabul edelim ki bence tam olarak bu olmasa da gerçeğe yakın durum bu. Bu durumda her erkeğe eşleşip buluşmak için 0.25 kadın düşüyor ki bu 90’ların teknik üniversitelerine göre iyi bir rakam gibi görünse de oldukça kötü bir rakam 🙂

Şimdi burada bir kadına dört erkek düşüyor diye düşünürsek durum zaten kötü ama durumu daha da kötü yapan bir gerçek daha var. Bu uygulamada bulunan kadınların yaklaşık yarısının amacı buluşmak değil, duygusal tatmin ve ilgi avlamak. Sizinle eşleşip iki kelime konuştuktan sonra sizi hiçbir görünür neden yokken birden eşleşmeden kızların birçoğunda, sorun siz değilsiniz. Sorun, o kızın zaten uygulamayı sadece o kadarcık kullanması. Aslına bakarsanız çok iyi muhabbet ettiğinizi düşündüğünüz halde ertesi gün eşleşmeden çıktığını gördüğünüz kızların birçoğunun da nihai amacı, zaten o kadar konuşup eğlenmek.

Fakat bitmedi. Bu kadınların az ama yine de sıklıkla karşılaşacağınız bir kısmı ise, psikopat ve sırf bir erkeğe eziyet ederim motivasyonuna sahip. Bu tür ani eşleşmeden çıkarmaların çok moral bozduğunu biliyorum ama bu bilgiyi okuduktan sonra umarım artık bu durumu kişisel, kendi pazar değerinizin yüzünüze çarpılması olarak algılamazsınız.

Tamam o zaman, kalan güller bizimdir dediğinizde ise 9 erkeğe bir kadın gibi bir oran ortaya çıkıyor. Bu kadınlar ortalama 2 erkekle buluşup kaynaşsa (bu birçok kadın için daha fazla ama çoğu kadın da ortalama) erkeklerin %20’sinin kadınların %80’i ile buluşma fikrinin ardındaki mantık ortaya çıkıyor. Burada olan tam olarak kadınlar erkeklerin %80’ine bakmıyor değil de, böyle darmadağın olmuş cinsiyet oranlarına sahip özelleşmiş online buluşma pazarında aktif olarak bulunan kadınlar ile erkeklere bakıyoruz, bunu unutmayın. Bu özelleşmiş pazarda bakmalarına gerek yok ki! Biz de 1 erkeğe 9 kadının düştüğü kapalı bir pazarda olsaydık, biz de kadınların çoğuna bakmazdık herhalde.

Bu tür uygulamalarda algoritmalar erkekleri çekiciliklerine göre sıralıyorlar (arada muhtemelen sıklıkla rastgele serpiştirme de oluyor). Çoğu kadının sizinle eşleşmeme sebebi, sizi görüp sola atması değil. Sizi hiç görmemesi. En çekici adamlar liste önündeyse, bir kadının o kadar çekici olmayan bir erkeği görmesi için çok fazla adam geçmesi lazım. Tinder’ı aktif olarak kullanan birçok kadın, o kadar sağa sola atmıyor.

Bir de Instagram pazarı var. Orada gördüğüm kadarıyla temel problem, bir kadınla görüşmek için mesaj atan erkeklerin çoğu, kadınların küçük bir kısmına mesaj atıyorlar. Bunun yanında uygulamaların aksine orada birçok kadının bir arayışı yok.

Bunlara bir de kadınların sosyal medya davranışlarını ekleyin. Kadınların çoğu, gerçek hayatta karşılaşıp konuşsa beğeneceği adamları, sanal hayatta bolluk bulunca görmezden geliyormuş gibi davranıyorlar. Boy ve para önemsiz demiyorum ama sanalda 1.90 altı olmaz, 80 bin kazanmayan olmaz, vs. yazanların yazdıkları, gerçek hayat tercihleri değil. Sokakta oturup biraz izlerseniz, 190 bir adamla kol kola 160 kız görmeniz kolay değil. Kız arkadaşı olan kaç arkadaşınız 80 bin kazanıyor?

Bu bilgilerin ışığında, son zamanlarda bu uygulamalarla ilgili tavsiyelerimi güncelledim.

  1. Bu uygulamalar sizin için çalışmıyorsa, eşleşme olmuyorsa, konuşmalar bir yere gitmiyorsa, giden buluşmaya gitmiyorsa, bu özelleşmiş pazardan genel özellikle de gerçek hayattaki pazar ile ilgili çıkarım yapmaktan kaçının.
  2. Bu uygulamalar sizin için çalışmıyorsa, eşleşme olmuyorsa, konuşmalar bir yere gitmiyorsa, giden buluşmaya gitmiyorsa, bu özelleşmiş pazardan kendi çekiciliğinizi değerlendirmeyi bırakın.
  3. Bu uygulamalara, haftada bir gittiğiniz bir mekan gibi bakın. Örneğin Tinder’a haftada bir, bilemediniz iki, saat 8:30 – 9:30 arası girin. Yarım saat boost atın, kızların sadece %40’ını sağa atacak şekilde o yarım saat kızları sağa – sola atın. Bu 30 dakika sonucunda eşleştikleriniz varsa konuşun ve bir yere gidiyor mu bakın. Sonra bir hafta uygulamaya uğramayın. Bu arada boost, yarım saat boyunca sizi kızların listelerinde tepede tutan bir zımbırtı. 
  4. Bu uygulamaları her zaman gerçek hayat oyunu, sosyal oyun, vs. gibi somut dünya pazarlarına ek olarak kullanın. Bunların yerine değil.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da kaynak kitaplarımıza ve kitap setlerimize bakabilirsiniz.

Erkek Adam Twitter Hesabında Gezinti Yayını #2 (Podcast)

Bu yayında da erkekadam twitter hesabında gezindik.

Tüm Twitter hesabında gezintiler videoları için Twitter hesabında gezintiler.

Aşağıda yayının Youtube videosu var. Yayına Spotify kanalımızdan da ulaşabilirsiniz.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

Yeni Tanıştığınız Kadının Sosyal Medyasından Uzak Durun

Erkek Adam sitesindeki yazılarda, yorumlarda, sosyal medya kanallarında ve özel görüşmelerde birçok erkeğe tavsiye veriyorum. Bu tavsiyelerin önem sırasına göre bir listesini yapsam, muhtemelen şu tavsiyem ilk 5’te olurdu:

“Kadınlarla ilişkilerinizde ama özellikle flört ederken ve ilişkinin başlarında, mümkün olduğu kadar 2000’lerin ilk yıllarındaymış gibi davranın.”

Bunun anlamı, mesajlaşma, konuşma ve buluşma harici sanal etkileşime girmeyin. Tamam Whatsapp gibi mesajlaşma uygulamaları var ya da Instagram gibi uygulamaların mesajlaşması var. Ya da görüntülü konuşabiliyorsunuz. Ama bunlar harici etkileşime girmeyin ya da takip yapmayın.

Bugün beni arayan bir arkadaşla konuşurken 2016-2017 civarındaki hızlı dönemimde yaklaşık 12 kızla birlikte olduğumu ve başından sonuna bu kızların hemen hemen hiçbirinin Instagram hesabına bir kere bile bakmadığımı söyledim. Bunun birinci sebebi ilişkinin özellikle başlarında bununla ilgilenmemem ama ikinci ve belki de daha önemli sebebi, stratejik. Bizim camiada bir laf vardır. “Bir kadına ünlüymüş gibi davranırsanız, o da size hayranı gibi davranır” (If you treat her like a celebrity, she’ll treat you like a fan). Eğer yeni tanıştığınız ve görüştüğünüz bir kadının (yeni tanıştığıma 3-4 aydır cinsel birlikteliğin olması da dahil) Instagram hesabını takip etmeye (takipçisi olabilirsiniz benim kastettiğim hesabına bakmaya), hikayelerini izlemeye ve beğenmeye başlarsanız, hayranı olduğu bir ünlüyü takip eden bir hayran gibi davranmaya başlarsınız ve bu da sizi aşağı, onu yukarı koyar.

Bir iki girip baktınız diye ölmezsiniz ama daha fazlasını yaparsanız, içsel değer atama sisteminiz sizi aşağı onu yukarı koyar. Bunu da kızla konuşmalarınıza yansıtırsınız. Ayrıca sosyal medya o kadar bağımlılık yapıcı ki, özellikle bir kızdan hoşlanmanız ile de birleşince, sizi o kızın hesabına her gün birkaç kere çekip yutabiliyor.

Mahmut sen de iyice abarttın diyebilirsiniz ama sosyal medyanın erkekleri nasıl maymuna çevirdiğini o kadar çok gördüm ki, az bile yapıyormuşum diyeceğim. Zira o zaman sosyal medyanın erkekleri bu kadar maymun ettiğini bilmiyordum.

Benim bunu yapabilmemi kolaylaştıran şeylerden birisi de tabii kendime ait bir Instagram hesabını hemen hemen hiç kullanmamamdı. Kızları eklemek ve oradan mesajlaşmak için Instagram kurdum ama çoğunlukla ne Instagram feed’e bakıyordum ne de kızların profiline. Onun haricinde benim Instagramında yurt dışında bir yerlerde gördüğüm ilginç şeylerle ilgili 10-15 fotoğraf vardı. Hikaye hiç olmadı ve kendi fotoğrafımı koyduğumda artık zaten piyasada değildim (hala bir fotoğrafım var ve hesaba 2020’den beridir bir şey de koymamışım).

Birçok erkek bir kızla tanışıyor, Instagram’ını alıyor ve ekliyor. Belki Instagram’dan ekleşiyor. Buraya kadar bir problem yok. Ama sonra kızla muhabbet biraz iyi gitsin, hergün kızın hesabına bakıyor, hikayelerini izliyor, belki beğeni atıyor, vs. Kızın “hayranı” oluyor. Bu da arkadaşlar (eğer bu konudaki yayını izlediyseniz) oturduğun yerde aşırı duygusal yatırım yapmanıza neden oluyor.

Oysa sadece mesajlaşma + konuşma + buluşma kullansanız, oturduğunuz yerde duygusal yatırım yapmaktan ve kendinizi kendi zihninizde kızdan aşağı konumlamaktan kurtulursunuz. Bilinçaltınızı aşırı duygusal yatırım ve kızdan aşağı konumlayarak programlamaktan ve böylece kıza size tepeden bakmasını sağlayacak şekilde davranmaktan da büyük ölçüde kurtulursunuz.

Kızın sosyal medyasından faydalı bilgiler edinebilir misiniz? Evet, muhtemelen. Ama kızın sosyal medyasına girip onu takip etmenizin zararı, faydasından çok daha fazla olduğu için girmeseniz daha iyi. Burada takip derken karşılıklı takipleşmeyi değil, gerçekten kızın hesabına ya da hesaplarına girip, fotoğraflara, hikayelere, videolara, takipçilerine, takip ettiklerine, vs. bakmaktan bahsediyorum.

Sosyal medyada kızın hayatını takip etmeyi, yeni tanıştığınız kızı gerçek hayatta takip etmek gibi görüyorum. Tamam, aynı olmayabilir ama bir kızla tanıştıktan sonra sürekli onun evinin önüne geldiğinizi, nereye gittiğini görüp peşinden giderek takip ettiğinizi, vs. düşünün. Arıza bir takıntı değil mi? Sanal takip, aynı derecede arıza olmasa ya da en azından görünmese de, buna benzer bir takıntı yaratabiliyor. Sonra da koca koca adamlar gelip “abi mesaj attım cevap vermedi ama Instagram’da mekan fotoğrafı atıyor”, “abi hikayesini beğendim, benimkini beğenmedi şimdi ben nerelere kaçam?”, “whatsappta 2 saattir online sevgilisi mi var?” gibi sorular soruyorlar. Hepsine cevabım da “senin bunları bilmen problem, bunlar ile ne yapıp yapmayacağın değil” oluyor. Bunları takip ederek kızın “hayranı” oluyorsun, hem de yavaş yavaş takıntıya dönen bir hayranlık besleyen hayranı.

20 sene öncesine göre alt tarafı 1-2 hafta flört ettiği kızı takıntı yapan adamları sayısı çok arttı. Bunun nedenlerinden birisi bence sosyal medya. 20 sene önce bir kişiye sadece cepten telefon ve mesaj ile ulaşabilirdik. Mesaj gitti mi, görüldü mü, vs. bilmezdik. O kişiyi sadece buluşmalarda görürdük, iki buluşma arasında ne yaptığını veya ne ettiğini bilmez, aslına bakarsanız da pek umursamazdık. Bu da sanırım, şimdiye göre bir erkeğin bir kadına çok daha az yapışmasına neden oluyordu.

Yalnız sosyal medyanın erkeklerin, ilgi duydukları kadınlara çok fazla düşmelerine neden olması sadece takip değil. Aynı zamanda sosyal medyanın, reel sosyal hayatın içinden bulldozer gibi geçmesi. Üniversiteye yeni başlamış bir çocuk ile konuşuyordum ve İngilizce hazırlık sınıfının henüz 2 haftadır açık olduğunu ve bu nedenle insanların henüz pek kaynaşamadığını söyledi. Ben de ona benim üniversiteye başladığım yıllarda, hazırlık sınıfının 3 günde kaynaştığını söyledim. Sadece hazırlık sınıfı değil. Bir ara Fransızca kurs almıştım orada da 3-4 günde hemen herkes herkesi biliyordu. Hatta 30’lu yaşlarında bir kız vardı, yolunun üstünde diye beni üniversiteye bırakıyordu, düşünün kaynaşma hızı ve seviyesini. Yahu dersi bırakın, alt tarafı günübirlik trekking yapsak kaynaşıyorduk. Kaynaşmayıp ne yapacaktık ki? Kimsenin kafasını gömeceği, hazırdaki arkadaşları ile mesajlaşıp görüşebileceği, hiç tanımadığı insanların bol filtreli hayatlarını takip edebileceği,anonim anonim kavga edeceği ya da boş boş şeyler izleyebileceği ekranlar yok. Öyle oturup ders arasında duvara bakacak halin de yok. Yanındaki ile sohbete başlıyorsun. Öyle zincirleme gidiyor.

Şimdiyse insanların kafaları cep telefonu ekranlarına gömülü. Koca bir ders yılını kimseyle konuşmadan ve sıkılmadan geçirebiliyorlar. Ama bu, izolasyon yaratıyor ve bu izolasyon özellikle bir flört bulunduğunda tüm sosyal, duygusal ihtiyaçların da o insana bağlanmasına neden oluyor. Dışarda yapacak fazla şeyi olmayan insanlar, flörtün sosyal medya hareketlerini takip etmeye başlıyorlar ve bu da flörtün takıntıya dönmesine neden oluyor. 

Tekrar ediyorum, bir kızı gözünüze kestirdiğinizde ya da onun telefonunu aldığınızda, hemen gidip sosyal medyasını didiklemeye başlamayın. Kızla Instagram’da tanışsanız bile belki açılış cümleniz için bir bahane bulmak üzere hesabına bakın ama mesajlaşma başladığı andan itibaren hesabına girmeyin.

Kızla iletişiminiz sadece mesaj +  konuşma + buluşma üzerinden olsun. En önemlisi de, kızdan size sadece konuşma, buluşma ve mesaj üzerinden bilgi aksın.

Ve sosyal medyadan çıkıp, kendinize gerçek hayatta doyurucu bir sosyal hayat edinmeye çalışın. Sosyal medyada hiçbir şey yapmayın demiyorum ama insanları, özellikle de kadınları sosyal medyada “hayranlarıymış” gibi takip etmeyi bırakın. 

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

İlk buluşmada ne yapılmalı?

Aslında bizim dert olarak görmediğimiz şeylerden biri bu, ama insanlar için öyle değil. Gelin hep beraber ilk buluşmayı konuşalım.

Eğer teklifinizi yaptıysanız ve buluşmanız garantilendiyse, en zorlu aşamayı geçmişsiniz diyebiliriz. Çünkü normalde zor olan buluşmayı garantilemektir. O kız sizinle buluşsa onu etkileyeceğinizi veya kızın sizden hoşlanacağını düşünüyor olabilirsiniz. Ki bu bazen haklı bir sebeptir. O kız sizinle buluşsa kızı etkilersiniz. Zor değil. Ama biz bugün buluşmadan bahsedeceğiz.

Öncelikle şunları sormak istiyorum;
-kızla buluşurken tüm ayrıntıların planını yapıyor musunuz?
-çok heyecanlanıp yerinizde duramayacak gibi oluyor musunuz?
-bu kız size uygun biri mi?

Kendinize sorular sorun, bazı şeylerin farkında olmak size kaybettirmez aksine kazandırır.
..

Kızla buluştunuz mesela bir kafede oturuyorsunuz. Kız karşınızda bıcır bıcır, amanın ne tatlı olmuş öyle.. ne yapacaksınız? güzelliğinden etkilenebilirsiniz normal olarak. Ama bu normal olmazdı. Açıkçası şu anki şartlar içerisinde normal olurdu ama normal şartlar içerisinde normal olmazdı. Kadın o güzelliği elde etmedi, çabalayarak sahip olmadı, sadece şans eseri avantajlı doğdu. Sizde Brad pitt gibi doğabilirdiniz ve eğer öyle olsaydı gerçekten şanslı olurdunuz.

Şöyle düşünebilirsiniz; hayat denen oyunda insanlar var (bunlar karakterler) ve siz oyuncular rasgele olarak bu insanların içine atılıyorsunuz. Seçim hakkınız olmuyor, sadece şansınıza ne çıkarsa o insan oluyorsunuz ve hepsi birbirinden farklı. İlginç özellikli.
Kısaca güzellikten etkilenmek önemli değil. Güzellik geçici ve şans eseri oluşan bir şey. Elde etmediler veya sahip olmadık. Sadece genetik açıdan avantajlı doğdu bu insanlar.
Tabii bunlar böyle diye de sinirlenmiyorsunuz insanlara. Kabullenmişsiniz bunu.
Neyse…

-kızla buluştuğunuzda sıkıcı ve monoton konuşmalardan kaçınmaya özen gösterin.
İlk izlenimi iyi bırakmak önemli. Çünkü siz sonrasında gidip arkadaşlarına anlatacağı kişisiniz ve arkadaşları bu durumda önemli bir faktör.

Önemli not;
eğlenceli olacaksınız diye bokunu çıkarmayın. Arada sırada ciddi olun, bazen eğlenin yeri geldiğinde düşük modda konuşun, yeri geldiğinde kanatlarınızı göğe doğru uzatın ve bırakın kendinizi. Tamamen eğlenceli olacaksınız diye bir şey yok, normal insanlarsınız unutmayın.
-Aynı mekanda saatlerce durmayın. Diyelim 2 saat buluştunuz 1 saatten sonra kalkıp başka bir yere gidin. Yürürken insanlar hakkında veya diğer şeyler hakkında konuşun. Böylece sohbetiniz asla tıkanmaz. Şu tarz bir rota olabilir; kahve, yürüyüş, sigara içme veya mekanlara bakma, yemek, yürüyüş, sokakta sohbet, kitapçı gezme, durma ve ayrılma olarak görülebilir.

Tüm bunları yapmanız bir saatte sürebilir, üç saatte, ama sakın buluştuk diye saatlerce takılma hatasına düşmeyin. Eğer o gün cinsel birliktelik olmayacaksa veya eve gidilmeyecekse 1-1.5 saat takılın ve ayrılın.

Önemli not;
Eğer her şey iyiyse 2. Buluşmanın planını yapabilirsiniz. Hatta daha da iyisi ortam oluşursa eve çağırabilirsiniz.

-gelelim konuşacak konu problemine, eğer sosyal yeteneklerini kötü olmayan biriyseniz her şey hakkında konuşabilirsiniz. Bakın HER ŞEY diyorum.
Şahsen kendi buluşmalarımı düşündüğümde, özellikle birinde yaklaşık 1.5 saat ağaçlar hakkında konuştuğumu hatırlıyorum. Çok eğlenceliydi ve kızın da çok hoşuna gitmişti. Açıkçası saçmalıyordum, ama ağaçlar üzerine kendimle hasbihal yapmak çok hoşuma gitmişti ve bunu yaklaşık on kişinin üzerinde daha yaptım. Hepsi eğlenmedi, eğlenmeyenler benim deli olduğumu düşündü, onlara cevap verdiğimde beni haklı buldular. Onlara “herkes gibi bende deliyim” demiştim, haklıydım. O kızlarda deliydi. Birbirimizden hoşlanmamızın sebebiydi bu.

Unutmadan bir ara birkaç kişiye penguenlerin ne kadar harika ve mükemmel canlılar olduğundan bahsetmiştim. Mükemmel sohbetlerdi. Penguenler ve ağaçlar benim için bu sohbetlerden sonra ciddi önem kazanmıştı çünkü düşündüklerimi hiç dile dökmüyordum.

Kısaca her şey üzerine konuşabilirsiniz. Eğer sohbetler ilerlemiyorsa ya karşınızdaki iletişim kuramıyordur ya da enerjileriniz uyuşmamıştır. Bu durumlarda benim yaptığım gibi kafanızdan rastgele hoşunuza giden hikayeler anlatabilirsiniz.

İnsanların ilgisini çekmek için; dünyanın en mükemmel şey ne biliyor musun?
tarzı sorular sorabilirsiniz. Yaratıcı olmaktan çekinmeyin.

Not; nasıl sorular sorduğunuz sizin kim olduğunu gösterir. Basit klasik sorular, klasik cevaplar almanıza yardımcı olur. Eğer bir iletişim içerisindeyseniz ve karşınızdakine değer veriyorsanız, onu tanımak istiyorsanız ona daha derin sorular sorarsınız.

Kadınlara değil kendine odaklan ne demek?

Bilgisayar Mühendisliği okudum ve üniversitedeyken kırmızı hapın “kadınlara değil kendine odaklan” felsefesi ile tamamen spora, derslerime ve yarı zamanlı işlere odaklandım. Ben mükemmelleştim mi, kızlar nasıl olsa gelecekti. Bugün 26 yaşında, bir kere bile bir kızla öpüşmemiş bir bakirim. Ne oldu, nerede yanlış yaptım?

Kadınlara değil kendine odaklan tavsiyesi, daha iyi olmak için çalışmanızı ve kadınları göklere çıkaran, onların peşinde koşup duran, onları memnun etmek için kendini paralayan, “mesajlarıma neden dönmüyorsun”, “lütfen bana bir şans ver” diye zırlayan ayak paspasına dönmemeniz için verilen bir tavsiye.  Bu tavsiye kadınlarla kesinlikle etkileşime girmeyin anlamına gelmiyor.

Fakat son zamanlarda özellikle Richard Cooper’ın “mükemmelliği kovalayın, kadınları değil” sözünü bu şekilde yorumlayan bir kesim türedi. Ben Richard Cooper’ın da bu sözleri kadınlardan tamamen uzak durun ve siz tamamen kendinize odaklanırken, kadınlar kendiliğinden gelir anlamında söylediğini sanmam ama böyle yorumlayanları görüyorum.

Bunun bir de daha negatif tonu var. Özellikle kadınlara öfkeli bakir erkek kafası diyebileceğimiz bir kafa var. Bunu sigma kanallarında ve MGTOW kanallarında çok görüyorum. “Bu ‘kevaşelere’ zaman harcamanıza değmez, hepsi hipergamisinin kölesi ilkel yaratıklar, siz ise kaplansınız, keşfedilmemiş taçsız kralsınız” diye özetleyebileceğimiz bu mesaja kapılırsanız, gençliğinizin tadını çıkaramazsınız. Toplum da bundan zarar görür ama en çok siz zarar görürsünüz.

İnternette bir grup öfkeli bakir “kadınlar şeytandır, zamanınıza değmez” dedi diye kendi hayatınızı bu renksizliğe mahkum etmeyin. Tamam, dumanın ateş olan bir yerden çıktığını, bunu özellikle sosyal medya çağında öne çıkan makyavellist – narsist – psikopat – sadist (dark tetrad) kadınlara tepki olduğunu biliyorum. Ama internetten, sosyal medyadan ve gerçek hayatta sahneyi işgal edip “mal varlıklarını” sergileyen insanlardan ötesine de bakmayı bilin.

Kırmızı hapı yine yaşı 30’u geçmiş abiler yayıyorlar ve hiçbiri bu kadar radikalleşmiyor ama son zamanlarda İngilizce kırmızı hap kanallarında dolaylı olarak bu kafayı besleyecek materyal üretiliyor. Buna da dikkat edin.

Tekrar ediyorum, “kadınlara değil kendine odaklan” sözleri, kadınlarla hiç etkileşmeyin, onlara yürümeyin, eğlenmeyin anlamına gelmiyor. Tüm kadınlar kötüdür ve zamanınıza değmez gibi buram buram başa çıkma mekanizması (coping mechanism) kokan bir anlama hiç gelmiyor.

Kendinizi merkeze koyun demek, kendinizi, hedeflerinizi, isteklerinizi merkeze koyun demek. Bu kadar. Buna ek anlamlar koymayın, koyanları da dinlemeyin. Yani “kendinizi merkeze koyun ve başka kimseyi gözünüz görmesin” diye bir anlama getirmeyin. Birinci sırada ben varım demek, sadece ben varım demek değildir. Birinci sırada ben varım ve ikinci sıradan başkaları başlar demektir.

Eğer inşaa edersen, onlar gelecekler.

1989 yapımı ve Kevin Costner’ın başrolde olduğu Düşler Tarlası adlı güzel bir film var. Mısır eken bir çiftçi olan Ray Kinsella tarlasındayken gaipten bir ses duyuyor : “If you build, he will come.”  Ya da “they will come” diyordu ama ben he will come diye hatırlıyorum. “Eğer inşaa edersen, onlar gelecekler” anlamına geliyor. Bu filmden sonra bu sözler deyim oldu.

Erkeklere tavsiye veren camiada da buna benzer bir tavsiye var. Eğer kendini inşaa edersen kadınlar gelecekler. Bu tavsiyeye uyan adamlar sonra genelde “spor yapıyorum, derslerimde / işimde ilerledim, disiplinliyim ama gelen giden yok” diye şikayet ediyorlar.

Böyle bir şey yok arkadaşlar. Çok küçük bir azınlık için olabilir ama %99’unuz, %3’lük adam bile olsanız, işin doğası gereği kızlara yürüyeceksiniz ve yine daha çok reddedileceksiniz. İnsanın evrimi deyin, fıtratı deyin, işin algoritması bu ve bu algoritmanın reddedilmenize neden olan yarısı kadınlarda diye kadınlara da diş bilemeyin.

İçinizi rahatlatacaksa, ben de en zirvemde bile kadınlara yürüdüm yoksa genelde yalnız kaldım. Bana yürüyen ve benim de hoşuma giden kadın oldu mu? Oldu ama buna bel bağlayacak biri değildim, hiç olmadım. Ha bu umrumda olmadı ve aslına bakarsanız 2018-19 yıllarına kadar, “biz niye yürüyoruz, onlar yürüsün” ya da “ben kendimi mükemmelleştirdim, neden gelen giden yok” diye bir kafanın olduğunu da fark etmemiştim. Ben Brad Pitt değilim, Justin Bieber değil ama ee? Hayır Brad Pitt ile bara gitsem ve tüm kızlar Brad Pitt’e yazsa, “lan adam Brad Pitt bana mı yazacaklardı” der yine oyunumu oynarım, eleman orada diye iş çıkmazsa da eğlenmeme bakarım. Yani bence normali bu.  Çok yakışıklı ve çekici bir elemanın olduğu ortamda kıskançlıktan ve hasetten yarılacak kadar duygusal yük dolan adamlar ne ara türedi hiçbir fikrim yok.

Feminenleşmiş erkeklerin psikozu yazısını okuyun. Çok uç bir örnek ve orada bahsedilen incelin temel problemi çocukluğundan gelen ruhsal problemler ama  “her şeyim var kızlar neden gelmiyor”, “armut piş ağzıma düş” kafasına girmenin trajikliğine iyi bir örnek.  Sosyalleşmeniz, ara ara kızlara yürümeniz ve reddedilmeyi göze almanız gerekiyor. Ha kızlar da size yürürler, hiç yürümezler diye bir şey yok. Ama size yürüyen sayısı çok yüksek olmaz, yürüyenlerin çoğunu siz istemezsiniz ve erkek olarak istediğinize yürüyebilme avantajınızı çöpe atmayın.

Bu arada evet kızlar da yürüyor olsalardı onlar da çoğunlukla reddedilecekti, kızların %2-3 kadarına bakıp kızlar her istediğini elde ederler diye düşünmeyin. Ve yine en kötü kızın bile sosyal medyada binlerce talibi var düşüncesine de düşmeyin. Kadınlar ve erkekler farklılar ve erkeklerin çoğu, kadınların beraber olmak istemedikleri adamlarla ne kadar katı bir şekilde beraber olmak istemediklerini anlayamıyorlar.

Erkekler 30 yaş üstü bekar kadınlardan nefret mi ediyorlar?

Bir kadın takipçimiz sormuş:

Mahmut Abi şu twite gelen mentionlardan anladığım kadarıyla erkekler +30 bekar kadından ciddi derecede nefret ediyor ve açıkçası bunun sebebini anlayamıyorum.

Şimdi o tweete provokatif bir öfke yemi ve yorumlara çok bakmasam da ne yazıldığını tahmin edebiliyorum. Twitter gerçek dünyayı yansıtan bir yer değil daha çok bir grubun en antisosyal eğilimleri olan bireylerinin seslerinin yüksek çıkmasına neden olan bir yer. Twitter’a baksan örneğin kadınlar da 185 boyun altındaki erkeklerden nefret ediyorlar. Twitter’ı herhangi bir konuda gösterge olarak kullanmaya kalkmayın. Gerçek dünyada erkeklerin 30luk kızlardan nefret etmesi gibi bir durum yok.

benim gözlemlerime göre bu kadinlar kucaktan kucağa koşanlardan çok; fazla ortamı, bağlantıları olmayan, içe dönük,akademi kadınları. dolayisiyla eş bulmakta zorlaniyorlar.

Kadınların kariyer adına bu konuda geç kalmalarını çok yanlış bir adım olarak görsem de gözlemine katılıyorum. Sayıları artsa da kucaktan kucağa yaşamak için 30una kadar bekleyen kadın oranı hala daha az. 30’unda bekar kadınların çoğunun kucaktan kucağa olduğunu iddia edenlerin fazla sayıda 30 yaşında kadın görmemiş olan 20likler ya da çevresinde gözlemleyecek kadın bile olmayan antisosyal erkekler olduğunu tahmin ediyorum.

27 yaşında evlenmenin özellikle de kariyer yapmayı planlayan kadınların ezici çoğunluğu için, bu planını etkileyecek ekstra bir yükü yok. Sonuçta ayrılması çok daha zor olsa da, çocuk olmadığı sürece evlilik ile uzun süreli ilişki arasında çok büyük bir fark yok.

Çocuk olsa bile 27-28 yaşında bebek sahibi olan kadının yükü, 32-33 yaşında olandan neden daha kötü onu anlayamıyorum. 32-33 yaşında da yoğun çalışacaksınız ve yükseliyorsanız daha yoğun çalışacaksınız. Bu sanırım yönetim kademesinde yükseldikçe daha az çalışırsın gibi bir yanlış anlamadan, piyasadaki yönetici imajından kaynaklanıyor. Ayrıce yukarıda belirttiğim gibi 30 yaşına kadar çocuk yapmayı ertelemek 27-28 bandında evlenmemek için bahane değil. Aslında 30 öncesinde evlenip 30 sonrasında çocuk yapmak, bence ideal olmasa da, 30 yaşından sonra hem evlenme hem de çocuk yapma derdine düşmekten daha mantıklı.

30luk adamlarin cpd’si yüksek çoğu sizi kullanır demiş.yani o yaştaki adamlarla da mı evlilik dusunulmemeli +40a bakılmalı?

Birincisi 30’luk adamlarının çoğunun cinsel pazar değeri yüksek değil. Çoğu kendine bakmayan birer anti sosyal, sıkıcı patates oluyorlar. Erkeğin cinsel pazar değeri öyle kendiliğinden sırf yaşı ilerliyor diye artmaz. Erkeğin fiziksel, zihinsel, ruhsal ve statüsel açıdan çaba harcaması lazım.

Evet kadınlara tavsiyem kendi yaşınızın 3-4 yaş üstünden itibaren bakın (20’lerindeyseniz 4-6), kendinizi kısıtlamayın. Bazı 32 yaşında kadınlarla konuşuyorum, 35 yaş üstü erkeğe burun kıvırıyorlar ve kendilerini hala 20’lerinde gösteriyor sanıyorlar. Bu kadınlar kendilerini yalnız bir gelecek riskine kısıtlıyorlar. Ama tersini de yapmayın yani 30 yaşındaysanız bana sadece 38 yaş üstü bakar diye de kısıtlamayın. Çevrenize bakarsanız çoğu çift arasında büyük bir yaş farkı yok. Çoğu erkeğin araya yaş farkı koyma gibi bir derdi ya da bilgisi de yok.

Şimdi burada bir parantez açıp cinsel pazar değeri ile ilgili fena halde yanlış anlaşılan bir şeye değineyim. Bunu CPD grafiğinin mucidi Rollo Tomassi de söylüyor. İyi dinleyin:

Bir erkeğin CPD’sinin 36-38 yaşlarında, kadının 22-24 yaşlarında tepeye çıkıyor olması, 38’lik abiler 23’lük kızlarla takılır, 23’lük kızlar “ben zirvemdeyim o zaman zirvedeki 38 lik abilere bakarım” der, 38’lik abiler “23 benim için ideal” der ya da 38lik abiler 25 yaş üstüne bakmasın anlamına gelmiyor! Bunun çok basit bir anlamı var. Bir erkeğin en çok kadın ilgisi gördüğü yaş 36-38 demek, o kadınların çoğu yine 28-30 üstü kadınlar. Ha erkek olarak avantaj, o yaşta bile 23 yaşında bir kızla birlikte olabilmek ama bu norm değil.

istediginiz kadar yaş farkı olsun her türlü aldatilirsiniz,erkekler genç güzel kadınları her zaman ister diyenler bile var cidden insani evlilikten sogutuyolar.

Bu ilginç oldu zira geçenlerde kendisi 23 yaşındayken ben de 36 yaşındayken tanıştığım kız arkadaşımla bunu konuşuyorduk. Şaka yollu ben 35 yaşındayken sen de 48 yaşında olacaksın yani ben yine sana göre çok genç olacağım diyordu. Doğru. Araya o kadar yaş farkı koymaya gerek yok ama erkeklere tavsiyem kadınlar daha hızlı yaşlandığı için bir 6 yaş ve üstü fark koymanın ideal olacağı. Fakat şunu da söyleyeyim, beni arayan ya da burada soru soran 30’lu 40’lı yaşlardaki erkeklerin büyük çoğunluğu yine aynı yaşlarda kadınlarla birliktelik içinde oluyorlar yani 30’u geçtim, 40’ı geçtim bana kimse bakmaz demeyin. Bakan sayısı azalacak ve belli yaştan sonra hızla azalacak ama çok nadir olacak diye bir şey yok.

Twitter, Ekşi Sözlük gibi sosyal medya mecralarında antisosyal azınlığın çok çıkardığı pis gürültü insanı hayattan soğutur. Bu ortamlardan mümkün olduğunca uzak durun, hatta hiç girmeyin çok daha iyi. Oralarda bunları en çok bağıran adamlar 30 yaşında olmayı bırak 25 yaşında bir erkek olmayı bile bilmeyen çok genç ve genelde kadınlarla aşırı başarısız erkekler. Bazıları da ciddi ciddi 14-15 yaşında çocuk ve bu konularda yorum yapıyorlar. Bu kadar negatif olma sebepleri bir dereceye kadar öfke. Birçoğu “siz 20lerinizde bize bakmıyorsunuz ama 30larında güç bizde artık” gibi intikam karışık bir haset akıtıyorlar.

Birincisi, erkek yaşlandıkça gözüne güzel görünen kadın yaşı da artıyor. Evet bunun bir sınırı var ama mesela ben 20’li yaşlarımdayken 30-32 yaşında bir kadın güzel de olsa bana yaşlı görünürdü, şimdi gayet güzel görünüyor.

İkincisi, evlilik çocuk yetiştirmek için yapılır ve bunun farkında bir erkek bulursanız öyle gözü dışarda olmaz. Zira dışarda çapkınlık yapan adamın yuvası çocuk yetiştirmek için gerekli huzurdan yoksun olur.

Bakın biyolojik olarak yaşı 50’yi geçen erkekler bile 23 – 25 yaşında kadını arzular, özellikle yalnızken böyle genç bir kadına gözü kayar. Bu biyoloji ve bu erkeğin suçu değil. Ama bu tür bir biyoloji erkekte tek işleyen güç değil. Hipergami gibi düşünün. Kadının daha üst özelliklere sahip erkekleri arzulaması demek, karşısına çıkan her daha üst özellikte erkeğe gider demek değil ama kırmızı hap camiasında olayı böyle sanan birçok erkek var. Tersi de şimdi kadınlarda bir korku oldu.

Yalnız bayanlar, erkeklere hiçbir zaman erkek adamlığı elden bırakmayın diyorum size de hiçbir zaman bakımı, fiziksel olarak kara balinasına dönmeme çabasını ve feminen özellikleri bırakmayın diyeceğim. Kendinizi koyverirseniz aldatılma riskiniz artar, aldatılmasanız bile mutsuz bir partneriniz olur.

21 yasindayim ve bana şuan ne tavsiye edersin?

Özellikle Twitter ve Ekşi Sözlük mecralarını fazla okumamanı ve bu konularda 24 yaşına kadar düşünmemeni tavsiye ederim. Evlilik için üniversite okuyorsan 25-28 bandını, lise mezunuysan 23-26 bandını hedeflemeni, stabilite ve doymuşluk açısından senden 6 yaş ve üstü biriyle evlenmeni tavsiye ederim.