Kadın dövmek

Fx7 sormuş :

Mahmut abi sorum feminizmle alakali biraz.

Gecenlerde bi tane adam kadini sokak ortasinda dovuyo diye millet adami linc etti dovdu. Ama adam hakli cikti. Adami aldatmis adamin parasini calmis vs vs.

Misal bir kiz kabul edilemez bir sey yapti diyelim.(ailenden birine zarar ne bileyim onca emek verdigim bir seye intikam ugrunazarar verme vs vs )
Kıza vururdum büyük ihtimal.

Cunku bi erkek yapsa sonu kotu olacak şey icin kiza neden alttan alayim eşitlikse eşitlik.

Kizi ilk gordugum yerde saldirirdim da cevredeki tepki beni korkutuyo malum cok yanliş lansedilebiliyo. Sapik var diye bagirir taciz vs vs herturlu erkek haksiz gozukuyor. Yoksa ben mi sığ düşünüyorum.

Ee bunun karsisinda elim kolum bagli mi durayim ne yapmaliyim ki?

Adamı hem aldatıp hem parasını çalan bir kişiye karşı kendini tutmak zor olsa da insan eğer mümkünse akıllıca ve soğukkanlı davranmalı. Dövüş sanatı geçmişimin de etkisi ile şahsen bana saldırmadığı sürece benden fiziksel olarak güçsüz birine saldırmaya karşıyım. Özellikle de bir kadına. Kadın olduğu için değil tabii ki fiziksel olarak çok güçsüz olduğu için. Tek bir yumruğumla komalık olabilecek birine sana ciddi şiddet uygulaması hariç vurmak akıllıca ve etik değil. Biraz doğu felsefesinin de etkisi ile eğer biri beni o kadar sinirlendirebilirse, o kişinin bana karşı (duygusal gücümü kaybetmeme neden olarak) zafer kazanmış olduğunu hissederim. Bu nedenle bence bir insanın tutumu “sen ne yaparsan yap beni duygusal olarak etkileyemezsin” olmalıdır. Biliyorum, Türkiye gibi salya – sümük ağlamanın, beni mahvettin diye böğürmenin ve ota boka öfke nöbeti geçirmenin neredeyse erkeklik ve romantik sayıldığı bir ülkede bu zor. Ama doğru olan bu.

Sokaktakilerin adama girmesini haksız bulmuyorum. Adam, kendisine saldırmamış ve daha güçsüz birine tekme tokat saldırıyor. Ama keşke aynı duyarlılığı mesela daha ufak tefek bir erkeğe saldıran adama da göstersek.

Bakın kadın dayağı haketmez, kadına el kalkmaz falan demiyorum. Ama size 100 kere vursa zarar veremeyecek kadar güçsüz birini tek yumrukta komalık edebilirsiniz, o nedenle vurmayın.

***

Paranı çalan kadını mahkemeye verirsin. Eğer feminizm / eşitlik masalına uyarak karınla ortak hesap / ortak birikim açtı isen ve param çalındı dediğin hatunun o ortak hesabı boşaltması ise, sonucuna katlanırsın. Benim eski eşimle bir ortak hesabım vardı. Hatun onu boşalttı ve ben de üstüne bir bardak su içtim. Benim aptallığım. Kırmızı hap öğretisini unutmasa idim, bir kadının “sana ait her şeyin kendisine, kendisine ait her şeyin de kendisine” ait olduğunu düşünen bir yaratık olduğunu aklımdan çıkarmaz, ortak hesapta o kadar para tutmazdım.

Evli bir kadın, kocasının parasını çalamaz. Yani çaldığını düşünemez. Mümkün değil zira evli bir kadının kafasında kocasının parası kendisine aittir zaten. O nedenle bir kadınla ortak hesap açmayın, açarsanız da maaşınız o hesaba yatmasın. O hesapta büyük para bulundurmayın. Büyük parayı (eğer o paranın çoğu sizin tarafınızdan biriktirilmiş ise) kadının erişiminden uzak tutun. Başından bu konuda katı olun. Kadınlar size ait her şeyi kendilerine ve çocuklarına ait varsayarlar. Ve kadının kafasında o şey, size ait değildir. Siz onu onun için kazanmışsınızdır. Bu kafada biri ile büyük miktarda ortak para bulundurmak akıllıca değil.

***

Aldatma ise biraz daha çetrefilli. Aldatılan erkeğin yapabileceği en akıllıca şey kadını orada ve anında terk etmek. Şöyle terk etmek. Başka şansın da yok. Bir kere bu konuda cinayet işlemeye hakkın yok. Kimse aldattı diye ölmeyi hak etmez. Öyle olsa alfa erkeklerin hepsini telef etmek lazım gelirdi.

Fiziksel şiddetle hatunun aldatmasının sana çok koyduğunu da gösterirsin. Aldatılmak insana koyar tabii  ama ben asla beni aldatan bir kadına “vay be Mahmuta çok koymuş” deme zevkini yaşatmazdım. Gerçi sen buhar olursan da öyle düşünecek ama bir tarafı da içini kemirecek.

Eğer aldatan kadını linkteki yazıdaki gibi silersen, en büyük intikamı alma şansın olur. Aldatan insanın içinde hep bir suçluluk duygusu olur. Sen kadını döversen, bu suçluluk duygusunu bir kenara atar ve iyiki aldatmışım der. Buhar olursan, o suçluluk duygusu katlanır. Üzerine de hipergami işin içine girer. Böyle kolayca silebilmen senin yüksek değerli bir erkek olma ihtimaline işaret eder ki kadın hayatı boyunca “acaba büyük balık hem de benim aptallığımdan mı kaçtı” yarasını taşır bir tarafında. Kadınlar bir erkeğin ilgisini bu kadar kolay çekebilmesini her zaman kendilerinin çok değersiz olmasına yorarlar. Bu da bir kadına fena koyar. Kadınlar sosyal olarak daha akıllı yetiştirildiklerinden tabii ki bunu asla erkeğe göstermezler. Ama iç dünyalarında olan budur. Bence bu duygusal “dayak”, 3 – 4 gün sonra geçecek, kadının kendisini haklı çıkarmasına yarayacak ve senin de başını fena derde sokacak dayaktan çok daha iyidir.

Sizin yapmanız gereken hiçbir kadına, karınız bile olsa, gereğinden fazla duygusal yatırım yapmamak. Bunu yaparsanız, aldatılmak şiddetli bir etki bırakmaz. Özellikle de bu devirde, kadınların özgür kızı oynamaya çok meraklı olduğu devirde, bir kadına fazlaca duygusal yatırım yapmak çok tehlikeli. Bakın 61 yaşında, dünyada her şeye sahip bir adam, her tarafından “bana duygusal yatırım yapma” akan oneitisi kendisini aldatınca intihar etti. Mavi hap, bu devirde, çok tehlikeli. Kırmızı haplı bir erkek, kadının melek olmadığını ve en alfa erkeğin bile aldatılabileceğini aklının bir köşesinde tutar.

Aldatmanın tek kalıcı zararı ve erkeğin asıl problemi, kendisine ait olmayan bir çocuğu yetiştirme ihtimalidir. O konuda ise artık babalık testi var. Çocuğa duygusal olarak bağlanmadan gizlice yaparsın babalık testini, eğer çocuk senin değilse karıyı da çocuğu da terk edersin. Gerçi hatun doğum belgesinde baba olarak senin ismin yazıyor diye senden iştirak nafakası isteyebilir ama en azından ilerde duygusal yıkıma uğramazsın.

Korku oyununun 12 seviyesi

Korku oyunu“, onun kaprislerine ve zevkine zincirlenmiş biri değil de fırsatları ve başka opsiyonları olan bir erkek olduğunuz “korkusunu” karınıza aşılamaktır. Kadınlar bundan nefret ederler – ya da en azından size bundan nefret ettiklerini söylerler – ama kadınlar opsiyonları olan erkeklere karşı koyamayacakları şekilde çekim duyarlar. Bu “ikincil seçilim” ya da “önseçim önyargısı” olarak bilinir.

KH teorisi ve korku oyunu odaklı evlilik üzerine bir kitap yazıyorum. (Rahmetli) Atol Kay’in, Ian Ironwood’un ve tabii ki manospherein aslanı Rollo Tomassi’nin kitaplarından derliyorum. Sorun üzerinde bir süredir yaptığım çalışma, kendi kişisel deneyimlerim, okuduğum kitaplar ve tabii ki blog yazmam sayesinde, düşük cinsellikli evliliklerde ya da /r/deadbedrooms olayında neyin çalıştığına dair bazı sonuçlara ulaştım.

“How to Turn Around a Low Sex Marriage” (Düşük Seksli Evlilik Nasıl Kurtarılır?) adlı kitabımın teorik temellerini, tartışmak üzere sizinle paylaşıyorum. Burada paylaştığım şey, kırmızı hap oryantasyonu ve talimatları hariç şimdiye kadar yazdıklarım.

Bir evliliği kurtarmak hakkında yorumlar ve tartışmalar yazarsanız sevinirim.

Korku oyununu, seviye 5’in iyi ya da mükemmel bir ilişki için temel çizgi olacak şekilde bir süreklilik şeklinde kavramsallaştırdım. Bir başka deyişle, çoğu erkek için, 1 – 5 arası kişisel ve sosyal gelişim ile korku oyununun olması gereken seviyeleri.  Seviye 5 sonrası ise korku oyunu başka bir renk alıyor ve uygulanması ile karınızla ya da başka biriyle daha iyi bir ilişkiye çıkıyor.

Uyarı :

  • Aşağıdaki seviyeler birbiri ardına gelmeli.
  • Eğer iyi bir ilişkiniz varsa, seviye 5’i geçmeyin.
  • Herşeyi deneyip de evlilik bitti demeden aldatmayın.

Korku oyununun 12 seviyesi

Korku Oyunu Seviye 1

Shit testleri yakalamayı ve geçmeyi öğrenin. Kadının seksi reddetmesi ile sarsılmayan güçlü ve sarsılmaz bir çerçeve inşaa etmeye başlayın. Temel PUA ve baştan çıkarma konusunda okuduklarınız sizi bilgilendirecektir. Karınızı daha iyi okumaya ve baştan çıkarmaya başlayın … The Red Pill’de kenar sütunu, Athol Kay’in Married Man’s Sex Life’ını, Robert Glover’in No More Mr. Nice Guy kitabını ve Pook’un Book of Pook kitabını okuyun.

Korku Oyunu Seviye 2 :

Hayatınızın temel alanlarını geliştirmek için eylem planı geliştirin. Fiziksel, ruhsal, psikolojik, finansal ve kişisel alanları geliştirin. Bu alanda yolculuğunuz, haftada 3 – 4 kez tükenene kadar ağırlık kaldıracağınız spor salonunda başlıyor. Her kas grubunu haftada en az 2 kere çalıştırın. Athol Kay’in The Mindful Attraction Plan kitabını okuyun.

Korku Oyunu Seviye 3

Karınızdan bağımsız bir hayat inşaa edin. Bir klübe girin. Bir amaç ve uğraş edinin. David Dieda’nın Way of the Superior Male ve Robert Green’in Art of Seduction kitaplarını okuyun.

Çevirenin notu :  Bu uğraş yaratıcı bir şey olmalı. Arkadaşlarla video oyunu ya da halı saha maçı gibi şeyler değil.

Korku Oyunu Seviye 4

Karınıza ulaşılır olmanızı onun size nasıl davrandığına bağlamaya başlayın. Şu aşamada meşgul bir erkeksiniz. Cinsel olarak ilgisiz, can sıkıcı ve kızgın bir kadına harcayacak vaktiniz yok.  Eğer gerekiyorsa başka bir uğraş edinin. Bu aşama, dövüş sporlarına başlamak için ideal. Ian Ironwood’un The Ironwood Collection of Alpha Move.

Korku Oyunu Seviye 5

Giyeceklerinizi yenileyin ve her fırsatta şık giyinin. Maskülin, güçlü, sarsılmaz çerçevenizi daha da sağlamlaştırın. Kendi geminizin kaptanı gibi davranmaya ve ilişkinizi yönetmeye başlayın. Karınız üzerinde aktif olarak kino ve baştan çıkarma uygulayın. Rollo Tomassi’nin The Rational Male kitabını okuyun.

Çevirenin Notu : Bu aşamaya kadarı her kocanın ne olursa olsun yapması gereken şey. Bunları yaptıktan sonra çoğu kadın düzelir. Eğer düzelme sağladı iseniz ve evliliğiniz mutlu ise bu seviyenin üstüne çıkmayın. Örneğin seks ayda yılda bir ödev seksinden haftada iki – üç istekli sekse çıktıysa burda durun. Yoksa devam.

Bu aşamaya kadarki bölümde korku oyunu nasıl çalışır görmek için Soft Dread (Yumuşak Korku Oyunu) yazısını okuyun.

Korku Oyunu Seviye 6

PUA yetenekleri öğrenmeye başlayın. Aptalca bir şey yapmadan önce, bu yeni bilgileri karınız üzerinde deneyin. Baştan çıkarmayı karınız üzerinde uygulamaya zaman ayırın. PUA yeteneklerini önce kendi evliliğinizi kurtarmak için kullanın. Roosh’un Bang, and Day Bang kitabını okuyun.

Korku Oyunu Seviye 7

PUA pratiğine başlayın ve güzel kadınlara yürümeyi öğrenin. Richard Ruina’nın The Natural kitabını okuyun.

Korku Oyunu Seviye 8

Karınıza dışarıda güzel kızlarla konuşabilecek kapasitede olduğunuzu gösterin. Garson kızlarla başlayın. Karınızla iseniz ve o size vücudunu “iyilik olsun” diye teslim edeli 20 – 30 gün olmuşsa, onun gözü önünde o küçük tatlı şeyle muhabbet ettiğinizde iki şeyden biri (muhtemelen ikisi birden) olacak. Birincisi, karınız çıkgına dönecek sizi bir sürü şeyle suçlayacak. Çerçevenizi / eğlenen ustalığınızı koruyun. Sonunda karınızın tepki vermesini sağlıyorsunuz. Bu önemli :  tepki varsa o ilişki için umut da vardır. İkincisi, eve gittikten kısa süre sonra sizinle balayındakinden daha tutkulu bir şekilde sikişecektir.

Çevirenin Notu : Bu aşamaya kadar evliliğinizin ve seks hayatınızın düzelmiş olması lazım. Ama durum bu değilse, son seviyelere geçebilirsiniz.

Korku Oyunu Seviye 9

Zurnanın zırt dediği aşamaya geldik. Açık konuşma zamanı ama henüz ültimatom vermeyin. Bu seviyede de “korku oyunu” hala ima edilen ama söze dökülmeyen bir oyun.  is the lynchpin. Şu ana kadar yaptıklarınız işe yaramadıysa Athol Kay’in “opsiyon A” ya da “Opsiyon B” dediği noktadasınız. Örneğin “ya ihtiyacımı karşılayacak kadar seks yaparız ya da boşanırız” gibi. Unutmayın bu aşamaya kadar uzun bir süreç geçirdiniz. İlk 7 adımın her birine, evliliğinizde beta ayak paspası olduğunuz her yıl için bir ay verin (örneğin 3 senedir böyle iseniz toplam 21ay). Ama bu uzun süreçten sonra maskülin dilde konuşma zamanı geldi. Yine bir seks reddetmesinden sonra şöyle bir şey söyleyin : “bir ilişki için seninle seks yapmaya ihtiyacım olduğunu biliyorsun. Bunun bir erkek için biyolojik bir ihtiyaç olduğunu anlıyorsun değil mi?”. Kavga etmeyin, duygusal şantaj yapmaya kalkmayın. Bu lafı söyleyin ve çekin gidin. Birkaç saat ortada görünmeyin. Bunu değişik durumlarda bir iki kez tekrarlamanızı tavsiye ederim.  Drama ve kavgaya girmeyin. Burada amacınız savaş çıkarmadan karınıza beklentilerinizi açık şekilde belirtmektir. Aranızın iyi olduğu bir anda evliliğinizi yürütmek için gereksinimlerinizi karşılamak için beraber ne yapabileceğinizi tartışın.  Bu aşama birkaç hafta ya da belki daha fazla sürebilir.  Bunu uzatmayın yoksa en başa dönme tehlikeniz var. Karınızın isteklerinizi yerine getirmeyeceği kesinleştiğinde ise artık Kutsal Kitabı okuyup dua ettikten sonra yapabileceğiniz tek bir şey kaldı.

Çevirenin Notu : Arzunun pazarlığı olmaz ilkesine karşı olsa da, bundan sonra geçilecek aşamanın ciddiyeti ve bir evliliğin karşılıklı görev olarak da yürütülebileceği (özellikle çocuklar varsa) gerçeğini düşünerek kadını sözlü olarak uyarmak ve bir şans daha vermek için bu aşamayı doğru buluyorum. Ben şahsen bu aşamaya gelmiş biri olsaydım boşanmayı başlatırdım (ve 2 – 3 sene daha seksiz yaşamazdım) ama evliliğini hala kurtarmak isteyen erkekler bu aşamayı uygulayabilir. Ama dediğim gibi, yıllardır doğru düzgün seks yapmamış adamlara 2 – 3 sene daha sekssiz kal demek de saçma.

Bir kadın bunu duyduğunda “ayyy zorla seks mi olur?” gibi bir tavır takınır. Bir kadın kesinlikle sizinle yatmak zorunda değil. Bunu kafanıza yazın. Karınız diye hayat boyu sizi arzulayacak diye bir kural yok. Bıkar bıkar. Kendi tercihi. Fakat hiçbir kadının sizi sekssiz bir ilişkiye hapsetmeye “seks yok ama sen koca olarak dışarda da seks yapamazsın” demeye hakkı yok. Evlilik anlaşmasına imza atarken “dışarda değil sadece bu evlilik içinde seks yapacağım” sözü veriyorsunuz. Bu aynı zamanda “bu evlilik sözleşmesi içinde seks olacak” da demek. Eğer biri yoksa (evlilik içinde seks), diğeri de yok (evlilik dışında seks yapmama). O yüzden burada kadını zorlamıyorsunuz, seçim şansı veriyorsunuz.  Hem de bir iki senelik düzelme şansını ona verdikten sonra.

Korku Oyunu Seviye 10

Ne yapacağınızı anlatın : evi terk edeceksiniz ve boşanma işlemlerini başlatacaksınız. Ben direkten dönene kadar evliliğimde bu noktaya geldim. Karıma dedim ki : “Basit bir tercih yapacaksın : Ya benimle sikişirsin … ya da siktir olup gidersin (Fuck me…or fuck you)”. Bu aşamada eğer düzelme olmazsa ayrılıp boşanmaya ruhen hazır olmanız lazım. ASD (Artık Sikimde Değil) haliniz bu aşamadan sonra rol değil gerçek. The Art of War ve The 48 Laws of Power kitaplarını okuyun.

Çevirenin Notu : Sekssiz evlilik boşanma nedenidir. Bu seviyede bir iş yapacaksanız ön hazırlığınızı yapın. Bir boşanma avukatı ile görüşün, boşanmış erkeklerle konuşun ve banka hesabını ayırma, vs … gibi işlemlere başlayın.

Korku Oyunu Seviye 11

Bir kız arkadaş ya da metres edinin. Seks yapmaya başlayın.

Korku Oyunu Seviye 12

Termonükleer. Karınızı kız arkadaşınız olduğunu ve bu nedenle de artık onu istemediği sürece seks için rahatsız etmeyeceğinizi anlatın (zira siz eşine ihtiyacı olanı hemen veren bir kocasınız). Hatun patladığında ise tüm geceyi başka yerde geçirmek için evi terk edin. Ertesi gün eve gelin ya da boşanma işlemlerini başlatın.  Bu aşamada zaten bu soğuk ve frijit kadından bıkmış olmanız lazım.

Çevirenin Notu : Seviye 12 saçmalık ve eziklik. Hala böyle bir kadını yeniden kazanabilmek için, boşanmada kusurlu taraf olup yolunmayı göze almayı gerektiren, ONEitis mantıklı bir saçmalık. Bu seviye kesinlikle aptalca. Peki bu adam neden böyle yazmış? Zira ABD’de durum farklı. Orda boşanmada erkek kusurlu olsa da olmasa da sanki tüm suç ondaymış gibi sikiyorlar. Ama Türkiye’de boşanmada kusur diye bir olay var. Böyle bir hareket burada çok aptalca. Biz de 10 seneye kalmaz ABD gibi oluruz ama şu aşamada bu seviyeyi unutun.

Çevirenin Son Notu : Bir erkek ilişkisinin mutluluk derecesi ne olursa olsun ilk beş seviye korku oyununu her zaman oynamalıdır. Bir ilişkide karısı ne kadar çirkefleşirse çirkefleşsin, eğer bu çirkefleşme erkeğin betalaşmaya karşı koyamaması ile ayak paspasına dönüşmesi sonucu gerçekleşmiş ise, sorumluluğu alıp ilk 5 aşamayı hızlıca uygulayarak, karısına bir şans vermesi etik olarak gereklidir. Fazlaca fedakarlık gibi görünse de evlilik oyuncak değil, özellikle çocuk varsa.

Fakat 8’ince seviyeye kadar düzelme yoksa ve kadın erkeği sekssiz bir ilişkiye mahkum etmeye çalışıyorsa, yandan kız arkadaş veya boşanma çözümdür. Seks varsa ama başka dayanılmaz sorunlar varsa, boşanma tek tavsiye edebileceğim şey.

Çeviri : The 12 levels of dread : the rules for any long term relationship

Doğum kontrol hapı

“Üçüncü çocuğumuzu kucağımıza aldığımızda yüzündeki mutlulukla karışık şaşkınlığı görmüştüm. Çünkü doğum kontrol hapı kullandığımı sanıyordu ve nasıl olup hamile kaldığıma bir türlü anlam veremiyordu. Ama ben bir çocuk daha istiyordum!”
Kadınların Kocalarına Söyledikleri En Acımasız Yalanlar

“Tomassi’nin 5 Numaralı Demirden Kanunu

Doğum kontrolünü ASLA bir kadının eline bırakma.”Tomassi’nin Demirden Kanunları

Çoğu erkek, doğum kontrol hapı ve kürtaj ikilisinin kadının eline nasıl bir güç verdiğinin maalesef farkında değil. Bu ikili, kadınlar tarafından çeşitli kombinasyonlarda kullanılarak onların istedikleri erkekle istedikleri geleceği elde etmelerini sağlıyor. Daha önce bir iş arkadaşımdan bahsetmiştim. Kız, pilot erkek arkadaşı ile beraber yaşıyordu ve “doğum kontrol hapı kullanmasına rağmen” hamile kaldı. Tabii ki adam “doğru olanı yaparak” kızla evlendi. Sonra kız yine “hap çalışmadığı için” hamile kaldı ve ikiz doğurdu. Şimdi evde 3 çocuğuna bakarak koca parası yiyor. Gerçi kız ilk hamileliğinde 27, adam 35 yaşında idi. Yani adama hayatını yaşayamadan 3 çocuk babası oldu demek zor. Ama kendi kontrolü olmadan kısa sürede kendini evli ve 3 çocuk babası bulma sürecini şaşkınlıkla izledim. Doğum kontrol hapının iki kere çalışmama ihtimalinin sıfır olduğunun bilincinde olması lazım.

Bir erkeğin doğum kontrolünü asla bir kadına bırakmaması lazım. Özellikle de “Hap kullanıyorum, içime boşal”, “prezervatif kullanma hissetmek istiyorum” gibi telkinler başladığında. Bunun birinci ve hemen akla gelen nedeni tabii ki erkeği “çocuk” ile kafeslemeye çalışabilecek kadından kurtulmak. Bir anlık zevk için (içerde boşalmanın neden zevk olduğunu da anlamış değilim) hayat boyu üstüne alacağın devasa sorumluluğa değmez. Kadınlar doğum kontrolünü istedikleri erkeği kafeslemek, kocalarını kontrol etmek, vs. için bilinçli bir şekilde kullanıyorlar. Saf olmayın.

Fakat doğum kontrolünü kadına bırakmamanın pek akla gelmeyen başka bir yararı daha var. Başkasının çocuğunu kendinizin sanarak yetiştirme ihtimalinizi önemli ölçüde azaltmak.

Atadan kalma geri çekme yöntemi (prezervatif olsa bile) ve prezervatif yanında iki seks arasında işeyerek (bir önceki seksten kalan spermlerin sonrakinde boşalma öncesi sıvı ile kadına geçmesini önleyerek) doğum kontrolünü asla kadına bırakmayabilirsiniz. Sonra doktor ultrasondaki minik noktayı göstermip de 5 haftalık dediğinde, önceki aylarda bilerek hedefe attığınızdan, vurucu atışı ne zaman yaptığınızı bile tahmin edebilirsiniz. Özellikle adet döngüsünü takip edip döngünün alfa haftalarında bahaneler ile geceleri hatunla evde geçiriyorsanız.

Doğum kontrolünü kadına bırakan adamı tongaya düşürmenin sinsi bir yolu var. Kadın birden “çocuk yapalım” demeye başlarsa ve eğer sizin de niyetiniz varsa, saf saf “tamam hayatım, hedefe atıyorum” diye hemen atlamayın. “Tamam şu şu geçsin 6 ay sonra başlarız söz” deyin. Bunu paranoya yapmayın zira ihtimali düşük ve çocuk isteği hep birden gelecek ama kadın başka biriyle yatmış olabilir. Kocasından da sperm alırsa ve hamile kalırsa başı belaya girmeden işin içinden sıyrılabilir. Eğer siz bunu aylarca ertelerseniz ve hamile kalırsa gidip gizlice kürtaj olacaktır (her konuda çiçekler-böcekler-vegan-ibişler tadında olan feministler neden bu kadar hırçınca kürtaj savunuyor sanıyorsunuz?). Önlem olarak o dönem alkolü bırakın. Aldatan eş kötü bir şey ama bir de üstüne başkasının çocuğunu yetiştirmek felaket. Eğer bu durumdaki adam doğum kontrolünü kadına bıraksa idi kendini koruyamayacaktı.

Diğer yaygın durumda kız arkadaşın ya da tabağın birden hamileyim demesi. Hatta internetten okuduğum hikayelerin çoğunda sonradan çocuğun kendisinden olmadığını öğrenen erkek, kadınla evli değilken bu süpriz hamilelik ile doğru olanı yapıp evleniyor. Prezervatif ve geri çekme ile “hamileyim” diye arayan hatuna rahatça siktir çekebilirsiniz. Gerçi o zaman sizi değil de doğum kontrolünü kadına bırakan gariplerden birini arayacaktır. O garip siz olmayın.

Lezbiyen tabak

Yeni tabaklarımdan bir tanesi, iki küçük kızı olan evli bir kadın. Kocası bir ofiste iyi bir işi ve iyi bir maaşı olan ancak toplumsal açıdan doğru cinsiyet eşitliği hakkındaki boktan söylemlerin kurbanı olup amcıklaştırılmış tipik bir orta yaş beta. Bu kadınla yaşadığım pillow talk (seks sonrası yatakta uzanıp edilen kısa sohbet) olağanüstü ve bir bakıma kırmızı hap gerçeklerinin insanın yüzüne tokat gibi çarpışının özeti. Bunları size hem eğlenmeniz, hem de kadınların istedikleri şeyler için tereddüt etmeden ne kadar ileriye gidebilecekleri konusunda farkındalığınızı biraz olsun arttırmak için anlatıyorum.

Derin bir şekilde iç çektiğinde sikişmeyi yeni bitirmiştik ve o yatağımda uzanmış biriyle mesajlaşıyordu. Ne olduğunu sorduğumda,  kocasına çocukları okuldan alıp alamayacağını sorduğu bir mesaj attığını söyledi. Görünüşe göre kocası bunu yapamayacaktı ve bu tabağımı çok sinirlendirmişti. Başka planları olup olmadığını sorduğumda bana azgın bir bakış atarak “bir posta daha” istediğini söyledi. Omuz silktim ve sırıtarak ona her zaman “bir başka sefer” olabileceğini söyledim.

Kalkıp üzerini giyinmeye başladığında dayanamayıp ona sataşmak için bu gece benim yerime kocasıyla sikişmesini tavsiye ettim. Bunu söylediğimde bana döndü ve şaşırmış bir ifadeyle yüzüme baktı. Hakarete uğramış falan hissettiğinden değildi, benim gerçekten delirmiş olduğumu düşünüyordu. Bana bir yıldan fazladır kocasıyla yatmadığını söylediğinde, buna her ne kadar inanmakta güçlük çeksem de bir evlilikte mecburi seksin olacağını ve bunu atlatmayı nasıl başardığını ona sordum.

Bana verdiği yanıt aklımı havaya uçurdu.

Bir yıl kadar önce, kocasına “kendisini bulmak için” bir süreliğine uzaklaşması gerektiğini söylemişti. Mavi hapı sorgusuzca yutmuş bir beta olarak kocası bunu tabii ki onaylamış ve destek olacağını söylemişti. Yani o uzaklarda birileriyle sikişiyorken kocası evde oturup “evin direği” rolünü üstlenmeye devam ediyordu. Tabağım elbette zaman içinde sıkıldı, çocuklarını özledi ya da her neyse, bir şekilde evine döndü. Kocasına döndüğünde, artık onunla hiçbir şekilde sevişmek istemediğini fark etti ve herkese bir lezbiyen olduğunu keşfettiğini ancak hala kocasını sevdiğini ve onunla kalmak istediğini söyledi. Betamız bunları kabullenip, karısına onun aynı zamanda en iyi arkadaşı olduğunu ve mümkün olan her şekilde ona destek olmaya devam edeceğini söyledi. Görünen o ki, ailesi ve çevresindekiler tarafından bu davranışı için alkışlanmıştı.

Hikayesini dinleyip, ona 15 dakika önce kesinlikle bir lezbiyen gibi görünmediğini söylediğimde sırıtarak “çünkü GERÇEK bir lezbiyen” olmadığını söyledi ve işaret parmağını dudaklarının üzerine koyarak bana göz kırptı. Giyinmeyi bitirip dairemden ayrılışını izledim, o gittikten sonra bir yarım saat kadar daha yatağımda uzanıp bana anlattığı her şeyi tekrar düşündüm, tüm bunları sindirmek biraz zaman aldı.

BAYLAR. işte bu tam da toplumsal açıdan doğru olduğu savunulan feminist zırvalarının günümüz kocalarını ne hale getirdiğinin bir özeti, bir ATM’den daha fazlası değil. bir yandan da kadınların nasıl insanlar haline geldiğinin ve nasıl yeni nesil kız çocuklarını yetiştirdiğinin bir özeti. korkmalı mıyım, yoksa heyecan mı duymalıyım emin değilim.

Çeviri : My Lesbian Plate

Konuk Yazar : Ali Desidero

Hipergamiye kafayı yaktırmak

Hipergami şüphe üzerine kuruludur – Rollo Tomassi

Hipergaminin umrunda değil yazısı erkeklerin hipergamiden çekebileceklerini listeliyor. Bununla beraber, özellikle bu dürtüyü hizaya sokmayan ve açıkça destekleyen kültürel bir ortamda, kadınlar da hipergaminin umrunda değil ve kadınlarla ilgili de uzunca bir liste yapılabilir.

Daha önceki Aldatan kadını silmek ve Eski sevgiliyi yeniden kazanma yazısında dolaylı olarak yazdığım bir şeyi burada daha detaylandıracağım.

İlişkiye alfa başlayıp, ilişki içinde “artık sevgili olduk gerçek benliğime ( = feminen beyin yıkama kaynaklı ve ‘gerçek’ sanılmasının tek nedeni herkesin yapıyor olması olan yapay beta iyi çocukluk günlerime)  dönebilirim” diyerek betalaşmak çok yaygın bir hatadır. Bunun sonucunda genellikle terkedilmek ve aldatılmak vardır. Özellikle hipergamisinin peşinde koşabilme lüksü olan CPDsi yüksek bir kız tarafından. Böyle bir erkeğin CPDsi çok düştüğünden hipergami açısından kızın yeni tuttuğu dal ile rekabet edemeyeceği malum. Ama benim gözlemim, aldatma ve terk etme durumlarında kadının bilinç altında işleyen bir mekanizma daha olduğu : “yeni dalın değeri sandığım gibi yüksek değilse eski dala dönebilirim”.

Bunun şimdiki sevgili eski sevgili olmadan önce yapılması gerekliliğini ve mekanizmasını orada anlattık. Hipergamik dal değiştirmeler kadın için risklidir (çoğumuzun ilişki materyali gördüğü normal kızlardan bahsediyorum). Eski dal ilişkide betalaşmıştır ve bir ihtimal bekar kalınca alfalaşabilir. Yeni dal alfa numarası yapan bir sünepe olabilir ya da ilişkide betalaşabilir. Yani hep bir şüphe vardır. “Ya yanlış yaptıysam” şüphesi.

Kendisini terk eden kızın ardından salya sümük ağlayan, Müslüm Gürses arabeskine bürünen, “sensiz yaşayamıyorum bitanem” ile “pis kaphe” uçlarında dalgalanan mesajlar atan aşk böcükleri, bu kaygıyı ortadan kaldırarak kadına dolaylı yoldan “yavru köpeğin burda dili dışarda bekliyor, hipergami riskini alabilirsin ben nasılsa burdayım” mesajı verirler.

Bizim dediğimiz gibi kadının hayatından buhar olan adam ise bu kaygıyı körükler. Başka erkeğe giden kadını asla geri kabul etmemeniz lazım. Yani sevgili olarak asla. Yoksa arada vuruşun, bir zararı yok. Ama sizi aldatması ya da sizden ayrıldıktan hemen sonra başkasını bulması (ki onların önemli kısmı da ortaya çıkmamış aldatmadır) önemli değil. Kızı hızlıca NEXTlemeniz kızı pişman edip geri döndürmek için olmamalı (o zaman zaten NEXT hiç olmamıştır). Bunu bir taşla üç kuş vurmak için yapmalısınız :

1 – Terk edilmek erkeğin egosunu zedeler ama ruhunu zedeleyemez. Terk edilmek ve aldatılmak sizi daha az maskülen yapmaz. Tam tersi doğru kullanırsanız bu olaylar sizi daha maskülen bir erkek yapar. Erkeğin ruhunu zedeleyen, terk eden ve başkası ile olan kadının dönmesini umarak beklemek ve daha kötüsü dönmesi için ona yalvarmaktır. Bu olaya kadını hızlıca NEXTleyerek tepki vermek erkeğin kendi ruhuna pozitif etki yapar. Demir tavında dövülür  diye bir atasözü var. Eriyecek kadar yanmadan sizden kılıç olmaz ama erimeyi abartırsanız (fazlaca ateşte kalırsanız) ocağın dibine akar bitersiniz.

2 – Hiç inkar etmeyelim, ne kadar asıl amaç olmasa da böyle bir durumda intikam tatlıdır ve en büyük intikam şansı buhar olma stratejisinde vardır. Yukarıda bahsettiğim “doğru tercih mi yaptım” şüphesi hep vardır, emin olun. Kız isterse özel uçağı olan bir eleman bulsun. Size bu şüpheyi tabii ki göstermeyecektir ama bun şüpheden şüphe etmeyin. Bugün bir okur kendisinden ayrılıp hemen başka bir adama varan eski kız arkadaşının “o beni asla unutamaz” gibi bir şey gevelediğini duymuş, yorumlara yazdı. Eğer kızın arkasından salya sümük oldu iseniz ve kız bunu biliyorsa (ki bilir) “o beni asla unutamaz” gibi bir laf eşekliğinizin tescilidir. Ama durum öyle olsa idi kız “o beni unutamıyor” şeklinde olurdu. Eğer buhar olduysanız (bu ortak arkadaşlarınıza kızla ilgili en küçük bir falso vermemek anlamına da gelir) bu lafın anlamı genelde değişiktir. Orada yoruma da yazdım :

Kız senin onu kısa zamanda unutmuş görünmenden rahatsız olmuş olmalı. Yoksa uluorta böyle beni unutamaz falan demezdi. Doğru yoldasın bozma bunu …  Unutma, sen kendini birden çekince kızın hipergamisi error verdi. Acaba diyor. Zaten “O beni unutamaz” demek “O beni unutamaz umarım, yanlış dala atlamışsam kafa üstü yere düşeceğime yine ona asılayım”. Kuşkun olmasın. Seni küçültür gibi söylüyor elbet ama diline vuran kendi şüphesi. Yanlış mı yaptım şüphesi. Eğer kızı silersen ve o görüşme ve sonrasında sana dönemeyeceğini anlarsa bu şüphe içini kemirip duracak. Bu amcayla evlense bile. Sen o toplantıda betalaşıp kızın içine su serpmezsen (evet ben ona dönebilirim o zaman şimdi bu dalda zevk ve gönül rahatlığıyla hoplayayım dedirtmezsen) senin gururun için çok iyi olur. Kızdan intikam istiyorsan da böyle alırsın. O amcayla her kötüye gittiğinde acı çeker. Ama bence kızdan intikam işin en önemsiz tarafı.

Maalesef aşırı betalaşan erkeğin terk edilmesinin en büyük nedenlerinden biri kıza bilinç altında “git o dalı tut, maceranı yaşa bir tanem ben burda arabesk şarkılar eşliğinde uluya uluya ağlayarak seni beklerim, o dal kırılırsa bana atlarsan seni bağrıma basarım” mesajı vermesi. Bilinçaltı işler bunlar ama yine de orada arka planda dinamik bu. Bu başınıza gelmişse yapabileceğiniz en iyi şey hatuna size geri atlayamayacağını göstermek. Bu da kasıntı davranışlarla değil ama kızın geri dönüşsüz hata yaptığını ve kızı bir daha kabul etmeyeceğinizi içselleştirerek olur.

3 – Kıza bir ders vermiş olursunuz. “Amk koyayım ben onun kızdan bana ne” diyebilirsiniz ama hepimiz artık “mesela gitse beni aldatsa sonra gelip yine seni seviyorum dese hemen affederimAFC ucubelerinin, kızların ruhlarını dejenere edişlerinin yarattığı, gereksiz sorunlarla uğraşıyoruz. Bu memlekette zaten yerel, arabesk adlı bir olgu var. Kendisini terk edip daha zenginine varan kadına inat zengin olup , sonra gidip kendine başka kadın bulacağına “nikahına beni çağır sevdiğim, istersen şahidin olurum ben senin” diye ağlayan ruh hastası filmlerle büyüdük. Üstüne de feminenleşme eklendi, sonuçta etrafta kızları dejenere eden bir “ne olursa olsun, ne yaparsan tüm ilgim sende” sürüsü dolanıyor. Bunlardan olmayın.

Vaka Çalışması – Aldatan Adam

Sizin Boşanan Adam’ın yazılarını –şimdilerde yazmasa da- halen keyifle okuyorum. Ben de bir Boşanan Adam’ım. Ama bana asıl yakışan isim Aldatan Adam…

Oysa ben mazbut, evine bağlı, eşinden başka hiç kimseye bakmayan, baksa bile kısa sürede gözünü çeviren, hatta baktığından dolayı pişmanlık duyup kızaran ve bu yüzden de karısına yakalanan bir adamdım.

Eşimi çok seviyordum. Hatta aptallık derecesinde seviyordum. Gözümde hiçbir kusuru yoktu. Hayatımın bütün 20’li yıllarını onunla geçirmiştim. 10 yıllık beraberliğimizin 6 yılını evli olarak yaşadık. Aldatmıyordum. Oysa cinsel hayatımız da öyle ahım şahım değildi. Bir çok kez “Bu gece olmaz” sözüyle karşılaşmama rağmen, bunu pek de kafama takmıyordum.

Ama bir gün her şey değişti…

O gün eşimin işten çıkacağı saatlerde iş yerine telefon ettim. Arkadaşları biraz önce çıktığını söylediler. Bu ilk kez oluyordu. Şaşırdım. Erken çıkmak hiç adeti değildi. Olağanüstü bir durum varsa zaten bana haber verirdi. Ben eve döndüm ve onu beklemeye başladım. Gece yarısı olduğunda hala gelmemişti. Ve ben bütün saflığımla başına bir şey gelmiş olabileceğinden korkuyordum.

Saat 2 olduğunda kapı açıldı ve o içeri girdi. Kalktım ve telaşla onu merak ettiğimi, bir şey mi olduğunu sordum. Bir anda içkili olduğunu farkettim. Aman tanrım… Bu benim karım olamazdı. Bana yanıt bile vermedi ve içeri gidip yattı. Sabah uyandığında konuşmak istediğimde ise, dışarıda arkadaşlarıyla içmeye hakkı olduğunu ve buna karışmamam gerektiğini söyledi.

Haklı gibi görünüyor değil mi?

Oysa karımın benim tanımadığım hiç arkadaşı yoktu ki. İçmeye de gideceksek hep birlikte giderdik. Demek ki yeni arkadaşlar edinmişti. Yani ben iyi niyetle öyle düşünmüştüm.

Karımın geç gelmeleri haftada 2’ye 3’e çıktığında bir gariplik olduğunu sezmeye başlamıştım. Ama özgür ve çağdaş düşünceli olan ben, bir hesap sorma olayına giremiyor, içim içimi yerken ona sadece, “Bari giderken haber ver de merak etmeyeyim” diyordum. Ama o, bunu bile yapmıyordu.

Bu durum birkaç ay daha devam ettikten sonra, onun olmadığı bir akşam ben de dışarı çıkmak istedim. Beyoğlu’nda karımın ve benim severek gittiğimiz bir bara gittim. Bardan içeri girdiğimde gözüm bir masaya takılı kaldı. Masada oturan kişi, nişanlılığımız sırasında karımı tavlamaya çalışan, bizimle aynı meslekten bir adamdı. Karşısında da bir kadın oturuyordu. Kendi kendime “Demek sonunda birini bulabilmiş” diyerek yürüdüm. O masayı geçtim ve karşısındaki kadının kim olduğuna bakmak istedim.

İşte o an bütün bar üzerime yıkıldı. Çünkü onun karşısında oturan kişi benim resmi nikahlı karımdı…

Sonrası basit…

Eve döndüğümüzde iyi bir kavga, ertesi gün benim evden ayrılışım ve 1 ay sonra da boşanma…

Boşandıktan sonra eve kapadım kendimi. Her akşam bir küçük rakı ve beyaz leblebiyle sarhoş oluyor, ancak öyle uyuyabiliyordum. Yapılanı bir türlü içime sindiremiyordum.

O günlerde karşıma biri çıktı. Alımlı, akıllı, sevgi dolu ve tabii ki güzel vücutlu biri…

Harika günler geçirmeye başlamıştım. Hep tek eşliliğe inandığımdan çok geçmeden ona evlenme teklif ettim. Etmez olsaydım… Bir anda onun aslında psikolojik rahatsızlıkları olan, kompleksli ve kıskanç biri olduğu ortaya çıktı. Ayrılmaya kalktığım zamansa yaptığı şey bana çok pahalıya mal oldu. Cinsel ilişkilerimiz sırasında hep ben korunurdum. Ama bir gece şiddetli bir kavganın sonucunda, tutkuyla sevişmeye başladığımızda ilk kez “Prezervatif istemiyorum. Zaten günüm de yaklaştı” dedi. Kandım. Bana hamile olduğunu ve artık evlenmemiz gerektiğini söylediğinde beynimden vurulmuşa döndüm. Bunu neden yaptın diye sorduğumda ise “Seni kaybetmemek için” deyiverdi. Resmen bir kez daha aldatılmıştım. Çocuğu aldırmaya razı ettim elbette. Ama bu olayın yarattığı yıkıcılığı anlatmama gerek yok sanırım.

Ondan ayrıldıktan sonra kısa süreli ilişkiler yaşadım. Ama vazgeçmiş değildim. Hayatımda sadece bir kişinin olmasını ve evlenmeyi düşünüyordum.

Biri daha çıktı karşıma…

Yine mükemmel başladı, mükemmel gelişti. Tam sırasında yine aynı aptallıkla evlenme teklif ettim. Üstüne bir de araba hediye ettim. Ama arabayı alan hatun ortalarda görünmemeye başladı. Üstüne üstlük benden soğuduğunu falan da gevelemeye başlayınca olay koptu…

Ve birden içimdeki canavarın harekete geçtiğini hissettim. Bu canavarın adı –her ne kadar kabullenemesem de- intikamdı.

Öncelikle acayip severken, beni piç gibi ortada bırakan bu kadına dersini vermeliydim. Hemen birini buldum. Bu onun çevresinden biriydi. Benim o kişiyle olduğum da çok geçmeden onun kulağına gitti. Ve telefonlar başladı. Hata yaptığını aslında beni hiç unutamadığını söylüyordu. Kozlar artık elimdeydi. Üstelik diğer kişiden ayrılmadan, onunla da birlikte olmaya başladım.

Tanrım bu ne büyük bir zevkti. Yalan söylüyordum. Yalan söylerken de keyif alıyordum. Birinin kulağına fısıldadığım aşk sözcüklerini, aradan bir saat geçtikten sonra buluştuğum diğerine de fısıldıyordum ve bu beni hiç rahatsız etmiyordu.

Biri daha çıktı karşıma. Onu da ikiletmedim tabii ki. Aynı anda üç kişiyle beraberdim. Trafiği idare etmek zor oluyordu ama aldığım keyif bu zorluğa değiyordu.

Artık Aldatan Adam’dım. Aldattıkça da değerleniyordum. Biri bana ‘İş çıkışı buluşalım’ dediğinde, “Gelemem, hem işim var, hem de yalnız kalmak istiyorum” diyor, bir başkasının kucağına koşuyordum. Böyle yaptıkça da “gizemli” biri oluyordum. Artık kadınların aradığı adamdım. Gizemli, kendinden emin, hükmeden, istediği zaman gelen, istediği zaman giden, bazen ortadan kaybolan, yatakta iyi bir aşık, sevgililerini iyi yerlere götüren, şık hediyeler alan…

Abarttığım zamanlar da oldu elbette. Hele bir kere kalabalık bir grup içinde 4 sevgilimi de aynı masaya oturtmuştum. (Bunun öyküsünü bir başka yazıda anlatırım). İnsanlar cesaretime inanamamıştı. Ama ben zaten onları baştan yok sayıyordum. Olsa da olurlardı, olmasa da… Bu rahatlığı hissettiğim için de korkmuyordum.

Aldatmaya devam ediyorum. Şu anda, yine 4 kişiyle beraberim. Hepsi mutlu. Tabii ki birbirlerinden haberleri yok. Ama benim bir tek şikayetim var. Bu trafiği yürütmek için iyi paraya ve zamana ihtiyaç var. Birincisiyle ilgili sorunum yok. Ama zamanım yetmiyor. Zaman sorununu da çözersem, sayıyı ikiye katlamayı düşünüyorum. Ne zamana kadar böyle devam eder falan diye de felsefik yaklaşımlar içine girmiyorum. Çünkü ben Aldatan Adam’ım ve aldattığım kadar yaşarım…

Unutmayın, size önemli bir ipucu, insanlar inanmak istedikleri şeye inanır. Gördüklerine değil…

Kaynak : Erkekadam.com (2000 yılında Demir Gönül tarafından yazılmıştır.)

Gençliğimi yaşayamadım

Size daha büyük bir dinamiği açıklamak için, iyi bir arkadaşım olan Rob’un öyküsünü anlatacağım.

Arkadaşım Rob gençken, çoğu erkeğin “doğal alfa” diyeceği bir erkekti; fit, zeki ve onun dobralığını anlamayan erkekler için ise sahip olduğu alfa duruşu genellikle kendisini bilmeyenlerin onu ‘göt herif’ diye tanımlamalarına sebep olurdu. Liseden sonra bir süre orduda idi ve bu da onun için çok uygun görünüyordu zira çok iyi bir uçak gövdesi teknisyeni olmuştu. Bu alanda bir süre iyi de kariyer yaptı.

Doğal bir Alfa olmasına rağmen Rob’un kadınlara yaklaşımı daha çok feminen buyruk tarafından etkilenmişti. Ona aşık olan kızlar vardı ama Rob’un ONEitis eğilimi ağır basıyordu. Bu nedenle bir kez Kim’e kilitlendikten sonra, hayatının odağında hep Kim vardı. “Doğru kız için herşeyi yaparım” derdi çünkü onun inandığı buydu : fedakarlık ve destek daha ikisi karşılaşmadan bile Rob’un görevi idi.  İkisi de 19 yaşında iken Kim “kazara” hamile kaldı.(*)

Kim hamile olduğunu söylediğinde Rob’un ONEitis hastalığı onu tahmin edilebileceği gibi maskülen, “doğru olanı yap” yönüne doğru götürdü. İkisi de henüz çok gençti ve 20+ sene önce bile çok genç evlenen çiftlerin düşük “başarı” oranına sahip olduğunu biliyordu, ama tahmin edilebileceği gibi müstakbel eşinin buna bir istisna olacağını düşünüyordu. Onun ONEitis hastalığından mı yoksa doğal alfa inatçılığından mı bilmem, daha 19 yaşında çok iyi bir koca ve baba olmaya ant içti.

Kim evliliğin her zaman daha az hevesli tarafı idi ama kürtaj olmayacaktı. Rob’un gelecekteki potansiyeli konusunda emin olamasa da, 19 yaşında Rob ile evlendi. 5 yıl sonra 2 kızları vardı ve bundan iki sene sonra da bir oğulları oldu. Evliliklerini bir nevi mecburiyet olarak tanımlayabilirdim ama Rob Kim’i ve çocukları gerçekten çok seviyordu. Onun alfa tutumu onu daha da iyi bir sağlayıcı olmaya itiyordu ama Kim, kendisi 30larına ve daha büyük çocukları kendilerini idare edecek hale geldiğinde incelikle ve umursamazca Rob ile arasına mesafe koymaya başladı.

Kim 29 yaşına geldiğinde orta düzey yönetici olarak çalışmaya başladı. O güne kadar ev-kadını idi ama şimdi kızları okula başlamıştı ve o da çalışmak istiyordu. 3 çocuklu bir kadına göre Kim oldukça fitti (geri dönüp bakınca aslında fazla fitmiş). Rob biraz kilo almıştı ama hala karın üstü kasları formdaydı. Kim evde geçirdiği zamandan daha fazlasını işte ve gymde geçirmeye başlamıştı ve bu bizim kahraman – ONEitisci Rob’u bile sinir ediyordu.

Kim’in artık işte yeni arkadaşlıkları vardı ve bunların çoğu da 20lerin ortasında ve sonundaki bekar kadınlardı. Kim ise neredeyse 31 yaşında idi. Bütün bu bekar kız arkadaşları onu sürekli dışarda içmeye çağırıyordu. Onlar buna kız kıza gecelere akmak demiyorlardı, ama yaptıkları tam olarak da buydu. Görevine sadık Rob evde çocuklara bakıp bira ve film izleyerek zamanını geçiriyordu. Bu çok sık tekrarlanan birşey haline gelmeye başladıktan sonra bile Rob kahraman, destekleyici, baba / koca / sağlayıcı rolüne yapışmaktan vazgeçmedi. Rob hala insanların Beta diyeceği biri değildi ama onun ONEitis’e adanmışlığı ve artan evcil rolü Kim’in onu beta olarak görmesini sağlamıştı.

Kim 20lik arkadaşlarının haftasonu hikayelerini heyecanla dinlemekten, klüplerde onların kaçamakları ile yedikleri haltları kenardan izlemeye geçti. Sanırım birçok okur bunun nereye gittiğini anlamıştır. Sonunda Kim Rob’u aldattı. Ben Rob ile konuşarak onun Kim’i ve iş arkadaşını öldürmesine engel olmanın şüpheli ama ciddi gururunu taşıyorum. Sabahın 4’ünde onları bir motel odasına kadar takip etmişti. Ben onunla telefonda konuşurken arabada çocukları vardı.

Treni Kaçırmak

Bu hikayeyi sizi genç yaşta evlilikten korkutmak için anlatmıyorum. Bunun tersini daha iyi anlamanız için anlatıyorum. Benim blogumu yeterince takip eden herkes bilir ki ben erkeklere 30 yaşına kadar bırak evililiği, ciddi ve tek eşli bir ilişkiye bile girmemelerini tavsiye ediyorum. Bunun birçok erkek için zor, birçoğu için de imkansız olduğunu biliyorum. Ama burada prensip, bir erkeğin Cinsel Pazarda rollerini doğru şekilde ölçebilecek seviyeye gelene kadar kendi CPDsini kavrayıp gerçekleştirmesi gerekliliği. Ancak ondan sonra bir erkek, kendi Oyun farkındalıklarına göre tek eşliliğe girecekleri kadının kalitesini tartabilirler.

Rob bu bağlantıyı hiç kurmadı ve ergen sosyal yetenekleri ve feminen şartlanmanın öğrettikleri ile yaşadı (ve hala da yaşamakta). Rob bu ihanet ile çılgına döndü ama Kim’i affetti ve beraberce evlilik danışmanına gittiler ve bu danışmanlığa uyan şekilde, tipik “Kim’in Rob’u arzulamasının pazarlığını yaptılar“.  Rob hala Kim’in kavrayıp takdir edeceğini düşündüğü oyunun kuralları ile oynuyordu (mesela ilişki yatırımı yanılgısı gibi). Ama 3 çocuk ve 20lerin trenini kaçırdıktan sonra Kim’in hipergamisinin umrunda değildi.

Bu noktada Kim’in Rob’u terketmesi sadece bir formalite idi ama son darbe Rob işte sırtını sakatlayıp artık işini yapamaz hale geldiğinde indi. Ciddi bir engeli vardı ama Kim’in suçu değildi. Kim bu noktadan sonra vahşileşti. Çocukları da alıp Rob’u terk etti . “Kendini keşfetmek” ve kaçırdığı 20lerini yaşamak için yarı eyalet öteye yerleşti.

Oyunu ideallerindeki kadını elde etmek için kullanmak isteyen erkekler için 18 – 24 yaş arasında (CPDlerinin tepesinde) genç bir kadınla evlenmek ya da en azından tek eşli bir ilişkiye girmek çokça vurgulanan bir çözüm. Mantık şu : eğer hatunu şu meşhur cock carousel’e binmeden (İngilizce kucaktan kucağa atlamak anlamında, kelime anlamında argo kelime) önce ve gözü açılmadan aldın mı, kız tek eşlilik için biçilmiş kaftan olacaktır. Eğer kızı böyle erken alırsan, erkek onun (umulur ki) ilk Alfası olacaktır, kadın onunla eş bağı (pair bonding) geliştirecektir ve böylece hem ona en doğurgan zamanında sağlıklı çocuklar verecektir hem de ona duygusal olarak bağlı, sadık ve kendini adamış bir eş olarak bir ömür boyu mutlu ve mesut yaşayacaklardır.

Bu fantaziyi seviyorum, eminim idealist birçok erkek de seviyordur. Aslına bakarsanız bu CPDsinin tepesinde (30 – 36 yaş arası) bir erkek için, doğru oranda statü ve Amused Mastery (Eğlendirici Ustalık) ile becerebileceği ve gerçekçi birşey bile olabilir; eğer bu erkeğin kendi değeri iyice sağlamlaşmış ise. Fakat, Rob ve Kim’in hikayesindeki gibi bir senaryoda, genç evlenmede başka bir risk vardır : Gençliğimi Yaşayamadım dinamiği.

Gençliğimi Yaşayamadım

Modern Batılı toplumlarda, en köylü yetişmiş, ev adabı almış kızlar bile feminen buyruğun kızlara sürekli pompaladığı “istediğiniz herşey olabilirsiniz” sosyal reklamının bombardımanı altındadır. Bu devirde kız çocuğu yetiştirmek (burada tecrübe konuşuyor), onu saman alevi gibi yanıp bitecek olan CPDsi ve tepe noktasını geçtikten sonraki hayatını da iyi yaşaması için hayatının çok erken dönemlerinde vermesi gereken kararlar konusunda uyarmanın kız çocuğunun potansiyeline set çekmek olarak görülme tehlikesi var. Şunu da söylemeliyim ki bir babanın bu sınırları ucundan da olsa insanlar içinde belirtmesi, onun kadın düşmanı, ataerkil, erkek – ayrıcalıklı (male privilage), baskıcı gibi feminen buyruğun erkekler için yıllardır ürettiği tüm suçlarla taşlanmasına neden olacaktır. Fakat anneler bile, eğer kızlarını günümüzde kadın olmanın gerçek kısıtları ve seçmeleri gereken yollar konusunda uyarmaya kalksalar, ataerkil sistemin piyonu ve baskıcı olarak suçlanacaklardır.

Temel bu iken, ideal genç kızı bulup evlenmek (planlanmamış hamilelikler de içinde) şöyle bir risk taşır : kız olgunlaştıkça tercihlerini sorgulamaya başlayacaktır. Kariyer kadınları çağında evlenmemiş kız kurularının pişmanlıklarına dikkat çekmek klişe ama öte tarafta da erkenden evlenmiş kadınların “kaçırdıkları hayat” için pişmanlıkları var. CPDleri tepede iken ya da kendi çıkarları için evlilik tekliflerini reddederek evlenmeyi erteleyen kadınlara suç bulmak kolay ama Ye Dua Et Sev (Eat Pray and Love) senaryosuna en yatkın olanlar, CPDlerinin solmaya başladığının farkına varan Kim gibiler.

İşe bakın ki onu “olabileceğin herşey ol” propogandası ile etkileyen (ve onu girl power hayatını yaşamadığı için aşağılayan) feminen – öncelikli sosyal gelenekler, onu kocasını terkettikten sonra hayatına yeni bir rota çizmeye de teşvik ediyor. Kim’in sürekli kendini kışkırtan boşanmış / bekar arkadaşlarını, fem-merkezli sosyal baskıları ve içgüdüsel olarak sürekli “acaba bu adam benim bulabileceğim en iyisi mi?” soran hipergamiyi karştırın, 12 yıllık evlilikten sonra Kim’in neden gençliğimi yaşayamadım diye hissettiğini anlarsınız.

Oyun farkındalığı olan kırmızı haplı bir erkek olarak sizin kadınların tercihlerinin iki yüzünü de bilmeniz ve Oyununuzu buna göre ayarlamanız gerekiyor. Kadın ve erkeklerin yaşlarına göre CPDlerinin birbirlerine göre değişimini çizmemin ikincil sebebi, erkeklerin kadınların değişik yaşlarda maruz kaldığı sosyal baskıları, gösterdikleri davranışları ve zihin yapılarını tahmin edip kendilerini ona göre ayarlayabilmeleridir. Ama kadınların daha öncesinde ve sizinle tanışmadan önce verdikleri hayati kararları da göz önünde tutmanız önemlidir. Gün geçtikçe artan kolaylıkta “kahretsin, eğer onunla daha genç ve gözü açılmamış iken karşılaşmış olsa idim, şimdi bana daha bağlı olacaktı” diye söyleniyor. Bu her zaman doğru değil

(*) Çevirenin Notu – Bakınız Tomassi’nin 5 Numaralı Demirden Kanunu

Çeviri : Left Behind

Rollo Tomassi : Kırmızı Hap camiasının en önemli figürlerinden biri olan Rollo Tomassi'nin The Rational Male kitabı her erkeğin okuması gereken başucu eseri. Oldukça popüler olan The Rational Male bloğunun da sahibi de olan Rollo, The Rational Male - Preventive Medicine (Volume 2) ve The Rational Male - Positive Masculinity: Positive Masculinity (Volume 3) adlı kitapları ile ilk kitabındaki fikirleri daha da geliştirdi. Rollo Tomassi'yi burada Rollo Tomassi etiketinde de takip edebilirsiniz.

Sözlerinin erleri

Geçenlerde 25 yaşında bir genç bana kendi kendisi ile ne kadar hayal kırıklığı yaşadığını anlatıyordu. Bu yeni kızla çıkmaya başlamış, onunla tek eşli uzun süreli ilişki sözü vermişler ve bunun gibi birçok betanın bu tip bir evliliğimsi ilişkiye girerken sahip olduğu soylu niyetler falan … Sorun şu ki elemanın bu “meşru” ilişkisinden önce birkaç aylık bir fuck buddy’si (FB) var ve maalesef bu kızla çıkmaya başlayınca onunla tüm ilişkiyi kesmek zorunda kalmış. Tahmin edebileceğiniz gibi, FB bayağı üzülmüş, çok az duygusal yatırım ile yapılan onca seks yatırımı boşa gittiği için. Eleman yeni kız arkadaşı ile yaşadığı ilişkiyi olması gerektiği gibi devam ettirmeye kararlı imiş ama FB oldukça ısrarcı bir kız çıkmış ve çok daha duygusal olarak bağlanmış, ikisi sonunda “arkadaş kalalım” formülünü bulana kadar.

Bir hafta sonra, elemanın kız arkadaşı ile ilgili şüpheleri olmaya başlamış ve FB de arkadaş ya, bu şüpheleri tartışmak için buluşmuşlar. Bu buluşmanın daha sonra güvenli, rahat bir seks ile devam ettiğini söylemeye gerek yok. Ve bu nedenle de oğlumuz şu an pişmanlık ve hayal kırıklığı içinde. Bunu 25 yaşında bir gencin kendi cinselliği için neyin iyi neyin kötü olduğunu bulma yolu, tek eşlilik ve alternatiflerinin kafasındaki mücadelesinin doğal bir parçası sayabilirsiniz ama elemanın hayalkırıklığının sebebi bu değil :

“Kendimi bok gibi hissediyorum zira 10 yıl önce kendime söz vermiştim, böyle birşeyi asla yapmayacağım diye. Kendime verdiğim tek söze ihanet ettim.”

15 yaşında bir veledin, gelecekteki kız arkadaşı (ya da karısına) sadakat sözü verme “ileri görüşlülüğü” bana ilginç geldi. Tahmin edebileceğiniz gibi gencimiz bana pek dindar biri gibi görünmedi – parmağında da bu söz yüzüğünü göremedim. O zaman neydi bu şimdi?

“Kızları tavlayıp yatağa atabilirim, artık sorun değil. Ama iş ilişkiye geldi mi, kafam tamamen karışık. Ve evet, şimdiki kız arkadaşımla bir şeyler eksik, bunu biliyorum.”

Bu durumu kısmen açıklıyor. Yalnızken alfa, ilişkide iken beta olmak, bugünün feminize olmuş gençliği için çok yaygın bir tema. Yalnızken alfa / ilişkide beta çelişkisi beklenebilir bir şey ama bu hala söz olayını açıklamıyor.

“Bok gibi hissediyorum. 10 yıl önce babam annemi aldattı. Kendime asla babam gibi olmayacağım ve aldatmayacağım konusunda söz verdim. Bu geceye kadar da hiçbir kızı aldatmadım. Kafam karışık, ne yapacağımı bilmiyorum”

Babayı Katletmek

Danışmanlık verdiğim ateşli beta beyaz şövalyeler arasındaki ortak temalardan biri, bunların neredeyse fanatizm seviyesinde kendi “aşağılık herifin teki olan” babalarının tam tersi olma azmi. Devam etmeden belirtmeliyim ki bu elemanların çoğunun gerçekten ciğeri beş para etmez, alkolik ve hem çocuklarına hem de karılarına fiziksel ve duygusal şiddet uygulayan babaları var. Diğerlerinin ise babaları hakkındaki bilgileri, “güçlü ve bağımsız” bekar annelerinden ya da babalarının boşanma sonrası içine düştükleri beta eğilimlerden geliyor. Sebep ne olursa olsun, bu erkeklerin hepsinin misyonu, babalarından daha iyi bir erkek olmak, anneleri korumak ve tabii ki bu anneler arasında ileride çocuklarının anaları olacak kız arkadaşları ve karıları da var. Babalarının kişisel yenilgileri, onların kişisel zaferleri olacak.

Bu modern zaman Oedipus senaryosunun problemi de, Feminen Buyruğun onu çekinmeden kendi avantajına kullanıyor olması. Feminizasyon ve mavi hap koşullaması ile erkek çocuklar, feminen kültür tarafından ne kadar kabul edilebilir olurlarsa o kadar iyi erkek olurlar, beyin yıkamasına maruz bırakılıyorlar. Ve burada cinsiyetler arası sınır bulanıklaşıyor, oğlan çocuklarına bekar anneleri tarafından oturarak işemek öğretiliyor çünkü “senin aşağılık herifin teki olan baban hep ayakta işer ve klozeti kirletirdi”. Daha iyi “erkek”, feminen ve kabul görür erkek, kadın gibi işer ne de olsa.

Babasından nefret eden erkek büyüyünce maskülenden nefret eden yetişkin beta erkeğe dönüşür. Feminen şartlanma acımasız tabii, ama bu şartlanmayı bir erkeğin nasıl olmaması gerektiğinin yaşayan bir örneğinden daha iyi kimse kökleştiremez. Daha önce de belirttim, bu şartlanmalar meşru olabilir, ama sonuçları aynı : kadınlara sürekli “ben diğer serseriler gibi olmayacağım, hele hele de götün teki olan babam gibi hiç olmayacağım” adanmışlığının kadınlar tarafından takdir edilip ödüllendirileceğini sanan bir beta erkek.

Bu aslında Beta Oyununun varsayımı olan “feminen ile ne kadar özdeşleşirsem diğer “çoğunluk” erkeklerden o kadar ayrı ve eşi bulunmaz bir erkek olurum” fikrinin uzantısıdır. Tabii ki kadınların çoğu da bu betanın “daha iyi bir erkek olma sözü”nü takdir etmek yerine kendi doğaları gereği dominant alfa özelliklerinin peşine takıldıklarında, betanın gözünde “düşük kalitede” kadınlar olurlar.

Bahsettiğim 25 yaşındaki elemanın temel çelişkisi budur. Babasının annesi ve diğer kadınlarla deneyimi konusunda daha olgun bir anlayışa evriliyor ve bu onun ergenken doğru olduğunu düşündüğü şeye olan bağlılığı ile çelişiyor :

“Eğer babamdan daha iyi bir erkek olursam, hayal ettiğim gibi aşık olunmayı hakedeceğim ve takdir edileceğim. Böylece de yaptığım bu ilişki yatırımı sayesinde hipergami önemsiz birşey olacak.”

25 yaşında aşamalı olarak farkettiği ise sadece bir insan ve erkek olduğu, babası gibi.

Oedipus’un Ötesi

Tahmin edileceği gibi bu tür uzun süreli bir yatırımdan bir betayı çekip çıkarmak zor bir iş. Kadınların hep olduklarına inandırıldığı gibi olmadığı konusunda birinci el deneyimler yaşasa ve kırmızı hapı alsa da, bu “daha iyi erkek olma” sözü inatçı bir şekilde içinde kalır. Buna sosyal olarak alaya alınan ve küçümsenen erkek imajını ve annesinin babasını sürekli olarak negatif anlatmasını ekleyin, elinizde ölene kadar beta kalmaya aday bir beta kalır.

Fakat, sözünün eri bu erkekleri fişten çekmek yine de imkansız değildir. Acımasız ve deneyime dayanan gerçekler ile ergen bakış açısının bu zehirinden çıkmaları mümkün olabilir. Bu erkeklerde kırmızı hap farkındalığı yaratmak zor bir iş, ama bu erkeklerin iç gözlem yapmaları bir sonraki aşama. Eğer böyle bir baba deneyiminiz varsa “kötü baba”nın ve ona karşı sizin reaksiyonunuzun bir muhasebesini yapmanız ve bunun sizin kadınlarla etkileşiminizi nasıl etkilediğini anlamanız gerek. Sözünün eri bu erkekler için annelerinin de kendilerini reddeden ve böylece de onların ergen varsayımlarını yıkmaya yardım eden kadınlar kadar sıradan olduğunu kabul etmeleri çok zor. Bu tip ergen sözler (bilinçli ya da bilinçsiz) veren erkekleri sarsıp duran iki şey var : kadınları dedikleri ve yaptıkları arasında sürekli olan uçurum ve kendi ergen varsayım ve sözlerinin kendi cinsel yararının karşısında nereye konulacağı konusu

Çeviri : Promise Keepers

Rollo Tomassi : Kırmızı Hap camiasının en önemli figürlerinden biri olan Rollo Tomassi'nin The Rational Male kitabı her erkeğin okuması gereken başucu eseri. Oldukça popüler olan The Rational Male bloğunun da sahibi de olan Rollo, The Rational Male - Preventive Medicine (Volume 2) ve The Rational Male - Positive Masculinity: Positive Masculinity (Volume 3) adlı kitapları ile ilk kitabındaki fikirleri daha da geliştirdi. Rollo Tomassi'yi burada Rollo Tomassi etiketinde de takip edebilirsiniz.

Sonunda “diğer erkek”le buluştum

Evli kadınlarda 35 yaşını geçince sıkça görülmeye başlayan bir “ileri yaş alfa” arama huyu başladı. Rollo Tomassi buna ileri yaş hipergamisi diyor. Bu şekilde karısı tarafından boşanan birkaç erkek biliyorum. Fakat bu tür olayların gelişimi ve sonucu olarak sonunda kim beta, kim alfa kafam karışıyor. Tamam, terk edilen erkek genelde ilişki içinde betalaşmış  ya da başından kadının evde kaldım mantığı ile atladığı başından beta bir abi. Uğruna “yuva” yıkılan alfa abi ise daha yaşlı ve daha karizmatik … ama, ki kocaman ama … genelde olan şu : terk edilen güya beta erkek gidiyor daha genç bir kadın buluyor iken bu daha karizmatik güya alfa ise bazen çocuklu da olan, yaşı geçmiş bir kadınla takılıyor.

Böyle bir adam tanıyorum, 38 yaşında karısı tarafından aniden terk edildi, gitti 1.5 sene sonra 30 yaşında bir kadınla evlendi ve bir çocuk yaptı. Çocuk isteyen ama çocuk istemeyen karısına aşırı bağlı bir adam idi (tipik ilişki içinde betalaşmış bir zat), terk edilince süper üzüldü ama 4 ay sonra toparladı, yeniden evlendi ve şimdi kucağında bir bebesi var, tam da istediği gibi kız bebe. Sanırım ikinciyi de yapacaklar yakında. Eski karısı ne yapar bilmem ama kadınlar genelde bu yaşta yeni dal bulmadan terk etmezler, tahminim başka bir adamla.

Yine aynı şekilde yıllar önce beraber çalıştığım 56 yaşındaki müdürümü karısı terk etmişti (2 çocukları var). Adamın 5 aya kalmadan 38 yaşında, 20lerinde olan benim bile beraber olacağım, Taylandlı bir taş abla ile beraberdi. Karı resmen bu adama dede olmadan önce git daha genç kadınlarla takıl diye bilet verdi. Zira tipik bir beta olan eleman eğer karı terk etmese ölene kadar sadık bir şekilde yaşardı muhtemelen.

Herşeyin göründüğü gibi olmadığı bu fenomenle ilgili şu meşhur The Red Pill Reddit yazısı var örneğin :

Sonunda bugün “diğer erkekle” karşılaştım.

“Bugün futbol maçına gittim. Normalde onun (eski eş) çocuklarla günü, ama kızım için orda olmayı istedim … ve oğullarımı görmeyi istedim. Çocuklarla beraber daha fazla zaman geçirebileceğim her fırsat iyidir. Her ne kadar onları haftanın 5 günü görsem de, 7 kere görmeyi tercih ederim.

Vardığımda onları göremedim. Hava çok sıcaktı. Ah işte benim küçük oğlan beni gördüğü için yukarı aşağı zıplıyor. “Baba, baba!”. Koşup kucakladım, öptüm ve biraz da gıdıkladım. Bana güreşip güreşemeyeceğimizi sordu. “Şimdi olmaz. Kız kardeşininin maçını izleyeceğim”. En büyük oğlum yanıma geldi ve bana suratına nasıl futbol topu geldiği ile ilgili birşeyler anlattı.

Yerime yerleştim ve o işte önümde idi, sahaya dönmüş vaziyette.  Onu tanıyamadım. Saçları daha bir boktan görünüyordu bugün. Ve eleman da yanında idi. Diğer erkek. Ha siktir.

Bir yıl kadar önce 15 yıllık karım beni über alfa erkek için terketti.

Ben tatlı olan idi, o ise serseri.

Ben altbezi değiştirebilen ve bebe poposunu en hızlı şekilde silen erkektim. O ise koca bir evi kaldırabilecek olan erkek.

O, karımı anal sekse ikna eden erkekti. Ben ise “annem bizi neden terketti” diye ağlayan kızımın kafasını okşayıp teselli eden erkek

Son 15 aydır, hep bu anı kafamda canlandırıyodum. Cep bıçağımla herifçioğlunu boynundan mı bıçaklayacaktım? Fiziksel üstünlüklerimi göstermeye mi çalışacaktım? Ona benim de tıfıl olmadığımı mı gösterecektim? “Adamım, hava çok sıcak, çıkaralım şu t-shirtleri” deyip baklava karın kaslarımı mı ortaya serecektim?  Ya da ona ne kadar acı yarattığı ile ilgili uzun bir nutuk mu çekecektim? Herkesin önünde büyük bir cıngar çıkarıp futbol tarihine mi geçecektim?

Sonra onu şöyle baştan aşağı süzdüm. Düşüncelerimle baş başa sessizce oturdum.

Bu onun suçu değil. O da bir erkek sonuçta, sikini bulduğu deliğe sokuyor. Biz de o durumda olduk. Üstelik şu an 40 yaşında 3 çocuklu bir kadınla beraber. En güzel günleri yıllar önce geçip gitmiş bir kadınla. Her sabah 3 çocuğunu ve kocasını ilk heyecanlı deneyim kapısını çalınca terk edip gitmiş bir kadına bakarak uyanıyor. Yakında o kadının çocukluk travmalarını öğrenecek. Bağımlı ve fevri yapısını görecek … kendine bu kadın bu kadar saçma sapan şeye neden bu kadar para harcıyor diye sormaya başlayacak. Benim daha önce bulunduğum yere kısa sürede gelecek. Ve beni hiçbir kuvvet o zamanlarıma döndüremez!

Oturduğum yerden kalktım ve arkasında durup ismini söyledim. “David?” Arkasını döndü, biraz şaşırmış görünüyordu. “Sonunda seninle tanışmak güzel” dedim. El sıkıştık ve geri sırama döndüm.

Zavallı adam. Sonuçta, kendisi GERÇEK BETA!

 

Aldatan kadını silmek

Bir erkek aldatıldığı zaman aldatan kadını hızlıca hayatından çıkarmalı. Bunun aması, maması yok. Bu kız arkadaş ise zaten çok kolay birşey (genç arkadaşlar size zor geliyor; emin olun öyle değil) ama eğer işin içinde evlilik, hatta çocuk bile olsa yapılması gereken, o ilişkinin hemen orada bitirilmesi. Burada aldatan kadının kız arkadaş olduğunu varsayarak aldatan kadını terk etmenin en iyi yolunu konuşacağız.

Aldatma sonucu ilişkiyi bitirirken genelde başvurulan yol, kadının karşısına çıkıp ondan hesap sormaktır. “Bana bunu nasıl yaptın”, “bunca yıldan sonra …” vs. vs. Boşverin. Bir kere, kadınlar için genel olarak aldattılarsa bile bu genelde erkeğin suçudur. Yeterince ilgili değildir falan filan. Ya da içkili bir anlık birşeydir ve üstü kapalı olarak onu affetmezse erkek aslında bunca yıla ve emeğe ihanet etmiştir. Ve daha böyle bir sürü boktan bahane. Kısacası yüzde 90, aldatılmış olmanızın suçlusu siz olacaksınız.

Hatun salya sümük ağlayıp size affet diye yalvarabilir ki, zaten bu ilişki bittiği için bunları dinlemeye de gerek yok.

Aldatan kadını terk etmenin yolu, onu hayatınızdan silmektir. Bakın mesela siz aldatıldığınızdan emin oldunuz ama kadının haberi yoksa, hiçbir şey söylemeden silmekten bahsediyorum. Sanki gezegenden ışınlandınız gibi. Facebooktan, sosyal medyadan, telefondan falan direk silin, size ulaşmasına da izin vermeyin. Neden bunu yaptığınızı da anlatmak zorunda değilsiniz.

Bu aslında iyi bir intikam aynı zamanda zira onun sizi suçlu çıkarırken kendi vicdanını da temizlemesine engel olacağından, yaptığı ile başbaşa kalacak. Ama siz bunu sadece intikam için yapmıyorsunuz. Bu sayede bu hatunu kafanızdan en hızlı şekilde çıkaracaksınız ki zaten amacınız bu.

Tabii hatunla aynı evde yaşamak gibi bir hata yapmadığınızı varsayıyoruz. Tomassi’nin 4 Numaralı Demirden Kanununu okumadınız mı? :

Evli olmadığın ya da 6 ay içinde evlenmeyi planlamadığın bir kadınla ASLA aynı evde yaşama.
 
Şimdi bu beraber yaşama karşı olmamız ahlaki değil, pragmatik bir durum. Beraber yaşamak demek, sizi erkek yapan özgürlüğünüzü kaybetmeniz demek. Tabak çevirememeniz demek. Yani opsiyonsuz kalmanız ve kadının avucunun içinde olmanız demek. Kadının düşgücünü ve seks performansını ateşleyen bilinmezlik, rekabet stresi, gizem gibi unsurları pencereden dışarı atmanız demek (evet bu hata genelde daha az seks olarak geri dönecektir). Evlilikde tamam da, evlenmeden neden bu duruma düşesiniz.

Peki hatun fiziksel olarak ulaşmaya çalışır ise? Mesaj ve telefonu cevaplamamak kolay ama birden karşına çıkarsa, kapında beklerse. O da basit. Artık kendisi ile görüşmek istemediğini, bu ilişkinin bittiğini söylersin ve tabii ki neden sorusuna da ben öyle istiyorum der geçersin.

Dediğimiz gibi aldatılan erkeğin, aldatılan kadınla artık bir işi kalmamıştır. Açıklama falan yapmanın, kavga etmenin bir gereği olmadığı gibi hayatınızda bir daha varolmayacak biri için gereksiz zaman ve enerji harcamanıza neden olur.