Bir kadınla ilk tanıştığınızda şu kurala her zaman uyun: İlk 3 – 4 ay hiçbir İYİLİK, İLTİFAT VE HEDİYE yok. Kadının yaptığı hiçbir şeye duygusal bir tepki vermek yok. Nokta!
bu 4 ay olayı bayağı saçma geliyor bana. eğer kızla sevgili isen,söylemen gerekir. yoksa kız ayrılır senden. ha sen diyorsan biz sevgili değiliz,seks yapıyoruz birlikte bir şeyler paylaşıyoruz fakat sevgili değiliz,ona tamam. ama diğer türlü kız tekmeyi koyar sana. burada hatalı düşünmüşsünüz.
Yerinde diyorum zira benim burada yazdığım mantığa ters görünüyor. Fakat bu kırmızı hapın 30 senedir sahada deneye yanıla bulduğu ve ilk başta mantığa ters gelse de önemli bir kural. Orada cevap yazdım ama burada da yazı olarak tekrarlayayım ki arada kaynamasın (cevabı biraz güncelleyip genişlettim).
Öncelikle 4 ay ağızdan iltifat ve seni seviyorum çıkmaması ve hediye almamak, bu 4 ay boyunca sevgiline fiziksel sevgi göstermeyeceksin ya da sevecen davranmayacaksın anlamına gelmiyor. Öncelikle bu 4 (ya da 3 – 4) ay sallama bir sayı değil. Bu süre bir oneitis mavi haplısının sevgilisi tarafından ortalama terk edilme süresidir. 30 yıllık tecrübe birikiminin gösterdiği şeyler şunlar :
1 – Bu kritik süre boyunca iltifat ve seni seviyorumlar çoğunlukla kızın “lan erkek mi bu yoksa erkek rolü yapan oğlan çocuğu mu” testleri nedeniyle ağızdan çıkar. Çoğunlukla kız ya direk isteyerek ya da bir trip atıp “seni seviyorum” veya iltifat alarak bunları erkekten alır.
2 – Bir kadını sevecek kadar tanıman en az 3 – 4 ay alır. Kadın sevgilin de olsa hakkında bir şey bilmiyorsun. Ve günümüzde erkek olmanın sorumluluğu, kendini paranoya ve kıskançlık krizi gibi zayıflıklara kaptırmadan, kolundaki kızın gerçekte nasıl biri olduğunu gözlemlemendir. Maalesef günümüzde bir erkeğin mutlu olmak için izlemesi gereken yol, başında bu kızın sana her kazığı atabilecek biri olduğunu varsayıp, 3 – 4 ay içinde aksini ispat etmesini beklemektir. Başından “sevdiceğim, kar tanem, meleğim” diye başlarsan fena yanabilirsin. Lafı uzatmadan söyleyeyim, birkaç ay tanıdığın birini sevemezsin.
3 – İltifat ve seni seviyorumlar, kızı genelde soğutur. Zira çoğunlukla bunlar yukarda dediğim gibi testtir. Kızın beklentisi, boyun eğmemendir.
4 – En önemlisi bu : sözlerin gücünü küçümsemeyin. İltifatlar, seni seviyorumlar ve hediyeler, erkeği duygusal yatırıma iter ve ilişkide güçsüz taraf yapar. Çünkü kadınlar çoğunlukla ilk aylarda fazlaca duygusal yatırım yapmazlar ama erkeği yatırım yapmaya iterler.
Amerik Birleşik Devletleri’nin kurucularından ve gelmiş geçmiş en büyük amcıkavcılarından Ben Franklin’in ünlü ve mantığa aykırı görünen keşfidir : eğer A kişisi B kişisi için bir şey yaparsa, A kişisi B kişisinden daha fazla hoşlanacaktır. Çoğu kimse bunun tersini varsayar – eğer insanlar sizden hoşlansın istiyorsanız, onlar için bir şeyler yapmalısınızdır. Yani B kişisi, A kişisinden daha fazla hoşlanmalıdır, değil mi? Yanlış!
A kişisi B kişisinden daha fazla hoşlanır zira A kişisi duygusal yatırım yapmıştır. Belki de A kişisi B kişisinin karşılık olarak iyi bir şey yapmasını beklemektedir. Belki A kişisi, primat hiyerarşisinde B kişisinden aşağıda olduğunu düşünmektedir. Belki A kişisi kendi egosunu korumaktadır – B kişisi özel biri olmalıdır, onun için bir şey yapmış olsam bile! Ya da B kişisi için bir şey yapmak gibi basit bir eylem nedeniyle, B kişisi A kişisinin düşünce ve duygularında yer kaplamaya başlamıştır.
Kadınların duygusal yatırım yapması, erkeklerin duygusal yatırım yapmasından daha uzun zaman alır. Erkekler en kısa zamanda dölleyebilecekleri doğurgan kadın arayacak şekilde evrimleşmiştir (büyük kalçalar, büyük memeler, sağlıklı bir yüz). Kadınlar ise kendilerini ve çocuklarını koruyabilecek olan kabilenin en güçlüsünün peşindeler. Bu nedenle de daha uzun vadeli özelliklere bakarlar (kendine güven, dominantlık, duygusal güç, zeka, vs …). Bir kadının bir erkeğin bu özelliklere sahip olup olmadığını anlaması zaman alır. Bunun yanında erkek güzel bir kadına hemen yatırım yapabilir. Her kadın – erkek ilişkisinde erkeğin duygusal yatırım yaptığı ama kadının hala mantıki hareket ettiği bir periyod vardır. Birçok erkek bu periyoda sıçar – garip, fazla iyi, fazlaca kıza odaklanmış bir şekilde davranmaya başlarlar ki o sırada henüz yatırım yapmamış kadına bu erkek kaybeden ya da daha kötüsü izlenimi verirler.
5 – Duygusal yatırım yapmaya dünden hazır, duygusal yatırım yapmanın kızı elinde tutmak için zaruri olduğunu düşünen erkek, şu 30larında evlenilebilecek, en sıkcısından koca malzemesidir. Mavi haplıdır. Bu, 30larında bir kadının “amanın kocişko adayımı buldum” diye üzerinize atlamasına neden olabilir ama özellikle genç bir kadının hedefindeki erkek değildir. Genç kızlar bu tiplerin yanından geçmez. 30lukla da yanılıp şaşırıp alfa siker beta öder denkleminin sağına düşme şansınız var.
Bu kuralı ihlal edebilirsiniz ama tavsiye etmem. Riskine değmez. İlk aylarda seni seviyorum demediği, iltifat etmediği ya da hediye almadığı için terk edilen kişiler gördünüz mü bilmem. Ben görmedim. Edilen varsa da o adam muhtemelen beta bucks arayan bir hatundan kurtulmuştur. Sözel iltifat ve ağızdan seni seviyorum çıkmadı diye terk edilebileceğini düşünmek aşırı mavi haplılıktır.
Ben bu kural yüzünden hiç terk edilmedim, edileni de görmedim. Tersinde terk edildim ve edileni çok gördüm. Örneğin daha 1 aylık ilişkide kucağında “senden çocuğum olsun istiyorum İhsan, beni seviyor musun” diye kıvranan kıza karşılık olsun diye “ben de istiyorum, ben de seviyorum” cevapları veren ve akabinde aşık olan; ve ilişkinin 3. ayında “İhsan seninle çok sıkılıyorum ben” diye terk edileninden gördüm. Gerçi iyi oldu, İhsan’a hapı içirdik sayesinde.
Tabii bu yazdıklarımızın kıza sarılmayın, kucaklamayın, koklamayın ya da “4 ay sikeceğim seni benden bu süre boyunca sevgi alamazsın” şeklinde davranın tavsiyesi olmadığını anladığınızı varsayıyorum. Kırmızı hap camiasında var öyle adamlar. “Kafasını yastığa gömecen karının, sikecen ve işin bitince kapıya koyacan, ne sarılması amk” diye yazanlar. Ben şahsen böyle adamlar neden kadın – erkek ilişkileri ile kafa yoruyor anlamış değilim. Parasını verip yapsınlar, bahsettikleri “ilişki” için sevgiliye ne ihtiyaçları var. O ilişkiyi satıyorlar ve üstelik en ucuz seks, parasını vererek yaptığın sekstir.
Kıza dokunuş, sarılış ve öpücüklerle seni seviyorum dersiniz zaten (gerçi bunu da abartmayın). Ağızdan çıkan beklesin biraz.
Evet arkadaşlar önceki yazılarımdan bilen vardır ben Secret Child fakat bundan sonraki yazılarıma Ames Profondes ismiyle devam edeceğim. Yazılarımıza değer verip paylaşan Erkek Adam Blogu yöneticilerine ve zaman ayırıp yorum yapan kişilere teşekkürlerimi sunarak başlamak istiyorum.
Red Pill’le yeni tanışmış veya yeni tanışacak olan insanlara bir konuk olarak söylemek istediğim şeyler olacak. Bu felsefeyle ilgili yapılan yanlış yorumları da açıklayacağım. Ben de kırmızı hapı yeni yutmuş sayılırım. Bundan öncesinde farklı platformları da okuduğum oldu ama Red Pill bunların arasında olaya en doğru ve gerçekçi yaklaşımı sunan platform. Özellikle Erkek Adam Blogu’nda yer alan çeviriler önemli derecede bir bilgi birikimi bunun değerini bilin. Asıl değinmek istediğim şey bazı sözlüklerde The Red Pill felsefesini olur olmadık şekilde eleştiren ve yanlış anlayan insanları ciddiye almamanız. Önce eleştirilere cevap verip devamında yeni tanışanlara ve tanışacak olanlara temel bilgileri verip bu camianın amacını sade bir dille açıklayacağım. Elon Musk’ın başarılarını bile çürütmeye ve eleştirmeye çalışanlar varken bu camianın eleştirilmemesi garip olurdu. Bu bizleri şaşırtmıyor açıkçası.
Sözlüklerdeki eleştirilerin içinden en çok dikkatimi çeken “ The Red Pill felsefesi psikopat insanları savunup bize alfa gibi gösteriyor. ” yorumuydu. Bu arkadaşımız olayı çok yanlış anlamış ve olaya sadece bir açıdan bakmış. Sözlükte yazılan onca bilgiden bu çıkarımı yapması ayrı bir olay. Böyle bir şey yok arkadaşlar. Red Pill’in burada anlatmak istediği şey Alfa niteliklerine sahip olan kişilerin beta kişiler tarafından saldırıya maruz kalması ve Alfa niteliklerine karaktersiz damgası vurulmaya çalışılmasıydı. Sürekli uydu erkek olarak kalmış , meriçliğin zirvesine ulaşmış ve iyilik ayağına yatıp kadınları pusuda bekleyen kişilerin ortamda bir Alfayı farkettiği zaman onu karalama kampanyasına başvuracağı gerçeği değişmiyor. Sonra bu kişiler tarafından Alfa kişimize psikopat damgası vuruluyor. Neden ? Çünkü bu beta kişimiz onun üstünlüğünün farkında ve onu karalamaktan başka bir çaresi olmayacağının farkında. Eleştiren kişi de büyük bir ihtimalle online ve MMO oyunlarla bilgisayar başında vakit öldürüp sözlüklerde ona buna sallayıp eksi basan bir kişidir. Kadınların uydusu olmaktan çıkamamış, Friendzone yapraklarının arasında yuvarlanan panda olmaktan kendisini alıkoyamamış devamında da hatalarını kabullenmek yerine suçu başka şeylere yüklemiş ve hatalarını düzeltmek adına hiçbir şey yapmamış insanların saçma yorumlarını ciddiye almayın. Olaylara tek açıdan bakmayın. Asıl anlatılmak istenen şeye odaklanın. Sen de online oyun bağımlısı olan, boş vakit geçiren biri olabilirsin fakat önemli olan bunlardan kurtulmak için çaba göstermen ve hatalarını kabullenmen. Eğer buradaysan bir şansın var.
Dikkatimi çeken ve genel olarak yanlış anlaşılmalara sebep olan diğer eleştiri de Red Pill’in kadın düşmanı olarak gösterilmesi ve kadınlara orospu damgası vurduğununiddia edilmesi. Bu yönde eleştirilere birkaç yerde rastladım. Yine bazı kişilerin olayı yeteri kadar anlamamış olmasından kaynaklı bir durum. Şimdi şuna bir açıklık getirelim. Red Pill kadın düşmanı değildir ve kadınlara orospu damgası vurmaz. Red Pill’in anlatmak istediği şey kadınların ve erkeklerin doğası gereği farklılıkları olduğudur. Yani Feminizm diye ortaya çıkarılan akıma karşıdır ki bu konuda Red Pill çok haklı sebepler sunuyor. Erkekler ve kadınlar farklıdır. Bu bir gerçektir. Feminizm konusundaki başlıkları iyice okuyun ve olayın özünü kavrayın. Red Pill kadınlara orospu damgası vuruyormuş buna çok güldüm. Lan bir kız kendisine kötü davranınca ya da başka erkelerle takılınca direk orospu damgası vuran insanlar çıkıp bir de böyle bir yorum yapıyor. Bu kişilere ithafen şunu demek istiyorum: Sayın a*ına koyduklarım ! Red Pill kadınlara orospu demiyor. Kadınların doğası en iyi eşi seçmeye eğilimli olduklarını söylüyor. Yani bir erkekte temel olarak aradıkları şeylerin güce ve duygusal dayanıklılığa dayandığını anlatıyor. Duygusal olarak çökmüş, kendine bile saygısı olmayan gücünü kaybettiğini hissettirmiş erkeği kadın ne yapsın? Gidip Youtube’da müziklerin altına “ Aga bee ” veya “ Sigara paketten çıktı yanayım mı abi dedi. ” yorumlarını yapan veya bu tür yorumlara like atan erkeği kadın ne yapsın? Bu tür erkeklerle ilişki yaşayıp bu seviyesizliğe mi insinler? Bu camiayla yeni tanışmış olan insanları bu konuda iyice düşünmeye davet ediyorum.
Bu camiayla yeni tanıştıysanız özellikle “ iyi biri olmak ve iyilik “ kavramını doğru bilmeniz gerekiyor. Bizim toplumumuzda bu kavram çok yanlış anlaşılıyor. Kızın götünden ayrılmayıp ne dese onaylayan ve kızın hataları karşısında duyarlı davranan veya öyle olmaya çalışan bir kişi iyi biri değildir fakat bu kişiye yıllar boyunca iyilik ve iyi biri olmak kavramı toplum ve arkadaşları tarafından bu şekillerde lanse edildiği için bu kişi gerçeği göremiyor. Gerçeğin farkına varsa da bu durumdan vazgeçmiyor. Bu kişi uydu erkek ve meriç diye adlandırdığımız türlerdendir. Erkek Adam Blogu’nda Uydu ve Meriç erkeklerle ilgili bir sürü yazı mevcut ama kısaca bu konuya değindim ki blogdaki yazıları okumadan önce temel bir oluşsun. Kız sizi açıkça kullanıyor ve “ Sen çok iyi birisin. “ ayaklarıyla sizi elinde tutup sizi umutlandırıyor. Lan sana böyle dese ne olacak? Sen kız ne dese onaylıyorsun. Kızı kaybetme korkusundan kendi fikirlerini söyleyemeyecek kadar acizsin. Kendi fikrini söylemek yerine her boku kıza sorup onun fikirlerini önemsiyor ve uyguluyor ayağına yatıyorsun. Senin kendine saygın yok kız sana nasıl saygı duyacak? Kız zaten sana saygı falan duymuyor sadece iyilik kavramı üzerinden senin betalarını coşturuyor haberin yok. Kısacası iyi biri olmakla aptal olmak arasındaki farkı bilmelisin. Burayla yeni tanıştıysan ilk bilmen gereken şeylerden biri bu. Bu durumlarda ne yapılması gerektiği de blogda mevcut.” ONEities “ ve “ En büyük hata : O çok özel kadının peşinde koşup durmak “ başlıklarını iyice okuyup kavramalısınız.
Son olarak Red Pill’in amacını iyi kavrayın. Bu konuda yazılmış şeyler var ama yine de değinmekte yarar var. Sözlüklerde ve başka platformlarda Red Pill’i sırf kadın tavlama taktiği olarak lanse eden insanlar var. Bu tür insanlara şunu söylemek istiyorum: Onca yazıdan ve bilgiden çıkardığın sonuç bu mu s*kik? Bu camiayla yeni tanışan arkadaşlar. Red Pill’in temel amacı size hayatın gerçeklerini gösterip bunun karşısında güçlü olabilmek için yapılması gerekenleri göstermektir ve hayatta statünüzün, kendi benliğinizin ve başarılarınızın kadınlardan önce geldiğidir. Red Pill herşeyden önce size disiplinli olmanın ve ulaşabileceğiniz en verimli halinize nasıl gelebileceğinizin yollarını anlatır. Bunlarla birlikte kadın ve erkek arasındaki farkları her yönden inceleyip sizlere göstererek farkındalığınızı arttırır. Sosyal konulara değinir. Özellikle bazı başlıkları okuyup bazılarını okumamak gibi bir hata yapmayın. Olayları gerçekten anlayabilmek için her başlığı ayrıntısıyla okumanız lazım yoksa bazı şeyler oturmaz. Buradaki tecrübeli insanlar her ne hata yaptıysanız bundan dönebilmeniz için size yollar gösteriyor ve deneyimlerini paylaşıyor. Buradaki çoğu insan sizin hatalarınıza benzer hatalar yapmış ve bunlardan ders çıkarıp güç almış insanlar. Sonuçta yumruk yemeden yumruk atmayı öğrenemeyiz. Bunlardan yararlanmak sizin elinizde ve bu camiayla tanışmanız bile sizin için büyük bir fırsat. Gidip kızlarla tanışma eğitimi setlerine ve internetteki saçma kitaplara onlarca para döken aptal insanlardan olmayın. Bu camianın değerini bilin. Bir sonraki yazımda Türkiye’de online oyun bağımlılığına ve bunun yol açtığı durumlara değineceğim.
Duygusal güç, insan toplumunda bir erkeğin sahip olabileceği en büyük güçtür, gerçekleştirmesi çok zordur ve çok az bulunur. Zaten tam da bu nedenle, kadınlar duygusal güce dolaysız bir arzu ile tepki verirler.
Para iyi veya kötü talihle kazanılıp kaybedilebilir. Fizik yaşlandıkça kötüleşebilir ve yanıltıcı da olabilir ama duygusal güç en büyük eşitleyicidir. Herkes kendi korkularıyla boğuşur ve kendi duygularını kontrol altına alabilen erkek gerçek şampiyondur.
Hayatınızın bir anında çok büyük bir felaketle yüz yüze kaldınız diyelim. Parasal, sosyal veya sağlıkla ilgili. Eğer siz duygusal olarak sağlam, sakin ve özgüvenliyseniz, problemleri aşarsınız ve yeniden tepeye çıkarsınız. Ama negatif duygulara yenik düşer, duygularınızın kontrolü altına girerseniz, size olanların insafına kalırsınız. Oldukça başarılı olmalarına rağmen duygularına yenik düşen ve intihar eden insanları duymuşsunuzdur. Duygusal güç, bir insanın içsel gücünün en önemli işaretidir.
Hayatın güçlükleri karşısında duygusal olarak dağılmayan ya da duygusal bir batağa saplanmayan erkek, bu güçlükleri aşabilme ihtimali en yüksek olan erkektir. Bu erkeğin kendi hayatı üzerindeki kontrolü, duygularına hakim olamayan bir milyonerden çok daha fazla olacaktır.
Duygularını kontrol edebilen bir erkek, korkuları ile yüzleşip onları yenerek başarıya ulaşabilir ve önüne çıkan her engeli aşabilir.
Kadınlar bunu bilinçaltlarında, içgüdü seviyesinde anlarlar. Kadınlar bu tip bir erkek ile birlikte olmayı arzular zira bu tip bir erkek dolaysız olarak kadının arzularını ateşe verebilir.
Daha önce de söylediğimiz gibi, önce ERKEK ADAM gibi davranmanız gerekir. Bu iyi bir başlangıç. Ama burada duramazsınız. Gerçekten ERKEK ADAM olana kadar çalışmanız lazım.
Duygusal gücü kazanmakta bir ironi vardır. Duygusal olarak güçlü olmak için sekse, aşka, ilgiye, sevgiye, nezakete ve insan sıcaklığına ihtiyaç duymamayı öğrenmeniz gerekir. Ama bir kere duygusal gücü kazanırsanız kadınlar bunu sezeceği için seks, aşk, ilgi, sevgi ve nezaket size yağmaya başlayacaklardır. Bu durumda da artık ihtiyaç duymadığınız şeyler size istemediğiniz kadar çok sunulacaktır.
Duygusal olarak güçlü olmak demek sizin BELİRLİ BİR KADINA ihtiyaç duymamanız anlamına gelir. Kıskançlık göstermemek, problemli hatunları hemen terk etmek anlamına gelir. Onların bu oyunlarını oynamazsınız zira daha iyisini bulabilirsiniz ve onu bulana kadar da arada kadına ihtiyaç duymadan yaşayabilirsiniz.
Duygusal olarak güçlü olmak demek sizin kadını elde etmek için kendinizden başka hiçbir şeye ihtiyaç duymamanız demektir. Siz ERKEK ADAMsınız, az bulunur bir ödülsünüz ve tek başınıza kıza bir lütufsunuz demektir. Yani bir kadına size ilgisi azalır diye hiçbir şey almamanız demektir. Eğer bu tür bir korkuya izin verirseniz, kız zaten sizi aşağılayacaktır. Kızlar bir erkeğin ilişkiyi taze tutmak için birşeyler almaya ihtiyaç duymasını, düşük statü olarak algılarlar.
Duygusal olarak güçlü olmak demek sizin bir kadını hiçbir zaman hayatınızın merkezine koymamanız demektir. Bir kadın hayatınızın merkezi değil, hayatınıza yoldaş olmalıdır.
Çoğu erkek, kadının onayına ihtiyaç duyarak çok fazla konuşur ve çok fazla gülümser. Bunları unutun. Şarkıları, dansları, çiçekleri, çikolotaları ve bunlar gibi tüm romantik yalanları aklınızdan çıkarın. Siz erkek adam değilseniz böyle şeyler her zaman geri teper. Bunlar sizin seksi olmadığınızı ve eksiğinizi böyle kapattığınızı gösterir ve kadınların sizi itici bulmasına neden olur. Bunu açıkça yüzünüze söylemezler tabii: “sorun sende değil bende” derler.
Bütün bunlar kendinizi olabildiğince iyi bir fiziğe sokmamanız, iyi giyinmemeniz, kariyer ve para kazanma hırsınızın olmaması anlamına gelmez tabii ki. Bunları kendinizin merkezinde olduğu hayatı en iyi hale getirmek için yaparsınız sadece, bunların kadınla bir ilgisi yoktur. Duygusal olarak güçlü bir erkeğin kendisini geliştirmesi ve daha özgüvenli, daha iyi fizikli ve iyi giyimli biri olması onu daha seksi yapar ama bu bir yan üründür.
Buyruk 3 – Önceliğin kendi misyonun olmalı, kadının değil Esas oğlanın kendisini tamamlayan kadına ilanı aşk ettiği tüm o romantik klişeleri unutun. Bunun her fırsatta aksini iddia etmelerine rağmen kadınlar bir erkeğin “herşeyi” ya da varlığının merkezi olmayı istemezler. Tam tersine değerli bir erkeğin hayat amacına itaat etmeyi arzularlar, o erkeğin amacını gerçekleştirmesine yardım eden dişil güç olmak ve o erkeğin gösterdiği yolu takip etmek isterler. Bir kadının bütünlüğüne saygı gösterin ve ona “benim herşeyimsin” diye yalan söylemeyin. O sizin “herşeyiniz” değil, ve eğer öyle ise, yakında öyle olmayacak merak etmeyin. The Sixteen Commandments of Poon, Amcığın 16 Buyruğu
Bir kadın için hiçbir şey yapmamak mı lazım peki? Tabii ki hayır. Bir kadına yalakalık etmek için birşey yapmakla bir kankanız için birşey yapmak arasında fark vardır. Siz ne kadar kendinizi kandırırsanız kandırın, kadınlar aradaki farkı sezerler. Bizim bahsettiğimiz kadına yalakalık olan şeyler. Bir kadın için birşeyi arkadaşınız için yapıyor gibi yapıyorsanız, bunu ima etmelisiniz.
Bir kadınla ilk tanıştığınızda şu kurala her zaman uyun: İlk 3 – 4 ay hiçbir İYİLİK, İLTİFAT VE HEDİYE yok. Kadının yaptığı hiçbir şeye duygusal bir tepki vermek yok. Nokta!
Bir kadın bu nedenle sizin soğuk ve mesafeli olduğunuzu söylerse, (gerçekten soğuk değilseniz) sakın ola değişmeye ve yelkenleri suya salmaya yeltenmeyin. Gerçekte KADIN COOL VE MASKÜLİN BİR ERKEK ister ve bu söyledikleri sadece sizin hemen kontrolü bırakıp bırakmadığınızı test etmek içindir.
İllimitable Man bugün güzel bir tweet serisi atmış. Bu seride kıskançlık derken, kadın erkek kıskançlığından ziyade, sizin sizden daha fazlasına sahip başkalarını kıskanmanız anlamında kıskançlıktan bahsediyor:
Eğer kıskançlık hissediyorsanız, daha yemeniz gereken çok ekmek var. Siz içgüdüsel olarak kıskançlığınızı, bu duygunuzdan sorumlu tuttuğunuz kişiye yansıtabiliyor olabilirsiniz ama eğer hüsranınızı karşınızdaki kişiyi mahvetmeye çalışmak yerine kendinizi geliştirmeye kanalize ederseniz, daha akılcı davranırsınız.
Karşınızdakinin sizi hedef alan kötü niyetinden kaynaklanan bir durum yok ise, karşınızdaki kişi sizin kıskançlığınıza neden olmadı. Kıskançlığınızın sorumlusu o kişi veya kişiler değil. Kıskanç hissediyorsunuz zira bu kişi size “olmak istediğiniz ama olmadığınız kişi”yi hatırlatıyor.
Yani kıskandığınız kişi sadece bir tetikleyici ama hissettiğiniz şeyden tamamen siz sorumlusunuz. Eğer kendi duygularınızın sorumluluğunu kabul edemiyorsanız, hala çocuksunuz. Eğer nasıl hissettiğiniz sürekli başkalarının suçu ise, siz dünyanın hislerinizden sorumlu olduğunu düşünüyorsunuz, kendinizin değil.
Sorumluluğu elinizden çıkarıp dışarı atıyorsunuz ama yanında kontrolü de dışarıya atmış oluyorsunuz. Eğer siz çevrenizin sizin kontrolünüzde değil de sizin çevrenin kontrolünde olduğunuza inanırsanız, sizin kontrol merkeziniz kendi içinizde değil, dışarıda olur.
Bunun sonucunda kaçınılmaz olarak kendinizi mağdur olarak görmeye başlarsınız ve Nietzche’nin meşhur köle ahlakını içselleştirir ve daha da güçsüzleşirsiniz.
Frederich Nietzsche’nin felsefesinin ana temalarından biri olan efendi – köle ahlakı kavramına göre temelde iki ahlak çeşidi var : efendi ahlakı ve köle ahlakı. Niezsche köle ahlakıyla bir tür yaşama biçimini dile getirmekte ve bu yaşam tarzını olumsuzlamaktadır. Acıma, alçak gönüllülük, korku, büyük olan karşısında eziklik, sabır, hoşgörü, gurur vb. türde özellikler barındıran yaşam anlayışı Nietzsche’ye göre köle ahlakına uygun bir yaşam anlayışıdır.
Neyse devam edelim :
Bu tehlikeli tuzağa düşmeyin. “Duyarlılık üzerine kurulu efendi ahlakının aksine köle ahlakı hınç üzerine kuruludur. Yani efendinin değer verdiği ama kendinde olmayan şeyleri değersizleştirme üzerine” der Nietzsche.
Tweet serisi ile ilgili diğer tweetlerde ise şunu söylüyor :
Kıskançlık duyduğunuz çoğu şey ne sizin ne de başkalarının suçu. Onların daha uzun boylu, daha akıllı ve daha yakışıklı / güzel olması gibi. Bunlara karar veren nedir biliyor musunuz? Oyun, doğa ve genetik.
Sizin yapmanız gereken elinizdeki kartları en iyi şekilde oynamak, daha iyi kartlarım olsaydı keşke diye bir köşede ağlamak değil. Değiştiremeyeceğiniz şeylere odaklanmanız sağlıklı değil zira bu kalbinizi öfke ile doldurup size zarar vermemiş olan insanlara zarar verme isteği yaratmaktan başka bir işe yaramaz. 1.62 cm boyunda bir erkeğin 190 cm boyunda bir erkeğe ya da varoş kızının Ivanka Trump’a bakıp bakıp hiddetlenmesi gibi. Bu ruhunuza zarar verir. Yapmayın.
Peki ne yapın? İnsan ilişkilerinde parametrelerden sadece biri olan tek bir boyuttaki eksikliğe takıntı derecesinde odaklanmayın. İnsan ilişkilerinde birçok boyut olduğunu ve bir boyutta avantajsız iseniz ve bu değiştiremeyeceğiniz bir şey ise; başka daha fazla boyutta kendinizi geliştirebileceğinizi ve avantajsızlıklarınızı telafi edebileceğinizi bilin.
Kendinizin en kötü boyuttaki konumunu, o boyutun en tepesindeki örneklerle karşılaştırmayı bırakın. Çok büyük ve aptalca bir hata. 1.65 boyunda bir erkek boyunu dert ettiğinde kendini hep 1.90lıkların Kıvanç Tatlıtuğ tipindekiler ile karşılaştırır. Oysa bu adamlar 1.80 ve üstü boyluların yüzde 5’idir. Bu boyutta tepede (1.80 üstü) insanların çoğu başka boyutlarda fire verir : şişmandır, eğitimsizdir, oyunsuzdur (bize boyu uzun ama oyunsuz birçok arkadaştan mail geliyor mesela), zeki değildir, atletik değildir, zengin değildir, genç değildir, tembeldir, vs .. vs .. Değiştiremeyeceğiniz bu boyutun ağlama duvarına yaslanıp ağlayacağınıza değiştirebileceğiniz boyutlarda en tepeye çıkmaya odaklarsanız o boyuttaki elemanların %90ını geride bırakacaksınız.
“Ama abi hiçbir zaman Kıvanç Tatlıtuğ ile rekabet edemem ki?” Niye sadece buna ağlıyorsun? Madem ağlamaya başladın hiçbir zaman Usain Bolt’tan hızlı, Clint Eastwood’dan karizmatik, Elon Musk’tan zengin veya Rocco Siffredi’den “kocaman” olamayacaksın diye de ağla.
Her etkileşimde bir kişinin değerlendirme ve yargılama yaptığı ve diğerinin ise memnun etmeyle uğraştığı bir çerçeve bulunur. Daha yüksek değerli kişi doğal olarak değerlendirme çerçevesine girerken, daha düşük değerli olan ise kendini ispat ve memnun etme çerçevesine girer. Birçok erkek bir kadınla iken, üzerinde pek fazla düşünmeden, etkileşimin o şekilde gelişimine izin vererek ast çerçeveye düşer.
Çocukluğumuzdan beridir bize, soruları cevaplamak öğretildi. Okulda, soruları doğru cevapladığımızda öğretmenlerimizce ödüllendirildik ve üniversitede bile sınıfa katılım üzerinden, profesörü konuya hakimiyetimizle etkileyerek not aldık. Sorun şu ki onaylanma ihtiyacımızı yetişkinlik dönemimize de taşıyoruz ve başkalarına davranışlarımızı ve düşüncelerimizi açıklayarak onların üzerimizde hakimiyet kurmalarına izin veriyoruz. Gerçekte birçok insan soru sorulduğunda cevaplamak için fazlaca istekli. Ama bunu yaparak ast çerçeveye düşmeyi kabul ediyorlar.
Örneğin, kadınların sıklıkla sorduğu bir soru da “ne iş yapıyorsun?”dur. Kadının bu sorusunu hızlıca cevaplayarak, otomatik olarak onun “kendini bana ispatla” çerçevesine girersiniz. Bu nedenle kitabım Bang’de, çekiciliğinizi inşaa ettiğiniz etkileşimin ilk zamanlarında, kadınları asla direk cevaplamamanız gerektiğini öğretiyorum. Daha iyisi, ona sizi değerlendirmekte olduğunu takmadığınızı gösteren şaka ile karışık bir cevaptır. Mantığa aykırı bir şekilde bu kadının size olan ilgisini arttırır, zira sizden önceki çoğu erkeğin hevesle yaptığı şeyi yapmayı reddettiğinize göre sizin değeriniz daha yüksek olmalıdır.
Bir başka örnek de patronunuz olmayan bir iş arkadaşınızın size “bunu neden bu şekilde yaptın?” diye sormasıdır. Bu durumda iş arkadaşınız, sizi kendinizi savunma durumuna sokarak daha üst bir çerçeve kurmaya çalışıyor. Onun çerçevesini reddeden cevap, ona bu işi neden böyle yapmayı tercih ettiğinizi açıklamamaktır. Size “nasıl yaptın?” sorusu sormadığı sürece. Nasıl sorusu onun ast çerçeveye girmesidir ki sizden bir şey öğrensin. Bunun yanında sizden niteliği ufak ufak artan iyilikler isteyen iş arkadaşları ile de karşılaşacaksınız.
Bir kadınla ilk defa seks yaptığınızda ve performansınız kötü olduğunda nasıl hissedersiniz? O an aşağı hissettiğiniz için, “gelecek sefer daha uzun olacak” ya da “o kadar içmemeliydim” gibi bir şey söyleyebilirsiniz. Bu sizi tatmin etmesi beklenen kişi haline sokar. Kadın muhtemelen sizi zayıf bir erkek olarak görecektir. Kendi değerine güveni olan erkek bir tane kötü cinsel deneyimde bozuntuya vermez, ya da en azından bu durumu açıklama / savunma gereği hissetmez.
Kendini herhangi bir şekilde açıklamaya çalışmak, çerçeveyi kaybetmenin en kolay yoludur. Bu sadece karşıdaki insan kendi ast çerçevesini defalarca gösterene kadar yapılmamalıdır. Örneğin bir kadın sizin önünüzde sürekli kendini kanıtlamaya çalışıyorsa, arada bir onu doyurmak için bir kemik atabilirsiniz. Ama bunu sadece istediğiniz için yapmalısınız ki kadın ilişkide temel bir güven duygusu hissedebilsin.
Önemli not : doğal alfa erkekler ast çerçevesini otomatik olarak reddetmeye meyillidir. İçgüdüleri kendilerini açıklamamalarını söylerler. Bu erkeklerin kendilerini yüksek değerde gördüklerinden çerçeveyi korumaları kendiliğinden olur. Eğer doğal bir alfa değilseniz, sizin bunu kadın size her soru sorduğunda ya da sizden bir şey istediğinde, size çerçeve dayatıp dayatmadığını düşünerek yapmanız gerekecek (“çantamı tutabilir misin?”). Eğer kadın size çerçevesini dayatmaya çalışıyor ise, sorusunu saptırmalısınız. Bir şaka yapın ya da “onayla-ve-abart” uygulayın ki etkileşimde üst taraf siz olasınız. Bunu yapmazsanız kadın yavaş yavaş gücünüzü emer ve sizi ya ilgi için ya da birkaç yıldır evli erkeklerin karılarında görüldüğü üzere avucuna almak için kullanır.
Bir kadından yüksek beklentilerinizin olduğu ama onun sizden çok az beklentisi olduğu bir noktaya gelmeye çalışmalısınız. Siz istediğiniz gibi davranırken o size uymalı. Bu ciddi miktarda öz değer gerektirir ama o değeri kazanana kadar sizden bir şeyler isteyenlerin çerçevesine girmeyerek bunu simul edebilirsiniz.
Eski sevgiliyi geri kazanma konusunu 2 kısımda inceleyeceğiz: Daha kolay olan ayrılık öncesi eski sevgili olmadan hemen önce gidişatı tersine çevirme ve ayrılık sonrası.
Eski Sevgili Olmadan Hemen Önce
Bir erkeğin kadınların davranışlarına değil de sadece dediklerine bakmasının en fazla zararlı olduğu zamanlardan biri de ilişkinin son haftalarıdır. Birçok erkek, davranış okuyamadığından ya da okuduklarını doğru yorumlayacak cesaretleri olmadığından, pat diye terk edildiğini sanır. Oysa kadınların resmi olarak eski kız arkadaşınız olmadan yaşadıkları kısa bir geçiş dönemi vardır. Eğer illa ayrılmamak istiyorsanız, kızın fikrini değiştirmek için bu dönemde kısa bir şans pencereniz var.
Bir kadınla ne kadar süredir birlikte iseniz o kadın size o kadar fazla “ben yakında gidiyorum” mesajı verir. Çoğu kadın 2 yıllık ilişkiyi bir gecede bitirmez (bitirenini gördüm ama bunlar sayıları az ve gittiğine ilerde sevineceğiniz rahatsız insanlardır); 2 yıllık bir sevgili, size en az bir ay “ben gidiyorum” sinyali verir. Senin görevin Jim, bu tehlike sinyallerini yakalamak ve ona göre tavır almaktır. Seks sıklığının azalması ve kızın sekse isteksizliği tabii ki bir alarm. Ama asıl alarmlar kadının aramalarınıza ve mesajlarınıza geç ve eskiye nazaran soğuk cevap vermesidir. Sizi aramayı çok azaltması hatta bırakmasıdır. Gülerken gözleri de gülüyor mu? Bu da bir sinyal. Kızların ses tonları da asla yalan söylemez : kız mutlu iken sesi müzik gibidir, kedi iken sesi kız çocuğuna döner, azdığında nefesi kesilir gibidir ve size saygısı bittiğinde tamamen monotonlaşır. Yaptıklarınızın ona batması (gözlerini küçümser şekilde çevirmesi, onaylamaz manada şeyler söylemesi ya da sesler çıkarması, dırdır, vs …) bir başka işarettir. Eğer size enteresan sorular soruyor ve konuşma garip yerlere gidiyorsa, bu da bir alarm. Aslına bakarsanız, kendinizi kandırmazsanız ve kızların davranışları ile söylediklerinin ağızlarından çıkandan daha önemli olduğunu yakalarsanız, bu tür ipuçlarını hissedersiniz. Eğer “Merve’ye birşey oldu, eskisi gibi sıcak değil” diyorsanız, 90% doğrudur.
Kadının bu tür davranış değişikliği, hatunun sinsiliğinden olmaz. Bir bocalama dönemi olur. Eğer tabii siz inanılmaz feminenleşmemişseniz (mesela “o çok sevdiğim küçük parmaklım saçlarını her duştan sonra kuruttuğum” gibi). Normalde dedim zira günümüzde erkekler o kadar betalaşabiliyor ki, hatrı sayılır sayıda erkek, yenisi bulunmadan terk ediliyor. Yanlızlık bu adamlarla çıkmaktan daha iyi!
Neyse, bu geçiş döneminin farkına varmak işin yarısı. Bunu yakaladığınız an ise tamamen soğukkanlı davranmanız gerekiyor. Önemli birini ya da bir şeyi kaybetme ihtimaliniz yüzünüze çarptıktan sonra kafanıza üşüşecek hain duygusallıklara karşı koymanız lazım. Eğer bunlara karşı koyarsanız, hala kazanma ihtimaliniz var ama karşı koyamazsanız, kazanma ihtimaliniz SIFIR! Kazanmak mı istiyorsunuz (kaybetme ihtimali olsa da), duygusallaşıp (ve siz nasıl kendinizi kandırırsanız kandırıp pratikte “beni terk etme” diye yalvarmak olan şeyler yapıp) kaybetmeyi mi?
Şimdi yapmanız gereken şey : Kadının sizinle ilişkisine olan şüpheleri kesinleşmeden HEMEN BAĞLANTIYI KESİP ULAŞILMAZ OLUN! Sahayı terk eden siz olmalısınız! Kadını arayıp ayrılın demiyorum, kaybolun! Tamamen değil ama yüzyüze görüşmeyi minimuma indirin. Kızı aramayın ya da mesaj atmayın. Kız ararsa kibar olun, neşeli olun ama uzun uzun konuşmayın. ASLA ONUN HAYATINI ARAŞTIRMAYIN! Yanılıp şaşırıp buluştuğunuzda gördüğünüz saçma hareketlerine gülün. Ve HİÇBİR ŞEY OLMAMIŞ GİBİ DAVRANIN. Sakın ha ilişkinizin geleceği ile ilgili konuşmaya çalışmayın.
Eğer kadın sizin soğuduğunuzu sezerse, ayrılık sonrasının daha iyi olacağına dair inancı kırılabilir. Zira bu inancın büyük kısmı bilinç altında sizin onun peşinden geleceğiniz ya da en azından bir süre onu bekleyeceğiniz inancı üzerine kuruludur. Siz daha el altında ve değersiz olansınız ama öyle iseniz neden değersiz biri gibi davranmıyorsunuz? Sizin onu elde etmek için çabalamanız, o sizden soğuyunca onu ısıtmak için eksta romantik hatta arabesk olmanız lazım gelmez miydi? Ha siktir yoksa siz daha değerli misiniz? Kendisi seksi, sıcaklığı, kediliği ve muhabbeti soğuttuğu için sizi kaybetmekte mi? Bunun sonu her zaman olmasa da kadının kendi değerlendirmesini sorgulamasına ve size geri dönmesine sebep olacaktır. Burada Oyununuza devam edin. Kesinlikle oyununuzu ele vermeyin : yani kızın size soğuduğunu bildiğinizi asla belli etmeyin. Asla bu konuda konuşmayın.
Feminen öncelikle beyni yıkanmış bir erkek (çoğunluk) bu konuları konuşmaya meyillidir. Açık iletişimin ilişkinin temeli olduğu yalanına inanan bu erkek, açık iletişim ile babayı alır.
Yukarıdaki ideal tepkiyi vermek zordur. Bitmesini istemediğiniz bir ilişkinin bitmek üzere olduğunu bilmek, ancak ciddi duygusal güce sahip bir erkeğin dayanabileceği bir baskıya neden olur. Bu baskıyı azaltmanın yollarından biri, asla Disney masalı hikayelerine kanmadan, böyle bir ayrılığın ihtimalini her zaman bilerek yaşamaktır ki, olay bu aşamaya geldiğinde sadece yakalayabilmekle kalmayın, şaşırmayın da.
Öncelikle şunu kabul edin ki, aksine duygusallaşır ve arabeskleşirseniz şansınız sıfır iken yukarıdaki gibi davranırsanız şansınız 100% değil. İstatistiki bir sonuçla karşı karşıyasınız, size düşen iyi oynamak ve beklemek.
Peki Kız Zaten Ayrıldı Ne Yapacaksınız? İletişimi Kes Kuralı (No Contact Rule)
Çoğu insan bu yazıyı sevgilisi ayrıldıktan sonra okuyor. Bu durumda ne yapacaksınız?
Ayrılık anında hemen şunu söyleyerek kabul edin : “Seni seviyorum ve ayrılmak istemiyorum ama tamam, ayrılalım. Eğer fikrini değişirirsen beni ara.”
Ve hemen buhar olun. Kızı asla aramayın, mesajlamayın, mümkünse görmeyin. Sosyal medya takibi, like atma, vs … yapmayın. Whatsapp veya Insta storylerini izlemeyin. Onun için siz buhar oldunuz gittiniz.
Kızın size ulaşım kanalları ise açık olsun. Ama siz bu no contact evresini kız sizi arayana kadar onu aramayacaksınız. Kız sizi aramazsa siz onu aramayacaksınız. Gerekirse aylarca.
Siz hemen kendi hayatınıza odaklanın, başka kızlara yazın, arkadaşlarınızla buluşun. Kız sizin için yok. Doğum günü, özel gün, annesi ölse bile aramıyorsunuz.
Araştırmalar gösteriyor ki, terk eden kişinin ayrılıktan sonraki ilk 1 – 3 hafta hissettiği şey rahatlama. Çoğu erkek bu evrede geri dön diye yalvararak, ağlayarak, kavga ederek vs … kızın içinde aslen varolan ama bir iki hafta hissetmeyeceği özlemi ve sevgiyi SIFIRLIYORLAR. Böylece rahatlama evresi geçince ortaya çıkabilecek özlem ve nostaljiyi kendi elleri ile bitiriyorlar.
Ama yanlızlık ve nostalji duyguları, eğer yeni bir dal yoksa, ayrılmanın 3. haftasında tavan yapıyor ve artık kızın görmezden gelemeyeceği bir noktaya geliyor. Kızın zaten gelecek olan bu nostalji ve yalnızlık hissini, arada kızı araya araya bastırmazsan yangına çevirirsin. Gerçi ayrılıktan ayrılığa değişir bu süre. Örneğin 3 hafta da olabilir 3 ay da. Genellikle ilişki ne kadar mutlu ve uzun, ayrılık ne kadar acısız ise o kadar kısa sürer.
Kız sizi aradığında nazik, ikiniz hakkında olmayan kısa muhabbet yapın. Kız zaten genelde “çoook pişmanım lütfen bana dön” diye aramayacak. Eğer kaybolduysanız, sizin tarafınızdan reddedilme ihtimali olduğundan genelde basit bir “merhaba nasılsın” ya da “dün markette mango gördüm, seni hatırladımö nasılsın” (abiniz bunu bizzat duymuştu), “tshirtüm sende mi kalmış” gibi dolaylı bir şey olacak.
Sakin, neşeli, flörtöz olun. Unutmayın, ayrılık size koymadı hatta şu an kendinize odaklandınız sizin için iyi bile oldu. Ve yine ERKEK olduğunuzu unutmayın. Siz kayasınız. Sevecen ama sağlam. Sağlam ve güçlü bir baba gibi düşünün kendinizi. O nedenle sinirlenmeyin, “nasıl olabilirim, terk ettin bir de soruyor musun?” gibi ezik çıkışlar yapmayın, duygusallaşmayın, karşı tarafa şuçluluk hissettirmeye çalışmayın.
Mesajlaşıyorsanı ileri – geri 5 hafif mesajı geçmesin. Mesaj arkadaşı durumuna düşüp saatlerce mesajlaşmayın veya konuşmayın. Hem kızı kovalamış gibi olursunuz, hem kızı sıkarsınız hem de kendinizi friendzone’a atarsınız.
Size tavsiyem siz kızı uzun süredir aramıyor ve buhar olduysanız ve o sizi arıyorsa kendinize güvenin ve kız benimle buluşmak istiyor diye varsayın. Zira 80% durum bu. Kadınlar erkekten liderlik beklerler, çok az kadın çıkıp “buluşalım mı” der.
Kısa mesajlaşmanın sonunda “senden haber almak güzel. Buluşalım, ne zaman müsaitsin?” gibi bir şey söylersiniz. Kabul ederse buluşma ayarlayın ve sanki yeni bir kızmış gibi kur yapın. O mesajlaşmayı orada kesin. Buluşmaya kadar mesajlaşma olacaksa kızın başlatmasını bekleyin, flört edin ama süper uzatmayın. Hatun sizin hala kendisine ilginiz var mı onu yoklayacak ama ilginizin onun ilgisinden çok daha yukarda olduğunu düşünürse soğuyabilir.
Eğer hatun buluşmak istemezse “tamam fikrin değişirse bana haber ver, kendine iyi bak” deyin ve konuşmayı bitirin. Ve yine tamamen aramayın ve sormayın. Kız büyük ihtimalle 3 – 14 gün içinde bir daha arar. O zaman da aynı şekilde mesajlaşın ve buluşma teklif edin. Buluşma teklifini kabul etmezse, yine kısa kesin. 2 kereden fazla buluşma teklif etmeyin. Ondan teklif gelirse buluşun. Ama sürekli öylesine arıyorsa kısa kesin. Bir süre sonra ya buluşmak isteyecektir ya da aramayı bırakır. Bu süreç boyunca kibar ve neşeli olun.
Bazen hatun buluşmayı kabul eder ama son anda eker. Bu durumda ne yapacaksınız? “Lan kaltak, neden gelmedin lan buluşmaya” ya da “yaaa Necla neden böle yapıyorsun, çok üzüyorsun beni neden böyle zalım” gibi abuklamayacaksınız tabii ki. “Buluşmak güzel olurdu ama sorun yok.” Buluşmama bahanesi eğer bir işinin çıkması ise “Zamanın uygun olursa ve buluşmak istersen bana mesaj at”. NOKTA. Yeni buluşma teklif etmeyin. Ve yine buhar olun.
Eski kız arkadaşı geri döndürme olayı zordur, emek ister. Bu sinir harbine çok az erkek dayanabilir. O nedenle zaten size gidin kendinize yeni bir kız bulun diyorum. Ama yok ben Necla’yı istiyorum diyorsanız Necla mutlaka ama mutlaka opsiyon olsun. Yeni kadınlarla buluşmayı ihmal etmeyin! Zira ilişkiyi Necla bitirdi ise başlatmak için iş yapması gereken o. Siz ayrılığın acısından iyileşip, yeni ve daha iyi bir hayata yürüyün. Yeni kızlar ile buluşun. Bırakın yukarıda yazdığım gibi o size ulaşıp durdurmaya çalışsın.
Ve arkadaşlar friendzone’un en berbatı, eski kız arkadaşın friendzone’a sokması olayı. Bunu konuşmamız lazım. Eski kız arkadaşınız sizi friendzone’a atmak isteyebilir. Sizi terk eden o olsa da sizin hayatınızdan çıkmanızın açtığı boşluk onun için acılı olacaktır. Özellikle de buhar olduysanız. Bu nedenle sizi hayatında tutmak isteyebilir.
“Seni kaybetmek istemiyorum, arkadaş kalalım lütfen.” (Meali Seni yeni birini bulana kadar kaybetmek istemiyorum, arkadaş kalalım (ve bana seni unutmam için destek ver) lütfen.)
Kabul etmeyin. “Teşekkür ederim ama hayır. Ben seninle romantik ve fiziksel olarak görüşmek istiyorum, bu arkadaşlık işi benim için yürümez. Ama ilerde fikrin değişirse ve arkadaşlıktan fazlası aklına yatarsa bana haber ver.” deyin ve yine buhar olun.
Bazılarınız bunu kıza elini göstermek ya da zayıflık olarak algılayabilir. Ama unutmayın, siz bir erkek olarak bir şeyi istiyorsanız onu açıkça belirtip daha azına boyun eğmeyeceğinizi söylüyorsunuz burada. Buna çerçeve denir, zayıflık değil. Özellikle de birçok erkeğin zayıflık göstererek arkadaşlığa razı olduğunu düşünürseniz.
Ve son olarak arkadaşlar, eğer hatun sizi aldattı ise, o hatundan kız arkadaş materyali olmaz. Eğer onu geri kabul ederseniz ona “beni aldatman mühim değil, bir daha aldatabilirsin” mesajı verirsiniz. Aldatma varsa o iş bitti. Acı da olsa erkek olup acı ilacı yutun ve önünüze bakın.
Bütün bu yazdıklarımın, terkedilen tipik bir erkeğin yapacaklarının tam tersi olduğunu farketmişsinizdir. Tipik bir erkeğe bunları yapmak mantıksız gelir. Ayrılık sonrası genelde yapılanlara bakalım :
-Konuşarak veya mesajla kızı ikna etme çabası : İstediğin kadar cool olmaya çalış,kıza beni terk etme diye yalvarmaktır. Kıza vereceği tek mesaj, sizin sandığından da beta olduğunuzdur ve ne kadar doğru bir karar verdiğinin onaylanmasıdır. Özellikle ayrılığın ilk haftaları sonradan çökecek olan özlemin tersine rahatlama olduğundan, o evrede bu çabalara girerseniz, sonradan başlayacak özleme dönemini kendi ellerinizle öldürürsünüz.
– Uzun bir ayrılık sonrası maili : Yapmayın! Yukarıdakinin daha tescilli versiyonu. Ben o kadar alternatifsizim ki, oturup bu maili yazmaya mesai harcıyorum.
– El yazması mektup ya da şiir: Yaaa napıyorsunuz ya!
– “Seni benim kadar seven çıkmayacak ve geri geleceksin ama o zaman çok geç olacak” arabesk cooluğu : Favorimdir. Memleket sınırları içinde çok yaygındır. Feminen fantazisi Türk filmlerinin ve dizilerinin vazgeçilmezi. Gerçek hayatta beyler bu arabeskliğin anlamı açıktır. Bir kızı, hayatına giren en ezik ve en feminen erkek en çok sever. Bana sorarsanız bunu yazan adamı terk eden kız, kendisi için çok hayırlı bir iş yapmıştır. Bir de tam o anda olay sizin onu ne kadar sevdiğiniz değil, onun sizi ne kadar sevdiği olayı!
-Kendi hayatını salmak, dondurmak: Arkadaşlarından uzaklaşır, aktivitelerden ve işinden uzaklaşır. Bunalıma girer. Kadına “sensiz bir hiçim” mesajını gönderir ve tabii ki bu mesajın temel anlamı “bir hiçim iyi ki terk ettin beni” dir.
Bir kadın, ancak terk ettiği adamın hipergami değerini yanlış hesapladığını düşünürse geri döner. Yukarıdaki gibi davranışlar ise kadının bu değeri çok doğru hatta fazlasıyla yüksek hesapladığını gösterir.
Durup düşünün. Diyelim ki kadın bir erkeği yanlış hesapladı. Adam aslında alfa ama kadın beta sandı terk etti. Bu adam ne yapar? Hay salak karı der, kendi hayatına ve arkadaşlarına odaklanır, işine odaklanır, spora odaklanır, gider kendine başkasını arar ve bulur. Bunu yaparken ise kadına ayıracak vakti olmadığından, terk eden kadın için adam ortadan kaybolmuştur. İşte bu nedenle bizim verdiğimiz tavsiyeler çalışır : bunlar hipergami için yüksek değerli erkeklerin göstereceği ilgisiz davranışlar.
Birgün yeterince taşak büyütürseniz bir tavsiyem daha olacak. Kız geri geldiğinde ona pis bir sırıtışla şunu deyin : “Biliyorsun, seni geri kabul etmemeliydim. Bu ilişki muhtemelen yürümeyecek”.
Duygusal yatırım saniyesinde itici birşeydir. Neden öyle olduğu önemli değil ama birkaç sebep tahmin edebiliyorum.
Birincisi, duygusal yatırım iticidir zira insanlar kendilerininkinden daha ilginç, heyecanlı, üst seviyede ve iyi hayatları çekici bulurlar. Bizden daha iyi bir hayat yaşayan kişinin bizimle değil de kendi hayatları ile meşgul olacaklarını düşünürüz. Bir kadın sizin duygu ve düşüncelerinizi işgal edebildiğini görünce sizin hayatınızın boktan olduğu sonucunu çıkaracaktır. Kadın düşünce ve duygularını daha yukarda birine sabitlemek isteyecektir ama eğer sizin duygu ve düşünceleriniz ona sabitlenirse, kadının hedefi siz olmayacaksınız.
Örneğin futbol oynayan bir kız kendinden daha iyi futbol oynayan bir erkekten etkilenecektir zira bu erkek kızın futbola yatırım yapmış olan tarafına hitap edecektir. Kendinden daha kötü oynayan bir erkekten hiç etkilenemez demeye çalışmıyorum – başka nedenlerle bir erkeğe yatırım yapabilir. Ama bu erkek dezavantajlı bir konumdan başlayacaktır.
İkincisi, duygusal yatırım iticidir zira, basitçe söylemek gerekirse, duygular kötü ve korkutucudur. Toplumumuz “aşk” duyguymuş ve “gerçek benliğimiz” duygularımızmış gibi davranıyor ama bu saçmalık. Bizim değerlerimiz mantıklı olduğumuz zaman yaptıklarımızdadır, berrak bir zihin ile başarmak için çabaladığımızdadır. Duygular geçici ve güvenilmezdir ama gerçek sevgi, kendi aziz esenliğinize olan bağlılığınızdır. Yunan filozof Plato, Phaedrus adlı eserindeki diyalogda şöyle demiştir : “duygusal aşk delilik gibidir – herşey yolunda iken birine hakettiğinden daha fazla ve mantıksızca iyisinizdir. İşler kötüye gidince de, birine haketmediği derecede çok ve mantıksızca kötü davranırsınız.” Kadınlar, kendilerini mantıksız bir şekilde iyi davrandığınızda, birgün mantıksızca boktan davranacağınızı bilirler.
Duygularımızın çoğu bencil, irrasyonel, gerçeklik dışı, kontrol edilemez ve sıklıkla da düpedüz şeytani. Duygular temelde muhtaçlıklar; sürekli bişeyler isteyip dururlar, bu “istek” birine yardım etmek bile olsa. O KADINDAN bişeyler istiyorsunuz. Onu sikmek istiyorsunuz, egonuzu şişirmek için kullanmak istiyorsunuz, arkadaşlarınız sizi onunla görsün istiyorsunuz, ve “iyi bir insan” olduğunuz için iyi hissetmek istiyorsunuz. O çekip gitmesin, başka bir erkekle mutlu olmasın istiyorsunuz, sizinle mutsuz olmasını istiyorsunuz. Duygularınızı gösterdiğinizde kadınlar bilinçaltından anlıyorlar ki siz ondan bir şey istiyorsunuz ve bu da onun üzerinde baskı oluşturuyor. Böylece de kaçıp gidiyor. Bazen kadınlar hoşlanmadıkları ya da ilgi duymadıkları erkeklerle sırf bu adamlar duygusal yatırım yapmadıkları ve üzerlerine yük bırakmadıkları için çıkıyorlar.
Aşırı duygusallaştığınızda, kıymetlinizi yeniden kazanmak ve ona yaptıklarının acısını çektirmek istiyorsunuz. Onu takip ediyorsunuz, garip garip davranıyorsunuz, depresyona giriyorsunuz, hayatınız darmadağın oluyor, vs. Aşk şarkıları bu duyguları yüceleştiriyor ama bunlar sağlıklı şeyler değiller. Bunlar zayıflık göstergeleri. Kadınların da bu tür duygusallaşmaları yok değil (bunları çoğunlukla erkeklerden daha derin yaşıyorlar) ve bunun korkutucu bir çukurun dibi olduğunun farkındalar. Bu nedenle de erkekte gördüler mi arkalarına bakmadan kaçıyorlar. Kadınlar duygusal olarak kaya gibi sağlamlık istiyorlar. Havuzun kenarından kendilerini dışarı çekecek bir cankurtaran istiyorlar, beraber boğulacakları birini değil.
Kadınların duygusal yatırım yapması, erkeklerin duygusal yatırım yapmasından daha uzun zaman alır. Erkekler en kısa zamanda dölleyebilecekleri doğurgan kadın arayacak şekilde evrimleşmiştir (büyük kalçalar, büyük memeler, sağlıklı bir yüz). Kadınlar ise kendilerini ve çocuklarını koruyabilecek olan kabilenin en güçlüsünün peşindeler. Bu nedenle de daha uzun vadeli özelliklere bakarlar (kendine güven, dominantlık, duygusal güç, zeka, vs …). Bir kadının bir erkeğin bu özelliklere sahip olup olmadığını anlaması zaman alır. Bunun yanında erkek güzel bir kadına hemen yatırım yapabilir. Her kadın – erkek ilişkisinde erkeğin duygusal yatırım yaptığı ama kadının hala mantıki hareket ettiği bir periyod vardır. Birçok erkek bu periyoda sıçar – garip, fazla iyi, fazlaca kıza odaklanmış bir şekilde davranmaya başlarlar ki o sırada henüz yatırım yapmamış kadına bu erkek kaybeden ya da daha kötüsü izlenimi verirler.
Tabii ki duygular hayatın bir parçası ve doğru yönlendirildiklerind güzel olabilirler. Ama bir kadın size aynı duyguları geliştirene kadar kadına duygularınızı göstermemeniz lazım.
Üçüncüsü, duygusal yatırım sizi aptallaştırır ve sizin yaşama gücünüzü ve harikalığınızı yok eder. Bir sürü ilginç, eğlenceli, akıllı, cool ve başarılı erkek bir kadının yanında kendileri olmayan içi boş bir kabuğa dönüşürler, zira duygu ve düşünceleri onları harika bir insan yapan herşeyden arınmıştır. Bir satranç oyununa iyice konsantre olmuşsanız ve ben sizinle kuantum fiziği konuşmaya çalışsam, ağzınızı açarsanız aptalca şeyler söylersiniz. Zira duygu ve düşünceleriniz tamamen satranç oyunundadır. Çekicilik zeka ve yaratıcılık gerektirir, ama düşünce ve duygularınız tamamen “aman Allah’ım ne kadar güzel bir kadın” ile dolu ise, çekicilik oyununu kaybedersiniz. Kadınlar erkeklerden daha uzun süre mantıklı kalabildiklerinden, mantıklı ve zeka dolu bir konuşma isteyeceklerdir.
Başka bir neden de güç. Bu hayatın acı bir gerçeği ama insanlar ilişkilere güç terimleri ile bakarlar. Belli bi sosyal durumda, bilinçaltında herkesi zayıftan güçlüye bir hiyerarşiye yerleştiririz. Kadınlar güç dinamikleri hakkında daha bilinçlidir zira genel olarak erkeklerden daha güçsüzlerdir. Ne yazık ki duygusal insanları bilinçaltımızda güç hiyerarşisinde aşağıda görürüz. Alman filozof Friedrich Nietzsche, bence doğru bir şekilde, şöyle demiştir : sosyal hiyerarşide daha yukarıda olanlar, daha aşağıda olanlara karşı duygular beslemezler. Alt rütbeli maymun itaat etmek ve alfa erkeğin varlığı ile doludurlar zira korunmaya ve kaynaklara ihtiyaçları vardır. Ama alfa erkekler astlarına karşı birşey hissetmezler zira onlara ihtiyaçları yoktur.
Ama en önemlisi, kadınlar duygusal yatırım yapmış erkekleri itici bulurlar zira kadınlar SAĞLAMLIĞI çekici bulurlar. Sağlam olmanın anlamı “hedeflerini büyük bir güvenle kovalamak ve kimsenin ya da hiçbir şeyin engel olmasına izim vermemektir”.
Kadınlar sağlamlığı çekici bulurlar zira bu erkekler doğal koruyuculardır ve koruyucunun bağlılığı ancak misyonunu çöpe atmadığı sürece anlamlıdır. Eğer koruyucu duygusal, ikiyüzlü, dağılmış ve itaatkar hale gelirse, artık koruyucu olarak güvenilemez. Biz duygusal insanları bilinçaltında zayıf görürüz zira bu insanlar kolayca kontrol edilebilirler. Bir erkek bir kız hakkında duygusallaşırsa, muhtemelen o ne derse aynı fikirde olacaktır, onun kötü davranışlarına tolerans gösterecektir, vs …
Bir koruyucu saniyeliğine de olsa gardını indirdiğinde, kadın strese girecek ve koruya kapılacaktır. Ama sınırları olan ve güvenli bir erkek korkmaz ve misyonundan döndürülemez. Sarsılmaz ve hiçbir şeyden etkilenmez bir duvar olmanız lazım: ona yürüyecekseniz bu sizin arzunuz yüzünden olmalı, onun tatlı dili sebebiyle değil. Her dakika kendinizle ilgili şunu düşünmelisiniz “bunu ben kendim istiyorum diye mi yapıyorum yoksa onu etkilemek için mi?”. Bazen onun duygusal yatırımını an ve an izlemeniz gerekebilir.
Oyunun en önemli parçası, duygusal yatırım yapmamaktır.
İnsanların pick-up’ı fazlaca basite indirgemesinden nefret ediyorum ama bütün pick-up olayını herkesin anlayabileceği bir prensibe indirgemem gerekse idi, o prensip şu olurdu : ilişkinin her aşamasında kadın sizden daha fazla duygusal yatırım içinde olsun. Ben buna BAŞTAN ÇIKARMANIN DEMİRDEN KANUNU diyorum.
Bu kanunu anlamak ve doğru şekilde uygulamak erkeklerin kadınlarla olan problemlerinin yüzde 99’unu çözecektir. Hatun sizin yürümenize sıcak değil mi? Yeterince duygusal yatırımı yok. Telefonlarınıza mı cevap vermiyor? Yeterince duygusal yatırımı yok. Ekiyor mu? Yeterince duygusal yatırımı yok. Bunun tersi tarafta bir erkek olarak bir kıza çok fazla duygusal yatırım yapmazsanız, birçok probleminizi çözersiniz. Sonuca çok mu bağımlısınız? Yatma olayına çok fazla duygusal yatırım yapmışsınız. Yürüme korkusu mu var? Etkileşimin başarısını çok fazla duygusal yatırım yapıyorsunuz. Muhtaç ve çaresiz misiniz? Kızı elde etmeye fazla duygusal yatırım yapmışsınız. Konuşmayı beceremiyor musunuz? Yatağa atmaya o kadar fazla duygusal yatırım yapmışsınız ki insan gibi iki çift laf edemiyorsunuz.
Duygusal yatırım bilinçaltından iletilir ve kadınlar bunu hissedecek şekilde evrimleşmiştir. Bir erkek herhangi bir duygusal yatırım yapmamış gibi, bir kızla bütün gece konuşabilir ama bir diğeri ise 2 saniye konuşur ve fazlaca duygusal yatırım yaptığı için anında reddedilir. Tabii ki hatun duygusal yatırım yapmadan sizinle konuşabilir, çıkabilir, sikişebilir hatta sizinle uzun süre çıkabilir. Zira bir kadın azmış, yanlız, çaresiz, sarhoş, sıkılmış ya da sizden bir şey istiyor olabilir. Ama eğer kadın duygusal yatırım yapmamış ise ince buz üzerinde yürürsünüz ve her an kadının sizi ekmesine veya soğumasına karşı savunmasız kalırsınız.
Duygusal yatırım nedir?
Duygusal yatırım bir kişinin düşünce ve duygularınızı işgal etmesidir. Bir kişiyle ilgilenmek ya da ondan hoşlanmak ile aynı şey değildir. Bir sürü insan bana hoş geliyor ama onlar hakkında bir şey hissetmiyorum ve eğer bu insanlar beni reddeder ya da ölürse bu beni yaralamaz. Bu ayrım kadınların erkeği ekmesi olayının sebebidir. Kadınlar hoşlarına gittiği ya da ilgi duydukları için telefon numaralarını bir sürü erkeğe verebilirler ama eğer biraz da olsa duygusal yatırım yapmamışlar ise yataktan kalkıp, makyaj yapıp sizinle bir yerlere gidecek motivasyonu bulamayacaklardır. Erkeklerin aksine kadınlar hoşlarına giden erkekler tarafından sürekli bir yerlere davet edilirler ama eğer bir miktar duygusal yatırım yapmamışlarsa sizinle buluşmakla ilgilenmeyeceklerdir.
Duygusal yatırımı şöyle düşünün : Birçok erkek gibi siz de muhtemelen Lamborghini’leri seviyorsunuz. Ama birçok erkek gibi muhtemelen sizin böyle bir arabanız yok ve bütün gün Lamborghiniler hakkında düşünüp, neden bir Lamborghini arabam yok diye üzülmüyorsunuz. Ama size 2 aylığına bir Lamborghini versem , bunu kullansanız, arabanın sorumlusu olsanız, arabayı arkadaşlarınıza gösterseniz, araba sayesinde kızları yatağa atsanız, arabayı bana geri verdiğinizde oldukça üzüleceksiniz. Mantıksız bir şey ama daha önce Lamborghininiz olmadığı için üzülmüyor olsanız da arabaya duygusal yatırım yapacaksınız. Zira araba ile aranızda bir bağ oluşacak ve araba size bir kimlik ve güç verecek. Lamborghini düşüncelerinizde ve duygularınızda yer kapladığından, siz ona duygusal yatırım yapmış olacaksınız.
İnsanlara duygusal yatırım da benzer bir şeydir. Birinin yanında olmak güzeldir ve o birinin size ait olduğu fikri bağımlılık yaratır. Harika bir erkek bir kadını özel, seviliyor, önemli, güçlü ve cool hissettirir. Harika bir erkek aynı zamanda eğlenceli, pozitif, kendine güvenen, kendine yeten ve dominant; kadının zayıflıklarını ve kaygılarını dindiren bir erkektir.Harika bir erkeğin yanında olmak bir kadında bağımlılık yaratır, eğer yeterince uzun süre yakınsanız, kadın bağlanır.
Ben Franklin Teorisi
Amerik Birleşik Devletleri’nin kurucularından ve gelmiş geçmiş en büyük kadın avcılarından Ben Franklin’in ünlü ve mantığa aykırı görünen keşfidir : eğer A kişisi B kişisi için bir şey yaparsa, A kişisi B kişisinden daha fazla hoşlanacaktır. Çoğu kimse bunun tersini varsayar – eğer insanlar sizden hoşlansın istiyorsanız, onlar için bir şeyler yapmalısınızdır. Yani B kişisi, A kişisinden daha fazla hoşlanmalıdır, değil mi? Yanlış!
A kişisi B kişisinden daha fazla hoşlanır zira A kişisi duygusal yatırım yapmıştır. Belki de A kişisi B kişisinin karşılık olarak iyi bir şey yapmasını beklemektedir. Belki A kişisi, primat hiyerarşisinde B kişisinden aşağıda olduğunu düşünmektedir. Belki A kişisi kendi egosunu korumaktadır – B kişisi özel biri olmalıdır, onun için bir şey yapmış olsam bile! Ya da B kişisi için bir şey yapmak gibi basit bir eylem nedeniyle, B kişisi A kişisinin düşünce ve duygularında yer kaplamaya başlamıştır.
Psikolojik mekanizma ne olursa olsun, bir kadın sizden gerçekten hoşlandığında, sizin için bir şeyler yapmak isteyecektir. Bunu bazen agresif bir şekilde yapacaktır ve siz başka şeyler fantazilerken o size duygusal yatırım yapmak isteyecektir. Bir kadın sizden gerçekten hoşlandığında, muhtaç, yalvarır ve onay bekler hareketlere ihtiyaç olmadığını anlayacaksınız. İşleri erkeklerin paralarını almak ve onlara boktan şeyler aldırmak olan stiprizci arkadaşlarım var. Ben kızlara bir şeyler almam, hiçbir zaman (ve arkadaşlarımı hiçbir zaman işyerlerinde ziyaret etmem). Bir süre sonra farkına vardım ki bu stiprizciler benden hoşlanmaya başladıklarında bana bir şeyler almaya, evimi temizlemeye, bana iyilikler yapmaya başladılar. Bir gece bana 5 içki ısmarlayan ama benim ona içki ısmarlamamı kabul etmeyen bir stiprizci ile kavga bile ettim. Buna duygusal yatırım derler.
Woujo Teorisi
Franklin Teorisinin doğal sonucu şu : kadına yalvarmak, kadının onayına ihtiyaç göstermek, kadına hediyeler / bir şeyler almak, bir kadının peşine takılmak, bir kadının size boktan davranışlarda bulunmasına izin vermek ve bunu haketmeyen bir kadına “yardım” etmek için çok fazla zaman harcamak; sizin o kadına duygusal yatırım yapmanıza ve kendinizi onun “aşağısında” hissetmenize neden olacaktır.
Bazen erkekler bir kadının kendilerine kötü davranmasına izin vermek ya da kendileri ile ilgilenmeyen bir kadını elde etmek için uğraşmak gibi kaybeden adam hareketleri yapacaklardır. Bunun için de savunmaları “hatun sikimde değil, tek derdim sikiş” olacaktır. Bu kötü bir fikir, zira siz bilinç üstünde “sikimde değil” derken kadının peşinden koşarak bilinç altında duygusal yatırım yapmış olacaksınız. Bir kadının size kötü davranmasına izin vererek bilinçsizce beyninizi beta erkek olmaya programlarsınız. Sikinizde değildi belki ama böyle davranarak sikinize takmaya başladınız.
Nasıl hissettiğinizi kontrol edemeyebilirsiniz ama ne yapacağınızı kontrol edebilirsiniz. Ve sizin davranışlarınız nereye giderse, duygularınız da peşlerinden gidecektir. Eğer kaybeden insanların yaptığı şeyleri yaparsanız, eninde sonunda kaybeden biri gibi hissetmeye başlayacaksınız. Kendinize sürekli “sikimde değil” deseniz bile. Ateşli bir piliç sizinle sikişmek için size bok gibi davranmak gibi Faustvari bir pazarlığa giriyorsa, kendi ruh sağlığınız için bu anlaşmayı reddetmeniz gereklidir.
Beyniniz sürekli bağlantılar yaparak çalışır. Siz düşüncelerinizi ve duygularınızı nereye odaklarsanız, beyniniz o şeyi kafanızdaki diğer şeylere bağlamaya başlar ve o şey sizin beyin ağınızda gömülü ve çözmesi zor bir bağlantı haline gelir. Örneğin cidden ateşli bir piliçle çıkmaya başladığınızda, beyniniz bu hatunu cinsel zevk, ego, eğlenceli zamanlar veya bunun gibi şeylerle ilişkilendirecektir. Bu nedenle bu hatun sizi terk ettiğinde, sürekli onu düşüneceksiniz.
“Sikinde olmamanın” gerçek tanımı, kafanızda sadece pozitif düşünce ve duygulara yer vermeniz ve negatif kişi, yer, aktivite, düşünce gibi şeyleri kafanızdan atmanızdır. “Sikinde olmamak” soğuk olmak, ilgisiz olmak, götün teki olmak ya da aptal olmak demek değildir. Duygu ve düşüncelerinizi, sadece orada olmayı hakeden pozitif şeylerle doldurmak demektir.
Bir erkeğin bir kadın ile buluşmaya başladıktan sonra yaptığı en büyük hata, işi hemen İLİŞKİYE itmesidir. Maskülinitesi bastırılmamış bir erkek bu buluşmaları ve seksi ilişkiye çevirmek için kılını kıpırdatmaz. Hatta kadın tarafından gelen ilişki baskılarına da en az birkaç ay direnir.
Eğer siz böyle bir erkek iseniz, diğer kadınlarla olan potansiyelinizi neden hemen kısıtlamaya hazır olacaksınız ki? O kadar aç ve çaresiz misiniz?
Gerçek şu ki kadın bir yandan ilişki baskısı yaparken, diğer yandan eğer erkek ilişkiye gitmeye dünden razı ise aynen yukarıdaki gibi düşünür. Doğal olarak da ilişkiye en hazır, kağıt üzerinde en erkek arkadaşlık efendi çocuklar kadınlarda zerre arzu uyandırmaz iken ilişki direnci olan erkekler kadın tarafından arzulanır ve ilişkiye zorlanır. Eğer kadının ilişki baskısına hemen boyun eğerseniz, sadece birbirinizle olma ve hergün telefonlaşma gibi standart kız arkadaş – erkek arkadaş olayına hızlıca ve dirençsiz girerseniz, kadın sizin yeterince Erkek Adam olmadığınızı düşünür.
Bu, bir erkeğin kadını sürekli sekse yönlendirmesine rağmen kadının kendisi ile kolayca yatması durumunda kadın için kötü düşünmesinin karşı cins versiyonudur. Bu blogdaki en önemli 10 yazıyı listele deseniz ilk 5’e koyacağım Seks ve İlişkilerin Temel İlkesi yazısında bahsetmiştim :
… Seks ve İlişkilerin Temel İlkesi der ki kadınlar cinsel ilişkinin bekçisi iken erkekler de ilişkinin bekçileridir.
Günümüzde, uzun süreli ilişkiyi hayatının amacı haline getirmiş o kadar çok beyni yıkanmış, kadınsılaşmış erkek var ki. Oysa bir erkek için uzun süreli ilişki asla amaç olmamalı. Bir erkek uzun süreli ilişkiye açık olabilir ancak.
Eğer erkekseniz bunu kafanıza kazıyın, erkek ilişkinin kapı bekçisidir. Kadının seksi amaç haline getirmesi nasıl ona bazı aşağı sıfatlar getiriyorsa, erkeğin ilişkiyi amaç haline getirmesi aynı sıfatları hak eder. Seks nasıl kadının ilişkiye getirdiği kaynağı ise, ilişki de (yanı zaman ve emek) erkeğin getirdiği kaynaktır ve bu kısıtlı kaynak sadece kadın bunu hakederse ona verilmelidir.
Unutmayın, sizin elinizin altındaki ilişki, kadının elinin altındaki seksten daha değerlidir. En basiti şunu düşünün : seksi şu an bir telefon ederek satın alabilirsiniz, bir kadın ise ilişki satın alamaz, kazanmak zorundadır!
Bu ilişkiye zihniyeti, kadınların erkekleri her zaman gerçek erkekler ve sünepeler diye kategorilere ayırırken (alfa / beta) kullandığı ölçülerden biridir. Sizin dört gözle beklediğiniz ilişkiye hızlıca girmeniz, kadının sizi sünepe kategorisine atmasına, en azından o kategori için değerlendirmesine neden olur.
Eğer gerçek bir erkek olsa idiniz opsiyonlarınızı bu kadar kolay çöpe atmazdınız: ŞU AN SİZİN İÇİN UYGUN, ULAŞILIR VE HER GEÇEN GÜN GENİŞLEYEN ON BİNLERCE KADINDAN OLUŞAN OPSİYONLARINIZI.
Her ne kadar kadınlar kolay lokma olmamayı daha çok oynasalar da, bu aslen erkeklerin doğası gereği olmaları gereken moddur. Erkekler evrimsel olarak sınırsız sayıda kadını arzulayabilecek şekilde inşaa edilmişlerdir.
Erkek cinsel stratejisi “sayıya”, “kalite”den daha fazla vurgu yapar. Erkeğin evrimsel olarak “yatırımı” mümkün olduğunca çok kadınla birlikte olmaktır. Tabii ki erkek de kalite arar ama kaliteye kadın kadar vurgu yapmaz.
Bunun evrimsel olarak nedeni erkeğin kadının yaptığı bebeğin kendisine ait olduğuna hiçbir zaman 100% emin olamamasıdır. Bu durumda erkeğin kendi genetik mirasını geleceğe bırakmasını 100% garantilemesinin yolu, birden fazla kadınla çocuk yapmasıdır. Kadınlar kendi doğurdukları çocuğun kendilerinin olduğunu 100% bilirler. O nedenle onlar için kaliteli genlere sahip ve kendisini bırakıp gitmeyecek bir erkek yeterlidir.
Bu durumda ne tip bir erkek (!) kendi doğasını bu kadar çabuk çöpe atabilir. Tabii ki çaresiz, aç ve beyni yıkanmış bir erkek. Kadınlar erkeğin opsiyonları olduğu gerçeğini milyonlarca yıldır kabul etmiştir hatta bunun erkek adam olmanın bir özelliği olduğunu bilir.
Doğada tek bir kadına bu kadar aç ve çaresiz bağlanan erkek, muhtemelen hiçbir kadının istemediği erkeklerden biridir.
Elle Darby, balık dudaklı, tanesi 5,000 Dolara satılan iyi kalite seks doll mu gerçek insan kadını mı anlamak için bir 5 – 10 saniye bakmanız gereken plastik kadın modeli sosyal medya ünlüsü Youtuber hatunlardan biri. Bu YouTuber ve kendisi gibi kuru kalabalık 80,000 takipçisi ile Dublin’de bir otel sahibi arasındaki savaşı buraya taşımak istiyorum. Zira feminen ağlak bebekliğine iyi bir örnek. Ve bu saldırı geri teptiği için de eğlenceli bir olay.
Efendim, bu Youtuber, Dublin’deki The White Moose Cafe otelinin sahibine bir mail atıyor ve diyor ki : “Erkek arkadaşımla Dublin’e geleceğim. Otel bakıyordum ve sizin oteli gördüm. İkimiz bedava 5 gece kalabilirsek karşılığınızda oteliniz ile ilgili Youtube kanalımda video yaparım. 100,000 takipçim var.”
Bunda bence bir sorun yok. İsteyenin bir yüzü kara.
Otel sahibi ise bu maili, balık dudaklının ismini kapayarak yayınlıyor ve bedava kalma karşılığında iyi izlemin yazma olayını eleştiriyor. Özel bir maili yayınlamaması lazım diyebilirsiniz ama sonuçta kadını ifşa etmeden, muhtemelen sıklıkla aldığı bu bedava kalayım sana iyi yorumlar yazayım teklifini eleştiriyor. Sonuçta dediği şu ve bence haklı : “Bu YouTuberlar bedava kaldıkları için bir otel ile ilgili beğeni yazısı yazıyorlar. Bunların yorumlarına nasıl güvenebilirsiniz ki?”
Bundan sonrasında ise 80,000 takipçisi ve kendisi de genç ve güzel olduğu için her bir boka “hakkı” olan kızımızın, çağın kültürel silahı “kurbanı oynamak” (victimization) ile otele saldırması şeklinde gelişiyor. Yeri gelmişken bu 80,000 takipçinin çoğunun kızımız gibi boş millenial olduğunu tahmin etmek zor değil. Hani şu 300,000 Dolar öğrenim kredisi çekerek Lezbiyen Dansları gibi dandirik bir alanda lisans alıp sonra da Starbuck’ta barista olarak bu krediyi geri ödeyen, bildiğin çulsuz ama en elit (!) ABD gençliği.
İçinde bol bol ağladığı bir video yayınlayarak o maili kendisinin yazdığını ve bunun kendisini çok aşağıladığını belirtiyor. Videonun başlığı “teşhir edildim” ama kendi kendisini teşhir ediyor. Otel sahibinin gönderdiği ekran görüntüsünde kendisinin ismi yok. Tabii ki bol bol ağlıyor. Bedava çikolata istemiş ve sonrasında kahraman bakkalın olmaz demesi üzerine ağlayan velet gibi ağlıyor. “Ağlama Melis” tayfasının en derin ergen duygusallığına oynayan bu gözyaşları karşılık buluyor ve Youtuber’ın kuru kalabalığı otele saldırıyor. Efendim sen nasıl böyle yaparsın, Dublin’e gelince sende kalmayacam, kimse kalmayacak, batacaksın, bik bik bik. Bir de üstüne otel değerlendirme sitelerine girip hiç kalmadıkları otele negatif review bırakıyorlar.
Otel sahibi Paul Stenson kendi kendisini ifşaa etmiş bu Youtuber ve kuru kalabalık 20lik ergen ordusuna karşı ise o bekledikleri pişmanlık dolu özür mesajını değil, şu aşağıdaki “siktirin gidin” mesajını yayınlıyor. Adam kısaca diyor ki “bütün blog yazarlarına yasak koyduk. Otelimize gelirseniz, attırılacaksınız”. Otelci, kızı kendi mesajında hiçbir şekilde teşhir etmemesine rağmen kızın kendi kendini teşhir ettiğini de belirtiyor.
Jordan Peterson’un dediği gibi. Bu insanlardan özür dilemek büyük hata. Zira bu insanlar özürü suçluluk itirafı olarak anlıyorlar.
Otelcinin karşı atağı ise büyük bir destek görüyor ve binlerce kişi, otelcinin arkasında yer alarak balık dudaklı ve çetesini yeriyor. Kısaca hatun kendi hırçınlığından prim yapayım derken hem otelin reklamını yapıyor hem de kendini rezil ediyor.
Beyaz şövalyeler, ağlayan kadın = haklı kadındır gibi otomatik bir reflekse sahip zavallılar. Kadınların zaten kızkardeşlik dürtüsü var, aralarından birinin bir erkekle problemi olsun, hemen haklı mı haksız mı anlamadan arkasında olma dürtüsü var. Fakat, ağlayan kadın genellikle bunu silah olarak kullanan kadındır. Ağlamasının sebebi, haksızlığa uğramasından ziyade nedense kendi hakkı olduğuna emin olduğu birşeyin kendisine verilmemesi ya da birinin kendisine sıradan bir ölümlü olduğunu hatırlatmasıdır.
Otel lüks ve pahalı ama eğer yolum Dublin’e düşerse ilk tercihim The White Moose Cafe olacak.