Bir takipçi, sosyal hayatınızı geliştirin yazısının altında sormuş:
Merhaba, 27 yaşında bir bilgisayar mühendisiyim. 4 yıldır çalışıyorum ve işe giriş zamanım pandeminin başlarına denk geldiği için şirketimizde o zamandan beri home office olarak çalışılıyor. Rahatlık olarak çok güzel olmasına rağmen sosyalleşmek açısından da bi o kadar kötü denilebilir.
Beni arayanlar arasında bu şekilde çalışan çok sayıda insan oluyor. Bu takipçilere tavsiyem, mümkün olduğunca ofise gitmeleri. Mesela haftada 2-3 gün. Eğer bu mümkün değilse, paralarına kıyıp, evlerine yakın bir yerde coworking (beraber çalışma) ofislerinden birisinde sıcak sandalye (hot seat) tutsunlar. Buralarda boş bulduğunuz yere oturuyorsunuz ve birçok çalışan insanla tanışabileceğiniz bir ortam oluyor. Bu da mümkün değilse, çalışmanın en az dörtte birini, alışveriş merkezinde bir kafede yapın.
İş yerinden tanıştığım 1.5 yıllık bir ilişkim vardı, geçen sene Nisan’da ayrıldık. Yani 1 seneden fazladır ilişkim yok. Geçen seneden beri olan bu süreçte sosyal medyadan ve dating applerden tanıştığım 6-7 kişiyle buluştum. 2 kişiyle cinsel birliktelik yaşadım.
Evden çalışan ve büyük şehirde yaşayan birinin iş dışı sosyal hayatı olmalı ve buradan da insanlarla karşılaşmalı. Online tanışma buluşma sayın da çok az. Bekar bir erkek, çalışıyor olsa bile 6-7 kızla 2 ayda buluşur, 1 senede değil.
Ama ben düzenli olarak sosyal ortama girip yüz yüze yeni kişilerle tanışmak istiyorum. Kafamın uyuşacağı uygun bir kadını o şekilde tanımak istiyorum.
Yap o zaman. Görünen o ki şimdiye kadar hiç yapmamışsın.
Bir kadının sosyal medyada profilimi görüp etkileneceği bir fiziksel görüntüye sahip değilim, tamamen ortalama bir tipim var diyebilirim.
Ben de dahil buradaki çoğu erkek öyle zaten. Online uygulamalarda erkeğin çekiciliğinin en önemli göstergeleri olan kişiliği kısmen sergilenebiliyor ki ilk bakışta hiç sergilenemiyor. Erkeğin duruşu, vücut dili zaten buluşmaya kadar sergilenemiyor. Tip öne çıkıyor. Zaten sosyal özürlü, tanışmak için sosyal medyaya bağımlı erkeklerin, tip en önemli, ultra önemli şey sanmalarının sebebi de bu. O çöplükte tip daha önemli.
Statüm iyi, kültürlü bir insanım. Sosyal becerilerimin genel olarak iyi olduğunu düşünüyorum. Muhabbet açıp yönlendirebiliyorum, bulunduğum her arkadaş ortamında mizahımın iyi olduğu hakkında övgü aldım.
Ama görünen o ki, yeni insanlarla tanışacak şekilde sosyal bir şeyler yaptığın falan yok. O zaman bunları kullanıma sokamıyorsun.
Benim sorunum üşengeçlik. Son birkaç yılda gelen bir durum bu aslında. Üniversite yıllarımda böyle bir durumum yoktu. Şimdi evime yarım saat uzaklıkta bi yerde arkadaşlar buluşmaya çağırdığında hiç gidesim gelmiyor, o çekeceğim git-gel yol gözümde büyüyor ve külfet geliyor.
Bu üşengeçlik değil korkaklık. Arkadaşımla buluşmanın neresinden korkayım diyorsun ama o ilk adım. Senin o adımdan sonrasını atıp yeni insanlarla ve kadınlarla tanışacağın sosyal ortamlara girmen, sosyal paslanmanı aşana kadar, negatif ve nahoş duygulara maruz kalman gerekiyor. Yüksek değerli erkek ol, kadınlar sana gelecekler yazısında bundan bahsetmiştim:
İnsanlarla nasıl sosyalleşmeniz gerektiğini bilmenize gerek yok. Sosyal kaygıya sahip, sosyal yetenekleri kullanılmadığı için körelmiş ya da hiç gelişmemiş insanların en büyük hatası da bu düşünce şekli. Sosyalleşmek için önce sosyalleşmeyi öğrenmeye ihtiyacınız yok zaten bu mümkün de değil. İhtiyacınız olan tek şey, sosyal beceriksizliğiniz yüzünden hissedeceğiniz negatif duygularla başa çıkabilmek! Başarmanız gereken tek şey bu. Sosyal beceriksizliğiniz ortadan kalkana kadar yaşayacağınız negatif duygularla başa çıkabilecek güç. Gerisini beyniniz halleder zira insan beyni sosyalleşmeye programlı zaten. Çocuklara sosyalleşme matematik gibi derslerde öğretilmiyor. Çocuklar bir araya konuluyorlar ve sosyalleşmeyi kendiliklerinden öğreniyorlar.
Sosyalleşmeyi önceden okuyarak, bilgilenerek öğrenmeniz gerekmiyor ve böyle öğrenemezsiniz. Nasıl sosyalleşeceğinizi Mamut Abi’nin size söylemesi gerekmiyor ve söyleyemez. Sizin probleminiz sosyalleşmeyi bilmemek değil, sosyalleşmenin başında, sosyal güdüklüğünüz nedeniyle yaşayacağınız stresi kaldıramayıp erkenden pes etmek.
Şimdi sen bundan da kötü durumdasın. İlk adımları atıp pes etmeyi bırak, ilk adımları atmıyorsun. Neden? Üşendiğinden değil. “Üşenmek”, “içinden gelmemek” veya işleri ertelemek, bir başa çıkma mekanizması, daha spesifik olarak söylersek duygusal başa çıkma mekanizması. Kısa vadede nahoş duygulardan kaçmanı ve iyi hissetmeni sağlıyor ama çoğu duygusal başa çıkma mekanizması gibi uzun vadede kendini daha da kötü hissetmene neden oluyor.
Yani o ortamda olmak istiyorum, oraya direkt ışınlansam, keyifli zamanımı geçirsem sonra da tekrar eve ışınlansam ben muhtemelen her gün bir sosyal ortama girmek isterdim. Mesela arkadaşım bana “sizin evin oraya geleyim orda kafede takılalım” dediğinde keyifleniyorum.
Bu arada 1.5 sene önce kendime araba aldım. Toplu taşıma ile vs de uğraşmama gerek yok ama bu üşengeçlik hissi nerden geliyor tam çözemedim. Kendimi 40 yaşındaki bezmiş bi adamın ruh halindeymiş gibi hissediyorum. Ama tabii ki hayat böyle bir şey değil, oraya buraya gitmek gerekecek elbet. Ara ara gittiğim bir psikoloğum var, bana bazen çık arabayla tek başına random bi cafeye git tek başına otur kahve iç sonra da dön eve dedi. Sanırım zamanımın çok büyük kısmı evde geçtiği için ev konforuna alışmaktan dolayı bir yerlere gitmek bana yük gibi geliyor olabilir.
Psikoloğun daha iyi bilir ama senin “üşengeçlik” sandığın şey, duygusal başa çıkma mekanizması. Çok uzun süredir sosyal ortama çıkamamış ve çıkması gereken birinin, ilk acemilik aylarında yaşayacağı nahoş duygulardan kaçma bahanesi. Zira sen sosyalleşmeye çalıştığında bir sürü şeyi çözmen gerekecek. “Hangi aktiviteler, nereye gideyim? İnsanlarla nasıl tanışayım? Kızlara gerçek hayatta nasıl yaklaşayım?” Aynı zamanda bir espri yapacaksın kimse gülmeyecek, kıza yürüyeceksin tersleyip gidecek, bir ortama gireceksin kimse seni ortama katmayacak, vs. gibi bir sürü nahoş durumu aşman gerekecek.
Ama dediğim gibi aslında asosyal bir insan değilim, sosyal ortamda bulunmaktan, sohbet etmekten, insanları güldürmekten ve yeni insanlarla tanışmaktan zevk alıyorum.
Ama yapmıyorsun. Uzun süredir yapmıyorsun. Nasıl yapacağını da bilmiyorsun. Bunlar katlanman gereken negatif duygular üretiyor ve senin refleks tepkin “üşeniyorum bro” diye mağarana kapanmak oluyor.
Tabii sosyal enerji için gerekli enerjiyi iş ve online boş işlerle de yiyor olabilirsin. Geceleri çok geç yatmak, porno, vs. Depresif olma ihtimalin de yüksek.
Senden bu durumdan sıyrılıp tekrar 20lerimde gibi hareket etmek için tavsiyeler istiyorum.
Burada ilk adım, gerçekten neden yapmadığının farkına varmak. Üşeniyorum, istemiyorum, içimden gelmiyor vs. gibi sahte bahaneler, korkuyorum demekten kolaylar ama seni çözümsüz bırakıyorlar. Psikoloğun dediği gibi en azından otur gel ama daha da iyisi yukarıda söylediğim şeyleri yap.
Mesela İngilizce seviyem gayet iyi olmasına rağmen acaba sırf sosyal ortam olması açısından (tabi ingilizcem daha da gelişirse de iyi olur) bir İngilizce kursuna mı yazılsam diye düşünmeye başladım.
Olabilir ama ben, ortak aktivitenin tahtaya bakıp diğerleri ile etkileşim olmadan sürdüğü resim, dil, vs. kurslarından çok, trekking, doğa sporları, tiyatro, dans, vs. gibi çoğu diğerleri ile etkileşim gerektiren kursları tavsiye ederim.
Senin konu hakkında düşüncelerini de merak ediyorum.
Aslında konu hakkındaki düşüncelerimi sosyal hayatınızı geliştirin ve yüksek değerli erkek ol onlar gelecekler yazılarında söyledim. Ayrıca asosyal ve yalnız biriyseniz bunları yapın yazısı var. Geçenlerde Patreon’da Daha fazla sosyalleşmeniz için tavsiyeler yayını yapıp, sosyal hayatı geliştirmek için daha fazla alternatif öneri verdim. Orada birkaç kadınlı erkekli organizasyon tavsiyesi de verdim ama ipini koparan da gitmesin, kadın çoğunluklu bu yerlerde erkek çoğunluk olmasın diye burada bahsetmiyorum, Patreon’a koydum.
Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz. Sorularınıza Patreon chat alanında daha hızlı cevap verebiliyorum.