Uzun süredir siteyi takip edenler, benim cinsel pazardaki birçok şeyi çan eğrisine koyduğumu bilirler. Bunun anlamı şudur ki piyasada 10ların ve 0ların sayısı yok denecek kadar azdır, 5 ve 6lar oldukça fazladır ve diğerleri de bu ikisi arasında bir yerdedir. Bu örneği verdim zira cinsel pazar alanında istisnalara sanki bir durumun en tepesine ve dibine örnekmiş gibi bakmak çok yaygın.
Babaanneniz gibi iffetli, geleneksel, feminenlik, iffet ve zerafet sembolü kız en tepedir mesela. Dipte ise 4 haneli rakamlarda tarrağa atlamış, 8 kere boşanmış, 88 kere tecavüz iftirası atmış, iştirak nafakası ödemelerinden bir hedge fund yöneten kafadan kontak piliç vardır. Ana babasının evinde bir odada yaşayan, 150 kiloluk, gününü porno ve esrar içmekle geçiren, eline kadın eli değmemiş, abur cubur manyağı eleman ile 9 kız arkadaşı, ferrarisi ve milyar doları olan 19 yaşındaki genç gibi.
Bunlar, dikkatimizi daha çok tartışmamız gerekenden, yani gerçek olandan ve gerçekçi bir tartışmadan kaçıran uç örnekler. Ortalamanın biraz altınd bir erkeğin 4’ten 6’ya çıkması için neler yapılması gerektiğini konuşmak yerine, zirvedeki mükemmel alfa olmak hakkında konuşuyoruz. Ortalama bir kadının nasıl ortalama olduğunu konuşmak yerine sanki tüm kadınlar şu iki pozisyondan birindeymiş gibi konuşuyoruz :
a) tüm kadınlar mis gibi kokan tanrıçalardır.
b) tüm kadınlar penisinin üzerinden kalbini ve cüzdanını yakıp gitme peşinde koşan dişi iblislerdir.
Bir açıdan bakarsanız uç örnekler yararlıdır zira zaman zaman bunlara doğada rastlamanız mümkündür. Uçlar varolsa da insanların çoğu inanılmaz derecede ortalama etrafında toplanırlar. Bizim bu ortalama hakkında şu an olduğundan çok daha fazla konuşmamız lazım.
Troy Francis zamanında “ortalama erkek sadece hergün 9 – 5 çalışmamak, yeterince seks yapmak ve zamanı üzerinde daha fazla kontrole sahip olmak istiyor. Ortalama bir erkeğin ferrari kullanayım ya da süper modellerle yatayım gibi bir derdi ve ihtiyacı yok” demişti. Tam bu kelimelerle değil ama bu anlamda.
Grubun En Kötüleri
Daha önce kaleme aldığım ve Axis – 2 kişilik bozukluklarını ele alan”deli orospu” serisi, karşılaşabileceğiniz en kötü ve yıkıcı kadın tiplerini konu ediyordu : psikopatlar, histerikler, narsisistler ve sınırda kişilik bozukluğu – borderline personality disorder hastaları. Bu tip kadınlar, kadın nüfusunun 5%’ini oluştururlar yani eğer 20 kızla çıkarsanız, böyle bir ya da iki kadınlar karşılaşırsınız. Bu kadınların negatif özellikleri zaman içinde pozitif özelliklerini bastıracaktır.
Bu kadınlar, kırmızı hap camiasında yazanların sosyal medyada hikaye paylaşırken ya da tweet atarken ele aldıkları kadınlar olma eğilimindedir :
- 10 yıllık kocasını 13 yaşındaki öğrencisi ile aldatan kadın öğretmen
- 11 adamdan yaptığı 13 çocuk ile iştirak nafakası fonu yöneten kadın
- Velayeti kocasına kaybedecek diye çocuklarını öldüren kadın
- 30una gelmeden 8 kere boşanmış kadın
- 150 kiloluk, eğitimsiz, gelirsiz ama “eğer 183 değilsen, karın kasların ve 6 haneli maaşın yoksa bana bakma” diyen bekar anne
Bunlar, MGTOW ve benzeri grupların “vajinaya el sürmek yok” pozisyonlarını savunurken sıklıkla kullandıkları kadın tipleri. Tamam, bunlardan biri ile bile ilişkiye girmenin adamın hayatını paramparça edebileceğini biliyorum. Neyse ki bu kadınlar, bulunduğunuz yere göre değişen oranlarda azınlıktadırlar. Bu kadınların toplam kadın nüfusuna oranının 2.5% – 15% arasında olduğunu iddia edeceğim.
Grubun En İyileri
Dağılımın diğer ucunda da, kadın milletinin sunabileceği en iyi örnekleri varlar. Bunlar erkeğini kendisini geliştirmesi için destekleyen, feminen, ayakları yere basan, psikolojik sorunları olmayan, kendine güvenen, … kadınlardır. Güzellik hariç kendilerine değer katan şeylere yatırım yapmışlardır ama aynı zamanda da HB8 – 10 arası güzelliktelerdir. Bu kadınların pozitif özellikleri, negatif özelliklerinin çok ötesindedir.
Bu kadınlar, mavi haplı ya da mor haplı erkeklerin cinsel pazar değeri hakkında kendi perspektiflerini anlatırken kullandıkları kadınlardır.
- Hayatını kocasına, çocuklarına ve torunlarına adamış büyükanne
- Yemek yapan, her zaman sanki biraz önce yıkanmış gibi güzel kokan, dindar, bakire ve geleneksel kız
- Hem kariyer hem spor yaparken ailesini de ihmal etmeyen kadın
- Her zaman iffetli, kurallara uyan biri gibi gözüken manken / oyuncu
Bu kadınlar, gelenekçi ve benzeri grupların “evlenin, meyveler verin ve toplumunuzu kurtarın” diye tavsiye verirken sanki ortalama çoğunlukmuş gibi pazarladıkları kadınlardır. Böyle bir kadın gerçekten de hayatınıza zenginlik katabilir ama az önce bahsettiğimiz uçtakiler kadar azınlıktadırlar. Kadın nüfusunun 2.5% – 15%si gibi. Daha da kötüsü çoğu, genç yaşta kapılmışlardır ve 25 yaş üstünde boşta olanı çok azdır.
Grubun Ortalama Çoğunluğu
Bu kadınlar, kırmızı – mavi hap çizgisinin iki tarafınca da ihmal edilen kadınlardır. Fakat bu kadınlar, erkeklerin gerçek hayatta en çok karşılaştıkları tiplerdirler. Kötü ve iyi özellikler açısından ortalamadırlar.
- Feminen ve kendine bakan ama yemek yapamayan
- Hayatı kontrol altında ama fazla yatırım gerektiren
- Kibar ve sevecen fakat adet günlerinde cadıya dönen
Bunlar kadın nüfusunun 60 – 70%sini oluşturan ve HB skalasında genellikle 5 – 7 arasında bulunan kadınlardır. Bu kadınlar ihmal edilirler zira zıt kutuplarda alınan pozisyonlar açısında bir faydaları yoktur. Bu kadınlar hayatınıza bir pozitif bir negatif olabilirler ama çoğu zaman hayatınıza etkileri nötrdür.
Zıt Kutuplarda Bulunan Radikal Örnekler
Bu camiada yapılan tartışmalar ile ilgili temel problemlerimden biri, insanların ne konuştuğunu anlamakta zorluk çekmem. Aslına bakarsanız, insanlar birbirleri yokmuş gibi mi davranıyorlar, birbirlerini özellikle anlamazlıktan mı geliyorlar, birbirleri ile güç oyunu mu oynuyorlar ya da kendi inançlarına o kadar gömülmüşler ki karşı tarafı duyamıyorlar mı anlamakta zorluk çekiyorum.Ya da ego – yatırımları ölümüne savunma pozisyonunda zira herhangi bir karşıt fikir ile kağıttan kaleleri yıkılacak gibi.
Bir konuyu sağduyu ile tartışmaya her çalıştığımda, ad hominem saldırı ve parmak göstermeler, abuk argümanlar bombardımanı, karmakarışık sözlerle ispat çabaları ve laf salatası ile karşılaşıyorum.Konuya odaklanmak, iyi niyet ve mantık ile tartışmak, kaynak göstermek yerine çoğu zaman konuşulan birinin karakterine saldırı, kuyuyu zehirleme gibi kimseye yararı olmayan şeylere evriliyor.
Bu tartışma biçimi çoğu zaman kimsenin fikrini değiştirmiyır, konuya hiçbir ek açıklık getirmiyor, yeni bilgi üretmiyor ve işin içindekilerin ciddi miktarda zamanını israf ediyor. Sonuçta bu alana gelen çoğu insanın, burada ortaya konulan bilgiye ve komunitenin kendisine oldukça ikili / zıt kutuplar ekseninden baktığını düşünüyorum.
Yüksek-T ya da Soya oğlan
Alfa ya da Beta
Çatışma – arayan ya da Çatışmadan – kaçan
Savaş Lordu ya da Savaş Gelini
Hipergami ya da İffet abisesi
AWALT ya da NAWALT
Bizden veya Onlardan
Bir noktada “Evet ya da Hayır” cevapları şeklinde konuşmayı bırakıp Likert ölçeği (5 veya 7 puanlık bir ölçek kullanan, bazen memnun ölçeği olarak da adlandırılan, bir aşırı tutumdan diğerine seçenekler sunan bir soru türü) üzerinden konuşmaya başlamalıyız.
“Tüm kadınlar hipergamik mi?” Evet … ama bu, kız arkadaşınızın nezle olup yatağa düştüğünüzde gidip tüm arkadaşlarınızla Goriller gibi sikişeceği anlamına gelmiyor.
“Tüm kadınlar öyle mi?” Evet … ama bu hepsinin aynı derecede öyle olduğu anlamına gelmiyor. Borderline Personality Disorder hatununun çevresinde sayısız uydu dönerken “normal” bir kadının belki bir iki tane dönecektir.
Katı bir zıt – kutuplar bakışını ve bunu bir sıfır toplamlar oyunu görmeyi bırakıp yolumuza devam ettiğimizde, sağlam bir öğreti içinde yolumuza devam ederiz. Sonuçta ben bu aşırı uçlarda düşünmenin bir nedeni olduğuna inanıyorum : yeni uyanmaya başlayan mavi haplı (ve kırmızı hapı almış birçok erkek), AWALT kesin, 100% derecesinde anlatılmazsa, gidip o “özel” kızı / tek boynuzlu atı “bulup”, sonrada onun az rastlanır bir NAWALT olduğuna inanmak için bin türlü zihinsel jimnastik yapacaktır. Yüksek T (testosteron) alfa erkek arketipi de aynı nedenle var : buraya gelen erkeklerin çoğu zararsız / efendi erkek davranışları sergilemekte sorun yaşamıyorlar ve eğer “alfa” davranışlarda bir miktar aşırıya kaçsalar bile, birer savaş makinesine dönüşmeyecekler.
Özet ve Sonuç
Bence kırmızı hap camiasının erkeklere verdiği iki zarar şekli var :
A) Aşırı miktarda bloatware (cihazınızı yavaşlatan ve sizin tarafınızdan yüklenmemiş, istenmeyen uygulamalara verilen genel bir isim) ve İşletim Sistemi güncellemesi yapması
B) Bir şey aslında A’dan B’ye iken bunu X ya da Z diye göstermesi
Benim sürekli okurlarım, CPD konusunda çan eğrisini kullanmayı sevdiğimi bilirler. Bunun nedeni, genetiğin çan eğrisini takip etmesidir : boy ve zeka, penis boyu vs …. ama nüfusun çoğunun yolun ortasında yürümesidir. Bazı pozitif azınlıklara piyango vurur, bazıları aşırı çalışır ve yine bazıları hem şanslıdır hem de çok çalışırlar. Bazı negatif azınlıklara hayat tokat atar, bazıları kendi kendilerini darmadağın ederler ve yine bazıları hem şanssızdır hem de kendi kendilerini darmadağın ederler. Fakat çoğu insan için olay biraz A, biraz da Bdir.
Piyasada dönen sikişin 80%ini yapan 20% azınlık erkekler arasına girmenizi teşvik ediyorum. “Sikiş” dememin bir nedeni var. PUAlar kelimeyi kendi tekellerine almak istiyorlar, gelenekçiler etrafına firewall inşaa etmek istiyorlar ve büyük şirkerler ise size ihtiyacınız olmayan bir sürü ıvır zıvır satmak için kullanmak istiyorlar. Ben “sikiş” kelimesini matematiksel amaçlarla kullanıyorum.Eğer “erkeklerin 80%i, kadınların 20%si ile yatıyor” dese idim olay şöyle olurdu :
Her 1000 erkekten 200 tanesi kızları kapardı, 800 tanesi avucuna abanırdı.
Sikiş dediğimde ise olay şu :
Her 1000 sikişten 800 tanesini tepe 20% yapıyorken, 200 tanesini ise diğer 80% yapıyor.
Farkı görebiliyorsunuz değil mi?
AWALT çok acı ve sert görünebilir ama bir silah ile uğraşırken sürekli doluymuş gibi dikkatli davranmak akıllıcadır. AWALTın dediği tek şey tüm kadınların, büyük bir yelpazede bulunan ve erkeğin hayatında negatif etkilere yol açabilecek davranışları yapma kapasiteleri vardır. Bunların farkında olmak sizin risk yönetiminizin daha etkin olmasını sağlar.
Dediğimiz çoğu şeyin negatif ve karanlık göründüğünü biliyorum ama hayatını bir rüya aleminde yaşayan erkeğin gerçek hayat kabusa dönecektir. Ama bunlar deterministik şeyler değiller : kaderiniz, kız arkadaşınızın / karınızın sizi eninde sonunda (daha iyisi için) terk etmesi değil. Ama 1. Kuralı çiğner, şişman bir koltuk patatesine dönüşür, eğlenen ustalık göstermez, ilişkiyi onun yönetmesine izin verir ve arada kıçını şaplaklamazsanız sizi terk edebilir. Ve 2. Kuralı çiğneyerek duygusal, ağlak, sürekli şikayet eden ve seks dilenen bir oğlan çocuğuna dönüşürseniz, hayatınızı cehenneme çevirip kıçınıza tekmeyi basacaktır. Böyle yaparsa suç onda mı? Sonuçta kız arkadaşınız / karınız lezbiyen değil, neden bir başka “kadınla” birlikte olmaya devam etsin?
Bir keresinde, “keşke dünyadaki tüm erkekler mor haplı olsalar” demiştim. Bu bile doğru yönde atılan bir adımdır. 35% yağ oranından 25% yağ oranına gitmek, doğru yönde atılan bir adımdır. 100 Bin Lira borçtan 50 bin Lira borca inmek, doğru yönde atılan bir adımdır.Hiç seks yapmamaktan (sık sık reddedilsen de) seks yapmaya başlamak, doğru yönde atılan bir adımdır.
Başka insanların nerede olduğuna odaklanmayın. Siz ne yöne gidiyorsunuz, ona odaklanın.
Çeviri : Neglecting the mean
Empati anahtarı yazısından :
Heaven rumuzlu okur sormuş :
Baştan başlayalım.
Çoğunuzun bilişsel empatisi aslında size yetecek de artacak kadar fazla. Temel derdiniz bilişsel empatinizin (yazıda sinyal denilen şey) gelişmemiş olması değil, gürültünün yani duygusal empatinin çok fazla olması! Aşağıda ayrıntılı bahsettiğim gizli sözleşmeleriniz ve dürtüleriniz sizi duygusal empatiye zorlamasa aslında çoğunuzda yeterince bilişsel empati var. Bu şey gibi : aslında kızla buluştuğunda rezil olacak mıyım, beni beğenecek mi gibi korkuların gürültüsü olmasa çoğu erkeğin bir kadınla normal bir konuşmayı götürecek zekası ve bilgisi var. Temel sorun konuşmayı becerememesi değil, konuşmasını engelleyen korku – kaygı gürültüsü.
Ama tabii ki şeylerin gerçek doğasını öğrenmek de bilişsel empatinizi arttırır. Örneğin shit testi bilmek, kadının ya da aslında insanların dediklerine değil yaptıklarına bakmanız gerektiğini bilmek, vs … sizi bu konuda ileri taşır.
Benim çok gözlemlediğim ve geçenlerde Robert Glover’ın da bahsettiği bir problem de bilişsel empati önünde engel :
Yukarıda bahsettiğim gürültü bu ama kendinize gömülü kalınca bir problem de karşı tarafı gözlemleyememeniz. İkili ilişkilerde kendi kafanızdan çıkıp gözlemlemeniz lazım. Az konuşup dinlemeniz lazım.
Bu zor bir olay. Mavi haptan kırmızı hapa geçişin büyük kısmı bu ama aşırı dozda duygusal empatinin bir işlevi var ve bunu yapan kişi böyle yapmanın başarılı bir strateji olduğuna derinden inanıyor.
Bakın, aşırı duygusal empatiye genetik yatkınlık diye bir şey de var ama bunun çoğu öğrenilmiş davranış. Bunlar gizli sözleşmelerin (covert contract) bir parçası. Bunu yapan adamın bunu yapma sebebi, böyle davranarak istediğini elde edeceğine inanması :
Bu sözleşmelerin içinizde olduğunu farkedip yırtıp atmanız lazım ama bu zor. Zira bunların eğer şunu yaparsam şunu kazanırım anlamı yanında eğer şunu yapmazsam çok kötü kaybederim tehditi de var. Unutmayın, mavi hapta örneğin zırıl zırıl ağlamayı dinleyip onunla empati kurmadığınız zaman sıradan bir kadını değil hayatta karşınıza bir kere çıkacak bir kadını kaybediyorsunuz. O nedenle de duygusal empati kurmamaktan deli gibi korkuyorsunuz. Kadın sizi manipüle etmek için ağlarken içerde sakince oturmanız gerek ama mavi haplı beyin yıkamanız size “eğer gidip onunla ağlamazsan şimdi seni bırakıp gidecek ve sen de hayatının kadınını kaybedeceksin” diyor! Bu durumda oneitis olayından kurtulmak bile bilişsel empati “zorunluluğunuzu” ve seviyenizi azaltacaktır.
Bir diğer nokta da şu : Mavi hapı küçümsüyoruz zira erkeği maymun ediyor ama mavi hap aslında bir adaptasyon stratejisi. Mavi hap, her ne kadar aşağı olsa da evrimsel olarak başarılı ve çevreye uyum için geliştirilmiş güçlü bir strateji. O nedenle kurtulmak zor. Kısaca anlatmaya çalışırsam :
– evrimsel mekanizma “survival of the fittest” (uyumlu olanın hayatta kalması).
– uyumlu olan demek güçlü demek değil çevreye uyumlu olan demek. 65 milyon yıl önce dünyaya everest büyüklüğünde bir dağ çarptığında ufacık memelilerin ve ufacık kuşların atalarının hayatta kalıp en güçlü hayvanlardan biri olan t-rexin yok olmasındaki gibi uyum gücü döver.
– hayatta kalmak da Darwinsel anlamda gelecek nesle gen aktarmak demek. Aynı yıl doğan 2 arkadaş düşünün. Biri 25 yaşında evleniyor, 35 yaşında 3 çocukla hayatın stresiyle falan kalpten gidiyor. Diğeri hiç çocuk yapmayıp macera ve eğlence dolu bir hayat yaşıyor. Bu adam 90 yaşında doğum gününü kutlarken 55 yıl önce ölen arkadaşı hayatta kaldı ama kendisi hayatta kalamadı. İşin mekanik anlamı bu.
– Dawkins’in Gen Bencildir kitabında yazdığı gibi gen bencildir ama birey fedakar. Çocuğu için kendini feda eder mesela. Ya da çocuk yapmak için hayatın zevklerini feda eder. Kendini dırdırıyla ordular telef edebilecek bir kadının kuklası eder.
– Meriç dediğiniz adamlar feminen bir toplumda “hayatta kalmak” (yukarıdaki anlamıyla) için başarılı bir strateji izliyorlar. Belki 20lerinde yüzlerine bakılmıyor ama mesela 30larında bir şekilde eğlenceyi tamamlamış bir kız tarafından kapatılıp ürüyorlar. Tamam acı çekiyorlar, tamam bekleyen beta durumuna düşüyorlar ama güçlü bir dürtüyü tatmin ediyorlar : “uyum sağlayıp” hayatta kalıyorlar.
KH gören adamların büyük çoğunluğu MGTOW oluyor. Birey için daha az stresli ve eğlenceli bir hayat olabilir ama MGTOW olanlar uyum sağlayamayıp hayatta kalamayacaklar. Evrimsel olarak. Bakın burada bu kavramlara iyi – kötü demiyorum ama temel bir içgüdüye ters hareket ediyorlar ve temel içgüdülere zıt yaşamak kolay değil.
Ha KHlı, maskülen bir baba da olabilirsiniz ve bu da mavi haplının ızdırap dolu hayatından çok daha iyi bir strateji ama bu da sosyal yapının ezmeye çalışacağı ve sizin büyük bir irade ile elde edebileceğiniz bir şey.
Bu tür güçlü dürtüleri yenip kırmızı haplı tarafa geçmeniz için sabırla o dürtülerin sizi ittiği şeyi değil tersini yapmanız ve kaybetmediğinizi görmeniz lazım.
Doğal alfa nedir, alfanın kökeni yazısına bakın. Sizin derdiniz maskülen bir erkek olmak olmalı. Ve erkek doğulmaz, olunur. Doğanın kanunun sizin oğlan çocukları olarak doğmanız ve sonra acı çeke çeke erkeğe dönüşmeniz. Doğal olan bu. Doğal olmayan ise kafanıza mavi haplı fantaziler sokulması. Bunlardan kurtulmaya, erkek olmaya, performans yükünüzü sırtlamaya, olabileceğinizin en iyisi olmaya, beta davranışlarınızı kırpmaya bakın. 23 yaşında çalışmalara başlayıp 28 yaşında erkek adam olsan, 13 yaşından beridir erkek adam olan adamdan bir eksiğin olacağını mı sanıyorsun?
Doğal alfadan kastın alfa davranışları içselleştirmek ise evet, 33 yaşında başlasan bile alfa davranışları içselleştirebilirsin. Daha zordur tabii ama mümkündür. Fakat şunu da söyleyeyim, “Berkecan 6 yaşından beridir kızlara yürüyor ben ise daha yeni başladım”gibi düşünceler bu içselleştirme sürecine zarar verirler. Bunlar aklınızdan geçiyorsa biraz kafanızı çalıştırıp kendinizi gözlemleyin. Bu şeyleri size, ölmek istemeyen içinizdeki beta, yoldan dönün diye fısıldıyor olabilir mi?