Suçluluk hissettirme (guilt trip) nedir?

Birçok insanın toksik bir ilişkiyi bırakamama sebebi sevgi ya da korku değil, suçluluk duygusu. Bu suçluluk duygusu da hemen hemen her zaman, gerçek bir suçluluğa değil, ilişkide manipülatif ve toksik olan partnerin karşısındakinde aktif bir şekilde ortaya çıkarmasına dayanıyor.

Evet bu bölümde, suçluluk hissetirme (ingilizce’de guilt trip) denilen ve birçok insanın farkında olmadan içine düştüğü bir manipülasyona değineceğiz.

Suçluluk hissetirme tuzağına düşen birçok insan, bu manipülasyonun farkında değil. Eğer bu manipülasyona uğrayan biriyseniz, bu manipülasyonun farkına varmanız, daha doğrusu hissettiğiniz suçluluğun sizde özel olarak yaratıldığının farkına varmanız önemli. Manipülatif partnerin sizin aleyhinize olacak şekilde kullandığı bu silah, sizin kendi duygularınız olduğu için, bunun farkına vardığınızda, aslında kontrolü elinize alıp bu silahı etkisiz hale getirebileceğinizin de farkına varacaksınız. Çünkü siz suçluluk duymanız gerektiğine inanmadığınız sürece, kimsenin size suçluluk duyduramayacağının farkına varacaksınız.

Duygusal olarak dengeli ve dayanıklı bir insan, toksik partnerin ihtiyaç ve isteklerini onun yerine kendi sırtında taşımaz, taşıması gerektiğine inanmaz ve inandırılamaz. Toksik ve manipülatif insanın dışardan baktığınızda zeka yoksunu bir aptallıkla, çocukça bir inatla ve gülünç bir şekilde tekrarladığı bu talep ve söylemler, karşısında duygusal olarak dengeli ve dayanıklı bir insan olduğunda, toksik ve manipülatif insanın kıçına tekmeyi yiyip kapının önüne konulması ile, aşamayacağı şekilde ghostlanması ile sonuçlanır.

Duygusal olarak dengeli ve dayanıklı olmayan, çocukluklarından itibaren sevilmek ve değer verilmek için böyle şeyleri kabul etmeleri gerektiğine inanmış, kabul edilmek için sorumluluk ve suç kendinde olmasa bile bir şeyler yapması gerekenin kendisi olduğuna inanmış, duygularını yönetemeyen ebeveynlerinin gazabını üzerlerine çekmemek ya da onlar tarafından ihmal edilmemek için sürekli onların duygularının sorumluluğunu yüklenmiş insanlarsa, sevilmek ve değer verilmek için başka çareleri olmadığını düşünerek, bu talepleri sırtlarına alırlar. Kendilerini kullanan ve manipüle eden toksik partner için üzülürler, ona yardım etmeye çalışırlar ve bunun için bizzat bu insanın üzerlerinde uyguladığı istismara boyun eğerler.

Bu zihin yapısındaki birçok manipülasyon kurbanı, bunu bir güç olarak bile görür.  Birçoğu bütün bu istismara dayanarak, yeterince acı çekerek, toksik partnere onu ne kadar sevdiklerini ispatlayabileceğini ve birgün onun tarafından istismarsız ve acısız bir şekilde sevileceğini umar. Ama maalesef toksik partnerin elinde istismar edilen patner ne yaparsa yapsın ve ne kadar uzun süre yaparsa yapsın, hiçbir zaman, toksik partnerin umrunda olmayacaktır. Toksik partner bir ihtimal karşısındakini istismar ettiğini kabul etse bile, unutmayın bu düşük bir ihtimal, partnerin bu istismarı sonuna kadar hak ettiğini, ona onun yüzünden böyle davrandığını söyleyecektir.

Bu yolun sonunda mutluluk yok. Birgün birdenbire ya da zaman içinde, artık mutlu bir ilişki yaşamanızı sağlayacak bir dönüşüm asla olmayacak. Böyle bir ilişkideyseniz tüm emeğiniz ve zamanınız, dipsiz bir kuyuya akıyor ve emeğinizin karşılığını asla alamayacaksınız.

Narsist bir kadın ya da erkekle ilişkilerde çok görülen suçluluk hissettirme, istisnaları olsa da, çoğu zaman diğer partnerde zaten varolan bir zayıflığın kullanılmasına dayanır. Burada istismar edilen partnerin, çocukluktan öğrendiği bir başkalarının sorunlarını kendi sorunu yapma, kendi sırtına alma, kendi sorumluluğu haline getirme problemi vardır. Böyle bir zaafı olmayan insan, narsistin suçluluk manipülasyonuna “mal mıdır nedir?” diye tepki verirken, böyle bir zaafı olan insan, narsistin suçluluk hissetirmek için dediklerine dünden razıymış gibi inanır.

İyi olan şu ki, böyle sağlıksız bağlanma stilleri çok erken çocukluktan gelseler bile, sebepleri ve neden olduğu yaralar bilinç seviyesine çıkarılarak iyileştirilebilirler. Bu, söylemesi kolay yapması oldukça zor bir şey olsa da, ilişkilerde istismara dünden razı bir şekilde girmemek için, içinden geçmeniz gereken bir süreç.

Fakat bazı insanlar, başka insanların duygu yönetimini yüklenmeyi bırakmak istemez çünkü öz değerlerinin, oynadıkları bu role bağlı olduğunu düşünürler. Böyle bir insan, partneri tarafından istismar edilmeyi istemez ama öz değerini karşısındakinin tüm duygularının sorumluluğunu almaya endekslemenin, hemen hemen her zaman duygusal istismara gittiğini anlamaz.

Bir insan diğerinin duygularının sorumluluğunu sırtına aldığında, diğer insan her kötü veya üzgün hissettiğinde, bunun suçunu da yüklenir. Durumun doğası gereği, suçu üstüne almaktan kaçış yoktur. “Bu insanı mutlu etmek benim görevim ama bu insan mutsuz ise bu benim suçum değil” diyemezsiniz. Eğer bir insanın mutluluğu sizin göreviniz ise, mutsuzluğu sizin suçunuzdur.

Tabii ki gerçekte, bir insanın mutlu olması sizin göreviniz değil. Her yetişkin insanın mutluluğu, o yetişkin insanın kendi görevidir, mutsuzluğu ise kendi suçudur. Hiçbir yetişkinin, başka bir yetişkini, mutluluğunu görev edinmeye zorlamaya hakkı yoktur.  Başka bir yetişkinin mutluluğunu üzerinize almamak, istismar ya da kötülük değildir.

Örneğin bir romantik ilişkiye devam etmek istemiyorsanız, karşınızdaki insanı, o üzülecek ya da üzülüyor diye terk edemediğinizde, karşınızdaki kişinin mutluluğunu göreviniz haline getiriyorsunuz. Kendi ihtiyaçlarınızı ve geleceğinizi düşünmeniz ise otomatik olarak suç, suçluluk duymanız gereken bir şey oluyor. Oysa her yetişkin insan, reddedilme ve terk edilme ile kendi başına, kendi duygularını yöneterek başa çıkma ile görevlidir. Bu görevi üstlenmeyip, ayrılmak istediniz diye suçlu veya kötü bir insan değilsiniz.

Aslına bakarsanız bir insanın sizi koltuk değneği gibi kullanmasına izin vermemeniz, o insanın ruhsal ve duygusal olarak gelişimine katkı sağlar ve o insana yaptığınız bir iyiliktir. Bu insanın kendi duygusa gücünü yönetmesi için onun duygu yönetimini üstlenmemek, o insana verebileceğiniz en iyi hediyelerden biridir.

Toksik ve istimara uğranan bir ilişkiden, suçluluk hissi nedeniyle çıkamamak, hemen her zaman, ilişki sırasında karşı tarafın duygularını çok fazla ve sağlıksız bir oranda görev edinmekten kaynaklanır. Bu da hemen her zaman kişinin özdeğer eksikliğini, partneri tarafından kullanım değeri ile karşılamaya çalışmasından kaynaklanır.

Toksik ve istimara uğradığınız bir ilişkiyi bitirmek istediğinizde, istismarcı partneri çok üzdüğünüzü ya da onun hayatını mahvettiğinizi duyabilirsiniz. Tüm bu melodram içerikli suçlamalar, sizin kendinizi düşünme cüreti gösterdiğiniz için yoğun bir suçluluk hissetmeniz için tasarlanmış manipülasyonlardır.

Burada ilk yapmanız gereken şey, şunu ortaya çıkarmak: Gerçekten suçluluk mu duyuyorsunuz yoksa suçluluk hissini, bu kişinin birgün size istediğiniz değeri vereceği fantezinize sarılmak için mi kullanıyorsunuz? Bunu yaparken, bu kişinin size istediğiniz değeri asla vermeyeceğini aklınızdan çıkarmayın.

Eğer gerçekten suçluluk duyduğunuza karar verirseniz, kendinize şu soruları sorun:

“Yetişkin bir insan, kendi davranışlarının sonuçlarını yaşamak istemiyor diye, neden siz suçluluk duyuyorsunuz?”

Eğer kendi davranışları yüzünden mutsuz olduysa, öyle davranmamalıydı.

“Neden, daha iyi davranılmayı hak ettiğinizi düşünüyorsunuz diye suçluluk duyacaksınız?”

Eğer daha iyisini hak ettiğinizi düşünmüyorsa, sizi çok da umursamıyor demektir.

İlişkinize dışardan bakarak bu soruları tekrar sorun.

“Ahmet, Selin’e kötü davranıyor, bağırıyor, küfrediyor, sürekli kavga çıkarıyor. Bu durumda Selin, Ahmet’i terk ederse, bu Ahmet’in suçu mu, Selin’in mi?”

“Selin, kendisine daha iyi davranılmasını istediği için suçlu mu?

Selin’in kendisini düşünerek Ahmet’i terk etmesi suç değil. Ahmet ne kadar üzülürse üzülsün suç değil. Bunu iddia edenler, Ahmet ya da Ahmet’in arkadaşı, Selin’in hayatından hemen atması gereken toksik insanlar.

İlişkide neyin sizin suçunuz, neyin onun suçu olduğunu yazın. Eğer sizin suçunuz olan şeylerin listesi çok kısa ise, neden tüm suçu üstünüze almanız gerektiğini hissediyorsunuz? Bunu düşünün çünkü sorununuzun kaynağı tam olarak bu temel inanç.

Neden böyle davranılmayı hak ettiğinizi düşünüyorsunuz?

Böyle davranılmayı hak etmiyorsanız, neden size böyle davranılmasına izin veriyorsunuz?

Bunları düşünmeye başladığınızda, asıl şeytanın karşınızda değil içinizde olduğunu, içinizdeki bu şeytanı sizi kullanmak üzere karşınızdaki hastalıklı insana yönelttiğini göreceksiniz. O kişiyi hayatınızdan atmak tabii ki içinizdeki şeytana büyük bir darbe vuracak ama asıl savaş içinizde, dışarıda değil.

Bu arada önemli bir suçluluk hissettirme manipülasyon aracı da göstere göstere, bak beni ne kadar üzdün, yıprattın diye ağlamaktır.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize özellikle de toksik ilişkiler rehberi kitabına bakabilirsiniz.

 

Share this...
Share on FacebookShare on Google+Tweet about this on TwitterShare on LinkedIn

6
Leave a Reply

Yazıyla alakasız veya 500 kelimeyi geçen yorumlar cevaplanmıyorlar. "Yazıyla alakasız ama ..." ya da "en son yazı bu olduğundan buraya yazdım" diye başlamanız kurtarmıyor. Mahmut Abi ile özel görüşme yapmak isterseniz Erkek Adam Sanal Görüşme sayfasından sanal görüşme ayarlayabilirsiniz. Not: Burada soru sırası çok yüksek, Patreon destekçilerini, Patreon'da cevaplamaya öncelik veriyorum.

avatar
4 Comment threads
2 Thread replies
2 Followers
 
Most reacted comment
Hottest comment thread
5 Comment authors
TısssSkynetMahmut AbiAnderleytanıl Recent comment authors
  Subscribe  
Notify of
anıl
Guest
anıl

Zor da olsa böyle bir ilişkiden terk ederek çıktım. Bana ulaşmasını imkansız hale getirdim. En ufak şeyde beni üzme derdi fakat yaptığım tek şey genelde rahatsızlığımı anlatmak olurdu. Sanki kendi duygularınız yok da onu mutlu etmek için yaşıyormuşsunuz gibi. Peki Mahmut Abi sorum şu ki, kurtarıcı erkek rolüne soyunduğumuzu, değer verince başkalarının dertlerini kendi dertlerimizden bile çok düşündüğümüzü farkettik. Bu olayı gerçekten çözmek istiyoruz. Nasıl bir yol haritası izlememiz lazım? Tekrar başıma gelmesini kesinlikle istemeyeceğim durumlar çünkü.

Anderleyt
Guest
Anderleyt

Üniversite hayatımı da kapsayan toksik bir ilişki içerisinden bunun farkına varınca çıkmıştım. İnsanın yıllarını alan bir durum ve oldukça ciddi. Bir kedi yavrusunu dışarıya bırakmışsin gibi hissettiriyor. Ama olay hiçte öyle değil. Kadınlar doğası gereği acıyı çok kısa süre yaşıyorlar. bu tarz toksik kişilerin yaşatmaya çalıştıkları drama ise insanı içine hapsediyor. Ciddi miktarda kayınpeder adayı parasını da göz ardı edip, yakıp çıktığım ilişkiden sonra işle alakalı başarısız bir sürecin içinde buldum kendimi. Mahmut abi arada aklıma geçmişle alakalı (ilişki yüzünden kaybedilmiş yıllar) aşırı öfke geliyor. Bundan nasıl kurtulurum sence?

Skynet
Guest
Skynet

Hayatımın en yıkıcı ilişkisi böyle bir ilişkiydi. Anonimliği bozma gibi bir endişe olmasa çok daha fazla detay verir herkesin ağzını açık bırakırdım ama mümkün değil maalesef. (Evet buradaki okuduğunuz onca şeyden sonra yine de ağzınız açık kalırdı) 4-5 aylık bir ilişki bitip, ayrılığın üzüntüsünden çok yaşadıklarımın yıpratıcılığını inanılmaz zorlanarak da olsa sindirdiğim ayrı geçen 3. ayımın ortalarında şunu düşündüm. İlk başlarda güzel giden o ilişkide bir şeyleri yanlış yapmış olmalıydım, çünkü başlangıçta gerçekten kusursuz ve mutlu seyrediyordu her şey. Ne olduğunu ise biraz üzerine düşününce anladım. Maalesef bu, ben tam da bu siteyle tanışalı bir ay olan, mental iyileşme ve… Read more »

Tısss
Guest
Tısss

Bir yılan gelip sizi ısırdığında bunu hak etmediğinizi söyleyerek, peşinden giderek onu anlamaya çalışır mısınız?
Yılanın yılan olduğunu kabul etmek gerekiyor.