İçinizdeki betayı öldürmek – I yazısının devamıdır.
Estetik mi Sosyal Robotlar mı?
Daha önce belirttiğim gibi, erkekler gerçek romantiklerdir, kadınlar da çok nadir olarak takdir edilen bu romantizmin araçlarıdır. Cinsel devrim sonrası feminizasyonun en büyük yakınmalarından biri, erkeklerin feminen yanları ile bağlantı kuramadıklarıdır. Biz “duygularımızla bağlantılı değiliz”. Tanrı popüler kültürü, her cinsiyetin içinde eşit ama ortaya çıkarılamış bir feminen ve maskülin enerji olduğuna inandırdığı için Carl Jung’un çürümüş cesedini sonsuza kadar cehennemde yaksın. Batı kültürü Jungcu teoriye öyle batmış vaziyetteki bunun farkında bile değiliz. Cinsiyetsiz ve androjen toplumun ideal hedef olması normalleşti.
Ateşli konuşma bir yana, son 50 yıla kadar, gerçekten de erkekler, duygular söz konusu olduğunda kendilerini en çok kontrol edebilen cinsiyetti. Erkeklerin duygularını belli etmemeleri kadınlara çekici gelen şeydi. Ya gizemli şairler ve sanatçılar olarak, ya da her duygu gösterisi kendi başına olay olan doğal olarak acıya dayanıklı bir insan olarak, erkeklerin duygusal ulaşılmazlığı kadınların ilgisini daha fazla çekmiştir. Modern toplumlarda ise, kadınlarla samimiyet için erkeklerin duygularını açıkça ifade etmeleri teşvik ediliyor ve pratikte erkeğin sahip olabileceği tüm gizemi öldürüyor. Kadın erkek beyinlerindeki farklar bir yana, erkeklerin duygularını saklayacak şekilde evrimleşmelerinin sebebi, çocukça bir zayıflık değil, düzenli şekilde kadınların ilgisini çekiyor olması.
Fakat bu devirde değil. Erkekler ve oğlan çocukları, her durumda duygularını açıkça ifade etmelerinin problemlerin çözümü olduğunu duyuyorlar. “Erkekler ağlamaz” öyle amaçsız bir söz değil. Duygularını zaptetmeden dışa vurmak feminen bir özellik. Erkeklerin en yoğun duyguları hariç hiçbir duyguyu göstermeyen sosyal robotlar olması değil bu; duygularını göstermenin her durumda normalleşmesi ile ucuzlaması. Erkeğin duygularını, bunu gerçekten takdir etme kapasitesi olmayan kadınlara göstermesi, kadınlara çok nadir verilmesi gereken bir hediye
Öğrendiklerinizi kafanızdan atın
Duygusal olarak ulaşılır olmaya uzun süre koşullanmış bir beta erkek için, duygusuz olmak çok zor olacaktır. İyi haber şu : size duygusuz olmanızı söylemiyorum, sizi her ota boka kolayca duygusallaştıran nedenleri kafanızdan atın diyorum. Duygusal olarak yanınca duygusuz biri olmak çok zor değil. Asıl zor olan bu duygular hakkında iyi hissederken onları frenleyebilmek. Duygularımız bizi insan yapan şeyler ve onları takdir etmek önemli. Ama duyguların aleyhinize ne kadar kolay kullanılabileceğini farketmeniz deaynı şekilde önemli. Sizi kolayca duygusallaştıran nedenleri kafanızdan atmanız lazım. Belki terk edilmiş olmak ya da özellikle kolayca duygulanan biri olarak yetiştirilmiş olmak gibi nedenler.
Araba kullanmayı öğrenirken çok duyduğunuz “virajı içten almak” ve “virajda fren yapmamak” kavramlarını hatırlayın. Araba kullanırken kendimizi virajda bulduğumuzda doğal dürtümüz frenlere asılmak ve daha da kötüsü bunu yaparken virajı dönmeye devam etmektir. Tüm içgüdümüz bunu söylese de böyle yaparsak zaten tehlikeli olan durumu daha da tehlikeli hale getirir hatta kaza yaparız. Ama virajı dönerken fren yapmamamız gerektiğini öğrenip uygulayarak, fren yapmamayı refleks haline getirebiliyoruz ve böylece de kaza yapmadan araba sürüyoruz.
Aynı şekilde yolda kazalara uğramamak için eski alışkanlıklarınızı ve şartlanmalarınızı atmanız gerekiyor. Bu pratik ve tekrar gerektiriyor – en fevri reaksiyonlarınızın bile tersi davranacağınız şekilde değişmesi gerekiyor. Azmin yerine koyabileceğiniz birşey yok.
Kendiniz hakkındaki düşüncelerinizi değiştirmeniz ilk adım. Aslında bu en zor adım zira çoğu erkek, kendi kendileri hakkında yeni bir düşünce şeklini içselleştirmeleri gerektiğine inanamaz. Çoğu durumda rehavet, erkeklerin bu değişimi yapmamalarının en önemli sebebi. Bir insanın şimdiki durumundan ne kadar mutlu olduğuna kendini inandırması için bahaneler bulması, gerçekten kendini eleştirip değişmek için çabalamasından daha kolay.
Ne yazık ki, sana seni mucizevi şekilde olmak istediğin Erkek’e gönüştürecek standart bir program veremeyeceğim. Bu yolu ancak sen bulabilirsin. Fakat şunu söyleyebilirim, olmak istediğin Erkek olmak, harekete geçmeni gerektiriyor. Hedefin her zaman senden uzağa doğru hareket ediyor ama aslında bu iyi birşey. Bizi büyümeye, olgunlaşmaya ve zorluklarla mücadele kapasitesi kazanmaya iten birşey bu. Ama bütün bunlar, senin harekete geçmenle mümkün.
Bu blogda ve kırmızı hap komunitesinde günlerce tavsiye okuyup, bilgelikten faydalanabilirsin ama bunların hiçbiri sen harekete geçmedikçe bir işe yaramayacak. Sayamayacağım kadar çok genç erkeğe her türlü tavsiyeyi verdikten ve onları pratiğe dökmeleri için teşvik ettikten sonra, bu erkeklerin harekete geçecek motivasyonu bulamadıklarına şahit oldum. Çoğunlukla harekete geçmek için dibe vurmayı ya da çok ciddi bir travmayı bekliyorlar.
Kendimi motivasyon konuşmacısı saymıyorum ama bir aşamada uçurumu aşman ve kafanı değiştirmen lazım
Çeviri : Kill The Beta
Yazıyla alakasız veya 500 kelimeyi geçen yorumlar cevaplanmıyorlar. "Yazıyla alakasız ama ..." ya da "en son yazı bu olduğundan buraya yazdım" diye başlamanız kurtarmıyor. Mahmut Abi ile özel görüşme yapmak isterseniz Erkek Adam Sanal Görüşme sayfasından sanal görüşme ayarlayabilirsiniz. Not: Burada soru sırası çok yüksek, Patreon destekçilerini, Patreon'da cevaplamaya öncelik veriyorum.
audi, vide, tace. – izle, dinle, ketum ol.
“Duygularımız bizi insan yapan şeyler ve onları takdir etmek önemli.”
Duygular güzel ve önemli şeyler tabi ki. İnsanı insan yapar, insana insan olduğunu hissettirir. Ama duyguların bu çekiciliğine kapılmamak ve unutmamak gerekli ki; Erkeği erkek yapan şey “iradedir”.
Güzel yazı bende 2-3 seneye önce yanlış düşünüyormuş Buluştuğum kızlarla ilişkiler , duygular , işte neyin doğru neyin yanlış olduğu gibi çok fazla duygusal ve empatik bir konuşma yapıyordum kızlarla sonrada bir daha buluşma neden olmuyor diye kafayı yiyordum Ya da bir kızla her şey iyi giderken 3 haftanın sonunda kız iyice duygusallaşınca bende bunu karşılık vermek olarak görüp onu ne kadar hoşlandığımı , hayatıma ne güzel girdiğini anlatıp bende duygusal bir cevap veriyordum Sonra kızdan aynı cevabı duyuyordum defalarca; “en başta heyecanlıydı ama artık ilişki istemediğime karar verdim sen çok iyi birisin seni oyalamak istemiyorum” Sonra kafayı yiyordum tabii… Read more »
Sürekli tavsiye, sürekli yönlendirme kişiyi tembelliğe ve edilgenliğe iter. Kişi kendi düşünmek yerine devamlı sorular sormaya başlar. Her adımda tavsiye ister vaziyete geliyor. Burası bir internet sayfası olduğu için bundan bahsetmek doğru olmaz ama birebir ilişkilerde bu yaşanan bir şey. Bu yüzden bakış açısını değiştirmek ve bir vizyon vermek, genel prensiplerden bahsetmek en sağlıklısı. Öbür türlü iş şuna dönmek zorunda kalır : https://www.youtube.com/watch?v=DsX4x_QlID8
Kesinlikle
BenLark merhaba;
geçenler de burada ki bir yazının altında uzunca bir yorumunu okumuştum ama baya bir uzundu, hatta alt alta iki ayrı yorum yazmıştın. fakat bir türlü yeniden bulamadım. Hatırlıyor musun hangi yazının altında olduğunu?
çok sevdiğim bir söz vardır: istediğin duyguyu hissedemezsin fakat hissettiğin duygunun ne kadar süreceğini sen belirlersin. çok doğru bir söz yazıyla da uyuşuyor. duyguları mesela üzüntü yaşadın bunu hissetmek normal fakat bunu ne süre hissedeceğin ve bu duyguyu dışarı nasıl vuracağın tamamen senin elinde
Basitçe, kendimiz hakkında olumsuz düşünceler yerine olumlu şekilde beynimizi programlayacağız. – Fake it till u make it – Daha sonra gelen ve EN ÖNEMLİ olan ise, *eyleme geçmek*
Bu sitede sürekli Carl Jung’un övüldüğünü gördüm ama ilk defa bu yazıda gömülüyor. İnsanları bu kadar kolay mı kestirip atarsınız? Jung okült ile ilgileniyordu ve bana göre burada bahsettiği evrende ve insanlarda eril ve dişil yanların doğal olarak var olduğu. Simyacılarda bunu dengelemeye çalışırlar. Bakın eşitlemeye çalışırlar demiyorum; dengelemeye, uyumlamaya çalışırlar.
Rollo Tomassi’ye sor. Bu yazı çeviri.
Bir de bir insana bir yazıda gömünce nasıl bu kadar kolay kestirip atma oluyor?
Rollo Tomassi’ye bir şey demiyorum. Sadece yaptığı ilginç olmakla beraber yanlış. “Bir de bir insana bir yazıda gömünce nasıl bu kadar kolay kestirip atma oluyor?” Resmen cesedine lanet okuyor, ondan dedim. Jung’un bu dediğini kişiler kendine göre ne tarafa çekmek isterse o tarafa çekebilir. Rollo’da yanlış anlamış herhalde. Aynı zamanda Rousse’yu da anlayamadığını düşünüyorum çünkü bir yazıda Rousse insanları feminemleştirdi gibi bir şey geçiyordu. Gerçi onu Rollo’nun dediğinden tam emin olamadım başkasıda demiş olabilir, suçunu almıyayım durduk yere. Sonuç olarak Rousse’da Jung’da dünyaya katkı sağlamış insanlar yanlışları varsa da açıkça konuşulup tartışılsın çünkü diğer türlü bir laf söyleyip susunca “kestirip… Read more »