İnstagram’da ya da Twitter’da çok karşılaşılan ve muhtemelen öfke yemi olan kısa bir hikaye var:
“Yeni evliyken Ankara’ya gitmiştik. İnce mont almış kışın, tüm uyarılarıma rağmen. Montumu vermiştim sonra. Boşanırken seni hiç sevmedim dedi. Gerek yok yani. “
Bunu benimle paylaşıp duruyorlardı, en son bir takipçi şöyle yazarak paylaşmış:
Artık ilişki düşünmek bile midemi bulandırıyor. Herhangi bir kızla flörtleşsem cok fazla iyi gitsek bile ileriyi düşünemiyorum. Bu durumdan nasıl çıkılır.
Bu sitenin Youtube kanalında en son Joker ve Nevzat ile yaptığımız söyleşide de söylemiştim. Bizim siteye gelip soru soran çocukların %90’ının derdi, sorunları kadınlaşarak çözemeyeceklerini anladıkları zaman çözülür. Sadece ilişkiler konusunda değil.
Bu arkadaş da burada tamamen kadın gibi düşünüyor. Kadın gibi ileriyi düşüneceğine, erkek gibi hatunu beraberliğin tadını çıkarıp, ilişki bitince de özgür kaldığını düşünse, böyle pembe hayalli genç kız dertlerinden muzdarip olmaz.
Sizin ileriyi düşünmeniz gerekmiyor. Erkek bıraksan, ilişkiye bağlamasan yuvadan uçacak modda olur. Gözünüzün dışarda olmasından, dışarda kaçamaklardan falan bahsetmiyorum. Ama kadın bir şekilde ilişkiye bağlayıp durmazsa, yavaş yavaş uçup gidecek moddadır.
Arkadaş ben bunu yazınca şunu söyledi:
Öyle yapıyorum zaten de genelde hatunu yatağa attıktan sonra soğuyorum.
Ben yatağa attıktan sonra soğuyun demiyorum. İlişki gittiği yere kadar tadını çıkar, bittiğinde “ne güzel özgürüm” diye yoluna bak. Sen yatağa attığında soğumuyorsun. Daha fazla kapılırsam yapışırım, ayrılırsak yırtılırım korkusu ile kovulmadan istifa ediyorsun. Bunun bir dengesi var. Benim dediğimin bas – soğu – geç ile alakası yok.
Kadın gibi sevmeyin, erkek gibi sevin diyorum. Erkek gibi sevmeyi beceremem o zaman sevmeyim gibi saçma sapan bir stratejiden uzak durun. Hayattan zevk alamazsınız. Çok gençken özellikle de kadın onayı bağımlısı iseniz, dildo vatandaş olmak size bir şey başarıyormuş hissi verebilir ama o şekilde hayattan ve ilişkilerden alabileceğiniz zevkin çok azını alabiliyorsunuz.
Yukarıdaki mont hikayesine bakıp ilişkilere değmez demeniz için masal dünyasında yaşıyor olmalısınız. İlişkiler başlarlar, gelişirler ve biterler. Her şey doğar, yaşar ve ölür. Ne demiş dilenci kıyafetleri içindeki prens: “Ey keşişler, size söylüyorum: Hayatınızdaki her şey değişir. Hiçbiri sonsuza kadar yaşamaz. Kendi kurtuluşunuz için çok çalışın.”
Hayatı olduğu gibi kabul etmeniz lazım. Ne olduğundan iyi, ne de olduğundan kötü. Yoksa acı çekersiniz. Evet ilişkiler biterler. Gerçi bu arkadaşın derdi ilişkinin bitmesinden ziyade, kadının seni hiç sevmedim ki demesi. Kadınlar tarihi yeniden yazarlar. Bugün seni sevmiyorsa, hiç sevmemiştir. Yarın seni yeniden sever aslında hep sevmiş ama sonradan anlamıştır. Bunu çok acımasız bulabilirsiniz (o zaman sevdiğimiz insanların ölmesi, ölümcül hastalıklar, savaşlar, vs. karşısında ne yapacaksınız bilemem) ama bu böyle. Kadınların doğasından kaynaklanıyor ve siz istediğiniz kadar ağlayın, türün devamlılığında bunun bir işlevi var. Sizden ayrılan kadının sizin aşkınızla mecnun olup zaten görece kısa olan doğurganlık döneminin önemli bir kısmını boş geçmesi insan türü için kötü, sizi hemen tamamen hiç olmamışsınız gibi unutup hemen bir başkasına gidebilmesi tür için iyi. Bu kadar basit.
Kadından ayrıldınız mı, Hollywood masalları ile var olduğunu sandığınız ağlak ihtiyaçlarınızı bir kenara atarsak, onun sizi geçmişte hiç sevmediğini düşünmesinin veya sizi büyük aşkla sevdiğini düşünerek yaşayıp gitmesinin sizin için hiçbir önemi yok.
Kadınlar tarihi yeniden yazarlar. Bugün sevmiyorsa hiç sevmedim der. Yarın bırakır gidersin yeniden hoşlanır, hep sevmişim der. Rollo’nun dediği gibi bunları bilmeniz “kadınların kafanızdaki aptal masallara uymamasına öfkelenerek kadınlara düşman olmanızı” engellemek ama tabii zamanında Rollo, uzun süre boyunca da ben, bu masalların ne kadar derine işlediğini hafife almışız. Ben buna benzer şeyleri ilk öğrendiğim dönemde forumlarda (2003-5) genel hava “tabii ya, budur abi. Bunu yanlış bilip anlıyor muşuz. Demek ki gerçekte olan buymuş, o zaman doğrusunu öğrenelim” havası hakimdi. Bugün ise dehşet verici bir “masallar çok güzel, onlar gerçek olsun istiyorum, pis karılar onları gerçek oldurun” ağıdı var.
Burada anlattığımız erkek adam tipi, gerçeği olduğu gibi kabul edebilecek yetişkin bir erkektir. Her şey, ilişkiler de dahil, doğar, yaşar ve ölürler. Siz, kız, çocuklarınız, torunlarınız, vs. Masallardaki gibi sonsuza dek olmazsa olmaz diye ağlamayın. Masalların ardından ağlamayın. Masallar kısa süreli pozitif duygu patlamaları ve uzun süreli depresyonlarla dolu bir hayata çıkarlar. Gerçekliği olduğu gibi kabul etmek, sizi patlamalardan uzak olsa da daha istikrarlı olarak pozitif duygu içinde tutar.
Yazıyla alakasız veya 500 kelimeyi geçen yorumlar cevaplanmıyorlar. "Yazıyla alakasız ama ..." ya da "en son yazı bu olduğundan buraya yazdım" diye başlamanız kurtarmıyor. Mahmut Abi ile özel görüşme yapmak isterseniz Erkek Adam Sanal Görüşme sayfasından sanal görüşme ayarlayabilirsiniz. Not: Burada soru sırası çok yüksek, Patreon destekçilerini, Patreon'da cevaplamaya öncelik veriyorum.
Selamlar. Yazida bir cümle ilgimi cekti. “Zaten bu elemanin derdi kadinin ona seni hic sevmedim demesi. ” Bu cumlenin ardindan kadinlar tarihi yeniden yazar yazisini okudum
Sorum su. Bir kadin hic bir sey olmadi zaten hic sevmedim diyebiliyor. Diyelim ki hic sevmedigini kast ettigi kisiyle tekrar iliski yaşadı. Aslinda cok sevmisim farkinda degilim vs dedi. Bu hangi durumlarda mümkün oluyor? İstisna bir durum mu? Zaten biten bir seyi alevlendirip burdan umut besleme amaciyla sormuyoum, ama bitme gibi yeniden baslama olayı nasil olur onu merak ettim
Lütfen sadece mahmut abi cevaplasin
Madem kadınların tarihi yazması yazısını okudun, “Bunlar gerçekliği değil, onun yeni duyguları üzerinden inşaa edilmiş yeni gerçekliğini anlatan sözlerdir” cümlesinin nesini anlamadın?
Şimdi kafamda daha net oturdu. Bu yeni gerçeklik de değişebilir mi? Bu degisim sağlıklı mıdır?
Değişebilir ama artık sevilmeyen erkek onu değiştirmek için uğraşırsa değişmez sağlamlaşır. Yani o gerçekliği nasıl değiştiririm gibi bir soru soracaksan o kadını gerçekten tarihe gömüp kafandan tamamen atarak yaparsın. O değişirse senin peşine düşer. Bunu blöf olarak yapamazsın, gerçekten yapacaksın.
Merhaba Mahmut abi, umarım iyisindir ve her şey yolundadır. 1 aydır bir kızla beraberdim. 3 gün önce ayrıldık. Ayrılık sebebimiz de şu: Abisi olayı öğreniyor ve Doğulu olmamdan ötürü ilişkiye asla ama asla onay vermiyor. Kıza da “Yapman gerekeni biliyorsun.’ dedi. Ben kıza “Dilersen abinle bir oturup konuşayım.” dedim ama nafile. Abisi kesin ve dediğine göre de ailesi hiç ama sıcak bakmıyor. Kızla oturduk, sürekli ağlıyordu. Ben de kendisinin bir suçunun olmadığını söyledim. Ayrıldık. Bırakırken de ağlayıp sarıldı. Yanında kitabım vardı, onu getirdi. İçinde seni seviyorum yazılı bir not var. Üzüldüm ama yok ettim notu. Stalklama mevzusu yok bende. Aynı… Read more »
Benim göremediğim bir şey ya da vermek istediğin bir tavsiye varsa dinlemek isterim. Olay tamam da sorun gerzekçe. Kendine başka kız bul.
Anladım abi, teşekkür ediyorum.
Abi ekşi sözlülkte kadının ayrılık öncesi gelişen öfkesi ve hissetikleriyle ilgili şöyle bir yazı gördüm. Ne düşünüyorsun , haklılık payı varmı sence? “20-30 bandında ise iş biraz daha çetrefilli. öfke akma sınırına kadar lineer tırmanır. akma sınırı çok önemlidir çünkü kadının ben ne yapıcam bu ilişkiyle diye düşünmeye başladığı noktaya akma sınırı denir. o sınıra gelindiğinde bir bocalama olur. ilk başta yok yahu bende de çok hata oldu deyip kendini rahatlatmaya çalışsa da çoğu zaman erkek tarafının gayretleri sayesinde bu iyimserlik kısa sürer. bundan sonra en pis devreye girilir işte. çünkü hem deli gibi mutsuz hissediyordur, hem de ayrılmak istemiyordur.… Read more »
Niye öfkeleniyormuş?
Merhaba abi, yaşadığım bir durumla ilgili görüşünü almak istiyorum. Buraya yazdım ama siliniyor galiba. Olay da ayrılık sonrası bir durum ile ilgili. Baslikla alakası var yani. Yorumu nereye yazmalıyım ki?
Doğru yere yazmadığınız sürece her zaman silinir. Fakat muhtemelen henüz cevaplanma sırası gelmemiştir. Bir de ne kadar uzun yazarsanız o kadar geç cevaplanır.
Pekala abi, teşekkür ediyorum. İyi günler.