Ümitcan Uygun’a gelen kadın mesajları ve hybristophilia

Aleyna Çakır’ın şüpheli ölümü yüzünden yargılanan ve sanırım şu an memleketin en sevilmeyen adamlarından biri olan Ümitcan Uygun’un hacklenen hesabından çıkan kadın mesajları günün konusu oldu. Hangi pembe masal dünyasında yaşıyorlarsa artık bazıları uyanıp “ay anneciğim bu nasıl olur?” modunda ama kadınların, en azından bazı kadınların, seri katil gibi son derece tehlikeli adamlara olan ilgisi bilinmeyen bir şey değil. Kızı öldürüp öldürmediği belli olmayan Ümitcan Uygur’u geçin 2 sene önce hamile karısını ve 3 – 4 yaşlarındaki iki kızını boğarak öldürdüğünü itiraf eden Chris Watts’a gelen mektupları görseniz ağzınız açık kalır. Ya da internetten Ted Bundy’nin mahkeme grupielerini izleseniz.

Bu fenomenin tıbbi bir adı bile var: hybristophilia. Seri cinayete kadar giden bir yelpazede suç işlemiş insanlara karşı duyulan cinsel arzu.  Kadınlar neden seri katillere aşık olur yazısında psikolog Leon F Seltzer bu olayı evrimsel psikoloji ile açıklıyor. Aşırı agresif ve güçlü erkeklerin (muhtemelen) ortalama bir erkekten çok daha fazla statü ve koruma sağlaması, kadınların onları daha çekici bulmasına neden oluyor. Bugün daha çok alfa erkek denilen bu dominant erkekler biliyorsunuz kadın fantezilerinin ana kahramanı.

“Bilinç seviyesinde çoğu kadın erkeğinin nazik, empatik, anlayışlı ve saygılı olmasını ister. Ama içsel programlamalarında oldukça fazla sayıda kadının zaafı olan “kötü çocuklara” olan arzu vardır. Bunun sebebi muhtemelen Angela Knight’ın dediği ve evrimsel psikologların onaylayacağı gibi şudur: “Kadınların içlerindeki mağara kadını, kapı paspası erkeklerin, kısa sürede kılıç dişli kaplana yem olacaklarını bilir.”

Görünen o ki arketip kadın fantezisi, dominant ve tehlikeli bir erkeği alıp onu kendi sevgisi ve ilgisi ile “evcilleştirmek”. Erkek arketip fantezisi olan dışsal bir canavarla çarpışıp onu yendikten sonra hazine ve kadın elde etmek gibi tehlikeli ama başarıldı mı ödülü büyük olan bir fantezi bu.

Kadınların okuduğu ve kadın pornosu diyebileceğimiz romanların konusu da hemen her zaman bu: tehlikeli, dominant ve gizemli bir erkeği evcilleştirme çabası. Dünyanın en hızlı satan kadın pornosu olan Gri’nin 50 Tonunu düşünün.

Burada bahsi geçen erkek tipi güçlü, “tehlikeli” ve dominant erkek. Ama bu erkek kadın romanlarında hemen her zaman da yaptığı işin en tepesinden ve istediğinde tehlikeli olabilecek ama tehlikeli olmak yerine görece erdemli olmayı tercih etmiş bir adam ya da en azından kadının çabası ile o hale gelebilecek biri. Bu fantezinin hastalıklı abartısı ise bu arzunun en azından sayıları azımsanamayacak kadar kadın tarafından gerçekten tehlikeli ve evcilleşmeyecek erkeklere de duyulması.

Bu, kadınların hem kendilerine kaynak sağlayacak hem de dışsal tehlikelerden koruyacak erkekleri tercih ettikleri ve güvenliğin devlete ihale edilmediği uzun tarih öncesi zamanlardan kalma bir eş seçim stratejisi. Bir erkek ancak kendisi de tehlikeli bir erkek ise dışsal tehlikelerle savaşabilir. Bir canavarla baş edebilmek için erkek de canavar kadar tehlikeli olmalı ama sadece canavarlar için tehlikeli olmalı (Batman’i düşünün). Günümüzde bir kadının bunu seçim kriteri yapmaya ihtiyacı yok gibi ama yüzbinlerce yıl boyunca kullanılmış bir eş seçim stratejisi beyne işlemiş vaziyette. Bu nedenle günümüzde bile tarih öncesi bir içsel dürtü, yüzeysel mantık ile açıklanması güç tercihlere neden olabiliyor. Ayrıca modern insan, kendisine güvenlik sağlayan medeniyetin nasıl kırılgan olabileceğinin farkında olmasa da bilinçaltı bunun farkında.

Burada tabii Ümitcan Uygur’un ünlü olması da etkili. Ün de yine oldukça arkeik bir dürtüye hitap ediyor: önseçilim (preselection). Ünlü, tercih edilen kişinin dominant ve eş olarak uygunluğu yüzlerce kişi tarafından onaylanmıştır mantığı.

Twitter’da mesaj kutuma “bu kadar fazla ilgi çekmesi çok garip geldi” mesajları geliyor. Bu ilginin nedenini anlamayanlar artık anlamışlardır sanırım.

Buna özenen arkadaşlardan da mesaj geliyor. Belli bir üne sahip, alanında yetkin ve dominant bir erkek olarak bundan daha fazla ilgi çekebilirsiniz. Bu adam kadar ünlü ve eli yüzü düzgün bir sanatçı, iş adamı, cerrah, vs. mesela daha az mesaj ya da ilgi mi görüyor sanıyorsunuz? Eğer bu ilgiye özendiyseniz bari bir de hem size hem de topluma faydalı bir yönde dominant ve “tehlikeli” bir erkek olun.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz. Youtube, Spotify ve Patreon kanallarımızı da takip etmeyi unutmayın.

Sosyal statüler insan beynine işlenmiş

Araştırmacılar insanların yüksek ve düşük statüdeki diğer insanlara nasıl karşılık verdiğini incelemek için ilk kez beyin görüntüleme tekniklerini kullandılar. Yapılan çalışma, bu hiyerarşiye olan tepkilerimizin beynimizle sıkı sıkıya bağlı olduğunu gösteriyor.

Psikologlar insanların, insanlar arasındaki statüye nasıl tepki verdiğiyle uzunca bir süredir ilgileniyorlar. 1950’lere kadar, psikolog Leon Festinger kendimizi sürekli başka insanlarla karşılaştırarak davranışlarımızı öğrendiğimizi ve düzelttiğimizi ileri sürdü. Ulusal Ruhsal Sağlık Enstitüsünde sinirbilimci olan ve bu çalışmanın baş araştırmacılarından olan Caroline Zink, “Oldukça iyi kurulmuş olan sosyal hiyerarşiler, sosyal davranışların güçlü bir belirleyicisidir ve insan ve diğer primatların sağlığında muazzam etkiye sahiptir.” “Bu yüzden hiyerarşik bilgileri nasıl işlediğimize mevcut fonksiyonel MR gibi teknolojiler ile kimsenin bakmaması oldukça şaşırtıcı.”

Çalışma, dergide bu hafta yayınlandı. Zink ve meslektaşları oyun becerisine dayalı sahte bir sosyal hiyerarşi kurdu. Araştırmacılar insanlardan tepki süresini test eden basit bir bilgisayar oyunu oynamalarını istedi. Yeterince hızlı verdikleri her tepkide katılımcılar 1 dolar kazanabiliyordu.

Daha sonra araştırmacılar katılımcılara aynı anda yan odada iki kişinin daha bu oyunu oynuyor olacağını söyledi. Her katılımcının uygulama için birkaç dakikası vardı ve daha sonra uygulama puanına göre “iki yıldızlı” bir oyuncu olarak derecelendirildikleri söylendi. Diğer iki katılımcının “bir yıldızlı” ve “üç yıldızlı” olarak derecelendirildikleri söylendi.

Aslında diğer oyuncular hayaliydi fakat araştırmacılar her katılımcıya sözde diğer oyuncuların fotoğrafını gösterdi ve beyinlerini ne kadar aktifleştirdiğini ölçmek için fonksiyonel MR kullandı. Katılımcıların daha yüksek yani üç yıldızlı oyuncuyu gördüklerinde oksipital parietal korteks denilen, dikkati işleyen bir bölgeyi ve ödüllerle ilgili ventral striatum denilen bir bölgeyi aktifleştirdiklerini gördüler. Böylece katılımcıların daha üst dereceli oyuncuya, düşük dereceli oyuncudan daha fazla dikkat ettiklerini ve değer verdiklerini ileri sürdüler.

Araştırmacılar katılımcılara tişört rengi vb. gibi diğer oyuncular ile ilgili neler hatırladıklarını sordular. Katılımcılar “üç yıldızlı” oyuncular hakkında daha fazla şeyi hatırlıyorlardı.

Zink’e göre bulgular özellikle ilginçti çünkü katılımcılar diğer hayali oyunculara karşı aslında hiç yarışmamışlardı bile. Onlara puanlarının birbirlerini etkilemeyeceği söylenmişti.

Zink “Hiyerarşik bilgiler o kadar kökleşmiş ki bunu görmezden gelmenin imkânsız olduğunu görebiliyoruz. Onlara elimizdeki görevle hiçbir ilgisi olmadığını söylediğimizde bile ellerinde olmadan bu hiyerarşik bilginin etkisine girdiler” dedi.

İnsanlar statüye dikkat eden tek tür değildirler. Aslında primat kuzenlerimizin çoğu hiyerarşi konusunda daha da fazla takıntılıdırlar. Duke üniversitesinden nörobiyolog Michael Platt, sosyal statüye göre organize edilmiş büyük gruplar içinde yaşayan bir maymun türü olan resus makakları üzerinde benzer araştırmalar yaptı. Bir çalışmada, erkek maymunların,yüksek statülü diğer erkek maymunların fotoğraflarına bakmak amacıyla, kendilerine ikram edilen meyve suyundan vazgeçmek için istekli olduklarını gördü.

Michael Platt “Bu biraz mantık dışı gelebilir çünkü belki onların yüksek statülü maymunları korkutucu bulduklarını düşünüyorsunuz. Fakat maymunlar aynı insanlar gibi  ellerinde olmadan dikkatlerini gruptaki dominant kişiye yöneltirler” dedi.

Başka bir çalışmada, Platt maymun beynindeki sinir hücrelerinin aktifliğini izledi ve hücrelerin insanlarda yapılan çalışmada olduğu gibi aynı dikkat bölgesinde yani oksipital parietal kortekste aydınlandığını buldu.

Bununla birlikte insanlardaki statüyü anlamak rhesus maymunlarındaki statüyü anlamaktan daha zordur. Askerlik gibi bazı durumlar dışında insanlar arasındaki sosyal statüler daha az sistemleşmiştir. Birçok etken (zenginlik, yaş, cinsiyet vb.) insanların sosyal statüyü algılamalarında rol oynayabilir.

Platt “Yeni araştırmanın bu kadar ilginç olmasının bir nedeni araştırmacıların laboratuvarda açıkça tanımlanmış bir sosyal hiyerarşi oluşturmalarıydı” diyor.

“Bu statüyü yaratmalarına izin veren çok akıllıca bir manipülasyondu” dedi.

Zink ve diğerleri, insanların sosyal statüye nasıl tepki verdiklerini anlamanın halk sağlığı kadar geniş kapsamlı sonuçlar doğurabileceğini söylüyor. İnsanlar ve diğer primatlardaki çalışmalar, statüler ve stres hormonlarının aracılık ettiği statüler ile ilgili kaygılar kardiyovasküler rahatsızlıklar ve zayıf bağışıklık sistemi gibi sağlık sorunlarında payı olabileceğini gösterdi.

Zink “Sağlığa özel olarak bakmasak da bu beyin bölgelerinin, bu hastalıklardan bazılarının altında yatan nöromekanizmaları içerebilir” dedi.

Kaynak: Social Status is Hard-Wired into the Brain, Study Shows

Çeviren: Aytuğ

Erkek Adam Türkçe Podcast – Uzun süreli ilişkiler için 16 buyruk

İsmi talihsiz olsa da sitedeki önemli bir uzun süreli ilişkiler yazısını konuştuk: Amcığın 16 buyruğu

Yayınları sitemizin Odysee kanalından ya da  spotify kanalından da izleyebilirsiniz.

Yayını Youtube’da izlemek için.

Birden ortadan kaybolan erkek

Aşağıdaki soruyu bir kadın sormuş ve kıyıda köşede kalmasın diye mesajlaşmayı buraya taşıdım:

Bir erkek neden helalleşmeden gider? Neden sessiz sedasız gider? 1 senedir beraberdik ya, başkasına gideceksen bile gel adam akıllı “ben başkasına aşık oldum gidiyorum hakkını helal et” de! Ya da “ben yapamıyorum ve gitmek istiyorum” de ama sessiz sedasız gitmesi insanı çok kötü yapıyor.

Bir erkek seninle yüzleşemeyecek kadar korkak / duygusal olarak zayıf olduğu için de birden bire ortadan kaybolabilir, seninle paralel yürüttüğü bir kızla devam etmeye karar verip ikinizin bunu öğrenmemesi için de ortadan kaybolabilir. İkinci durumda eğer diğer kızın senden haberi yoktur ve senin durumu çakıp o işi bitirmeni istemez. Kadınlarla da görüşüyorum ve bazen bazı ayrıntıları duyunca şu tahmini yapıyorum ve genellikle maalesef doğru çıkıyor:  adam evli! Adam evli, kızın haberi yok ve bir sene beraber yürütüp iş ciddiye bindiğinde boşanmayı falan da göze alamayıp kayboluyor.
Bunların hepsi tahmin maalesef nedenini tam olarak bilemezsin. Ama buna İngilizcede ghosting denir ve bu insanlara asla neden diye sorup onları yüceltmemelisiniz. “Nedeni senin gibi aşağılık birini ilgilendirir” deyip gitmelisiniz.
Birden kaybolan insanlar aynı zamanda karşılarındakinin ne hissettiğini de pek düşünmezler ve zaten bu nedenle iyi ilişki materyali değillerdir.

Evet bana veda etmeden baska bir kıza gitti. Bana döneceğinden eminim ama döndüğünde nasıl bir strateji izlemem gerektigini bilmiyorum. Fevri mi davranıp yüzüne her şeyi vurmalı mıyım yoksa çok sakin bir sekilde mi davranmalıyım bilmiyorum. Ama onun sinirleriyle oynamak istiyorum.

Seninle ayrılmadan başkasını bulup kaçana “daldan dala atlayan maymun” denir. Kitapta da yazdığı gibi (a) aldatanı ve (b) daldan dala atlayan maymunu geri döndüğünde asla hayatınıza almayın:

Bazen eski sevgilinizin yeni sevgilisi, sizinle ilişkisi bitmeden gözüne kestirdiği, flörtleştiği ve hatta belki de sizi terk etmeden sizi aldattığı biri olabilir. Bunu bilmeniz zor ve paranoya yapmamanız lazım ama eğer durumun bu olduğunu biliyorsanız, size tavsiyem maalesef yine yapabileceğiniz en iyi şey onu geçmişinizde bırakıp yeni limanlara açılmanızdır. Bu tip bir insan uzun süreli ilişki materyali değildir ve eğer sizi duygusal / fiziksel olarak aldattıktan sonra onu yeniden kabul ederseniz, ona sizi yeniden aldatması için izin vermiş olursunuz. Kendinize saygınızı korumanız ve ilerde aynı kalp ağrısını hissetmemeniz için bu insana olan arzunuz ve onu tekrar elde etme isteğiniz orada bitmelidir.

Geri döndüğünde yüzüne her şeyi vurursan utanacağını sanıyorsan yanılıyorsun. “Nasıl koymuşum hala kuyruk acısıyla kıvranıyor” diye ego tatmini bile yapabilir. En iyi senaryo senin daha iyisini bulup bu adam geri geldiğinde bunu gerçekten o kadar umursamaman ki nezaketen biraz umursuyor gibi davranmaya kendini zorlamak zorunda kalman. Ne demişler:

Aşkın zıttı nefret değil kaygısızlıktır.

Hayatında biri olmasa bile bunu yapabilecek seviyede unutman en iyisi. (a) Ona ulaşmazsan, ondan haber almazsan ve yeni hayatına geri dönüşsüz açılırsan bu ruh haline istemesen de gelirsin. Ve bunu yaparsan hem sen çok iyi bir durumda olursun hem de ona en sağlam bu koyar. Bu koyuş senin umrunda olmayacak ve belki zevk bile almayacaksın ama neyi tercih edersin? İçinde seni düşkün duruma düşüren umudu onun siniriyle oynamak istiyorum ateşi ile canlı tutup acı çekmek mi, yoksa daha yüksek duruma geçip daha doyurucu bir hayata sahip olmak mı?

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

Erkek Adam Türkçe Podcast – İlk buluşmada neler yapılır / neler yapılmaz?

30 Mayıs 2020 tarihli “İlk buluşmada neler yapılır / neler yapılmaz?” yayını.

Yayınları sitemizin Odysee kanalından ya da  spotify kanalından da izleyebilirsiniz.

Yayında ismi geçen yazılar:

Yayını Youtube’da izlemek için.

Erkek Adam Discord Yayını – Filmlerin sizi yapmaya koşulladığı 8 berbat ilişki hatası

Nisan ayında Filmlerin sizi yapmaya koşulladığı 8 berbat ilişki hatası yazısından hareketle konuşmuşuz. Yayın Nisan 2020’den.

Artık bir spotify hesabımız var ve bu yayınları oraya da koyuyoruz. Erkek Adam Spotify Poscast Listesi.

Yayını Youtube’da izlemek için.

Bir dargın bir barışık ilişkiler

Birçok insanın bir dargın bir barışık ilişkilere saplanıp kaldığını görüyorum. Bu konu büyük oranda sizin ayrılık barışmayı tetikleyen sevgilinize ve ayrılığa verdiğiniz tepki ile ne öğrettiğinize bağlı.

Hayatta yaptığımız ve söylediğimiz her şey, diğer insanlara bize nasıl davranabileceklerini, ne tür davranışları kabul edip etmeyeceğimizi öğretmemize neden olur.  Aşırı kızgınlık etkisinde verdiğiniz tepkiler genellikle karşınızdakinin size pek de iyi olmayacak şekilde davranmasına neden olur. Ama gerektiğinde kendiniz, özdeğeriniz ve özsaygınız için dik durmanız fakat bunu yaparken karşınızdakine empati, sabır ve nezaket göstermeniz ise genellikle sizin istediğiniz ve hak ettiğiniz şeyleri daha fazla oranda almanızı sağlar.

Ayrılık sonrası en çok görülen şey, terk edilen kişinin ilişki için savaşması ve ilişki için bazen kendi kendisi ile bile olsa savaşan taraf rolünü üstlenmesi. Bunu yaparsanız örneğin sürekli iletişime geçmeye çalışırsanız, tartışırsanız, hatta yalvarırsanız ve küçük bir ihtimalle de olsa ilişki yeniden başlasa bile bu pek de iyi bir pozisyon değil. Bu tür yeniden birleşmeler genellikle kısa ömürlüdürler ve yeniden ayrılık gelir. Bu sefer terk eden ayrılık konusunda daha emindir zira yeniden denemişlerdir ve ilişki yine yürümemiştir.

Fakat özellikle olgunluktan uzak insanların ilişkilerinde, örneğin ergen ya da 20lerinin başında insanların ya da kaç yaşında olursa olsun olgunlaşamamış, bencil veya narsist insanların ilişkilerinde, bu şekilde davranarak eski sevgilinize, sizin aleyhinize kullanabilecekleri manipülatif bir araç vermis olursunuz. Bu şekilde ne zaman ilgiye, daha seksi hissetmeye, egosunun tatmin olmasına ihtiyacı olsa sizi terk ederek sizin peşinde koşmanızı, yalvarmanızı, ne kadar güzel yakışıklı olduğunu ya da onsuz yaşayamayacağınızı söylemenizi sağlayarak kendisini daha iyi veya kendine güvenli ya da seksi hissetmesini sağlayabileceğini öğretebilirsiniz.

Ayrıca yanlış bir karar vermis olsalar bile siz nasıl olsa ona orada olacağınızı, onun peşinde koşacağınızı, onu bekleyeceğinizi öğretiyorsunuz. Eğer kararları doğruysa daha iyisini bulabilirler. Doğru değilse siz zaten ilişki için savaşıyorsunuz ve size geri dönebilirler. Bu şekilde ne ayrılığın herhangi bir negatif sonucunu yaşamak zorundadırlar ne de sorumluluğunu almak zorundadırlar.

Şöyle düşünün: Eğer bir çocuğu sürekli olarak yaptıkları yanlışların sonuçlarında kurtarırsanız, onun olgunlaşmasına engel olursunuz. Belki de eski sevgiliniz bu şekilde olgunlaşamamış biri ve siz ona bu tür davranışları size yapması durumunda bunun sonuçları olduğunu ve buna tolerans göstermeyeceğinizi gösterebilirsiniz.

Sizi terk ettiğinde tamamen geri çekilir, arkanızı döner giderseniz, ayrılığı ve sizi kaybetmeyi yaşamasını sağlarsanız, eğer kararlarının sonuçları hoşlarına gitmezse onu kurtarmaya gelmeyeceğinizi gösterirsiniz. Bu da onun sizden ilgi, ego pompası, kendine güven devşirmesine engel olur.

Size tavsiyem, eğer eski sevgilinizin dargın – barış sürecini sizden ilgi ve ego devşirmek için yaptığını düşünüyorsanız, onunla bir daha ilişki yaşamamanız. Bu tür olgunlaşmamış ve hastalıklı kişilerle ilişki yaşamak zaman, enerji ve ruh sağlığı kaybıdır. Bu insanlar narsisttir ve sizin onların hayatındaki tek işleviniz onlara kendilerini iyi hissettirmektir. Bu rolü oynamayın. Böyle bir insan sizinle ilişkide olmayı hak etmiyor. Ya da başka bir şekilde söylersek eğer bu insanla ilişkiyi bırakamıyorsanız siz başınıza geleni sonuna kadar hak ediyorsunuz.

Böyle bir insanı en son gidişini fırsat bilerek bırakın. Bırakın ve bir daha ne kadar ısrar ederse etsin hayatınıza almayın. Böylece hem kendinize hem de ona büyük bir iyilik yapmış olursunuz. Çok ısrar ediyor, çok üzgün, çok pişman diye acıyıp yumuşamayın. Ne kadar üzgün ve pişman ise onun için o kadar iyi zira onun bu tokata ihtiyacı var.

Aslına bakarsanız, genel olarak bir insana sizden 2 kereden fazla ayrılma fırsatı vermeyin. Bir kez verdiniz mi, bu insan bir daha sizi kolay kolay ciddiye alamaz.

Erkek Adam Discord Yayını – Oneitis (Ruh İkizi Kişilik Bozukluğu) (Nisan 2020)

#evdekal sırasında yapılmış eski bir yayın. Discord grubunda Hank Moody, adminler ve Mahmut Abi oneitis illetini konuşuyor.

Önce reklamlar 🙂 Yayında bahsettiğimiz kitap İlişki Sihirbazı – Kadınlarla Başarının Sırları.

Erkek Adam Discord Yayını – 20’lerinden 30’larına Erkekler (12 Aralık 2020)

20’lerindeki Erkekler: Güç Yolunda, İmparatorluğun 10 yılı yazısından yola çıkarak erkeklerin 20’lerinden 30’larına ne yapmaları gerektiğini konuştuk. Karanlık Rüya‘da bize konuk oldu. Gelecek sefere inselleri konuşmayı planlıyoruz.

Ortadan kaybolan, pasif – agresif sevgili

Mahmut Abi, Kız arkadaşımla 7 aydır beraberiz. Bu süre boyunca beni en çok rahatsız eden tarafı, herhangi bir tartışma veya kavga olduğunda günlerce ortadan kaybolması. Hatta iki kere de beni terk edip sonra geri döndü (benim ona ulaşıp özür dilemem ile).  Bu günlerce aramamayı da hep ben arayarak bozdum.

Senin seni terk edenin arkasından gidip özür dileyerek sergilediğin güçsüz ve muhtaç kafa yapın bir kenara bu kız pasif agresif ve seni sessizlik ve ayrılık tehditi ile cezalandırma eğiliminde. İlerlemeden önce hemen söyleyeceğim şey şu: Bu tip pasif – agresif insanlarla (kadın ya da erkek) iyi ilişki yaşamak mümkün değildir. O nedenle sen bu muhtaç tarafın üzerinde çalışmalısın ama bu kızla olmaz. Bırakman en hayırlısı.

En son kavgamızda ise olayı iyice abarttı. Bir alışveriş yapmam gerekti ve genellikle yaptığı gibi bir iki dükkan sonra trip atmaya, ben sıkıldım gidelim demeye başladı. Bu şeyi almam gerekiyordu ve bunu ona söyledikten sonra beni Starbucks’ta bekleyebileceğini söyledim.  30 dakika içinde işim biter demiştim ve 30 dakikada işim bitti. Fakat yanına gittiğimde suratı beş karıştı ve yolda tek kelime etmedi. Bende kalacaktı ama evine gitmek istediğini söyledi. Bu arada kızın yanında gerekirse 2 saat alışverişe gittiğimi söyleyeyim. Yani o yapınca tamam ama ben yapınca trip atmalık bir olay.

Anlattığın şeye bakarsak kız arkadaşın çok mantıksız davranmış. Arabada “muhabbetine doyulmuyor” diye takılabilirdin. Ben eve gitmek istiyorum dediğinde “evet böyle yakışıklı bir adama surat asacağına evine git kendine gel daha iyi” gibi bir şey diyebilirdin. Kibarca ama davranışlarının aptallığını göstererek. Fakat sen sanırım 7 ayda bu tür karın ağrılarına katlandığın için senin hatun sana bunları yapmakta hiçbir problem görmüyor.

O günden sonra aramadı. 5 gün oldu. Bu sefer ben de aramayacaktım. Aklıma no contact geldi.

Evet bu tür sessizlik ile cezalandırmalara izin vermemen lazım. Bugüne kadar arayıp özür dileyen sendin ve bunu yaparak bu tür cezaların üzerinde çalıştığını gösterdin.

Ama burada kız eski sevgilim değil o nedenle sonunda yine ona ulaşmaya çalıştım fakat cevap vermedi.

7 aydır berabersin ve katlandığın davranışa bakar mısın? Bu kız sana gözünde bir değerin varmış gibi davranıyor mu sence? Ya da sen bunu mu hak ediyorsun?

Burada arızayı çıkarıp sonra da sessizliğe gömülen taraf o. Hiç aramaman gerekiyordu. Böyle bir durumda tavsiyem kıza asla ulaşmayın ve 2 hafta içinde size ulaşmazsa ayrıldığınızı varsayın. Başkalarına yönelin. Bakın normalde aldatmaya bakışımı biliyorsunuz ama sessizlik ile cezalandırma ya da ayrılarak cezalandırma durumları aynıdır ve 7 aydır sevgilim dediğiniz kişi kendisi arıza çıkarıp 2 hafta aramıyorsa orada bir ilişki yoktur. Siz kendinizi var diye kandırmaya devam etmeyin.

Ben de sinirlendim. Bendeki eşyalarını toplayıp bir arkadaşına verdim.

Gerek yoktu. Bir kutuya koyup bir yere kaldırabilirdin. Senin bu kızdan ayrılman lazım ve bu da iyi bir fırsat ama onun eşyaları ile ne uğraşıyorsun?

Ama sonra düşündüm de kızla konuşmadan ayrılmış olmak garip geldi. Mesaj attım ama cevap vermedi. Ben de gel konuşalım böyle bitmesin, iyi ayrılalım yazdım. Ona da cevap vermedi.

Hocam kendi motivasyonlarını kabul edemezsen gelişemezsin. Bahse girerim eşyalarını göndermeyi blöf olarak yaptın yani onu korkutmak için yaptın. Kızdan ses çıkmayınca paniğe kapıldın ve şimdi gel konuşalım ayağına kıza buluşma teklif ediyorsun.

Şimdi ne yapmam lazım? Bu ilişki bitti mi bitmedi mi emin değilim.

Kızın eşyalarını gönderdiğin zaman bitti. Havada kalan bir şey yok.

No contact uygulayacağım ama terk edilmedim ki?

No contact uygula ama sadece bu ayrılığı atlatmak ve yenisini bulmak için. Bu kızın geri dönmesi gibi bir istek var kafanda, onu at. 7 aydır sevgilim dediğin hatun bir haftadan fazla süredir ortadan kayıp. Bu normal bir şey değil, bunu kabul etmen ise inanılmaz aptalca olur.

Sence beni arama ihtimali var mı? Beni aradığında nasıl davranmalıyım?

Şimdi senin bu soruyu ne umutla sorduğunu anlayabiliyorum o nedenle dediklerim seni rahatsız edecek. Evet maalesef seni arama ihtimali var, keşke aramasa ama bu ihtimal var. Aradığı zaman hiçbir şey olmamış gibi ama kibar konuş. Çok kısa kes. Eğer bu tür bir kadın karın ağrısı olmasa arada takıl derdim ama sana tavsiyem o işe girme. Seks için o karın ağrısına değmez. Kesinlikle buluşma, buluşma teklifi olursa kabul etme. Eğer kapılıp gitmeyeceğim diyorsan istersen eğlencelik takıl ama bunu yapabileceğini sanmıyorum.

Hiçbir manipülasyona (ağlama, suçlama, vs …) kanma. Eğer ağlarsa, sızlarsa, suçlamaya başlarsa, vs. “kusura bakma çok işim var kapamam lazım” de ve çat kapa. Sana atabileceği manipülasyon mesajlarını okumadan silebilirsin.

Bu kızı terk etmelisin ve bunun arkasında durmalısın. Bu kızı bir daha sevgili olarak kabul etme ve bir daha da böyle pasif agresif biriyle 7 – 8 ay sevgili olma. İnanması zor olsa da senin gibi bir sürü erkek, bu tip aşırı pasif – agresif davranışı standart ve katlanılması gereken kız davranışı sanıyor.

Bunun haricinde de bu kızla sergilediğin pasif – agresif cezalara boyun eğme muhtaçlıklarını sergilememeyi öğrenmen lazım. Bu şekilde bir muhtaçlık ilerdeki ilişkilerinde de sana problem çıkarabileceği gibi seni sürekli bu tip arıza kızlarla birlikte olmaya da yönlendirecektir.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.