Kırmızı hap sohbetleri – Kırmızılı ve taş kalpli

Öğrenen Adam : Nasıl gidiyor abi?

Mahmut Abi : Selam. Eh iste. Felek beni nazli yardan ayırdı. Onun harici iyi.

Öğrenen Adam : 🙂 vay kahpe felek vaay. Niye ki?

Mahmut Abi : Evlenmek ve cocuk yapmak istiyordu … ben ise en azından şu ara hic istemiyorum. Sonunda kendisi icin iyi olani yapti ama koydu tabii. 3 – 4 hafta sürer benim kendime gelmem. Sen ne yapıyorsun?

Öğrenen Adam : Ya ben seni taş kalpli biri sanıyorum hep. Sanki ayrılık sana hiç koymuyor. Yani kafamda böyle bir şablon oluşmuş.

Mahmut Abi : Duygusal olarak güçlü olmayı taş kalpli sanman ilginç. 2 yıldan fazladır beraber olduğum ve sevdiğim kızla ilişki bitiyor, tabii ki üzüleceğim. Koyacak tabii de ben 3 – 4 haftada kendime gelirim bu arada da salya sümük olmam. Fark bu.

Hiç duygu hissetmemen için psikopat olman lazım ki o iyi bir şey değil. Aslonan duygu hissetmen ama onlara göre davranmaman. Psikopat değilim ben. Makina mühendisiyim.

Öğrenen Adam : Hayır, benim kastettigim şey tam tersi. Benim kafamda canlandirdigim sen, sifir duyguyla hareket eden biri.

Mahmut Abi : Duygulara göre hareket etmiyorum ama onları hissetmiyor değilim. Örneğin duygularıma göre hareket etsem “tamam evleniriz / bakarız” ya da “aşk için doğru olan bu – aşk kazanacak” derdim ve şu an devam ediyor olurduk. Ama evlenmek radarımda yok, bu konuda yalan söylememe de gerek yok.

Aslolan korkmamak veya sevmemek degil öğrenen adam. Bu duyguların elinde kukla olmamak.

Öğrenen Adam : 1 aydir birlikte oldugun bir hatun olsaydi 2 hafta surmesi anormal olurdu, dogru. 2 sene cok uzun süre be abi.

Zayıflığı kendi benliğinden silmek lazım. En azından mümkün mertebe azaltmak gerek.

Mahmut Abi : Evet ama duruma göre korkmak ya da sevmek zayıflık değil. Muhtaç sevmek (aşk) ve korkudan hareket edememek zayıflık. Yetişkin bir erkek gibi gerekirse sevse de ayrılan adam onsuz yaşayamam diye salya sümük ağlayandan daha az seviyor değil. Bir tehlikeyi göze alıp harekete geçen adam, köşeye pısıp kilitlenen adamdan daha az korkuyor değil. O adam korkusundan / ızdırabından / öfkesinden daha güçlü. Hepsi bu.

Mavi haplıların veya kırmızı hapa yeni geçenlerin komik bir ön yargısı var: Kırmızı haplı olmak = duygusuz olmak. Bu durumda da kırmızı haplı olunca hayattan zevk almayacaklarını sanıyorlar. Oysa ben az çok kırmızı haplı bir erkek olarak şu 2 yılda onların hayat boyu yaşabileceklerinden fazla zevk yaşadım ve mutlu oldum.

İnsan kendi muhtaç, vıcık vıcık sevgisini ulvi sanınca muhtaç olmadan sevmeyi kötülük ya da duygusuzluk sanıyor.

Öğrenen Adam : Tabi abi ya. Adamlar aşk= ızdırap kafasıyla yaşıyorlar. Yani 1 sene 2 sene tavlamaya calisma, ayrilik, aldatma vs adamlara normal geliyor.

Ben bazen 1 sene 2 sene o mavi haplilarla cikan hatunlar goruyorum bazen ve anlam veremedigim oluyor.

Mahmut Abi : Neden anlam veremiyorsun? Eldeki yığın mavi haplı. Michael W. kitabında 2003 yılında yazmıştı. Kadınlar genellikle doğal arzu uyandıran adam yoksa kendilerini ikna edip eldekiyle birlikte olurlar. Zira alternatifi yalnız kalmak. Yalnız kalmaktansa arzu uyandırmayan ama farkı ödeyen adamlarla çıkarlar.

Çoğu erkek maalesef bu ödetme kısmını hatunların bilinçli ve hain bir şekilde “erkek adam değilse aradaki farkı ödeyecek nihohoha” diye hain gülüşlerle planladıklarını sanıyorlar. Oysa bunlar bilinç altında, sözel olmayan ve duygu şeklinde hissedilen mekanizmalar.

Mavi haplı adam kız bulur ve elde de tutabilir. Ama bulması ve elde tutması pahalıdır. Daha da kötüsü bir çoğu evlilikte falan fena yolunuyorlar.

Öğrenen Adam : Mavi haplılar böyleyken bizim onlara gore sansimizin daha yuksek oldugunu soylemek sacma mi olur?

Mahmut Abi : Kirmizi hapla ofkeye ve düşük rütbeli mgtowa yonelenlerin sansi mavililerden beter. Evet odemiyorlar ama meme de yok.

Öğrenen Adam : Onlardan zaten ben bile tiksiniyorum artık 🙂 Kadın ne yapsin :p

Mahmut Abi : Kırmızı Hapın çok basit bir mesajı var: İlişkilerinde yanlış şeyler oluyor ve bu nedenle burdasın. Ilişkilerindeki yanlışları düzeltmek istiyorsan asıl yanlış olan şeyi yani KENDINI düzeltmen lazım. Ama bu insel / düşük rütbeli mgtow grubu ben yanlış değilim dünya düzelsin moduna giriyorlar.

Doğal olarak erkek değilsen (yanlışsan) ve kendini de düzeltmeye niyetin yoksa, farkı sürekli ödeyip kapatacaksın. Onu da yapmıyorlar. öyle sik gibi kalakalıyorlar.

Benim gördüğüm kh dediğin yetişkin erkek olma durumu … Ek isim koymaya bile gerek yok. Birçok üni arkadaşım 40ina geldi artık ve tek kelime kırmızı hap bilmezler. Ama davranış ve düşünce kırmızı hap ile aynı zira eninde sonunda büyüdüler. Gerçi o bizim nesil sizinkilerin çoğu yaşla da büyüyecek gibi değil 🙂

Öğrenen Adam : 80 sonrası nesil desek daha doğru olur çünkü olgunlaşmamış olmak bir meziyet olarak sunuluyor. Sürekli ” içinizdeki çocuğu öldürmeyin” falan deniyor ya. Gerçekten de olgunlaşıp hiç kh ile tanışmadığı halde shit testleri geçen bir sürü erkek gördüm.

Mahmut Abi : Bir şekilde yetişkin bir erkek olabilmişsen, kırmızı hapa gerek bile yok ki.

Öğrenen Adam : Ama şu da var: erkek ne kadar beta özellikleri gösterirse göstersin, kadın çoğu zaman sonuna kadar dayanıyor. Hemen önüne gelenle aldatmıyor ya da adamı terk etmiyor. Sanırım bu da yeniden test etmenin daha zor oluşundan.

Mahmut Abi : Kadının betalıktan midesi kalkmasına rağmen kendisi ile savaşıp ilişkide kalmasına bağlı olmak, hiç de iyi bir ilişki stratejisi değil ve ayrıca çok zahmetli. Ama evet, bu insellerin (hiç ilişki yaşamadıklarından) ilk betalıkta kadın alfanın kucağına atlar olayı komedi.

Karın zamanla 100 kilo olsa onu hemen terk edip aldatmaya bilirsin ama ikiniz de acı çekersiniz. Bir kadının 100 kiloya çıkması iyi bir şey değil. Bir erkeğin de 100 kiloya çıkması iyi bir şey değil ama ben “aşırı betalık” kadına nasıl görünüyor kafanda canlanması açısından kiloyu örnek verdim.

Öğrenen Adam : Onun 90 kilo ve bıyıklı olması= benim ona annem gibi davranmam, kucağına falan yatmam?

Mahmut Abi :Evet kadın ve erkek için karşı cinse cinsel çekicilik özellikleri farklı. Yani kesişen özellikler de var mesela tip gibi. Ama aşırı beta hareketler kadınlara çok itici gelir. Çoğu erkek bunu algılayamaz. Aynaya bakar görece yakışıklı bir adam görür ama o davranışların kendisini paçavralar içinde ve şişman bir erkek ile aynı kategoriye indirdiğini anlamaz.

Vaka Çalışması – Kırmızı Hap taktikleri, mavi hap kafası

Kırmızı hapa gelen erkeklerin büyük çoğunluğunun motivasyonu, kafa olarak tamamen mavi haplı kalıp, kırmızı hap taktikleri kullanarak başarı kazanmaya çalışmak. Bu duruma şöyle güzel bir örnek geldi, benim cevaplarımla beraber bir yazıya çıkarıyorum.

Kimliksiz00:

Merhaba Mahmut abi, kısa anlatmaya çalışacağım yaşadığım bir durumu. Buraya da siteyi takip eden arkadaşlarım da görüp, eğer hata yaptıysam yapmamaları için yazıyorum.

Sosyal bir ortamdan tanışıklığım olan bir kızla instagram hikayesine yanıt vermemle başladı her şey ve o yanıttan itibaren aralıksız 10 gün konuşup kızla buluştum. İlk buluşmada bana bir iyilik yapmasını sağladım. Üzüm getirdi memleketinden benim için. İlk buluşmamızda sadece sarıldım o da gün sonunda oldu. Kısa geçeceğim; daha sonra 2. buluşmamız gerçekleşti. Elini tuttum ve gece sonu durağa bırakırken de yanaklarından öptüm.

Beni diğer buluşmamızda yemeğe çıkardı. Bir yerden çekilişle yemek çıkmış. Beni oraya götürdü. Oradan da benim eve geçtik film izleriz diyerek. Film izledik ve ben çok fazla yaklaşmadım en fazla yanağından öpüp sarıldım. Kızı yurduna gönderdikten sonra ikimizin yemekte çekilmiş olan fotoğrafını yaklaşık konuşmaya başlamamızın 16. gününde instagram hikayemde paylaştım ismini etiketleyip kalp koyarak. kızdan güzel bir tepki aldım.

Sonra tabi arkadaşlarım bizi sevgili sandı fakat ben de bir hareketlilik yoktu. Kıza sevgili oldğumuza dair bir şey söylemedim. tamamen doğal gerçekleşsin diye. Daha sonra bana gece o fotoğrafın manasını sordu biz neyiz diye sorar gibi ben anlamamış gibi yaptım hemen olmasın diye. Daha sonra beni en yakın arkadaşlarıyla tanıştırdı, güzel bir akşamdı.

arkadaşları beni sevmiş bizi yakıştırmışlar. buraya kadar şunu ifade edeyim yaklaşık 5 buluşmanın 3 ünün ya da 4 ünün hesabını kız ödedi olmaz dedim ama yine de ödedi. sonra bir gün akşam yine bana geldi ders çalışırız diye. ama çalışmadık pek. yakınlaşmak istedim önce ufak ufak yanaktan sonra dudağa yeltendim kafasını çevirdi istemedi ben de esprili bir şekilde kaçıyorsun dedim o da gülerek evet kaçarım ben dedi. birkaç denememde de başarısız oldum umursamadım. sonra birden konu biz neyiz e geldi arkadaşları sabret doğru zamanı bekliyor gibsinden şeyler söylemişler ben de beni yanlış anlamasın diye sevgiliyiz biz dedim. o fotoğrafı da o yüzden paylaştım dedim.

gözlerinin içinin güldüğünü görebiliyordum bana defalarca sıkı sarıldı gerçekten sıkı. o akşam durağa bıraktığımda kendisi dudağımdan öpüp bu sefer kaçmadım dedi ve gitti. bu buluşmadan tam 1 gün sonra bir tesiste ders çalışmak için buluştuk sabahlayacaktık sabahladık gece 2 den sonra dersi bıraktık, çok da birbirimizle ilgilenmedik uyku sersemi. sabah 6 da duraktan ayrılırken yanaklardan sonra yine dudağına yöneldim hayır deyip yüzünü çevirdi.

umursamadım yine ama sebebini merak ediyordum. yaklaşık 5 gün görüşmedik bu 5 gün içerisinde bir olay oldu arkadaşlarıyla buluştu ben de rahat takılsın diye yazmadım o gece. beni gece 1 de aramış açmadım gece yarısı diye sabah sordum niye aradın diye. sen beni neden merak etmedin aramadın sormadın diye aramızda ufak bir tartışma çıktı ben o topa girmedim güzel bir cevapla geçiştirdim konuyu kapattık. 1 2 gün normaldik arıyordu vs hitapları güzeldi. bana göre ne olduysa bu olaydan sonra oldu. bir şeyler olduğunu farkettim ufaktan burada da yazılmıştı. erkek farkediyor tuhaflığı ama kendine itiraf edemiyor diye. ben kendime itiraf ettim sonra ayrılmamızdan 2 gün önce bilerek ne tepki verecek diye seni özledim gece 12 de arayacağım yazıp yolladım.

görmesine rağmen bir şey yazmamıştı artık sorma gereği duydum. uyuyordum gördüm geri koydum telefonu senin aramanı bekliyordum diye cevap verdi ben de açık bir şekilde bir şey varsa söyle ayrılmak ya da başka bir şey diye sordum. yok dedi bu basit olaydan ayrılığa neden getirdin olayı. peki deyip kapattım biraz üsteledikten sonra. ama adım gibi emindim bir şey olduğuna hissediliyor beyler. 2 gün sonra yılbaşıydı. birlikte benim evde bir şeyler yapmak için sözleştik. gayet keyifli kabul etti. hatta yollarıma mumla mı döşeyecen diye sormuştu benim kafamda da mum ışıklı ledli bir ortam yapmaktı. yollara mum döşemek değil. bir de romantik bir dans ederiz diye düşünüyordum. geldi o gece 2 3 defa denememe rağmen sert bir şekilde hayır cevabını aldım dudağından küçük bir öpücük almak istediğimde. sinirlendim ama belli etmedim zaten benden uzakta durmaya çalışıyor gibiydi.

o alfa oturuşu denilen şekilde oturrum hep arkaya yaslanır ve gepgeniş şekilde yine kız gelmiyordu dibime sokulmuyordu. geceyi bende geçirdi birlikte yan yana uyuduk ama inanın hiçbirşey olmadı. sabahta erken gider diye düşünüyordum yurtta kahvaltı kaçta bitiyor diye sordum ben bunun için mi kaldım burada dedi erkenden gitmek için kahvaltı etmeden yok dedim öyle değil konu kapandı kahvaltı ettik yolladım vedalaşırken yanaklarından öptürdükten sonra dudağa yeltendim yine pes etmiyordum yine kafasını çevirip gerçekten kötü bir tonda hayır dedi ve çıktı kapıyı sert bir şekilde kapattım. konuşacaktım ayrılmayı kafaya koymuştum çünkü bu acayip saçma durumda kalmak istemiyordum. peşimde koşan bir kız varken şimdi benden uzaklaşmış bir kız vardı. tek merak ettiğim dudaktan öpmeme izin verip bir gün sonra izin vermeyen daha sonraki denemelerimde de öptürmemesi. yazdım sen benimle mutlu değilsin bu ilişki yürümüyor diye. o da yazdı başlarda insanlar birbirinden hoşlanır ya da beğenir o şekilde konuşmaya başlar ya da sevgili olur ama daha sonra mantığım devreye giriyor ben bu insanlar yapabilir miyim anlaşabilir miyim diye geleceği düşünüyorum diye. biraz mantıklı cevap arama çabamdan sonra neden yılbaşında bende kaldın keşke gelmeseydin vs dedim bu şekilde hislerde olup neden geldin. dediği şey belki düzelir diye düşündüm. sonra da kurduğu cümle şu sana daha önce söyleyecektim sınavlarımızı etkilemesinden korktum. birbiriyle tezat iki cümle.

kafam allak bullak olmuştu çünkü daha önce böyle bir duruma düşmedim. sadece benden br anda uzaklaşıp ayrılmasını anlayamıyorum. sonra söylediği şeylerden birkaç bir şey daha söyleyeyim yazı sonlansın.. aslında sevgili olmayı hemen istemiyormuş ben fotoğraf paylaşıp kalp koyduğum için biz neyiz neden sevgili değiliz diye sormuş ama ona kalsa biraz daha sağlam temelli ağır adımlarla ilerleyen bir ilişki olmasıymış. ve bana verdiği bir öğüt şu ki; hızlı davranma yavaş adımlarla ilerle bundan sonra. böyle bir ders çıkarmış benden. hedeflerimizin farklı olduğu düşünce yapılarımızın farklı olduğu. ben çok aktif ve hareketli bir hayat istiyordum en basitinden dünya turu. elimden geldiğince ayrıntı verdim daha mantıklı bir yorum yapabilelim diye Mahmut abi. ben neden terkedildim bundan ders çıkarmak istiyorum değerli cevaplarınızı bekliyorum Mahmut abi ve arkadaşlar….

Mahmut Abi:

Şahane bir hikaye çünkü kırmızı hapı taktik seviyede, yani en kolay ama az etkili seviyede kasıp, zihin yapısı olarak masmavi haplı erkek olmaya süper bir örnek. Ecnebilerin “penny wise pound foolish” dediği olay gibi. “Bozukluk harcarken akıllı, büyük para harcarken aptal” gibi bir anlamı var.

“Neden böyle oldu?” diye soruyorsun. Daha başlamadan yaptığın aralıksız 10 gün konuşup kızla buluştum kısmının nasıl bir beta oğlan zihniyeti olduğunu bilmiyorsun bile. Sert çıkıyorum zira anladığım kadarıyla kırmızı hap görmüşsün. Bir süredir takip ediyorsun. Ama özünden uzak durmuşsun. Aralıksız 10 saat konuşarak senin arzulanacak çekici bir erkek olmadığın daha buluşma olmadan anlaşılmış zaten. Sonrasında instaya fotosunu koyup like alınca şirin şirin sevinmeler, vs … Emin adımlarla arzuyu öldürmüşsün.

Bin kere söyledim, beta öder para veya hesapla alakalı değil! Hesap ödetince ya da kıza bir şey aldırınca seviniyorsunuz. Ama kendine ait hayatı ve alternatifleri olan bir erkeğin istese de yapamayacağı bir şeyi yapıp 10 gün aralıksız kızla konuşunca beta öderin kralı olduğunuzun farkına bile varmıyorsunuz! “Penny wise pound foolish”.

Bir ERKEK ADAM, henüz buluşmadığı bir kıza böyle yatırım YAPAMAZ. İstese de yapamaz.  Bu olay tek başına (kıza) senin erkek adamın tersi bir şey olduğunu bağırıyor.  Erkek adam olmamanı ilgi, konuşma, zaman ve duygusal yatırımla ödemeye çalıştığını bağırıyor. Bu seni turşusu kurulmalık beta öder yapar. Çoğunuzun sorunu bu. Kırmızı hapın en yüzeysel taktiklerini ezberleyip kafanızı masmavi bırakmak ve böylece mavi hap fantezilerini gerçekleştirmeye çalışmak.

Opsiyonları, kendine ait bir hayatı, bir hedefi vs … olan ve onun için çalışan bir adamın daha buluşmadığı bir kızla 10 gün aralıksız konuşması mümkün değil.

Dediğim gibi sanırım kırmızı hapa aşinasın zira “penny wise” bir sürü taktik yapıp övünmüşsün. Ama maalesef burayı okuyan adamların 80%i gibi motivasyonun mavi hap masallarını gerçekleştirmek için taktik öğrenmek. Motivasyon bu olunca tabii temel her şeyi itina ile öğrenmemişsin. Yani “pound foolish”kalmışsın.

Gerisini tek tek analiz etmeye gerek var mı? 10 saat aralıksız konuşmanın çuvallamak olduğunu anlarsan arkasında yaptığın hataları sen de anlarsın. Ama doğru anlarsan. Zira senin zihniyetinde biri bunu “erkek adam imajı çizmek için konuşma sıklığını azaltmalıyım” anlar. Yani hiçbir şey anlamaz. Sonra gelip burada sanki doğru bir şey yapmış gibi “konuşmaları kısa ve uzun aralıklı tuttum” diye yazar.

Kimliksiz00:

Bana birinin gerçekten bağırıp çağırıp yaptığım hataları söylemesini bekliyorum çünkü kırmızı hap konusunda zihin yapısını hala oluşturamadığımın farkındayım. Bu kızdan önceki toplam 4 kızda böyle bir sorun yaşamamıştım. Sanırım onlara karşı pek ilgili olmadığım için. Çekici gelmedikleri için yeterince. Burada bahsettiğim kız çekiciydi bana göre yazma sebebim de oydu. Ben aslında her şey tıkırında zannediyordum Mahmut abinin yazdıklarını okuyana dek. Kızın benimle vakit geçirmek istemesi beni diğer kız arkadaşlarımdan kıskanması vs. Sanırım anladığım kadarıyla ben kendimi ele vermişim kızda emin olamamış benden ve devam etmiş. Onun ilgilerine karşılık fazlaca ilgi vermişim birlikte fotoğrafımızı atarak mesela. Bu durumda kızın beni terkederken söylediği yavaş ilerle emin adımlarla git sözlerini ciddiye almamam gerekiyor bir bahane gözüyle bakmam gerekiyor. Bir beta oğlan gibi bahaneleri kabul edip ardına saklanıyorum itiraf edeyim. Hala daha mantık arıyorum kızlarda. Biz neyiz sorusuna sevgiliyiz dedikten sonra dudağından öptürüp daha sonra ki girişimlerimde öptürmemesi de sanırım benim beta oğlan olduğumu farketmesi ama emin olamaması. Oysa ben “bak sevgiliyiz dedim diye dudağından öpmeme izin verdi sevgili bile değilken öptürmemişti, kız ciddi bir ilişki istiyor o yüzden öptürmüyor daha zamanı var imalarında bulunuyor ve Hatta çok hızlı davrandığımı ve yavaş ilerlemem gerektiğini söylüyor ve beni bu yüzden terketti” diyerek kendimi avutuyorum öyle değil mi Mahmut abi ?

Mahmut Abi:

Öncelikle güzel bulmadığı kadına herkes alfa olur. Onda bir numara yok.

Bakın çok basit bir şeyden bahsediyorum ama masal dünyasından çıkmazsanız anlamanız çok zor sanırım.

Sanırım anladığım kadarıyla ben kendimi ele vermişim kızda emin olamamış benden ve devam etmiş.

Senin ve çoğu erkeğin temel sorunu bu. Güzel bir kız karşısında zayıf ve o kıza ihtiyaç duyan bir erkek olarak kalıp “kendinizi ele vermeme” peşindesiniz. Kırmızı hapı “zayıflığınızı / kendinizi ele vermemek” için taktik olarak kullanmak istiyorsunuz. “Ben ERKEK ADAM olmayayım ama öyle davranayım ki o benim ERKEK ADAM olmadığımı anlamasın.” Motivasyon bu! Sanırım anladığım kadarıyla ben kendimi ele vermişim tam olarak bunun itirafı.

Benim ne demek istediğimi anlayan birisi bu cümleyi aynen şu şekilde kurardı :

Sanırım anladığım kadarıyla ben ERKEK ADAM değilmişim, bunu ardına saklamak için öğrendiğim yüzeysel taktikleri uygulamışım ve kızın önceleri kafasını karıştırmayı başarmışım fakat kız sonunda benim ERKEK ADAM olmadığımı anlamış ve yoluna devam etmiş!

Onun ilgilerine karşılık fazlaca ilgi vermişim birlikte fotoğrafımızı atarak mesela.

Fotoğraf meselesi tabuttaki son çivi. ERKEK ADAMın özelliği, özgürlüğünü ve opsiyonlarını hemen bırakmamaya meyilli olmasıdır. Senin daha başında, tamamen pembiş pembiş bunu bırakman senin erkek adam olmadığını ispatlamış. Bak sana için gitse de kendini hemen bırakmamaya kas demiyorum, erkek adam ol diyorum. Erkek adam olursan zaten opsiyonlarını ve özgürlüğünü daha yeni tanıdığın bir kadına hemen teslim etmezsin. Bir erkek ilişki konusunda bir kızdan daha hızlı gidiyorsa, o erkek herhangi bir kızın beraber olmasına değecek bir erkek değildir. Bu dediğim her durumda doğru olmayabilir ama sinyal budur.

MAALESEF ACI KONUŞACAĞIM, sadece muhtaç ve opsiyonsuz bir erkek henüz yeni tanıdığı bir kadına kendini bu kadar kolay teslim eder. Instada bunu hemen paylaşman zaten opsiyonun yok demek. Olsa onların gözüne bu kızı sokamazdın.

Hala daha mantık arıyorum kızlarda.

Evet, paşa çocukların olmazsa olmazı suçu kızlara atma kısmına geldik.

Kızlar gayet önceden kestirilebilir bir mantığa göre hareket ediyorlar.Hank Moody’nin haplanmadan önce buna benzer şekilde sıçtığı olayı hatırlayın :

Her gün mesajlaşmaya başladık, tabi o zaman oyun falan da yok, mal gibi aklıma ne gelirse yazıyorum falan. 1 ay kadar sonra Mahmut abi ile denk geldiğimizde kızı sordu, “süper gidiyor her gün konuşuyoruz” dedim, “oğlum her gün mesajlaşmak iyi birşey değil kızı soğutursun kendinden” dedi. Hala unutmam içimden “siktir lan ordan sen ne biliyon sanki” dedim. Pişmanım!

Ben büyücü müyüm ki konuştuklarının içeriğini bilmesem de adamın orada, yani başında, sıçtığını biliyorum. Hayır! Kızlar belli bir mantığa göre davranıyorlar ve burada erkeğin yaptığı hatanın sonuçlarının ne olacağını biliyorum. Yani kızların bir mantığı var ve bunu takip etmek de çok zor değil.

Senin ve çoğunuzun derdi, o zaman Hank gibi, bu mantığı kabul etmek istememeniz (ve masallara ters olduğundan kirli ve ahlaksız bulmanız).

Kızların mantığı basit. Şunu anlamaya çalışıyorlar: Bu adam gerçekten ERKEK ADAM mı, yoksa ERKEK ADAM numarası yapan bir oğlan çocuğu mu?

Kadının ERKEK ADAM numarası yapan oğlan çocuğu ile birlikte olmak istememesi mi mantıksız? Değil. Gayet mantıklı ve ahlaksız da değil. Ama sorun şu ki senin “mantık yok” derken aslında demek istediğin şu : BEN o kadar taktik kastım, erkek adam değilim ama o kadar taktik yaptım, ilgi gösterdim, iyilik yaptım! Ben çok iyi bir çocuğum! Neden bunun değerini bilmedi?

Sen bana şunun CEVABINI ver:

ÇOK şişman, çirkin ve yaşlı bir kadın sana çok iyi davransa, çok ilgi gösterse, üstüne titrese, onunla birlikte olur musun? Ona arzu duyar mısın? Sonuçta çok ilgili ve çok seviyor. Çok iyi bir insan. Neden ilgi duymayasın?

Bu kadını istemiyorsun ve senin canını sıkacak şeyler yapsalar da güzel kızların peşinde koşuyorsun diye sen mantık yoksunu, süründürülmekten hoşlanan, kötü bir insan mısın?

Opsiyonsuz beta oğlan = şişman, çirkin yaşlı kadın. Tipi iyi olunca bitiyor sanıyorsunuz ama tip, bu karakterin kadına “çirkin” görünmesini engelleyemez.

Kızlarda fark şu ki sen bir kadının çirkin olduğunu hemen görebiliyorsun ama kadın erkeğin opsiyonsuz beta oğlan olduğunu hemen göremiyor zira bunlar göze görünür şeyler değil.

Senin yaptığın gibi zihin ve duygu dünyasında mavi haplı olup kırmızı hap kasmak, çok çirkin bir kadının dışarı çok güzel bir figür sergileyecek şekilde çarşaf giymesine benzer. Erkek başta “belki dışardan göründüğü gibi afettir” umudu ile devam eder ama bir yerde çarşaf düşer altında ne olduğu ortaya çıkar. Kızlar için olay buna çok benziyor.

Oysa ben “bak sevgiliyiz dedim diye dudağından öpmeme izin verdi sevgili bile değilken öptürmemişti, kız ciddi bir ilişki istiyor o yüzden öptürmüyor daha zamanı var imalarında bulunuyor ve Hatta çok hızlı davrandığımı ve yavaş ilerlemem gerektiğini söylüyor ve beni bu yüzden terketti” diyerek kendimi avutuyorum öyle değil mi Mahmut abi ?

Alakası yok. Kız seni erkek olarak itici buluyor. Sen kız için çekici değilsin. Ama bunu sana direkt söylemesi zor zira (1) seni niye incitsin, (2) neden kötü olsun ve (3) senin vereceğin tepkiyi neden göğüslesin (erkek daha güçlü ya direkt söylerse erkeğin şiddetine maruz kalırsa). Ayrıca kadınlardan ilişki tavsiyesi alınmaz. Hiçbir kadın direkt “arzu edilmez = çirkin” olduğunuzu size söylemez, söyleyemez. Siz kızları reddederken “hiç güzel değilsin diye mi” reddediyorsunuz yoksa daha politik doğrucu şeyler söyleyerek mi? Ben hiçbir kızın yüzüne onu güzel bulmadığımı söylemem mesela. Çoğunuz da aynı şeyi yapıyorsunuz.

Kimliksiz00

Peki Mahmut abi mavi haplı zihin yapısından kurtulup nasıl kurtuluşa ereceğiz? Ben vallahi sıkıldım bu duruma düşmekten ERKEK ADAM olmak istiyorum. Sadece kadınlar için değil hayatımın geri kalanının her anlanında ERKEK ADAM olarak yaşamayı kasdediyorum. Arkadaş çevremde, aile içinde, sokakta, iş yerinde, okulda. İtiraf edeyim ben kırmızı hapla Alfalık kavramıyla ilk berbat ve utanç verici reddimi yediğimde tanıştım. O zamandan bu yana belki de 8 sene geçti her terkedilişimde ya da red yediğimde kırmızı hap a koştum zihin yapısını değiştirmek yerine sadece yüzeysel anı kurtaracak taktiklerle ilerdim ve hep acı sonla bitti.. Nereden başlamalıyız kafama kazımak için kırmızı hap yaşam şeklini özümsemek adeta onunla birleşmek için ?

Mahmut Abi:

Öncelikle sen benim derdimi anladın mı? Senin erkek adam olmak umrunda bile değil (değildi). Tek derdin taktik idi. Erkek adam olmadığının bile farkında değildin.

Bu siteyi “ben aynı kalayım da bunu kapamak için taktik öğreneyim” kafasıyla değil nasıl erkek adam olurum diye oku, cevabı var zaten.

Örneğin şu sorudan başla : sen nasıl oluyor da 10 gün boyunca bir kadınla sürekli (saatlerce olması yeterli tüm gün değil) konuşacak kadar boş olabiliyorsun? Onunla günde 3 saat konuşmak yerine 20 dakika konuşup gerisinde başka tabaklar aramama nedenin ne? Ya da neden işin gücün yok da 3 saat 4 saat bir kızla telefonda olabiliyorsun?

Kimliksiz00:

Okul dışında bir uğraşım yok yalan söylemeye gerek yok. Günüm telefon ve bilgisayar arasında boş boş geçiyor. Spora yazılmak istiyordum ama maddiyatım yeterli değildi. Babamdan para almıyorum kendi ayaklarım üzerindeyim ama yarılyıldan sonra bir dövüş sporuna ve fitness a gideceğim. ingilizce öğrenme hedefim de var. Boş olmadığımı çok meşgul adam taktiğini oynadım kıza ilk başlarda kızı etkiledim ama daha sonra ne bok olduğumuz ortaya çıktı rol kestiğimizi anladı terkedilmede bunun da payı var. Ama bundan sonra birinci önceliğim gerçekten kendini önemseyen ve hayatını bu uğurda yaşayan bir ERKEK ADAM olmak. Teşekkür ederim Mahmut abi bu uykudan uyandığımı düşünüyorum ha bir de bu sitedeki yazıları okuyup özümsemek olacak.

Mahmut Abi: Klasik bir kağıttan kaplan hikayesi okuduk. Kağıttan kaplan olmayın. Gerçek bir kaplan olun. Bunu da sıkıcı bir kişisel gelişim mottosu ile yapmayın. Öncelikle dolu ve zevk aldığınız bir hayatınızın olması lazım. Gym lazım. İş güç lazım.

Kağıttan kaplan olmayın, olmaya çalışmayın.

Kadın ne istemez : Itibar kaybetme korkusu

Sosyal ağların ve insan etkileşiminin içinde bulunmaya bir erkekten daha çok ihtiyacı olan kadın için itibarı, erkek için olduğundan çok daha önemli. Çoğu erkek, özellikle günümüzde, böyle bir olgunun farkında bile değil. Örneğin biz erkekler için kendi aramızdaki çatışmalarda tehlike fiziksel kavgadır ama kadınların kendi aralarındaki çatışmalarda tehlike itibar süikastıdır. Kadınlar başkalarının kendileri hakkında ne düşündüğüne, ne dediğine, arkalarından nasıl konuştuğune erkeklere göre çok daha fazla önem verirler zira toplumdaki ve cinsel pazardaki yerleri çok daha fazla oranda itibarlarına bağlıdır.

Bunun yansıdığı alanlardan biri de kadın – erkek ilişkileridir. Bir kadın bir erkek ile (kendisine yürüyen, erkek arkadaşı ya da kocası) aralarından çözülmesi gereken bir sorun olduğunda, sorunun en pratik şekilde nasıl çözüleceğinden çok bu sorun çözülürken şu iki şeyin bilinmesine  odaklanırlar :

1 – Bu sorun / tartışma benim SUÇUM değil.

2 – Ben KÖTÜ bir insan / kadın değilim.

Bunu olguyu kavrayabilirseniz, bir kadınla etkileşiminiz oldukça tahmin edilebilir hale gelir.

Örneğin bir erkeğin bir kadına yürümesini ele alalım. Birçok kadın erkeği istemiyor olsa bile ona direct HAYIR demez. Zira sosyal olarak birini yüzüne karşı “hiç şans vermeden”  direct reddeden kadın iyi bir insan değildir. Bu nedenle de aslında hiç ilgisi olmasa da hemen HAYIR demek yerine erkeğin bunu kendiliğinden anlayacağını umarak olayı süründürür. Ya da en kötü “arkadaş kalalım” der. Arkadaşı oynamak yazısını hatırlayalım :

Bu aynı zamanda reddedişin yükünü erkeğin omuzlarına da yıkar zira eğer siz arkadaş kalalım cevabına “yok öyle bye bye” diye karşılık verirseniz, onun uzattığı arkadaşlık elini iterek suçlu konumuna da düşersiniz.

Sonuçta erkek acemi ise bunu “bir şans” olarak algılayıp defalarca yürümeye devam eder. Ama erkek ne kadar acemi olursa olsun erkeğin içinde kadının sinyallerini yakalayıp yorumlayan antik (milyonlarca yıllık) ve güçlü erkeklik algoritmaları vardır. Bunlar maalesef dil öncesi antik (gri beyin) algoritmaları olduğu için sonuçların “his” olarak ortaya çıkar. Erkek burada bir terslik olduğunu “hisseder”. Ama toyluğuna ve mavi haplı beyin yıkamasına bağlı olarak bunları görmezden gelen bahaneler geliştirir :

  • Belki emin değil,
  • Belki hazır değil
  • Belki Merve kanına girdi
  • Belki verem ve benim üzüleceğim için beni kendinden uzaklaştırmaya çalışıyor (nayır nolamaz)
  • Belki binlerce yıllık köklü bir vampire ailesine mensup ve beni çok istese de vampir akrabalarının bana zarar vereceğinden çekinip beni istemiyormuş gibi davranıyor
  • Vs …

Erkek bunu, kadın artık sorunu çözmek için mecburen “kötü” olup ve suçu üzerine alarak, erkeği reddetmesi gereken köşeye sıkışana kadar yapabilir. Bu olduktan sonra da erkek mesela bizim siteye gelir ve şöyle bir soru sorar :

Neden hemen seninle işim olmaz demedi de bu kadar “oynadı”?

Kız burada “oynamaya” mahkum. Şunu unutmayın, “neden hemen seninle işim olmaz demedi de bu kadar oynadı” diyen adamların ezici çoğunluğu kızın başında direkt reddetmesi durumunda “zalim kaltak bir şans bile vermedi” diyecekler. Kötüsü diğer kızlar da aynı şekilde (cinsiyet içi rekabetten dolayı) kızı “ruhsuz zalim kaltak” olarak yaftalayacaklar. O nedenle kız burada “ben kötü biri değilim / bu benim suçum değil” takıntısına olabildiğince devam edecektir.

Kız arkadaşınız ve karınızla tartışmalarınızda çalışan mekanizmalardan biri de budur. Bu mekanizma artı kadınların sorumluluk almaktan korkmaları (zira sorumluluk demek kaybetme ihtimali demek) herşeyin sizin suçunuz “olması” şeklinde dışarı vurulacaktır. Bazıları bunu uç noktalara götürüp aldatılmanızın bile sizin suçunuz olduğunu iddia edecektir. Bu mekanizmayı bilirseniz o suçlamaların nereden geldiğini anlar ve kadını bu olayın suçunun onda (ya da ikinizde) olduğuna ikna etmek için saatlerce kavga etmek yerine çenenizi kaparsınız.

Aslına bakarsanız durum çoğu erkek için bundan daha da kötü. Birçok erkek kadına ve kadın olana tapmaya programlandığından suçu sorgusuz sualsiz üstüne alacaktır ve gerçekten suçlunun kendisi olduğunu düşünüp özürlere, çiçeklere, hediyelere ve çikolatalara abanacaktır.  Bu şekilde davranmak ise erkeğin gözden düşmesine neden olur çünkü aslında kadın burada sizi suçlamaktan çok kendi itibarını korumakla ilgileniyor. Ama siz suçu durduk yere üzerinize alarak onun zihnine şu iki zararlı duyguyu işliyorsunuz :

  1. Bu adam kadınlardan anlamıyor, demek ki pek tercih edilen biri değil. Ben neden tercih edeyim (etmeye devam edeyim).
  2. Belki de bu sünepe gerçekten suçlu! Ben ise tamamen masumum. O zaman benim gibi kusursuz biri neden bu kusurlu insanoğlu ile beraber.

Evlilikten de bir örnek vereyim. Diyelim ki kadın kocası ile seks yapmıyor ya da ayda yılda bir seks yapıyor. Kocası ise sürekli kadına yanaşıyor ama kadının erkeği reddetmesi lazım. Bu durumda kadın kötü bir insan olup / suçu üstüne alıp gerçeği söylemeyecektir. Ben seni çekici bulmuyorum demeyecektir. Onun yerine bahane (buffer) bulacaktır. Bahane (buffer) erkek ve kadın için farklı ama birbirini besleyen şeylerdir. Kadın bahaneleri erkeği direkt reddetmek zorunda kalmamak için kullanır, erkek ise bahaneleri reddedilme ile direkt yüzleşmemek için.

Kadın bu durumda mesela daha fazla ev işi yaparsan daha fazla seks yapabiliriz (aslında olay senin SUÇUN zira az ev işi yapıyorsun) diyebilir. Erkek ise aslında karısı tarafından (yeterince) çekici bulunmadığını (reddedildiğini) kabul edip bunun üzerine çalışmak yerine karşı bahane ile karısının dediğini yapmayı tercih edebilir. Bu durumda da kadın adam her bahaneyi aştığında yeni bir bahane uydurmak zorunda kalır (çocuklarla daha fazla ilgilen, çocukların bizimle yatması lazım, vs …) ve bu kendi kendini besleyen bir döngüye girerler.

Erkek burada ERKEK ADAM olsa idi zor da olsa reddedildiğini kabul edip buna göre strateji üretirdi. Daha çekici olmak için çalışırdı mesela (kadını veya kadınlarla birlikte olmayı istediğini varsayarsak). Fakat erkek ERKEK ADAM değilse, mavi hapla beyni yıkanmış ise “mutlu eş mutlu hayat” (happy wife happy life) dolmasına göre hareket edecektir. Bu da evlilik için kamikaze dalışıdır zira kadınlar bir erkeğin her istediklerini yapmasını (gayet doğru bir şekilde) o erkeğin muhtaç ya da tercih edilmeyen (tercih edilse tecrübeli bir erkek olurdu ve asıl olayı anlardı) bir erkek olmasından kaynaklandığını bilirler.

Bu konuda Yin bir başka örnek vermiş :

Tam da bu yüzden, “yapmam” dedikleri şeyleri yapmak için ikna olmayı beklerler ve yaptıklarında da “bana bunu sen yaptırdın / o yaptırdı” diye anlatırlar. Yapmak istemediklerinden değil, sorumluluk almak istemediklerinden. Oyun, bu sorumluluğu kadının üstünden alma sanatıdır.

Oyun da işe yaramıyorsa, “sizinle” yapmak istemiyordur. Nokta. Save edip baştan başlayacağınız bir oyun değil bu. Devam ederseniz siz zararlı çıkarsınız. Vakit harcamayın.

Evet tam da bu yüzden dominant, girişken ve atak ama oyunu doğal bir süreç gibi oynayan “piç”, adım adım, konuşarak, ikna ederek ve eşitlikçi oynayan iyi çocuğa toz yutturur. Piçle “kendiliğinden olur” veya “erkek baştan çıkarır”. Iyi çocukla seks ise resmen günahtır 🙂

Bir arkadaş instagram hesabımızda sormuş:

“Bu benim suçum değil” “Ben kötü bir insan değilim.” Yargılayan erkekten koşarak uzaklaşmaları bu yüzden mi admin?

Evet, yargılayan erkek kadının itibarına saldıracağı ya da saldırılmasına neden olacağı için kadın ondan uzak durmaya ya da her şeyi saklamaya meyillidir. Çoğu “iyi çocuk” AFC kaliteli kadın miti yüzünden yargılayıcıdır. Sitede öğrenen adam serisindeki çocuğu okuduysanız ilk gecede sadece kevaşe hatunlar verir diyordu ve o kafayı aşana kadar ilk gecede seks tecrübesi olmadı.

Bitirirken tekrar edelim: Bir kadın bir erkek ile (kendisine yürüyen, erkek arkadaşı ya da kocası) aralarından çözülmesi gereken bir sorun olduğunda, sorunun en pratik şekilde nasıl çözüleceğinden çok bu sorun çözülürken şu iki şeye  odaklanırlar :

1 – Bu sorun / tartışma benim SUÇUM değil.

2 – Ben KÖTÜ bir insan / kadın değilim.

Bunu olguyu kavrayabilirseniz, bir kadınla etkileşiminiz oldukça tahmin edilebilir hale gelir. Unutmayın ki kadınlar için çok uzun bin yıllar boyunca itibar kaybı canlarını tehlikeye atan (namus, kötü kadın, kaltak, cadı, vs.) bir şeydi. Ya da onları cinsel piyasadan atan bir şeydi (genetik ölüm). Bugün bile kadınların kendi aralarındaki rekabette bir numaralı silah itibar saldırısıdır. İtibarı koruma içgüdüsünün kadın psikolojisine neden bu kadar içsel olduğunu anlamak için bu uzun geçmişi düşünün.

Vaka çalışması – Kırmızı alarmlarla dolu bir evlilik macerası

servisci_16 rumuzlu takipçimiz Instagram’da mesajlarda şu hikayesini paylaştı. Kendisinden izin alarak buraya aktardım

30 yaşındayım. Siteye denk gelene kadar mavi hap – kırmızı hap bilmezdim. Ancak babadan görme bi erkekliğimiz vardı. Kıza oyuncak olmayacak şaklaban olmayacak kadar. Ama bizim de güzel bir kızın peşinde koşmuşluğumuz bitmemesi için çabamız oldu. Evlenene kadar görüştüğüm çok kız oldu. Bir o kadar da red edilmişliğimde oldu ama hayatım beni tatmin ediyordu. İyi bi Alman markası fabrikadasında işçiyim. Altımda 70 milyarlık arabam vardı. Birgün doğru kızın çıkacağını, diğerlerinden farklı olacağını bu hayatıma son vereceğimi düşünürdüm. Askerden sonra sanki dünyada başka iş kalmamış gibi ummalı bir kız bulma çabası başlattı ailem. Bir an panikledim.

Takıldığım orospulara güvenemem hiç tanımadığım sevmediğim kızla evlenemem. Çevreme artık ciddi kız arama gözüyle bakmaya başladım. Kilo almıştım bi spor salonunda üye kaydı yapan bir kızı gördüm. Her yerden ekledim ama kabul etmedi. Ben üyelik işini düşüneyim dedikten sonra numaramı almıştı. Artık ümidimi kestiğim bi anda kız aradı. Üyelik hakkında ne düşünüyorsunuz dedi, dedim siktir et üyeliği. Bak dedim ben senden çok hoşlandım, araştırdım.  Annen baban ayrıymış, baban cezaevindeymiş. Ben dedim senle ciddi düşünüyorum sen dedim güzel bir yuvanın kıymetini bilirsin. Etkilendi, anlattıklarımdan bir saat dinledi. Velhasıl oldu.

Evlenicez arabamı sattım. Ev yaptırdım, onun üstüne gitmedim. Çeyizi yoktu. Taksitle aldıklarını bana ödettirdi. Zaten hamile kaldı. Dedim yatırım olsun güzel bi araba alalım. Sen de ben de çalışır öderiz. Tamam dedi ama ben biraz evliliğin tadını çıkarayım. İşsizlik maaşı alıyorum 6 ay yatayım dedi. Tamam dedim. 600 TL para alıyor. Neyse gittim 120 milyarlık araba aldım. Onun aldığı parayla krediyi öderiz. Benim maaşımla da evi geçindiriz diye ama kızı tanıyamamaya başladım. Hatta ciddileştikten sonra değişti. Birçok kez bitirmek istedim annem burdan dönülmez babam para harcadık nişan yaptık o sebepten bitmez bu sebepten bitmez diye ısrar etti. Kaderime yürüdüm. Resmen bu evlilikte de sürdü. Birgün 2018 yılbaşı gecesi arkadaşlarına gittiğimizde konu çalışmaya geldi. Önümüzdeki ay da işsizlik maaşı bitecekti. İş bakması gerekti. Arkadaşlarının yanında “ben çalışmıycam” dedi. “Adamsan ben çalışmasamda bana bakarsın” dedi.

Dedim ki “haklısın sen çalışmasanda sana bakmak zorundayım ama lüks yaşatmak zorunda değilim”. Bir tartışma eve geldik ve  bana dedi “ne olurdu arkadaşlarımın yanında tamam desen” dedi. Şimdi salonda yat gelme yatağa dedi. Biz de erkeğiz ya gururluyuz geçtim salona. Hamile normalde onu gönderirdim de karnındakine dua etsin. Ulan aradan bir hafta 1 ay yok tükürdüğünü yalamıyor bende erkekliğe bok sürdürmüyorum. Bir gece dedim ki yeter sen istedin artık dışarı çıkmaya başladım. Hazırlanmamdan giyimime saçıma dikkat etmemden anladı. Birşeylerin bende değiştiğini bi gece kapıyı çaldı. Yanıma geldi dedi ki “belli ki sen beni aldatıyorsun bana para ver ayrılalım” dedi. Şok oldum. Ben ondan çeyiz istemedim taksitlerini ben ödedim. Bir anda herşey maddiyat oldu.

Neyse ben kızdım bağırdım ama umrunda değil. Sesimize annemler geldi. Dedim yarın bu evden git. Ertesi gün telefonuma mesaj geldi. Karakoldan hakkımda şikayet olduğuna dair. Karımı darp etmişim yapmadım dedim. Kimse sallamadı eve geldim hala evde yatıyor. Pişkinliğin bu kadarı tehdit etmeler. Meğer anası “elini kolunu öyle sallayarak gelme, delil bul delil yarat gel” demiş.

Düğün usb leri fotoğrafları darp raporu, kuzeninden bana attığı 19 yaşındaki kızın çıplak fotoğrafı. Bir yorum yapsam götün memelerin güzel diye onu da mahkemeye sunacak. 300 milyara yakın boşanma davası açtı evime hiç gelmeyen arkadaşları şahitlik yaptı.

Allah acıdı halime. T.C. kimlik nosu şifresinden hamileliğinden itibaren 17 tane erkekle yazışmasını yakaladım, sundum. Fotoğraf ses kaydı mahkeme siklemedi bile. 850 TL nafaka bağladı hala davam sürüyor.

EVLENMEYİN AQ AŞK YOK BU SİTEDE NE YAZIYORSA HEPSİ GERÇEK CANLI ÖRNEĞİM….

Burada evlenmeyin diye kestirip atmak kolay ama asıl meseleleri de kaçırmamak lazım.

Askerden sonra sanki dünyada başka iş kalmamış gibi ummalı bir kız bulma çabası başlattı ailem.

Türkiye’de birçok erkeğin başına gelen ve çoğu erkeğin başını yakan bir durumdur bu. Askerliği bitiren ve işe başlayan erkeklerin aileleri bir evlilik kuduzuna yakalanıyorlar. Herşeyi o kadar aceleye getirip olaya o kadar körlemesine dalıyorlar. Size tavsiyem ailenize karşı direnin. İlla evlenmeye direnin demiyorum ama acele etmeye direnin. Hem kızı bulmada hem de kız ile evlenmede aceleye getirmeyin.

Annen baban ayrıymış, baban cezaevindeymiş. Ben dedim senle ciddi düşünüyorum sen dedim güzel bir yuvanın kıymetini bilirsin.

Bu da servisci_16’nın en büyük hatası. Ailesi dağılmış, babası cezaevinde ve muhtemelen baba etkisinden uzakta, erkeklere düşman bir annenin elinde yetişmiş kız, güzel bir yuvanın ne olduğunu bilmeyebilir ve onu kuracak donanımı da olmayabilir. Bu bir problem. Aynı durumdaki her kız psikolojik hasarlıdır diye bir durum yok ama böyle bir aile ortamından gelen kızın güzel bir yuvanın kıymetini bilebileceğini düşünmek büyük saflık.

Maalesef evet erkeğin ailesi de kızın ailesine bakarak karşı çıkması beklenirken resmen seni kıza itmişler. Bakın her anası babası ayrı ya da babası cezaevinde olan kız sorunlu değil ama bu nüfusta sorunlu kız oranı fazla olacaktır. O nedenle ya bulaşmayacaksınız ya da kız acaba sorunlu mu diye en az 8 ay test edeceksiniz. Tam tersi kız yuva görmemiş kıymetini bilir demeyeceksiniz. Kız babasına öfkeli ise ve sen hayatına ailesel erkek figürü olarak girdiğinde o öfkeyi senden çıkaracaktır.

Burada erkek resmen gözlerini bantlayıp ters yönden trafiğe dalmış sonra bir kamyonla kafa kafaya girmiş. Şimdi insanlara trafiğe çıkmayın diyor. Ama öz eleştiri yapması gerekiyor. Diğer erkeklerin de bu hatalardan ders alması lazım.

Evlenicez arabamı sattım. Ev yaptırdım, onun üstüne gitmedim. Çeyizi yoktu. Taksitle aldıklarını bana ödettirdi …  Tamam dedim. 600 TL para alıyor. Neyse gittim 120 milyarlık araba aldım. Onun aldığı parayla krediyi öderiz.

Bu aşamadan sonra maalesef yine klasik : bu aşamada erkek ve ailesi, dünyanın en düşük rütbeli beta öderi benim diye göstermeye kasıp büyük paralar harcamaya başlıyor. Bu aşamada ise en sorunsuz kızı bile adamdan erkek olarak tiksindirecek bir ödeme furyasına giriliyor. Gerçi sorunlu hatun bu aşamada hemen her zaman kendisini belli eder. Bu da etmiş.

Benim maaşımla da evi geçindiriz diye ama kızı tanıyamamaya başladım. Hatta ciddileştikten sonra değişti.

Burada erkek maalesef kendi hayatının iplerini eline alamamış. Olayı görmüş ama gerekli donanımı (kırmızı hap gibi) olmadığı için bariz ortada olan kırmızı alarmları değerlendirememiş. Yine klasik şekilde aile baskısı devreye girmiş.

Birçok kez bitirmek istedim annem burdan dönülmez babam para harcadık nişan yaptık o sebepten bitmez bu sebepten bitmez diye ısrar etti. Kaderime yürüdüm.

Ama servisci_16 başka bir hata daha yapmış.

Zaten hamile kaldı.

Çok erken ve bu kadar kırmızı alarm varken büyük hata. Birçok erkek maalesef doğum kontrolünü kadına bırakıyor. Böyle ödeyen bir erkeği ve aileyi bulan kadın da kontrolü güce çeviriyor. Ya da yine birçok erkek kötü giden evliliği çocuk kurtaracak sanıp çocuk yapıyor. Yok böyle bir şey. Asla böyle bir hata yapmayın.

Bundan sonrası ise tamamen yokuş aşağı felaket.

Meğer anası “elini kolunu öyle sallayarak gelme, delil bul delil yarat gel” demiş.

Bizim memleketteki anasına bak kızını al lafını güzellik ile ilgili falan sanıyorlar. Bir kızı tanımak için anasına bakacaksınız. Burada ise annenin ne olduğu belli. Kızın babası boktan biri ya da değil. Ama kızın anası kızı erkek olana düşman olarak yetiştirmiş.

Kıssadan hisse

Evlilik, erkeklerin ciddiye alması gereken büyük riskler içeren bir kurum. Ama bir rus ruleti değil.

Risk karşısında iki seçeneğiniz var : riskten tamamen uzak durursunuz ya da riski elinizden gelen en iyi şekilde yönetirsiniz. Hangisini seçeceğiniz sizin tercihiniz, benim için hava hoş. Ama neyi tercih ederseniz edin, avcı donanımı ile yaratılmış iken kurban / mağdur gibi davranmayın.

Dr. Shawn Smith

1 – Aile gazı ile evlenmeyin.

2 – Eğer evlenecekseniz, ideal evlilik yaşınıza kadar evlenmeyin. Bugün 30 yaş altında olup da evlenme donanımı olan erkek yok. 50 sene önce bir erkek 25 yaşında olgunlaşıyordu belki ama şimdi bu yaş 35.

3 – Bilinmeyen ile evlenmeyin.

4 – Evlilik konusunda kadını kırmızı alarmlarına dikkat edin. Kadını gözlemleyin ve eğer kırmızı alarmları varsa yol yakınken (imzadan önce bitirin).

5 – Bir tanecik oğlumuz evleniyor, hayatta bir kere evleniyorum bahanesi ile musluğu açıp en beta öder erkek benim yarışına girmeyin. Kız ne yaparsa yapsın bunu fazla ödeyerek ödüllendirmeyin. Böyle yaparak sadece şu planı yeşertiyorsunuz : bunlar ben ne yaparsam yapayım ödüyorlar. O zaman imzayı atarım, bebeyi koyarım ve hayat boyu ödetirim. Şimdi kızabilirsiniz ama kadına verilen mesaj bu maalesef. Kötü davranışları sürekli ödüllendirirseniz, kötü davranışları beslersiniz.

Kırmızı hap ile mavi hap oyunu oynamak

Soru : Bizim birşeyler yaşamak istediğimiz kızın bize ilgisi yoksa ne yapacağız? Yani bi ortamda görmüşsün güzel kiz eyvallah ama ilgisi yok. Friendzone olmaktan bahsetmiyorum. Kız ilginin farkında ama emin değil. Belki de ilgisi var ama damga yememek için birşeyler yapamıyor yada utanıyor. Bu durumda ne yapılmalı? Bu durumda ne yapılmalı? KH bize “kiz ilgi duymuyorsa NEXT” mi diyor. Hep kolay kızları mi elde edeceğiz? Onlar da biliyorsun hb’si düşük yada yüksek dramalı oluyor genelde.

Buna biraz ters tepki gösterdim ama aslında kendi içinde belli bir mantığı olan bir soru. Neden 2 kere red yeyip reddediyoruz? Neden 4 değil? Belki uğraşsam olur? Vs.

Oyunu ve kırmızı hapın ne olduğunu zihin yapısı olarak anlayabiliyor musunuz emin değilim. Buna daha önce ilgisi yetersiz kız yazısında değinmiştim. Burada da söylenen ile anlanan arasında bir uçurum var.

Bakın bir kızı nextlediğinizde, belki olacak işi bitiriyorsunuz. Belki bir adım daha atsanız olacaktı. Belki mavi haplı oynasan olacaktı. Evet bu mümkün. Sonuçta 2 red bir next istatistik bir strateji ve 2 redden sonra karşındaki hatunu reddetmen, 10 yürümede sana çok daha fazla başarı getirir şeklinde çalışıyor. Ama belki bir yürümede next yüzünden olmayabilir. Belki 3. adımda olurdu.

Bunu iyi anlayın. Kırmızı hapta başarı bir kızla sevgili olmak ya da onu götürmek değil, ilişkide fazlaca yatırım yapmak zorunda kalan ve bu nedenle de hep kaybetme korkusu ile yasayan tedirgin ve kırılgan mavi haplı olmamak. Kırmızı hapın amacı size o kızı sağlamak değil, sizin daha doyumlu bir hayata sahip olmanız. Bunun için o kızı kurban edebilir ve belki kırmızı haplı olmazsan o kızla çıkacaktın, evlenecektin, çocuklarınız olacaktı. Kim bilir? Fantezi bunlar ama hiç olmayacak şeyler değiller.

Şimdi şu durumu düşünelim. Diyelim ki ben kırmızı hapı az çok yutmuş biri olarak bir kıza yürüdüm ve iki kere reddedildim. Kızı nextlerim. Ama nextlerken psikolojim “2 kere şans verdim kullanamadı / kullansaydı (ben ödülüm)” olurdu. Ya belki ilgisinin farkında değil, belki korkuyor ya da ona nasıl da iyi bir tercih olduğumu göstereceğim gibi bir psikoloji değil. Bunlar kızın derdi, benim değil (ben merkezlilik). Ben neden kız arkadaşım bile olmayan kadının dertlerini kafama takayım, neden onun sorunlarını onun için çözmeye uğraşayım? Kız çok güzel diye mi? Kız çok güzelse bana ne? Tek güzel o mu?

Aynı kıza mavi haplı bildiğiniz biri gitti ve yürüdü. 5 kere reddedildi ama aylarca her tarafından sular seller gibi akan ama nedense belli edemediğini ya da kızın emin olmadığını düşündüğü ilgisini kıza boca etti. Ve kızı tavladı! Burada kim başarılı. Mahmut demeyin, toplumun 90%ına göre mavi haplı başarılı. Kızı o kaptı.

Ama kırmızı hapa göre ben başarılıyım. Zira mavi haplımız 10 koyup 1 aldı, psikolojisi de şu : “Mahmuta hayır diyen prenses, sonunda bana evet dedi (ben odul degilim o nedenle arayi ekstra seyler yaparak kapayip bana odul olan kizi kaparım)”.

İşte bu nedenle beta öder diye bir kavram var. Burada ödenen bedel. Zaman, kaynak ama en önemlisi de başka alternatifler. Çöpe atılan bolluk zihniyeti.

Kırmızı hapa gore burada ben başarılıyım. Bunu anlamayamıyorsanız, size saçma geliyorsa, kırmızı hap size göre değil. Hiç bulaşmayıp norm içinde kalin daha hayırlısı. Yoksa kızlar konusunda ortalama bir betadan bile daha başarısız olma ihtimaliniz çok yüksek.

Örneğin evliliğinde büyük sorunlar yaşayan adamlar kırmızı hap uygulamak istediğinde onları hep şöyle uyarıyorum : kırmızı haplı stratejilerin hedefi seni kurtarmak, evliliğini değil. Amacın illa evliliği kurtarayım ise kırmızı hap evliliği bitirebilir! Zira erkeğin maskülen ve dominant olmasına aşırı ters tepki verecek hatunlar vardır, özellikle de erkeklerle ilişkisi mesela çocukluğunda babasi ile ilişkisi yüzünden geri dönüşsüz hasar görmüş bir kadınsa. Erkek şimdiki gibi acı çekse belki çocuklar büyüyene kadar 10 sene evlilik devam edecek ama KH ile bir senede bitebilir.

Şimdi tabii isin tezatı şu ki yukarıdaki Mahmut – Mavi Haplı maçı şansı en az olan senaryo. Kırmızı hap zihin yapısı ile belki o kızı 100% (kendisi ödül olmayan mavi haplı tabiri ile) “kaybediyorsun” ama genel olarak daha çok ve daha güzel kızlarla birlikte oluyorsun. “Kazanan” mavi haplı belki 10% şansına oynayıp kızı “kazanıyor” ama genelde bu kadına surekli yatırım yapmak durumunda kalıyor ve genellikle kızı kapsa bile sonra kendinde çok yiyor. Eninde sonunda kız aslında arayı sürekli ödeyerek kapayan bir adam istemedigini fark edip gidince bunalıma giriyor. Yani kırmızı hap kafası omurgalı ama abazan gibi bir sonuca yol açmıyor (kadın erkek ilişkilerinin gerçek doğasını gören ama yıllardır ego yatırımı yaptıkları masalları bünyeden atamayan öfkeli gençlik gibi kadın düşmanı kesilmezsen tabii de biz ona siyah hap diyoruz), tam tersi mavi hap kafası sıklıkla omurgasız ve abazan olmaya neden oluyor.

Kız ilginin farkında ama emin değil. Belki de ilgisi var ama damga yememek için birşeyler yapamıyor yada utanıyor.

Bunlar daha fazla çabalamazsan bu muhteşem ödülü kaybedeceksin kafasının sürekli pompalayacağı fanteziler. Birincisi tamamen mantıksız daha doğrusu kızlarla tecrübesi olan bir erkeğin güleceği bir bahane. Kızlar, özellikle de güzel kızlar için ilgiden emin olmamak afrodizyaktır. Hayalgücünü kamçılar. Açık iletişim, herşeyi en açık şekilde ortaya dökmelisin, vs … bunlar mavi hap oyunu. İsterseniz kendiniz acı yoldan öğrenin sizi tutan yok ama ben size söyleyeyim sonu genelde hüsrandır.

İkincisi doğru ise de next çekerken siktir çekecek kadar ahmak değilseniz kız çözdü mü geri gelir zaten.

Fakat sorun şu ki bunlar genelde fantezidir. Kızın bizi önemsemediğini kabul etmek yerine kırılgan egomuzu okşamak için böyle bahaneler üretmeye meyilliyiz. Aslında onun da ilgisi var ama belki daha ilgimden emin değil. Aslında ilgisi var ama utanıyor belki. Aslında ilgisi var ama bugün kedisi ölmüş. Vs.

Hep kolay kızları mi elde edeceğiz? Onlar da biliyorsun hb’si düşük yada yüksek dramalı oluyor genelde.

Yoo bilmiyorum. Onca kızla birlikte oldum yaş kemale erdi bilmiyorum. Elde ettiğim kızlar sırf ben onları elde edebiliyorum diye hbsi düşük ya da yüksek dramalı değildi.

Sana ilgisi olan kız kolay değildir, sana ilgisi vardır. Sana ilgisi olmayan kız da zor kız değildir. Sana zerre ilgisi olmayan ve seni tanımaya bile yeltenmeden ya da 5 yemekten sonra reddeden kız gider ilk gecede başkası ile yatağa girer. Senin 5 paragraflık mesajını okuyup cevaplamaz, başkasının tek mesajı için sabahlara kadar bekler. Kolay – zor kız yoktur demiyorum, ama bunun ölçüsü size kolay – zor olması değil. Kısacası, birine 5 yemek yemeden öptürmeyen kız ile ilk gecede onunla seks yapan kız (genellikle) aynı kızlar.

Ek olarak buraya gelen çoğu erkeğin konuşmasından bile kızları henüz pek tanımadıklarını anlayabiliyorsun. Sen mesela düşük cpdli kızı çok ilgi vermeden tavlarım yüksek cpdli kız için çok daha fazla klasik ilgi ve zaman ayırma gerekir sanmak gibi. Oysa yüksek cpdli kızlar (genel olarak yoksa spesifik kızlarda tersi olabilir) ilgi hediye ve erkek gayretine boğulduklarından daha az çaba harcayan kendinden emin bırakıp gidebilen erkeklere ilgi duyarlar. Oyun ve kh yüksek cpdli kızlarda daha fazla çalışır düşük cpdli kızlarda ters tepebilir.

Neden 2 kere red yeyip reddediyoruz? Neden 4 değil? Belki uğraşsam olur? Vs.

Binlerce erkeğin tecrübesinden süzülen 2 red sonra next kuralı yaklaşık 16 yaşında bir kural. Odun kafa gibi uygulamanıza gerek yok tabii. Sen istersen 3 kere dene. Ama 2 kere seni reddeden kızı nextlemeyip daha da üstüne gidiyorsan, kız aslında ilgisinin farkında değil gibi fantezilere bel bağlıyorsan kıza gereğinden fazla yatırım yapıp oneitis yapmama şansın düşük. Sen istediğin kadar oneitis yok de.

Nasıl kız arkadaş bulabilirim?

Kadın erkek ilişkilerinin doğasını keşfetmeye başladıktan sonra kendimi hiç düşünmeden yaparken keşfettiğim ve bu işin içindeki birçok kişi tarafından da keşfedildiğini düşündüğüm bir şey var.

Bir erkek kız arkadaş (uzun süreli ilişki) arayamaz. Ancak kız arkadaşa (uzun süreli ilişkiye) açık olabilir ve kız arkadaş (uzun süreli ilişki) onu bulur.

Bunun zorlama değil de yetişkin bir erkek adamın doğal hali olduğunu anlamak size zor gelebilir. Ama işin doğal hali bu arkadaşlar. Doğal olmayan ve bir mavi haplını öğrenerek yaptığı şekli ise yılların tecrübesi ile ustalaştığından ortalama erkeğe doğal görünüyor. Olay şu ki, erkeğin kız arkadaş araması onu genelde hüsrana götürürken en sağlam ilişkileri ise kız arkadaş fikrine açık ama aramadığı zaman karşısına çıkan ve onu erkek arkadaşa eviren kadınla oluyor.

Kendisine aktif olarak kız arkadaş (ya da eş) arayan erkeklerin en büyük problemi, bu zihin yapısı ile karşılarına çıkan kızı o kalıba sıkıştırmaya yatkınlıkları ve kızın olabilecek (illa olacak demiyorum) faüllerine karşı körleşmeleri. Bir başka açıdan bakarsanız kafalarındaki hayali karşılarındaki bedene giydirmeye çalışıp uymayan taraflarını terzi gibi kesip biçerek kotarmaya çalışıyorlar. Sonuçta ortaya çıkan elbise üstte durmuyor tabii ki.

Daha doğalı erkeğin bekarken hayatına giren bir kızın belli bir süre sonra erkeği ilişkiye çekmesi ve erkeğin de kıza bakıp “bu kız ilişkiye gidiyor bakalım nasıl olacak” diye olayı gözlemleyerek akışına bırakması.

Bunun doğal olmasının bir sebebi de algoritmanin öbür yarısı ile yani kadının vahşi (özgür) bir aygır olan erkeği dizginleyen dişil güç olduğu fantezisi ile örtüşmesi. Tabii bu dizginler ile torbaya sıçan fayton beygirine dönüşen aygırlar kendilerini kapı önünde bulabilir. Bu hikayenin ana kahramanı, kadının aktif çabası ile ve sırf o kadın için bilinçli olarak kendini sınırlayan ama aslen opsiyonu olan adamdır.

Bakın bu kadınlarda o kadar güçlü bir dürtüdür ki, birçok kadının hayatını heba eder. Kadın 20li yaşlarında aynı yaşlarda bir adamı dizginlerim diye hırs yapar ve sabırla yıllarca dizginlenmesini bekler. İkisi de 33 yaşına geldiğinde adamın dizginlenesi gelir ve gider 20 yaşında kız bulur dizginlenir, diğer hatunu pat diye terk eder. O nedenle kızlara genellikle dizginlenme yaşına gelmiş bir erkeğe zaman harcamalarını (mesela 8 – 10 yaş daha büyük) ve aynı yaşlarda ve 30larına kadar dizginlenmeyeceği belli adamlarla vakit kaybetmemelerini tavsiye ediyorum ama bu başka bir konu.

Diyelim ki bekarsınız. Pardon demeyelim, çoğu okurumuz bekar zaten. Tabak çeviriyorsunuz. Yani illa birden fazla kızla berabersiniz diye değil, birden fazla kıza yürüyorsunuz. Bu kızlardan biri ile ilgili bir süre sonra bir farklılık göreceksiniz. Diğerlerinden daha azimli olacak zira kızın kendisi muhtemelen tabak çevirmiyor olacak(*) Diğerlerinden daha nitelikli olacak. Örneğin yemek yapıyor olacak, göze batan fazla problemi olmayacak, vs …

Bir parantez açayım : Birçok safoğlan burada gelip tek nitelik olarak aynı naneyi abukluyor : “kız gözümün içine bakiir, ağzıma düşiir ağabey!” Abiciğim gözünün içine bakması ne tek kriter ne de bir garanti. Sizi gözüne kestirmiş en deli kadının yapacağı şey de o zaten. Ya da sizinle birlikte 3 tabak çeviren kadın da gözünüzün içine bakabilir. Mesela Borderline Kişilik Bozukluğu olan kız size başlangıçta genelde hayatının en büyük aşkı gibi davranır. Kırmızı haplanmadan oyunu kotarmanın tehlikelerinden biri, normal kızları arkaya itip sahnenin en ön sırasında çığlık çığlığa sizi izleyen deli hatunların eline düşmektir. Normal kızlar biraz daha pırıltısızdır ve bu deliler kadar hızlı değillerdir. Kriterleriniz “benim için deli olacak” gibi geçmişin tercih edilmemişliğinin öcünü alır şekilde aşağılık kompleksi merkezli olursa fena yanarsınız. Hem de birçok kere.

Neyse, insani kriterleri sağlayan hatun zaten ilişki olayını halleder. Siz sadece oturup onun bunu yapmasını seyredersiniz. Yavaş yavaş evinize yerleşir. Önce orada burada (özellikle de erkeğin pek göremeyeceği ama başka kadınların görebileceği yerlerde) iz bırakır. Yemek yapar dolaba bırakır, bir erkeğin asla almayacağı desenlerde don – gömlek alır, evini temizlemeye başlar, çöpe bir erkeğin atmayacağı şeyler atar, öğrenci yurdun kapısına “La Mahmut halaya geldim ama seni odanda bulamadım. – Düriye” diye post it koyar, hastasın diye odana oda arkadaşlarınla çorba gönderir (arkadaş dediğin piç de koridorda çorbayı yer ve sana “la Mahmut çorba çok iyiydi kız sana yanık ama bak ben de sana tost aldım” diye kendine aldığı soğuk tostu vererek sırıtır ) vs … vs … Aslında izlemesi şirin bir süreçtir.

Bakın kız arkadaş fikrine açık olmanızdan bahsediyorum, her önünüze çıkan kıza tek gecelik davranıp sonra birinin sizi erkek arkadaş yapmasını beklemekten bahsetmiyorum. Sizin bir beklentiniz yok. Tek gece de olabilir, çok gece de ya da bir ilişki de. Başından bir etikete gerek yok (kız aşırı alarmlı değilse).

Kendisine aktif olarak kız arkadaş (ya da eş) arayan erkeklerin en büyük problemi, bu zihin yapısı ile karşılarına çıkan kızı o kalıba sıkıştırmaya yatkınlıkları demiştim. Bunun pratikteki anlamı, bu adamların her kadını aynı canavara çevirmeleri. Adam karısından ayrılır, hemen evlilik peşine düşer ve 6 ay sonra evlenir. Sonra bir bakarsınız tamamen farklı geçmişten gelen bu kadın da 6 ay içinde adamın eski karısının aynısına dönüşmüş. Şimdi soralım :  İki kümenin ortak elemanlarının oluşturduğu küme, bu kümelerin kesişim kümesidir. Her iki kümede de bulunan elemanlar kesişim kümesinin elemanıdır. O zaman bu iki evliliğin kesişim noktasında kim vardır? Abimiz tabii ki.

Burada aktif olan mekanizma muhtemelen adamın erkek olarak eksikliklerinden dolayı kız arkadaş / eş arama ihtiyacı. Kendi başına olamayan bu kişilerin hayatlarında bir boşluk oluyor. Bu boşluğu kadınla doldurmaya çalıştıklarında ise kadın kim olursa olsun, aynı tıkaç pozisyonunda aynı mavi ekranı veriyor.

Bu yazdıklarım yeni şeyler değil ama arada tekrarlamak gerekiyor. Daha önce ne demiştik :

Günümüzde, uzun süreli ilişkiyi hayatının amacı haline getirmiş o kadar çok beyni yıkanmış, kadınsılaşmış erkek var ki. Oysa bir erkek için uzun süreli ilişki asla amaç olmamalı. Bir erkek uzun süreli ilişkiye açık olabilir ancak.

Eğer erkekseniz bunu kafanıza kazıyın, erkek ilişkinin kapı bekçisidir. Kadının seksi amaç haline getirmesi nasıl ona bazı aşağı sıfatlar getiriyorsa, erkeğin ilişkiyi amaç haline getirmesi aynı sıfatları hak eder. Seks nasıl kadının ilişkiye getirdiği kaynağı ise, ilişki de (yanı zaman ve emek) erkeğin getirdiği kaynaktır ve bu kısıtlı kaynak sadece kadın bunu hakederse ona verilmelidir.

Sizin kadını seks yapmaya nasıl ikna etmeniz gerekiyorsa, kadının da sizi ilişkiye ikna etmesi lazım. Bir erkeğin büyük bir dikkatle koruduğu “İlişki Kapısı”nın ardında her kadının yaşamak istediği cennet bulunur. Bu cennette en sıkışmış kavanozlar bile kolayca açılır, örümcekler ezilir, kadına şoförlük edilir, aletler onarılır, cesaret ve siparişler verilir. Bu cennet, erkeğin zamanı ve emeği ile işler.

Bir erkek olarak sizin zaman ve emeğiniz en değerli kaynaklarınızdır. Bu kaynaklarınızı “işler yapmak” için kullanırsınız – özellikle de hayattaki amacınızı gerçekleştirecek işler. Bu nedenle bu zaman ve emeği bir başkasına verdiğinizde, o kişinin bu muazzam armağana saygı duyması ve takdir etmesi gerekir.

Bir kadınla ilişkinin yönetiminin temeli budur. Kadınınızın sizin zaman ve emeğinizi takdir etmesini ondan taviz vermeden beklemelisiniz.

Bazı erkekler zaman ve emekleri için takdir beklemezler. Bu erkekler kadınların ilişki kapısından kolayca geçmesine göz yumarlar. Hiçbir kriterler, duvarları, bariyerleri yoktur. Bu erkeklere meriç ya da beta uydu erkek denir. Friendzone denilen bir dördüncü dünya ülkesinde yaşarlar genelde.

Bazı erkekler ise zaman ve emekleri konusunda aşırı korumacıdırlar. Kadınlara genelde geçici seks vizesi verirler ve bir iki pompa bastıktan sonra da bu kadınları sorgusuz sualsiz bu sınırdışı ederler. Bunlar  yanlız kovboy alfalardır.

Siz muhtemelen bu ikisinin ortasında bir yerde olmayı tercih edeceksinizdir. Yani bir kadınla romantik ilişkiye girmek isteyeceksiniz – ama ancak o bunu hakederse. Unutmayın, sizin masaya koyduğunuz şey (zaman ve emek), kadının masaya koyduğu şeyden (seks) daha değerli. Erkek kadınla birlikte olmak isteyebilir, ama buna ihtiyacı yoktur. Kadının ise erkeğe ihtiyacı vardır (en azından büyük çoğunluğunun).

Dipnot : Yeri gelmişken şu sevgililik olayı ile ilgili de bir lafım var. 16 – 25 yaşında bir adamın 26 – 35 yaşlarında, şu anki sevgilisi ile birlikte olma ihtimali sıfıra yakın. Tamam hiç takmayın demiyorum ama bu sevgililik kurumunu çok ciddiye almayın. Sürdüğü sürece tadını çıkarın, bitti mi de zaten bitecekti deyip yolunuza bakın.

Ben kimim ki bunu size söylüyorum? Ben sizin ölmez kalırsanız 38 yaşınızdaki halinizin sesiyim. Benim yaşıma geldiğinizde şu anki yaşınıza söylemek isteyeceğiniz bir şeyi söylüyorum. Bunu bir düşünün. Bir ilişkiden bir ilişki olmasından fazlasını beklemeyin.

(*) Kendi tabak çevirme aktivitesini harem gibi gören bazı PUAlara çok gülüyorum. Saf saf sanki kendileri kızları tabak gibi çevirirken kızların da tabağı olduğunu bilmiyorlar. Tamam, her kız sizi tabak yapmaz ama harem nedir? Harem dediğin bir erkeğe ait bir sürü kadın demek oysa burada daha çok birbirini tabak diye çeviren 2 insan var.

 

Karım benden çok kazanıyor

Bir arkadaş Kızlar Soruyor sitesinde şöyle bir soru yöneltmiş :

Eşimle üniversitede tanışmıstık. 2 yıldırda evliyiz. Evlenmeden önce bana ben çalışırım çocuğu en az 3 yıl sonra düşünürüm demişti bende bunu kabullenerek evlendim. Evliliğimiz gayet güzel gidiyor ama maaşı arttı ve artık benden daha fazla kazanıyor kendimi ona yetemiyormuş gibi hissediyorum , aciz hissediyorum. Iyice kompleks yaptım kendime bunu. Birkere benden 2 yıllık evliliğimiz süresince maddi anlamda istedigı seyler bir elin parmağını gecmiyor. Biraz da kıskanıyorum insaat sirketinde inşaat mühendisi olarak calisiyor iş arkadaşlarının %70i erkek zaten. Annemde biraz cahildir. Kadın dedigin evinde oturup yemek yapıp cocuk bakar diye üzerime geliyor. Sizinde böyle bir sorun başınıza geldi mi?

Şu kısımla ilgileneceğiz :

Evliliğimiz gayet güzel gidiyor ama maaşı arttı ve artık benden daha fazla kazanıyor kendimi ona yetemiyormuş gibi hissediyorum , aciz hissediyorum. Iyice kompleks yaptım kendime bunu.

Aklınıza ilk gelen şey bir adamın karısından daha fazla kazanması gerektiği olabilir. Adama ne yapıp edip karısından daha fazla kazanmasını öğütleme refleksi gösterebilirsiniz. Ama bu biraz düşünürseniz kırmızı hapa ters. Elbette bir erkek kazanç açısından her zaman daha fazlasını hedefleyebilir ama bu bağlamda adama tek çözüm olarak karısından fazlasını kazanmasını sunmak, ona karısıyla rekabete girmesini söylemek ve daha kötüsü bir erkeğin koca olarak değerini eve getirdiği ekmeğin göreceliliğine (beta öder tarafına) bağlamak gibi bir şey.

Kadının eve daha fazla para getirmesi (ya da para getirmesi) erkeğin gerekliliğini azaltır fikri, Eski Kurallar Kitabında geçerlidir. Artık geçerliliğini hızla yitiren kurallar kitabında. Kadınların yüksek eğitimde temsil oranlarına bakarsanız ve eğitim ile gelir paralel ise, her geçen yıl daha fazla kadının eve para getireceğini ve birçoğunun da kocalarından daha fazla kazanacağını görebilirsiniz.

Kırmızı hap değişen çevreye adaptasyon gerektiriyor ve elimizde değişen bir çevre var. Hem bu (erkeğin karısının bir promosyon ile erkekten fazla kazanması) geçmişte erkeklerin adapte olup çözmek sorunda kaldıkları problemlere göre oldukça kolay bir problem.

Kaynak sağlayan erkek, geçmişte ya kendine kaynakları olan bir erkek bul ya da bir vahşi hayvana yem ol zamanlarında hayati bir eş seçimi kriteri idi. Aynı kriter, daha 70 – 80 yıl öncesine kadar insanların günde 16 saat tarla ve hayvanlarına bakarak hayata tutunduğu zamanlarda da oldukça önemli idi.

Artık o günler geride kaldı. İyi ki de geride kaldı.

Fakat hayat hala zor ve stresli. Özellikle de duygusal olarak. Hala oldukça ciddi kararlar vermek gerekiyor ve birilerinin de bu kararların sorumluluğunu alması gerekiyor. O nedenle, erkeğin ailenin temel direği, yani hayatın fırlattığı fırtınalara ve depremlere karşı sarsılmaz bir kaya olması hala çok önemli. İstediğiniz kadar iyi kazanın ya da kadın istediği kadar iyi kazansın, geleceği muhakkak olan hassas zamanlarda(hamilelik),  krizlerde (ciddi hastalıklar, vs.) temel direğe ihtiyaç olacak.

Aynı şekilde bir erkek adamla beraber olmak bir kadın için onay (validation) ve sosyal kanıt (social proof) demek. Alfa tohumları, beta kaynakları olayını düşünün. Beta kaynaklarını kaybedince aciz hissetmek, kadına yetmiyor hissetmek, olayın sadece beta kaynakları olduğunu sanmaktır. Ya da erkeğin kendisinde kaynak hariç hiçbir cinsel çekicilik özelliği olmadığını düşünmesidir. Buna şurada değinmiştik :

Hipergami sadece en iyi sosyal kaynaklara / statüye sahip erkekler için geçerlidir : Bu tek – taraflı pespektifin Jordan Peterson tarafından yayıldığını görüyorum. Fikir şu : kadının doğal olarak iyiliği için olduğundan, kadınlar sadece kendilerine ve çocuklarına uzun vadede en iyi imkan ve korumayı sağlayan, en iyi baba materyali erkekleri arzulayacaklardır. Bu fikir, hipergami denkleminin alfa siker yarısını görmezden gelen miyop bir bakış açısıdır. Bu, kadınları öven bir bakış açısıdır. Hipergami tanımını, kadınların içsel iyiliği ile sınırlayan erkekler aynı zamanda alfa denilince sadece sosyal, iş ve toplum hayatının lideri erkekleri düşünürler. Bu birçok açıdan yanlış ama eninde sonunda kendileri gibilerinden daha seksi bir erkek olamayacağını anlayan kadınlar tarafından (tabii ki kaliteli kadınlar tarafından) ödüllendirileceğine inanan erkekler için erdem tatmini sağlayan bir düşüncedir. Bu yanlış inancın bekleyen betalar arasında çok yaygın olduğunu belirteyim.

Bir erkek olarak evlilikte tek genel geçer değeriniz, güçlü bir sırta sahip olmak ve o sırtı başka biri için bükme hevesiniz değil. Olmamalı.

Bizden önceki nesillerin toplum içindeki yerlerini düşünecek zamanları yoktu. Çoğu gece gündüz açlıktan ölmemek için çalışıyordu. Ama geçmişte erkeklerin mecburiyetten yaptıkları bir şeyi, günümüzde kutsal bir görev olarak görüp yaşatmanın bir anlamı yok. Geçmişe göre bolluk içinde yaşadığımız günümüzde, erkeğin yük beygiri olmasını gereklilik olarak görmeyi bırakabiliriz.

Kırmızı Hap, Geleneksel Muhafazakarlık ve Modern Zamanlar

Kırmızı hapı içinde bulunduğumuz ortama adaptasyon olarak değil, geçmişe (aslında varolmayan ve kartpostallardan veya filmlerden yansıtılan bir masal geçmişe) dönüş olarak uygulamaya çalışan çok erkek var. Özellikle de geleneksel muhafazakar geçmişe sahip erkeklerin çözümü bu. Geçmişe dönmek.

Oysa kırmızı hapı evliliğe uygularsak amaç kadını yeniden mutfağa sokup iş yaşamından çıkarmak değil, günümüz dünyasında bir aileyi, o ailenin tüm bireylerini mutlu edecek şekilde verimli ve  etkili olarak kurup yaşatmaktır. Erkeğin dominant (lider) olduğu metod kendini ispatlamış ve güvenilir bir yöntemdir ve bu nedenle de kırmızı hap tarafından benimsenmiştir.

Heteroseksüel ilişkileri en sağlıklı yürüten ayar, erkeğin onay beklemeden liderlik ettiği ayardır.

Evlilikte güç kavramını eve sokulan paranın miktarıyla özdeşleştiren, kökleri ciddi bir sosyalizm teorisi içeren feminizmdir. Feminizm teorisi, tüm gelirin koca tarafından kazanıldığı ailelerde kadının sıfır gücü olduğunu iddia eder. Bunu genellikle elindeki parayı aile içi zorbalık olarak kullanan azınlığa bakıp genelleyerek ya da kadınların özellikle de belli bir yaşın üstündeki kadınların aile içi yönetimdeki ciddi otoritelerini tamamen görmezden gelerek yapar. Feminizmin birincil amacı aile kurumunu parçalamak ve sakat aile ekonomisi teorilerine göre kadınların ekonomik gücü arttıkça aileler de kolayca parçalanacak.

(Twitter’da erkek evin direğidir lafına saldıran birçok feminist gördüm ve genelde hepsinin argümanı “ama kadın da para kazanıyor eve destek oluyor”. Kafalarında direk denilince ATM canlanıyor. Oysa evin direği ev fırtınada kafana yıkılmasın diye var, para bir direğin kafada canlandıracağı son şey olmalı. Feminist değilsen tabii)

Kırmızı hapın buna cevabı nedir? Bir ilişkideki liderlik pozisyonu, o ilişkiye bireyin soktuğu para ile doğru orantılıdır teorisini reddetmek! Beta öder erkeklerin ne kadar dominant (!?!?) olduğunu, bekleyen betaların görece yüksek gelirlerine rağmen ilişkilerin iplerini nasıl da (çoğunlukla para da kazanmayan) kadına bıraktığını düşünün. Erkek olarak cinsel pazar değerinin önce duygusal güce ve oyuna, sonra paraya ve tipe bağlı olduğunu düşünün. Ne demek istediğimi anlayacaksınız.

Karım benden daha fazla kazanıyorsa ne yapayım?

Öncelikle bunu dert etmeyi  bırak. Zira bu aşamadan sonra karınla ilişkini onun senden çok kazanması değil, o senden çok kazanıyor diye içine girdiğin düşük ruh hali ve kendinde göremediğin liderlik görevini bırakman yıkacak. O nedenle bunu dert etmeyi bırak ve evin lideri / kaptanı görevini eline al. Çoğu kadın, kendi para kazansa bile, ciddi kararlar vermek istemez zira karar vernmek sorumluluğu sırtına almak ve işler ters giderse hedef olmak anlamına gelir. O nedenle çoğu kadın erkeğin karar vermesini (tabii sorumluluğu ve işler ters giderse negatif tüm sonuçları sırtlamasını) ister.

Koca ve baba olarak görevlerin kazandığın paraya bağlı değil. Elbette otur evde ev erkeği ol demiyoruz. Para kazan ve hatta kendi kariyerinde hırsla yüksel tabii ki ama kadın daha çok kazanıyorsa ezilme. Eve daha az para getiriyorum o zaman daha değersizim diye düşünme. Günümüzde iyi kazanan ve iyi sağlayıcı olacak erkek bulmak, dominant ve maskülen bir erkek bulmaktan çok daha kolay. Eve daha fazla para getiren ama taşaklarını hanımları çantalarında taşısın diye bırakmış mavi haplı yığına bak.

Son olarak : kadın olmaktan utanmayan her kadın, yanında bir erkek olmasını ve bu erkeğe dayanabilmeyi ister. İş yaşamı ile ev yaşamını birbirinden ayırır. Parayı silah olarak kullanmaz.

Modern kadının artık bir erkeğe ihtiyacı yok. Doğru. Ama bu hayatlarında bir erkek istemedikleri anlamına gelmiyor. Erkeklerle ilgili ciddi travma yaşamamış kadınlar her zaman olduğu gibi yanlarında bir erkek istiyorlar ve uzun süre de isteyecekler. Evet artık kurtlara yem olmamak için erkeğe ihtiyaçları yok ya da açlıktan ölmemek için. Fakat erkek adam olabilen bir erkeğe yaslanmak ve o erkeği başkasından önce kapayarak sosyal kanıt ve tatmin etmeye ihtiyaçları var. Erkek artık gereksinim değil belki ama lüks. Bu da o kadar da kötü bir şey değil. Lüks olmasına rağmen insanların hayatlarında olmasını arzuladıkları ve onsuz yapamayacakları o kadar çok şey var ki.

Tekrar edeyim : siz bir evin direğisiniz, kaptanısınız. ATMsi ya da yük beygiri değilsiniz. Sizin cinsel pazar değeriniz ve statünüz öncelikle erkek adam olmanıza bağlı. Ne kadar kazandığınıza değil.

Kırmızı haplı davranmak, nöroplastisite, beceri ve ustalık

Bir Patreon destekçimiz Patreon özel mesajlaşmasında şöyle bir soru sordu :

Neredeyse her yorum da kadını merkeze alan zihin yapısını görüyorum. Dehşet derecede beyinlerimiz yıkanmış mavi hap saçmalıklarıyla ve içselleştirmişiz. Ne yapılıyorsa kadınları elde etmek adı altında “aslında ben kadınları merkeze almıyorum sadece kendim istediğim için kadınları tavlamak istiyorum. O yüzden bunları yapıyorum” ben istediğim için böyle yapıyorum kadın istediği için değil deniliyor ama yüzeysel olarak tabii bu söyleniyor. Ama yorumları okuduğun zaman hep kadınların isteklerini tatmin etmek için yapılan yorumlar var.

Aslında burada anlatılan zihinsel şemaları nasıl içselleştireceğimize dair daha çok bilgi veya pratik uygulamalar öğretilmeli (evet sitede bunun içinde yazılar var ama hiç yeterli değil gibi duruyor) çünkü kendini ödül olarak gör öyle davran diyorsun. Tamam öyle yapıcam artık bu bilgiyi aldım diyor. Sonra “kız mesajlarıma ilk başta çok sık cevap verirdi 1 ay sonra geç yazmaya ve saygısızlık yapmaya başladı.” diyor. Ben ödülüm mantığını okuduğunu söyledin ve artık bunu biliyorsun ödül olan zihin yapısına sahipsen böyle bir olayla karşılaştın mı yapman gereken bu; “Bu artık saygısızca davranıyor bununda son kullanma tarihi geldi artık başka tabaklara odaklanma vakti. ” Ben ödülüm inancı oluştuysa zaten buna benzer cevap verebilirsin kendine.

Abi senin yaptığın yorum gibi “1000 tane rutin ezberleyeceğinize 10 tane zihin yapısını içselleştirin. Kadınlarla sosyal durumlar diye günlerce geyik yapmaktan iyidir.”

İçselleştirirsen bütün sorunlarına cevabı kendin bulacaksın zaten. Ama asıl olay burada başlıyor; içselleştirebilen çok az insan var. Teorik bilgi var ama içselleştirme olmadığı için halen aynı terane devam ediyor. Bu konuyla alakalı güzel bir yazı yazabilirsen çok iyi olur. Çünkü benim fark ettiğim en büyük sorun tam olarak zihin şemalarını içselleştirememek.!

Nöroplastisite

Olay temel olarak nöroplastisite ile ilgili. Nöroplastisite, beyindeki nöronların ve bunların oluşturduğu sinapsların yapısal özelliklerinin ve işlevlerinin değişebilir olması demek.

Beyniniz şöyle çalışıyor : siz bir şeyi sürekli tekrarladığınızda, beyniniz o şeyi otomatik olarak yapmak için bir sinir devresi oluşturuyor. Bu devre bir kere oluştu mu artık otomatiğe bağlıyor. Sizin kadın – erkek ilişkilerinde oluşturduğunuz tüm alışkanlıklar da bu tür devreler aslında. 22 yaşında ortalama bir erkeği ele alalım. 6 – 8 yaşından beri 14 – 16 yıl boyunca mavi haplı davranışların devrelerini oluşturmuş kafasında. Bakın kafasında gerçekten fiziki nöron devreleri var böyle davranmasını otomatik hale getiren. Olay otomatiğe bağlamış. Şimdi bu mekanizma beynin hızlı tepki verebilmesi ve otomatikleşen davranışı sürekli düşünerek yapmasına gerek kalmadığından beynin enerji tasarrufu yapması açısından oldukça yararlı ama zararı şu ki davranış artık tam olarak bilinçli zihninin kontrolünde değil.

Kırmızı haplı “ben ödülüm” davranışını ele alalım. Ortalama mavi haplı bir erkeğe bunu anlattığınızda anlayacaktır. Zira “bak birader, kız bir hiç, sen ise büyük bir ödülsün” gibi radikal bir şey söylemiyoruz. “Kızla birlikte olmak sana ödülse, seninle olmak da ona ödül” diyoruz. Sonuçta bir kız bir erkekle hayrına birlikte olmuyor, erkekte istediği bir şey var ve onu alıyor. Basit değil mi? Mavi haplı bunu anlamıyor değil.

“Sen senin için bir tanesin ama kızdan bir sürü var. Bu nedenle senin merkezinde olduğun evrende, senin ödül değerin kızdan bir tık daha fazla.” Bunu anlamak biraz daha zor ama mavi haplı bunu da zihinsel seviyede anlayabilir.

Ama hoşuna giden bir kız gördüğünde davranışlarının çoğu otomatik olduğundan, beyni eldeki devreleri kullanarak davranacak. Yani “ben ödülüm” düşüncesine ikna olsa da öyle davranamayacak.

İyi haber ise beyinde yeni devreler yaratmak ve eskilerini köreltmek mümkün. Ama bunun için beyninize bir şeyi artık fazlaca yaptığınızı ve bunun için artık fiziksel bir devre koyması gerektiğini göstermeniz lazım. Bunu da beyninize yalvararak yapamazsınız. Siz, tekrar tekrar, yapana kadar yapıyormuş gibi yapmalısınız. Her ne kadar düşünce de nöroplastisite mekanizmasını harekete geçirebilse de bu tür temel içgüdü seviyesindeki davranışlarda davranış – hormonlar – duygular – düşünceler bir arada olmalı, özellikle davranışlar.

Görünmek, imajı çizmek

Nöroplastisite açısından biraz düşünürseniz, yapana kadar yapıyormuş gibi yapmak çalışır bir mekanizma iken, görünmek ve imajı çizmek mekanizmalarının neden faydasız olduğunu anlayabilirsiniz :

Burada yapana kadar yapıyormuş gibi yapmak olayının da yanlış anlaşılması durumu var sanırım.  Buradaki mış gibi yapmak kızlara mış gibi görünmek değil. Örneğin kıza mesaj attınız cevap gelmiyor. Kızın mesajını beklerken ona bir mesaj atmamaya çalışmak ve kızı aklından çıkaramamak, eğer siz kızın cevabını bekleyecek kadar sabrettiyseniz bile “mış gibi yapmak” değil “mış gibi görünmektir”. Bu sizin damarlarınızdaki kutsal testosteron seviyesini arttırmaz ya da kortizol seviyesini azaltmaz. Tamam kız mesaj yazdı mı testosteron artar ve kortizol azalır ama 3 saatlik tam tersi hormon salgılamadan sonra ne kadar işe yarar?

Burada mış gibi yapmak, tamamen sizinle alakalı. Tamamen ekran dışında bir hobinize ya da işinize, dersinize dönmek ve kıza nasıl imaj çizdiğinize değil sizin kendi kendinize nasıl imaj çizdiğinizle, kendinize nasıl odaklandığınızla ilgili.

Olmadığınız şey gibi görünmeye çalışmanız, beyninize yeni bir davranış olarak görünmüyor. O nedenle de “görünmeye çalışarak” sizi mesaj attıktan sonra kendi işine bakan adam gibi davrandıracak devrelerin kurulması mümkün değil.

Beceri ve Ustalık

Kadın – erkek ilişkilerinde başarılı erkek olmak bir beceri. Bir beceri edinmek ve o beceride ustalaşmak için yapmanız gereken de sürekli pratik yapmak.

Piyano çalmak gibi bir beceriden bahsediyoruz. Şöyle düşünün. Piyano çalmayı öğrenmeye karar verdiniz. Çok iyi bir kitap buldunuz, 3 kere okudunuz. Sonra forumlara daldınız, saatlerce o şöyle çalınmaz bu şöyle çalar, şu iyi bir piyanist şu kötü diye tartıştınız. Yüzlerce makale okudunuz. Hangi tuşun hangi nota olduğunu ezberlediniz. Böyle aylarca uğraştınız. Ve sonunda bir piyano bulup başına geçtiniz. Bir şey çalabilmeniz mümkün mü? Değil! Bu çok şaşırtıcı mı? Değil! Lan 6 aydır okuyorum ama piyano başına geçince Mozart çalamıyorum diye bunalıma girer misiniz? Girmezsiniz.

Ama biraz okuyup biraz çalsanız. Biraz okuyup okuduklarınızı hemen piyano başında deneseniz. Sonra pratiğinizle ilgili forumlarda soru sorup düzeltseniz. Bir pratik bir okuma şeklinde çalışsanız. İşte o zaman o okuduklarınızın bir yararı olacak ve sizin pratiğinize büyük katkı sağlayacaktır.

O nedenle buradaki 700 kadar yazıyı okuyup, aylarca tartışıp sonra pratiğe dökmek zaman kaybı. Biraz okuyup biraz uygulamak aslolan. Piyano benzetmesini de unutmayın. İlk başta hiçbir şey çalamayacaksınız. Lan Mahmut konser veriyor ben daha dün annemizin kollarında yaşarken parçasını bile sıçıyorum diye ağlamayın. Piyano başına ilk geçtiğinizde ayakta alkışlanmayı beklemeyin. Pratik edin, pratik edin ve azar azar otomatiğe bağlayın.

Unutmayın, nöroplastisite hem yeni devre kurmak hem de eski devreyi köreltmek şeklinde çalışır. Siz kırmızı haplı davranmaya başladığınızda, eski devrenin otomatik olmasının ve hatta orda olmasnın gerekliliği beyin tarafından sorgulanmaya başlayacak. Ama yeteri kadar kırmızı haplı davranmaya başladığınızda, önceleri sapasağlam olan bu devre bir aşamada azar azar bozulmaya başlayacak. Yenisi ise azar azar inşaa edilecek. İçindeki alfayı cilalayıp parlatmak yazısını hatırlayalım :

Aslında beynin nasıl çalıştığını düşündüğünüzde bunun neden böyle olduğunu anlamanız zor değil. Hoşlandığın ve güzel bir kadın ile iletişime girdiğinde, aranızdaki iletişimin yüzde 90’ı vücut dili. Sorun da burda. Vücut dili daha çok, beyinde otomatik devrelerce idare edilir. Vücut dilini istediğiniz zaman bilinçli olarak da kontrol edebilirsiniz ama doğal eğilimimiz vücut dilini otomatik devrelere bırakmaktır.

Bu otomatik devreler ise bir şeyi ancak defalarca tekrarlayarak öğrenir. Bisiklet sürmeyi düşün. Bisiklet sürerken yaptığın hareketleri istersen bilinçli olarak yönetebilirsin ama çoğunlukla dikkatin dağılır ve bisikleti sürmeyi otomatik devreye bırakırsın.

Yani sen kırmızı hapı biliyorsun ama senin kadınla iken vücut dilini kontrol eden devreler daha bunu bilmiyor. Onları da öyle bir gecede değiştiremezsin. Bir gecede 90% beta – 10% alfa davranışından, 10% beta – 90% alfa davranışına geçemezsin. Yapman gereken, yapana kadar yapıyormuş gibi yapmak ve tekrar. Bu konuya maskülin benliği geliştirmek yazısında değindim ama tekrara vurgu yapmadım.

 

Kadınların muhtaç erkeği terk etmesi

Ekşi sözlükte bir yazar, muhtemelen muhtaç – pardon aşık – olduğu kadın kendisini terk etmiş ki şöyle yazmış :

bir kadın kendi değerinden çok değer verildiğini görünce sizi ezik, pısırık, loser görür,

onun bilinçaltı, aşkınızın, hayranlığınızın kendisinin sizden üstün olduğunu söyler ona ve kendindeki bir sürü kompleksi, eksikliği bildiği için sizin ona aşkınızı taşıyamaz….

çok seviyorsanız çok aşıksanız da belli etmeyin yok ben aşkımı göstereceğim ona ne kadar çok sevdiğimi göstereceğim diyorsanız da terk edilmeye hazır olun.

Insanların zayıflıklarını süsleme, o zayıflıklardan aşk gibi sözde kutsallar yaratma kapasitesinin sınırı yok maalesef.

bir kadın kendi değerinden çok değer verildiğini görünce sizi ezik, pısırık, loser görür,

Sizi olduğunuz gibi görür yani. Aslen muhtaç olmasanız, özellikle de kırk yılda bir yüzünüze bakan bir kadına yapışacak kadar muhtaç olmasanız, kadına olduğundan daha fazla değer vermezsiniz.

onun bilinçaltı, aşkınızın, hayranlığınızın kendisinin sizden üstün olduğunu söyler ona ve kendindeki bir sürü kompleksi, eksikliği bildiği için sizin ona aşkınızı taşıyamaz….

Aşk, muhtaç sevenin kendini kandırmak için zayıflığına kılıf olarak uydurduğu bir kutsamadır. Ona aşkınızı taşıyamaz demiş ya? 😀 Eskiden hatunlar “beni taşıyabilecek erkek arıyorum” derdi sonra bunun “taşınması gereken bir yüküm” anlamına geldiğini anladılar da artık çok az hatundan duyuyoruz 🙂

çok seviyorsanız çok aşıksanız da belli etmeyin yok ben aşkımı göstereceğim ona ne kadar çok sevdiğimi göstereceğim diyorsanız da terk edilmeye hazır olun.

Sen muhtaçsan (çok sevip çok aşık isen) istediğin kadar kas, kokusu 100 metreden alınır. Muhtaç olmayın. Muhtaçlığa aşk gibi süslü sıfatlar takmayın.

Böyle şeyler yazan erkekler kendilerininin dipte olduklarını anlamadıklarından, kızların götleri kalkıyor sanıyorlar. Oysa kızın götünü görmek için kafanı 90 derece yukarı kaldırmak zorunda kalman, kızın uçmasından değil senin bok çukurunun dibinde olmandan. İyi haber şu ki o çukurun dibine düşmelerinin sebebi, kendilerinin başka açılardan dipte adamlar olmalarından ziyade, mavi haplı aşk meşk masalları. Çoğu durumda sırf bunlardan kurtulmak bile adamı en azından yer seviyesine çıkarır.

Entarinin altına bakınca çoğu kadının “sevmeyi bilmiyorsunuz, aşırı kısıtlıyorsunuz” gibi şeyler söylediğini, erkeklerin ise genelde “haklısın kardeş bu karı milletinin binecen sırtına, vuracan kırbacı” diye yakındığını göreceksiniz.

kendilerini kullanan, zavallı ve hakir gören, hatta döven, ipsiz sapsız erkekleri seçme konusundaki başarılarınızı takdirle izliyorum, aferin kızlar- lordstar

Bu adamlar bile seçilirken, seçilmemeyi başardığınız için ben de sizi tebrik ediyorum.

yüksek doğruluk içeren tespittir. kadın cinsi baskı ve boyunduruk altından kalmadıkça olumsuz sonuçlara sebep olan davranışlarda bulunmayı çok sever. – aromatic hydrocarbon

Sünepelerimiz sünepe kalsın, kadını zorla koynuna koysunlar. Şimdi kim uğraşacak erkek olmaya?

sevgiyle alakası olmayan durum.
sorun sevmeyi bilmemektir.
sen hayvan gibi kısıtlarsan gider, cıvık cıvık abartılı sevgi gösterileri yaparsan kaçar.-defoe

Standart kadın tepkisi.

bu kadar mutlu olmaya alışmadıkları için onlara hayal gibi geliyor. ve birgün gördükleri bu rüyanın biteceğinden korkarak yaşamak istemiyorlar. bu nedenle daha gerçekçi olan yani onları daha az seven, daha az ilgi gösteren, aldatma ihtimali daha yüksek ve her zaman mutlu olunmayacağını bildikleri insanları tercih ediyorlar.

çünkü öyle davranan kişilerin yaptıkları akla mantığa daha çok uyuyor. ve daha gerçekçi göründüğü için seçimleri o yönde oluyor. – krmngdn

Şu an ağlıyorum biliyor musun?

erkek versiyonu da olan önerme.- nihilisst

Doğru. Çevirisi tamamlanan ama henüz yayınlamadığım Pook’un Kitabındaki “Öldür Şu Muhtaçlığı” yazısından :

Yukarıdakileri size bir kadının yaptığını düşünün. Bir kadının sizinle KAFAYI bozduğunu, size sürekli aradığını, sürekli elinizin altında olduğunu, tüm boş zamanını SİZİN İÇİN harcadığını düşünün. Ona olan tüm ilginiz kısa sürede buhar olup uçacaktır. Neden? Zira iki şeyi düşünmeye başlarsınız: “Bu kızı kimse istemiyor olmalı,” VE “eğer bu kız beni KAFAYA bu kadar takıyorsa, demek ki benimle ilgilenecek DAHA İYİSİNİ bulabilirim.” Kızın muhtaçlığı sizin ondan soğumanıza neden oluyor. Aynı mekanizma kadınlar için de geçerli.

Şu kızımız da olayı yakalamış :

genellemeleri sevmem, seveni de sevmem. o nedenle kadınlar ne yapar bilmem. kendimi bilirim, kendim gibi kadın arkadaşlarımı bilirim. benim bildiğim kadınlar, ve ben, karşısındaki adam tüm acziyetiyle ve gerçekten bensiz yaşayamaz halde ise terk-i vaciptir. bu bir hastalık, sakatlık vs durumu için geçerli değil tabii ki. bağımlılık derecesinde kendinden geçişler, kendi başına bir iş beceremeyen hale gelişler, kendi hayatı işi hobileri vs olmadan omurgasızsa sırf kendini sevdirmek için çırpınışlardır insanı terk edilmeye mahkum kılan. açıklaması uzun uzadıya yapılabilir ama anlayan bu kadarıyla da anlar, anlamayıp ipe sapa gelmez mesajlar atacak olanlar bu kadarına da yazacak laf bulur.

özet: sadece karşınızdaki sizi sevsin diye çırpındığınız zaman karşınızdaki size acır ama sevgi değildir hissiyatı ve nihayetinde terk edilirsiniz. kendiniz olun, kendiniz olurken sizi sevenle bir arada olabilmek için gerekiyorsa tabii ki taviz verin ama kendinizden geçmeyin. – miss copernicus cadisi

 

Pook’un Kitabı – 15 Ders – Onuncu Ders

Pook’un Kitabı – Giriş ve 15 Ders

Önceki Bölüm : Pook’un Kitabı – Dokuzuncu Ders

Neden bazı erkekler kadınlar konusunda hiç çaba göstermeden başarılılar ama bazı erkekler ne kadar çaba gösterirlerse göstersinler başarısızlar? Neden görünüşte kendini beğenmiş olan bu erkekler kızları elde ediyorlar? Neden bu piç herifler başarılı oluyorlar da iyi çocuklar yeniliyorlar?

“Çünkü sen pısırığın tekisin!” diye cevapladı piç herifler. Ama iyi çocuk çekingen bir ses tonuyla cevapladı, “ama ben sadece kendim oluyorum. Kimse için değişmeyeceğim.”

Ama bu iyi çocuk tek bir kızla bile buluşamıyordu.

“Hahaha, sen pısırık herifin tekisin!” diye dalga geçti piçler. Çekici hatunlar arkasından gülüp, “nasıl da muhtaç bir kaybeden bu” dediler.

Muhtaç! Neden kızlar kendisinden daha iyiymiş gibi davranıyor? Neden o kızı kazanmak zorunda ki, bırak kız onu kazansın! Neden kıza hediyeler alıyor? Bırak o sana hediye alsın! Bu yeni duruş ona ihtiyacı olan buluşmaları sağladı. Ama daha önce neden muhtaç zihin yapısına sahipti?

Eskiden kafasındaki sesleri hatırladı. Ne diyordu bu sesler? Hadi kulak verelim :

“Senin kasların yok. Çekici kızları elde edebileceğini mi düşünüyorsun?”

“Zeki değilsin. Sana grubun en iyilerini elde edebileceğini düşündüren ne?”

“Yüksek maaşlı bir işin yok! Çekici bir kızı hakettiğini düşünmen neden?”

Ve en yüksek, aynı zamanda en gıcık ses : “Sen diğer erkekler gibi yakışıklı değilsin. Bu nedenle de çekici bir kadını hak etmiyorsun.”

Ne kadar üzücü! Yakışıklı prens değildi ve bu nedenle de öyleymiş gibi davranmıyordu. Ama artık yakışıklı prens olmanın kendine güven düşüncesini kazandıran şey olmadığını farketmişti. Tam tersine, kendine güven düşüncesi onu yakışıklı prense çevirmişti. Hayatta başarılı olmak için zihninde başarılı olmak lazımdı.

“Sır budur,” diye muştuladı.

“Ne düşünürsen, o olursun. Ve özgürlüğün, düşüncenle sınırlıdır.”

“Ama Pook! Nedir bu, kişisel gelişim semineri mi veriyorsun? Kadınlar bunun neresinde?”

“Kadınlar gelip giderler ama (senin hayatında) SEN kalıcısın. Odağın kendin olmalı. SEN bir kızda ne arıyorsun? SEN bir buluşmadan ne bekliyorsun? SEN nasıl bir ilişki istiyorsun?

“Ama Pook! Ya kız benim istediğim buluşmayi beğenmezse? Kız ya benim aradığımdan farklı ise?

“O zaman o kız sana uygun değildir! Kadınların nefret ettiği şey senin bir buluşmayı tasarlayamaman (ki bu kendi istediklerini düşünmeden kadını mutlu etmeye odaklanan erkeklerin başına çok gelir). Senin bir takım hobi ve zevklerin var. Eğer hatun senin planladığın buluşmayı beğenirse bu iyi. Eğer beğenmezse git başka kız bul. Dışarda milyarlarcası var.”

“Ama … bu … reddedilmek anlamına gelir!”

Pook genç adama okkalı bir tokat attı. “Bu sadece sen odağını kadın yaparsan bir reddedilmedir. Eğer bunu yaparsan, sen aslında tercihleri senin değil kadının yaptığına inanırsın. Ortada reddedilme yok; sen sadece hatunun zevkleri iyi mi onu test ediyorsun. Sonuçta, o da kendi ilgi ve zevklerine uygun bir erkek arıyor. Eğer bir nedenden dolayı senden hoşlanmazsa bırak gitsin! Ve bunun için de ona teşekkür et.”

“Kıza teşekkür etmek mi?”

“Ne tercih ederdin? Kendi ilgi ve zevklerini sırf bir erkek arkadaşı olsun diye bastıran bir hatun mu yoksa senden sen olduğun için hoşlanan bir hatun mu?”

“Zevklerime ve isteklerime paralel olan hatunu!”

“Tabii ki! Şimdi acıların çocuğu olduğun o iyi çocuk günlerini düşün. O sürekli her şeyi kabul edip, çatışmadan, uyumsuzluktan ve fikir ayrılığından kaçındığın acı dolu günleri. O günler sana uygun bir hatun bulmanı sağladılar mı?”

“Maalesef hayır!” Eski halini hatırlayınca, genç adamın yüzü tiksintiden bembeyaz oldu. “O halimden çok utanıyorum!”

“Bu yoldan geçen tek sen değilsin,” dedi Pook. “Bak, vadinin dibine bak! Erkeklerin orada nasıl yığılıp kaldığına bak!”

Ve genç adam vadiden aşağıya baktı. Vadinin dibinde iyi çocuklar, sürüler halinde kendilerini bir puta doğru fırlatıyorlardı, altın kadın heykeli. Hiç durmadan bu heykele çiçekler, çikolatalar, berbat şiirle ve ilanı aşklar bu heykele adıyorlardı. Sonra bir şimşek çaktı.

Ve birden gök yüzünden, zarif bir ışık hüzmesi ve ilahi harp melodileri içinde Don Juan inmeye başladı.

“Ne oluyor ya?” dedi Pook. “Bu yazıda bunu planlamamıştım.” [Sosuave Notu: Don Juan ruhu canının istediği yazıda istediği zaman belirir!]

Genç adam seslendi, “Konuş kutsal ruh!”

“Onunla ben konuşacağım” dedi Pook. “Sen nereden çıktın?”

Don Juan ruhu sessiz ve dingin bir şekilde, yıkılmaz bir edayla duruyordu.

“Konuş be ruh! Mutlak gerçeği konuş!”

Ve Don Juan ruhu, erkeklerin dönüştükleri aşağılık hayvanlara büyük bir kızgınlıkla bakarak, elindeki tabletleri, Don Juanı görünce çil yavrusu gibi kaçışan iyi çocuklara fırlattı. Şu sözleri konuştu ve bir ışık demeti içinde gözden kayboldu :

“Kendini olduğun gibi göremezsen kendin olamazsın. Karakterini mutluluk için feda edersen, eninde sonunda mutluluğunu da yıkıp geçersin. Durumu kontol edemeyebilirsin, ama kendini, duygularını ve hayatını kontrol edebilirsin. Sen kendini sevmeye başlamadan, bir kadın seni sevmeyecek. Kendi erkek doğana hakim olmadan, kadın doğasına hakim olamazsın. Önce onun seni nasıl elde edeceğine odaklanmadan, sen onu elde edemezsin. Bu forumun prensiplerini, bu forumu terk etmeden tam olarak anlayamazsın. Başkasının sevgisini, kendi sevgini bedava peşkeş çekerek elde edemezsin. Kendi arzularını, arzularının ahlakını yıkıp geçmesine izin vererek tatmin edemezsin. Hayallerini ve onları gerçekleştirmek için yürümen gereken yolu reddederek kendin olamazsın, kendini bulamazsın.

Sonraki Bölüm : Onbirinci Ders

Pook’un Kitabının Tamamı (PDF 385 Sayfa)