Bekarlar Gününüz kutlu olsun :)

Sapın harman olduğu çin’in eğlenceli Bekarlar Günü her 11 Kasım olduğu gibi (11.11) bu 11 Kasım’da alibabada ve sayısız alışveriş merkezinde büyük bir alışveriş çılgınlığı olarak kutlanıyor. Doksanlı yılların başında Nanjing Universitesinde başlayan ve ülkede Guanggun Jie olarak bilinen bu etkinlik Sevgililer Günü gibi bir alışveriş çılgınlığı ama en azından bunda paranızı kendinize harcıyorsunuz.

Bekarlar Günü uzun sure sadece yalnız erkeklerce kutlanıyordu ve özünde bir erkek günü idi ama her geçen yıl kadınlar da olayı sahipleniyorlar.

Olayin 11 Kasim tarihinde olmasi bu tarihte 4 tane sap gibi 1 rakami olmasi. 11 Kasim 2011 ise 11.11.11 formati ile yuzyilin bekarlar gunu idi.

 

Kadınlardan ilişki tavsiyesi almak

Av avcıya nasıl daha iyi avlanacağını öğretmez.

Kadınlar neden berbat ilişki tavsiyeleri verirler? Bu soru her zaman SoSuave’nin en tartışmalı konularından biridir. “Ne yaptığına bak, ne dediğine değil” deyimini canı gönülden benimseyen erkeklerin aynı zamanda bazı “özel” kadınların erkeklere iyi ilişki tavsiyesi verebileceklerini düşünmelerini her zaman ironik bulmuşumdur..

Problem şu ki çoğu erkek “bir kadın bir erkekte ne arar?” diye sorduklarından kadınların verdikleri cevapları sanki kaynağından cevher bulmuş gibi yıllarca papağan gibi tekrarlayıp dururlar. Ne yazık ki çok fazla erkek, özellikle de günümüzde, bunun kendilerine bir avantaj sağladığını düşünerek aynı sözleri tekrarlayıp duruyorlar ki tam tersi bu davranış sadece onları kadınların gözünde diskalifiye etmekle kalmıyor, aynı tavsiyeleri başka erkeklere de vererek, onların da diskalifiye olmalarını sağlıyorlar. Bu döngü böylece de devam ediyor.

“Hatun tavsiyesi” olayı bence daha az arzu edilebilir erkekleri daha çok arzu edilen erkeklerden ayırıp filtrelemek için geliştirilmiş güçlü bir sosyo-evrimsel mekanizma. Düşünün bir – ilişki tavsiyesi konusunda medyada kadınların büyük bir hakimiyeti var. Bazı feminize olmuş erkek istisnalar var (Dr. Phils) ama kadınların fikirleri ile paralel olmayanlar hızlıca kadın düşmanı diye yaftalanıp, marjinalize ediliyorlar ya da alaya alınıyorlar.

Belli bir bilinç seviyesinde kadınlar, standart “hatun ilişki tavsiyesi” verdiklerinde boktan şeyler söylediklerinin farkındalar. Bu tavsiyelerin sürekli bir şekilde davranışları ile çeliştiğini gördüklerinden, samimi olmadıklarını az – çok biliyorlar. Kadınlar (ve artık erkekler) makale üstüne makale yazarak kadınların iletişim konusunda nasıl bir kapasiteye sahip olduklarını gözümüze sokup duruyorlar. Bu nedenle belki, sadece belki, ne kadar faydasız hatta bilerek zararlı tavsiyeler verdiklerinin bilinç altında farkındalar. Oğullarının iyiliği birinci öncelikleri olan anneler bile bu saçmalaıkları papağan gibi tekrarlayıp duruyorlar. Dişi boyunduruk gibi birşey bu. Bu neden böyle?

Cevap için online arkadaşlık sitelerindeki kadınların biolarına bakmanız yeterli. Bir erkekte arzuladıkları karakteristik özellikleri yazarken, en çok söyledikleri şey kendine güven, karar vericilik ve bağımsızlık. Bir erkeğin Erkek Adam olmasının ve herşeyi ciddiye almamasını sağlayan sebat ve öngörünün gerektirdiği özellikler. Kadının blöfünü yüzüne vurabilme kapasitesi olan bir erkek, erkeğin kadının değil, kadının erkeğin peşinden koşmasını gerektiren ve başka kadınlarla rekabete değecek bir erkektir. Bu açıdan “kadınların ilişki tavsiyeleri” sosyal ölçekte bir shit testtir. Ve evet kendi kızkardeşiniz ve anneniz bile bu işin içindedir.

Birçok erkek doğal olarak pragmatisttir, biz iki nokta arasındaki en kısa yolu ararız. Bizim tümdengelimli muhakeme yeteneğimiz şöyle çalışır : seks istiyorum, kadınlar istediğim seksi bana verebilirler, bu nedenle onlardan seksi almak için ne tür şeyler yapmamız gerektiğini onlara sormalıyız. Problem şu ki, kadınlar bunu bize söylemek istemezler zira bu bizi onların gözünde daha fazla bağımlı, tembel ve tavizkar yapar. Bu soruları soran erkek, onların kafasındaki arzu edilebilir, kendine güvenen, bağımsız ve maskülin erkeğin zıddıdır. Erkek kadınlara sormadan kadınların ne istediğini bilmelidir. Zira arzulanan erkek, kadınları yeterince gözlemleyebilmiş, kadınlarla sıklıkla başarılı olabilmiş ve kadınların davranışlarına bakarak kendisi için kararlar alabilmiş bir erkektir, özellikle de kadınların çelişkili sözlerine rağmen.

Bir kadın bunu birinin size anlatmasına ihtiyaç duymadan sizin kendi kendinize kavrayabilmenizi bekler. Bunu kendi başına kavramak için gerekli olan insiyatif ve deneyim erkeği uğruna başka kadınlarla rekabet edilmeye değerli kılar. Kadınlar, dominant olması için bunun kendisine söylenmesi gereken erkekleri küçümserler. Bunu bir erkeğe anlatma gerekliliği, o erkeğin samimi şekilde dominant olabilme kredibilitesini mahveder. Kadının sikişmek istediği erkek “öyle olduğu” için dominanttır, kadın ona böyle olmasını söyledikten sonra bir erkeğin dominant olma şansı yoktur.

Eğer maskülinitenin bir erkeğe açıklanması gerekiyorsa, o erkek bir kadın için uygun bir aday değildir.

Tek gecelik ilişki kovalayan 30 yaş üstü erkek

Ekşi Sözlükte bugün evlenmek yerine, artmaya başlayan cinsel pazar değerinin (CPD) farkına varıp bunun tadını çıkaran erkekleri “utandırma” saldırılarından bir diğerine rastgeldim : Tek gecelik ilişki kovalayan 30 yaş üstü erkek :

içindeki cinsel açlığı 30 küsur senede bitirememiş, sorumluluk almaya ve sadık kalmaya cesareti olmadığı için evlilikle de arası iyi olmayan, vücudunu tanımaya yeni yeni başlamış ergenler gibi çılgıncasına dişi birey arama çabası gösteren erkektir.

siz de hemen “sana ne, bana ne, kime ne, kezbanlara dert olmuştur” falan dersiniz şimdi. çünkü sığsınız. tespitlere bile saygınız yok.

neyse.

mevzu tek gecelik ilişki yaşanması değil ki bu beni gerçekten ilgilendirmez. deli gibi kovalamak, sakin kalamamak hastalık boyutunda olan. acımamak elde değil.

Yazarın entirilerine baktım biraz ama kadın mı yalaka mı anlayamadım. Gerçi yalaka da kadın sayılır. İçimden bir ses yazarın 30’larına yakın veya yeni girmiş bir kadın olduğunu söylüyor zira beta akım medyada, özellikle Anglo – Sakson dünyada, 30larına adım atınca erkekler hakkında bu tür yazılar yazarak cebini dolduran bir sürü kadın yazar var ve bu yazarın üslubu bana onları hatırlattı.

Dikkat çekici olan başındaki utandırma kısmı, sonraya eklediği bir iki kıvırma cümlesini es geçin :

içindeki cinsel açlığı 30 küsur senede bitirememiş, sorumluluk almaya ve sadık kalmaya cesareti olmadığı için evlilikle de arası iyi olmayan, vücudunu tanımaya yeni yeni başlamış ergenler gibi çılgıncasına dişi birey arama çabası gösteren erkektir.

Yazara hakkını vermek lazım, tek paragrafa tüm belli başlı erkek utandırma tekniklerini sığdırmış neredeyse ve o nedenle de dikkatimi çekti zaten. Kadınlar, yalakalar ve beta akım medyada papağan gibi tekrarlanan top 3 utandırma taktiği.

Rollo Tomassi‘nin çok doğru bir tespiti vardır. Üstad şöyle der :

Bir kadın için, kadınların gözünde kendi gerçek değerinin farkına varmış bir erkekten daha tehdit edici ve aynı zamanda da çekici biri yoktur.

Bunu bir yazar şöyle açıklamış:

bakın yaklaşın size bişey söyleyeyim: asıl böyle erkeklerde iş var ve siz de kadınlar olarak zaten böyle erkeklerden hoşlanıyorsunuz kimse kimseyi kandırmasın şimdi bunu hepimiz biliyoruz. marifet böyle bir erkeği kafeslemekte kızlar. yoksa hanginiz ister pencere önünde sevdiceğini bekleyen ve onunla tanışana kadar eline kadın eli değmemiş erkeği?

Modern kadının hipergamisinin bilinç altındaki beklentisi, 30 yaşındaki ortalama bir erkeğin alfa siker beta öder denkleminin beta tarafı olmaya hazır olmasıdır.

30 önemli bir sınır zira 30 yaş, kadınların daha yüksek CPD’nin tadını çıkardıkları 20li yaşlardan sonra kadın – erkek CPDsinin eşitlendiği yaştır. Bu aynı zamanda kadının duvar konusunda uyanış yaşadıkları yaş civarıdır. Bu yaştan sonra CPD dengesi erkek lehine değişecektir ve erkekler daha yüksek CPDye sahip olacaklardır. Tabii biz erkeğin sağlıksız beslenme – porno – video oyunu üçgeninde plaj topuna dönmediğini ve kendine iyi kötü bir meslek edindiğini varsayıyoruz. Kadın, 30 yaş sınırında ( 27 – 30 arası aslında ama kadının kendine koyduğu psikolojik sınır 30dur) birden zamanın geçmekte olduğunu fark eder. 20’lerini özgür kız olarak geçirmiş olanları kendini keşfetmekle geçirdiği 20lerinin bir hesabını yaparlar, bunların yanlış olduğuna karar verip hidayete erer ve birden erkekler konusunda önceliklerini değiştirirler. Artık yakışıklı, kaslı ve eğlenceli ve maceracı erkek önceliği yerini güvenilir, sadık, iyi baba olabilecek erkek önceliğine bırakır. Kadın eğer kariyer yüzünden de bekar kaldıysa, artık aile ve çocuğa önem verdiği bir uyanışa girer. Kadın aslında kimseyi de bulamamış olabilir ama hangi tip olursa olsun kadınların 30 üstü erkeklerden beklentileri, artık koca adayı olmalarıdır ve aksine davranan erkekleri tehdit olarak görürler.

Kadının içindeki rasyonalizasyon makinesi (ecnebilerin hamster dediği) bunu olgunlaşmanın getirdiği erdemli bir değişim ve biyolojik saat olarak rasyonelleştirir ve beta akım medya da bu değişimi bu şekilde pompalar. Oysa değişim erdemli bir farkına varıştan ve tövbeden ziyade, zaruriyettendir. Burada aslolan kadının artık daha genç kadınlarla rekabet edemediklerini farketmeleridir, biyolojik saatleri değil. Biyolojik saat eğer baskın bir  güç olsa idi kadınlar CPDlerinin ve doğurganlıklarının tepe noktası olan 23-25 yaş arası çocuk yapmak için acele ederlerdi.

30una giren kadının CPDsi düşmektedir, erkeğinki ise artmakta. Bu nedenle en hızlı şekilde, erkek CPDsinin artık kadına göre arttığının farkına varmadan kapatılmalıdır.

Tehdit, bir erkeğin, bu başlıkta bahsettiği gibi artan CPDsinin farkına varmaya başlaması ve tadını çıkarmasıdır. Burada ise devreye işte bu şekilde utandırma taktikleri konulur. Erkeğin sorumluluk almaya ve sadık kalmaya cesareti olmadığı için evlilikle arası iyi değildir, büyüyememiş bir ergendir, peter pan sendromu yaşıyordur, falan da filan. Bunlara yaşlı ve yalnız adam miti gibi korkutma taktiklerini de ekleyin.

30 yaşı bir erkeğin CPDsinin yeni tadına varmaya başlayacağı yaştır. Erkekler için ideal evlilik yaşı yazımızda belirttiğimiz gibi, evlilik düşüneceği yaş değildir. İster tek gecelik ilişki yaşar, ister tabak çevirir, ister uzun süreli ilişki dener, isterse evlenir. Sizin 30 yaş sınırınız erkeklerde yok bayanlar. Doğanın erkeklere bir kıyağı bu.

Şu yazarın dediği gibi :

hey kezban dostum, dur. daha yeni başlıyoruz.
(bkz: sexual market value)

 

Maskülin erkekler, feminen kadınları tercih ediyorlar

Eğer kadınsı, feminen kadınlara değil de erkeksi kadınlara ilgi duyuyorsanız, testosteron seviyenizi bir test ettirmenizi tavsiye edebiliriz. Bilimadamları [1] erkeğin testosteron seviyeleri ile ilgili şunu bulmuşlar :

Erkekler testosteron seviyeleri yüksek iken daha feminen kadın yüzlerine daha güçlü arzu duyuyorlar. Birçok araştırma, kadınların hormon seviyelerinin, kadınların erkekleri arzulayabilirliğini etkilediğini gösteriyor. Ama şimdiye kadar erkeklerin hormon seviyesinin, erkeklerin kadınları arzulaması üzerindeki etkisi üstüne araştırma yapılmamıştı. Bu durumu araştırmak için, erkeklerin feminen ve maskülen kadın ve erkek yüzleri ile ilgili değerlendirmelerini, tükürüklerindeki testosteron seviyeleri ile karşılaştırdık. Erkekler, tükürüklerindeki testosteron seviyesinin yüksek olduğu seansta az olduğu seansa göre daha feminen kadın yüzlerini daha çekici olarak değerlendirdiler.

Araştırmada erkeklere feminen ve maskülen erkek yüzleri de gösterilerek, bu yüzlerin ne kadar çekici olduğunun değerlendirilmesini de istemiş. Erkeklerin diğer erkeklerin çekicilikleri konusundaki değerlendirmeleri ise kadın yüzlerini değerlendirmelerinin aksine testosteron seviyelerinin yüksek ve alçak olmasından etkilenmemiş. Bu da kadın yüzlerini değerlendirmede bir rapor biası olmadığına işaret ediyor.

Erkek maskülinleştikçe, daha feminen kadınları arzuluyor ama feminenleştikçe daha maskülen kadınları arzuluyor (ya da tolere edebiliyor).

Topluca bakıldığında, bu bulgular testosteron seviyesinin erkeğin kadınların yüz hatlarındaki feminenliğe olan ilgisini / arzusunu belirleyen bir faktör. Böylece de daha önce yapılan ve testosteronun erkeğin cinsel uyarıcılara olan ilgisini düzenlediğini gösteren araştırmaları destekliyor.

Siz siz olun, testosteron seviyenizi ciddiye alın ve yukarıda tutmaya gayret edin.

[1]- Men report stronger attraction to femininity in women’s faces when their testosterone levels are high (Erkekler testosteron seviyeleri yüksek iken daha feminen kadın yüzlerine daha güçlü arzu duyuyorlar)

Temel nefes meditasyonu teknikleri

Nefes meditasyonu, Budist meditasyon çeşitlerinin en etkili ve temel tekniklerinden biri. Muhtemelen tüm meditasyon teknikleri içinde de vücuda en yararlı olanı. Nefes üzerine çalıştığımızda sadece ciğerlerimize giren ve çıkan hava ile uğraşmıyoruz, aynı zamanda vücudumuzda dolanan enerji ile de uğraşıyoruz. Eğer nefes meditasyonu tekniği ile bu enerjiye karşı duyarlılık geliştirebilir ve enerjinin vücudunuzda engellenmeden dolaşmasını sağlayabilirseniz, vücudunuzun daha iyi çalışmasına da yardımcı olursunuz.

Nefes meditasyonu nasil yapilir hemen anlatalım. Hatta hemen şimdi birkaç dakika nefes meditasyonu yapalım. Rahat, dik ve dengeli bir şekilde oturun (sırık yutmuş gibi oturmanıza gerek yok, herhangi bir yöne eğilmeden dik durmanız yeterli). Gözlerinizi kapatın ve kendinize şunu söyleyin : “Gerçekten mutlu olayım ve acılardan kendimi özgür kılayım”. Bu siz meditasyona başlamak için garip hatta bencil bir yol gibi gelebilir ama meditasyona böyle başlamanızın iyi bir sebebi var. Öncelikle eğer kendinize mutluluk dileyemiyorsanız, başkaları için samimi olarak mutluluk dileyemezsiniz. Bazılarımızın kendimizin de mutlu olmayı hakettiğimizi kendilerine hatırlatması lazım. Hepimiz mutlu olmayı hakediyoruz ve eğer bilinçli veya bilinçsiz mutlu olmaya hakkınız olmadığına inanıyorsanız, hem kendinizi hem de başkalarını cezalandırmak için güç algılanan yollar ararsınız.

İkincisi, gerçek mutluluğun ne olduğu ve nerede bulunabileceğini de kendinize hatırlatmanız gerekli. Mutluluğu çoktan gitmiş olan geçmişte ya da ne olacağı belli olmayan gelecekte bulamazsınız. Gerçek mutluluğu sadece şimdiki zamanda bulabilirsiniz. Ama şimdiki zamanda bile nereye bakmanız gerektiğini bilmeniz gerekli : mutluluğu sürekli değişken olan hisler, duyular, diğer insanlar ya da sizin dışınızdaki şeylerde ararsanız sonunuz hep hayal kırıklığı olacaktır. Bu şekilde inşaa edilen mutluluk, sürekli heyelan olan bir yamaçta inşaa edilen eve benzer. Gerçek mutluluğu arayacağınız yer kendi içiniz. Meditasyon bu açıdan bir hazine avına benzetilebilir : kendi zihninizde, ölümün bile dokunamayacağı sabit ve değişmeyen bir hazine arayışı.

Bu hazineyi bulmak için araçlara ihtiyacımız var. İlk aracınız şu anda yapmakta olduğunuz şey : kendimiz için iyi dilekte bulunmak. Sonra bu şekilde tüm canlılar için de iyi dilekte bulunmak. Şunu söyleyin kendinize : “Tüm canlılar, kim olurlarsa olsunlar ve geçmişte bana ne yapmış olurlarsa olsunlar, mutluluk bulsunlar. Eğer bu düşünceyi zihninizde yeşertmezseniz ve kafanızdaki garezleri meditasyona taşırsanız, meditasyondan bir yarar sağlayamazsınız. Sadece zihninizi bu şekilde temizledikten ve meselelerinizi meditasyon dışında bıraktıktan sonra, nefesinize odaklanmaya hazır olabilirsiniz.

Şimdi dikkatinizi nefesinize getirin. Birkaç kere derin nefes alıp verin ve vücudunuzda nefes alıp verişinizi en kolay hissettiğiniz ve rahatça zihninizi odaklayabileceğiniz bir nokta bulmaya çalışın. Bu burnunuz, göğsünüz, karnınız ya da herhangi bir nokta olabilir. Dikkatinizi bu noktaya toplayın ve nefes alıp verişinizi bu noktada nasıl hissettiğinizi not edin. Nefesinizi zorlamayın, bırakıp vücudunuz doğal bir şekilde nefes alıp versin. Siz basitçe bu seçtiğiniz noktada nefes alıp verişinizi hissetmeye devam edin ve aklınızı nefes alıp vermekte tutun. Eğer zihniniz başka şeylere kayarsa cessaretiniz kırılmasın. Eğer zihniniz 100 kere başka yere kayarsa, 100 kere zihininizi nefesinize geri getirin. Zihninize ciddi bir işinizin olduğunu gösterin, eninde sonunda zihniniz size itaat edecektir.

Dilerseniz, değişik nefes alıp verme şekillerini deneyin. Eğer uzun uzun nefes alıp vermek daha rahatsa, öyle nefes alın. Eğer öyle değilse, vücudunuz nasıl iyi hissediyorsa, o şekilde nefes alıp verin. Kısa nefes alıp vermeyi, yavaş nefes alıp vermeyi, derin nefes alıp vermeyi, sığ nefes alıp vermeyi deneyebilirsiniz – hangisi şu an rahat hissettiriyorsa …

Seçtiğiniz noktada rahat nefes alıp vermeye başladıktan sonra dikkatinizi nefesin vücudun diğer noktalarında nasıl hissedildiğine odaklanmaya geçin. Önce göbek deliğinizin hemen altındaki noktaya odaklanın ve nefes alıp verin. O noktada nasıl hissettiğinizi gözlemleyin. Eğer hiçbir şey hissetmiyorsanız, hiçbir şey hissetmediğinizin farkına verin ve bunu zihninize kaydedin. Eğer birşey hissediyorsanız, hissettiğiniz şeyin nasıl olduğuna dikkat edin. Nefes alıp verişiniz orada dengesiz mi, bir gerginlik mi var yoksa orayı sıkıyor musunuz gibi … Eğer gerginlik varsa, bunu gevşetmeyi düşünün. Eğer nefesiniz düzensizleşiyorsa, nefesinizi düzeltmeye odaklanın. Sonra dikkatinizi o noktanın sağına kaydırın – karnınızın sağ alt kısmının ortasına … aynı süreci tekrar edin … Sonra dikkatinizi o noktanın soluna kaydırın – karnınızın sol alt kısmının ortasına … aynı süreci tekrar edin … Sonra göbek deliğine … sonra göbek deliğinin sağına … sonra göbek deliğinin soluna … sonra solar plexusa … sonra solar plexusun sağına … sonra solar plexusun soluna … sonra göğsün ortasına .. sonra göğsün ortasının sağına … sonra göğsün ortasının soluna …  sonra boğazınızın ortasına … sonra boğazınızın ortasının sağına … sonra boğazınızın ortasının soluna … sonra yüzünüzün ortasına … sonra yüzünüzün ortasının sağına … sonra soluna … Her noktada birkaç dakika harcayın.

Eğer evde meditasyon yapıyorsanız bu prosesi tüm vücudunuz için yapabilirsiniz – kafanızın üstü, sırtınız, kollarınız, bacaklarınız, elleriniz, parmaklarınız vs … Ama şimdi zaman kısıtlı olduğundan sizden dikkatinizi yukarıdaki noktalardan herhangi birine getirin yine. Dikkatinizi orada odakladıktan sonra yavaş yavaş bilinçliliğinizle tüm vücudunuzu doldurun, kendinizi bir ağın ortasında oturan ve hem kendisini hem de ağı hisseden bir örümcek gibi hayal edin. Farkındalığınızı bu şekilde genişletme pratiği yapın zira farkındalığınız bir noktaya çekilme eğilimindedir. Ve nefesiniz sadece ağzınızdan ve burnunuzdan değil vücudunuzun her noktasında alınıp veriliyormuş gibi düşünün. Bir süre bu şekilde devam edin ve sonra yavaşça meditasyondan çıkın.

İdealizm

Neil Strauss The Game adlı kitabını yazarken, enteresan bir yan başlığı da kitabın sonuna doğru işler. PUA yeteneklerini öğrenen ve daha önce hayallerinde bile göremeyecekleri kadınlarla başarıyı tadan erkeklerin kendi deyimi ile “Sosyal Robot”lara dönüşeceğinden endişelenir. Buradaki fikir önce oyun-suz olan bu gençlerin oyun automatonları haline dönüşmesi, bir senaryoyu papağan gibi tekrarlayarak bunun yanında robot gibi bazı davranışları sergilemesi ve hesaplı ve planlı bir şekilde kadınlara yürümesi.

Korkulan, bu Sosyal Robotların “kendileri olmaması” ve Msystery MEthod, Real Social Dynamics, vb. ile programlanarak başarı elde etmesi ve bu başarı ile daha fazla robotlaşması. Benim bu blogda, SoSuave ve diğer forumlarda deneyimim ise oldukça farklı. Çoğu erkek, kırmızı hap zihniyetine geçiş esnasında inatla “sadece kendin ol ve doğru kadın hayatına girecek” zihniyetine yapışıp kalıyor.

Erkeklerin Kırmızı Hap farkındalığına karşı güçlü direnci, her zaman “numara yapmak” ve ancak sürekli ve daha fazla özel çaba göstermeleri ile kadınlarla belli bir başarı gösterebilecekleri inancıdır. Bu erkekler süresiz olarak olmadıkları biri olmayı istemezler. Bu onlara gerçek görünmez. Ya kadınların sıkı fıkı ilgisine kabul edilmek zorunda olmayı küçümserler ya da “oyunu” sürekli oynamayı imkansız görürler. Hangi şekilde olursa olsun bir kadın tarafından kabul edilebilirlik için değişmek gerekliliğine karşı bir hınç vardır burada. Öyle ya, onların gerçek benlikleri doğru kadın için yeterli olmalıydı.

Bu dinamik, Kırmızı Hap farkındalığını içselleştirme süreci ve oyun hakkında birçok yazı yazdım. Burada değinmek istediğim erkeklerin içlerinde muhafaza ettikleri ve içgüdüsel oyunlarını dayandırdıkları idealizm kökü. Doğrusu, bu Oyun Feminen Zorunluluğun koşullamasının sonucudur ama erkeklerin yapışıp kaldığı idealist aşk kavramı, bu koşullamayı etkili kılan şeydir.

Oyunun Ne?

Daha önce de yazdım, her erkeğin bir Oyunu vardır. Kültürü ve geçmişi ne olursa olsun her erkeğin, kadınların yakın ilgisine ulaşmak için en uygun yaklaşma, etkileşme ve ilerleme adımları konusunda efektif ve en iyi olduğunu düşündükleri bir yöntem vardır. O “oyunun” ne kadar efektif olduğu göreceli bir şey ama herhangi bir erkeğe kız arkadaş edinmenin en iyi yolu nedir diye sorsanız, size kendi Oyununu anlatacaktır.

Mavi hap zihniyetindeki erkekler muhtemelen feminen – öncelikli koşullamanın içselleştirdiği “oyunu” papağan gibi tekrarlayacaktır. Sadece Kendin Ol, kadına saygılı davran, onu objeleştirme, olmadığın biri olmaya çalışma, Feminen Buyruğun etkisinden bi haber Mavi Hap erkeğinden duyacağınız geleneklerden sadece birkaçı.

Bu metodolojideki inançlarının çoğu mavi haplı erkeğin kadınların “eğer beraber olmak istiyorsa bir kadına nasıl davranılması gerektiği” konusunda anlattıklarından çıkardığı sonuçlardır. Mavi Hap zihniyetinin karakterize özelliği, kendisini feminen ile özdeşleştirmesidir ve bu özdeşleşmeye karşı her düşünce yanlıştır.

Biraz derine indiğinizde ise, bu Mavi Hap Oyununun, erkeklerin hipergamik potansiyelini doğru değerlendirme zorunluluğu tarafından dayatıldığını görürsünüz. Kadınların bir erkeğin hipergamik potansiyelini değerlendirmelerine yardımcı olacak her şey, potansiyel olarak onların hipergami amaçlarını optimize edecektir. Sosyal kanıt (social proof) ya da önseçilim (pre-selection) erkeğin değerini kadına gösteren bilinçaltı kısa yollarıdır. Erkeklerin “samimiyeti” üzerine kurulu Mavi Hap Oyununun amacı da aşağı yukarı aynıdır – hipergamik değerlendirmeyi daha iyi yapmak. Erkekleri kim ve ne olduklarını açık açık göstermeye koşullandırırsanız, sadece kendileri olmalarını sağlarsanız, onların hipergami gözünde değerini kolayca ölçebilirsiniz.

Burası, çoğu Mavi Hap erkeğinin oyunlarında çuvalladığı yerdir; kim oldukları gizemli değildir, hürmet ve saygıları değersizdir zira çok yaygındır ve onun “sadece ne olduğu”, kadının oyunu beraber oynamak istediği karakter değildir.

Yani en iyi Mavi Hap koşullarında bile, bir erkek feminen tarafından en çok kabul göreceğine inandığı şeyi oynamaktadır. Onun samimiyeti, feminen ile en iyi özdeşleşendir. Mavi Hap / Beta Oyunu aslında sosyal robotlaşmanın çok daha sinsi versiyonudur; senaryo içselleştirilmiş ve oyun erkeğin kendisi olmuştur. Ama şunu da not etmek lazım ki bu samimiyetin kökleri hala erkeğin karşılıklı ve idealist aşk konseptindedir.

Aşk ve Savaş yazısından :

Rahatlamak istiyoruz. Açık ve dürüst olmak istiyoruz. İçinde mücadelenin olmadığı, güç kazandığımız ve dinlendiğimiz güvenli bir cennet istiyoruz. Her zaman tetikte olmamak istiyoruz. Tek istediğimiz bizim temel ve insani ihtiyaçlarımızı anlayan ve bizden esirgemeyen biri ile beraber olmak. Kavgayı be oyunu bir süre de olsa durdurmak.

Buna sahip olmak istiyoruz, bunu çok istiyoruz.

Ama eğer sahip olursak, bir süre sonra bu elimizden kaçıp gidecektir.

Performans Yükü yazısında, erkeğin feminen tarafından kabul görmek için performans göstermesi gerektiğini ele almış ve erkeğin idealist aşkının koşulsuz sevgi merkezinde değil, kadınların hipergami dürtüsünün dayattığı fırsatçı performans isteklerinden azat edilme merkezinde odaklandığını anlatmıştık. Yukarıdaki alıntı, idealist aşkın nasıl da kadının aşkı ve kabulü için performansa gerek duymadan, sığınabileceğin bir liman olması hayali üzerinde kurulduğunu özetliyor.

Tabii burada problem, performans beklentisiz aşkın olabileceği beklentisidir, ama erkeğin idealist doğası hala böyle bir durumun varolabileceğine inanır. Sosyal ölçekte Feminen Buyruk, bu idealde çıkarına kullanabileceği bir yan görür ve hem kadının hem de erkeğin bu tür bir idealize aşk kavramına inanmasını teşvik eder. Ve erkekler, kadın ile erkeğin aşk perspektiflerinin farklılığını bilmeden, kadınların yapabilecek kapasitesi olduğuna inandığı bir aşka inanır. Erkekler hala çok çalışır, imparatorluklar kurar ve servetler edinir, o cennetvari performans beklemeden ömür boyu sığınabilecekleri aşkı kazanmak için.

Fırsatçılık ve İdealizm Evliliği

İki hafta önce yorumlar bölümünde George Weeks tarafından çelişkili olduğuna inandığı bir söylemimi açıklamaya davet edildim : erkeğin idealist aşk kavramının, kadının fırsatçı aşk kavramı ile ortakyaşar (simbiotik) ilişki içinde olduğu.  Bu otistik dikkat çekme çabasına sizi maruz bırakmayacağım ama yine de kadınların ve erkeklerin ayrı, amaca yönelik aşk kavramlarını geliştirmelerine dair açıklamak hissetiğim birkaç noktaya değindi.

Cinslerarası Hiyararşi yazısından :

Bu serinin başlangıcında erkeklerin ve kadınların aşka yaklaşımının sonuçta birbirini tamamladığından bahsetmiştim, bu son modelde bu ikisinin nasıl sarmaş dolaş olduğunu görebiliriz. Bu aşamada biraz garip görünebilir ama sosyal etkiler bu geleneksel tamamlayıcıları dengesizleştirdiğinde, bunların nasıl bir araya geldiğini görürüz.

Bir kadının fırsatçı aşkı bir çiftin ilişkisinin temel paradigması olduğunda, ilişki ve aile artık o kadının hipergamisini optimize etme dürtüsünün dayattığı fırsatçılığın insafındadır. Tam tersi bir erkeğin idealist aşkı dominant çerçeve olduğunda (geleneksel modelde olduğu gibi) kadının fırsatçı aksi taktirde aileyi dengesizleştirip yıkacak karşı bariyer olur.

Heartiste’den:

7. Ev işleri, para, seks ve romantizm konusundaki tartışmalar en çok, kadının kararları verdiği evliliklerde var. Kadının karar verme statüsü, evlilikten memnuniyetsizlik konusunda kadının para kazanma statüsünden daha fazla etkili. Kadınlar evlilikte daha fazla para kazanan kişi olmayı tolere edebilirleken, ilişkide lider olmaktan tiksiniyorlar.

8. Eve ekmek getiren kadınların kocaları ile kavga etme sıklığı, kadının karar vericiliği düştükçe azalıyor. Erkekler için ders : onun iş dışı hayatında dominant güç siz olduğunuz sürece sizden fazla kazanan bir kadınla mutlu bir birliktelik yürütebilirsiniz. Ya da : OYUN EVLİLİK KURTARIR.

Kadının aşk konsepti dominant olduğunda, o ilişki onun fırsatçılığı ve hipergamisinin optimizasyonu amacı ile yönetilecektir. En sonunda arzu edilen geleneksel aşk hiyerarşisi, dominant bir erkeğin yönettiği ve karar verdiği ilişkidir.

George’un kafa karışıklığının temeli de tam burası. Hipergaminin kadını ittiği fırsatçılıkta, erkeğin idealist aşk konsepti onun samimiyet isteğinden ve bunun gerçek olabileceğine inancından kaynaklanır. Erkeğin idealizminin ondan beklenen performans yükünün uzantısı olduğunu iddia edeceğim. Kadınları zihinsel odağına alan Beta perspektifinden, bu yük adil olmayan bir boyunduruktur; zorla boyna geçirilen ve idealinde oyunu değiştirebilse kurtulması gereken. Kendini zihinsel odağı halinde tutan Alfa için ise bu boyundurluk üstesinden gelmesi gereken ve kendisini güçlendirmek için bir fırsat olan bir meydan okumadır. Ama sonuçta ikisi de, bu yükün temsil ettiğinden idealistik olarak daha fazlası olan bir sonuç beklerler.

Böylece erkeğin idealizmi onun güç kaynağı da olabilir, en büyük zayıflığı da. Ve dizginsiz Hipergami fırsatçılığı kadınların erkeklere uyguladığı en kötü kıyımların sebebi olduğundan, Hipergami insan ırkının içinde evrimleştiği taslaktır. Hipergami ne iyi ne de kötüdür, nasıl ele alındığı ve uygulandığına göre iyi veya kötü olur.

Erkeklerin idealist aşk konsepti, kadınların fırsatçı aşk konseptine karşı bir savunmadır. İdealizm Beta zihin yapısından ifade edildiğinde, kadının fırsatçılığı ona egemen olur ve onu zayıflatır. Ama Alfa zihin yapısından ifade edildiğinde, kadının fırsatçılığını ilişki lehine altına alır.

Şartlanmış İdealizm

Blue Valentine filmini örnek olarak kullanırsak, erkek ilişkideki tüm otoritesini ve hırslarını, karısının fırsatçılığının eline teslim etmektedir. Erkek idealist bir şekilde “aslolan tek şey aşk” inancındadır ve kadını mutlu etmekten daha fazla da bir ihtirası yoktur ve “sadece kendisi olmaktadır“. Çünkü şartlanması bunun yeterli olacağını öğretmiştir.  Erkeğin Beta şartlanması onun bariz performanssızlığına rağmen karısının onun idealist aşk konseptini paylaşacağına inandırmıştır. Sonuçta kadın bu sebeple erkeği hor görür. İlişkide bilfiil lider kadındır ve erkek egemenlik altında bir birey olmaya (bakılması gereken bir çocuk daha) kayar.

Şimdi bir erkeğin Alfanı niyetli idealizmi, onu daha yüksek ihtiraslara ulaştırdığında ve kendi aşk konseptini dominant çerçeve haline getirdiğinde, ve kendisini kendinin zihinsel odağı yaptığında, bunun onu nasıl geleneksel modele götüreceğini görebiliriz. Erkeğin idealizmi bu durumda o nasıl uygun görürse ve uygularsa, öyle uygulanır.

Erkeğin idealist aşk konsepti, sünepe bir Beta zihniyetinden uygulandığında, bir erkeğin en kötü zayıflatıcısı olabilir. Bu idealizm onun yapılan yatırımın kadınca paylaşılıp, karşılığının verileceği beklentisi ile kendini gösterdiğinde, erkeği ezer geçer. Bu ezici bir şekilde bugünkü feminize sosyal öncelikli kültür çerçevesinde idealizmin ifade ediliş biçimidir.

Alfa perspektifinden ise bu idealizm bir Betayı parça parça edebilecek aynı feminen fırsatçılığa karşı bir settir.

Bir zamanlar erkeklerin idealist aşk konseptinin fırsatçı (hipergami merkezli) aşk konseptine göre üstün görülür ve saygı duyulurdu. Bu sosyal kontrol ile ilgili Kötü davranışlar sergileyen kadınlar yazısında değindim.

Bu işin eski okul kitaplarında, (arzu edilirliği olmasa bile) erkeğin çekiciliği onun sağlayıcı rolüne bağlı idi ve erkeğin idealist aşkı cinsler arası ilişkiyi belirlerdi. Centilmenlik, romantizm, geleneksel aşk hiyerarşisi vardı. Ama bunlar eski okul fikirleri, ve ben erkekler gerçek romantiklerdir derken bu aşk-idealizminden bahsediyordum.

Bir zamanlar erkeklerin idealist aşk konseptlerinin onları başarıların doruklarına zorladığı ve bunun sosyal erdem olarak kabul edilip takdir gördüğü zamanlar vardı. Ovid, Shakespeare ve Beatles bu idealizm erkekleri ve toplumu yöneten güç olmasa idi böyle ikonlar olamazlardı. Aynı şekilde kadınların fırsatçı, hipergami-tabanlı aşk konseptleri, aşırı uçlarda acımasız olsa da, hem erkeğin idealist aşkının itici gücü hem de cinsel seçilim için filtre görevi görürdü.

Yeni okul kuralları altında, yani feminen merkezli sosyal düzende, erkek idealizminin gücü, aşk onuru ve bütünlük Feminen Buyruğa hizmet eder hale geldi. Erkeğin idealist aşkı eğer kadının da aynı aşkı paylaştığına inanırsa onun güçsüzlüğü olur. Feminen ile özdeşleşerek feminen olmuş erkek nesilleri ile olan budur. Bunlar kadınlarla erkeklerin aynı olduğunu sanan eşitlikçi yalana inanmış erkek nesilleri. Bu açıdan iki cins de aynı idealist aşk konseptine sahip olmalı ve bu da erkeklerin idealist aşklarının tek başına karşılık bulacağı yanılgısına neden oluyor. Bu da onların kullanılmasına ve kendi kendilerine zarar vermelerine olanak sağlıyor.

Bir erkeğin idealizmi, kadının fırsatçı çerçevesine girip de hala ikisini de aynı aşk konseptine inanması ile onun zayıflığı haline gelir.

Çeviri : İdealism

Rollo Tomassi : Kırmızı Hap camiasının en önemli figürlerinden biri olan Rollo Tomassi'nin The Rational Male kitabı her erkeğin okuması gereken başucu eseri. Oldukça popüler olan The Rational Male bloğunun da sahibi de olan Rollo, The Rational Male - Preventive Medicine (Volume 2) ve The Rational Male - Positive Masculinity: Positive Masculinity (Volume 3) adlı kitapları ile ilk kitabındaki fikirleri daha da geliştirdi. Rollo Tomassi'yi burada Rollo Tomassi etiketinde de takip edebilirsiniz.

Kırmızı hap ve pratiği soruları

Hexa İlişki Yatırımı yazısına şu yorumu bırakmış :

Bu siteyi buldum ve içerikler epey hoşuma gitti. Çoğu ilişki propagandasından daha rasyonel, ayakları yere basar buldum. Benim merak ettiğim, bu yazılanları sadece çevirip koyuyor musun, yoksa kendi yorumun da var mı? Yani kişisel olarak bu felsefeyi yaşıyor musun? Ne kadar işe yarıyor, teoriden öte şahsen yaşamışlığın ve uygulamışlığın var mı? Önceden nasıldın, şimdi nasıl, doyuma ve refaha erdin mi? İlişkiler konusunda birçok öğüt genelde teoride güzel şeyler vaat eden- pratikte pek geçerli olmayan şeyler. Mesela Red Pill konusunda uzman birinin, bu yöntemin bilimsel açıdan geçerli olduğunu vurgulaması için epey örnek üzerinde deneyim yaşamış-gözlem yapmış olması gerekir, yani senin en az 50 civarında bir kadınla birlikte olup bir o kadar da üçüncü şahıs olarak gözlemde bulunman gerekir. 5-10 kadın üzerinde tutabilir ama bu onun gerçek olduğunu kesinlemez. Deney evreni ne kadar büyükse o kadar isabetli sonuçlar alınır. Senin deney evreninin boyutunu sormak istiyorum. Saygılar.

Sorular güzel o nedenle bir yazıyla yanıtlamak istedim.

Benim merak ettiğim, bu yazılanları sadece çevirip koyuyor musun, yoksa kendi yorumun da var mı?

Çeviri yazıların hemen hepsi, çeviri için gerekli yorum kadarı hariç yorumsuz. Bu sitede olmaları tabii ki genel olarak fikirlerimize paralel olması ama her yazının her bölümüne katılıyoruz diyemeyiz. Çeviri olmayan yazılarımız da var (çeviri olanları çoğunlukla belirtiyoruz) ama şu an önemli bulduğumuz kırmızı hap yazılarını çevirme işine öncelik verdiğimizden, kendi yazılarımıza daha az zaman ayırabiliyoruz. Aklımızdaki temel liste çevrildikten sonra, bizim tecrübelerimize göre kendi yazılarımızın sayısı artacak.

Yani kişisel olarak bu felsefeyi yaşıyor musun? Ne kadar işe yarıyor, teoriden öte şahsen yaşamışlığın ve uygulamışlığın var mı?

Evet, kişisel olarak şahsen yaşıyor ve uyguluyoruz. Kırmızı Hap sonucu genelde insanlar 3 yola giriyor : (a) MGTOW ki hızla yaygınlaşan yol, (b) risklerini bilerek ve Disney masallarından arınmış bir uzun süreli ilişki / evlilik ki erkeğin yaşına bağlı olarak uygunluğu artan bir yol ve (c) tabak çevirmek. Biz bloğun 2 yazarı tabak çeviriyoruz.

Önceden nasıldın, şimdi nasıl, doyuma ve refaha erdin mi?

Kendimi ele alırsam : Bu kavram ile daha camia ve kırmızı hap yokken çok uzun yıllar önce tanıştım. Bir adet oneitis / sadece kendin ol / ilişki yatırımı temelli ve aylarca seks yapamayan tipik bir betaydım. Zamanla bir yerlerde  yanlış yaptığımı anlayıp sorun ve çözüm nedir diye araştırma yaparken Michael W. adlı bir PUA’nın bloguna rastladım. Diğerlerinin aksine bu adam işin içine baştan evrimsel psikoloji katıyordu. Tüm bloğu bir haftada hatmettikten sonra ise gittim 45 USD verip e-kitabını aldım. Hayatımda aldığım ilk ve tek e-kitaptır. Kitabın adı da evlere şenlik : “The Dating Wizard : Secrets to Sucess with Women”. Neyse, kitabı bir oturuşta okudum ve bittiğinde hemen iki şey oldu (1) o anki oneitis bitti ve hayatımda bir daha hiç oneitis olmadı (2) depresyonum geçti. Hemen spor salonuna yazıldım, gardrobu yeniledim ve reddedilme korkusuna rağmen kızlara yürümeye başladım. O zaman siberalemi ve yoncayı keşfetmemiştim ve başka da online mecra yoktu. Geçmişte elde olan tek sahada, sokakta ve barlarda kızlara yürümeye başladım. Kısa bir yeni başlayan cehenneminden sonra ise düzenli seks yapmaya başladım.

Aslında bu olaya “bende zaten malzeme iyiymiş” ya da “ben zaten hazırmışım” diyebilirdim. Ama bu e-kitabı 3 kişiye daha verdim. 3’ü de birden değişti. Bunlardan biri müzmin abaza iken bir sene içinde kadın avcısı bir playboya dönüştü ve hala da evlenmedi, öyle yaşıyor. Hit countu yüzlerle ifade ediliyordur muhtemelen. İşin ilginci bu materyal artık bayağı eski olmasına rağmen (2003) Şubat 2017’de genç bir elemana verdim ve adam da 3 aya kız avcısı oldu. 2 senedir kız arkadaşı olmayan herif Temmuz 2017’de sabah tabak 1’in yatağından “canım sen uyu ben bir spor yapayım ve sonra brunch yaparız” diye kalkıp tabak 2’nin evine kahvaltı ve sekse gidip sonra tabak 1’e bruncha dönen biri oldu.

Fakat bunlar PUA işleri. Kafa hala az çok mavi hap. Bolluk sayesinde çoğunlukla kurtarıyorum ama arada mavi hap tuzağına düşüyorum. Mavi haplı bir şekilde çok yanlış bir kadınla evlendim ve çocukla beraber betalaştım. Daha önce Roosh ve Roissieyi biliyordum ama nedense Rollo ile geç tanıştım. Büyük resmi ise çoğu gibi ben de Skepticonun the redpill yazılarından reddit grubunu keşfederek gördüm.

Bugün boşanmış bir erkek olarak ayda bir yeni bir kadınla yatıyorum. Buna tabak çevirmek diyorum ama kızlar o kadar kısa süreli ki aslında çok azı birbirine denk geliyor. Seksten oldukça zevk alıyorum, kadınların da zevk aldığını ve benden bunu talep ettiklerini biliyorum ama eğer mavi haplı olsa idim bugün muhtemelen hem bu yaşadığım “kaka hayatı” kendim kaka bulduğum için yaşamazdım hem de muhtemelen yalnız bir ihtiyar olarak yaşamamak için ikinci evlilik belasını başıma sarmak üzere zaman ve kaynaklarımın önemli bir kısmını 30unu iyice aşmış bir hatuna adıyor halde olurdum. Yok pardon, mavi haplı olsa idim bugün muhtemelen hala aynı cehennem evlilikte acı çeken bir kayıp ruhtum.

İlişkiler konusunda birçok öğüt genelde teoride güzel şeyler vaat eden- pratikte pek geçerli olmayan şeyler.

Kırmızı hap öğretisi de mavi hap öğretisi gibi bir yol haritası. Benim şahsi gözlemim ve fikrime göre kırmızı hap, mavi hapa göre çok daha iyi bir harita. Zira ikisinin de hedef aynı gibi ama mavi hap seni alıp saray görünümlü bir barakaya tıkıyor. Mavi hapın tek esprisi, toplumca kabul edilen, kolay ve kestirme bir yol çizerken, kırmızı hap daha az kabul gören ve çetrefilli bir yol çiziyor. Ama kırmızı hapın çıktığı yer, vaadettiğine daha yakın ve daha mutlu olunabilecek bir hedef. Bir tehlike de mavi hapın artık gittikçe erkek aleyhine olan bir hedefe sürüklemesi.

Teori güzel ama işe yaraması için uygulamak lazım. Tamam harita iyi de, haritayı istersen hayat boyu koy masaya çalış, yürümeden hiçbir yere gidemezsin. Ben bir konuda aynı fikirdeyim seninle : teoriyi okuyanların önemli bir kısmı, kriter seks yapmak ise başarıya ulaşamıyor. Sebebi de yolu yürümemeleri. Ya da tam yürümemeleri. Bir erkek istediği kadar kırmızı hap zihniyeti kazansın, istediği kadar işini ve vücudunu geliştirsin, reddedilme korkusunu aşıp eğer dışarı çıkıp kadınlara yürümüyorsa (ki çoğu erkek bunu yapmıyor) evet öğreti / teori güzel de pratikte işe yaramıyor maalesef. Öyle en fazla kadınların ayak paspası olmaktan kurtulursun (ki fena da bir sonuç değil) ama seks konusunda başarılı olman kolay değil. Hatta ortalama bir beta klasik olarak ayak paspası olacağı kadınla evleneceği ve görece düzenli seks yapacağı için, kırmızı hap bir erkek için daha az seks anlamına bile gelebilir.

Ama şunu da söyleyeyim, bunu son adımına kadar (reddedilme korkusuna göğüs gererek) sabırla yürüyen ve belli bir başarı elde etmeyen birini de görmedim. Sabırla diyorum zira bu geçiş döneminin başında yeni başlayan cehennemi denilen bir evre var. Beta hayatında yılda bir hatuna yürüyen ve böylece de sadece yılda bir kere reddedilen erkek, ayda 10 hatuna yürüyüp 10 kere reddedilince haliyle “amk bu ne lan, ben omegalığın taçsız kralıymışım, kırmızı hap çalışmıyor ya da çalışsa bile ben umutsuz vakayım” diye düşünüyor. Bir de tabii şu var :

İlk başta davranışların çok beta olacağınızdan ciddi anlamda beginner’s hell (yeni başlayan cehennemi) yaşayacaksın. Yani çoğu yürümeden iş çıkmayacak hatta bazen ciddi şekilde aşağılanarak reddedileceksin. Bunun sebebi beta utandırma (beta shaming) kavramıdır. Alfa davranışlar gösteren bir adamın olumlu karşılanacağı şeylerin, beta davranışlı biri söylediğinde ciddi tepki çekmesidir. Kişisel algılamayın. Burada matrix, hep fişte olmasını beklediği pil adamın fişten çekilme çalışmalarına, kadının suretinde karşı  koymaktadır. Yılmayın.

Mesela Red Pill konusunda uzman birinin, bu yöntemin bilimsel açıdan geçerli olduğunu vurgulaması için epey örnek üzerinde deneyim yaşamış-gözlem yapmış olması gerekir, yani senin en az 50 civarında bir kadınla birlikte olup bir o kadar da üçüncü şahıs olarak gözlemde bulunman gerekir.

İstatistik ilmine göre örnek sayısı en az 50 olmalı değil mi? 🙂 Ben sanırım senin rakamlara ulaştım. Paralı askerleri saymazsan 50yi geçmişimdir (maalesef toplamda 10 sene süren bir uzun süreli ilişki ve elimden geldiğince sadık olduğum bir evlilik yaşadığımdan sayıyı 100e çıkaramadım). Bir o kadar da üçüncü şahısta gözlemledim diyebilirim. Bu dinamiği aslında sürekli gözlemleyen biriyim.

Fakat şu uyarıyı da vereyim : Bizim çevremiz Türkiye standartlarında iyi kazanan ve ortanın üstü bir çevre. Sonuçta oldukça seküler bir büyük şehir ortamındayız. Her sosyo-ekonomik sınıfta işe yarayacağını yabancı kaynaklardan varsayabiliyoruz ama kendimizin bu tip gözlemi kısıtlı.

Şimdi bitirirken kendi kafamda olan ama hakkında bilimsel bir veri olmayan bir teoriyi paylaşalım. Dediğim gibi bunu biraz zihin egzersizi olarak paylaşıyorum, “belge göster” dersen öyle birşey yok elimde.

Bence erkeklerin doğal alfa – beta – omega dağılımı, normal dağılım. Yani kabaca doğal alfa ve doğal omega azınlık uçlar ve ortadaki yığın beta. Betaların alfa tarafındaki yarısı hayat boyu 5- 6 seks partneri ortalamasının üstünde, omega tarafına yakın kısmı ise altında. Bu durumda :

  1. İnsanların doğal hallerinde doğal alfaların tamamı (top 5 – 10 civarı) ve alfa tarafındaki betalar, toplam tepe yüzde 20 erkek grubu, hatunların büyük çoğunluğunca arzulanan erkek kitlesi.
  2. Klasik ve geleneksel toplumda her betaya bir eş sistemi var. Bu sistem eski bayağı. Muhtemelen bir ara erkeklerin 17’de 1’inin tüm hatunları kapadığı çılgın bir dönemden sonra doğal 80 – 20 dürtüsünü bastırılarak çalışan sistem 5000 yaşında olmalı.
  3. Şimdi ise özellikle Batı merkezli, üçüncü dalga feminizm gazlı, endişe verici bir dönüşüm yaşanıyor. Buna genelde eskiye (avcı – toplayıcı toplumun 20 – 80 oranına) dönüş diyorlar ama bence durum daha vahim. Feminizasyon ve erkeklerin “aşk”, “hayatımın kadını”, “kendim olursam hayatıma girecek doğru insan”, “Disney Masalları”, “sensiz yaşayamam” propogandaya 40 yıldır maruz kalması ile Betaların çoğunluğu Omega tarafına kayarken, omega sayısı hızla artıyor. Kırmızı hap işte bu büyük sosyal mühendisliğe bir tepki aynı zamanda. Bu açıdan kırmızı hap sadece kişisel gelişimden ziyade ana akımın saldırdığı bir tehlike olmaya başladı. Daha yeni CNN saldırdı yine.

NOT : Yukarıda bahsettiğim The Dating Wizard kitabı pualib’de bedava. İngilizceniz varsa okumanızı tavsiye ederim. Kırmızı hap öncesi ve oldukça erken dönem olsa da hala yararlı bilgiler var. Türkçesi ise burada : İlişki Sihirbazı – Kadınlarla Başarının Sırları

İlişki yatırımı

Hipergaminin umrunda değil yazısını yazmaya başladığımda, bunun hipergaminin şeytanlıklarına ateş püskürmek şeklinde bir yazı olacağının farkında idim.

O yazıyı yazma fikri, erkeklerin nasıl terk edildiklerine inanamamaları ile ilgili yazdıklarını okuduktan sonra ortaya çıktı. Erkekler bütün o duygusal, finansal, zamansal, ailesel, fiziksel, vs. yatırımlarının takdir edilerek, hipergamiye karşı bir koruma sağlayacağını düşünüyorlardı. Böyle şok içinde kalıp olanlara inanamamalarının nedeni ise, kadınların akılcı düşünerek, kendilerini bırakıp başkasına varmadan önce bütün yatırımlarını, kişisel güçlerini, kadının hayatında harcadıkları zamanı göz önüne alacaklarını düşünmeleri. Kadının hipergami dürtüsüne karşı bu tür erdemleri göz önüne alacağına inanıyorlardı.

Erkekler için bu mantıklı görünen bir fikir. Bütün o yatırımları, onların gözünde, ilişki yatırımı şeklinde biriken birşey. Bu nedenle bir erkek için bütün o yatırımın, kadının hipergami dürtüsüne hitap eden yeterince iyi bir olasılık çıktığında beş para etmeyeceğini düşünmek çok zor.

Kadınlar şimdiki erkeklerini bırakıp daha iyisine varmadan bu yatırımı hiç göz önüne almazlar demiyorum. Ama kadınların burada işleyen temel dürtüsü her zaman hipergamidir. Kadınlar tabii ki hipergami dürtüsünü sadakat adına kontrol altında tutabilirler, biz nasıl önümüze gelene kayma dürtüsünü aynı şekilde kontrol altında tutabiliyorsak. Ama her zaman bilmeniz gereken şey, burada kararını verirken kadının, sizin ilişki yatırımı dediğiniz şeyi mantıklı bir şekilde göz önüne almıyor olması.

Friendzone’daki sabırlı uydu erkeğin, Mr. İyi Çocuk, bir kadına onca yatırım yapmasından sonra hatunun gidip bir kötü çocukla yatmasının ardından duyduğu öfke, tam da bu dinamik nedeniyle. Burada kadın elemanın ilişki yatırımı dediği şeyi kafasında tartarak karar vermiyor. Tam tersi, kadın zerre kadar yatırımı olmayan kötü çocukla yatarak iyi çocuğa, ilişki yatırımı sanılan şeyin hiçbir değeri olmadığını ispatlıyor. İyi çocuğun anlamadığı şu : ilişki yatırımı, hipergaminin umrunda değil.

Bu gerçeği kabul etmek birçok erkek için zor zira hipergaminin nasıl çalıştığını bikmek, onların kendilerini adadıkları ya da adamayı düşündükleri kadınlar varolduğunu düşündükleri ilişki yatırımını tamamen değersiz kılıyor. Erkeklerin ilişki yatırımını değeri olan birşey sanması, arzunun pazarlık edilebilir birşey olduğu ve bunun geçerli bir ilişki garantisi olduğu zihniyetinden gelir. Çoğu evlilik danışmanlığının bir işe yaramamasının sebebi de budur – bu kurumun varsayımı, gerçek arzunun pazarlık edilerek alınabileceğidir.

Rasyonel Kadın

Aunt Giggles yakın zamanda Beta erkeğe övgüler düzen, pofuduk bir Alfa uydurması yazdı (one göre tabii ki betalar gerçek Alfalar ama sadece dişleri yok, oturarak işiyorlar ve kızlarla ilgili sadece tatlı şeyler görüyorlar).  Kendi başına kötü bir liste değil ama hatunun Alfa tanımı doğru zamanda düğmeye basar basmaz Sterling Grey’e dönüşen bir George Costanza. Soylu bir deneme ama yazının işe yaramaz olmasının nedeni, kadınların bilinçli ve rasyonel bir şekilde, uzun süreli sağlayıcı olan beta erkekleri eş olarak seçeceğine dair Aunt Giggles’ın varsayımı (umudu).

Kinaye bir tarafa, Giggles daha iyi bir beta isteğinde hala iki yanlış inanışa sahip. Birini yukarıda söyledik. Bilinçaltı beynin hipergami dürtüsünün, rasyonel ve bilinçüstü karar verme mekanizması ile ekarte edilebileceği ve kadınların kime bacaklarını açıp, kiminle evleneceğine bu şekilde karar verebileceği umudu. Giggles o kararı vereli 28 yıl olmuş, ama o zamandan beri kadınların bu kararında hipergaminin etkisi konusunda pek birşey değişmedi. Giggles’ın hatası, sağlıklı ilişkinin sokakta “mecburi arzu” olarak da bilinen pazarlıkla elde edilen arzu ile sağlanabileceği.

Giggles’ın ikinci hatası da ilişki yatırımının kadının hipergami dürtüsünü bastırarak, beta erkekler hayat boyu ilişki içinde olmasını sağlayacağı. Dediğim gibi, ilişki yatırımı hipergaminin umrunda değil. Eğer bu kadının karar verme sürecinde göz önüne alınsa bile, en fazla hipergami dürtüsü ile ortaya çıkan riski tartmak için. Bazen risk bir evlilik teklifini kabul edip etmeme kararı verme ile ilgili bazen de başka bir erkeğin şu an birlikte olduğu beta sağlayıcıya göre daha iyi bir genetik materyal sunması ile ilgili ama iki durumda da asıl hareket noktası hipergami.

Rasyonel Erkek

Burada erkekleri denklemin dışında tutuyorum sanmayın. Tehdit yazısında detaylamıştım, erkekler cinsel pazar değerlerinin (CPD) farkına varmaya başladıkça, bir kadınla uzun süreli ilişki potansiyelini daha iyi değerlendirecek kapasiteye ulaşır. Bu modelin problemi şu : şu hali ile erkeklerin kadınlar için uzun süreli değerlerini anlamaya yeni yeni başladıkları zaman (30 yaş civarı), tam olarak kadınların duvara toslamak üzere olduğu ve kendi CPDlerinin farkına varmadan erkekleri uzun süreli ilişkiye kapadıkları zamanla aynı. 20li yaşlarını biyolojik dürtülerini takip ederek kız peşinde koşarak geçiren ve bu konuda değişik derecelerde başarılı olan erkekler tecrübelerinden, kadınların anlaşılmaz ve kararsız yaratıkları olduklarını öğrenirler. Bu nedenle 29una gelen betanın birden bire “ayakları yere basan” ve gerçekten aile ve sevgi ile gerçekten ilgilenen bir kadınla karşılaşıvermesi, ona yepyeni bir heyecan verir. Onun geçmişi, doğası, hatta yalnız anne olması bile böyle “az bulunur ve değerli bir mücevhere” rastlamış olmanın sarhoşluğu ile affedilir.

Manosphere’de kadınları potansiyel eş olup olmadıkları konusunda değerlendiren yeni bir beyaz sövalye sürüsü türedi. Bu erdem gibi görünüyor. İyi çocuk kartını oynayan seri tek-eşli insan evladı için, kendi titiz standartlarına uyan veya uymayan kadınları değerlendirecek tecrübe ve sağlamlığa sahip olma fikri oldukça tatmin edici. Fakat bu yeni bir tür beta oyunu : “kızlar bakın, ben görmüş, geçirmiş biriyim ve eğer bakire değilseniz veya evde ekmek yapmayı bilmiyorsanız sizi pas geçiyorum”. Bu özdeşleştirme oyununun daha iyi bir versiyonundan başka birşey değil zira sonuçta İyi Çocuğumuzun yapmaya çalıştığı hala kafasındaki ideal kadının kendisinden yapmasını beklediği şey – onun karakterini iyi değerlendirmek.

Bunu henüz bilmiyorsanız şimdi hemen öğrenin : insanlık tarihinde ben de dahil hiçbir erkek, evlendiği kadın ile ilgili tam ve doğru bir araştırma yapmadı. Hele hele 30 yaşından önce ya da bir iki uzun süreli ilişkiden sonra evlenen hiçbir erkek bunu yapamaz. Hayat boyu eş olan lise aşkı diye birşey yok değil ama hiçbir erkek “hayatının aşkı”nın zaman içinde nasıl değişeceğini bilemez.

Bana inanmıyorsanız ikinci kez boşanan elemanlara sorun. Nasıl da bütün o geçmiş deneyimlerden ders alarak bu sefer doğru kadını seçmişlerdi! Şunu aklınızdan çıkarmayın, siz iyi bir evlilik ya da uzun süreli ilişki bulmazsınız, iyi bir evlilik ya da uzun süreli ilişki yaratırsınız. Sizin küçük, tatlı, saf ve gözü açılmamış İyi Kız içinde, en az dün gece düzdüğünüz klüp kevaşesi kadar hipergami barındırıyor. Farklı kızlar, farklı bağlamlar ama aynı hipergami. İyi bir temel atabileceğiniz kızı anlayacak deneyiminiz olabilir ama sonuçta kendi evliliğinizi / uzun süreli ilişkinizi kendi gücünüz üzerine inşaa edecek ve gerektiğinde bozacak olan sizsiniz – prefabrik evlilik diye birşey yoktur.

Çeviri : Relational Equity

Rollo Tomassi : Kırmızı Hap camiasının en önemli figürlerinden biri olan Rollo Tomassi'nin The Rational Male kitabı her erkeğin okuması gereken başucu eseri. Oldukça popüler olan The Rational Male bloğunun da sahibi de olan Rollo, The Rational Male - Preventive Medicine (Volume 2) ve The Rational Male - Positive Masculinity: Positive Masculinity (Volume 3) adlı kitapları ile ilk kitabındaki fikirleri daha da geliştirdi. Rollo Tomassi'yi burada Rollo Tomassi etiketinde de takip edebilirsiniz.

Yaşlı ve yalnız adam miti

Yalnızlık, iyileştirilmesi gereken bir hastalık mı? Eğer erkekler bunun böyle olduğuna inandırılırsa, bundan elde edilebilecek karı ve bununla erkekleri istenen şekilde kontrol etme potansiyelini düşünün. Bir erkek için gerçek test, yalnız başına iken kendisini nasıl idare ettiğidir. Çok az erkek yalnız olmayı ve bu sayede de gerçek bağımsızlığı ve kendine yeterliliği öğrenmeyi göze alır. Erkeklerin çoğu (yani betalar), özellikle batılı toplumlarda, anne kucağından karısının koluna geçer, arada pek fazla boşluk olmadan.  Çoğunlukla feminen zorunluluğa abone olmuşlardır, seri tek-eşli olarak evlenene kadar bir uzun süreli ilişkiden diğerine geçerler ve bir yetişkin gibi hareket etme ve olgunlaşma fırsatı bulamazlar.

Yalnız kalma korkusu, modern batılı romantizmde tamamen aşırı abartılmıştır. “Hiç aşık olmamış yaşlı ve yalnız erkek” olma korkusu bu çağın bu çağın “yaşlı kızkurusu” mitidir. Ama bizim yeni “AFC nesli” erkeklerin (ki pratikte kadınlardır), feminize cinsel rol değişiminin gereği olarak bu boktan yalanla beyinleri yıkanmıştır ve inanmayanlar ise utandırma taktikleri ile hizaya getirilirler.

Çoğu AFC, feminize olmuş erkek, “yalnız ve yaşlı adam” mitini sever ve savunur zira bu onlar için potansiyel reddedilmeye karşı bahanedir. Bu iddia çok aşırı mı geldi? Hiç de öyle değil. Feminen bakış açısından kullanıldığında bu mit hem erkekleri utandırma taktikleri ile hizaya hem de feminen çerçeveye sokmak için bir araçtır – “kendine kısa süre içinde çeki düzen versen ve ruh ikizini arayıp bulsan iyi olur yoksa yalnız ve yaşlı bir erkek olarak öleceksin”. AFC ise bu miti bahane olarak kullanır. Böylece de mit, onun düşük standartlı bir uzun süreli ilişki ya da evliliğe sarılmasının bahanesi olur.

Burada üç taraftan baskı vardır. Bir tarafta feminen yanlızlık korkusu vardır. Bir tarafta ise erkeğin kendi kendine baskıladığı “adam ol ve doğru olanı yap” beklentisi. Son olarak da bu, reddedilmeye ya da reddedilme potansiyeline karşı kullanışlı bir geri çekilmedir; ve ben bahane derken bundan bahsediyorum.

Vaka örneği : Daha başından çerçeveyi belirleyen bir kadın ile tutkusuz bir evliliğe hapsolmuş bir arkadaşım var. Kankaları arasında dominant görünmeye çalışsa da, arkadaşları iplerin karısının elinde olduğunu biliyor. Bu kızdan önce arkadaşımız seri olarak tek-eşlilikten tek-eşliliğe atlayan biri idi. Karısından önceki kızla 5 sene çıkmıştı ve sonunda kendisini ondan kurtardığında (benim yardımımın da ufak katkısı ile), bekar ve bağımsız olmanın değerini görmeye başladı ve 3 ay kadar kendini birine adamadan kızlarla çıkmaya başladı. Şimdi karısı olan kızla tanıştığında ise kendini adamak ve tabak çevirmekten çekilmek için bahaneler aradı. Bizim reaksiyonumuzun ne olacağını bildiği için bize karşı argüman aramaya koyuldu ve bu “yalnız ve yaşlı adam mitine sarıldı.

Arkadaşın hikayesi klasik : Erkek eski alışkanlıklarını ve kadınlar hakkındaki dogmalarını silkeler ve Matrix’ten fişini çeker gibi olur ama içindeki AFCyi öldüremediği için bir tane daha ruh ikizi “garantilediğinde” eski beta zihniyetine geri kayar. Sonuçta 20li yaşlarının yarısından fazlasını sefil bir uzun süreli ilişki içinde geçiren arkadaşım, 3 ay kadar fişten çekildikten sonra bir başka ONEitis‘e geri sarıldı. Evet bahanesi “Flört etme oyunlarından bıktım. Artık evlenmek istiyorum. 60 yaşımda yalnız bir ihtiyar olmak istemiyorum”. Bunu söyleyen de 3 ay hariç hiç bekar kalmamış biri. Bu aslında onun bahanesi. Tabii ki şimdi bu evlilikten çok pişman ve hayatı sadece bekar arkadaşları üzerinden dolaylı yaşayabiliyor ama hala onları da bekar oldukları için azarlamayı da ihmal etmiyor.

Yalnız ve yaşlı adam miti, reddedilmeye karşı bir bahanedir. Canlı tutmak için sürekli çaba gösterecekleri bir ilişkiye sığınma nedenleri, potansiyel reddedilme korkusudur. Aslında daha bekarken bu fikir kafalarına programlanmıştır – bu onlara doğru ve arzu edilir bir hedef gibi görünür; çok geç olmadan hızlıca evlen. Daha kötü olan da bu açıklamanın tartışma kabul etmez olmasıdır. Mitin temelleri olgunlukla ilişkilidir ve kim sana daha olgun olman gerektiğini söylemez ki? Buradan ise kadınların sürekli konuşmaktan zevk aldıkları Peter Pan Sendromu çıkar, “O asla büyümeyecek”. Problem şu ki olgunluğun tek ölçüsü bir erkeğin bir kadınla uzun süreli ilişkiye girme istekliliği haline gelmiştir.

Bu mitolojik ruh ikizinizi 30 yaşına kadar bulamazsanız hayatınızın geri kalanında yanlız ve acılı bir hayatınız olma riskine girersiniz yalanına inanmayın. Bu tertibat sadece parti yıllarında (20li yaşlar) alfadan alfaya atladıktan sonra işleri bitince onları geri kalan hayatlarında besleyecek ve güven sağlayacak kapıda bekleyen beta ile evlenme beklentisindeki kadınların çıkarlarına hizmet eder.

Bu yalana inanmayın. Kendisi ile barışık ve kendine güvenen bağımsız erkekler, her zaman kadınların ilgisini çeken ve paylaşılamayan erkeklerdir. Yalnızlığı nasıl kullandığı ve bu yalnızlığın getirdiği özgürlük ile fırsatları nasıl değerlendirdiği bir erkeğin gerçek ölçüsüdür. Eğer 50 yaşında bile yalnız olsanız hala opsiyonlarınız olacak, onları değerlendirmeye yeltenecek cesaretiniz olduğu sürece. 50li yaşlarında olan ve 30larında kadınlarla çıkan boşanmış erkekler de biliyorum, 60lı yaşlarında ve 30 yıldır karılarının duygusal şantajlarının azabı ile cehennem gibi evliliklere hapsolmuş erkekler de. Evlilik, bir erkeği cinsel pazar değerinden soyutlamaz.

Çeviri : The Myth of Lonely Old Man

Rollo Tomassi : Kırmızı Hap camiasının en önemli figürlerinden biri olan Rollo Tomassi'nin The Rational Male kitabı her erkeğin okuması gereken başucu eseri. Oldukça popüler olan The Rational Male bloğunun da sahibi de olan Rollo, The Rational Male - Preventive Medicine (Volume 2) ve The Rational Male - Positive Masculinity: Positive Masculinity (Volume 3) adlı kitapları ile ilk kitabındaki fikirleri daha da geliştirdi. Rollo Tomassi'yi burada Rollo Tomassi etiketinde de takip edebilirsiniz.

Testosteron doğal yollardan nasıl arttırılır?

Erkeklik hormonu testosteron, bir erkeğin ergenlikte gelişimi kadar, yetişkinlik ve hatta yaşlılık çağlarında bile optimal oranlarda gerek duyduğu, erkeği erkek yapan hormon. Testosteron eksikliği erkekte depresyon, sürekli yorgun hissetme, yağ dokusunda artış, Alzheimer riskinde artış, düşük enerji, sertleşme problemi ve cinsel arzu gibi yan etkilere sahip. Testosteronun sağlıklı seviyelerde olması ise erkeğe kendine güven, daha fazla kas, sağlıklı bir kalp, mutluluk, güçlü sertleşme ve cinsel arzu ile enerji veriyor.

Son yıllarda, testosteron seviyesinde endişe verici bir azalış trendi var. Burada yaş ile gelen azalıştan bahsetmiyoruz, yaş ne olursa olsun bir azalış trendi var. 2017 yılında 20 yaşında olan erkeklerin testosteron seviyeleri, 2007de 20 yaşında olanlara göre az ve 2007deki 20liklerin de 1997ye göre daha az. Bu her yaş grubunda böyle ve son 30 yılın büyük betalaşmasında da rolü olan (ya da o nedenle olan) birşey.

Trendi yenmek, sağlıklı testosteron seviyelerine ulaşmak ise sizin elinizde. Bunun için yapabileceğiniz, araştırmalarla desteklenmiş şeyler şunlar.

Testosteron Nasıl Artırılır?
Testosteron Nasıl Artırılır?

Egzersiz ve Ağırlık Kaldırmak

Düzenli egzersiz yapmak, vücudunuzdaki testosteron seviyesini arttıracak en iyi yöntem. Ama bütün egzersiz çeşitleri aynı değil. Araştırmalar, ağırlık kaldırmanın, testosteronu en çok arttıran egzersiz olduğunu gösteriyor. Bunun hemen ardından ise High-Intensity Interval Training geliyor.

Sağlıklı beslenmek, yeterince protein, karbonhidrat ve yağ almak

Ne yediğiniz, testosteron seviyenize direk etki ediyor. Uzun süreli diyet veya aşırı yemek, testosteron seviyesini düşürüyor. Testosteron kolestrolden sentezlendiği için kolesterolü düşük diyetler, testosteron seviyesini düşürecektir (bu nedenle kadınlar gibi diyet ağırlıklı kilo vermekten kaçınmalısınız).

Kısacası aşırı yemek yemekten veya fazlaca diyet yapmaktan kaçının. Eğer bunları yapıyorsanız, dengeli beslenmek, testosteron seviyenizi arttıracaktır.

Stresi ve kortizol seviyesini azaltmak

Uzun süre strese maruz kalmak, stres hormonu diye bilinen kortizolün artmasına neden oluyor. Araştırmalara göre, kortizol seviyesinde artışla beraber testosteron seviyesinde azalma oluyor. Bu hormonlar tahteravalli gibi : biri artarken, diğeri azalıyor (testosteron seviyesinde artışın mutluluk ve rahatlık olarak geri dönmesi de bundan).

Güneş ışığına çıkın ve D vitamini alın

D vitamini, muhtemelen dünyanın en popüler vitamini. D vitaminin birçok sağlık avantajından biri de testosteron seviyesini arttırması. 12 aylık bir araştırmanın sonucuna göre D vitamini takviyesi alanlarda (günde 3,000 IU vitamin D3), testosteron seviyesi yüzde 25 artıyor. Yaşlılarda vitamin D ve kalsiyum takviyesi ise hem testosteron seviyesini hem de kemik gücünü arttırarak, düşmeleri azaltıyor.

Testosteron seviyenizi arttırmak için günde 15 dakika kadar güneş ışığına çıkın ve günde 3,000 UI D vitamin takviyesi alın.

Vitamin ve mineral takviyesi alın

Multi-vitaminlerin yararları tartışma konusu olsa da bazı vitaminlerin yararları biliniyor. Bir araştırmaya göre, çinko ve vitamin B takviyesi, sperm kalitesinde yüzde 74 artış sağlıyor. Çinko, atletlerde testosteron artışını da sağlıyor. Bilinen tüm vitamin ve mineraller içinde testosteron arttıran en önemlileri çinko ve D vitamini.

Yeterli ve kesintisiz uyku uyuyun

Egzersiz ve sağlıklı beslenme kadar önemli bir başka faktör ise yeterli uyku. Günde sadece 5 saat uyumak, testosteron seviyesini yüzde 15 düşürüyor. Günde ideal 7 – 10 saat arası uyumak iste testosteron seviyelerini sağlıklı veya yüksek tutmak için oldukça gerekli.

Testosteron arttırıcı duruş ve hareketler yapın.

Bizim duygu diye hissettiğimiz şeylerin hormon salgılanması ile alakalı olduğu artık bilinen birşey. Yeni yeni keşfedilen şey ise hareketlerle hormon salgısının değişebileceği ve bunun da duygu yaratabileceği. Belgeselin aşağıdaki Fake It To Make It (Yapana kadar yapıyormuş gibi yapmak) bölümünde, alfa maymun hareketleri yapmanın (örneğin kollar havada açık V duruşu) testosteron seviyesini 20% arttırdığı ve tam tersi itaatkar ve boyun eğer hareketlerin ise 10% azalttığı verisinden yola çıkarak bir deney yapılıyor. Buna Alfa Kuralları – Yapana kadar yapıyormuş gibi yapmak yazımızda değindik ve bununla ilgili bir deneyi, yazıdaki videoda görebilirsiniz.

Doğal testosteron arttırıcılar

Bilimsel araştırmalarca etkisi belirlenmiş testosteron arttırıcı doğal madde sayısı sınırlı. Geleneksel Hindistan tıbbında yüzyıllardır kullanılan ashwagandha adlı bitkinin kısır erkeklerde yüzde 17 testosteron artışı ve yüzde 167 sperm sayımı artışı getirdiği belirlenmiş. Bitkinin sağlıklı erkeklerde testosteron arttırışı ise yüzde 15. Bitki, kortizol seviyesini ise yüzde 26 azaltıyor.

Zencefil özünün de testosteron arttırıcı etkileri belirlenmiş durumda. Fakat araştırmaların çoğu hayvanlar üzerinde yapılmış. Kısır erkekler üzerinde yapılan bir araştırmada ise zencefil özünün bu erkeklerde yüzde 17 testosteron arttırdığı belirlenmiş.

Bilimsel araştırmaların testosteron artışı sağlayabileceğine işaret ettiği bazı diğer bitkiler ise horny goat weed (azgın keçi tohumu), Mucuna pruriens, shilajit ve tongkat ali. Fakat bu araştırmaların çoğunun fareler üzerinde yapıldığını, insanlar üzerinde yapılanların da kısır erkeklerle sınırlı olduğunu belirtelim.

Östrojen benzeri kimyasallardan uzak durun

Plastiklerde bulunan BPA ve paraben gibi östrojen benzeri hormonların testosteron seviyesini azalttığı biliniyor.

Düzenli seks yapın

Düzenli seks, testosteron seviyenizi olumlu etkiliyor. 60 yaş üstü ve düzenli seks yapan amcalarda testosteron seviyesinin, yapmayanlara göre önemli miktarda fazla olduğu gözlenmiş.