Erkekadam sitesi 4 yaşında …

Erkekadam sitesi, 24 Mart 2017’de En büyük hata : O çok özel kadının peşinde koşup durmak, Duyarlı Erkek ve Erkek adamın en önemli 12 özelliği yazıları ile yayına geçti. Tam dört sene ve 922 yazı olmuş.

Bu sene Youtube kanalı, Discord kanalı, Instagram hesapları da çok daha aktif hale geldi. Siz yine de sosyal medyada fazla zaman harcamayın ama illa harcayacaksanız bizi takip edin 🙂

Dördüncü yıl vesilesi ile, bu yazının yorumlarında siteyi nasıl keşfettiğinizi ve hayatınızda (olduysa) nasıl değişiklikler yarattığını paylaşmanızı istiyoruz. Hadi klavye başına.

Kırmızı Hap ve Geleneksel Cinsiyet Rolleri

Soru: Kırmızı hap bir öğreti olarak geleneksel cinsiyet rollerini destekliyor yani kırmızı hapın gelenekçi yönünden söz edebiliriz …

Aslına bakarsan öyle bir şey yok. Bundan daha önce Karım benden çok kazanıyor yazısında bahsetmiştim. Bu yanlış anlaşılan bir şey:

Kırmızı Hap, Geleneksel Muhafazakarlık ve Modern Zamanlar

Kırmızı hapı içinde bulunduğumuz ortama adaptasyon olarak değil, geçmişe (aslında varolmayan ve kartpostallardan veya filmlerden yansıtılan bir masal geçmişe) dönüş olarak uygulamaya çalışan çok erkek var. Özellikle de geleneksel muhafazakar geçmişe sahip erkeklerin çözümü bu. Geçmişe dönmek.

Oysa kırmızı hapı evliliğe uygularsak amaç kadını yeniden mutfağa sokup iş yaşamından çıkarmak değil, günümüz dünyasında bir aileyi, o ailenin tüm bireylerini mutlu edecek şekilde verimli ve  etkili olarak kurup yaşatmaktır. Erkeğin dominant (lider) olduğu metod kendini ispatlamış ve güvenilir bir yöntemdir ve bu nedenle de kırmızı hap tarafından benimsenmiştir.

Heteroseksüel ilişkileri en sağlıklı yürüten ayar, erkeğin onay beklemeden liderlik ettiği ayardır.

Burada anlatıldığı gibi, gelenekselden daha çok evrimsel bir rolü, erkeğin liderlik ettiği bir rolü destekliyor ama geleneksel de diyemezsin zira kadını yeniden mutfağa sokmak ya da iş yaşamından çekmek veya sadece anne haline getirmek gibi bir gelenekselcilik yok burada (kırmızı hapın içinde bunları savunanlar olsa da).

Soru devam: Kadınlara az ilişki yaşamaları, erkeklerin de kendilerini yüceltmeden önce evlenmemeleri tavsiye ediliyor. Ancak bütün erkekler otuzlarına kadar tek eşli ilişkiye girmeyip tabak çevirirlerse, kadınlar nasıl az ilişki yaşayacak? Tabak çevirmenin geleneksel rollere ve geleneksel topluma ne etkisi olabilir?

Güzel soru. Öncelikle erkeklerin çoğu tabak çevirmeyecek. İkincisi, kadınların çoğunun tabak çevirme olayına girmediği ama erkeklerin tabak çevirdiği bir durum mümkün. Zira kadınlar tabak çevirdi mi erkeklerden çok daha fazla sayıda tabak çevirebiliyorlar. Çok fazla ilişki yaşayan bir kadın, çok fazla ilişki yaşayan bir erkekten çok daha fazla ilişki yaşayabilir.

Diyelim ki bir adaya 100 erkek ve 100 kadın koydun. Burada örnek olsun diye sayıları abartacağım. 10 kadın her erkekle yatsın ama 90 kadın ya bir – iki erkekle beraber olsun ya da hiçbir erkekle birlikte olmasın. Bu durumda her erkek en az 10 kadınla birlikte olur, 10 kadın 100 erkekle ama kadınların 90%’ı çok az erkekle. Bazı erkekler tabak çevirdiklerinde, bazı kadınların da kendilerini tabak diye çevirebileceğini fark edemiyorlar. Çok az ilişkisi olan kadın da tabak çevirmede karşınıza çıkabilir ama erkeklerin çok azı tabak çevirdiğinden bu pek bir etki yapmıyor.

Cinsel devrimi suçlayın, erkekleri değil yazısında bundan biraz bahsediliyor:

Erkeklerin önüne gelenle yatma isteği sadece kadınlar da buna uyduğunda uygulanabilir. Ve kadınlar aptalca on yıllardır buna uyuyor.

Kadınlar kendi güçlerini azaltan bu duruma kandırıldılar, cinsel özgürlüklerini çok sevdiklerinden değil (bazıları sevse de), Gloria Steinem ve Bolick’in annesi gibi kadınların onları eski cinsel değerlerin evlilik ve çocuk ile beraber kadınları baskı altında tutan öğeler olduklarına inandırdıkları için.

Ortaya çıkan sonuç : azalan evlilik oranları ile çocukların hayatının kararması, yanlız annelerin hayalkırıklıkları, yanlız erkeklerin daha az mutlu olması (yalnız erkekler evli erkeklere göre daha fakir ve mutsuzlar). Cinsel devrim korkunç bir tahribat yarattı, kurbanları sebebin cinsel devrim olduğunun farkına varmasa bile.

Kırmızı hapın bir adaptasyon stratejisi olduğundan bahsettik. Şu anki ortama adaptasyon. Aslına bakarsanız gelenekçiliği bırakın ortamı kullanarak eskiye gitmeyi engelleyen bir strateji. Ama cinselliğin kapı bekçisi olması gereken kadınlar bu görevi sıkı bir şekilde yapmaya başlarlarsa yani ortam değişirse, ona da adaptasyon sağlanabilir.

Beni en çok güldüren şeylerden birisi de, tabak çevirmek, evlilik öncesi cinsel ilişki, geç evlenmek ya da evlenmemek, erkeklerin geleneksel kendilerini feda etme rolünden sıyrılıp kendilerini merkeze koymaları, vs. gibi öğeler içeren bir stratejiye sağ / geleneksel / muhafazakar denilmesi. İnsanın bunları sağ görmesi için ciddi oranda sola kaymış olması lazım 🙂 Bu etikete neden olan şey kırmızı hapın gelenekçi olup olmaması değil, feminen önceliğin erkekler aleyhine güç kazanmasına karşı olması. Feminen öncelik kendisini devrimci saydığı için, kendisine karşı olan şeyleri de gerici diye yaftalayıp saf dışı etmeye çalışıyor. Aşırı dincinin herkese kafir, aşırı sağcının herkese komünist, aşırı solcunun herkese faşist, feministin erkek hareketlerine ataerkil demesi gibi. Oysa benim gördüğüm bu sitede yazanların ve siteyi okuyanların ezici çoğunluğunun ortanın sağında ve solunda olmaları.

Bu arada tabak çevirmeyle ilgili defalarca söyledik: Tabak çevirirken her kızla yatmazsınız. Aslında tabak çevirenlerin ezici çoğunluğu için bu, farklı kızlarla buluşup aralarından öne çıkan ile birlikte olmak, kendini ilişki olana kadar alternatiflere kapamamak şeklinde olur. Yani tabak çevirmeyi bir orgy olarak düşünmeyin (öyle yaşayanlar olsa da), alternatifler arası seçim yapma şansı olarak düşünün.

Bakire Kız Arayışı ve Evlilik | Bakire Kız Miti

Selamlar Dostlarım ben, Mr. Deer. Bu sefer konumuz Bakire kız miti. Konuyu Kırmızı Hap yazarı Karanlık Ruya ile birlikte ela alıyoruz. Erkeklerin neden evlilik için ilk kriteri bakireliktir? Bu strateji doğru mudur? Bir kadının geçmişi uzun dönemli ilişkide ne kadar önemdir? Geçmişini nasıl öğrenebiliriz, evelenmeyi düşündüğümüz bir kadında nelere dikkat etmeliyiz; Sorularını ve daha fazlasını aşağıdaki podcast de inceliyoruz.  İyi Seyirler!

Kendi Liginin Dışındaki Kızlara Yürümek | Yetersizlik Hissiyatı

Erkeklerde özellikle belli bir kıza yürüyecekken, o kızı “kendi liginin dışında” olarak görme, kendini yeterince “değerli, yeterli” görmeme durumu sık karşılaşılan durum. Yani kız kendilerinden daha değerlidir ve kendileri o kızı elde etmek için yeterli değillerdir.

Bu yazıda kendini yeterli ve değerli bir erkek olarak hissetme ve olduğun kişiyle barışık olma durumunu nasıl içselleştirebileceğinden bahsedeceğim. Kendini yürüyeceğin kızla yan yana düşündüğünde içinde “yetersizlik” hissiyatını beliriyorsa bunu aşmanın birkaç güzel yolu var.

İlk yol bir erkek olarak değerli, yeterli biri olduğunu gösterebilecek mantıksal nedenleri bir araya toplamandır. Bir liste yap. Bir kız için iyi bir seçim olduğunu gösteren ve gerçekten inandığın 10 tane sebep yaz ve bu listeyi görebileceğin bir yere koy.

İkinci olarak yaptığın – denediğin şeylerdeki olumlu geribildirimlere özellikle dikkat et. Mesela bir kızdan genel olarak red cevabı aldın ama aslında onunla diyalogunun belli bir kısmı iyiydi. Bu olumlu geribildirimi üstüne alınmalısın!

Erkekler genelde sadece sonuca bakarlar ve her konuştuğu kızdan sonra “gene reddedildim, tercih edilmedim” tarzında kendilerine sürekli olumsuz geribildirim veriler. Bu değersiz erkek imajını adil olmayan bir şekilde pekiştirir. O an meşgul olduğun şey kızlarla diyalog ya da hayattaki başka beceriler olsun her denemende – girişiminde olumlu yaptığın birkaç şey vardır, bunları bulup çıkar ve olumlu geribildirimle kabul et.

Evet, ilk tavsiye mantıksal nedenler bulmaktı, ikincisiyse kendin ile alakalı olumlu geribildirimleri gözden kaçırmamaktı. Şimdi de bence en iyi olan yolu söyleyeyim:

Kızı hak ettiğine inan ya da inanma, sen hayatta kendi köşendesin, yani sadece kendi tarafını tutuyorsun. Kendine karşı bir başarı borcun var. O anda kendine dönük olarak değerini ölçen bakış açın nasıl olursa olsun, ister kendini o kıza karşı yetersiz hisset ya da kendinle alakalı başka negatif hislerin olsun yapabileceğin tek alternatifinin hamle yapmak olduğunu unutma.

O kızla konuşmak istediğinde kendini yeterli bulman ya da bulmaman tamamen konu dışı bir şeydir. Çünkü sen kendi tarafındasın ve sonuç istiyorsun. Sonuç içinde hamle yapman gerek.

Varsayalım ki kendine karşı değersizlik hissin ve o kızı hak etmediğin, hatta onunla konuşmaya bile yeterince layık olmadığın hissin gerçek olsun. Bu düşüncen gerçek olsa bile, bu varsayımın istediğin sonuç için sana yardım etmeyecek. Bu yüzden eğer günün sonunda bir yere varmak istiyorsan içindeki bu değer tartma terazisini pek de önemsememelisin.

Hayatı sadece kendi gözünden yaşıyorsun. Kendinden başkası olamazsın bu yüzden eğer kendini düşük değerde hissediyorsan bunu neden o kadar önemsiyorsun ki?

Elbette kendini geliştireceksin ve olabileceğin en iyi versiyonun olmaya çalışacaksın ama şu anda bir kızla beraber olmak için yeterince değerli misin yoksa değil misin neden önemli olsun? Önemli değil çünkü sen sonuç istiyorsun ve sonucu elde etmek için de eyleme geçmelisin.

Sana güzel bir örnek vereceğim. Mesela futbolda normalde karşısındaki takımı yenme olasılığı düşük olarak görülen takımlar vardır. Ve aslında bu takımlar da yeterince sık bir şekilde galip gelirler. Bu takımlar karşılarındaki daha güçlü ve köklü takımları yenmeye layıklar mı? Aslında genel olarak değiller ama yeterince sık bir şekilde kazanıyorlar. Dünyadaki farklı liglerde farklı takımlar her zaman kazandıkları şampiyonlukları en fazla hak eden takım mı oluyorlar? Hayır. Ama sonuçta kazanıyorlar. Bu takımların kazanma olasılıkları düşük görülen, yeterince üst klasman takımlar olmamaları kimsenin umurunda değil. Sen de kendinsin ve şuan olabileceğin tek kişisin, o yüzden elinden gelen şeyleri yapmaya başlamak senin görevin.

Mesela sana “bu kız bu adamdan daha iyisini bulamamış mı?” dedirtecek birçok çift göreceksin. Muhtemelen kızın çevresinde gerçekten de çok daha yüksek değerli olarak algılanacak adamlar vardır. Ancak bu sefer dışarıdan şansı daha az olarak görünen adam oyunu doğru oynamıştır ve kızla beraberdir. Ve bunda da bir yanlışlık yoktur.

Pick up ta bahsedilen “kendi liginden olmayan kızı elde etmek” bir manipülasyon çabası değildir. Senin o kızı bağlamak için yeterince değerli olup olmadığını kimse umursamıyor, git doğru oyunu oyna ve bu sefer sen kazan. Böylece pratikle ve tecrübeyle gerçekten de değerli olmaya başlarsın.

Hepsini geçelim “değerlilik” gerçekte nedir? Yani bir erkeğin kendini o kızla beraber olmak için “yeterince değerli” hissetmesi? Buradaki değerlilik kavramı kendini kızın gözünden görmek. Eğer kız senin değerli olduğunu düşünürse sen de değerli hissedeceksindir. Eğer kız senin yanında pozitif ruh halinde olursa, güzel zaman geçirirse sen de kendini yeterli hissedersin.

Özetleyelim, şuan olduğundan başka biri olma seçeneğin yok, o yüzden git ve değersizlik hissine rağmen eyleme geç. İkinci olarak neden değerli olduğun fikrine vurgu yapacak niteliklerini içeren bir liste yap ve üçüncü olarak bulabileceğin tüm pozitif geribildirimleri al.

Bir kız gördüğünde ve içten içe o kızın sana bakmayacağını ve senin o kız karşısında yeterince yüksek değerde olmadığını, yetersiz olduğunu düşündüğünde, kendini o kızla başarı konusunda düşük şansı olan bir erkek olarak görme fikriyle barış. Bunda bir sakınca yok. Kendini düşük değerli olarak algılarken de o kızla beraber olma şansın var. Tıpkı favoriyi yenen alt klasman bir takım gibi. Önemli olan senin o kızı hak ediyor gibi durup durmadığın değil, önemli olan kızla beraber olmak. Ben de bu mantıkla ilk gördüğümde bana bakmayacağını düşündüğüm çok fazla kızla beraber oldum, sonra da bu kızlar bana bakıyor demek ki değerliyim diye düşünmeye başlamıştım. Yetersizlik ve değersizlik hissi burada konu dışı bir şey. Sonuç istiyorsun, git ve oyununu oyna, kazanırsan kazanırsın.

Yazar: Secret

Bu arada “çekici erkek olmak için her erkeğin bilmesi gereken bilgiler” adında 30 dakikalık bir podcast hazırladım. İstersen göz atabilirsin.

Eski sevgili neden terk etti?

Eski sevgilim, neden bizden vazgeçti? Neden ilişkimizden ve benden vazgeçti? Terk edildikten sonra birçok insanın kendi kendisine ya da başkalarına sorduğu bir soru bu.

Yüzeysel olarak bakarsanız, eski sevgilinizin sizi bırakmasının çeşit çeşit nedeni var. Sizin yaptığınız ya da onun yaptığı bir şey olabilir. Onda değiştiğini söylediği bir şey olabilir. Klasik bahaneleri biliyorsunuz. “Eskisi gibi hissetmiyorum”, “sorun sende değil bende”, vs.

Ama aslında yüzeysel neden ne olursa olsun, bunun altında hemen her zaman tek bir sorun vardır: Eski sevgiliniz sizden neden ayrıldı? Sizden neden vazgeçti? Sebebi şu:

Size karşı artık eskisi kadar çekim duymuyor. Yani size olan ilgisi belli bir seviyenin altına düştü. Fiziksel, duygusal veya cinsel çekim azalmış vaziyette.

Bu çekim bir seviyenin altına pat diye düşmüyor. Eski sevgiliniz bir sabah kalkıp “dün iyiydim ama bugün birden bir şey hissetmiyorum. Hadi sevgilimden ayrılayım” demiyor. Eski sevgilinizin size olan ilgisini 1 – 10 arası bir skalada düşünürseniz, beraber olduğunuz dönemde bu seviye 5’in üstünde. 5’in altına indiği zaman ise, tamamen sıfıra inmese bile, artık ilişkiyi ciddi bir şekilde sorgulayıp çıkışa yönelmeye başlar. Bu ilgi düşüşü sürecinde eski sevgiliniz muhtemelen haftalarca ve hatta aylarca bu duyguyla mücadele ediyor. Büyük ihtimalle ilk başta tam mücadele halindeyken daha sonra ayrılık mantıklı gelmeye başlıyor. Ama bu aşamada da henüz buna cesaret edemiyor ve bunun size olan etkisinden de korkuyor. Ama belli bir süre sonra, bu artık olgunlaşıyor ve ilgi seviyesi yeterli bir süre 5’in altında kaldığında, eski sevgiliniz sizden ayrılıyor.

Bu ne demek? Sizinle konuştuğunda, eski sevgilinizin size olan ilgisi artık haftalardır 5’in altında. Çoğu insan bunu belli eder ama terk edilen de genellikle kafayı kuma gömdüğü için bu işaretleri görmez ya da görmemeyi tercih eder. Ama bazen de terk eden taraf bu ilgi düşüşü ile mücadele ederken, terk edeceği insana daha ilgili görünmeye çalışır. Burada terk edecek olanın karşısındakine daha fazla zarar vermek gibi bir amacı yoktur. Aslında kendi kendini kandırmaya çalışıyordur ama kandıramadı mı terk edilene daha ağır bir tokat vurmuş olur.

Ama sonuçta sebep bu: Eski sevgiliniz sizden ayrıldı zira artık size karşı eskisi kadar çekim hissetmiyor. Şunu maalesef çok duyuyorum. “3 ay önce benim için deli olduğunu söylüyordu ama şimdi …” O üç ay önceydi. Artık senin için deli olmuyor. Artık 3 ay öncesinde değilsiniz.

Eski sevgili tabii başka bahaneler ileri sürecektir. Diyelim ki uzak mesafe ilişkisi içindesiniz. Ve eski sevgiliniz terk ederken şunu söyledi: “Aramızdaki mesafe çok uzak. Ben artık buna dayanamıyorum.”

Şimdi düşünün bir. Diyelim ki 2 senedir berabersiniz ve 2 senedir bu mesafe sorun değildi. Karşılıklı gidip gelmişsiniz ve bunu pek de sorgulamamışsınız. Peki bu mesafe şimdi neden sorun? Ya da daha doğrusu, sorun gerçekten mesafe mi?

Eskiden mesafe sorun değildi zira eskiden size olan ilgisi yeterince yüksekti. Size karşı bir çekim hissediyordu ve bu çekim bir motivasyon sağlıyordu. Bu motivasyon ile de eski sevgiliniz mesafeyi umursamıyordu. Ama artık size olan ilgisi belli bir seviyenin altına indiği için, bu mesafe ona batmaya başladı. Artık bu mesafenin yükünü görmezden gelmesini sağlayacak bir motivasyonu yok.

Zaten ilişkinin bitmek üzere olduğu son haftalarda, terk edilecek olan, terk edecek olana batmaya başlar. Çünkü eskiden birçok şeye gözünü kapatmasına neden olan ilgi seviyesi azalmış vaziyette.

Bu ilginin büyük kısmı cinsel çekim ama cinsel çekim derken tam olarak fiziksel çekimden bahsetmiyorum. Zaten uzun süreli bir ilişkideyseniz ve fiziğiniz de son zamanlarda çok değişmediyse, fiziksel çekimin azalması zor. Gerçi eğer fiziğiniz aşırı değiştiyse, örneğin aşırı kilo aldıysanız, siz ne kadar yüzeysel bulursanız bulun fiziksel çekim de ciddi oranda azalır.

Bu neden önemli? Şu nedenle: Bir insanın size olan cinsel / duygusal çekimi azaldıysa, bu azalmaya sebep olan şeyi düzeltmeniz, çekimin eski seviyesine çıkmasını sağlamaz.

Diyelim ki eski sevgilinin size olan ilgisinin azalmasının nedeni, sizin hedefsiz ve tembel biri olmanız. Bir kadının size olan ilgisi bundan azalabilir. Diyelim ki bu nedenle terk edildiniz. Hemen bir misyon edindiniz, bununla ilgili gerekli çalışmaya disiplinli bir şekilde başladınız ve sorun çözüldü değil mi? Gidip onu buna ikna ettiniz ve bitti. Maalesef. Bitmedi.

Birincisi, birden bire değiştiğinize kimse inanmaz. İkincisi ve daha önemlisi, karşı taraf size inansa bile, çekimi azaltan sebebin ortadan kalkması, çekimi arttıracak şey değil artık. Böyle bir zorunluluk yok ama eğer yeniden beraber olacaksanız yeniden başlamanız gerekiyor. Ve terk edilen sizseniz, bu yeniden başlama kıvılcımının ondan gelmesi gerekiyor.

Bir insanın ilgisi adım adım azaldıysa öyle birden artmaz. Bazen hiç artmayabilir. Ama artmasını istiyorsanız sizin kendinizi geri çekmeniz gereklidir. İlgiyi dil dökerek, pazarlık yaparak, ikna etmeye çalışarak veya yalvararak arttıramazsınız.

Sizin yapmanız gereken, terk eden tarafı terk etmektir, yani iletişimi kes / no contact. Ayrılığın sebebi sizin hatalarınız hatta ilgisizliğiniz bile olsa iletişimi kesmelisiniz. Ancak bundan sonra ilişkiyi bitiren probleme odaklanabilirsiniz. Eğer terk eden size ulaşırsa problemin çözüldüğünü görme şansı olur yoksa bu şansınız kaybeder.

Siz terk edeni terk ettikten sonra terk eden size ulaşırsa, bu her zaman olmasa da genellikle onun ilgisinin ayrılık anına göre daha yukarıda olduğuna işarettir. Bu sizin hala istiyorsanız yeniden başlamaya yönelik biraz çaba göstermeniz için ön koşuldur ama sizi araması ilgisinin sizinle yeniden beraber olmak isteyeceği seviyede olduğu anlamına gelmez. Bu nedenle size ulaştığında nazik davranın ama fazla heyecanlanmayın.

Diyelim ki eski sevgilinizin ilgi seviyesi 3/10 seviyesine düştü ve ayrıldınız. Siz de onu terk ederseniz, ilgi seviyesi 4.5/10 gibi bir yere gelebilir ve bu durumda da eski sevgiliniz size ulaşır. Ama size ulaşmasına rağmen ilgi seviyesi 5/10 değil.

Peki siz hala istiyorsanız bu ilgi seviyesini nasıl arttıracaksınız? Öncelikle o aşamaya kadar arkanızı dönüp yürümeye başlamış olmanız lazım.  Bunu yaptıysanız bundan sonra yapacağınız şey, eski sevgilinize yeni tanıştığınız ve birlikte olmak istediğiniz birine nasıl davranıyorsanız öyle davranmak. Buluşmak, iyi vakit geçirmek, fiziksele gitmek, vs.  Eskiyi açmadan yeni biriyle buluşuyor gibi buluşacaksınız. Bunun bir diğer anlamı da eski sevgilinizin sizinle olan şansı, yeni birinden fazla değil. Yani artık özel bir konumu yok. Yani sizi elde etmek için o da çaba gösterecek. Eğer yeterince çaba göstermezse sizi başkası kapacak.

Ayrılığa neden olan problem gerçekten düzeltmeniz gereken bir şeyse düzeltin. Ama eskinin konusunu açmayın. Eskinin problemlerini konuşmayın. Bu problemi düzeltmeyi onun için yapıyorsunuz diye düşünmeyin. Mesela eski sevgiliniz sizi iyi bir işe sahip olmak istemenize rağmen bu konuda zerre disiplin ve irade gösterememeniz yüzünden terk ettiyse, iyi bir işe sahip olmak için disiplin ve irade göstermeye başlamanız onun değil sizin hayatınızı düzeltecek. Bazı şeyleri düzeltemeyebilirsiniz mesela mesafe gibi. Ama karşınızdakinin sizi terk etme nedenini analiz edin ve düzeltmenin gerçekten iyi olacağını görüyorsanız düzeltin. Bu problemin bir sonraki ilişkilerde size ayak bağı olmasını da engellersiniz.

Eski sevgilinizin sizi terk etme sebebinin size olan ilgisinin azalması olduğunu bilmeniz önemli zira bunu anlarsanız, ayrılık anı ve hemen sonrasında onu ayrılmamaya ikna etmeye çalışmanın neden faydasız olduğunu anlarsınız. Bir insanın artık size ilgisi az ise, sizinle birlikte devam etme motivasyonu da azdır ve  bu motivasyon olmadan sizin ortaya süreceğiniz rasyonel şeylerin hiçbirinin önemi yoktur. Ayrılık günü sizi terk eden insanı terk etmezseniz (iletişimi kesmezseniz), ona sizi kaybettiğini anlamasını sağlayacak zamanı vermezseniz, ilgi seviyesi o seviyenin üstüne çıkamaz. Sizin ayrılık günü tek amacınız olmalı: Ayrılıktan iyileşmek. Bunun için iletişimi kesin yani onu siz de terk edin. Bunu yaparsanız bunun bir sonucu olarak onun ilgi seviyesinin doludizgin düşmesini durdurabilecek etkiyi de yaratma şansınız var: sizi kaybetmesi.

Ayrılık sebebi sizin ilgisizliğiniz bile olsa, bu konuda yanlış yaptığınızı ve bundan sonra olmayacağını söyleyebilirsiniz ama ısrar etmeyip ayrılığı kabul edin. Bu zor bir durum zira ilgisizliğinizden bitmiş bir ilişkinin ardından iletişimi kesmek mantıksız gelebilir. “İlgisizliğimden terk edildim ve sen bana daha da ilgisiz ol diyorsun” diyebilirsiniz. Ama yanlış düşünüyorsunuz. Hala bir ilişkiniz varmış gibi düşünüyorsunuz. Sizin artık bir ilişkiniz yok. Karşınızdakinin size ilgisi de düşük. O nedenle tam o anda sizin ilginizin artmasının da onun için bir anlamı yok. Ancak o size geri gelirse bu konuda çalışmanızın bir anlamı var.

Eski sevgiliniz “bak haklıyım, ilgisizsin işte ne aradın ne sordun” gibi bir şey söylerse biraz da şaka yollu “iyi de en son ayrılmıştık yanlış mı hatırlıyorum” deyin.  Sonra da “özledin beni sanırım, gel buluşalım” diyebilirsiniz. Ya da “ama neyse senden haber almak güzel, buluşalım” diyebilirsiniz.

Yeri gelmişken söyleyeyim, bir insanın size olan ilgisi telefonda ya da mesajla artmaz. Buluşmada artar. Zira bu ilginin önemli bir kısmı tensel, fiziksel ve aynı mekanda olmanız lazım. Vücut dilinizi görebilmeniz lazım. Eski sevgilinizin sizden ayrılma nedeninin ilgi azalması olduğunu bilirseniz, telefonda saatlerce mantık çerçevesinde pazarlık yapacağınıza, onunla buluşur ve buluşmada sanki ilk buluşmanız gibi davranırsınız.

Erkek Adam Türkçe Podcast: Soru Cevap 1,2 ve 3

Sitede sorulan sorulardan seçtiklerimizi cevapladık ve Youtube kanalında ile spotify’da yayınladık.

Yayınları sitemizin Odysee kanalından ya da  spotify kanalından da izleyebilirsiniz.

Youtube yayınları (3 soru cevap yayını) aşağıda. Bu yayınları beğenerek ve youtube kanalına üye olarak yayınların daha fazla kişiye ulaşmasını sağlayabilirsiniz. İyi izlemeler.

  1. 00:00 Maskülenite ile odun olmayı karıştırıyorum neyleyim?
  2. 03:30 Dünya bu kadar problemli iken insanlar neden çocuk yapmak isterler?
  3. 07:23 İltifat etmeden nasıl yürüyeceğiz?
  4. 10:15 Bir kızda cinsel yollarla bulaşan hastalık varsa ne yapacağız?
  5. 11:57 Sadece kısa süreli ilişkiler uzun vadede sorun olur mu?
  6. 14:33 Sana güvenemiyorum deyip çıkma teklifimi reddetti. Neden?
  7. 17:02 Ayrıldığım kız erkeklerle anlaşıyor, kızlarla anlaşamıyor. Bu ne demek?
  8. 17:29 Kadınları buluşmama bahaneleri üretmeleri hakkında ne düşünüyorsunuz?
  9. 18:58 Evlenmek mi lazım yoksa annemizin dizinin dibinde oturmak mı?
  10. 21:13 Reddeden oneitis kıza yeniden yürüdüm olmadı. Neden böyle şeyler yapıyorum?
  11. 25:51 Kız arkadaşım evlenmekten, çocuktan bahsediyor. Ne yapacağım?
  12. 27:38 Bir erkek hemşirelik okuyabilir mi?
  13. 28:54 Terk ettiğim eski sevgilimi özlemem normal mi?
  14. 29:40 Tipi ortalama bir erkeğin güzel bir kızla şansı var mı?
  15. 31:20 Carl Jung okumaya başlamak için önerebileceğin başlangıç kitabı tavsiye edebilir misin?
  16. 32:55 17 yaşında bir genç gün içinde daha çok ne yapmalı?
  17. 35:25 3 kere buluşup birlikte olan kadın birden soğudu ve mesaj atmıyor. Neden? 44:00 Her ilgisi alananı next yaparsak nasıl öğreneceğiz?
  18. 48:20 Peki ama kız bana bağlansın, benim olsun istiyorum. Normal mi?
  19. 50:22 Next’i abartıyor muyum?

  1. 00:00 Numarasını aldığım kız mesajıma cevap vermedi neyleyim?
  2. 05:06 Buluşmayı ne kadar önceden ayarlamak lazım?
  3. 05:54 Aldatma geçmişi olan kadından kız arkadaş yapılmaz ama şu istisna mı?
  4. 08:13 Artık kadınlar da para kazanıp güçlenebiliyorsa bizim ne özelliğimiz olabilir?
  5. 14:02 Bir kızla ara ara konuşuyoruz. Ona yürümek için instagramdan mı eklesem?
  6. 15:02 Feminen öncelikli ortamda yetişen erkek çocuklara karşı doğru davranış nasıl olmalı?
  7. 15:16 10 – 14 yaşlarındaki erkek çocuklarımıza kırmızı hap nasıl aşılanır?
  8. 18:11 18 yaşında olup üniversite okumayanlara ne tavsiye verirsin?
  9. 21:00 Çeviri yapmak dışında online nasıl para kazanabiliriz?

  1. 00:15 1 aydır günde 9 saat çalıştığım bir işe başladım. İşten çıkınca hiçbir şeye vaktim kalmıyor. Ne yapacağım?
  2. 01:40 Gündüz oyunu oynarken kızlarla konuşmaktan toplum baskısından korkuyorum. Ne yapmalıyım?
  3. 03:55 Üniversite sınavına hazırlanıyorum ama 2 ay önce ilişkim bitti. Fakat eski sevgilim aklımı kurcalamaya devam ediyor. Ne yapmalıyım?
  4. 07:35 Küçük şehirde set açıyorum ve bir kız arkadaşla gezerken set açtığım kıza rast gelme ihtimalim çok yüksek. Böyle bir durumda ne yapacağım?
  5. 08:37 Set açıp numara ya da instagram alıp daha sonra dönüş alamamam normal mi?
  6. 09:43 On kıza yürüdüm, 2 tane numara aldım. İlk defa bir haftadır gündüz oyunu yapıyorum. Bu oran düşük değil mi?
  7. 10:29 Gündüz oyununda kızlar sohbet ediyorlar ama numara vermekten çekiniyorlar. İnstagram istesem olur mu?
  8. 11:23 25 yaşındayım. 3 yıldır çalışıyorum. 2 iş değiştirdim şimdi yine bir şirketle konuşuyorum. Kariyer başlangıcında bu kadar sık iş değiştirmem sorun olur mu?
  9. 11:57 Dating uygulaması kullanırken kendimi değersiz hissediyorum. Geri dönüşlerin az olması motivasyonumu kötü etkiliyor. Bu konuda ne yapmalıyım?
  10. 13:32 Toksik bir insanla muhatap olmak zorunda kalırsak ne yapmalıyız?
  11. 14:29 İnancım gereği kızlarla ilişkiye girmiyorum. Bunun benim erkekliğimden eksiklik olduğunu söylüyorlar. Bu konuda ne düşünüyorsun?
  12. 17:17 Türkiye’deki yasal cinsel ilişki yaşı 18. Bunun 16 olması konusunda ne düşünüyorsun?
  13. 18:27 Boşanılan eski eşle aramızda çocuk nedeniyle iletişim var ve bu da ilişkiyi ve kırmızı hap durumunu kötü etkiliyor. Bu durumda ne yapmalı?
  14. 21:36 Covid pandemisinden sonra sosyal olarak çok kötü bir durumdayım. Şu an oyun oynayabileceğim tek çevre iş. Ama işte kızlara yürümeyin diyorsun. Bu durumda ne yapacağız?
  15. 24:40 Dindar birisinin erken evlenmesi sence uygun mudur?
  16. 25:55 Sosyal medya yürümelerinden sonuç alamıyorum. Profilim aşırı iyi değil diye sanırım. Şimdiye kadar hep yüzyüze başarılı oldum.

Jordan Peterson – Uyumlu bir insan mısınız yoksa uyumsuz mu ?

Uyumsuz(*) bir insana ne istediğini sorarsanız size direk söyler. “İstediğim bu ve bunu bu şekilde elde edeceğim!” Ama uyumlu insanlar özellikle de fazla uyumlu insanlar, genellikle ne istediklerini bile bilmiyorlar. Çünkü başkaları için yaşamaya, onları mutlu etmeye o kadar alışkınlardır ki bu yüzden kendi istekleri doğrultusunda yollarını çizmeleri onlar için çok zordur. Bakın, bunun avantajlı olduğu durumlar vardır, ancak kendinize bir kariyer yapmaya çalışacaksanız kesinlikle avantajlı değildir. Hiçbir işe yaramaz.

Ortalama bir erkek ve kadın grup bazında uyumluluk açısından çok farklılıkları olmasa da, dışarıdaki uç örneklere baktığınızda bir çok farklılık vardır. Bu yüzden uyumlu insanların çoğu kadın,uyumsuz insanların çoğu erkekdir. Sıklıkla oluşan uç örnekler genel oluşan durumdan daha önemlidir.

Dolayısıyla toplumuza yansıyan şeylerden biri de hapishanelerde erkeklerin daha çok olması. Hapsedilmenin en iyi kişilik belirleyicisi uyumsuz olmaktır ve bu seni duygusuz, kaskatı biri yapar.

Şimdi nezaket ve merhametin tersinin ne olduğunu düşünebilirsiniz. Cevap ise bence zihinde belirlenen bir tür ticari alışverişdir. Mesela diyelim ki beraber tekrarlanan ufak bi ticarete gireceğiz ve eğer sen çok uyumlu biriysen hem benim adıma hem de kendi adına pazarlık yapacaksındır. Eğer uyumsuz biriysen tam tersini yapacaksındır, kendin için bu ticaretinin içinde olduğunu düşünceksin ve sadece kendi payınla ilgileneceksin.

Uyumlu insan ise şöyle düşünecek; en azından yarı yarıya olmalı ama yine de elimden geldiği şekilde sana yardım edeceğim. Eğer uyumlu biriyseniz dikkatli olmanız gereken şeylerden biride kullanılmamaktır. Çünkü kullanılmak için sıraya giriyorsunuz. Bence bunun sebebi ise (beyninizin), bebeklikten itibaren sömürülmeye müsait olacak şeklinde kablolanmış olması.

Bu gerçek dünyada hiçbir işe yaramaz. Psikoterapide sıklıkla olan şeylerden biri de … İnsanlar psikoterapiye bir çok sebepden gelebiliyor, ve bu sebeplerden biri de fazlasıyla uyumlu olmaları. Aldıkları özgüven eğitimi olarak adanladırılan şey de aslında özgüven eğitimi değil, sadece kendi adına nasıl pazarlık edebilceklerini öğeniyorlar.

Uyumlu insanlara söylediğim şeylerden biri de özellikle vazifeşinazlarsa(**), “düşündüğün şeyi söyle, düşündüğün şey hakkında doğruyu söyle. Düşündüğün şeyler muhtemelen ağır ve sert olacaktır. Ama aynı şekilde doğru da olacaktır. Bu durumu ön plana çıkarmalı ve mesajı iletmelisin.”

Bu ve kolay bir şey değil. Çünkü uyumlu insanlar çatışmayı sevmezler. Hem de hiç sevmezler. Suların durgun olmasını isterler ve bunun ileri sürdüğüm hipoteze neden uygun olduğunu anlayabilirsiniz. Çocuğun etrafında çatışma yada kavganın patlak vermesini istemezsiniz. Çok tehlikelidir. Akranları ile arası bozulsun istemezsiniz. Fiziksel ve belki de duygusal olarak incinmeye daha yatkınsanız, kısa vadede sorunları çözecek türden yüksek yoğunluklu çatışmalara girmeye de isteksiz olabilirsiniz. Çünkü sorunları kısa vadede çözmek çok fazla çatışma gerektirir. Eğer bu durum kontrolsüz ve tehlikeli bir hale gelirse, ki gelebilir,kısa vadede konuyu didiklemek yerine suları durgun hale getirmek daha güvenli olabilir.

Ama burada problem şu ki, bu durum uzun bir vadede iyi bir strateji olmayacaktır. Çünkü çoğu zaman konuşman gerekir, çünkü çekip gitmeyeceklerdir. Uyumsuz bir kişiliğe sahip olmanın avantajı kimsenin yoluna çıkmasına izin vermemektir. Yani hem uyumsuz (ısrarcı, mücadeleci) hem de sosyalleşebilen bir çocuğunuz olursa güçlü bir birey olacaktır. Çünkü yapılarında sürekli ilerlemek vardır ve durdurulmaları zordur.

Ama onları başarılı bir şekilde yönetemezsen, 4 yaşına geldiklerinde akranları onu istemeyecekdir. ve bu büyük bir sorun. Çünkü, ebeveyn olarak sizin işiniz 4 yaşına kadar çocuğunuzu sosyalleştirmektir. Bunu aklınızın bir köşesine yazmalısınız. Çünkü insanlar bunu bilmiyor. Sizin işiniz bu. Sebebi ise basit, dikkatlice düşünürseniz.

İlk sosyalleşme döneminin yarısında olan, 3 yaşında bir çocuğunuzun olduğunu farz edin. Çocuğu dışarı çıkarıyorsun. Çocuk için ne istiyorsun? Sizi düşünmüyoruz. Çocuk için ne istiyorsun ?

Çocuğun diğer çocuklar ve yetişkinlerle etkileşime girebilmesini istersiniz, böylece çocuklar sizi karşılar, gülümser ve onunla oynamak isterler ve böylece yetişkinler çocuğu görmekten ve ona uygun şekilde davranmaktan mutlu olurlar.

Eğer çocuğunuz küçük bir canavarsa ve siz onları nasıl uygun bir şekilde disipline edeceğinizi bilmiyorsanız. Çocuğun başına gelecekler şudur:

Yaşıtları tarafından reddedilecek, başka ebeveynler ve yetişkinler tarafından yalan bir gülümsemeden başka bir deneyim elde edemeyecek. Böyle olunca da çocuğu, her gördüğü yüzün düşman ya da yalan olduğu bir dünyanın içine atmış oluyorsun. ve bu özellikle zihinsel sağlığa veya çocuğunuzun iyiliğine yardımcı olacak bir şey değil.

Çocuğunuz, yetişkinlerle konuşurken sözünü kesmemesi ve dikkatli olması ve başka çocuklara zorunda kalmadıkça vurmamaya çalışmak gibi birkaç basit davranış kuralı öğrenebilirse ya da paylaş ve güzel bir şekilde oyna gibi şeyleri öğrense. Ve diğer çocuklarla buluştuğunda,bir kaç rutin oyun oynamayı deneyecekler ve bu durum iyi gidince de geri kalan hayatlarında da birbirleriyle sosyalleşmiş olacaklardır.

Çünkü dört yaşından itibaren olan şey bu. Çocukların ilk, temel sosyalleşmesi diğer çocuklar arasında yer edinebilmesidir, eğer çocuklar bu sosyalleşmeye zamanında katılamazlarsa, gelişimsel süreçde ilerleyemezler ve geride kalırlar.

Bunun ne kadar kötü olduğunu düşünün. Çünkü 4 yaşındaki çocuk, 4 yaşında olan ve 2 yaşındaymış gibi davranan çocukla oynamayacaktır. Aynı şekilde, 5 yaşındaki çocuk, 5 yaşında olan ve 2 yaşındaymış gibi davranan çocukla oynamayacaktır. Çünkü aradaki fark inanılmaz bir şekilde büyüyecektir.

Bu olursa çocuklar geriden başlar ve yaşıtlarının gerisinde kalırlar, yabancılaşırlar ve geri kalan hayatları boyunca akranlarının olduğu grubun dışarısında kalırlar. Bu çocuklar uzun vadede anti-sosyal bir birey olmak için büyüyenlerdir. Onlar zaten agresiflerdir ve bu durum agresif yanlarını daha da yükselecektir.

Normal çocuklara olan şey ise, 2 yaşındaki ki çocuğun düşün, zamanında sosyalleştiğinde agresiflik seviyesi düşecektir. Sonra ergenliğe geçtiklerinde ise bi testosteron patlamasıyla agresiflik seviyeleri yeniden yükselecekdir. Bu yüzden erkek suçlaların çoğu 16 ile 25 yaş arasındadır.

Bu arada (testosteron) yaratıcılık eğrisiyle eşleştiğinde harika olur. 16 ila 25 yaş arasındaki erkekler arasındaki yaratıcılığın zirvesine bakarsanız, suçluluk eşleşmeleri düşmeye başlar. Epeyce güzel bir şey bu. Testosteron seviyesi oranı, erkekler arasında ortalama agresiflik seviyesini yükseltti, aslında agresiflikten daha baskın bir şey bu, testesteron tamamen kötü bir şey değildir.

Erkeklerin genellikle geç saatlere kadar uyanık kalmayı, içmeyi bıraktığı,kariyerini geliştirdiği veya yüklerini ve sorumluluklarını alıp ciddi bir ilişki ve ailesiyle birleştiği 25 -26 yaşlarında azalmaya başlar bu durum.

Ben bunu istilacı bir saldırganlık olarak adlandırıyorum. Çünkü uyumluluğun dağılımı, yırtıcı saldırganlık karşısında anaç sempati gibi. Diğer memelilerede bakarsanız yırıtcı olduklarını görürsünüz. Çünkü biz de avcı hayvanlar kadar yırtıcıyız ama aynı zamanda av hayvanıyız. Diğer hayvanlara baktığınızda, ayı gibi mesela, erkek ayının çocuğun büyütülmesiyle kesinlikle bir alakası yoktur. Hatta dişi ayı, bebek ayıyı ondan uzakta tutacaktır çünkü erkek ayı bebekleri öldürmeyi ve hatta yemeyi sever. Yani yalnız yaşayan erkek memeli yırtıcılarda anaçlık kesinilikle yoktur.

Sizin düşüncenize karşıt bir düşünce ortaya koyan insanları araştırmak çok yararlı bir durumdur. Çünkü sadece size bilmediklerinizi söylemekle kalmazlar. Sizin görmediğiniz bir şekilde dünyayı görmenizi de sağlar. Ayrıca sizi geliştirecek, sizde olmayan yetenekleri de vardır.

Örneğin içine kapanık bir insansanız, dışa dönük insanları izlemek çok yararlı bir şeydir. Çünkü dışa dönük insanların sosyal dünyada var olma yöntemleri vardır. Size sıradışı gelecek olan yöntemler. Siz bu insanları gözlemleyerek çözüm yöntemlerinizi geliştirebilirsiniz.

Uyumsuz bir insansanız, özelliklede başkaları tarafından soyutlanmış bir uyumsuz insansanız, yapabileceğiniz en iyi şeylerden biri … Uyumsuz insanlar gerçekten soyutlanabilirler ve insanlar size kibirli bencil bir o.ç. gibi davranır. Belki de bu dereceye kadar gelmişindir.

O zaman bu konuda ne yapabilirsiniz?

Bu konudaki en gelecek vaad eden davranış, bir gün başkaları için bir şeyler yapmaktır. Sadece biraz pratik yapın ve nasıl yapacağınızı öğrenin. Belki bu içinde bir yerde bir köşede olduğunu düşündüğünüz ve alevlenmeyi bekleyen bir kıvılcım olabilir, ki aslında öyle de.

Bence içimizde çok geniş bir eğilim çeşitliliği var ve bazıları genetik yatkınlıkla açılır durumda. Ama bence kendini doğru bir yerde konumlandırırsan ya da düzenli olarak alıştırma yaparsan bu gibi şeyleri değiştirebilirsin. Ama bu, disiplin çalışma ve özveri gerektirir.

Genel olarak şunu söyleyebilirim, kendinizi hayata uygun şekilde adapte etmek istiyorsanız, mizacınıza uygun bir çevre bulmalısınız. Mizacınıza ters amaçlar için çabalamamalısınız çünkü bu acayip zordur. Ama bunu yapabilirseniz, işte o zaman kişiliğinizin tersi bir alanda var olan becerileri ve bakış açılarını geliştirmek için çabalayabilirsiniz. Çünkü temelde az gelişmiş olduğunuz birşey bu.

Bu şekilde, mizaçsal kapasitenizi daha geniş bir yelpazeye yayabileceğinizi düşünüyorum. Bana göre bunu yapmak her türlü duruma daha zengin bir çözümleme getirmektir.

Yani aşırı dışa dönükseniz, topluluk içinde susmayı öğrenmeli ve neler olup bittiğini görmek için dinlemelisiniz. Eğer içe kapanık bir insansanız, topluluğun içine dalıp kimseye bir söylemeden bir yerlerde saklanmamak için, toplum içinde nasıl konuşacağınızı öğrenmelisiniz. Yani kısaca uysal biriyseniz nasıl uyumsuz olacağınızı öğrenmeniz lazım ki insanlar sizi itip kakmasınlar. Uyumsuz biriyseniz de uyumlu olmayı öğrenmelisiniz ki aksi bi oç olmayasınız.

Vazifeşinazlıkda da aynı şey geçerli eğer fazla vazifeşinazsan, sakinleşmeyi ve biraz gevşemeyi öğrenmelisiniz. Eğer vazifeşinaz değilseniz de, Google takviminini kullanmaya ve gününüzü programlamaya başlayın. Kendinizi yeterince disiplinle edene kadar kendinizi buna odaklayın. Böylece bir şeye uzun bir süre bağlı kalabilirsiniz ve sefalet içinde yaşamazsınız.

Bu düzensiz birini karekterize eden bir şeydir mesela. Çünkü farkında değiller ki onları rahatsız etmiyor bu düzensizlik durumu. Belki farkına varabilirler ama duygusal bir değerleri olmadığı için anlamlı bir motivasyonları da yok.

Eğer bir partner seçiyorsanız hakkında düşünmek istediğiniz bir diğer şey ise, mizaçsal olarak sizden çok farklı olacak birini seçmemeye çalışın çünkü aradaki boşluğu kapatmak çok zor  olacaktır. Çünkü içe dönük ve dışa dönük iki insanın beraber olması gerçekten zordur. Aynı şekilde düzenli ve düzensiz birininde birlikte olması çok zordur. Çünkü birbirlerine katlanamayacaklardır. “Neden bir tane seçmiyorsun işte ! Neden bu kadar takıntılısın !” Temel kavgalar bunlar olacaktır.

Mizacını bilmek bu yüzden çok yararlıdır. Böylelikle gerektiğinde partnerinizle anlaşabilirsiniz. Kendinizle tamamen aynı birini bulun demiyorum. Zira, alternatif bakış açısınına sahip olamazsınız. Ama dikkatli olmalısınız zira hiçbir şekilde bir araya gelemeyecek mizaçta biriyle birlikte olabilirsiniz. Bu durumu özellikle yüksek ve düşük derecede açık sözlü olan ve (bu en kötüsü) ayrıca yüksek ve düşük derecede vazifeşinaz olan çiftlerde gördüm (buda diğer bir en kötüsü).

Çünkü,dünyayı başka insanların gördüğü bir şekilde göremiyorlar.
Çeviri-Enes Kutlubay Albayrak

(*)“Uyumluluk”: (agreeableness) Psikolojide büyük beşli (“big five”) olarak adlandırılan beş temel kişilik özelliğinden biri. Uyumluluk – şüpheli ve zıt olmaktan çok merhametli ve yardıma hazır olmaya eğilim.

(**)“Vazifeşinas”: “conscientiousness” Sorumluluk – öz disiplin göstermeye yönelim, sorumluluk sahibi olarak hareket etme ve başarı için azimli olma; kendiliğinden olan yerine planlı hareket etme.

Jordan Peterson Türkçe Kitap

Jordan Peterson Türkçe – Baskıcı anneler, oedipus kompleksi, persona ve gölge

Ailelerdeki oedipal durum hakkında, Carl Jung’un söylediği bir şey var.  Ama önce kabaca klasik oedipal durumu anlatayım. Oedipal durum, bir çocuk aşırı korunduğunda olur. Genellikle oğlan çocuğunun annesi tarafından aşırı korunma. Tersi de olabilir. Annesi tarafından aşırı korunan kız çocuğu ya da tüm o kombinasyonlar. Başlangıç açısından klasik durumu konuşacağım.

Freud böyle ailelerde genellikle iyi sınırların olmadığını gözlemledi. Karı koca arasındaki ilişki genelde gerilimli ya da hiç yok. Kadın da genellikle kocadan alamadığını almak üzere çocuğa dönüyor.

Bununla ilgili harika bir South Park bölümü var. Cartman’ın annesi, kontrolden çıkan Cartman’ı eğitmesi için Köpeklere Fısıldayan Adamı (Dog Whisperer) çağırıyordu. Eğer Freudcu Oedipal durumu öğrenmek istiyorsanız, bu bölümü izleyin zira olayı iyi işliyor.

Anne, sonra ilişki yaşamak istediği (sınır sorunu) bu uzmanı getiriyor.  Uzman oğlunu ondan ayırıyor. Ve sonra oğlana, kötü huylu bir köpeğe uyguladığı disiplini uyguluyor. Ama aynı zamanda her gittiği yerde, köpeğin sahiplerini de eğitiyor. Belki sorun köpekte değil de sahibinde.

Orjinal Atlara Fısıldayan ile ilgili de çok iyi bir film var. O da aynı şekilde atlardaki davranış problemlerini düzeltiyor ve atın sahibindeki psikopatolojiyi teşhis etmekte inanılmaz iyi. Bunun için doğuştan gelen bir yeteneği var.

South Park bölümünde olan şu. Köpeklere Fısıldayan Cartman’ı düzeltir. Cartman uygun giyinmeye, ödevlerini yapmaya, vs. başlar. Annesi Köpeklere Fısıldayan ile ilişki yaşamak istiyor ama adam mesafeyi koruyor. Sınırlarını çizip koruyor. Uzman gidince annenin Cartman’a ilk yaptığı şey, Cartman’a ödev yapmak yerine kendisi ile hamburgerciye gelmesi için rüşvet vermek. Bunu yapma nedeni ise çok yalnız olması. Etrafında başka kimse yok. Belki de derin ama çok derin bir şekilde eğer bu çocuğun büyümesine yardım ederse, çocuk evden ayrılacak ve kendisinin geriye bir şeyi kalmayacak diye korkuyor. Bebekleri dışında bir şeyleri olmayan anneler bunu yapma riski daha yüksek olan anneler.

Bu şaşırtıcı değil. Bunu etraflıca düşünmelisiniz. Birçok kadın … çoğu kadın … bebeklerine aşık olurlar. Bebekler daha büyük çocuk haline geldiklerinde, bu onlar için tehditkar bir durum olabilir çünkü bebek çocuk olduğunda, bebek “ölür” ve onun yerine artık çocuk vardır. Bir ebeveyn bu sürece radikal bir şekilde müdahale edip süreci durdurabilir. Bu her zaman olur ve klasik Freudcu Oedipal kabustur. Bazılarınız benim Kişilik sınıfımı aldı ve Crumb belgeselini seyretti.  Crumb ailesi, bu hastalığın inanılmaz bir örneği.

Annesi bu hileyi deneyen bir adam tanıyordum. Çok zeki ve birçok hileye sahip bir kadındı.  Ama adamın buna boyun eğeceği yoktu. Her dakikasında isyan edip baş kaldırdı. Sonunda kabaca hipermaskülen diyeceğim birine dönüştü. Bekar anneler tarafından yetiştirilen adamların sıklıkla kazandıkları hipermaskülenite ile ilgili ilginç bir ders. Zira iki yoldan birine giderler (ya hipermaskülen ya da hiper efendi çocuk). Bu bahsettiğim adam annesiyle her adımda savaştı.

Jung’un dediği ve çok hoşuma giden şey şu:  Oedipal anne çocuğu ayartır. “Bak” der. “Anlaşma şu. Hiçbir şey yapmak zorunda değilsin. Ama beni terk etmeyeceksin. Gitmezsen ve bu zor şeyleri yapmazsan ben sana bakacağım.”

Çocuğun sürekli seçim şansı var. Tamam güç dengesi aleyhine ama bu sandığınız kadar kesin değil. Küçük çocuklar sağlamdırlar ve sürekli seçim yapıp dururlar. Jung bunun çocuğa anne tarafından dayatılan bir şeyden çok bir komplo olduğunu düşündü. slında bu anne, baba ve çocuk arasında bir komplo.

Her ne kadar zor olsa da bence bu iyi bir bakış açısı. Çocuğu sorumlu tutmalı mısınız?

Evet ama sağduyulu bir şekilde ve tamamen değil.

Bu durumda olan bir yetişkinle uğraşıyorsanız ve o bundan kaçmaya çalışıyorsa. En başa dönüp bu lanet şey nasıl oldu bilmeniz gerekiyor. Kapıyı nerede açtıklarını bulmaları gerekiyor. Vampir gibi. Siz çağırmadan içeri giremezler. Onları içeri davet etmeyin. Birkez içeri geldiler mi kurtulmak zordur ve tüm kanınızı emerler.

Bu ibretlik bir hikaye. Pinokyo da daha iyisini bilmiyor ve aklı bir karış havada. Tilkinin tam olarak anlattığı, başarıya giden kolay yol ona öneriliyor. Ve beraber Stromboli’yi görmeye gidiyorlar. Şarkı şu. Hepsini okumayacağım.

“Ünlü ve oyuncu hayatı benim için harika.”

“Öğlen 2’ye kadar uyursun, puro içersin ve dünyayı gezersin.”

“Havyar ve tavuk yersin. Aktör yaşamı güzeldir.”

Sadece servet, insanların ilgisi ve sorumluluğa, disipline ve öğrenmeye kesinlikle dikkat etmeme lüksü. İki kat çekicilik değil mi? İstediğin her şeyi alacaksın ama bir şey yapman gerekmeyecek. Harika bir anlaşma.

Aktör bunu temsil ediyor. Bir yalancı ve bir aldatmayı oynuyor. Jungcu açıdan bir persona.

Persona sizin insanların içinde taktığınız maskedir. Hatta siz kendinizi personadan ibaret sanabilirsiniz. Ama değilsiniz. Persona sadece bir maske.

Tilki ile kedi, kuklayı (Pinokyo) sadece personadan ibaret olmaya çağırıyorlar.

Jung’a göre persona olarak başlarsınız. Sonra personaya uymayan taraflarınızı incelemeye başlarsınız ki bunlar gölge olacaktır. Sonra kim olduğunuzu anlarsınız ki bu şok edicidir.

Persona sizin ve belki de yakın kültürünüzün iyi olduğunu düşündüğü her şeyi içerir. Gölge de bunların dışında kalan her şeyi içerir ki bunların bazılar gerçekten çok kötüdür. Ama bazıları da kötü kılığında iyi şeylerdir.

Ve siz gölgedekilerin birçoğunu entegre etmeden personadan kurtulup, personayı aşamazsınız. Mesela olağanüstü merhametli biriyseniz diyeliö %98 yüzdelikteyseniz, kendinizi sürekli olarak başkaları için feda ediyor olacaksınız.

Bunun çok iyi bir şey olduğunu düşünen insanlar var ve evet bu bazı durumlarda iyidir. Ama problem şu ki kendinizi feda edersiniz.

Bu mesela yetişkin erkeklere karşı çok kötü bir duruş. Bebekler için harika ama yetişkin erkekler için yanlış.

Biraz diş gösterene kadar sürekli olarak sizin gibi birini arayan kişiler tarafından kullanılırsınız.

“Ama hayır, ısırabilmek merhametli olmanın tam tersi” diyebilirsiniz.

Merhametin tam karşıtı, evet öyle. Siz bunu yırtıcı kategorisine atmışsınız.

“Bunu yapmayacağım, sinirlenmeyeceğim, çatışmadan hoşlanmıyorum.”

Siz onu derinliklerden çıkarıp üzerinize geçirip kullanmadığınız sürece başınız belada. Bu iyi ve kötünün yeniden değerlendirilmesi hakkında Nietzsche’nin fikri gibi. Sizin bilincinizde, neyin iyi neyin de kötü olduğuna dair bir algınız var. Ama bu çok zekice değil ve şeyleri yanlış kutulara koyuyor.

Sizin sorgulanmaz şekilde iyi kabul ettiğiniz şeylerin birçoğunun, örneğin merhamet gibi, her şeyden önce çok karanlık tarafları var. Ve ikincisi bunlar sizi hayat yolunda yürütmeye yeterli değiller. Tersi erdemlere de ihtiyacınız var. Bunları geliştirmelisiniz. Ve bunu yapabilmek için personanın dışına çıkmalısınız.

Jordan Peterson Türkçe Kitap

Disiplin, erken yatmak ve uyku düzeni

Disiplin sağlayamıyorum diye bana ulaşan çok sayıda insan var. Bana ulaştıklarında kafalarında disiplinli olup yapmak istedikleri birçok şey var.  Aynı zamanda neden disiplinli olmadıklarına dair birkaç fikirleri de var.

Bana disiplinsiz ve darmadağın bir hayatım var ve bu konuda ne yapacağımı bilemiyorum diyenlerin hemen hemen tamamıyla aramda şuna benzer bir diyalog geçiyor:

“Disiplinsizim, ders çalışamıyorum / işe geç gidiyorum / dükkanı zamanında açamıyorum, vs. vs.”

“Peki yataktan kaçta kalkıyorsun?”

“Evet çok geç kalkıyorum. 10 – 12 arası. Geç kalkmam büyük sorun değil mi?”

“Kaçta yatıyorsun?”

“Sabaha karşı 2 – 4 gibi.”

“Senin büyük sorunun geç kalkmamak değil geç yatmak.”

Gece 2 – 4 arası yatıp sabah erkenden nasıl kalkacaksın ki? Asıl sorun gece yatmamak. Şimdi “ben gece çok daha verimliyim” diye çıkışacak arkadaş, tamam sen azınlıksın ve bundan sonrasını okumana gerek yok. Ama insanların büyük çoğunluğu saatlerce çalışıp gece 2 – 4 gibi yatmıyorlar. Gördüğüm kadarıyla özellikle 23:00 – 03:00 arası tek yaptıkları şey internet, sosyal medya, boş youtube videoları, vs. Belki kitap da okuyorlar ama bu 4 saatlik dilimin %90’u çöpe gidiyor.

Eskiden bu çoğunlukle erken kalkmama lüksleri olduğunu sanan üniversite öğrencilerinin ya da liseyi bitirip üniversiteye ilk sene kazanamamış öğrencilerin sorunuydu. Ama şimdi eve kapanan ve evden çalışan büyük bir beyaz yaka nüfusu da bu problemle karşı karşıya. Bana bazen evde çalışan kimse 10:30’dan önce işe başlamıyor gibi geliyor.

Hayatınızda disiplin istiyorsanız ve böyle bir uyku düzeniniz varsa size açıkça söyleyeyim: bu problemi çözmediğiniz sürece disiplini unutun. Birkaç bohem sanatçı dışında geceleri bu şekilde yaşayıp geç kalkan ve buna rağmen başarılı olan insan sayısı yok denecek kadar azdır. Yahu bunu bilmeyen mi var diyeceksiniz ama maalesef çok var. Benim görüştüğüm çoğu insan, asıl sorunun bu olduğunu öğrenince çok şaşırıyor zira bunu o kadar önemsemiyorlar.

Burada asıl sorun geç yatmak. Bunu erken yatmaya ve hep aynı saatte yatmaya çevirmeniz gerekli. Hep aynı saatte zira hayatınızdan depresyonu uzak tutmak ve diğer şeyleri disiplin altına almak için böyle bir sabite ihtiyacınız var.

Depresyonla mücadele eden insanlarda sıklıkla gördüğünüz birşey, ve depresyonun nedeni konusunda çok genel bir önerme ortaya koymuyorum zira depresyonun bir sürü nedeni var, hayatlarında yeterince düzen olmayan insanlar, hayatın ağırlığı altında ezilmeye meyillidirler.

Örneğin birileri bana gelip depresyonda olduğunu söylerlerse, onlara her zaman standart bir soru setini sorarım.

İşin var mı? Eğer bir işin yoksa, toplumumuzda cidden başın beladadır. Öncelikle biyolojik ritminiz sapıtır zira akşam belli bir saatte yatmak ve sabah belli bir saatte kalkmak için bir nedeniniz yoktur. Çoğu insanın hergün aynı saatte uyanmamaları, günlük ritimlerinin (circadian rythm) çalışmasını takip ettiklerinden, yataktan kalkar kalkmaz depresyona girmeleri için tek başına yeterlidir. Özellikle de öğleden sonra uyuklamaya başlarlarsa.

Jordan Peterson – Bir yaşam rehberliği – Bölüm I

İdeal zaman 11:00 ama 10:30 da olabilir. Eğer 11’de yatıp 7 saat uyursanız sabah 6’da kalkabilirsiniz. Sabah 6’da kalktıktan sonra 12:30 gibi 30 dakika  – 1 saat öyle uykusu da yapabilirseniz süper.

Sabah bilinciniz yeni açılırken özellikle de gece geç yatmışsanız, kendinizi yataktan çekip çıkaramayabilirsiniz. Gece erken yatma konusunda daha fazla kontrolünüz var. Ama hemen heveslenmeyin, daha fazla kontrolünüz var ama bu birçoğunuz için kolay değil. Çoğunuz gece sosyal medya, netflix, mesajlaşma gibi artık bağımlılık olan alışkanlıklar geliştirmiş vaziyettesiniz. Bunların varlığında erken yatmanız çok zor olacaktır. Bunun için genellikle şunu tavsiye ediyorum:

1 – 23:00’de yatacaksanız 22:00’de bilgisayarı ve cep telefonunu bırakın.

2 – 23:00’de ışıkları söndürün, cep telefonunu uzağa koyun ve yatağa girin. Cep telefonunuzun hiçbir notifikasyonu açık olmasın. Airplane mode’a alıp yatabilirsiniz mesela.

3 – Uykuya dalmasanız bile yataktan çıkmayın! Biraz televizyon izleyeyim, instagram bakayım, vs. uykum gelir diye düşünmeyin. Tavana bakın, pencereden dışarıya bakın, gözlerinizi kapayıp koyun sayın, vs. 23:00’de yatağa girip 01:00’de uykuya dalabilirsiniz ama yataktan çıkmayın ve ekran açmayın. Işık açıp kitap da okumayın.

Birçoğunuz bir sıkıntıdan dolayı gece ayakta o nedenle bu dediğimi yaparken çok zorlanacaklar. Zira bu kişilerin temel motivasyonlarından biri de canlarını sıkan şeyi düşünmekten kaçmak.

4 – Saat 14:00’den sonra kahve ve çay içmeyin.

5 – Günde 15-30 dakika meditasyon yapmanızı şiddetle tavsiye ederim. Bunu yatmadan önceki 4 saatte yapmayın.

Tekrar ediyorum, gece çalışan biri değilseniz, hergün aynı saatte erken yatıp erken kalkmadan (arada bir bir şeyi yetiştirmek için 3 – 4 gün arka arkaya sabahlamanız gerekebilir ama biz burada normalinizden bahsediyoruz) başarılı olma şansınız çok düşük. Disiplinli olmanız neredeyse imkansız. Disiplinsiz biriyseniz ve uyku düzeniniz kötüyse ilk uğraşmanız gereken şey o.

Yüksek değerli erkek olmak ne demektir?

Rollo Tomassi‘nin youtube kanalını takibe aldım. Bu kanalın tamamını elimden geldiği kadarıyla Türkçeye çevirmeyi planlıyorum. Videolar oldukça uzun, ana temaya bağlı kalarak özet şekilde çeviri yapıyorum.

Çevirilerin bir kısmını buradan, bir kısmını kendi sitemden yayınlayacağım ve gene youtube kanalımdan bu çevirilerin seslendirilmiş hallerini yayınlayacağım.  Bu kanalda farklı konularda güzel podcastler de yayınlıyorum.

İlk olarak “Yüksek değerli erkek ne demektir?” adlı son youtube videosunu çevirdim. Çevirideki ifadeleri Türkçemize uyumlu olması ve anlam bütünlüğü için yeniden düzenledim! Kendi ifadelerimi kullanarak konuyu anlattım. Video şu:

Çeviriye geçelim….

Günümüz feminist gözlüğü takan dünyasında yaşlı, obez, 2 çocuklu-boşanmış kadınlar bile kendilerinde yüksek değerli erkeği isteme hakkı görüyorlar. Bir de genç ve güzel bir kadının nasıl erkekleri isteme hakkını kendinde bulacağını düşünün. Bunun nedeni birçok kadının kendi cinsel piyasa değerleri hakkında illüzyon-yanılsama içinde olmalarıdır.

Toplum kadınların kıçını öpüyor ve onlara her şeye sahip olabileceklerine ve en iyiye layık olduklarını söylüyor. Yetinmemelerini, evliliği ertelemelerini, kariyeri, başarılı alfayı hedeflemelerini söylüyor.

Kadınlara “bir erkekte neler olmalı?” diye sorulduğunda. Yakışıklı, kariyerli, bol para yapan, özgüvenli falan filan diyorlar. Peki, erkeklerin yüzde kaçı bunların hepsine birden sahip ki? Kadınlar buna % 20-50 diyebilirler. Halbuki tüm bu saydıkları şeylerin hepsine sahip olan erkeklerin oranı %1 gibi bir şey.

Bunun anlamı teknik olarak kadınların erkeklerin çoğunu görmemesi demek. Kadınlar kendilerinden üstün erkeklerin dediklerine itaat ederler, kendileriyle eşit olan erkeklere değil ! Toplum içindeyken eşit erkek istediklerini söylerler ama sadece kendilerinden üstün olarak algıladıkları erkeği görünce o erkeğe boyun eğerler. Bu yüzden yüksek değerli olmak gerekir. Yüksek değerli olmanın bir erkeğe sağlayacağı en önemli avantajlarından biri de çekip gidebilme lüksü olacaktır.

Pek çok erkek saygısız, kaba, obez ve kendileriyle seks yapmayan kadınları bırakıp gidemiyorlar. Çünkü yalnız kalmaktan ve yenisini bulmaktan korkuyorlar. Yüksek değerli olan dolayısıyla bir ayağı kapıdan dışarıya çıkmış bir adam olduğunda, sırada bekleyen başka bir kadın olduğunda kadınlar o erkeğe saygılı davranacaklardır.

Öncelikle yüksek değer birçok insanın öznel (kişiden kişiye değişen bir şekilde) olarak algıladığı bir şey. Öncelikle yüksek değerin ne olduğunu objektif olarak belirlemeliyiz.

Şundan çok eminim ki, birazdan bir kadın gelip bu videonun yorumlarına: “yüksek değerli erkek olmak demek iyi bir erkek olmaktır. Benim ihtiyaçlarıma duyarlı, elimi tutan, köpekleri ve dondurmayı seven, çocuk isteyen ve iyi aileden gelen erkektir” falan diyecektir. O yüzden yüksek değerli demekten kastımızın ne olduğunu objektif bir şekilde ortaya koymalıyız.

Alfa demek olarak şu tanımı yapabiliriz. Alfa belli bir maddi güce, tecrübeye, yeterince farklı kadınla yaşanmışlığa, şekle girmiş vücuda, bankada belki 6 aylık maaşı kadar bir birikime sahip kişidir diyebiliriz. Bence bu sizi giriş seviyesinden yüksek değerli adam sınıfına sokar.

Maalesef biz erkekler bu “yüksek değerli” olma konusunda erkekler olarak kadınlardan farklı olarak somut bir şeylere sahip olmalıyız. Onlar için sadece güzellik yetecektir ama bizim için durum çok daha farklı. Biz bu noktada kadınlardaki gibi bir ayrıcalığa sahip değiliz. Bir kadına ilişkide kendisinin masaya ne koyacağını sorduğunuzda “ben iyi biriyim, naziğim, ilgiliyim” gibi birçok sübjektif şeyi söyleyecektir. Ama erkeğin böyle bir ayrıcalığı yoktur. Erkeğin masaya somut şeyler getirmesi zorunludur. Bizler üstü kapalı bir şekilde performans yükü altındayız.

Kadınlar politik doğrucu olarak: “partnerim en az benim kadar para kazanmalı ya da benden biraz daha düşük olsa da olur” falan diyebilirler ama şunu biliyoruz ki kadınların söyledikleriyle yaptıkları ayrı iki dünyadır. İstedikleri kendilerinden en az %25-50 daha fazla kazanan bir erkek. Kendilerinden çok daha başarılı ve fazla kazanan erkek istiyorlar ve bir yandan da bunları önemsizmiş gibi gösteriyorlar. Çünkü bu beklenti onları kötü gösteren bir şey olurdu. Bu yüzden bu konuda dürüst olmuyorlar.

Erkekler bunlara sahip olurlarsa lider olurlar ve ilişkiye istediklerini dikte edebilirler. Çünkü kadınlar eğer ödül olduğunu düşünmezlerse o erkeği takip etmezler. Çoğu kadın çoğu erkeğe aslında saygı duymaz, duyarmış gibi yaparlar çünkü doğalarının bu onları kötü gösterme ihtimali olan tarafını gizlemek isterler. Ve bunları gerçekleri dürüstlükle redpillde dile getiren erkekleri “kadınlardan nefret ediyorlar vs.” diye damgalamaya çalışırlar. Bizler kadınlardan nefret etmiyoruz, sadece pratikte bu cinsel eşleşmelerin kadınların dürüstçe dile getirmediklerinden daha sert bir doğası olduğunu söylüyoruz.

Kadınlar hipergamiyi uzun süre sır olarak tuttular. Bunu zaman zaman bazı komedyenler dile getirmiş olabilir ama tarihsel olarak kadınların üstün faydası gözetilerek bu eşleşme, partner bulma stratejileri sır olarak tutulmuştur. En azından bir noktada üzeri kapatılmaya çalışılmıştır.

Günümüzde sosyal medyanın patlamasıyla kadınların kendi egolarını yaptığı yaptırım ve beklentileri arşa çıkmış durumda. Ve artık cinsel pazar değeri olarak 6’lık bir kadın çok rahat bir şekilde kendini 8’lik olarak hissediyor. Çünkü sosyal medya üzerinden beta ve feminist erkekler gibi gruplar tarafından çok fazla ilgi bombardımanına tutuluyorlar.

Artık kadınların hipargamiyi bir sır olarak tutmaya ihtiyaçları yok. Bunu da açıkça artık medyada görebiliyoruz. Açıkça belli bir yaşa göre (genç oldukları ve birçok erkekle takılabildikleri parti yıllarında) serserilerle takılmaları ancak belli bir yaştan sonra daha kalıcı-sağlayıcı-sorumluluk sahibi beta erkeklerle evlenmeleri tavsiye ediliyor.

Reklamlarda bilerek ortalama güzelliğin bile altındaki bir kadını alıp tepedeki çekici bir adamla eşleştiriyorlar. Erkekler hayatta eğer belli standartlara sahip olmazlarsa çekici kadınlarla olamayacaklarını çok hızlı bir şekilde öğreniyorlar. Ancak bu tarz reklamlar kadınlara ne kadar güzel olmasalar da, hatta maskülen bir kadın olsalar da azınlık dilimdeki erkeği hak ettikleri vurgulanıyor. Bu yüzden kadınlar gerçek yaşamla uyumlu bir beklentinin dışına çıkmış durumdalar. Bu reklamların söylediği ortalama altı güzellikte bir kadının tepedeki dilimdeki erkekleri hak ettiği.

Kadınlar için eskiden gizli bir şekilde verilen hipargamik tavsiyeler artık artık çok açıkça veriliyor. Kadınlara, değerinizin düşüşe geçeceği 28 yaşlarına kadar eğlenin ancak bu serseri adamlarla evlenmeyin ve o yaştan sonra sorumluluk sahibi betayı bulun tavsiyesi açık bir şekilde veriliyor.

Kadınlar kendileriyle eşit partner aramıyorlar, kendilerinden üstün görecekleri birini arıyorlar. Erkeklerin beynine küçüklüklerinden beri kazınan klasik söylemin aksine seninle eşitin olduğunu bilen kadın seni kendinden üstün göremez. Çünkü hipargamik kadın her zaman kendinden daha yukarıda ve iyi olanı arar.

Kadınlar her zaman ataerkil toplumda yaşadıklarını söyleyip mağdur edebiyatı yapıyorlar ancak söz konusu 2021 yılıysa artık bu durum geçerli değil ve kadınların şuanki toplumda daha fazla ayrıcalıkları ve hakları var. Eğer günümüz feminist toplumunda kadınsan ataerkil diye bahsettiğin bir erkeğin üzerindesin demektir.

Feminizm sadece kadınların mağdur olduğunu iddia ederse varlığını sürdürebilir. Çünkü feminizm “eşitliği” savunduğunu söyler anca bunu sadece bir tarafın mağdur olduğunu iddia ederse savunabilir. Ancak bunu savunmak şuanki toplumda yapılabilecek bir şey değil.

Görüştüğüm birçok kadına bir erkekten beklediklerini sorduğumda, 19 yaşındayken beklediklerinin 29 yaşındayken beklediklerinden çok daha farklı olacaklarının en azından bilinçaltı seviyede farkında olduklarını gözlemliyorum. Ben bu durumun birçok erkek tarafından da fark edilmesini bekliyorum ancak kadınlar zaten bunun çoktan farkındalar!  Ve belli bir yaşa kadar serserilerle gönül eğlendirip sonra da sorumluluk sahibi betayı bulmak planlarının bir parçası! Aslında erkekler burada kadınların gördüğü büyük resmi görmüyorlar. 19 yaşındaki bir kızın eşleşme-partner bulma stratejisi aslında aynı zamanda hayat stratejisidir. Ancak 21 yaşında bir erkek hala kendisine anlatılan idealleştirilmiş aşk masallarına inanıp duruyor (Kendimle eşit bir partner bulacağım, her şey plana göre gidecek, çocuklarımız olacak vs) . Ama kadınlar daha 19 yaşından beri 28 yaşlarına kadar olan parti yıllarındaki eğlenme halinin ileri 30’lu yaşlarındaki güvenlik ve kendilerini garantiye alma ihtiyaçlarına kadar sürmeyeceğinin farkındalar. Bu eğlenceyi belli bir yaştan sonra sürdüremeyeceklerini biliyorlar. Ve her şeyi plana göre işletiyorlar! Bu yüzden kadının eşleşme (partner seçme) stratejisi aynı zamanda hayat stratejisidir.

Bir kadın 20’li yaşlarında ve güzelse hayat onun için kolay modda olacaktır. Ancak biz erkekler için tek opsiyon görünüşümüz ve yaşımız değildir. Para erkekler için büyük bir eşitleyicidir. Para erkeği yakışıklı hale getirir. Bu açıdan erkekler para yapmaya odaklanabilir çünkü kadınlar bir yere kaçmıyorlar. Erkekler kadınlar gibi değerli olmak için belli bir zaman dilimine hapis değiller. Bir erkek 20-30’larında çalışıp 35’lerinde cinsel pazar değerini yukarı getirebilir. Çünkü biz erkekler en değerli olduğumuz yaşlar bakımından kadınlarla aynı cinsel pazar zaman tünelinde değiliz.

Kadınlar 35 yaşında bir erkeği daha genç kadınlarla beraber olduğu için utandırmak isterler ama kendilerinin değerinin düşüşte olduğunun ve erkeğinkinin artışta olduğu bildikleri için bunu yaparlar.

Hayatı bir banka gibi görürsek, kadınlar hayata 5 milyon dolar avansla başlıyorlar (19 yaşında güzel bir kadın olması). Ancak ortalama bir erkek 20’lerinde bu kadının yanındayken neredeyse 0 bakiyededir(20’li yaşlarında tecrübesiz erkek değersizdir). 35’ine kadar daha fazlasını biriktirebilir(statü kazanıp kendini geliştirilerek). Erkek 35’lerinde kadına başlangıçta avans verilenin 3 mislini kazanmışken kadının parası çoktan suyunu çekmek üzere olacaktır(ilerleyen yaşı ile beraber kadının değeri 28’lere doğru düşüşe geçer). Ve kadınlar bu noktada çok uyanık bir şekilde kendi değerleri düşerken değeri yükselen erkeği kapmaya çalışırlar. Ama zeki erkek hayat bankasında 5 milyon doları birikmişken, geçmişte zengin olan ancak şuan 200bin doları kalan kadınla ciddi bir ilişki kurmaz.

Erkekler olarak performans yükü altındayız. Birçok erkek bunu kabul etmek istemiyor. Kadınların onların duygularına dokunan ve kendini ifade eden erkekleri istediklerini, herkesin karşılıklı olarak kazandığı, dünyadaki herkesin kazanan olduğu bir dünyada olduklarını düşünmeye eğilimliler. Ancak işin gerçeği sen bir erkeksin ve doğanda mücadele etmek var. Güzel kızları istiyorsan diğer erkeklerin yanında parlamalısın.

Erkek oyunu ile kadın oyunu çok farklıdır. Erkeğin oyunu kadını elde etmektir, kadın oyunu ise seks sonrasında erkeği elde etmekle, elde tutmakla ilgilidir. Ve pek çok kadın seksten sonra, seks dışında erkeğe bir değer sağlama konusunda yetersizdir.

Kadınlar güçlü ve bağımsız olmak istiyorlar ama hala önlerinde eğilip onlara evlenme teklif eden geleneksel erkek bekliyorlar. Ama kendileri geleneksel kadın olmak istemiyorlar. Erkekten beklenen şeyler geleneksel şeyler. Yani erkek centilmen olacak, koruyucu olacak, yeterli parayı kazanacak ama kadın geleneksel olmayacak. En mavi haplı erkekler bile günümüz evliliklerdeki bu dengesiz noktayı görebiliyorlar.

Kimse kadınlara bir ilişkiye başlarken cinsellikleri ve güzellikleri dışında masaya ne getireceklerini (ilişkiye nasıl bir değer katacaklarını) sormuyor. Bu sorulursa kadınlar genelde iyi bir işe sahip olduklarını söylüyorlar. Ama iyi yemek yapacaklarını, iyi anne, iyi eş ya da destekleyici sevgili olacaklarını vs. söylemiyorlar. İş bir kadını iyi bir eş, sevgili yapmıyor. Bunlar erkeklerin cinselliğin ötesinde baktıkları değer değil.

Pek çok kadın seksten başka bir şey masaya getiremiyor ve masaya getirdikleri diğer şeylerde zaten erkeklerin sahip oldukları şeyler.

Kadın: Daha fazla para yapıyorum !
Erkek: Tebrikler. Ben de öyle

Kadın: İyi bir işim var !
Erkek: Tebrikler. Benim de öyle

Bunlara erkekler zaten sahip. İşin aslı kadınlar erkeğin ne istediğini bilmiyorlar. Çünkü bunu hiç düşünmek zorunda kalmamışlar. Bir erkek kadından daha geleneksel kadın rollerini bekleyecektir.

Günümüz toplumunda erkeklerin kadınlara standart olarak saygı duymaları öğretilmiştir. Saygı kazanmak için tek yapmaları kadın doğmaktır. Bir kadının ağzından “ben bir kadının, saygı duyacaksın” lafı kolay bir şekilde çıkabilir. Ancak bir erkek size gelip “ben erkeğim bana saygı duy” dediğinde o erkeğe .iktiri çekeriz.  Erkekler saygı beklediklerinde bu komik olur çünkü erkekler eğer bir alanda başarı gösterirlerse saygıyı hak ederler. Bu adil bir durumdur.

Bir erkeği hayatta yaptıkları saygıdeğer hale getirir. Ancak kimse kadınlar için erkeklerden bekledikleri bu performansa dayalı aynı saygı kriterlerini dile getirmiyor. Pek çok erkeğin kafasına kadınlara sadece kadın oldukları için saygı duyma düşüncesi yerleşmiş. Bu düşünce erkeğin kadının türlü saçmalıklarını tolere etmesine neden oluyor.

Kadınlarla erkekler saygıdan farklı şeyler anlıyorlar. Kadınların tanımında herkes herkese saygı duymalı. Çünkü kadınların dünyasında saygıya tek referans kadın oldukları için saygı görmeleri gerektiğidir. Erkekler saygıyı diğer erkek başarılıysa ona verirler. Mesela bir erkek çok çalışıp varlıklı hale geldiyse ona saygı duyarız. Bir erkek “erkek olduğum için bana saygı duy” derse ona güleriz çünkü yaptıkları onu saygıdeğer hale getirir. Şuan toplumda kimse kadınlardan erkeklerden bekledikleri saygı kriterlerini beklemiyor. Sadece vajinaları oldukları için saygıyı hak ettikleri bir algı söz konusu. Bir kadın sadece kadın olmasının arkasına sığınarak sana saçmalık saçacak olursa, kadın olmasından ötürü ona saygılı davranma beyin yıkamasını bir kenara bırak ve bir erkeğe yaptığın gibi ona hak ettiği türden konuş. Bu durumda kadının fikri seninle çelişiyor olsa bile sana olan saygısı artacaktır. Çünkü ona gerçekten hak ettiği gibi davranma cesaretine sahip olduğunu göstermiş oluyorsun.

Kadınlar erkekleri, erkeklerin onları obje haline getirdiklerinden daha fazla obje haline getiriyorlar. Erkeği kazandığıyla, statüsü ve özgüveniyle obje haline getiriyorlar. Kadınlar sana çok faydacı yaklaşacaklardır. Statünden, gücünden, ona sunacağın türlü şeylerden faydalanmak isteyeceklerdir. Sen de küçüklüğünden beri sana öğretilen masalları bir kenara bırakıp bir kadının sana faydasını tartmayı düşünmelisin. Kadınların erkeklerden çok daha yoğun olan bu faydacı yapısının evrimsel nedeni kadının kendisini için en üstün-ideal erkeği bulmak için cinsel pazar değerinin en tepe nokta yaptığı 18-24 yaş aralığının ona kısa bir zaman tanımasıdır. Kadının en ideal erkeği bulmak için elinin en güçlü olduğu bu zamanın bir erkeğe göre çok kısa olması kadını her zaman daha faydacı, fırsatçı yapacaktır.

Çeviren: Secret