Kadınlarla (Oyun da) 10/10 Başarı Mümkün mü? | Erkeğin Hipergamisi

Merhaba millet, Ben Mr Deer. Daha önceki yazılarımdan ve videolarımdan beni bir çoğunuz tanıyorsunuz. Bu video da, bir çok insanın sayısız kere sorduğu ”her yürüdüğüm kızın numarasını alacak seviyeye gelebilir miyim?” sorusuna cevap arıyoruz. Bir bakıma da ”abi bir kız var” soruları da aynı kapıya çıkıyor, her yürüdüğümüz kızı elde etmek güzel bir hayal ama bir ”hayal”. Bu sorunun net ama tatmin etmeyen bir cevabı var, -hayır, her yürüdüğün kızı elde edemezsin. Fazla kısa ve tatmin etmediğini biliyorum.

Bazı durumlarda bu mümkün olabilir ama bu durumda da erkek ya kendi değerinin farkında olmuyor ya da düşük değerli kızlarla birlikte olmak daha kolay geliyor. Bu söylediklerim kulağa biraz karmaşık geliyor olabilir. Erkek değerini sonradan öğrenir ya da hipergami sinin farkına zamanla varır diyerek açıklayabilirim. Ülkemizde bir çok erkek kendi değerinin farkında olmadığı için düşük değerli kadınların ayak paspası olmakta, bu durumu yaşamamak için seviyemizi bilmeli ve kendi seviyemizde kadınlara yürümeliyiz. Çok daha fazlası videoda sizleri bekliyor dostlarım, İyi Seyirler!

Saha Raporu – Biraderim olur musun?

Uzun zamandır hiç Türkçe konuşabildiğim bir saha raporum olmamıştı, biraz da komik bir olay olduğundan yazayım dedim.

Saat öğlen 2 sıralarında 1km yakınlarında bir hatunla eşleştim Tinder‘dan Cumartesi günü. Profilinde 2 tane resim var, hafif çekik gözlü ama belli Çin’li ya da Uzak Doğulu değil. Profil açıklamasında sadece “Türk ya da Arap’larla ilgileniyorum” yazıyor dedim dur bakalım ne çıkacak.

Ufak bir konuşmadan sonra anladım ki hatun Kırgız ve 5 sene kadar Türkiye’de yaşamış, baya iyi Türkçe biliyor. Korona yüzünden burada mahsur kalmış, benim evime 200m mesafede bir otelde kalıyor. 8-10 mesaj sonrasında:

    – Akşam işin var mı?

    – Yok, hayır.

   – Tamam artık var, 8’de benimle şurada buluş.

    – Hahahah tamam.

Tabi burda kızın pek İngilizce bilmemesinin, Türkçe konuşabilmesinin falan çok çok ciddi bir avantaj sağladığı kesin.

Buluşma saati geldi, bir baktım hatun benden rahat 4cm falan uzun (179cm), şişman değil ama hafif yapılı bir hali var. Vücut gayet iyi, ama ben hatunun yanında biraz ufak kaldım resmen.

Yakınlarda bir bara gittik, sohbet falan çok iyi, Türkçe konuşmayı özlemişiz ikimiz de. Önce emin olamadım hatun benden hoşlandı mı diye ama dışarı çıktığımızda hafif hafif “yanlışlıkla” çarpıp koluma dokunmalarından anladım, niyeti belli. Bir sigara arasında yine, gelip omuzlarımızı ölçtü ve “sen kısaymışsın yaa” dedi, hiç bozuntuya vermeden gülüp elimi beline attım, baktım yanaştı iyice, dedim tamam gidişat iyi. 4’er birayı gömdükten sonra dışarı çıktığımızda zaten kendi gelip elimi tutmaya başlamıştı.

Ev ile otel çok yakın ve önce benim evin önünden geçiyoruz. Bu arada hatun biraz sarhoş olmuş mekandan çıkınca farkettim ama kaldığı otelin resepsiyonu da belli bir saatte kapandığından geri dönme şansım yok. Biz el ele bizim eve dönerken bu başladı saçmalamaya:

    – Bak senin evine gidiyoruz ama sen benim biraderimsin başka birşey olmaz..

Döndüm alaycı bir tavırla

    – Lan böyle el ele tutuşan bilader mi olur amına koyayım, ibnemiyiz biz. Gel sen bakarız geceyi hangi sıfatla bitireceğimize…

Hatun baya afalladı bu cevap üzerine, bir iki defa daha denedi şansını ama baktı benden geri vites yok geldi eve. Bu sırada beklemediğim birşey başıma geldi, hatun gitti kusmaya başladı, 4 bira yaramıyormuş pek. Üstünü değiştirmesi için birşeyler verdim, 5 dakika önce birader diyen hatun salonda gözümün önünde soyundu, üstünü değiştirdi sonra da gitti benim yatağa yattı.

Prensip meselesidir, çok sarhoş hatuna dokunulmaz, şansıma küseyim dedim yattım uyudum bende. Gece 4 gibi su içmeye kalktım, baktım bu da uyanmış. Bir şansımı deniyeyim dedim, sonuç olumlu oldu. Sabah bir tur daha derken oglene dogru çıktı oteline gitti.

Bazen son dakika direnci çok garip şekillerde insanın karşısına çıkabiliyor. İlk defa evime gelen bir hatun bana “birader” demeye kalktı ama biraz sakin kalarak sorun çözülmüş oldu. Tabi burda ikinci hasssas nokta, hatun çok sarhoşken hamle yapmamak oldu. Orada hamle yapmaya kalksam sapık muamelesi yeme ihtimalim çok çok yüksekti. Özellikle alkol içeren buluşmalarda, biraz daha sakin ve düşünerek karar vermek çok önemli.

Tinder Rehberi

Kırmızı Hap Sohbetleri – Mesaj oyunu

Öğrenen Adam : Ya Mahmut Hoca?

Mahmut Hoca : Söyle ya seydi.

Öğrenen Adam : Şu sana söylediğim kız var ya. İnternetten tanışıp buluştuğum ve el ele tutuşup yiyiştiğim. Ya mesela en son dün öğlen konuştuk. Aramadı ya da mesaj atmadı. Canım sıkıldı bu duruma.

Mahmut Hoca : Bunlar işte hep duygusal yatırım çekirge. Kızın aramasını beklemek, buna canını sıkmak falan.  O 5 saat konuşmaların acısı çıkıyor işte. Yerken iyi de işte çıkışı da var bunun 🙂

Öğrenen Adam : Normali nasıl olmalıydı?

Mahmut Hoca : Bu kadar erken aşamada kıza ya ilk mesajı sen atarsın ya da kız arayana kadar kızı unutur hayatına devam edersin. Örneğin ilk mesajı sen atarsan – ki erkek olarak atabilirsin – cevap verene kadar kızı unutursun.

Unutmaya çalışırsın değil, unutursun. Ben zamanında kendini hatırlatmadığı için çok kızın varlığını unuttum 🙂 Sonra kız pat diye mesaj atınca hatırlamak için özel çaba harcıyorsun.

Öğrenen Adam : Sabah gunaydın mesaji, öğleden sonra ve akşam arama vs olmalı mı?

Mahmut Hoca :

Ben de bunu anlamıyorum. Nedir bu sizin neslin sürekli mesajlaşma olayı. Açıkçası bir ilişkide frame kızda mı erkek te mi bir numaralı göstergelerden biri de bu.

Öğrenen Adam : İletişim sıklığı ve süresi ne olmalı ya da ne olunca aha kız elden gidiyor diye düşünmeliyim? Ben onun aramasını mı bekleyeyim?

Mahmut Hoca : Bilmem. Ama sık sık 24 saat konuşmasanız normal. Sonuçta işiniz gücünüz var. Günlerce aramasan sıkıntı olur tabii de.

Bu arada : aha kız elden gidiyor diye düşünmeliyim? mi dedin?

Öğrenen Adam : Evet 🙁

Mahmut Hoca : Genç adam sen çok fazla kız ödül bakışından düşünüyorsun.

Öğrenen Adam : Nasil yani?

Mahmut Hoca : Sen kızdan sık olmamakla beraber ilk aramayı yap, sonrasında aha kız beni kaybediyor diye düşün. Eğer düşüneceksen. Bu hatunlar arada tabak çevirirken seni unutuyor ve sonra pat diye seni arıyorlar. Sen de başka hatunlayken bunun ismine bön bön bakar kalırsın, Aslı kimdi lan diye.

Öğrenen Adam : Tabak cevirsem mi cevirmesem mi onu bile bilmiyorum …

Mahmut Hoca : İster çevir ister çevirme ama neden sen kızı kaçırıyorsun da o seni kaçırmıyor?

Öğrenen Adam : Hocam bir de ben sanırım bir mallık yaptım. Dün kızla ilk buluşmanın gecesi hatuna “seni özlemek” diye bir şiir yolladım.

Mahmut Hoca :

Öğrenen Adam : Dogru diyorsun, afc mentalitesi … Hata mıydı?

Mahmut Hoca : Allahım sana geliyorum …

 Öğrenen Adam : Evet, kızın avcundaki adam pozisyonuna girmiş gibi oldum.

 Mahmut Hoca : Hocam hayatında başka alternatifleri olan adam daha ilk buluşmadan sonra aşk şiiri atar mı yahu?

Öğrenen Adam : Yok, onda sen benim icin tek ve ozel degilsin imajini olusturdum.

Mahmut Hoca : Yok ya. Hiç göstermiyorsun Maşallah. Tüm hayalgücü, tüm rekabet stresi hepsi kalktı.

Öğrenen Adam : Serefsizim benim aklıma gelmisti 🙂

Mahmut Hoca : Aşk şiiri atmışsın ne özel değilsini Allah aşkına. Anlamamış olabilir o, kapısına şöyle git de tek ve özel değilsini tam anlasın :))

Mahmut Hoca : Sende ciddi bir oyun eksiği var. Sana Corey Abiyi tavsiye ederim.  Tam olarak kırmızı hap diyemezsin ama mühendis olmasının da etkisi ile her şeyi adım adım anlatan güzel bir kitap bu. Sana yararı olacaktır. Ya da yine tam kırmızı haplı olmasa da oldukça zihin açıcı Michael W abiyi.

Öğrenen Adam : Valla döner ismarlamissin gibi sevindim.  Cami yaptirsan bu kadar sevap islemezsin bak. Pook‘a basladim bu arada. O bitsin bunlara bakacağım.

Mahmut Hoca : Derler ya “KH teori Oyun pratiktir ve biri diğeri olmadan yarımdır” diye. Sende oyun kötü. Ben senin yaşındayken sadece oyun vardı. Sadece oyun ile hiçbir ilişki tuzağını göremiyorsun. Ama sadece KH ile de kadın – erkek ilişkilerinde ilerleyemiyorsun.

Öğrenen Adam : Oyunu ogrenmenin en iyi yolu tabak cevirmek ve deneyerek tecrube etmek di mi?

Mahmut Hoca : Evet ama bu kitaplar yıllarını alacak bir süreci aylara kısaltabilirler.

Öğrenen Adam :Peki abi kız sevgilin olduğunda iletişim sıklığı ne olacak? Mesela kim yazacak once ya da sıklıkla yazacak?

Mahmut Hoca : Mesajlaşma kadın alanı. Kadından daha sık mesaj atma yeter. Bir de sürekli mesajlaşmaya diren. O kadar boş olmaman lazım. Kızla 3 öğün mesajlaşıyorsan orda derdin çok mesajlaşmaktan çok o kadar boş olman.

Arada sık sık bütün gün mesajlaşmamak normal. Maalesef günümüzde erkekler kadınlaştığı için bunu anormal sanan, “abi kız 12 saattir mesaj almadı acaba beni sevmiyor mu” diye gelip soran çocuklar var. Şaşırarak okuyorum. Normali o zaten.

Öğrenen Adam : En son dün bu saatlerde mesaj atmisim. Simdi ariyim mi yoksa onun aramasiii mi bekliyim?

Mahmut Hoca :

Öğrenen Adam : Pardon aramistim.

Mahmut Hoca : Bu sorunla kız muhabbeti çeviriyoruz farkında mısın? Börek ve çay var mı?

Öğrenen Adam : Kısır olur mu abi? :))

Mahmut Hoca : Olur bir de tvde Müge Anlı varsa süper.

Birader öncelikle bu sorular çok yanlış. Bunların hepsi aşırı duygusal yatırım. İstendiğini varsayacaksın. Sen mesaj at mesela. Ama mesela attın mesajı o cevap verene kadar atma ki bu bir daha mesajlaşmaman demek olabilir. Mesela şimdi mesaj attın diyelim. Kız dönene kadar kızı unut.

Öğrenen Adam :Abi peki kızı ne zaman nextleyeceğimi nasıl anlayacağım?

Aslına bakarsan oyunu olan bir erkekte olay şöyle işliyor. Diyelim şimdi ben senin gibi yalnızım. 3 tabağım olurdu. Bu üç tabaktan ikisi nazlı biri ise aktif olurdu. Aktif olanla yazışırken bu kızlar sırayla kendiliklerinden düşerdi. Ben düşeni “ha lan bu kız düşmüş” diye farkedince yerine tabak koyardım.

Öğrenen Adam : Abi hani sevgili olunca tabaklar dusuyordu?

Mahmut Hoca : O ayrı.  Belli bir günde 3 tabağın olur ama sürekli biri düşer biri yerine konur. Senin nextleme eşiğini nasıl anlayacağım maalesef klasik mavi hap sorusu. Senin oyunun beta.  Beta oyunu oynuyorsun. Bak sana beta demiyorum. Öylesin ya da değilsin ama oyunun beta oyunu.

Öğrenen Adam : Yani hem boyle surekli ilgi bekleyen arayan beta olmak istemiyorum hem de aranmamamin sebebini ogrenmek istiyorum. Yoksa uzuluyor degilim. Nextleyip nextlememe konusunda net degilim.

Mahmut Hoca : “Aranmamamin sebebini ogrenmek istiyorum” – Nope. Bu yanlış. O kızın problemi senin değil. Senin gibi bir ödülü aramayıp kaçıran kızın neden aramadığı ödül çocuk senin mi derdin kızın mı?

Ben bir kız bana mesaj atmazsa ilk mesajı atarım. Ve hemen o mesajdan sonra kızı cidden harbi unuturum. Açıp sürekli görüldü attı mı falan diye kontrol etmem. Düşünmem. Stratejiyi cevap verince düşünürüm. Genelde örneğin kız 5 saat sonra mesaj attı ise ben de 5 saat bekler atarım. Ama 5 gün sonra attı ise 1 – 2 gün bekler atarım.

Öğrenen Adam : Ama abi kaç erkeğin 3 tabağı olabilir? Realist olalım, ya hiç tabak yoksa?

Mahmut Hoca : Hah çekirge! İyiki bu soruyu sordun. Şimdi sana bu muhabbetlerimizden alacağın en faydalı bilgilerden birini vereceğim.

Her erkeğin hayatında hemen bir haftada 3 tabak olabilir.

Öğrenen Adam : Nasıl abi? Haftada 2 kız?

Mahmut Hoca : 2 kız demedim, tabak dedim. Her erkeğin hayatında biri olsun ya da olmasın, 3 adet tabağı olmalı :
1 – İşi / dersleri
2 – Ailesi / arkadaşları
3 – Hobisi

Bunlara gymi de ekleyebilirsin. İşin sırrı şu. Evli ve uzun süreli ilişki yaşamış hemen her erkek takdir eder ki bu bu 3 uğraş kadının neredeyse kendisine rakip gibi algıladığı, erkeği uzaklaştırmaya çalıştığı ve neredeyse korku oyunu yaratacak birer kadınmış gibi gördüğü şeylerdir. Bu kadın – erkek ilişkisi dinamiğini lehinize kullanın.

Gidip tabak olarak kız bulmanız en sağlamı ve bunu ihmal etmeyin. Ama bu olana kadar bu 3 tabağa kendinizi verirseniz kız tabakların yerine geçerler. Özellikle siz bu üçüyle iken sanki başka bir kadınlaymış gibi onlara odaklanabilirsen.

Öğrenen Adam : Hiç bu açıdan bakmamıştım. Özellikle kadınların bu üçüne karşı davranışları gerçekten de dediğin gibi.

Mahmut Hoca :Kullan bunu. Hayatındaki tek kadın varsa (bence kız arkadaşın olana kadar ya sıfır ya da birden fazla olması lazım ama hadi bir kız var olsun) ona olan zamanını ve dikkatini bu 3ü ile eşit dağıt. İlgi yönetimi yani.

Evet, hayır, belki …

Birçok erkek manosphere’i mucize hapı ararken buluyor : aslında aradıkları, reddedilme sorununa çözüm. Reddedilme problemi, “bir erkeğin cinsel olarak başarılı olabilmesi için, reddedilme riskini göze alması ve reddedilme ile karşılaşması gereklidir” şeklinde özetlenebilir. Gerçek şu ki, çok azımız reddedilmekten hoşlanırız. Reddedilmek demek, yüzünüze bakılıp size “değersiz” bulunduğunuzun söylenmesi demektir. Eskiden bazı şarlatan PUAların sattığı şey de buna ilaç idi “3000 Dolar öderseniz ve benim seminerime katılırsanız, reddedilme riskini sonsuza kadar yok edeceksiniz”. Reddedilme ihtimali ile kanı donarak taş kesilen erkekler için çok ağız sulandırıcı bir ürün bu.

Fakat bu PUAları da negatif şekilde etkiledi. Bir ürün belli bir piyasaya göre geliştirilir ve bu örnekte pazar reddedilmenin düşüncesi ile bile taş kesilen ve sıklıkla oneitis hastalığına yakalanan erkeklerdi. Manosphere’in oluşma döneminde en çok gördüğüm soru “abi şimdi bir kız var …” ile başlar ve “bu kızı nasıl elde ederim (kız arkadaşım yaparım)” ile biterdi. Bu temelde “bir şirket var, bu şirketi nasıl müşterim yaparım” sorusu ile aynı. Bunun için öncelikle bu şirketin hayatını iyileştirecek bir ürüne ihtiyacımız var ve sonra da şirketin bu ürünün farkına varmasını sağlamalısınız. Sonra da bu ürünü onlara satmaya çalışmalısınız.

Bu taktikleri uygulamak her zaman başarı ile sonuçlanmayabilir ama umulan odur ki bu süreçte akıllı biri çıkıp da şu soruyu sorar : “abi biz ürünümüzün halihazırdaki halini almaya hazır başka müşteriler bulmak yerine neden ürünü sadece belli bir müşteriye göre geliştiriyoruz?”

Evet, Hayır, Belki …

Yıllar boyunca birçok şirket seminerine, çalıştayına ve eğitimine katıldım. Ama (ilişkilere) en çok uyarlanabilir olanı, kariyerimin başarında katıldığım ve satış odaklı olan bir tanesi idi. Bu satış çalıştayında eğitmen, 3 tip potansiyel müşteri tarif etti.

A) EVET!

B) Belki.

C) Anlat bana ….  ama hayır.

Müşteri A ile satış için çok uğraşmanıza gerek yoktur. Tek yapmanız gereken siparişi alıp, siparişi işlerken sıçmamanızdır. Bu insanlar ürünüze bayılmaktadır, şirketiniz hakkında çok güzel şeyler duymuşlardır, ürününüzü alma arzusu tarafından tamamen bastırılmış ve sayıca çok az çekinceleri vardır. Aslına bakarsanız bu tip müşterilere ürününüzü kötüleseniz bile, ürününüzün yanında yer alıp onu size karşı savunma eğilimindedirler. Ürününüze duygusal yatırım yapmışlardır, kafalarında zaten satın almışlardır ve zaten neden sıçmak için ısrar edesiniz ki?

Müşteri B ise potansiyel müşteridir ve ürününüze ihtiyaç duysa da henüz 100% ikna olmamıştır. Bunlar bir miktar satış, bilgi edinme ve ilgilenme süreci isterler. Eğer satış kanalınıza gelenleri elemede çalışır bir mekanizmanız varsa bunlar müşteri portföyünüzün çoğunluğunu oluştururlar. Bu müşterilere satış, belli bir yetenek ve tecrübe gerektirir. Bazıları sıkı bir markaj ister, bazılarına daha yumuşak yaklaşmak lazımdır ve yanlış hesaplamanız satışı yapamamanıza neden olabilir. Sadece güven ve rahatlığın inşaa edilmesine ihtiyaç duyan bir müşteriye sert bir satış süreci ile girerseniz, müşteri kaçabilir. “Neden hala düşünüyorsun, bu şahane bir ürün hemen şimdi almalısın” diye bastırılmasını bekleyene önceden güven ve rahatlık vermeye çalışırsan, müşteri bunu ürüne olan güveninizde zayıflık olarak algılayıp kaçabilir.

Ve son olarak da Müşteri C vardır. Bunlar ürününüzü hiçbir zaman almayacaktır ama bir satışçının kendilerine odaklanmasından gelen ilgiden zevk alırlar. Direk hayır demek yerine, zamanınızı boşa harcamanıza neden olacak şekilde etraflarında dönmenizi sağlarlar. İlginiz ile kendilerini önemli hissederler, egolarını tatmin ederler ama sizden hiçbir zaman ürün satın almayacaklardır. Bunlar karar verici gibi davranılmayı seven ama karar veremeyen kişiler olabilirler, eleştiri duygusu yüksek kişiler olabilirler ya da çoktan başka ürün almış olabilirler. Yani bu müşteri size C tipi iken başka ürüne A tipi ya da B tipidir. Bunun haricinde, aslında hiçbir ürünü almaya niyeti olmayan ama birine hayır demekten nefret eden karakterde biri olabilir.

Bu aşamada, 90ların sonunda ve 2000lerin başında (PUA) çalıştaylarına katılan erkeklerin çoğunun C tipi müşteriyi A tipi müşteriye çevirmenin sihirli yolunu arayan kişiler olduğunu anlamışsınızdır. Bunu tweetlediğimde biri bana erkeklere tüm kadınların B tipi müşteri olduğunun anlatıldığını, A ve C tipi müşterilerden asla bahsedilmediğini söylemişti. Bu aslında bir noktaya kadar anlaşılırdır, zira tüm kadınları B tipi olarak gösterirseniz, yani her erkeğin her kadınla şansı olduğunu ve şanslarının kendilerinin performansına bağlı olduğuna inandırırsanız, bu erkeklerin üretkenliğini arttırırsınız. Bu aynı zamanda neden bu kadar çok erkeğin bu tuzağa düştüğünü de açıklar.

Satış mesleğinde müşterileri bu şekilde kategorize etmenin sebebi, komisyon ile çalışan bir satışçının, A ve B tipi müşteriler aramaya ve satış kapamaya harcayabilecekleri zamanı, C tipi müşteriler ile heba etmesini önlemektir. Zira tersi, çok kötü satış rakamlarına neden olabilir. Bir satışçı olarak B’yi A’ya çevirmek için harcayacağınız zamanda, 3 – 4 tane A tipi müşteri bulabilirsiniz. Ya da C tipi müşteriyi B tipine çevirmek için boşa harcayacağınız zamanda birkaç B tipine satış yaparsınız ya da 10 – 20 tane A tipine satış yapabilirsiniz. Bir satışçı için başarılı zaman yönetiminin anahtarı, C tipi müşterileri en kısa sürede tanımlamaktır.

Dahası, kişi bu konuda biraz düşünerek her erkek için, her kategorideki kadın nüfusunun farklı oranlarda olduğunu söyleyebilir. “Alfa erkek” olarak tanımlayabileceğiniz biri için kadınların çoğu A kategorisinde iken, az bir kısmı B kategorisinde ve çok azı ise C kategorisinde olabilir. Ortalama beta için ise oranlar her kategoride 33% ya da çok daha kötü olabilir.

Evetçi Hatunlar, Hayırcı Hatunlar ve Belkici Hatunlar

PUAların “Hayırcı Hatunları” Evetçi veya Belkici Hatunlara çevirmeye odaklanması kendileri için mantıklıdır. Zira potansiyel PUA müşterilerinin çoğu bu duruma saplanmış vaziyettedir ve bu nedenle de PUAların ürünü pazarlarına göre şekillenmiştir. Yüksek değerli ve bu nedenle de sürekli “Evetçi Hatunlara” rastlayan erkekler, oyunu öğrenme ihtiyacı hissetmezler. Yatırımları konusunda bilinçli erkekler de, belli bir “Hayırcı Hatunu” saplantı haline getirip onu “Evetçi Hatuna” çevirme yolları aramaya çok daha az meyilli olacaklardır. Ama birçok erkek için temel problem, oyunu özellikle bir hayırcı hatunu evetçi hatuna çevirmek için öğrenmeleridir ve bu nedenle de zamanlarının çoğunu satış kapamaktan çok satış sürecinde harcamalarıdır.

Bu, çok fazla sayıda son dakika direnci ya da benzeri olaylarla karşılaşma nedeninizdir. C tipi müşterilerle çalışan her satışçı bilir ki, bunlar resmen ömür törpüsüdür. Bunlara satış için, kontrattaki maddelerin pazarlığı için haftalarınızı ve aylarınızı harcarsınız, avukatlar arasında dökümanlar ufak değişikliklerle defalarca gider gelir, ve tam kontratı imzalama aşamasında satın almama kararı çıkar. Ya da eğer imza atsalar bile, anlaşma şartlarını, ürün özelliklerini, satılan ürün paketini ve zaman çizelgesini değiştirmek için sürekli ensenizdedirler. Bunları hayırcı hatunlarla da sürekli deneyimlersiniz. Satış hiçbir zaman bitmez ve sadece konuşmayı devam ettirmek bile Herkülvari bir çaba gerektirir. Hayırcı bir kızla uğraşmanın en iyi yolu, C tipi müşteri adayı ile uğraşmanın aynısıdır. Onları açık bir karar vermeye zorlarsınız ve tepkilerine göre devam edersiniz. Hızlıca sonuca koşarsınız, ellerini hızlıca oynamaya zorlarsınız, ve bir kez hayır cevabını alınca da onları tamamen unutup önünüze bakarsınız. Bu, boşa harcadığınız çabayı en aza indirir.

Belli bir film türüne olan alerjime rağmen, “filmin %90ı boyunca hayırcı bir kız için ölüp biten ama sonunda bütün o zaman boyunca yanıbaşında bir evetçi kız olduğunu farkeden erkek tipi” beni her zaman eğlendirmiştir. Zira bu, belli bir erkek tipinde çok yaygın bir olgudur. Kadın dünyasında para birimi ilgidir, ve kız ile erkek arasında çok ciddi bir CPD uçurumu ya da çok kötü bir arka plan olmadığı sürece, hayırcı bir kız, hiçbir  zaman birlikte olmayacağı bir erkeğin ilgisinin tadına varmaya mutlu mesut devam edecektir. Hayırcı kızı belkici kızdan ayırmanın yolu genelde şöyledir : belkici kız konuşmayı onun için ilginç tuttuğunuz sürece muhabbete yatırım yapar. Hayırcı kızla muhabbeti ise sonuna kadar sizin sürdürmeniz lazımdır. Yani muhabbet rahatsız edici derecede tek taraflıdır.

Evetçi kızları, hayırcı kızlardan ayırmak daha kolaydır. Konuşmanın durduğu yerde bile muhabbeti devam ettirmek için aktif çaba gösterirler. Evetçi kızlarla hata payınız da daha fazladır. Hayırcı bir kızla muhabbet, iki yanında büyük bıçakların salındığı bir ipte dengede yürümek gibi ise, evetçi kızla muhabbet sakin bir şehirlerarası yolda araba sürmek gibidir. Kız konuşmaya yatırım yapacak, çoğu zaman pozitif tepkiler verecek ve eğer siz muhabbeti sürdürmekte zorlansanız bile sizi açmak için konular bulacaktır.

Belkici kızları hayırcılardan ayırmak biraz daha zordur zira diğer ikisine göre daha fazla bocalamaya meyillilerdir. Size bir mavi boncuk gösterip bir saklarlar, birgün soğuk, ertesi gün canayakındırlar. Bu durumda kıza eşiği aşırmak ve bir karara itmek daha nazik bir süreçtir. Zira eğer hayırcı bir kızla uğraşıyorsanız, kendinizi çok zaman harcamadan en kısa sürede azad etmek daha mantıklıdır. Ama aslında belkici olan bir hatunla uğraşıyorsanız, kızın evete mi hayıra mı meyilli olduğunu anlamaya biraz vakit ayırmanız daha faydalıdır.

Özet ve Sonuç

Eğer yolu kırmızı hapa çıkan erkeklerin en çok bocaladığı alanları sorarsanız, hayırcı bir kıza olan saplantıyı ve reddedilme korkusunu en tepede sayarım. Çoğu erkek, hayırcı bir kıza devasa zaman yatırmayı, dışarı çıkıp yeni adaylar aramaya tercih eder. Bu aynı zamanda mavi hap fantazisinin satış mottosudur ve Beta Erkek üretiminin arkasındaki stratejidir. Zira hayırcı kızlar birgün (yaşlanıp üstünde 30 yaş yazan) duvara tosladığında, bu sağlayıcı betalar onları pazardan çekip alacaktır. Sonuçta beta erkek, unicornuna kavuşacaktır.

Ama satışta çalışmış herhangi birinin size söyleyebileceği gibi, müşteri kovalamak, aslında sizi kovalayan müşterilerle satış kapamanıza engeldir. Daha başından ürününüzü almaya niyeti olan bir müşteri ile satış kapamak çok daha kolaydır zira bunların ikinci bir kere düşünme ihtimali azdır ve kontrat imzalamaya geldiğinizde onları yeniden satışa ikna etmek için çaba harcamanız gerekmez.

Çeviri : Yes, No, Maybe …

Kırmızı hap mantığı: Tehlikeli huylar – Bölüm 2

Kırmızı hap mantığı: Tehlikeli huylar – Bölüm 1‘in devamı.

Özet ve Sonuç

Hayat boyu, her insan hedeflerine ulaşabilmelerini sınırlayan huy ve inançlar edinecektir. Bunların çoğu, zihinsel yazılımımızdaki bazı açıklar nedeniyle, bilinçsiz olarak yapılır.

Hayatınız, iyi huylarınız ile kötü huylarınızın toplamının net değeridir. Yıllar önce, Olimpik halter takımına girmek için çalışan bir adamın yaşamı okuduğumu hatırlıyorum. Adam bu sırada şişmanlamış zira çok sıkı bir antrenman yapmasına rağmen, kendisini antrenmandan sonra cheeseburger, kızarmış patates ve kola ile ödüllendirme huyu edinmiş. Kötü antrenman pratiğini iyi bir diyet ile kompanse edebilirsiniz ama kötü bir diyetin sonuçlarını antrenman ile yokedemezsiniz.

“Mavi hap anlatısı” o kadar içselleşmiş inançlar üzerine kuruludur ki, bir erkek kırmızı hap yolculuğu boyunca bunlar üzerinde çalışıp bunları reddetmelidir. Örneğin, “kadınlar erkeklerin nasıl göründüğünü hiç önemsemezler” inancına sahip bir erkek, obez, pis ve herhangi bir giyim stiline sahip olmayışına çok rahat bahane bulabilir ve hala HB10 ruh ikizinin birgün kendisini bulacağına inanmaya devam edebilir. Bunun tersine “tüm kadınlar erkeklerin nasıl göründüğünü çok önemserler” inancına sahip biri ise kendi kişiliğini ve entellektüel gelişimini tamamen boşvererek 100% nasıl göründüğüne odaklanabilir.

Kişisel gelişim çoğunlukla uzun bir yolculuktur ve bu yolda ilerleme, yola baş koyan erkeğin istediğinden çok daha yavaştır. Bu yoldan dönmemek için, süreci sekteye uğratabilecek inançları ortaya çıkarıp, süreci destekleyecek fedakarlıkları destekleyecek inançları güçlendirmeniz lazımdır.

Hayatımın birkaç alanında neredeyse sürekli olarak kendimi geliştiriyorum ve bu konuda en çok karşılaşılan güçlüklerden biri de Red Pill Reddit’te “(endişe trolü) concern trolling” denilen şey. Yani size yakın birinin metod ve motivasyonlarınızı, “senin için endişeleniyorum” bahanesi ile sorgulaması. Geçmişte “vur ensesine al lokmasını” olan birinin kendi sınır çizgilerini dayatmaya başlaması, hayır demeyi öğrenmesi, her yaptığını hayatındaki herkese açıklamak zorunda olmadığını öğrenmesi, genellikle çevresindekilerin onun artık “kendisi gibi olmadığı” bahanesi ile saldırıyla karşılanır.  Zira bu kişinin kendini geliştirme süreci, onu kullanan insanları negatif etkileyecektir. Geçmişte şişman olan erkekler, zayıflama süreci boyunca, endişeli kişilerden “bu yaptığın sağlıklı mı?”, “kendine zarar vermeyesin” ya da hala 20% üstünde yağa sahipken “yeterince zayıfladın” gibi şeyler duyacaklardır. İroni şudur ki bu kişiler erkek kendisini fast fooda ve msır şurubuna boğarken hiç endişe belirtmemişlerdir.

Rational Male erkeklere kendi zihinsel odakları haline gelmelerini söylemekle gurur duyar ama erkeğin kontrol kaynağının dışardan olması gerektiği üzerine kurulu inanç, huy ve davranışları varken bu çok zordur. Dışsaldan içsel kontrol kaynağına geçişte, kişi egosunun ve IDin gücünü arttırırken, süper-egonun gücünü sınırlamalıdır.

Mavi hap anlatısının muhtemelen en sinsi yanı, sosyal olarak desteklenen ve belirtilen davranışların, sonuçları önceden görülür şekilde etkileyeceği anlatısıdır. Kısaca, mavi hap anlatısını takip ederek alacağınız ödül, sosyal makine içinde ne kadar iyi işleyen bir vida olmanıza bağlıdır. Mavi haplı erkek, kadınla konuşurken güçlü bir cinsel çerçevesi olmasının kötü olduğuna inanır. Sosyal baskıya rağmen kendi inanç ve değerlerinde diretmenin kötü olduğuna inanır. Cinsel ilgisini saklamanın ve toplumun öğretisi ile bağdaşmayan kendi değer ve inançlarını feda etmenin iyi olduğuna inanır.

Bu durumda, basit bir etki – tepki ilişkisi anlatının bir parçasıdır. “Toplumun senden istediğini yaparsan ödüllendirileceksin”. Ama insan durup da sosyal sözleşmeyi biraz analiz ederse, bunun tarihte büyük çoğunluk için doğru olduğunu ama son yıllarda tamamen değiştiğini görecektir. 1940 veya 50lerde yaşayan erkekler, zanaat öğren – iş bul – çok çalış – evlen ve Amerikan Rüyasını yaşa sosyal planını takip edip de ödüllendirilse de, bu senaryo günümüzde tamamen ölüdür fakat yine de “doğru yaşam tarzı” olarak büyük bir şevkle erkeklere pazarlanmaktadır.(*)

Manipülasyon yöntemleri genellikle korku, buyruk, utandırma ve suçluluk duygusu üzerine kuruludur. Bu nedenle kendi ahlak anlayışınızı geliştirmeniz hayatidir. Eğer hala sizi geride bırakan ahlak anlayışı ile yaşıyorsanız, kötü yazılım parçasının beyninize ulaşması için kolay bir giriş noktası var. Kendi ahlak kodunuzu geliştirerek, bir nevi kendi anti-virüs yazılımınıza sahip oluyorsunuz. Bu ahlak kodu da aynı zamanda çerçeveniz için bir çapa noktasıdır ve dışardan gelen saldırılara karşı firewall görevi yapar.

(*) Çevirenin Notu :

“Yanlış olan, kadınları evliliği bozduğu için utandıran geleneksel baskılar tamamen kalkmış iken, bir erkeği sosyal ve kültürel baskı ile, utandırarak, ‘bağlanmaktan korkmakla’ suçlayarak ya da ‘Peter Pan Kompleksi’ gibi uyduruk şeylerle evlenmeye zorlamaktır. Boşanmaların yüzde 90’ı kadınlar tarafından başlatılmasına rağmen. Dahası, bir kadın bağlılığı yokettiğinde, çocuklar büyük zarar görürler ve kadın şimdi ve gelecekte terk ettiği erkekten para talep eder. Evlenmeyi reddeden bir erkek ne masum küçüklere zarar veriyor ne de yıllarca bir kadına para ödemek zorunda kalıyor. Bu absürt çifte standardın, topluma gözle görünmeyen ama büyük zararları var.”

Erkek Düşmanlığı Balonu (The Misandry Bubble) – Bölüm 1 – Kültürel Kriz

Çeviri : Red Pill Logic: Dangerous Habits

Kırmızı hap mantığı: Tehlikeli huylar – Bölüm 1

Geçen hafta, yeni başladığı düşük karbonhidratlı diete sadık kalmada problem yaşayan bir adamla muhabbet ettim. Stres olduğunda bu stresi, diet kriptoniti olan yemeklerle yatıştırdığını anlattı, yani bol yağlı ve işlenmiş karbonhidratlı yiyeceklerle. Konuşmamız devam ettikçe, bu huyunun nereden geldiğini bulmak için Sokratik metodu kullanarak beyninin içine daldım.

Bu, kendisini geliştirmeye odaklanmış her erkeğin arada bir yapması gereken bir şey. Oturup, hedeflerinize ters ya da verimsiz olduğunu düşündüğünüz huylarınızı masaya yatırıp, bunların neden kaynaklandığını bulmaya çalışın. Scott Adams’ın dediği gibi, bizler biyolojik bilgisayarlarız ve işletim sistemimizin nasıl çalıştığı üzerine büyük etki eden küçük kod parçalarını sıklıkla içselleştiririz.

Kendimi geliştirmeyi ilk denediğimde, fena sıçmıştım ve bu çoğunlukla alışkanlık olan davranışlarım yüzündendi. Bu nedenle, kendimi kendime “psikoanaliz” yaparken ve bu davranışların kaynaklarını belirlemeye çalışırken buldum.  Dahası, bu davranışlarımın nereden geldiğini bulup, hedeflerime ters başka davranışları da içselleştirmeyi önlemeye çalıştım.

Çocukluğunuzda aldığınız görünürde zararsız mesajlar, sizinle hayat boyu kalabilirler ve on yıllarca davranışlarınızı pozitif ya da negatif şekilde etkileyebilirler. Bazıları savunma mekanizmalarının yararsız bir şekilde kullanımını öğrenirler, bazıları kendi kendilerini sabote ederler, banal bir yaşamı kabul ederler ve kendi rahat alanlarından öteye geçmek için kendilerine bir kere bile meydan okumazlar.

Alışkanlıklar nereden geliyorlar?

Doğduğumuz andan itibaren, alilemiz, arkadaş grubumuz ve diğer birçok etken tarafından sosyalleştiriliriz. Klasik “TV tarafından yetiştirilen çocuk” örneğin, çoğunlukla uyumlu bir mesaj vermek için hazırlanan kurmaca bir çevre tarafından sosyalleştirilir. İnsanlar diğer insanları taklit ederek, diğer insanların değerlerini ve kafa yapılarını içselleştirerek ve diğer insanlardan gördükleri tepkilerle öğrenirler.

4 yaşındaki size olan bir şey, bilinçaltınızda halen varolup sizin 20, 30 veya 40 yıl sonraki halinizi etkileyebilir ve bazen daha da uzun süre etkisini sürdürebilir. Freud süper-egodan, bu tip içselleştirilmiş çocukluk olaylarından ve mesajlarından bahsediyordu. Bunlar içsel kural-koruyucunuza entegre olup, sizin dengeli bir ego ve ID kazanmanız için gerekli gelişmeyi engelleyebilirler.

Her birine örnek vermek için, kendisine değersiz olduğu söylenen biri, çoğunlukla buna önceden tahmin edilebilecek 2 şekilde tepki gösterir, ya üstünlük kompleksi ya da aşağılık kompleksi geliştirir. Bu nedenle de ya bir narsisist ya da bir bağımlı olarak büyür. İlkinde egosu tarafından yönetilmektedir, ikincisinde de süper-egosu.

Yemek yemeyi kendini yatıştırmak için huy edinmiş kişi, bunu muhtemelen çevresindeki birinden ya da bir akrabasından görüp öğrennmiştir. Bir kişi “tüm ailem şişman, bu bizim genlerimizde var” diyebilir ama bu yarı doğrudur. Zira bu yemeği hayatla başa çıkabilme mekanizması olarak kullanma huyu edinmiş bir aile de olabilir. Burada hem egoyu, hem de süper-egoyu bastıran bir ID vardır.

Oyuna Etkisi

Oyun ve baştan çıkarmaya baktığımızda, burada da içselleşmiş huy ve anlatımlarla uğraşıyoruz. Mavi hap çerçevesini benimsemiş bir erkek, “mavi hap oyunu” diye etiketleyebileceğimiz huylar geliştirir. Burada huyları, süper-egosunun çocuklukta içselleştirdiği anlatılardan kaynaklanır.

Bunlar, “sadece kendin ol” ve “ruh ikizi miti” gibi ‘gerçekleri’ de kapsar. “Eğer kıza yürümen başarısız oldu ise, kızın doğru kız olmaması” defolu mantığı, iki cinsiyetin de aynı şekilde çalıştığını ve düşündüğünü sanan eşitlikçi miti, ve bir çoğu. İçseleştirdiği bu mit ve yanlış inanışlar, davranışlarının temelini oluşturur. Ve defalarca tekrarlanan davranışlar da huy halini alır.

Bu nedenle, mavi haplı erkek manosphere’e geldiğinde, bu bloga ya da başka bologa veya redpill reddit’e gelsin farketmez, içselleştirdiği ve hayatı boyunca sahip olduğundan bihaber olduğu bazı ‘gerçekleri’ kafasından atması gereklidir. Bu, birçok açıdan travmatik bir olaydır ve erkek çoğunlukla acının 5 aşamasından geçmek zorunda kalır. Aynı zamanda da, davranışlarının doğallaşması için yeni huyları içselleştirmesi gerekir.

Erken PUA dönemi “2 – 3 tane açılış öğrenin ve bunları kullanarak 100 kere yürüyün” tavsiyesinin nedenlerinden biri budur. Zaman içinde bu, erkeğin doğal tepkisi haline gelecektir ve aynı zamanda onun yürüme korkusunu aşmasına yardımcı olacaktır. Temelde bu, mavi haplı erkekler için bilişsel davranış terapisidir. Ama bu noktaya gelebilmek için, erkeğin kendisini bağlayan huyları ve içselleştirdiği inançları belirlemesi gerekir.

Huyların Sokratik Metodu

Sokratik metodu bilmeyenler için anlatalım. Sokratik metod, kritik düşünceyi ve  altta yatan varsayım ve fikirleri ortaya çıkarmak için müşterek diyalog içeren, sorular sorma üzerine kurulu epistemolojik yöntemdir. Klasik metotta, sorular, sorgulanan hipotezleri zayıflatmak için içsel tanım ve çelişkileri ortaya çıkaran hipotezler ortaya koyar.

“Rich Dad, Poor Dad” yazarı Robert Kiyosaki, zengin baba ile fakir baba arasındaki algı farkını zıtlaştırarak, iş paraya ve varlığa gelince perspektiflerin ne kadar güçlü olduğunu gösterir. Eğer kişi varlıklı birinin ya kötü biri olduğuna ya da servetini ahlaksızlık ve yolsuzlukla yaptığına inanırsa, bunun doğal sonucu olarak kişi servet edinirse, kendisini ahlaksız biri olarak yargılamalıdır. Bu genelde, para konusunda insanın kendi ayağına sıktığı davranışlara neden olur ve kişinin finansal olarak amaçladığı hedeflere ulaşmasını engeller.

Aynı şekilde, kişinin cinsel ilişkiler alanında içselleştirdiği inançlar, bu alanda kişinin kendi ayağına sıkıp geride kalmasına neden olabilir. Bunun klasik örneği, kendi niyetini saklayıp kadının kendisinin ne kadar “harika bir erkek” olduğunu yavaşça keşfetmesini sağlayarak ve bu sırada da hiç harekete geçmeyerek (açıkça yürümeyerek), kadın onun üzerinden reddedilme yükünü alacağına ve kendisinin ruh ikizi olduğunu anlayacağına inanan uydu erkektir.

Eğer erkek, kadınlarla oldukça başarılı olan “Piçin”, bu başarısını ahlaksızca davranmasına (ve kötü çocuk olmasına) borçlu olduğuna inanırsa, bunun doğal sonucu olarak da “iyi” bir çocuk olmak için, “Piç”in cinsel başarı için kullandığı tüm davranışları reddetmelidir. Eğer ilişkilerde “Piç” ya da “kötü çocuk” olarak anılan kişiyi, para konusundaki “zengin baba”ya benzetirsek, erkek ahlaklı olmak için, başarıya gidecek tüm değerleri, kafa yapısını ve davranışları yoketmelidir.  Yani temelde, “piçin karşıtına” dönüşen erkek, baştan çıkarmanın tam tersi şekilde davranmayı içselleştirir.

Bu içselleşmiş inanç genellikle erkeğin annesi, kız kardeşi veya diğer kadın kadın akrabaları ile başlar ve alfa erkek modelinin yokluğunda, amaç erkeği gelecekteki “gelin” için uygun bir “beta öder” olarak yetiştirmektir. Bu kadınlar erkeği, kadınların ve kendilerinin istediğini söylediği erkeğe çevirecek şekilde yetiştireceklerdir,  davranışlarıyla aslen istedikleri görülen erkek tipinde yetiştirmeyeceklerdir.

Eğer kişi Sokratik yöntemi kullanarak bu huyuna saldırmak isterse, “kadın erkek ilişkileri hakkında neye inanıyorum?” sorusu ile başlamalıdır. Bu şekilde ortaya çıkan listeyi eline alan erkek, bütün bu inançları gözden geçirerek kurtulması gereken inanç, huy ve özelliklerini içeren ikinci bir liste hazırlamalıdır (*)

Çevirenin Notu :  Kadınlar piçlere ve kendilerine kötü davranan erkeklere verirler diye bir inancınız varsa, o çocukların gerçekten o kadar da piç ve kötü mü olduğunu, yoksa sizin ‘kadın’ çıkarını değil de kendi çıkarını merkeze alan erkeğe (kendi çıkarınızı kadın çıkarı için feda etmenizi sağlamak için) kötü demeyi mi içselleştirdiğinizi ciddi ciddi sorgulayın. Bir ipucu vereyim : mavi taraftan kırmızı tarafa geçen birçok erkek, aslında o çocukların yaptıklarının çoğunun kötülük olmadığını, kadını üzmek gibi bir özel çabalarının olmadığını, sadece kadına değil kendine öncelik verdiklerini ve erkeğin önceliği olmaya çalışan kadının kendi kendine üzüldüğünü görürler. Ahlaklı ve iyi çocukların ise sinsi ve içten pazarlıklı olduklarını ve bunu Nietzche’nin köle ahlakındaki mekanizma gibi, ahlak maskesi ile (beceremediğin şeyi yapamıyorum dememek ama o şeyi yapmak ahlaksızlık demek) kapattıklarını görürler. Para kazanmaya imkanı olan ama bunu yapacak çabayı gösteremeyen memur zihniyetli orta sınıfın (gerçekten fakir olan insanlardan çok daha fazla oranda), zenginleri ahlaksız ve havadan para kazanan kötü insanlar olarak görmesi gibi.

Devamı Kırmızı hap mantığı: Tehlikeli huylar – Bölüm 2

Çeviri : Red Pill Logic: Dangerous Habits

Kadınlar neden uydu erkek yaparlar?

Uydu erkeğin, önüne gelene veren ortalık kevaşesinin erkek versiyonu olduğunu daha önce yazmıştık. Kadın – erkek ilişkilerinde erkeklerin genel geçer akçesi sekstir, kadınların ise ilgi. Kadınlar seks kapısının bekçisidir ve ilgi / ilişki almadan seksi yapmama üzerine bir stratejileri vardır. Erkekler, en azından maskülen erkekler ise, ilişki kapısının bekçisidir ve seks almadan ilgi / ilişkitye girmeme stratejileri vardır.

Bu stratejiyi kadın tarafında delen kadın tipi fuckbuddydir. Diğer kadın tipi de fahişelerdir. Bunlar seksi ilişkisiz piyasaya sürerek seksin değerini düşürürler. Neyse ki (!) günümüz feminen erkekleri fahişe gibi kaka şeylere katiyen bulaşmadığından ve üstüne en basit oyundan mahrum olduklarından, seksin değeri oldukça yüksektir.

Erkek stratejisine ihanet eden tip ise uydu erkektir. Seks yapmadan ilgi verir. (Biliyorum, her durumda kadın seks yapmadan ama en azından öpüşme ve yiyişme bile olmaması durumundan bahsediyoruz). Bunlar, ilişki / ilginin değerini düşürürler. Biraz da bu nedenle ki, 20li yaşlarında kadınlar ilgi / ilişki vermeye hevesli erkekleri tamamen görmezden gerebiliyorlar. Sosyal medyada yayınladığımız her selfieden sonra bir düzine kadın kapınıza dayanıp bacaklarını açsa idi, biz de ne kadar güzel ve kaliteli olursa olsun, karşılığında ilişki vermemiz gereken kadınlara dönüp bakmazdık.

Bu durumda kadınların uydu erkek biriktirme hevesi, bedava ilgi sağma imkanı olarak görülebilir. Bu doğru olsa da, kadınların bu uydu erkekleri mümkün mertebe sosyal medyada sergileme sebepleri sadece bu değil.

Uydu erkekliğin ızdırabının gözlere yansıması (günde 3 kere o memeler fantazili mastürbasyon destekli)

Uydu erkek, aynı zamanda belli bir güzelliğin üstündeki genç kadınların birbirlerine hava atma aracı. Bir nevi av ganimeti. Erkeklerin paralel bir evrende bir düzine fuckbuddy yapıp bunları sergilemesi gibi. O evrende bunun sebebinin, diğer erkeklere başarı havasını atmak olacağını az çok kestirebiliriz. Çok rekabetçi bir ortamda, örneğin kıran kırana rekabet eden satışçı erkeklerin ortamında, bonusun toplam alacağın paradan çok yan masada oturan orospu çocuğunu yenmek anlamına geldiği gibi.

Arada sosyal medyada, kadınlar arasında bu dinamiği tamamen es geçen adamlar var. Hatun uydusunu sırf diğer kızlara hava atmak için sosyal medyaya koyuyor. Zavallı uydu günlerce “acaba Melis neden benimle fotosunu koydu?” diye hayal dünyasına dalıyor. Halbuki o fotoda olmasının tek nedeni kadınlar arası hava atma dinamiği.  Bir nevi av ganimeti dedik. Hani şu avlandıktan sonra kafası doldurulup duvarda sergilenen cinsten.

Bir nevi av ganimeti. Erkeklerin paralel bir evrende bir düzine fuckbuddy yapıp bunları sergilemesi gibi. Bizim evrende eli yüzü düzgün her erkeğe sorgusuz veren kadınlar az olduğundan, erkeklerin götü böyle kalkık değil. Eğer eli yüzü düzgün her kadına sorgusuz ilgi veren erkekler olmasa, kadınların da götlerinin kalkmayacağını anlamak için uzay mühendisi olmaya gerek yok.

Saha raporu – 35 lik beta dan kırmızı hap öncesi saha raporu

Babamın hastalığı nedeniyle omega olarak geçen 3 yıldan sonra tanıştığım ve FB yapmak niyetinde olduğum HB3 lük, ama kariyer ve komikliği sayesinde HB4 olarak algılanabilecek 38 yaşında hatunun HB 5,5-6 olan ama kariyer, entelektüel seviye, araba vs ile HB6-6,5 sayılabilecek beni yaklaşık 1 yılda kapı paspasına çevirmesinin sırrını paylaşayım.

Ne zamandır hayatımda kimse yok ve yine yalnız korkusuyla kıza yapışın.

Shit test diye bir şeyden haberiniz olmadığı için kıza her shit testinde ‘’bir erkeğe böyle şeyler söylenir mi, evde kalmana şaşmamalı’’ diye saldırın, hatta 3 ay sonra bile aynı saçmalamalarını gündeme getirip kavga çıkarın.

Korunmadan birlikte olun. Çocuk sevdiğinizi aile kurmak istediğinizi sürekli tekrarlayın.

Hiçbir kızı aldatmadığınızı tekrarlayın.

Arada ağlayın ki ne kadar duygusal, hassas bir insan olduğunuzu görsün.

Arkadaşlarıyla tatile gittiğinde yada akşamları sizsiz dışarı çıktığında mızmızlanın, evde oturup onu bekleyin. Sizin bütün akşam ve tatillerinize kendini de dahil etmesini severek kabul edin.

Kızın evine yerleşin ve akabinde gelen seksteki %90 azalma için mızmızlanıp, kıza doktora gitmesini söyleyin, kendinizi porno ile tatmin edin.

Yemek, bulaşık, süpürge yapın.

Yanında yaşamanıza rağmen her sabah işe gelince günaydın diye mesaj atın ve mesajlara geç cevap veriyor ya da siz yazmayınca yazmıyor diye mızmızlanın.

İşteki, ailedeki, arkadaşa çevrenizdeki tüm sorunları anlatın.

Kız üzülmesin diye kendi kız tanıdıklarınızla akşamları dışarı çıkmayın ve bunu kıza söyleyin. Sonra kızın hayatının içinde yaşamaya başlayın.

Hipergamiden haberiniz olmadığı için sizden HB ölçeğinde 3 puan düşük olan, doğurganlığının sonuna gelmiş bu hatunun nasıl hala köpeğiniz olmadığına ve kendisinin size köpek gibi davrandığına şaşırıp durun.

Daha yapılacak ve yaptığım çok şeyler var fakat bunlar fazlasıyla yeterli sanırım.

Bu ilişkide her ne kadar betanın dibine vurmuş olsam da kız çirkin ve evde kalmış olduğu için benden ayrılamadı. Sadece bana it gibi davrandı ben de bir yerden sonra kıza hödüklüklerine dayanamadığımı söyleyip terkettim.

Ayrılıktan sonra ‘’erkek arkadaşını saygısız kız’’ diye Google da aratınca bu siteyi buldum ve aydınlanma yaşadım.

Ama arada hala özlüyorum biricik çiçeğimi, meğer önceki tüm kız arkadaşlarıma sadece kadın oldukları için kızmışım 🙂

Korkmayın geri dönmüyorum, 2-3 farklı kadınla görüşüyorum ve site rehberini takip etmeye çalışıyorum.

Konuk Yazar : 35lik beta

Vaka Çalışması – Çok merak ettiğim 3 konu

Talisca rumuzlu okuyucu sormuş :

Selam abi. Benim olayım şu: İflah olmaz bir betayım. Artı olarak etkisi giderek azalsa da bir Oneitisim. Ama yine de zihniyetimi değiştirmek için inanılmaz çaba sarf ediyorum. Spor+red pill+kişisel gelişim vs. Yani gidişat iyi.

Merak ettiğim konulara gelince. Neredeyse bağımlı hâline geldiğim ve libidom ne zaman artsa aramaya mecbur hissettiğim eski bir sevgilim var. Her seferinde yüzeysel kalan yiyişmelerden ve tam ilişkiye girememekten belki de. (Nextleyemediğimi ve diğer hatalarımı biliyorum. Dur, vurma 🙂 Bu kıza bir betanın yapabileceği her şeyi yaptım. Sonuç olarak “bu çocuk benim gibi bir eziği bile kaybetmekten korkan bir aciz” diye düşünüp beni şutladı. (Tabii ben bunları yeni fark ediyorum).

Arada dediğim gibi bazen görüşüyoruz. Alfa diyebileceğim bir arkadaş var ve ne zaman bu kızla yeniden görüştüğümü söylesem beni itin götüne sokuyor. Ben ona “ama ben o kıza çakamadım, içimde kaldı, görevimi tamamlayamadım, bu erkek için başarısızlık değil mi?” diyorum. O, “hayır bu bir kadın düşüncesidir.” diyor.

Ek olarak, eski kız arkadaşımla yeniden olur mu diye konuştuğumuzda her seferinde “biz seninle mükemmel uyumluyuz mantık olarak (gerçekten mantık olarak çok uyumluyuz) ama ben sadece sana değil, hiç kimseye karşı bir şey hissedemiyorum. Boş bir kutu gibiyim. Hatta şu an görüştüğüm biri var, onu da hiç sevmiyorum” diyor. Ve bu tekerlemeyi yıllardır söylüyor. Bu kız 30 yaşında, hâlâ bekar ve kadrolu öğretmen. Artı, aslında fiziksel olarak çirkin ama çok tutkulu sevişeceğe benziyor. Beni çeken de bu galiba. Bilinçaltım da sürekli “sen bu kıza bi şekilde çakarsan oksitosinin etkisiyle sana yapışır” diyor.

Sonuç olarak sorularım:

1) Bir kızla seks yapamamak, yarım kalmışlık duygusu kadınlara has bir eksiklik duygusu mudur? Öyleyse neden? Bu bir başarısızlık, eksiklik değil midir? Ve benim, o eksiğimi kapatarak kendimi tam bir erkek gibi hissetme isteğim normal değil midir?

2) Ben bu kızla bir şekilde seks yaparsam oksitosin gerçekten de onu bana bağlamaz mı?

3) Bir kızın yaklaşık 5 yıldır “ben kimseye karşı hiçbir şey hissedemiyorum” demesi normal midir? Bu kız aslında ne demek istemektedir?

Sana denilmesi gerekeni alfa arkadaşın demiş zaten.

Arada dediğim gibi bazen görüşüyoruz. Alfa diyebileceğim bir arkadaş var ve ne zaman bu kızla yeniden görüştüğümü söylesem beni itin götüne sokuyor. Ben ona “ama ben o kıza çakamadım, içimde kaldı, görevimi tamamlayamadım, bu erkek için başarısızlık değil mi?” diyorum. O, “hayır bu bir kadın düşüncesidir.” diyor.

Adam haklı. Kız gibi düşünüyorsun. Ağzından çıkan her kelime, daha maskülin olmamak için bahane.Eski hatuna takılıp kalmayı, erkek olmaktan daha kolay bulan erkeklerin bu takılmaya iki bahanesi vardır : (1) intikam ve (2) kendini ispat. Aynı bok. İkisi de kıza muazzam duygusal yatırım ve tabii betalıkta dibe oynama ile sonuçlanır. Arkadaşın çok haklı. Feminen bir düşünce bu.

Öncelikle bu kızla tüm irtibatı tamamen kesip kesinlikle görüşmeyeceksin. Görüşürsen sen bilirsin. Nextleyemiyorum diye kendini kandırma. Görmesen bal gibi nextlersin. Hem bu kızı elde edemezsin (pardon, kız duvara toslayacağını anlayınca sen kenarda beklediğin için birden farkına varabilir, yani tehlikeli bir pozisyondasın)  hem de başka kızı elde edemezsin. Böyle yaşlanırsın. Seçim senin.

Bir kızla seks yapamamak, yarım kalmışlık duygusu kadınlara has bir eksiklik duygusu mudur?

Hayır. Bu kendisini kimseyi tavlayamayacak biri olarak gören, reddedilme korkusundan ölesiye korkan insan psikolojisidir. Kadında şirin gözükebilir belki ama erkekte iğrenç durur. Biyolojisi daldan dala atlama üzerine kurulu bir erkeğin kadınsı bir seks ve bağlanma göstermesi için maskülinitesini sağlam bastırması lazım. Kızların bazıları böyle olsa da çoğu bu kadar bile feminen değildir.

Bu bir başarısızlık, eksiklik değil midir?

Bu soruları resmen troll gibi soruyorsun. ONEitis yazısını iyi okumamışsın. Başkasının aldığı Şahin marka otoyu adam sana satmıyor, sen de alamıyorsun diye kendini başarısız sanıyorsun. İlla o Şahin’e bineceğim zira o benim için Ferrari. Yoksa yaya kalırım daha iyi. Şimdi çıkıp da “bu başarısızlık değil mi” diye sorman komik. Alternatifin pazarlığı öğrenip piyasada son model Toyota bulmak ve o başarı değil ama bu adamın Şahin’ine sahip olmak başarı.

Ve benim, o eksiğimi kapatarak kendimi tam bir erkek gibi hissetme isteğim normal değil midir?

Yukarıdaki örnekten anlayacağın gibi bir ruh hastalığından bahsediyoruz. Şahin’i Ferrari sanan, dünyada başka araba yok diyen adama deli denir, erkek değil.

Bir kızın yaklaşık 5 yıldır “ben kimseye karşı hiçbir şey hissedemiyorum” demesi …

Türkçe meali : Bu kız yaklaşık 5 yıldır “ben SANA KARŞI HİÇBİR ŞEY HİSSETMİYORUM” diyor.

normal midir?

Normal mi? Evet normal. Sana niye direk söylesin. Hatun 30una gelmiş. Adamın biri kenarda yedek lastik olmaya dünden hazır. Ben olsam ben de tutardım, sen olsan sen de tutardın.

Bu kız aslında ne demek istemektedir?

Tekrar ediyorum :

“ben SANA KARŞI HİÇBİR ŞEY HİSSETMİYORUM” Kapiş?

Bonus 1 : Senden hoşlanıyorum ama ilişkiye hazır değilim.

Bonus 2 : Karmaşık Sinyaller

Kusura bakma, senin topa tutulman lazım demiştim 😀 Umarım alınmazsın. Uyarmadı deme. Bu kız bir iki yıla senin değerinin farkına varıp seni kapatabilir.  Evlenir, çocuk yaparsınız. Erkek olarak sonunda kızı kapmış, başarmış olursun. Çocuk doğduktan sonra da şu adama dönersin.

Şimdi diğer arkadaşlara atış serbest.

Sevgi ile çekicilik farklı şeylerdir.

Birçok erkeğin kabul etmek çok zorlandığı gerçeklerden ikincisi (birincisinden Aşk Hiyerarşisi yazısında bahsettik):

Affection is not same as attraction. Yani “sevgi / şevkat ile çekicilik aynı şey değildir”.

Aslında bu Aşk Hiyerarşisinde bahsedilen gerçeğin uzantısıdır :

Erkek doğasının aptallığı, kadının anaç içgüdülerinin özüyle ilgili sadakatin, romantik aşk için de ulaşılır olduğuna dair inançtır. Erkek budala bir şekilde, annesi kendisini nasıl sevdi ise idealleştirdiği kızarkadaşının da kendisini öyle seveceğine inanır. Kadınların çocuklarını nasıl sevdiklerini gözlemleyerek kadınların büyük bir sevgi kapasitesine sahip olduğunu çıkarır. Bu doğrudur, kadınların büyük bir sevgi kapasitesi vardır. Ama maalesef bu büyük sevgi sadece çocuklarına reserve edilmiştir ve erkeklerinin ulaşımına açık değildir. Bu nedenle erkeğin kadın aşkı konusundaki ideali gerçekçi değildir.

Kadınlar, zayıf erkekleri en fazla sevebilirler, ama onlara çekim duyamazlar. Bunun tam tersini söylemelerine rağmen. Her yerde, duygularını açabilen, zayıflıklarını paylaşan erkekler istediklerini söyleselerde, böyle erkeklere en fazla şevkat duyarlar. Ama onlarla cinsel partnerlik fikrinden iğrenirler.

Kadınlar masküliniteyi çekici bulur ve arzularlar. Maskülinite ise güç ve dayanıklılık demektir. Oysa iyi çocuk olmak tam tersine erkeksi hiçbir güce sahip olmamak demektir. İyi çocuk, maskülin erkeğin zıttıdır.

Bir kadının önünde iyi çocuk olduğunuzda, ona “benim hiçbir gücüm yok” mesajı gönderiyorsunuz. Onun için, tüm çerçeveyi ve gücü istediği anda kadına verebilecek bir sünepeden başka birşey değilsiniz.

Bir erkek olarak, her zaman ama özellikle de cinsel partneriniz olmasını istediğiniz veya olan kadının yanında güçlü olmalısınız. Zayıflıklarınızı, dertlerinizi, duygusal çalkantılarınızı kendinize saklamalısınız. Eğer derdinizi kadınınızla paylaşırsanız, sizi arzulayan kadının arzu seviyesi düşer, bunu yeterince uzun süre yaparsanız, geriye sadece sevgi ve şevkat kalır. Şefkat, kadının çocuğuna reserve duygularıdır, size kullanılmak için orda değillerdir. Olurda bu duygular size yönelirse, sizi kadının çocuğu haline getirir ve bu da sizi cinsel partnerlikten çıkarır.

Eğer dertlerinizi paylaşmanız gerekiyorsa, erkek arkadaşlarınızla paylaşın. Düşen bir erkeğe yabancı bir erkeğin yardım etme / edebilme olasılığı, tanıdığı bir kadının yardım etme olasılığından daha fazladır. Erkek arkadaşlarınız yoksa en kötü gelin burda paylaşın. Ama kadınlarla ve özellikle de kadınınızla paylaşmayın. Unutmayın, kadınınıza arkadaş gibi davranırsanız, gerçekten arkadaşı olursunuz ve artık erkeği olamazsınız.

Kid Rock’tı sanırım şöyle güzel bir laf etmişti. Kadınınıza derdinizi anlattığınızda tabii ki “aşkım merak etme bunu beraber aşacağız lafını duyacaksınız. Ama hiç kendinizi kandırmayın. O andan itibaren geri sayım başlamıştır. Eğer alarm çalmadan düze çıkmazsanız, başınız dertte”.

Eğer ağlamanız gerekiyorsa gidin helada ağlayın. Bir hastalığınız varsa, bu doktorla sizin aranızda. Gidin bir yardımlaşma grubuna katılın. Babalarımız bunu çok iyi biliyordu ve kadınlar önünde bugün ortalama bir erkeğe çok kasıntı gelen davranışlarının sebebi buydu :

Yaşlı adam hasta yatağında, gebermesine ramak kalmış, hala gürlemeye, sertlikler yapmaya devam ediyor. Çevresindeki kadınlar da sessiz ve anlayışlı koştururken, bir yandan da onu hoş tutmaya uğraşıyorlar. Bu durumun ne kadar gülünç olduğunu çocukken bile görüp hem gülmüş, hem de adama çok kızmıştım (Ulan be adam! canın çıkmış hala kadınlarına eziyet ediyorsun! Daha güler yüzlü olsan ne olur?). Şimdi düşününce (davranışı hala onaylamasam da) bir açıdan adamı haklı bulabiliyorum. Çünkü üstlendiği rolü son anına kadar sürdürmeye gayret ediyormuş…

Şevkate oynamak sizi Oyunsuzluğun hazin sonundan kurtarmaz, o sonu hızlandırır.

Bunun bir uzantısı ise, çoğu erkeğin oyunsuzluğuna alternatif olarak kullandığı ve hemen her zaman hüsranla sonuçlanan, kendini aşağılama taktiğidir. Rollo Tomassi Baba’nın bu yaygın beta oyunu ile ilgili özel demirden kanunu var, unutmayın :

Tomassi’nin 9 Numaralı Demirden Kanunu

ASLA, kendini küçültme, bir kadına güçsüz, kırılgan olduğunu ima edecek bir söz söyleme. Bu kendi tetiklediğin bir felaket ve tam anlamıyla senin onun için ödül olma mantığının karşıtı. Bir kez kendini aşağıya doğru ittiğinde bunun geri dönüşü yok.

Bu konuyu açalım. Burda anlatmaya çalıştığımız kadının acıma duygusuna oynamak. Büyük hata. Çekiciliği acıma duygusundan daha hızlı öldüren çok az şey vardır.

Demirden Kanunlar yazısında güzel bir örnek var. Ben de bu siteye sıcak sıcak gelen bir vaka çalışmasından örnek vereyim :

Kız: İyi geceler , tatlı rüyalar.

Erkek: Sana da. Sınavdaki kötü not için üzgünüm herşeyi düzelteceğim.

Kız: Ha şey neden böyle birşey dedin ?

Erkek: Hep sana mücadele etmen gerektiğini söylemiştim ne olursa olsun gücünü kaybetme demiştim fakat bir anlığına ben kaybettim.

Kız: Düzelteceksin

Erkek: Söz veriyorum.

Kız: Bana karşı sorumlu hissetmeni istemiyorum aslında.

Burda Tomassi’nin 9 Numaralı Demirden Kanunu ihlal ediliyor. Sonuç ortada. Ne seviyede kasmanız gerektiği ile ilgili o yazıya yazmıştım. Burada tekrarlayayım :

İkincisi, Rollo’nun dediği gibi kendini aşağılamak, kırılgan göstermek ya da yenilgilerini paylaşmak, “duyarlı ve kırılgan tarafını gösteren erkek” olmak oyunsuzluğa çare değildir. Feminen kız çerçevesidir. Çok ölümcül hatadır. Yenilgini paylaşmışsın.

Sen Supermensin unutma. Supermen işemez bile bırak yenilmeyi. Yıllar önce yırtık bir abim bana kızla ilk buluştuğunda sakın tuvalete gitme demişti. Sebebini sorunca da “sen supermensin oğlum. Süpermenler işer mi, sıçar mı?” demişti. Bu abartı olabilir ama ana fikir şu : sen supermensin. Sen sınavda yenilmezsin. Yenilsen de bunu asla paylaşmaz içinde halledersin.

Maalesef arkadaşlar. Süpermen işemez, sıçmaz, hastalanmaz, yenilmez. Bunları Klark Kent yapar. Süpermen’in çişi gelince gider Klark Kent olur, ondan sonra tuvalate gider. Lois Lane ise kime deli olur, kimi ‘sever’ biliyorsunuz. Süpermen asla Klart Kent olduğunu Lois’e göstermez. (bizim eskiden ne güzel rol modellerimiz vardı, sizin böyle modelleriniz yok maalesef).

Erkekler yanında tamamen salıp gidecekleri ruh ikizini, bu kadın milleti içinde BİRtanesini. Onun yanı, performans beklentisinden ve stresten uzak, kasmadan, arkadaşça, dostça, sevgi ve şevkat içinde boğulacağı gizli cennettir. Biz ise diyoruz ki, bu MASALDIR. Siz buna kasmak diyorsunuz ama bu MASKÜLİNİTEDİR. Eğer bu terimi kullanmak istiyorsanız evet kasacaksınız. Hem de, sıkı durun :

Kadınla karşılaştığınız ilk saniyeden, onu son gördüğünüz ana kadar sürekli ‘KASACAKSINIZ’.  Bir kitap yazıyorum, ondan sneak peak vereyim (bu bölüm aynı zamanda ilişki öncesinde alfa olup, ilişkide beta olmak ne demek açıklıyor):

Unutmamanız gereken bir başka nokta da kadınınız ne kadar içinize düşerse düşsün, Erkek Adam olmayı asla bırakmamanız gerektiğidir. Sosyal koşullanmanın erkeklere aşıladığı masallardan biri de, hayatının kadınını bulup, onunla dertsiz, tasasız bir sonsuz aşk yaşamaktır. Bulduğu kadın hayatının kadını olduğundan, onu o olduğu için sevdiğinden ve onu her haliyle seveceğinden (!), erkek ilişkide Erkek Adam olmayı bırakır ve bir süre sonra da kadının kendisinden soğumasını izlemek zorunda kalır.

Artık kızı tavladım, işleri biraz salabilirim derseniz büyük bir hata yaparsınız. Eğer bu hataya devam ederseniz de ilişki hızla bozulmaya başlar.

Birçok erkek, kızı tavlayana kadar doğru zihin yapısındadır ama bir kez ilişki başladı mı, özellikle de kadın büyük bir ilgi gösteriyorsa, bu erkekler artık “gerçek” benliğine dönebileceğini düşünür. Oysa dönmek istediği, yıllardır içinde yaşadığı için oldukça aşina olduğu ve rahat hissettiği feminen beyin yıkamasıdır.

….

Kadın size ne derse desin, onun iltifatlarına iltifatlar ile cevap vermeyin. Böyle yaparsanız, kadının iltifatlarının hızla kesildiğini göreceksiniz.

Yine aynı şekilde kadın size ne derse desin, ilk seni seviyorum diyen olmayın, ilişki 3 – 4 aylık olmadan seni seviyorum demeyin ve bu kelimeleri çok sık söylemeyin.

Şimdi burayı çok dikkatli okuyup özümseyin:

KADIN İLTİFAT ETMEDİĞİNİZDEN, “SENİ SEVİYORUM” DEMEDİĞİNİZDEN NE KADAR ŞİKAYET EDERSE ETSİN, ASLINDA İLTİFAT ETMENİZİ VEYA “SENİ SEVİYORUM” DEMENİZİ İSTEMEZ!

Zira bu sadece siz yelkenleri suya indirecek misiniz diye bir testtir. Beklenti, kadına boyun eğmeyerek testi geçmenizdir. Yani kadını tatmin etmek istiyorsanız, onun istediği gibi (testi geçen) biri olun.

Kadınlar onlardan büyülenmeyen, onlar için eriyip bitmeyen erkeklerden hoşlanırlar. Böyle bir erkek çok daha seksidir. Nazik olmamanızı tavsiye etmiyorum, ama dominant olmayı hiçbir zaman elden bırakmamalısınız.

İyilik değil zayıflık

Çok duyarım, siz de duymuş hatta söylemişsinizdir : “Ona çok iyi davrandım, onun için şunu şunu yaptım. Neden beni sevmedi (de o kötü çocuğu sevdi).”

Bırakalım artık bu “iyi” maskesini. Siz de çok iyi biliyorsunuz ki buradaki iyi çocuk erkek iyi falan değil, zayıf. İyi çocukların ortak özellikleri, kendileri ne kadar farkında olmasalar da, kadına ihtiyaç duymaları. İhtiyaç bir zayıflıktır ve dünya üzerindeki hiçbir kadın, zayıflık gösteren ve birine muhtaç olan bir erkeği çekici bulamaz. İyi çocuk oyunu, kadın – erkek ilişkilerinde, erkeğin kamikaze oyunudur.

Bu “iyilik yaptım nankör kevaşeden kötülük buldum” hikayelerinin ayrıntısını dinleyin, şu gerçek yüzünüze hemen çarpar : Erkek fazla iyi ve naziktir ve bu doğal değildir. Bu şekilde davranmak bir erkeğin cinselliğini ve maskülinitesini engeller ve gizler. İyi, şevkat uyandıran çocuk olmak beyni tamamen yıkanmış erkeğe doğal görünür.

Yani kadını, erkeğin farketmediği bir gerçeği, o erkeğin iyi değil zayıf ve sinsi olduğu gerçeğini, farkettiği ve bu nedenle de doğal olarak erkeği reddettiği için suçlamak hiç adil değil.