Hüsranı değişim için fırsat olarak kullanmak

Nöroplastisite 101 kitabından:

İnsan bir şeyi yapmaya çalıştığında ortaya çıkan sonuç, hedeflediği sonuca göre çok daha kötüyse, hüsrana uğrar. Bu hüsran insanı delirtebilir özellikle de arka arkaya “hatalı sonuç” alıyorsa yani hata yapıyorsa. Ama hüsran hissi aslında, hataların sinir sistemine “bir şeyler çalışmıyor o nedenle değişmen lazım” sinyali göndermesi sonucu salgılanan kimyasalların sonucu.  O nedenle hüsranı, beynim bir şeylerin değişmesi için harekete geçti olarak algılamamız gerekiyor, “ben bu işi yapamam?” diye değil.

Sinir sistemindeki plastisitenin, bir şeyler çalışmıyor kelimelerini anladığı yok hatta sinir sistemi hüsranı bile duygu olarak algılayamaz. Beynin tek anladığı şey, salgılanan nörokimyasallar yani epinefrin ve asetilkolin. Bir de tabii yaklaşık olarak doğru şeyi yapmaya başladığımızda salgılanan dopamin.

İnsanlar hata yapmayı ve hüsrana uğramayı sevmezler. Bunları sevebilen çok az insan ise yaptıkları işte çok başarılı olurlar. Bunlara dayanamayanlar ise genellikle başarısız olurlar, fazla şey öğrenemezler.

Ama korktuğunuz, sizi kötü hissettiren şeyler, performansınızda meydana gelen hatalar olmasa, sinir sistemi neden değişmek istesin ki?  Deneylerin gösterdiği şu ki, mesela bir nesneye uzanıp o nesneyi tutamamak gibi hatalar, beyinde epinefrin salgılanmasına neden oluyorlar. Epinefrin dikkati arttırıyor, asetilkolin ise odaklanmayı. İşte tam bu nedenle, hüsran hissettiğinizde yapmak istediğiniz şeyi bırakmak, yapabileceğiniz en kötü şey. Zira asetilkolin salgılanıyor ve bu da yanılgı payına (yapmak istediğiniz şey ile yaptığınız şey arasındaki farka) odaklanma imkanı sağlıyor. Ve sinir sisteminiz hemen o anda, davranışı doğru hale getirmek için değişiklik yapmaya başlıyor. Ve yapmak istediğiniz şeyi biraz da olsa doğru yapmaya başladığınızda, üçüncü bir kimyasal, beyin şekillendiren değişimleri hızlandıran dopamin salgılanıyor.

Eğer hata yapmak sizi çok rahatsız ediyorsa, çok kolay hüsrana uğruyorsanız, o hüsranı o yapmak istediğiniz şeye daha derin bir şekilde girişmek için kullanın! Zira tam o hüsran anında, beyninizi yeniden şekillendirmek ve yapmak istediğiniz şeyi doğru yapmak için inanılmaz bir plastisite mekanizmasını kuruyorsunuz. Ama hata yapıp hüsrana uğradığınızda yapmak istediğiniz şeyi bırakırsanız, plastisitenin başarılı yöntemler için değil de, siz pes ettikten hemen sonra olacak şey için devre kurmasına neden oluyorsunuz: kendinizi sefil hissetme.

Sanırım şimdi hemen pes etmemenin, hüsrana uğradığınız noktadan sonra biraz daha çabalamanın önemini anlamışsınızdır ve “biraz daha” ne demek onu açıklayacağım. Hüsran noktasından sonra biraz daha çabalamak, hem çocukların hem de yetişkinlerin öğrenme süreci için çok önemli ama özellikle yetişkinler için önemli.

Dopamin hemen her zaman zevkle ve bir hedefin başarılması ile ilişkilendirilen bir molekül ama dopamin aslında motivasyonun molekülü. Dopamin, doğru yolda olduğumuzu hissettiğimiz zaman salgılanan bir kimyasal ve nöroplastisite ve motivasyonu arttırma kapasitesi var.

Dopamini, öznel bir şekilde, hata yapma sürecine bağlamayı öğrenin. Bu, plastisitenin iki modunu birleştirmenize ve plastisiteyi hızlandırmanıza yarar. Yukarıda hata yapmaktan ve odaklanmaktan, odaklandığınız bir öğrenme seansı içinde çokça hata yapmaktan bahsettim. Bu kadar hata sizi hüsrana uğratacaktır ama hüsranın kendisi aslında bir işaret ve hüsranı hissettiğiniz zaman epinefrin seviyesi çok yüksek.

Ama siz hüsran noktasına geldiğinizde, bu deneyimi öznel olarak iyi bir şey ile, pes etmek yerine bu yolda yürüme isteği ile ilişkilendirirseniz, bir şeyin öznel olarak iyi olduğunu düşündüğünüz zaman salgılanan dopamin ile, hata yapma durumunu birleştirip, plastisiteyi hızlandırabilirsiniz.

Yani kendinize, özel bir davranış kümesi üzerinde çalışırken tekrar tekrar hata yapmanın ve o hataların (artı karşılığında hissettiğiniz hüsranın), öğrenmek için iyi bir şey olduğunu söylerseniz, beyninizi daha hızlı şekillendirebilirsiniz.

Bir şeyi tekrar tekrar denerken üst üste hata yapmanızın ve sonucunda çıkan hüsranın karşısında şöyle düşünmelisiniz: “Büyük bir hayal kırıklığı hissediyorum ama bu hayal kırıklığı öğrenmemi hızlandıracak şey”.

Dopamin ise oldukça öznel bir molekül. Seks, yemek ve ısınma gibi nesnel bir yanı da var ama neyin dopamin salgılanmasına neden olduğu ve neyin olmadığı genellikle kişiden kişiye değişir.

Dopamin konusunda daha fazla okumak isterseniz size harika bir kitap önermek istiyorum. Bu kitabı yazan kişi olmayı çok isterdim. İsmi The Molecule of More (Türkçe basımı Beyin daha fazlasını ister). Bu kitap dopaminden sadece ödül ile alakalı bir molekül olarak değil, motivasyon ve bir şeyin peşinde koşmak ile ilgili bir molekül olarak bahsediyor ve dopaminin öznel olarak nasıl kontrol edilebileceğinden bahsediyor.

Konumuza dönersek size tavsiyem (doğru şekilde yapmaya çalışırken) bol bol hata yapmanız ve kendinize bu hataların öğrenme hedefiniz için iyi olduklarını söyleyerek sürece dopamin eklemeniz. Öğrenme seanslarınızı kısa (90 dakika) tutmanız ve bu seanslar arasında başka şeyler yapmanız. Eğer 25 yaşından genç biriyseniz daha fazla 90 dakikalık seans yapabilirsiniz.

Herkesin en iyi şekilde odaklanarak çalışabilecekleri zaman dilimi değişiktir ama genellikle öğleden sonra 4 gibi, sabah 10 gibi olduğu kadar odaklanamazsınız. Kendi zamanınızı deneye yanıla bulun. Bu zaman diliminde 90 dakikalık çalışma seanslarında, hata yaptığınız sınıra kadar gelin ve burada 7 – 30 dakika arası kalın. Burada neredeyse hüsrana uğramak, hayal kırıklığı hissetmek için özellikle çalışın. Sonra da bu hüsranda bir iyi arayın, hüsranı görünce “tamam, beynimde değişim için kimyasal salgısı başladı” diye düşünün mesela. Hüsrandan biraz zevk alın ve evet, böyle bir his durumu var. Bunu yapabilirseniz, değişim için en iyi ortamı hazırlamış olursunuz.

İşin ilginci, tekrarlardan sonra hüsrana uğrarsanız ve bu anda oturur ve bir şeyler okursanız, beyniniz öğrenmek ve öğrendiği bilgiyi tutmak için yükselmiş bir seviyede olacaktır. Bu kimyasallar öyle salgılanıp hemen yok edilen kimyasallar değiller. Beynin değişmeye açık olduğu bu durum yaklaşık 1 saat kadar sürecektir.

Daha önce stoacılık üzerine yazısında şundan söz etmiştik:

(Stoacılık), iç benliğinizi kontrol altında tutarak ve mantıklı yargılar ile öz kontrolünüzü kullanarak içinizdeki çalkantıyı, bu çalkantıyı dışsal aksiyonlar için yakıt olarak harcayıp,  iç sükunete çevirmektir.

Günümüzde çoğu insan hüsran ile ortaya çıkan değişim potansiyelini, değişim için yakıta çevirmek yerine, hemen ellerinin altında olan dikkat dağıtıcı (ele geçirici) uyuşturuculara (sosyal medya, internet, porno, oyun, arkadaşlarla mesajlaşma, netflix) sarılıp hüsranı bastırmaya çalışıyorlar. Bu nedenle de beyinlerini yapmak istedikleri şeyi yapma yönünde kablolamak yerine, beyinlerini en iyi ihtimalle yeniden kablolamıyorlar ve değişim potansiyelini çöpe atıyorlar ya da daha beteri, sosyal medya / internet / porno kölesi olarak kabloluyorlar.

Oysa eğer bir şeyler başarmak istiyorsanız, hüsrana uğradığınızda, hüsranı işaret olarak alıp o şeyi daha fazla yapmak için ekstra çabalayın. Bunun sınırlarına geldiğinizde ise, hüsranı zevk aleminde boğmak yerine başka bir işe kanalize edin (beynin plastisiteye açık halini başka önemli bir şeyi öğrenmekte kullanın).

İnseller yazısında Rollo’nun dediği gibi:

Eski günlerde kaybedenlerin hayal kırıklıklarını kanalize ederek üretken şeyler yapabilecekleri kanallar artık yoklar. Eski nesilde hüsrana uğrayan erkeklerin bir çoğu kendi nesillerinin ikonik sanatçıları ya da müzisyenleri oldular. Bence ironinin tepe noktası, Mark Zuckerberg’in Facebook’u eski kız arkadaşını stalklamak (takip etmek) için yaratması idi. Cinsel reddedilme ile başa çıkmayı sağlayacak yaratıcı yollar artık yoklar. Bazıları bana bu yolların hala varolduğunu ama bu çocukların bu yolları yürüyecek motivasyonları olmadığını söyleyecek. Haklı olsalar da, bu yollardan çok daha kolay olan ve erkeklerin gelişimlerini donduran yollar var. Bugün cinsel öfkeyi daha yaratıcı kanallara yönlendirmek yerine, oğlanların kendilerini online porno ve çağın teknolojilerinin sağladığı kaçış yollarına gömüp kaybolmaları çok daha kolay.

Ya da hoşnutsuz genç erkeklerle mesajlaşabilecekleri forumlar bulup, kendilerine yer olmayan bu dünyanın gerçekleri ile ilgili ağlaşabilirler.

Oysa kadınlar konusunda da hüsrana uğruyorsanız artık bunun beyinde değişim potansiyeli olduğunu biliyorsunuz. Yani yapmanız gereken şey, bu hüsranı (değişim potansiyelini) bir müzik aletinde ustalaşmak, derslerinizde veya işinizde çok iyi olmak, spor, dil öğrenmek, vs. için lehinize kullanmak. Özellikle de genç bir erkekseniz (25 yaş altında beynin yeniden kablolanması çok daha kolay, 25 yaş üstünde ise yoğun dikkat gerektiriyor ve daha zor). Yapmamanız gereken şey, bu hüsranı kendinize acıyarak yakmak ve zevk odaklarına dalıp bastırmak.

Hüsranı sevmeyi öğrenin arkadaşlar.

  1. Nöroplastisite ve beyni yeniden kablolamak
  2. Dopamin ve “sınırsız” zihinsel enerji
  3. Harekete geçmek, düşünce, duygu ve algı
Share this...
Share on FacebookShare on Google+Tweet about this on TwitterShare on LinkedIn

85
Leave a Reply

Yazıyla alakasız veya 500 kelimeyi geçen yorumlar cevaplanmıyorlar. "Yazıyla alakasız ama ..." ya da "en son yazı bu olduğundan buraya yazdım" diye başlamanız kurtarmıyor. Mahmut Abi ile özel görüşme yapmak isterseniz Erkek Adam Sanal Görüşme sayfasından sanal görüşme ayarlayabilirsiniz. Not: Burada soru sırası çok yüksek, Patreon destekçilerini, Patreon'da cevaplamaya öncelik veriyorum.

avatar
33 Comment threads
52 Thread replies
10 Followers
 
Most reacted comment
Hottest comment thread
51 Comment authors
Vyrval1ev0Mistik BilgeAnonimOkubo Recent comment authors
  Subscribe  
Notify of
boşbeleş
Guest
boşbeleş

Mahmut abi selam. Etüte ve okula gidiyorum bu yüzden çevremde birçok kız oluyor. Sınav senem olduğu için Hiçbirini sevgili yapmıyorum ancak numarasını aldığım vs oluyor. Sınava 7/8 ay var. Bu numaralar dursa sınavdan sonra 5/6 tanesine yazıp yürüsem bir şey çıkar mı? Bİr iki güzel onlar kaçsın istemiyorum. Bugün numarasını aldıklarımdan bir tanesi uzun süre adım atmamdan bunalmış bozuk yapıp durdu, en son da “bir daha beraber yürümeyiz olur biter” diyip ilişkiyi kesti. Mesela buna yazsam sonra bir şeyler çıkar mı? Abi benim bunların numarasını vs almamın 2 sebebi var: 1. si arkadaşım yok eğlenceli oluyor(bu sene denk geldi hepsiyle… Read more »

A.Ç
Guest
A.Ç

Bu hüsrana uğrama kısmı ilişkiler sonucu gerçekleştiyse. Geriye dönüp baktığımda sadece yaptığım aptalıklar geliyor aklıma 🤦
İlişki içerisinde dahi olmadığım birinin peşinden koşmak ve saçma bir şekilde sürekli kendimi ona anlatışlarım geliyor. (Şu an o kişi hayatımda yok )
Bu durumlarda dikkatim dağılıyor yaptığım işler zorlaşıyor.
Bu duygu hep benimle mi kalıcak diye de düşünüyorum. Bu his geçer mi Abi. Bu kadar salaklık yapıp ve bunu sonradan farketmek beni sinir ediyor. Ne diyorsun ne yapılmalı böyle bir durumda?

Oğuz
Guest
Oğuz

Abi nereye yazsam bilemediğim için bu postun altından sormak istiyorum. 24 yaş bir şeyleri değiştirmek ve başarmak için geç kalınmış bir yaş mıdır? Teşekkürler.

Padlite
Guest
Padlite

Çok faydalı bir yazı olmuş

Axe
Guest
Axe

Her hüsranla karşılaştığında eve kaçıp alkole sığınan, kendine acıyan hatta nefret eden birisi olarak bu yazı son zamanlarda karşıma çıkan en faydalı şey oldu.

Vileda
Guest
Vileda

Selamlar. Yaşım 31. Bu zamana kısa süren uzun süren bir kaç ilişkim olmuştu.Asıl süreç geçen yaz ; 6 aylık kız arkadaşımın o ayrıldıktan 2 gün sonra eski sevgilisi ile tatile gitmesiyle başladı. Aldatma diyin daldan dala hatun diyin yapılan çok çirkindi. Düzenli spor yapan biriyim. Tırmanış, gym, koşu gibi sporlarla ilgileniyorum. Ayrılık sürecinde bir kaza sonucu ayağımın alçılı olması sebebiyle spordan ve işimden uzak kaldım. Ortaya çıkan hüsranı bahsedilen fırsat olarak kullanamadım. Sonra bu siteyi keşfettim. Gerçekler acı. Yazılan herşey doğruydu. Her yazıda, yorumda bir tokat yiyordum. Çerçeve,ilgi yönetimi,duygusal yatırım,duygusal güç.Sorun kadından çok bendim. Ayağım alçıdan çıktıktan sporuma döndüm. İşimi… Read more »

Enginar
Guest
Enginar

Öncelikle çok başarılı bir içerik olmuş, mental olarak dipleri görmüşken bu yazıyı gördüm. Teşekkür etmek istiyorum. Yakın zamanda başvurduğum bir iş görüşmemden çok çabalamama rağmen olumsuz geri dönüş aldım. Özetle benden bilgi birikimimin biraz daha fazla olmasını beklediklerini söylediler. Yıkıldım çünkü çok fazla emek verdim işi kapabilmek için. Kendi kendime, “acaba başarısız bir mühendis miyim ?” soruları dönmeye başlamıştı kafamda. Tam anlamıyla dipleri görmüştüm, çıkış yolu arıyordum. Bu yazıdan sonra anladım ki zihnim bir şeylerin değişmesi gerektiğini bana söylüyor. Pes etme çabala ve yüksel diyor. Erkek olarak zorluklar karşısında olmadı başaramadım demek yerine, daha fazla hırsla saldırmamı söylüyor. Bundan sonraki… Read more »

Bilal
Guest
Bilal

“Hüsranı sevmeyi öğrenin” bloğunuzda özellikle vurguladığınız hep bu. Yazınız için teşekkürler. Emeğinize sağlık.

Hattorihanzo
Guest
Hattorihanzo

Bu yazıyı okuduğumda farkında olmadan bütün hüzünlerimi kanalize etmeyi öğrenmişim. 16 yaşında liseyi bıraktığım için arkadaşlarım cahilsin sen diye dalga geçerdi.İş hayatına başladım,dışardan liseyi örgün olarak bilgi üniversitesini bitirdim.Aynı zamanda çalışarak. 23 yaşında oneitis oldum e ticaret yapmaya başlamıştım.Oneitisden sonra bu siteyi buldum 2 gün sonra bunalımlı bi şekilde bile kendimi zorlayarak kargo paketleri yapmaya zorladım. 26 yaşında annem ve babam ayrıldı 18 yaşında kız kardeşim okul hayatında başarılıydı o etkilenmesin diye daha çok işe sarıldım ve maddiyat konusunda dahada iyileştim.Yatırım yapmayı öğrendim.(Borsa)Para konusunda uzmanlaştım. 29 yaşındayım.evet belki hayatımdaki tek eksik bir kız arkadaş. Ama 29 yaşımdayım ve ilk milyonumu… Read more »

wissensdurst
Guest
wissensdurst

hocam size nasıl ulaşabilirim

Hattorihanzo
Guest
Hattorihanzo

ycnesipoglu instagram,neden ulaşmak istiyorsun belirtirsen mesaj ile dönüş yaparım.

artıkbıktımm
Guest
artıkbıktımm

mahmut abi selam, bir konuda yardıma ihtiyacım var. Gelişmemiş bir şehirde yaşıyorum.(en kalabalık 10 ilden biri bu arada) Bulunduğum bölgedeki insanların İQsu yüksekti ancak son zamanlarda kekoların sayıları arttı ve bizim bölgelerimize de gelmeye başladılar. Abi sağda solda bu kekolar sıkıştırıp duruyorlar ne yapabilirim? abi yanlış anlama öyle korkak bi çocuk felan değilim, 178 boyunda 17 yaşında ve bir süre boks yapmış biriyim. Bu kekolar ise genelde 20/25 yaş arasında belinde bıçakla gezen ve 4/8 kişilik gruplar halinde gezen tipler. Dövüşsem 1 tanesini anca alırım sonra bıçak yerim. 30/40 yaşında adamları bile sıkıştırıyorlar. Abi durduk yere saygısızlık yapıyorlar herhangi bir… Read more »

bıktım
Guest
bıktım

abi işin kötüsü de şu ki, ben bunlardan bir tanesiyle geçmişte arkadaş olmuştum, çocukları tanıyorum. Bunlar için dostluk ve kavga her şey. Futbol da bir gol için dövüşen, kız için adam bıçaklayan, hiçbir şey bilmeden kavgaya giden tipler bunlar. Öyle adliyeymiş şurdan burdan atılmakmış da koymuyor. Arkadaşım okuldan atıldı, başka okul mu yok a** diyip hayatına devam etti.

yer
Guest
yer

Kadınlara yürüme konusunda sorun yaşıyorsak müziğe geçmek yerine daha fazla kadına yürüme denemesi yapmak daha mantıklı değil mi?

Not Elegance Gentleman
Guest
Not Elegance Gentleman

Dopamini Ateşleyici güç olarak kullanmayı öğrendiğim günden beri hayatım tamamen değişti. Oyunlar, porno, sigara, sosyal medya bağımlısı olan ve kadınları bir melek gibi hayal eden biriydim. Şuan şükürler olsun ki hepsini bıraktım. Sadece çok nadir olarak alkol ve sosyal medya olarak sadece YouTube kullanıyorum ( kişisel gelişim ve işime yarayacak videolar için). Seneler önce Kadınlara ağzımı acamayan ben, kadınların psikolojisini az çok anlayan ve istediği kadınla konuşabilen ve adım adım iliskiye goturebilen biri oldum. Sex yapmayı sadece pornolardan gören ve sexin nasıl yapıldığını bilmeyen, aklı bir karış havada olan ben. Bunu birçok kez deneyimledim. Daha da iyisi kilo aldım ve… Read more »

Dopaminatör
Guest
Dopaminatör

Bu saydığın dopamin kaynaklarını nasıl bıraktın pmo ve sosyal medyayı bırakma açısından sorun yaşıyorum

Tugay
Guest
Tugay

Merhaba Mahmut Abi,3 yıl önce 8 yıllık bir ilişkiden çıktım. Şöyle bir durumum var çok seçici bir bireyim kolay kolay biriyle birlikte olamıyorum ama şöylede bir problemim var o seçtiğim kişiyle de herşeyi çok iyi başlatıp belli bir yere getiriyorum ama sonrasında, içimde kontrol edemediğim bir duygu giriyor devreye farkında olmama rağmen alttan alttan beni sarıyor ve bağlanmaya başlıyorum o karşıdaki kişiye böyle acayip benimsiyorum sahipleniyorum ve bir süre bu cepte gözükmeme neden oluyor bunun farkında olmama rağmen kontrol edemiyorum bu duygunun asıl kaynağı sanırım o 8 yıllık ilişkideki bana verilen sevgi sanırım yada anne baba şefkati sevgisi görmedim bu… Read more »

Efe
Guest
Efe

çok önemli bir yazı ara sıra okuyorum önemli yerlerini telefonuma kaydettim ve hayatıma entegre etmeye başladım üniversitede ilk senem bir ayda 4 farklı kıza yürüdüm(sosyal medya yürümelerini saymadan) 1 si tersledi onun harici olumlu dönütler aldım 1 tanesiyle sohbeti baya ilerlettim olmadı üzüldüm ve biraz içe döndüm ama boş durmadım yazıda bahsedildiği gibi hüsranı değişim için fırsat olarak gördüm eksiklerimi hatalarımı analiz ettim kendimi geliştirmeye hız verdim kitap okumanın sporun yürüyüşün günlük tutmanın podcast kaydetmenin yanına ingilizce çalışmayı ve ufaktan dersleri ekledim sosyalliği kıstım ama 0 lamadım bugün dedim ki biraz fazla izole oluyorum ilk ay sürekli yeni kızlara yürüyordum… Read more »

Samet
Guest
Samet

Hannibal’ın da dediği gibi “Ya bir yol bulacağız ya da bir yol yapacağız”