Merhaba, Ben tek çocuk olarak büyüdüm. Annem ve babam ben 7 yaşındayken boşandılar ve boşanmadan sonra babam yeni bir aile kurdu ve benimle pek ilgilenmedi. Gerçi ben ilgilenmedi sanıyordum ama zamanla, duygusal ve fiziksel şiddete yatkın bir psikopat olan annem yüzünden ilgilenemediğini anlamaya başladım.
Yine de bir şekilde ilgilenmesi lazımdı diyeceğim ama bazı kadınlar gerçekten inanılmaz derecede saldırganlar. Bir yerden sonra erkek tamamen havlu atabiliyor. Çocukları ile ilgilenmeyen, kendi benliğine boğulmuş iğrenç babalar var, yok değiller. Ama çocukları ile kopan bazı babalarda durum eski eşin bunu imkansız hale getirmesi oluyor.
Annem aşırı narsist, duygusal olarak mesafeli ve depresif bir kadındı. Annem ile büyüdüm ama evde yapayalnız büyüdüm de diyebilirim. Annem gece geç saatlere kadar çalışıyordu ve gündüz ise neredeyse tamamen uyuyordu. Aslına bakarsanız uyuması daha iyiydi, her ne kadar yapayalnız kalsam da yalnız kalmak, onun uyanık zamanlarındaki bitmek bilmeyen aşağılamalarından iyiydi.
Bu kadar duygusal ihmal, bir şekilde çözümlenmezse yetişkinlikte ciddi bağlanma sorunlarına yol açabilir.
20 yaşındayken hayatımın aşkını daha doğrusu saplantısını buldum. Aslına bakarsanız o beni buldu. Ben o zamanlar liseyi bitirmiştim ve esnaf olarak çalışıyordum. 20 yaşına kadar hiç kız arkadaşım olmamıştı. Sadece 16-18 yaşları arasında platonik olarak sevdiğim bir kız vardı ama lise bitince o üniversiteye gitti ve kendisini bir daha hiç görmedim.
İlk kız arkadaşımla milli oldum. Beni buldu demiştim, evet kendisi 22 yaşındaydı ve seri halde takıldığı serserilerden bıktığı için artık iyi bir çocuk istediğini, benim hem yakışıklı hem de iyi bir çocuk olduğum için ideal olduğumu söyleyerek bana yürüdü. Güzel bir kız, o zaman bizim muhitte bir dükkanda çalışıyor. Ben hayır diyemedim, demeyi hiç istemedim tabii.
Şimdi bahsettiğin kız ciddi kırmızı alarm. Böyle bir kadın genelde serserilerle tükenir ama şarjı yeniden dolunca serserilere ve serserilerle hopladığı kötü yaşama dönmeden duramaz. Daha yaşını başını almış olsa durmak zorunda kalabilirdi ama bu kız çok genç olduğu için durması zor.
Ben bir iyi çocuk olarak, iyi çocukluğun hakkını verdim 😀 Bu bataklık çiçeğine bir gül gibi davrandım, mutlu olsun diye bir dediğini iki etmedim. Onu kaybetmekten çok ama çok korktum. Onu hayatımın merkezi yaptım. Tam bir embesil olduğum için, onu kötü bir hayattan kurtaran şövalye gibi hissediyordum kendimi.
Beyaz şövalye, kurtarıcı planı, ecnebilerin çok yerinde tabiri ile Captain Save a Hoe ☹
Tahmin edebileceğiniz gibi bütün bunların sonucunda tam bir ayak paspasına döndüm. Üstüne sadece ayakkabı temizlemek için basılmayıp, sürekli tekmelenen ve üzerinde tepinilen bir ayak paspası oldum.
Ne ekersen, onu biçersin ☹
6-7 ay içerisinde ilişkimizden, hayatından sıkılmaya başladı ve yavaş yavaş eski saçmasapan hayatına geri döndü. Onu kaybedeceğim, beni aldatacak korkusundan tırnaklarımı yedim. Serseri “sadece” arkadaş olan erkek arkadaşlar, bar, kulüp, içki, madde her şeyi var.
Şarjı doldurmuş, şimdi boşaltma zamanı.
1 yıl sonunda beni terk etti ve tamamen eski hayatına döndü. Bunun beni yıktığını söylememe gerek yok. Ağladım, bağırdım, kendime zarar verdim, daha geri dönüşsüz zararlar verme fikirleri ile boğuştum. Kendimi çok ama çok değersiz hissettim.
Bu tür saplantılı aşk durumları genellikle çok erken yaşlarda bize ilgi ve değer vermesi gereken kişiden bunları alamamanın ve sonra romantik ilişki hatta sadece karşılıksız ilgi ile hayatımıza giren biri ile, bu çok önemli ilgi açığını kapama ihtiyacından kaynaklanır.
Kendime gelmem 2 sene sürdü ve 2 sene sonra kötü bir tercih daha yaptım. Bu kötü tercih beni aldattı.
25 yaşında, karımla evlendirildim. Görücü usulü evlendik. Karım gerçekten de bir erkeğin görebileceği en nazik, en cefakar eş. Bana sürekli destek oldu. Ama çok erken evlendim. Aklım hala eski sevgilimde olarak evlendim.
Kızın başını yakmadın umarım. Bundan sonra gerilimli bir hikaye oldu.
Ona kendimi olduğumdan çok daha nitelikli biri olarak pazarladım, eski yaralarımı sakladım.
Karım gerçekten iyi bir insan ve onu insan olarak, çocuklarımın annesi olarak çok seviyorum ve kaybetmekten de korkuyorum. Şimdi geriye dönüp baktığımda, onunla evlenmenin, hayatımı kurtardığını görebiliyorum.
Ama aramızda o kimya, o çekim yok. Çirkin bir kadın değil ama yok işte. İlk kız arkadaşımla olduğu gibi hissetmenin yanından bile geçemez.
Zira sen bombok maddelere bağımlı olup hayatın gerçek güzelliklerini bok eden bir bağımlısın, keşsin. Seni ayak paspası, şarj aleti gibi kullanıp sonra posanı çöpe atan bir orospuya bağımlı olmuşsun ve kendini düzeltmediğin sürece de öyle kalacaksın.
Annenden alamadığın daha doğrusu annenin senden esirgediği o sevgiye, ilgiye yetişkin bir erkek olarak artık ihtiyacın olmadığın anlayıp kendini sağaltacağına (kolay değil ama mümkün), o sevgi ve ilgiyi annen gibi seni sevmeyen, sana değer vermeyen bir serseri artığından alarak düzeleceğin hayaline sarılmışsın. Bu nedenle de ancak ve ancak sana ilgisi, sevgisi olmayan kadınlara çekim duyabilirsin. Seni seveni hor görürsün.
Belki de sevgi nedir bilmediğimden, onu sevemedim. Ama eski kız arkadaşımı çok sevmiştim.
Eski kız arkadaşını çok sevdiğini sanmam. Saplantılı aşk sevgi değildir. Sen eski kız arkadaşına bağımlı oldun, takıntılı oldun. Sevgi değil bu.
Senin durumunda, eski kız arkadaşını annen yerine koydun, o seni sevse annenin açtığı yara kapanacak sandın.
Bütün evliliğim boyunca sıklıkla, eski kız arkadaşımı düşündüm. İlk çocuğum doğduğunda, karım hastanede çocuğu kucağına alırken ben onun yerinde eski kız arkadaşımı hayal ettim.
Önce kamu spotu: eski kız arkadaşının ya da erkek arkadaşını düşünen, başkasının artığı insanlarla ilişkiye girmeyin, girenleri uyarın.
Şimdi sana geri dönelim. OHA.
Ona olan hislerimden hiç kurtulamadım.
İlk çocuğumun doğumu ile bunları hissetmem ile evliliğimi sorguladım ama bir sene geçmeden ikinci çocuk yola çıktı.
Bugün iki yetişkin çocuk sahibi bir aile babasıyım ve çalkantılar içindeki ruh halime uyup evliliği bitirmedim. Onların da benim gibi boşanmış bir ailede büyümesini istemedim. Aslına bakarsanız boşansak bile eşim, annem gibi lanet biri olmadığı için benim yaşadığım cehennemi yaşama ihtimalleri çok azdı ama o riski göze almadım.
Adını Bekir koyacaktım ama neyse ki Bekir gibi çocuklarını yalan etmemişsin.
Şimdi 47 yaşındayım ve kendimi bildim bileli hiç mutlu olamadım.
Takdir edilesi bir şey yapmışsın ama mutluluk evini terk etmekte değil, bu eski sevgili takıntısından kurtulmaktaydı zaten. Bu konuda hiç çaban oldu mu acaba?
Karım mutlu olmadığımın farkında ve birkaç kere bana yıllar boyunca ne zaman terk edip gideceğimi merak edip durduğunu, bundan korktuğunu ama bunun olmamasına çok şaşırdığını söyledi. Buna rağmen kendisi beni hiç bırakmadı.
Senin profilinde adamları biraz tanıyorsam, seni bıraksaydı birden bire değere binerdi, peşinde koşardın. Özdeğeri düşük insanlar, kendilerine değer vereni, kendilerini isteyeni hor görürler, kendilerine değer vermeyenin, kendilerini istemeyenin peşinde koşarlar.
Babamla yeniden bağ kurdum ama annemle bağımı tamamen kestim. Çocuklara yaklaşmasına asla izin vermedim, kendisini de hayatımdan tamamen attım. Tabii ki ölene kadar benim ne kadar nankör bir çocuk olduğumu, benim için yaptığı onca şeyden sonra benim ona sırtımı çevirdiğimi vs. sayıklaya sayıklaya, tek bir öz eleştiri bile yapmadan öldü gitti.
Hak etmiş.
Büyüdükçe, anneme karşı olan öfkem, ona acımaya dönüştü. Ailemden uzak tutma sebebim, her girdiği ortamı çirkinleştireceğini bilmemdi.
Evet acınası biriymiş. Böyle bir insanın çocuğuna kustuğu neyse, kendi içlerindeki acı onun 10 mislidir.
Şimdi asıl konuya gelelim.
Yuh, bu giriş miydi?
İlişkimizden tam 25 sene sonra, eski kız arkadaşım hayatıma yeniden girdi.
Yani 25 sene önceki şeye “ilişkim” demene mi eyvah diyeyim, kadının hayatına girmesine mi bilemedim!
O da evli ve yetişkin çocukları var. Daha önce gittiğim bir terapist, bir kapanış için onunla görüşmemi söylediği için ona ulaştım. Evet bunun çok yanlış bir şey olduğunu biliyorum.
Yahu, tamam bu konuda eğitimi sertifikası var ama çok kötü bir tavsiye ☹
Karım bunu biliyor ve ilk defa yaşadığım bir sinir krizinden sonra, bunun benim sorunumu çözeceğini umduğu için eski sevgilime ulaşmamı onayladı.
O kadının seni 100 kez terk etmesi lazımdı. Gerçi garanti değil ama bir kez terk etse eski sevgilini unuturdun muhtemelen. Sana çok toleranslı davranmış ve davranıyor. Bu da bence büyük bir hata.
Bu arada bu yaşıma geldim, hiç arkadaşım yok. Birkaç psikolojik problem teşhisim var ve onlarla boğuşuyorum.
Benim de okumaya devam etmek için, sert bir içkiye ihtiyacım var. Hikayen bir yandan da çocuk sahibi olanlar için ibretlik. Çocuğunu ihmal etmenin nasıl sonuçlar doğuracağına dair.
Neyse, eski kız arkadaşım ile buluştuk. Benden geçmiş için özür diledi. Sosyal medyadan ekleştik. Beni sıklıkla gönüllü çalıştığı bir yardım kuruluşuna çağırdı.
Fiziksel olarak karımı hiç aldatmadım ama duygusal olarak kendimi çok kaptırdım. Kaygı ve gözyaşı dolu bir süreçteyim. Resmen bütün gün ondan telefon ya da mesaj bekler haldeyim. Yetmiyor, sosyal medya fotoğraflarıma bir beğeni atar mı diye bekleyip duruyorum. Atmadığı zaman çok kötü hissediyorum.
Saplantılı aşk bu:
“Kaygılı bağlanma stiline sahip birisi reddedildiğinde, beyni otomatik olarak kişinin çocukluğuna döner. Geçmişin bırakılıp gidilme korkusu, yalnızlığı, ihmal edilmişliği yeniden ortaya çıkar. Beyin reddeden kişiyi ve bu kişiyi elde etmek için yapılabilecek şeyleri düşünmekten başka bir şey yapamaz hale gelir. Beyin sanki bunu, çocukken hiçbir zaman “kazanılamamış” olan sevgiyi kazanmak için “son bir şans” olarak algılamaya başlar.”
Ona yardıma gitmeye devam ettim ve bu süre zarfında kendimi kullanılıyor hissettim. Peşinde koştum. Bir süre sonra bu kuruluşa gitmeyi bıraktım, eskisi kadar görüşmüyoruz ama onu düşünmeden duramıyorum.
Yıllar önce beraberken onun için yeterli olamadığım için çok üzülüyorum.
Birader yıllar önce bu kadın aşırı yolluydu, bir erkek hiçbir zaman yetmez modundaydı. Sen ise çocukluğunda annene karşı geliştirdiğin daha doğrusu annenin sende geliştirdiği “sen benim için yeterli değilsin” inancını, bu kıza da yansıtıyorsun. Gerçi bu nedenle gerçekten yetersiz olup, olayı kendi kendini gerçekleştiren kehanete dönüştürüyorsun ama yetersizlik hissi annenden kalma ve bir şekilde bu kadına aktarmışsın:
“Beyin reddeden kişiyi ve bu kişiyi elde etmek için yapılabilecek şeyleri düşünmekten başka bir şey yapamaz hale gelir. Beyin sanki bunu, çocukken hiçbir zaman “kazanılamamış” olan sevgiyi kazanmak için “son bir şans” olarak algılamaya başlar.”
Sürekli olarak onunla olmayarak yaşamaktan kurtulduğum kötü şeyleri ve sahip olduğum iyi şeyleri düşünsem de düşüncelerimi durduramıyorum.
Bakınız, “çocukken hiçbir zaman “kazanılamamış” olan sevgiyi kazanmak için “son bir şans” olarak algılama” olayı.
Bu şekilde arkadaş olarak devam etmeli miyim?
Hayır.
İki eski partner, başkaları ile evliyken bu şekilde arkadaş kalmalı mı?
Kesinlikle hayır.
Bu hissettiklerim gerçek duygular mı yoksa travma bağı gibi bir şey mi?
Bu hissettiklerin sevgi değiller, daha önce söylediğim gibi annen ile ilişkinde beyninde kablolanan bir devrenin, bu kadının imajına takılmasından kaynaklanıyorlar.
Nöroplastisite setinin üçüncü kitabında, ünlü nöro bilimci Uberman’dan şöyle bir alıntı var:
Yani bizim anne babadan ayrılma ve yeniden birleşme durumlarına tepki verme işine ayrılmış nöronlarımız ve hormon sistemlerimiz var. Aynı nöron devreleri, aynı hormon sistemleri, bir şekilde yeniden tasarlanıp hayatın ilerleyen aşamalarında tamamen farklı tipteki bağlanmaları yönetmeye başlıyorlar.
Bir psikolog, konuşmaya bile başlamadan hayatımızın tamamında kullanacağımız bir şablon oluşturduğumuzu ve şablonların ilişkilerimize uyarlandığını ya da daha doğrusu ilişkilerimizin bu şablonlara uyarlandığını söylediğinde, bu söylemin fizyolojik bir temeli var.
…
Romantik ilişkileri nasıl bulduğumuzu, nasıl sürdürdüğümüzü, nasıl bitirdiğimizi ve nasıl yeniden kurduğumuzu belirleyen şablonlar, yeni ortamlarda ebeveynlerimizin varlığı ve yokluğunda nasıl ve ne kadar güvende hissettiğimizi belirleyen yani tamamen farklı önceliklere sahip olan bir şablona bağlı. Ve nöron resimleme yani beyin tarama araştırmaları, vücuttaki hormon ölçümleri ve beyindeki nörokimyasal ölçümleri bunu destekliyor.
Bunu anlamanız çok önemli. Bir insan eğer romantik bağlanmalar kurma ve yürütme konusunda başarılı ya da başarısız ise bu, o insanın hayatının çok önceki aşamalarda sahip olduğu şablonları yansıtıyor. Ama daha önce söylediğim gibi, bu şablonlar zaman içinde değişebilirler. Ve bu şablonları zamanla değiştirme konusunda elinizdeki en güçlü silah, bu bağlanmaların varlığını ve yeniden şekillendirilebilir olduklarını bilmeniz. Bu şablonlar, nöroplastisite sayesinde değişebiliyorlar.
Senin karını istememen ve bu kadını istemen, karının yetersiz olmasından değil (aslına bakarsan sana fazla bile), senin annen tarafından yaratılan eksikliği, spesifik olarak sadece eski sevgilinin (bu kadına eski sevgili demek de garip geliyor, 3 asır olmuş antik sevgili desek daha doğru) kapatacağını hissetmen ki bu gerçekdışı bir inanç. Ama maalesef her kör inanç gibi oldukça güçlü bir inanç.
Peki bu sağlıksız devreler neden karına değil de bu kadına bağlandı? Muhtemelen karın senin annen gibi davranmadığı için. Karın annen gibi davranmadığından, bu derin boşluğu kapatacak hayali rövanşı temsil edemiyor. Bu kadın annen gibi davrandığından sendeki somut kablolamayı tetikliyor.
Benim tecrübeme ve gördüklerime göre ilişkilerde kapanış, iletişimi tamamen, bir daha asla başlatmayacak şekilde bitirmekle, arkanı dönüp gitmekle olur. Bu antik sevgiliyi hayatından tamamen çıkarman lazım. Sosyal medyadan, her yerden.
Benim son olarak sana iki tavsiyem var. Birincisi, hiç arkadaşım yok diyorsun ve bu sorunu bu yaşta bile çözmen gerekecek. Hayatına daha fazla doyurucu ilişki ve eğlence katman lazım. Zaten varolan düşkünlüğünü daha da beter hale getiriyorsun.
İkincisi, bu kadının senin somut şekilde kablolanmış ama artık var olmayan bir muhtaçlığını giderecek tek figür olması konusu. Evet bu belki doğru, diyelim doğru ama hem tek çözüm değil hem de doğru çözüm değil. Senin için doğru çözüm annenin seni duygusal olarak, baban da fiziksel olarak terk etmesi ile oluşan çocukluk açlığından, artık çocuk olmadığını ve bu kablolamaya hiç ihtiyacın olmadığını anlayıp kurtulman. Yani şiddetli ihtiyacını, muhtemelen gelip doyurmayacak bir kadınla doyurma fantezini bırakman lazım. Bunun yerine yetişkin bir erkek olarak, çocukluk ihtiyacının artık varolmadığını kavraman lazım.
Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz. Sorularınıza Patreon chat alanında daha hızlı cevap verebiliyorum.
Yazıyla alakasız veya 500 kelimeyi geçen yorumlar cevaplanmıyorlar. "Yazıyla alakasız ama ..." ya da "en son yazı bu olduğundan buraya yazdım" diye başlamanız kurtarmıyor. Mahmut Abi ile özel görüşme yapmak isterseniz Erkek Adam Sanal Görüşme sayfasından sanal görüşme ayarlayabilirsiniz. Not: Burada soru sırası çok yüksek, Patreon destekçilerini, Patreon'da cevaplamaya öncelik veriyorum.
Merhaba 23 yaşında üniversite son sınıf öğrencisiyim.Ortaokul 5. Sınıfta bir kıza aşık oldum.11. Sınıfa kadar aynı sınıftaydık.Benim bu kıza hislerim çok enteresan çünkü yaklaşık 10 yıldır başka kızlara karşı bir şey hissetsemde dönüp dolaşıp o kızı düşünürken buluyorum kendimi ve bunun arkasında psikolojik bir sebep olduğunu düşünüyorum.9. Sınıfta farklı bir kız bana aşık olduğunu söyledi ve onunla sevgili oldum.Ama kıza ben gram bir şey hissetmiyordum iyi bir insandı iyi bir arkadaştı sevgilim hiç olmamıştı ve öyle bir denedik.Kıza gram ilgi göstermiyordum doğum gününü bile kutlamadım unuttuğum için ve bana bu yüzden sürekli trip attığı için onu terkettim her yerden engelledim.Kız… Read more »
yaklaşık 10 yıldır başka kızlara karşı bir şey hissetsemde dönüp dolaşıp o kızı düşünürken buluyorum kendimi ve bunun arkasında psikolojik bir sebep olduğunu düşünüyorum Olabilir ama hoşlanabileceğin bir kız bulma kabiliyetin de yok gibi. Hoşlanabileceğin bir kız bulmaktan aciz olduğundan da kafan oraya gidip duruyor olabilir. Yani ilişkimde oldu ama ben platonik olduğum kızı bir türlü unutamıyorum. Dişe dokunur hiçbir ilişkin olmamış. İlişki hayatın bomboş bir çöl. Öyle olmasa belki aklından çıkardı. Ben platonik olduğum kızla şuan dahi iletişim halindeyim. Hemen tüm iletişimi tamamen kes. Buluşuyoruz arada ama buluşana kadar çok uğraştırıyor beni sürekli bahaneler sunuyor Yani seninle buluşmak istemiyor,… Read more »
Mahmut abi merhaba 18 yaşındayım daha önce senden sanal görüşme almıştım anlatmıştım böyle böyle sanal bir sevgilim oldu diye sende muhtemelen sınav sürecinde seni kullanıyor demiştin maalesef dediğini yapmadım 2 3 4 kez iletişime geçtim normalde peşimde olan o olmasına rağmen peşimde koştum kızın ilgisi gittikçe azaldı ve 2. kez buluşmaya gittiğim halde ekildim başka şehirde ve bu bataktan kurtulamıyorum içimden sanki unutmak gelmiyor geçenlerde gene yazdım konuşalım dedim görüldü attı ve iletişime geçmemem gerektiği halde terslenen ben oluyorum benim nasıl düzene koymam gerek bu durumu
Bu kıza ulaşmayı, kızı takip etmeyi bırakmadığın sürece hiçbir şeyi düzene sokamazsın. 2 yaşındaki, zerre dürtü kontrolü olmayan veled gibi “sanki içimden unutmak gelmiyor” diye egonu sıvazlayıp kendi kıçına gökkuşağı üfleyeceğine (unutmak istemiyor değilsin, sende ulaşmayacak güç, irade, olgunluk yok), azıcık yaşının adamı ol ve bir daha asla ulaşma, engelle ve takip etme.
Bu kızla asla ama asla beraber olamayacaksın, istersen yüzüne hiç açılmayacak kapıya kafanı vurmaya devam et.
Eski sevgilimle 1 yıl sonra birleştik, 1 aylık bir ilişkimiz vardı. Kısa zaman önce Kendisinin mutsuz ve kaygılı olduğunu hissettim ve sordum açılmadı bana ve beraber aşabiliriz benle mi alakalı dedim hayır dedi, bende açmak istersen dinlerim çözümleriz istersen dedim teşekkür ederim dedi konunun üstüne gitmedim. Normal rutin paylaşımlarımız sürdü 3 gün kadar keyfsizdi ve buluşmalarımızda bana bazen geçmiş ilişkimizle alakalı laf çakmaları oldu yaptığım hareketlerle alakalı, eleştireldi yani…Bende çok fazla üstüne düşmedim ısrarcı olmadım tartışma yaratan taraf olmak istemedim iletişimi canlı ve tutarlı tutmaya gayret ettim ve evine bıraktım gene mesajlaştık samimiydik…3 gün kadar biraraya gelmedik onun sporu vardı… Read more »
Eski sevgilimle 1 yıl sonra birleştik, 1 aylık bir ilişkimiz vardı. Kim terk etti sonra kim ilk ulaştı da birleştiniz? Terk edilen taraf ilk defa ulaştıysa ve başladıysa, onların %90’ından fazlası çok uzun sürmüyor zaten. ben onun spor günü olduğunu bildiğimden arkadaşımla plan yaptım birşeyler içtik sohbet ettik spor çıkışı mesaj attım nasılsın diye eve geçiyorum spordan dedi bende dışardayım dedim haber bile vermiyorsun dedi döndüğümde ararım dedim aradığımda çok soğuk bir ses tonuyla karşılaştım Sana soğumuş ve seni terk etmeye bahane arayan biri var gibi. Neyi neden haber verecektin? ertesi sabah her şeyi netleştirmek adına görüşelim dedim Yanlış. Sana… Read more »
Dışarda olacağını neden haber vereceksin ki? Sizin ne sorununuz varmış?( Geçmişte de bu nedenle benden ayrılmıştı, gittiğin yerleri haber ver bana, ben sana değer verdiğim için hep söylüyorum derdi. dönen ben olmuştum, döndüğümdede beraber yol alacağız niyetim bu her zorlukta yanında olacağım ben bir gerçeklik olacağım senin için dedim ve başladık yeniden…1 aylık ilişkideyken, ailevi sorunlarını bana iletti destek olabileceğimi söyledim sağol dedi, zaman zaman gün içinde sordum nasılsın iyi misin diye iyiyim ama keyfsizim cevabını aldım aşacaksın inanıyorum gibi mesajlar gönderdim.Dışarı çıkalım seni alayım dedim yorgunum başım ağrıyor dedi pekala dinlen o zaman dedim sorgulamadım olabiir dedim.ve son ayrılmadan… Read more »
Hatan bu kadınla olmak.
Şimdi öncelikle başka birinin olma ihtimali zorlaşıyor ? AÇar mısınız?
Yaşın ilerledikçe yeni bir ilişki bulman zorlaşır.
Gerekçesi nedir? yaşla ilişki korelasyonu anlamadım? bu kadını kaybettiysem o halde kazanmaya uğraşmalı mıyım?
Yaşın ilerledikçe ilişki bulmanın zorlaşmasının neresi anlaşılmaz anlamadım ama şuna bakabilirsin: Erkeklerin “duvar” konusunda endişelenmemesi gerektiği miti Her şeyden önce 35 civarı cinsel pazar değerin tepeye çıktıktan sonra düşüşe geçiyor.
O halde kazanmaya uğraşmamalısın, yukarıda yazdım zaten.
Kendine bakan 42 yaş fit bir erkeğin cinsel pazar değeri yaşını göstermiyorsa daima şansı vardır sanırım yaşıtlarından daha iyi bir vucut ve görüntü iş görmez mi?
Her zaman şans vardır ama o şans her geçen sene azalır. Özellikle linkteki yazıda belirttiğim gibi evlenip çocuk yapma konusunda şansı azalmaya başlar.
Deveye diken insana siken yaranırmış.
Yorumun seni bağlar senide sikerler umarım:))