Erkeklerin bir kıza yürürken ya da ilişki içindeyken en çok yaptıkları hata kızın çok fazla peşinden koşmak. Bunun birkaç nedeni var. Birincisi, tabii ki kendini yeterli görmeme (ben ödül mödül değilim kafası) ve muhtaçlık. Diğeri ise beyin yıkama. Hayatımız boyunca maruz kaldığımız o aptal beyin yıkama.
İzlediğiniz filmleri ve dizileri düşünün. Ya da anlatılan aşk hikayelerini. Kendisine başlangıçta hayır diyen, sürekli kötü davranan kızın peşinde ısrarla koşan kızı neredeyse yılışık tacizci olacak şekilde takip eden çocuğun sonunda kızı kapması temasından bahsediyorum. Bu temanın önemli bir öğesi, erkeğin kızı sürekli araması veya kapısında bitmesidir. Bunu yapan kazanır, yapmayan kaybeder.
Gerçek hayatta büyük oranda karşılığı olmayan bu senaryonun bize öğrettiği, eğer kızdan adım gelmiyorsa ve sen onun yerine adım atmıyorsan K.A.Y.B.E.D.E.R.S.İ.N!
En çok gördüğüm hatalardan birisi, kızın sahasına atılan top (arama, mesaj) geri gelmeyince, o sahaya geçip topa kız yerine vurulması ki daha önce bunun zayıflık olduğundan bahsetmiştim.
Maskülen ve bolluk içinde (en azından bolluk zihniyeti içinde) bir erkek gibi davranmayı nasıl öğrenirim sorusuna benim bunu nasıl öğrendiğimi anlatarak ve bundan çıkardığım sonucu paylaşarak cevap vereceğim.
Yıllar önce bu işleri öğrenmeye başladığımda, filmlerden dizilerden öğrendiğim “oyun” ve kendimi yetersiz görmem ayağıma yeterince dolanmıştı. Nerede okuduğumu bile hatırlamıyorum ama bu top kızın sahasında iken kendi işine bakma olayına bir şans vermeye karar verdim.
İlk denemem de bir kız arkadaşıma kısmet oldu. Anlamsız bir şeyden dolayı tartıştık ve ayrıldık. Daha doğrusu o ayrıldı, ben şahsen birliktelik nereye kadar giderse oraya kadar gitme modunda olduğumdan, ayrılık benden gelecek bir şey değildi o zamanlar.
Neyse her zamanki gibi benim ona ulaşıp başlattığım mesajlaşma kavgasının bir yerinde kafamda şu belirdi : “Oğlum Mahmut, kız seni terk etmiş, hala arayıp kavga olayına giriyorsun. Siktir et, eğer bu kızla kavga etmene değecek pozisyona, yani kız arkadaş pozisyonuna, gelecekse o gelip geri çabalayacak”. Ve mesajlaşmayı kestim.
Sonrasında da top kızın sahasında diye düşünüp, o topu bana atana kadar kendi işime bakma kuralını uygulamaya başladım. Ama ne uygulama 🙂
Aramıyorum ama tabii ki kendimi yetersiz hissetmem ile beyin yıkamam birleşince bu büyük bir kaygı olarak açığa çıkıyor. Kortizol salgılıyorum. Bu vücudun “bir şeyler yolunda değil ve sen bunu değiştirmek için hemen harekete geçmelisin” mesajı. Ama hormonal seviyede ve çok güçlü.
İkinci gün, kızdan ses yok, ben işime bakmaya çalışıyorum. Sigara günde bir pakette. Kaygım bağırıyor : “Mahmut oğlum, bir ara lan, sen erkeksin araman lazım. Bak aramazsan senden soğur, başkasına kaçar.”
Dördüncü gün, kızdan ses yok, ben işime bakmaya çalışıyorum. Sigara günde bir pakette. Kaygım daha beter bağırıyor : “MAHMUTTTT, kız gidiyor oğlum bak yapma ara lan! Özür falan dile (özür dileyecek ne yaptıysam artık bir de onu söylesen)”
Yedinci gün, kızdan ses yok, ben işime bakmaya çalışıyorum. Sigara hala günde bir pakette. Kaygım beterin beteri bağırıyor : “LAAA MEHMUTTTT, bak aramadı lan kız gitti oğlum kaybettin!”
Yapana kadar yapıyormuş gibi yapmaya and içmişim ama kendimi yiyip bitiriyorum. Ama o zaman aklımda Marshmallow deneyi var. Orada çocukların kendilerini tutmak için ezilip büzüldüklerini, öyle cool cool marshmallowu yemeden duranların nadir olduğunu ama sonuçta yemeyenin başarılı olduğunu hatırlatıyorum kendime.
Sonra, sanırım 2 hafta sonra, hatun arıyor. Mahçup özür diliyor ve buluşmak istiyor. Benim tabii mutluluk hormonları ve testosteron şelale. Kız aradı diye mutlu değilim, başardım ve aramadım diye mutluyum.
Bu süreçte maskülen ve kendini yeterli hisseden biri miydim? Tam olarak değil. Kendi işime tam bakabildim mi? Yarım yamalak. Yapana kadar yapıyor gibi yaptım ve küçük bir başarı elde ettim.
Bu başarı ile içimde bir şey değişti ama. Benim ödül olabileceğim, filmlerde bize öğretilen fazlaca peşinden koşmanın bir yalan olabileceği aklıma girdi.
Sonrasında bu kızla ve ardından başka kızlarla bunu pratik etmeye devam ediyorum. Kızı takmamaktan bahsetmiyorum ama top kızdayken kız topa vurmuyorsa, kaygıma orta parmağımı gösterip “bir şey yapacak kişi ben değilim, top karşıda beni rahat bırak” demeye başlıyorum.
Sonra yine buna benzer bir olay oluyor. Kız arkadaşım değil ama yürüdüğüm bir kız. Mesajlarıma önce soğuk ve aralıklı cevap veriyor, 2 buluşma teklifimi reddediyor. Ben de NEXTliyorum. Yine kaygımla boğuşuyorum ama işime bakıyorum. Başka kızlara yöneliyorum. Zamanla, 2 – 3 hafta içinde kaygım pes ediyor, hormonal dengem yerine geliyor. Kız bir daha hiç aramıyor. Ben ise başka bir kıza yürüyorum ve onunla oluyor. Yine bir testosteron ve mutluluk hormonu şelalesi.
İçimde yine bir şeyler değişiyor. Diyorum ki : “Ben kendi topuma vurduktan sonra kız topa vurmadan oyuna devam etmiyorum. Onun sahasına girip topa vurmuyorum. O topa vuracak diye telefon başında tırnaklarımı yemiyorum. Ne oluyor? Ya kız topa vuruyor ve yürüme devam ediyor ya da ben başka ve daha iyi bir kız buluyorum. Yani 100% kazanıyorum. Eski oneitis mantıklı bu kızı tavlarsam kazanırım yoksa kaybederim saçmalığını siktir et, kazanmayı sana ilgisi yeterli bir kız bulmak olarak düşün ve 100% kazan.”
Yukarıdaki sürecin davranışlardan başladığına ve daha sonra zihin yapımı değiştirdiğine dikkat edin. Bu siteyi okuyan çoğu erkeğin kafasında şu var : Bunları defalarca okuyarak içselleştiririm sonra bu davranışlarımı değiştirir. Evet, bu davranışlarınızı bir miktar değiştirebilir ama asıl yapmanız gereken önce davranışlarınızı değiştirmek. Bu sizin zihin yapınızı hızlıca değiştirecektir.
Bu sitede size erkek adam nasıl davranır anlatılıyor. İçiniz Betacan Betaoğlu bile olsa öyle davranmaya, yapana kadar yapıyormuş gibi yapmaya odaklanın. Bu numara yapmak demek değil, doğanıza ters bir oyun oynamak demek hiç değil. Size bu sitede daha önce yüz kere söylediğimiz gibi, içinizdeki Betacan Betaoğlu doğal haliniz değil. Toplum ve kültür tarafından içinize yerleştirilmiş bir program. Kitlesel ve kültüre paralel olduğundan size doğal haliniz gibi geliyor. Ama inanın bana, onu içselleştirmek için çok çok büyük bir emek harcadınız. Sürekli tekrarlaya tekrarlaya doğal haliniz gibi oynamaya başladınız.
Erkek adam olmanın mekanizması da aynı. Sürekli öyleymiş gibi davranacaksınız ama erkek adam imajı çizmekten değil yapana kadar yapıyormuş gibi davranacaksınız. Kendisine saygısı olan, kendisini yeterli gören bir adamın davranışlarını öğrenip onları yapacaksınız. Henüz kendinize saygınız olmasa ve kendinizi yeterli görmeseniz bile.
Karşılarındaki kızdan 3 – 4 seviye yukarıda olup kendilerini yeterli görmeyen adamlarla konuştum. Onlara şunu söyledim ki dediğim doğru : “İnsan bir şeye inandı mı, o yalan bile olsa, ona göre hareket eder. Senin kendini yeterli görmemen gerçek dışı. Madem kendini yeterli görmek sana yalanmış gibi geliyor ve inan bana kendine zaten yalan söylüyorsun, o zaman kendine ben yeterliyim “yalanını” söyle.” Ve kendini yeterli gören, ödül gören adam nasıl davranır öğren ve öyle davran. İçinde kaygı sana işkence etse bile. Bir süre sonra, o kaygının bir yalan üzerine kurulu olduğunu görünce, zihin yapın da değişecek.
Peki abi böyle zorlama ile nasıl olacak, çok yormaz mı? Hayat boyu böyle mi yaşayacağız?
HAYIR! Önce zorlama olacak evet. Uzun süre azalarak da olsa zorlama olarak kalacak. Ama bir süre sonra içselleştireceksiniz. Doğal haliniz bu olacak. İsteseniz de mavi haplı davranamayacaksınız. Mavi haplı davranmak için kendinizi zorlamanız gerekecek.
Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz. Youtube, Spotify ve Patreon kanallarımızı da takip etmeyi unutmayın.
Şimdi kırmızı hapı oyuna indirgeme basitliğini es geçelim. Oyun paradan önemlidir gibi bir şey yazsak altına çöpten atık toplayan çocuğun fotosunu koyup “nasıl para lazım değil lan” diye itiraz edenler gibi atlamasını da es geçelim (biri buraya gelip “bu yazdıklarını Irak’ta kampta yaşayan çocuk nasıl yapsın, sen boş umut satıyorsun” gibi bir laf etmişti). Zira verdiği örnek ilginç. Kimi örnek verdiğini biliyor mu acaba?
Fotoğraftaki adam St.BlackOps2cel yani İnsellerin En Üst mertebe azizi 😀 Bu fotoyu koymuş bize siz mavi hapsınız diyor 😀
Bu adam insel azizidir, buna kız bulduranı Allah çarpar.
İnsel nedir biliyorsunuz. Burada birkaç yazıda değindik. Bunlar kötü genetik ile sonsuza kadar sekssizliğe mahkum olduklarını düşünen, involuntary celibate elemanlar (zoraki seks yapamayan). Bunlardan biri olan Elliot Roger’ın ruh halini detaylı analiz etmiştik.
Bu çocuk dediği incel forumlarının en meşhur, insellere göre kızların en korkunç kabuslarındaki öcülerden daha tiksindirici bulacağı adam. Bildiğim kadarıyla Bosnalı bir gamer ve inseller tarafından meşhur edilse de kendisinin insellerle alakası yok. Bu fotoyu avatar yapmış ve olaylar gelişmiş.
Şimdi bu çocuk bu şekilde pat diye sahaya sürülmez. Bu saçla, ölü balık gibi bir surat, gülümseme yok, gym görmemiş, black ops t-shirt sahaya çıksın kızlar bunu döver tabii. Bunu o t-shirtle dövüp giyimine el atmak lazım. Saçları halletmemiz, 6 – 7 ay gyme sokmamız lazım. Gülmesi de lazım. Önden çok işi var ama Allahtan ölümüne obez değil. O tarafın işi daha zor.
Bana inanmayın, oğlumuzun daha iyi saç ve gülüş ile haline bakın (adamın Facebook’undan):
Hala gym şart, full sakal daha iyi gider yani bir 3 – 6 ay ön çalışma lazım ama bunu çevirebilirsin. Bir Amerikan futbol takımı kaptanı tipinde piliç mıknatısı olmaz belki ama şu halinden çok daha fazlası olur.
Ne dersiniz arkadaşlar, kendine el atsa düzelir değil mi?
Bu arada reklam yapayım. Ey ahali. Bu elimde görmüş olduğunuz hap, yukarıdaki gibi bir elemanı şuna çeviriyor. Yanında da bir adet kalem, bir adet çakmak ve bir kutu prezervatif veriyorum. Hepisi sadece 5,000 Lira! Mahmut pazarlama. Bu fırsat kaçmaz.
Bitmedi. 5,000 TL daha verene kırmızı fitil veriyoruz. Şuna döndürüyoruz 😀