Mahmut abi kızlara erişim sorunum yok, fakat hipergamik ve çıkarcı olduklarını bildiğim için sevgili olsam dahi cinsel çekim harici bir sevgi oluşmuyor.
Kadınların melek olduğu ve efendi erkeklikle tavlanabilecekleri bir rüya aleminden fişinizi çekiyorlar, kadınların şeytan olduğu ve kötülükle tavlanabildiği başka bir rüya alemine takıyorlar. Bu şekilde yeniden kablolanan erkeklere, “kadınlar melek değil insandır” diyorsun, “kadınlar melek değilse şeytandır” diye ağlaşıyorlar.
Gerçek insanlar, kadın ya da erkek çıkarcı olurlar. Daha iyisini isterler. Sen kendi çıkarlarını düşünen ve daha iyisini isteyen biri değil misin sanki? İnsan kadınlarını sevemiyorsan, kadınlar melek değiller diye sevemiyorsan, hala masalların ardından ağıt yakıyorsun demektir. Büyümemiş, küçük çocuklarda olan idealize kadın figürünü aşamamışsın demektir. Bundan kadınlara güvenmek yazısında bahsetmiştik:
… Yani gerçek bir kadınla ilişki yaşamak için kafanızdaki ideal kadını feda etmeniz lazım. (Jordan Peterson)
… Jung’a göre başlangıçta anima kişinin annesinden ayırt edilemez zira erkek çocuk, annesiyle çok sıkı bir bağlantı içinde olmadan fonksiyonel olamaz. (Havva aşaması) İkinci aşama ise, anima kollektif ve ideal cinsel imgedir. Truvalı Helen.
… Bir erkeğin hayatının ilk yarısındaki psikolojik önceliği, anneye olan anima hayranlığından kendisini kurtarmasıdır.
“Kadınların hipergamik ve çıkarcı olduklarını bildiğim için sevgili olsam dahi cinsel çekim harici bir sevgi oluşmuyor” demek, kadınlardan annelik beklemeye devam ediyorum demek.
Zaman geçirmek, birşeyler yaşamaktan mutlu oluyorum ama bağlılık oluşmuyor. Şuanda evlilik bile yapsam karıma karşı sevgi hissedeceğimi düşünmüyorum. 7 yıllık uzun bir ilişkiden çıktım, canım çok az yandı.
Hipergamiyi bilen birisi nasıl birini sevip evlenebilir?
Hipergamiyi bilen birisi daha rahat uzun süreli ilişkiye girer ve evlenir. Hipergamiyi bilen adam, yeterince çekici ve güçlü kalması gerektiğini, bunu yaptığı sürece de daha rahat ilişki yürüteceğini, kadına annesiymiş gibi davranıp itici ve güçsüz hareketler yapmaya devam ederse, ilişkinin sallanacağını, aldatılma ihtimalinin artacağını bilir. Hipergamiyi karım yan tarafa benden daha iyi biri taşınırsa onun kucağına atlar diye öğrenen düz kafa oğlanlar ve onlara böyle öğreten atarlı abiler, hipergamiyi bilmiyorlar.
Şimdi erkeklere hitap eden camiada hemen herkes, mavi hap ya da efendi erkek zihin yapısı denilen bir masal olduğu ve erkeklerin bu masaldan uyanması gerektiği konusunda hemfikir. Fakat o fişten çekildikten sonra ne yapılması gerektiği konusunda bir sürü görüş ayrılığı çok fazla. Ama bana sorarsanız, fişten senin gibi çekilmiş bir adam olacağıma fişte kalırım daha iyi. Ya da fişte adamlarla arkadaş olurum daha iyi.
Burada birkaç sorun var. Bir aşırı uçtan diğerine savrulursanız, bir sarkaç gibi, geldiğiniz aşırı uca yeniden savrulmanıza neden olacak bir pozisyona gelirsiniz. Buna Black Label Logic sarkaç prensibi diyordu:
Sarkaç prensibini Twitter’da çok sık kullanıyorum. Bu prensibe göre insanlar bir ideal duruma doğru küçük adımlarla yavaşça yaklaşarak ilerlemiyorlar. Bunun yerine bir uç noktadan diğerine salınıp duruyorlar.
İkinci sorun da, kadın erkek ilişkilerinden alacağın doyumu ve zevki, normalde parasını bastırıp kolayca alabileceğin bir şeye, sekse indirgiyorsun. Basıyorum, geçiyorum hayat çok zevkli diyenlere pek kanmayın. Çoğu insani bir ihtiyaç olan kadın erkek ilişkisini yaşayamamanın acısını, bu tür bir büyüklenme ardına saklayan insanlar.
Bakın erkeğin hayatında böyle bir dönem olabilir ama erkek bunu hipergami ve çıkarcı kadın korkaklığı ile yaparsa ve bu dönem uzun sürerse, kendisine zarar verir. Yarın artık aile kurayım, çocuk yapayım dediğinde, bunun için gerekli olan minimum kişilik özelliklerinden uzak ve yıllarca bu şekilde yaşadığı için bu özellikleri bir türlü kazanamayan adamlarla görüşüyorum. Hayatınız 20’lerinde bitmiyor, 40’tan sonra 40 sene daha var. O dönemlere böyle bir adam olarak gelmeyin, hiç de mutlu olacağınız bir durumda olmuyorsunuz.
Özlem rumuzuyla kadın takipçi Bir “hayatta kalma” stratejisi olarak mavi hap – kırmızı hap yazısında sormuş:
Son bir haftada bile Twitterda o kadar çok 30 yaş üstü kadın karalamasi gördüm ki ne kasarliklari,ne çirkinlikleri,ne yasliliklari kalmış. Cidden çoğu erkek nefret besliyor. Anlam da veremiyorum yani siz tercih etmeyin olur biter neden hepsini böyle karalama gereği duyuyorlar.
Şu twite bakin.25+ kadına yaşlı demiş ve baya bir adam da beğenmiş hak vermis.cidden kadınlar erkeklere,erkeklerin kadınlara davrandigindan çok daha iyi davranıyor. En azından çoğunun üslubu seviyeli.
Kadınların son bir iki yılda sosyal medya denilen lağımda, özellikle Twitter ve Ekşi Çöplükte, karşılaşmaya başladıkları bu söylemler yıllardır erkeklerin karşılaştığı bir şey. Biz genelde “185 boyu olmayan adam kendine erkek demesin”, “ayda 5000 Dolar kazanmayan da erkek mi?”, “16 cm altındaysa bamya” şeklinde olan tweetleri yıllardır görüyoruz. Yani sosyal medya lağımında bazı kadınlar, erkeklerin kadınlara davrandığından daha iyi davranmıyorlar.
Bunların amacı, en tepki çekecek abartı, saçmasapan ama nefret içeren şeyi söyleyerek büyük bir sosyal medya ilgisi çekmek. Gerçekten de normal bir tweet bin etkileşim alıyorsa, böyle bir tweet yüzbin etkileşim alıyor. Özellikle de bu tweet ile sinirlenenler sayesinde ki hedef de o.
Bunlar öfke yemleri ve öfke yeminin ne olduğunu daha önce yazmıştık. Yazanların %99’unun gerçekten inanmadığı veya uygulamadığı şeyler. Amaç sadece etkileşim ve kendi cinsiyetinden takipçi çekmek. Yani erkekleri “185 boyu olmayan erkek değil” diye galeyana getirip tweeti yay, takipçi çek. Ama olay sadece takipçi de değil. Gerçek hayatlarından kaçıp sosyal medyada dopamin zirvesi yaşamaya çalışan bir kesim var ki, etkileşim bile onlar için yeterli.
Günümüzde artık şu tavsiyeyi %100 verebiliyorum. Arkadaşlar, özellikle Twitter ve Ekşi Sözlük gibi, anonim insanların öfke yemi basıp durduğu sosyal medya sitelerinden tamamen uzak durun. Her seçimde de göreceğiniz gibi gerçek hayatla zerre alakası olmayan yerler. Normal insanlar orada kızlar “25 yaşında nene”, “erkekler 190 değilse cüce” tweeteri atıp beğenmekle uğraşmıyorlar. Çoğu bunları görmüyor bile. O çoğunluğa katılın.
Kemal rumuzlu takipçi konuyla alakalı yine aynı yazıda sormuş:
Redpillciler feministleri ve yaşlı kadınları sevmiyorlar okey de adamlar erkeklere de tavır almaya başladılar ahaha. 30 yaş üstü kadınlar değersiz, onlarla beraber olan erkekler de beta,tercih edilmeyen ezik erkekler onlar da değersiz diyecekler neredeyse. Kendi halinde adamların kimlerle beraber olacağından onlara neyse artık. Bu cpd muhabbeti beni sıkmaya başladı bu camiada. Niye cpd mevzularında bu kadar agresifler onu da anlamıyorum.
30’lu yaşlarda kadınlara ancak çer çöp erkekler kalır gibi laflar da saçmalık. 30’una kadar piyasayı deneyip 30’unda uyuyan bir mavi haplı bulup kapayan kadın sayısının artmasına karşı ortaya çıkan bir uyarı, “30 yaşına bekar girmiş tüm kadınlar kucakta hoplamıştır, değersizdir” gibi bir intikam pornosuna dönüştü (20’lerinde bizim gibi pırlantalara vermediniz, sürünün gahpeler atarı).
Ben 36-37 yaşında olsam, 30 – 32 bandında (aslında 25-33 bandında), çocuk yapmak isteyen bekar bir kadınla evlenirdim. Bunlara aldırmayın. Siz kötü nedenlerle bekar kalmış ve sizi sadece sperm bankası olarak kullanmaya programlı kadınlardan uzak durun. Ama işi bu çeşit intikam pornosuna getirmeyin.
Youtube kanalımda sıklıkla şu cümleyi kullandığım olmuştur “Bu kızda Çin kominist geçit törenindekinden daha fazla kırmızı bayrak var”. Bu bölümde erkeklerin hayatlarını kadınlar etrafında kurarken farkında olmaları gereken riskli kırmızı bayraklara biraz daha derin bir dalış yapacağım.
Kendim birçok hatalar yaptım ve danışmanlık verdiğim erkekler de aynılarını yaptılar. Bu yüzden mutluluğunun daimi için bu kırmızı bayrakları görmezden gelmemelisin.
Bu kırmızı bayraklardan herhangi birini gösteren bir kadınla derin bir ilişki kovalayabilirsin. Ancak, benim tahminim meyve suyu sıktığına değmeyecektir ve riskleri ödüllerinden ağır basacaktır.
Eğer sen bu bölümü okuyan bir kadınsan ve kendinde bu kırmızı bayraklardan birini tespit edersen, üzülme. Onun yerine benim erkeklere hatırlattığım gibi: sen de kendi üzerinde çalış, aidiyet kazan ve danışmanlık al.
Çoğu erkeğin gözlemlediği gibi, eğer hayatına girmesine izin verirsen yanlış bir kadın hayatını mahvedebilir. Bu yüzden erken bir şekilde kırmızı bayrakları öğrenme temel becerisini edin ve bunda uzmanlaş. Hatta bu bölüm 20 ana kırmızı bayrağı kapsıyor, daha başkaları da mevcut, o yüzden gözlerini açık tut.
Eğer kendini bu tarz bir kadına maruz bırakmayı seçtiysen benim tavsiyem, ilişkini “Friend With Benefits (FWB – aralarında romantik ilişki bulunmayan cinsel partnerler için yaygın olarak kullanılan bir terimdir.)” ilişkisi şeklinde sınırla ve tabak çevir. Onda bir ya da daha fazla daha kırmızı bayrak tespit ettiğinde onun tabak statüsünü sınırla ya da pas geç ve ona ya da ilişkiye daha fazla duygusal yatırım yapma.
Dışarıda hayatına değer ekleyecek kadınlar var, eğer yanlış kadınları dışarıda bırakırsan.
Ben aynı zamanda bu bölüme senin amaçları olan, maskülen, güçlü ve geleneksel mücadeleci becerileri olan bir erkek olduğunu farz ederek başlıyorum.
Beta erkekler kırmızı bayrakları kabul ederken devamlı tavizler ve bahaneler üretir. Ancak yüksek değerli alfa erkek mükemmeli ve hayattaki amacını kovalar. Problemli kadınların hayattaki görevini engellemesine izin vermez.
Kırmızı bayrak 1: Babalarıyla sorunları olanlar
Eğer babasıyla arkadaşcıl bir ilişkisi yoksa veya yetiştirilirken hırçın bir ilişkisi olduysa o zaman kızın babasıyla çeşitli sorunları var demektir. Annesi babasını kendi hayatından çıkartmıştır ya da babası zaten ortalarda görünmüyordur ya da belki de sadece baba olmakla falan ilgilenmiyordur, bunun yerine evdeki bir parça mobilya gibi davranıyordur.
Bu durumların hepsinde bir kadın güçlü, maskülen ve erdemli bir babayla güçlü bir ilişki kurmadıysa maskülen, erdemli, alfa bir erkeğe de değer vermez.
Eğer babasına değer vermiyorsa, sana değer vereceğini düşündüren şey ne? Babalarıyla meseleleri olan kadınları kurtarmaya çalışan çok fazla erkeğe danışmanlık verdim. Bu kadınlar hiçbir zaman zamanına değmezler.
Babalarıyla sorunları olma konusundaki diğer bir endişe de bunun sıklıklar Borderline kişilik bozukluğuyla (BDP) bağlantılı olması. Borderline olan kadınlar sıklıkla babasız evlerden çıkmışlardır, ki bu ortam onlarda terk edilme korkusunu doğurur. Bu korku yetişkin olduklarında da devam eder, tekrar terk edileceklerini düşünürler. Sonra da terk edilmelerini kesinleştirecek şekilde hareket ederler.
Borderline olan kadınlar çok tehlikelidir çünkü uçlarda yaşarlar, yatakta çılgın gibidirler ve sokağa çıkınca klas bir bayan gibi davranırlar.
Borderline olan kadınlar hızlıca ateşli durumdan frijit (cinsel anlamda soğukluk yaşama hastalığıdır) gibi soğuk bir hale dönebilirler. Borderline kadınlar bir erkeğe kancayı, ilgilenen, sevecen, verici bir kadın taklidi yaparak takarlar. Borderline kadınlar sana “wow, sonunda beni sevecek, saygı duyacak ve minnettar olacak bir kadın!” dedirtecek şekilde sahte bir mükemmellik hissiyatı yaratırlar.
Ona “Bana ailenle büyüdüğün zamanları anlat” diye sorun. Bu sana bu kadınları tespit etmek, filtrelemek için erken aşamada yardım eder. Hatırla, iki kulağın ve bir ağzın var. O yüzden onları bu orana göre kullan –sor, sonra da dinle. Kadın sıklıkla hikayesini anlatacaktır.
Benim babasıyla sorunları olan kadınlarla makul derecede tecrübem var ve asla zamanına, enerjine ve kaynaklarına değmeyeceklerdir.
Bir kadının babası, kadın büyürken onun öncül rol modelidir ve kadının inanç sistemini yönlendirecek temeli sağlar. Ve bu kadının hem erkekleri, hem de kadınları görmesini ve nasıl etkileşim kurması gerektiğini sağlayan lens görevi görür.
Ancak, kadının bu sorununun kaynağı konu dışıdır, çünkü eğer babasını küçümseyici ifadeler kullanıyorsa, bir erkeğe değer vermesi de olası değildir.
Bekar anneler, özellikle feminist olanlar bugünün babalarıyla sorunları olan kadınların besleyicileridir. Feminist olan anne kızına toksik değerleri aşılar. Sana değer vermek yerine, seni “imtiyazlı erkek” olarak görür ve senin maskülenliğine sinirlenir.
Boşanmamdan sonra kendinden büyük üç kardeşi olan bir kadınla çıktım. Annesi benim bu eski kız arkadaşım doğmadan önce dul kalmıştı. Bu üç kardeşin annesi olmak yerine, hipergamisini optimize etmişti ve beta bir sağlayıcı arıyordu. Sonunda ikinci kocasıyla dördüncü çocuğu yaptı.
Benim eski kız arkadaşımın annesi 20’li yaşların başlarında kanserden öldü. Ona babasıyla ilişkisini sorduğumda, babasının affedilemez düşüncesizce bir hatadan sorumlu olduğunu söyledi. Bu annesini bir feminist azizesine çevirmişti ve babası istismarcı, kadın düşmanı bir aldatandı ve çocuk istismarcısıydı.
Biz çıkarken, benim eski kız arkadaşım neredeyse yirmi yıldır babasıyla iletişime geçmemişti. Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, kendini bir feminist olarak tanımlıyordu, iki çocuklu bir bekar anne oldu ve sonradan erkeklere ve masküleniteye ufak bir saygısı bile olmadı – Erkekler ona ve çocuklarına değer sunmadığı sürece. Sonra da onların verdiği değerini suiistimal ettikten sonra onları görmezden gelirdi.
Kendi içinde yüksek değerli bir erkek bulmayla ilgili çatışmasıyla sürekli bir savaş yaşadı. Maskülen enerjiye ve erkeklerin kendisinin solipsistik feminist inançlarına itibar etmemesine kızıyordu.
Annesi Asya’da İngilizce öğretirken öldüğünde eski kız arkadaşım Kanada’dan kaçtı. Ve sonra gittiği yerde genç çağlarını oradaki birçok erkekle partileyerek geçirdi. Ve sonra duvara çarpma (epiphany) aşamasınageldi. Biyolojik saatini susturmak için onun hasretini çeken beta bir erkekle 28’inde evlendi. Adam artık onun amacına hizmet etmediğinde onu 38’inde boşadı.
Benim kanalımda “Çıkma konusunda kaçınmanız gereken 3 kadın” adlı popüler bir video var. Daha önce çıktığım belli kadınları ele alıyor:
Söz konusu videonun Türkçe Altyazılı hali:
Babasıyla sorunları olanları
Kurtarılmaya ihtiyacı olanlar
Çocuklarının babasıyla kavgalı olanlar
Bu kadınlar asla kendi hayatlarının sahibi olamazlar. Kanalımdaki videonun başlığını “Çıkma konusunda kaçınmanız gereken 3 kadın” yaptığımda babasıyla sorunları olan kadınlar güvensizliklerini yorumlar bölümüne püskürtmüşlerdi.
Kırmızı bayrak 2: Feministler
Buna önceki “babalarıyla sorunları olanlar” kırmızı bayrağında kısaca değinmiştim. Pek çok kadın bugün kendini feminist olarak tanımlıyor ya da okulda toksik feminist inançlarını edinmişler. Erkeklerin imtiyazlı olduğu fikrini aşılıyorlar. Erkeklerin kadınları geride tuttuğu ve ataerkilliğe yenik düştükleri fikrini.
Ne mutlu ki, tutkulu feministler tipiktirler ve tespit etmesi kolaydır.
Bunlar:
Geleneksel feminen görünüşten kaçınırlar ve bunun yerine kısa, doğal olmayan, boyalı saçları vardı (sanırım açık mavi, mor veya kırmızı)
Vücutlarında birden fazla dövme ve birden fazla yüz piercingleri vardır.
Genellikle fazla kiloludurlar ve çok bol ya da dar kıyafet giyerler.
Kendilerini fit tutmaya kıyasla, erkeklere iyi görünmek için iyi giyinirler ve bakımlı olurlar.
Feminizm, özgürce çocuk aldırmak, bekar anneleri yüceltmek ve maskülanitenin toksik olduğunu iddia eden radikal solcu politikar hakkında vaaz verir.
Feministler eyalet kürtaja yasalarla limit getirdiğinde ve onları anne olmaya zorladığında bundan nefret ederler. Ama erkekleri baba olmaya zorlayan eyalet aile yasaları onları çok mutlu eder.
Feminizm kadınlara refah devleti için oy kullanmayı öğretir, büyük hükümet yardımları, en zenginlerden alınan aşırı vergi oranları ve geniş bir şekilde kadınlara hizmet eden sosyal buyruğun sosyal programları için.
Feminizm asla sana minnettarlık duymaz ya da erkek olarak değer vermez. Feminizm kadınlara kurban olmayı öğretir ve kurban zihniyetinde olan kimse mutluluğu bulamaz.
Bugünün feminizm anti-feminen olacak şekilde çok toksiktir. Kendileri erkek gibi davranırken aynı anda kadınları erkeklerden nefret etmeye yönlendirirler. Ve annelik kavramını kariyer yapmak için geride bırakırlar.
Feminizm kadınları daha iyi hale getirmeyi amaçlamaz ya da daha feminen yapmayı. Feminizm kadınları erkeklerin berbat bir versiyonu haline getirmeyi amaçlar.
Aidiyet konsepti çoğu kadının zorlandığı konudur. Ancak feministler sıklıkla buna aşina değildir ve onlara göre her şey ataerkilliğin hatasıdır.
O yüzden, feminist olarak tespit edeceğin her kadından ne pahasına olursa olsun kaçın.
#MeToo hareketinden beri, birçok erkeğin, bazı olağanüstü adamların doğru olmayan cinsel taciz ve tecavüzle suçlandığını gördük. Ve bunların vakaların çoğu feministlerin doğru olmayan ifadeleriydi.
Üzücü bir şekilde, bir kadının feminist olup olmadığını anlamak için feminen işaretler/ipuçları bile bugün yeterli değil. Dışarıda feminist değerleri içselleştirmiş ama görünüşü feminen kalan birçok kadın var. Ve bunlar senin dikkatli olman gerekenlerdir. Obeziteye doğru gitmekteler, kedi koleksiyonu yapmakta ve sonunda kısalan ve açık renkli saçları vardır.
Eğer uzun süreli ilişkiye (LTR) gireceksen ya da evliliği düşünüyorsan kadını iki sene kadar davranışları ve hayattaki kararları nasıl diye gözlemen hayatidir. Dışarıdan feminen ama içinde feminist propagandayı idealize etmiş bir kadınla evlenmek gibi aptalca bir şey yapmadan önce dikkat kesil.
Kırmızı bayrak 3: Mutsuz ve şanssızlar
Robert Green’in yazdığı kitapta 10.yasa şöyle der: “Mutsuz ve şanssızlardan kaçının.” Eğer “Gücün 48 yasası” kitabını okumadıysan, kendine bir iyilik yap oku ve mutsuz ve şanssızlardan kaçın.
Ve bunu sadece kadınlarda uygulama. Buraya not ediyorum: Bu bölümdeki bu tip kadınlar tamamen zaman kaybıdır. Ömür boyu mutsuzluk senin hayatının neşesini çalar.
Bu kadınların hayatlarında her zaman bazı problemler vardır. Bu da “Captain Save-a-Hoe (Kurtarıcı erkek tarzı)” adamları çeker. Bu adamlar bu kadınları kendi boktan varlıklarından ve hayattaki tercihlerinden kurtarırlar.
Mutsuz ve şanssız kadın genelde bir erkekten bir erkeğe gider, onların mutluluğunu ve servetini tüketir. Kendinin ve senin hayatlarınıza drama çekmek için bir mıknatıs gibidirler. O yüzden sadece mutlu ve şanslılarla yan yana ol.
Richard Cooper – The Unplugged Alpha Kitabından alıntıdır
Çeviren: Secret
Merhaba, 21 yaşındayım ve üniversiteye gidiyorum. Hem okuduğum hem de yarı zamanlı çalıştığım için oldukça yoğunum.
3 aydır bir kız arkadaşım var. Kız benim yaşadığım şehirden 3 saat uzaklıkta başka bir şehirde yani uzak mesafe ilişkisi. Ama neredeyse her hafta görüşüyoruz. Ama sürekli ben oraya gidiyorum, o ailesiyle yaşadığından buraya gelemiyor zira dönüşü çok geç oluyor. Kız bu arada 18 yaşında ve sınava hazırlanıyor.
Üniversite okuyorsun, yakınında bir sürü kız var muhtemelen ama sen 3 saat uzaklıkta ve sürekli gidip görmen gereken, özgürlüğü oldukça kısıtlı bir kızla çıkmayı tercih ediyorsun. Uzak mesafe tercih edilir bir ilişki şekli değil. Seninkisi bunun da kötü versiyonu yani onun da sana gelmesi lazım ama hep sen oraya gidiyorsun. Git gel 6 saat yol.
Son haftalarda bana daha az mesaj atmaya başladı. İlgisinin düştüğünü hissediyorum. Eskisi gibi muhabbet heveslisi de değil. Bir haftasonu çıkamayacağını zira rahatsız olduğunu söyledi ki bu, benim her hafta yollarımı gözleyen bir kız.
Ben de bunun üzerine ona daha az ulaşmaya ve kendime odaklanmaya karar verdim. Fakat birgün mesajlaşmadıktan sonra bana mesaj atıp bir sorun olup olmadığını sordu.
Bir sorun olmadığını, iyi olduğumu söyledim. Sonra da “dürüst olmam gerekirse, aramızdaki iletişimin azaldığını fark ettim ve ama sorun değil” dedim.
Son kısımda saçmalayana kadar iyiydi. Yani sorun olmasa bunu neden belirteceksin ki? Bariz sorun ediyorsun zira bunu ona söylüyorsun.
“Sana ulaşıp duracağıma senin bana olan ilgin artana kadar kendime odaklandım” diye de ekledim.
Offf daha kötüsü geliyormuş meğerse. Yahu arkadaşlar, oyunu oynayın, kıza anlatmayın. Bu sizin acemiliğinizi gösterir, saçmalamayın. Sizi karizma değil palyaço yapar. Balık nasıl balık avlandığını bilmez, balığa onu nasıl avlayacağınızı anlatmak sizi komik duruma düşürür.
“Senin bana ilgin artana kadar kendimi geri çekiyorum zira Youtube’da Maho Abi öyle dedü”.
Neden bilmem ama kız sinirlendi.
Neden acaba? Allah Allah. Oysa “benim erkekim oyunun taçsız kralı olmuş, çok gururluyum” diye ağlamalıydı.
“Sana olan ilgimde bir azalma yok ama çok çalıştığın için sürekli arayıp rahatsız etmek istemedim” dedi.
Aranızdaki muhabbet azaldığında bundan etkilenmemelisin. Yapman gereken tek şey, kızın mesajlaşma sıklığına ve uzunluğuna uygun mesajlaşıp kendi hayatına bakmak. Eğer bir iki hafta böyle devam ederse konuşabilirsin ama Allah aşkına “bana ilgin azalmak o zaman ben seni çok aramamak, Oturan Mahmut böyle dedi” diye zırvalama. Sadece nasıl olduğunu, bir sorunu olup olmadığını sorup öğrenebilirsin.
Oyunu söze döküp anlattığında karizma olmuyorsun. Bu senin karizmanı sıfırlıyor. Tam tersi genellikle kuyruk acın olduğunu, üzgün ya da kızgın olduğunu sinyalliyorsun. Kızı pasif agresif bir tavırla cezalandırıyorsun gibi duruyor.
Ona her gün yüz yüze görüşemediğimizi ve telefonda sürekli konuşmamızın bizim beraber geçirdiğimiz zamanın değerini azalttığını söyledim.
Bu konuda bana katılmadığını, böyle bir durumu hiç yaşamadığını söyledi.
Bana çok kastığımı, robot gibi konuştuğumu, daha fazla duygu ifade etmem gerektiğini söyledi.
Senin robot gibi olduğuna inanırım. Yalnız sen şimdi buradan aşırı uca kayarsın. Kız senden duygusal bir kıza dönüşmeni, duygularını üstüne kusmanı istemiyor. Metaverse tanıtan Mark Suckerberg gibi değil de bir insan gibi davranmanı istiyor.
Arada bir mesaj atıp onu hala önemsediğimi göstermemi istiyor.
Arada bir mesaj at sen de. Yani altın oran 2:3 gibi bir şey ya da ilk ulaşmada 1:3 gibi bir şey. 1:10 ya da 1:5 değil. Altın oranı ve çekimi kıza fazla ulaşarak da bozabilirsiniz, kıza çok az ulaşarak da.
Kızın kendine güven problemi var sanırım.
Belki. Belki de sen gerçekten yetersiz ilgi gösteriyorsun.
Youtube kanalında sorulan sorulara cevaplar verdim. Uzun süredir soru – cevap videosu yapmıyordum, arada böyle yapmak lazım.
Arkadaşlar, Youtube kanalına Katıl da ekledim. Kısa süre içerisinde oraya da video koyacağım.
Aşağıda yayının Youtube videosu var. Yayına Spotify kanalımızdan da ulaşabilirsiniz.
00:00 Giriş
00:11 Betaların sevgilisi var, benim neden yok?
05:51 Neden iyi kadınları itiyorum, toksik kadınları çekiyorum?
08:24 Toksik olmayan kadınlardan hoşlanmıyorum, toksik seviciyim.
08:36 Buralarda düzgün kız yok, ne yapacağım?
10:43 Çıktığım kadınlarda neden güven oluşturamıyorum?
10:56 Türk kadınlarının çoğu mavi haplı erkek mi istiyor?
12:02 Bir kıza aşırı duygusal yatırım yaptım. Bu kızı nasıl unutacağım?
17:00 Sosyal medya hesabından imalı atıflar yapan kızın amacı nedir?20:54 Üniversite sınavına hazırlanırken kızlardan uzak durayım mı?22:21 Kaygılı hareketlerin kendi kendini gerçekleştiren kehanete dönmesi
23:04 Kararlılık ile saldırganlık arasındaki farklar nelerdir?
25:29 Psikolog takipçi yorumu
25:51 Lise ve üniversite yıllarında kız yoksa sonra geleni ne yapayım?
26:58 Bir kadın beni ben olduğum için sevemeyecekse, ben öyle sevgiyi neyleyim?
29:34 Erkek kadına problemlerini yansıtmalı mı?
30:47 Benden 16 yaş genç bir kızla evleniyorum. Yaş farkı sorun olur mu?
33:44 Kadınlara çok istekli görünen birisi ne yapmalı?
35:00 Davranışları kontrol etmek rol yapmak değil mi?
37:04 Toksik eski kız arkadaşı engellemek zayıflık mı?
37:46 Toksik kadınların aşk bombardımanını normal kadınla balayı dönemini nasıl ayıracağız?
39:10 Kapanış
Mavi haplı, feminen düzende yetişmiş bir erkek olmak her zaman kötü değildir. Çirkin fakat iyi huylu kızların veya kalabalık geçmişe sahip sorunlu kadınların da temizlenmesini sağlar. Ben en çok çirkin fakat iyi huylu kızlar için seviniyorum.
Ben de bunun üzerine aslında tweete cevaptan çok aklıma gelen şu şeyi yazdım:
Uyumlu olanın hayatta kalması (üremesi) anlamında, evrim açısından mavi haplıların çoğu (bedeli yüksek olsa da) başarılıdır. Boşanma, modern kadınlar, vs. diye diye çocuksuz kalacak bir kırmızı haplı ise evrimsel açıdan başarısızdır. Uyum sağlayamayıp silinmiştir.
Şimdi evrim teorisindeki “uyumlu olanın hayatta kalması” mekanizması, gündelik dilde genellikle yanlış kullanılıyor. Birincisi burada önemli olan uyumlu olmak, fiziksel olarak güçlü değil. Örneğin dünyaya göktaşı çarpar, güçlü t-rex dinazorlar yok olur, ufacık uçan dinazorlar hayatta kalırlar.
Ayrıca uyumlu olmak, birey için illa pozitif bir şey olmak zorunda da değil. Yani bireye eziyet eden, bireyin hayatını zorlaştıran bir şey de olabilir.
İkincisi ve daha önemlisi, burada hayatta kalmak demek, bireyin hayatta kalması demek değil. Bireyin gelecek nesillere geçmesi demek.
Örneğin Rıfkı ve Sıtkı adında ikiz kardeşler düşünün. Rıfkı, 25 yaşında evleniyor ve Sıdıka’dan 3 çocuk yapıyor. Rıfkı tam bir mavi haplı, karısının elinde inim inim inliyor ve 35 yaşında stresten, dırdırdan, vs. kalp krizi geçirip ölüyor.
Sıtkı ise biraz da Rıfkı’nın tecrübesini görünce evlenmiyor. Hovardalık yapıyor, kadınlarla başarılı. İşinde de başarılı. Aradan yıllar geçiyor, Sıtkı 75 yaşında, başarılı ve aile hariç görece doyumlu bir hayatı var. Bir çocuğu yok. Sıtkı öleli 40 sene olmuş.
Evrimsel açıdan Rıfkı hayatta kaldı, Sıtkı ise hayatta kalamayacak. Uç örnekler verdim tabii her mavi haplı böyle berbat hayat yaşamıyor ama olayı anlatmak için abarttım. Sıtkı daha başarılı olabilir, Sıtkı başarısız değil. Ama Sıtkı, insanın en önemli ve temel biyolojik misyonlarından birinde başarısız, Rıfkı ise başarılı. Nokta.
Evet ben de dahil çoğunuz Rıfkı olmak istemeyiz, illa iki seçenek varsa Sıtkı olmak isteriz. Ama evrimsel açıdan başarının tanımı bilimsel, duygusal değil. Tanımı ben yapmıyorum. Sıtkı genel olarak başarılı ama üremekte, neslini devam ettirmekte, temel biyolojik misyonunda başarısız. Herkes her konuda başarılı olacak diye bir şey yok ama bu konuda Sıtkı’nın başarısızlığı bariz.
Birkaç yorum alacağım:
Bireyin “neslin devamı” diye bir amacı olmaması gerekiyor. Ayrıca mavi haplinin uyumu dediğimiz şey birçok şeyi göz ardı etmek. Anlamadım. Karanlık rüya ve sen en sonunda “herşeyi siktir edin mavi haptan devam ” mı diyorsunuz ?
Bireyin neslinin devamı diye bir amacı olmaması gerekiyor biraz komik bir önerme. Sen bunu bastırabilirsin ama temel biyolojik amaçlarımızdan birisi bu.
Mavi hap bir “hayatta kalma” stratejisi olarak başarılı bir strateji. Bunu mavi hapı övmek ya da mavi haplı olun demek için söylemiyorum. Sadece mavi hap neden bu kadar güçlü, bünyeden atması neden bu kadar zor, onu görmeniz için söylüyorum.
Bunu söyleme sebeplerimden birisi de son zamanlarda kırmızı hapın feministlere taş çıkartacak evlenmeyin, aile kurmayın ve çocuk yapmayın propagandası. Kırmızı hap gençleri, mavi haplı olmayacağım diye “hayatta kalmak için uyum sağlayamayan” zayıflara döndürmeye başladı.
Mavi haplı beta olup, kadının kölesi olan, üzerinden 500 kişi geçmiş kadını sineye çeken bir enayi olmak mı zayıflık ? Bu entel dantel değil tam tersi maskulen bir düşünce. Şuanda bana Matrix’de ki sahte eti yemeyi öneriyorsun. Red pill camiasının en iyisinin bu yorumu üzdü.
Evrimsel psikoloji kırmızı hapın ana temeli ise, üreyemeden gitmek uyumsuz / zayıf olmaktır. Üzdü, maskülen, Matrix zart zurt bilimsel olarak neyin ne olduğunu değiştirmiyor. Bu adamlar kadın kölesi olmuyorlar ama aynı zamanda uyum sağlayamayıp siliniyorlar.
Burada asıl anlatmaya çalıştığım şeylerden birisi de tam da bu gibi kadın kölesi olmayacağım diye kırmızı hap mankafası olup sonra gen havuzundan silinmek. Mavili eziliyor, acı çekiyor ama en temel insani fonksiyonda çocuksuz kırmızı haplıdan başarılı.
Eğer şartlar uygun değilse, sırf neslin devamı diye realiteye uzak, acı ve sıkıntılı bir beraberlik yerine yalnızlığı gittiği yere kadar tercih edebilirsiniz. Bu sizi mankafa yapmaz. Duygularınızı rasyonel gerçekliğe yatırıp uygun işler yapın. Bunlar sizi mankafa yapmaz dostlar.
Kırmızı hapta aşırıya giderseniz evrimsel açıdan mavi haplıdan çok daha başarısız adamlar olursunuz diyorum ki birçoğu o yolda gidiyor. Mavi haplı olmayıp da aynı zamanda hayatta kalabilen makbuldür, korkudan silinen değil.
Sizin kendinize yaratabildiğiniz tek alternatif ikilisi ya kadın kölesi ya evlenmemiş ve çocuksuz adam ise, sizi mutlu, doyumlu ve çocuklara sahip olduğunuz bir ilişki kuramadığınız, sadece ya yalnızlık ya acılı ilişki arasında kaldığınız için, bu önemli konuda başarısız yapar. Ya yalnızlık – ya acılı ilişki seçeneklerinden başkasını göremeyeni mankafa yapar.
Uyum açısından değerlendirince şimdi uyum sağlayamayıp yada sağlamak istemeyip ülkeyi terk eden ve yurt dışında yaşamayı tercih eden adam ülke şartlarına uyum sağlayıp vasat yaşama adapte olan adamdan daha mı başarısız? Evlenmeyen (çocuk yapmayan) yüksek değerli erkekler de var.
Ne alaka? Göç önemli bir adaptasyon aracıdır, insanlık tarihi boyunca da böyle olmuştur. Kalıp adapte olan da gidip adapte olan da uyumlu. Ama konuyla alakasız zira evrimde hayatta kalma demek bireyin hayatta kalması değil gelecek nesillere gen aktarması demek.
Çocuk yapmayan yüksek değerli erkekler değersiz değiller, sadece evrimsel olarak, bireyin en önemli biyolojik misyonu açısından başarısızlar. Başka alanlarda başarılı olabilirler. Özellikle bizim gibi evrimsel psikoloji ve evrim teorisi temelli bir alanda olup da bunu önemsiz saymaya çalışmak nafile bir çaba.
Bu arada tarih boyunca ve günümüzde hala, yüksek değerli erkeğin en önemli göstergelerinden biri, çoğunlukla birden fazla kadından çocuk sahibi olmaktır. Tüm çok başarılı, zengin, ünlü, vs. adamlara bakın. Çoğunun birden fazla kadından minimum 2-3 çocuğu var. Yüksek değerli olmak için herkes bu kritere sahip olmak zorunda değil ama bu kriter yokmuş gibi davranılması da saçmalık.
Birkaç ay önce Rollo Tomassi yüksek değerli erkek olma yolunda yapılması gerekenler diye bir liste yayınlamıştı ve orada 20’lerinde vazektomi olun diye bir madde yazmıştı. Erkeklerde vazektomi, sperm kanallarının kesilmesi, bağlanması veya mühürlenmesi ile uygulanan cerrahi bir doğum kontrol yöntemi. Bu cerrahi operasyonun geri dönüşü var ama operasyondan sonra yeniden çocuk yapabilme kabiliyetinizin geri dönüşü o kadar da yüksek değil (Rollo muhtemelen bundan bihaber zira kırmızı hapta vazektomi konuşulduğu o dönemde çoğu yorumda geri dönüşü var deniyordu):
Vazektomi yönteminin geri dönüşü teorik olarak mümkündür. Ancak iş pratiğe geldiği zaman geri dönüşüm oldukça problemli bir durumdur. Aslında uygulamanın kişiye göre en dezavantajlı yönü budur. Çünkü geri dönüşüm oranı hemen hemen %50 civarındadır. – Vazektomi nedir?
Burada benim uyarım, kırmızı hapı gelecek nesilsiz erkekler ordusu yaratacak bir şekle çevirdiniz mi, kırmızı hapın karşısına, insanın en temel dürtülerinden birinin alırsınız ve olayı yok edersiniz. Rollo farkında olmadan bu tweet ile bunu yaptı mesela. İnsanları haklı bulduğum sebeplere yanlış çözümler üretiyorlar ve bu, kırmızı hapı aşırı marjinal ve düpedüz toksik bir noktaya sürüklüyor.
Yetişkin bir insanın ilişkilerinin gidişatını dikte eden önemli psikolojik faktörlerden biri de, o insanın bağlanma stili (aynı zamanda seçtiği partnerin bağlanma stili).
Bağlanma Teorisi (Bağlanma Kuramı) oldukça ilginç ve sağlam bir psikolojik keşif. 1950’lerde İngiliz Psikanalist John Bowlby tarafından yaratılmış ve Amerikalı Psikolog Mary Ainsworth tarafından genişletilmiş. Bu teoriye göre, birincil bakıcılarınızla (genelde annemizle ama aslında temel olarak bize bakan yetişkin insanlarla) aramızda oluşan bağ; yetişkin hayatımızda kuracağımız ilişkileri nasıl geliştireceğimizi, bu ilişkilerde ne gibi tutum ve davranışlarda bulunacağımızı belirliyor. Nöroplastisite 301 kitabında bunlarla ilgili bir bölüm var ve bu bölümde, çocukken ebeveynlerimizle ilişkimizi yöneten sinir devrelerinin, yetişkinlikte romantik ilişkileri yönetmek üzere yeniden kurulup kullanıldığından bahsediyor.
Yetişkin bağlanma stillerine bakarsak, ilk başta iki ana stil var: güvenli bağlanma ve güvensiz bağlanma.
Güvenli bağlanma stiline sahip kişiler, ilişkilerini iyi yönetme eğilimde olan kişiler. Pozitif, güvenilir ve partnerlerine karşı sevgi dolu olduklarını gözlersiniz. Bu kişiler hem birine bağlanmaya ve güvenmeye, hem de birinin kendilerine bağlanmasına ve güvenmesine açıktırlar. Bu insanlar saf değiller, temelde sevilmeye layık olduklarını ve herhangi bir dış güvenceye ihtiyaç duymamaları gerektiğini içselleştirmiş olan kimselerdir. Yani eğer reddedilirlerse, terk edilirlerse, ihanete uğrarlarsa, bunlarla başa çıkabilirler ve yeniden pozitif ilişkiler kurabilirler.
Güvenli bağlanan insanlara, kondukları daldan çok kendi kanatlarına güvenen kuşlar diyebiliriz.
Güvensiz bağlanların da alt tipleri var. Bunlardan birisi kaygılı bağlanma.
Kaygılı bağlanma stilinin gelişmesinde rol oynayan 4 temel sebep var:
Terk edilme korkusu
Reddedilme korkusu
Birine bağımlı hale gelme eğilimine sahip olma
Duyguların düzenlenmesi ve doğrulama konularında bir partnere ihtiyaç duyma
Aslına bakarsanız, bu 4 sebebi okuyunca bu bağlanma stilinin ne olduğunu da anlamış olursunuz.
Kaygılı bağlanma stiline sahip bireyler kendilerini sevilmeye değer görmemeye eğilimlilerdir. Bu nedenle de bu bireyler, partnerlerinden sürekli güvence beklerler.
Ayrıca bu kişiler genellikle ilişkide yaşanan tüm olumsuzluklardan ve zorluklardan daima kendilerini sorumlu tuttarlar, düşük bir öz saygıya sahiplerdir. Pek çok kez kıskançlık krizleri yaşayabilirler, güvensizlik çekerler.
Tüm bunların derininde; reddedilme, terk edilme ve yalnız kalma gibi durumlara karşı gelişmiş olan köklü ve yüksek bir korku vardır. İlişkilerdeki tutum ve davranışlar, duyulan korkunun ifade ediliş biçimidir.
İyi çocuk ya da efendi erkek dediğimiz erkekler ki erkek nüfusunun önemli bir kısmını oluşturuyorlar, kaygılı bağlanma stiline sahipler.
Efendi erkek genellikle normal kadınlara itici gelir. Yalnız kalmamak için de, ciddi sorunları olan kadınlar bulup onlara hizmet etmeye çalışır. Onların da karşılığında kendi ihtiyaçlarını karşılayacağı umudunu besler. Bu strateji ile sevilmeye layık olmadığını düşündüğü benliğini, fedakarlık karşılığı, alış veriş ile sevdirmeye çalışır.
Fakat bu tip sorunlu kadınlar temelde arızalıdırlar ve iyi çocuğa iyi veya sadık davranmaz. İyi çocuk sonunda kaçınılmaz bir şekilde yaralanır ve birkaç tercübeden sonra tüm kadınların böyle olduğunu düşünmeye başlar. Başka türlüsünün olamayacağını düşünmeye başlar.
Bir kısmı da internette sorunlarına dert ararken örneğin kırmızı hap gibi düşüncelerle karşılaşır. Günümüzde maalesef birçok kırmızı hap sitesi, bu erkeklere güvensiz bağlanmadan (kaçıngan) güvenli bağlanma stiline geçmeyi öğreteceğine, başka bir güvensiz bağlanma stili olan kaçıngan bağlanma stili öğretiyor yani yakın duygusal ilişkilerden kaçınma eğiliminde olmayı. “Tüm kadınlar sizi kullanmak isteyen, gerçekten sevmeyen insanlar o zaman onları kullanın, basın geçin ama duygusal ilişkiye, uzun süreli ilişkiye, evliliğe girmeyin” propagandası yapıyorlar.
Kaçıngan bağlanma stiline sahip insanlar, duygusal yakınlık kurma noktasında eksiktirler ve romantik ilişkilerde herhangi bir duygusal derinliğe girmezler.
Ama gördüğünüz gibi bağlanma stilleri esnekler. Kaygılıdan kaçıngana geçtiğiniz gibi, güvenli bağlanmaya da geçebilirsiniz (ve maalesef güvenli bağlanma stiline sahip biri daha sonra güvensiz bağlanma stiline de geçebilir).
Birinci adım tabii ki bu tür bağlanma stillerinin olduğunun farkında olmak ve hemen ardından gelen adım da kendi bağlanma stilinizi bilmek. Örneğin kaygılı bağlanma stiline sahipseniz, sakinken aldığınız bütün kararların, verdiğiniz sözlerin paniğe kapıldığınızda nasıl işe yaramadığını şaşkınlıkla fark edebilirsiniz.
Partnerimizin her farklı davranışını ilişkinizin kötü gittiğine dair bir belirti, her mesafe isteğini sevilmediğinize dair bir kanıt olarak gördüğünüzü, sevdiğiniz insan tarafından tamamen rahatlatılmadıkça kabuslar aleminde gezinmeye devam ettiğinizi fark edersiniz.
Sosyal kaygının fizyolojik belirtileri, heyecan belirtileriyle hemen hemen aynıdır; Her ikisi de terli avuç içlerine, hızlı kalp atışına veya adrenalin patlamalarına neden olabilir.
Tek fark, kötü bir şey olacağını düşündüğümüzde endişelenmemizdir. Aksine, iyi bir şey olacağını düşündüğümüzde heyecanlanırız.
Bir kişi için Skydiving yapmak heyecan verici olabilir çünkü gerçekten adrenalin patlaması yaşatan bir şeyi deneyimleme şansını elde etmiştir ve bu deneyim onun için eşsizdir.
Başka bir kişi için Skydiving yapmak korkunçtur çünkü bu, aşağı düşmek ve potansiyel olarak ölmek olarak algılanabilir.
Her iki insan da kabaca aynı fizyolojik semptomları yaşar, ancak bu semptomların anlamları kişilere göre değişir. Anlamlar değiştiğinde, yaşanılan deneyimde değişir.
Bir kişi en yüksek deneyimi yaşarken, diğeriyse en kötü deneyimini yaşıyor.
Kısaca bir deneyimin heyecan verici veya stresli olduğu inancı, kişinin inançlarınına dayanır.
Kısaca, sizi rahatsız eden veya strese sokan bir şeyi heyecan verici olarak yaşamayı kendinize öğretebilirsiniz.
Aynı strateji sosyal kaygıyı aşmak için de geçerli.
Yaklaşma korkusunu gerçekten aşmanın tek yolu, ona maruz kalmaktır.
Bir kadınla tanıştığınızda, kötü bir şey olmayacağına dair bir inancınız olmalı – çünkü endişeniz yersiz ve anlamsız. Hatta çoğunlukla kuruntular üzerine kurulu (ki buna sonraki yazılarda değineceğim).
Eğer, bir kadınla hiç tanışmadıysanız (ya da en azından yakın zamanda yapmadıysanız), ilk tanışmanız/ilk adımınız çok zor olabilir.
Not; Öyle olursa bu çok normal bir durum.
Beklentilerinizi yükselttiğinizde ve onları karşılayamadığınızda, sonunda kendinizi hayal kırıklığına uğratırsınız ve bu zamanla artarak kişisel başarısızlığa ve hiçliğe dönüşebilir.
Bunu yaşamamak için nerede olduğunu anlamaya çalışın ve başarı çıtanızı düşürün, ki bu yapabileceğiniz bir şey olsun. Diğer türlü yapamayacağınız bir şey olduğunda bu sizin için bir hedef olmaktan çıkıp, ulaşamayacağınız ve kendi başarısızlıklarınızı suçladığınız bir sürece dönüşür.
Kadınlarla veya erkeklerle tanışmak için ilk kez dışarı çıktığınızda herhangi bir şey yapamayabilirsiniz. Sorun değil, bu başarısız olduğunuz anlamına gelmiyor.
Tek başarısızlığınız; evde kalmanız ve denememeniz olabilir. Tanışma niyetiyle çıktığın sürece ilerliyorsun. Seni rahatsız eden bir sürece giriyorsan bu seni geliştirmeye başlamıştır ve konfor alanından uzaklaşmak pozitif bir şeydir.
Ne zaman dışarı çıkıp kadınlarla tanışmaya çalışırsanız ve tanışmakta zorlanızsanız bu sizin hayal kırıklığınızı arttıracak: aynı kalmanın acısını daha da pekiştirecek.
Eğer kötü bir sosyal hayatınız varsa ve başka çareniz yoksa, aynı kalmamalısınız. aynı kalmak değişmekten daha kötü hissettirir. İnsanı tüketir.
Değişmek; istekle, azimle, hayalle ve delicesine inat olmakla gelir. Bir kere karar verdiğinde ve gerçekten çalıştığında engelleri tek tek aşarsın. Ya da en azından çabalarsın.
Her şeyin sonunda, bir şekilde kendinizi sohbet başlatmanız gereken durumlara sokacaksınız.
Açılış yapamamanın acısı, açılış yapma acısından daha ağır geldiği noktada herkes kaçınılmaz olanı yapar.
Kendinize o kadar sinirleneceksiniz ki, sonunda , “Anasını satayım ne olacaksa olsun” diyeceksiniz ve yapacaksınız.
Bu 30 dakika da sürebilir, 1 ayda. Her iki durumda da, tanışma aşamasında deneyimlediğiniz ilk direnci aşarsanız, kuruntularınızı anlamaya başlarsınız. İlk ve en zor olan direnci geçersiniz.
Eğer gerçekten yapamıyorsanız veya tek başınıza bununla baş edemeyeceğinizi düşünüyorsanız bizimle iletişime geçin; bir profesyonelden destek alın.
Aslında bizim dert olarak görmediğimiz şeylerden biri bu, ama insanlar için öyle değil. Gelin hep beraber ilk buluşmayı konuşalım.
Eğer teklifinizi yaptıysanız ve buluşmanız garantilendiyse, en zorlu aşamayı geçmişsiniz diyebiliriz. Çünkü normalde zor olan buluşmayı garantilemektir. O kız sizinle buluşsa onu etkileyeceğinizi veya kızın sizden hoşlanacağını düşünüyor olabilirsiniz. Ki bu bazen haklı bir sebeptir. O kız sizinle buluşsa kızı etkilersiniz. Zor değil. Ama biz bugün buluşmadan bahsedeceğiz.
Öncelikle şunları sormak istiyorum;
-kızla buluşurken tüm ayrıntıların planını yapıyor musunuz?
-çok heyecanlanıp yerinizde duramayacak gibi oluyor musunuz?
-bu kız size uygun biri mi?
Kendinize sorular sorun, bazı şeylerin farkında olmak size kaybettirmez aksine kazandırır.
..
Kızla buluştunuz mesela bir kafede oturuyorsunuz. Kız karşınızda bıcır bıcır, amanın ne tatlı olmuş öyle.. ne yapacaksınız? güzelliğinden etkilenebilirsiniz normal olarak. Ama bu normal olmazdı. Açıkçası şu anki şartlar içerisinde normal olurdu ama normal şartlar içerisinde normal olmazdı. Kadın o güzelliği elde etmedi, çabalayarak sahip olmadı, sadece şans eseri avantajlı doğdu. Sizde Brad pitt gibi doğabilirdiniz ve eğer öyle olsaydı gerçekten şanslı olurdunuz.
Şöyle düşünebilirsiniz; hayat denen oyunda insanlar var (bunlar karakterler) ve siz oyuncular rasgele olarak bu insanların içine atılıyorsunuz. Seçim hakkınız olmuyor, sadece şansınıza ne çıkarsa o insan oluyorsunuz ve hepsi birbirinden farklı. İlginç özellikli.
Kısaca güzellikten etkilenmek önemli değil. Güzellik geçici ve şans eseri oluşan bir şey. Elde etmediler veya sahip olmadık. Sadece genetik açıdan avantajlı doğdu bu insanlar.
Tabii bunlar böyle diye de sinirlenmiyorsunuz insanlara. Kabullenmişsiniz bunu.
Neyse…
-kızla buluştuğunuzda sıkıcı ve monoton konuşmalardan kaçınmaya özen gösterin.
İlk izlenimi iyi bırakmak önemli. Çünkü siz sonrasında gidip arkadaşlarına anlatacağı kişisiniz ve arkadaşları bu durumda önemli bir faktör.
Önemli not;
eğlenceli olacaksınız diye bokunu çıkarmayın. Arada sırada ciddi olun, bazen eğlenin yeri geldiğinde düşük modda konuşun, yeri geldiğinde kanatlarınızı göğe doğru uzatın ve bırakın kendinizi. Tamamen eğlenceli olacaksınız diye bir şey yok, normal insanlarsınız unutmayın.
-Aynı mekanda saatlerce durmayın. Diyelim 2 saat buluştunuz 1 saatten sonra kalkıp başka bir yere gidin. Yürürken insanlar hakkında veya diğer şeyler hakkında konuşun. Böylece sohbetiniz asla tıkanmaz. Şu tarz bir rota olabilir; kahve, yürüyüş, sigara içme veya mekanlara bakma, yemek, yürüyüş, sokakta sohbet, kitapçı gezme, durma ve ayrılma olarak görülebilir.
Tüm bunları yapmanız bir saatte sürebilir, üç saatte, ama sakın buluştuk diye saatlerce takılma hatasına düşmeyin. Eğer o gün cinsel birliktelik olmayacaksa veya eve gidilmeyecekse 1-1.5 saat takılın ve ayrılın.
Önemli not;
Eğer her şey iyiyse 2. Buluşmanın planını yapabilirsiniz. Hatta daha da iyisi ortam oluşursa eve çağırabilirsiniz.
-gelelim konuşacak konu problemine, eğer sosyal yeteneklerini kötü olmayan biriyseniz her şey hakkında konuşabilirsiniz. Bakın HER ŞEY diyorum.
Şahsen kendi buluşmalarımı düşündüğümde, özellikle birinde yaklaşık 1.5 saat ağaçlar hakkında konuştuğumu hatırlıyorum. Çok eğlenceliydi ve kızın da çok hoşuna gitmişti. Açıkçası saçmalıyordum, ama ağaçlar üzerine kendimle hasbihal yapmak çok hoşuma gitmişti ve bunu yaklaşık on kişinin üzerinde daha yaptım. Hepsi eğlenmedi, eğlenmeyenler benim deli olduğumu düşündü, onlara cevap verdiğimde beni haklı buldular. Onlara “herkes gibi bende deliyim” demiştim, haklıydım. O kızlarda deliydi. Birbirimizden hoşlanmamızın sebebiydi bu.
Unutmadan bir ara birkaç kişiye penguenlerin ne kadar harika ve mükemmel canlılar olduğundan bahsetmiştim. Mükemmel sohbetlerdi. Penguenler ve ağaçlar benim için bu sohbetlerden sonra ciddi önem kazanmıştı çünkü düşündüklerimi hiç dile dökmüyordum.
Kısaca her şey üzerine konuşabilirsiniz. Eğer sohbetler ilerlemiyorsa ya karşınızdaki iletişim kuramıyordur ya da enerjileriniz uyuşmamıştır. Bu durumlarda benim yaptığım gibi kafanızdan rastgele hoşunuza giden hikayeler anlatabilirsiniz.
İnsanların ilgisini çekmek için; dünyanın en mükemmel şey ne biliyor musun?
tarzı sorular sorabilirsiniz. Yaratıcı olmaktan çekinmeyin.
Not; nasıl sorular sorduğunuz sizin kim olduğunu gösterir. Basit klasik sorular, klasik cevaplar almanıza yardımcı olur. Eğer bir iletişim içerisindeyseniz ve karşınızdakine değer veriyorsanız, onu tanımak istiyorsanız ona daha derin sorular sorarsınız.
1) 40 yaşında erkek için nerelerde avlanmak en verimlisi olur. Aynı yaşlarda sayılırız bu konulardaki tecrübeleriniz benim için çok değerli olacaktır.
40’larımda hiç “avlanmadım” ama 30’larımın ikinci yarısından tecrübemle sanırım bu soruyu cevaplayabilirim 🙂
35 yaşı bir erkeğin gündüz oyunu yapmak isteyeceğini sanmıyorum. En azından benim görüştüklerimin hepsi bunu yapmak istemeyen adamlardı. Açıkçası ben de gündüz oyunu yapmazdım.
Üçüncüsü, mutlaka uygulamaları deneyin. Bizim gibi abilerin uygulamalarda şöyle bir şansı oluyor: normalde bizim yaşımızdaki adamlardan hoşlanan ama bizimle tanışacak ortamı olmayan kızlarla tanışabiliyorsunuz. Bu tür uygulamalarda daha yaşlı adamların (bir yere kadar) gençlere göre daha fazla şansı var.
Ama daha fazla kadına ulaşmak için yaşınızı 4 yaş altına ayarlayın. Denendi ve görüldü ki kızlar buluşmada asıl yaşınızı öğrenince pek takmıyorlar. Tabii bu sizi bazı kızların radarından çıkaracak ama yine de nette daha fazla kızla özellikle daha fazla genç kızla eşleşiyorsunuz. 4 yaşın üstüne çıkmayın, sorun olabilir yani 10 yaş gençmiş gibi davranmayın. Bu da gereksiz buluşmalara gitmenize neden olabilir.
Ayrıca meetup.com gibi sitelerdeki etkinliklere katılabilirsiniz. Çalışan erkekler için iş toplantı etkinlikleri verimli olabiliyor özellikle de şehir dışından gelenler oluyorsa.
2) En çok takıldığım konu. Flört aşamasında kızla yazışırken ya da buluşunca ne yapmam gerektiği kırmızı hap çerçevesinde bilmeme rağmen sanki kız taktik yaptığımı anlayacakmış gibi hissediyorum ve oyunu tam oynayamıyorum. Kesin oyundan haberleri vardır gibi geliyor.
Öncelikle buluşmalarda yaptığın şeyler oyundur, kırmızı hap değil. Ve maalesef senin kafandaki oyun kavramının, oyunun gerçekte ne olduğu ile hiçbir alakası yok.
Oyun kelimesini duyunca insanlar hile-manipülasyon düşünüyorlar. Oyunun kelimesinin öyle bir anlamı da var (oyuna gelmek) ve ayrıca gerçekten de özellikle eski tip PUA oyunlarında çokça hile de vardır. Ama oyunun anlamı bu değil.
Kadın erkek ilişkilerinde kadınlarla tanışma sanatı anlamında oyunu kitapta açıklamıştım. Buraya da yazayım:
Bu kitap boyunca oyun derken, neyi kastettiğimi çok iyi anlamanız gerekiyor. Oyun deyince insanların aklına genellikle hile, düzenbazlık ve manipülasyon gelir. Biz bu kitapta oyun derken, bu tür bir oyundan değil, çocukların ve gençlerin oynadığı, hem rekabet hem işbirliği içeren aktiviteden bahsediyoruz. İki tarafın da isteyerek, manipülasyon olmadan katıldığı, iyi vakit geçirdiği ve bitmesini istemediği aktiviteden bahsediyoruz. Birçok hayvan türünde olduğu gibi insanlarda da karşılaşmadan çiftleşmeye giden yol, genellikle iki tarafın karşılıklı olarak oynadığı bir çiftleşme dansı şeklinde. Oyun derken bu dansı ve bu dansın erkek tarafınca yapılan figürleri kastediyoruz.
Bu nedenle burada öğrendiğiniz şeyleri kadınları kandırmak ya da onlara zarar vermek için kullanmaya çalışmayın. Kadınları baştan çıkarma sanatı (pick up) camiasında sürüyle manipülasyon, hile ve düzenbazlık taktikleri var ama bu kitapta onları bulamayacaksınız. Bu tür hilelere, zayıf, aslen itici erkekler ihtiyaç duyarlar ve bu erkekler hile kullanarak pek bir başarı elde edemezler veya çok kısa süreli başarı elde edebilirler. Aslına bakarsanız eğer bu tür eğilimleriniz varsa, kadın erkek ilişkilerini de aşan bir zayıflığın pençesindesiniz ve bundan kurtulmak için terapi de dahil elinizden geleni yapmanızı tavsiye ederim.
Bu kitapta size öğreteceğim oyun, pozitif cinsel gerilim temelli oyun olacak. Bir kadını kandırmadan, manipülasyon yapmadan ve kendi isteğiyle oyuna dahil edebilirsiniz. Kadın sizinle iyi vakit geçirerek oynayabilir ve sizinle arzu ile birlikte olabilir. Bu kitapta, bu tür bir baştan çıkarma ve oyundan bahsedeceğiz.
Senin oyun öğrenmen, dans öğrenmekle, tenis öğrenmenle, golf öğrenmenle hemen hemen aynı şey. Öğrendiğin şey hem bir kas – hareket bilgisi hem de bilişsel bir bilgi. Öğrenme şeklin de aynı. Oyunun ya da dansın kurallarını öğreneceksin, adımları doğru atmayı, ellerini kollarını ayarlamayı, vücudunu ayarlamayı, dönüşleri, dans ettiğin kadını yönetmeyi öğreneceksin. İlk başlarda kötü dans edeceksin ve bir süre dans ederken her hareketini bilinçli ve doğal olmayan şekilde yapman gerekecek. Ama dans ettikçe (kaslarını ve bilişini otomatiğe bağlayan devreler oluşunca) hiç bilinçli düşünme olmadan dans edeceksin.
Bu konuyu sonradan öğrenip içselleştirdin mi, önemli olan iyi dans etmen, iyi tenis oynaman, iyi golf oynaman. Kimse ya bu adam kuralları sonradan öğrendi, doğal hali bu değil demez. İnsanlar oyunundan etkilenirler.
Yani oyun derken böyle bakman lazım. Sen oyunu hile hurda taktiği sanıyorsun ve öyle baktığın için de başarılı olma şansın düşük. Biz burada fizyoloji – ötrüşme, nöroplastisite tabanlı bir eylem planı yapıyoruz, taktik değil.
Birde bu yaşlarda neg atmak eğlenen ustalık dalga geçmek falan biraz garip geliyor. İçimdeki mavi hap daha oturaklı seviyeli davranmamı söylüyor.
Bunlar asıl olgun adamlara doğal. Belki bazı olgun kadınlar bunlara test tepki verebilirler ama kızla yaş farkın oldukça, açık söylemek gerekirse aranızda bir yandan daddy – baby ilişkisi kuruluyor. Kızlar senin eğlenen ustalığına daha iyi tepki veriyorlar. AMA eğlenen ustalığı sululuğa götürmene toleransları, genç bir erkeğe gösterecekleri toleranstan daha az.
Ben eğlenen ustalığı genelde hafif bir dalga geçme ve İngilizce’de dry humor denilen ve duygusal tepki göstermeden ya da gülmeden (gülümseyerek olabilir) espri şeklinde yapmayı tercih ediyorum. Muhtemelen de 90’lar ve 2000’ler ABD sitcomlarının mirası.
Neg ile ilgili söylediğin neg konusunu da anlamadığını gösteriyor. Oyunu, negi ve eğlenen ustalığı, bir kadın erkek çiftleşme dansının figürleri olarak gör. Dans benzetmesi hoşuma gidiyor zira dansların çoğunda erkeğin kadını yönetmesi gerekir. Çoğu dansta kadın, erkek yönetmezse ne yapacağını bile bilemez. Bu nedenle bir erkeğin dans öğrenmesi, kadına göre daha zordur, kadından daha fazla düşünür (sonraki hareketleri düşünmek). Lider / kontrolde olmanın sıkıntıları ama getirisi de büyük.
Bu yazıyı 40’lık abilere yazdım ama gençler erkekler için de geçerli.