İkinci buluşma neden olmuyor?

Yayınlarından Daha iyi bir yaşam için serisini derlediğimiz Dr.K’nın bir yayınını çeviriyorum. Araya kendi notlarımı da koydum.

Bugün, bir kez buluştuğunuz kızla neden ikinci buluşmaya çıkamadığınızı konuşacağız.

Öncelikle bir feragatname vermem gerekiyor. Çünkü Dr.K. buluşmalar hakkında konuşuyor ve doğrusunu söylemem gerekirse, hayatım boyunca bir kez bile online dating profili oluşturmadım. Ama bu yayın, ikinci buluşmalara çıkmakta çok zorlanan erkeklere yardım etme tecrübemden doğdu. Bu süreçte keşfettiğimiz şey, buluşmalar konusunda internette dolanan bilgeliğin çoğunun, hiç de iyi tavsiyeler olmadığı.

Bu yayını hazırlamam uzun sürdü. Yaklaşık bir buçuk yıl boyunca cinsel çekimin doğası, arzunun kimyası gibi konularda bilimsel literatür araştırması yaptım. Bunun sonucunda da, görüşme yaptığım bazı erkekler için oldukça faydalı olduğunu gördüğüm şeyler keşfettim.

İkinci uyarı ise, bu yayının sadece erkekler için olduğu. Bu yayındaki birçok şey, herkes için geçerli zira çekiciliğin bilimi ve insanların neden aslında kendileri için hiç de iyi olmayan insanlarla görüştüğü hakkında konuşacağız. Çünkü birçok erkek şöyle yakınıyor:

“Ne olup bittiğini anlamıyorum. Her şeyin doğrusunu yapıyorum. Kendimi cilalayıp parlattım. Spor salonuna gidiyorum, kendimi geliştirmek için çok çalışıyorum zaten herkes kendimi geliştirmem için çok çalışmam gerektiğini söylüyor. Artık daha fazla kazanıyorum, işimde yükseldim, her şeyi doğru yaptım. Hatta buluşmalara da gidebiliyorum ama bir nedenden dolayı, buluştuğum tüm kadınlar “seni arkadaş olarak görüyorum” diyorlar!”

Burada olan ne? Dışardaki çiftlere baktığınız zaman, sizden daha az nitelikli birçok erkeğin kız arkadaşı olduğunu görüyorsunuz. Sizden daha az nitelikli erkeklerin, ikinci buluşmalara gidebildiğini görüp saçınızı başınızı yoluyorsunuz. Ne yanlış, neden böyle?

Burada konuşacağımız çoğu şey, erkekler için. Birçoğu kadınlar için de geçerli ama kadınlar için buluşmalardan beklentiler ve buluşmaların zorlukları erkekler için olanlardan oldukça farklı. Konuştuğum birçok kadın, göt heriflerden, başta çok kibar görünüp sonradan başka bir şeye dönüşen iki yüzlü erkeklerden, vs. yakınıyor.

Uyarıları bitirdikten sonra asıl konumuza geçelim.

İlk anlamamız gereken şey, cinsel pazar konusunda bildiğimiz çoğu yaygın bilginin aslında yanlış olduğu. Bu bilgiler herhangi bir bilime dayanmıyorlar ve sadece bu bilgileri yayan insanların çalışır olduklarını düşündükleri düşünceler.

Kadın erkek ilişkileri dünyasına baktığımızda, hemen herkesin çok sayıda kriter içeren listelere sahip olduğunuz görüyoruz. “Aradığım kişide şunu arıyorum, bunu arıyorum, şunları arıyorum …” diye listeler bunlar. Genel kanı, bir insan bu kriterlere uymuyorsa, o insanın vakit kaybı olduğu ve kriterlere uymayan herkesin elenmesi gerektiği. Çünkü insanlar, “internetteki milyarlarca insan içinden, bu kriterlere uygun birini mutlaka bulabilirim” diye düşünüyorlar ve bu büyük bir problem. Bunun büyük bir problem olmasının temel nedenlerinden birisi, iki insan etkileşime geçtiğinde, başlangıçta oluşan kimyanın, uzun vadeli eş seçim kriterleriyle alakasız olması. Uzun vadeli eş seçimi ile ilgili kriterlerin gereksinimleri ile, bir insanın çekici olduğunu düşündüğümüzde beynimizde olan şeyler birbirlerinden farklılar. Bir insanla ilişkiye girmememiz gerektiğini bildiğimiz halde, ve hatta arkadaşlarımız bize bu insanın hiç de çekici olmadığını söylemelerine rağmen, bir nedenden dolayı bu insanı aklımızdan çıkaramayabiliyoruz. Bu bölümde, bunun neden böyle olduğunu öğreteceğiz.

Birinci problem, modern ilişkilerin, kısa vadeli çekim ile uzun vadeli eşleşme uygunluğunu birbirine karıştırması. Tam bu noktada, birçok Pick Up Artist ya da redpillci, “şöyle yapmalısın, böyle yapmalısın” diye tavsiye veriyorlar. “Onu aşağıla adamım, aşağılamak neg atmaktır ve neg attın mı, ona senin daha değerli olduğunu gösterirsin ve o da senden hoşlanır” gibi tavsiyeler veriyorlar.

“Mahmut Abi’nin notları: Kırmızı hap ve PUA camiasında kızları aşağıla dediği neg ve evet negi tamamen aşağılama ve kişiliği kırma şeklinde kullanma damarı var. Ben yine de ana akım kırmızı hap ve PUA camiasının bunu aktif olarak tavsiye ettiğini pek görmedim.

Bu konuda, neg’in yanlış kullanılması diye bir yazımız var.”

Bu tür saçma tavsiyelerin çalışıyor olma sebebi, dışarıda travmaya uğramış ve düşük özdeğere sahip insanların olması. Bu travmaya hitap ettiğinizde ve bu insanları manipüle ettiğinizde, sizinle daha fazla görüşmek isteyebilirler. Ama bu tavsiyeler herkes üzerinde çalışmazlar, sadece travma mağduru bir grup insan üzerinde çalışırlar.

Bir kadınla ilk buluşmanızda yapmanız gereken ilk şey, kendi ilgi alanlarınız hakkında konuşmamak. Birbiriniz için uygun bir parner olup olmadığınızı, aynı şeylerden hoşlanıp hoşlanmadığınızı anlamaya çalışmayın.

Bu söylediklerimin size deli saçması gibi geldiğini biliyorum. Fakat bu konudaki araştırmalara ve kendi hayatınıza giren insanlara bakarsanız, bazen çok uyumlu olduğunuzu ama çoğu zaman sizin dişi versiyonunuz olmaktan çok uzak olduğunu görürsünüz. Çoğu zaman en çok çekim duyduğunuz kişi, sizin dişi versiyonunuz değil.

İki insan arasında kimya ve çekim yarattığını bildiğimiz şeylerden birisi, ortak duygusal deneyim. Bu örneğin rehabilitasyon merkezlerinde büyük bir problem. Rehabilitasyon merkezinde çalışmış olan her doktor bilir ki, tüm hastalar sürekli olarak birbirlerine atlama peşindeler. Görünen o ki bunun sebebi, ortak duygusal deneyim yaşayan iki insan arasında bir kimya oluşması ve bunun da cinsel çekime yol açması.

Bir insanın partnerini kanserden kaybettikten sonra, beraber yas tuttukları ve kendilerine destek olan bir insana aşık olması da çok rastlanan bir durum. Bir insan ile aynı duygusal deneyimi yaşamanız, aynı empati dalga boyunda olmanız, aranızda bir kimya oluşmasına neden olabiliyor.

Rehabilitasyon merkezinde herkes aynı berbat süreçten geçiyor. Hemen hepsinin hayatı darmadağın ve herkes aynı hikayenin birer aktörü. Hepsi yoksunluk sendromuna giriyor ve üç – dört haftalık süreç sonunda kendini daha iyi hissediyor. Başka biri ile aynı duygusal inişler ve çıkışlar yaşayarak, iki kişi arasında güçlü bir bağ kuruluyor.

Bu konuda çok güzel bir araştırma var. Araştırmacılar, ilişkide olmayan bir grup insanı, iki farklı köprüde buluşturuyorlar. Bu köprülerden birisi taştan, diğeri ise külüstür, sallanan bir köprü. Araştırma sonuçlarına göre, sağlam taş köprüde buluşanlar birbirlerinden daha az etkilenmişler ama külüstür, sallanan köprüde buluşanlar daha çok etkilenmişler. Külüstür köprüde buluşanlar, köprünün durumundan ve sallantıdan dolayı korku hissediyorlar ve korku bile olsa aynı duyguyu bir arada hissetmek ise bir kimya yaratıyor.

Standart bir ilk buluşma ise, iki kişinin birbirlerine uygun olup olmadıklarını görmek için gittikleri bir mülakat gibi oluyor. “Bana ilgi alanlarından bahset, çocuk isteyip istemediğini, evcil hayvan isteyip istemediğini söyle, kedi insanı mı, köpek insanı mı olduğunu söyle, vegan mısın etçil mi, vs…” Böyle bir buluşma, iş mülakatı gibi bir şey ve empatik bağlantı içermeyen bir buluşma. Bir taraf diğerini sorguluyor ve sürekli yer değiştiriyorlar yani bir taraf sorgulayan oluyor ve sonra sorgulanan oluyor. Böyle bir “mülakat” ise, empatik bağlantı, flört ve heyecan yoksunu oluyor.

İki insanın birbirlerine bağlanması için ise, paylaşılan duygusal bağlantı gerekiyor. Benim tavsiyem, standart bir buluşma yerine, ikinizde de benzer duyguları uyandıracak bir aktivite yapın.

Ama tam bu noktada da birçok insan büyük bir hata yapıyor. Örneğin lunaparkta hız trenine binmek, rafting, kaya tırmanışı veya dans gibi aktivitelere gidiyorlar ama aynı duyguları paylaşmıyorlar. Çünkü aynı duyguları paylaşmanız için, iki tarafın da yapılan şeyi yapmaya hevesli olması lazım. Örneğin siz dansta tecrübeliyseniz ve kız da çaylaksa, siz olaydan keyif alırken karşınızdaki “aptal gibi görünmüyorum umarım” diye stres hisseder. Birine bir şey öğretmeniz çekici olabilir ama çekim için sadece duygu yaratan aktivite olması yetmez aynı zamanda aynı duygusal frekansta olmanız da lazım.

Mahmut Abi’nin notları: Dr.K’nın buluşmaları mülakata çevirme düşüncesine katılıyorum ama bunun alternatifi illa aktivite yapmak değil. Muhabbetin içine %30 oranında pozitif cinsel gerilim katmak, ortak duygusal bağın kurulmasına yardımcı olacaktır.

Bunun yanında, eğer muhabbeti çok sıkıcı bir adamsanız, birkaç ilk buluşmanıza heyecanlı aktivite ayarlayabilirsiniz. Ama kızı alıp köyün yanındaki çayın üstündeki tahta köprüde buluşmaya götürmeyin 🙂

İki insan arasında kimya ya da çekim yaratan ikinci şey ise, gündelik hayatın zorluklarından uzaklaşmak yani bir buluşmayı mümkün olduğu kadar zahmetsiz hale getirmeniz lazım. Bu tabii ki kolay değil zira kadınlarla buluşurken, hangi kadının neyi seveceğini bilmiyorsunuz.  Bazıları “erkek liderliği ele alır, bin tane soru sormaz” diye her şeyi sizin ayarlamanızdan memnun olurken, bazıları “bana söz hakkı vermiyor, şu saatte şurada buluşalım diyor, benim görüşüme değer vermiyor” diye şikayet edebilir. Burada herkes ne istediğini biliyor ama istedikleri birbirinin tam zıddı.

Günümüz kadın – erkek ilişkileri dünyasında buluşmalar gerçekten akıldışı olabiliyorlar zira herkesin daha önceden nasıl bir şey olduğunu bilmediğiniz istek listesi var ve bu insanlar size ikinci bir şans vermeye de istekli değiller çünkü dışarda milyarlarca insan var.

Günümüz buluşmalarında sanki elinize bir kağıt veriyorlar ve sizden bu kağıdı doldurmanızı bekliyorlar. Ama kağıda kompozisyon mu yazacaksınız, matematik problemi çözümümü yazacaksınız yoksa resim mi çizeceksiniz bilmiyorsunuz. Sonra bir resim çiziyorsunuz ve karşınızdaki “hayır bu İspanyolca testi idi ve İspanyolca bir kompozisyon yazmadığın için sınavı geçemedin” diyor. Siz de “bekle, ne demek sınavı geçemedin? Sınav ne diye söylemedin bile” diyorsunuz.

Modern dating dünyası böyle bir şey ama bunun yanında cinsel çekim ve kimya konusunda bildiklerimiz bize, buluşmaların mümkün olduğunca kolay, zahmetsiz olması gerektiğini söylüyorlar. Buluşmaları mümkün olduğunca kolay, zahmetsiz yapmak için de, kendinize bazı sorular sormaya başlamalısınız:

Çok fazla soru soruyor muyum?

Çok fazla şey talep ediyor muyum?

Size tavsiyem, buluşmanın organize edilme işinin %51’inden fazlasını yapın. Kadına birkaç yer, gün ve saat önerisi verin ve fikrini sorun. Biraz yönetici olun ama esnemeye de hazır olun. Ama buluşmayı karşınızdaki için külfet haline getirmeyin. İnsanların buluşmalarda gündelik hayattan kopuş aradıklarını ve bunu sağlayabilen insanlara ilgi duyduklarını gösteren araştırmalar var.

Üçüncüsü, iki insan arasındaki kimya 90 dakika boyunca oluşur ve ondan sonra da düşüşe geçer. Biri ile buluşacaksanız bunun 90 dakikayı geçmemesine dikkat edin. Eğer karşınızdaki ile çok iyi anlaşsanız bile 90 dakika kuralına uymaya çalışın. Eğer örneğin çok iyi anlaştınız diye 4 saat buluşma yaparsanız, karşınızdakinin sizi arkadaş olarak görmesine yardımcı oluyorsunuz. Bu durumda çoğu insan “ne olduğunu anlamadım, çok iyi anlaşıyorduk, 4 saat çok iyi vakit geçirmiştik” der. Veriler bize 90 dakikalık bir buluşmanın, iki insan arasında kimya oluşturmak için en iyisi olduğunu söylüyorlar.

Evet, eğer ikinci buluşma olsun istiyorsanız, bu üç şeye odaklanmanız gerek. Siz profil metninizi düzenliyorsunuz, iyi fotoğraflar çektiriyorsunuz, kendiniz üzerinde çalışıyorsunuz, işte yükseliyorsunuz, daha fazla para kazanıyorsunuz, vs. Ama hala birinci buluşmadan sonra ikinci buluşma olmuyor.

Tam tersine o kaybeden erkekler, tam da bu nedenlerle ikinci buluşmalara gidiyorlar. Stabil bir işleri yok, belki 5 tane kadından çocukları var ve hayatları berbat ama buna rağmen ikinci, üçüncü ve dördüncü buluşmalara gidiyorlar.

Bu “kaybedenler” bir kadınla bütün gün takılmıyorlar. Belki tam 90 dakika kalıp gitmiyorlar ama daha çok kısa süreli buluşmaya meyilliler. Aynı zamanda belli bir açıdan külfetsiz, zahmetsiz buluşmalar sağlıyorlar. Buluşmada hafif takılıyorlar, hemen bir şeyler zorlamaya çalışmıyorlar, iyi vakit geçirmeye odaklanıyorlar. “Hey, eğlenmeye geldik, oturup hayat hikayemizi ve çocuklarımızın kime benzeyeceğini konuşacak halimiz yok herhalde” modunda oluyorlar. Ve en önemlisi de, bu insanlar, iki tarafın da paylaştığı, ortak duygusal bağ yaratabiliyorlar. Aslına bakarsanız bunu drama çıkararak da yapabiliyorlar. Drama kralı/kraliçesi birçok insan, hüsran şeklinde olsa da, paylaşılan ortak duygu yaratabiliyorlar.

Son olarak da friendzone hakkında konuşacağız zira burada konuştuğumuz bazı şeyler, neden friendzone’a düştüğünüze ve friendzone’un neden çalışır bir yöntem olmadığına da ışık tutabilirler.

Birçok erkek sıklıkla, “ben bu kadar sevgi dolu, destekleyici ve empatik biriyken, bu kız neden sürekli kötü çocuklarla çıkıyor” sorusunu soruyor. “Sürekli olarak şunu istiyorum, şunu istiyorum diye konuşuyor ve ben tüm o özelliklere sahibim! Ama o zaman neden benimle birlikte olmuyorlar?”

Sizinle birlikte olmuyorlar zira duygusal olarak hiçbir zaman aynı seviyede olmuyorsunuz.

Friendzone’unda yaşadığınız “arkadaşınız”, erkek arkadaşı kötü davrandığı için ağlıyor diyelim. Siz ona destek oluyorsunuz ama siz o sırada çok empatiksiniz, o ise çok duygusal. Siz ona destek oluyorsunuz ki arkadaş olmak bunu gerektirir. İdealinde siz bir ayrılık sürecinden geçiyor olsaydınız, o da size o şekilde yardım edebilirdi. Arkadaş olmak, illa aynı duygu durumunda olmayı değil, birbirini duygusal olarak tamamlamayı gerektirir. Bir arkadaş, siz kendinizi kötü hissederken sizi neşelendirmeye çalışan insandır. Ama bunlar cinsel çekim değil arkadaşlık.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz. Sorularınıza Patreon chat alanında daha hızlı cevap verebiliyorum.

Kaynak: The Real Reason You Don’t Get A Second Date

Bir kadının buluşmayı son anda iptal etme ihtimalini azaltacak 7 tavsiye

Günümüzde ilk buluşmalar artan oranda sanal dünyadan ayarlanmaya başladı. Bunun sonucunda da, buluşmayı kabul eden kadının, buluşmayı son anda iptal etmesi ihtimali de arttı. Özellikle sanal dünyaya fazla oranda daldıkları için artan oranda sosyal özürlü olan erkekler, sanal dünyada yürümelerine olumlu dönüş aldıktan sonra, karşılıklı bir duygusal bağ, cinsel gerilim yaratmayı bilmediklerinden, işi buluşmaya götürseler bile sıklıkla ekiliyorlar.

Öncelikle gerçek hayattan değil internetten tanışıyorsanız, bir kadının ilk buluşmayı son anda iptal etmesine alışın. Telefon iletişiminde gerçek iletişimin çok büyük bir kısmı (vücut dili) olmadığı için, bir kadının buluşmaya gitme arzusu da güdük kalıyor. Ayrıca herkes sanalda yürümeye çalıştığı için, sanal alternatif de çok.

Şimdi ben size ilk buluşmalarda son anda iptal ihtimalini azaltmak için yapabileceğiniz 5 şeyden bahsedeceğim.

#1 Yer, gün ve saat vererek buluşma ayarlayın. En çok iptal edilen buluşma tipi, “tamam o zaman Cuma akşamına anlaştık, Cuma sabahtan haberleşiriz” gibi yer – gün – saat üçlüsü tam belli olmayan buluşmalar. Bir kadınla buluşma ayarlarken, yeri, günü ve saati belirleyin. İlla sizin dediğiniz yer – gün – saat olmak zorunda değil ama bu üçlü belli olsun.

Yer – gün – saat belli olmadan buluşma ayarlıyorsanız, öylesine buluşma ayarlıyorsunuz ve kadının da buluşmaya öylesineymiş gibi bakmasına şaşırmayın.

Ek tavsiye: Bir buluşma ayarlarken “Çarşamba ve Cuma müsait mi?” gibi iki alternatif gün verin. Böylece kızın bir planına denk gelme ihtimaliniz azalır, iki günü de reddettiğinde ve sizinle pek de buluşmak istemediğini daha iyi anlarsınız.

#2 Buluşmayı bir gün önceden dolaylı olarak teyit edin. Telefonun evde bir yerde kabloya bağlı olarak oturduğu, insanların hemen hemen tamemen gerçek hayattan tanıştığı çağlardan kalma bir tavsiye var: “bir buluşmayı ayarladığınızda, buluşmayı sonradan teyit etmeden buluşma yerine gidin. Sizinle buluşmak isteyen oraya gelir.” İletişimin çok kolay olduğu günümüzde, bu tavsiye zararlı. Birçok kadın, siz buluşmayı teyit etmediğinizde, sizin buluşmaktan vazgeçtiğinizi varsayıyor.

Dikkat ederseniz, dolaylı teyit dedim. Buluşmadan birgün önce bir mesajlaşma başlatın ve mesajlaşmayı “yarın (X kafede) görüşmek üzere” diye bitirin. “Yarın geliyor musun?” ya da “yarın buluşuyor muyuz?” demeyin.

#3 Buluşma teklifinden buluşma gününe kadar bir iki kere mesajlaşma ya da konuşma başlatın. Yine eski bir tavsiye de, buluşma ayarlandıktan sonra mesajlaşmayı ve konuşmayı bırakmak üzerine. Bu da aleyhinize işleyen bir tavsiye. Hergün ya da 5-6 kere mesaj başlatmanıza gerek yok. Buluşmaya kadar bir iki mesaj başlatın.

#4 Bir kadını buluşmaya ikna etmeye çalışmayın. Buluşma konusunda ısrar, genellikle son anda iptal ya da oraya sadece bedava yemek yemek için gelen bir kadınla buluşma ile sonuçlanır. Her ne kadar birincisi ikincisinden daha iyi ve masrafsız olsa da, her iki durum da rahatsız edici.

Daha önce kadınlar neden telefon numaralarını verirler ama sonra telefona cevap vermezler yazısında bahsetmiştim. Kadınlar telefonda bile olsa bir erkekle çatışmaya girmekten çekinirler ve bu nedenle eğer ısrar ederseniz, o anki durumdan kaçmak için kabul edip son anda buluşmayı iptal etme yolunu tercih ederler. Özellikle ısrarcı biriyseniz, buluşma iptali en son anda gelir zira kadın haklı olarak, daha erken iptal ederse, sizin yine ısrarcı olacağınızı düşünür.

#5 Buluşma teklifinden önce görüntülü konuşun. Bu tavsiye tabii ki online tanışmalar için geçerli ama gerçek hayatta tanıştığınız fakat çok konuşamadığınız kadınlarla da kullanabilirsiniz. Ayrıca bu tavsiye ile sadece son anda iptal oranlarını değil, aynı zamanda başarısız buluşma oranını da ciddi ölçüde azaltabilirsiniz.

Eğer bir kadınla tanıştıktan sonra sadece mesajlaşarak ya da sesli konuşarak iletişime geçtiyseniz, buluşma teklif etmeden önce görüntülü konuşma ayarlayın. Görüntülü konuşurken belli bir sıcaklık olmadığını gördüğünüz kızla buluşmayın. Böylece, yarı istekli, buluşunca birbirinizden pek haz etmeyeceğiniz ya da sizden pek hazmetmeyecek, vs. birçok kadınla buluşmaktan kurtulursunuz, buluşmaların son anda iptal edilme oranları da düşer.

#6 Sosyalleşin, sosyal hayatta da kadınlarla tanışın. Birçok genç erkek adına sosyal medya denen ama çok bariz bir şekilde insanları aşırı antisosyal yapan bir şey yüzünden sosyal özürlü ve sosyal özürlerini, kadınlara sadece sosyal medyadan yürüyerek kapamaya çalışıyorlar. Ama bir kızla bu şekilde tanıştıktan sonra, karşılıklı bir duygusal – cinsel bağ yaratacak donanımları, asgari seviyede bile ilginç ve eğlenceli bir kişilikleri olmadığından, ya mesajlaşmaları bir yere gitmiyor ya da buluşma teklifleri “akşam evde oturacağıma gider dışarda hava alırım” motivasyonu ile kabul ediliyor.

Gerçek sosyal hayatta antrenmanlı olmak önemli. Tanımadığınız ve yürümediğiniz kadınlarla tanışmanız bile, yürüyeceğiniz kızlarla tanışma ve kaynaşma kabiliyetiniz için oldukça faydalı (arkadaşınız kızlarla ya da kuzenlerinizle muhabbetiniz aynı faydayı sağlamaz zira bu kızlarla zaten konfor alanındasınız).

Ayrıca sosyalleşerek, daha çok oranda gerçek hayatta yürüme yaparsınız. Gerçek hayatta tanışan insanların aralarındaki iletişim ve bağ, sonradan buluşmaya kadar mesajla devam etse bile olsa daha somuttur. Kadının buluşmayı son anda iptal etmeye niyet etmesi bir miktar daha zordur zira bunun için hiç görüşmediği, sanal bir kişiyi değil, gerçek bir kişiyi ekmesi gerekir.

#7 Buluşmaya kadar kadının içine düşmeyin. Buluşma ayarlandıktan sonra buluşma yerinde bitene kadar hemen hemen hiç ulaşmama aşırılığının zıt ucunda, buluşma ayarlandı mı “oldu bu iş, yeni sevdiceğim ile buluşuyorum” diyerek kızla iletişimi gazlama, fazla duygusal yatırım yapma aşırılığı var. İletişimi kız gazlıyor olsa bile kararında tutun. Bir buluşma teklifi kabul edildi diye gaza gelmeyin, hayallere dalmayın.

Bir kadının buluşmayı daha önceden değil de son anda iptal etmesinin nedenlerinden biri de, sizin hayalkırıklığınızla, kuyruk acınızla uğraşmak istememesidir. Eğer buluşma öncesinde zayıf ve muhtaç davranırsanız, buluşmanın olmayacağını gördüğünüzde, kadın sizin aşırı tepki vereceğinizi düşünür ve bnuu en son ana kadar erteler. Hem yapması zor olduğu için erteler hem de ne kadar geç yaparsa, sizinle o kadar az uğraşması gerekir.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz. Sorularınıza Patreon chat alanında daha hızlı cevap verebiliyorum.

Yüksek değerli erkek ol, kadınlar sana gelecekler

Erkeklere yönelik alanda salgın gibi yayılan “yüksek değerli erkek” merkezli tavsiye, “tip – para – statü en iyilemesi” şeklinde. Eğer bu üçüne en yüksek seviyede sahip olursanız, “kadınlar size gelecekler” şeklinde. Bu tavsiyeye uyup üçüne de sahip çoğu erkek, sadece bu üçüne sahip olup kadınların kendilerine gelmelerini bekliyorlar ama gelen giden olmadığını görüp hüsrana uğruyorlar. Bu insanların bir kısmı, gelen giden olmadığını görünce dünyaya ve kadınlara yönelik bir öfkeye kapılıyor.

Tip – para – statü ancak kadın – erkek ilişkilerinde gelişmek için sosyalleşmeye, kadınlarla tanışmaya zaman ve emek harcadığınızda işinize yarar. Haftada 2 ama bir dönem 3 kere sosyalleşmek için dışarı çıkmalısınız. Ev – iş – spor salonu üçgeninde kızların sizi keşfetmesini beklemeniz aptalca. Sosyalleşme kabiliyetiniz, sosyal ortamda kadınlarla tanışma kabiliyetiniz güdükse, işiniz zor. Tipiniz, paranız ve statünüz yerinde bile olsa, bir kadınla konuşurken rahat, abartmadan esprili ve belli bir karizmaya sahip olmanız lazım.

Tipinizi, finansal durumunuzu ve statünüzü en iyilemeyin demiyorum ama bunları kadınlarla tanışmaktan kaçmak için yapıyorsanız, siz aylardır veya belki yıllardır kendinizi en iyileyip kızların gelmesini beklerken, her gece sizden daha tipsiz, daha fakir ve daha düşük statülü ama sosyal ortamdan kaçmayan adamların, sırf daha fazla kızla karşılaştığı için kızlarla olduklarını bir düşünmenizi tavsiye ederim.

Aslına bakarsanız iş modeli olarak statü, finans ve fizik açısından en tepeye oynayın tavsiyesi oldukça başarılı bir tavsiye. Zira statü-para-fizik açısından en tepede insanların oranı binde birden daha az ve bu kadar başarması zor bir hedef koyduğunuzda, kadınlar nerede diye şikayet edenlere yıllar boyunca “daha o seviyeye gelmedin” demeniz mümkün.  Ayrıca bunu piyasaya çıkıp reddedilme ve hüsran ile dolu olan eşleşme ritüelinden aşırı derecede korkan erkeklere çok rahat satabiliyorsunuz. Bu erkekler sosyalleşmekten, kadınlar tarafından reddedilmekten o kadar korkuyorlar ki, “Everest’e tırmanman ve ünlü ol, kadınlar sana gelecek” desen, sosyal aktivitelerde 10-15 kadına yürümek yerine Everest’e doğru yola çıkarlar.

Yüksek değerli erkek tavsiyelerinin temel mantığı “tepe %1 erkekler kadınlarla başarılılar, o zaman kadınlarla başarılı olmak istiyorsan sen de tepe %1 içine girmelisin”. Oysa kadınlarla az çok başarılı erkeklerin %90’ından fazlası, tepe %1 içinde olmaktan çok uzaklar.

Tabii burada kadınlarla başarılı olmaktan ne anladığınıza da bağlı. Son zamanlarda Andrew Conman Tate ve Flesh and Filth gibi oluşumlar, parayı veren herkese açılan bacaklarla ard arda yatmayı başarı kriteri yaptılar. Kutsal kitap gibi The Rational Male’i ekrana sallayıp duran Flesh and Filth ikilisi, onlyfans kızlarıyla yatmak ya da sugar baby sitelerinden kadın bulmak gibi “giga beta öder” varoluşu “alfa” olarak tanımlamaya başladılar.

Oysa çoğu erkek için kadınlarla başarı, duygusal ve cinsel olarak az çok doyumlu, uzun süreli ve tek eşli ilişki. Özellikle Batılı dünyadaki kırmızı hapçılar ve genel manosphere dünyasındaki guruların çoğu, bu tür ilişkiler ve evlilik konusunda ya çok az tecrübeye sahipler ya da başarısız bir geçmişe.

Konumuza dönersek, araştırmalar bize kazanılan para, tip ve statü ile ilişki başarısı arasında doğru orantı olduğunu gösteriyor. AMA bu, sihirli üçlüye yüksek seviyede sahip olmayanların ilişkilerde başarılı olamayacağı anlamına gelmiyor. Bu aynı zamanda para- tip – statü üçlüsünün kendi başlarına ilişki başarısı sağladığı anlamına gelmiyor.

Kadın erkek ilişkilerinde tavsiye verenlerin birçoğunun derdi de bu zaten. İstatistik biliyor gibi durmuyorlar. İstatistik paylaşıp duruyorlar ama dünyayı olasılıksal değil, deterministik çalışıyor sanıyorlar. Dünya “tipi zirve %10 içinde puanlananların ilişki başarısı, ortalama erkeklere göre %35 daha fazla” şeklinde çalışıyor, “tipi %10 içinde puanlananlar ilişkilerinde başarılıdır” şeklinde değil. Tip – para – statü, kadın erkek ilişkilerinde başarı şansını önemli ölçüde arttıran faktörler ama tek başlarına “yeterli” değiller.

Burada hem araştırmaların hem de internetin yarattığı, devasa bir yanlış bilgi var. Örneğin araştırmaların çoğunda, “nasıl biri ile ilişki isterdiniz?” diye soruluyor. İnsanlar da bu sorulara “1.85 boyu olsun”, “90-60-90 olsun”, “ayda 5000 Dolar geliri olsun”, “çok güzel yemek yapsın, hamarat olsun” gibi cevaplar veriyorlar. Fakat “nasıl biri ile ilişli isterdiniz?” sorusu, “nasıl biri ile ilişkidesiniz” ya da “nasıl insanlarla ilişkiniz oldu?” sorularından çok farklı bir soru.

Twitter’da, İncel “It is oveerrrrr” hesaplarında bu tür “nasıl biri ile beraber olmak isterdin” araştırmalarına çok vurgu yapılıyor ama bu araştırmalar problemli. İnsanlara sorduğunuz “ne istersin” sorusunun cevabı ile ne yapacakları birbirlerinden farklı şeyler. Aslına bakarsanız birçok durumda bu ikisinin birbirleri ile bağlantılı olmadığını gösteren araştırmalar var.

Yani kadınların ve erkeklerin “nasıl birisi ile ilişki isterdin?” sorusuna verdikleri cevaplar ile gerçekten ilişkiye girdikleri insanların özellikleri birbirlerinden önemli ölçüde farklılar. Bu gerçeğe rağmen sosyal medyada “1.85 olsun, 5000 Dolar kazansın, yoksa asla beraber olmam” yazılarının altına, bunu ciddiye alıp öfke ile “sen kimsin ki ne istiyorsun?” diye döşeyen bir sürü insan var ya da bunları ciddiye alıp “abi kadınlar çok ama çok fazla şey istiyor” diye dünyayı kendine dar eden çok erkek var.

Bu arada bir parantez açayım ve bazılarınızın aklına gelen şu itirazı cevaplayayım. “İyi de öylesini istiyorlar, alamadıklarından daha azı ile ilişkiye giriyorlar ve sonra da hep akıllarında o oluyor. Öylesini buldukları anda terk ederler.” İnsanlar öyle çalışmıyorlar arkadaşlar. İstedikleri ile gerçekte yaptıkları farklı ama gerçekte yaptığı ile mutlu insan sayısı çok daha fazla.

Uzun süredir sosyalleşme konusuna değiniyorum. Bu konuda sosyal hayatınızı geliştirin diye yazmıştım, en son Patreon’da Daha fazla sosyalleşmeniz için tavsiyeler yayını yaptım. Bu konuda en çok sorulan soru, nasıl sosyalleşeceğim, insanlarla nasıl konuşacağım?

İnsan ilişkilerinin belli bir doğal gelişimi var. Doğal gelişim dediğim, “şu insanla gidip arkadaş olacağım” diye yapamadığınız, kasıtlı olmayan, kendiliğinden gelişen bir tarafı var. Niyet bu işin bir parçası ama hem arkadaş grubu, hem de kız arkadaş bulmanın yolu, spesifik kişilerle arkadaş / sevgili olmak için bir şeyler yapmaktan ziyade, yeterince insanla etkileşime girip organik olarak gelişen ilişkileri bulmak.

Burada insanın oyunu önemli değil mi peki? Önemli ve oyunda belli bir niyet de var. Bir kızı beğenip ona yürüyorsunuz, “o piti piti karamela sepeti” diye seçip yürümüyorsunuz. Ama yürüdüğünüz insanla olmanız sizin niyetinize, planlarınıza bağlı değil yani şu kıza yürüyeceğim diyorsunuz ama (1) yürüyemiyebiliyorsunuz ve (2) yürüdüğünüzde çoğunlukla o spesifik insanla olmuyor.

Bu nedenle tipe – paraya – statüye ya da oyuna sahip olmanız kadar ve bunlardan daha önemlisi, yeni insanlarla / kadınlarla etkileşime sıklığınızı arttırmanız lazım. %100 yürüme amacında da olmayın, orada eğlenmeye, iyi vakit geçirmeye, yeni insanlarla etkileşime girmeye ve bazı şeylerin kendiliğinden olmasına da olanak sağlayın.

Bir sosyal ortama girdiğinizde “burada kız bulmalıyım”, “burada arkadaş yapmalıyım” baskısı ile hareket ederseniz, tedirgin olursunuz, rahat olamazsınız. Rahatlık, insanı çekici yapan şeylerin başında geldiği için iticileşirsiniz. Yapmanız gereken haftada 2-3 kere sosyal ortama çıkmak, spesifik bir ortamda spesifik bir insanla konuşmaya odaklanmaktan ziyade, her hafta 4-5 yeni insanla etkileşime girmeye odaklanın. Kırk yılda bir sosyalleşip her sosyalleşmenizde diken üstünde olmak, performans beklentisi ile tedirgin olmak yerine, önünüzde her hafta 3 sosyal etkinlik olacağını, bu ortamda olmazsa o ortamlardan birinde bir şeylerin olacağını düşünerek rahatlayın.

İnsanları en çok strese sokan ve iticileştiren şeylerden birisi, spesifik bir sonucu, gerçeklikten koparak nihai hale getirmek. Örneğin “bu toplantıda mutlaka biriyle tanışmalıyım” kafası sanki bu son toplantın ve bu toplantıdan biri ile tanışmazsan bittin gibi gerçekdışı bir nihai sonuç varsayıyor. “Bu buluşmada bu kızı tavlamalıyım” da aynı bilinçaltı varsayımına sahip. Oysa gerçekçi düşünmeniz lazım. “Bu toplantıdan biriyle tanışmazsam bile bundan sonrakilerde biriyle tanışırım” ya da “bu buluşmadan bir iş çıkmazsa bundan sonrakilerden birinde çıkar” demeniz lazım. Gerçekçi olan bu. Sizi rahatlatacak ve daha çekici yapacak zihin yapısı da bu.

Eğer sosyal etkileşim konusunda kötüyseniz ve bu konuda iyi olmak istiyorsanız, sosyal etkileşimde iyi olmanın pratik gerektirdiğini bilmeniz lazım. Espri yeteneği, sosyal ortamda rahatlık, iletişim kabiliyeti, vs. %80 pratiğe bağlı. İnsanlarla ne kadar çok ve sık etkileşime girerseniz, bu işte o kadar iyi olursunuz.

“İnsanlarla nasıl sosyalleşeceğimi bilmiyorum, ne yapmalıyım?”

İnsanlarla nasıl sosyalleşmeniz gerektiğini bilmenize gerek yok. Sosyal kaygıya sahip, sosyal yetenekleri kullanılmadığı için körelmiş ya da hiç gelişmemiş insanların en büyük hatası da bu düşünce şekli. Sosyalleşmek için önce sosyalleşmeyi öğrenmeye ihtiyacınız yok zaten bu mümkün de değil. İhtiyacınız olan tek şey, sosyal beceriksizliğiniz yüzünden hissedeceğiniz negatif duygularla başa çıkabilmek! Başarmanız gereken tek şey bu.  Sosyal beceriksizliğiniz ortadan kalkana kadar yaşayacağınız negatif duygularla başa çıkabilecek güç. Gerisini beyniniz halleder zira insan beyni sosyalleşmeye programlı zaten. Çocuklara sosyalleşme matematik gibi derslerde öğretilmiyor. Çocuklar bir araya konuluyorlar ve sosyalleşmeyi kendiliklerinden öğreniyorlar.

Sosyalleşmeyi önceden okuyarak, bilgilenerek öğrenmeniz gerekmiyor ve böyle öğrenemezsiniz. Nasıl sosyalleşeceğinizi Mamut Abi’nin size söylemesi gerekmiyor ve söyleyemez. Sizin probleminiz sosyalleşmeyi bilmemek değil, sosyalleşmenin başında, sosyal güdüklüğünüz nedeniyle yaşayacağınız stresi kaldıramayıp erkenden pes etmek.

İlişkiler konusunda da bu geçerli. Kızlara nasıl yürüyeceğinizi, kızlara yürüye yürüye öğrenirsiniz. Önden bilgi alabilirsiniz ve bu da önemli ama asıl iş yürümek. Kadınlara yürümeyi bilmeyen erkeklerin temel problemi, yeterince yürüme yapmadan strese ve belirsizliğe dayanamayıp pes etmeleri.

Evet, stres toleransının bir parçası da belirsizliğe dayanabilmek. Çoğunuz beklemeye dayanamayıp mesajınıza hemen cevap vermeyen kıza ulaştığınızda, belirsizliğe dayanamadığınız için yeniliyorsunuz. İstiyor mu istemiyor mu belirsizliğine dayanamayıp “istemiyorsa bileyim daha iyi” diyerek kıza ulaşıyorsunuz. “İstemiyorsan söyle” demenizin ve bunun zayıflık olmasının nedeni de bu.

Stres ve belirsizlik toleransınızı arttırmanın yolu da pratik ama bence insanın niyetinin gerçekten etkili olduğu yerlerden birisi de burası. Sosyalleşirken ya da kadınlara yürürken, negatif duygulara dayanmak için elinizden gelenin en iyisini yapmaya niyet edin. Bu konuda kendinizi zorlayın. İnadınız bu konuda olsun. Yüksek değerli erkek olmadan önce düşük değerli erkek olmayı bırakın derken bahsettiğim şey bu. Strese ve belirsizliğe dayanacak duygusal güç, tip – para – statü üçlüsünden çok daha önemli.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz. Youtube, Spotify ve Patreon kanallarımızı da takip etmeyi unutmayın.

Kadınlara yürümek istemiyorum bahanesi – 2 Vaka Çalışması

Bugün, kadın erkek ilişkilerinde bir şeyler başarmak, bir doyuma ulaşmak için gerekli olan reddedilmeleri, hüsranları ve emeği göze alamadığı için kendi kendini “canım istemiyor”, “denesem de olmaz” gibi bahaneler uyduran erkeklere iki örnek göreceğiz. Bu yorumlar @ErkekAdam Youtube kanalına geldiler.

Birinci yorum şöyle:

Lise ve üniversite dönemimde bakışmalardan sonra konuşma flört üniversitede hatta kızların bile konuşma başlattığı olmuştu ve aşırı derecede keyif alıyordum. Bakış alan bir tipim ama aşırı yakışıklı değilim hatta yapı gereği efendi iyi çocuğum. Haliyle kızlar efendi erkekten tiksiniyor kötü çocuklara veriyor. Her neyse şu an yaşım 25 ne bakışasım sevgili flört hiçbir şey yapasım gelmiyo. İş hayatında askerden sonra biraz da özgüvenimi kaybettim bir şeylerin farkına vardığım için mi neyden olabilir bu?

Lise ve üniversite döneminde anladığım kadarıyla erkek adam olup kızlara aktif olarak, sonuca ilerleme amacı ile yürümedin. O dönemde birçok genç insanın aynı mekanda olduğu bir yerde pasif bir şekilde rastgele şeylerle karşılaştın. Şimdi eğer mezun isen ve çalışıyorsan o ortamda bitti. Bittiği için de artık iki bakışma, 3 flört gibi şeyler de kurudu.

Haliyle kızlar efendi erkekten tiksiniyor kötü çocuklara veriyor.

Evet hala efendi adamsın ve efendi adamın toksik kırılganlığına sahipsin. Kızların beraber oldukları adamların çoğu kötü çocuk değil (kötü çocuklar da var). Bu adamlar efendi adam değil ve ortalama bir efendi adam, kendisi gibi efendi adam olmayanları kötü çocuk olarak görür.

Her neyse şu an yaşım 25 ne bakışasım sevgili flört hiçbir şey yapasım gelmiyor.

Bir şey yapasın gelmiyor değil, bir şey yapmayı göze alamıyorsun. Böylece eline bir şey geçmiyor ama en azından reddedilmiyorsun, hayal kırıklığı ve acı yaşamıyorsun. Burada temel motivasyonun korku ve kaygı ama bunu kendine itiraf etmek yerine “canım istemiyor” diye egonu kurtarıyorsun.  Egonuzun birinci vazifesi size kısa vadede iyi hissettirmek ve bunu gerekirse uzun vadede sizi acı içinde bırakacak şekilde bile yapmaya programlı.

İş hayatında askerden sonra biraz da özgüvenimi kaybettim

Bu konuda iş hayatı ve asker öncesinde de bir özgüvenin olduğuna dair bir bilgi yok, tam tersi o zamanlarda da özgüvenin varmış gibi görünmüyor. Özgüven dediğin şeyle somut adımlar atmışa benzemiyorsun ve şimdi hem okul ortamı kalmadı hem de yaşça daha büyüksün. 20 yaşındayken “flört hariç bir şey yapamıyorum” dediğinde kafanın bir kenarında hep “ama daha gencim” savunması vardı, artık o savunma kalmadı.

bir şeylerin farkına vardığım için mi neyden olabilir bu?

Hayır. Bir şeylerin farkına vardığın için değil, gerçek dünyada, gerçek eylemler ile, her alanda başarı için gerekli olan acıyı, hüsranı, kan ve teri yaşamayı göze alamadığın için yeterince ilerleme kaydedemedin. Şimdi bunca senelik eylemsizlik sonrası, hala eyleme geçmen gerekiyor ama sen bunu yapmayı göze alamıyorsun. Yapmayı göze alamadığın için de “canım istemiyor” diye bir şey uydurup arkasına saklanıyorsun.

25 yaşına kadar kadınlarla başarılı bir adam “yapasım gelmiyor” dediğinde bir hükmü vardır. Zaten yapamayan adamın “yapasım gelmiyor” dediği, yapması gereken şeyleri göze alamamaktır, korkudur, kaygıdır.

İkinci yorum biraz uzun, kendi yorumlarımı araya serpiştireceğim:

Abi cinsel hüsran konusunda bende buna uğradım hiçbir kadın beni istemedi ve hala daha istemiyor.

Senin özel durumunu bilemem ama bunu söyleyenlerin çoğu gibiysen, kendini kapadığın kulede, beyaz atlı prensesin seni beğensin diye bekledin. Yani istenecek bir adam olmak ya da kızlara aktif yürümek için çaba harcamadın. Harcadın mı?

Üniversiteye biraz zor girdim ve bölümümde en iyi öğrenciyim diyebilirim. Ben düzgün bir iş ve kariyer için çalışıyorum cinsel hüsranla alakalı mı bilmiyorum ama kafamda şu var çalışmazsam muhtemelen kadın da olmayacak belki çalışırım süper olurum ama yine kadın olmaz.

Kadınlara yürümekten, gerçek dünyada sıklıkla reddedilecekleri bir piyasaya girmekten korkan, şişkin ama kırılgan egolu erkekler, böyle bin türlü bahane geliştirirler. “Denesem de olmaz, o nedenle denemeyeyim ben” bahanesi yaygın bir bahane. Yukarıda ele aldığımız “canım istemiyor” gibi bir bahane. “Kızlar sadece kötü çocukları istiyorlar” da bir bahane. “Tüm kızların gözü en yükseklerde” de bir bahane. Bahaneler çeşit çeşit ama hepsinin ortak amacı aynı: “Bak biz kızlara yürümeyelim, o zor iş. Gel aç bir porno sitesini kendimizi uyuşturalım.”

Böyle bir düşünceye sahip gibiyim biraz. Kadınlara karşı bir nefretim yok ama tercih edilmediğim için öfkeliyim.

Tercih edilmek için ne yaptın? Kızların elinde “çeşitli deliklerde saklanan pırlanta gibi oğlanları bulma” uygulaması yok. Sosyalleştin mi mesela? Beni arayan ve böyle konuşan adamların çoğu bir de “abi çok denedim” diyor ama bakıyorsun, 3 senede 3-4 kere denemiş ya da 30 – 40 kere denemiş ama hepsi yarım yamalak, kendi psikolojisine ve duruşuna hakim olma konusunda zerre farkındalık olmadan denenmiş.

Hep bir şeyler yapıyorum. Porno ve mast bağımlılığı da var kurtulmaya çalışıyorum.

Kurtulmaya çalışmak yeterli değil. Kurtulman lazım. Porno ve mastürbasyon sana sosyalleşerek, kızlara yürüyerek alacağın dopamini veriyor.  Bir kızla seks yapmak için önden hüsran ve reddedilme ile dolu bir dönemden geçmen gerekiyor ama porno – mastürbasyonda buna gerek yok. O nedenle ne zaman gerçek dünyaya çıksan, o hüsran ve reddedilme dönemine girer girmez zihnin sana “yahu abi acı çekmeyelim biz, gel sen bunları bırak, porno izleyelim ve keyfimize bakalım” diyor. Sorun şu ki sen de muhtemelen bu baştan çıkarıcı akıl çelmeye zerre karşı koymuyorsun.

Yaptığım şeyleri cinsel hüsranla yapıyor olabilirim içimde hep bir tatminsizlik oluyor. Basketbol oynuyorum vs mutlu oluyorum ama iş bitince çok da mutlu olmuyorum. Bu konuyu nasıl yorumlarsın?

Hayatının kadın – erkek ilişkileri alanı çok güdük, çöl gibi. Cinsel hüsranı başka alanlarda başarı ile yakıyorsun ve başarılı oluyorsun ama bu alandaki eksikliğin senin mutlu olmanı engelliyor.

Fakat gerçek bir kadınla gerçek bir ilişki için, kadın olmadan da iyi kötü mutlu olman gerekiyor. Mutluluğunu kadınlardan almaya çalışırsan, o mutluluğu sana vermezler.

İkinci bir sorum cinsel hüsranı bir şeye yorarsak ya da bir şeylere yorarsak hayatımız boyunca kafamızda aşk sevgi sehvet cinsellik gibi istekler olmadan yalnız başımıza rahatça yaşayabilir miyiz?

%99, yalnız yaşamaya mahkum olursun ve aşk, şevhet, cinsellik doyurulmadığı için sağlıksız başa çıkma mekanizmalarına düşersin. Şu an porno ve mastürbasyonun elindesin. Yarın belki alkol olur.

Bunlar kafamızı kurcalamadan yaşayabilir miyiz?

Çok zor. Vücudun “bir açlığımız ya da rahatsızlığımız var, git bunu doyur / rahatlat” sinyalleri rahatsız edicidir. Açlık ve sussuzluk rahatsız edicidir. Yeterince doymazsan aklını yemekten de alamazsın. Beynin bir şeyleri çöz diye sürekli kafanı kurcalar.

Benim kafamı çok kurcalıyor ve çok istiyorum ama olmuyor.

Son 3 senede en az 30 kere reddedildiysen bu dediğinin bir anlamı var. Yoksa ne yapıyorsun ki olacak?

Olacağını da düşünmüyorum pek bir inancım yok.

Yukarıda dediğim gibi, olması için yapman gerekenler yemiyor ve eylemden kaçmak için böyle şeyler uyduruyorsun.

Bazen gaza gelince diyorum sevgilim olacak ama olmuyor yok yani bir şekilde olmuyor olacağını da pek sanmıyorum.

Gaza gelince bir şey yapıyor musun yazmıyorsun ama sanki hiçbir şey yaptığın yok. Bir gazla kalkıp bir şeyler yapmaya çalıştıktan birkaç hafta ya da ay sonra pes edip kabuğuna çekiliyorsan, bir şey yapmıyorsun.

Hayatım boyunca yalnız kalacağımı düşünüyorum. Acı çekmek de istemiyorum.

Acı çekmek istemeye istemeye bu hale geldin ve böyle gidersen çok da acı çekeceksin.

Yalnız başıma isem rahat bunları istemeden rahatça olabilecek şekilde yaşamak istiyorum bu mümkün mü?

İstatistik ilmi, rakamların aleyhine olduğunu gösteriyor.

Hayatı boyunca seks yapmayan karşı cinsle bir alakası olmayan insanlar illaki oldu belki bazıları istedi olmadı bazıları uzak kaldı veya kalabildi. Kalabilen ve rahat olan insanlar bunu nasıl yapabiliyor?

İman gücü ile belki. Ama o adamlar genelde toplumun içinde, karşı cinse tamamen açık hayatlar yaşamıyorlar. Dergahlarda, manastırlarda yaşıyorlar.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz. Patreon yayınlarımıza da göz atmayı unutmayın.

Motosiklette Redpill ve Pua Sohbetleri Başladı!

Merhaba Arkadaşlar,
Yeni bir konsepte geçerek, motosikletimle gezerken Redpill ve Pua sohbetleri yapıyorum, kadınlarla ilişkiler üzerine konuşuyorum.

Motosiklette Redpill ve Pua Sohbetleri Vloglarının Oynatma Listesi Burada:

https://youtube.com/playlist?list=PLuSthEOYhtd6eufocHctZDEkmkBCgAEgk&si=pFgmc-nVNvODfDeu

Motosiklet vloglarında sizlerden gelen sorulara da yanıt vereceğim. Vlogda ele almam için bana sorularınızı bu başlık altından yazabilirsiniz. Teker teker yanıtlamaya çalışacağım.

Secret

Daygame (Kızlarla Tanışma) Eğitimi | Eğitime Katıl

Ben Secret,

37 yaşındayım, 22-23 yaşlarında daygame’e başladım. Türkiye’nin en eski ve kabul edilen en iyi daygame oyuncusuyum.

Kızlarla etkili bir şekilde tanışmayı son 10 yıldır birebir olarak sahada öğretiyorum. 60’dan fazla katılımcıyla sahada kızlarla tanışma ve etkili iletişim becerileri üzerine çalıştık.

Aşağıda sadece 3 farklı katılımcının kızlarla tanışıp muhabbet ederkenki görselini görebilirsin:

Eğitimin İşleyişi:

Daygame (Kızlarla tanışma eğitimi) hafta sonu cumartesi ve pazar olarak uygulanır. Günde 5-6 saat ve 2 gün olarak toplam 10-12 saat olarak yapılır.

Programın akışı:

1.gün:

  • İlk  1 saat: teorik bilgilendirme.
  • Sonraki 1 saat: sadece kendim set açarak, öğrencinin beni gözlemlemesini ve bu işin yapılabileceğine şahit olmasını sağlama.
  • Sonraki 3-4 saat: öğrencimin yaşına göre tanışması gereken kızlardaki yaş aralığını belirleme ve adım adım yapmasını sağlama. Her yaklaşmada bir sonraki adımı üzerine koyarak numara almaya kadar gitme.

2.gün:

  • Benim daha fazla set açarak, ileri teknikleri göstermem.
  • Öğrencimin artık öğrendiği ve bolca pratiğini yaptığı bilgilerle daha fazla pratik yapmasını sağlama.
  • Günün geri kalanında öğrencimi yanıma alarak, 2’li gezen, 3’lü gezen setlere (kızlara) açılış yapmamız. Yani öğrencimin wingmanim (yardımcı kanat oyuncum) olmasını sağlama.

Eğitim Sonu:

  • Kahve, çay içerek eğitimin nasıl geçtiğini değerlendirme ve eğer öğrenci isterse isim vermeden “eğitim sonu katılımcı değerlendirmesi” ses kaydı almak.
  • Arkadaş olmak, kişisel telefonumun öğrencimin daha sonra soru sorabilmesi için onda bulunmasını sağlamak.

Eğitim Sonu Sesli Katılımcı Yorumları Oynatma Listesi:

https://www.youtube.com/playlist?list=PLuSthEOYhtd7BWKjgXORrH0-QqJWxpHbl

Eğitime Katılma Linki ve Ek Yazılı Katılımcı Değerlendirmeleri (Satın Al):

https://www.centilmenkulubu.com/urun/gunduz-oyunu-daygame-egitimi/

Daygame’in ne olduğunu daha iyi anlamak için aşağıdaki yazıyı okuyabilir veya aynı yazının seslendirilmiş podcastini dinleyebilirsin:

https://erkekadam.org/2022/02/12/daygame-felsefem-daygame-nedir-ve-ne-degildir/

Eğitimleri bizzat kendim (Secret), İstanbul-Kadıköy’de veriyorum ve eğitimin sonunda sadece ortalama bir daygame oyuncusu olarak her hafta yeni bir kızla buluşma yapabilme vaadi veriyorum.

Sahada görüşmek üzere
-Secret-

Secret Oyunu A’dan Z’ye anlatıyor – Türkçe Podcast

Bu yayında, iki takipçi ile kadın erkek ilişkileri oyunu konusunu konuşuyoruz.

Secret kendini daygame ve kadınlarla ilişkiler konusunda kişisel gelişime adamış bir kişidir. www.centilmenkulubu.com sitesinin sahibi ve kendine bu konuda bir misyon edinerek tüm tecrübeleri ışığında Centilmen Kulübü %3’lük Erkekler Video Eğitim Platformunu ve Centilmen Kulübü Çekici Erkek Eğitim Setini de bu site üzerinden okuyuculara sunmakta.

Kadınlar, duygularından emin olamadıkları adama aşık olurlar – Vaka Çalışması

Merhaba hocam, 😊 28 yaşındayım, videolarınızı yeni gördüm ve harika tespitleriniz var. Başımdan geçen olayı yayın şeklinde yorumlar mısınız?

Çevremde efendi, kibar ve muhafazakar olarak bilinirim. Bir kızla tanışalı 4 ay oldu. Çalıştığımız birim farklıydı.İlk başlarda ona karşı bir ilgim yoktu. Zamanla hal ve hareketleri dikkatimi çekti. Telefon numarasını istedim, telefonumu alarak telefon numarasını kendisi yazdı. Ara sıra telefonla ve yüzyüze görüşmeye başladık.

Buraya kadar güzel.

Her buluştuğumuzda en sevdiği çikolatayı verirdim.

Bir kızla sevgili olup 3 ay geçmeden ona hediye almayın. Duygusal yatırım bölümünde belirttiğimiz gibi biri için bir şey yaptığınızda, o size değil siz ona bağlanırsınız. Yine o bölümde belirttiğimiz gibi erkeğin bağı – duygusal yatırımı bir iki tık az olmazsa o ikili ilişki genelde olmaz. Bu kadına sürekli bir şey aldığında, ona daha fazla bağlanırsın ve fazla bağlandın mı da fazla muhtaç davranabilirsin. Muhtaç davranmasan bile kadının aşık olmak için ihtiyaç duyduğu “emin olamama” durumunu elinden alırsın.

Kadınların, karşılarındaki erkeğin duygularından emin olamadıklarında, aşık olma ihtimalleri artar. Bu bilimsel bir şey. Bununla ilgili Psychological Science sitesinde “‘He Loves Me, He Loves Me Not…’: Women Are More Attracted to Men Whose Feelings Are Unclear” makalesinin linki burada ama maalesef İngilizce.

Konuşurken benim ona çok iyi geldiğimi, bana çok değer verdiğini söylerdi.

Bu maalesef seni arkadaş olarak gördüğüne işaret. İki laf da (“bana çok iyi geliyorsun” ve “sana çok değer veriyorum”) genellikle ben seni arkadaş olarak görüyorum demenin Türkçe’sidir.

Ben de benim için diğer kızlardan farklı olduğunu ve benim içinde değerli olduğunu her fırsatta bildirdim. 5 Namaz kıldığını ve Kur’an okuduğunu söyler tesettüre gireceğini bildirmişti. Bir ara mesajlarımda güller gönderdim ve o tebessümle karşıladı.

Az önce bahsettiğim araştırmadan:

“Çok sayıda popüler kitap, potansiyel romantik partnerlere olan duygularımızı çok açık bir şekilde göstermemiz gerektiğini tavsiye ediyor. Bu araştırmada kadınlar, erkeklerle ilgili tercihlerini çok az bir veriye göre yaptılar ama bu zaten günümüzde yaygın olan online buluşma uygulamalarında olandan farklı değil. “Buluşmalarda verilen popüler tavsiye doğru: karşımızdakinden ne kadar hoşlandığımızı karşımızdakine açık açık göstermememiz, karşımızdakinin bizi daha fazla düşünme ve bu sayede ilgilerinin artma ihtimalini arttırıyor.”

Burada bazen kadına duygusal yatırım nasıl yaptırılır diye soruyorlar. Böyle yaptırılır. Buluşur, iyi vakit geçirir ve fiziksele yürürsünüz ama ilginizi, kartlarınızı masaya açık bir şekilde masaya koymazsınız. “Bu adam benden hoşlanıyor mu, hoşlanmıyor mu” ya da “Bu adam benimle ne yapıyor” diye düşünmek, kadının ilgisinin yükselme ihtimalini arttırır. Birini düşünmek, hayal kurmak duygusal yatırım demek. Kadına sürekli ulaşmamak, sürekli buluşmamak da aynı şekilde.

Yani, yanlış yapıyorsun 🙂

Bir süre konuşmalar bu şekilde devam etti. Yalan yok ileriye dönük çok güzel hayaller kurmaya başlamıştım.

Kızın sana duygusal yatırım yapma mekanizmasını tıkarken, sen bol bol duygusal yatırım yapıyorsun yani. Kötü. Gündüz düşleri, hayaller, oturduğun yerde yatırım yapmana neden olur ve ileriye dönük zararlıdır.

Son zamanlarda biraz üstüne düşmeye muhtaç davranışlarda bulunmaya başladım.

Az önce anlattığım şekilde kadının ilgisini azaltacak, kendi ilgini arttıracak şekilde davrandığında, bir noktada kadın kendini az da olsa geri çeker ya da işin bir yere gitmediğini fark edersin. Bu andan sonra da kaygı devreye girer ve seni daha fazlasını yapmaya ve daha fazla ihtiyaç duymaya iter.

O sıralarda bana işten ayrıldığını, kafa dinlemek için farklı bir şehre kız arkadaşının yanına geçici bir süreliğine gideceğini vedalaşmak için yanıma gelmek istediğini söyledi. O gün ben müsait değildim, ona geldikten sonra bulaşabileceğimizi bildirdim. Ertesi gün tesadüfen işyerinde karşılaştık ve işten ayrıldığını bildirmesine rağmen neden işe geldiğini sordum. Bana işyerinde eleman bulamadığından işe geri başladığını bildirdi. Ben ise bir şey diyemedim. Sonraki zamanlarda işten çıktığını 3 defa tekrarladı. Onun bölümündeki arkadaşım sürekli işyerinde gördüğünü ve bana yalan söylediğini söyledi. Aklımda ona karşı tereddütlü düşünceler oluşmaya başlamıştı. Ama yüz yüze görüşmeler, mesajlaşma ve aramalar devam ediyordu.

Yanıma her geldiğinde işimi bırakıp iyi bir şekilde ağırlardım. Böyle bir günde süs niyetine taktığı parmağındaki yüzüğü çıkarıp benden incelememi istedi. Aldıktan sonra yüzüğün güzel olduğunu söyledim. Geri verirken avucunu açacağını bekledim ama parmağını uzattı ve bende parmağına yüzüğünü taktım. İçimden artık niyetimi belli etmemin zamanı geldi dedim.

NAYIR! Açılmak pişmanlıktır! Açılmak, yine yukarıdaki mekanizma ile kadının sana ilgi duymasını engeller. Zaten ilgi duyan bir kadına açıldın mı bir sorun olmayabilir ama ilgi duymayan ya da henüz ilgisi orada olmayan kadını soğutursun.

Gerçi senin bir hatan da, bir yere gitmeyen bir sürü buluşma yapman. 5-6 buluşmada bir yere gitmiyorsa (kız ilgisiz ise 2-3 buluşmada) bu işin peşini bıraksan daha iyi ederdin. Hem vakit kaybetmezdin, hem sonra sana çok acı verecek duygusal yatırımı yapmazdın ve hem de bırakıp gitsen kızla ihtimalin de artardı.

2 gün sonra niyetimi belli eden mesaj gönderdim o ise aramızdaki ilişkinin arkadaşça olduğunu ve başka bir şey düşünmememi söyledi.

Maalesef başından beridir arkadaşa meyilli sözler söylüyordu ama başında hoşlansa bile eğer sonradan soğursa, biz arkadaşız diye reddedecektir.

Ben ise arkadaş olarak görmediğimi bildirdim. Arkadaş kalalım dedi ve ben arkadaşlığını kabul edemem dedim.

Doğru adım. Ama önceki bir sürü adımı yanlış attın.

Helalleştik, iletişimi kestim. O gece uyuyamadım. Aradan 3 gün geçince beni aradı

Yoğun duygusal baskıya karşı güç gösterip peşinde koşmaman, çok çekici bir hareket.

ve konuşmasında seni rüyamda gördüm ve benim sana ilgim var ancak net değilim, korkuyorum bir önceki ilişkisinde karşı tarafın ağır ithamlarda bulunduğunu bildirdi.

Dikkat et, 3 gün önce arkadaşız diye kestirip attı. Şimdi ilgim var ama bilmem seviyesinde seni aradı. Bunun sebebi, senin güçlü davranman ve kızın “bu adam muhtaç” yargısını kırman.

AMA çoğu erkek burada bir hata yapar. Kadın bu aşamada çok ilgili değil ama meraklı diyelim. Haftalardır muhtaç davranan adam yoksa aslında gerçek bir erkek mi şüphesi oluştu. Bu arama aynı zamanda bir test. Çoğu erkek burada kızın peşine düşer. Oysa kızla beraber olmak istiyorsan, “Eğer arkadaşlıktan fazlasını istersen görüşelim diyeceksin”. Ve ilk 2-3 kere o sana ulaşacak! Seni reddeden geri geldiğinde, onun sana en az 2-3 kere ulaşması lazım. Sen peşine düşersen “yok erkek değilmiş, numara yapıyormuş” deme ihtimali çok yüksek.

Peki sen ne yaptın?

Ben ise ona her zaman saygılı bir şekilde davranacağımı ve ondan vazgeçmeyeceğimi söyledim. O ise tamam dedi ve bundan görüşeceğini bildirdi.

Az önceki oldukça tebrik edilesi adımdan sonra zıçtın. Senden asla vazgeçmeyeceğim diye dile getirdiğin beyaz şövalyelik, bir çuval inciri berbat etti yahu 🙁

Aradan 2 hafta geçti ve bu süre içinde iletişime geçen taraf hep ben oldum.

Sıvadın.

En son mesajında hala beni arkadaş olarak gördüğünü ve benimle başkaca düşünemeyeceğini söyledi.

Şimdi neden böyle olduğunu anlıyorsundur umarım.

Tekrar arkadaş kalmakta ısrar etti. Ben ise duygusal davranarak ve belki ileride sevgisini kazanırım diye arkadaşlığını kabul ettim.

Zıçtın, sıvadından sonra ne geliyordu? Arkadaş kalayım oradan sevgiliye çıkayım diye bekleyenler, genelde kızın bir sevgili yapmasına şahit olup yıkılırlar.

Gece uyuyamadım ve o hafta depresyona girdim.

Tüm mal varlığını bir hisse senedine yatırsan ve o hisse senedi dibe inse (arkadaş kalalım reddi) gece uyuyamaz ve o hisse çıkmazsa ne olacak diye depresyona girersin. Aynı mekanizma.

1 hafta tesadüfen yol üstünde başka bir erkekle yürürken gördüm ve erkeğin eli kızın belindeydi. Aynı erkeği 2 ay önce yine yürürken yol üstünde yan yana görmüştüm. Ama bu sefer eli belinde değildi. O zaman arkadaşı olabileceğini zannetmiştim.

Beklenen son.

Yalan söylediğini anladım ve iletişime geçmedim. 3 gün sonra yanıma geldi ve ona göre arkadaşça muhabbet etmeye başladık. Görücü usulü olarak yeni biriyle görüştüğünü söyledi. O esnada yüzüne tüküresim geldi ve ondan iğrenmeye başladım.

Kötü bir durum ama bu durumda kızdan daha fazla suçun var.

Ben de hayatında mutluluklar diledim. Doğru mu yapıyorum bilmiyorum ama hala arada sırada görüşürüz. Bir süre sonra Mantıksal değil duygusal hareket ettiğimi fark ettim.

Hayır, iletişimi tamamen kesmelisin.

Benim kaygılı, aşırı duygusal olduğumu, ilişkide özgüvenim olmadığını anladım. Bunların önüne geçebilmek için spora, yeni bir dil öğrenmeye karar verdim. İnsan ne kadar zamanını boşa harcarsa karşıdaki insana o kadar bağlanırmış. Benim hatalarımı bir ve de sizin düşüncelerinizle öğrenmek isterim. Saygılarımla…

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

Öfkeme yenik düştüm, artık benimle görüşmüyor – Vaka Çalışması

Abi selam. 32 yaşındayım ve işim gereği yurt dışına çok fazla çıkan biriyim. En son ilişkiye girdiğim bir Rus kadınla olan tecrübemi anlatmak istiyorum. Kendisi ile İstanbul’da tanıştık ve ben işi sıçıp batırdım. Hatalarımı görmek istiyorum o nedenle de sana yazmaya karar verdim. Hem ben ders alırım hem de başkaları ders alabilir. Ayrıca bana bu hatalarımı nasıl düzeltebileceğimi anlatabilirsen sevinirim. Kendimi kontrol edemedim ve istemsizce yaptığım saçmalıklar yüzünden olay bitti.

Bu “istemsizce” kelimesini her duyduğumda irkiliyorum. Siz hayvan değilsiniz arkadaşlar, koca kafanızın içindeki beynin yine koskoca iki tane ön lobu var. Bu ikili yüzbinlerce yıldır dürtülerinizi kontrol edebilmenizi sağlayacak şekilde oldukça gelişmiş yapılar.

Öz kontrol sağlayabilirsiniz ama “istemsizce” yaptım diye anlatanların büyük çoğunluğu bunun oldukça doğal olduğunu ve kontrolleri altında olmadığını düşünüyorlar ya da en azından öyle düşünüyor gibi davranıyorlar.

Hepimizin özellikle yoğun ve negatif duygularla dolduğumuz anlar olur. Büyük bir öfkeye, kaygı veya korkuya kapıldığımız anlar olur. Bu anlarda tüm hayvan sisteminizin tek hedefi kaygıyı ve öfkeyi en kısa sürede yatıştırmaktır, sonucu ne olursa olsun. İnsan beyninizin burada devreye girmesi ve hayvan beyninizi kontrol etmesi gerekiyor.

Buna hepiniz sahipsiniz ve o istemsizce denilen şeyi kontrol edebilirsiniz. Aslına bakarsanız bunu anında yapabildiğinizi deneyimlemişsinizdir. Mesela lisede bir arkadaşınızla öfke ile kavga ederken sertliği ile bilinen bir öğretmen koridorda belirdiğinde, az önce kontrol edemediğinizi sandığınız tüm o öfkenizi bir kenara bırakıp, hiçbir şey olmamış gibi davranabiliyorsunuz.

Maskülenitenin ya da yetişkin erkek olmanın en önemli özelliklerinden birisi, dürtü ve duygularınızı istemsizce hareketler yapmanıza fırsat vermeyecek şekilde kontrol edebilme yetinizdir. Bir ergen, henüz beyni gelişmekte olduğu için istemsizce hareket yapabilir, 32 yaşındaki bir adam değil.

Maskülen erkek tehlikeli olabilecek derecede güçlüdür ama tamamen kibar ve centilmendir zira gücünü (ve güçsüzlüğünü) kontrol edebilir. Asıl gücü, duygusal gücüdür. Öfkelenebilir ve öfkeyi oluşturan koşullarda gereğini yapabilir ama öfkesi onu kontrol etmez, o öfkesini kontrol eder. Kontrolü kaybederseniz, kadın ilk başta bunu yanlışlıkla güç algılasa bile zamanla sizin en temel alanda, duygusal güç alanında zayıf olduğunuzu anlar. Sizin çevrenizde kendini güvende hissetmez.

Bu kıza Twitter’da yazdım ve biraz mesajlaştıktan sonra onu buluşmaya davet ettim. 26 yaşında, fotoğrafından da güzel bir kız çıktı karşıma. Çok iyi vakit geçirdik ve geceyi benim evimde gece sporu ile bitirdik. 

Güzel.

Birkaç gün hiç mesajlaşmadık ama sonra mesaj atıp buluşmaya çağırdım. İkinci buluşma da güzel bir gece ve gece sporları ile bitti. Bu şekilde 3 kez buluştuk.

Üçüncü buluşmada bana gezdiğim yerlerde kız arkadaşlarım olup olmadığını ve hatta evli olup olmadığımı sordu.

Biz neyiz sorusu geliyor.

Benim şu ana kadar birilerini görüyor olsam bile, sevgilim ya da karım yoksa artık başkası ile görüşmezsem çok mutlu olacağını, benden hoşlandığını ve benimle bir ilişki istediğini söyledi. 

Biz neyiz sorusu geldi.

Ben bunun için çok erken olduğunu söyledim. Çerçevemi koruyarak ona tek istediğimin iyi vakit geçirmek olduğunu söyledim.

Çerçeveni, çerçevenin ne olduğuna göre korudun ya da korumadın diyebilirim. Yani eğer gerçekten bu kızla ilişki istemiyorsan ya da olsun ihtimalini açık tutmak önemli değilse, çerçeveni korudun. Ama eğer bu kızla ilişki olabilir diyorsan yanlış şeyler söyledin. Zira bu sözlerden sonra kadınların büyük kısmı soğur ve gider, kalanın büyük kısmı da sen iyi vakit geçiriyorsan ben de geçiririm der. Sana demez ama yapar. Ve sen de buna ses çıkaramazsın zira tek eşli ilişki istemiyorum, birden fazla kadınla görüşmek istemiyorum (eğlenmek istiyorum) diyorsun.

Eğer bir kızla uzun süreli ilişki olabilir diyorsan, “bunu konuşmak için erken ama ben de buna sıcak bakıyorum” daha iyi bir cevap. Fakat bu sırada başkası ile yakalanırsan, henüz tek eşli ilişki sözü vermediğin için aldatmaya girmez ama kızla bir yere gitme ihtimaliniz aşırı azalır. Bu nedenle eğer bir kızı uzun süreli ilişki olabilir diye değerlendiriyorsanız, diğer kızlarla bir süre görüşmeyin.

Ama dediğim gibi eğer eğlenmene bakmak, tek eşli ilişkiye girmeden görüşmek istiyorsan dediklerinde problem yok. Sonra bu kız neden başkasını da görüyor diye ağlama da.

Bir dördüncü kez daha görüştük ve sonra ben bir haftalığına yurtdışına çıktım. Bu süre boyunca Instagram’dan beni takip etti, gönderilerimi beğendi ve biraz da mesajlaştık.

Mesajlaşmanız dışında diğer beğendi, takip etti, hikaye izledi kısmı hiçbir anlama gelmiyor.

Ama bu haftanın içinde bir erkekle buluştu. Öyle eski bir arkadaş değil, çok bir bilgi vermedi ama yine benim gibi kendisine yürüyen bir erkekle buluştu. Buna inanamadım?

😀Sebep? Sen kıza ben eğlenmek istiyorum dedin. Bu arada onun “ben yiğidim eğlenmesini bitirene kadar beklerim” diyeceğini mi var sayıyordun? Yani aslında daldan dala atlamasa iyiydi ama seni beklemek zorunda değil. Sen kızın bir şeyi değilsin, olmak gibi bir niyetin olduğunu gösterir bir hareketin de yok.

Kıskançlık ve öfke ile doldum. Döndüğümde onunla tatil planlamıştık ama bunu yapacak modum kalmadı.

Birader sen hani eğlenmene bakacaktın? Ben eğlenceme bakarım, benimle tek eşli ilişkiye geçmek isteyen kız ben içerde vuruşurken kapımda bekler diye var sayıyorsun. Şimdi bu kızın böyle daldan dala atlaması onun ilişki materyali olmadığına işaret ama senin o beni bekler varsayımın da trajikomik. Git tatiline eğlenmene bak.

Bir kıza ben eğlenceme bakmak istiyorum dediğinizde, o kızın sizi bırakacağını ya da kalırsa başkalarıyla görüşeceğini var saymalısınız. Eğer görüşmezse bonus olur.

Ona telefonda çıkıştım.

Hakkın yok. Dış kapının arada bir kilide girip çıkan dış mandalısın.

Bana benimle ilişki istediğini ama bunu benim kabul etmediğimi, başkaları ile de görüşmeye açık olmamız gerektiğini söylediğimi söyledi.

Haklı.

Ona ben sana bunu demedim, eğlenelim birbirimizi tanıyalım demek istedim dedim.

Birader sen kıza aynen bunu dedin. Kız ilişki istiyorum dedi ve sen eğlenmek istiyorum dedin. Bu, birbirimizi tanıyana kadar başkalarına açığız demek. Saf mısın, saf ayağına mı yatıyorsun? Senin bahsettiğin “şu an bunu düşünmek için erken ama birbirimizi tanıyalım, kimseyle görüşmeyelim” gibi bir şey demen lazımdı.

Erkek arkadaşı olmadığım için ona hesap soramayacağımı söyledi.

Haklı.

Zaten gittiğim yerlerde kızlarla olmadığımı, çok çalıştığımı söyledim.

İyi çocuk kartını oynuyorsun ama bu aşamada bunun bir önemi yok. Sen sanırım bir kızı isterken piç oğlan rolü oynamayı cool bir şey sandın ama o cool şeyin sonucunu kaldırabilecek misin düşünmedin bile.

Çok kötü kavga ettik, kendimi kaybettim, bağırıp çağırdım. Türkçe biliyor, ağza alınmayacak küfürler ettim, orospu olduğunu söyledim.

Çok korkutucu, çok sosyal olarak, cinsel olarak düşük rütbeli hareketler bunlar. Erkeklik tehlikeli ama kontrol altındadır. Senin erkeklik kontrol altında değil. O nedenle zayıf ve tehlikeli görünüyorsun.

Bir de Allah aşkına, hiçbir zaman ama hiçbir zaman küfür etmemeyi öğrenin. Erkeklere edersiniz başınız belaya girer, kadınlara edersiniz yine başınız belaya girer ya da ne kadar sosyo ekonomik olarak düşük rütbeli bir hanzo olduğunuzu gösterirsiniz. Yani sosyo ekonomik olarak yüksek olabilirsiniz ama bu davranış sizi güçsüz, kontrolsüz ve alt tabaka gösterir.

Egom çok yaralandı.

Seninle hayallerimiz vardı, hepsine ihanet ettin diye ağlıyorsun resmen yahu! Birader daha dört kez buluştuğun kızla iki tane saçma sapan şey yapmışsın: (1) bilinçaltında sevdiceğim bu olacak demişsin ve (2) bilincinde bu kıza “ya eğlenelim güzelim ben vuruşurum” demişsin ve bunun “ben senin erkek arkadaşın değilim, olmayacağım o nedenle istediğini yapmakta özgürsün” demek olduğunu da farkında değilsin. Kız buna rağmen hemen biriyle yatmayabilirdi ama yattı mı hayal kırıklığına uğraman aptallık.

Birkaç gün hiç mesajlaşmadık. Ben dayanamayıp ona “selam, nasılsın?” yazdım.

Bence geri dönüşsüz hasar verilmiştir, özür dilemek için mesaj atıp bir daha görüşmeyeceğinizi var sayarabilirdin.

Bir daha görüşmenin zor olduğunu bitirdim ama  aramızdaki tatsızlığı gidermek istedim.

Kıza orospu dedikten sonra mı? Yahu insan bir mesajı özürle açar, “selam nasılsın?” ne demek?

Anında engellendim.

En doğrusunu yapmış. Yahu genç ve güzel bir kızla takılacaktın işte, şu yaptığın ergenlik çok saçmaydı. En fazla benimle yattıktan bir hafta sonra başkasına atlayan kızdan kız arkadaş olmayacak derdin geçerdin.

İş yerini biliyorum, ona çiçek gönderdim.

Bugün de senin adına utandık. Of ya çok kötü. Kız seni engellemiş. Kapıyı suratına kapayıp kilitlemiş, bacadan sürüne sürüne girmeye çalışıyorsun. Allah’ın Noel Betası.

Mesajda ona söylediklerim için çok üzgün olduğumu, affedilir şeyler olmadığını ve benimle görüşmek istemeyeceğini bildiğimi ve bunu anladığımı yazdım. Kendine iyi bak diyerek bitirdim.

En azından mesajda yazman gereken şeyleri bir şekilde iletmişsin ve bencil bir şekilde “gel buluşalım düzeltelim” dememişsin. Çiçek çok saçma olmuş, bunu ilk mesajında “selam ne haber” yerine yazacaktın.

Bunun üzerine engeli açtı.

Mesajın doğru ama bu hasar düzelir hasar değil. Bakalım ne oldu?

Bir yemek yedik ve gayet sıcak görünmesine rağmen bana gelmedi.

Kızı orospu saydığından gelmek istememiş olabilir mi?

Sonra bir daha buluşmaya çağırdım. Aslında o buluşmanın sıcaklığı bana devam edeceğiz izlenimi verdi ama bu buluşmayı son anda iptal etti. Ondan beridir de mesajlarımı kısa cevaplarla geçiştiriyor, buluşmak için hiç vakti yok.

Yaptığın öküzlüğü bir kenara koyarsak, seni istemeyenin peşinde koşma. Bırakman lazım. Next. Olan oldu. Dersini al ve bir daha böyle bir şey yapma. Öfke patlaman ve küfürlerin senin bir arıza olduğunu sinyaller. Hem zayıf hem de korkutucu biri olduğunu sinyaller. Bu durumda (1) senin öfkelenmene gerek yoktu ve (2) öfkeni kontrol edebilmen lazımdı. 2 senelik kız arkadaşının seni aldattığını öğrenmiyorsun yani bu kadar öfke duymaman lazım. İkincisi kıza sen git başkaları ile de olabilirsin ben senin erkek arkadaşın değilim ve bir süre de olmak istemiyorum dedin!

Bu kadar gezmem aslında bir ilişki yaşamamı engelliyor ve çok da kadınla beraber olamıyorum.

Piçi oynamaya çalıştın ve bunda sorun yok. Ama bunun sonuçlarını kaldıramadın. Zira senin o “ilişkiyi boşver gel eğlenelim” piçliğini yapan adam, bunun kıza açık çek de verdiğini bilir ve kız biriyle olursa afallamaz. Sen o kısmı hesaba katmadın.

Yine de yalnızlığın bu davranışına bahane olamaz. Sen kendini kontrol etmeyi bilmelisin. Yapayalnız olsan da, biriyle olsan da. Zira bu kontrolsüzlüğün huyun ise, azıcık dürtükleyen (shit test) kadınla bile baş edemezsin.

Kafam da karışmadı değil. O son yemekte çok sıcaktı, iyi vakit geçirdik. Aynen bu olay olmadan önceki yemekler gibiydi. Ben de devam edeceğiz sandım. Neden etmedik anlamadım.

Aynen diğer yemekler gibi değildi zira seninle birlikte olmamış. Sadece bir yemek yemişsiniz. Devam edeceğinizi sanman ilginç. Ayrıca diğer elemanla görüşüyor olabilir.

Kafamı karıştıran bir başka şey de, daha önceden planladığımız tatili yeniden planlamaya açık olması. Gelebilirim diyor.

Gelebilirim diyor. Belki seninle tatile gelmek, yapacak bir şeyi olmamasından iyidir. Yani kız tatile gelsin o zaman umut kırıntısı çıkarmaya çalış. Ortada laf var, icraat yok. Kız seninle buluşmuyor bile.

Bana artık neden yazmadığını sordum.

Off çok kötü. Yoksa beni artık sevmiyo musun? Ağlarım bak.

Bana ilk mesajları erkekler yazar dedi.

Bahse girerim bu olaydan önce o da mesaj başlatıyordu.

Hikayelerimi izliyor, iletilerimi beğeniyor.

Çok şirin. Fındık, fıstık da atıyor mu? Sosyal medya koca koca adamları maymun etti yahu.

Ben yazdım mı bana cevap veriyor ama bana hiç yazmıyor.

Uydu erkek oldun, yörüngesinde birgün belki sıram gelir, bana bir şans verir diye dönüyorsun. Tebrik ederim. Eğlenmemize bakalım piçliğinden, beta uydu erkek yörüngesine çok hızlı geçmişsin.

Belki sadece kibar davranmak için yapıyor?

Muhtemelen.

Buluşmak istemiyor. Bunu direkt söylemiyor ama hep meşgul.

Buluşmuyorsanız kızı geride bırak ve yörüngesinden çık git. Kız seni çoktan bırakmış. Seni uydu tutan o değil sen kendin uyduluk için çalışıyorsun. Sen yazmasan yazmıyor bile. Instagramda önüne postun düşüyor ve çok da düşünmeden beğeniyor. Sen de bundan “birgün beni sever” diye kırıntı çıkarıyorsun. Kıza ulaşmayı bırak. Bu iş olmaz. Ama o sana ulaşırsa normal davran. İki kere ilk o sana ulaşırsa buluşmaya çağır. İkisini de kabul etmezse bundan sonra buluşmaya çağırma ve başından sav. Bu süreçte de bu kızla olma ihtimalinin çok düşük olduğunu kabul et ve başka maçlara bak.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

Friendzone’dan manipülasyon ile çıkan 3 yıllık ilişki – Vaka çalışması

Değerli dostlar selamlar. 37 yaşında yetişkin bir birey olarak, yaklaşık 3 yıl süren ve 9 ay önce biten ilişkimde, yaptığım büyük hataları, kırmızı hapı nasıl mavi hayallerim için kullandığımı, sonunda nasıl ilişkinin patladığını ve son ayrılık sonrası takındığım tavrı sizlere anlatacağım. Bu hikayeden, verilecek cevaplar ve değerlendirmelere göre hepimizin farklı dersler çıkaracağına inanıyorum.

Öncelikle yaptığım büyük hataları sıralamak istiyorum, bunları zaten detaylarda da çok rahat anlayacaksınız. Birinci büyük hatam aynı iş yerinde ilişki yaşamak oldu. Bu hataların belki de en büyüğüydü. Siz siz olun profesyonel iş yaşamınızda, aynı yerde olduğunuz bir kadınla değil ilişki, gecelik dahi düşünmekten mümkün olduğunca uzak durun. Bunun bedeli ağır bir şekilde ödenir. Böyle bir durum hem kariyerinize hem de psikolojinize zarar verecektir. Ayrıca ayrılık halinde her gün birbirinizi gördüğünüz için unutma süreniz artacaktır.

Birçok insan için maalesef iş hariç pek sosyal ortam yok ama ben de iş yerinden ilişki yapmanızı tavsiye etmem. Reddedilince atlatamayan çok, ayrılınca atlatamayan daha çok. Hem sadece sizin kendi tarafınızı düşünmeyin. Diyelim kızdan ayrıldınız. Sürekli yıkık bir şekilde karşınızda durabilir veya daha doğrusu sürekli peşinizde koşabilir.

İkinci büyük hatam ise eski kız arkadaşımın benden önce 8 yıllık ilişkisinin olmasıydı. Bunu asla göz ardı etmeyin. 8 yıl uzun bir süre. Yani neredeyse çocuk yaşta başlayan ve olgunluğa kadar süregelen bir ilişki.

Bu tek başına problem değil. Ama 8 yıllık ilişkisi olan bir kız, bu ilişkinin bitiminden sonraki 1 sene çalkantılı bir ruh halinde olabilir ve burada asıl önemli olan şey, o ilişkinin duygusal yükünü kendi başına sağalttı mı yoksa hemen ilişkiye atlayıp o yükü içinde bir yerlere mi gömdü. Yani eğer siz 8 senelik ilişkiden 3-4 ay sonra başladıysanız ya da kız sizinle çıkmadan önce 8  senelik ilişkiden başka ilişkiye sonra size atladıysa, ilişkinizi dengesiz kılacak bir duygusal birikimi olur.

Bunun sonucunda kadının ‘alfa dul’ olması çok büyük ihtimal.

Katılmıyorum. Az önce dediğime ters bir şey söyleyeceğim biliyorum ama 8 sene aynı zamanda bir ilişki için çok uzun süre.  Çok kısa olanlar kadar çok uzun olanlar da artık pek hükmü olmayan ilişkiler oluyorlar. Ben kırmızı haptaki bu ikilemi sevmiyorum. Bir kadın bırakınca hemen unutur diyorlar bir de kadın eskisini unutamaz diyorlar.

Bu tarz kadınlar, sizi eski sevgilisiyle kıyaslayabilir, farklı paternler geliştirebilir, sizi liman olarak kullanabilir, saf aşıksanız rebound ilişkiye çekebilir, geçmişte yaşadığı travmaları yine size yansıtabilir. Yani çok da sağlıklı bir ilişki kuramayabilirsiniz.

Evet ama azıcık tecrübeniz varsa, böyle bir kadını 3-4 ayda tespit edersiniz. Ondan sonra da “ben ona eskisini unutturacağım” embesilliğine kapılmazsanız, bana müsade diyerek sıvışırsınız. Sen 3 sene kaldığına göre ya kız alfa dul değildi, ya da sen hayal aleminde yaşıyordu.

Üçüncü hatam ise bu da küçümsenmeyecek kadar önemli, 3 yıllık ilişkide 2 kez ayrılık yaşadık. Yani ilişki ister istemez toksik bir hale geldi. İlk ayrılık 2 ay, ikincisi ise 4 ay kadar sürdü.

Hayır. Bir insanla sadece bir kez ayrılın. Hele de sizi o terk ediyorsa. Sen nedense ayrılık demişsin, dilin kim kimden ayrıldıyı söylemeye varmadı sanırım.

Ama burada normal olmayan durum, ikinci ayrılıkta resimde başka bir adam vardı. Sizden ayrılıp başka bir adama giden kadını asla ama asla kabul etmeyin. Ben ettim…

Yuh! Bak şimdi seni küçümsemek istemiyorum ama aynı yaş grubundayız ve bizim yaşımıza gelmiş adamların çoğu, bunu yapmaz. Herhangi bir yerden okumuş olmasa bile bunu yapmaması gerektiğini bilir. Sen o yaşta hala ciddi olgunlaşamamış taraflar taşıyorsun. Bu konuya bir eğilmen lazım.

Şimdi size kız arkadaşımı nasıl tavladığımı kısa bir özetle anlatacağım. Yani kırmızı hapı nasıl mavi hap hayallerim için kullandığımı, suni bir başarıya nasıl ulaştığımı belirteceğim. Buna sanırım mor haplı diyorlar. Ben iş yerimde 12 yıldır çalışırken, eski kız arkadaşımın geçmişi 5 yıllık. İlk işe başladığında 8 yıllık ilişkisi yeni bitmişti. İlk aylar sadece selamlaşma ve hal hatır sormayla geçen bir dönem yaşadık. Ardından doğal olarak iletişim, onunla birlikte de samimiyet arttı. Selamlaşma yerini öğlen kahvelerine ardından akşam buluşmalarına bıraktı. Ancak hiçbir şekilde cinsellik olmadı. Aylar geçtikte benim iyi çocuk hallerim iyice su üstüne çıktı.

8 yıllık ilişkiden çıkar çıkmaz atlamışsın.

Bir akşam yine buluştuk. Ben en ergen şekilde kendisine açıldım. Şu an buna gülsem de bunu yaptım.

Açılmak pişmanlıktır.

Elbette gelen cevap, “Sen çok iyi birisin, ben seni gerçekten seviyorum. Ancak arkadaş kalmamız çok daha güzel olacak” şeklinde oldu.

Beklenen son.

Ancak o gece kırmızı haptan bir haber olsam da içgüdüsel olarak kendisiyle arkadaş kalamayacağımı, bunun çok samimiyetsiz olacağını ve bu şekilde iletişimi sürdüremeyeceğimi söyledim, mecazi anlamda masadan kalktım.

Bu arada arkadaşlar, arkadaş kalmayın, iletişimi kesin, kızın uydusu olmayın, vs. kırmızı hap icadı değil. 2000’lerden beridir erkeklere yönelik ve maskülenite temelli herkesin savunduğu şeyler.

Ve bu dediklerimi yaptım. Reddedildikten sonra genelde ofiste durmadım, dışarıdan çalıştım. Olabildiğince uzak kalmam gerektiğine inandım. Bir süre sonra ise 21 gün hakkım olan yıllık izne çıktım. Neden reddedildiğimi araştırırken, tesadüfi bir şekilde kırmızı hapla tanıştım.

Kırmızı hap makalelerini okudukça, farklı kavramlarla karşılaştım. Özellikle ‘Friendzone’ ve buradan nasıl çıkılması gerektiğine dair bir çok yazı buldum. ‘Korku oyunu’ ve ‘Rekabeti tetikleme’ şeklinde makaleler ve hikayelerle tanıştım. İşte o anda tek bir kıza ulaşmaya, onetisime kavuşmaya ve kırmızı hapı mavi hayallerim için kullanmaya karar verdim.

Yahu ağa bırak sen bunları, bana bu kızı nasıl tavlarım onu söyle modu. Çok yaygın bir kafa yapısı.

Bu süre zarfında hiç kendisiyle iletişime geçmedim, sosyal medyadan takipleşsek de gönderilerine bakmadım ve peşinden koşmadım. Ardından o dönem bana çok cazip gelen planımı kurdum. Eski kız arkadaşımın çok samimi olmasa da çevresinde bulunan ve sosyal medyadan takipleştiği bir kız arkadaşını ayarlamaya karar verdim.

En sevmediğim şey, manipülasyon ile kız tavlamaya çalışma. Yıllar önce PUA camiasında çok vardı, hala var ama azaldı.

İşe yarar mı? Görünüşte öyle. Ama “ben güçlenmeyin, zayıf kalayım ve bu halimle de hile ile kızı tavlayayım” kafası ile manipülasyon yapan adam genellikle, manipülasyona düşecek kadar özgüven ve özdeğer problemi olan kadınları tavlar. Kendisi zayıf, tavladığı kız zayıf. Bunların ilişkinin nasıl saçmasapan olacağını düşünün. Oysa “ben güçleneyim, güçlü halimle hilesiz halimle kız tavlayayım (kızı değil)” diyen adam kendine daha özgüven ve özdeğer sahibi, daha kolay ilişki yaşanacak bir kadın çeker.

Amacım o anki aklımla korku oyunu yapmaktı. Ve kıza sosyal medyadan ulaştım, iletişime geçtim, bu kızla buluşabilmek için tesadüfler yarattım. Nitekim başarılı oldum. Birkaç buluşmanın ardından cinsellik geldi, artık çevresindeki bir kızla takılıyordum. Zaten uzun sürmedi, bu eylemim eski kız arkadaşımın kulağına gitti.

Beni reddettiği geceden sonra benimle hiç iletişime geçmeyen hatun, birden mesajlar atmaya başladı. Öğlen yemek yiyelimler, kahve içmeye gidelimler ya da akşam dışarıya çıkalımlar. Hepsini kibarca reddettim. Zaten bir süre sonra kendisi de benimle iletişime geçmekten vazgeçti. Derken takıldığım kızla ise kendi sosyal medyamda fazla abartmadan paylaşımlarda bulunmaya başladım. Eski kız arkadaşım ise attığım hikayelere sürekli bakıyordu. Ofise geldiğimde beni kıskandığını ve şaşkın bir hale geldiğini hissediyordum. Korku oyunum başarılı oluyordu.

Bu korku oyunu değil, manipülasyon. Ayrıca bir kızı tavlamak için başka kızla olman ayrıca ezik. Başarılı oluyor ama az önce anlattığım şekilde.

Ardından eski kız arkadaşımdan yeniden buluşmak istediğine dair mesajlar alıyordum. İlk mesajların hepsini bir kez daha kibarca reddettim, son mesajına ise olumlu yanıt verdim. Buluştuğumuz gün, sanki hiçbir şey olmamış gibi hareket ettim. Enerji dolu, mutlu ve pozitif hallerimle karşısına oturdum. Pazar günü bana kahvaltı hazırlayacağını söyledi, teklifini kabul ettim. Aslında davranışlarım bir taklitti. Ben sadece onu istiyordum!

Oturduğumuz anlarda takıldığım kız beni aradı. Eski kız arkadaşım telefonumdaki aramayı gördü ve yanında çat diye aramaya cevap verdim: “Efendim hayatım.” Telefondaki hatun benimle pazar günü için bir plan yapmıştı ve ben de bunu kabul ettim.

Kıza bir ilişki sözün yoksa bilmem ama o kızın sizi ilişkidesiniz sanmasına neden oluyorsan, ilerde başkası için terk edilip sonra kadını yeniden alma şeklinde yaşadığın kepazeliğe halk arasında karma diyoruz. Sonuna kadar hak etmişsin. Ayrıca kız onu sırf sen bunu yaptın diye yapmış olabilir.

Eski Kız arkadaşıma dönerek, “Senin planladığın kahvaltıyı başka zaman yapalım” dedim. İşte o anda, yüzünün aldığı ifadeyi görmeliydiniz. Birden hırçınlaştı, yaşadığı reddedilmenin verdiği şokla bana laflar sokmaya başladı hatta yanındaki shot bardağında bulunan suyu yüzüme attı. Adeta zevkimden dört köşe oluyordum.

Off, 34-35 yaşında adamın yapmak zorunda kaldığı manipülasyonlara bak. Utanç verici.

Verdiğim cevap ise, “Hareketlerin normal mi? Bizi arkadaş sanıyordum, hatta ben senin büyüğünüm insan abisine böyle davranır mı?” oldu. İkinci bir şok dalgası geçirtmiştim. Suni oyunum riskli de olsa mükemmel işliyordu.

Bu “ilişkinin” nasıl mükemmel gittiğini ve bittiğini göreceğiz sanırım. Bu arada tekrar ediyorum. Sen manipülasyonu mavi haplı hayallerin için kullanmaya çalışıyorsun ama bu kadar negatife boğduğun şeyin artık iyi bir ilişkiye evrilmesi imkansız. Belki belki bir ilişkiye evrilir. Sonradan toksik olması seni şaşırtmadı umarım.

Ardından kısa zaman sonra eski kız arkadaşımdan yine mesajlar almaya başladım, buluşmak istiyordu. Kabul ettim ama bu kez dışarıda değil, evimde. Akşam evde vakit geçireceğimi, isterse gelebileceğini söyledim. Geldi… Evimde gözlerindeki hırsı görebiliyordum, rekabete girmek onu iyice kamçılamıştı. Sürekli laflar sokmaya başladığı sürede, dudaklarına yapıştım. Beni önceleri arkadaşı olarak gören kızla sabaha kadar her çeşit pozisyonda uyumadık. Ve ilişki aslında başlamış oldu. Kırmızı hapı mavi hayallerim için kullanmam çok başarılı olmuştu.

Son zamanlarda kırmızı haptan hiç haz etmemeye ve bu akımdan uzaklaşmaya başladım ama sen kırmızı hapı değil, manipülasyonu kullanıyorsun.

Ancak ilişki sırasında kırmızı hapı içselleştiremediğim için eski halime birçok kez döndüm. Bunu siz yapmayın derim. Ama friendzone denilen kavramdan da başarıyla çıktım.

Çıktın sadece. Başarılı çıkmadın.

İlişkinin ilk 11-12 ayı gayet keyifli gidiyordu.

Bak işte bu bir mucize.

Ancak iş yeri ilişkisinin bir faciaya neden olabileceğini hesaba katmamıştım. Çalıştığımız yerde işten çıkarımlarla ilgili dedikodular yayıldı. Biz çok fazla ilişkiyi iş yerine yansıtmasak da herkes bunu anlıyor ve biliyordu. Personel çıkarma söylentilerinin ardından ofiste çalışan diğer kadınları korku saldı. Kız arkadaşımın üstüne oynamaya başladılar. Benim onu koruduğumu karşılığında ise kendisinin bana bedenini verdiğini dile getirmeye çalıştılar. Bu kısa sürede binaya yayıldı. Yaşadığımız baskı, stres ve söylentiler bizi yıpratmaya başladı. İlişkimizi tamamen gizleme kararı aldık, aynı iş yerinde değil iletişime geçmek selamlaşmıyorduk bile. Bunu yapmak zorunda hissettik. Aslında bu da doğru değildi.

Derken, kadınlardan biri bir öğlen arası yanıma geldi. Kendisiyle samimiydik, geçmiş dönemlerde hep şakalaşır, samimi sohbetler ederdik. Üstelik bu ablamız evliydi. Sohbet arasında benimle kız arkadaşımın ilişkisini sordu. Verdiğim cevap, “Sadece birkaç kez görüştük. Şimdi bir şey yok” oldu.

Bu sizi ilgilendirmez diyememe sebebin? Saçmalamışsın. Çaktım geçtim de daha iyi.

Bu sadece eski kız arkadaşımı koruyabilmek amaçlıydı. Ancak bu fesat kadın bu cevabımı, “Sadece çaktım geçtim, başka bir şey olmadı” diye manipüle etti.

Yahu sen dedin bunu.

İşte facia burada başladı. Bu algı yine tüm binaya yayıldı: “Ben çaktım, geçtim.”

Her ofiste böyle mide bulandırıcı yaratıklardan en az bir tane olur.

Aramız birden buz kesti. Benim çok iğrenç bir adam olduğumu söylemeye başladı. Kendisini bir türlü inandıramadım ve terk edildim. İlk ayrılık bu şekilde gerçekleşti.

Bunu hak etmişsin aslında.

Ayrılığın ardından kendisiyle iletişime geçmeye çalıştım, durumu izah etsem de ikna edemedim. Bana değil o karıya inanıyordu.

Hocam sen saf mısın, saf numarası mı yapıyorsun?

Üstelik benimle görüşmezken, dediklerimi manipüle eden kadınla kahve içmelere gidiyordu. Artık derdimi anlatmaktan vazgeçtim ve ayrılığı kabul ettim. Çok üzgün de olsam önüme bakıyordum, yeni kızlar bulmaya çalışıyordum. Buldum da, bunu duyunca yine kıskançlık krizleri ile birlikte bana geri döndü.

Bu kız da ayrı bir numune.

Ancak ilişki artık çatırdamıştı, halen zaman zaman bunu kendisine nasıl yaptığımı sorguluyor, benin kafamı ütülüyor ve ayrılık döneminde nasıl başka karılara gidebildiğimi söylüyordu. Toksik ilişkiye merhaba demiştim. Ama ben efendi çocuktum.

Sende efendi adamın toksik kırılganlığı var. Sen de toksiksin, o da.

Bu kız benim ruh ikizimdi, pembe panjurlu evimizde bir ömür boyu mutlu yaşayacaktık.

Bu kadar negatiften sonra nasıl olacaksa artık. Film de değil ki her türlü zorluğu aşasınız 🙂

Muhtaçlığım, kaybetme korkum, onetis durumum birçok şeyi alttan almama neden oluyordu. Gel zaman git zaman ikinci ayrılık da gelmişti. Yine bırakan o olmuştu. Bu kez 4 ay süren ayrılıkta resimde başka bir adam olduğunu öğrendim. Uzatmadan, o herifle takılıp yine bana döndü. Maalesef kabul ettim ve bir süre daha ilişkimiz devam etti.

Senin kendine saygın yok. Hayatındaki kadının olmasını bekleme. Asla geri almamalıydın. İki kere terk edeni, haklı sebeple terk etse ve kimseyle görüşmese de yeniden almamalıydın.

Ama artık çok sevdiğim prensesime başka eller değmişti. Bunu içten içe hazmedemesem de bir süre daha ilişkiye devam ettim. Nitekim beklenen son geldi ve bir daha benim açımdan geri dönmemek üzere ayrılık yaşandı.Bu ayrılığın ardından eski kız arkadaşım 2 ay sonra başka birini buldu.

Yani kızın hafif sokaklara ait olmasını bir kenara bırakırsak, zaten hile hurda ile zorladığın ilişkiden de fazlasını beklememek lazım.

Herifle el ele, omuz omuza neredeyse kucak kucağa pozlar paylaştı. Sosyal medyada ne kadar birbirimizi takip etmesek de ortak arkadaşlarım fotoları bana gönderiyordu.

Türkiye’de bir kadının bugün var yarın belki yok sevgili ile sosyal medyada kucak kucağa, yanak yanağa olması bence kızın ilişkilik olmadığına işaret.

Ardından benim midemi bulandıran olay yaşandı. Herifin lüks marka cipini alıp iş yerine gelmeye başladı. Üstelik jipi benim arabamın park yerine park ediyordu. Bir insan daha nasıl kendini küçültebilirdi.

Küçülme yarışına girmişsiniz.

Bu benim açımdan aslında çok iyi olmuştu. Gerçek yüzünü görüyor ve “Aslında kurtuldun oğlum” diyordum. Kendime söz verdim. Gebersem de bu hatuna asla geri dönmeyecektim. Çünkü bu adamdan da ayrılacak ve bana gelecekti. Bunu adım gibi biliyordum.

Sözümü tuttum, adamdan kısa zamanda ayrılıp beni yoklamaya başladı. Daha sonra bu kız yıllık izne çıktı. Ben de yurt dışı seyahati yapacaktım. Rotam İtalya olacaktı. İtalya, biz birlikteyken bizim gitmeyi en çok hayal ettiğimiz yerdi. Benim İtalya’ya gideceğim duyan kız benimle iletişime geçti ve beraber gitme teklifinde bulundu. “İtalya’da yeniden başlarız, her şeyi unuturuz ve bu senin için bir fırsat olacak” dedi. Lafa bak ‘Benim için fırsatmış’.

Nasıl kıçı kalktıysa artık 😀

Kesinlikle kabul etmedim, teklifine kahkahalar atarak cevap verdim, bunun mümkün olmadığını, plana kendisini dahil etmeyeceğimi söyledim. Ardından haykırmaya başladı, “Psikopatsın, narsistsin, ruh hastasısın, tedaviye ihtiyacın var, kalpsizsin, duygusuzsun, beni hep ezdin” şeklinde.

Sende bir kısmının olduğu kesin ama kızda daha fazlası var gibi.

Belki de kendi hastalıklarını bana yansıttı. Neticede bu işi bitirmiştim. Ben İtaya’dayken hemen başka birini bulmuş, şaşırdık mı? Klasik sarılma pozları paylaşılmış. Şu an 4 ayda bu adamla nişan yaptı. Adama acıyayım mı yoksa salaklığına mı güleyim bilemedim.

Ben ise şu an ne yapıyorum? Aynı iş yerinde devam ediyorum. Ben yoluma bakıyorum. Son ayrılıktan sonra takındığım tavrın ne kadar doğru olduğu ile övünüyorum. Arkadaşlar siz siz olun kırmızı hapı tanıyın ama en önemlisi içselleştirin ve hayatınızı bu odağa göre yaşayın. Uzak durmanız gereken kriterleri de mutlaka görün.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da kaynak kitaplarımıza ve kitap setlerimize bakabilirsiniz.