Vaka Çalışması – Comfort Testi shit test sanıp geçememek

Uzun süreli ilişkilerde comfort test diye bir şeyin varlığından bahsetmiştik ve bunu shit test sanmanızın ilişkinizde sorun yaratabileceğini söylemiştik. 2 gün önce bir abi bana özelden mail atarak soru sordu. Özelden cevap vermediğimi söyledim ama konu çok güzel o nedenle bunu onun izniyle yazıya alıyorum ve burada cevap veriyorum. Yorumlar arasında kaybolmasın.

Mahmut merhaba. Sana Mahmut diyorum zira senden yaşça büyüğüm. 42 yaşındayım. 2 sene önce boşandım daha doğrusu 10 yıllık dipte beta evlilikten sonra karım beni terk etti. O dönem internette araştırma yaparken Erkek Adam sitesi ile tanıştım ve hatta hatırlarsan sana da sorular sormuştum. O dönem tek derdim, özellikle 2 çocuğumun iyiliği için, karımı tekrar kazanmaktı ama siteyi ve The Rational Male kitabını okudukça bu isteğim geçti. Sen bana o zaman boşandıktan sonra 1 yıl kadar hızlı yaşadığını ve sonra bir kız arkadaş yaptığını söylemiştin. Ben de aynı yolu izledim.

Evet eski mailine baktım. Her ne kadar çocuklar için devam etmek iyi olabilse de maalesef senin eski karınla iyi bir ilişki yaşama şansın çok düşüktü.

Şu an 32 yaşında çok güzel ve iyi bir kız arkadaşım var. 8 aydır beraberiz. Eskinin tersine bu ilişkide hep maskülen davrandım ve eski karımla ilişkim ile kıyaslarsan fark gündüz ve gece farkı gibi. Fakat son 2 haftadır karşıma çıkan bir sorun kafamı kurcalıyor. Mesajlaşmaları ve konuşmaları hep kız arkadaşım başlatıyor. Geçen hafta bana bir shit test attı ve “seni hep ben arıyorum ama sen beni hiç aramıyorsun” dedi. Eğlenen ustalıkla savuşturdum ama sonra aynı şhit testi 2 kere daha attı.

Bunun shit test olduğunu sanmam. İlişkide anlattığın gibi maskülensen ki kız tüm arama ve mesajlaşmaları başlattığına göre öylesin, bu bir comfort test. Hatun seni kendi isteklerine boyun eğecek kadar zayıf mısın diye test etmiyor, sürekli o aradığı için senin onu önemseyip önemsemediğinden şüpheye düşmüş. Shit test sayıp ona göre davranırsan çuvallarsın. Zira ilişkide mesaj ve aramaların 20% – 30% kadarını sen başlatırsın, 70% – 80%ini kadın. Sen aramamayı abartmışsın.

Son defasında ona ne kadar yoğun olduğumu bildiğini, genel müdür yardımcılığına yükselmek için çok çalıştığımı ve hemen hiç zamanım olmadığını söyledim. Bana iş konusunda tam destek verdiğini ve bu şekilde hırslı olmamın onun ne kadar hoşuna gittiğini söylediğini hatırlattım.

Bu yanlış maalesef. Biz erkeklere mantıklı geliyor ama sen hatuna şunu diyorsun : “Biliyorum seni hiç aramıyorum, ama bunun mantıklı bir sebebi var ve sen istesen de seni aramayacağım.” Çok yoğun olman ve işinin birinci planda olması normal ama haftada 1 – 2 kere hatunu bir arayıp 5 – 10 dakika konuşmana engel değil bu. Kız arkadaşın senin onu önemseyip önemsemediğini bilmek istiyor ve sen mantıklı nedenlerle önemseyemediğini söylüyorsun. Ben olsam şöyle derdim :

“Bebeğim bunun senin için önemli olduğunu anlıyorum ve işlerimin yoğunluğuna dalsam bile seni aramayı ihmal etmeyeceğim. Biliyorsun hep aklımdasın ama bunu sana göstermemin senin için ne kadar önemli olduğunu anlıyorum.”

Yıllarca beta davrandığın ve yandığın için o çukura bir daha düşmekten korkman anlaşılır. Ama yukarıda yazdığım şeyle pat diye betalaşmazsın. Beta davranışı korku ve özbenliğini değersiz bulma kaynaklıdır, alfa davranışı kendine güven ve özbenliğini değerli bulma kaynaklıdır.

Kadının comfort testi ile kadını kaybedeceğim korkusu duyup sürekli aramaya başlamak beta davranışıdır. Böyle davranırsan basit bir comfort testini shit teste dönüştürürsün. Oysa benim dediğim şey, kendine güvenen ve öz değeri olan bir erkeğin bunu kadınıyla paylaşmasıdır.

Kız arkadaşın dikkat edersen beni benim kadar ara demiyor. Ya da benden çok ara. Arada bir aramanı bekliyor. 8 aydır berabersiniz, hiç aramaman abartı. Haftada bir iki pat diye ve hiçbir rutine bağlamadan bir mesaj at ya da ara. Bir şey olmaz ve muhtemelen kadın tatmin olur. İlişkide kadına karşı bazı sorumlulukların var.

Bu dediklerimi anladığını söylese de bozulduğunu farkettim. 3 gün önce ise olay büyüdü. Bana gelirken kendisine paket salata almış. Koltukta oturup televizyona bakarken bunları yiyecekti ama hatun kucağıma kıvrıldığında çatal almayı unuttuğunu farketti. “Aşkım, çatal almayı unutmuşum, bana mutfaktan bir çatal alır mısın?” dedi. Bu shit test bana biraz ağır geldi.

Sen bu testi geçsen muhtemelen orada biterdi. Kaldığın için sonrası gelmiş zaten. Ve bu da shit test değil. Bir önceki comfort testi geçemedin, kız şimdi bir tane daha atıyor. Olayın bağlamından bunun comfort test olduğu kesin.

Ona gülerek, yetişkin bir kadınsın, kendi çatalını kendin alabilirsin dedim.

Ups! Abi “ben kendime bir bira alacaktım zaten, sen de ister misin” diye kalk, çatalı ve birayı al gel. Çatalı vermeden de öyle bedavadan yok diye çok ateşli bir öpücük al. Bak beta olacağım paranoyası var ama bunu bir kere iki kere yapmanda bir zarar yok. Kadın tabii bu isteklere sürekli devam ederse o zaman dik durursun. Kız arkadaşın senin onu önemseyip değer verdiğinden şüphe ediyor. Bir test daha beklemen lazımdı. Sen ama tabii comfort test bilmediğin için testi geçemiyorsun.

Çok bozuldu. Mutfaktan çatalı aldı ve geri gelip koltuğun en uzak köşesine oturdu.

Tahmin edilebileceği gibi.

Ona “bir çatal yüzünden bana surat mı yapıyorsun” diye sordum.

Abi, sorun çatal değil! 🙂

Cevap vermedi. Ben de üstelemedim. Gece beraber yattık ama başım ağrıyor diyerek seks yapmayı reddetti.

Tahmin edilebileceği gibi.

Sana soruyorum. Hergün arayan ya da mesaj atan kız, 2 gündür aramıyor. Ne oldu şimdi böyle? Ve bunu nasıl düzeltirim?

Ne olduğunu yukarıda yazdıklarımdan anlamışsındır. Nasıl düzeltirsin? Öncelikle hatunu kaybedeceğim korkusu ile aşırı tepki verme. Ben senin yerinde olsam birincisi ile ilgili konuşur, ikincisini unuturdum :

“Bebeğim bunun senin için önemli olduğunu anlıyorum ve işlerimin yoğunluğuna dalsam bile seni aramayı ihmal etmeyeceğim. Biliyorsun hep aklımdasın ama bunu sana göstermemin senin için ne kadar önemli olduğunu anlıyorum.”

Haftada bir iki bilemedin üç sen ara. Normal bir ilişkide, kadın daha çok konuşkan olduğu için, aramaların 70% – 80%ini kadının başlatması normaldir ve iyidir. Hiç aramaman ise anormal. Bu iş denge işi, beta tarafında aşırıya kaçmayacağım diye fazla ilgisiz davranırsan da ilişkide sorun çıkar ve hatta buna yeterince uzun süre devam edersen o ilişki terk edilmen ile sonuçlanabilir.

Vaka Çalışması – Dengesiz (!) kıza nasıl davranılmalı?

UzaktanAlfa rumuzlu kullanıcının bir yorumu ile başlayan tartışmayı buraya aktarıyorum. Burada arkadaş çoğu erkeğin yaptığı bir hataya düşüyor ve hem kızın fazlaca peşinden koşuyor hem de kızdan önce ilişki düşünerek kendi ayağına sıkıyor. Tamam mesaja boğmuyor ama işte tam bu yüzden fazlaca peşinden koştuğunun farkında değil.

Dengesiz kızlarla çok uğraşmamak lazım bence. 2 gün önce takıldığım hatun da böyleydi. Geç yazıyor, bi ilgili bi ilgisiz falan.

Ilgili – ilgisiz kızların 10%u dengesizdir. 90% ise erkek bir geri çekilip bir fazlaca peşine düşüp mesaj atarak muhtaçlık yaptığından öyle davranır. Tabii ki erkek kendi davranışını eleştirip düzeltme peşinde biri değilse hepsi dengesiz kızdır. Ben normal davranıyorum da kızlar kötü olayı.

Bunları düşünmeden soğukkanlı olup oyunu oynamak lazım. Kalanı kadının problemi. Şöyle mi desem böyle mi desem diyerek ömür geçmez. Az duygusal yatırım önemli.
2. 3. buluşmada yanaşırsın, ilgisi olan hatun gelir zaten. Kadınlar bizden çakal, bakıslardan ilgini anlar, testleri de geçersen bu işin sonu seks 🙂

Kıza az duygusal yatırımın özü ilişki olayını düşünmemek ve kıza bırakmaktır. Kız gibi ilişki hayali kurmak değil. Ve evet kızın ilgisi yoksa 2 veya 3. buluşmada ya da buluşma teklifinde çıkar gidersin. Siz size ilgisi olan bir kadını hakedip bulabileceğinize inanırsanız zaten ilgisiz kızdan soğursunuz. Ama size ilgisi olan bir hatunu bulamayacağınıza ve hak etmediğinize inanırsanız hatuna yapışıp kalırsınız.

Bu yorumlarım üzerine UzaktanAlfa şu yorumu yazdı:

Seksin ertesi akşamı artık konuşmayalım sorun bende ayakları yapıp, 2 gün sonra seni görmeye geldim değerlisin falan deyip, sonraki gün yazdığım mesajıma 10-15 saat sonra cevap vermesi sence dengeli bir yapı mı abi ?

Kadın – erkek ilişkilerini okuyup, süslü kelimeler kurmak kolay ama uygulama önemli. Şimdi arkadaş dengesiz kız olayında ısrar ediyor ama bir erkek için en verimli strateji, istediğini elde etmek istiyorsa, önce bu olay benim yaptığım bir şeyden mi kaynaklanıyor diye düşünmektir. Hayatının iplerini kendi kontrolünde tutmayı seven erkek için strateji budur.

Burada ben erkeğin erkek gibi değil kız gibi davranması kokusu alıyorum. Örneğin belki adam kız konuşmayalım dediğinde sakince kabul etti ama kız onu görmeye geldiğinde duygusallaşıp kız gibi davrandı? Zira adam kabul edip hayatına baktığında (maskülen davrandığında) kızın cinsel çekimi artmıştır (bir ilgili), bunun üzerine adamla görüşmeye gittiğinde adam duygusal ya da kızdan ilgili ya da soğuk (bağlamına bakar ama genelde zayıflık göstergesidir) (feminen) davranmıştır ve kızın cinsel arzusunu azaltır.

Yukarıda yazdığım şey muhtemel ama tahmin. Fakat birlikte olup sonra uzaklaşan kıza ertesi gün mesaj atarak, kızın peşine düşmüş. Ne yazdığından bağımsız bu. Ve büyük hata! Adamı görmeye gelip konuştuğunda, erkek kızın kendisine bir daha ulaşmasını beklemeliydi. Pat diye umutlanıp hemen ertesi günü mesaj atmak, ne yazarsa yazsın, beta erkek hareketidir. Maskülen bir erkek kızın bir veya iki kere daha iletişim başlatmasını bekler. Ortalama bir kız o mesajı aldı mı erkeğin beta olduğunu anlar.

Burada bu siteyi bilmeyen beta avanak gibi “ya bu kız dengesiz” diye düşüneceğine kız shit test atıyor diye düşüneceksin. Zayıflık gösterip ilk kuyruk salladığında peşine takılıp ertesi gün mesaj atmışsın. Kızın gözünde düşük rütbeli imajını tazelemişsin. Shit test atacak tabii. O 15 saat boyunca gerçek bir erkek, kadın dönene kadar bir daha tek mesaj atmaz, düşük rütbeli avanak ise bir süre sonra dayanamaz sinirli sinirli ya da güya merak ettim tadında muhtaç mesajlar atmaya başlar. Kızın elinde senin duygusal gücünü test eden bir araç var, kullanmaması hata.

Ayrıca günde max. 4 mesajımız var ve hiçte üstüne düşmüyorum. Sinirlenmiyorum.

Snirlenmemen iyi ve zaten sen kızın neyi oluyorsun ki sinirleneceksin değil mi? Kızdan önce ilişki istediğinden sinirlenirsin ancak. Ama böyle gel git yaşayan kızla günde 4 mesajlaşma YAPILMAZ. Opsiyonları olan, kendi hayatına odaklanan bir erkek, yani değerli bir erkek, bunu yapmaz.

Eğer o sana ulaşıyorsa, ki o ulaşmazsa sen yazmayağın için o sana ulaşıyor, iki mesajlaş ve neşeli davran ve sonra buluşmaya çağır.

Bir kaç daha yoklarım ekerse NEXT.

Hala kıza ulaşırım sonra ekerse NEXTlerim diyorsun ve bunu karizmatik bir şey sanıyorsun. Dediğin şey şu: Kıza gider ne kadar muhtaç bir erkek olduğumu tekrar gösteririm ekerse (ki ekecek) NEXT.

NEXT bir araç, neden kıza beta olduğunu göstererek kullanıyorsun? Zira kıza ne gösterdiğini siktir et, “kıza ulaşır ekerse NEXTLersen” kendi ruhuna ne kadar opsiyonsuz bir beta olduğunuz söylüyor ve işliyorsun.

KIZA ULAŞMAYACAKSIN! O sana ulaşacak. İlk 3 – 4 kere o başlatacak. Gerçek bir erkek ol ve kız madem arafta, kalsın orada. Fikri değişirse gelir ben de müsaitsem seks yaparız! Bunu tabii kendine söyle, kıza değil. Kafanın bir köşesinde kızla sevgili ilişkisi isteği ile kızın peşinde koşuyorsun. Ertesi gün mesaj = kızın peşinde koşmak. 15 saati beklemeden kıza yine mesaj attı isen = kızın peşinde koşmak. Hergün mesajlaşma ve hele de sen başlatıyorsan = kızın peşinde koşma. Bir kaç kere yoklama = kızın peşinde koşma.

Uzaktan ya da yakından Alfa adam bunu yapar mı? Yapmaz. Dibinden Beta yapar.

Ha kız dengesiz de olabilir ama yukarıyı bir oku ve söyle : bu düşük ihtimal sence bu kızda ne kadar geçerli? Kız dengesizse senin elde edebileceğin bir şey yok. Ama benim tahmin ettiğim gibi sen betalık yapıyorsan özellikle de kızdan önce sevgili ilişkisi moduna girdiysen bu daha iyi zira bunu değiştirebilirsin.

Çoğunuz kadınların ilişkide erkeğin liderliğine baktığını ve onun yaptıklarına tepki verdiğini anlayamıyorsunuz. Sen uzaktan alfa, azıcık yanına gelirse BETALARDAN BETA davranırsan kız böyle gider gelir. Ama merak etme, böyle davranmaya devam et, komple gider.

Benim olayım bunları içselleştirememem. Keşke yazdığım kadar rahat olsam da aklıma gelmese.

Biraz zaman ve tecrübe lazım sanırım.

Bir de arkadaşlar, BETA davranışları cool cool yapmanız, o davranışların beta olduğu gerçeğini değiştirmez! İlk ulaşmaları kıza bırakman gerekirken sen başlatıyorsan bu BETA davranıştır. Zira korku kaynaklıdır. Ben ödül değilim ya kız aramazsa korkusundan gelen davranıştır. Sen o mesajlaşmayı istediğin kadar cool yap sonuç değişmez.

Ben ödülüm, bu kızın bana ilgisi var, çekip giden kendisi ve bu nedenle ilk o arayacak. Aramazsa da ben zaten başkasını bulurum kafası, alfa zihniyetidir. Senin yukarda yazdığın olayda bu zihniyet yok.

UzaktanAlfa daha sonra bu kızın geldiği zamanı ve mesajlaşmayı ayrıntılı anlatıyor.

Bana konuşmayalım dedikten sonra ben “peki sen bilirsin” yazmışım.

Konuşalım diye diretmekten iyidir ama daha iyisi “ben görüşmek istiyorum, fikrin değişirse bana haber ver” demektir. Hem erkek gibi ne istediğini ortaya koyuyorsun, hem de arkanı dönüp gidiyorsun.  Yine de fena tepki değil.

Arkasından salona geldi ve ben eğitmen olduğum için ki bahane bu, yanına gülerek gittim ve böyle bi çocuğu nasıl bırakabilirsin falan tarzında gülerek takıldım, küçük kız misali.
Sonra antrenman yaptırdım ve molaya çıksana oturalım biraz dedi, benimde gerçekten mola saatim değildi ve çıkamam malesef dedim ve biraz oturdu gitti kız.
Sonrasında ilk mesajı o atmış seni görmeye geldim molaya çık diye, çıktım sen değerlisin benim için bla bla.. konusmaları ve ben sanki hiç bir şey olmamış gibi takıldım. Hafta sonu alıp basımı gidicem ya falan tarzında bir şeyler söyledi. Bomba geliyor, bende üstüne: aslında seni bu hafta sonu x mekana yemeğe götürmeyi planlamıstım dedim.

Neşeli davranman ve şakalaşman güç gösterisi. Ama kızı davetin zayıf, çok zayıf. Bir kere kızın yolunu gözleyip plan yapmışsın gibi duruyor, ikincisi dominant değil. Bu haftasonu buluşalım mı? X mekana gideriz” demek daha doğru. Sanki o an aklına gelmiş gibi demen daha doğru.

olabilir ya falan dedi ve ben içeriye geçiyorum dedim vedalaştık.

Zayıf. Olabilir ne demek, geliyor musun, gelmiyor musun? diyecektin. Geliyorsa tamam saat bilmem kaçta buluşuruz diyerek yer – gün – saat ayarlamayı bekleyecektim. Gelmiyorsa fikrin değişirse haber ver deyip kızı unutacaktın.

Gece 11 gibi ben mesaj attım; Yarın izinliymişim, gitme biyerlere takılalım dedim.

Hata. Kızla birlikte oldunuz ama o sonra çark edip gitti. Peşinden koşulmayı haketmiyor. Bu mesaj tamamen peşinden koşma ve muhtaçlık belirtisi. DAHA DA KÖTÜSÜ, içindeki sevgili olma isteğini açığa vuruyor zira kız alt tarafı yanına geldi diye hemen sevgili gibi takılmayı istiyorsun. Yarım yamalak ama bir buluşma ayarlamışsın zaten. Kaybol. Kızdan önce sevgili olmak istersen böyle zayıflıklar yaparsın.

Kızı soğutan şey zaten muhtemelen daha o aklından geçirmezken ilişki istiyorum sinyalleri vermen. Eğer bu kafaya kızdan önce girersen çoğu kız soğur. Ne yani kız sikiş peşinde koşan bir kaltak mı? Belki ama muhtemelen değil. Kızı soğutan ilişkiye dünden hazır erkek olman, ilişki potansiyeli değil. Kendimizi kandırmayalım, ilişkiye dünden hazır erkek opsiyonsuz ve tercih edilmeyen erkektir. Kız bunun kokusunu alıp soğuyor.

Abi saat oldu 14.00 kız yazdı; “üzgünüm ya keşke daha erken söyleseydin planı yapmıs oldum artık. :(”

Şimdi ya davranırken kız içimdeki oğlanın kokusunu alıyor ve sert testler atıyor, yada kız harbi dengesiz. Ya da ben toyum.

Shit test. Sen de fena toysun. Salonda az çok maskülendin ama peşinden koşup muhtaçlık gösterdiğin için shit test atmış. Senin zayıf bir erkek gibi sinirlerine hakim olamayıp devam mesajları atıp atmayacağına bakıyor. Zayıflık göstermediğin için 15 saat sonra dayanamayıp sana mesaj atmış. Sen yine de arada mesaj atmayarak iyi etmişsin. Top kızın sahasında iken  o topa vurmayacak korkusu ile kızın sahasına geçip topa vurmak zayıflıktır.

İnsanın “ulan uzatma işte, sevgilim mi olmak istiyorsun, pompacın mı yoksa siktir olup gitmek mi?” Diyesi geliyor ama işte…

Muhtaçlık bu düşünceler. Erkek adamı için kız ne ise sana o olur? Bu senden sadece sadece pompa bekler pompalarsın, başkası sevgili olmak ister sana da uyarsa sevgili olursun. Ama asıl problem senin bu dediğin cümlede gizli : Sen daha bir kere yattığın kızla sevgili olmak istiyorsun! Olay bu! Bunu da iyi bir insan olduğundan değil, iyi bir insansındır da burada motivasyon o değil, kız kaçıp gidecek korkusu ile kızı kafesleme arzundan yani muhtaçlığından istiyorsun.

Çıkmaya başladığı partneri ile sevgili ilişkisi içine girme düşüncesi ve arzusu feminen ruhun içinde yeşerir, yeşermelidir. Maskülen ise bu kapının bekçisidir, feminenin bu talebine kapıyı açar ya da açmaz. Sen “sevgili” olmayı isteyerek feminen oluyorsun ve çok ama çok itici oluyorsun.

Sen tabii yok abi ne sevgili olmayı düşünmesi diyeceksin ama yukarıda yazdıklarını başka türlü açıklayamazsın.

Bunun sayısı nedir bilmiyorum ama senede 2 kızla falan yatıyorum bu yüzden mi erkenden fazla yatırım yapıyorum bilmiyorum.

Evet, bir kere yattığın ve sana karşı da çok sıcak olmayan bir kızla ağzından sevgili mi olmak istiyorsun söyle lafı çıkıyorsa, çok fazla duygusal yatırım yapıyorsun. Kız bunun kokusunu 100 metreden alır.

Kız dengesiz mi? Kız dengesiz değil erkek gereksiz peşinde koşmuş ve feminenleşip ilişki düşünmeye başlamış. Tabii siz bu kızı dengesiz sayabilirsiniz ve kendinizi erkek gibi davranıyor sanabilirsiniz. Ama böyle yaparsanız karşılaştığınız her kız dengesiz olacak. Ters yöne girip bunu bilmeyen adamın karşıdan gelen herkesi ters yönde sanması gibi siz de her kızı dengesiz sanacaksınız.

Son Not : Arkadaşlar, kızların her buluştukları ve yattıkları erkekle hemen sevgili olup sarılıp sarmalanmak isteyen narin melekler olduğu ile ilgili Türk filmlerinden (40 yıl öncesinin kadını) ve Hollywood filmlerinden (Disney masalı) edindiğiniz beyin yıkamadan kurtulun. Bu filmlerden edindiğiniz erkek olarak peşinde koş, bir şeyler yap dürtüsünden kurtulun.

Siz erkeksiniz, ilişki kapısının bekçisi. O kadın, seks kapısının bekçisi. Erkek buluşma ayarlama, iyi vakit geçirme ve işi fiziksele yönlendirme ile ilgilenir. Kadın ise işi ilişkiye yönlendirme.

SEKS ERKEĞİN KABAHATİDİR, İLİŞKİ İSE KADININ!

Kadının rolünü ondan çalıp kadın rolüne bürünürseniz, onun size olan arzusunu yok edersiniz.

Vaka Çalışması – İyi giden ama sonra bir yere gitmeyen ilk buluşma

Genç bir arkadaş buluşmanın sonuna kadar oldukça ilgili olan bir kızın sonradan neden soğuduğunu anlayamamış ve her şeyi kitabına (!) göre yapmasına rağmen olayların neden böyle geliştiğini anlamaya çalışıyor. Güzel bir şey bu. Zira bu iş pratik ve sonra neyin yanlış yapıldığını anlamaya çalışmakla gelişir. Maalesef çoğunuz çok genç olduğunuz için bu yanlışları anlamanız yıllar alabilir. Neyse ki Mahmut The Abi var 🙂

oneitis degil problemim, problem benim. ama bi kiz yuzunden yaziyorum bunu bastan soyliyim. soyle ki bi kiza karsi yapilmasi gerektigini dusundugum her seyi uyguladigimi dusunuyorum bu kiza karsi, ne gibi mesajlasma oyununu cok iyi oynadim, kizin ilgisini cok iyi cektim ki 3e2 kurali vs bunlara asinayim. ilgisi hadsafhadaydi, bana sudan bahanelerle yaziyodu filan. bulustum, bulusmayi saati ben ayarladim, şık giyindim, kiz elini uzatti tokalasmadim belinden tutup klasik yanaktan opucukle karsiladim, sakin ses tonuyla agir hareketler sergiledim ki zaten normalde de boyleyim, hep ardima yaslandim, 70 30 sohbet kuralini uyguladim, kizla rahat 2 saat sohbet ettik, kiz bu esnada saciyla oynuyor masada bana dogru egiliyor vs. hesabi ben odedim, bi sonrakini ben oderim dedi. sonra evine kadar eslik ettim yine. ayrilirken yine klasik yanaktan opucuk. o bulusmada her seyi dogru yaptigimi dusunuyodum ki o gunden sonra ilgisinin bariz azaldigini iliklerime kadar hissettim, belki de naza cekti, soguk degildi ama ilgisi azalmisti. bulusmadan sonra hic iletisimi gecmedim bir iki gun. sonra standart mesajlasmalar, tabii ben hep kisa kesiyorum cok mesajlasmayi sevmem.

bir hafta sonra mesajlasirken ayni avmde oldugumuzu ogrendim, ben yalnizim o kiz arkadaslariyla. aradim dedim ben de burdayim, dedi biz bowlingdeyiz yeni basladik vs. ben dedim benim isim bitti duruma gore haber ver dedim. sonra mesaj attim ben gidiyorum sonra gorusuruz diye (cercevemi korudum) aradi dedi gitme bitiyo yanimiza gel. kizlarla guzel muhabbet ettim yine ayni pozisyonda, benim kizla dalga gectim arada. sonra beraber kalktik isim var deyip yanlarindan ayrildim ki vardi arkadas aradi kiz da duydu. yuruken kiz gruptan ayrilip yanimda yurudu hep, sanki erkek arkadasiydim. yani yine ilgisi vardi. ama o gunden sonra da iki uc gun boyunca hic iletisime gecmedi.

bunlari neden yaziyorum cunku su ana kadar yanlis yaptigim bi sey gormuyorum. ama mutlaka bi seyi yanlis yapiyorum.

onemli olan bu kiz degil, onemli olan benim neyi yanlis uyguladigim, iceriden kendimi goremiyorum. bi sonraki kizda da ben bunlari uygulayacaktim ama baktim ki bi seyi yanlis yapiyorum ki ilgili kizi soguttum.

benim dusuncem su, kizla cinsel odakli temas kurmadim, elini dahi tutmadim, kiza ilgi belli etmedim, dalga gectigim anlar oldu, cercevemi sohbet esnasinda korudum. cok fazla siritmadim, goz temasimi guzel kurdum. agirbasli bi kisiligim var. seninle bulustum ama beni etkilemen lazim opsiyonlarim var kolay lokma degilim gibi kafadayim. kizdan yesil isik gorsem ilerlerim ama tam hissetmedim. yanlis yaptigim nokta bu mu acaba. hamleyi kizdan bekledim.

daha once flortum oldu ama iliskim olmadi. utangac kisiligim yok, ozellikle kizlarla bulusurken, muhabbet ederken.

Şimdi burada belli bir tecrübeye gelmiş bir erkeğin kolayca görebileceği bariz hatalar var.

ayrilirken yine klasik yanaktan opucuk

Neden? Tamam ilk buluşmada yatağa atmayabilirsin ama dudaktan öpmeye gitmelisin. Özellikle de işlerin buluşmada iyi gittiğini düşünüyorsan. Bunu yapmazsan kız senin çekingen ve yeterince tecrübesi olmayan biri olduğunu düşünür. İkincisi eğer dudağa gitseydin ve kız seni öpmeseydi, oracıkta kızın pek ilgisi olmadığını ya da “3 kere buluşmadan öptürmem kızı” olduğunu anlardın. Şahsen ben iki tipi de orada bırakırdım zira buluşmada para harcıyorsun ve israf. Ha senin alternatifin yoksa “hemen öptürmem” kızına kas istersen ama kızın ilgisi yoksa hemen orada bırak.

Dudaktan öpmeye gitmemenin bir diğer problemi de kızın sizin ona ilginizin olmadığını sanıp başka alternatiflere kasmasıdır. Bu devirde kızlar erkek gibi, erkekler kız gibi maalesef. Bir kız erkeğin yapması gerektiği gibi alternatiflere kayabiliyor. Erkekler ise kız gibi ilişki peşinde.

FAKAT burada arkadaşın her şey iyi gitti kafasını da sorgulamak lazım. Bir kızın buluşmada sana ilgisi olup olmadığını ve daha doğrusu öpülmek istediğini anlamanın en sağlam yolu kızın sana dokunmasıdır. Bunun için (1) kızı yan yana oturabileceğin bir yere götürmen lazım ve (2) güldürüp rahatlatman lazım. Kız şakalarına gülüyor mu, rahat mı? Robot gibi anlatmışsın şunu da yaptım bunu da. Ama kızın ruh halini takip etmemişsin, ilgi işaretlerinden en sağlamı olan dokunma yok vs …

sonra standart mesajlasmalar, tabii ben hep kisa kesiyorum cok mesajlasmayi sevmem.

NEIN NEIN NEIN NEIN!!!!

Kızla iki gün iletişime geçmemiş, bunda bir sorun yok. Ama sonra kız oyununa düşüp mesaj buddysi olmuş. Şimdi şunu iyi dinleyin :

Buluşma günü, kız sonradan aynı gün mesaj atsa bile bir sonraki buluşmadan ve gelecekten bahsetmeyin! Ama ideal olarak buluşmadan sonraki günlerde ilk mesajı kız attığında kısa bir mesajlaşma ardından HEMEN İKİNCİ BULUŞMAYI AYARLAYIN!

Bir kızı mesajla zor tavlarsınız. Fiziksel olmanız lazım. O nedenle de hemen ikinci buluşmayı ayarlamanız lazım. Ortalama bir erkek bir kızla 3 – 4 buluşma sonrası birlikte olur. Bakın buluşma diyorum. Sadece ikinizin olduğu yeme, içme vs … aktiviteleri. Mesajlaşıp mesajlaşıp buluşmaya çağırmazsan friendzone’a doğru ilerlersin, çocuğu koymaya değil! Bir kere sizden daha atak bir erkek kızı kapar. Siz mesajlaşıp mesajlaşıp kızı bir kere bile 2. buluşmaya davet etmezken adam bir günde 3 buluşma ayarlar (yemeğe götürür, sonra bowlinge götürür, sonra arabayla manzara izlemeye götürür). Siz o arada kıza mesaj atıyor olursunuz. Mesajlaşma kız oyunudur ve birçok erkek burada eleniyor. Ha kızla buluşma ayarladın, sana yazıyor. Samimi cevap ver, süper uzatma. Ama buluşma ayarlamadan mesajlaşma.

bir hafta sonra mesajlasirken ayni avmde oldugumuzu ogrendim.

Aferin. Buluştuğun ve iyi izlenim aldığın kızı ilk mesajlaşmada başbaşa buluşma ayarlayacağına 1 hafta tavşan tavşan mesajlaşmışsın. Bu kıza senin ne tür bir erkek olduğun mesajını veriyor hiç düşündün mü?

ben yalnizim o kiz arkadaslariyla. aradim dedim ben de burdayim, dedi biz bowlingdeyiz yeni basladik vs. ben dedim benim isim bitti duruma gore haber ver dedim. sonra mesaj attim ben gidiyorum sonra gorusuruz diye (cercevemi korudum) aradi dedi gitme bitiyo yanimiza gel. kizlarla guzel muhabbet ettim

Oh NEIN! Was machst du Bruder? 🙁

Burada sağlam sıçmışsın! Buluştuğun kıza kız arkadaşı muamelesi yapma ve onunla bir süre kız – erkek arkadaş olmadan onun çevresine girme! Burada oraya giderek hem mistizmi kaybetmişsin, hem diğer kızların görüşüne sokmuşsun kendini, hem de arkadaş tavşanı olmuşsun. Bir kızla bir süre sadece baş başa buluşun arkadaşlar, kendi kendinizi elemeyin, arkadaş tavşanına dönmeyin. Bırakın bir gizeminiz olsun, sizi diğer kızlarla tartışsın bir sonraki buluşmayı hayal etsin.

Öpmemişsin, buluşma ayarlamamışsın, bir hafta kendi kuyruğunu kovalamışsın sonra da tüm gizemini kaybederek kızın arkadaşlarının önüne çıkmışsın. Ne olacaktı?

ayrilip yanimda yurudu hep, sanki erkek arkadasiydim.

İşte tüm bu hatalarının ruhsal nedeni burası! Daha önce dedim, siz erkek olarak buluşmaya, eğlenmeye ve fiziksele odaklanın. Gerçek bir erkek böyle yapar. Bir süre bu şekilde birlikte olduktan sonra ilişki işine kadın girer. Bir ERKEK kız bunu ortaya atmadan erkek arkadaş kelimelerini asla düşünmez.

Bak ayrıntıya gerek yok şu kafan bile seni eler. Sanki erkek arkadaşıydım, bana onun erkek arkadaşı olmak istiyorsun ve buna hedeflenmişsin onu gösteriyor. Nope. Bu beta davranışı, konuşmana siner, o bir hafta mesajlaşmalarına siner ve kız bunun kokusunu alır. Tercih edilen erkek buluşmaya, eğlenmeye ve fiziksele odaklanır. Onun açmaya çalıştığı kapı sekstir. Kadın ise bir süre sonra ilişki kapısını açmaya çalışır.

Tercih edilmeyen erkek ise daha 1 kere buluştuğu kadınla ilişki düşünmeye başlar. Daha da beter kızla konuşurken bir yandan bebelerimiz nasıl olacak, nerede yaşarız, en güzel hangi yemekleri yapar … falan gibi düşüncelere dalar! Kız gibi ilişki kapısını açmaya çalışır, erkek gibi davranıp fiziksel kapısını açmayı düşünmez bile. Böyle bir adam friendzone’a değil de nereye düşecek? Bana neden olmadı diye soruyorsun ama ben şahsen nasıl olabilirdi ki diye düşünüyorum.

benim dusuncem su, kizla cinsel odakli temas kurmadim, elini dahi tutmadim, kiza ilgi belli etmedim, dalga gectigim anlar oldu, cercevemi sohbet esnasinda korudum. cok fazla siritmadim, goz temasimi guzel kurdum. agirbasli bi kisiligim var. Kısacası tavşan tavşan buluşmuşsun. Neyse en azından farkındasın.

yanlis yaptigim nokta bu mu acaba. hamleyi kizdan bekledim. YES! Seninle ilk iletişime geçtiğinde ikinci buluşmayı, BAŞBAŞA buluşmayı, ayarlayacaktın! Oradan itibaren yokuş aşağı.

Arkadaş sonra şöyle yazmış:

benim temel sorunum su; kizla bulusmadan ilk mesajlasirken yakaladigim havayi ise yaradigini gordugum icin bulusma esnasinda da surdurmeye calismam (aklina ne geliyo biliyorum, gorunmek imaji cizmek geliyor.) soyle ki tavlanmasi gereken, kizla konusan ama tek opsiyonumun da o olmadigini hissettiren ben, bunu bulusmada da sergiledim. tamam espri yaptim, kiz guldu, rahatti. ama kafam seni etkilemeye calismiyorum kafasindaydi ki herhalde abarttim biraz. ama ayari tutturamiyorum, bir yazi diyor seksi ilk bulusmada masaya surun, diger yazi diyor guzelligini gormezden gelin, etkilemeye calismaya calismayin. ilk bulusmak isteyen oydu, ne yani bulusur bulusmaz ondan etkilendigimi belli mi etmeliydim? gibi sorular donuyo kafamda. ama etmezsem de zararsiz tavsan olacagimi biliyorum. yani buyuk celiskideyim, ayarsizim, tecrubesizim.

Hocam senin kimseye bir şey belli etmene gerek yok. Kızı merkeze alıp düşünüyorsun. Senin adım adım amacın şu :

1 – Kendim eğlenip iyi vakit geçireceğim. Acaba bu kız buna uygun mu?
2 – Tamam uygun. Benim sorularımı cevaplıyor, bana soru soruyor. Yavaş yavaş açılıyor bana. O zaman kıza da iyi vakit geçirteyim.
3 – Kızı beğendim. Acaba onun ilgisi ne? Saçları ile oynuyor mu? Ben konuşurken dudaklarıma bakıyor mu? Dokunmama tepkisi ne? Bana dokunmaya başladı mı?
4 – Dokunuyor. Şimdi öpme zamanı. Ağzından, yanaktan değil.

Sen ne istediğini, buluşma nasıl ilerletiliri bilen ve bundan korkmayan bir adam olarak gideceksin oraya. Ve buluşma fiziksel bir şey, mesaj gibi değil. Orada vücut dilin ve sesin de önemli. Ruh halin de. Şu yazışından anladığım kendinden emin değilsin, streslisin. Bu orada sana yansır.

Sonrası ile ilgili yazdıklarımı sikine takmadın ama ilk buluşmadan sonra adım adım kendi sikine sıkmışsın. İlk buluşmada kızı öpsen bile sonrasında yaptıklarını yap yine senden soğur.

ama o gunden sonra da iki uc gun boyunca hic iletisime gecmedi.

Arkadaşın bu kızla şansı var mı?

Var! Ama benim dediklerimi yaparsa.

Kızla ASLA iletişime geçme. Eğer kızın belli bir ilgisi kaldı ise seni mesajlar. Kalmadı ise mesajlamaz ama zaten o durumda sen arasan da bir boka yaramazdı. Erkeğin kızın peşinde koştuğu ve sonunda kızın onun ne kadar ERKEK bir erkek olduğunu anladığı filmleri falan unutun. Gerçek hayat öyle işlemez.

Sen kızı bırak, arama, iletişime geçme, sosyal medyasına girme. Kendi işine bak. Başka kızlara bak. Yani NEXT.

Bu şekilde NEXTlediğin bir kız, senin diğer erkekler gibi peşinde koşan sünepenin teki olmadığını farkettiğinde seni arayabilir. NEXTlediğiniz bir kız sizi aradığında, azıcık ben ödülüm ruh halinde olun ve kendinize güvenin ve kızın sizinle buluşmak istediğini varsayın. Zira muhtemelen onun için aradı ama reddedilmekten korktuğu için havadan sudan bir sebeple size ulaşıyor.

Sana mesaj atarsa hiçbir şey olmamış gibi neşeli ve soğukkanlı şekilde 2 – 3 mesajlaş ve “Senden mesaj almak güzel. Şu şu zaman seninle görüşmek isterim, müsait misin?” diye bir mesaj at.

Eğer gelmezse, “Tamam kendine iyi bak, eğer fikrini değiştirirsen bana bir mesaj at” de ve mesajlaşmayı kes. Bir daha ulaşırsa yine aynı şekilde. Eğer yine buluşmak istemezse bir daha buluşma önermeyin. Ya o önerir ya da bir süre sonra size mesaj atmayı keser.

Bu işlerde arkadaşlar, pozitif olun. NEXTi hala istediği oyuncağı alamamış hırçın veled gibi bir öfke ve kuyruk acısı ile kıza sırt dönmek olarak algılayanlar var. NEXT kızı geride bırakıp önünüze bakmanız demek. KİBARCA! Böyle yaparsanız erkeklerin 90%ından farklı davranırsınız. Zira onlara öğretilen “git, daha fazla uğraş ve onun kalbini kazan” saçmalığı. Eğer erkeklerin 90%ından farklı davranırsanız NEXTlediğiniz birçok kız size geri dönecektir. Bunları yukarıda anlattığım şekilde tavlayabilirsiniz.

Burada arkadaş kızı kendi elleri ile soğutmuş. NEXT eyleyip kız döndüğünde kızı bir daha denememesi için bir neden yok.

Bahanelerden ve Kısıtlı İnançlardan Kurtulma. İmkanları Doğru Kullanma

  1. Merhaba Mahmut Abi ve Değerli Blog sakinleri, Ben Mr. Deer. Yeni bir psikoloji konusu ile karşınızdayım. Başarıya giden yolda kendi kendimizi engellediğimiz iki düşünce ögesinden bahsettim ”Bahaneler ve Kısıtlı İnançlar”. Sonrasında potansiyel imkanlarımızı kullanmaktan söz ettim.

Bahaneler, Konfor alanından çıkmadığımız zamanlarda kendimizi rahatlatmak için ortaya koyduğumuz sahte nedenler/sebepler dir. Eğer başarıya ulaşmak istiyorsak bahaneleri bir kenara koymalı ve kendimizi zorlamalıyız. Ama bu noktada seçimlerimizi yanlış yaptıysak eğer kendimizi boş yere yıpratmış oluruz. Kendimize bir makine gibi bakarak kör bir şekilde zorlamamalıyız kendimize karşı merhametli olmalıyız. Sorunun kaynağına inmeli ve nerede yanlış olduğunu tahlil etmeliyiz.

Kısıtlı İnançlar, bahanelerin ikiz kardeşi gibidir. Çoğu zaman bahaneler ve kısıtlı inançlar tanımsal olarak karıştırılırlar. Kısıtlı inançlar, bizim mevcut potansiyellerimizi kullanmamızı kendi kendimize engellememizi sağlayan düşüncelerdir. Daha anlaşılır olması için sizlere şöyle bir soru yönelteyim; hayatınız boyunca hiç daha önce tecrübe etmediğiniz bir işe başlamadan önce sonun olumsuz sonuçlanacağının tahmininde bulunup, o işten vazgeçtiğiniz oldu mu. Sorun şu ki daha önce tecrübe etmediğimiz bir işe başlamadan sonun nasıl sonuçlanacağını tahmin edebilmemiz zordur ve çoğu zaman fırsatları kaçırmamıza sebebiyet verirler. Örneğin çok kez duyduğum şeylerden bir kaç tanesi; ”benim boyum kısa, zengin değilim, yakışıklı değilim bu yüzden kadınlarla başarılı olamam” ya da ”tanımadığım bir kadına yaklaşmam beni sapık olarak  gösterebilir”. Bu vermiş olduğum örnekler size tanıdık gelmiştir.  Daha önce hiç önce hiç kadınlara yaklaşmamışsan ne tepki alacağını nereden bilebilirsin ki. Daha fazla örnekten videoda bahsettim.

Kendimize şunu soralım ”elimizdeki kaynakları doğru kullanabiliyor muyuz”. Aslında hayatımızdaki bir çok problemi basitçe çözebilecekken çoğu zaman o kadar fazla mükemmel yapmaya odaklanıyoruz ki en basit temelleri bile atma fırsatlarını kaçırabiliyoruz. Bununla alakalı örnekleri videoda detaylıca inceledim.

Üst tarafta ufak bir bilgilendirme yapmaya çalıştım konu ile alakalı, umarım videoyu beğenirsiniz. İyi seyirler.

Kadın ne istemez : Itibar kaybetme korkusu

Sosyal ağların ve insan etkileşiminin içinde bulunmaya bir erkekten daha çok ihtiyacı olan kadın için itibarı, erkek için olduğundan çok daha önemli. Çoğu erkek, özellikle günümüzde, böyle bir olgunun farkında bile değil. Örneğin biz erkekler için kendi aramızdaki çatışmalarda tehlike fiziksel kavgadır ama kadınların kendi aralarındaki çatışmalarda tehlike itibar süikastıdır. Kadınlar başkalarının kendileri hakkında ne düşündüğüne, ne dediğine, arkalarından nasıl konuştuğune erkeklere göre çok daha fazla önem verirler zira toplumdaki ve cinsel pazardaki yerleri çok daha fazla oranda itibarlarına bağlıdır.

Bunun yansıdığı alanlardan biri de kadın – erkek ilişkileridir. Bir kadın bir erkek ile (kendisine yürüyen, erkek arkadaşı ya da kocası) aralarından çözülmesi gereken bir sorun olduğunda, sorunun en pratik şekilde nasıl çözüleceğinden çok bu sorun çözülürken şu iki şeyin bilinmesine  odaklanırlar :

1 – Bu sorun / tartışma benim SUÇUM değil.

2 – Ben KÖTÜ bir insan / kadın değilim.

Bunu olguyu kavrayabilirseniz, bir kadınla etkileşiminiz oldukça tahmin edilebilir hale gelir.

Örneğin bir erkeğin bir kadına yürümesini ele alalım. Birçok kadın erkeği istemiyor olsa bile ona direct HAYIR demez. Zira sosyal olarak birini yüzüne karşı “hiç şans vermeden”  direct reddeden kadın iyi bir insan değildir. Bu nedenle de aslında hiç ilgisi olmasa da hemen HAYIR demek yerine erkeğin bunu kendiliğinden anlayacağını umarak olayı süründürür. Ya da en kötü “arkadaş kalalım” der. Arkadaşı oynamak yazısını hatırlayalım :

Bu aynı zamanda reddedişin yükünü erkeğin omuzlarına da yıkar zira eğer siz arkadaş kalalım cevabına “yok öyle bye bye” diye karşılık verirseniz, onun uzattığı arkadaşlık elini iterek suçlu konumuna da düşersiniz.

Sonuçta erkek acemi ise bunu “bir şans” olarak algılayıp defalarca yürümeye devam eder. Ama erkek ne kadar acemi olursa olsun erkeğin içinde kadının sinyallerini yakalayıp yorumlayan antik (milyonlarca yıllık) ve güçlü erkeklik algoritmaları vardır. Bunlar maalesef dil öncesi antik (gri beyin) algoritmaları olduğu için sonuçların “his” olarak ortaya çıkar. Erkek burada bir terslik olduğunu “hisseder”. Ama toyluğuna ve mavi haplı beyin yıkamasına bağlı olarak bunları görmezden gelen bahaneler geliştirir :

  • Belki emin değil,
  • Belki hazır değil
  • Belki Merve kanına girdi
  • Belki verem ve benim üzüleceğim için beni kendinden uzaklaştırmaya çalışıyor (nayır nolamaz)
  • Belki binlerce yıllık köklü bir vampire ailesine mensup ve beni çok istese de vampir akrabalarının bana zarar vereceğinden çekinip beni istemiyormuş gibi davranıyor
  • Vs …

Erkek bunu, kadın artık sorunu çözmek için mecburen “kötü” olup ve suçu üzerine alarak, erkeği reddetmesi gereken köşeye sıkışana kadar yapabilir. Bu olduktan sonra da erkek mesela bizim siteye gelir ve şöyle bir soru sorar :

Neden hemen seninle işim olmaz demedi de bu kadar “oynadı”?

Kız burada “oynamaya” mahkum. Şunu unutmayın, “neden hemen seninle işim olmaz demedi de bu kadar oynadı” diyen adamların ezici çoğunluğu kızın başında direkt reddetmesi durumunda “zalim kaltak bir şans bile vermedi” diyecekler. Kötüsü diğer kızlar da aynı şekilde (cinsiyet içi rekabetten dolayı) kızı “ruhsuz zalim kaltak” olarak yaftalayacaklar. O nedenle kız burada “ben kötü biri değilim / bu benim suçum değil” takıntısına olabildiğince devam edecektir.

Kız arkadaşınız ve karınızla tartışmalarınızda çalışan mekanizmalardan biri de budur. Bu mekanizma artı kadınların sorumluluk almaktan korkmaları (zira sorumluluk demek kaybetme ihtimali demek) herşeyin sizin suçunuz “olması” şeklinde dışarı vurulacaktır. Bazıları bunu uç noktalara götürüp aldatılmanızın bile sizin suçunuz olduğunu iddia edecektir. Bu mekanizmayı bilirseniz o suçlamaların nereden geldiğini anlar ve kadını bu olayın suçunun onda (ya da ikinizde) olduğuna ikna etmek için saatlerce kavga etmek yerine çenenizi kaparsınız.

Aslına bakarsanız durum çoğu erkek için bundan daha da kötü. Birçok erkek kadına ve kadın olana tapmaya programlandığından suçu sorgusuz sualsiz üstüne alacaktır ve gerçekten suçlunun kendisi olduğunu düşünüp özürlere, çiçeklere, hediyelere ve çikolatalara abanacaktır.  Bu şekilde davranmak ise erkeğin gözden düşmesine neden olur çünkü aslında kadın burada sizi suçlamaktan çok kendi itibarını korumakla ilgileniyor. Ama siz suçu durduk yere üzerinize alarak onun zihnine şu iki zararlı duyguyu işliyorsunuz :

  1. Bu adam kadınlardan anlamıyor, demek ki pek tercih edilen biri değil. Ben neden tercih edeyim (etmeye devam edeyim).
  2. Belki de bu sünepe gerçekten suçlu! Ben ise tamamen masumum. O zaman benim gibi kusursuz biri neden bu kusurlu insanoğlu ile beraber.

Evlilikten de bir örnek vereyim. Diyelim ki kadın kocası ile seks yapmıyor ya da ayda yılda bir seks yapıyor. Kocası ise sürekli kadına yanaşıyor ama kadının erkeği reddetmesi lazım. Bu durumda kadın kötü bir insan olup / suçu üstüne alıp gerçeği söylemeyecektir. Ben seni çekici bulmuyorum demeyecektir. Onun yerine bahane (buffer) bulacaktır. Bahane (buffer) erkek ve kadın için farklı ama birbirini besleyen şeylerdir. Kadın bahaneleri erkeği direkt reddetmek zorunda kalmamak için kullanır, erkek ise bahaneleri reddedilme ile direkt yüzleşmemek için.

Kadın bu durumda mesela daha fazla ev işi yaparsan daha fazla seks yapabiliriz (aslında olay senin SUÇUN zira az ev işi yapıyorsun) diyebilir. Erkek ise aslında karısı tarafından (yeterince) çekici bulunmadığını (reddedildiğini) kabul edip bunun üzerine çalışmak yerine karşı bahane ile karısının dediğini yapmayı tercih edebilir. Bu durumda da kadın adam her bahaneyi aştığında yeni bir bahane uydurmak zorunda kalır (çocuklarla daha fazla ilgilen, çocukların bizimle yatması lazım, vs …) ve bu kendi kendini besleyen bir döngüye girerler.

Erkek burada ERKEK ADAM olsa idi zor da olsa reddedildiğini kabul edip buna göre strateji üretirdi. Daha çekici olmak için çalışırdı mesela (kadını veya kadınlarla birlikte olmayı istediğini varsayarsak). Fakat erkek ERKEK ADAM değilse, mavi hapla beyni yıkanmış ise “mutlu eş mutlu hayat” (happy wife happy life) dolmasına göre hareket edecektir. Bu da evlilik için kamikaze dalışıdır zira kadınlar bir erkeğin her istediklerini yapmasını (gayet doğru bir şekilde) o erkeğin muhtaç ya da tercih edilmeyen (tercih edilse tecrübeli bir erkek olurdu ve asıl olayı anlardı) bir erkek olmasından kaynaklandığını bilirler.

Bu konuda Yin bir başka örnek vermiş :

Tam da bu yüzden, “yapmam” dedikleri şeyleri yapmak için ikna olmayı beklerler ve yaptıklarında da “bana bunu sen yaptırdın / o yaptırdı” diye anlatırlar. Yapmak istemediklerinden değil, sorumluluk almak istemediklerinden. Oyun, bu sorumluluğu kadının üstünden alma sanatıdır.

Oyun da işe yaramıyorsa, “sizinle” yapmak istemiyordur. Nokta. Save edip baştan başlayacağınız bir oyun değil bu. Devam ederseniz siz zararlı çıkarsınız. Vakit harcamayın.

Evet tam da bu yüzden dominant, girişken ve atak ama oyunu doğal bir süreç gibi oynayan “piç”, adım adım, konuşarak, ikna ederek ve eşitlikçi oynayan iyi çocuğa toz yutturur. Piçle “kendiliğinden olur” veya “erkek baştan çıkarır”. Iyi çocukla seks ise resmen günahtır 🙂

Bir arkadaş instagram hesabımızda sormuş:

“Bu benim suçum değil” “Ben kötü bir insan değilim.” Yargılayan erkekten koşarak uzaklaşmaları bu yüzden mi admin?

Evet, yargılayan erkek kadının itibarına saldıracağı ya da saldırılmasına neden olacağı için kadın ondan uzak durmaya ya da her şeyi saklamaya meyillidir. Çoğu “iyi çocuk” AFC kaliteli kadın miti yüzünden yargılayıcıdır. Sitede öğrenen adam serisindeki çocuğu okuduysanız ilk gecede sadece kevaşe hatunlar verir diyordu ve o kafayı aşana kadar ilk gecede seks tecrübesi olmadı.

Bitirirken tekrar edelim: Bir kadın bir erkek ile (kendisine yürüyen, erkek arkadaşı ya da kocası) aralarından çözülmesi gereken bir sorun olduğunda, sorunun en pratik şekilde nasıl çözüleceğinden çok bu sorun çözülürken şu iki şeye  odaklanırlar :

1 – Bu sorun / tartışma benim SUÇUM değil.

2 – Ben KÖTÜ bir insan / kadın değilim.

Bunu olguyu kavrayabilirseniz, bir kadınla etkileşiminiz oldukça tahmin edilebilir hale gelir. Unutmayın ki kadınlar için çok uzun bin yıllar boyunca itibar kaybı canlarını tehlikeye atan (namus, kötü kadın, kaltak, cadı, vs.) bir şeydi. Ya da onları cinsel piyasadan atan bir şeydi (genetik ölüm). Bugün bile kadınların kendi aralarındaki rekabette bir numaralı silah itibar saldırısıdır. İtibarı koruma içgüdüsünün kadın psikolojisine neden bu kadar içsel olduğunu anlamak için bu uzun geçmişi düşünün.

Kırmızı hap ile mavi hap oyunu oynamak

Soru : Bizim birşeyler yaşamak istediğimiz kızın bize ilgisi yoksa ne yapacağız? Yani bi ortamda görmüşsün güzel kiz eyvallah ama ilgisi yok. Friendzone olmaktan bahsetmiyorum. Kız ilginin farkında ama emin değil. Belki de ilgisi var ama damga yememek için birşeyler yapamıyor yada utanıyor. Bu durumda ne yapılmalı? Bu durumda ne yapılmalı? KH bize “kiz ilgi duymuyorsa NEXT” mi diyor. Hep kolay kızları mi elde edeceğiz? Onlar da biliyorsun hb’si düşük yada yüksek dramalı oluyor genelde.

Buna biraz ters tepki gösterdim ama aslında kendi içinde belli bir mantığı olan bir soru. Neden 2 kere red yeyip reddediyoruz? Neden 4 değil? Belki uğraşsam olur? Vs.

Oyunu ve kırmızı hapın ne olduğunu zihin yapısı olarak anlayabiliyor musunuz emin değilim. Buna daha önce ilgisi yetersiz kız yazısında değinmiştim. Burada da söylenen ile anlanan arasında bir uçurum var.

Bakın bir kızı nextlediğinizde, belki olacak işi bitiriyorsunuz. Belki bir adım daha atsanız olacaktı. Belki mavi haplı oynasan olacaktı. Evet bu mümkün. Sonuçta 2 red bir next istatistik bir strateji ve 2 redden sonra karşındaki hatunu reddetmen, 10 yürümede sana çok daha fazla başarı getirir şeklinde çalışıyor. Ama belki bir yürümede next yüzünden olmayabilir. Belki 3. adımda olurdu.

Bunu iyi anlayın. Kırmızı hapta başarı bir kızla sevgili olmak ya da onu götürmek değil, ilişkide fazlaca yatırım yapmak zorunda kalan ve bu nedenle de hep kaybetme korkusu ile yasayan tedirgin ve kırılgan mavi haplı olmamak. Kırmızı hapın amacı size o kızı sağlamak değil, sizin daha doyumlu bir hayata sahip olmanız. Bunun için o kızı kurban edebilir ve belki kırmızı haplı olmazsan o kızla çıkacaktın, evlenecektin, çocuklarınız olacaktı. Kim bilir? Fantezi bunlar ama hiç olmayacak şeyler değiller.

Şimdi şu durumu düşünelim. Diyelim ki ben kırmızı hapı az çok yutmuş biri olarak bir kıza yürüdüm ve iki kere reddedildim. Kızı nextlerim. Ama nextlerken psikolojim “2 kere şans verdim kullanamadı / kullansaydı (ben ödülüm)” olurdu. Ya belki ilgisinin farkında değil, belki korkuyor ya da ona nasıl da iyi bir tercih olduğumu göstereceğim gibi bir psikoloji değil. Bunlar kızın derdi, benim değil (ben merkezlilik). Ben neden kız arkadaşım bile olmayan kadının dertlerini kafama takayım, neden onun sorunlarını onun için çözmeye uğraşayım? Kız çok güzel diye mi? Kız çok güzelse bana ne? Tek güzel o mu?

Aynı kıza mavi haplı bildiğiniz biri gitti ve yürüdü. 5 kere reddedildi ama aylarca her tarafından sular seller gibi akan ama nedense belli edemediğini ya da kızın emin olmadığını düşündüğü ilgisini kıza boca etti. Ve kızı tavladı! Burada kim başarılı. Mahmut demeyin, toplumun 90%ına göre mavi haplı başarılı. Kızı o kaptı.

Ama kırmızı hapa göre ben başarılıyım. Zira mavi haplımız 10 koyup 1 aldı, psikolojisi de şu : “Mahmuta hayır diyen prenses, sonunda bana evet dedi (ben odul degilim o nedenle arayi ekstra seyler yaparak kapayip bana odul olan kizi kaparım)”.

İşte bu nedenle beta öder diye bir kavram var. Burada ödenen bedel. Zaman, kaynak ama en önemlisi de başka alternatifler. Çöpe atılan bolluk zihniyeti.

Kırmızı hapa gore burada ben başarılıyım. Bunu anlamayamıyorsanız, size saçma geliyorsa, kırmızı hap size göre değil. Hiç bulaşmayıp norm içinde kalin daha hayırlısı. Yoksa kızlar konusunda ortalama bir betadan bile daha başarısız olma ihtimaliniz çok yüksek.

Örneğin evliliğinde büyük sorunlar yaşayan adamlar kırmızı hap uygulamak istediğinde onları hep şöyle uyarıyorum : kırmızı haplı stratejilerin hedefi seni kurtarmak, evliliğini değil. Amacın illa evliliği kurtarayım ise kırmızı hap evliliği bitirebilir! Zira erkeğin maskülen ve dominant olmasına aşırı ters tepki verecek hatunlar vardır, özellikle de erkeklerle ilişkisi mesela çocukluğunda babasi ile ilişkisi yüzünden geri dönüşsüz hasar görmüş bir kadınsa. Erkek şimdiki gibi acı çekse belki çocuklar büyüyene kadar 10 sene evlilik devam edecek ama KH ile bir senede bitebilir.

Şimdi tabii isin tezatı şu ki yukarıdaki Mahmut – Mavi Haplı maçı şansı en az olan senaryo. Kırmızı hap zihin yapısı ile belki o kızı 100% (kendisi ödül olmayan mavi haplı tabiri ile) “kaybediyorsun” ama genel olarak daha çok ve daha güzel kızlarla birlikte oluyorsun. “Kazanan” mavi haplı belki 10% şansına oynayıp kızı “kazanıyor” ama genelde bu kadına surekli yatırım yapmak durumunda kalıyor ve genellikle kızı kapsa bile sonra kendinde çok yiyor. Eninde sonunda kız aslında arayı sürekli ödeyerek kapayan bir adam istemedigini fark edip gidince bunalıma giriyor. Yani kırmızı hap kafası omurgalı ama abazan gibi bir sonuca yol açmıyor (kadın erkek ilişkilerinin gerçek doğasını gören ama yıllardır ego yatırımı yaptıkları masalları bünyeden atamayan öfkeli gençlik gibi kadın düşmanı kesilmezsen tabii de biz ona siyah hap diyoruz), tam tersi mavi hap kafası sıklıkla omurgasız ve abazan olmaya neden oluyor.

Kız ilginin farkında ama emin değil. Belki de ilgisi var ama damga yememek için birşeyler yapamıyor yada utanıyor.

Bunlar daha fazla çabalamazsan bu muhteşem ödülü kaybedeceksin kafasının sürekli pompalayacağı fanteziler. Birincisi tamamen mantıksız daha doğrusu kızlarla tecrübesi olan bir erkeğin güleceği bir bahane. Kızlar, özellikle de güzel kızlar için ilgiden emin olmamak afrodizyaktır. Hayalgücünü kamçılar. Açık iletişim, herşeyi en açık şekilde ortaya dökmelisin, vs … bunlar mavi hap oyunu. İsterseniz kendiniz acı yoldan öğrenin sizi tutan yok ama ben size söyleyeyim sonu genelde hüsrandır.

İkincisi doğru ise de next çekerken siktir çekecek kadar ahmak değilseniz kız çözdü mü geri gelir zaten.

Fakat sorun şu ki bunlar genelde fantezidir. Kızın bizi önemsemediğini kabul etmek yerine kırılgan egomuzu okşamak için böyle bahaneler üretmeye meyilliyiz. Aslında onun da ilgisi var ama belki daha ilgimden emin değil. Aslında ilgisi var ama utanıyor belki. Aslında ilgisi var ama bugün kedisi ölmüş. Vs.

Hep kolay kızları mi elde edeceğiz? Onlar da biliyorsun hb’si düşük yada yüksek dramalı oluyor genelde.

Yoo bilmiyorum. Onca kızla birlikte oldum yaş kemale erdi bilmiyorum. Elde ettiğim kızlar sırf ben onları elde edebiliyorum diye hbsi düşük ya da yüksek dramalı değildi.

Sana ilgisi olan kız kolay değildir, sana ilgisi vardır. Sana ilgisi olmayan kız da zor kız değildir. Sana zerre ilgisi olmayan ve seni tanımaya bile yeltenmeden ya da 5 yemekten sonra reddeden kız gider ilk gecede başkası ile yatağa girer. Senin 5 paragraflık mesajını okuyup cevaplamaz, başkasının tek mesajı için sabahlara kadar bekler. Kolay – zor kız yoktur demiyorum, ama bunun ölçüsü size kolay – zor olması değil. Kısacası, birine 5 yemek yemeden öptürmeyen kız ile ilk gecede onunla seks yapan kız (genellikle) aynı kızlar.

Ek olarak buraya gelen çoğu erkeğin konuşmasından bile kızları henüz pek tanımadıklarını anlayabiliyorsun. Sen mesela düşük cpdli kızı çok ilgi vermeden tavlarım yüksek cpdli kız için çok daha fazla klasik ilgi ve zaman ayırma gerekir sanmak gibi. Oysa yüksek cpdli kızlar (genel olarak yoksa spesifik kızlarda tersi olabilir) ilgi hediye ve erkek gayretine boğulduklarından daha az çaba harcayan kendinden emin bırakıp gidebilen erkeklere ilgi duyarlar. Oyun ve kh yüksek cpdli kızlarda daha fazla çalışır düşük cpdli kızlarda ters tepebilir.

Neden 2 kere red yeyip reddediyoruz? Neden 4 değil? Belki uğraşsam olur? Vs.

Binlerce erkeğin tecrübesinden süzülen 2 red sonra next kuralı yaklaşık 16 yaşında bir kural. Odun kafa gibi uygulamanıza gerek yok tabii. Sen istersen 3 kere dene. Ama 2 kere seni reddeden kızı nextlemeyip daha da üstüne gidiyorsan, kız aslında ilgisinin farkında değil gibi fantezilere bel bağlıyorsan kıza gereğinden fazla yatırım yapıp oneitis yapmama şansın düşük. Sen istediğin kadar oneitis yok de.

Saha Raporu – Hapı Yutmak

Mahmut abi bayadır bunu yazmamı istiyordu benden. Ben hapı nasıl yuttum onu anlatıcam size. Bu aslında biraz da Erkek Adam’ın nasıl doğduğunun da hikayesi.

Hikayeye başlamadan önce, Mahmut Abi ile tanışmadan önce nasıl bir hayatım vardı onu açmam lazım. Mahmut Abi ile tanıştığımızda 20’li yaşların ortalarında, hayatında toplamda 6-7 hatun girmiş bir adamdım. Ortalama bir tipim, fena sayılmayacak bir işim vardı.

Özellikle son 3-4 yılda kadınlarla olan ilişkilerim aşırı dengesizdi. Bazen bir kızı kafaya takıp 6 ay mal gibi peşinde koşuyor, kırk yılda bir de hatun düşürüyordum. Ortam olarak bir sorunum yoktu, çevremde her zaman yazılmaya uygun bir hatun bulunurdu ama bende sonuca gidecek ekipman yoktu. Daha doğrusu yokmuş, sonradan öğrendim.

Bu noktada, dönüp baktığımda yaptığım hataları çok net görebiliyorum. Aşırı alkol tüketimi, düzensiz yaşam, kendine bakmama gibi bir sürü etmen o dönemki başarısızlığımı tetiklemiş. Ama en önemlisi, erkeğin hayatı düzenli olmayınca, psikolojisi de düzenli olamıyor. Düzenli olarak depresif, kaygılı bir ruh hali ile yaşayınca da hatunlar ile ilgili başarılı olma şansı pek olmuyor.

Gelelim asıl hikayeye, Mahmut abi ile tanışmam aslında o dönem Türkiye’den taşınma planları ile başladı. Taşınmayı planladığım ülkeye Mahmut abi’de düzenli olarak seyahat ediyordu, o dönem bana baya bir yardımcı oldu bu konuda.

O dönem gidip gelirken tanıştığı HB7 bir sarışın doğu avrupalı hatun ile tanıştırdı beni. Bir akşam denk getirip bir etkinliğe gittik. Hatun gayet hoş, hatta baya da pas veriyor olmasına rağmen gerizekalı ben hiçbir sinyali alamadım tabi. Kız en sonunda facebook’umu istemese belki de bu hikaye orada son bulacaktı. Ama o gece kızla konuşurken ne kadar tedirgin olduğum hala aklımda.

Neyse ki, kendi adım atmış bir kıza yürümeyecek kadar salak bir adam değildim, kızla bir yemeğe çıktık, gayet de güzel geçti ama tabi o zaman ilk buluşmadan adım atmak falan ne haddime! 2 gün sonra Türkiye’ye geri döndüm ama kızla iletişim devam etti. 2 ay sonra taşınacaktım ve kızı “sıcak” tutmalıydım. Her gün mesajlaşmaya başladık, tabi o zaman oyun falan da yok, mal gibi aklıma ne gelirse yazıyorum falan. 1 ay kadar sonra Mahmut abi ile denk geldiğimizde kızı sordu, “süper gidiyor her gün konuşuyoruz” dedim, “oğlum her gün mesajlaşmak iyi birşey değil kızı soğutursun kendinden” dedi. Hala unutmam içimden “siktir lan ordan sen ne biliyon sanki” dedim. Pişmanım!

Neyse, kızla ilk yemeğe çıktığımızdan 2 ay sonra falan valizimi topladım ve tek yön bilet ile taşıma işlemini gerçekleştirdim. Bu arada muhabbet o kadar ilerlemişti ki kız beni havaalanında karşıladı. Hatta 1 hafta sonraki bir konsere plan yapıp bilet falan da almıştık, hatun cepteydi yani. Daha doğrusu salak ben öyle zannediyordum.

Aslında burası biraz şanssızlık ama kızın çalışma izni ile ilgili bir sorunu oldu ve 3 hafta kadar ülkesine dönmesi gerekti bn taşındıktan 1 hafta sonra. Neyse dedim bekleriz, ne olacak. Kız ülkesindeyken de muhabbet aynen devam etti, ama o zaman beta olan ben, muhabbeti hiçbir zaman tam olarak flört etme kıvamına getiremiyordum. Baya kendi kendimi friendzone’a itiyordum ama farkında bile değildim.

Bu arada taşındıktan sonra Mahmut abi ile fazlaca zaman geçiriyorduk, o ara ara beni eğitme girişimlerinde bulunsa da umursamıyordum, her şey yolundaydı nasılsa. Hatun döndüğünde ben “bir şekilde” bu işi çözecektim. Şimdi dönüp kendime bakınca beni bir gülme alıyor.

Neyse hatun döndü, ilk buluşmayı yanağa güzelce bir öpücük ile kapattım. Ama ikinci buluşmada bir sorun vardı, kızın istediği restaurant’a gidip, onun istediği yerlerde takılmıştık ama kız pek de memnun gözükmüyordu. Hatta kız buluşmanın sonunda açıkca “ben daha dominant, güçlü bir erkek istiyorum” cümlesini açıkca kurdu.

Bu noktada kıza bir parantez açmak lazım, Doğu Avrupa (Rusya ve civarı diyelim genel olarak) kültürü bu konuda baya sert. Erkekler genel olarak aşırı dominant ve mental olarak sağlam. Bizim hatun biraz spirituel ve hafif feminist olmasına rağmen bu kültür ona da net bir şekilde işlemiş durumda. Garip olanı çoğu kadının aksine bu hatun ne istediğini açıkca söyledi. Bunun tam olarak nedenini hala çözebilmiş değilim.

Tahmin edeceğiniz üzere bu buluşma çok daha soğuk bitti ve ben eve kuruldum. Eve gitmeden kıza “ya noldu sorun ne?” gibisinden bir mesaj attım ve konuşmaya başladık. Bu arada eve vardığımda da güzelce içmeye başladım. Kıza gel konuşalım sorun ne diyince, “gel burda konuşalım” dedi, kalktım evine gittim. Kız alkollü olduğumu anlayınca, “eve çıkmayalım arkadaşlarım uyuyor” dedi, apartmanın bahçesinde konuşmaya başladık. Tahmin edeceğiniz üzere kız “bizden sevgili olmaz arkadaş kalalım modunda noktalandırdı konuşmayı. Ben de mal gibi “tabi olur” diyerek kabul ettim bu durumu. Kafada hala bir yerlerde ben bu kızı döndürürüm düşüncesi var tabi.

Kafam allak bullak olmuştu, 3 ay emek verdiğim kız 2 buluşmada kıçıma tekmeyi basmıştı. Birkaç gün sonra Mahmut abi’ye anlattım olayı, adam resmen suratıma kahkaha attı. Sonra biraz neden böyle olduğunu anlatmaya başladı bana, “dur lan bu adam hakatten birşey biliyor galiba” dedim kendi kendime.

Mahmut abi’nin anlattığı şeylerden yola çıkarak aramaya başladım internette, sadece bu adam biliyor olamazdı ya bu işleri. Reddit’te The Red Pill’i bulduğumda altın madeni bulmuşa döndüm resmen. Ben Mahmut abi’ye reddit’i, o da bana eskiden kalma kaynakları göstermeye başladık.

İlişki Sihirbazı kitabının ilk 20 sayfasından sonra kafayı kaldırdıp “hassiktir lan bu adam haklı” dediğim anı unutamam. The Red Pill bugüne kadar ilişkilerimle ve kadın davranışları ile ilgili anlamlandıramadığım her şeyi açıklıyordu. Neden peşinden koştuğum hatunlardan sonuç alamadığımı, neden çok kötü davrandığım hatunların peşimden ayrılmadığını, neden 3 yıllık kız arkadaşımın benden tiksinerek benden ayrıldığını.

İnsan bir konuyu teorik olarak öğrendiğinde o konuyu çok rahat uygulayabileceğini sanıyor. Ben konuyu çözdüğümü düşünüyordum ama asıl sancılı süreç yeni başlıyordu.

Sarışın hatun ile bağımı kopardım, yürüdüğüm hatun ile arkadaş olmanın bir mantığı yoktu. Hayatım çok da dağınık değildi aslında, yakşalık 15 yıldır ailemle yaşamadığım için her işimi kendim görmeye alışmıştım. Kilolu bir adam değildim ama yıllardır bilgisayar başında olmaktan postür konusunda baya bir kötüydüm. Spora başlamam gerektiğini farkettim.

Aslında bu kararları aldıktan sonra, herşey iyileşmeye başladı. Yalan söylemeyeceğim, ilk 3 ay en zor kısmıydı. Hem yıllardır spor yapmamış bir bünyeyi haftada 3 gün ağır spor yapmaya zorluyordum, hem de Tinder, bar v.s. gibi ortamlardan date kovalıyordum. Buluştuğum ilk 10 hatundan falan hiçbir sonuç alamadım. Shit testleri anlamak ve onlara buluşma esnasında modunu düşürmeden cevap verebilmek en zoruydu başlarda.

Zamanla işler güzelleşmeye başladı. Yatağa atabildiğim ilk hatun kendime olan güvenimi baya bir yerine getirdi. Ordan aldığım gazla da devamı geldi. Tabi çok reddedildim, moralimin bozulduğu zamanlar da oldu, ama her kötü giden buluşmadan sonra dönüp nerde yanlış yaptığımı anlayıp kendimi geliştirmeye devam ettim. Bu noktada sağolsun Mahmut abi ile baya bir mesai harcadık. O da konuya yıllardır uzak olduğu için bir anlamda onu da canlandırmış oldum.

Benim için konuyu tam anlamıyla iki şey oldu. Birincisi, tabak çevirmeye başlayınca insanın kafası çok daha rahat oluyor buluşmalarda. Bu olmazsa yarın başkası nasıl olsa olacak düşüncesiyle, erkek çok daha özgüvenli hareket edebiliyor ve bu kadınları çok ciddi anlamda etkiliyor. İkincisi de reddit’de okuduğum “Bir kadın sizinle buluşuyorsa kafasının bir yerinde sizinle yatma fikri vardır. Bu fikri ancak ve ancak sen mahvedebilirsin” lafıydı. Bunu kafama koyduktan sonra herhangi bir kadın karşısında çok daha rahat ve özgüvenli olabilmeye başladım ve başarı oranım inanılmaz arttı.

İşte tam bu sıralarda Mahmut abi 2000’lerin başında erkekadam.com diye bir site olduğundan bahsetti, site falan kalmamış tabi. Farkettik ki bu konu ile ilgili Türkçe çok çok kısıtlı kaynak var, dedik biz neden yapmıyoruz birşeyler, hiç olmazsa çeviri yapar ingilizcesi olmayan erkeklere okuyacak kaynak yaratırız diyerek başladık yaklaşık 3 sene önce. İyi de yapmışız.

Kendi adıma konuşmak gerekirse, benim açımdan hapı alıp dönüşümümü geçirip sonuç almaya başlamam yaklaşık 2 ayımı aldı. Tabi bu kişiden kişiye farklılık gösterebilecek bir durum. Ben çevremde kadın olmasına alışkın bir adamdım, sadece oyun konusunda beceriksizdim. Oyunumu biraz geliştirdikten sonra ortaya çıkan sonuçları eski saha raporlarımda görebilirsiniz zaten.

Bu arada sarışına ne oldu onu da anlatmadan bitirmeyeyim. Birkaç ay sonra bir mekanda karşılaştık, yanıma geldiğinde ben başka bir hatuna yürüyordum. Sarışın biraz ilgi göstermeye başlayınca diğer hatun ortadan kayboldu, kadınlar sarı saçlı, mavi gözlü ve kendilerinden daha güzel bir kadın ile yarışmaya girmeyi pek sevmezler. O gece dudaktan güzel bir öpücük verip gitti, ama 2 gün sonra hatun “sen beni öptün ben öpmedim, yok ben seni arkadaş olarak görüyorum” deyince, hayatımdan temelli çıkardım gitti.

Nasıl kız arkadaş bulabilirim?

Kadın erkek ilişkilerinin doğasını keşfetmeye başladıktan sonra kendimi hiç düşünmeden yaparken keşfettiğim ve bu işin içindeki birçok kişi tarafından da keşfedildiğini düşündüğüm bir şey var.

Bir erkek kız arkadaş (uzun süreli ilişki) arayamaz. Ancak kız arkadaşa (uzun süreli ilişkiye) açık olabilir ve kız arkadaş (uzun süreli ilişki) onu bulur.

Bunun zorlama değil de yetişkin bir erkek adamın doğal hali olduğunu anlamak size zor gelebilir. Ama işin doğal hali bu arkadaşlar. Doğal olmayan ve bir mavi haplını öğrenerek yaptığı şekli ise yılların tecrübesi ile ustalaştığından ortalama erkeğe doğal görünüyor. Olay şu ki, erkeğin kız arkadaş araması onu genelde hüsrana götürürken en sağlam ilişkileri ise kız arkadaş fikrine açık ama aramadığı zaman karşısına çıkan ve onu erkek arkadaşa eviren kadınla oluyor.

Kendisine aktif olarak kız arkadaş (ya da eş) arayan erkeklerin en büyük problemi, bu zihin yapısı ile karşılarına çıkan kızı o kalıba sıkıştırmaya yatkınlıkları ve kızın olabilecek (illa olacak demiyorum) faüllerine karşı körleşmeleri. Bir başka açıdan bakarsanız kafalarındaki hayali karşılarındaki bedene giydirmeye çalışıp uymayan taraflarını terzi gibi kesip biçerek kotarmaya çalışıyorlar. Sonuçta ortaya çıkan elbise üstte durmuyor tabii ki.

Daha doğalı erkeğin bekarken hayatına giren bir kızın belli bir süre sonra erkeği ilişkiye çekmesi ve erkeğin de kıza bakıp “bu kız ilişkiye gidiyor bakalım nasıl olacak” diye olayı gözlemleyerek akışına bırakması.

Bunun doğal olmasının bir sebebi de algoritmanin öbür yarısı ile yani kadının vahşi (özgür) bir aygır olan erkeği dizginleyen dişil güç olduğu fantezisi ile örtüşmesi. Tabii bu dizginler ile torbaya sıçan fayton beygirine dönüşen aygırlar kendilerini kapı önünde bulabilir. Bu hikayenin ana kahramanı, kadının aktif çabası ile ve sırf o kadın için bilinçli olarak kendini sınırlayan ama aslen opsiyonu olan adamdır.

Bakın bu kadınlarda o kadar güçlü bir dürtüdür ki, birçok kadının hayatını heba eder. Kadın 20li yaşlarında aynı yaşlarda bir adamı dizginlerim diye hırs yapar ve sabırla yıllarca dizginlenmesini bekler. İkisi de 33 yaşına geldiğinde adamın dizginlenesi gelir ve gider 20 yaşında kız bulur dizginlenir, diğer hatunu pat diye terk eder. O nedenle kızlara genellikle dizginlenme yaşına gelmiş bir erkeğe zaman harcamalarını (mesela 8 – 10 yaş daha büyük) ve aynı yaşlarda ve 30larına kadar dizginlenmeyeceği belli adamlarla vakit kaybetmemelerini tavsiye ediyorum ama bu başka bir konu.

Diyelim ki bekarsınız. Pardon demeyelim, çoğu okurumuz bekar zaten. Tabak çeviriyorsunuz. Yani illa birden fazla kızla berabersiniz diye değil, birden fazla kıza yürüyorsunuz. Bu kızlardan biri ile ilgili bir süre sonra bir farklılık göreceksiniz. Diğerlerinden daha azimli olacak zira kızın kendisi muhtemelen tabak çevirmiyor olacak(*) Diğerlerinden daha nitelikli olacak. Örneğin yemek yapıyor olacak, göze batan fazla problemi olmayacak, vs …

Bir parantez açayım : Birçok safoğlan burada gelip tek nitelik olarak aynı naneyi abukluyor : “kız gözümün içine bakiir, ağzıma düşiir ağabey!” Abiciğim gözünün içine bakması ne tek kriter ne de bir garanti. Sizi gözüne kestirmiş en deli kadının yapacağı şey de o zaten. Ya da sizinle birlikte 3 tabak çeviren kadın da gözünüzün içine bakabilir. Mesela Borderline Kişilik Bozukluğu olan kız size başlangıçta genelde hayatının en büyük aşkı gibi davranır. Kırmızı haplanmadan oyunu kotarmanın tehlikelerinden biri, normal kızları arkaya itip sahnenin en ön sırasında çığlık çığlığa sizi izleyen deli hatunların eline düşmektir. Normal kızlar biraz daha pırıltısızdır ve bu deliler kadar hızlı değillerdir. Kriterleriniz “benim için deli olacak” gibi geçmişin tercih edilmemişliğinin öcünü alır şekilde aşağılık kompleksi merkezli olursa fena yanarsınız. Hem de birçok kere.

Neyse, insani kriterleri sağlayan hatun zaten ilişki olayını halleder. Siz sadece oturup onun bunu yapmasını seyredersiniz. Yavaş yavaş evinize yerleşir. Önce orada burada (özellikle de erkeğin pek göremeyeceği ama başka kadınların görebileceği yerlerde) iz bırakır. Yemek yapar dolaba bırakır, bir erkeğin asla almayacağı desenlerde don – gömlek alır, evini temizlemeye başlar, çöpe bir erkeğin atmayacağı şeyler atar, öğrenci yurdun kapısına “La Mahmut halaya geldim ama seni odanda bulamadım. – Düriye” diye post it koyar, hastasın diye odana oda arkadaşlarınla çorba gönderir (arkadaş dediğin piç de koridorda çorbayı yer ve sana “la Mahmut çorba çok iyiydi kız sana yanık ama bak ben de sana tost aldım” diye kendine aldığı soğuk tostu vererek sırıtır ) vs … vs … Aslında izlemesi şirin bir süreçtir.

Bakın kız arkadaş fikrine açık olmanızdan bahsediyorum, her önünüze çıkan kıza tek gecelik davranıp sonra birinin sizi erkek arkadaş yapmasını beklemekten bahsetmiyorum. Sizin bir beklentiniz yok. Tek gece de olabilir, çok gece de ya da bir ilişki de. Başından bir etikete gerek yok (kız aşırı alarmlı değilse).

Kendisine aktif olarak kız arkadaş (ya da eş) arayan erkeklerin en büyük problemi, bu zihin yapısı ile karşılarına çıkan kızı o kalıba sıkıştırmaya yatkınlıkları demiştim. Bunun pratikteki anlamı, bu adamların her kadını aynı canavara çevirmeleri. Adam karısından ayrılır, hemen evlilik peşine düşer ve 6 ay sonra evlenir. Sonra bir bakarsınız tamamen farklı geçmişten gelen bu kadın da 6 ay içinde adamın eski karısının aynısına dönüşmüş. Şimdi soralım :  İki kümenin ortak elemanlarının oluşturduğu küme, bu kümelerin kesişim kümesidir. Her iki kümede de bulunan elemanlar kesişim kümesinin elemanıdır. O zaman bu iki evliliğin kesişim noktasında kim vardır? Abimiz tabii ki.

Burada aktif olan mekanizma muhtemelen adamın erkek olarak eksikliklerinden dolayı kız arkadaş / eş arama ihtiyacı. Kendi başına olamayan bu kişilerin hayatlarında bir boşluk oluyor. Bu boşluğu kadınla doldurmaya çalıştıklarında ise kadın kim olursa olsun, aynı tıkaç pozisyonunda aynı mavi ekranı veriyor.

Bu yazdıklarım yeni şeyler değil ama arada tekrarlamak gerekiyor. Daha önce ne demiştik :

Günümüzde, uzun süreli ilişkiyi hayatının amacı haline getirmiş o kadar çok beyni yıkanmış, kadınsılaşmış erkek var ki. Oysa bir erkek için uzun süreli ilişki asla amaç olmamalı. Bir erkek uzun süreli ilişkiye açık olabilir ancak.

Eğer erkekseniz bunu kafanıza kazıyın, erkek ilişkinin kapı bekçisidir. Kadının seksi amaç haline getirmesi nasıl ona bazı aşağı sıfatlar getiriyorsa, erkeğin ilişkiyi amaç haline getirmesi aynı sıfatları hak eder. Seks nasıl kadının ilişkiye getirdiği kaynağı ise, ilişki de (yanı zaman ve emek) erkeğin getirdiği kaynaktır ve bu kısıtlı kaynak sadece kadın bunu hakederse ona verilmelidir.

Sizin kadını seks yapmaya nasıl ikna etmeniz gerekiyorsa, kadının da sizi ilişkiye ikna etmesi lazım. Bir erkeğin büyük bir dikkatle koruduğu “İlişki Kapısı”nın ardında her kadının yaşamak istediği cennet bulunur. Bu cennette en sıkışmış kavanozlar bile kolayca açılır, örümcekler ezilir, kadına şoförlük edilir, aletler onarılır, cesaret ve siparişler verilir. Bu cennet, erkeğin zamanı ve emeği ile işler.

Bir erkek olarak sizin zaman ve emeğiniz en değerli kaynaklarınızdır. Bu kaynaklarınızı “işler yapmak” için kullanırsınız – özellikle de hayattaki amacınızı gerçekleştirecek işler. Bu nedenle bu zaman ve emeği bir başkasına verdiğinizde, o kişinin bu muazzam armağana saygı duyması ve takdir etmesi gerekir.

Bir kadınla ilişkinin yönetiminin temeli budur. Kadınınızın sizin zaman ve emeğinizi takdir etmesini ondan taviz vermeden beklemelisiniz.

Bazı erkekler zaman ve emekleri için takdir beklemezler. Bu erkekler kadınların ilişki kapısından kolayca geçmesine göz yumarlar. Hiçbir kriterler, duvarları, bariyerleri yoktur. Bu erkeklere meriç ya da beta uydu erkek denir. Friendzone denilen bir dördüncü dünya ülkesinde yaşarlar genelde.

Bazı erkekler ise zaman ve emekleri konusunda aşırı korumacıdırlar. Kadınlara genelde geçici seks vizesi verirler ve bir iki pompa bastıktan sonra da bu kadınları sorgusuz sualsiz bu sınırdışı ederler. Bunlar  yanlız kovboy alfalardır.

Siz muhtemelen bu ikisinin ortasında bir yerde olmayı tercih edeceksinizdir. Yani bir kadınla romantik ilişkiye girmek isteyeceksiniz – ama ancak o bunu hakederse. Unutmayın, sizin masaya koyduğunuz şey (zaman ve emek), kadının masaya koyduğu şeyden (seks) daha değerli. Erkek kadınla birlikte olmak isteyebilir, ama buna ihtiyacı yoktur. Kadının ise erkeğe ihtiyacı vardır (en azından büyük çoğunluğunun).

Dipnot : Yeri gelmişken şu sevgililik olayı ile ilgili de bir lafım var. 16 – 25 yaşında bir adamın 26 – 35 yaşlarında, şu anki sevgilisi ile birlikte olma ihtimali sıfıra yakın. Tamam hiç takmayın demiyorum ama bu sevgililik kurumunu çok ciddiye almayın. Sürdüğü sürece tadını çıkarın, bitti mi de zaten bitecekti deyip yolunuza bakın.

Ben kimim ki bunu size söylüyorum? Ben sizin ölmez kalırsanız 38 yaşınızdaki halinizin sesiyim. Benim yaşıma geldiğinizde şu anki yaşınıza söylemek isteyeceğiniz bir şeyi söylüyorum. Bunu bir düşünün. Bir ilişkiden bir ilişki olmasından fazlasını beklemeyin.

(*) Kendi tabak çevirme aktivitesini harem gibi gören bazı PUAlara çok gülüyorum. Saf saf sanki kendileri kızları tabak gibi çevirirken kızların da tabağı olduğunu bilmiyorlar. Tamam, her kız sizi tabak yapmaz ama harem nedir? Harem dediğin bir erkeğe ait bir sürü kadın demek oysa burada daha çok birbirini tabak diye çeviren 2 insan var.

 

Pook’un Kitabı – 15 Ders – Onbeşinci Ders

Pook’un Kitabı – Giriş ve 15 Ders

Önceki Bölüm : Pook’un Kitabı – Ondördüncü Ders

Genç adam artık, hayat ve kadınlar hakkında bilmesi gereken herşeyi biliyordu. Hayat denilen kumarhaneye adım atmıştı ve oyuna girmişti. Bir erkek zar atarken, genç adam zar atana odaklandı ve :

“Pook! Senin konuştuğun genç adam kim biliyorum! O sensin!”

“Evet. Ben sana sadece kendi öğrendiğim dersleri anlatıyorum. Genç adama çıkışırken, aslında kendime çıkışıyorum. Hadi devam edelim.”

Pook masaya baktı ve zafer haneleri ile onların sunduğu ödülleri gördü. Önemli olanın kazanılan ödüller olmadığını bilerek zarı elinde salladı. Hayatın tuzu biberi, zarın şındırtısıdır” dedi kendi kendine.

Oyunu yöneten sordu : “Mösyö Pook, bu el için ne kadar bahis oynamak istiyorsunuz?” dedi. Pook elindeki zarlara baktı. Yetenek, Hayaller ve Dayanıklılık zarlarıydı bunlar. Bir de elimdeki çiplere baktı. Bir renkte sahip olduğu tüm mal varlığı, diğerinde ailesi ve arkadaşları da dahil sosyal bağları ve diğer renkte ise sahip olduğu en muhteşem varlık vardı : zaman.

Pook oyun yöneticisine döndü. “Hepsini masaya koy.” Oyun yöneticisi panikledi. “Ama bunu yaparsanız, tüm varlığınızı, sosyal ağlatınızı ve zamanınızı yani hayatınızı kaybedebilirsiniz. Bunların tamamını yeteneğiniz, hayalleriniz ve dayanıklılığınız üzerine oynamak istediğinizden emin misiniz?” dedi. Kumarhanedeki herkes Pook’a dönmüştü. Çok az insan bütün herşeyini masaya koyardı.

Zarı sallarken “hepsini masaya koy” diye tekrarladı Pook. Zarları yuvarlarken şöyle dedi :

“Hayatta alabileceğin en büyük risk, her şeyini masaya koymamaktır!”

“Dünyanın en zeki, en yetenekli ve en azimli insanı olabilirsin. Ama RİSKİN şanını kucaklamadan hayatta ve kadınlarla başarılı olamazsın.”

“Ama Pook. Ben risk almaktan korkuyorum. Ya kaybedersem?”

Pook genç adamı tokatladı. “Kaybedemezsin! Herkes seni tanımlamaya, seni kendilerine göre şekillendirmeye çalışıyor. Politikacılardan arkadaşlarına kadar. Sen olduğun gibi kaldığın sürece her şey yolunda. Sen bu kalıbı kırdığında ise herkes ama herkes seni durdurmaya çalışacak.”

“O zaman nasıl kaybedemeyiz ki?”

“Yiğit savaşçının savaş meydanında savaşarak kaybetmesi onurdur. Erkeği zafer değil savaş tanımlar. Bazı insanlar vardır, lanet ya da kötü şans ile hergün kuru ekmek yemek zorunda kalırlar. Bu durumu değiştirmek için her savaştıklarında, kazanıyordurlar.”

“Yani, risk almak savaşmak demektir. Yani bu bilgi ve öngörüler ise kılıçtır, kalkandır, zırhtır ve savaşırken kullandığın diğer şeylerdir. Ve ellerinde yeterince silah yokken bile savaşanlar, baştan aşağı en iyi silahlarla donatılmış iken kıçının üstünde oturanlardan daha değerlidirler.”

“Evet. Cennet, kibarca söyleyelim, bir çift zardır. Elindekini harekete geçmek için riske at. Eğer yeteneklerini ve hayallerini gömüp üstüne yatarsan, göklerin gazabı üstünde olacaktır.”

“Ama ya durum İMKANSIZ ise? Ya HER ŞEY SENİN ALEYHİNE ise? O zaman ne olacak?”

Pook bu yazıdan yorgun, tüm Pookların geldiği Pook Ülkesine doğru yavaş yavaş gözden kaybolmaya başladı. Giderken de şöyle dedi. “Şunu unutma …”

“Fırsatlar, imkansız durumların ardına gizlenirler.”

Pook’un Kitabının Tamamı (PDF 385 Sayfa)

 

Pook’un Kitabı – 15 Ders – Ondördüncü Ders

Pook’un Kitabı – Giriş ve 15 Ders

Önceki Bölüm : Pook’un Kitabı – Onüçüncü Ders

Genç adamın tek bir problemi kalmıştı. Kadınlarla, tek gecelikten buluşmaya ve uzun süreli ilişkiden tüm alanlarda oldukça başarılı idi. Ama arada sırada, sanki bir Yaratık yarıp da çıkmaya çalışıyormuş gibi, göğsünde bir baskı hissediyordu.

Kadınlar onunla “falan filan, falan da filan” diye konuşurken oldukça tatlı bir hisse kapılıyordu. Kız tatlı tatlı konuşmaya devam edince tüm vücudunu sıcak bir his ele geçiriyordu. Ona ne olmakta idi? Kız konuşmaya devam ediyordu ve bu his onun vücudunu sarıp onu felç ederken bir zehir içmiş gibi hissediyordu. Kız konuşmaya devam ettikçe, genç adam bu his yüzünden bayılacak gibi oluyordu.

Ertesi gün, kıza çiçek, çikolata ya da kötü şiirler göndermemek için kendiniz zor tutuyordu. Ve sonunda dayanamadı ve kendini bıraktı, “Sen benim hayatımsın! Senden başkasını böyle sevmedim. Senin için HERŞEYİ yaparım.”

Ve birgün kız şöyle dedi, “sanırım arkadaş kalmalıyız …”

AFC hastalığı yeniden ortaya çıkmıştı! Bir erkek bu hastalıktan tamamen nasıl kurtulabilir? Genç adamın suratında bir gülümseme belirdi ve farkına vardı :

“Her zaman bir yedek piliç bulundur!”

“Ama Pook! Belki de bu çocuk aşık olmaya başlamıştı!”

“Hayır, bu sahte aşk. Gel ve gör.”

Pook genç adamı Erkeğin Kalbine götürdü. Geniş odada, her duvarda birçok televizyon ekranı vardı.

“Burası neresi?”

“Her erkeğin değişik şeylere yönelik tutkuları vardır. Bu duvarda “araba” tutkusu vardır. Birçok değişik arabanın görüntüsünü görebiliriz, o hepsini sever. Bir başka duvarda da “yemek” tutkusu vardır. Burada da bir sürü değişik yemek görürüz, onun tüm favori yemeklerini. Eğer herhangi bir tutku duvarına gidersen, o tutkuyla ilgili bir sürü ekran vardır. Şimdi ise Kadın Duvarına bak.”

“Pook! Orada sadece bir ekran ve o ekranda da bir foto var!”

“Evet. Doğa bizi eğer evlilik içinde isek o duvarda sadece bir resim olacak şekilde sevmek üzere tasarladı.”

“Bunu anlayabiliyorum. Ama o zaman sorun ne?”

“Sorun şu ki adam daha evli ya da nişanlı değil! Aslında sadece “ilişki” içindeler veya “sadece arkadaşlar” ama erkek sanki kızla evliymiş gibi seviyor!”

“Aman tanrım …”

“Evet. Eğer bir erkek kızlarla buluşmaya başlarsa ve her defasında bir kızla birlikte ise, duvarında sadece bir kız olacaktır. Eğer duvarda sadece bir kız varsa, oğlan ister istemez kendisini o kızla evliymiş gibi görecektir. Bu da onun daha yeni görüşmeye başladığı kızla AFCye dönüşmesine neden olacaktır.”

“Diyelim ki genç adam sosyal yeteneksizlikten müzdarip ve sadece bir arkadaşı var. O arkadaş da bir kız. Sadece o kızın fotosu duvarda olacak. Yani bu nedenle kıza aşık mı olacak?

“Evet. Eğer tek bir f*ckbuddysi varsa, bir süre sonra kızla çıkmak ve daha fazlasını isteyecek ve zamanla AFCye dönüşecek.”

“Ama eğer yedekte bir piliç varsa …”

“… o zaman duvarda başka bir foto daha olacak. Bu durumda “evliymiş” gibi hareket edemeyecek zira orada birden fazla fotoğraf var. Bu da onun potansiyel AFCliğini durduracak.”

“Ama eğer başka şeylere ilgili ise? O zaman tek bir kızla çıkması gerekmez mi?”

“Hayır. Ya BİRDEN fazla kızla çık ya da HİÇ çıkma. Eğer sadece BİR kızla çıkarsan, AFC olursun. Çoğu erkek birden fazla kızla çıkmak için çok TEMBELdir ya da bundan KORKAR. Bu nedenle de hayat boyu AFC kalırlar.”

Sonraki Bölüm : Onbeşinci Ders

Erkek Adamın Notu : Bu yazı, Erkek Adam sitesinin Patreon destekçilerinin katkıları ile çevirilmiştir.