Hipergami konusunda gerçeğe dayanmayan düşünce ve korkular arada bir yorumlara geliyor. Bunu arada bir hatırlatmakta fayda var yoksa sırf bu kavram bile klasik mavi haplı masallardan kaynaklanan yanlış anlaşılamalarla birleştiğinde, erkeği negatife itmeye yetiyor:
Mahmut abi, kızların hipergamik olduğunu kabul ettikten sonra nasıl kızlara güvenmeye hâlâ devam edebiliriz? Özellikle 20-27 yaş aralığı yani hipergaminin zirve yaptığı dönemde.
Bkz. Kadınlara güvenmek İlişkilerde bindiğiniz dala değil kanatlarınıza güveneceksiniz ve yetişkin erkekliğe, oğlan çocukluğunda ihtiyacınız olan güven ihtiyacını taşımayacaksınız.
Kızlar hep erkekler arasında en iyisini secmek istiyorsa …
Böyle bir şey yok. Kadınlar erkekler arasından, kendi kapasitelerinin elde edebileceğinin en iyisini seçmek istiyorlar. Bazı kırmızı hap mankafası insanlar ki sayıları camiada çok, bunu aynen senin dediğin gibi yazıyorlar. Bu, kadınları tanrıça gören mavi kafanın uzantısıdır. İnsanlar, en önce kendi kapasiteleri ile sınırlıdırlar. Kadınların öyle en iyisini seçme gibi bir lüksü yok. Sosyal medya tarafından egosu şişmiş bir kadın bile genellikle kendi kapasitesini için için bilir. Bilemeyecek azınlığa bulaşmayın yeter.
… ve biz bi ciddi ilişki içindeyken bizden daha iyi bir erkek ona yürürse kız neden “daha iyisini cepte buldum, bununla devam edebilirim” demesin ki?
Çünkü karşında dürtülerinin esiri bir süper yaratık değil, bir insan var. Öncelikle hipergami tek çalışır dinamik değil. Kadınlarda hipergami var demek, kadınlar sadece hipergaminin esiridir demek değildir. Bkz. kaplan terbiyecisi, bkz. Hipergami üzerine notlar, bkz. awalt
Kısacası (a) her kadında aynı seviyede hipergami vardır ama her kadındakiahlak, dürtü kontrolü, vs. seviyesi aynı değildir. O nedenle kadını seçmek önemli. (b) Kadının erkeği yeterince erkekse, eldekini bırakıp gitmenin kaybı yüksek olursa, çoğu kadın bu atlamayı düşünmez bile. Erkek adam olarak değersiz, masküleniteden uzak, iyi / efendi çocuk sünepesini bırakmak pek kayıp olmadığından, o tip adamlar hipergaminin insafındadır. Yani senin yeterince erkek olman önemli.
Erkekler de önüne gelen güzel kadına kayma dürtüsüne sahip ama sırf o dürtü ile mi yaşıyorlar? Erkeklerin tohumlarını yayma dürtüsü en öncesinde kapasiteleri sonra kendi ahlak anlayışları ile sınırlı. Kadınlarda da aynı.
Sırf duygusal bir bağ var diye daha etkileyici olan erkeğe gitmeyen kız bize sevgisinden değil ilişkiye saygısından devam edecekse bence etmese daha iyi. Gitsin o alfa bireyle takılsın, çiftleşsin.
Vay. Çok romantiğiz. Bence sen bu absürt romantik düşüncelerden kurtulamazsan git masal dünyasında pembe pembe yaşamaya devam et. Kafandaki kutsal aşk çocuğu hayatına hastalıklı bir çocuklukla bağlı kalmaya devam ediyorsun ve yetişkin bir erkek olmak istemiyorsun henüz. Fakat egonu şişire şişire “gitsin onlarla takılsın” dersin, kadınlar da hay hay derler ve sen de kadınlardan, kendinden, dünyadan nefret ede ede yaşar gidersin. Zihin yapın hala mavi haplı bundan hızlıca kurtulman lazım.
Anlayamıyorum hâlâ bu durumu, yanımıza her alfa gelişinde onu kıskanmamız mı gerekecek?
Cinsel rakiplerini kıskanmak kadınlara özgü bir harekettir. Erkekler böyle işlemezler ama günümüzde erkekler feminenleştiği için cinsel rakiplerini kıskanmaya başladılar. Yeterince erkek adam isen, kimseyi kıskanmana gerek yok.
Erkek adam aldatılmaz mı? Aldatılır. En alfa adam da aldatılabilir. Ama yetişkin bir erkek bundan korkmaz. Zira hem bunun ihtimali azdır hem de oldu mu erkeğe zarar verme şansı yoktur. Bu tür korkular, erkek cinsel çekiciliğinden yoksun ve bir kadına tamamen yatırım yapıp terk edilince yıkılacak adamların derdi.
Hipergami gerçeğini bilen bir erkek söylemesi ayıp gavat gibi hissetmez mi bu duruma kayıtsız kaldığında?
Gavat ne alaka? Yukarıda sıraladığın kırmızı hap mankafalılığı düşüncelerine devam edersen böyle absürt, saçma sapan ve alakasız şeyler düşünürsün.
Kırmızı hapı her bünye kaldırmıyor zira böyle gerçekten kopuk ve izole yorumluyorlar. Senin şu anki durumun şuna benziyor: Kırmızı hap sana trafik kurallarına uymazsan, iyi sürücü olmazsan başına gelecekleri gösteriyor. Zira sana nasıl sürersen sür, gideceğin yere mutlu mesut gideceğin anlatılmış. Kendin gibi sür, kimsenin sana şöyle ol demesine izin verme masalından uyanmışsın. Bu durumda trafik kurallarını öğrenmek, uymak ve iyi sürücü olmak şeklinde davranman gerekirken sen trafiğe çıkmaktan korkar hale geliyorsun.
Genelde ilk çocuktan sonra ya da evliliğin 10. Yılından sonra kadınlarda böyle arızalar olabiliyorlar. “Ben sevişmeyi sevmiyorum”, “ben cinsellikten eskisi kadar zevk almıyorum”, “ben zaten sekse düşkün bir insan değilim”, “Başım ağrıyor” vs… Ben kendi tecrübelerimden ve Mahmut Abi’nin yüzlerce tecrübesinden yola çıkarak söyleyebilirim ki, yazıdaki teşhis doğru. Eşiniz artık kendi çerçevesinde yaşıyor ve sizi sadece elde tutuyor. Emin olun, eşinizi kendi çerçevenize yani eşinizin sizin ve onunla birlikte kurduğunuz ailenin çerçevesinde yaşaması gerekiyor. Yoksa sizi hayat arkadaşı olarak kabul eder fakat koca olarak kabul etmez. Bunun sağlamanın tek yolu da, kendiniz için yaşamanız, kendinize dikkat ve özen göstermeniz. Kendinizle ilgili kararlar alın ve uygulayın. Ani değişimler merak, merak başka istekler yaratır bayanlarda.
Ben şimdi 42 yaşındayım. 7 ay önce eşimden boşandım. Mahmut Bey’le de skype üzerinde o dönem değerlendirme yapmıştık. Eşiminle cinsellik yönünden aynı şeyleri yaşamış ve whatsapp üzerinden başka bir adamla konuşmalarını yakalamıştım. Sonrasında barışmak gibi aptalık gösterip tekrar eve döndükten bir süre sonra bu sefer benden habersiz bir cep telefonunu yakalamıştım. Bu telefonun içinde başka bir adamla bir sürü mesaj ve aramalar vardı.
O dönemde bana yukarıdaki maddeleri bahaneleri seks yapmamak için eşim bana sürekli sıralıyordu. Hatun kişi, beni onu tatmin edememekle, şunla bunla her şeyle suçladı. İnsellikten kaynaklı, evimin mükemmel babası olmam istememden dolayı ne dediyse boynumu büktüm ve kabul ettim. Ama kendimde bir dönüşüme başladım. Spor salonu, yüzme, krav maga son olarak askeri pentathlon gibi sporlardan sonra vücudumu bir şekle soktum. Bütün gardrobumu yeniledim saç ektirdim, arabamı daha üst düzey yaptım ( sen kendi paranı yemezsen yiyen çıkıyor a.k.a alfa öder beta siker).
Bu süreçte, biri 27 diğeri 38 yaşında2 tane tabak yaptım. Bu sayede cinsellik konusunda şunu anladım ki ben aslında zevk verebiliyor muşum. 40 yaşından sonra, elektro gitar çalmayı öğrendim. Hepsi bu sitenin rehberliği ve yol haritası sayesinde. Şu an yaşadığım mükemmel bir hayat mı? Değil. Kızımla aynı evde yaşamak için sağ kolumu verirdim. Ama en son 2 ay önce eski eşim benimle birlikte olmak istedi cinsel yönden kaç seneden beri ağzından çıkmayan sözleri duydum. Artık umrumda da değil ama gurur vericiydi. Yani sen kendinde önemli ve olumlu yönde bir değişimler yaparsan, işine ve hayatına odaklanırsan kendi hayatının lideri olursan seni takip edenler oluyor bu hayata…
40 yaşında dedektifçilik oynadım, erkekliğimden şüphe ettim, aldatıldığım için hüngür ağladım, çok kırıldım inanın. Kendini karısının çocuğunun mutluluğuna adamış adam gibi adam denilen bir adamdım. Şimdi ise kötü değilim fakat kendim için yaşadığım için dışarıdan bencil olarak değerlendiriliyorum. Fakat bazı şeyler sondan öte bir başlangıç oluyor… Hayat bazen insana bambaşka şeyler ve farklı bir hayat tarzı getiriyor. Siz yeter ki o isteği ve disiplini kendiniz de bulun. Gerisi mucize gibi kendi kendine oluyor.
Boşanma olayına da bir kaç not düşmek istiyorum. Erkekler boşanma olayında maça 5-0 yenik, deplasmansda ve seyircisiz, sahaya 9 kişi ve hakemde direkt satılmış olarak çıkıyor. Aldatma davası ikiye ayrılıyor: aldatma ve zina. Zinayı kanıtlamanız çok zor. Kanıtlasanız bile elinize düşük bir mevla tazminat bile vermiyorlar. Bırakın çocuğunuz varsa velayet almanız bile çok zor. Arkadaşlar aldatılma, aldatanı yakalama, boşanma ve hayatta bakış açısı konusunda uzman olmassam da çok büyük tecrübeler geçirdim. İsteyen admin mail adresimi alıp danışabilir. Elimden geldiğince yardımcı olurum. Mahmut bey iyi bir insan tek kusuru şu %90 olayı çözümlemesine rağmen %10 üzerinden konuşup mümkün olduğunca kırmadan üzmeden birşeyleri kibarca ifade ediyor.
Her şey için teşekkürler.
Bu arada telefon daki mesajlar boşanma davalarında ne kadar etkili ona da değineyim.
Aynı gün içinde atılmış altı karşılıklı mesaj boşanmada sadece tarafın kusurunu belirtir. 5-10 bin gibi bir tazminat alırsın. Davanın ilerleyen dönemlerinde nafaka ödeme ihtimalin bile var.
Tabi ki mesajın nasıl ele geçirildiği, bu yöntemin yasal olup olmadığı da önemli. Bunlar halen Yargıtay da tartışılan konular ve farklı kararlara bağlanan hükümler var. Kimi kararlar aldatan eşin kişisel verilerinin onun rızası ve haberi olmadan hukuksuzca elde edildiği için, delil sayılmayacağını ve bu yüzden aldatılana hapis cezası veren hükümler var. Bir başka davada ise, eşin aldatmayı ispatlamasının tek yolunun bu olduğunu ve casus yazılım ile ele geçirdiği kanıtların hukuksuz yollarla ele geçirilmesine rağmen kanıt olarak sayılmasına karar veren hükümler var.
Bir de burada mesajlaşmanın ne zaman öğrenildiği önemli. 6 ayı geçtiyse, ve hala bir dava yoksa affetmiş sayılıyorsunuz. Ancak aldatılma hala devam ediyorsa ki bu sefer hala devam ettiğini kanıtlamaya çalışıyorsunuz ve delil olarak sayılıyor. Sitedeki evli kardeşlerime yada hasbel kader yolu düşmüş bu yazıyı okuyan arkadaşlarıms hitaben de bu kadar hukuksal ıvır zıvır içinde şunu belirtmek isterim. Aldatılmak insanın çok canını yakar, çok üzülürsünüz. Bu konuda her detayı öğrenmek istersiniz öğrendikçe daha da üzülürsünüz. Böyle bir durumla karşılaştığınızda;
1.Sakın affetmeyin anen sitede yazdığı gibi… Çünkü aldatan yine aldatır. Sen onun hipergamik duygularında sadece sağlayıcısın, koca değil. Hatta yakaladığınız zaman öyle yüklenin ki hipergamisi tuzla buz olacak. Hipergaminin paramparça olduğu bu dönem anlaşmalı boşanma kağıtlarına imza atmak için uygun bir dönem ve oldukça kısa bir dönemdir.
2. Artık aldatmayla ilişkili hiçbir şey araştırmayın. Öğreneceğiniz her detay, canınızı daha da yakacaktır.
3. Hayatta başka şeylere konsantre olun ve günününüzü programlayın. Kendinize görevler koyun ve disiplinize olun. Mesala ben her sabah yatağımı askerdeki gibi topluyorum. Böylece günün ilk görevini başarıyorum. İkinci, üçüncü görev derken basit olsa da bu görevler sizin hem disiplinize olmanıza hem de başarı duygusu birikerek sizin kendinize güveninizi kazanmanıza yardımcı oluyor.
Dediğim gibi zor bir durum, ben bile hala yaralarımu saramadım. Kırmızı hapı tam olarak sindiremedim ki hala buraya bu kadar uzun yazabiliyorum. Affedin arkadaşlar 40 yaşından sonra kırmızı hap bu kadar oluyor.
Ama hiçbir kanıtı yok. Sadece öğrenmiş. Darp izi raporum var, kavga ettik ve SMS ile tehdit mesajı var. Nafaka hakkım var mı? Bir de iki dairesi var, birinde biz oturuyorduk, diğeri boştaydı. Yardımcı olur musunuz?
Avukat şöyle cevaplamış:
Türk Medeni Kanunu’nunda boşanma nedenleri, özel ve genel boşanma nedenleri olarak düzenlenmiştir.
Özel boşanma nedenleri; zina, hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış, suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme ve akıl hastalığıdır. Bu sebeplerin varlığı halinde, eşlerden biri söz konusu durumu ispat edecek şekilde boşanma davası açabilir.
Aldatma halinde boşanma davası ise genel boşanma nedeni olarak düzenlenen Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesi ve zinaya ilişkin olan Türk Medeni Kanunu’nun 161. maddesi kapsamındadır. Tarafıma aktardığınız olayda aldatma fiiline ilişkin kanıt veya tanık bulunmaması durumu sizin lehinize bir durumdur.
Aldatılan eş böyle bir duruma maruz kaldığında ispatladığı takdirde, tazminat talep hakkı bulunmaktadır. Şayet aldatma fiili ispatlandığı takdirde aldatan eş Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun kararına göre aldatılan eşe manevi tazminat ödemekle yükümlü tutulmaktadırlar. Hâkim dosyayı incelemesi üzerine aldatılan eşin kişilik haklarına yapılmış olan saldırının ne boyutta olduğu, şahsın bu durumdan ne derece etkilendiği, konuya ilişkin varsa özel hallerin nasıl bir duygusal tahribata yol açtığı tespit edilecek ve tazminat miktarına karar verilecektir. Bu nedenle davadan davaya değişkenlik gösterecek olan tazminat miktarında esas olan unsur, mağdurun bu davayı bir zenginleşme aracı olarak kullanmasını önlemek adına hak ettiği miktarda bir tazminata hükmedilecek olmasıdır.
Boşanma davalarında aldatan eş, aldattığı eşinden daha yüksek bir kusura sahip olması nedeni ve konunun aldatma olması nedeniyle tazminat ya da nafaka almakta zorlanmaktadır. Dava konusu somut olayın içeriğini ve delilleri bilmemekle beraber aldatma eylemi ispatlandığı takdirde aleyhinize durumların gelişmesi muhtemeldir.
Söz konusu dava sürecinin uzman bir avukat tarafından yürütülmesi önermekteyim.
Avukata kızmayın, olan hukuku anlatıyor. Bu devirde nafaka olayı da varken aldatılanın sinirlerine hakim olamama gibi bir lüksü yok. Bu şekilde aldatıldığını öğrenen bir erkek, işi gücü bırakıp hemen bir avukatla konuşmalı. Böyle bir şeyi öğrenen birinin aşırı sinirlenmesi normal ama karşısındakini cezalandırmak ve kendisini de bu kadından en zararsız şekilde kurtarmak için o sinirlere hakim olması şart! Avukat nasıl delil toplanabileceğini, ne yapılması gerektiğini anlatacaktır. Böyle bir durumda “acil iş gezisine çıkmak” ve bunu fırsat bilen hatunu bir dedektife havale etmek en mantıklısı. Dedektif pahalı ama uzun vadede ispatlanmış bir aldatma çok daha fazla tasarruf sağlayacaktır.
Burada adam darp etmiş (muhtemelen kavga esnasında hatun üstüne atlamıştır ama önemli değil) ve SMS ile tehdit etmiş. Kendini çok kötü bir pozisyona sokmuş. Bir avukat ile görüşmek tek çözüm.
Bir erkek aşırı duygusal, kendine güvensiz birine dönüşerek ve daha çok feminen ve giderek daha az maskülen davranışlar göstererek ilişkinin kadını olmaya başladığında; cinsel kutupluluğu ve sonunda da ilişkiyi mahvetmeye başlar.
Bir kadın kendisini bir erkeğe, o erkek liderlik kabiliyetini davranış, düşünce ve sözleri arasındaki uyumluluğu koruyarak gösterebildiği sürece bırakır. Erkek feminenleşerek, duygusallaşarak, kendinden emin olmayarak ve kadının kendisini yönetmesini ve kararları almasını bekleyerek kendi liderlik rolünden vazgeçmeye başladığında, kadını maskülenleşmeye zorlar. Bu ise kadının asabileşmesine , erkeğe saygısını ve cinsel ilgisini kaybetmesine neden olur.
Erkekler kadınlarını memnun etmek için olmadıkları bir şeye dönüşmeye başlarlarsa, sonunda terk edilirler veya kadın tamamen ortadan kaybolur.
Birbirinizi tanımaya ve ilişkiye başladığınızda maskülen davranırsanız kadın sizi çekici bulacaktır ama daha sonra ilişki içinde feminenleşirseniz kadın sizi itici bulup sonunda sizden kopacaktır. Uzun süreli ilişkisi bitmiş birçok erkekle yaptığım telefon görüşmelerinde bu duruma çok rastlıyorum. Bu değişim aylar ve hatta bazen yıllar içinde oluyor. Erkek yavaş ama emin adımlarla liderlik rolünden vazgeçiyor ve sonunda kadın – erkek rolleri tamamen değişiyor. Başlangıçta oldukça maskülen, lider karakterli ve iyi fiziğie sahip olan erkek, ilişki ya da evlilik içinde ve birçok durumda çocukların da hayatlarına girmesi ile bir süre sonra aman ağzımızın tadı bozulmasın, kız arkadaşımı / karımı sinirlendirmeyeyim, seksten olmayayım, vs. diye kadınını memnun etmeye çalışan bir uşağa dönüşüyor ve sonunda da olmasın diye “uğraştığı” her şey başına geliyor.
Şimdi, şu arkadaşın yazdıklarına bakalım:
Dün gece, hayatım boyunca başıma gelen en kötü şeyi yaşadım. Ben 31 yaşındayım, o ise 33 yaşında. İlişkimiz 2 yıl önce başladı ve bunun ilk senesi, yaşadığım en iyi ilişkiydi. Her şey o kadar iyiydi ki, ilişkinin 3. ayında onun yanına taşındım ve beraber yaşamaya başladık.
Bu çok çabuk olmuş. 3 ay içinde birlikte yaşamanızı tavsiye etmem.
Ama ilişkinin ikinci senesi ise, bugüne kadar yaşadığım en berbat ilişkiydi. Kız acil servis doktoru ve Mart 2020’de koronavirüs pandemisi başladığında, bana karşı daha mesafeli olmaya başladı. Başlangıçta bunu çok fazla sorgulamadım zira çok yorulduğu için böyle davrandığını düşünüyordum. Ama her şey zamanla daha kötüye gitti ve nadiren cinsel birliktelik yaşamaya başladık zira aramıza daha fazla mesafe koyma ihtiyacı duymaya başladı.
Şunu da belirtmem lazım ki işim çoğu zaman evden çalışabilmemi ve evde olabilmemi sağlıyor. Yemek yapmak, temizlik ve kedilerin bakımı gibi işleri tamamen ben yapmaya başladım.
Hah. Yani sen ev hanımı, ilişkinin pilici oldun! Sen kadına dönüştün, o da erkeğe dönüştü. Bu nedenle de sana karşı kızgınlık duymaya başladı. Ve şimdi göreceğiniz gibi, arkadaş oldukça muhtaç ve kendine güvensiz bir ruh haline bürünmüş.
Eve geldiğinde, onun ilgisine ihtiyaç göstermeye başladım ve o da daha mesafeli ve soğuk olmaya başladı zira bir miktar bunalmış hissetmeye başladı.
İlişkinin tüm cinsel kutupluluğunu 180 derece tersine çevirmişsin. Sen erkek, lider olmaktan kadın olmaya evrilmişsin. Kadınlar bundan hoşlanmazlar. Kadınlar bir amcıkla birlikte olmak istemezler zira zaten halihazırda bir amları var (women don’t want to be with a pussy because they already got one). Sen bu şekilde davranmaya başladığında, “ama benimle yeterince zaman harcamıyorsun” diye ağlayacak kadar aşırı duygusallaştığında, sonun pek de iyi olmayacaktır.
Senin bir erkek olarak kaya gibi, çınar ağacı gibi sağlam olman lazım. Tabii senin normal bir kadınla birlikte olduğunu varsayıyoruz. Ruhsal problemleri olan ya da birkaç tahtası eksik bir piliçle berabersen, ne yaparsan yap fark etmez. Bu nedenle kitaptakileri uygularsan, iyi bir kadının içindeki iyileri, kötü bir kadının içindeki kötüleri en hızlı şekilde açığa çıkarırsın. Bu nedenle de eğer bir çürük elmayla birlikteysen, olay raydan çıkmadan sıvışabilirsin.
Ama bu arkadaşın yazdığı gibi bir şey okuduğunuzda ilişkinin bitmesinin an meselesi olduğunu anlarsınız. Cinsel kutupların darmadağın olması ile kadının zamana ihtiyacım var demesinden sonra terk edilmenin yakın olduğu, güneşin doğudan doğacağı gibi bir beklenti. Böyle davrandığınız zaman kadınlar “çok değiştin, artık seni tanıyamıyorum” derler. Burada da olan bu. Kadın böyle demiyor ya da erkek mailde belirtmemiş ama kadınlar bunları söylemeye başlarlar. Bu erkek artık kadının aşık olduğu erkek ile aynı kişi değil zira duygusal olarak zayıf bir piliç gibi davranıyor. Aslında küçük bir kız gibi davranıyor ve bu da hiç çekici değil. “Benimle vakit geçirmiyorsun, benimle ilgilenmiyorsun” diye zırlıyor.
He ya tabii ki “karar verdiniz”. Yersen. Kadın ilişkinize ara vermeye karar verdi ve sen de uslu uslu bunu kabul ettin.
Bunun ilişkimize yardımcı olacağını düşünerek, birkaç aylığına doğduğum kente döndüm. Ama ne yazık ki Aralık ayında bacağım kırıldı ve ayağım kırık geçirdiğim 6 hafta boyunca beni ziyaret etmek istemedi ya da bana tıbbi tavsiyeler vermedi.
Ayrıldınız ve sen evden ayrıldın. Teknik olarak artık kızın erkek arkadaşı değilsin. Ve sen hala aşırı duygusallaşmaya devam ediyorsun. Zira burada sen gerçekliği olduğu gibi kabul etmek yerine olduğundan daha iyiymiş gibi görüyorsun. Ama hayattaki her şeyde gerçekliği ne olduğundan iyiymiş ne de kötüymüş gibi görmelisin. Gerçekliği olduğu gibi görmelisin.
Sen kendi kafanda kızı sanki hala kız arkadaşınmış gibi kurguluyorsun. Ama sen koca bir sünepeye dönüştüğün için seni evden attığında ilişkiniz bitti.
Bu tabii ki beni çok kızdırdı.
Şu çok açık ki sen kaya gibi sağlam biri değilsin.
Buna değmeyeceğine ve ikimiz için uzun süredir tek başına mücadele ettiğime karar verdim.
ASLA ve asla, seni elinde tutmak istemeyen birini elinde tutmaya çalışma. Bu çok katı, zor ve acı veren bir şey ama eğer biriyleysen ve o kişi seni o kadar da istemiyorsa, “benimle olmayı isteyen, seven ve benim yanında olmamdan mutlu olan, görüşmek istediğimde ‘tabii ki çok isterim’ diyen birini hak ediyorum” diyecek kadar güçlü olmak zorundasınız.
Ama “ayyy bilmem ki zamana ihtiyacım var” diyen biri? Ona istemediği kadar zamanı verin ve gidin. “Sana mutluluklar, hastala vista baby.”
Bacağım iyileştikten sonra Şubat 2021’de şehre geri döndüm. Kendime bir yer buldum ve onda kalan eşyalarımı almak için onunla iletişime geçtim v ona “bu iş burada bitecek” dedim.
Birader bu iş biteli aylar oldu. Sen bu kızın yaşadığı alemden tamamen farklı bir evrendesin. Sen evden çıktın, o zaman ihtiyacım var dedi. Siz aylar önce ayrıldınız zaten!
“Bu iş burada bitecek” demenin tek nedeni, bunu söylersen seni geri isteyeceğini umman. Ki bu taktik bu sefer çalışmış gibi görünüyor … en azından kızın yeni bir erkek arkadaşı olduğunu öğrenene kadar çalışmış gibi görünüyor.
Bunu söyleyince beni farkı görmeye başladı. Daha sağlam ve her dediğini yapmayacak biri olarak. “Ayrılalım ama başkasını görmek istemiyorum ve sen erkek olarak daha iyi olduğunda yeniden iletişime geçelim” dedi.
Yani “eğer aşık olduğum adama geri dönüşürsen (aslında bu ikili nişanlılar ama arkadaş mektubun sonlarına kadar bu önemli ayrıntıdan bahsetmiyor) seni yeniden görmek isteyebilirim” diyor. Kız onun dönüştüğü kişiyi sevmemiş belli ki.
O aramamda konuşacak vaktim olmadığından, hastanede olmadığı birgün onun evinde buluşup eşyalarımı almayı ve neyin yanlış gittiğini tartışmayı kararlaştırdık.
Ve o günden sonra bana yakınlaştı ve benimle cinsel ilişkiye girdi. Bundan sonra ise sağlam bir şekilde dile getirdiğim “bu iş bitti” fikrim çatırdamaya başladı.
Punaninin sihirli dokunuşu ile kendinden geçtin yani 🙂 Amrakadabra 🙂
Bundan sonra buluşmaya başladık ve defalarca seks yaptık.
Buluş, iyi vakit geçir ve seks yap.
Sorun şu ki bu benim ümitlenmeme neden oldu. Benden hala zaman istediği için ona zaman vermeye devam ettim.
Bundan anladığım arkadaşın hala kadının peşinde koştuğu ve onun ilgisini ve onayını aradığı. Kadın gibi davranmaya devam ediyor. Bu çekim yaratmayacak zira kadının arkadaşı kaybetme korkusu yok. Hiç yok. Senin zihin yapın, “beni yeniden kazanmaya çalışmalı” şeklinde olmalı. Tam tersi değil.
İlişki durumumuzu konuşmadık ama her buluştuğumuzda çok iyi vakit geçiriyorduk. Taa ki bir buçuk ay sonrasına yani düne kadar.
4 gün önce dün için onun evinde buluşmayı kararlaştırdık ama o daha sonra birkaç ortak arkadaşımızla bir barda buluşmak istedi. İşten çok yorulmuş ve kafasını dağıtmak istiyormuş.
Gerçek şu ki kadın yanınızda birkaç ziksavar (cockblocker) istemiş.
Gecenin sonunda eve dönme zamanı geldiğinde, onu eve götürmek üzere yeni erkek arkadaşı geldi ve ben oracıkta tuzla buz oldum.
Ne kadar da ince biri. “Ah bu arada bu da benim yeni erkek arkadaşım.” Görünen o ki kadın ikisiyle de yatıyor. Bir yanda yeni erkek arkadaş, diğer yanda onunla bir araya gelmeyi uman eski erkek arkadaş ve hatun ikisiyle de yatıyor. Bayanlar ve baylar, bu ne demek?
Bu, ilişki yaşamak isteyeceğin biri değil. Bu kadının dediği hiçbir şeye inanman mümkün değil. Sözde yeni erkek arkadaşını sözde eski erkek arkadaşı ile aldatıyor. Bunun geri dönüşü yok. Sadakat bu kadın için hiçbir şey ifade etmiyor. İşte bu nedenle gerçeği olduğu gibi görme zorundasın. Sokak kadınını ev kadınına çeviremezsin. Mümkün değil. Bu hatun sokaklara ait. Fuckbuddy olur, friends with benefits olur, seks için görüşülür, ama ötesi olmaz.
Bu aşamada her ne nedenle olursa olsun onu asla arayıp sorma. Eğer sana ulaşırsa seni görmek istediğini varsay ve buluş – eğlen – seks yap. Ama eğer kız arkadaş ya da eş istiyorsan, bu kadın o kadın değil. Bu arkadaşım, gerçekliğin ta kendisi.
Gerçekliği görmezden gelebilirsin ama gerçekliği görmezden gelmenin sonuçlarını görmezden gelemezsin.
Sırt çantam ve ceketim ondaydı zira hava çok sıcaktı. Bunları almak için bile ona gidemedim. Ona bana yaptıklarının kabul edilebilir olmadığını söyledim. Bana umut verip sonra hayallerimi yıkması kabul edilebilir değil dedim.
Bunun kendi suçu olduğunu bildiğini ama eşyalarımı almak için ona gelemeyeceğimi söyledi çünkü yeni erkek arkadaşı onu evine bırakacakmış.
Vay, olay kızın umrumda bile değil. Hiçbir pişmanlık yok. Bu onun gerçek yüzü. Bencil, narsist ve sikinde değil. Seni kırması umrunda bile değil. Tek düşündüğü kendisi.
Bu kadınla birlikteliğe devam etsen olacak şu: Mutluyken sana sadık olacak ama eğer mutlu değilse başkası ile düzüşecek. Eğer bu senin için uygunsa senin bileceğin iş. Böyle biriyle uzun süreli ilişkiye gir. Ama sonra kızın bildiğin adamların yarısıyla düzüştüğünü öğrenirsen ağlayarak beni arama.
Bu çocuktan 3 ay önce bahsetmişti. 24 yaşında olduğundan ve genç olmasına rağmen hastanede çok iyi iş çıkardığından bahsetmişti. Bunu dinlemek bile istemedim zira bir miktar kıskançlık hissettim.
Bu tabii ki “ama onun hakkında endişelenme hayatım, o sadece 24 yaşında” olan çocuk. Eğer piliç “onun hakkında endişelenme” derse …
Kadın bu adamdan bahsediyorken kafasında teknik olarak ondan sana bahsetmiş oluyor. Yani sana bu diğer çocuğu söylemiş oluyor. Sonra bu çocukla yattığını öğrenirsen ve sinirlenirsen “Hey ama ben sana bu adamdan bahsetmiştim” oluyor. Yani sana tüm hikayeyi anlatmadı ama sonuçta bir şeyler anlattı.
Medya da böyle yalan söylüyor. Bazı şeyleri söylemeyerek yalan söylüyorlar. Bu kadın da bu şekilde yalan söylüyor. Tamam tüm ayrıntıları söylemedi ama onun kafasında “ben dürüst davrandım ve sana diğer elemanı söyledim” oluyor. “Kafanı çalıştırsaydın da ne demek istediğimi anlasaydın”.
Yarın onun evine gidip eşyalarımı almayı ve neyin neden yanlış gittiğini konuşmayı kararlaştırdık. Ama ona gidip eşyalarımı almayı fakat hiçbir şey konuşmamayı düşünüyorum zira bu yaptığından sonra konuşmayı hak etmiyor.
Sana katılıyorum. Eşyalarını al ve arkanı dön git. Zira ne söylerse söylesin bir değeri yok ki. Dediklerinin yarısı saçmalık olacak zaten.
Sana mutluluklar deyip gitmeyi planlıyorum.
Evet iyi bir fikir.
Sorun şu ki onu özlüyorum özellikle de cinsel açıdan zira çok sağlam bir cinsel uyumumuz vardı. Bu artık bitti. Ve bir de muhtaç biri gibi davranmak istemiyorum …
Birader sen bütün bu süreç boyunca muhtaç davrandın zaten. Birkaç yıldır muhtaç davranıp duruyorsun. Kendini kandırıyorsun ve gerçekliği tamamen görmezden gelmeye çalışıyorsun. Kendi küçük, sahte dünyanda yaşıyorsun ve bir sokak kadınını ev kadınına çevirmeye çalıştığını inkar etmeye çalışıyorsun. Bunu yapamazsın. Kötü üzümden iyi şarap yapamazsın. Gerçek bu.
Belki de hemen yeni birini bulmaya atlamamalıyım ama bir yandan da bunun ruhumu dinginleştirmenin tek yolu olduğunu düşünüyorum.
Atına atla ve piyasaya açıl. Avrupa’dan yazdığını anlıyorum ve çok uzun süredir eve hapsedilmiş vaziyettesin.
İlişkinin birinci yılında nişanlandığımızı söylemeyi unuttum. Ne yapacağımı, ruhumu nasıl sakinleştireceğimi bilmiyorum zira sanırım artık onunla yeniden olma şansı yok.
Ben olsam bu kadını bir daha ne olursa olsun arayıp sormazdım. Eğer o sana ulaşırsa ve canın la pompa la bamba istiyorsa roketi ver: buluş – eğlen – sikiş. Ama böyle biriyle iyi bir ilişki yaşayabileceğini düşünüp kendini kandırmaya kalkma. Bu kadının yaptığını yapmak için insanın ciddi şekilde sapkın ve aldatıcı olması lazım. Tabii onun kafasında “ama ben diğer çocuktan bahsettim” şeklinde ama “ah tabii onunla da yatıyorum o kısmı atlamışım” olayı var.
Muhtemelen radyoloji asistanlığı işime odaklanmalıyım ve onunla karşılaşmadan önce yaşadığım gibi yaşamalıyım: şarkı söyleyip video oyunları oynamak gibi.
Hobilerine dön, muhtemelen bu kıza odaklandığın için ihmal ettiğin arkadaşlarınla yeniden bağlantıya geç. Onunla tanışmadan önceki erkeğe geri dön.
Karım (25) bir yıldan uzun süre beni (26) aldattı, bana yalan söyledi ve beni manipüle ederek depresyona soktu. Beni aldattığı ortaya çıkınca onu terk ettim ve ebeveynlerimin evine taşındım. Zaman içinde başka adamlarla da aldattığını ve birçok dating profili olduğunu öğrendim. Ayrıca ayrılmamızdan bir hafta önce ona duygularını açan bir ortak tanıdığımızla da ayrılır ayrılmaz vuruşmuş. 4 ay, bir sürü psikolojik terapi (aldatma açığa çıkmadan önce de gidiyordum), arkadaş ve aile desteğinden sonra, olayı tamamen atlattım ve geride bıraktım. Ne yazık ki ayrıldığımız dönemde boşanmaya maddi gücümüz yoktu ve bu nedenle boşanma süreci yeni başladı.
Biriyle tanıştım ve sırılsıklam aşık oldum. O da bana aşık. Bir ilişki aramıyordum ama ilişki gökten başıma düştü ve oldukça doğru bir ilişki gibi hissettim. İlişkimiz harika gidiyor, daha önce hiç olmadığım kadar mutluyum. Fakat yakında eski karım olacak şahıs ilişkiyi öğrendi ve boşanmadan 180 derece çark etti. Erkek arkadaşından ayrıldı, boşanmak istemiyor. Yeniden beraber olmak ve evlilik terapisine gitmek istiyor. Beni ne kadar çok sevdiğinden ve bizim birbirimize yazılmış olduğumuzdan bahsediyor. Hem bana hem de aileme eredeyse taciz seviyesinde sürekli mesaj atıyor. Onu herkes engelledi ama ben konuşarak ona bu işin bittiğini anlatmaya çalıştım.
“Evet yeniden beraber” olalım hariç bir cevabı kabul etmiyor. Onu sevmiyorum ve onu tanıyorum. Onun neler yapabileceğini ve dikkat çekmek için kendisine zarar verebileceğini biliyorum ama bunun benim derdim olmadığını hissediyorum. Bu durumu nasıl yönetmeliyim ve boşanma tamamlanana kadar onu hayatımdan nasıl uzak tutabilirim? Eğer kendisine zarar vermekle tehdit ederse ne yapmalıyım? Opsiyonlarım nedir? Yardıma ihtiyacım var.
Çocuk yok, abiyi Allah kurtarmış zira kadın “deli kadın” tipinde. Konuştuğum adamların birçoğunun başında olan bir kadın tipi olduğu için yabancı gelmedi. Psikolog değilim ama bu tip kadınlara psikoloğa gitseler borderline personality disorder teşhisi konulacağına para koyabilirim.
Bu tür durumlarda bana, başkasına vs. ne yapacağım diye sorulmaz. Bu işi boşanma avukatı ile konuşmalı. İlk yapılması gereken orada en iyi cevap olarak seçilen tavsiyedeki gibi avukatla konuşup uzaklaştırma, aramama vs. artık ne karar çıkarabiliyorsa çıkartması lazım. Çoğu erkek farkında değil ama kadınlara karşı da uzaklaştırma kararı çıkartılabilir.
Bu tip kadınların en çok başvurduğu yöntem, “şuradayım kendimi intihar ediyorum, bir kutu hap içtim / bileklerimi kestim, vs.” diyerek arayıp erkeği kendisini kurtarmaya çağırması. ASLA. Bu durumda erkek polisi aramalı ve kadını polis kontrol etmeli. Erkek asla bulaşmamalı. Bu kadınlar genellikle kendilerine zarar vermezler ama eğer oraya giderseniz üzerinize atlayıp sonra siz ona saldırdınız diye sizi polise şikayet edebilirler.
Söylememe gerek var mı bilmem ama ne kadar sinirlenirse sinirlensin asla “kendini öldür bana ne?” ya da “geber sen de kurtul ben de” gibi şeyler söylememeli. (Neden? Zira suç olabilir.)
Hatun bu adamı manipüle ederek oynamay alışmış. Kendime zarar veririm tehditi de bir manipülasyon.
Uzaklaştırma gibi bir karar çıkmasa bile bu tip kadınlarla yapılabilecek bir başka hata da bir mekanda yalnız kalmak. Kadın konuşalım diye kapısına dayanınca içeri alan ve içeride kadının saldırısına uğrayan ve üstüne saldırıdan polise verilen adamlar biliyorum. Kapıya dayanırsa kapı açılmaz ve gitmesi söylenir. Eğer ısrar ederse polis çağıracağını söyler ve polis çağırır. Bu aşamada avukat eşliği hariç bu kadınla buluşmaması lazım.
Peki kadın boşanmayı engelleyebilir mi? Aldatma var. Yaşadığı ülkede yasalar nedir bilmem ama çok zor.
Mamut abi başıma çok trajikomik bir olay geldi anlatayım da herkez önlemini alsın.
Benim normalde bir kız arkadaşım vardı fakat tabak tabaktır diyerek konserde gördüğüm güzel bir kıza set açtım. Başarılı da oldum. Numara aldım, kızı omuzuma bindirdim. Her şey efsane gidiyordu. 2 gün sonra öğlen kızı aradım kız açmadı. Akşam kız whatsapdan yazdı ki ben açamadım dersteydim falan dedi. Meşguliyetten 2-3saat sonra kıza cevap verdim her şey güzel konuştuk güldük eğlendik. Hatta date bile ayarladık.
Bu olaylardan 45dk sonra sevgilimden mesaj geldi. Bana anlatmak istediğin bir şey var mı diye?Ben ne olduğunu anlayamadım ama kız bir şekilde öğrenmişti. Bana whatsaptan konserdeki kızla olan fotoğrafı(çekildiğinden haberim bile yok) ve kızla olan konuşmalarımın ekran görüntülerini attı.Sonra bir arkadaş vasıtasıyla öğrendik ki konserdeki kız benle olan konuşmalarını ve fotoğrafı bir wp gurubuna atmış “Ben bu çocukla konuşuyorum nasıl çocuk kızlar?” babında ordan da benim manitanın(artık eski manitanın) arkadaşın arkadaşı mı ne görmüş. O da beni biliyormuş.Vesselam bu bizim kıza ulaşmış.Konserdeki kız da gitti eldeki manita da.Bir topla iki gol yedik…
Anladım ki eğer sıçtıysak durumu kurtaymaya çalışmak yerine evet böyle oldu diyerek en azından konserdeki kızı kurtarabiliriz.
Bazı tedirginliklerim var mahmut abi şimdi hangi kıza yürüsem bir şekilde bu olayı öğrenecekmiş gibi geliyor.Kız whatsap gurupları gözümü korkutuyor.
Bu yazının başlığı, arkadaşın bana attığı e-postanın başlığı değil. Arkadaş tabakların çatışması demiş ama o yanlış bir başlık. Burada tabaklar yok, kız arkadaş ve tabak var. Arkadaş bizim Tabak çevirme ile ilgili yanlış anlamalar okumamış anlaşılan ki soruyor :
Tabak çevirmek ve aldatmak
“Abi tabak çevirme yazılarını okudum ve tavsiyene uyacağım. Kız arkadaşıma yakalanmadan nasıl tabak çeviririm biraz tüyo versene …” Ya da “abi tavsiyen güzel de şimdi kız arkadaşım var vicdanen ona bunu yapamıyorum. Bana bir yol göster”.
Ben bütün o yazıları çevirdiğim için her kelimesini okudum. Rollo Tomassi ve bu sitede biz tabak çevirin derken kız arkadaşınızı ya da karınızı aldatın tavsiyesi vermiyoruz. Tabak çevirmek, uzun süreli ilişkiye alternatiftir, paralelinde yapılacak bir şey değildir. Ha hiç mi şeytana uymadık. Uyduk bazen ama bu aktif arayarak yaptığımız ya da övündüğümüz hele hele tavsiye edeceğimiz bir şey değil.
Eğer ilişkiden memnun değilseniz, ilişkiyi bitirin ve tabak çevirin. Paralelinde çevirmeyin. Bunun tek istisnası, karısı kendisi ile seks yapmayan amcalardır. Onlar çevirmeyip ne yapsın?
Bazı tedirginliklerim var mahmut abi şimdi hangi kıza yürüsem bir şekilde bu olayı öğrenecekmiş gibi geliyor. Kız whatsap gurupları gözümü korkutuyor.
Olur tabii kız arkadaşım dediğin kızı aldatıyorsun. Eğer sadece tabak çevirsen tedirgin olmazdın zira kimseye bir bağ sözün yok. Bu arada tabak çevirmeyi kız arkadaşına / karısına korku oyunu olarak kullanmaya kalkacak arkadaşlar, çoğunlukla burada olduğu gibi terk edilirsiniz.
Aşağıdaki hikayeyi ekşi’de gördüm. Yazan muhtemelen sempati puanı toplayım diye yazıp da şamar oğlanına dönünce kaçmış ama şu arkadaş kopyasını almış. Ben de buraya yapıştırıyorum. İlişki diyor ama 6 senesi ilişki 2 senesi evlilik :
2011 yılından önce herkesin imrendiği bir hayatım vardı. yaşıtlarıma nazaran varlıklıydım. yakışıklı ve güzeldim. onlarca sevgilim olmuştu. fakat çok erken yaşta sıkıldım bunlardan. daha sakin bir hayat için hayatımın aşkını bulmaya odaklamıştım kendimi. how i met your mother’daki ted misali..
onunla 2011 yılının sonlarına doğru tanışmıştık. ilk gözlerini gördüğüm anda evleneceğim kadın bu demiştim. gerçekten de öyle oldu. keşke görmeseymişim dediğim anlar olmuyor değil. ama hayat dediğimiz şey kazandığımız anı ve tecrübelerden ibaret değil mi zaten. birlikteliğin ilk gününden itibaren ben bir romeo’ya dönüşmüştüm. yıllardan beri içimde biriken sevme güdüsü patlama yaşıyordu resmen. ilk sene her ay dönümü ufak süprizler yapıyordum. romantik anlar yaratıyordum. gecenin 12’sinde puding yapıp evine götürüp sürpriz yapmışlığım bile vardı benim. evcil hayvanını bile ben almıştım. bir sıkıntısı, sorunu oluyordu ben kendimden vazgeçip ona adıyordum kendimi. o nefes alsın ben bir şekilde hallederim kendimi diyordum. yaşadığımız hayatın stabil devam etmesi için sürekli borçlanıyorum. en büyük hatam buydu belki de. arkadaşlarım azalıyordu gün geçtikçe farkındaydım fakat bana o yeter diyordum geleceğin hayalini kuruyordum. gözüm başka kimseyi görmüyordu. tanımadığım kızın saçları elime değse suçlu hissediyordum kendimi. evlilik teklifim bile muhteşemdi. yoktan var ederek yapmıştım.. yeni yeni dizilerde, filmlerde rastlıyorum bizim 7 yıl önce yaşadığımız sahneyi.. ben mecnundum, romeoydum, tristandım, ben aşktım.
ilk yıllar bu şekilde sürdü. ama içimde bir burukluk vardı. tam değildi her şey. yavaş yavaş içimde ki sıkıntıların nedenini fark etmeye başlamıştım. ben 10 adım atıyorsam o 1 adım atıyordu. belli bir zaman sonra bu koymaya başlamıştı. ama hep teselli ediyordum kendimi ilerde düzelecek. düzelecek. düzelecek.. (düzelmedi..) ben onu yüceltirken, o beni aşalıyordu resmen.. içimde ki romantik çocuk ölmeye başlamıştı artık. her eylemim hayal kırıklığına dönüşüyordu. herkesin imrenerek baktığı o ilişki sıradan bir hal almaya başlamıştı. müdahale etmeye çalışsam da içimde ki güç tükeniyordu. ama güçlü, dayanıklı bir çocuktum. tatillere gidiyorduk. arkadaşlarımla gitmişim gibi geliyordu hep. sadece el ele tutuşan bir çift. geceleri iyi geceler seni seviyorum diyen ve sırtını dönüp uyuyan birisi vardı karşımda. beni seviyordu ama hissettiremiyordu. hayallerimden çok uzaklaşmıştım bu süreçte.
6. yılımızda evlilik olayına start verdik. belki diyeceksiniz malsın durumlar böyleyken neden evlendin. evet hem maldım hem aşık hem umutlu. evlilik zamanında herkesin yaşadığı sıkıntıları yaşadık. ama atlattık. çünkü sevgi vardı içimde. umut vardı.. ışık vardı.. balayımızı çok güzel planlamıştım. romantik aşk filmlerinde ki sahneler mevcuttu. ama bulunduğumuz şehirlerde mevcuttu onda gene yoktu. eve girdikten sonra cicim ayı dedikleri olayı hiç yaşamadım. ama huzur vardı. saygı vardı. belli bir zaman geçtikten sonra yalnız hissetmeye başladım kendimi. sanki bir babaydım.. anneydim.. ama sevgilim yoktu. sürekli kollaman gereken, bakman gereken bir çocuk..hiçbir zaman maço erkek olmadım. erkek temizlik yapmaz, ütü yapmaz, yemek yapmaz demedim. hepsini elimden geldiğince yaptım. ama tek başıma yaptığımın farkına vardım belli bir süre sonra. çünkü ben yorgun argın ütülerimi yaparken o netflix’te birşeyler izliyordu. ben evi sildikten sonra ayakkabı ile eve giriyordu. benim sigara alacak param olmazken, bankalar peşime düşmüşken, evin tüm maddi sorumlulukları omuzlarımdayken o çılgınlar gibi alışveriş yapıyordu. bunlar artık koymaya başlamıştı. kendime dinlenecek alan bulamıyordum. aile bağları hiç yoktu. iki tarafın da ailesi yemeğe bile gelmemişti. cinsel hayat çürümeye başlamıştı. yakınlaşmalar 1 hafta arayla oluyordu sonra o süre 2 haftaya çıktı. yorgunluklar bahane ediliyordu. bunu tartışmaya açtığımda ise ‘beni tahrik etmiyorsun’ gibi söylenmeyecek sözler söylüyordu. yaralanıyordum kendimi iyileştirmeye çalışıyordum.
bu şekilde sürdü gitti. belli bir süre daha. düzelmesini umuyordum. derken netflix’te you adlı diziyi izledim. ve içime bir şüphe düştü. teline vs bakmamıştım yıllardır. ona almış olduğum apple watch salonda şarjda duruyordu. aldım kurcalamaya başladım. mesajlarda tanımadığım bir isim dikkatimi çekti. mesajı açtım ve bammmm.. karşımda “toplantıdayım aşkım çıkınca arayacağım seni. ve bir öpücük”. cevap ise “tamam minik unuttum ben toplantıyı sorry.” çok açık ve net whatsapptan konuşuyorlardı. mesajın orda unutulmasının ve tek 2 mesajın olmasının nedeni aradığı zaman meşgule atmış ve mesaj ile yanıtla yapmıştı. hemen fotoğrafladım elimde kanıt olmalıydı. ne yazık ki numaranın son 2 rakamı gözükmüyordu. bir hafta araştırma yaptım. yediremedim. çünkü çok güveniyordum. ilk baş inkar etti ama çocuğu bulmuştum. o inkar etti ben konuşma sürelerini buldum. o inkar etti ben çoçuğun köyünü, adresini tc’sini buldum. işyerini anasını babasını tespit etmiştim artık. ortada aldatma söz konusuydu. ve istemeye istemeye gidip mahkemeye dilekçe verdim. duruşma günü geldiğinde istersen boşver gitmeyelim geri çekeyim dedim. sarıl bana dedi öp beni dedi o an içimde bir ışık belirdi. birşey hissettin mi diye sordu. dedim evet. o ise ben hissedemiyorum dedi sevmiyorum artık dedi. yıkıldım. ve ayaklarım yüreğim ağzımda o duruşma salonuna girdik. 8 yıl boyunca koyduğum tüm tuğlalar 2 dakika içerisinde yıkıldı.
sonuç olarak bana aşık olmayan birisine aşık oldum. kızamıyorum da. ama şuan içimde ölmeyen bir öfke var ve delirmekten korkuyorum belki de delirdim bilmiyorum. içimden o çocuğun karşısına çıkmak geliyor. büyük ihtimalle de çıkacağım. öfkem azalacak mı peki ? sonuç olarak duygusal olarak çöküş, güven problemi, ekonomik iflas, 50k borç, hayal kırıklıkları, kaybolup giden 8 sene.. geçecek biliyorum ama ne kadar yara kalacak, ne zaman geçer muamma.
Tek tek ele alalım :
2011 yılından önce herkesin imrendiği bir hayatım vardı. yaşıtlarıma nazaran varlıklıydım. yakışıklı ve güzeldim. onlarca sevgilim olmuştu. fakat çok erken yaşta sıkıldım bunlardan.
Bunda kendi başına bir problem yok ama işte şu kafa (oneitis + aşkitis) adamı yakar :
Insan bir kere masala inanmasın, karşısına oneitisi çıkıyor (daha doğrusu karşısına çıkan ve kendisine ilk ilgi gösteren (ya da tahammül edebilen) hatuna fantezisini yansıtıyor.
onunla 2011 yılının sonlarına doğru tanışmıştık. ilk gözlerini gördüğüm anda evleneceğim kadın bu demiştim. gerçekten de öyle oldu.
Mavi hap tam güç devreye giriyor ve yarış atından (en azından kendi iddiası) at gözlüklü, çuvala sıçan yük beygiri yaratma süreci başlıyor. İlk gözlerini gördüğünde evleneceğim kadın bu dediğin an bittin zaten.
bir sıkıntısı, sorunu oluyordu ben kendimden vazgeçip ona adıyordum kendimi.
Bir erkeğin, bir kadının saygısını kaybetmesinin en kestirme yollarından biri bu. Nankörlük falan demeyin, bu adam kendinden iyi bir insan olduğu için değil, kadın için sonuna kadar çabalamazsa kaybederim korkusu yüzünden vazgeçiyor. Bu zayıflığı her kadın fark eder. Bir de üstüne kadının bu adam omurgalı mı, omurgasız mı diye yaptığı testlere bile böyle atlıyorsa sıçar.
Gözünün dışarıda olmamasında sorun yok. Ama şu aşırı duygu yüklü “saçları elime değse suçlu hissediyordum” duygusallığı çok sakat. Bu aşamada eleman tanrıçasına layık olmayan bir ölümlü olduğunun farkında olarak kendisinin ona yetmeyeceğini düşünüyor ve açığı sürekli ödeyerek, çabalayarak ve böyle romantik kelimelerle yaltaklanarak kapamaya çalışıyor. Tabii ki bunu rasyonelleştirecek ve şöyle diyecek :
evlilik teklifim bile muhteşemdi. yoktan var ederek yapmıştım.. yeni yeni dizilerde, filmlerde rastlıyorum bizim 7 yıl önce yaşadığımız sahneyi.. ben mecnundum, romeoydum, tristandım, ben aşktım.
Şimdi dönüp bakınca sen neymişsin görüyorsundur umarım diyeceğim de görse bunu yazmaz.
Bu aşamada yıllardır çiğnediği önemli kurallardan birini etkisini ağır şekilde görmeye başlıyor.
yavaş yavaş içimde ki sıkıntıların nedenini fark etmeye başlamıştım. ben 10 adım atıyorsam o 1 adım atıyordu.
Onun sadece bir adım atmasının en büyük nedeni zaten senin her halta 10 adım atman.
belli bir zaman sonra bu koymaya başlamıştı. ama hep teselli ediyordum kendimi ilerde düzelecek. düzelecek. düzelecek.. (düzelmedi..)
Sen davranışını düzeltmezsen yani kendini geri çekmezsen nasıl düzelsin, neden düzelsin? Azıcık soğukluk yapsa, o 10 adımı 20 adım yapacak kadar bu kadına muhtaç olmuşsun.
ben onu yüceltirken, o beni aşalıyordu resmen..
Bir kadını bu kadar yükseklere çıkarırsan, sana tepeden bakmaktan başka çaresi kalmaz ki! Seni aşağılar zira senin onlarca adımı kendini aşırı değersiz, onu işe aşırı değerli bulduğun için yaptığını biliyor. Kendini sen aşağılıyorsun yani, o da sadece senin ona gösterdiğin şeyi görüyor.
Esas oğlanın kendisini tamamlayan kadına ilanı aşk ettiği tüm o romantik klişeleri unutun. Bunun her fırsatta aksini iddia etmelerine rağmen kadınlar bir erkeğin “herşeyi” ya da varlığının merkezi olmayı istemezler. Tam tersine değerli bir erkeğin hayat amacına itaat etmeyi arzularlar, o erkeğin amacını gerçekleştirmesine yardım eden dişil güç olmak ve o erkeğin gösterdiği yolu takip etmek isterler. Bir kadının bütünlüğüne saygı gösterin ve ona “benim herşeyimsin” diye yalan söylemeyin. O sizin “herşeyiniz” değil, ve eğer öyle ise, yakında öyle olmayacak merak etmeyin.
Bir erkeğin bu aşamaya gelmesi, kadının evlendikten sonra 200 kilo alıp salmasına denktir. Kadıncağız nasıl iğreniyordur anlamak için bunu gözünüzde canlandırın.
6. yılımızda evlilik olayına start verdik. belki diyeceksiniz malsın durumlar böyleyken neden evlendin.
Malsın evet. Bundan daha malı da bu tip bir evliliği kurtarmak için çocuk yapan ama bu da mal.
evet hem maldım hem aşık hem umutlu. evlilik zamanında herkesin yaşadığı sıkıntıları yaşadık. ama atlattık. çünkü sevgi vardı içimde. umut vardı.. ışık vardı..
İnsan zayıflıklarını erdem sayıp yüceltmeye meyilli. Çünkü muhtaçtım, alternatifsizdim, zayıftım demek yerine aşıktım demek daha kolay. Herkes arkandan seninle alay etse de en azından sırtını sıvazlıyor.
hiçbir zaman maço erkek olmadım. erkek temizlik yapmaz, ütü yapmaz, yemek yapmaz demedim. hepsini elimden geldiğince yaptım. ama tek başıma yaptığımın farkına vardım belli bir süre sonra. çünkü ben yorgun argın ütülerimi yaparken o netflix’te birşeyler izliyordu. ben evi sildikten sonra ayakkabı ile eve giriyordu.
benim sigara alacak param olmazken, bankalar peşime düşmüşken, evin tüm maddi sorumlulukları omuzlarımdayken o çılgınlar gibi alışveriş yapıyordu.
Sen de gıkını çıkarmadan ödüyordun. Sen ödüyorsun neden yapmayacak? Kadının karaktersizliğini savunmuyorum ama kadınlar erkeklerinden aileye yön vermesini beklerler ve böyle bir “lider”in bozup azdıramayacağı kadın zor bulunur. Bu adama en anne eliyle seçilmiş, bakire ve iffet timsali kadını ver, aynı şekilde hipergamisine kısa devre yaptırır.
cinsel hayat çürümeye başlamıştı. yakınlaşmalar 1 hafta arayla oluyordu sonra o süre 2 haftaya çıktı. yorgunluklar bahane ediliyordu. bunu tartışmaya açtığımda ise ‘beni tahrik etmiyorsun’ gibi söylenmeyecek sözler söylüyordu. yaralanıyordum kendimi iyileştirmeye çalışıyordum.
içime bir şüphe düştü. teline vs bakmamıştım yıllardır. ona almış olduğum apple watch salonda şarjda duruyordu. aldım kurcalamaya başladım. mesajlarda tanımadığım bir isim dikkatimi çekti. mesajı açtım ve bammmm.. karşımda “toplantıdayım aşkım çıkınca arayacağım seni. ve bir öpücük”. cevap ise “tamam minik unuttum ben toplantıyı sorry.” çok açık ve net whatsapptan konuşuyorlardı.
ve istemeye istemeye gidip mahkemeye dilekçe verdim. duruşma günü geldiğinde istersen boşver gitmeyelim geri çekeyim dedim. sarıl bana dedi öp beni dedi o an içimde bir ışık belirdi. birşey hissettin mi diye sordu. dedim evet. o ise ben hissedemiyorum dedi sevmiyorum artık dedi. yıkıldım.
wtf mavi ?!?!?
kızamıyorum da.
Kızamazsın tabii. Hepsi senin suçun. Evin reisi olman gerekirken hizmetçisi ve ATMsi olursan olacak budur. Reissiz ev, kaptansız gemi gibi alabora olmuş. Kadın da karaktersiz bu arada.
“sonuç olarak duygusal olarak çöküş, güven problemi, ekonomik iflas, 50k borç, hayal kırıklıkları, kaybolup giden 8 sene.. içimden o çocuğun karşısına çıkmak geliyor. büyük ihtimalle de çıkacağım. öfkem azalacak mı peki ?
Ne öfkesi abiciğim, git eskimo biraderine bir bira al. Adam seni kurtarmış resmen. Tamam bu işin şakası bira falan alma da harbiden ucuz kurtulmuşsun (50 bin lira ömür boyu nafaka ve çocuklarını yarım yamalak görmenin acısı yanında hiçbir şey), hayatının tadını çıkar şimdi.
Sen yat kalk bu kafayla ve bu hatunla çocuk yapmadığına dua et. O zaman bir de senin sponsporluğunda sevgilisinin kucağında hoplardı. Kadınla da hayat boyu bağın olurdu. İçindeki betayı öldür, o seni öldürmeden. Zira bu oneitis ile önüne çıkan her hatunla olay böyle olur. Uzun süreli ilişkiler nasıl yönetilir onu da öğrenmen lazım.
Geçenlerde okur Haydar, kız arkadaşının kendisini aldattığından şüphelendiğini belirtip aldatan kadın belirtileri nelerdir diye sormuştu:
Aldatan kadının verebileceği sinyaller nelerdir ?
İlişkilerimde ki en büyük sorunlardan bir tanesidir. Ya bir paranoyağım, ya da hapı hazmedemedim. Ancak, şüphe ile devam ediyorum. Ne gibi durumlara göre karar vereceğimi bilemiyorum.
” Bitir / Devam et ” Bunun kararına nasıl ulaşabilirim ?
Bunun hakkında bir yorum veya bir yazı alırsam çok memnun kalırım, Teşekkür ediyorum.
Bu konuda yazacağımı söylemiştim. Haydar’ın sonradan yazdığına göre şüpheleri gerçek çıkmış ve kız aldatıyormuş. Orada bahsettiği aldatılma korkusu ve paranoyası hakkında daha sonra bir yazı daha lazım. Şimdilik kısaca şunu söyleyeyim, bir kadın yüzünden asla ama asla kafa patlatıyor ya da uykunuzu kaçıracak kadar stresleniyor olmamanız lazım.
Aldatılma korkusu, erkeğin kadından daha güçlü yaşadığı bir korku. Bunun nedeni aldatılmanın erkeğe maliyetinin kadına olan maliyetinden çok yüksek olması. Erkek 100 kere aldatsa da kadının doğurduğu çocuğun kadından olduğu kesindir. Erkeğin ise babalık testinin yaygınlaştığı son 15 yıla kadar çocuğun kendinden olduğuna emin olabilmesi mümkün değildi. Bu nedenle zaten aldatılmayı kadınlar erkeklere göre daha kolay (göreceli olarak) affederler.
Bu ciddi üreme maliyeti, erkeğe aynı zamanda güçlü bir içgüdü getirmiştir. Erkek doğal ve içgüdüsel olarak bunu hisseder çoğu kez ama mavi haplının gözünü oneitis bürür en bariz işareti es geçer. Öbür uçta kırmızı hapı sindirememiş erkek en ufak tatsızlıkta paranoyaya vurup hayatı kendine de kıza da zehir eder (ve hatta aldatılma paranoyası erkeğin kadını negatif de olsa zihin merkezine oturtacağından kadını erkekten soğutup sonunda erkeğin gerçekten aldatılmasına bile neden olabilir) ama genellikle bu içgüdüyü dikkate almak gerekir.
Kadının aldattığını gösterebilecek işaretleri sıralamadan şunu da belirteyim ki bu işaretler kadının erkeği 100% aldattığını göstermez ama erkeğin bu konuda araştırma yapması gerektiğini gösterir. Şunu da söyleyeyim, bu yazı evli veya uzun süreli ilişki içindeki erkeklere hitap ediyor. Tabak çeviriyorsanız, yani kadına bağlılık sözü vermiyorsanız, kadının da size bağlılık sözü vermemiş olması ya da bir bağlılık varmış gibi davranması bonustur, beklentisinde olmanız gereken bir şey değil.
– Seksin birden azalması veya tamamen yok olması.
– Kadının ilgisinin birden azalması veya tamamen yok olması.
– Kadının iletişim araçları ile ilişkisinde ani değişim. Telefonuna birden şifre koyması, eskiden öyle değilken birden bire telefonu ile sizi asla yanlız bırakmaması, telefonu ile odaya kapanıp birileri ile mesajlaşması, telefonunun ekranını aşağı gelecek şekilde koymaya başlaması, telefondaki whatsapp gibi uygulamaların notifikasyonlarını kapaması, vs …
– Artan dırdır ve birden bire yaptığınız herşeyin kadına batmaya başlaması
– Kadının birden bire sizi aldatmayla suçlamaya başlaması ya da genel olarak size utandırma taktikleri uygulamaya başlaması
– Kadının birden bire geceleri geç gelmeye başlaması, “arkadaşları” ile dışarda fazlaca takılmaya başlaması. Kadının yakın arkadaşları, hatunun sizi aldattığını bilse de ona yalancı şahitlik yapabilir. Şimdi nerede okuduğumu bulamadım ama bir elemanın karısınının arkadaşı, kadın diğer erkek ile dışarıda iken ikisinin daha önceden beraber çekilmiş fotoğraflarını instagramda yayınlayıp “Mervişim ile kahve keyfi” falan diye Mervişi tagliyormuş mesela. Adam Mervişi kendisi ile sansın diye.
Gelelim aldatan kadın belirtilerine :
– Normalde aldatılma paranoyası olan biri değilseniz, içgüdüleriniz sağlam belirtidir.
– Hatunu Tinder‘da veya başka dating uygulamalarında görmeniz 😀
– Bazen de hatunun birden ilgiye ve sekse doyması ile size normalde olduğundan iyi davranması.
– Hatunun sizi biriyle karşılaştırıyormuş gibi konuşmaya başlaması
Yukarıdaki gibi işaretlere yaklaşımınız, ciddi bir hastalık belirtilerine yaklaşımınız gibi olmalı. Birden kilo kaybetmeye başlamanız, aynı yerde haftalarca geçmeyen ağrı, lenf bezlerinizin şişmesi sizin 100% kanser olduğunuzu göstermez ama bu konuda aktif olarak doktor kontrolü aramanızı gerektirir. Aldatılma işaretleri de böyle. Yukarıdaki bazı maddeler hariç çoğu belirti daha ciddi araştırmayı gerektirir, illa aldatıldığınızı göstermez.
Fakat bence asıl ilgi çekici konu Haydar’ın bahsettiği aldatılma paranoyası. Eğer aldatılmayı paranoya yaparsanız kendi kendini gerçekleştiren kehanet moduna girersiniz :
– Duygusal olarak zayıflarsınız ve kadının aldatıp aldatmadığını kafanıza takmanız onu zihin merkezinize almanıza neden olur.
– Kadını bir kez zihin merkezinize koydunuz mu kadın bunu hemen algılar ve sizden soğumaya başlar.
– Terk edilirsiniz ya da aldatılırsınız.
Aldatılma ihtimalinin sıfır olduğu bir ilişki yok maalesef. Siz daha maskülen olursanız ve kadınınız hipergamisine dizgin vurabilen biriyse ihtimali azalır ama sıfır olmaz. Aldatan kadını silebildiğiniz sürece aldatılmanın kendisini o kadar takmayın. Bu lafım özellikle evli olmayan erkeklere. Evli erkekler aldatan kadını öyle kolay silemez (duygusal olarak kolay silebilir belki ama boşanmasıdır, nafakasıdır, çocuklardır silmek öyle ha deyince olan bir şey değil). Ama uzun süreli ilişkide iseniz ve aldatılma paranoyası geliştirdi iseniz, o kızın artık yoldaşınızdan ziyade zihin merkezinizi işgal eden bir tanrıça, sizin de oneitis hastası olmanız muhtemel. Bakın bu aldatılmaktan kötüdür.
Son olarak şunu unutmayın : aldatma olayında aldatan taraf suçludur. NOKTA. Erkek aldatıyorsa erkek suçludur, kadın aldatıyorsa kadın. Toplum gerçi aldatma olayında erkeği suçlamaya hazır ama kadın aldattığında birçok kadın ve ruhu kadın erkek çıkıp erkeği “kim bilir ne yaptın da seni aldattı” diye suçlayacak ya da “eğer tatmin olsa idi neden aldatsın, demek ki sen onu tatmin edemedin” diye goy goy yapacaktır. Bu farelerin hepsine siktir çekin.
Hatun 3.5 sene iki tane adamı aynı anda idare etmiş. Eskimo biraderlerin birbirlerinden haberleri yok. Daha doğrusu daha kabadayı olanı yarım yamalak biliyor (kızın babası zorla verdi sanıyor ama hatun evlenmeden bildiğin uzunca bir süre görüşmüş). Cemil cezaevine girince Mesut ile evlenmiş. Sonra Mesut’u bırakmış Cemil’e kaçıp onunla dini nikah kıymış.
Hatun çocuk Mesut’un değil Cemil’in diye o kendinden emin. Ya da yanındaki kadının kendisiyle paralel hala koca Mesutla da vuruştuğunu bilmeyen Cemil yüzünden öyle davranıyor. Cemil de pek bir kendinden emin.
Böyle bir yaratığı sünepe ama en azından artık Cemil gibi hatunu yanında tutup rezil olmayan Mesut’la bir olup itin götüne sokması gereken Cemil, sonunda cezasını çekti. Çocuk Mesut’un çıktı. Bir köşesinde dürtü kontrolü sıfır ve halk arasında orospu olarak bilinen hatun türü olan bu saçma sapan üçgende olabilecek en iyi sonuç. Pek bir kibirli hatun çocuğunun kendi algısına göre sevdiğinden değil beta kocadan olduğu gerçeği ile yaşayacak. O Cemil de kendisi ile paralel kocası ile korunmasız seks yapan bu hatunu azıcık kendine saygısı varsa terk eder. Kendisi de başkasının karısını “sevgilim lan istediğim gibi alırım” diye efelenmenin cezasını, kadınının başkasından çocuk yapması ile tüm memlekete rezil olarak çekti.
Mesut fena mavi haplı. Hatunu kendisini aldatırken yakalamış olmasına rağmen evlenmiş! Açlık tavanda, hatun güzel, kafa masmavi. O hatun muhtemelen ikisinin de spermlerini aynı anda taşıdı. Şansına çocuk kendinin çıktı. Ama çocuğunun anası bu o… Ne gereği vardı. Hayat boyu yük.
Ama burası aç betalar diyarı. Bakarsın Cemil Gülcan’ı affeder (bu toplumda nasıl olacak benim aklım almıyor ama) ve mahkeme de çocuğu anneye verir (bak bizim mahkemeler yapabilir bunu).
Ara verelim diyen bir kadının niyeti nedir, bu bir shit test midir, özellikle daha en başta “Okul açılınca bunları konuşalım, o zamana kadar ara verelim.” diyene ne demek doğru olur.
Kısa cevap : Ara verelim diyen kadın ile ilişki bitmiştir. Hemen terk edilir. Kızla arada fiziksel olarak birlikte olabilirsin ama bir daha tabaktan sevgiliye çıkmaz.
Uzun cevap :
Bir kadının ara verelim demesi, kabaca “ben başkaları ile beraber olmak istiyorum” demektir. Bu kadın erkeği terk etmeye niyetlidir ama bir başkasını denedikten sonra hüsrana uğrarsa bu erkeğe geri dönme alternatifini de canlı tutmak istemektedir. Ya da sayıları giderek artan günümüz özgür kızlarının yaptıkları gibi sevgiliyi kenarda tutarken yeni deneyimler yaşamak istemektedir. Şu yazıda değinmiştik : Birazda gülelim – Erkek arkadaşına açık ilişki teklif eden kızın dramı.
İlişki tam bu noktada bitmiştir. Eski sevgiliyi eski sevgili olmadan geri döndürme yazısındaki hiçbir taktiği bu kızla tavsiye etmem. Zira burada kızın ne istediğinden bağımsız, erkeğin kızı terk etmesi lazımdır.
Peki yeniden olmaz mı?
Bu kız yeniden sevgili olmaz. Zira böyle bir şeyi teklif eden biri ile yeniden birleşirseniz, o kız size güçlü bir erkek değil, muhtaç bir zavallı olarak bakar. Madem gidip piyasaya aktıktan sonra geri gelebiliyor, bunu yine yapmaya çalışır. Kendinizi küçük düşürürsünüz.
Bu terk etme 2 şekilde yapılabilir :
(1) Kızın ara verme isteğine “tamam ara verelim” deyip, kıza söylemeden kızı terk etmek. Bu aşamadan itibaren erkek artık bekardır. Hemen yeni limanlara yelken açar. Başkasını bulur. Erkek kadını bir daha ASLA aramaz. O kendisine ulaşırsa ve duygusal olarak bu durumu kaldırabiliyorsa, kadınla buluşur, birlikte olur ama onunla sevgili olmaz. Eğer kız muz reyonundan çıkıp geri döner ve “ara verelim dedim ama seni unutamadım” diye ağlarsa çok soğukkanlı bir şekilde “ben ara vermekten gayet memnunum, seninle görüşebiliriz ama bir daha sevgili olmayı düşünmüyorum” der. Kız geri dönmezse bile eninde sonunda erkeği yeni hatunu ile göreceğinden aynı olayın sözel olmayanı cereyan edecektir.
Yukarıdaki açık ilişkideki arkadaşın yaptığı tam da bu. Özellikle birkaç ay ara verip yaz tarrağı pardon aşkı bulma niyetindeki kızlara fena bir vuruştur.
(2) Eğer mutlaka canınız çekiyorsa, konuşun ve terk edin. Ama bu kadınla konuşmak bile ona gereksiz zaman harcamaktır.
Eğer konuşacaksanız, asla “sen gideceksin muz yiyeceksin, ayrılalım” demeyin. Asla açıklama yapmayın. Erkek oyununu asla söze dökmez. Bu kadın zaten açıklamayı haketmiyor. “Ara vermek değil ayrılmak istiyorum” deyin. Neden diye sorarsa, “bir nedeni yok öyle istiyorum” deyin ve kısa kesin. Yüzyüze yapmazsanız daha iyi.
Eğer kız oneitis olduysa ve siz onunla arada takılmayı kaldıramayacak bir durumdaysanız, kızla tüm irtibatınızı kesin. Sosyal medya, telefon, vs … Eğer ararsa da telefonunu açmayın.
Mahmut Abi der ki, “Bir hatunun seni terk etmesi, seni başka kızları yemen için serbest bırakmasıdır”. Olaya hep bu tarafından bak.
Bir de meşhur zamana ihtiyacım var. Zamana ihtiyacım var ile ilişkimize ara verelim aynı şey değiller. Zamana ihtiyacım var, beni boğuyorsun, fazla yapıştın demek. İlişkimize ara verelim demek değil. Ama bazı aptal kızlar, zamana ihtiyacım var demek isterken ilişkimize ara verelim derler. Kızın aslen ne düşündüğünü anlamanız zor ama eğer zamana ihtiyacım var demek isterken “ilişkimize ara verelim” diyorsa bu onun suçu, yapacak bir şey yok.