Yeniden düşerim korkusu ile kadınlardan kaçmak – Vaka çalışması

Hocam iyi akşamlar benim sorum daha genel olacak. Ben geçen yıl başında kırmızı hap ile tanıştım ve 25 yıldır boşa yaşadığımı hayal dünyasında yaşadığımı farkettim.

43 yaşındaysan belki ama böyle konuşanları biraz biliyorsam 25 yaşındasın. Yani taş çatlasa 6-7 senen hayal dünyasında geçti ya da boşa yaşadın.

Bu kerteden sonra kendimi geliştirmek için adımlar attım yabancı dil kursuna başladım. Hiç bilmiyordum c1 seviyesine geldim. 10 aydır fitness yapıyorum hiç bırakmadım. Devam ettiriyorum ve vücudumu forma soktum.

Çok güzel ama burada bir sorun var. Birazdan ne olduğunu söyleyeceğim.

Kadınların ilgisi bana karşı ciddi oranda artı ancak bende eski çaba ve uğraştan eser kalmadı.

Muhtemelen kadınlardan hemen hemen tamamen izole oldun.

Sanki olsa bile bitecek ve birine kendimi kaptırırsam gene hayatım kötü yönde değişecek diye endişe ediyorum.

Şimdi az önce kendini geliştirme konusunda bir sorun olduğunu söyleyeyim. Buralara gelen birçok erkek gibi, çocuksu hayal dünyasından uyanınca, yetişkin ilişkiler dünyasına adapte olmak yerine, ondan kaçıyorsun. Sen de birçoğu gibi kendini geliştirmeye kaçmışsın.

Yetişkin ilişkiler dünyasına adapte olmaya çalışmak ilk başta birçok negatif duygu ile başa çıkmanı gerektirecek. Sen içsel duygusal mücadeleden kaçmak için dışsal bir uyuşturucuya yöneliyorsun. Senin uyuşturucun da kendini geliştirmek olmuş. Pornodan, alkolden, bilgisayar oyunundan ve maddelerden çok daha iyidir ama asıl sorunundan kaçmanı sağladığı için sana zarar da veriyor. Kendini geliştirme, korkudan dolayı izole bir hayata sinmenin bahanesi haline geliyor. “Ben çoğu erkek gibi bilgisayar ekranında kendimi uyuşturmuyorum, kendimi geliştiriyorum” diyorsun ama onlar gibi yetişkin erkek dünyasından kaçıyorsun.

Şimdi unutmadan söyleyeyim, sanki olsa bile bitecek demen, senin hala Happily ever after Disney masalına inandığına işaret. O tarafın hala çocuk. Hayatta güzel şeyler, hayatın kendisi de dahil başlarlar, gelişirler ve biterler. Bazen ölene kadar bitmezler, çoğunlukla biterler. Bu eğer masal dünyasında yaşamıyorsan kötü veya dayanması zor bir şey değil.

Bu soruyu yazıya almamdaki asıl sebep şu bölüm:

Birine kendimi kaptırırsam gene hayatım kötü yönde değişecek diye endişe ediyorum.

Bu, kesinlikle olacak. Yetişkin erkek olmayı bir adımda başaramayacaksın. Kadın erkek ilişkilerine yeniden döndüğünde, büyük ihtimalle kendini kaptır – acı çek – düş (hayatın kötü yönde değişecek) – kalk döngüsünden 2-3 kere daha geçeceksin ve ancak öyle pişeceksin. Süreç bu. İki blog okuyup, 2-3 Youtube kanalındaki videoları ard arda izleyince içselleştirme diye bir şey kendiliğinden olmayacak.

Kötü gitme ihtimaline meydan okuyup yetişkin erkek dünyasının ilişkilerine giren hemen herkes için bu 2-3 döngü yukarı doğru giden eğilim çizgisi gibi olur. Eğilim yukarıdır ve her düşüş bir öncekine göre çok daha az diptedir. Hiçbir eğilim düz çizgi şeklinde yükselmez ama düşüşler daha az acılıdır. 2-3 döngüde de içselleştirme olur, bir daha çok şiddetli düşmezsin.

2-3 döngüye gir ve kendini sal kendini demiyorum. Salmamaya çalış ama salacaksın. Eskisinden daha az. Böyle böyle öğreneceksin.

içimde boşluk hissi var ve geçmiyor

Korktuğun bir şey karşısında standart kaç – savaş – dona kal tepkilerinden en yaygın olanlarını veriyorsun. Kendini geliştirme robotu olmaya kaçıyorsun ve ilişki hayatında dona kalmışsın. Bu 2-3 döngü olmazsa, yetişkin ilişkiler dünyasından kaçarsan, sen sadece okumuş ama sindirememiş adam, büyüyememiş çocuk olarak kalacaksın. Bu bildiğin korkaklık ve bu korkaklığını aşıp bir an önce o 2-3 döngüden geçmen lazım yoksa eskisinden daha kötü olursun.

Kaçmaya ve dona kalmaya devam edersen, içimde boşluk hissi var ve geçmiyor dediğin şey artarak devam eder zira sen hayatının önemli bir boyutunu dondurdum ama zaman geçiyor ve yaşlanıyorsun. O dondurduğun boyutun karşıladığı ihtiyaçların (duygusal yakınlık, fiziksel yakınlık, seks, vs.) karşılanmıyor ve sen de eksik, boş bir şeyler hissediyorsun.

sizin bu konuda bana verebileceğiniz tavsiyeleriniz varsa dinlemek isterim iyi akşamlar diliyorum

Ben şahsen mavi haplı olmayı, kırmızı hap okuyup korkudan felç olmuş adam olmaya tercih ederim. Tabii ne mavi haplı olun ne de donup kalın. Siz donup kalsanız da zaman donup kalmıyor, 5 sene sonra 30 olacaksın, 10 sene sonra 35. O döngüye gir yoksa ilerde daha yaşlı ve daha paslanmış girmen gerekecek.

sizin bu konuda bana verebileceğiniz tavsiyeleriniz varsa dinlemek isterim iyi akşamlar diliyorum 👋

Sana tavsiyem şu. Endişelendiğin şeyin gerçekleşecek. Muhtemelen birine kendini kaptıracaksın, hayatın yine kötü yönde değişecek. Ama bu işi içselleştirmenin ve hayattan almaya hakkın olan şeyleri almanın tek yolu, edindiğin bir miktar donanımla bu gerçeğe meydan okumak. Korkudan donup kalmak ve bu donup kalmışlığını, kendini geliştirme robotuna dönerek rasyonelleştirmek değil.

Bir de kendini geliştirmen iyi ve buna devam et ama kendini geliştirmeyi, kadın erkek ilişkilerindeki duygusal problemlerini bastırmak için dışsal bir uyuşturucu olarak kullanma. Kadın erkek ilişkilerindeki duygusal problemlerini, sadece o alandaki korkularına meydan okuyarak aşabilirsin, başka şeylerde başarı sağlayıp aşamazsın.

Bu arada kişisel gelişim bağımlılığı diye bir şey var ve bu konuya da eğilmek lazım. Bir ara bunu da yazarım.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da kaynak kitaplarımıza ve kitap setlerimize bakabilirsiniz.

Saplantılı aşkın psikolojisi: Kaygılı bağlanma stili

Karşılıksız aşkın insanı kontrolü dışında olan yoğun bir arzuya boğduğuna şahit olmuşsunuzdur. Belki siz de hayatınızın bir döneminde bunu yaşadınız ya da şu an yaşamaktasınız. Bazı insanlar reddedildiklerinde, içlerinde bir düğmeye basılıyor. Reddedilmeden önce bir arzuluyorlarsa, reddedildikten sonra bin arzuluyorlar.

Fakat reddedilmeye veya artık sevilmemeye her insanın verdiği tepki aynı olmuyor. Hemen her insan bu konuda belli bir acı çekse de, bazı insanlar reddedilmeyi ve artık sevilmemeyi görece hızlı bir şekilde atlatıp, yollarına devam edebiliyorlarken, bazı insanlar ise saplantılı bir aşkın pençesinde aylar ve hatta maalesef yıllarca kıvranabiliyorlar.

Yine birçok insan çok istedikleri bir iş yeri tarafından reddedilmek gibi aşk dışı reddedilmeleri görece kolay sindirip bir sonraki başvuruya geçebilirken, iş aşka geldi mi, reddedilme büyük bir takıntı ortaya çıkarıyor.

Saplantılı aşka neden olan tek bir faktör olmasa da birçok saplantılı aşk vakasında çalışan temel faktör, insanın bağlanma stili (attachment style).

Güvenli bağlanma, genellikle çocuklukta ebeveynlerin çocuklarını karşılıksız sevmesi ve sağlıklı sınırlar koyması ile gelişen bir bağlanma stili. Burada ebeveynler çocuklarına istikrarlı bir şekilde dikkat ve şevkat gösteriyorlar. Bu çocuklar genellikle yetişkin hayatlarında daha bağımsız ve kendine yeten biri oluyorlar. İlişki hayatlarında ise bir ilişki içinde olmaya istekli, ama yalnız olmakla da problemi olmayan insanlar oluyorlar.

Güvenli bağlanan biri reddedildiğinde, bu durumdan çabuk toparlanıyor ve ilişki hayatına bakışı iyimser kalıyor. Bir kişiyi sevse de o kişinin kendisini sevmediğini daha çabuk kabul edebiliyor ve kendisini sevmeyen insanın peşinde koşmak yerine, hızlı bir şekilde duygusal toparlanmaya giriyor.

Kaygılı bağlanma, genellikle ebeveynlerin çocuklarına istikrarlı bir şekilde sevgi ve dikkat vermediklerinde ortaya çıkan bir bağlanma stili. Bu da, temel ihtiyaçların giderilmesi ile ilgili sürekli bir kaygı ve korku meydana getiriyor. Bu çocuklar büyüdüklerinde genellikle, düşük özdeğere sahip, başkalarına bağımlı insanlar oluyorlar. Bir partnerin yakınlığına şiddetle ihtiyaç duyarlarken yine şiddetli bir terk edilme korkuları oluyor. Aynı zamanda başkalarının duygularına da aşırı duyarlı oluyorlar.

Kaygılı bağlanan biri reddedilmeye çok şiddetli bir negatif tepki verir (bağlanma stilleri içindeki en negatif tepkiyi verir). Reddeden kişiyi geride bırakmayı inanılmaz derecede zor bulur ve diğer insan olmadan yaşayamayacak ya da en azından mutlu olamayacak gibi hisseder.

Korkulu kaçıngan bağlanma stili geliştiren çocukların ebeveynlerinden biri ya da ikisi birden, korkutucu davranışlar sergilemişlerdir. Kişinin bakımını ve korunmasını üstlenen kişi ya da kişiler, güvenlik ve rahatlık kaynağı değillerdir. Korkulu kaçıngan bağlanma stili geliştiren çocukların, çocukluk dönemlerinde ciddi travmalar ve istismarlar yaşamış olma ihtimalleri yüksektir.

Korkulu kaçıngan bağlanan birisi ilişki içinde olmayı arzular ama kendisini korumak için  ilişkilerden (ya da en azından yakınlıktan) ve diğer insanlardan kaçar. Korkulu kaçıngan bağlanan birisi reddedildikten sonra reddeden kişiyi hızlıca geride bırakmaya meyillidirler. Başkalarının ilgisinin arzusu ile yanıp tutuşurlar ama bu ilginin düşüncesinden bile çok korkarlar.

Bir de hor gören kaçıngan bağlanma var. Bu kişilerin ebeveynleri çocukluk döneminde kişinin ihtiyaçlarını görmezden gelirler. Çocuk ihtiyaçlarını belirtmenin, o ihtiyaçların giderileceği anlamına gelmediğini öğrenir.

Hor gören kaçıngan bağlanma stili geliştiren biri ilişkilerden ve bağlanmaktan (sağlıklı bağlanmaktan bile) kaçar. Takıntı derecesinde kendisine yetmeye çalışan biri olur.

Hor gören kaçıngan bağlanma stiline sahip kişi reddedildiğinde, bunu takmamaya ve saplantı haline getirmemeye meyillidir. Zaten başkalarının sevgisini ve onayını kazanmakla pek ilgilenmez. Hor gören kaçıngan bağlanma size karizmatik görünebilir ama bu tip insanlar acıdan kaçmak için hayatın önemli zevklerinden birinden kendilerini mahrum bırakan insanlardır ve genellikle de en fazla, aşırı derecede kaçıngan bağlanan kişilerle beraber olabilirler.

Gördüğünüz gibi, reddedildiğinde ya da terk edildiğinde, saplantılı aşk geliştiren birinin kaygılı bağlanma stiline sahip olma ihtimali yüksek. Kaygılı bağlanma stiline sahip birisi reddedildiğinde, beyni otomatik olarak kişinin çocukluğuna döner. Geçmişin bırakılıp gidilme korkusu, yalnızlığı, ihmal edilmişliği yeniden ortaya çıkar. Beyin reddeden kişiyi ve bu kişiyi elde etmek için yapılabilecek şeyleri düşünmekten başka bir şey yapamaz hale gelir. Beyin sanki bunu, çocukken hiçbir zaman “kazanılamamış” olan sevgiyi kazanmak için “son bir şans” olarak algılamaya başlar.

Peki, kaygılı bağlanma stilinden nasıl kurtulursunuz? Ya da kaygılı bağlanma stiline sahip biriyken, nasıl güvenli bağlanma stiline sahip biri olabilirsiniz? Bu konuda terapist görmenizi şiddetle tavsiye ederim ama psikolog dışında yapabileceğiniz başka şeyler de var.

Bunlardan birincisi tabii ki böyle bir sorununuz olduğunu bilmeniz. Şiddetli isteğinizin ve onsuz yaşayamam hissinizin, çocukluktaki terk edilme kaygınız ile birleştiğini görmeniz, o zaman hayati tehlikesi olan reddedilmenin / terk edilmenin şimdi hayati tehlike yaratmadığını kendinize söylemeniz gerekli.

İkincisi, güvenli bağlanan kişilerin yaptıklarını yapmanız, buna kendinizi zorlamanız. Burada iletişimi kes kuralı olarak öğretilen şey, güvenli bağlanan birinin yapacağı bir şey mesela. Ya da kendisini istemediği belli olan kişiyi bırakıp gitmek şeklinde olan next. Bunları ilk başta hissetmeden uygulasanız bile sonrasında şunu fark ediyorsunuz: kaygınıza kapılmayıp sağlıklı şekilde davrandığınızda dünya başınıza yıkılmıyor. Tam tersi her şey daha iyi oluyor.

Zihniniz gerçek dışı bir kaygı içindeyken (onsuz mutsuz olacağım, onsuz yaşayamam, onsuz olmaz, ondan daha iyisini bulamam, vs.) zihninize onsuz bir süre acı çekip sonra unuttuğunuzu göstermeniz, kaygıya büyük darbe vuruyor.

Üçüncüsü, çoğu kaygılı bağlanan kişide öz duygu ayarlaması / regülasyonu yok. Kendi içlerindeki yüksek negatif duyguları dışsal şeylerle kontrol altında tutmaya çalışıyorlar. Mesela kaygılarını kendilerini istemeyen kişiye ulaşıp bir kere daha deneyerek ve ondan pozitif bir dönüş alarak azaltmaya çalışıyorlar. Ya da porno, oyun, sosyal medya, alkol, vs. gibi uyuşturucularla bastırmaya çalışıyorlar.

Oysa negatif duygularınızdan kaçmak ya da onları saplantı kaynağınızın rahatlatmasını umarak saplantı çukuruna daha da batmak dışında yapabileceğiniz şey, öz duygu ayarlaması yapmak. Bununla ilgili bir video serisi yapıyorum ama bunlar katıl alanındalar. Sizin bu konuda yapabilecekleriniz:

  • Herhangi bir negatif duygudan kaçış aracından uzak durup, duygularınızı işlemenizi sağlayacak şeyler yapmanız. Günlük tutmak bu şeylerden birisi. Bunun yanında hiçbir şey dinlemeden yürüyüş yapmak (müzik ya da podcast dinlemeniz buna engel olur), fiziksel işler yapmak, vs. Hiçbirinde bir şey dinlememek ve izlememek.
  • Büyük negatif duygu patlamalarına /dalgalarına karşı koymak yani bu patlamalar sırasında kendinizi yapmaktan alıkoymakta zorlandığınız şeye ne olursa olsun karşı koymak.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da kaynak kitaplarımıza ve kitap setlerimize bakabilirsiniz.

Herkes seks yapıyor bir ben yapamıyorum! – Vaka çalışması

Abi selam, benim sorunum konusunda bir yazı bulamadım. 19 yaşındayım ve üniversite okuyorum. Çevremdeki hemen her erkek, seks yapıyor. Sürekli olarak “buna nasıl çaktım, şuna nasıl koydum”. Sadece çevrem değil. Daha geçenlerde kantinde oturuyorum. Yanımdaki iki eleman da gece nasıl evire çevire olduklarını anlatıp durdular.

Abi kendimi çok kötü hissediyorum. Ben de altta kalmamak için bir şeyler atıyorum ama bunca adam yaparken ben neden yapamıyorum?

Bu konuda daha önce konuşmadım ama özellikle 22-23 yaş altında danışanlarımdan çok duyduğum bir konu. Onlara da sana söylediğim şeyi söylüyorum. Sen bu zeka ile nasıl üniversite okuyorsun?

Tamam, muhtemelen kafan çalışıyor ama gerçekliğin çarpılmış, kafan ise eziklik duyguları ile bulanmış. Ben sana tokat olsun, ayıl diye tek bir şey soracağım:

Altta kalmamak için tek yalan söyleyenin sen olduğuna emin misin?

Başka açılardan gayet akıllı insanların, bu devasa yalana kanmaları gerçekten çok ilginç. Ortada klasik bir yapamamanın ezikliğini, yalan dolan büyüklenmelerle kapamaya çalışma var. Hem de kitlesel boyutta. Bu hikayeleri o kadar çocuktan duyuyorum ki.

“Abi 2 kızla flört ediyorum, bir yere gitmiyor ama ben de altta kalmamak için ikisiyle de yatıyorum diye anlattım.”

Eh birader yalan söyleyebilen tek sen misin sanıyorsun? Öbürleri de ya tamamen uyduruyorlar, ya da bire bin katıyorlar.

Bakın arkadaşlar, bu konuda genel kural şudur. Bir erkek arkadaş çevresine ne kadar çok, ne kadar ballandıra ballandıra “şöyle soktum, şöyle hoplattım” diye anlatıyorsa, onun o kadar abazan olduğunu anlayın. Belki bir veya ikisi gerçekten yapıyordur (o da belki) ama siz yine de benim dediğim gibi ne kadar pompa hikayesi o kadar pompasız adam kuralından şaşmayın. Bu adamlar gece salya sümük lütfen bir şans ver diye kapısında ağladıkları kadını, arkadaşlarına “gece Leyla’nın kapısına gittim, yakamdan çekip içeri aldı, bir daldım, bir daldım” diye anlatırlar.

Bu kuralın tersinde ise, bir kişi kadınlarla ne kadar başarılı ise, maceralarını anlatma konusunda o kadar ketumdur. Libidosunu yatakta atan adamın diline vurmaz pek.

Abi ne biliyorsun belki Leyla’ya gerçekten şey etti? Beni arayıp da “altta kalmayayım diye ben de yalan söylüyorum” diyenlere anlattırdığım yalanlardan biliyorum.

Yahu bu arada, erkekler cinsel maceralarını, hele hele kız arkadaşı ile seks hayatını anlatacak kadar küçülmeye ne zaman başladılar? Eskiden ki 20 sene önce falan, bizim birbirimizin ilişkisi ile ilgili konuşma hacmimiz şu şekildeydi:

“Abi, seni Merve ile gördüm el ele. Çıkıyor musunuz?”
“Evet abi.”
“O hadi tebrikler.”
“Sağol abi.”

“Abi Merve’yi bir süredir görmüyorum. Hayrola?”
“Ayrıldık abi.”
“Orhan Baba, Rakı ve “sana kız mı yok beah hadi iç iç” diyecek lavuk istersen haber ver.
“Tamam abi eyvallah.”

Bir ara ciddi ciddi düşündüm ve hiçbir arkadaşımın kısa süreli macerasını da duymadığımı hatırladım. Ki bunlar yapılan şeylerdi. Hatta sıklıkla abazan olmamıza rağmen, muhtemelen şu an 20li yaşlarında olan adamlardan daha fazla yapıyorduk.

Bir erkek şöyle soktum böyle zittim diye anlatırken hiç utanmıyor mu, “yahu bunun beliyle vuramadığı diline vuruyor demezler mi?” demiyor mu? Demiyor tabii ki. Neden desin? Zira inanan saf çok. Senin gibi. Şu ilüzyona kapılıp kendini ezik ve yetersiz hissediyorsun.

Bunu yapmayın arkadaşlar. Biri uluorta seks macerasını anlatıyorsa, o adamın abazan olduğunu tahmin edin, içinizden acıyın ve gülüp geçin.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da kaynak kitaplarımıza ve kitap setlerimize bakabilirsiniz.

İlgisizlik ve ters davranışlar yüzünden terk edilmek – Vaka Çalışması

İlgisizliğim ve ters davranışlarım sonucu kız arkadaşımı kendimden uzaklaştırdım ve ilişki bitti, kalbini kırdığım için bir anlık duygusal reaksiyon gösterip ayrılan taraf o oldu.

Konuşmalarım esnasında en çok karşılaştığım ayrılık nedenlerinden birisi de bu. İlgisizlik ve ters davranışlar sonucu terk edilmek. Fakat bu şekilde bana gelenlerin çoğunun farkında olmadığı ve biraz konuştuğumuz zaman ortaya çıkan bir durum var. Bu şekilde terk edilenler aslında terk edeni istemiyorlar. Bir miktar sevgi ve istek tabii ki var ama aslına bakarsanız yalnız kalmaktan iyidir diye ya da yalnız kalmaktan korktukları için ilişki içindeler. Partnerlerini cepte gördüklerinden değil, istemedikleri, içlerine sinmediği halde yalnızlık korkusundan onlarla olmak zorunda olduklarından ters davranıyorlar.

Tabii sonra terk edildiklerinde, yalnız kalma korkusu artı terk edilmenin, reddedilmenin takıntı yaratması nedeniyle, eski sevgililerinin peşine düşüyorlar.

Şimdi bir kere bu kız bir anlık duygusal reaksiyon göstermedi. Senin uzun süreli ilgisiz ve ters davranışların ile uzun süre içerisinde soğudu ve son yaptığın ile de bardak taştı. Yani bu ayrılık senin sandığından daha ciddi ve sağlam.

Ben o gün sakince ve mantıklı bir biçimde yaklaşarak onu kaybetmemek istediğimi belirtmeme, kalması için çaba göstermeme ve hatalı olduğum konuların tekrar yaşanmayacak olduğunu söylememe rağmen “önceden önemsemedin şimdi niye önemseyesin” tarzı bir cevap alınca.

Bu tür bir ayrılıkta, normal bir sevgi ve ilgi seviyesinde olan biri, sadece hataları konusunda üzgün olduğunu söyler ve devam etmek istediğini belirtir. Dikkat edersen sen, konuşmaya bencil taraftan başlıyorsun. BEN (oyuncağımı, yalnızlıktan koruyucu kalkanımı) kaybetmek istemiyorum diyorsun. Zaten geç ve inandırıcı değil ama bir de böyle başlaman tam olarak durumu ortaya koyuyor. Burada kız sana inanmamakla doğru yapıyor. Zira derdin “kız arkadaş” kaybetmek, kıza karşı gerçek bir sevgi ya da istek değil.

Ben kendimi yeterince açıkladığımı, onun benim için değersiz olmadığını gösterdiğimi ve inanıp inanmamanın kendisine kaldığını söyleyip konuyu kapattım.

İlişki boyunca kıza senin için değersiz olduğunu gösterdiğini, sen daha mesajına başlar başlamaz söylüyorsun. Af buyur yalnız kalacağını anladığında, seni terk etmez dediğin terk edince egon kırıldığında yaptığın laf salatasına neden inansın? Sen harbi inanıyor musun?

Hiçbir şekilde de o yazana kadar yazmayacağım.

Bunu yapabilirsin zira nedeni ne olursa olsun seni terk etti.  Benim sana tavsiyem, bu kızı istemediğin gerçeği ile yüzleşmeye bakman. Bu dediğim %100 değil ama konuştuğum ve anlattığı senaryo senin senaryoya benzeyen birçok erkek, konuşmamız sürecinde bunun farkına varıyor. Aslında için için kızla ilişki istemiyor ama yalnız kalamadığından da kendini ilişkiye zorluyor. Tüm o ters davranışlar da bunun öfkesinin kıza yansıtılması.

Kızı istemediğin gerçeğini sindirebilirsen, kendine ve kıza bir iyilik yap ve geri gelse bile uzak dur.

Geri dönerse ne kadar zaman geçtikten sonra ilişkiyi canlandırma çabasını samimiyetsiz bulup reddetmeliyim?

Burada samimiyetsiz olan sensin. Bu durumlarda kız genelde geri dönmüyor merak etme zira sen aylar süren bir ilgisizlik ve kabalık sürecinde kızın sana olan isteğine darbe üstüne darbe vuruyorsun.

Senin gibi çok insan var. Şaşıracaksınız ama beni eski sevgilim terk etti diye arayan erkeklerde burada bahsettiğim olay, betalık nedenli terk edilişle yarışır. Bunun şaşırtıcı olmaması lazım zira günümüzde özellikle illa bir sevgilin olacak şartı var gibi. Çoğu insan ilişkisi olmadan duygusal dengesini sağlayamıyor. Bu da birçok erkek ve kadını aslında pek de istemedikleri ilişkilerde tutuyor.

Çünkü ayrılıktan 1 ay sonra iletişime geçmesiyle 4 ay sonra iletişime geçmesi pek aynı sebeplerden ve niyetten olur gibime gelmiyor, sana göre bunun maksimumu nedir Mahmut abi?

Bu kız seni daldan dala atlayım da daha iyisini bulamazsam geri döneyim diye terk etmedi. Yani büyük ihtimalle sebep bu değil. Öncelikle kıza karşı pek de istekli olup olmadığını düşün. %90, aslında istemediğini, kıza bu nedenle kötü davrandığını ve kendin için, kız için en iyisinin 1 ay sonra da dönse 4 ay sonra da dönse bir şey başlamamak olduğunu göreceksin.

Hadi bir %10 ihtimal gerçekten elinin altındakinin değerini bilmedin diyelim. O zaman burada iletişimi kes kuralına geçmeden önce kıza az önceki bencil ve kızın seni terk etmesini daha da haklı çıkaran son konuşmanı geri alacak bir mesaj gönder:

“Bunu yeniden beraber olalım diye değil, gerçekten üzgün olduğumu belirtmek için yazıyorum. Hatalı davrandım, bunun için geç olduğunu biliyorum ama yine de bu hatalarım ve seni kırdığım için çok üzgün olduğumu bilmeni istiyorum.”

Bana geri dön, oyuncağımı bana geri ver, gel bir daha aynısını yapmayacağım, vs. değil. Sadece bu kadar. Sonra da iletişimi kes.

Kadınlar bu mesaja ters ya da sizin sinirinizi bozacak cevaplar verebilirler. Onlara cevap vermeyin. Ben bir keresinde buna “Tamam anlıyorum” cevabı almıştım. Ona “zeki kızsın biliyorum” yazmıştım ama bir şey yazmasanız da olur. “Geri dönmeyeceğim zaten” gibi şeyler yazarsa da boşverin. O anki duyguları ile yazıyor. 3 haftalık iletişimi kes sonrası duyguları çok farklı olacak.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da kaynak kitaplarımıza ve kitap setlerimize bakabilirsiniz.

Friendzone’dan manipülasyon ile çıkan 3 yıllık ilişki – Vaka çalışması

Değerli dostlar selamlar. 37 yaşında yetişkin bir birey olarak, yaklaşık 3 yıl süren ve 9 ay önce biten ilişkimde, yaptığım büyük hataları, kırmızı hapı nasıl mavi hayallerim için kullandığımı, sonunda nasıl ilişkinin patladığını ve son ayrılık sonrası takındığım tavrı sizlere anlatacağım. Bu hikayeden, verilecek cevaplar ve değerlendirmelere göre hepimizin farklı dersler çıkaracağına inanıyorum.

Öncelikle yaptığım büyük hataları sıralamak istiyorum, bunları zaten detaylarda da çok rahat anlayacaksınız. Birinci büyük hatam aynı iş yerinde ilişki yaşamak oldu. Bu hataların belki de en büyüğüydü. Siz siz olun profesyonel iş yaşamınızda, aynı yerde olduğunuz bir kadınla değil ilişki, gecelik dahi düşünmekten mümkün olduğunca uzak durun. Bunun bedeli ağır bir şekilde ödenir. Böyle bir durum hem kariyerinize hem de psikolojinize zarar verecektir. Ayrıca ayrılık halinde her gün birbirinizi gördüğünüz için unutma süreniz artacaktır.

Birçok insan için maalesef iş hariç pek sosyal ortam yok ama ben de iş yerinden ilişki yapmanızı tavsiye etmem. Reddedilince atlatamayan çok, ayrılınca atlatamayan daha çok. Hem sadece sizin kendi tarafınızı düşünmeyin. Diyelim kızdan ayrıldınız. Sürekli yıkık bir şekilde karşınızda durabilir veya daha doğrusu sürekli peşinizde koşabilir.

İkinci büyük hatam ise eski kız arkadaşımın benden önce 8 yıllık ilişkisinin olmasıydı. Bunu asla göz ardı etmeyin. 8 yıl uzun bir süre. Yani neredeyse çocuk yaşta başlayan ve olgunluğa kadar süregelen bir ilişki.

Bu tek başına problem değil. Ama 8 yıllık ilişkisi olan bir kız, bu ilişkinin bitiminden sonraki 1 sene çalkantılı bir ruh halinde olabilir ve burada asıl önemli olan şey, o ilişkinin duygusal yükünü kendi başına sağalttı mı yoksa hemen ilişkiye atlayıp o yükü içinde bir yerlere mi gömdü. Yani eğer siz 8 senelik ilişkiden 3-4 ay sonra başladıysanız ya da kız sizinle çıkmadan önce 8  senelik ilişkiden başka ilişkiye sonra size atladıysa, ilişkinizi dengesiz kılacak bir duygusal birikimi olur.

Bunun sonucunda kadının ‘alfa dul’ olması çok büyük ihtimal.

Katılmıyorum. Az önce dediğime ters bir şey söyleyeceğim biliyorum ama 8 sene aynı zamanda bir ilişki için çok uzun süre.  Çok kısa olanlar kadar çok uzun olanlar da artık pek hükmü olmayan ilişkiler oluyorlar. Ben kırmızı haptaki bu ikilemi sevmiyorum. Bir kadın bırakınca hemen unutur diyorlar bir de kadın eskisini unutamaz diyorlar.

Bu tarz kadınlar, sizi eski sevgilisiyle kıyaslayabilir, farklı paternler geliştirebilir, sizi liman olarak kullanabilir, saf aşıksanız rebound ilişkiye çekebilir, geçmişte yaşadığı travmaları yine size yansıtabilir. Yani çok da sağlıklı bir ilişki kuramayabilirsiniz.

Evet ama azıcık tecrübeniz varsa, böyle bir kadını 3-4 ayda tespit edersiniz. Ondan sonra da “ben ona eskisini unutturacağım” embesilliğine kapılmazsanız, bana müsade diyerek sıvışırsınız. Sen 3 sene kaldığına göre ya kız alfa dul değildi, ya da sen hayal aleminde yaşıyordu.

Üçüncü hatam ise bu da küçümsenmeyecek kadar önemli, 3 yıllık ilişkide 2 kez ayrılık yaşadık. Yani ilişki ister istemez toksik bir hale geldi. İlk ayrılık 2 ay, ikincisi ise 4 ay kadar sürdü.

Hayır. Bir insanla sadece bir kez ayrılın. Hele de sizi o terk ediyorsa. Sen nedense ayrılık demişsin, dilin kim kimden ayrıldıyı söylemeye varmadı sanırım.

Ama burada normal olmayan durum, ikinci ayrılıkta resimde başka bir adam vardı. Sizden ayrılıp başka bir adama giden kadını asla ama asla kabul etmeyin. Ben ettim…

Yuh! Bak şimdi seni küçümsemek istemiyorum ama aynı yaş grubundayız ve bizim yaşımıza gelmiş adamların çoğu, bunu yapmaz. Herhangi bir yerden okumuş olmasa bile bunu yapmaması gerektiğini bilir. Sen o yaşta hala ciddi olgunlaşamamış taraflar taşıyorsun. Bu konuya bir eğilmen lazım.

Şimdi size kız arkadaşımı nasıl tavladığımı kısa bir özetle anlatacağım. Yani kırmızı hapı nasıl mavi hap hayallerim için kullandığımı, suni bir başarıya nasıl ulaştığımı belirteceğim. Buna sanırım mor haplı diyorlar. Ben iş yerimde 12 yıldır çalışırken, eski kız arkadaşımın geçmişi 5 yıllık. İlk işe başladığında 8 yıllık ilişkisi yeni bitmişti. İlk aylar sadece selamlaşma ve hal hatır sormayla geçen bir dönem yaşadık. Ardından doğal olarak iletişim, onunla birlikte de samimiyet arttı. Selamlaşma yerini öğlen kahvelerine ardından akşam buluşmalarına bıraktı. Ancak hiçbir şekilde cinsellik olmadı. Aylar geçtikte benim iyi çocuk hallerim iyice su üstüne çıktı.

8 yıllık ilişkiden çıkar çıkmaz atlamışsın.

Bir akşam yine buluştuk. Ben en ergen şekilde kendisine açıldım. Şu an buna gülsem de bunu yaptım.

Açılmak pişmanlıktır.

Elbette gelen cevap, “Sen çok iyi birisin, ben seni gerçekten seviyorum. Ancak arkadaş kalmamız çok daha güzel olacak” şeklinde oldu.

Beklenen son.

Ancak o gece kırmızı haptan bir haber olsam da içgüdüsel olarak kendisiyle arkadaş kalamayacağımı, bunun çok samimiyetsiz olacağını ve bu şekilde iletişimi sürdüremeyeceğimi söyledim, mecazi anlamda masadan kalktım.

Bu arada arkadaşlar, arkadaş kalmayın, iletişimi kesin, kızın uydusu olmayın, vs. kırmızı hap icadı değil. 2000’lerden beridir erkeklere yönelik ve maskülenite temelli herkesin savunduğu şeyler.

Ve bu dediklerimi yaptım. Reddedildikten sonra genelde ofiste durmadım, dışarıdan çalıştım. Olabildiğince uzak kalmam gerektiğine inandım. Bir süre sonra ise 21 gün hakkım olan yıllık izne çıktım. Neden reddedildiğimi araştırırken, tesadüfi bir şekilde kırmızı hapla tanıştım.

Kırmızı hap makalelerini okudukça, farklı kavramlarla karşılaştım. Özellikle ‘Friendzone’ ve buradan nasıl çıkılması gerektiğine dair bir çok yazı buldum. ‘Korku oyunu’ ve ‘Rekabeti tetikleme’ şeklinde makaleler ve hikayelerle tanıştım. İşte o anda tek bir kıza ulaşmaya, onetisime kavuşmaya ve kırmızı hapı mavi hayallerim için kullanmaya karar verdim.

Yahu ağa bırak sen bunları, bana bu kızı nasıl tavlarım onu söyle modu. Çok yaygın bir kafa yapısı.

Bu süre zarfında hiç kendisiyle iletişime geçmedim, sosyal medyadan takipleşsek de gönderilerine bakmadım ve peşinden koşmadım. Ardından o dönem bana çok cazip gelen planımı kurdum. Eski kız arkadaşımın çok samimi olmasa da çevresinde bulunan ve sosyal medyadan takipleştiği bir kız arkadaşını ayarlamaya karar verdim.

En sevmediğim şey, manipülasyon ile kız tavlamaya çalışma. Yıllar önce PUA camiasında çok vardı, hala var ama azaldı.

İşe yarar mı? Görünüşte öyle. Ama “ben güçlenmeyin, zayıf kalayım ve bu halimle de hile ile kızı tavlayayım” kafası ile manipülasyon yapan adam genellikle, manipülasyona düşecek kadar özgüven ve özdeğer problemi olan kadınları tavlar. Kendisi zayıf, tavladığı kız zayıf. Bunların ilişkinin nasıl saçmasapan olacağını düşünün. Oysa “ben güçleneyim, güçlü halimle hilesiz halimle kız tavlayayım (kızı değil)” diyen adam kendine daha özgüven ve özdeğer sahibi, daha kolay ilişki yaşanacak bir kadın çeker.

Amacım o anki aklımla korku oyunu yapmaktı. Ve kıza sosyal medyadan ulaştım, iletişime geçtim, bu kızla buluşabilmek için tesadüfler yarattım. Nitekim başarılı oldum. Birkaç buluşmanın ardından cinsellik geldi, artık çevresindeki bir kızla takılıyordum. Zaten uzun sürmedi, bu eylemim eski kız arkadaşımın kulağına gitti.

Beni reddettiği geceden sonra benimle hiç iletişime geçmeyen hatun, birden mesajlar atmaya başladı. Öğlen yemek yiyelimler, kahve içmeye gidelimler ya da akşam dışarıya çıkalımlar. Hepsini kibarca reddettim. Zaten bir süre sonra kendisi de benimle iletişime geçmekten vazgeçti. Derken takıldığım kızla ise kendi sosyal medyamda fazla abartmadan paylaşımlarda bulunmaya başladım. Eski kız arkadaşım ise attığım hikayelere sürekli bakıyordu. Ofise geldiğimde beni kıskandığını ve şaşkın bir hale geldiğini hissediyordum. Korku oyunum başarılı oluyordu.

Bu korku oyunu değil, manipülasyon. Ayrıca bir kızı tavlamak için başka kızla olman ayrıca ezik. Başarılı oluyor ama az önce anlattığım şekilde.

Ardından eski kız arkadaşımdan yeniden buluşmak istediğine dair mesajlar alıyordum. İlk mesajların hepsini bir kez daha kibarca reddettim, son mesajına ise olumlu yanıt verdim. Buluştuğumuz gün, sanki hiçbir şey olmamış gibi hareket ettim. Enerji dolu, mutlu ve pozitif hallerimle karşısına oturdum. Pazar günü bana kahvaltı hazırlayacağını söyledi, teklifini kabul ettim. Aslında davranışlarım bir taklitti. Ben sadece onu istiyordum!

Oturduğumuz anlarda takıldığım kız beni aradı. Eski kız arkadaşım telefonumdaki aramayı gördü ve yanında çat diye aramaya cevap verdim: “Efendim hayatım.” Telefondaki hatun benimle pazar günü için bir plan yapmıştı ve ben de bunu kabul ettim.

Kıza bir ilişki sözün yoksa bilmem ama o kızın sizi ilişkidesiniz sanmasına neden oluyorsan, ilerde başkası için terk edilip sonra kadını yeniden alma şeklinde yaşadığın kepazeliğe halk arasında karma diyoruz. Sonuna kadar hak etmişsin. Ayrıca kız onu sırf sen bunu yaptın diye yapmış olabilir.

Eski Kız arkadaşıma dönerek, “Senin planladığın kahvaltıyı başka zaman yapalım” dedim. İşte o anda, yüzünün aldığı ifadeyi görmeliydiniz. Birden hırçınlaştı, yaşadığı reddedilmenin verdiği şokla bana laflar sokmaya başladı hatta yanındaki shot bardağında bulunan suyu yüzüme attı. Adeta zevkimden dört köşe oluyordum.

Off, 34-35 yaşında adamın yapmak zorunda kaldığı manipülasyonlara bak. Utanç verici.

Verdiğim cevap ise, “Hareketlerin normal mi? Bizi arkadaş sanıyordum, hatta ben senin büyüğünüm insan abisine böyle davranır mı?” oldu. İkinci bir şok dalgası geçirtmiştim. Suni oyunum riskli de olsa mükemmel işliyordu.

Bu “ilişkinin” nasıl mükemmel gittiğini ve bittiğini göreceğiz sanırım. Bu arada tekrar ediyorum. Sen manipülasyonu mavi haplı hayallerin için kullanmaya çalışıyorsun ama bu kadar negatife boğduğun şeyin artık iyi bir ilişkiye evrilmesi imkansız. Belki belki bir ilişkiye evrilir. Sonradan toksik olması seni şaşırtmadı umarım.

Ardından kısa zaman sonra eski kız arkadaşımdan yine mesajlar almaya başladım, buluşmak istiyordu. Kabul ettim ama bu kez dışarıda değil, evimde. Akşam evde vakit geçireceğimi, isterse gelebileceğini söyledim. Geldi… Evimde gözlerindeki hırsı görebiliyordum, rekabete girmek onu iyice kamçılamıştı. Sürekli laflar sokmaya başladığı sürede, dudaklarına yapıştım. Beni önceleri arkadaşı olarak gören kızla sabaha kadar her çeşit pozisyonda uyumadık. Ve ilişki aslında başlamış oldu. Kırmızı hapı mavi hayallerim için kullanmam çok başarılı olmuştu.

Son zamanlarda kırmızı haptan hiç haz etmemeye ve bu akımdan uzaklaşmaya başladım ama sen kırmızı hapı değil, manipülasyonu kullanıyorsun.

Ancak ilişki sırasında kırmızı hapı içselleştiremediğim için eski halime birçok kez döndüm. Bunu siz yapmayın derim. Ama friendzone denilen kavramdan da başarıyla çıktım.

Çıktın sadece. Başarılı çıkmadın.

İlişkinin ilk 11-12 ayı gayet keyifli gidiyordu.

Bak işte bu bir mucize.

Ancak iş yeri ilişkisinin bir faciaya neden olabileceğini hesaba katmamıştım. Çalıştığımız yerde işten çıkarımlarla ilgili dedikodular yayıldı. Biz çok fazla ilişkiyi iş yerine yansıtmasak da herkes bunu anlıyor ve biliyordu. Personel çıkarma söylentilerinin ardından ofiste çalışan diğer kadınları korku saldı. Kız arkadaşımın üstüne oynamaya başladılar. Benim onu koruduğumu karşılığında ise kendisinin bana bedenini verdiğini dile getirmeye çalıştılar. Bu kısa sürede binaya yayıldı. Yaşadığımız baskı, stres ve söylentiler bizi yıpratmaya başladı. İlişkimizi tamamen gizleme kararı aldık, aynı iş yerinde değil iletişime geçmek selamlaşmıyorduk bile. Bunu yapmak zorunda hissettik. Aslında bu da doğru değildi.

Derken, kadınlardan biri bir öğlen arası yanıma geldi. Kendisiyle samimiydik, geçmiş dönemlerde hep şakalaşır, samimi sohbetler ederdik. Üstelik bu ablamız evliydi. Sohbet arasında benimle kız arkadaşımın ilişkisini sordu. Verdiğim cevap, “Sadece birkaç kez görüştük. Şimdi bir şey yok” oldu.

Bu sizi ilgilendirmez diyememe sebebin? Saçmalamışsın. Çaktım geçtim de daha iyi.

Bu sadece eski kız arkadaşımı koruyabilmek amaçlıydı. Ancak bu fesat kadın bu cevabımı, “Sadece çaktım geçtim, başka bir şey olmadı” diye manipüle etti.

Yahu sen dedin bunu.

İşte facia burada başladı. Bu algı yine tüm binaya yayıldı: “Ben çaktım, geçtim.”

Her ofiste böyle mide bulandırıcı yaratıklardan en az bir tane olur.

Aramız birden buz kesti. Benim çok iğrenç bir adam olduğumu söylemeye başladı. Kendisini bir türlü inandıramadım ve terk edildim. İlk ayrılık bu şekilde gerçekleşti.

Bunu hak etmişsin aslında.

Ayrılığın ardından kendisiyle iletişime geçmeye çalıştım, durumu izah etsem de ikna edemedim. Bana değil o karıya inanıyordu.

Hocam sen saf mısın, saf numarası mı yapıyorsun?

Üstelik benimle görüşmezken, dediklerimi manipüle eden kadınla kahve içmelere gidiyordu. Artık derdimi anlatmaktan vazgeçtim ve ayrılığı kabul ettim. Çok üzgün de olsam önüme bakıyordum, yeni kızlar bulmaya çalışıyordum. Buldum da, bunu duyunca yine kıskançlık krizleri ile birlikte bana geri döndü.

Bu kız da ayrı bir numune.

Ancak ilişki artık çatırdamıştı, halen zaman zaman bunu kendisine nasıl yaptığımı sorguluyor, benin kafamı ütülüyor ve ayrılık döneminde nasıl başka karılara gidebildiğimi söylüyordu. Toksik ilişkiye merhaba demiştim. Ama ben efendi çocuktum.

Sende efendi adamın toksik kırılganlığı var. Sen de toksiksin, o da.

Bu kız benim ruh ikizimdi, pembe panjurlu evimizde bir ömür boyu mutlu yaşayacaktık.

Bu kadar negatiften sonra nasıl olacaksa artık. Film de değil ki her türlü zorluğu aşasınız 🙂

Muhtaçlığım, kaybetme korkum, onetis durumum birçok şeyi alttan almama neden oluyordu. Gel zaman git zaman ikinci ayrılık da gelmişti. Yine bırakan o olmuştu. Bu kez 4 ay süren ayrılıkta resimde başka bir adam olduğunu öğrendim. Uzatmadan, o herifle takılıp yine bana döndü. Maalesef kabul ettim ve bir süre daha ilişkimiz devam etti.

Senin kendine saygın yok. Hayatındaki kadının olmasını bekleme. Asla geri almamalıydın. İki kere terk edeni, haklı sebeple terk etse ve kimseyle görüşmese de yeniden almamalıydın.

Ama artık çok sevdiğim prensesime başka eller değmişti. Bunu içten içe hazmedemesem de bir süre daha ilişkiye devam ettim. Nitekim beklenen son geldi ve bir daha benim açımdan geri dönmemek üzere ayrılık yaşandı.Bu ayrılığın ardından eski kız arkadaşım 2 ay sonra başka birini buldu.

Yani kızın hafif sokaklara ait olmasını bir kenara bırakırsak, zaten hile hurda ile zorladığın ilişkiden de fazlasını beklememek lazım.

Herifle el ele, omuz omuza neredeyse kucak kucağa pozlar paylaştı. Sosyal medyada ne kadar birbirimizi takip etmesek de ortak arkadaşlarım fotoları bana gönderiyordu.

Türkiye’de bir kadının bugün var yarın belki yok sevgili ile sosyal medyada kucak kucağa, yanak yanağa olması bence kızın ilişkilik olmadığına işaret.

Ardından benim midemi bulandıran olay yaşandı. Herifin lüks marka cipini alıp iş yerine gelmeye başladı. Üstelik jipi benim arabamın park yerine park ediyordu. Bir insan daha nasıl kendini küçültebilirdi.

Küçülme yarışına girmişsiniz.

Bu benim açımdan aslında çok iyi olmuştu. Gerçek yüzünü görüyor ve “Aslında kurtuldun oğlum” diyordum. Kendime söz verdim. Gebersem de bu hatuna asla geri dönmeyecektim. Çünkü bu adamdan da ayrılacak ve bana gelecekti. Bunu adım gibi biliyordum.

Sözümü tuttum, adamdan kısa zamanda ayrılıp beni yoklamaya başladı. Daha sonra bu kız yıllık izne çıktı. Ben de yurt dışı seyahati yapacaktım. Rotam İtalya olacaktı. İtalya, biz birlikteyken bizim gitmeyi en çok hayal ettiğimiz yerdi. Benim İtalya’ya gideceğim duyan kız benimle iletişime geçti ve beraber gitme teklifinde bulundu. “İtalya’da yeniden başlarız, her şeyi unuturuz ve bu senin için bir fırsat olacak” dedi. Lafa bak ‘Benim için fırsatmış’.

Nasıl kıçı kalktıysa artık 😀

Kesinlikle kabul etmedim, teklifine kahkahalar atarak cevap verdim, bunun mümkün olmadığını, plana kendisini dahil etmeyeceğimi söyledim. Ardından haykırmaya başladı, “Psikopatsın, narsistsin, ruh hastasısın, tedaviye ihtiyacın var, kalpsizsin, duygusuzsun, beni hep ezdin” şeklinde.

Sende bir kısmının olduğu kesin ama kızda daha fazlası var gibi.

Belki de kendi hastalıklarını bana yansıttı. Neticede bu işi bitirmiştim. Ben İtaya’dayken hemen başka birini bulmuş, şaşırdık mı? Klasik sarılma pozları paylaşılmış. Şu an 4 ayda bu adamla nişan yaptı. Adama acıyayım mı yoksa salaklığına mı güleyim bilemedim.

Ben ise şu an ne yapıyorum? Aynı iş yerinde devam ediyorum. Ben yoluma bakıyorum. Son ayrılıktan sonra takındığım tavrın ne kadar doğru olduğu ile övünüyorum. Arkadaşlar siz siz olun kırmızı hapı tanıyın ama en önemlisi içselleştirin ve hayatınızı bu odağa göre yaşayın. Uzak durmanız gereken kriterleri de mutlaka görün.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da kaynak kitaplarımıza ve kitap setlerimize bakabilirsiniz.

Sosyal medyada ruhsal problemli insanla çok daha sık karşılaşacaksınız

Buluşma uygulamalarının erkeklerin kadın erkek ilişkileri piyasası ile ilgili algılarını çarpıttığından bahsetmiştim. Burada bahsettiğim bir konu sosyal medyada da geçerli ve sanaldan kızlara yürüyorsanız kesinlikle bilmeniz gerekiyor. Çünkü bu konuyu çok soruyorlar.

Örneğin Mercurry sormuş:

Sosyal medya da bazen yürüdüğüm kızlardan çok saygısızca geri dönüşler alıyorum daha bugün biri: boş yapma tarzı birşey yazmıştı , takipten çıkarıp birşey yazmıyorum ama burdan kendimize çıkaracağımız birşey var mı yoksa normal mi , orana vurursak 20 30 kızdan 2 3 tanesi böyle saygısızlıklar hakaretler ediyor.

Nüfusun küçük bir azınlığı ruh hastası. Bu oran %5 civarında sanırım. Kadın nüfusunun %5’i böyle diyelim. Sosyal medyada ya da buluşma uygulamalarında 20 kadınlara yürüdünüz mü bir tanesi bu kadınlardan olacak. Ama daha da kötüsü, 19 normal kıza mesaj attınız mı, bu kızların belki 2-3 tanesi size dönüş yapar. O azınlık ruh hastası, aşağılık kompleksli, sosyopat, narsist, vs. kadınların ise daha fazlası zira bunlar zaten birini bulup “oynamayı” bekliyorlar.

Yani sen normalden de az karşılaşıyorsun yoksa konuşabildiğiniz kadınların %10-%30 kadarı ruh hastası olacak. Bunların önemli bir kısmı da gerçek hayatta karşınızda olsalar yüzünüze tek kelime kötü söz söyleyemeyecekken klavye arkasında olmanın rahatlığıyla size kaba davranacaklar, sizi aşağılamaya çalışacaklar.

Daha geçenlerde bir çocuk aynısını sordu. Adamın Instasına baktım adam normalin üstünde yakışıklı. Kız bir yerde “çok çirkinsin, götüm gibisin” gibi bir şey demiş. Bu arkadaş da fena bozulmuş. Azıcık mantıklı düşün dedim. Normal kadınlar seni beğenmezse bile suratına böyle bir şey söyler mi? Ya da suratına ne diyorlar. “İlgilenmiyorum”, “elektrik alamadım”, “enerjimiz uymadı”, zart zurt. Medeni olan, sağlıklı bir ruha sahip olan biri böyle der.

Siz çok çirkin bir kızın suratına sosyal medyada çok çirkinsin, götüm gibisin diyor musunuz (ruh hastası olanlarınız diyordur)?  Bu kadınlar ruhsal problemli ya da bir şekilde problemli insanlar. Toplumda oranları düşük ama dediğim gibi size dönüş yapan kızlar içinde oranları çok yüksek olacak. Belki de bu yüzden sosyal medya devrinden beridir kızların egoları tavan, egolarından geçilmiyor diye bir izlenim var.

Sosyal medyada ya da buluşma uygulamalarında bu kadınlara daha sık rastlayacağınızı ve normal hayatta karşılaşsanız söyleyemeyecekleri şeyleri, korkak olduklarından sanalın güvenli ortamında yüzünüze söyleyeceklerini bilin, böyle insanlarla daha sık iletişime geçmeyi bekleyin. Bunu üstünüze alınmayın. Moralinizi bozmayın. Anında çıkarın, engelleyin. Ben buna bir laf sokmasam rahat etmem diyorsanız, hak etse de zavallı bir ruh hastasına bir de neden siz vuracaksınız bilmem ama,  laf dalaşına girmeyin. Unutmayın, narsist insanlara koyan bir şey söylediğinizde, bu insanlar dünya yıkılsa zerre etkilenmemiş gibi davranırlar, ama sizin görmeyeceğiniz yerde hırslarından duvarları yumruklarlar. Zira normal insana bir koyan bunlara 10 koyar ama bu insanlar dışarı yansıtmamayı öğrenmişlerdir.

Konuştuğum arkadaş sen karşılaştın mı diye sormuştu. Evet karşılaştım ve herkes karşılaşır, karşılaşabilir. Ama bazı erkekler daha çok “karşılaşırlar”. Neden? Bu insanlar sinek gibidir, çorbada gördün mü miden bulanır, 5-10 saniye kötü hissedebilirsin ama çorbayı döktükten sonra unutursun. Birçoğunuzun az çok özgüveni ve özdeğeri olduğundan bu konuşmanıza da yansır ve bu tür saldırgan arızalar size saldırırlarsa ağızlarının payını alacaklar korkusu ile size saldırmamayı tercih edebilirler (yine de saldıran çoktur). Bu durumda bu insanlar genelde birden, sebepsiz yere kaybolurlar. Ama konuşmanızdan özdeğer veya özgüven eksikliği sezerlerse (sizi ufak ufak deneyerek bunu anlamaya çalışırlar), iyi bir av buldum diye saldırırlar.

Bakın gerçekten çirkin de olabilirsiniz, başka eksikleriniz de olabilir. Ama bunu direkt duyduğunuzda, karşınızdaki kadın medeniyet yoksunu bir mahalle karısı ağzına büründüğünde, bunun sizin eksiğinizle direkt bir alakası yok. Onun ruh hastalığı ile alakası var. Üstünüze alınmayın.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da kaynak kitaplarımıza ve kitap setlerimize bakabilirsiniz.

Tinder ve Bumble gibi uygulamaların erkeklerin kendi çekicilik algılarına zararları

Bugün dating uygulamalarının kadın erkek ilişkileri konusunda erkekler üzerinde yaptıkları algı ve moral tahribatına değineceğim. Evet erkekler. Bu tür uygulamaların kadınların kendi çekicilikleri konusundaki algılarını tahrip ettiği, bizim camiada çok konuşuluyor. Bu tür uygulamalar birçok kadının kendi çekiciliklerini, olduğundan daha yüksek değerlendirmelerine neden olabiliyor. Bundan etkilenen kadınlar, çekicilikleri ile ilgili gerçek dışı bir değerlendirme yapıyorlar.

Ama bu uygulamalar, erkeklerin kendi çekicilik algılarını da tahrip ediyor ve kadınların zıt yönünde gerçek dışı değerlendirmeler yapmalarına neden oluyorlar. Özellikle sosyal hayattan görece kopuk, sadece sanaldan yürüyecek cesareti ve kabiliyeti olan erkekler, gerçek hayat tarafından düzeltilmediklerinden ve gerçek hayat tarafından düzeltilmiş kadınlara pek ulaşmadıklarından, aşırı gerçek dışı bir çekicilik algısı ile neredeyse depresyona giriyorlar.

Her ne kadar ben bu uygulamaların çalışmadığı konusuna katılmasam ve uygulamaların çalıştığı birçok erkekle konuşsam da, tahribatın gerçek olduğunu, birçok erkeğin kadın erkek ilişkileri konusundaki fikirlerini (yakarışlarını) okurken görebiliyorum. Bu tahribata neden olan bazı şeyleri muhtemelen biliyorsunuz, bazılarını ise aklınızın ucundan geçirmemiş olabilirsiniz.

Birkaç yıl önce, Tinder kullanıcılarının %80’inin erkek olduğunu okumuştum. Bu rakamları doğru kabul edelim ki bence tam olarak bu olmasa da gerçeğe yakın durum bu. Bu durumda her erkeğe eşleşip buluşmak için 0.25 kadın düşüyor ki bu 90’ların teknik üniversitelerine göre iyi bir rakam gibi görünse de oldukça kötü bir rakam 🙂

Şimdi burada bir kadına dört erkek düşüyor diye düşünürsek durum zaten kötü ama durumu daha da kötü yapan bir gerçek daha var. Bu uygulamada bulunan kadınların yaklaşık yarısının amacı buluşmak değil, duygusal tatmin ve ilgi avlamak. Sizinle eşleşip iki kelime konuştuktan sonra sizi hiçbir görünür neden yokken birden eşleşmeden kızların birçoğunda, sorun siz değilsiniz. Sorun, o kızın zaten uygulamayı sadece o kadarcık kullanması. Aslına bakarsanız çok iyi muhabbet ettiğinizi düşündüğünüz halde ertesi gün eşleşmeden çıktığını gördüğünüz kızların birçoğunun da nihai amacı, zaten o kadar konuşup eğlenmek.

Fakat bitmedi. Bu kadınların az ama yine de sıklıkla karşılaşacağınız bir kısmı ise, psikopat ve sırf bir erkeğe eziyet ederim motivasyonuna sahip. Bu tür ani eşleşmeden çıkarmaların çok moral bozduğunu biliyorum ama bu bilgiyi okuduktan sonra umarım artık bu durumu kişisel, kendi pazar değerinizin yüzünüze çarpılması olarak algılamazsınız.

Tamam o zaman, kalan güller bizimdir dediğinizde ise 9 erkeğe bir kadın gibi bir oran ortaya çıkıyor. Bu kadınlar ortalama 2 erkekle buluşup kaynaşsa (bu birçok kadın için daha fazla ama çoğu kadın da ortalama) erkeklerin %20’sinin kadınların %80’i ile buluşma fikrinin ardındaki mantık ortaya çıkıyor. Burada olan tam olarak kadınlar erkeklerin %80’ine bakmıyor değil de, böyle darmadağın olmuş cinsiyet oranlarına sahip özelleşmiş online buluşma pazarında aktif olarak bulunan kadınlar ile erkeklere bakıyoruz, bunu unutmayın. Bu özelleşmiş pazarda bakmalarına gerek yok ki! Biz de 1 erkeğe 9 kadının düştüğü kapalı bir pazarda olsaydık, biz de kadınların çoğuna bakmazdık herhalde.

Bu tür uygulamalarda algoritmalar erkekleri çekiciliklerine göre sıralıyorlar (arada muhtemelen sıklıkla rastgele serpiştirme de oluyor). Çoğu kadının sizinle eşleşmeme sebebi, sizi görüp sola atması değil. Sizi hiç görmemesi. En çekici adamlar liste önündeyse, bir kadının o kadar çekici olmayan bir erkeği görmesi için çok fazla adam geçmesi lazım. Tinder’ı aktif olarak kullanan birçok kadın, o kadar sağa sola atmıyor.

Bir de Instagram pazarı var. Orada gördüğüm kadarıyla temel problem, bir kadınla görüşmek için mesaj atan erkeklerin çoğu, kadınların küçük bir kısmına mesaj atıyorlar. Bunun yanında uygulamaların aksine orada birçok kadının bir arayışı yok.

Bunlara bir de kadınların sosyal medya davranışlarını ekleyin. Kadınların çoğu, gerçek hayatta karşılaşıp konuşsa beğeneceği adamları, sanal hayatta bolluk bulunca görmezden geliyormuş gibi davranıyorlar. Boy ve para önemsiz demiyorum ama sanalda 1.90 altı olmaz, 80 bin kazanmayan olmaz, vs. yazanların yazdıkları, gerçek hayat tercihleri değil. Sokakta oturup biraz izlerseniz, 190 bir adamla kol kola 160 kız görmeniz kolay değil. Kız arkadaşı olan kaç arkadaşınız 80 bin kazanıyor?

Bu bilgilerin ışığında, son zamanlarda bu uygulamalarla ilgili tavsiyelerimi güncelledim.

  1. Bu uygulamalar sizin için çalışmıyorsa, eşleşme olmuyorsa, konuşmalar bir yere gitmiyorsa, giden buluşmaya gitmiyorsa, bu özelleşmiş pazardan genel özellikle de gerçek hayattaki pazar ile ilgili çıkarım yapmaktan kaçının.
  2. Bu uygulamalar sizin için çalışmıyorsa, eşleşme olmuyorsa, konuşmalar bir yere gitmiyorsa, giden buluşmaya gitmiyorsa, bu özelleşmiş pazardan kendi çekiciliğinizi değerlendirmeyi bırakın.
  3. Bu uygulamalara, haftada bir gittiğiniz bir mekan gibi bakın. Örneğin Tinder’a haftada bir, bilemediniz iki, saat 8:30 – 9:30 arası girin. Yarım saat boost atın, kızların sadece %40’ını sağa atacak şekilde o yarım saat kızları sağa – sola atın. Bu 30 dakika sonucunda eşleştikleriniz varsa konuşun ve bir yere gidiyor mu bakın. Sonra bir hafta uygulamaya uğramayın. Bu arada boost, yarım saat boyunca sizi kızların listelerinde tepede tutan bir zımbırtı. 
  4. Bu uygulamaları her zaman gerçek hayat oyunu, sosyal oyun, vs. gibi somut dünya pazarlarına ek olarak kullanın. Bunların yerine değil.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da kaynak kitaplarımıza ve kitap setlerimize bakabilirsiniz.

Sabırsızlık hiçbir zaman başarı getirmez – Vaka Çalışması

Sabırsızlık hayatın hangi alanında olursa olsun, hedeflerinizi gerçekleştirmenize ya da istediğiniz sonuçları almanıza engel olacak bir problem. Fakat günümüzde insanların kaygı, korku ve acı toleransları çok düşük seviyelere indiğinden olsa gerek, burada soru cevaplarken sıklıkla karşılaştığım bir konu.

“Abi, 3 yıllık ilişkim terk edilmemle bitti. 1 haftadır iletişimi kes (no contact) kuralı uyguluyorum. Ama çok kötü hissediyorum, sanki hiç düzelmeyecekmişim gibi geliyor. Ne yapmalıyım lütfen yardım et.”

Bir kişinin ya da bağımlılığın hayatınızdan çıkması ile acı çekmeye başladığınızda, o kişi ya da şeye ulaşma arzunuza karşı koyamamanızın bir faydası var: acınızı geçici olarak dindirmek. Eğer siz bu kişi ya da şeye ulaşma arzunuza karşı koymaya başlarsanız, önünüzdeki 3-4 hafta, ara ara ulaşsanız çekeceğinizden çok daha fazla acı çekeceksiniz zira ara ara ulaşarak elde ettiğiniz geçici rahatlamadan mahrum kalıyorsunuz. Peki o zaman neden ara ara ulaşmıyorsunuz? Tabii ki o rahatlamanın da bedeli, acının ara ara dinerek de olsa çok uzun sürmesi ve sizin hayatınızın çeşitli alanlarından başarısız olmanıza neden olacak bir negatif duygu ve stresle yüklenmeniz. Öte yandan daha kötü hissedeceğiniz o ilk 3-4 haftayı geçtiniz mi, sonrasında acınız azalırken gücünüz artmaya başlar. Eğer kısa süreli rahatlamalara devam ederseniz acınız artarken gücünüz de azalmaya devam eder.

Ama bahsettiğim sabır burada göstermeniz gereken sabır değil. Acınız azalacak olsa da bu zaman alacak. 3 senelik ilişkinin acısını atlatmanız 5-8 ay sürer. Merak etmeyin, eğer iletişimi keser ve kendi hayatınıza odaklanırsanız, ilk aylar kadar kötü hissetmezsiniz ama bazıları nedense iletişimi keseceğim, 1-2 haftada iyi hissedeceğim sanıyor. Böyle bir şey yok maalesef. Acı zamanla azalır ve sizin bu konuda sabırlı olmanız lazım.

Sabır sadece ilişkilerin sonunda değil, ilişkilerin başında da çok önemli ve yokluğu, sizin karşı cinsle çok uzun yıllar boyunca başarısız olmanızı garantileyecek bir problem. Sabırsızlık hemen her zaman yokluk, tercih edilmezlik sinyaller ve korku – kaygı merkezli bir zihin yapısından kaynaklanır. Aslına bakarsanız bir iş için yatırım bulmaya çalışırken ya da bir satış yapmaya çalışırken de sabırsızlık aynı şekilde yokluk ve tercih edilmezlik sinyalleyerek potansiyel müşteri ya da yatırımcıların kaçmasına neden olur. Maalesef daha da kötüsü sabırsızlığınıza neden olan yetersizlik korkusu, başarısızlık korkusu, istenmeme korkusu, vs. sizin, korktuğunuz şeyin daha hızlı ve kesin bir şekilde olmasını sağlayacak yönde “çaba harcamanıza” neden olur.

Abi çok kısa ama yoğun ve oldukça heyecan verici bir ilişkim oldu. Sadece bir ay sürdü ve terk edilmemle sonuçlandı.

Çok söylüyorum ama yine söyleyeceğim. İlişkiye ne kadar yoğun başlarsanız, o ilişki genellikle o kadar kısa süreli oluyor. Çıra alevi gibi parlayan ilişkiler, çıra alevi gibi hızlıca tükenip gidiyorlar. Erkek olarak sizin duygusal patlamayı kontrol etmeniz, kendinizi duygusal olarak fazla kaptırmamanız, işi bir miktar yavaşlatmanız, hem sizin için hem de karşınızdaki için en iyisi. Ayrıca işleri başlangıçta biraz yavaşlatmanıza normal bir kız çok ters tepki vermez ama arıza bir kız ciddi tepki verir. Yani bu şekilde hem ilişkinin kısa sürede sönmesine engel olursunuz hem de arıza kızı erkenden görüp ayıklarsınız.

Şimdi maalesef bir ay, aranızda gerçekten bir yoğun sevgi oluşması, özlenilecek bir tarihçe oluşması için çok kısa bir süre. Ben buna biten değil başlayamamış bir ilişki derim. Kötüsü, sen çok yoğun duygulara sahip olabilirsin zira senin duygularının içinde fiziksele olan cinsel yükselme çok daha fazla ama kadınlar biraz daha yavaş aşık olurlar ve bir ay bir kadının senin için gerçekten “düşmesi” için yeterli değil. 2-3 ay olsa neyse.

Çoğu erkeğin yaptığı en yaygın hata, kendileri kızın sadece vücudu, yüzü ve feminenliği ile yaşadıkları hızlı yükselmeyi kadında hemen göremediklerinde, sabırsızlanarak kadını ilişki kafesine kilitlemeye çalışmak ve bu nedenle de kadından daha çok ve hızlı bir şekilde ilişki öncelikli olmak. Kadının daha yavaş ulaşması nedeniyle dayanamayıp sürekli olarak kadına ulaşmak, sürekli beraber vakit geçirmeye çalışmak, hediye rüşvetleri, çıkma teklifi, hoşlanma itirafları, vs.

3 yıllık bir ilişkiden çıkalı 1 ay olmuştu.

Yeni bir ilişkiye başlamak için bir önceki ayrılıktan iyileşmen gerekiyor ve 1 ay çok kısa bir süre. 4-5 ay yalnız kalma sabrı göstermen en iyisiydi. Özellikle 2 seneden uzun ilişkilerde, ayrılık sonrası 2-3 ay kadın erkek ilişkilerinden uzak durup ayrılık acısını atlatmanızı tavsiye ederim. Terk eden siz olsanız bile.

Belki de bir önceki ilişkinin alışkanlığı ile onu yeni başlamış bir ilişkiye göre çok daha sık görmek ve onunla çok daha fazla mesajlaşmak istedim. Aslına bakarsan başlangıçta sürekli aramam, uzun süre konuşmamız, sürekli mesajlaşmamız hoşuna gidiyor gibiydi ama bu sadece bir iki hafta sürdü. Sonrasında ani bir şekilde soğudu ve beni test etmeye, bana kaba davranmaya başladı.

Başlangıçta ilgisi çok yüksekmiş ama çok fazla arayarak, çok fazla konuşarak ilgiyi çok hızlı azaltmışsın.

Bu davranışlarına tepkim ise birkaç gün içerisinde muhtaç bir betaya dönüşmek oldu. Bana karşı kabalaşmasına tolerans göstermeyeceğimi söylemek yerine bunları sineye çektim. Testlerini bile görmezden gelmeye çalıştım. Ayrılık sonrasındaki bir ay çok zor geçmişti, o yalnızlığa dönmek istemedim sanırım. Ama korktuğum başıma geldi.

Terk edileceğim korkusu ile zayıf davranmak, genelde terk edilme ile sonuçlanır. Kızın testlerini şaka ile karışık bile olsa geçemezsen, kabalığını yüzüne vurup kıza kibarca da olsa haddini ve yerini bildirememen, daha çok test ve daha çok kabalık ile karşılanır.

Son iki hafta kendimi geri çekmek yerine ona daha fazla ulaşmaya başladım. Daha rahat davranmak yerine kaygılı davranmaya başladım. Utanarak söylüyorum, bana yeterince ilgi göstermediği, benimle ilgilenmediği için yakınmaya başladım. Sonuçta da terk edildim.

Bir kere senin istediğin ilgi ve sevgi henüz yeşermemiş, orada sabırsızlığın sana pahalıya mal olmuş. Daha da kötüsü, zayıf davranışların o zamana kadar yeşereni de yok etmiş. İlişkinin ilk aylarında daha rahat, daha hafif ve daha yavaştan alan sen olmalıydın.

Terk edildikten sonra iletişimi kes kuralı uygulamam gerektiğini biliyorum ama kendimi tutamayıp onu birkaç kere aradım ve buluşmaya çağırdım. Reddedildim. En son mesajımdan 

Sabırsız ve zayıf davranarak düştüğün durumdan, sabırsız ve zayıf davranarak çıkamazsın.

En son mesajımın üzerinden 1 ay geçti. Bana hiç ulaşmadı. Sanırım sonsuza kadar bitti.

Bence de sonsuza kadar bitti. Bunu kabul edip yoluna devam etmen lazım.

Bu sürecin tek yararı, onca geçmişimize rağmen, bir önceki eski sevgilimi tamamen unutmuş olmam. Ama bu kız aklımdan çıkmıyor. Bu nasıl geçecek?

Ulaşmayacaksın, sana ulaşmasını beklemeyeceksin, haber almayacaksın ve kendi hayatına odaklanacaksın. Gerisi zamanla geçecek. İşin aslı bu kızla çok az zaman geçirmişsin ve unutman çok uzun sürmemeliydi. Ama bir yandan aşırı duygusal yatırım, bir yandan uzun süreli ilişki sonrası yeterince yalnız kalıp iyileşememen yüzünden aklından çıkmıyor. İyileşememen yüzünden aklından çıkmamam sebebi, yalnızlıktan kaçmak için sürekli olarak ilişkiye sığınma isteğinin yüksek olması.

İlişkilerle ilgili göz önünde bulundurman gereken şeylerden biri, daha fazlasının bir şeyleri hızlandırmayacağı. Yani, kek daha hızlı pişsin diye fırının sıcaklığını iki katına çıkarırsan, kek yarı zamanda pişmez, yanar gider.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da kaynak kitaplarımıza ve kitap setlerimize bakabilirsiniz.

Kız arkadaşım bir erkek iş arkadaşından çok bahsediyor – Vaka çalışması

Abi sizi bir senedir takip ediyorum. Daha önce 1.5 yıllık bir ilişkim vardı ve beni aldatması üzerine ilişkiye son verdim. Sayenizde atlatmam o kadar da zor olmadı, zaten bitişe doğru o kadar soğuk davranmaya başlamıştı ki, son 4-5 ayında ben de pek bir şey hissetmediğimi fark edip, neden böyle oldu diye sormaktan çok neden bu kadar uzadı diye sormuştum. Bir de nerelerde hata yaptığımı anladım ama en önemli hatam, yanlış kız seçimi yapmamdı.

Eski sevgilimden ayrıldıktan 2 ay sonra yeni bir kız arkadaşım oldu. Bu kızla 4 aydır beraberim. Her şey çok güzel gidiyor.

Her şey çok güzel gitse bana yazmazdın.

Beraber çok iyi vakit geçiriyoruz ve birkaç kere bana çok aşık olduğunu, benimle bir gelecek düşündüğünü söyledi.

Çok erken. Bu tür çıra alevi gibi parlayan kızın alevi ile erimek yerine temkinli olmalısınız. Zira bu tür kızlar çıra alevi gibi hızla parlarlar ve aynı hızla sönebilirler.

Ama kız arkadaşım, erkek bir çalışma arkadaşından çok bahsediyor. Yani başka iş arkadaşlarından da bahsediyor ama diğerlerinden toplam 1 bahsediyorsa, sadece bu çocuktan 3 bahsediyor. Sorun sadece çok bahsetmesi değil. Bugüne kadar bu çocuktan sadece iş bağlamında bahsetse de, bahsederken belli belirsiz bir hayranlık hissediyorum. 

Hiç de iyi bir davranış değil. Sadakati ve sadık bir kadın olmayı değer olarak gören bir kadın davranışı hiç değil. Bu tür kadınlar bir de sorgulasan “olur mu canım sadece arkadaşız” derler. Doğru da söylüyorlar. Birgün tüh ya nasıl olduysa adamın penisi içine kaçıverene kadar sadece arkadaştırlar.

İyi bir ilişki malzemesi olan bir kadın için, başka bir erkekten sık ve hayranlıkla bahsetmek sadakatsız bir davranıştır. Tersini de düşünsene. Sen eğer şirketteki bir iş arkadaşın kadından bahsedip dursan ve bu bahsediş hayranlık dolu olsa, karşındaki ne hissedecekti? Ya da sen bunu rahat rahat yapabilir miydin?

Bu arada kız adamdan haz almıyor şekilde bahsetse de rahatsız edici. Yani sık bahsetmesi sorun, nasıl bahsettiği ikinci planda.

Kendini tutamayıp sana bundan bahsediyor olması iyi bir şey ama bu tür kadınlar bunu dürüstlüklerinden yapmazlar. Seni üstü kapalı olarak başkası ile tehdit etmek için ya da vicdanlarını rahatlatmak için yaparlar. 

Tehdit “bak eğer bana istediğim gibi davranmazsan yedeklerin hazır” şeklinde. Vicdan rahatlatma da “hey, ama ben sana demiştim! Arkadaşız demiştim ama demiştim. Ben nereden bileyim adamın penisinin içime kaçacağını? Sen de görüşüyorduk bir şey yapmıyordun. Senin de suçun! Hatta senin suçun!”

Kötüsü, bu adamla öğle yemeğine çıkıyor. Bir kere alışverişe de gitti. Bunu bana sorarak yapıyor. Ben bundan rahatsız olduğumu söyledim ama sürekli beraber çalıştığı iş arkadaşı ile öğle yemeği yemeği yemeyi ya da bir alışverişe yardıma gitmeyi reddederse bunun saygısızca olacağını söyledi.

Hayır, saygısızca değil, tam tersi saygılı bir hareket. Hepimiz kız arkadaşının bu çok bahsedilen iş arkadaşı malın derdinin ne olduğunu biliyoruz. Erkek arkadaşı olan bir kızın iş arkadaşıyım ayağına yörüngesinde dolanıp, roketi merkeze ateşleyeceği fırsatı bekleyen bir leş kargası. Böyleleri genellikle avlanma yeteneği olmadığı için can çekişen ilişki bekleyen ve bir iki kızın yörüngesinde bu amaçla dönen leş kargasıdır. Az bir kısmı da aşağılık kompleksini başkalarının sevgililerine ya da karılarına kaymaya çalışarak gidermeye çalışan adamlardır.

Sence ne yapmalıyım? Ona bunun uygunsuz olduğunu nasıl anlatabilirim?

Birader, bir önceki ilişkinde aldatıldın. Şimdi yine başka erkekle ne yaptığı belli olmayan bir kızla çıkıyorsun. Ve hala kıza nasıl anlatırım derdindesin? Görünen o ki, aldatma riski yüksek ya da en azından ilişkiye saygıyı ve sadakati değer olarak edinememiş kadınlara aşırı toleranslısın. Pardon, çok kibar söyledim. Böyle kadınlarla çıktın mı ve bu davranışlar ortaya çıktı mı, kızı bırakamayacak kadar yapışkansın.

Senin ilişkilerde görevin, saygı ve sadakati değer olarak edinmemiş bir kızı bulup onu saygı ve sadakati değer olarak edinmeye ikna etmeye çalışmak değil! Senin ilişkilerde kendine karşı ödevin, saygı ve sadakati değer olarak edinmiş kız bulmak. Tabii ki bunu başından anlayamayabilirsin ama en azından saygı ve sadakati değer olarak edinemediğini gösteren işareti gördün mü, ilişkinin mümkün olan en erken aşamasında kızı bırakmak.

Önceki hikayeni bilmiyorum ama bu kızla “ona bunun uygunsuz olduğunu nasıl anlatabilirim” sorusu soruyorsun ve bu klasik, “onu düzeltebilirim” (I can fix her) mantığıdır. Muhtemelen öncekiyle de bu kafadaydın. Muhtemelen bu kadınları sadece tolere etmiyorsun, onları kendine de çekiyorsun.

Bir kadının senin ona söylemene gerek kalmadan, başka bir erkekten hayranlık, vs. yüklü bir şekilde ve sıklıkla bahsetmemesi gerektiğini, onunla birebir görüşmemesi gerektiğini bilmesi lazım. Böyle kadın bulacaksın, olmayanı eleyeceksin. Yapman gereken bu. Kendine bozuk kadın bulup onu düzeltmeye çalışmayacaksın.

Tabii ki kimse mükemmel değil. Mükemmel ya da sıfır hatalı bir kadın bulacaksın yoksa terk et demiyorum. Öyle de gözünün üstünde kaş var diye terk etmeye başlarsın. Ama böyle temel saygı, sadakat, dışarıya cinsel sinyal konularında hazırda iyi olmayan kızlardan uzak dur.

Önce pek umursamıyordum ama bu adamdan zaman içinde artan oranda bahsetmeye başladı.

Zaman içinde artan ilgisine işaret. Belki de ilgisi yok ama seni kıskandırmaya çalışıyor. Belki de seni manipüle etmek için yapıyor. Hemen heveslenme, bu da berbat bir kadın karakterine işaret, için için de olsa gerçekten ilgi duyması kadar kötü. 

Aldatmaya ve yalana meyilli partnerler narsist ve kendilerine güvenleri düşük insanlardır. Böyle bir kadın her zaman hazırda bir plan B ister zira senden ayrılırsa çok fazla yalnız kalmak istemez. Yalnız kalma korkusu yüksektir.

Beni çok sevdiğini söyleyip duruyor.

Bu, erkeğini çok seven bir kadın davranışı değil. Söze değil davranışa bak. Ayrıca sadece 4 aylık ilişkide bu sözleri çok duymak sende hiç manipülasyon alarmı tetiklemiyor mu? Gerçekten çok seven kadının özellikle ilk 6-8 ayda gözü senden başka birini görmez.

Ama en son dediğim gibi adam alışverişte yardım istemiş ve kız arkadaşım yardıma gitti. Bütün günü beraber geçirdiler. Başta bana söyledi, bunun uygunsuz olduğunu ve bundan rahatsız olduğumu söyledim. Sadece iş arkadaşı olduğunu, başka bir şey olsa böyle rahat rahat bana haber veremeyeceğini vs. söyledi.

 Kadınlar bunu bir güvence gibi söylüyorlar ama ben 6 senede yeteri kadar “sadece arkadaşız, endişelenmeyi bırak” elemanının kızın içine kaçtığı çok senaryo gördüm. Mantıken kadının özellikle bahsetmemesini beklersin ki bunu yapan da var. Ama bahsetmesi iyi niyetli olmayan çok fazla kadın da var.

Onu kontrol edemeyeceğimi ama bazı sınırları aştığını söyledim. Bunu anladı ve daha dikkatli olacağını söyledi.

Senin demenle. Hareketleri nasıl olacak acaba?

Ara ara o adamla mesajlaştığını görüyorum. Telefonunu saklamıyor. Sence ben mi abartıyorum yoksa burada bir problem mi var?

Burada bir problem var ve sen abartmayı bırak yapman gerekeni yapmıyorsun.

Bir kızın bir erkek iş arkadaşı ile mesajlaşması anormal bir şey mi?

Bir erkek öne çıkmıyorsa ya da erkeklerle daha çok mesajlaşmıyorsa, ara ara mesajlaşması anormal değil. Günümüzde iş maalesef mesai saatleri dışına çıkıyor ve hafta sonuna bile kayıyor. Bu bağlamda kız arkadaşının iş arkadaşları ile mesajlaşmasını engelleyemezsin. Arada bir iki ufak muhabbet de sorun değil. Ama senin durumunda bir erkek öne çıkıyor.  Diğer anormal durum da erkeklerle daha çok mesajlaşması olurdu (iş arkadaş grubu çoğunlukla erkek değilse).

Ama böyle birebir bütün gün alışveriş de olmaz. Onu görmezden gelme.

Ne yapmalıyım?

Daha önce ilişkiye saygı ve sadakati değer edinememiş bir kızla oldun ve sonucunda aldatıldın. Şimdi kız arkadaşın da ilişkiye saygıyı ve sadakati değer edinememiş bir kıza benziyor. Bu riski bir daha alma. Henüz yol yakınken ayrıl. 4 ay değil 1.5 sene sonra çok daha fazla yatırım ile çok daha fazlasına bile tolerans göstermek zorunda hissedebilirsin.

Bazen bazı kadınlar bir şey olmamasına rağmen bir erkekten iki üç kere bahsedebiliyorlar. Orada uyarını yapıp, sınırı çizip kızın davranışlarını gözlemleyebilirsin. Ama senin kız bu gri alanı çoktan geçmiş.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da kaynak kitaplarımıza ve kitap setlerimize bakabilirsiniz.

İlgisi çok yüksek kızı söz ve davranışlarla ilgisiz hale getirmek – Vaka Çalışması

Abi, bir süredir peşinde olduğum bir kızla ilgili sorularım olacak.

“Bir kızın peşinde koşuyorum” zihin yapısı çok yanlış bir zihin yapısı. Bir süredir görüştüğüm diye düşünmen lazım.

Bu kızla Tinder’da tanıştık. İlk buluşmamızda kahve içtik ve görünüşe göre bana oldukça ilgiliydi. Bu kısa kahve molası, konuşmanın gayet rahat aktığı üç saatlik bir buluşmaya dönüştü. Bana dokunuyor ve sürekli görüyordu.

Evet bunlar ilgi göstergeleri. Bir kadın sizden hoşlandıysa size dokunmadan duramaz. Yanlışlıkla size çarpar durur ve saçları ile oynar. Çok da komik olmayan şakalarınıza bile güler.

Onu iş yerine bırakırken arabada bir sessizlik oldu ve ben de bunun öpüşme sinyali olduğunu düşünüp kızı öptüm. Karşılık verdi ve biraz öpüştük. Maalesef gündüz arabada çok da uzun süre öpüşüp sevişemedik.

Buraya kadar her şey yolunda gidiyor.

Onu bırakırken en kısa sürede yeniden görüşelim dedim ve mutlaka diye cevap verdi.

Kızın ilgisi yüksek.

İş yerinden bana birkaç mesaj gönderdi. Bu mesajlarına cevap vermedim ama ertesi gün ona mesaj attım ve 2 gün sonrasına buluşma teklif ettim.

Buluşma günü mesaj atmamanız tavsiye edilir ama onun mesajlarını cevapsız bırakmamalıydın. Bu kaba bir hareket olduğu kadar kıza senin onunla oyun oynadığını gösterir ve o da aynı oyuna girebilir.

Bana yarın memleketime gideceğim dedi ve ne kadar kalacağını ya da alternatif bir gün söylemedi.

Mesajlarını görmezden gelmenin cezasını çekiyorsun.

Ona döndüğü zaman görüşmek üzere bana mesaj atmasını söyledim.

Tamam, doğru yapmışsın.

Buna sadece tamam dedi.

Evet ilgisinde düşme var. Ama sen şimdi sözünün adamı olmalısın. Kıza döndüğünde haber ver görüşelim dedin.

Ertesi gün dayanamadım ve ona komik bir şey göndererek yoklama mesajı attım. Sanırım bu hata oldu ama yine de pozitif bir cevap verdi.

Evet yapmamalıydın. Sözünün adamı değilsin. Ama asıl sorun, kaygı merkezli davranış sergilemeye başladın. Olması gereken zihin yapısı, “kahve güzeldi, öpüştük, tamam mesajını görmezden gelerek hata ettim ama dönünce benimle buluşmak isteyecek. O zamana kadar işime bakayım. Neden istemesin ki? Ben iyi bir avım. Ama istemezse, yapacak bir şey yok, kendi kaybı”.  Seninkisi “aramayacak mı, acaba gitti gelmez mi, acaba şansım kalmadı mı? Bir şeyler yapmalıyım, kız gidiyor! Bu da gidecek, hep gidiyorlar, ben iyi bir av değilim.”

Bu arada beni İnstagramdan ekledi.

Kızın ilgisi hala yüksek. Kendi haline bıraksan geldiğinde seni arayacak. Çok büyük ihtimalle arayacak.

Birkaç gün sonra ona yine mesaj attım.

Bir şey yapmalıyım yanılgısı ile yokuş aşağı yuvarlanıyorsun. Tamamen kaygı ve korku merkezli davranmaya başladın. “Kendimi hatırlatmalıyım yoksa beni unutacak” korkusuna kapıldın. Bir de tabii ona ulaşıp ondan cevap alarak seni unutacak kaygını yatıştırmaya çalışıyorsun. Ve tam olarak da bu davranışların sayesinde seni unutacak! Unutulup gidecek, kaygılı korkak bir beta oğlana dönüştüğünden unutacak ve unutmak isteyecek.

Cinsel çekim tercih meselesi değil. Kadınların hangi erkekleri çekici bulacakları üzerindeki kontrolleri sınırlı, erkeklerin hangi kadınları çekici bulacakları üzerindeki kontrollerinin sınırlı olması gibi. Kadınlarl başarısız erkeklerin çoğunun en büyük problemlerinden birisi, başlangıçta ilgi ve çekim karşılıklı olsa bile, bir kadını sözleri ve davranışları ile itip hayatlarından koşa koşa kaçmalarına neden olmaları. Bu erkeklerin kadın erkek ilişkilerinde bilgi ve pratik kadar, özkontrole ve özellikle de duygu kontrolüne ihtiyaçları var.

Haftasonu geldi. Mesaj yok. Kadınlar konusunda başarılı bir arkadaşım kıza yine mesaj atıp onu davet etmemi söyledi. Bu mesajıma 3 gün cevap alamadım.

Sözünü 3 kere bozdun. Hayır, tamam geldiğinde seni ararım, ayarlarız desen neyse. Ama kıza haber ver dedin ve 3 kere ulaştın.

Bunun üzerine ona “artık benimle ilgilenmediğini biliyorum ama seninle tanışmak güzeldi” yazan bir mesaj gönderdim.

Of ya çok kötü. Bunun iyi bir fikir olduğunu sana kim söyledi? Kız sana ulaşmıyor, bebek gibi zırlayarak, kıza kötü hissettirerek ilgisini çekebileceğini sanıyorsun. Kızın seninle ilgili artık bariz olmaya başladığını düşündüğü beta alametlerini güçlendiren bir hareket.

Kız buna “yoğun bir hafta geçirdim, seninle tanışmak da güzeldi” yazdı.

Yapması gerektiği gibi senin zırlamanı görmezden gelmiş. Cevap yazmasa daha iyiydi ama dikkat et, senin bu zırlamana vereceğini sandığın cevabı, “hayır öyle deme, seninle ilgileniyorum tabii ki” vermiyor.

“Tamam, eğer buluşmak istersen bana haber ver” diye cevapladım. “Tamam, kendine iyi bak” yazdı. Bu aşamada çok fazla sayıda hata yaptığımı, bu işin olmayacağını kabul ettim ve no contact uygulamaya başladım.

Daha çok next ama neyse. Doğrusu arkanı dönüp gitmen.

Fakat bu mesajlaşmadan 3 hafta sonra bir iş gezisinden fotoğraf ve hikaye atmaya başladım ve kız bu fotoğrafları ve hikayeleri beğenmeye başladı. Arkadaşlarım bunun ilgi işareti olduğunu söylediler. Ona mesaj atmamı söylediler.

Arkadaşların da en az senin kadar ilişki cahili adamlar maalesef. Sanalda hikaye beğendi, hikayelerime bakıyor, gönderilerimi yalıyor, profilime öpücük atıyor, vs. gibi hareketlerin hiçbir anlamı, önemi ve değeri yok! Kıza fikrin değişirse bana ulaş dedin ve kız sana henüz ulaşmadı. Bitti. Gerçek bu.

Yahu Instagram nasıl çalışıyor bilmiyor musun? Bir sürü fotoğraf ve hikaye arasında seninkiler de karşısına çıkıyor ve pek de bir şey düşünmeden beğenip geçiyor.

Hadi diyelim ilgisi var. O sana ulaşacak, öyle anlaştınız.

Ona mesaj atıp buluşma teklif ettim.

Aferin.

Yoğun olduğunu söyleyerek kabul etmedi.

Kendine sonra içinden çıkmanın haftalar alacağı bir kuyu kazmakla meşgulsün. Sözünün adamı değilsin, zayıf davranıyorsun ve artık seni istemediği bariz olan bir kızın peşinde koşuyorsun.

2 gün sonra iş gezisinden bir fotoğrafı ona mesaj olarak attım.

Hala peşinde koşuyorsun.

Buna cevap verince yine buluşma teklifi ettim. Ertesi gün dönüyordum ve buluşmayı 2 gün sonrasına ayarladım (reddettiği günün ertesine). Bunu kabul etti.

Hala peşinde koşuyorsun.

Döndüğümde mesaj attım, buluşma teyidi için. Ama ertesi gün annesinin geleceğini ve buluşmanın zor olacağını söyledi.

Ah işte, bak annesi gelmese gelecekti. Tüh ya. Şanssızlık. Kızlar direkt beni bir daha arama deyip çatışmaya girmekten kaçınyorlar ama senin gibi hayırdan anlamayan biri bir türlü peşlerini bırakmıyor.

2 gün sonra bir bardan mesaj attım ve buraya benimle gelmesini, çok eğlenceli bir yer olduğunu söyledim.  Ertesi gün gelmeyi teklif ettim. Başka bir planı olduğunu söyledi.

Artık arıza, yapışkan, takıntılı bir belalıya benzemeye başladın. Bu aşamada seni engellemesi lazım. Bu hem senin için, hem de onun için en iyisi.

Akşam bana “üzgün olduğunu, gerçekten bir planı olduğunu ve ondan gelemediğini yazdı.

Tabii ki.

Ertesi gün ona dert etmemesini söyleyen bir mesaj attım ve yeni aldığım motorsikletimin bir fotoğrafını attım. Amacım onda motorla beni gezdir tepkisi yaratmaktı.

Tamamen beta öder moda geçtin. Seks için rüşvet mi veriyorsun?

Çok güzelmiş yazdı.

Sen tabii kıza gel gezdireyim diyeceksin değil mi?

Ben de bir ara isterse onu gezdirebileceğimi söyledim. Bu mesajıma kalp attı.

Yahu neden engellemiyor bilmem ama sen iyice beta öder moda girdin ve arıza davranıyorsun. Birinin peşinde de böyle koşulmaz yahu.

Son mesajına göre ona ilk mesajı hep ben atıyordum, o mesaj beni cesaretlendirdi.

Kızın hep sen mesaj atacak şekilde tek taraflı peşinde olduğun belli ama kız muhtemelen bir daha sana ilk mesajı atma hatası yapmaması gerektiğini öğrenmiştir.

Ama 4 gündür cevap yok. Bu kızın şu an benimle ilgilenmediğini biliyorum. Ama başından mı böyleydi yoksa sonra mı böyle oldu?

Bu kız başında sana karşı çok ilgiliydi. Ama sonra kaygı ve korku dolu beta davranışlarınl o ilgiyi hızlı bir şekilde sıfırladın. Bu şekilde aç, muhtaç davrandığın sürece ilgili her kızı ilgisiz hale getirirsin.

Bana mesaj atar mı?

Atabilir ama bu aşamadan sonra aranızda bir şey olma ihtimali çok düşük. Bu aşamada bu kıza ulaşmaya kalkma. Sanalda ne yaptığı önemli değil. Defalarca reddedildin, eğer bir ihtimal sana ulaşırsa birden fazla kez sana ulaşacak ve o sana buluşma teklif edecek ya da 3 kere ard arda ulaşacak ve sen bir son şans vereceksin. Ama bunun olma ihtimali çok düşük.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da kaynak kitaplarımıza ve kitap setlerimize bakabilirsiniz.