Bence kırmızı hap ve PUA (pick up artist) sistemleri birbirini tamamlayan şeyler. Pua nın eski sisteminde kalmış robotlaşmış bir şekilde taklit ederek uygulamaya dayalı olan yönleri haklı olarak eleştirilse de, kırmızı hap ile pua nın çok fazla ortak noktası olduğunu görüyorum.
Öncelikle kırmızı hap ya da pua olsun, bu kavramlar bilgilerin insanlara sunulmak, pazarlanmak vs. için organize edilerek paketlenmiş ve bir isim takılmış halleridir. Kendi içinde tutarlılığı olan bu bilgi havuzlarına bireyin “acaba benim burada kendime katabileceğim neler var” diye düşünerek dalması sağlıklı olur.
Zaman zaman erkekler kendilerini Pua ya da redpillci olarak tanımlayabiliyorlar. Kendini böyle tanımlamayı uygun gören insanlar kendilerine hiç yoktan bir sorun yaratıyorlar. Bu yöntemler tarikat gibi benimsenmek için değil erkeğe bir bakış açısı katmak için varlar. Hayatlarında başka yönler de olmayan erkeklerse kendilerini bir etikete sıkıştırıp olayı radikalleştirerek kendilerini iyi hissediyorlar. (mgtow gibi akımlar)
Bu sistemlerin farklılıkları neler ?
Kırmızı hap feminenleşen dünyada erkeğin küçüklükten beri ana akım medya kaynaklarından yayılan zehirleyici bilgiler karşısında gözlerin açılması konusunda çok hayır duası alacak cinsten. Puanın içinde de gene bu bilgilerin bir kısmı olmasının yanında daha çok kızlarla tanışma pratiği üzerinde duruluyor. Ancak Puada eleştireceğim birkaç nokta olacak:
Bir örnek üzerinden gideyim: Bir erkek hayatında kendi kriterlerine göre başarılı olmuş, çok koşturmuş, insanlarla iyi ilişkiler kurmuş vs. Senin o adamın özgüvenini ve kızlara davranış şeklini taklit etmen zor. Kırmızı hap o adam olman için bu uzun yolu neden yürümen gerektiğini sana gösteriyor ve yürümeye teşvik ediyor. Zaten kırmızı hap adını da buradan almadı mı ? Neo gerçekleri görmek için kırmızı hapı almayı seçer. Boktan bir dünyaya uyanır. Ve artık önünde gitmesi gereken uzun bir yolu vardır.
Puada ise şu söylenebiliyor, taklit et. En azından puanın eski versiyonu bunu söylüyordu. Haliyle evde yatan, insan ilişkilerine, kendi başarı kriterine göre başarılı olmaya emek vermeyen kişi o adamı taklit etmeye kalkınca haliyle başarısı zayıf bir sonuç olarak ortaya çıkıyordu. Daha kötüsü zamanını yanlış yerde tüketiyordu. Sonrasında pua olayı çok daha gelişti ve artık robot gibi ezbere dayalı şeyler değil, doğalında olan meziyeti, özgünlüğü ortaya çıkarmaya yönelik tavsiyeler gelmeye başladı.
Kırmızı hapın sevdiğim yanı bu iki ucun arasındaki mesafeyi gerçekten kat etmen ve erkekleşerek o sonuca doğal olarak ulaşman gerektiğini vurgulaması. Sen zaten bir kere beyninin içinde erkek gibi hissedince kızı etkileyecek cümleler ağzından daha kolay çıkacak. Mesele de zaten kendini bu adam olduğuna ikna edebilmek değil mi ? Bu kendini ikna işlemi için uzun bir yapılacaklar listesi gerekiyor. Ve bu yol da aslında erkeğin yolu oluyor.
Pua nın sevmediğim yanları
Puada sevmediğim diğer şeyse olayın özünü vermeyen rutinler, taktikler gibi şeylere fazla yer verilmesi. Bunlar pazarlanmak için ya da kitabın kalan sayfalarını dolu göstermek için olan şeyler. Bu kitlenin dikkatini çekmek için youtube da ilginç bir başlık koymak gibi bir şey.
Aslında sorun kitlede başlıyor. Kitleler kolaycılar ve haliyle yanlış soruları soruyorlar (kıza ne söyleyip de etkilemeliyim, nasıl bir taktik yapmalıyım gibi). Pua sisteminde bu içerikler işleniyor çünkü kitlede karşılık buluyor ama yapılan sadece bu sorulara cevap verir gibi yapmak. Toplam oyunun içinde ise tüm bu taktikciklerin sonuca olumlu etkisi kendi tahminime göre %3’ ü geçmez.
(Bu sitede “eski sevgili nasıl geri döner?” kitabı da aslında klasik olarak kitlelerin yanlış soruları sormasından dolayı o ismi almış bir kitap (bence), ancak içinde kitleyi bu konuda gerçekten aydınlatmaya yönelik gerçek bilgiler var diye biliyorum. Eğer kitabın adı “eski sevgili zaman kaybıdır” olsaydı kitabı kimse almazdı)
Bunun yanında 10 senede 5000 tanımadığım kadınla konuşmuş biri olarak söyleyebilirim ki Pua da beden dili ve ses tonu bölümleri tamamen atılması gereken şeyler. Yabancı bir kızla konuşunca eğer gergin hissediyorsan istediğin kadar beden dili ya da ses tonu bil, bu ikisi hep kötü olacak. Beden dilin muhtaç görünecek ve sesin zayıf çıkacak. Gerginliğini atarsan bu ikisi de kendiliğinden düzeliyor zaten. Amaç rahatlayabilmeyi öğrenmek olmalı. Bu mantıkla kızın karşısındaki beden dilini ve ses tonunu analiz etmek Allah’ın affetmeyeceği zaman israflarından biridir 🙂
Pua nın sevdiğim yanları
Gündüz oyunu (daygame) dediğimiz şey zaten bir erkeğin normal davranış örüntüsünde olan bir şey. Damarlarında fazlaca testosteron dolaşan ve kendine biraz inanan, kendini iyi hisseden bir erkek bir yerde hoşuna giden kız görünce onunla konuşmak için adım atmak isteyecektir. Ama dünyada ve özellikle Türkiye’de o kadar feminen bir rüzgar esiyor ki, normal olan bu durumu bir erkeğin yapması büyük olay olmuş. Bu feminen durum oyunu kızların sahası olan kızların kendilerine kolayca vitrin yapabildikleri, ellerinin en güçlü olduğu ve tam bir kadın oyunu olan sosyal medyaya itiyor. Ve ortaya instagram dışında kızlarla tanışamayan, “merhaba” demeye korkan erkekler çıkıyor.
Ben son 5 senede internetten hiçbir kıza yazmadım. Hayatımda hiçbir zaman arkadaşlarıma “beni şu kızla tanıştırsana” gibi cümleler kurmadım. Çünkü bunu ya sıkıcı buldum ya ihtiyacım olmadı.
Gündüz oyununun sevdiğim taraflarından bir diğeri de nispeten zor olması. Zor olduğu için daha az erkek rahatını bozarak bunu yapıyor. Zor bir şeyi zamanla yapılabilir hale getirmek bolca mutluluk hormonu salgılatan bir şey. Prof. Dr. Mihaly Csikszentmihalyi’nin Mutluluk bilimini anlatan “Akış” kitabında mutluluk tasvirlerinden biri Pua sistemindeki bu bahsettiğim şeyle aynı. Şöyle bir şey diyordu: “Eğer zor bir şeyde, beceride vs. uzmanlaşıp onu kolaya çevirebiliyorsanız bu beyninizde akış(mutluluk) deneyimi başlatır ve onu yaparken gerçek bir haz almaya başlarsınız.”
Daha sevdiğim çok yönü var ama kısa kesiyorum.
Kırmızı hap ve Pua nın uyuşan yönleri
- Mahmut Abi harekete geçmek için kızdan işaret beklenilmesine gerek olmadığını söylüyordu. “Senin erkek olarak görevin konuşma başlatmak, ilerletmek ve eylemde bulunmak. Buna karşılık verip vermemek kızın bileceği iş. İşaret beklemek feminen bir özelliktir” diyordu. Aynı şekilde gündüz oyununda tanımadığın bir kızla konuşacakken işaret beklemen de saçmadır. Çünkü belki o kız seni görmedi bile, belki seni kesti ama bunu senin görmeyeceğin şekilde ustaca yaptı(kızlar genelde böyle yapar) ve her kızla konuşmak istediğinde işaret bekleyeceksen baya zaman kaybedeceksin demektir.
- Diğer bir kırmızı hap tavsiyesi kızın kafasına girmeye çalışmamaktır. Gündüz oyununda da kızın yerine düşünüp neden sana bakmayacağı konusunda kendini elememen gerekiyor. “Konuşmak istediğim kız benimle neden uğraşsın ?” diye mi düşünüyorsun. Bu kararı tamamen kıza bırakacağız.
- Mahmut Abi’nin anlattığı ve geyik haline gelmiş olmuyorsa “next (sonraki kıza geç)” mekanizması tam olarak puanın özünde var. (Tavşan gibi hızlıca gezip 20 kızdan reddedilmeyi kastetmiyorum, bu kötü bir şey.) O an tanıştığın ve kahve içtiğin kadınla her şey harika gitmiştir ama 2 gün sonra mesaj atarsın cevap gelmez. Yapacağın şey numarasını silmektir.Puada buna numbers game (sayılar oyunu) deniliyor. Senin o anki iyi oyununla-kadının o anki uygunluk durumu (kadının ruh hali, kadının o an çevirdiği tabaklar arasında senden daha iyi tabaklar olmaması vs.) nun bir araya gelmesi gerekiyor.
Dışarıda gördüğün kızların %50’si ne yaparsan yap sana bakmayacak kızlardır (Hipergamin yetmez, evlilerdir, sevgilileri vardır vb.) %20’si sana bakabilirler ama o gün iyi günlerinde değillerdir. %15’i belki sana bakarlar ancak o gün gerçekten iyi oynarsan ve muhabbet edersen. Kalan %15’i de normal bir muhabbet yaparsan her zaman şansın olan kızlardır.
Kalan %15 çirkin diye düşünme, en güzel kızlar da bu grubun içindeler. Çirkin kızlarla hiç konuşmadığım için onlar bu yüzdelerin içinde bile değiller zaten.
İyi uygulanan pua sistemi nasıl olmalı ?
- Devam ettirilebilir bir model olmalı:
Yabancı pualara bakınca hızlıca koşup kızın önüne atlayan açılış şekilleri görebiliyoruz. Bu model yurt dışında bile yeterince kötü. En azından ben koşup oradan oraya zıplama modunda kendimi iyi hissetmezdim. Daha önemlisiyse bu açılış tarzının kendini dışarıdan çok belli etmesi. Yani kızın önüne hızlıca zıplayınca kalabalık içinde fazla kontrast oluşturduğunuz için fazla dikkat çekersiniz. Aynı bölgede sürekli kızlarla tanışma yapacağınız içinde bir hafta sonra sizi oradaki herkes tanımaya başlar. Bir yerden sonra da açılış yapamamaya başlarsınız. Çünkü çok dikkat toplayıcı olan bir şeyin doğası gereği devam ettirilebilirliği yoktur. Yurt dışındaki gündüz oyunu modelini süzgeçten geçirmek şart. Türkiye’ye göre uyarlanmış gündüz oyununu anlattığım eğitim setimde bu gibi detayları da anlatmıştım. - Uyguladığın şey içine sinmeli:
Düşünsene sokakta tanıştığın her kıza saniyesinde iltifatlar ediyorsun, bir yerden sonra “lan bu kızların durduk yere *ötünü kaldırıp duruyorum, bu kızlar bu kadar iltifatı hak etmiyorlar ki” diye düşünmeye başlar ve psikolojik olarak kendini kötü hissetmeye başlarsın. Bu iltifatlar gerektiğinde yapılmalı ve yapılacaksa belli belirsiz şekilde yapılmalıdır. En azından seni durup dinlemeye niyeti olmayan kızlara bu iltifatcıklar yapılmamalı. - Kendi cümlelerini kullanmalısın:
Kıza söylediğin cümleler sağdan soldan ezbere cümleler olmamalı. Bu çok kritik bir şey. Eğer söylediğin cümleler sana ait olmazsa yapay durursun, konuşmadaki samimiyet faktörü ortadan kalkar. Önemli olan o an hakkında konuştuğun şeyden kendi cümlelerinle inanarak bahsetmek çünkü inandığın zaman kişinin gözünün içine bakarsın. Gözünün içine inanarak baktığın zaman o kişiye etki etme şansın olur. Bağ kurmak diye buna diyoruz zaten. Başkasının cümlelerini söylemek ya da aynı cümleleri ezbere kalıp olarak kullanmak sonradan “numara alıyorum ama kızlar mesajıma cevap vermiyorlar. Neden acaba ?” diye düşünmene neden olur. - Kültürel uyarlama yapmak:
Geçen yaz Antalya’da gündüz oyunundan tanıştığım Ukraynalı kız arkadaşım 2 haftalığına yine beni ziyarete geldi. Bebek sahilinde gezerken bana şu soruyu sordu: “Erkekler kızlara bakıyorlar ama gidip tanışmıyorlar. Neden ?” Evet, ciddi ciddi bunu merak etmişti. Bu cümleyi mesela bir Türk kadını kurmaz. Çünkü cevabını bilir. Ama yabancı birine garip geldiği için bu soruyu merak ediyor. Kültür farklı çünkü.
İlk bakışta yolda tanımadığın bir kızla konuşma fikrinin korkutucu gelmesi bizim kültürümüzde tanımadığın karşı cinsle iletişim kurmanın kaygan bir zemine sahip olmasındandır. Yabancılarda ise “small talk” kültürü var. Yani birbirini tanımayan iki insanın kısaca bir muhabbet etmeleri daha garipsenmeyecek bir durum. Yani tanımadığın birine “merhaba, naber ?”, “Ne güzel gün di mi ?” gibi şeyler söylemek olağan. Türkiye’de gene her zaman bu tarz muhabbet açmalar işe yarıyor (işe yaramasa bu kadar sene ben yapmazdım 🙂 ) ancak konuşacağın kızı muhabbeti ilerletmeden önce bir tık tartmak yerinde olacaktır. Türkiye’nin insan mozaiğinde “Merhaba” kelimesini asılmak olarak algılayabilecek kafa yapısında kızlar olduğu için bu kızları erkenden tespit edip, onları kınamadan, cevaplarını kişisel almadan muhabbeti bitirip uzaklaşmayı öğrenmen gerek. Türkiye’de karşıma çok az da olsa çıkan bu tarz şeylere yabancı pua kaynaklarında, yayınlarında yer verildiğini görmedim. Çünkü onlarda small talk kültürü var ve kız erkek ilişkileri daha yumuşak. Dediğim gibi bu tarz kızlar çok az ama denk geliyorlar. Ve savuşturması da çok kolay. Ben şahsen bu tarz kızları matrix sistemindeki hatalar(buglar) olarak görüyorum, onları konuşmayı devam ettirmeden önce erkenden tespit ediyorum, onları değiştirmeye çalışmıyorum ve uzay boşluğuna atıp görmezden gelerek sonraki kıza geçiyorum. Tüm bu detayları eğitim setinde anlattım.
- Hobi olarak yapılmalı:
Gündüz oyununu hayatının merkezine koyarak uygulayan kişiler kendilerine zarar verirler. Hem de hayatları tek yönlü olduğu için zayıf sonuçlar alırlar. Hobi olarak bakıldığında ise tüm hobilerde olduğu gibi bu da insanın hayat kalitesini bir hayli yükselten bir şey. - Doğru kafa yapısına gelmelisin:
Yıllar içinde anladım ki tanımadığı bir kıza gidip selam vermekte çekinen, bunu saçma bulan vs. bir erkek ile gündüz oyununu iyi bir şekilde yapabilen bir erkek arasında çok temel bir inanış farkı var. Ve aslında bu iki erkek de kendine göre haklı. Bu konuya mesafeli bir erkek, yanlış anlaşılacağını, kızı rahatsız edeceğini, kızın onunla konuşmaya tenezzül etmeyeceğini, hatta tacizci gibi görüneceğini düşünür. Ve kendi beyin paradigması içinde haksız da değildir. Eğer sen kendini kafanda o düşük değerli erkeklerin sınıfına koyuyorsan evet varlığın bile o kızlar için tüm bunlara neden olabilir.
Ama gündüz oyununda belli bir başarı sağlamış bir oyuncu, özellikle geçmiş olumlu deneyimlerinin de ona güçlü geri bildirimler yapmasıyla kızla konuşmasının kız için de iyi bir şey olduğunu, eğer durup dinlerse kızın da eğleneceğini ve onunla beraberken mutlu olan kız arkadaşlarından biri olabileceğini düşünür.
Mesele de zaten burada bahsettiğim kafa yapısına ulaşabilmekte, kendini de ödül olarak görebilmekte. Bu kendi beyninin içinde kendini ödül olarak hissedebilme noktası aynı zamanda tüm kırmızı hap sisteminin de ana hedeflerinden biri. Dolayısıyla Pua ve Kırmızı hap burada güçlü bir kesişim noktasına sahipler.
Beynin “ben de ödülüm”e inanması kolay bir iş değil. Hiçbir şey yapmadan, içinden her gün 100 kere “ben ödülüm” diye tekrar ederek bunu yapamazsın. Art arda eylemler yapmayı, nehre karşı yüzmeyi gerektirir.
Bunun sonunda elinde o gerçek “ödül ve erkek adam” kafa yapısından çıkan etkileyici cümleler ve davranışlar kalır. Bizim kendi kurduğumuz tüm cümleler ve davranışlar kafamızdaki mevcut düzenin ürünleri değil midir ? Kendini ödül gibi hissedersen kıza nasıl davranırsın bir düşün bakalım!
İşte kendinin de en az kız kadar ödül olduğuna inanabilmiş ve karşısındaki kızı hak ettiğine inanabilen adam olmak kırmızı hap ve pua da her şey demektir ve tüm oyunun amacıdır.
Daha önce kırmızı hapı anlamakla uygulayabilmek arasındaki fark makalemde bu konuyu yazmıştım. İkisi beraber uygulanırsa birbirini tamamlayacak ve daha güzel sonuçlar ortaya çıkacaktır.
Secret
Evet birçok erkekte maskülenite sıkıntısı var ama git masküleniteni kadın onayından al demiyoruz. Zaten böyle bir şey mümkün değil. Makülenite kadınlardan bağımsız bir erkek özelliği. Diğer erkeklerle arandaki takım ve hiyerarşi oyunundan geliyor. Maskülenite sana mal mülk kadın arzusu sağlayabilir. Ama bolluk maskülenitenin sonucudur. Maskülenite bolluğun değil.
Geçenlerde twitter’da blokladığım arıza biri “çirkin adam nasıl maskülen olacak ey bunu açıkla Mahmut piçi” diye bir şey yazmış. Hadi o adam gerçekten rahatsız biri ama bunu sonra birkaç yerde daha duydum. Sorunun absürtlüğünü anlayabiliyorsunuz değil mi?
Bunun demeye çalıştığı şu: “Ben kadınlarca arzulanmayan bir erkeksem neden ve maskülen olayım.” Kafası hala kadın onayına bağımlı bir erkek için rasyonel ama gerçekte saçma bir soru bu.
Maskülenite tek bir kadın yüzünüze bakmasa bile sizin hayatınıza olumlu katkı yapar arkadaşlar. Yakışıklı olmak, uzun boylu olmak, zeki olmak sizi daha öne çıkarmaz mı? Çıkarır tabii ki. Belki bunlara sahip değilsiniz diye diğer alanlarda sizinle eşit olan adamların hiçbir zaman önüne geçemeyeceksiniz. Onlar sizden hep daha önde olacaklar. Eee? Siz mesela maskülen (güçlü, cesur, yetkin ve onurlu) olarak ayda 5,000 TL değil 15,000 TL kazanabileceksiniz diyelim. Ama çirkin ve kısa birisiniz. Ve yakışıklı ve uzun biri sırf bu ikisi nedeniyle 30,000 TL kazanacak. Şimdi “hiçbir zaman onun gibi olamayacağım o kadar kazanamayacağım” diye 15,000 TL kazanmayıp 5000TL ‘ye mi talim edeceksiniz?
NOT: Yanlış anlamayın. Sitede ara ara yorumlar yazan umutsuzlara da aldanmayın. Kırmızı hap sayesinde, daha maskülen bir erkek olmanın sayesinde tipinin getirdiği avantajsızlıkları yenen birçok erkek var. Yani çirkinsem demek ki maskülen olsam da, oyunum iyi olsa da benim cinsel pazar değerim düşük olacak diye bir şey yok.