Vaka çalışması – ilişki için çabalamayı bırakıp terk eden sevgili

Soruyu soran bir kadın ama burada hem kadınlar hem de erkekler için birçok ders var.

3 yıllık bir ilişkimiz vardı ve her şey çok iyiydi. Beni çok seviyordu ve üzerime titriyordu. Ama 4 ay kadar önce bana bir şey oldu ve içimden onunla hep kavga etmek ve soğuk davranmak geliyordu. Halbuki onu çok seviyordum.

Şimdi bizi takip edenler burada ne olduğunu tahmin edebilirler. Bu soruyu sorana bu tahmini yaptığımda zaten itiraz etmedi. 3 ay kadar önce kadın artık adamı çok sevmeyi bırakmış ve adama olan ilgisi azalmış. Şimdi birazdan görebileceğiniz gibi sonradan yeniden sevgisi ve ilgisi artınca muhtemelen tarihi yeniden yazıyor. Tarihi yeniden yazmak sadece eskiden seviyorken sanki eskiden de hiç sevmemiş gibi hissetmesi şeklinde olmaz. Bu şekilde bugün yeniden sevdiği için o son dönemde de hep seviyormuş gibi hissetmesine de neden olur. Soru Youtube yorumlarda soruldu o nedenle çok ayrıntı yok ama yine tahminimce bu soğumanın sebebi, adamın fazla üstüne titremesi ve kadın soğudukça daha da fazla üstüne titremesi. Üstüne titreme kendi başına sorun değil ama üstüne titreme muhtemelen üstüne titreme değil, aşırı duygusal yatırım, fazla ihtiyaç duyma. Soğumanın sebebi bu olabilir.

ama içimde ona karşı sebepsiz öfke vardı.. 3 aydır uğraştı bitmesin diye hep çabaladı ama en son 10 gün önce şiddetli bir kavga ettik

Şimdi burada kadın soğumaya başladı mı kendini geri çekmenin öneminden bahsetmiştik. Erkek muhtemelen bunun yerine daha da üstüne düşünce ve bunu da fazla duygusal yatırım ve ihtiyaç zayıflığı ile yapınca soğuma artıyor zira sana soğuyanın peşinde koşmak zayıf bir davranış.

ve bana artık yoruldum seni istemiyorum hayatımda dedi.

Erkek buraya kadar getirmemeliydi, kendisini geri çekse sorun muhtemelen çözülecekti ama bu noktaya gelmiş bir ilişkide doğru olanı yapmış ve ilişkiyi bitirmiş.

Ona çok pişman olduğumu ve bir daha böyle bir şey yapmayacağımı söyledim. Bana inanmadı. 2 aydır bana çok kötü davrandın, yetti artık sen değişmezsin dedi ve ayrıldı.

Kendini geri çekmek her zaman karşı tarafın değişmesine neden olmaz ama en iyi yöntemdir. Dediğim gibi erkek bu noktaya kadar gelmemeli, çok daha önce kendini çekmeliydi ama bu noktada kendini böyle çekip ilişkiden çıkarması da bir başarı.

Telefonlarıma ve mesajlarıma cevap vermiyor. Sizce bana geri döner mi ve ben şimdi ne yapmalıyım?

Bu noktada kadının yapabileceği tek şey, bir kez daha ulaşıp, mesela cevap bile vermiyor olsa bile mesaj atıp “bu mesajı sana yeniden beraber olmak için yazmıyorum. Sadece her şey için çok üzgün olduğumu, sana yaptıklarım yüzünden çok üzgün ve pişman olduğumu ve seni sevdiğimi söylemek istiyorum” diyebilir. Ondan sonra tamamen no contact. Başka yapabileceği bir şey yok.

Ben bu tür hikayelerle çok karşılaşıyorum. Beni kadınlar da sıklıkla arıyorlar ve kadınlar genellikle kendilerini erkeğe çeken şeylerin ne olduğunu tam bilmiyorlar. Yani erkeğin zayıf davranması sonucunda oluşan soğuma bilinçli bir “ay bu çok zayıfladı, buna kötü davranayım” değil, içgüdüsel bir tepki. Cinsel ve duygusal çekim bir tercih değil, doğanın otomatik olarak hallettiği bir şey. Bazen kadınlar arayıp “çok iyi biri, üstüme titriyordu. neden bilmiyorum ama artık istemiyorum” diye anlatıp, gerçekten de peşlerinde perişan olan bu iyi çocuklar için üzülüp ağlıyorlar. Onlara, ayrılma sebeplerinin adamın zayıf ve itici davranışları olduğunu, kendilerinin kötü biri olmadığını gösterdiğimde bir aydınlanma ve rahatlama ile daha da beter ağlıyorlar (biraderler üzgünüm ama bu kadınların vicdan azabı ile arafta kalmaktansa kadınların sizi tamamen bırakması sizin yararınıza zira sizin umut sandığınız şey, cinsel sevgiye dönüşmeyecek bir vicdan azabı ve insani üzüntü).

Fakat bu hikayedeki kadın, bu bahsettiğim kızlardan değil. Bu bahsettiğim kadınlar genelde terk ediyorlar ama kavga çıkarma, kötü davranma, vs. pek yok. Burada kadının en büyük hatası, adama karşı ilgi azalmasını o adama eziyet etme şeklinde ortaya koyması. Erkeklerin çoğu beta olabilir ama çok azı buna uzun süre tolerans gösterir. Beta / mavi hap masalını besleyen premsesi kaybettim anlatısına ters bir davranış bu, çoğu erkek (beta erkeklerin bile %90’ı) birkaç ayda bu davranışlara devam eden kadından soğur. Yani buraları okuyan kadınlar, adama olan ilgi ve sevgi azalmanızı kavga çıkarma şeklinde ortaya çıkarmaya karşı koyun yoksa bir yerde adam yeter seninle mi uğraşacağım der gider. İnsani saygıyı elden bırakmayın sonra sonuçları bir ilişki için geri dönüşsüz olabilir.

Burada adam tabii terk edince, kadının bu kadar hoyrat davranmasına neden olan “cepte olma” durumu birden bitmiş. O anda duygular nasıl değişiyor görüyorsunuz. Her zaman böyle olacak diye bir şey yok ama terk edeceği partneri yeter deyip terk edince ya da terk ettiği partneri tamam deyip yoluna bakınca birden “onu ne kadar sevdiğini anlayan” o kadar çok insanla konuşuyorum ki. Bunu her iki cins de yapıyor. Sonuçta birinin ilgisini çekmenin en hızlı yolu, kendi ilginizi birden çekmektir. Özellikle de o ilgiyi sürekli vererek değersizleştirdiyseniz. Burada olduğu gibi hemen çalışmayabilir, bazen çalışmayabilir ama sıklıkla çalışır bir yöntemdir.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

 

Bir sonraki (next) olayı

Erdem rumuzlu okuyucu next ile ilgili yazmış:

Şöyle bir durum kırmızı hap bize 2 red yiyince next diyor çünkü zaman kaybı olmaması için diğer fırsatları kaçırma enerjini zamanını başka kızlara harca ve bunu kendin için yap diyor.

Next çok daha eski bir strateji. SoSuave forumunun neredeyse başından beridir var. Benim bildiğim ve nexti ilk kez gördüğüm (evet bir dinazorum) en eski versiyonu, şu 2004 tarihli girişte:

Bir kadının benden hoşlandığını nasıl anlarım?
Senden hoşlanıp hoşlanmadığını anlamanın tek yolu harekete geçmektir (numarasını almak, buluşmaya çağırmak, öpmek, vs.) Harekete geçince nasıl davrandığını izle. Eğer harekete geçip ilkinde başarısız olursan, daha sonra bir daha deneyebilirsin. Eğer ikincisi de başarısız ise, onu at ve devam et … başka deyişle … NEXT!

 

Yeni bir kızla tanışmak, ikiden fazla red yiyip belki üç dört beş teklif sonra ilişki yaşayabilcegimiz elimizde bulunan kişiden daha fazla enerji gerektiriyor.

Hayır. Özellikle de toplam sahip olma maliyeti (total cost of ownership) açısından bakarsan çok büyük oranda hayır. Bu belki üç, beş teklifte ilişki yaşayabileceğimiz zihin yapısı hemen her zaman fazla duygusal yatırıma çıkıyor. Bir kez davranışla fazla yatırım yaptım mı bunu yapmamanız zor. Bu da ya olayın olmamasına neden oluyor ya da olursa bile ilişkiyi tutmak için sürekli ödemeniz gerekiyor. Ayrıca benim tecrübem, 2 kere tekliften sonra bıraktığınız kızla olma ihtimali, kızın peşinde koştuğunuzda bu kızla olma ihtimalinden daha yüksek. Buna geleceğiz zira Erdem muhtemelen genel next tanımı ile sorun yaşıyor. Orada burada yayınlanan next tanımları hoşuma gitmiyor ve bunlardan biri de Rollo Tomassi’nin pek sevmediğim ve sitemizde çevrilmiş bir versiyonu.

Ben gidip kıza yalvarın buluşma teklifine gelmedi köpek gibi ısrar et yalvar demiyorum ara sıra yokla elbet sonunda gelecektir gelmiyorsa zorlamanın alemi yok.

Aslına bakarsan burada pek öğretmediğim ve PUA camiasının Aragon’u James Marshall’ın bir yöntemini uygulamak mümkün. Ben gençlikte uyguluyordum. Böyle nextlediğim kızlara arada toplu halde mesaj atıp dönenlerle bir şeyler yapabiliyordum. Ama burada bir fark var. Bunu genellikle birden fazla kıza yürüyen adamlar kotarır. Senin bahsettiğin “kız bulmak çok zor” mantığındaki adamlar değil.

Yeni bir kızla tanışmak neden bu kadar kolay lanse ediliyor önümüze gelene next eylersek nerden kız bulacağız.

Yeni bir kızla tanışmak kolay değil, kolay olsa herkes yapardı. Ama çoğu erkeğin sandığı kadar zor değil. Çoğu erkek senede 1-2 ve sıklıkla da 2-3 senede bir kıza yürüyor. Ben bu sitede günde 3 kıza yürüyün demiyorum. Haftada bir kıza yürüseniz hadi onu geçtim ayda 2 kıza yürüseniz erkeklerin %95’inden fazla sayıda kıza yürürsünüz. Ayrıca, bu bahsettiğin ve nextlemediğin kızla yapabilitenle karşılaştırırsak çok zor değil.

Day game başarı oranları bile 30/1 diyorsunuz yazılarda sizce 30 kıza yürüyüp 1 kızın numarasını alıp sonunda ne olacağı belli olmayan bir durumami enerji harcamak mantıklı yoksa iki kere red yediğin kıza tekrar ara sıra yürümek mi.

Ben gerçekten 2 kere reddetmiş kızın sonradan dönüşünün beklenmesini ya da dönüşü olursa bile o dönüşle başlayacak şeyin kolay olacağının beklenmesini anlamıyorum. Burada yazanlar sadece benim fikirlerim değil, binlerce erkeğin deneyiminden gelen şeyler.

Ayrıca kızlara yürümek day game ile sınırlı değil. Hayat oyunu var, online buluşma uygulamaları var, sosyal çevreden genişleyerek yürüme var. İlla day game yapacaksınız diye bir şey yok. Day game dönüş oranı en az olanı.

Fakat bunca yıldır en çok gördüğüm şey, bir kızı hedef alıp ara sıra yoklayan zihniyetin eninde sonunda yalnız kaldığı ya da daha şanssız ise saçma sapan bir ilişkiye girdiği.

Sonuçta Türkiyedeyiz gökten am yağmıyor kafamıza

Birden fazla kadına yürümek için kafanıza gökten am yapmasına gerek yok.

çoğumuz zar zor kızla tanışıyoruz sosyal medya arkadaş çevresi Day game vs yani

Nedense de zaten kız yok, ne nexti kardeşim zihniyetinde olanlar böyleler. Nextlemeyi bilenler değil (doğru şekilde nextlemeyi bilenler).

next bence kız ağzına sicmadigi sürece mantıklı değil

Bir kızın ağzına sıçmasını bekleyecek kadar peşinde koşmak mı mantıklı? Küçük düşürücü bir şey bu. Bunun bedeli olmayacak mı sanıyorsun? Ya da kız kibarlığından ağzına sıçmıyorsa, hayırdan anlamayan bir yapışkan olmak mı mantıklı? Bu da küçük düşürücü. Bir de tabii günümüzde ilginizden beslenen ve sizi seve seve uydu yapacak kızlar var. “Zaten kız yok, zar zor buluyoruz” adamlarına genelde 2 kuyruk sallayıp sonra biraz itmeleri yetiyor.

çoğu ilgisi belirsiz kızlar bir öyle bir böyle diretilse sonuca varılacak kişiler burda

Ararsan her zaman öyle hikayeler bulursun. Kaynımın kaynı peşinden koştu oldu diye. Bu strateji tabii ki %5 oranında çalışır. Hiç çalışmasa kimse yapmaz, insanlar o kadar aptal değil. Ama ben olsam hayatımı %5 üzerine kurmam.

mavi hapli olun biraz ne olacak

Kaygan zeminli yokuşa ayağınızı attığınızda ne olacaksa o olacak. Bir insanın zihnini, davranışları programlar. Bir keresinden ne olacak, azıcık canım ne olacak gibi cümlelerle bulaşılan şeylerden ne olacağı belli.

şahsi fikrim ve deneyimlerim bu yönde

Deneyimin seni potansiyelinin çok altına mahkum ediyor muhtemelen.

Fakat bir de felsefe farkı var. Ben ilgisi yetersiz kız yazısında yazdım. Bir kadının ilgisizliği ile kaçıracağı adamlardan olun diye. Kırıntılarla yaşayıp mutlu olmaya çalışan adamlardan değil.  Sonuçta next eylenen kıza sırtınızı dönmüyorsunuz, next siktir çekmek değil. Ayrıca nextlediğiniz kızı elemiyorsunuz. Vakit ve zihinsel enerji harcamıyorsunuz. Alt tarafı arkanızı dönüp gidiyorsunuz. Kız sizi ararsa trip atmıyorsunuz. 2 tekliften sonra kendi haline bıraktığınız kızın dönüşü, peşinden koşsanız olacaktan daha iyi oluyor. Sonuçta tecrübe gösteriyor ki, eğer kız aslında bir miktar istiyorsa size ulaşıyor ve buluşmaya gidiyor zaten.  Tecrübenin gösterdiği daha kötü bir şey de, aslında kendi gelse gayet iyi olabilecek ilişkileri, peşinden koşarak batırıyorsunuz. 5 kızı nextleseniz 3’ü gelecek iken, 10 kızın peşinden koşup biri olunca seviniyorsunuz genelde.

Next ettim, siktir ettim, üstünü çizdim diye bir olay da yok. O nedenle Rollo’nun next yazısını sevmem ve kaldıracağım:

Yapabileceğiniz en iyi şey buhar olup uçmaktır. Kızı bloklayın, Facebooktan atın, tüm iletişimi kesin. Arkadaşlar aracılığı ile mesajlaşma, “hey ne haber” yok. Sadece umursamamak var. Onun için buhar olun.

Bu next bence yanlış bir next. Aslına bakarsanız, yukarıdaki sosuave nexti de yanlış bir next. Kızı atın diyor mesela. Ben burada böyle ayarsız next öğretmiyorum. 2 adım atıyorsunuz, kız reddediyor. Bırakın o adım atsın. Hep siz adım atarsanız, eninde sonunda kırıntılarla idare eder birine dönüşüyorsunuz.

Biri bana twitter’da “sanki elinin altında 9/10 modeller var gibi bol keseden bolluk zihniyeti de bolluk zihniyeti diyorsun” diye çıkışmıştı. Ben de ona “benim elimin altında 9/10 modeller olduğundan değil, daha çok benim çabamla olacak bir ilişkide olacağıma hayat boyu yalnız kalmayı tercih edeceğimden bolluk zihniyetindeyim” demiştim. İşin kötüsü, bu kafayla hiç yalnız da kalmadım ve bunu içselleştiren erkeklerin çoğu da “abi kız yok ne bolluğu?” zamanlarından daha fazla kadın çekmeye başladılar.

(Şimdi bana çıkıpta 40 yaşında ve 16 senedir hayatında hemen her zaman kadın ve seks olmuş biri olarak böyle konuşmak kolay diyebilirsiniz ama ben bu kafaya bu işleri oturtmaya başladığım 24 yaşında girdim. Sonraki uzun süren tokluk dönemiyle değil. O dönem sonra geldi.)

Ben kadın erkek ilişkilerinde kazanmayı karşılıklı ve hatta kadının bir miktar daha fazla emek harcadığı ve kolay akan bir ilişkide olmak ya da erkeğin kadından fazla emek harcadığı zor bir ilişkide olmamak olarak tanımlıyorum. Kırmızı hapta tanımı da bu. Kadın ilişkiye erkekten daha fazla emek harcamaya, daha fazla duygusal yatırım yapmaya meyilli ve isteklidir. Erkek ise kadının bu çabasını çekici olarak görür. Tersi ise erkeğin doğal hali değil ve kadınlara da itici geliyor. Bu durumda da ya ayrılık oluyor (erkek şanslı ise) ya da erkeğin sürekli ödeyerek ayakta tuttuğu bir ilişki.

Kısacası arada yoklasak ne olur kısmını anlıyorum ama birincisi senin geldiğin “gökten am mı yağıyor, kız yok, kızlar zor, vs.” zihin yapısından gelenler genelde ne olduğunu anlamadan dibe yuvarlanıyorlar. İkincisi 2 reddedildin mi kibarca, trip atmadan, siktir etmeden nextlesen, o nextlediğin kızla olma ihtimali daha yüksek.

Bu arada bu işi din gibi yapmayın. 2 iyi bir rakam ama 3 yaptınız diye amanın günah işledim, 2 olacaktı 3 yaptım bittim ben, bir betayım ben demeyin. 2-3 olur ama önemli olan altındaki mantık.

Uzun süreli ilişkilerde erkeğin değerini koruması

Abi sen sevgili varken tabak çevrilmez diyorsun ama bence günümüzde uzun süreli bir ilişkiyi ayakta tutmanın tek yolu, kadının başka kadınlarla da bir şeyler çevirdiğini bilmesi. Bir erkek sevgili yapınca diğer kadınları bırakırsa, paslanır ve kadına muhtaç hale gelir. Eğer kadın bilinçaltında başka kadınlar olduğunu bilmezse, erkeğin cebinde olduğunu düşünür ve erkeğe olan ilgisi azalır.

Senin PUA kökenli adamların yazılarını okuyup fikir jimnastiği yapmak hariç pek bir uzun süreli ilişki deneyimin olmadığına paramı koyarım. Sadece PUA olan adamları okurken dikkatli olun zira bu adamlar kadınlara yürüme konusunu biliyor olabilirler ama birçoğunun uzun süreli, tek eşli ilişki tecrübesi çok yok (ya da hiç yok). Kadınlarla tanışma becerileri ve dinamikleri ile uzun süreli ilişki becerileri ve dinamikleri birbirinden farklılar. Bir erkek yılda 100 kadınla yatacak beceriler geliştirebilir ama bir kadınla uzun süreli ilişki yürütmeyi zerre beceremiyor olabilir. 30’larında ve hatta 40’larında, istediği zaman genç ve güzel kadın bulabilen ama 3-5 haftadan fazla ilişki yürütemeden terk edilen o kadar çok adamla konuşuyorum ki! Bu adamların kadınlarla tecrübeleri onların istedikleri gibi bir kızı kısa sürede bulmalarını sağlıyor ama o kızla ilişkide, 18 yaşında bir bakir kadar tecrübesizler ve çok enteresan betalıklar yapıyorlar.

Şimdi bunu gerçekten tabak çevirme şeklinde yapamasak bile, en azından öncesinden çok kadınla olup ilişkide bu şekilde hissetmeye çalışmalıyız.

Sevgiliniz varken tabak çevirmeyin. Sevgili öncesinde de çok kadınla olmanıza gerek yok. Duygusal ve cinsel olarak doymayı becerecek şekilde tabak çevirmeniz yeterli. Böylece ilişkide bile, ilişki biterse nasıl olsa bir yolunu bulduğunuzu bilirsiniz.

Ama senin asıl derdin, uzun süreli ilişkilerde asıl dinamiği anlamaman. Uzun süreli ilişkilerde erkeğin duruşu alternatif kadınlar tutmak değil, ilişkide olduğu kadını hayatının merkezine koymamak ve ondan daha fazla duygusal yatırım yapmamaktır. İlgi yönetimidir. Başka kadınlar olmadan korku oyunudur. Mümkün olduğunca fiziksel sağlık ve görünümünü korumak, iyi giyinmek, arkadaşlarına ve sosyal çevrene de vakit ayırmaktır. Tabii ki uzun süreli ilişkilerde sağladığınız şeyler ve performans yükünüzü nasıl taşıdığınız da önemlidir.  Bunlarda çuvallarsan, istersen sevgiline çaktırmadan 5 kadınla ol bir işe yaramaz.

Tabak çeviren adam bir kadını merkeze almaz diyebilirsiniz ve teoride böyle olması gerekiyor ama pratikte bir kadını merkeze almış ve başka kadınlarla görüşmesine rağmen onu aklından çıkaramayan, oneitis yapan çok erkek görüyorum.

Uzun süreli ilişkiler, eğer erkek hedeflerine odaklı ise, kadınını merkeze koymak yerine yanına yoldaş olarak görüyorsa ve duygusal yatırımı kararındaysa, çok büyük çaba gerektirmezler. Tabii yapmanız gereken bir şey de sevgiliniz ya da karınızla çıkmaya devam etmek ki onu da önce kendiniz için yapın, sıkıcı biri olup sıkılmayın. Yani sen bunu yapabiliyorsan o ilişki gideceği yere kadar gider, cepte falan olmazsın.

Başka bir açıdan bakarsak, kadınlarla uzun süreli ilişkide başarının sırrı da, erkek adam ya da alfa erkek olmak. Yani zamanınızı alan bir hedefe ve işe sahip, kendine değer veren ve özgüvene sahip bir erkek olmak. Gerektiğinde kırmızı çizgilerini koruyacak ve bu koruma ilişkiyi bitirecek olsa bile bunu yapacak (ama tabii hiç kırmızı çizgisi olmayan sünepe ile her şeyi kırmızı çizgi yapan kalas uçlarında olmayacak). Bunu Uzun Süreli İlişkiler kitabında şöyle yazmıştım:

“Bir kadın, sizin sınırlarınızı (hem sayı hem de derinlik olarak) çok fazla ihlal ederse, fazla ileri giderse, sizin geri dönüşsüz bir şekilde bırakıp gidebileceğinizi bilmeli. Bir kadın bunu bilene kadar, size tam olarak saygı duymayacak ve sizi tam olarak
sevmeyecektir. Sizin onu kaybetmemek için sınırlarınızı koruyamayacağınızı hissetmeye başlarsa, size olan saygısı ve sevgisi de bitmeye başlayacaktır.”

Yalnız bunu bilmesi, bunu söylemeniz ile olmaz. Ültimatom vererek olmaz. Siz bunu göze alacak kadar onurlu iseniz %80’ini o davranışlarınızdan, kırmızı çizgilerinizi geçtiğinde duruşunuzdan sezer zaten. Gerisi ise bir iki kez buna tolerans göstermeyeceğinizi söyleyip devam ederse bırakmakla gösterilir.

Yani kısacası, uzun süreli ilişkilerde değerinizi başka kadınlarla göstermeye ya da korumaya çalışmayın. Buraya bazen bunu yaparken terk edilen hatta boşanan adamlar geliyorlar. Bu adamlar çoğu zaman işlerinde başarılı, istediklerinde kaçamak yapabilen alfa erkekler oluyorlar. Kadınların başka kadınlara toleransı erkeklerden daha yüksek olabilir ama birçok kadın aldatıldığını öğrendiğinde sizi bitirir. Bitirmezse bile bir daha eskisine dönemeyebilirsiniz ve her şey tatsız bir şekilde devam edebilir. Yani hiç öyle ben çok alfayım, bana çok aşık, yakalanırsam beni bırakamaz falan diye düşünmeyin. Sizin çok alfa olmanız, size çok aşık olması, sizin bırakılma, aldatılma, paspas yapılma ihtimalinizi büyük ölçüde azaltır ama şansını aldatarak sınayan birçok erkek ayrıldıklarını ya da bir arada kalsalar bile bir şeylerin geri dönüşsüz kırıldığını acı şekilde deneyimliyor. Alfa erkek olmak sizi gerçek dünyada, insan erkeğinin kaymak tabakasından yapıyor ama çizgi roman süper kahramanı yapmıyor.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

Sekse muhtaç değilsiniz, sadece ihtiyacınız var

Bir arkadaş sekse ihtiyacınız var yazısı altında bir soru sordu ve orada bir mesaj dizisi oldu. Yazıya çekiyorum:

Mahmut abi, istediği halde seks yapamayan bir erkek nasıl hareket etmeli ve nasıl bir mentalite içinde olmalıdır? Sonuç olarak bu erkek ihtiyaç duyduğu bir şeyi elde edememektedir ve “İhtiyaç duyduğum bir şeyi elde edemeyen bir erkeğim” çerçevesinde olması onu muhtaç, yapışkan yapmaz mı?

Belki düşünmek için daha erken ama 20 yaşını geçtiğimde de kimseyi bulamayacak, üniversitede en bol ortamda bile birini bulamayacak gibi hissediyorum. Sürekli içimden bir ses bana bunu söylüyor, kontrolümün dışında. Şu ana kadar hiç tabağım olmadı.

20 yaş altı bir erkek seks yapmamış olmasını normal karşılayıp ilerde nasıl olsa yapacağım demeli. Popüler propagandaya kapılma aptallığını yapıp yoktan muhtaçlık yaratıyorsunuz. Sanki yeterince beta değilmişsiniz gibi daha da beta olmak için çırpınıyorsunuz. 20 yaşında erkeklerin %80-90 civarı seks yapmamıştır zaten. Ama bunu duyunca hayır çoğu yapıyor gibi bir tepki veriyorsanız tebrikler. Yalana inanacak kadar safsınız. Şu aralar birçok erkeğin hala bakir olup seks yaptım diye anlatması çok yaygın.

Beni 18-21 yaş civarı erkekler de arıyorlar ve özellikle bu yalanı çok görüyorum. Çevrelerinde herkes ben seks yapıyorum diyor ama anlatış tarzlarından yalan olduğu belli. Kendileri de yalan söylüyorlar yani ben de seks yapıyorum diyorlar ama için için “lan herkes yapıyor ben yapamıyorum” modundalar. Halbuki, yanlarında ezildikleri adam da %90 kendileri gibi. Yalan söyleyip için için eziliyor.

Arkadaşlar, araştırmalara göre en az seks yapan nesilsiniz, öyle herkesin seks yaptığı falan yok. Bu bir propaganda, bir yalan. ABD’de bir araştırma okumuştum, üniversitelerde yapılan seksin %90’ını, üniversitedeki erkek öğrencilerin %10’u yapıyor diye. Bakın bu adamlar kızların %90’ı ile yatmıyorlar. Erkeklerin ve kızların çoğu seks yapmıyor ama ortada orgy içinde bir azınlık var ve diğerleri herkes seks yapıyor, bir biz yapmıyoruz diye kendilerini eziyorlar.

Tamam abi, peki 20 yaş üstü (Kısaca seks yapmamasının anormal olduğu yaştaki) bir erkeğin bu duruma yaklaşımı nasıl olmalı? Yani adam sonuç olarak ihtiyacı olan bir şeyi elde edemiyor. Bu durumda “Ben muhtac olduğum bir şeyi elde edemiyorum” düşünce kalıbıyla ortalıkta gezinmesi onu daha itici yapıp şanslarını azatlmaz mı?

Sekse ihtiyacınız var, muhtaç değilsiniz. Şu muhtacım lafını kafanızdan atın. Sen sekse muhtacım, sekse muhtacım diyorsan, seks yapsan bile muhtaç kalıp kısa sürede muhtaç hale geleceksin.

Bunun 20 diye keskin bir çizgisi yok. Ben sizin yerinizde olsam 20, 21 ya da 22 yaşında bakirim diye dert etmem. Ama hangi yaşta olursa olsun seksi ihtiyaç olarak tanımlarım, muhtaç olduğum bir şey olarak değil.

Sizin derdiniz, siz hariç herkesin çatır çatır seks yaptığı, güya çoğu erkeğin 20sinden önce milli olduğu sanal bir masal bombardımanına tutulmanız. Tüm instagram modelleri çok mutlu, tüm erkekler seks yapmış zaten, herkes sanalda bir cool, bir havalı. Bu da herkes aya size yaya gidiyorsunuz diyor ama bu yalan.

Sekse hiçbir zaman muhtaç olmayın. Sekse ihtiyacınız var ama olmadan ölmediğiniz şeye muhtaç olmazsınız, olmamalısınız. Sen dilden direkt 5-0 ezik giriyorsun. Bunu yapma.

Bir kez bunu yaptınız mı, sonrasında sizin bakir olduğunuzu sizden başka kimsenin bilmediğini aklınızdan çıkarmayın. Aynı zamanda bir kadın için şimdi nasıl olduğun önemli yani sen istersen geçmişte 100 kadınla yat şimdi eziksen, eziksindir. Kadın seni geçmişte 100 kadın tercih etti diye çekici bulmaz. Şimdi tercih ediliyorsan çekici bulur. Aynı şekilde geçmişinde 0 kadın olabilir ama sen şu an ezik değilsen kim takar? Kadınla bunu paylaşma ama kendine güvenli davran. Bu yapılamayacak bir şey değil.

Abi ayrıca, geçmişle ilgili kaygılarım var ve bazen bunların günlük hayatta zihnimi bulandırdıklarını hissediyorum. Sosyal medya araçlarının yükselişi sonucunda erkekler için partner bulmak (sadece sevgili demiyorum, cinsel anlamda da) ciddi anlamda zorlaşacak. Bu durumda pek çok erkek doğal seçilim tarafından elenecek. Ve benim de bu erkekler arasında olmayacağımın bir garantisi yok. Gelecekte elimde olmayan olaylar yüzünden (Hipergaminin ekstrem boyutlara ulaşması) asla birini bulamayacakmışım gibi hissediyorum ve gelecek beni cidden korkutuyor.

Evet sizin de elenen erkekler arasında olmayacağınızın garantisi yok. Hayatta hiçbir şeyin garantisi yok. Ee? Milyon yıldır böyle, şimdi olmadı bu. Geçmişte de böyleydi, arada belki 100-150 senelik saadet dönemleri hariç.

Seninkisi, tarlanın doluya tutulup mahsülün tamamen yok olmayacağının garantisi yok demek gibi bir şey. Ee? Yine de tarlayı sürüp ekeceksin. Ama yanılmıyorsam sen, tarlayı sürmeden, ürünü ekmeden kenarda ağlayan ve tarlayı sürüp ekmeme bahanesi olarak da ya çekirge gelirse, ya dolu olursa diye bahaneler sıralayan ağlak nesildesin. Siz elinizden gelenin en iyisini yapacaksınız (dikkat bu en iyisi olacaksınız ya da olmak zorundasınız anlamına gelmiyor) ve yüksek ihtimal olacak ya da evet belki olmayacak. Olmayacak diye bir şey yapmadan durursan yüksek ihtimalle olmayacak zaten.

Erkeklerin daha fazla savaşçı olması lazım. Bu avda ölebilirim, mamutun birinin altında kalıp sakatlanabilirim ve bu beni korkutuyor ama sikerim korkusunu, ben gidip avlanacağım ölürsem ölürüm, ölmezsem avlanırım diye meydan okumaları gerekiyor. Kenarda ama mamut beni ezerse diye zırlayıp ava gitmeme lüksünüz var sanıyorsunuz ama yok. Tabii sizin bu konuda bazı dezavantajlarınız var. Eski savaşçıları motive eden açlık (gerçek mide açlığı) sizde yok. Adam avlanmasa gerçekten ölecek. Siz ise görece rahat bir zamanda, anne babanızın sağladığı imkanların konforunda, adım atmadan yaşayıp gidebiliyorsunuz. Bugün Batı’da (uzun süredir Japonya’da) anne babalarının evinde yaşayıp odalarından çıkmayan 30 yaş üstü bir erkek nüfusu var. Bu adamlar bunu yapma lüksüne sahipler ama içten ice acısını da çekiyorlar.

Bir de sosyal medyanın yükselişi en çok senin gibi çocukların kafasını sikti. Sosyal medyadan yansıyan dünyaya dalıp gerçek dünya hakkında bir bok bilmeden yaşıyorsunuz ve gerçek dünyadan korkuyorsunuz. Gerçek dünyalarında kızlar o sosyal medyadan dikkatinizi sabitlediğiniz azınlık sayıdaki kızlar gibi değiller. Öyle yok seçerler, yok hipergami ile ağlatırlar falan geçin bunu. Kadınlar duygusal, genelde kırılgan ve ürkek insanlar, sosyal medyadan yansıtılan kendine güvenli tanrıçalar değiller. Birçoğunuz kadınlarla birlikte olamadığından, gündelik hayatta nasıl kırılgan olduklarının farkında değiller. Böyle kendine güvenli, istediğini alan kadın figürü (feminizm gazı) karşısında kendilerini güvensiz ve kırılgan hissediyorlar. Kadınlarla gerçekten uzun süre birlikte olduğunuzda, onları kafanızda büyütmeyi bırakacaksınız (en güzellerini bile) ama en azından entelektüel seviyede bunu şimdiden bilmeye başlasanız iyi olur.

Vaka çalışması – Okuyorum okuyorum ama olmuyor

Eren rumuzlu okuyucumuz, İlişkiyi ilk soran sen olma yazısında şöyle yazmış:

Mahmut abi siteyi defalarca okumama rağmen hala aynı hatayı yapıyorum. Benden hoşlanan kızı ben kapamaya çalışınca yapışınca hoşlantısı bitti bunaldı. Sıkılıyor artık ben yazmadıktan sonra yazmıyor.

Bu sitede yazanları bir harita gibi düşünün. Nerede neyle karşılaşacağınız, nerede ne yapacağınız, nerede ne yapmayacağınız, hangi yollar tehlikeli, hangi yollar başarıya, hangi yollar başarısızlığa çıkıyor gibi bilgileri gösteren kapsamlı bir harita. Bu haritayı çalışmak, büyük oranda bilmek tabii ki önemli. Ama sizin varmak istediğiniz yere varmanız için doğru yollarda yürüyüp, yanlış yollara sapmamanız lazım. Sizin varmak istediğiniz noktaya varmak için yürümeniz lazım. Yoksa masa başında haritayı ezberleyerek bir yere varamazsınız.

Şimdi bu arkadaş yolu yürüyor. Tamam. Ama bu da yeterli olmuyor. Neden? Zira sizin, bizim mavi hap dediğimiz, öğrenilmiş davranış kalıplarınız var. Bu kalıpların, her defasında aksi gözünüzün önünde ispatlansa da, eninde sonunda başarıya çıkacağına sadece inanmamışsınız, buna uzun süre yatırım yapmışsınız.

Daha da kötüsü, bu davranış kalıpları hemen her zaman kolay yolu seçme üzerine kurulu. Bir kadın sizden soğuduğunda onun peşinde koşup bir şeyler yapmaya çalışmak, kendinizi geri çekmekten daha kolay. Mavi hap davranış kalıpları da hemen her zaman kolay olan yolu seçip bu yolu kutsuyor. Ayrıca bu davranış kalıpları herkesin yaptığı şeyler olunca kullanması daha meşru geliyor. Her defasında kaybetseniz de, en azından bilinen konfor alanından çıkmıyorsunuz. Kültürel propagandayı takip eden herkes gibi davranıyorsunuz ve “ben kaybettim ama herkesin yaptığını yaptım” diyebiliyorsunuz.  Ben doğru olanı, kutsal olanı yaptım diyebiliyorsunuz.

Fakat sürekli olarak kolayı, konfor alanını seçmekle maalesef çoğunuz duygusal olarak zayıfsınız. Duygusal gücünüz ve dayanıklılığınız hiç gelişmemiş ya da kullanmaya kullanmaya zayıflamış.

Duygusal güç nasıl geliştirilir sorusu hep geliyor. Ben de birçok yerde buna cevap verdim. Şimdi burada da cevap vereyim. Duygusal güç sadece ve sadece, korku ve kaygı ile çektiğiniz acıdan kurtulmak için yanlış davranma isteği duymanıza rağmen, o acıdan geçici olarak kurtulmak yerine acı çekmeye devam etseniz bile doğru davranmakla geliştirilir. Yani duygularınızın esiri olarak değil, onlara kapılmadan davranarak geliştirilir.

Ortalama bir erkek, sürekli olarak ben bu kızı ilişki etiketi ile kafeslemezsem kız gider korkusu ile kızı boğacak şekilde kızın peşinde koşar. Kızın peşinde koşmazsa acı çeker. Bir mesajı cevaplanmazsa, kıza mesaj atmamak için kendini tutarsa acı çeker. Sol omzuna mavi haplı şeytan oturur ve “oğlum bak kız gidiyor, bu da seni sevmeyecek, bir şeyler yapmazsan bunu da kaçıracaksın ve kimse seni sevmeyecek” diye fısıldayıp, oğlumuza işkence etmeye başlar. Oğlumuz peşinde koşmak için bir hamle yaparsa, bu işkenceden geçici olarak kurtulur ve rahatlar. Mavi haplı davranışlardan kurtulmak işte bu nedenle zordur. Zira bu davranışlar uzun vadede erkeğe acı verse de, erkeğin genel inanç sistemi nedeniyle yapıldıklarında erkeği rahatlatır. Mesela bu siteyi okumuşsa, kıza mesaj atmamasını bilmesine rağmen mesaj atar zira bu onu gerçekten rahatlatır. Ama maalesef geçici olarak rahatlatır. Sonrasında daha fazla acı çekecektir ama en azından anlık da olsa rahatlar.

Tam tersine anlık rahatlamayı seçmez de bizim dediklerimizi takip ederse bir süre daha acı çekmeye devam eder. Fakat, işte bu acıya dayanma ve meydan okuma kararı onu güçlendirir. Maalesef duygusal güç sadece bu acı çekme / acıya meydan okuma sürecinde gelişir.

Senden hoşlanan kızı kapamaya çalışmak seni anlık olarak rahatlatıyor. Tersi ise sana acı veriyor. Sen, tam o anda, entelektüel olarak yanlış olduğunu bilsen de, acıdan kurtulmak için kızın peşine düşüyorsun ve gerçekten de acıdan geçici olarak kurtuluyorsun. Fakat acıya meydan okumak yerine acıya boyun eğdiğin için her adımda daha da zayıflıyorsun ve acıya dayanma eşiğin de düşüyor.

Sonuçta dikkat edin, SAT komandosu olmayacaksınız. Alt tarafı bir kız size ilgisiz ya da bir şey yapmazsanız kaybedeceksiniz korkusuna kapılmayacaksınız. Burada sorun, acı eşiğinizin, acıya dayanma gücünüzün çok az olması. Ben şahsen dünyada o kadar acı varken, kızın birini aramaya karşı koymanın sıkıntısına acı demeye utanıyorum ama maalesef birçok erkek bu sıkıntıyı acı olarak hissedip karşı koyamamaya utanmıyor.

Sıkılıyor artık ben yazmadıktan sonra yazmıyor. Yazınca bişey yokmuş gibi konuşuyor. Utanmadan başkasıyla görüştüğünüde söylüyor.

Eren diyor ki (Eren’i parmakla göstermiyorum, bu birçok erkeğin derdi), “Mahmut Abi, bana yazmamasına rağmen ona yazıyorum”. Eren kaygısına meydan okuyup kız kendisine yazmadan kıza yazmasa, kız hiç yazmazsa bir daha görüşmeyecekleri sonucunu kabul etse, acı çekecek. Gerçi sonra yine acı çekiyor ama anlık rahatlama isteğine karşı koyamıyor. Bunu daha önce yazmıştım:

Nerede okuduğumu bile hatırlamıyorum (şimdi hatırladım, ilişki sihirbazı Michael’in blogu vardı orada okumuştum) ama bu top kızın sahasında iken kendi işine bakma olayına bir şans vermeye karar verdim.

İlk denemem de bir kız arkadaşıma kısmet oldu. Anlamsız bir şeyden dolayı tartıştık ve ayrıldık. Daha doğrusu o ayrıldı, ben şahsen seks nereye kadar giderse oraya kadar gitme modunda olduğumdan, ayrılık benden gelecek bir şey değildi o zamanlar.

Neyse her zamanki gibi benim ona ulaşıp başlattığım mesajlaşma kavgasının bir yerinde kafamda şu belirdi : “Oğlum Mahmut, kız seni terk etmiş, hala arayıp kavga olayına giriyorsun. Siktir et, eğer bu kızla kavga etmene değecek pozisyona, yani kız arkadaş pozisyonuna, gelecekse o gelip geri çabalayacak”. Ve mesajlaşmayı kestim.

Sonrasında da top kızın sahasında diye düşünüp, o topu bana atana kadar kendi işime bakma kuralını uygulamaya başladım. Ama ne uygulama 🙂

Şimdi aramıyorum ama tabii ki kendimi yetersiz hissetmem ile beyin yıkamam birleşince bu büyük bir kaygı olarak açığa çıkıyor. Kortizol salgılıyorum. Bu vücudun “bir şeyler yolunda değil ve sen bunu değiştirmek için hemen harekete geçmelisin” mesajı. Ama hormonal seviyede ve çok güçlü.

İkinci gün, kızdan ses yok, ben işime bakmaya çalışıyorum. Sigara günde bir pakette. Kaygım bağırıyor : “Mahmut oğlum, bir ara lan, sen erkeksin araman lazım. Bak aramazsan senden soğur, başkasına kaçar.”

Dördüncü gün, kızdan ses yok, ben işime bakmaya çalışıyorum. Sigara günde bir pakette. Kaygım daha beter bağırıyor : “MAHMUTTTT, kız gidiyor oğlum bak yapma ara lan! Özür falan dile (özür dileyecek ne yaptıysam artık bir de onu söylesen)”

Yedinci gün, kızdan ses yok, ben işime bakmaya çalışıyorum. Sigara hala günde bir pakette. Kaygım beterin beteri bağırıyor : “LAAA MEHMUTTTT, bak aramadı lan kız gitti oğlum kaybettin!”

Yapana kadar yapıyormuş gibi yapmaya and içmişim ama kendimi yiyip bitiriyorum. Ama o zaman aklımda Marshmallow deneyi var. Orada çocukların kendilerini tutmak için ezilip büzüldüklerini, öyle cool cool marshmallowu yemeden duranların nadir olduğunu ama sonuçta yemeyenin başarılı olduğunu hatırlatıyorum kendime.

Sonra, sanırım 2 hafta sonra, hatun arıyor. Mahçup özür diliyor ve buluşmak istiyor. Benim tabii mutluluk hormonları ve testosteron şelale. Kız aradı diye mutlu değilim, başardım ve aramadım diye mutluyum.

Bu süreçte maskülen ve kendini yeterli hisseden biri miydim? Tam olarak değil. Kendi işime tam bakabildim mi? Yarım yamalak. Yapana kadar yapıyor gibi yaptım ve başardım.

Arkadaş ne demiş:

Sanırım onu kafamda gereğinden fazla özelleştirdim.

Özelleştirmeyeceksin ama gelişimin başında muhtemelen özelleştirmemeyi beceremeyeceksin. Ama doğru davranmayı becermek zorundasın. Benim alıntıda son paragrafta dediğim gibi, ilk başlarda ben kızı özelleştirmemeyi, rahat ve umursamaz olmayı becerebiliyor muydum? Hayır. Yaptığım tek şey, öyle olmasam da rahat, kendine güvenen ve umursamaz bir erkek gibi davranıyordum. Gerçekten böyle hissetmek ise aylar sonra oluşmaya başladı.

Bu başarı ile içimde bir şey değişti ama. Benim ödül olabileceğim, filmlerde bize öğretilen fazlaca peşinden koşmanın bir yalan olabileceği aklıma girdi.

Böyle davranmayı birçok erkek göze alamıyor. Ama bu sadece anlık rahatlama yüzünden değil. Zira bu “riskli” zira sen aramadın mı orada bittiği de oluyor. Bu “riski” de göze alamıyorlar. Fakat bu riski göze almanın ödülü büyük. Kaldı ki çoğunuz aptal insanlar değilsiniz. “Riski” göze almayıp peşine düştüğünüzde de çoğunlukla “kaybediyorsunuz”. Biraz kafanızı çağırıp, kız öyle de hayatımdan çıkabilir, böyle de ama en azından bu olaydan güçlenerek çıkayım demiyorsunuz:

Sonra yine buna benzer bir olay oluyor. Kız arkadaşım değil ama yürüdüğüm bir kız. Mesajlarıma önce soğuk ve aralıklı cevap veriyor, 2 buluşma teklifimi reddediyor. Ben de NEXTliyorum. Yine kaygımla boğuşuyorum ama işime bakıyorum. Başka kızlara yöneliyorum. Zamanla, 2 – 3 hafta içinde kaygım pes ediyor, hormonal dengem yerine geliyor. Kız bir daha hiç aramıyor. Ben ise başka bir kıza yürüyorum ve onunla oluyor. Yine bir testosteron ve mutluluk hormonu şelalesi.

Sonunda sorulan soruya gelelim:

Bilmiyorum ne yapabilirim bu duruma

Anlık rahatlamalara, tam acı çektiğin anda meydan okumaktan başka yolun yok. O anda acı çekmeye devam edeceksin (tekrar ediyorum, buna acı demeye utanıyorum). Okumak tabii ki işe yarar ve harekete geçen adamın 5 senede değil 2 senede gelişmesini, tuzaklara ve çıkmaz sokaklara daha az düşmesini sağlar. İyi bir harita çok önemlidir ama sadece harita okuyarak olmaz. Okuduğun ve sana doğru yol diye gösterilen yolları takip etmek de lazım.

Yalnız şunu da eklemem gerekiyor. Hep böyle kaygı içinde mi olacağız, acı mı çekeceğiz? Hayır. Bir süre sonra duygusal olarak güçlendiğiniz ve çok büyük ihtimalle bu şekilde başarı gördüğünüz zaman, sizi pek umursamayan kıza olan ilginizi geri çekmek doğal ve çocuk oyuncağı oluyor. Şu an bunu yapamama sebebiniz olan kaygı, çok yoğun bir kaygı değil, siz çok zayıfsınız. Kaslarınız çok zayıfken 10 kg altında eziliyorsunuz ama 10 kg, 20 kg diye aşama aşama sıkıntı altına girip sıkıntıyı kaldırarak, ilerde 100 kilo bile size herhangi bir acı vermeyecek, 10 kg sizin için tüy gibi bir ağırlık olacak.

Tekrar ediyorum, duygusal güç sadece ve sadece, yoğun ve genellikle negatif bir duygunun kontrolüne girmeye meydan okuyarak, acı çeksen de mantıklı olanı yapmayı, anlık rahatlamaya tercih ettiğiniz anlarda gelişir. Yani ağırlık altına girip, o ağırlığı kaldırmaya çabalamayı, ağırlığı kaldırmamaya tercih ettiğiniz anlarda olur.

Yani Eren sen bu kızı kafanda çok özel yapsan bile en azından prensip olarak, zaten hep kaybediyorum bari bir de Mahmut’u dinleyip kaybedeyim diyerek, kının peşinde koşma isteğine meydan okusaydın; hadi o olmadı, sana yazmasını bekleseydin, hem olma ihtimali daha yüksekti hem de olsa da olmasa da bu deneyimden biraz daha güçlü çıkacaktın. Böylece cilalaya parlata güçlenebilirdin. Ama sen, bu deneyimden daha da güçsüzleşerek çıktın. Hatta, böyle karşılıksız çabaların bir ihtimal çalışaydı ve kızla olsaydın bile kaybederek, daha güçsüzleşerek çıkacaktın.

Bir türlü bitiremedim ama bir şey daha ekleyeceğim. Hani böyle peşinden koşarak, kendinizi değersizleştirip sürekli çaba harcayarak en azından iyi sonuç alsanız, biz “tüh erkekliğin yüz karası, kadının kuyruğuna takılmış” desek de siz “ama sen sonuca bak” diyebilirdiniz. O da yok. Hem kendinizi değersizleştiriyorsunuz, hem de istediğiniz de olmuyor. İnsan sırf denemek için “ya hep kaybediyorum zaten, bir de Mahmut’un dediğini yapıp kaybedeyim bakayım ne olacak?” der. Azıcık maceracı olun yahu.

Jordan Peterson – Erkekler olmasaydı ne olurdu?

Erkekler olmadan ne yapacağız?
Şehre bir bak, bir sürü inşaat göreceksin.
Bu erkekler imkansız şeyler yapıyorlar.
Caddelerin altındalar
lağımlarda çalışıyorlar.
fırtına ve yağmurda güç hatlarının üstündeler
Bu imkansız altyapıyı ayakta tutuyorlar.
Bu şeyler mücizevi bir şekilde çalışıyorlar.
Erkekler ölesiye çalışıyorlar.
Çoğu zaman gerçekten.
Ama buna olan minnet o kadar az ki!
Özellikle de en çok minnet duyması gerekenler arasında.
Üniversite profesörleri, üst sınıf özellikle de sosyal adalet eğilimliler.
Sahip oldukları hiçbir şeyin değerini bilmiyorlar.
Altta çok çalışkan ve sağlam işçi sınıfı erkeklerden
oluşan devasa bir ordu olduğunu anlayamıyorlar.
İki büklüm olarak, bozulan her şeyin çalışmasını sağlayan erkeklerin.

Bu vesileyle, Okan Bayülgen’in oldukça meşhur ve aptalca sözleri üzerine yazdığımız yazıyı hatırlatalım : Altı üstü bir adam olacaksın

Vaka çalışması – ilişki için acele eden erkek

Bir kızla ilgili yardıma ihtiyacım var.

Abi bir kız var.

Bir arkadaşımın doğumgünü partisinde bir kızla tanıştım. Muhabbet çok iyiydi ve biraz da içince kıza bir yerde “biz sadece arkadaş olabiliriz ve iyi vakit geçirebiliriz çünkü şu an ilişki için hayatım çok yoğun” dedim.

Gereksiz ve hatta absürt olmuş. Fakat asıl önemlisi bu bana senin bir kızla görüşmek hatta birlikte olmak = ilişki zihin yapısında olduğunu söylüyor. Zaten çoğu kadın ilk buluşmalarda işin nereye gideceğini görmek ister. Sizin filmlerden öğrendiğiniz gibi evinde nakış işleyip beyaz atlı prensim gelse de evlensek modunda masum kızlar gerçek hayatta pek yoklar. Senin bu lafın sadece kızla görüşmeye başladıktan sonra biz neyiz dediğinde uygun. Sen ise kız ilgili diye hemen ilişki geliyor kafasındasın.

Şu aralar işimden çok mutsuzum ve kendime sevebileceğim bir iş arıyorum.

Bir erkek olarak işin yolunda değilse, işlerini yoluna koyana kadar biriyle ilişkiye girmek de istemeyeceksindir. Bu normal. Hatta birçok erkek işleri kötüye gittiğinde, halihazırdaki ilişkilerini bile yürütmek istemeyebilir. Bu da normal aslında. Bir erkeğin ilk amacı ve odağı hayattaki amacı ve işidir.

İkinci buluşmada birlikte olduk.

Güzel. Kıza öyle demeyecektin ama şu an odağında onun olmaması, seni onun için daha çekici yapacaktır.

Sabah kalktığımızda oldukça iyiydik ama ayrılırken onunla bir sonraki buluşmayı ayarlamadım. Sonra da sanki ayarlamam gerekiyordu gibi bir rahatsızlık hissettim.

Neden? Tamam buluşuyorsunuz ama hala ilişkide değilsiniz. Senin ilişkiyi masaya koymana gerek yok, bu ondan gelecek. Kaldı ki, sen ona ilişki istemiyorum dedin ve hala seni görüyor yani kızın pek umrunda değil şu an. Bu, kız ilişkilik değil anlamına gelmiyor. Sana olan çekimi yeterince yüksek anlamına geliyor. Aslında doğru olanı yapmışsın. Buluşmayı sonra arayıp ayarlasan daha iyi. Böylece hala o gece güzel vakit geçirmenize rağmen aranızdaki şeye ilişki gibi bakmadığını gösteriyorsun. Cinsel ve duygusal çekim var ve şu an önemli olan da bu.

Fakat sen hala “onunla resmi ilişkiye girmeliyim, yoksa onu kullanıyor olurum, kaka çocuk olurum” modundasın. Bunları filmlerden öğreniyorsunuz. Dizilerde ve filmlerde hemen hemen hiçbir zaman sadece buluşup iyi vakit geçirmek yok. Ama hemen her zaman “o biricik ve özel kadın” var. Hemen hemen her zaman, ilişki hakkındaki o derin konuşma var. Filmlerde iyi vakit geçirip buluşmalar olabilir ama bunlar ya ahlaken düşük insanların yaptığı ya da esas oğlanın esas kız tarafından dizginlenmeden önce kaka çocuk iken yaptığı şeyler. Bu nedenle çoğu erkek sadece kadın gibi düşündüğünden değil, yapması gereken şeyin o özel kadınla tek eşli ve uzun süreli ilişki olduğunu düşündüğünden ilişki peşinde.

Aslına bakarsan bu kıza karşı çok yoğun duygular besliyordum ama zamanlama kötüydü.

Fazla erken kapılıyorsun.

Kızı 3 gün aramadım ve aradığımda da bana gelmesini teklif ettim. Neyse ki kabul etti.

Sen bu kızı kafanda göklere çıkarmaya başladın bile. Ne kadar şanslısın, premses kabul etmiş. “Aman Allah’ım, benimle vakit geçirmeyi kabul etti, ne kadar şanslıyım!” der gibi. Hocam kız senden hoşlanıyor zaten. Seninle yatmış ve yine sana geliyor. Aslına bakarsan senin ilişkiye atlamayan tavrının da bu çekiciliğinde etkisi var ama bana bunları anlattığına göre içinde kabaran “onun erkek arkadaşı olmalıyım, ulvi olan budur, görevim budur” aşkı işin içine sıçacak gibi. Maalesef bu kafa aslında erkek değil kadın zihin yapısıdır. Kadınlara yakışır ama kadın gibi davranmak erkeklere yakışmaz.

Ona bu haftasonu buluşmamızın özel olacağını söyledim. Zira o noktada artık onu özel biri olarak görüyordum.

Bunun nereye gideceği belli 🙁 Kız senin ilişki öncelikli olmayan halinden hoşlandı ve bıraksan muhtemelen kız işi oraya götürecek. Tabii bıraksan.

Haftasonu iyi başladık ama abi bana ona iltifat ettiğim gibi iltifat etmiyor, …

Başladık. Sen niye ediyon? Dur bir yahu. Kendini, olacak işi oldurmamaya adadın.

iyi geceler bile demedi. Öylece yattı. Bana seni özledim demedi ya da sabah ayrılırken pek de üzgün görünmüyordu.

Seni anima ele geçirdi bile. Kendi kendini, düşünce gücüyle ilişkinin kadınına çevirdin. Şu laflar, umursamaz bir piç erkek için kadınların söylediği laflar 🙁 Kızın davranışları, henüz ilişki moduna girmediğine işaret ve bu anormal bir şey değil. Daha önce kız sizinle yatıyor ama ilişki istemiyorsa başkasıyla da yatıyor olma ihtimali yüksek demiştim ama şunu söylemeyi unuttum. Henüz ilk 3-5 haftada ilişkiyi söylemediyse bu geçerli değil zira kız ilişkiye yavaş yavaş giriyor. Yani yatar yatmaz biz neyiz demediyse de hemen “Aman Allah’ım” demeyin.

Kız sana çok aşık olsa, seni sürekli arar, sana seni özledim der, vs. Tamam. Ama ilişkiler daha doğrusu iyi ilişkiler böyle başlamak zorunda değil. 3-5 haftada gelişebilir. Kaldı ki sen başında kıza ben ilişki istemiyorum dedin. Kendini geri çekiyor ve hemen ilişki istersem kaçar diyor olabilir. Gerçi sen kaçamayacak kadar düştün ama henüz kızın bundan haberi yok.

Birçok kız akıllıdır ve yüksek değerli bir erkeğe öyle ilk buluşmada ilişki de ilişki baskısı yapmaması gerektiğini bilir. Şimdi peki bunu nereden bileceğiz diye sorarsan sopalarım seni. Senin bunu bilmene gerek yok! Sen buluş, eğlen ve fiziksele git. Keyfine bak. Neyin ne olduğu 3-5 haftada ortaya çıkar zaten. Bu soruyu soruyorsan, “abi bu kızla ilişki istiyorum lütfen çok düştüm” diyorsun.

Sırf entelektüel meraktan soruyorsan (hadi öyle olsun), ilk 3-5 bilemedin 6 haftada bu konuyu açmıyorsa, henüz erken olduğunu varsay. 7 haftadan sonra ise ilişki istemediğini ama takıldığını varsay. Gerçek bir erkek için spesifik bir kızla hangisinin olduğu önemli değildir. En fazla “tüh aslında ilişki isterdim ama demek bununla olmayacak o zaman biz de takılırız” der.

El ele tutuşuyoruz, yatakta sarılıyoruz ve öpüşüp duruyoruz.

Ay kıyamam. Merak etme, senin genç kız hayallerinle oynamıyor tamam mı! Seni sadece şeyetmiyor, duygu da var.

Birlikte eğleniyoruz, seks de çok iyi ve gerçekten zevk alıyoruz. Hani bilirsin, ayak parmakları kıvrılıp duruyor 😉

Ben bilirim de, okurların kaçı biliyor acaba 😀

Yahu tamam birader daha ne istiyorsun? “Bu işin adını koymalıyım, erkek arkadaşı olmalıyım, artık kız arkadaşım gibi davranmalı” sarmalına girdin. Eninde sonunda bir saçmalık yapıp işi bok edeceksin.

Ama bana kendini tutuyor gibi geliyor. Belki de kendini korumaya çalışıyor.

Ee? Çalışmasın mı? Tabii ki kendini hemen kaptırmamaya çalışacak. Tabii ki kendini korumaya çalışacak. Bu kadar doğal şeyler senin bu “kız arkadaşım gibi davranmazsa kaçtı bu kız kaçtı” paniğin yüzünden sana garip geliyor.

Sonunda ona ilişkimiz pek umrunda değilmiş gibi dedim.

Mahmut Abi temsili

Çok çok kötü patlattın.

Bu onu sinirlendirdi. Ne demek istediğimi anlamadığını, çok garip davrandığımı söyledi.

Haklı.

Sanki suçlu benmişim gibi davrandı.

Evet sensin. Sana kızgın zira hayal kırıklığına uğradı. Erkek diye aldığı adam zayıf birine dönüştü. Arkadaşlar tekrar tekrar söylüyorum. İlişki isteyebilirsiniz sorun değil. Ama bir kızla oraya gitmiyorsanız ya da burada olduğu gibi hızlıca oraya gitmiyorsanız, ilişkinin kadını olarak istediğinizi elde edemezsiniz.

Sen kadın gibi davranmaya ya da en azından muhtaç bir küçük oğlan çocuğu gibi davranmaya başladın.

Ondan hoşlandığımı ama onun da benden hoşlandığına emin olamadığımı söyledim.

Allah’ım sana geliyorum.

Seninle yatıyor, sarılıyor, el ele?

Bu popüler propagandanın hayaleti seni tamamen ele geçirdi. Başından birden bir ilişki başlayacak, ilişki yoksa bir şey yok, özel bir kadın ve onun erkek arkadaşı olarak ben moduna girdin.

Bir kadınla ilişkiniz yavaş yavaş da başlayabilir. Başından seni seviyorumlar, sürekli aramalar, vs. olmak zorunda değil. Siz, propaganda tarafından ele geçirildiğiniz için böyle sanıyorsunuz.

Burada hatam ne?

Sen kızdan önce ilişki moduna girdin ve kız da ilişki moduna girmedi diye çözümün, ilişkinin kadını olmak. Muhtaç davranıyorsun ve sabırsızsın.

Bu kızın derdi ne?

Ben kızda bir dert göremedim. Yavaş yavaş ilişkiye gidiyor işte. Belki gitmeyecek ama kızda bir problem yok. Erkek adamın tam isteyeceği hızda gidiyor aslında. Ama sen erkek adam başlayıp abla adama döndüğün için tabii bundan sonra arıza çıkarmaya başlarsa şaşma.

Şu an çok kırılgan hissediyorum. İkimiz hakkında daha az kaygı duymak istiyorum.

Kız arkadaş – erkek arkadaş olunca daha rahat olacaksın yani? Ben de buna hayranım. Çoğu erkek kızı ilişkiye kafeslemezse kız kaçacak korkusuna kapılıyor ama kafes dediğin nikah değil ilişki. De ki adını koydunuz, kızın seni itici bulup gitmesine engel olan ne? Çocuklar mı, altınlar mı, evin ipoteği mi?

Hayali bir kafes ve üstünde “bu ikisi sevgilidir” yazan levhası olmazsa kaygılanıyorum diyorsun ama kaygının sebebi bu kafesin kafes olmadığını anlayamaman.

Bu kafesi eskiden kadınlar isterlerdi. Erkekleri kafeslemek için. Şimdi erkekler istiyorlar.

Sence bu kızla ne olur?

Sen böyle kadınlaşırsan kısa süre içerisinde, “şu an ilişkiye hazır değilim, sorun sende değil bende” olur.

Bu kız ilişki materyali değil mi?

Onu şu an bilemezsin ama daha 2-3 görüşmeden pıtırcık kız arkadaşın gibi davranmıyor olması, ilişki materyali olmadığını göstermez.

İşin kötüsü, bir kadın bir kez erkeğin daha fazla duygusal yatırım yaptığını gördü mü, erkekten soğumaya başlar. Zira ilişkilerde kadın daha hızlı ve fazla duygusal yatırım yapar ve senin “kız arkadaşım olsun istiyorum, bunun neresi kötü” dediğin şey, senin kadınlaşman. Bir kadın için erkeğin davranışsal olarak kadınlaşması, bir erkek için kadının fiziksel olarak erkekleşmesi kadar itici ve aşırıya kaçtığında mide bulandırıcıdır. Yani kızı aldın böyle cam gibi sonra 3 haftada her tarafı kıllandı, kızlarla halısaha maça gitmeye başladı, vs. Erkeklerin cinsel çekimi daha çok fizikseldir, kadınlarınki ise daha çok davranışsal. Sizin davranışsal kadınlaşmanızın ne kadar itici olduğunu fark edemiyorsunuz ama dediğim şeyi bir düşünün, kılla kaplanan kadın kadar itici.

Genel mesajlaşma prensipleri 2 – bir kızla nasıl mesajlaşılır?

Oyun – Kadınlarla Tanışma kitabındaki genel mesajlaşma prensipleri (toplam 13 prensip) alınmıştır.

Genel mesajlaşma prensipleri 1. bölüm burada.

Mesajlaşma prensibi 6 : İyi çocuk olmayın.

Mesajlaşırken “empatik” davranmaktan ve sanki kadın ile ilişki içindeymiş gibi davranmaktan kaçının. Bu sizin “iyi çocuk” olduğunuzu gösterir ve iyi çocuklar sona kalırlar.

Bu kadını tanımıyorsunuz ve tanısanız bile, sizin şu anki işiniz hemen her beta uydu erkek gibi telefon ve mesajla ona terapist olmak değil. Özellikle de size yalan söylüyorsa ve siz hala empati kurma ayağındaysanız geçmiş olsun: Siz bir sünepesiniz ve bunu ona bağırıyorsunuz.

Örnek:
Kadın: “Kusura bakma, mesajını görmedim. Çok meşguldüm.” (Muhtemelen yalan).
Erkek: “Anlıyorum. Kolay gelsin, çalışma yaşamı sonuçta.” (Yanlış)

Örnek:
Kadın: “Şu an hayatım karma karışık.”
Erkek: “Gerçekten mi? Ne oldu?” (Yanlış tabii)

Yeri gelmişken söyleyeyim, özgüvensiz olduğunuzu belirtir şeyler yazmaktan da kaçının. Bunun yerine daha yaramaz çocuk modunda olun:

Örnek:
Kadın: “Kusura bakma, mesajını görmedim. Çok meşguldüm.”
Erkek: “Bu içip rahatlamaya ihtiyacım var demek değil mi? Tamam, çıkıp bir şeyler içelim.”

Örnek:
Kadın: “Şu an hayatım karma karışık.”
Erkek: “Bir şeyler içelim o zaman. 3 biranın çözemeyeceği şey yok :)”

Yürüdüğünüz bir kadına mesaj üzerinden iltifat etmeyin. “İyi tatiller” ya da “iyi eğlenceler” gibi dileklerden de kaçının.

“İyi tatiller” demek yerine “güneş kremi sürmeyi unutma” deyin. “İyi yıllar” yerine “bu seneki yeni yıl hedeflerini de aksatma” deyin.

“İyi eğlenceler” yerine “arkadaşların seni bıraktığında, gecenin 2’sinde bana sarhoş sarhoş mesaj atma ha :)”

Diliniz genellikle konuşmayı ileri taşıyacak şekilde olsun ve mümkün olduğunca aynı fikirdeyim tarzında şeylerden kaçının:

Örnek:
Kadın: “Bugün hava çok güzel.”
Erkek (Yanlış) : “Evet çok güzel.” (iyi çocuk modu)
Erkek (Doğru) : “Tam çıkıp parkta dolaşmalık ;)” (piç erkek modu)

Örnek:
Kadın: “Bugün öğle yemeğinde tavuk döner yedim.”
Erkek (Yanlış): “Afiyet olsun, tavuk döneri çok severim.” (Bu ne lan seviyesi iyi çocuk modu)
Erkek (Doğru): “Et döner > Tavuk döner” (piç erkek modu)

Mesajlaşma prensibi 7 : Yarı ukala eğlenceli, yarı normal.

Mesajlaşma yarı ukala eğlenceli ve yarı normal olmalı. Eğer sürekli ukala eğlenceli davranır, sürekli espri yapar ve dalga geçerseniz, sulu görünürsünüz ve kadın sizi ciddiye almaz. Eğer sürekli normal mesajlaşırsanız, sıkıcı olursunuz ve çekingen görünürsünüz.

Mesajlaşmanın en büyük avantajı, yazacağınız mesajı düşünmeye vaktinizin olması. Mesajı göndermeden önce istediğiniz kadar değiştirebiliyorsunuz. Bu nedenle, eğer fazla sıkıcı olmaya başladığınızı düşünürseniz ukala – eğlenceli bir şeyler yazmayı düşünecek vaktiniz var. Aynı şekilde fazla ukala – eğlenceli olduğunuzu görünce durma şansınız da var. Cevap vermeden önce beklemekten ve düşünmekten çekinmeyin.

Mesajlaşma prensibi 8 : Emoji ve GIF kullanın ama abartmayın.

Bazı yerlerde erkek emoji kullanmaz gibi kurallar görüyorum. Mesajlaşmada duygu aktarımı zor olduğu için emoji kullanmalısınız ama,

  • Emoji kullanımında aşırıya kaçırmayın.
  • Öpücük, kalpli gözler, patlıcan, gibi emojilerden uzak durun.
  • Ard arda emojiler dizmeyin, örneğin 5 tane ard arda alkış emojisi atmayın.

Aynı şekilde dozunda kullanıldıklarında, GIF’ler de oldukça etkilidirler.

Mesajlaşma prensibi 9 : Sexting yapmayın.

Gerçek hayatta yatmadığınız bir kadınla Sexting yapmayın! Sexting karşı taraftan geliyorsa bile uzak durun. Sexting sanal mastürbasyondur ve sizin aranızda olabilecek gerçek seksin ihtimalini azaltır. Birçok erkek aşırı aç olduğu için mesajlaşmada sexting yapmaya çalışır ama tek başardıkları şey, kadını korkutup kaçırmaktır. Ya da kadın sexting yapsa bile, adamın açlığını hissedeceği için adama soğuyacaktır.

Bazı kadınların sizinle mesajlaşırken tek amacı, sanal olarak tatmin olmaktır ve gerçek hayatta buluşmaya niyeti yoktur. Sexting kısmına girmeyerek bu kadınlara boşa zaman harcamanın önüne geçebilirsiniz. Ayrıca bir kadın sizinle sexting yapıyorsa, başkasıyla da yapıyor olma ihtimali yüksektir ve bu kadınların paralel yazıştığı erkek sayısı çok olduğundan, sizinle buluşup sexting kısmını gerçeğe dönüştürme ihtimali azdır.

Mesajlaşma prensibi 10 : Kadınla çerçeve savaşına girmeyin.

Bazen kadınlar sizi denemek için tartışma çıkarabilirler veya size kafa tutabilirler. Ya da sizi tahrik edecek şeyler yazabilirler. Bunları kavgaya veya güç savaşına çevirmeyin. Şunu unutmayın: kadının yazdığı her şeye cevap vermek zorunda değilsiniz!

Böyle bir durumda yapmanız gereken şey, kendi çerçevenizi korumak için birkaç cevap yazmanız ama eğer kız hala size meydan okuyorsa onu orada cevapsız bırakıp birkaç gün sonra yoklama mesajı atın ya da onunla dalga geçin ve (kovuldun gibi bir şeyle bitirin).

Örnek:
Kadın: Kanka ne haber?

(Biraz geç cevap vererek …)
Erkek :Aradığınız kankaya şu an ulaşılamamaktadır, sizi yakışıklı lorda bağlıyoruz!

Kadın : Hahahah … Kanka sen mi yakışıklı lordsun?

Erkek : Lordum diyeceksin.

Kadın : Kanka, kanka, kanka, …

Erkek : Bunun için seni cezalandıracağım.

Kadın : Kanka, kanka, kanka, …

Erkek : Kovuldun.

Kadın : Hahaha … Kankalıktan mı?

(Bu aşamada cevap vermenize gerek yok. Kız meydan okumadan geri adım atmıyorsa, onu orada o haliyle bırakın.)

Mesajlaşma prensibi 11 : Her defasında bir konuya odaklanın.

Mesajlaşırken bir mesajdan diğerine konudan konuya atlamayın. Bunu zaten siz yapmayın ama karşınızdakini de yönetin. Bazı kadınlar bir mesajda bir konu açıp sizin cevabınızın hemen ardından tamamen başka konuyla ilgili soru sorarlar.

Örnek:
Önce yanlış mesajlaşma:

Kadın : “Konser çok iyiydi. Sen Cumartesi ne yaptın?”

Erkek: “Sahneye çıkıp kıç sallamadın değil mi 😉 Cumartesi koca bir köpeği gezdirdim.”

Kadın: “Haha, hayır güvenlik çıkmama izin vermedi 🙂 Ne cins köpekti?”

Erkek : “Konserin neden iyi olduğunu açıklıyor 🙂 Kocaman bir doxin :D”

Burada erkek konseri ya da Cumartesini seçip tek konu üzerinde gitmeli. Bir sürü şeyi aynı anda konuşmaya çalışmak yorucu, karmakarışık ve yönetmesi zor bir şey. Şimdi doğru mesajlaşmaya bakalım:

Kadın : “Konser çok iyiydi. Sen Cumartesi ne yaptın?”

Erkek: “Sahneye çıkıp kıç sallamadın değil mi ;)”

Kadın: “Haha, hayır güvenlik çıkmama izin vermedi :)Sen daha eğlenceli bir şey mi yaptın?”

Erkek : “Konserin neden iyi olduğunu açıklıyor 🙂

Mesajlaşma prensibi 12 : Sürekli düz cevap vermekten kaçının.

Kadın size bir soru sorduğunda, sürekli olarak düz cevaplar vermeyin. Sürekli olarak düz cevaplar vermeniz, konuşmayı sıkıcı yapacağı gibi, sizi de kolay kontrol edilebilen bir iyi çocuk gibi gösterir.

Örnek:

Kadın: “Arkadaşlarınla yemek nasıldı?”

Erkek (Düz cevap) : “Çok iyiydi. Adamları ne zamandır görmüyordum. Yeniden görüşmek iyi oldu.”

Erkek (Eğlenceli cevap) : “En lezzetli hamburgeri ben yedim. Sakalımda hala birkaç parça hamburger ekmeği var :)”

Mesajlaşma prensibi 13 : Buluşun!

Kadının mesaj arkadaşı olmayın! En fazla bir veya iki gün, toplasan maksimum 20-30 mesajdan sonra buluşma davetini yapın. Buluşmayı hemen 2-3 gün sonraya ayarlayın ve ondan sonra mesajlaşma sıklığını azaltın.

Mesajlaşma prensibi 14 : Mesajlaşmada duygu, metinden önemlidir.

Kadınlar bir iletişimde anlamdan çok duyguya önem verirler. Mesajlaşmalarda ne yazdığınızdan çok, mesajlarda heyecan, eğlence gibi duygular var mı onlara dikkat edin. Sıkıcı olmamak, doğru yazmaktan daha önemlidir. Fazla endişeli ve muhtaç bir şekilde yazmak, yanlış şeyler yazmaktan daha yıkıcıdır.

Aynı şekilde kadının yazdıklarından ziyade ne kadar istekli olduğuna, size ne kadar yatırım yaptığına (örneğin sizinle mesajlaşma başlatmıyorsa, size istekli cevap veriyor olsa bile pek yatırım yapmıyor demektir), feminen ve uysal olup olmadığına dikkat edin. Bunu yaparsanız, zamanla hızlı bir şekilde, bir kadının yatırım yapmaya değecek veya değmeyecek olduğunu anlama konusunda bir içgüdü geliştirirsiniz.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

Vaka çalışması – İlişki istemiyorum diyen kadın

Abi el yardım. 1.5 aydır görüştüğüm ve aramızda cinsel birliktelik olan kız, ilişki istemediğini, böyle görüşmeye devam etmek istediğini söyledi!

Ne güzel. Sorun ne? Erkeklerin gerçekten kadından daha fazla ilişki istemeyi yani bir kadınla ilişkilerinde kadın tarafı olmayı bırakmaları gerekiyor! Takıl, keyfine bak ve gerçekten ilişki istiyorsan, o ilişkideki kızın bu olmayacağını kabul et. Zira her zaman olmasa da genellikle bir kadın sizinle yatıyor ama ilişki istemiyorsa, başkasıyla da yatıyordur. Bunlar çok yakın zamana kadar kadın dertleriydi yahu.

Bu kızla iş yemeğinde tanıştım ve sonra bir buluşma ayarladım. İlk buluşmada ne yapılır podcastını izlemiştim, teşekkür ederim çok faydası oldu. O gece mekanda öpüştük, bana geçtik. Birlikte olmadık, tüm ataklarımı savuşturdu. Ondan sonra ise her üç dört günde bir bendeydi ve ilk buluşmadan 10 gün sonra birlikte olduk.

Buraya kadar güzel. İlk buluşmada seks olacak diye bir şey yok. Genellikle bu 2-4 buluşma içinde olur.

Arada bana kendi ilişki geçmişinden bahsetti ve benden önce sadece bir erkekle birlikte olduğunu söyledi.

Olabilir de, olmayabilir de.

Aramızda duygusal bir bağ geliştiğini görebiliyordum. Her şeyi de kitabına göre yaptığımı düşünüyorum. Mesajlaşmayı daha çok o başlattı, pozitif cinsel gerilim ve eğlenen ustalık konusunda iyiydim sanırım zira birlikte çok eğleniyorduk ve sürekli de bir şakasına sataşma hali oluyordu.

Buraya kadar bir sorun yok. Fakat kavramları bilecek kadar bu olaya hakimken “abi ilişki istemiyor” diye sızlanacak kadar da uzak olman ilginç.

İki hafta kadar önce, bende beraberken aramızda garip bir konuşma geçti. Ben ailemle görüşürüm ve ailemi severim. O bana ailesiyle pek görüşmediğini ve annesinden nefret ettiğini söyledi. Ben de “aile ile çok görüşmemek bana yabancı bir şey, ben bizimkileri 2-3 ayda bir görüyorum” dedim ve “ailemle sıcak bir ilişkim var” diye ekledim. O ise “bu da bana yabancı ve kimseyle böyle olabileceğimi sanmıyorum” dedi.

Ailesi ile sorunlu kızların iyi ilişki mateyali olmama ihtimalleri yüksek. İyi ilişki nedir görmediklerinden, kendileri de genellikle beceremezler. Gerçi şu aşamada ilişki senin aklında olmamalıydı ama sen yukarıda söylediğin için söylüyorum.

Ondan sonra biraz soğuktu ve benden erken ayrıldı. Sonraki bir hafta boyunca onu buluşmaya çağırdım ama evden çıkmaya hali olmadığı bahanesi ile reddetti.

2 kere reddedildin mi normalde next. Bu kızla birliktelik geçmişim olduğu için “tamam, daha iyi hissettiğinde bana haber ver görüşelim” dersin ve bir daha o sana ulaşana kadar ına ulaşmazsın. Sürekli olarak arayıp görüşmeye çalışmazsın.  Sen sanırım 2den fazla teklif yaptın ki şu aşamada kızın peşinde koşuyorsun ve aranızdaki olayı baltalıyorsun.

O gece bir şey oldu ama ne oldu tam anlayamadım.

Ailesiyle ilişkisi nedeniyle sıkıntılı bir kız olabilir ya da senden çok fazla ilişki sinyali alıyor olabilir (o son dediği kimseyle öyle sıcak olamam lafı) ama tam anlaşılmıyor. Sen en iyisi kendini geri çek.

Sorun şu ki belki de bir şeyler bozuldu, ben bozdum, düzeltmem lazım kaygısı ile, seni reddedip duran kızı kovalamaya başlamışsın. Hiç iyi değil.

Şimdi onunla zaten 2 haftadır yatıyoruz, iyi vakit geçiriyoruz neden arayamayayım diyebilirsin. Ama bu bir bahane. Ne olursa olsun, 2 kereden fazla teklif etmemeli ve hatta teklifin reddedildikten sonra ona ulaşmamalıydın.

Sonra aklım başıma geldi ve o bana yazmadan ona yazmama kararı aldım. 2 gün sonra bana ulaştı ve buluşmak istedi. Buluştuk ve eskiye döndük ama abi bu buluşmalar ve birliktelikler bir yere gitmiyor!

Aha da oğlumuz ilişkinin kadını oldu! Nereye gidecek, bırak gitmesin yahu! Kafese girmek için can atan kuş gibi ilişki peşindesin. İlişkiye odaklanmış vaziyettesin. Bu da seni eski davranışlarına geri götürüyor.

Bunu takmamaya çalışıyorum ama geçenlerde yatakta muhabbet ederken 3 yıllık bir ilişkiden çıkalı 2 ay olduğunu ve şu an ilişki istemediğini, böyle devam etmek istediğini söyledi.

Tamam, sana göre bir teklif işte. Daha ne istiyorsun? Pardon, sen pembe hayaller içinde ilişki istiyorsun. Ama kız uzun ilişkiden yeni çıkmış, en az 4-5 ay daha sağı solu belli olmaz ve kendisi ilişki istemiyorsa başkalarıyla oluyor da olabilir. Fakat aslında senin için güzel olan bu teklif seni üzüyor. Günümüzde erkekler kadın oldu, kadınlar erkek. Erkek tarafı kadın gibi ilişki istiyor, kadın tarafı erkek gibi bağlanmadan birliktelik peşinde. İşin kötüsü belki de başkası yok ve kafası da karışık değil. Belki de sen kadın gibi ilişki odaklı olunca o da öbür uca kayıp ilişki istemez hale geldi.

Ben şimdi ne yapacağımı şaşırdım.

Zira her şeyi gereksiz yere karıştırıyorsun. Yatıyorsunuz, iyi vakit geçiriyorsunuz daha ne istiyorsun? Pardon, ilişki etiketi olmadan, kafese girmeden (kafandaki mantık benimle kafese girerse elimden kaçmaz) kendini iyi hissedemiyorsun. Bu seni betalaştıracak bir düşünce şekli.

Ailesi ile arası iyi değil, pek arkadaşı yok. Daha önce sadece bir erkekle birlikte olmuş bir kız olmasına rağmen bana bağlanmaması bana çok garip geliyor.

Birader tam bir kadın gibi konuştuğunun farkında mısın? “Kızlar bu adam benimle yatıyor ama neden benimle ilişki istemiyor, neden?” diye soran kadın gibi. Bırak bunu yahu! Bildiğin maskülen bir karakter düşün. O böyle konuşur muydu? Şu durumdan şikayet eder miydi?

Fakat benim başkalarıyla yattığımı öğrenirse beni bırakırmış. Kendisi de başkaları ile yatmadığına ve yatmayacağına söz verdi.

Hahaha. Birincisi, ilişki olmadığı sürece bu onu ilgilendirmez. Sen başkalarıyla birlikte olabilirsin ve bunu ona söylemen gerekmez. Zira kız seninle ilişki istemiyorum diyorsa, ilişkide değilse, bilmeye hakkı da yok. Terk ederse de etsin. Ayrıca bu ben başkaları ile olmuyorum kısmına da hemen inanma derim.

Yalan söylüyor gibi durmuyor. Ama bu kız tam olarak istediğim şeylere de sahip değil. İnsan ilişkileri iyi değil, kariyer konusunda bir yol belirlememiş, vs.

Bu yüzden başka kızlarla görüşmeye devam etmelisin. İtediğin gibi birine daha yakın bir kadın bulmak için başka kızları da gör. Sen ise bu kızla kafese girmeye can atıyorsun.

Ama bir yandan da ondan çok hoşlanıyorum ve beni erkek arkadaş olarak görüp sevmesi için çabalamak istiyorum.

Hala aynı yerdeyiz. Kadın gibi düşünüyorsun ve ilişki odaklısın. Buradan iyi bir yere çıkman zor. Bunu hemen kesip kızla iyi vakit geçirmeye odaklanman ve başka kızları da görmen lazım.

Kız çok güzel ve beraber çok iyi vakit geçiriyoruz.

Birader kafayı yiyeceğim, sorun ne? Ne güzel işte. Yahu ben mi çok pis herifim siz ilişki hariç kaka şeyler düşünmeyen pırlanta gibi adamlarsınız. Sizi hiç bozmasak diyeceğim ama yarın ilişki odaklılığın yüzünden kıçına tekmeyi yiyince burada yardım isteyeceksin.

Tekrar ediyorum, sorun ne?

  • Kız güzel
  • Kız eğlenceli
  • Yatıyorsunuz
  • İlişki istemiyor ama yatmak istiyor.

What is the fucking problem man? Yani ingilizce sorunca belki anlaşılır, Türkçe anlaşılmıyor. Zittiğimin sorunu nedir yahu?

Başka kadınlarla tanışmaya devam et diyeceksin.

Akıllı çocuk.

Bunu ona söylemeli miyim?

Onu ilgilendirmez. İlişki istemediğini söylemiş. Hem ilişki istemiyor hem de sen kısıtlanacaksın. Yok öyle bir şey.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.