Birçok erkeğin kadınlarla bir başarı elde etmek konusunda görüşmelerde ya da yorumlarda sorduğu sorulardan gördüğüm bariz bir gerçek var. Bu siteye ya da bu gibi sitelere kadınlarla başarısız oldukları için gelen erkeklerin büyük çoğunluğu, oyundan ya da kadınlar konusunda maskülen bir erkek zihniyeti elde etmeden önce ya da bunların paralelinde, sosyalleşme konusundaki problemlerini halletmeliler. Ve şunu da rahatça söyleyebilirim ki eğer sosyalleşme konusundaki problemlerini hallederlerse, oyunu ve maskülen davranmayı geliştirmeden bile kadınlarla daha fazla başarılı olurlar. Sadece kendi eski hallerine göre değil, oyunu ve kadınlarla maskülen davranma konusunu ezbere bilen ama kadınlarla etkileşime girmeyen adamlardan da daha başarılı olurlar. Yalnız daha başarılı olurlar derken özellikle ilişkilerinde dikiş tutturma konusunda başarılı olurlar demiyorum yani oyunu öğrenmek, maskülen bir erkek olmayı öğrenmek ve uygulamak da önemli.
Şimdi sosyalleşin diye partilerden partilere akan, son modaya göre hareket eden bir hipster olun demiyorum. Genel olarak insanlarla sosyal bir şeyler yapın, iletişim yoğunluğunuzu arttırın ve belli bir ortak frekansı yakalayın diyorum.
Sorun şu ki çoğu genç erkek ve kadın, uzun süreli izolasyon nedeniyle, kendi kafalarına hapsolmuş bir şekilde yaşıyorlar. Günümüzde birçoğumuz uzun süreler boyunca yalnız çalışıyoruz ya da çok dar bir ofis ortamına hapsoluyoruz. Çalışırken çok yoruluyoruz ve sonra da direkt eve gidip internete ya da televizyona fişimizi takarak, %99’u hiçbir işimize yaramayacak enformasyonu, kaygılı zihnimizi bastırmak için damardan uyuşturucu niyetine alıyoruz. Bu bizi daha fazla izole ediyor ve bizi daha da fazla internete gömüyor ve bir sarmal içinde aşağı doğru yuvarlanıp gidiyoruz.
15 sene öncesine kadar böyle yaşamak insanı çok hızlı bir şekilde sıkar ve bunaltırdı. Bu yoğun sıkıntı da insanın resmen kıçına tekmeyi vurur ve evinden dışarı atardı. Günümüzde maalesef eve kapandığınızda yoğun bir sıkıntıdan mahrumsunuz. Gerçek dünyadaki hayatınız boktan, izole ve tamamen siyah beyaz olabilir. Ama bugün birkaç ekrandan sınırsız “zevk” akıyor. Porno, oyun, sosyal medya, youtube, vs. ile yıllarca sıkılmadan, dışarı çıkma zorunluluğunuzu uyuşturarak yaşayabilirsiniz.
Bir de parantez açayım. Benim sitem ve kanallarım da dahil, bu tür erkek kişisel gelişim sayfaları da eğer gereğinden fazla takılırsanız aynı şekilde uyuşturucuya dönüyor. Biliyorum, bu sizi çok rahatlatıyor ama en güzel şeyin bile fazlası zararlı.
Şimdi çoğu takipçim beni sürekli takip etmiyor. Olması gereken de bu. Ben 20’lerimde böyle sitelere bazen bir iki hafta, bir yerde hata yapıyorum neydi doğrusu der girer ve bir daha da aylarca uğramazdım. Pook’un Kitabında Pook bir yerde, “önce çok kaba hatları ile okuyun sonra sahaya çıkın ve yanın. Yandınız mı acaba bunun doğrusu nedir diye okuyun ama sonra sahaya çıkın” diyordu. Önce her şeyi öğrenmeye ve bir zihin yapısı kazanmaya aylar harcayıp sonra aktiviteye geçmeyin. Önce aktivite, sonra okuma. Tersi değil.
Maalesef büyük bir grup takipçi sürekli böyle içerikleri okuyor ve izliyor. Bunu yapmanızı tavsiye etmem. Bakın sizin sürekli okumanız ve izlemeniz bana yarar, fazla etkileşim alırım, biraz daha fazla kazanırım belki ama buna rağmen böyle yapmayın diyeceğim arkadaşlar. Siz rahatlamak, benim gibi içerik üreticilerine etkileşim sağlamak ya da teorik bilgiler deposu olmak için burada değilsiniz (tabii ki çok kötüyseniz ve okumak rahatlatıyorsa birkaç gün belki bir iki hafta gelin sığının ama abartmayın). Siz, gerçek hayatınızı daha iyi olmak için buradasınız. Eğer bir şeyler kapıp piyasaya döndükten sonra “Mahmut biliyoz bunları, bunlar artık çocuk oyuncağı, bize başka şeylerle gel” diyorsanız bu iyi bir şey.
Yalnız bir podcastte belirttiğim şekilde de yuvadan uçup sonra şöyle geri gelmeyin: Bir kız bulunca “Mahmut Emmi iyi diyon da bunlar genelleme, her kızda geçerli değil benim kız öyle değil bak salıyom bir şey olmuyor” diye uçup 3-4 ay sonra “Mahmut Ağabeeeeyyyy” diye gelmeyin 😀 Yani gelin Al Haplılar Dergahının kapısı açık da bu duruma düşmeyin.
Sizin dışarı çıkmak, sosyalleşmek için gerçekten çabalamanız lazım. Sadece sosyal fobinizi ve başlarda yaşayacağınız bocalamanın korkusunu yenmeniz yetmiyor. İzolasyonunuz içinde alıştığınız uyuşturuculardan da arınmanız gerekiyor.
Dışarı çıkmak, sosyalleşmek ve sadece sosyal bir ortamda işten güçten uzaklaşıp rahatlamak için çabalamanız lazım. Bunun için arkadaşlarınızla biraz daha fazla dışarı çıkın. Dışarı sadece kafeye, bara ve spor salonuna gitmek için çıkmayın. Etkinliklere gitmeye çıkın, birkaç hobi faaliyetine gitmeye çıkın. Hiçbirine gücünüz yetmiyorsa ya da gücünüz yetse bile ara ara yürümeye çıkın, caddelere çıkın.
Bu arada bana faaliyetler için parası olmadığını söyleyenler oluyor. Ben üniversitede parasızlıktan bazen haftalarca kampüsten çıkamazdım ama üniversitede ücretsiz yapabileceğim hemen her şeyi yapmaya gayret ederdim. Ya da yarı zamanlı çalışarak sosyalleşirdim. Bugün konuştuğum üniversiteliler, hadi kampüsü olmayan üniversitelerde okuyanları anlarım da, İTU, ODTÜ ya da Boğaziçi gibi üniversitelerdekiler bile tek bir kulüp faaliyeti içine girmiyorlar.
Hiçbir şey bulamayan ya da hiçbir şeye gücü yetmeyenlere söyleyeceğim ise en azından gönüllü kuruluşlara gidin bir şeyler yapın. Bu arada arkadaşlar, gönüllü çalışmak, özellikle psikolojik olarak depresif bir durumdaysanız oldukça etkili bir anti depresan. Denemenizi şiddetle tavsiye ederim.
Sosyal Fobi
Geçmişten gelen bir sosyal fobiniz yoksa bile, uzun süre izaolasyon ile de sosyal fobi geliştirebilirsiniz. Bu da size başka insanlarla rahat bir frekans yakalamanıza ve doğal bir etkileşime girmenize engel olur. Örneğin onlarla ya etkileşime girmezsiniz ya da etkileşime girseniz bile
- fazla hızlı konuşmak
- hareket etmek,
- göz teması kurmamak,
- kendi düşüncelerinize boğulup konuşamamak,
- insanların en ufak iğnelemelerinde bile aşırı sinirlenmek ya da kapanmak,
- kaygılı bir şekilde kıpraşmak,
- nasıl bir izlenim bıraktığınıza aşırı dikkat etmek ve bu nedenle çekingen olmak,
- kapalı bir vücut diline sahip olmak
gibi hatalar yaparsınız.
Ya da kendinizi fazlaca satmaya çalışabilir ve genel olarak rahat, sakin ve neşeli olamazsınız. Bütün bunlar da dışarıya kaygılı ve muhtaç biri olduğunuz sinyalleyerek insanların sizinle iletişim kurmak istememesine neden olabilirler. Yani bir ortama girseniz bile özellikle sabırsız ve erkenden pes eden biriyseniz, hiç arkadaş edinmeden o ortamdan çıkarsınız.
Kimse kaygılı, huzursuz ve muhtaç sinyalleri yayan biriyle sosyalleşmek istemez. Siz de istemezsiniz. Yukarıdaki listeyle ilgili başlangıçta yapmanız gereken şey, bunları bilip bunları yapıp yapmadığınız konusunda sürekli olarak kendinizi taramak ve herhangi birini yapıyorsanız tam tersini yapmak.
Bakın sosyalleşmenin kitabını yazmanıza, insanları eğlendirmenize ya da bir palyaço olmanıza, ortamda gözleri ve dikkatleri üzerinize çekmenize falan gerek yok. Sadece insanların sizinle konuştuklarında bir miktar eğlenmeleri, negatif sinyaller almamaları yeterli. Burada amacınız insanlarla ve tabii ki kızlarla etkileşiminizi arttırmak.
Eğer üniversite ortamınız yoksa, mesela hiç okumadıysanız ya da mezunsanız size tavsiyem, gelirinizin bir kısmını bu faaliyetlere ayırın. Ortam pahalı ve geçinmek zor ama bu tür şeylere ihtiyacı olan adamların da sırtında bir aile yükü yok. O nedenle bütçeleri içinde faaliyetlere girmelerini tavsiye ediyorum, bunun için artan bir miktar paraları oluyor. Benim izleyici kitlem çok geniş bir yelpazeden, öğrencisi de var, beyaz yakası da var, esnafı da var, işçisi de var, teknisyeni de var. Hepsiyle şöyle bir oturduğumuzda yapacakları bir şeyler buluyoruz. Bazen biraz kendi düşüncelerinizden çıkmanız gerekiyor.
İzolasyona yatkın ve inek biriyseniz, mümkünse kendiniz gibi adamların doluştuğu inek gruplara odaklanmayın. Bakın eğer saatlerce maket uçak yapıp bundan zevk alıyorsanız bunu yapın ama sadece bununla kalmayın. Konfor alanınızdan çıkın ve sosyal bir iki şey daha yapın.
Hayır, spor salonu sayılmaz. Spor yapın ama spor salonu tek başına yetmez ve hatta gördüğüm kadarıyla sayılmaz. Hani bir bisiklet grubu falan gibi şeyler tamam ama spor salonlarını biliyorsunuz, herkes kendi halinde takılıyor.
Ortamın saldırayı olmayın.
Sosyalleşmek için birden fazla faaliyet grubuna katılabilirsiniz ve her birinde bazen fırsatları değerlendirebilirsiniz. Ama bazen sosyalleşmeleri için kendi imkanları içinde bazı sosyalleşme gruplarına gönderdiğim arkadaşlar, birden bire önlerine gelen güzel kadına yürümeye başlayıp bir anda tüm kızların arkalarından dalga geçtikleri saldıray abilere dönüşüyorlar. Bunu da yapmayın.
Bu tür faaliyet gruplarında en iyisi, gelip geçen kızlara yürümek. Örneğin dans kursuna yazıldıysanız, kendi grubunuzda sosyalleşin ama dans gecelerinde gördüğünüz başka kızlara yürüyün ama bunlar küçük topluluklar olduğu için orada da abartmayın. Ya da siz sosyalleşin, 2-3 hafta gelip sonra bir daha gelmeyen kızlara yürüyebilirsiniz. Ben mesela üniversitede kulüpte çekirdek kulüp takımına yürümezdim. 2-3 hafta kalıp sonra gelmeyenlere kampüste yürürdüm.
Bu tür faaliyetlerde en önemli şey, o faaliyeti öğrenmek için çaba harcamanız ve bir kabiliyet edinmeniz. Bu tür kulüplerde en çok göze batan adamlar, kulübün faaliyetlerine çok az zaman harcayıp sadece lak lak yapan ve kızlara yürüyen adamlar. Hep örnek veriyorum ama diyelim bir dans kursuna gittiniz ve 6 ay bir şey çıkmadı. Ama en azından dans etmeyi öğrendiniz ve hayat boyu sosyalleşmenize yardımcı olacak bir yetenek geliştirdiniz.
Bu tür faaliyetlerde nereden ne çıkacağı belli olmaz. Yıllar önce sadece 3 ay bir tekvando kursuna gitmiştim. Öyle beyaz yaka bir şey de değil, gecekondu mahallesinde bir yerdi. Gelenlerden biri, polis bir kızdı. Normalde benim sosyal ortamım polis bir kızla etkileşeceğim bir ortam değil ama oradan mesela o kızla çıkmaya başlamıştık. Silahı olan bir kız arkadaş azıcık stres yapıyor ama yine de çok cici ve güzel bir kızdı.
Yahu kızı bırakın, normalde yine aynı ortamda olmadığım adamlarla tanışmıştım. Tekvando hocası ve diğer birçok öğrenci barlarda ve kulüplerde güvenlikte çalışıyorlardı ve onların çalıştığı barlara gittiğimde damsız giriyordum. Yani böyle güzellikler de oluyor.
Son not olarak da bu bahsettiğim kabuğundan çıkma hikayesini birçok filmde görebilirsiniz. Fight Club filminde ofis – ev – IKEA / alışveriş döngüsüne sıkışmış bir beyaz yakanın, — spoiler – içindeki Tyler Durden’ı o döngüden ve kendi kafasından çıkıp, destek gruplarında ve kulüp faaliyetlerinde (ama ne kulüp :)) devşirdiğini hatırlayın. Tabii umarım kişilik bölünmesi yaşayacak kadar batmadınız – spoiler -. Yine 99’un Ofis / Kendini bırakma üçlemesinin bir diğer güzel filmi Office Space filminde Peter da kabuğundan çıkarak hayatı buluyordu. Ya da üçlemenin üçüncü filmi olan Matrix’te Thomas Anderson kendini, beyaz tavşanı takip etme davetini kabul ederek, kabuğundan çıkıp kulübe giderek buluyordu.
Bu üçleme aslında dörleme de diyebiliriz. Bir de American Psycho var ama onun tonu çok daha karanlık. Orada Patrick Bateman diğer üçündeki ana kahramanlar gibi sarmaldan çıkmak için adım atmadığından (daha doğrusu narsist olduğundan atamadığından) ve sosyal hayatta takındığı maskesini kıramadığından, Jung’cu anlamdaki gölgesince ele geçirilip korkunç fantezilerde yok oluyordu (filmdeki cinayetlerin gerçek olmadığı ama Bateman’ın içinde boğulduğu fanteziler olduğu yönünde büyük bir ima var ki bence de öyle).
Bu kadar ağır konulara belki sonra başka yazıda gireriz ama 90’ların sonunda birden patlayan “çalışma – ev – tüketim hayatından, izolasyondan gına gelmesi” akımının devam edemedi. Önce ekonomik krizler ve sonrasında ama daha önemlisi internet – sosyal medya – porno ile uyuşturuldu gitti.
Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.
Bu konuda Patreon kanalımızda daha fazla yayın ve içerik var:
Daha fazla sosyalleşmeniz için tavsiyeler
Sosyalleşmek için kullanabileceğiniz oluşum ve uygulamalar
Yazıyla alakasız veya 500 kelimeyi geçen yorumlar cevaplanmıyorlar. "Yazıyla alakasız ama ..." ya da "en son yazı bu olduğundan buraya yazdım" diye başlamanız kurtarmıyor. Mahmut Abi ile özel görüşme yapmak isterseniz Erkek Adam Sanal Görüşme sayfasından sanal görüşme ayarlayabilirsiniz. Not: Burada soru sırası çok yüksek, Patreon destekçilerini, Patreon'da cevaplamaya öncelik veriyorum.
çok güzel bi yazı olmuş .
Yurt dışı ya da ülkede, Normal olarak bir yazar veya sayfa yöneticisi takipçisini her gün aktif tutmak için yalan söyler, manipüle eder ve reklam yapar fakat Mahmut abi gerçekten gerçekçi bi şekilde her zaman gelmeyin öğüdü verebiliyor. Bu çok çok kaliteli bir karakteri olduğunu gösterir. Her baba yiğit yapamaz bunu. Üstüne üstlük tüm yazı boyunca bu gerçekçi samimiyet sürüyor ve yuvadan yanlış biçimde uçup, yazılara laf edip sonra tekrar tilkinin döndüğü gibi dönmeyin diyor. Çok çok samimi… Yazılara devam üstat..
belkide ters psikoloji yapıyor? Belki de birileri senin yazdığın bu yorumu yazsın da şakşaklasınlar istiyor?
Kalbimi kırıyorsun 🙂 Ama bunu yazarken birinin böyle diyeceği aklıma gelmişti.
Ama ciddi söylüyorum, benim sitem ve kanallarım da dahil düzenli ve yoğun gelmeyin arkadaşlar. Benim ne psikoloji yaptığım önemli değil, biraz düşünün. Böyle içerikleri sürekli tüketmenin bir başa çıkma mekanizması olduğunu kendiniz zaten anlayacaksınız. Zaten takipçilerimin %80’i öyle davranıyor yani çoğu “Mahmut ne diyorsun sen, başka ne olacaktı ki?” diyordur.
şakaydı
Çok doğru bir tespit. Zaten Mahmut Abi’nin baştan beri yaptığı bir sosyal sorumluluk projesi gibi bir şey. Bu projenin ister istemez olan getirilerini, takipçilerinin uzun dönemli iyiliği için elinin tersiyle itmesini bilmesi onun kalitesini gösteriyor… (yarın tüm siteyi paralı yaparmış 🙂 ) Bazı arkadaşlar anlamakta zorlanabilirler ama buna kısaca etik, ahlak gibi isimler veriyorlar.
Alkışsa alkış, tezahüratsa tezahürat… Mahmut Abi tarikat kur müridin olalım, krallık kur tebaan olalım 🙂
Emek verip yazdığınız için teşekkürler Mahmut abi.
Yahu ot gibi yaşıyoruz buda bize normal geliyor.Tabi ebeveynlerin koyduğu hedefler iş bulmak ardından evlenmek olunca süreci atlayıp sonuca odaklanıyoruz.Sitcom dizilerindeki o sosyal ortamları sevmişimdir her zaman.
Mahmut bey gerçekten teşekkür ederim. Bu yazı ve nasihatler alet çantasına atılıp zamanı geldiğinde kullanılabilecek değerde. Samimiyetine tekrar teşekkür ederim. ”kadınlarla bir başarı elde etmek ” amacı taşıyan davranışlar erkeği çoğu zaman geri bırakır. amaç kendi hayatını doyumlu yaşamaya taşımak olmalı. Doyumu arayan için zaten kadın her yerde mevcut. Topluma karışan her birey bunun çok kolay olduğunu / olabileceğini keşfeder diye düşünüyorum. Gece klubüne gitsen de kadın var, umreye gitsende kadın var. Sen farkına varmasanda onlar farkına vardırıyor zaten. Al Haplılar dergahı güzel betimleme ve bir yönden biraz gerçek. Dergahların asıl amacı kendinden başlamak üzere keşfet – fethet ve bunu… Read more »
Hocam bir ara seninle oturup bir şeyler içelim fikir paylaşımı keyifli ve faydalı olur diye düşünüyorum. Hangi şehirdeydin?
0rhann16 instagram üzerinden bana ulaşabilirsen çok memnun olurum
Büyük emektar adamsın ama ben senin bizim halkımıza ve türk gençliğine indiğini göremiyorum. Amerikan gençliğine, tüketim kültürü kölelerine, asosyal eziklere konuşuyorsun sanki. Türk gençliğinin acı çektiği olay şu anda ekonomi. Kuru ekmeğe salam kesip 10 metrekarelik yurtta 5 kişi kalan, sermayesi canı olan öğrenciye tavsiyen nedir? Ailesi bağnaz olan ve cehalete kapılmış, intiharı kafasına koymuş yüzlerce gence karşı tavsiyen nedir? Veya kendini bu sebeplerden ötürü asmış, vurmuş, metronun önüne atlayan gençlere karşı tutumun nedir? Ülkenin gündemine karşı tutumların nelerdir? Bu azılı ve sert ortamda yapılan alçakça davranışlara, hak yemelere karşı tutumun nedir? (Doğal seleksiyon, çalışan ve güçlü olan, maskülen olan… Read more »
Öncelikle insanlara tavsiye verecek ya da bu konularda düzgün yorum yapacak ruh halinde değilsin. Sen şurada yazdığın gibi bir hastalığa yakalanmışsın, kendini kurtarmaya bak (nick farklı ama yorumcu aynı). İçindeki, ben düştüysem başkalarınn da çıkmasına izin vermeyeceğim dürtüsüne yenik düşme. Bu vesileyle gençlere de bu konudaki en büyük tavsiyem alt tarafı sosyalleşin denilen bir yazının altına bunları yazan bu arkadaş gibi kopyala yapıştır yenilgi, negatiflik ve duygu sömürüsü yapan insanlardan ve zihniyetinden tamamen uzak durmaları. Bu insanlar ve bunların zihniyetleri insanı aşağı çeker, potansiyelinden uzak tutar. Türkiye’nin yarı okumuş, kendini entellektüel ve akıllı sanan; ama aslen aşırı yobaz ve halktan… Read more »
Yazıyla alakalı olan bir şeyi değil, yazıya ithafen veya bu tarz bir yazıdan daha önemli şeylerin olduğunu kastederek bu yorumu yazdığım için özür dilerim. Hastalıklı bir zihin yapısı bla bla diyorsun da zaten amacımız o hastalığı erkekadam gibi yenmek. Git psikoloğa vs. dersin şimdi. O yazıyı bana yazdıran ruhsal buhranın da sebepleri var ve bu sebeplere çözüm bulmak için hepimiz burayı okuyoruz en nihayetinde. Zaten böyle bir site kurarak rahatsız, ezik, engelli, bitik vs. adamların da burada etkileşim yaratacağını düşünmemek, soru-tartışma-cevap üçgeninden tartışmanın veya hararetli sorunların hararetli çözümlerinin olmamasını beklemek akıl dışı olur. Dediğim gibi insanları aymak ve onları iyi… Read more »
Senin burayı okuman veya soru sorman sorun değil ama senin hayatını mahveden zehri buraya akıtman sorun. Zira farkında olsan da olmasan da başkalarına zarar veriyorsun. Bu düşünce yapının bir hayatı nasıl darmadağın ettiğini bilen biri olarak bunu yapmaman lazım.
Mahmut abinin bu arkadaşı ciddiye alıp cevap vermesine baya şaşırdım. Adam salam yiyen yurtta kalan çocuklardan burayı sorumlu tutmuş Arkadaş burayı cimer ile karıştırdı sanırım onları devlet kademesindeki yerlere söylemen lazım kardeş 😀
@Mahmut Abi Yazı için elinize sağlık. Bu yazının müstakil bir konu değil de, başka yazılarınızda bahsettiğiniz üzere insanın herhangi bir eyleme girişmeden önce -misal kadınlarla ilişkilerini güçlendirmek- kendi hayatını daha zengin, değerli ve ilginç kılması gerekliğine dair daha genel bir konuya anahtar rolünde olduğunu düşünüyorum. Fakat bu alt konunun da kendi kapısını açan bir anahtar var: yazıda önerilen tüm sosyalleşme teşebbüslerinde, dünyayla girilen bütün bu etkileşimlerde akılda tutulması gerekilen en önemli unsur, sonuç odaklılığı dışarıda bırakmaktır. Aksi halde “eliniz boş” döndüğünüz her yerde sizden, size ait bir toprak bırakırsınız. Yukarıdaki arkadaşın yorumu ilk bakışta göründüğü kadar ilgisiz ve hatalı değil.… Read more »
Bu yorumların altına yazmak istedim, çünkü tam yeri gibi. Şimdi yazacaklarımın siyasete kaymaması için öncelikle belirtmeliyim ki ben günlük siyasetle çok uğraşmayan ama olanları sorgulayan birisiyim. Yani o tarafçı bu tarafçı diye yaftalamayın diye söylüyorum. Şimdi bir iki sene önce bir arkadaş bir twitter hesabı göstermişti, “bak bu adam iyi, muhalif, eleştirel bakıyor…” tarzında birşeyler demişti. Hesabı açtım baktım, inanır mısınız 5 tweet sonra kan basıncım yükseldi, içimde nefret, acı belirmeye başladı. Sanırsın ki birtakım bilişsel terapistler konsey kurmuş; yıllarca araştırma, deney, teori falan kasmışlar; sonra da hadi Türkiye’deki insanların psikolojisini bozalım, onları hayata küstürelim, kafalarını duvarlara vurdurtalım diye bu… Read more »
“zehir” eskiden sokaktaydı, şimdi internette Ve problem şu ki sokaktaki zehre sürekli maruz kalmıyordun, şimdi o zehre her yerden, her zaman maruz kalabilmen bir ekran uzaklıkta. O ekran da cebinde.
afrika da mızrakla savaşıp aç gezen kabileler bile sosyalliğe, evlenip ilişkiyi devam ettirmeye önem veriyor. konunun bağlamından tamamen kopmuşsun. şu anda tr gencinin %95 ının karnı tok ve sosyalliğe önem verebilecek durumda. belki 10 sene sonra ülke bölürse veya ileri harekat tugaylarında rusya ya karşı hücuma kalkışacağın zaman dediklerin geçerli olur
Nasıl bir ruh hastasısın kardeşim sen! Bu adam mı bütün bu olan bitenden sorumlu belki bu boktan kollektifin sebeplerinden biri sensin veya anne baban veya akrabalarının kötü ve köylü ahlakı olabilir mi,el birliğiyle türkiyeyi cehenneme çevirenlerden biri olabilir misiniz. Ohh ne güzel memleket sürekli suçla sürekli sütten çıkma ak kaşıklık yap çevrem senin gibi toxic beyinsiz tiplerle dolu,bu tiplerin hepsi bütün gün göt büyütüp havadan altın bekleyen sünepe tipler.bütün gün haber takip edip kendilerince büyük adamlarla vehmi bir ortaklık yapıp kendi egolarını yücelten tipler. Ayrıca senin kimseyi düşündüğün filan da yok bu duygularının altını deşsek kapkara bir haset çıkacağına adım… Read more »
Peki Mahmut abi, sağlam erkek arkadaşları nasıl nerede bula bileceğimize dair ne önerin var?
Siz sağlam erkek oldunuz mu kendinize çekiyorsunuz, olamadınız mı hiçbir yerde bulamazsınız.
Yine harika bir yazı Mahmut Abi, senden ricam kendimize değer katabileceğimiz kitap önerileri paylaşırsan harika olur.
İyi fikir
Ve burası hariç arada uğratabileceğimiz okuyabileceğimiz kaynak tavsiyeleri alsak güzel olur
ara bul ak internette tonla bununla ilgili içerik vardır veya arama ben sana söyleyeyim neye ilgin varsa giriş kitabını al psikolojiye sosyolojiye ekonomiye politikaya
Yaptığım iş gereği haftanın 6 günü günde 12 saat çalışıyorum. Birkaç kez iş değiştirmeme rağmen bu durumdan kurtulamadım. Şimdi nispeten küçük bir şehirdeyim. Pek öyle aktivite yok. Insanlar genelde birbirini tanıyor burada. O yüzden seri yürümeler sıkıntı. Öğrenci muhitindeyim. Akşamları bazen bir cafeye gidip side hustle amacıyla çalışıyorum. Birkaç kızla da muhabbet kurdum cafe ortamında ama pek çalışmadı. İşyerimdeki birkaç partner şirketteki birkaç kadına yürüdüm ama sonuç alamadım. Aynı şirkette kimseye yürümeyi tercih etmiyorum. Ara ara denemeye devam ediyorum ama genelde daha muhabbetin en başında iletişim gayet iyi olsa da konu buluşmaya gidemiyor. Hafta sonları nispeten büyük bir şehirde yaşayan… Read more »
6 x 12 saat insani değil ama sosyalleşmen işten kaçta çıktığına göre değişir. Eğer 7 – 7 yapıyorsan yine sosyalleşmeye 3 saatin var, 9 – 9 yapıyorsan sadece Pazar günü bir iki şey yapabilirsin. Ama Pazar günleri aktiviten yoksa orada bir fırsatın var. Öğrenci muhitinde illa ki birkaç aktivite, hobi alanı vardır.
“Mahmut Abi” bu durum çok yerde var maalesef sen güzel bir şirkette güzel bir imkanla çalışıyorsun ama bundan dolayı dışarıda hayatın şu an nasıl bir durumda bunu bilmiyorsun, tıpkı devlet memurları gibi. Benim son çalıştığım işte sözleşmede açık açık 11 saat diyordu çalışma süresi olarak. Ama maalesef 11 saati geçiyordu. Neyse ki hafta da bir izin günü vardı da ondan da öğlene kadar uyuyordum.
20’li yaşlarımda pratikte günde 10-11 saat çalışıyordum (5 gün). 40’lı yaşlarımda geldiğim yeri bahane edip lafı boşuna sen halden ne anlarsına, sen fildişi kulenden dışarıyı nereden bileceksine getirmeyin.
Buraya “fazla yemek yemeyin obez” olursunuz yazsam “Afrika’da insanlar açlıktan ölüyor senin Türkiye’de tuzun kuru tabii” yazacak az sayıda ama sinir bozucu bir grup adam var bu ülkede. Onlara kalsa hiçbir tavsiye veremezsin zira gençler bitmiş, biz de zaten fildişi kuledeyiz, hiçbirisini uygulayamazlar.
Hocam, kendimi bildim bileli izolasyonistim (güzel kelime bence. ilk pook’un kitabında görmüştüm. İçe-dönük vs gibilerinden daha iyi) Sence ben ne kaçırıyorum? İlle de kendimi zorlamalı mıyım? İleride pişman mı olaccağım?
Senin neyden kaçtığını ben bilemem. Neyi kaçırdığını ve bunun acısını bir süre sonra hissedersin zaten, çoğu pişman olur. Azınlıktan mısın onu da bilemem.
Güzel ve gerçekçi bir yazı, teşekkürler.
Benim de hayatım ev-iş geçiyor, hobilerim var ama tek başıma icra ettiğim şeyler. Yıllarca da sosyalleşmek için dans kursuna, resim kursuna falan giden arkadaşlarımla dalga geçtim. Hatun bulmaya gidiyorsunuz olum tek amacınız bu diye. Ama artık yaş biraz geçince, çevrenizin çoğu evlenip eskisi gibi kızlı erkekli ortam kalmayınca (öyle ortam olunca yeni insan sirkülasyonu da oluyordu) insana erişimim azaldı. 30 yaş üstü çoğunluk da benim gibidir bence. Tinder, sosyal medya falan bir yere kadar. Sadece kadınlar için değil, biraz sosyal çevremiz artsın diye mecbur gideceğiz aktivitelre gibi gözüküyor…
Bence sadece mecbur gitmekle kalmayın, mümkün olduğunca yaptığınız şeyden de zevk almaya bakın. Merak etmeyin, çoğunuz temel problemi hiç yapmamak. Bir kere yapmaya başladınız mı, zevk aldığınızı görüp kendiniz bile şaşırabiliyorsunuz.
Abi bir de, faaliyetlere katılmanın anlatacak anı biriktirmesi açısından da çok artısı oluyor. Etkinliklerde insanın başına illa ki komik, garip şeyler geliyor ya da olmadık yerde beklemediğin insanla tanışıyorsun. Ortamlarda satılacak hikayeler/bilgiler koleksiyonun olmaya başlıyor. Yeni insanlarla tanışırken bu tarz eski birikimleri satmak da o grupta kademeni yükseltiyor, bir havan oluyor. Ayrıca, işe yarar beceriler de elde ediyorsun, grubun ihtiyacı olan bazı problemleri halledebiliyorsun, o zaman insanlar yanında olmayı daha çok seviyor, arıyor soruyorlar. Sanayide çalıştırılmak geleneğine bizim nesil gıcık olurdu da meğer ne nimetmiş. Eşimi babası götürmüş zamanında. Mesela o günlerden, alet çantasındaki abidik gubidik tüm aletleri, anahtarları biliyor,… Read more »
Bu yazıyı görene kadar her gün o entry senin bu entry benim girer okurdum. Önceki tavsiyelerine uydugum gibi buna da uyup siteye ihtiyaç duymadıkca girmemeye çalışıcam. Aldığım kitapları okuyup, araştırdığım kurslara/aktivitelere katılıp meşgul olan hayatımı biraz daha meşgul edicem. Güzel bir yazı olmuş. Eline sağlık Abi
bence sitedeki tüm içeriğin en temeli bu yazı. pill falan bilmeden sadece bu yazıyı uygulayabilerek bir kadın ile yatarsınız. ilişkinin kalitesi çok kötü veya çok iyi de olabilir aynı şekilde sürekliliği de değişken ama illaha kendi kalitenizde birisini bulup sevgili olabilir veya yatabilirsiniz
Aynen, red pilden, masküleniteden önce şunu düzeltmek lazım.
seçmeli tamamen erkeklere uygun bir spor dersinden kız bulmuştum. Sırf uyduruktan olsa bile gittiğim için. Çeşitli toplantılara kulüplere katılmak çok önemli. Bir sürü ücretsiz gönüllü kuruluş var. Orda bir ekibe dahil oluyorsunuz ve yine pek çok etkinlikleri oluyor örneğin TEGV.
Kurslar şunlar bunlar. ücretsiz bir sürü belediye etkinliği var. Arayana yol çok gerçekten
Bizim zamanımızda İKSV’ye gönüllü olup etkinliklerde mihmandar vs. olanlar çok havalılardı. Ünlülerle etkileşimlerini bize satarlardı. Şu an festivaller ne durumda bilmiyorum ama yabancı dili olan arkadaşlar araştırabilir.