Bu kızın amacı ne?

Hem yorumlarda, hem de görüşmelerde açık ara en çok sorulan soru:

“Bu kızın amacı ne?”

“Bu kız ne yapmaya çalışıyor?”

“Bu kız”, genellikle oğlumuzun uzaktan kesiştiği, yakında flört ettiği, farkında olmadan yörüngesinde döndüğü bir kız. Yine sıklıkla da eski sevgili ya da flörtün bir aşamasında erkeği reddetmiş bir kadın.

Örneğin uzaktan kesişilen kızın hareketleri ile ilgili sorulabiliyor. Örneğin,

Mahmut Abi, kızla sürekli göz göze geliyoruz, gülümsüyor. Ben de gittim yanına tanıştık. Bir iki gün sonra kantine davet ettim reddetti. Fakat şimdi sürekli bakıyor. Bu kız ne yapmaya çalışıyor?

Bu “ne yapmaya çalışıyor” sorusunun içinde tabii ki gizli bir umut var: “Abi yoksa beni istemiyor gibi davranıyor ama gizli gizli istiyor mu?”.

Şimdi arkadaşlar bu sorulara her zaman cevabım şu: Bu soruyu düşünmeyin. Kızın yakınınızda, iletişim halindeyken ne yaptığına bakın. Bunun harici “abi kız bana 45 derece açıyla bakarken, gözlerini 20 Hertz ile kırpıp, dudaklarını 3 mm araladı, bu ne anlama geliyor, 2 mm olsa sormazdım ama bu kızın amacı ne?” gibi düşünceler size zararlılar. Evet zararlılar.

Bakın duygusal yatırımın ne olduğunu hatırlayın:

Duygusal yatırım bir kişinin düşünce ve duygularınızı işgal etmesidir.

Erkekler için ilişkilerin temel kurallarından biri ne idi?

İlişkinin her aşamasında kadının daha fazla duygusal yatırım içinde olmasıdır.

Evet arkadaşlar, “bu kız bunu neden yaptı”, “bu kızın amacı ne?” diye düşünmeniz, daha da kötüsü daha güçlü bir düşünme şekli olacak şekilde yazıya dökmeniz, o kızın sizin düşünce ve duygularınızı fazladan işgal etmesine yani sizin durduğunuz yerde duygusal yatırım yapmanıza neden oluyor. Bu kız özellikle size duygusal yatırımı az ya da azalmış (eski sevgili ya da flört) bir kız ise, bu soruları sormanız ve cevap aramanız, kızla aranızda bir şey olma ihtimalini azaltıp kendi ayağınıza sıkmanız demek.

Bu soruları sormayın ve düşünmeyin. Uzaktan bakan kızın ne yaptığı önemli değil, sizin bilmeniz gereken sadece iki şey var (1) gidip konuştuğunuzda sıcak mı, (2) sıcak konuşmalardan sonra teke tek buluşmaya geliyor mu?

Kızın yanına gittiniz ve konuşmak istediniz ama sıcak değil diyelim. Bilmeniz gereken şey bu. Sonra uzaktan bakması bir anlam ifade etmiyor. Bunun ne anlama geldiğini düşünmeyin bile. Ha bakmaya devam mı ediyor? Düşünmeyin. Gidin bir şans daha verin. 2 kere soğuksa, belki de utangaçtı düşüncesini çöpe atabilirsiniz.

Kız konuşuyor ama teke tek buluşma isteğinizi reddetti. Bitti. Bilmeniz gereken şey bu. Uzaktan yaptıkları bir anlam ifade etmiyor. Kızlar kendi aralarında “bu çocuk Merve’ye yürüdü” diye bakıp kıkırdıyor olabilirler. Sorun değil. “Merve aslında seni seviyor” hiç değil.

Sosyal Medyada Yaptıklarının Amacı Ne?

“Abi amacı ne?” olayının bir de tabii en yiğidi bile maymun edebilme kudretine sahip sosyal medya ayağı var.

“Kız beni terk etti, istemiyorum dedi. Peşine düştüm daha beter reddetti. Ama sürekli acılı parçalar paylaşıyor, bana gönderme yapıyor. Abi bu kızın amacı ne ya?”

Şimdi birincisi, sen no contact kuralı uygulasan, bunları bilmesen çok çok daha iyi olurdu. Ama hadi gördün, bunların anlamını düşünmek, seni eziklerden ezik yapıyor. Ayrıca bunların bir anlamı yok. Kız seni reelde terk etti, reelde yine reddetti. Bitti. Ne dediğine değil ne yaptığına bak.

Ama sosyal medyada yaptıkları?

Sosyal medyada yaptıklarının çoğu aslında “söz”, davranış değil.  Seni terk etti, sana ulaşmıyor ama sürekli acılı sözler, göndermeler paylaşıyor. Anlamı ne (daha doğrusu aslında beni seviyor mu)? Seni terk etti ve sana ulaşmıyor, burada başka bir bilgi yok. Sana ulaşırsa seninle buluşmak istiyor diye bir anlamı olur.

Abi ulaşmıyor ama hikayelerime bakıyor, yorumlarımı beğeniyor? Anlamı ne (abi aslında sevmiyor gibi davranıyor ama benim açığa çıkarmamı beklediği bir sevgi mi var)?

Bu kız sana ulaşmıyor. Buradaki tek somut bilgi bu.

Bakın tekrar ediyorum, bir kızın uzaktan yaptığı şeylerin anlamını merak etmeniz, zaman kaybı, boş bilgi değil düpedüz zararlı bir alışkanlık. Durduğunuz yerde ekstra duygusal yatırım yapıyorsunuz. Gündüz düşünden daha zararlı zira bence merak, daha da fazla duygusal yatırım yatıran bir şey.

Özellikle bir ilişki öncesinde bir kadınla flört ederken, bu tür sorular kafanıza gelmesin, geldiği anda da ne yapıp edip bunları düşünmeyin. Aman ha konuşmayın ve yazmayın. Bu hareketler sizin bu kıza fazla duygusal yatırım yapmanıza, belki olabilecek bir işin olmamasını sağlayacak şekilde kurulmanıza neden olur.

Ama abi buna engel olamıyorum!

Aslında başından engel olsan, bu aşamaya gelmezsiniz. Ama ne olursa olsun bir şekilde engel olmak zorundasınız. Bir köşeye kıvrılıp çocuk gibi “düşünmicem, düşünmicem, düşünmicem” diye kendi kendinize sayıklar mısınız, koyun mu sayarsınız, çakralarınıza mı odaklanırsınız ya da gidip tuvalette aynaya bakıp kendinizi sağlı sollu tokatlar mısınız bilmem. Ama bunu bir şekilde yapmayın. Kadınlarla başarınızın arttığını göreceksiniz.

 

 

Bir “hayatta kalma” stratejisi olarak mavi hap – kırmızı hap

Karanlık Rüya’nın bir Tweetini gördüm:

Mavi haplı, feminen düzende yetişmiş bir erkek olmak her zaman kötü değildir. Çirkin fakat iyi huylu kızların veya kalabalık geçmişe sahip sorunlu kadınların da temizlenmesini sağlar. Ben en çok çirkin fakat iyi huylu kızlar için seviniyorum.

Ben de bunun üzerine aslında tweete cevaptan çok aklıma gelen şu şeyi yazdım:

Uyumlu olanın hayatta kalması (üremesi) anlamında, evrim açısından mavi haplıların çoğu (bedeli yüksek olsa da) başarılıdır. Boşanma, modern kadınlar, vs. diye diye çocuksuz kalacak bir kırmızı haplı ise evrimsel açıdan başarısızdır. Uyum sağlayamayıp silinmiştir.

Şimdi evrim teorisindeki “uyumlu olanın hayatta kalması” mekanizması, gündelik dilde genellikle yanlış kullanılıyor. Birincisi burada önemli olan uyumlu olmak, fiziksel olarak güçlü değil. Örneğin dünyaya göktaşı çarpar, güçlü t-rex dinazorlar yok olur, ufacık uçan dinazorlar hayatta kalırlar.

Ayrıca uyumlu olmak, birey için illa pozitif bir şey olmak zorunda da değil. Yani bireye eziyet eden, bireyin hayatını zorlaştıran bir şey de olabilir.

İkincisi ve daha önemlisi, burada hayatta kalmak demek, bireyin hayatta kalması demek değil. Bireyin gelecek nesillere geçmesi demek.

Örneğin Rıfkı ve Sıtkı adında ikiz kardeşler düşünün. Rıfkı, 25 yaşında evleniyor ve Sıdıka’dan 3 çocuk yapıyor. Rıfkı tam bir mavi haplı, karısının elinde inim inim inliyor ve 35 yaşında stresten, dırdırdan, vs. kalp krizi geçirip ölüyor.

Sıtkı ise biraz da Rıfkı’nın tecrübesini görünce evlenmiyor. Hovardalık yapıyor, kadınlarla başarılı. İşinde de başarılı. Aradan yıllar geçiyor, Sıtkı 75 yaşında, başarılı ve aile hariç görece doyumlu bir hayatı var. Bir çocuğu yok. Sıtkı öleli 40 sene olmuş.

Evrimsel açıdan Rıfkı hayatta kaldı, Sıtkı ise hayatta kalamayacak.  Uç örnekler verdim tabii her mavi haplı böyle berbat hayat yaşamıyor ama olayı anlatmak için abarttım. Sıtkı daha başarılı olabilir, Sıtkı başarısız değil. Ama Sıtkı, insanın en önemli ve temel biyolojik misyonlarından birinde başarısız, Rıfkı ise başarılı. Nokta.

Evet ben de dahil çoğunuz Rıfkı olmak istemeyiz, illa iki seçenek varsa Sıtkı olmak isteriz. Ama evrimsel açıdan başarının tanımı bilimsel, duygusal değil. Tanımı ben yapmıyorum. Sıtkı genel olarak başarılı ama üremekte, neslini devam ettirmekte, temel biyolojik misyonunda başarısız. Herkes her konuda başarılı olacak diye bir şey yok ama bu konuda Sıtkı’nın başarısızlığı bariz.

Birkaç yorum alacağım:

Bireyin “neslin devamı” diye bir amacı olmaması gerekiyor. Ayrıca mavi haplinin uyumu dediğimiz şey birçok şeyi göz ardı etmek. Anlamadım. Karanlık rüya ve sen en sonunda “herşeyi siktir edin mavi haptan devam ” mı diyorsunuz ?

Bireyin neslinin devamı diye bir amacı olmaması gerekiyor biraz komik bir önerme. Sen bunu bastırabilirsin ama temel biyolojik amaçlarımızdan birisi bu.

Mavi hap bir “hayatta kalma” stratejisi olarak başarılı bir strateji. Bunu mavi hapı övmek ya da mavi haplı olun demek için söylemiyorum. Sadece mavi hap neden bu kadar güçlü, bünyeden atması neden bu kadar zor, onu görmeniz için söylüyorum.

Bunu söyleme sebeplerimden birisi de son zamanlarda kırmızı hapın feministlere taş çıkartacak evlenmeyin, aile kurmayın ve çocuk yapmayın propagandası. Kırmızı hap gençleri, mavi haplı olmayacağım diye “hayatta kalmak için uyum sağlayamayan” zayıflara döndürmeye başladı.

Mavi haplı beta olup, kadının kölesi olan, üzerinden 500 kişi geçmiş kadını sineye çeken bir enayi olmak mı zayıflık ? Bu entel dantel değil tam tersi maskulen bir düşünce. Şuanda bana Matrix’de ki sahte eti yemeyi öneriyorsun. Red pill camiasının en iyisinin bu yorumu üzdü.

Evrimsel psikoloji kırmızı hapın ana temeli ise, üreyemeden gitmek uyumsuz / zayıf olmaktır. Üzdü, maskülen, Matrix zart zurt bilimsel olarak neyin ne olduğunu değiştirmiyor. Bu adamlar kadın kölesi olmuyorlar ama aynı zamanda uyum sağlayamayıp siliniyorlar.

Burada asıl anlatmaya çalıştığım şeylerden birisi de tam da bu gibi kadın kölesi olmayacağım diye kırmızı hap mankafası olup sonra gen havuzundan silinmek. Mavili eziliyor, acı çekiyor ama en temel insani fonksiyonda çocuksuz kırmızı haplıdan başarılı.

Eğer şartlar uygun değilse, sırf neslin devamı diye realiteye uzak, acı ve sıkıntılı bir beraberlik yerine yalnızlığı gittiği yere kadar tercih edebilirsiniz. Bu sizi mankafa yapmaz. Duygularınızı rasyonel gerçekliğe yatırıp uygun işler yapın. Bunlar sizi mankafa yapmaz dostlar.

Kırmızı hapta aşırıya giderseniz evrimsel açıdan mavi haplıdan çok daha başarısız adamlar olursunuz diyorum ki birçoğu o yolda gidiyor. Mavi haplı olmayıp da aynı zamanda hayatta kalabilen makbuldür, korkudan silinen değil.

Sizin kendinize yaratabildiğiniz tek alternatif ikilisi ya kadın kölesi ya evlenmemiş ve çocuksuz adam ise, sizi mutlu, doyumlu ve çocuklara sahip olduğunuz bir ilişki kuramadığınız, sadece ya yalnızlık ya acılı ilişki arasında kaldığınız için, bu önemli konuda başarısız yapar. Ya yalnızlık – ya acılı ilişki seçeneklerinden başkasını göremeyeni mankafa yapar.

Uyum açısından değerlendirince şimdi uyum sağlayamayıp yada sağlamak istemeyip ülkeyi terk eden ve yurt dışında yaşamayı tercih eden adam ülke şartlarına uyum sağlayıp vasat yaşama adapte olan adamdan daha mı başarısız? Evlenmeyen (çocuk yapmayan) yüksek değerli erkekler de var.

Ne alaka? Göç önemli bir adaptasyon aracıdır, insanlık tarihi boyunca da böyle olmuştur. Kalıp adapte olan da gidip adapte olan da uyumlu. Ama konuyla alakasız zira evrimde hayatta kalma demek bireyin hayatta kalması değil gelecek nesillere gen aktarması demek.

Çocuk yapmayan yüksek değerli erkekler değersiz değiller, sadece evrimsel olarak, bireyin en önemli biyolojik misyonu açısından başarısızlar. Başka alanlarda başarılı olabilirler. Özellikle bizim gibi evrimsel psikoloji ve evrim teorisi temelli bir alanda olup da bunu önemsiz saymaya çalışmak nafile bir çaba.

Bu arada tarih boyunca ve günümüzde hala, yüksek değerli erkeğin en önemli göstergelerinden biri, çoğunlukla birden fazla kadından çocuk sahibi olmaktır. Tüm çok başarılı, zengin, ünlü, vs. adamlara bakın. Çoğunun birden fazla kadından minimum 2-3 çocuğu var. Yüksek değerli olmak için herkes bu kritere sahip olmak zorunda değil ama bu kriter yokmuş gibi davranılması da saçmalık.

Birkaç ay önce Rollo Tomassi yüksek değerli erkek olma yolunda yapılması gerekenler diye bir liste yayınlamıştı ve orada 20’lerinde vazektomi olun diye bir madde yazmıştı.  Erkeklerde vazektomi, sperm kanallarının kesilmesi, bağlanması veya mühürlenmesi ile uygulanan cerrahi bir doğum kontrol yöntemi. Bu cerrahi operasyonun geri dönüşü var ama operasyondan sonra yeniden çocuk yapabilme kabiliyetinizin geri dönüşü o kadar da yüksek değil (Rollo muhtemelen bundan bihaber zira kırmızı hapta vazektomi konuşulduğu o dönemde çoğu yorumda geri dönüşü var deniyordu):

Vazektomi yönteminin geri dönüşü teorik olarak mümkündür. Ancak iş pratiğe geldiği zaman geri dönüşüm oldukça problemli bir durumdur. Aslında uygulamanın kişiye göre en dezavantajlı yönü budur. Çünkü geri dönüşüm oranı hemen hemen %50 civarındadır. – Vazektomi nedir?

Burada benim uyarım, kırmızı hapı gelecek nesilsiz erkekler ordusu yaratacak bir şekle çevirdiniz mi, kırmızı hapın karşısına, insanın en temel dürtülerinden birinin alırsınız ve olayı yok edersiniz. Rollo farkında olmadan bu tweet ile bunu yaptı mesela. İnsanları haklı bulduğum sebeplere yanlış çözümler üretiyorlar ve bu, kırmızı hapı aşırı marjinal ve düpedüz toksik bir noktaya sürüklüyor.

İyi çocuklar, kaygılı bağlanma, kırmızı hap ve kaçıngan bağlanma

Yetişkin bir insanın ilişkilerinin gidişatını dikte eden önemli psikolojik faktörlerden biri de, o insanın bağlanma stili (aynı zamanda seçtiği partnerin bağlanma stili).

Bağlanma Teorisi (Bağlanma Kuramı) oldukça ilginç ve sağlam bir psikolojik keşif. 1950’lerde İngiliz Psikanalist John Bowlby tarafından yaratılmış ve Amerikalı Psikolog Mary Ainsworth tarafından genişletilmiş. Bu teoriye göre, birincil bakıcılarınızla (genelde annemizle ama aslında temel olarak bize bakan yetişkin insanlarla) aramızda oluşan bağ; yetişkin hayatımızda kuracağımız ilişkileri nasıl geliştireceğimizi, bu ilişkilerde ne gibi tutum ve davranışlarda bulunacağımızı belirliyor. Nöroplastisite 301 kitabında bunlarla ilgili bir bölüm var ve bu bölümde, çocukken ebeveynlerimizle ilişkimizi yöneten sinir devrelerinin, yetişkinlikte romantik ilişkileri yönetmek üzere yeniden kurulup kullanıldığından bahsediyor.

Yetişkin bağlanma stillerine bakarsak, ilk başta iki ana stil var: güvenli bağlanma ve güvensiz bağlanma.

Güvenli bağlanma stiline sahip kişiler, ilişkilerini iyi yönetme eğilimde olan kişiler. Pozitif, güvenilir ve partnerlerine karşı sevgi dolu olduklarını gözlersiniz. Bu kişiler hem birine bağlanmaya ve güvenmeye, hem de birinin kendilerine bağlanmasına ve güvenmesine açıktırlar. Bu insanlar saf değiller, temelde sevilmeye layık olduklarını ve herhangi bir dış güvenceye ihtiyaç duymamaları gerektiğini içselleştirmiş olan kimselerdir. Yani eğer reddedilirlerse, terk edilirlerse, ihanete uğrarlarsa, bunlarla başa çıkabilirler ve yeniden pozitif ilişkiler kurabilirler.

Güvenli bağlanan insanlara, kondukları daldan çok kendi kanatlarına güvenen kuşlar diyebiliriz.

Güvensiz bağlanların da alt tipleri var. Bunlardan birisi kaygılı bağlanma.

Kaygılı bağlanma stilinin gelişmesinde rol oynayan 4 temel sebep var:

  • Terk edilme korkusu
  • Reddedilme korkusu
  • Birine bağımlı hale gelme eğilimine sahip olma
  • Duyguların düzenlenmesi ve doğrulama konularında bir partnere ihtiyaç duyma

Aslına bakarsanız, bu 4 sebebi okuyunca bu bağlanma stilinin ne olduğunu da anlamış olursunuz.

Kaygılı bağlanma stiline sahip bireyler kendilerini sevilmeye değer görmemeye eğilimlilerdir. Bu nedenle de bu bireyler, partnerlerinden sürekli güvence beklerler.

Ayrıca bu kişiler genellikle ilişkide yaşanan tüm olumsuzluklardan ve zorluklardan daima kendilerini sorumlu tuttarlar, düşük bir öz saygıya sahiplerdir. Pek çok kez kıskançlık krizleri yaşayabilirler, güvensizlik çekerler.

Tüm bunların derininde; reddedilme, terk edilme ve yalnız kalma gibi durumlara karşı gelişmiş olan köklü ve yüksek bir korku vardır. İlişkilerdeki tutum ve davranışlar, duyulan korkunun ifade ediliş biçimidir.

İyi çocuk ya da efendi erkek dediğimiz erkekler ki erkek nüfusunun önemli bir kısmını oluşturuyorlar,  kaygılı bağlanma stiline sahipler.

Efendi erkek genellikle normal kadınlara itici gelir. Yalnız kalmamak için de, ciddi sorunları olan kadınlar bulup onlara hizmet etmeye çalışır. Onların da karşılığında kendi ihtiyaçlarını karşılayacağı umudunu besler. Bu strateji ile sevilmeye layık olmadığını düşündüğü benliğini, fedakarlık karşılığı, alış veriş ile sevdirmeye çalışır.

Fakat bu tip sorunlu kadınlar temelde arızalıdırlar ve iyi çocuğa iyi veya sadık davranmaz. İyi çocuk sonunda kaçınılmaz bir şekilde yaralanır ve birkaç tercübeden sonra tüm kadınların böyle olduğunu düşünmeye başlar. Başka türlüsünün olamayacağını düşünmeye başlar.

Bir kısmı da internette sorunlarına dert ararken örneğin kırmızı hap gibi düşüncelerle karşılaşır. Günümüzde maalesef birçok kırmızı hap sitesi, bu erkeklere güvensiz bağlanmadan (kaçıngan) güvenli bağlanma stiline geçmeyi öğreteceğine, başka bir güvensiz bağlanma stili olan kaçıngan bağlanma stili öğretiyor yani yakın duygusal ilişkilerden kaçınma eğiliminde olmayı. “Tüm kadınlar sizi kullanmak isteyen, gerçekten sevmeyen insanlar o zaman onları kullanın, basın geçin ama duygusal ilişkiye, uzun süreli ilişkiye, evliliğe girmeyin” propagandası yapıyorlar.

Kaçıngan bağlanma stiline sahip insanlar, duygusal yakınlık kurma noktasında eksiktirler ve romantik ilişkilerde herhangi bir duygusal derinliğe girmezler.

Ama gördüğünüz gibi bağlanma stilleri esnekler. Kaygılıdan kaçıngana geçtiğiniz gibi, güvenli bağlanmaya da geçebilirsiniz (ve maalesef güvenli bağlanma stiline sahip biri daha sonra güvensiz bağlanma stiline de geçebilir).

Birinci adım tabii ki bu tür bağlanma stillerinin olduğunun farkında olmak ve hemen ardından gelen adım da kendi bağlanma stilinizi bilmek. Örneğin kaygılı bağlanma stiline sahipseniz, sakinken aldığınız bütün kararların, verdiğiniz sözlerin paniğe kapıldığınızda nasıl işe yaramadığını şaşkınlıkla fark edebilirsiniz.

Partnerimizin her farklı davranışını ilişkinizin kötü gittiğine dair bir belirti, her mesafe isteğini sevilmediğinize dair bir kanıt olarak gördüğünüzü, sevdiğiniz insan tarafından tamamen rahatlatılmadıkça kabuslar aleminde gezinmeye devam ettiğinizi fark edersiniz.

Aktif olarak yapabileceğiniz şeyler ise 24 saat kuralını uygulamakyeni bir meziyet öğrenirken kullanabileceğiniz, felsefi günlük tutma gibi stoacı teknikler kullanmak, duygusal ihtiyaçları daha geniş bir sosyal çevreden karşılamak, yapana kadar yapıyormuş gibi yapmak ve tabii ki eğer imkanınız varsa bu konuda uzman biriyle terapi.

Sorularınızı bana uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz. Youtube, Spotify ve Patreon kanallarımızı da takip etmeyi unutmayın.

Cinsel Sadakatsızlık: Çeşitlilik Arama, Mutsuzluk ve Eş Değiştirme

Nöroplastisite 301 kitabının “David Buss: İnsanlar Romantik Partnerlerini Nasıl Seçerler ve Kısa ya da Uzun Süreli Olarak Ellerinde Tutarlar?” bölümünden alıntıdır.

Şimdi biraz sadakat sözü verilmiş ilişkilerde ihanete bakalım. Uzun süreli ilişkilerde erkeklerin ve kadınların aldatma sebepleri ve aldatmanın sonuçları konusunda istikrarlı bulgular neler? Aldatma ne sıklıkta oluyor?

Aldatmanın ne sıklıkta olduğunu bulmak güç zira aldatma, insanların sır olarak tutmak için büyük çaba harcadığı şeylerden birisi. 70 yıl önce yapılan klasik Kinsey araştırmalarına bakarsanız, ihanet ile ilgili soruların, insanların cevaplamaktan en çok kaçındıkları sorular olduğunu görürsünüz. Bu soru sorulduğunda daha fazla insan çalışmalara katılmayı bırakıyordu. Bu tabii insanlar neleri saklıyorlar sorusunu gündeme getiriyor. İhanet, ensest ve cinayet gibi insanların evrensel olarak büyük bir çabayla saklamaya çalıştıkları küçük bir davranış kümesi var.

Kinsey, 70 yıl önce, evli kadınların %26’sının, evli erkeklerin %50’sinin, evliliklerinin bir noktasında ihanet ettiğini tahmin etmişti. Başka çalışmalar ise genellikle daha düşük rakamlar verdiler. Yani rakamlar anketi yapanın gizlilik sözüne, bunun inandırıcılığına, vs. göre değişiyor.

Burada “duygusal ihanetten” bahsetmiyoruz bu arada. Evli partner dışında biriyle, partnerin bilgisi dışında seks yapmaktan bahsediyoruz. Başka ihanet şekilleri de var tabii. Duygusal ihanet ya da finansal ihanet gibi. Ama burada cinsel ihaneti konuşuyoruz.

Cinsel ihanette ilginç olan şey ise, ihanet motivasyonu açısından cinsiyetler arasında büyük fark olması. Burada ortalama cinsiyet farklarından konuşacağız yoksa erkekler için bahsettiğim şeyler bazı kadınlar için, kadınlar için bahsettiğim şeyler bazı erkekler için geçerli olabilir.

Erkekler için temel motivasyon, cinsel çeşitlilik. İhanet eden erkeklerin %70’i için eğer şartlar uygun olursa (iş gezisindeydim ve karşıma şu fırsat çıktı), düşük risk ve maliyet varsa, cinsel çeşitlilik ve yenilik temel motivasyon. Sanırım Chris Rock bir keresinde “erkekler sadece fırsatları kadar sadıklardır” demişti. Ya da telefon şifrelerinin partnerlerine olan açıklığı kadar diyelim.

Kadınlar için ise bu çeşitlilik ve yenilik çok daha önemsiz bir motivasyon. Aldatan kadınlar sebep olarak uzun süreli ilişkilerinde duygusal veya cinsel olarak mutsuz olduklarını (tipik olarak bu ikisi birden oluyor) söylüyorlar.

Bir insanın uzun süreli ilişkisinde mutsuz olması durumunda ihanete yatkın olacağını düşünmek çok mantıklı gelebilir. Ama erkekler için durum bu değil. Evliliklerinde mutlu erkeklerle evliliklerinde mutsuz erkekleri karşılaştırdığımızda, aldatma oranlarında bir fark görülmüyor. Bence bu, çeşitlilik arama motivasyonuna gidiyor.

Peki kadınlar neden aldatıyorlar? Bu kadınlar için oldukça riskli. Uzun süreli ilişkilerini kaybetme riski yüksek. İtibarlarının zedelenme riski yüksek ki bu iki cinsiyet için de geçerli.

Kadınların neden aldattığı konusunda iki rakip hipotez var, en azından iki tane diyelim. Evrimsel psikoloji literatüründe iki ana hipotez var.

Birincisinde, kadın bir partnerden kaynak ve yatırım alırken diğer partnerden iyi genler alıyor hipotezi. Prensipte bu çalışır bir yöntem. Bu hipotez benim değil, Bu hipotez, ikili çiftleşme hipotezi (dual mating hypothesis), Steve Gangestad, Randy Thornhill ve benim eski bir öğrencim olan Marty Hazelton tarafından ortaya atıldı.

Başlangıçta bu hipotezi ben de savunuyordum zira veriler hipotezi destekliyor gibi görünüyordu. Ama zaman geçtikçe bu hipotez ile ilgili kuşkularım artmaya başladı ve bu konudaki ana hipotezlerden ikincisi olan Eş Değiştirme Hipotezini (Mate Switching Hypothesis) desteklemeye başladım.

Kadınların neden aldattığı ile ilgili tüm verilere bakarsanız, bunların İkili Çiftleşme Hipotezi ile uyumlu olmadığını görürsünüz. Veriler diğer hipotez ile uyumlular. Yani veriler kadınların kendilerini eldeki ilişkiden çıkarma, kendileri ile daha uyumlu ya da eldekinden iyi bir partner bulma ya da en azından yeterince arzu edilip edilmediklerini  görme gibi motivasyonlarla aldatıyorlar. Yani eşleşme havuzuna ısınmak için ya da benim eş sigortası dediğim potansiyel bir yedek eş bulmak için aldatıyorlar.

Peki bu konudaki kanıtlar neler? Öncelikle aldatan kadınların %70’i, yasak aşklarına aşık oluyorlar. Ona karşı derin duygular besliyorlar. Bana göre bir erkekten iyi genler almak istiyorsanız, kesinlikle yapmamanız gereken bir şey bu. Ama eğer eş değiştirme hipotezine göre bunu yapmaları oldukça anlaşılır. Bu, kadınların aldatmasında, eş değiştirme hipotezinin motivasyon olduğunu gösteren bir veri.

Genetik Boynuzlanma ve Yumurtlamanın Çiftleşme Tercihlerine Etkisi

Şimdi bu iki hipotez birbirlerine tamamen zıt hipotezler değiller. Mesela bir kadın gerçekten de ikili çiftleşme stratejisi ile aldatıyor olabilir ama genetik boynuzlanmanın oranı ne? En azından modern ortamda oranı görece düşük. Yaklaşık olarak %2-3. Genetik boynuzlanma dediğim şey, bir erkeğin kendisinin olduğuna inandığı ama aslında kendisinin olmayan bir çocuğa babalık yapması. 

İkili Çiftleşme Stratejisi hipotezini destekler gibi görünen veriler, yumurtlama devrelerinden geliyor. Eski çalışmalara göre doğum kontrol hapı almayan kadınlar yumurtlama döneminde daha maskülen ve simetrik erkekleri çekici bulmaya başlıyorlar ki bunların iyi genlerin işaretleri olduğu hipotezi var. Ama sonradan görüldü ki, kadınların yumurtlama dönemindeki eş tercihlerindeki değişimin, ilk çalışmalarda gösterilenden çok daha zayıf olduğu görüldü ve bazı geniş kapsamlı çalışmalarda bu bulgular yenilenemedi. İkili Çiftleşme Stratejisi Hipotezini destekleyen en anahtar verilerden bahsediyoruz.

Yumurtlama dönemi değişiminde, kadınların genlerin peşinde gittiği zira sadece yumurtlarken başka bir erkekle seks yaparsa hamile kalabileceği fikrini destekleyen, kadınların aldatma zamanlamasını yumurtlama zamanlamasına göre ayarladıklarını gösteren kanıtlar vardı. Ama sonradan yapılan çalışmalar, bu sonuçları yineleyemedi ya da doğrulayamadı. Böylece de İkili Çiftleşme Stratejisi konusundaki fikirlerim değişti.

Ben artık Eş Değiştirme Stratejisi Hipotezini, kadınların aldatma motivasyonu konusundaki en olası açıklama olarak destekliyorum.

Dr. David Buss. Teksas Üniversitesi’nde Psikoloji profesörü ve aynı zamanda evrimsel psikolojisi alanının kurucularından birisi. Dr. Buss ve laboratuvarı, insanların eş seçme ve kısa/uzun vadede ellerinde tutma stratejileri ile ilgili bilgilere kaynaklık ediyor.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

Eski sevgiliyi geri döndürmenin 7 Prensibi (Corey Wayne Türkçe)

Uzun yıllardır takip ettiğim Corey Wayne’in en popüler videosu olan 7 Principles To Get An Ex Back videosunu yorumsuz çeviriyorum.

Bu bölümde eski sevgiliyi geri döndürme konusundaki en genel prensipler hakkında konuşacağım. Bundan birkaç yıl önce, “eski sevgiliyi geri döndürmek için en iyi strateji” (The best strategy to get an ex back) adında bir video yapmıştım.  Bunlar ise benim oluşturduğum, buluşma nasıl ayarlanır gibi konuları kapsayan maddeler olacaklar. Çünkü bu tip sorular, bana en çok sorulan sorular.

Bana gelen insanların %90’ının, ilk defa bir ayrılık ardından ya da eski sevgilisini geri kazanmak için geldiğini söyleyebilirim. Ama bir kez sorunlarını irdelemeye başladık mı, yeni gelenlerin kadınlarla tanışma yetenekleri, ilişki yetenekleri, hayat kaliteleri, vücutları, vs konularında problemleri olduğunu, hayat amaçlarını bulmaları gerektiğini görüyoruz.

Kadın ya da erkek, karşı cinsle gerçekten başarılı olmak, çok iyi olmak, yalnız ya da biriyle yeniden olmaya çalışıyor bile olsan gurur duyduğun, sevdiğin ve zevk aldığın, çok iyi bir yaşama veya yaşam stili yaratmak ile alakalı.

Telefon ile görüştüğüm erkeklerin çoğunun büyük problemi, hayatlarında bir amacın veya misyonun olmaması.  Bu erkekler mutlu değiller ve bir erkek olarak gerçekten odaklanmaları gereken şeylere, hırslarına, hedeflerine ve hayallerine odaklanmalarını sağlamak, onların dengeye gelmelerini ve kaba kenarlarının yontulmasını sağlıyor. Bu, onların sadece eski sevgililerine değil ama genel olarak kadınlara daha çekici gelmelerini de sağlıyor.

Şimdi önce yazdığım bir alıntıyı okuyacağım ve sonra da tüm bu sorunları kapsayan maddeleri sıralayacağım:

“Kişisel ve profesyonel insan etkileşimlerindeki en güçlü pazarlık pozisyonu, blöf yapmadan, gerçekten masadan kalkıp gidebilme kabiliyetidir.

Terk edildiğinizde, terk eden kişi sizi hayatında tutmaya devam etmek istiyorsa, ne istediğinizi söylemeli ve sonra da arkanızı dönüp, bir daha arkanıza bakmadan gitmelisiniz. Eğer umurlarında olursa ya da size karşı hala romantik duygulara sahiplerse, gelecekte birgün size ulaşacaklardır.

Eğer terk eden, siz arkanızı dönüp gittikten sonra size ulaşırsa, sadece iyi bir buluşmaya, beraber eğlenmeye ve fiziksel ilişki kurmaya odaklanın.” 

(Corey Wayne buna Have a Date, Have Fun, Hook Up – Buluş – Eğlen – Seviş diyor.)

İlişki bağlılığına ya da buluşmalara bir isim koymaya odaklanmayın! Sizinle yeniden tek eşli ilişkiye girmek terk edenin fikri olmalı.

Eğer terk eden sizseniz ve şimdi eski sevgilinizi yeniden istiyorsanız, ona ulaşın, götün teki olduğunuz için özür dileyin ve buluşmak istediğinizi söyleyin. Eğer buluşmak istemezse, ona fikrini değiştirirse sizi aramasını söyleyin ve arkanızı dönüp, bir daha geriye bakmadan yürüyün gidin.

Eski sevgilinize, sizi romantik olarak yeniden görmek isteyip istemediğine karar vereceği özgürlüğü, tercih hakkını, mesafeyi ve zamanı her zaman verin. Bu nedenle fikrini değiştirmesi için eski sevgiliye ulaşıp durmak zayıf bir pozisyondur ve hiçbir zaman işe yaramaz.”

Şimdi ilk madde ile başlayalım. Burada hem maddeler, hem de maddelerle ilgili açıklamalar var. Bunları okuyarak, tüm önemli konuları kapsamak istiyorum.

Temel olarak yazdığım 13 adet madde var. Şanslı 13 değil mi? 🙂

Madde #1 – Terk edildiğinizde ne yapmalısınız?

Terk edildiyseniz ve ayrılmak istemiyorsanız, friendzone’a girmeyi ya da ayrılmayı kabul etmeyeceğinizi ama görüşmeye devam etmek istediğinizi iletin. Eğer o sizinle romantik şekilde görüşmek ya da size bir şans daha vermek istemiyorsa, fikri değişirse sizi aramasını söyleyin. Eski sevgilinizin sonsuza kadar hayatınızdan çıkmasına izin verin. Hangi sebeple olursa olsun bir daha onunla iletişime geçmeyin. Sadece arkadaş kalmayı asla kabul etmeyin. Ya romantik ilişki ya da görüşmüyorsunuz.

Madde #2 – Arkanıza bakmamak üzere dönün ve gidin.

Arkanızı dönüp gidin ve bir daha da arkanıza bakmayın. Bu, kişisel ve profesyonel insan etkileşiminde en güçlü pazarlık pozisyonudur. Ne istediğinizi bir kere söyledikten sonra karşınızdaki istediğiniz şeyi size vermek istemiyorsa, araba almak isterken verilen fiyatı beğenmediğinizde karşınızdakine fikri değişirse sizi aramasını söyleyip nasıl çekip gidiyorsanız, o şekilde gidin.  Platonik bir arkadaşlık ile ilgilenmiyorsunuz ve eski sevgilinize lütfen romantik olarak görüşmek istemediğin sürece benimle iletişime geçme” diyorsunuz.

Bu amacınızı, ne istediğinizi söylemektir. Siz yeniden bir araya gelmek istiyorsunuz, platonik bir şeyler istemiyorsunuz. Birçok kadın erkeği friendzone diyarında tutmak isteyecektir. Buna asla razı olmayın, asla. Zira friendzonedan asla çıkamayacaksınız ve daha da önemlisi bu, sizin istediğiniz şeyle uyumlu değil. Ne istediğinizle, kalbinizde olanla uyumlu yaşamalısınız. İstediğinizi, kalbinizden geçeni söyleyin. Karşınızdaki bunu vermeyecek ise de çekin gidin, ardınıza bakmayın.

#3 – Çekin gitmek ve bir daha ardına bakmamak demek, sizin eski sevgilinize bir daha asla ulaşmamanız demek.

Hiçbir bahane ile eski sevgilinize ulaşmayın. Bu konuda çok soru alıyorum ve hayır, doğumgünü kutlaması, aileden birinin ölümü bahanesi ile bile eski sevgilinize ulaşmayın. Bu aşamada  eski sevgiliniz numarasını değiştirmiş, başka bir yere taşınmış, sizin için ölmüş gibi davranın.

Bu duruma bakışınız böyle olmalı.  Böyle açık konuştuğum için kusuruma bakmayın ama gerçek bu.

“Ama doğumgünü geliyor şimdi arasam ol …”

Hayır. O sizi terk etti, sizinle o iletişime geçecek. Sizin açınızdan eğer o size ulaşmazsa, hayatınız boyunca onunla görüşmeyeceksiniz.

Eğer bu kişiyle ortak çocuklarınız varsa, tüm ayarlamaları önceden yapın ki sizinle iletişime geçmeleri için hiçbir neden kalmasın.

Şimdi bu çok önemli: Eski sevgilinizin ya da sizden hoşlanmamaya başlayan birinin, sizi hayatından çıkarma kararını yeniden düşünmesi ve bu karardan pişmanlık duyması için, aranızda mesafe ve tamamen ayrı geçen zaman olması lazım.

Sizden bir daha hiç haber almayacaklarını anladıklarında, size ilk ulaşma fikri ondan gelmeli.

#4 – Sizinle iletişime geçerse, buluşma ayarlayın.

Eski sevgiliniz sizinle iletişime geçebilir ya da geçemeyebilir. Sizinle iletişime geçmesinin tek yolu, size karşı bir miktar ilgilerinin kalması ve sizin sessizliğinizin kalıcı olduğunu, size ulaşmazlarsa bir daha asla görüşmeyeceğinizi anlamasıdır.

Eski sevgiliniz eğer sizinle bir daha görüşmeme fikrinden hoşlanmazsa, size karşı fazla katı davrandığını, belki bir şans daha vermesi gerektiğini, ayrıldıktan sonra buluştuğu bir iki adamın götün teki olduğunu, beraberken nasıl da iyi vakit geçirdiğinizi ve sizi arasa iyi olabileceğini düşünmeye başlayabilir.

Eğer eski sevgiliniz ya da buluşmalarda davranışlarınız ile ittiğiniz biri sizinle telefon, mesaj veya eposta aracılığı ile iletişime geçerse, sizi görmek istediğini varsayın.

Şimdi söyleyeceklerim önemli zira bu söyleyeceğin erkeğin değerlendirilmesinde çok önemli yer tutuyor. Muhtaç ve ümitsiz erkekler, kadınla yeniden iletişime geçme bahanesi olarak en ufak şeyleri bile kullanabilirler.

“Bak, Facebook’da yazdığım şeyi beğenmiş, yani onu arayıp buluşmaya çağırmalı mıyım?”

Kesinlikle hayır! Sosyal medya girişlerinizi beğenmesi, izlemesi ve hatta onlar üzerine yorum bırakması, sizinle iletişime geçtiği anlamına gelmez!

Eski sevgiliniz sizinle iletişime geçtiğinde, saçma sapan ve boş muhabbetlerle zaman kaybetmeyin. Direkt ve kararlı olun, ne istediğinizi söyleyin:

“Hey, senden haber almak güzel, görüşmek isterim, ne zaman müsaitsin?”

Birçok erkek bu hatayı yapıyor. Geçenlerde e-posta ile danışmanlık yaptığım bir erkeğin eski kız arkadaşı, erkekle iletişime geçti. Aralarında “ne haber nasılsın, sen nasılsın, işte televizyon izliyorum, ” diye 5-6 mesajlık bir mesajlaşma geçti ve kız cevap vermeyi bıraktı. Benim buna tepkim şu oldu:

“Kız seninle buluşmak istersin diye sana ulaştı ve sen de kızı sıkıntıdan öldürdün. Olduğun yerde daireler çizeceğine, senden haber almak güzel, görüşmek isterim, ne zaman müsaitsin? diye sorman lazımdı.”

Eğer direkt ve kararlı olmazsanız, kız kısa süre içerisinde sıkılacaktır ve mesajlaşmadan çıkacaktır. No Contact (iletişimi kes) kuralını uygulamanızın tüm amacı,  eski sevgilinizin size ulaşması. Ama eski sevgili ulaşınca birçok erkek, “önce biraz mesajlaşıp / konuşup kızı ısıtmalıyım” diye düşünüyor. Hayır, bunu yapmanız gerekmiyor. Siz onunla iletişimi kestiniz ve sizinle iletişime geçmesinin tek sebebi, sizin onu görmek isteyeceğiniz umudu ya da sizin hala kenarda onu bekleyip beklemediğinizi anlamak. Belki de diğer elemanla işler yürümedi.

Direkt ve kararlı olmak, kısa sürede hedefe gelmek çok önemli.

Eski sevgilinizi kendi evinize çağırın. Bir şişe şarap, kahve ya da evde ne içiyorsunuz ondan getirmesini ve beraber yemek yapacağınızı söyleyin.

Eski sevgiliniz ile akşam buluşun. Neden? Zira buluşmak, eğlenmek ve fiziksel birlikteliğe gitmek istiyorsunuz.  Kitabımda (3 Percent Man) bahsettiğim gibi.

Bu buluşma sanki bu kızla ilk defa buluşuyormuşsunuz gibi olmalı ve beraber geçmişinize ya da geçmiş ilişkilerinize atıfta bulunmayın. Yeniden beraber olmayı, ilişkiyi ya da eski sevgilinizi ilişki ile kilitlemeyi konuşmayın.

İlişki, terk edenin fikri olmalı ve ondan gelmeli. Siz sadece sonunda seks olacak eğlenceli ve romantik fırsatı yaratmaya yani buluşmaya odaklanın.

#5 – Eski sevgilinize yedek lastik olmayın.

Buluşma ayarlamaya çalıştığınızda karşılaşabileceğiniz bazı durumlara bakalım.

Eski sevgiliniz sizinle buluşmaya açık olmayabilir ya da sizi yörüngesinde dönen bir uydu erkek olarak tutmak istiyor olabilir.  Yani eğer buluşmak için sizin evinize gelmek istemezse, başka bir yerde buluşmak isterse şöyle cevap verin:

“Çok uzun bir hafta oldu, şu an sadece evimde takılma modundayım. Eğer buraya gelip beraber yemek yapmak istemiyorsan, bir iki hafta içinde bana ulaş ve belki bir buluşma ayarlarız.”

Ya gelmeyi kabul edecektir ya da etmeyecektir. Eğer gelmeyi kabul etmezse, “şimdi kaçmam lazım ama fikrin değişirse beni ara” deyin ve bırakın. Aynı şekilde arkanızı dönün ve gidin.

Eğer eski sevgiliniz arka arkaya iki kere size ulaşırsa ve bu iki ulaşmasında da teklif edeceğiniz buluşmayı kabul etmezse, ona buluşma teklif etmeyi bırakın. Bu çok önemli. İki kere ard arda reddedilirseniz, bir daha buluşma teklif etmeyin.

Bundan sonra da o size ulaşmaya devam edecek ve buluşma olacaksa bunu o teklif edecek. Bu aşamada size hangi uygulamadan ulaşıyorsa ulaşsın, sadece 2-3 mesaj cevabı atın. Bu çok önemli, bu kuralı ihlal etmeyin. Mesajla boş muhabbete gerek yok. Ya buluşun ya da hiç görüşmeyin.

Eğer size telefonla ulaşıyorsa ya da görüntülü konuşuyorsanız, muhabbeti maksimum 2-3 dakikada tutun.

Mesajla ya da konuşarak olsun, her zaman şu şekilde bitirin:

“Senden haber almak güzel ama şimdi kaçmam lazım. Görüşürüz.”

Yani eski sevgilinize söze dökmeden şunu diyorsunuz:

“Meşgulüm, dikkatim başka yerde ve seninle telefonda konuşmak şu an benim için son sırada olan bir aktivite zira ben bu işin peşini bıraktım. Eğer benimle görüşmek istemiyorsan, yeniden denemek istemiyorsan, sana ayıracak tek saniyem yok.”

Bu kelimeleri eski sevgilinize söylemeyeceksiniz ama zihin yapınız bu olacak. Kısa keserken tatlı ve nazik olacaksınız ama “hey şimdi meşgulüm sonra görüşürüz” diye kısa keseceksiniz. Bu eski sevgilinize dolaylı olarak, sizin artık bu işin peşini bıraktığınızı, bir çaba harcamadığınızı, ona zaten iki fırsat verdiğinizi söyleyecek.

Bu aşamada eski sevgiliniz ya sizinle buluşmak ister ya da sizinle iletişime kesmeyi tamamen bırakır.

#6- Sizinle iletişimi hep eski sevgiliniz başlatacak.

Bu da çok önemli bir prensip. Tüm mesajlaşmaları, aramaları ve başka türlü direkt ulaşmaları eski sevgiliniz yapsın. Bir kişi sizinle buluşmak istemiyorsa, aranızdaki ilişkinin yeniden alevlenmesi için bir fırsat vermek istemiyorsa, sizi hayatından itiyorsa, size hep onun ulaşması lazım.

Bu benim kitabımda erkeklere ilk flört etmede yapmalarını söylediğim şeyin tersi.  %100 karşı tarafın ulaşması, sadece terk edildiğinizde, karşınızdaki flörte devam etmek istemediğini belirttiğinde ve siz de görüşmeyi bitirmek istemiyorsanız uygulayacağınız bir şey.

Normalde ilk flört ederken karşınızdaki kişiye, o size ulaşmaya başlayana kadar haftada bir ulaşırsınız. Bu iş  pozitif gelişirse, bir süre sonra kadının size ulaşmaya başlar ve sizin ulaşmanıza bile gerek kalmaz. Örneğin kadın size haftada 3 kere ulaşır ve siz her seferinde buluşma ayarlarsınız ve haftada 3 kere görüşürsünüz. Yani meşgul bir insan olarak sizin ulaşmanıza gerek kalmaz. Telefonda boş muhabbete zamanınızın olmaması lazım. Bu şekilde daha gizemli olabilirsiniz ve kadına sizi düşünmesi, sizi merak etmesi için zaman bırakırsınız. Kadınların sizi merak edip sizi ve sizin gözünüzdeki yerini düşünerek geçirecekleri, sizden uzak zamana ihtiyaçları var.

#7- Siz terk ettiyseniz

Eski sevgilinize ilk sizin ulaşmanızın uygun olduğu tek senaryo, sizin onu terk etmeniz ve daha sonra yeniden birlikte olmak istemenizdir. Ama bu durumda da eski sevgilinizle sadece bir kere iletişime geçeceksiniz.

Eski sevgilinize bir kere ulaşın, yaptığınız hatadan dolayı özür dileyin ve yeniden görüşmek istediğinizi söyleyin. Bu durumda buluşma için eski sevgilinizi gidip almanız, sizde buluşmak istemiyorsa dışarda buluşmanız sorun değil.

Onu siz terk ettiniz. O nedenle eğer kararınızdan pişmansanız, biraz gurur kaybını göze alıp özür dileyeceksiniz ve buluşacaksınız.

Eğer terk ettiğiniz eski sevgiliniz buluşmak istemiyor ceya size başka bir şans daha vermek istemiyorsa, fikri değişirse sizi aramasını söyleyin. Eğer bundan sonra size ulaşırsa, aslolan yine buluşma ayarlamaktır.  Ama siz, ilk ulaşmanızda reddedilirseniz, arkanızı dönüp, bir daha arkanıza bakmayacak şekilde gidin. O size ulaşmazsa bir daha görüşmüyorsunuz.

Zira arıyorsunuz ve “bilmem ki” diye ya da daha kesin reddediliyorsunuz. Bu durumda “fikrin değişirse beni ara” deyin. Filmlerdeki gibi sürekli peşinde koşmayın. “Üzgünüm, yaptığım bir hataydı, kendimi sana affettireceğim, buluşmak için ne zaman müsaitsin” deyin.

Eğer “şu an biriyle görüşüyor gibiyim” gibi bir şey duyarsanız, “ben yeniden beraber olmak istiyorum ama eğer sen istemiyorsan kendine iyi bak demekten başka bir şey yapamam. Eğer fikrin değişirse bana habe ver” deyin.

Eğer size ulaşırsa buluşun, iyi vakit geçirip sevişin. Bu şekilde ilerlerseniz o zaman kız yeni flörtmüş gibi yani siz ona haftada bir ulaşarak yeni ilişkiyi yeşertin. Bunun sadece sizin eski sevgilinizi terk ettiğiniz ve sonra pişman olduğunuz durum için olduğunu unutmayın.

Bu durumda eski sevgiliniz sizinle iletişime geçme konusunda güvende ve rahat hissetmeye başladığında, son buluşmadan sonra arayıp buluşma teklif etmeyin ve bekleyin. O size ulaştığında buluşma ayarlayın.

Konu hakkındaki bizim kitabımız: Eski sevgili nasıl geri döner? İletişimi Kes (No Contact) Kuralı

Çeviri: 7 Principles To Get An Ex Back

21 yaşına girmek üzereyim ve hala incelim

Merhaba Mahmut Abi, ben birkaç ay sonra 21 yaşında olacağım. Üniversitede dil okuyorum, ikisi iyi derecede üç dilim var, profesyonel sporcuyum ve her gün de spor yapıyorum. Ayrıca internette dijital işler üretiyorum. ama benim sorunum şu ki ben de incelim.

Teknik olarak incel değilsin zira incel en sığ anlamı ile “21 yaş üstü ve istemesine rağmen son 6 aydır seks yapamayan” birey demek. Bence 21 yaş sınırı makul zira onun altında seks imkanı zaten kısıtlı olduğundan, 21 yaş altı çocuklara incel demek saçma olurdu.

Ama incel artık, bu seksiz yaşamını hiç tercih edilmeyecek (tipsiz, çok kısa, vs.) biri olmasına bağlamış ve bunu kimliğinin parçası yapmış adamlara deniyor. Yani 25 yaşında ve son 3 yıldır cinsel ilişkisi olmayan adam eğer bunu kimliğinin parçası haline getirmemişse incel demek zor. Ama 18 yaşında bir çocuk, nasıl tercih edilmeyeceği, nasıl it is over olduğu ile kimlik bağlantısı yarattıysa o incel oluyor.

Çok uzattım ama sen incel değil abazansın muhtemelen ki yaşına göre normal sayılır. Ben de 21 yaşına kadar çoğunlukla kızsız ve abazandım, çoğu erkek de öyledir.

bu yıl 3.sınıf olacağım depremden beri okullar kapalı sosyal hayatım yok

Pandemi diye genç insanların hayatını sosyal olarak mahvettiler, sonra da deprem gelince bu tahribat iyice uzadı. 6 yıldır bu site ile uğraşıyorum, 2020 öncesi aklımın almayacağı oranda bir sosyal izolasyon var. Bunu aşmak için özel çaba harcamanız lazım arkadaşlar zira ortam insanı asosyalliğe itiyor.

Öncelikle büyük şehirde yaşıyorsan, sosyalleşmek için üniversiteye ihtiyacın yok.

sadece 2-3 arkadaşım var arada çıkıyoruz. üniversitede de 2 tane arkadaşım var.

Çok acı ama az önce belirttiğim toplumsal yıkımın etkisi yadsınamaz olsa bile, bu durumun sadece dış güçlerin değil, aynı zamanda senin kendi eserin.  Bu konuda bir şeyler yapman, buna öncelik vermen şart.

aslında 18 yaşından beri redpilli biliyorum ama o zamandan beri daha çok blackpill kafasında kalıp yazın başlarında tekrar redpill oldum.

Sosyal hayatınızı geliştirin yazısında değinmiştim. Bu izolasyon ile istediğiniz kadar oyundur, red pilldir bilin. Kadınlar konusunda işinize yaraması, kadınlarla başarılı olmanız çok zor. Tüm sıkıcılığınıza rağmen online, sokakta oyun, vs. ile bir kız bulsanız bile, onun sizin sıkıcılığınıza katlanıp devam etmesi de zor.

Bu nedenle de ara ara siyah hapa kayman anormal değil. Senin gibi sosyal izolasyon içindeki, sosyal olarak güdük biri için oyunun, kırmızı hapın çalışma ihtimali çok düşük.

ama benim sorunum tipim ve sosyal hayatım sanırım.

Sosyal hayatının olduğu kesin. Tipinde sorun var mı bilmem ama muhtemelen tipindeki tek sorun, aşırı sosyal özürlü olmana rağmen bazı kızların yine de gelip seni deliğinden çıkarmaya çalışacakları kadar aşırı yakışıklı olmaman. Yoksa ben 42 yaşında senden 10 kat sosyal bir adamım ve sosyal çevrelerde insanları gözlemliyorum. Tipsiz hatta sizin keko demeyi sevdiğiniz adamların, sırf çok sosyaller ve özgüvenliler diye (en azından özgüvenli görünüyorlar diye) kimlerle olduğunu gidip biraz izlesen, tuvalete gider hüngür hüngür ağlarsın.

Önce bir sosyal hayatını düzelt de sonra tipine laf et. Gerçi şunu da söyleyeyim, senin gibi sosyal olarak güdük bir adamın sosyal hayata atılma süreci acılı ve sonuç alma süresi uzun olacak. Ama bunu yapmak zorundasın.

okul başlayınca sosyal hayatı düzeltmek istiyorum aslında rahat konuşan biriyim ama erkeklerde vs ilk tanışmada biraz çekingenlik var.

Okulu beklemene gerek yoktu ama okula da az kaldı. Git biraz sosyalleş. Ayrıca çok ayrıntı vermemişsin ama senin spor rejimin bana sanki sosyallikten kaçıp izole olmaya çalışan adamların yaptığı türden aşırı gibi geldi. Bunu bizim siteye gelen birçok insanda görüyorum. Sosyal hayata atılmaktan deli gibi korkan adam, “ya ben gyme yalnız ve asosyal takılıp kendimi öyle geliştirebilirim” diyerek spora abanıyor ve bunu sosyal hayattan kaçmak için bir bahaneye çeviriyor. Profesyonel sporcu olduğun için belki sosyal hayatını sekteye uğratacak kadar spor yapman anormal değil ama yine de bundan para kazanmıyorsan, spor için sosyal hayatından yaptığın fedakarlığa değmez.

yine de her şeye rağmen evrimsel süreçte elenme hissi içime çok ağır oturuyor.

Evrimsel süreç seni neden elemesin ki? Mağarana tıkılmış dışarıyı seyrediyorsun. Gerçi ben de 21 yaşında uzun süreler cinsellik yaşayamayan bir çocuktum, çoğu erkek de 21 yaşında yalnız ve cinsellikten uzak bir çocuktur.

biraz geç kalmış gibi hissediyorum ve bunun için sürekli arayış içindeyim

Bende bu yoktu işte. Senin sadece 20 yaşında bunu demen, duygusal zeka yaşının 14-15 civarında olduğuna işaret. 14-15 yaşında birinin zihniyle kendine bakınca tabii 21 geliyor çok geç diye panik yaparsın. Sosyal hayatını geliştirip insan ağına girmen, seni akıl yaşı olarak da olgunlaştıracaktır.

Haberin olsun diye söylüyorum, asosyalliğe devam edip de senin durumunda olan 28 yaşında adamlar da var. Senin için bunu “başarmak” çok zor değil. O nedenle kıçını kaldırıp sosyalleş. Sonra buna online mı eklersin, hayat oyunu mu eklersin orası senin bileceğin iş.

en azından bir tane bile bulsam en azından yapabildiğimi görüp bu konularda özgüvenim olacak

Bu işte çok ciddi bir sorun. Kendini bu şekilde paniğe sürüklersen, her kızla buluşmana “lütfen bu sefer olsun” diye gidersin ve bu muhtaçlık da her yerinden akar. Öyle hissetmesen bile elinden geldiğince, “daha 21 yaşındayım, bakalım bu kızla nereye gidecek” rahatlığında olman lazım.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

Nöroplastisite 301 – Motivasyon kazanma, işleri erteleme hastalığından kurtulma, gelişim zihniyeti, zihinsel antrenman, erkek hormon eniyilemesi ve ilişkiler

(E-Kitap 176 Sayfa – PDF ve EPUB)

(Shopier’de sepete 225 TL ve üstü alışverişte %30 indirim var.)

Nöroplastisite serimizin Nöroplastisite 101 ve 201 kitaplarının ardından bu üçüncü kitabının ilk bölümünde, nöroplastisite yani beyni yeniden kablolamayı, çalışma ve yaşam performansınızı arttırmak için kullanmanızı sağlayacak değişik teknikleri ele alarak başladık. İkinci ve daha uzun olan bölüm ise, diğer kitapların aksine daha çok erkeklere yönelik. Erkeklerin motivasyon, başarı ve rekabet güdülerinde önemli bir yer tutan hormonal eniyileme ile başladık ve daha sonra yine hem erkeklerin hem de kadınların yaşam performanslarını arttırmak için çözmeleri ve istikrarlı bir hale getirmeleri gereken bir konuya, ilişkilere ve cinsel yaşama değindik. Özellikle son bölüm, evrimsel psikolojinin kurucularından David Buss’ın, cinsel partner seçiminin evrimsel dinamiklerinden bahsettiği ilginç bir bölüm.

Hem zevkle okuyacağınızı hem de kendi hayatınızı geliştirmek için birçok bilgiye ulaşabileceğinizi umduğum bu kitabı edindiğiniz için teşekkür ederim.

Mahmut Abi

Kitabı Türkiye’den almak için tıklayınız.
(Alım güvenilir Shopier ödeme sisteminden olup sizin ödeme bilgileriniz bize gelmiyor.)

Kitabı Türkiye dışından almak için tıklayınız.
(Alım güvenilir Payhip ödeme sisteminden olup sizin ödeme bilgileriniz bize gelmiyor.)

Serinin tüm kitaplarını toplu halde Nöroplastisite ile Beyni Yeniden Kablolama Seti olarak alabilirsiniz.

Serinin ana temasını özetleyen ücretsiz kitapçık  için burayı tıklayınız.

Kitabın içindekiler bölümünü aşağıda.

İçindekiler 4
Giriş 8
Diğer Nöroplastisite ve Kişisel Gelişim Kitaplarımız 9
Dopamin Sistemini Kullanarak İşleri Erteleme Hastalığından Kurtulmak ve Çalışmanızı En İyilemek 10
Giriş 11
Dopamin Beyin Devreleri 12
Hedefler ve Bağımlılık 14
Dopamin Dinamiği : Havuzda Dalga Benzetmesi 15
Şiddetli Arzu, Motivasyon, Bir Şeylerin Peşinde Koşma ve Ödül Tahmin Hatası 16
Geribildirim İşaretleri, Ödül Koşullu Öğrenme, “Puan Tahtası” 18
Bağımlılık; Zevk ve Acı Dengesizliği 21
Dopamin Salgılanması ve Bağımlılık Yapıcı Maddeler / Davranışlar 23
Bağımlılıktan Kurtulmak ve Bağlayıcı Davranışlar 24
Teknik: Taban Dopamin Seviyesini Korumak 24
İyileşme ve Postpartrum Sırasında Dopamin 26
Dopamin Dinamikler, Dopamin “Istifleme” 27
Çalışmayı / Çabayı Ödül Yapmak ve Gelişim Zihniyeti 30
Teknik: İşleri Erteleme Hastalığını Yenme 31
Teknik: Meditasyon ile İşleri Ertelemeyi Yenmek 35
Performansı ve Öğrenmeyi Arttırmak için Gelişim Zihniyeti (Growth Mindset) 37
Giriş 38
Gelişim Zihniyeti , Zihniyet ve Anlatılar 38
Zeka Geribildirimi – Çaba Geribildirimi ve Kimlik Etiketleri 41
Performans, Sebat ve Öz Temsil (Self representation) 44
Zeka Değişmez Zihniyeti – Gelişim Zihniyeti 46
Teknik: Zeka (Performans) – Çaba Anlatısı ve Etiketler 46
Teknik: Başarısızlık ve Kimlik: Çaba ve Eylem 47
Teknik: Sabit Zihniyet – Gelişim Zihniyeti : Yenilgi ve Performans 49
Teknik: Sabit Zihniyetten Kurtulmak 52
Stres Geliştiricidir Zihniyeti 53
Stres Performansı Nasıl Arttırılır? 55
Teknik: Hatalar ve Yardım Arama 58
Teknik: Kendine Öğretme ve Gelişim Zihniyeti 58
Zihinsel Antrenman ve Görselleştirme İçin Bilim Temelli Teknikler 59
Giriş 60
Gelişimsel ve Yetişkin Nöroplastisitesi 61
Yeni Kabiliyetler Öğrenmek : Odak ve Uyku 62
Uzun süreli potansiyel artışı (USPA), Uzun Süreli Bastırma (USB) ve Yeni Kabiliyetler 63
Birinci Prensip: Çok kısa, basit ve tekrarlanan görselleştirme 65
İkinci Prensip: Zihinsel Antrenman ve Görselleştirme, Gerçek Antrenmanın Yerine Geçemez 66
Üçüncü Prensip: Gerçek ve Zihinsel Eğitimi Birleştirmek 68
Dördüncü Prensip: Görselleştirmeye Gerçek Dünya Etiketleri Atamak 70
Beşinci Prensip: Zihinsel Görüntüye Denk Gerçek Dünya Algısı 72
Etkili Zihinsel Antrenman Tekniği : Devir, Tekrar, Setler ve Sıklık 73
Zihinsel Antrenmanı Eklemek: Yaralanma, Seyahat ve Fiziksel Aktivite Yapamama 75
Zihinsel Antrenmanın Zamanlaması ve Uyku 76
Zihinsel Antrenmanda Yaşın ve Cinsiyetin Önemi 77
Birinci Şahıs – Üçüncü Şahıs Görselleştirmesi: Gözler Açık ya da Kapalı 78
Fiziksel Kabiliyetler, Motor Korteksi ve Beyincik 79
Geç Dur Yolları (Go – No go) Pathways 80
Dur Sinyali Görevleri ve Hareketi Kısıtlamak 81
Erkekler İçin Hormon Eniyilemesi 83
Giriş 84
Ergenlik, Boy, Direnç Eğitimi, Çocukluk Obezitesi 85
“Birinci” ve “İkinci” Buluğ Çağı 86
Hormon Eniyilemesi ve Kan Testi 87
Beslenme, Egzersiz, Uyku ve Hormonlar 88
Hormonlar, Stres, Sosyal Bağlar ve Amaç 89
Bireysel Hormon Seviyelerinin Bulunması ve ADAM Anketi 90
Libido, Mastürbasyon, Pornografi ve Dopamin ”Dalga Havuzu” 92
Hormon Sağlığı İçin Sürdürülebilir Egzersiz 93
Testosterone Replacement Therapy (TRT) 94
Takviyeler: Kreatin ve Saç Kaybı, Betain, L-Karnitin ve Allicin (Sarımsak) 94
D Vitamini, Boron; SHGB ve Serbest Testosteron 97
Tongkat Ali ve Steroid Yolları 98
Büyüme Hormonu Eniyilemesi ve IGF-1: Beslenme, Oruç, Takviyeler ve Egzersiz 98
Tiroit Hormonu Eniyilemesi : İyot ve Guatrojenler 99
Arzu ve Bağlanmanın Bilimi 100
Giriş 101
Koku, Algılanan Çekicilik ve Doğum Kontrolü 102
Romantizm: Sevgiyi ve Arzuyu Dengelemek 103
Hayvanlar Üzerinde Yapılan Çalışmalar, Vazopressin ve Tek Eşlilik 105
Garip Durum Ödevi, Çocukluk Bağlanması 106
Güvenli Bağlanma Stili (Secure Attachment Style) 108
Kaygılı-Kaçıngan Bağlanma Stili (Anxious-Avoidant Attachment Style) 109
Kaygılı-Kararsız/Dirençli-Güvensiz Bağlanma Stili (Anxious – Avoidant / Resistant – Insecure Attachment Style) 109
Darmadağın-Kafası Karışık Bağlanma Stili (Disorganized-Disoriented Attachment Style) 110
Yetişkin Bağlanma Stilleri 111
Güvenli Bağlanma Stili 113
Otonom Uyarılma: “Tahterevalli” 114
Teknik: Öz farkındalık ve Sağlıklı Bağlılık 117
Arzunun, Sevginin ve Bağlanmanın Nörobiyolojisi 118
Empati ve Çiftleşme: Otonom Sinir Sistemi 119
Pozitif Aldanma, Dokunma 121
Romantik İlişkilerin Sağlamlığı, İlişkilerin Dört Atlısı 123
Eş Seçimi ve Otonom Tonun Tanınması 125
Romantik Bağlanmanın Sinir Sistemi Mekanizmaları 129
İlişkilerde Otonom Koordinasyon 131
Sadakatsizlik ve Aldatma 132
“Kimya”, Bilinçaltı Süreçler 135
Teknikler: Libido ve Seks Dürtüsü 137
Maca (Maca Kökü) 138
Tongkat Ali 139
Tribulus Terrestris 139
David Buss: İnsanlar Romantik Partnerlerini Nasıl Seçerler ve Kısa ya da Uzun Süreli Olarak Ellerinde Tutarlar? 140
Giriş 141
Eş Seçimi 142
Uzun Süreli Eş Seçimi: Evrensel Arzu Edilir Özellikler 144
Kadınların ve Erkeklerin Uzun Süreli Eşlerinde Aradıkları Özellikler 146
Yaş Farkı ve Çiftleşme Geçmişi 148
Flört Döneminde Kandırma 150
Duygusal Sağlamlık 152
Kısa Süreli İlişki Kriterleri, Kayan Standartlar ve Bağlam Etkileri 153
Cinsel Sadakatsızlık: Çeşitlilik Arama ve Mutsuzluk ve Eş Değiştirme 155
Genetik Boynuzlanma ve Yumurtlamanın Çiftleşme Tercihlerine Etkisi 157
Kısa Süreli ya da Uzun Süreli Yasak İlişki ve Gizleme 158
Duygusal İhanet ve Finansal İhanet 158
Cinsellikte Korunma 160
Statü ve Çiftleşme Başarısı 160
Kıskançlık, Eş Değeri Farklılıkları, Uyanık Olmak ve Şiddet 161
Yakın Partner Şiddetinin Spesifik Olması 165
Partneri Elde Tutma Taktikleri: Aşağılama, Suçluluk vs. 165
Karanlık Üçlü (Dark Triad): Narsizm, Makyavelizm ve Psikopati 166
Takip Etme (Stalking) 168
Çocuk Sahibi Olmanın Partner Değeri Değerlendirmesine Etkisi 169
Alışılmadık İlişkiler 170
Partner Değeri Konusunda Öz Değerlendirme ve Kaygı 172
Kendini Kandırma 175

 

Libido, Mastürbasyon, Pornografi ve Dopamin ”Dalga Havuzu”

Nöroplastisite 301 kitabından alıntıdır.

Porno ve mastürbasyon özellikle erkeklerde, birinci gözden seks yapma yerine üçüncü gözden seks yapan başka insanları izleyerek ereksiyon olmaya yönlendiren bir beyin kablolaması durumu yaratabiliyor.

Peki porno ve mastürbasyonun hormonlar üzerinde bir etkisi var mı? Mastürbasyon testosteron seviyesini yükseltiyor mu yoksa düşürüyor mu, internette büyük bir tartışma konusu. Mastürbasyon kesinlikle erkeğin gidip kendisine cinsel bir partner bulma motivasyonunu düşürüyor. Bu konuda çok fazla veri var.

Porno ve mastürbasyon ile boşalma, prolaktin miktarında artış ile alakalı ve bu da belli bir süre libidoyu köreltiyor. Bu körelmenin süresi ise kişiden kişiye ve durumdan duruma değişiyor. Yani sanal dünya olan ekran – porno ve mastürbasyon, gerçek hayatta libidoyu sınırlandırabiliyor.

Mastürbasyon, bir şeyin zehir olup olmadığı, o şeyin dozajına bağlı durumlarından biri. Yani aşırı mastürbasyon, yani mastürbasyonun günde en az bir kere yapılması, beyin kablolamasını göz önüne almasak bile hormonal seviyede oldukça zararlı. Muhtemelen porno kullanımı ile mastürbasyon yapılıyorsa, hormonal denge üzerindeki etki daha da kötü.

Pornonun işi daha da kötü yapmasının sebebi, dopamin duyarlılığı. Bunu anlatmak için, dopamin sistemi – dalga havuzu benzetmesini kullanalım.

Dopamin sistemini, içinde dalga yaratabildiğiniz bir havuz olarak düşünün. Dalga havuzunda çok yüksek dalgalar yaratırsanız ve bu yüksek dalgalar çok sık olursa, havuzdaki “dopamin” dalgalar geldikçe dışarı taşar. Yani sık ve yüksek dopamin zirveleri, dopamin seviyesini, normalde olduğunun da altına indirir.

Ayrıca her dalganın ardından, o dalganın yüksekliğine ve sarplığına (ne kadar hızlı tepeye çıktığına göre) o kadar derin olan bir “çöküntü” (havuzun seviyesinin altına düşen ters dalga gibi) gelir.

Bu nedenle dopamin zirvelerini çok yukarı çıkarmak istemezsiniz. Dopamin zirvesi uyuşturucu maddelerde olduğu gibi çok ama çok yüksekse, dalga havuzundaki dopaminin önemli bir kısmını kaybedebilirsiniz. Ve bundan sonra sadece çöküntü daha derin olmaz aynı zamanda havuzdaki dopamin seviyesi de oldukça azalır.

Dopamin havuzunun derinliği çok hızlı bir şekilde değişebilir. Havuzdaki suyun, havuzun tepesine yakın ama çok da yakın olmamasını istersiniz. 

Porno gibi aşırı uyaranlar, mastürbasyon ve orgazmın zevkine eklenirse, büyük bir dopamin dalgası yaratarak, derin dopamin çöküntüsüne ve taban dopamin seviyesinde kayba neden oluyor. Yani porno ile mastürbasyon sonrasında çok daha derin bir zevk yoksunluğu ve depresif bir dönem oluyor. Porno ve mastürbasyon sonrası meydana gelen yoksunluk, uyuşturucu sonrası yoksunluğa benzer özellikler gösteriyor.

Dr. Gillette’e göre çoğu insan için en iyi pornografi artı mastürbasyon miktarı sıfır.

Dr. Kyle Gillette – Tools for Hormone Optimization in Males (Youtube)

Mahmut Abi’nin notu:

Dr.Gillette, nofap ya da neverfap önermiyor. Hergün mastürbasyon yapmak gibi aşırı mastürbasyon yapmak zararlı diyor. Haftada 2 yeterli, belki 3.

Kısacası, pornosuz bile mastürbasyon, eğer sık yapılırsa ciddi hormonal dengesizliğe neden olabiliyor.

Haftada 2-3 kere seks yapıyorsanız, mastürbasyon yapmayın.

 

40 yaş üstü erkekler kadınlara nasıl yürüyebilir ve yürümeli?

Arda rumuzlu takipçimiz şöyle sormuş:

1) 40 yaşında erkek için nerelerde avlanmak en verimlisi olur. Aynı yaşlarda sayılırız bu konulardaki tecrübeleriniz benim için çok değerli olacaktır.

40’larımda hiç “avlanmadım” ama 30’larımın ikinci yarısından tecrübemle sanırım bu soruyu cevaplayabilirim 🙂

35 yaşı bir erkeğin gündüz oyunu yapmak isteyeceğini sanmıyorum. En azından benim görüştüklerimin hepsi bunu yapmak istemeyen adamlardı. Açıkçası ben de gündüz oyunu yapmazdım.

Sizin için birinci adım bence sosyal hayatınızı geliştirmek. Dışarıda hayat oyunu oynayabilirsiniz ki bu konuda yazdığım kadınlarla tanışma kitabı bunun nasıl yapılacağı ile ilgili.

Üçüncüsü, mutlaka uygulamaları deneyin. Bizim gibi abilerin uygulamalarda şöyle bir şansı oluyor: normalde bizim yaşımızdaki adamlardan hoşlanan ama bizimle tanışacak ortamı olmayan kızlarla tanışabiliyorsunuz. Bu tür uygulamalarda daha yaşlı adamların (bir yere kadar) gençlere göre daha fazla şansı var.

Ama daha fazla kadına ulaşmak için yaşınızı 4 yaş altına ayarlayın. Denendi ve görüldü ki kızlar buluşmada asıl yaşınızı öğrenince pek takmıyorlar. Tabii bu sizi bazı kızların radarından çıkaracak ama yine de nette daha fazla kızla özellikle daha fazla genç kızla eşleşiyorsunuz. 4 yaşın üstüne çıkmayın, sorun olabilir yani 10 yaş gençmiş gibi davranmayın. Bu da gereksiz buluşmalara gitmenize neden olabilir.

Ayrıca meetup.com gibi sitelerdeki etkinliklere katılabilirsiniz. Çalışan erkekler için iş toplantı etkinlikleri verimli olabiliyor özellikle de şehir dışından gelenler oluyorsa.

2) En çok takıldığım konu. Flört aşamasında kızla yazışırken ya da buluşunca ne yapmam gerektiği kırmızı hap çerçevesinde bilmeme rağmen sanki kız taktik yaptığımı anlayacakmış gibi hissediyorum ve oyunu tam oynayamıyorum. Kesin oyundan haberleri vardır gibi geliyor.

Öncelikle buluşmalarda yaptığın şeyler oyundur, kırmızı hap değil.  Ve maalesef senin kafandaki oyun kavramının, oyunun gerçekte ne olduğu ile hiçbir alakası yok.

Oyun kelimesini duyunca insanlar hile-manipülasyon düşünüyorlar. Oyunun kelimesinin öyle bir anlamı da var (oyuna gelmek) ve ayrıca gerçekten de özellikle eski tip PUA oyunlarında çokça hile de vardır. Ama oyunun anlamı bu değil.

Kadın erkek ilişkilerinde kadınlarla tanışma sanatı anlamında oyunu kitapta açıklamıştım. Buraya da yazayım:

Bu kitap boyunca oyun derken, neyi kastettiğimi çok iyi anlamanız gerekiyor. Oyun deyince insanların aklına genellikle hile, düzenbazlık ve manipülasyon gelir. Biz bu kitapta oyun derken, bu tür bir oyundan değil, çocukların ve gençlerin oynadığı, hem rekabet hem işbirliği içeren aktiviteden bahsediyoruz. İki tarafın da isteyerek, manipülasyon olmadan katıldığı, iyi vakit geçirdiği ve bitmesini istemediği aktiviteden bahsediyoruz. Birçok hayvan türünde olduğu gibi insanlarda da karşılaşmadan çiftleşmeye giden yol, genellikle iki tarafın karşılıklı olarak oynadığı bir çiftleşme dansı şeklinde. Oyun derken bu dansı ve bu dansın erkek tarafınca yapılan figürleri kastediyoruz.

Bu nedenle burada öğrendiğiniz şeyleri kadınları kandırmak ya da onlara zarar vermek için kullanmaya çalışmayın. Kadınları baştan çıkarma sanatı (pick up) camiasında sürüyle manipülasyon, hile ve düzenbazlık taktikleri var ama bu kitapta onları bulamayacaksınız. Bu tür hilelere, zayıf, aslen itici erkekler ihtiyaç duyarlar ve bu erkekler hile kullanarak pek bir başarı elde edemezler veya çok kısa süreli başarı elde edebilirler. Aslına bakarsanız eğer bu tür eğilimleriniz varsa, kadın erkek ilişkilerini de aşan bir zayıflığın pençesindesiniz ve bundan kurtulmak için terapi de dahil elinizden geleni yapmanızı tavsiye ederim.

Bu kitapta size öğreteceğim oyun, pozitif cinsel gerilim temelli oyun olacak. Bir kadını kandırmadan, manipülasyon yapmadan ve kendi isteğiyle oyuna dahil edebilirsiniz. Kadın sizinle iyi vakit geçirerek oynayabilir ve sizinle arzu ile birlikte olabilir. Bu kitapta, bu tür bir baştan çıkarma ve oyundan bahsedeceğiz.

Senin oyun öğrenmen, dans öğrenmekle, tenis öğrenmenle, golf öğrenmenle hemen hemen aynı şey.  Öğrendiğin şey hem bir kas – hareket bilgisi hem de bilişsel bir bilgi. Öğrenme şeklin de aynı.  Oyunun ya da dansın kurallarını öğreneceksin, adımları doğru atmayı, ellerini kollarını ayarlamayı, vücudunu ayarlamayı, dönüşleri, dans ettiğin kadını yönetmeyi öğreneceksin. İlk başlarda kötü dans edeceksin ve bir süre dans ederken her hareketini bilinçli ve doğal olmayan şekilde yapman gerekecek. Ama dans ettikçe (kaslarını ve bilişini otomatiğe bağlayan devreler oluşunca) hiç bilinçli düşünme olmadan dans edeceksin.

Bu konuyu sonradan öğrenip içselleştirdin mi, önemli olan iyi dans etmen, iyi tenis oynaman, iyi golf oynaman. Kimse ya bu adam kuralları sonradan öğrendi, doğal hali bu değil demez.  İnsanlar oyunundan etkilenirler.

Yani oyun derken böyle bakman lazım. Sen oyunu hile hurda taktiği sanıyorsun ve öyle baktığın için de başarılı olma şansın düşük. Biz burada fizyoloji – ötrüşmenöroplastisite tabanlı bir eylem planı yapıyoruz, taktik değil.

Birde bu yaşlarda neg atmak eğlenen ustalık dalga geçmek falan biraz garip geliyor. İçimdeki mavi hap daha oturaklı seviyeli davranmamı söylüyor.

Bunlar asıl olgun adamlara doğal. Belki bazı olgun kadınlar bunlara test tepki verebilirler ama kızla yaş farkın oldukça, açık söylemek gerekirse aranızda bir yandan daddy – baby ilişkisi kuruluyor. Kızlar senin eğlenen ustalığına daha iyi tepki veriyorlar. AMA eğlenen ustalığı sululuğa götürmene toleransları, genç bir erkeğe gösterecekleri toleranstan daha az.

Ben eğlenen ustalığı genelde hafif bir dalga geçme ve İngilizce’de dry humor denilen ve duygusal tepki göstermeden ya da gülmeden (gülümseyerek olabilir) espri şeklinde yapmayı tercih ediyorum. Muhtemelen de 90’lar ve 2000’ler ABD sitcomlarının mirası.

Neg ile ilgili söylediğin neg konusunu da anlamadığını gösteriyor. Oyunu, negi ve eğlenen ustalığı, bir kadın erkek çiftleşme dansının figürleri olarak gör. Dans benzetmesi hoşuma gidiyor zira dansların çoğunda erkeğin kadını yönetmesi gerekir. Çoğu dansta kadın, erkek yönetmezse ne yapacağını bile bilemez. Bu nedenle bir erkeğin dans öğrenmesi, kadına göre daha zordur, kadından daha fazla düşünür (sonraki hareketleri düşünmek). Lider / kontrolde olmanın sıkıntıları ama getirisi de büyük.

Bu yazıyı 40’lık abilere yazdım ama gençler erkekler için de geçerli.

Sıkıntılı zamanlarınızda ilişkinizde nasıl davranmalısınız?

Maskülenite sakin, rahat, acele etmeden, neşeli, eğlenceli ve esprili davranmaya neden olur ve bir erkeğin kadını ile etkileşiminde de en iyi davranış şekli, bu tür maskülen davranışlardır.

Ama erkek kadını ile beraberken yeterli sıklıkta duygusal kontrolünü kaybediyorsa, kadın erkeğin gücünden ve sağlamlığından şüphe duymaya ve bunun hemen ardından da kendini güvende hissetmemeye başlar.

Bunun uzantısı olarak örneğin kadın erkeğine problemlerini anlatıp, erkeğine sığınabilir, ama erkek (kadınlar aksini iddia etseler de) bu lükse sahip değillerdir ya da en azından bu lükse kısıtlı bir süre için sahiplerdir. Kadının erkeğe olan sevgi ve saygısına ve ilişkinin uzunluğuna bağlı olarak bir erkek, ilişkisine zarar vermeden en fazla 6 – 9 ay finansal ya da psikolojik olarak düşük modda kalabilir. Şimdi siz söylemeden yazayım, bunun tabii ki birçok istisnası var belki istisna dediğimiz durum daha çok da olabilir ama buna bel bağlamayın. O durumlarda çekim yine etkileniyor ama başka sosyal, ahlaki güçler devreye giriyor.

Çifte standart mı? Evet belki ama doğanın çifte standardı bu. Ben size kadın erkek ilişkilerinde neyin çekim yarattığını, neyin çekim yaratmadığını anlatıyorum.

Bu tabii ki kötü günleriniz olmayacak ya da örneğin kötü finansal durumunuzu saklamak için gücünüzü aşan harcamalar yapmalısınız anlamına gelmiyor. Finansal durumunuz kötü olabilir, kötü günler geçiriyor olabilirsiniz ama burada önemli olan sizin “ben bunları aşacak bir yolu kısa süre içerisinde bulacağım” ruh halinde olmanız. İşsiz kaldıysanız, kadınınız hissetmesin diye çalışırken harcadığınız parayı harcamayın tabii ki ama işsizliğin üzerinizdeki psikolojik baskısını kadınınızla paylaşmayın ve bunu aşacağım modunda olun.

Tabii ki kötü günleriniz olacak, sinirleneceksiniz, üzüleceksiniz ve bu durumda duygularınızı paylaşmak isteyeceksiniz. Birçok erkek bu durumda “kardeşim 3 aylık kız arkadaşımsa anladım ama 3 senelik ve çocuğumun anası kadınla da mı paylaşamayacağım?” diyebiliyor. Kusura bakmayın ama sadece 3 aylık kız arkadaşına yaslanamayacağını protesto edenleri ciddiye almıyorum ama uzun süreli ilişkide ve evli adamların bu sorusu aslında güzel bir soru. Bu konuyu daha önce işlemiştik. Derdini karınla paylaş, hem derdinle hem karınla uğraş yazısına bakabilirsiniz.

Benim tavsiyem mümkün olduğu kadar desteği karınızda aramamanız ama burada bir örnek üzerinden olaya daha detaylı bakalım ve beni dinlemeyecek olanların neler yapabileceğini de konuşalım. Yalnız burada bir ebeveynin kanser olması gibi çok ciddi bir problemden ziyade, erkeğin kendini kötü hissettiği ve bu durumda kadını kendisine dayanmak istediğinde ne yapması gerektiğini konuşacağız.

Temel olarak her erkeğin kötü hissettiği günler ya da birkaç aylık bir süreç olabilir. Bu dönemde erkeğin kendisinin desteğe ihtiyacı olabilir.  Normalde sinirli ve ters bir kadınla eğlenen ustalık ile başa çıkabilecek bir erkek, şu an iyi bir modda olmadığını sakin ve sevecen bir şekilde söyleyip düşünmek için biraz kendine çekilmesi gerektiğini belirtmeli.

Eğer kadın aynı şekilde anlayış ile karşılık vermezse, erkek “bir yürüyüşe çıkacağını” ya da “bir arkadaşını ziyaret edeceğini” ve kafasını boşaltıp gelip konuşacağını söyleyerek kadının yanından ayrılmalı. Bu durumda şöyle bir açıklama yapabilir:

“Bebeğim şu aralar biraz zor günler geçiriyorum ama problem toparlayamayacağım bir şey değil. Senin de iyi bir ruh halinde olmadığını görebiliyorum ama şu an uğraşmam gereken bazı şeyler var. Biraz zaman ver ve sonra seni rahatsız eden şeyleri konuşalım.”

Bakın burada ilişkiye ara vermiyorsunuz ya da zamana ihtiyacım var konuşması yapmıyorsunuz. Alt tarafı onu rahatsız eden konuyu konuşmayı, bir iki gün erteliyorsunuz. Fakat sizin sakin ve sevecen tavrınıza rağmen sizi anlamıyorsa (özellikle tersi durumda siz anlayışlı biriyseniz), daha da karın ağrısı oluyorsa, burada partnerinizin bir size olan sevgi ve saygısı ile ilgili bir fikir de edinebilirsiniz. Gerçi o an öyle davranır sonra özür dilerse duygusal kontrolsüzlüğüne verebilirsiniz ama kalıcı bir arıza çıkarıyorsa, sorununuzu hallettikten sonra bu kadının gözündeki yerinize de bir bakmanız gerekebilir.

Ama merak etmeyin, çoğu normal kadın burada size anlayışlı davranır. Tabii ki siz sürekli olarak problemlerinize gömülüp onunla konuşmayı erteliyorsanız o başka.

Merhaba, ben 32 yaşında evli bir erkeğim. Eşim 28 yaşında. Çocuğumuz yok ama istiyoruz. Eşimle iyi bir ilişkimiz var. Fakat özellikle adet döneminde sinirli ve ters olabiliyor ama bazen dediğim ve yaptığım bir şeyi yanlış anlayarak sinirli ve ters davranabiliyor.

Çoğu zaman böyle bir durumdayken beni çekmeye çalıştığı tartışma tuzağına düşmüyorum. Genellikle sevecen, esprili ve eğlenceli bir davranışla kısa sürede onun da modunu değiştirebiliyorum. Ya da modu kısa sürede deği

Aynı zamanda sınırlarımı çizmesini de biliyorum. Zaten bana saygısızlık eden bir kadın değil.

Benim sorunum, yorgun, hasta ve iş gibi sebeplerle stresli olduğum günler. Bu çok sık olmuyor ama sonuçta ara ara oluyor. Böyle günlerde, karım da eğer bir şekilde ters ise, tartışma tuzağına çekilmeme konusunda sorun yaşıyorum.

Böyle bir durumda, kibarca ortamdan uzaklaşıp kendi odana, yürüyüşe, vs. çekileceksin ve karın da buna saygı duymayı öğrenmeli. Özellikle de zaten ters tarafından kaltıysan ve daha da sinirlenmeye başladığını hissettiysen bunu yapmalısın. Konuşmaktan ve problemlerden kaçmıyorsun, o ruh halindeyken değil birkaç saat sonra daha sakin bir durumda konuşmak istiyorsun. Ama karın özellikle ters olduğu bir gün, saçma sapan bir nedenden tartışma çıkarıyorsa, o zaman böyle saçma sapan bir şeyi konuşmaktan kaçmış oluyorsun tabii ki 🙂 Bu da kötü bir şey değil.

Yalnız özellikle size ilgisi yüksek bir kadın, sürekli olarak sizin dikkatinizi ister ve böyle bir zaman isteğinden hoşlanacağını düşünmeyin. Özellikle normal halinizde esprili ve sevecen bir şekilde sorunları çözmenize alışmışsa, gereğinden fazla hoşnutsuz da olabilir. Böyle bir durumda “biliyorsun ihtiyacın olduğunda yanındayım ama şimdi üzerinde çalışmam gereken problemlerim var, sonra konuşalım” deyin.

Burada kadın okuyuculara bir bilgi vermek istiyorum. Kadınların bazen  anlamadığı şey, erkeklerin sorunları olduğunda kadınlardan farklı olarak yalnız kalmaya, kendi “mağaralarına” çekilmeye ihtiyaç duydukları.  Ya da sorunlarını kendi erkek arkadaşlarıyla paylaşmaya ihtiyaç duydukları. Kadınlar sorunlarını erkekleriyle paylaşmak, erkeklerine yaslanmak isterler. Bu onlar için sevgi göstergesidir. Erkekleri ile paylaşmamaları ise her zaman olmasa da erkeklerine olan sevgi ve güven azlığına denk gelir. Bu nedenle kadınlar erkeklerin sorunlarını paylaşmamalarını sevgi ve saygı azlığı olarak algılayıp paniğe kapılabilirler.  Erkeklerin bu durumda olabildiğince sakin kalıp, kadına sevecen ama kararlı bir şekilde bunun böyle olmadığını hissettirmeleri gerekebilir. Kadınlar ve erkekler sorunlarını farklı şekillerde çözerler ve aslında cinsel kutupluluğun güzelliği olan bu farkı ortadan kaldırmaya çalışmak, kadının ya da erkeğin ilişkisini baltalamasına yol açar.

Bu duruma tersinden bakarsak, bir sorunu varsa kadınınız size dayanmak ister ve hatta sizin bunu kısmen sırtlamanızı da ister. Bunda bir sorun yok. Ama erkek olarak aynı şeyi beklemeyin. Yani kadınınız sizin sorunlarınızı sırtlayamayabilir.

Kırmızı hap camiasında erkeklere, kadınların duygusal tamponu olmamaları gerektiği söylenir ki doğrudur. Ama bu genellikle beraber olmadığınız kadın için söylenir. Beraber olduğunuz kadının da duygusal tamponu olmamalısınız ama aynı zamanda onun bilge çınar ağacı da olmalısınız. Bunun dengesi maalesef KH materyalinde yok. Bir başka yazıda bunun dengesine de değinelim. Zira bazı arkadaşlar “ne ya bunla mı uğraşacağım” modunda olabilirler ama uzun süreli ilişki ve evlilik sürekli “evet kocişim, sen ne dersen kocişim” modunda olmaz ve bu durumlarda sizin liderliği ele almanız gerekir.

Kendi sıkıntılı dönemlerimde, karım ufak bir şeyden öfkelendiğinde, odağımı kaybedebiliyorum. Böyle durumlarda karımı tolere etmekte zorlanıyorum ve ondan destek görmediğimi hissediyorum.

Burada saplıklı sınırları, yukarıda anlattığımız gibi çizeceksin.

Böyle durumlarda aptal tartışmalara girebiliyoruz.

Kadınlar küçük şeyleri alıp büyük problem haline getirmeye meyilli olabilirler. Erkek, en azından erkek adam ise, “büyük problemleri” alıp küçültmeye meyillidir.

Kadınlar neden böyleler, neden problemleri büyütürler diye protesto edebilirsiniz ama bunun evrimsel bir adaptasyon olduğunu çocuğunuz olunca fark edebiliyorsunuz.  Kadınların psikolojik donanımlarının önemli bir kısmı hamilelik ve annelik etrafında şekillenmiş vaziyette ve kadının en ufak kaygıyı, tehlike hissini büyütmesi, çoğu zaman yanlış alarm olsa da, bebeğin hayatta kalma ihtimalini arttıran bir şey. Fakat erkek de, kadın panik haline giderken sağlam ve soğuk kanlı duracak şekilde evrimleşmiş.

Bu nedenle kadınlar daha çok oranda nevrotik (negatif duygulara eğilimli), erkekler daha az oranda nevrotik oluyorlar (bu, erkeğinden daha soğukkanlı kadın, kadınından daha panik erkek olmaz demek değil ama genel dağılımda kadınların nevrotiklik ortalaması erkeklerin ortalamasından yüksek).

Bunu kendisine söyledim. Bazen modunun değiştiğini ve bunu yönetebileceğimi ama bazen başka dertlerle uğraşırken onun nazını çekmeye istekli olamayabileceğimi söyledim. Bunu anlıyor gibi görünüyor ve hatta haklı olduğumu söylüyor.

Evet ama kadınların bazen gücünüzü test edeceklerini unutmayın. Zira siz onun erkeğisiniz, erkek her şeyi çözebilir ama arada hala güçlü mü diye test etmek gerekir. Kadınların bilinçaltı mekanizmaları bu şekilde çalışır. Erkek yükünü taşımak istemiyorsanız, kadınlarla olmayıverin.

Benim sorum, bu durumları nasıl yönetebileceğim.

Bence bunu konuştuğunda haklı olduğun cevabını alıyorsan çok da kötü bir iş çıkarmıyorsun.  Ama yukarıda belirttiğim gibi, kendine çekilme kısmını tartışmaya çekilmeden önce yap. Bir de böyle günlerce kaçamazsınız yani bu kendine çekilme saatlik olarak toleransınızın tükenmeye başladığı zamanlarda kullanılmalı. Her kötü hissettiğinizde değil.

Ölçülü bir şekilde kendinize çekilmenize rağmen kadınınız hala tartışma çıkarmaya, sizi kaçmakla suçlamaya çalışıyorsa, orada olay sizin ne kadar erkek adam olduğunuzdan çok, nasıl bir kadın seçtiğinizle alakalı olabilir.

Sorularınızı bana uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz. Youtube, Spotify ve Patreon kanallarımızı da takip etmeyi unutmayın.