Kırmızı hapı anlamakla uygulayabilmek arasındaki fark

Kırmızı hapı okuyup anlayan erkeklerin kırmızı hapı kendi hayatlarında uygulayabiliyor olduklarıyla ilgili şüphelerim var. Bence bunu pek azı yapabiliyor. Uygulanmasını zorlaştıran 2 temel sebep olduğunu düşünüyorum.

Sebep 1:

Bu sitede kırmızı hap ile alakalı harika, aydınlatıcı metinlere denk geldiğinde sen de birçok erkek gibi kafanda o konuyla ilgili taşların yerine oturduğunu hissetmişsindir. Hatta o yazının sana kızlarla ilişkilerindeki sorunları çözmen ve güçlü bir erkek olman konusunda kesin bilgiyi vermiş olduğunu bile düşünmüş olabilirsin.

Ancak aradan haftalar-aylar geçer ve geriye dönüp baktığında belki de o günkü edindiğin bilginin davranışlarında hiç de değişiklik yaratmadığını, yine benzer durumlar karşısında yıkıldığını, yenildiğini gözlemlersin. Kırmızı hap metinlerinde yazanlar çok açık ve mantıklı gelmişti halbuki. Peki neden bu kırmızı hap metinlerinin hayatına bir yansımasını sağlayamadın?

Aslında cevap basit. Bu zamana kadar belki iyi çocuk olarak yaşadın, kızlara karşı muhtaç davrandın ve kafanın içinde kıza layık olmadığın düşüncesi sürekli dönüp durdu. Ama şimdi Kırmızı hapa uygun olarak tüm bu alışkanlarının tersi şekilde davranmaya kendini şartlıyorsun.

Bu uygulamanın zor olmasının nedeni, artık gerçeği bilsen de eski kötü alışkanlıkların karakterinin bir parçası gibi sana yapışık hale gelmesi. Evet, bu muhtaç düşünme ve davranış tarzları sende alışkanlık haline geldiler. Bu tıpkı sigarayı neden bırakman gerektiğini çok iyi bildiğin halde ertesi gün sigarayı neden bırakamıyor olduğunla benzer bir durum: Kendini fazlaca zorlaman gerekecek.

Bu yüzden şuana kadar okudukların sırf aklına yattı diye bir daha benzer bir durum gelince başarıyla istendik şekilde davranmaya başlamayacaksın. Çünkü o anda alışkanlıkların, duyguların sana tam tersini yapmanı söylüyor olacak. Bir nehirde tam ters yönde yüzer gibi bu alışkanlıklarına beynini her zamanki eğilimlerine karşı mücadele vermek zorunda kalacaksın. Okuduğun kırmızı hap metnini içselleştirmek için belki 10 kere, belki 40 kere her zaman yaptığın şeyden farklı olan şeyi yapmaya kendini zorlaman gerekecek.

Aslında utangaçlık bile bir alışkanlıktır. Utangaç birine girişken davranmak normal gelmediği için beyin sınır koyar. İyi çocuk tavrını içselleştiren feminenleşmiş ruh hali için de aynısı geçerli.

Sebep 2:

Birçok erkek hayatlarında sürekli pratik yapabilecekleri bir kız akışı yaratamıyorlar. Bu kız akışının olmaması kırmızı hapı uygulamaya karar veren erkek için kötü haberdir. Bir yerden iyi-kötü devam eden yeni kızlarla tanışma akışı yaratamayan adam Kırmızı hapı bildiğini sanıyor olabilir. Ama bu bilgi ancak genel kültür seviyesinde, arkadaş muhabbetlerinde satılacak kıvamdadır. Fazla pratik edilmediği için içselleşmez. Bir hata yapıp batırınca “kırmızı hapta böyle diyordu, göz göre göre aynı şeyi yaptım, bir dahaki sefere o şekilde davranacağım” demekten bahsediyorum.

Mesela kırmızı haptaki “kız sana karşı umursamaz davranırsa aşırı duygusal tepkiler verme” gibi ifadeler bu durumla karşı karşıya kalınca duygusal tepki vermemen için yeterli olmuyor. Çünkü bunu uygulayabilecek kadar duygusal güce sahip değilsin. Duygusal güç de eğrisiyle doğrusuyla tecrübe ettiğinde artıyor. İlk başta yüzmeyi teorik olarak bildiğin ve kulaç atman gerektiğinin farkında olduğun halde suya atıldığında paniğe kapılıp çırpınan adam gibi davranacaksın. Bu pratik eksikliği yüzünden en azından ilişkiler boyutunda kırmızı hap uygulanacaksa, iyi-kötü bir kız akışı yaratamayan erkekler kırmızı hapı içselleştiremez ve kırmızı hap o erkek için arkadaş ortamında satabileceği bir genel kültür malzemesi gibi olur.

Bu kız akışı artık onlinedan mı, sosyal den mi, gündüz oyunu (bununla alakalı detaylı bir kaynak yazmıştım) ndan mı gelir senin seçimin.

Çünkü olayın içinde kişisel sentez yoktur. Kişinin yaşadıklarıyla okudukları birleşmez. Zaman zaman şöyle laflar duyuyorum: “Adam doğal, kırmızı hapın ‘k’ sını bilmiyor ama kızlarla başarılı”. Doğal dediğimiz bu adamlar kırmızı hap gibi şeyleri bilmese de davranışsal seviyede o bilgiyi sentez etmiş adamlardır. Sokaktan geçen birçok adamın kırmızı hapı, kırmızı hapı çok iyi bilen adamların birçoğundan çok daha iyi uygulayabildiğini düşünüyorum. Bu erkekler kırmızı hapın ‘k’ sından haberdar olmadıkları halde hayatlarında belki şans eseri doğru kişileri modellemişlerdir ya da kendi tecrübeleriyle işe yarayan örüntüler bulabildikleri için başarılılar. Sen de bu adamlar gibi okuduğunu fazlaca pratiğe dökmelisin ki okuyup öğrendiklerinle uyguladıkların arasında büyük bir fark olmasın.

Secret

Hoşlanılan kıza nasıl mesaj atılır?

Bir okur mesaj oyunu nasıl olmalı diye sormuş:

Bir erkeğin mesaj oyununda dikkat etmesi gereken genel detaylar neler abi, bir mesaj oyunu nasıl olmalı? İlk mesajdan buluşmaya giden süreçte mesajlaşma nasıl kullanılmalı? Mesajlaşmada ne tarz konular konuşulmalı?

Hoşlanılan kıza nasıl mesaj atılır, sevgiliyle nasıl mesajlaşılır, mesajdan buluşmaya nasıl geçilir konusunu bu sitede birçok yerde ve en son Erkekler İçin Tinder Rehberi kitabında uzun uzun ve ayrıntılı anlattım. Burada genel hatları ile toparlayayım:

Öncelikle mesajlaştığınız her kızla hatta çoğu kızla buluşmayacaksınız. Sayıları bilin ve kendinize işkence etmeyin. Sosyal medya ya da Tinder gibi uygulamalarda olsun, sokak oyununda olsun, aldığınız telefon numaralarının çoğundan iş çıkmayacak. Hayatın gerçeği bu. Kabul edin. Bir kıza çok takılmayın.

Mesajlaşma uzatılmamalı. Uzatılırsa kızın mektup arkadaşına dönersiniz. Uzun süre buluşmadan mesajlaşmanın kendisi tek başına olacak işi oldurmayan ve çok sık yapılan bir hatadır. Ama abi kızla aynı şehirde değiliz gibi bahaneler bahane değildir. O zaman kendine aynı şehirde olduğun bir kız bulacaksın.

Mesajlaşma aşamasında mutlaka tabak çevirin. Kızlar çeviriyorlar, sizin de çevirmeniz sizin için önemli. Tüm dikkatinizi muhtemelen sizden başka birkaç erkekle daha yazışan tek kız odaklamanız, yazma sıklığı ve umursama konularında paniğe kapılıp muhtaç duruma düşme şansınızı arttırır.

Mesajlaşma kadın oyunudur. Ne kadar kısa tutarsanız o kadar iyi. Günde toplam 20 dakikadan fazla mesajlaşmayın.

Mesajlaşmaları ilk bir iki kere erkek başlatır ama sonra kızın erkekten 2 kat fazla mesaj başlatması beklenir. Mesela 2 kere sen başlattıysan ondan sonra 2 kere o 1 kere sen başlatacaksın. Kızdan daha sık veya onunla eşit miktarda mesaj başlatmanın kendisi tek başına olacak işi oldurmayan bir hatadır.

Burada geldik bir erkeğin kadın – erkek etkileşiminde elindeki en önemli silahına. Gerektiğinde çekip gidebilme gücü. Bakın kız hapşırdınız mı çok yaşa demedi diye çekip gitmekten bahsetmiyorum, gerektiğinde diyorum! Kız size mesaj atmıyor mu? Atana kadar kızı unutun. Siz en son mesajı attınız, o bir daha mesaj atmadı ve bitti. Biterse bitsin. Paniğe kapılıp kızın peşine düşmeyin.

Fazla umursamayı bırakın. Umursamayı bıraktığınızda sonuç almaya başlayacaksınız.

Mesajlaşmada kızla aynı hız taktiği izleyeceksin. Ondan uzun ve ondan kısa yazmayacaksın. Ondan daha sık veya daha az sıklıkta yazmayacaksın. Böylece ilgisi olmayan kıza zaman harcamaz, ilgisi olan kızı ilgisizlikten kaçırmazsın.

Zalım görüldü attı, mavi tıklarını gönlüme sapladı saçmalıklarını bırakın. Konuşmayı yürütmeye ve buluşmaya odaklanın.

Günde toplam 20 dkdan fazla mesajlaşılmamalı.

Sitedeki mesaj oyunu yazılarını okuyun. En çok yapılan hataları görebilirsiniz.

İrrasyonel bir kendine güven ile yaklaşıp “hayal kırıklığına” uğramak taktik açıdan rasyonel bir temkin ile yaklaşıp hayal kırıklığının etkisini azaltmaktan daha başarılı bir stratejidir. Bir kız size telefonunu verdi ise sizinle mesajlaşmak istiyor varsayımı ile hareket edin. Örneğin 1 gün mesaj atmazsa bile mesaj atacak zira benimle buluşmak istiyor diye düşünün. Evet çoğunlukla hayal kırıklığına uğrayacaksınız ama “ya zaten bu da istemiyor” temkinliliği genellikle bayık bir mesajlaşmaya, her yerinizden saçılan kendine güvensizliğe, kızın mesajlaşma sıklığına ters tepki göstermenize veya spesifik bir kızın peşine düşmenize neden olur.

Bir kızla ilk iletişime geçtikten sonra onunla birlikte olmak ya da en azından öpüşüp sarılmak için toplam 8 saatiniz var. Yani 3 saat mesajlaşsanız, ilk buluşma 3 saat olsa ondan sonra kaldı 2! Şimdi bu matematik formül değil tabii kızın size ilgisine bağlı olarak 5 saat de olabilir 15 saate. Ama belli bir hızla ve sonuç odaklı hareket etmezseniz, o etkileşimden bir fiziksel yakınlık çıkma şansı hızlıca azalır.

Günümüzde erkekler daha bir kez buluşmadan 2 – 3 mesajlaşma ve konuşma ile 8 saati sanalda harcayıp bitiriyorlar. Siktir lan oradan sen ne biliyon sanki demeyin, bunu çok gördüm 🙂 Telefon aldıktan sonra sabah 2lere kadar mesaj / konuşma (ekstra olarak hatuna hayatınızda bir baltaya ya da güzele sap olmak açısından bir halt olmadığını da kanıtlıyorsunuz) ve sonra da kız neden soğudu neden arkadaş kalalım dedi, neden ortadan kayboldu!

Bu kadar şey yazdık ama erkeklerin mesajlaşmada yaşadıkları tüm sorunların ana kaynağı kadınlaşmış olmaları maalesef. İki mesaj arasında kız kendisini hatırlatana kadar kızı doğal olarak unutuyor olmanız lazım. 13 yaşında boyband hayranı kız çocuğu gibi sürekli onu düşünmek gerçekten yetişkin bir erkeğin yapabileceği bir lüks değil. Sizin bir sürü şeyle meşgul olmanız lazım (bir sürü kızla olmasa bile).  İlk mesajlaşmaları ve yürümeyi yapmanız ne kadar doğalsa, kadının aranızdaki “ilişkiyi” inşaa etmek için sizi bir iki tık daha fazla dürtüyor olması da o kadar doğaldır. Çoğu kadın için bu, eğer içinde arzu yüksekse dert değildir. Eğer bu olmuyorsa bunun iki nedeni vardır:

1) Kadının size olan arzusu yeterli değildir. Bu kızı çok fazla aramak, arzusunu arttırmaz. Tam tersine azaltır. Bu kızı bırakmakla çok fazla bir şey kaybetmezsiniz.

2) Günümüz feminen öncelikli propagandasından erkekler kadar kızlar da etkileniyorlar. Kız, erkek arayacak, sürekli arayacak propagandası ile kendi ilişkilerini sabote eden bir kız olabilir. Erkeğin fazla arayıp muhtaç duruma düşerek ilişkisini sabote etmesi gibi. Bu kızı bırakmakla da çok fazla bir şey kaybetmezsiniz.

Maskülenite ve Cinsel Pazar Değeri

Son birkaç haftadır çeşitli şekillerde karşıma çıkan bir kafa karışıklığı var: maskülenite ve cinsel pazar değeri birbirine karıştırılıyor. Cinsel Pazar Değeri, heteroseksüek ilişkiler bağlamında, karşı cinsin sizi ne kadar arzulanır bulduğunun bir ölçüsü. Maskülenite ise erkeğin güç, cesaret, yetkinlik ve onur boyutlarındaki seviyesinin bir ölçüsü. Bunun Maskülenitenin Evrimi yazısında tanımlamıştık:

Bunlar taktik erdemlerdir :

  • Güç
  • Cesaret
  • Ustalık
  • Onur

Bunlar, erkeklerin bir ölüm – kalım senaryosunda birbirlerinden isteyecekleri, ihtiyaç duyacakları, talep edecekleri özelliklerdir.

İçinde bulunduğunuz binanın birdenbire zombilerce çevrelendiğini düşünün. Bu değerler, bir anda sizin yanınızdaki erkeklerde olmasını isteyeceğiniz değerler olacaktır.

Maskülenite seviyenizi kadınlar belirlemezler. Masküleniteyi de kadınlardan alamazsınız. Sebep ile sonuç birbirine karıştırılıyor. Çok kadınla yatmak sizi maskülen yapmaz, maskülenite genellikle sizin çok kadınla birlikte olmanızı sağlayabilir. Kadınlar erkeğin cinsel pazar değerini belirlerler ama cinsel pazar değeri erkeğin tip, statü, maskülenite, para gibi özelliklerinin bir toplamıdır.

Geçenlerde bir tweet ile Pook’un Dünyanın Düzeni yazısından bir parça paylaşmıştım:

“Skor peşinde koşup skor çetelesi tutan adamlar hakkında ne düşünüyorsun?”

Pook ile aynı şeyi. Dildo vatandaşlar 🙂

Dildo Vatandaşlar (benim baştan çıkarıcı/oyunculara taktığım bir isim), maskülenitelerini kaç tane kızla yattıklarına göre ölçerler. “Fetihlerini” ispatlamaları için herkesten “kanıt” ve “rapor” beklerler.

Oraya bir arkadaş, “Ama 26-27 yaşına kadar dildo vatandaş gibi takılmak daha iyi sanki” yazınca da şöyle demiştim: “Masküleniteni kadın onayından almak ve kadın onayına bağımlı olmak hiçbir yaşta iyi değil. O onay seks bile olsa.

Bunun üzerine bir okur şunu sormuş:

Mahmut abi twitterda böyle güzel bir cümle kullanmışsın.Biraz açar mısın? Maskülenite kadınlardan bağımsız bişey evet ama sonuçta kadınlarda arzu uyandırabilen adamlara maskülen diyebiliyoruz. Bu cümle söylediğim şeyden farklı bir şey mi?

Kadınlarda arzu uyandırabilen adamlara maskülen demiyoruz, maskülenite kadınlarda arzu uyandırabilir ama tanımı kadınlara bağlı değildir. Yukarıdaki tanımları düşünürseniz hiçbirinin kadınlarla alakası yoktur.

Hiçbir kadın sizi arzulamıyor olsa bile maskülen olmalısınız ve olabilirsiniz. Mesela Notre Damme’ın Kamburundaki kambur mert ve sırtını dayayabileceğin bir adamdır. Her ne kadar kadınları tiksindirse de.

Abi özellikle kadınlarla sıkıntı çeken erkeklerde maskülenite sıkıntısı olmuyor mu? Buna vurgu yapmıyor muyuz? Şahsen ben ona vurgu yapıyorum,yanılıyor olabilirim tabii. Her maskülin erkek,kadınlarla başarılı olacak diye bişey yok ama maskülin adamın CPD çok düşük değilse başarılı olması beklenir? Alfa kafa yapısı bu denklemin neresinde? Özellikle Rollo Corey’i örnek verdiğinde herkes maskülen olmadığını söylemişti. Sanırım kavram kargaşası.

Evet birçok erkekte maskülenite sıkıntısı var ama git masküleniteni kadın onayından al demiyoruz. Zaten böyle bir şey mümkün değil. Makülenite kadınlardan bağımsız bir erkek özelliği. Diğer erkeklerle arandaki takım ve hiyerarşi oyunundan geliyor. Maskülenite sana mal mülk kadın arzusu sağlayabilir. Ama bolluk maskülenitenin sonucudur. Maskülenite bolluğun değil.

Geçenlerde twitter’da blokladığım arıza biri “çirkin adam nasıl maskülen olacak ey bunu açıkla Mahmut piçi” diye bir şey yazmış. Hadi o adam gerçekten rahatsız biri ama bunu sonra birkaç yerde daha duydum. Sorunun absürtlüğünü anlayabiliyorsunuz değil mi?

Bunun demeye çalıştığı şu: “Ben kadınlarca arzulanmayan bir erkeksem neden ve maskülen olayım.” Kafası hala kadın onayına bağımlı bir erkek için rasyonel ama gerçekte saçma bir soru bu.

Maskülenite tek bir kadın yüzünüze bakmasa bile sizin hayatınıza olumlu katkı yapar arkadaşlar. Yakışıklı olmak, uzun boylu olmak, zeki olmak sizi daha öne çıkarmaz mı? Çıkarır tabii ki. Belki bunlara sahip değilsiniz diye diğer alanlarda sizinle eşit olan adamların hiçbir zaman önüne geçemeyeceksiniz. Onlar sizden hep daha önde olacaklar. Eee? Siz mesela maskülen (güçlü, cesur, yetkin ve onurlu) olarak ayda 5,000 TL değil 15,000 TL kazanabileceksiniz diyelim. Ama çirkin ve kısa birisiniz. Ve yakışıklı ve uzun biri sırf bu ikisi nedeniyle 30,000 TL kazanacak. Şimdi “hiçbir zaman onun gibi olamayacağım o kadar kazanamayacağım” diye 15,000 TL kazanmayıp 5000TL ‘ye mi talim edeceksiniz?

NOT: Yanlış anlamayın. Sitede ara ara yorumlar yazan umutsuzlara da aldanmayın. Kırmızı hap sayesinde, daha maskülen bir erkek olmanın sayesinde tipinin getirdiği avantajsızlıkları yenen birçok erkek var. Yani çirkinsem demek ki maskülen olsam da, oyunum iyi olsa da benim cinsel pazar değerim düşük olacak diye bir şey yok.

Onay Arayışı (Bağımlılığı)

Onay arayışı, kişinin kendisini sevilmeye layık görmemesinden, özünde kendini değersiz olarak görmesinden kaynanan ciddi bir problem. Kişi, kendi “değersiz” varlığının kendi kendine verdiği onayı, fikirlerini ve hatta tek başına varoluşunu önemsemediği için, dışardan kendisine verilecek onaya bağımlı hale gelir ve ikili ilişkilerinde bu onayı aramayı önemli bir amaç haline getirir.

Yanlış anlamayın, başkalarının sizi onaylaması kötü bir şey değil, aksine sosyal bir hayvan olan insana daha fazlasını yapma isteği veren iyi bir şey. Belli bir seviyeye kadar davranış ve söylemleriniz ile onay aramak da doğal. Başkalarının fikirleri oldukça pozitif ve hatta birçok durumda sizi hatadan çevirecek değerde olabilir. Burada bizim bahsettiğimiz “problem”, başkaları sizi onaylamazsa mutlu olamayacak ya da kendine güvenemeyecek şekilde onay bağımlılığı ve bunun sonucunda meydana gelen aşırı onay arayışı. Burada problem başkalarının bizim davranış ve söylemlerimiz hakkındaki fikirlerine, kendi fikirlerimizden daha fazla önem vermektir.

Onay bağımlılığı, uyuşturucu bağımlılığına benzetilebilir. Onay bağımlısı başkalarının onayını aldığında kafası “güzelleşir”, mutluluk sarhoşu olur. Ama onay kendisinden esirgendiğinde kendisini çok kötü hisseder ve onay ile yeniden “uyuşmak” için aşırı bir onay arayışına girer. Her bağımlılık gibi, onay arayışı da ne kadar uzun süreli ise o kadar köklü bir problem haline gelir.

Onay bağımlılığı birçok soruna yol açar. En önemlileri şunlar:

Yanlış Kararlar Almak – Başkalarının onayına bağımlı ve onayını arayan bir insan, kendisinin değil onların hedef ve arzularını kendisinin hedef ve arzularının önüne koyar. Sizin için önemli olan konularda harekete geçmek yerine, onlar için önemli konularda harekete geçer. Kısacası kendi hedef ve arzularını, başkaları için feda eder. Bu durum genellikle, onay bağımlısının yanlış kararlar vermesine neden olur. Kız arkadaşının sağladığı onayı elde tutmak için onun çocuk ve evlilik hedeflerini gerçekleştirmeyi, kendi kariyer hedeflerinin önüne koyarak bir erkeğin – hazır olmadığı halde – evlenmesi gibi.

Önemli Şeyleri Yapamamak – Onay bağımlısının zamanı başkalarının istek ve arzularını gerçekleştirmeye ayrıldığından, onay bağımlısı kendi hedef ve arzularını gerçekleştirecek zamanı bulamaz. Uzun vadeli mutluluk için fedakarlık önemlidir ama insan daha çok yakın vadede kazanacağı zevklerden fedakarlık etmelidir, kendi zamanını başkalarına feda etmemelidir. Başkalarına yardım etmek ya da onların da arzu ve isteklerini dikkate almak iyi bir şeydir ama onay arayışını abartmış bir bağımlı, kendi hayatını başkalarına feda eder.

Mutluluğunu Başkalarına Bağlamak – Başkalarının onayını arayan kişi, başkalarının insafındadır. Onların duygusal dalgalanmalarının, istek ve arzularının kuklasıdır. Eğer karşısındaki onay vermezse mutsuz olur, verirse mutlu. Fakat onay bağımlısının mutsuz olduğu zamanlar, mutlu olduğu zamanlardan çok daha fazladır. Zira onay bağımlısı spesifik insanlardan spesifik onaylar beklerler ve her insan kendi motivasyonlarına göre davrandığından onay arayan kişinin aradığı onayı düzenli olarak istediği kişiden alması çok zordur.

Kaygı – Her hareketinde karşısındakinin onayını arayan, onu sinirlendirmeyi, onunla fikir ayrılığına düşmeyi onaylanmamak olarak algılayan insan, her hareketi ve sözü sonrası karşısındakinin tepkisini düşünerek kaygı içinde yaşar.

Başarısızlık – Onay arayışındaki insanlar, yukarıdaki olumsuzluklar nedeniyle finansal alanda, insan ilişkilerinde başarısızlığa meyillidirler. Zamanının çoğunu kendini geliştirmeye ve gerçekleştirmeye değil başkalarının onayını elde etmeye adayan kişi, onların başarılarına katkıda bulunabilir ama kendi başarısı için yeterince emek ve zaman harcamaz.

Peki insan, onay bağımlılığından nasıl kurtulur?

Öncelikle onay arayışının önemli bir hayatta kalma mekanizması olduğunu ve bu nedenle de güçlü bir dürtü olduğunu bilmeniz lazım. İnsanlar sosyal yaratıklardır ve tarihin çok uzun bir döneminde kendi kabilesinden dışlanmak, insanın ölüme terk edilmesi anlamına geliyordu. Bu nedenle de başkalarının onayı için kendi bireyselliğimizi feda etmeye, dürtü seviyesinde meyilliyiz.

Fakat artık o uzun tarih döneminde yaşamıyoruz. En azında bu devirde. Başkalarınca dışlanmak hala iyi bir fikir değil ama artık ölüm kalım meselesi de değil. O nedenle onay arayışını abartmamızın hiçbir mantıklı nedeni yok.

Onay bağımlılığından kurtulmak için ilk yapmanız gereken şey, kendi başınıza da mutlu olmayı, kendinizle başbaşa iyi vakit geçirmeyi öğrenmektir.

Kendi kararlarınızı, kendi arzu ve hedeflerinize göre kendi başınıza almayı öğrenin. O kararların sorumluluğunu alın ve sonuçlarını yaşayıp onlara katlanın.

Kısacası daha bağımsız bir yaşama sahip olun.

Burada teorik değil pratik bir şeyden bahsediyoruz. Çoğu insanın onay bağımlılığının nedeni, aradığı onayı alamazsa içine düşeceğini düşündüğü kötü durumun tamamen kafalarında yarattıkları bir canavar olması. Bu insanlar, kendilerini onay alamadıkları durumlara maruz bırakıp şunu görmeliler: başkalarının onayı olmazsa size ve mutluluğunuza pek fazla bir şey olmuyor.  Aslında tam tersi birçok kez, daha güçlü ve mutlu oluyorlar.

Örneğin patronunun, müşterilerinin ve iş arkadaşlarının onayını arayan ve bu nedenle iş yerinde gece geç saatlare kadar çalışan ve mükemmeliği arayan bir çalışanı ele alalım. Bu çalışan bu şekilde devam ederse çalışabilir yaşamının ikinci yarısına varmadan tükenip bitecektir. Böyle birinin öncelikle yapması gereken şey azar azar fazla mesaiye, ekstra işe vs. hayır demesi, mükemmelik takıntısından vazgeçmesidir. Çoğu durumda bu kişi, daha az çalıştığında, daha fazla işe hayır dediğinde, daha az mükemmel olduğunda işlerin kötüye gitmediğini ve hatta iyiye gittiğini görecektir.

Bu arada yeri gelmişken tekrar edelim, çok az sayıda insanda oldukça faydalı olabilecek mükemmeliyetçilik,çoğu durumda onay arayışının sonucudur. Mükemmeliyetçi, birçok durumda mükemmel olmazsa dışlanacağı ya da reddedileceği korkusu ile mükemmeli arar. Yaptığı işi en iyi şekilde yapma motivasyonu ile değil.

Günümüzde birçok erkeğin kadın onayı arayışı da bir başka örnek. Hayatlarının bekar dönemlerinde eğlenemeyen veya mutlu olamayan, yanlarında / kollarında bir kız yokken kendilerini varoluş seviyesinde eksik hisseden, bir veya birkaç kadının değil “kadın milletinin” onayı için çırpınan erkekler, günümüzde çok yaygın. Kadın onayına bağımlı bir erkek o onayı kafası okşanarak, pohpohlanarak (iyi çocuk) ya da seks, hayranlık (piç, dildo vatandaş) şeklinde alamadığında depresyona girer.

Kadınların onayının arayışı burada sıklıkla gördüğümüz bir durum.

“Bir süredir yürüdüğüm hatun mesajıma görüldü attı ve öylece bıraktı. Kendimi tutamadım ve ona bana neden yazmadığını ve bir sorun olup olmadığını sordum. – Sorun olmadığını ve benim sevilebilir biri olduğumu onayla lütfen. – O mesajı görmedi ama cevap vermedi. Ben de bunun üzerine kızgın şeyler yazdım. – Burada erkek istediği şeye sahip olmayı hak etmediğine inanıyor. Kızın kendisini bırakıp gitmesinin an meselesi olduğuna inanıyor. Aslında o mesajları atmasının nedeni bunu engellemek, kendisini zorla kızın hayatına sokup kendisini rahatlatmak. Bkz. Umursamayı bıraktığınızda daha fazla sonuç alacaksınız.

“Abi ben eskiden betaydım, şimdi alfa oldum (artık o ne demekse). Şimdi eski oneitisime gidip ona ne kadar değiştiğimi göstermek istiyorum.” – Yani bu kızın senin değişimini onaylamasını istiyorsun.

“Onu aradım ve ona niyetimin ciddi olduğunu, beni yanlış anlamasının haksızlık olduğunu söyledim.” – Yani annesinin başını okşamasına alışkın iyi çocuğun, bak ben annemin gurur duyduğu bir erkek oldum onayını kızdan beklemesi.

“O İzmir’i kazandı. Ben mezuna kaldım. Boğaziçi’nde İşletme okumak istiyordum ama ona yakın olabilmek için İzmir’i tercih ettim.” – Kendi hedef ve arzularından fedakarlık yapmazsa yalnız kalacağını (kadın onayı) veya reddedileceğini düşünen erkek davranışı. Onay bağımlılığının en kötü versiyonlarından biri.

vs …

Kadın erkek ilişkilerinde onay bağımlılığından kurtulmak için, onay bağımsız bir erkek gibi davranıp bunun arkasında durmanız lazım. Bu konuyu Erkek Adam zihniyeti nasıl içselleştirilir yazısında ele almıştık.

Onay bağımlılığı konusunda size en çok yardımcı olacak şeylerden biri de kendi hedef ve tutkularınızın olması. Bunlar için çalışmaktan sizi tembellik haricinde alıkoyacak şey, genellikle başkalarının onayı için bunlara ayıracak zamandan fedakarlık etmektir. Gideceğiniz limanı bilmek ve o limana doğru yol aldığınızı görmek, sizin kendinize verdiğiniz değeri arttırır ve bu değeri dışardan onay şeklinde elde etme ihtiyacınızı azaltır. Hedefe doğru yürümek ki öncelikle bir hedef gerektirir, sizin daha fazla mutluluk hormonu salgılamanız ve dışardan gelecek mutluluğa bağımlılığınızın azalmasına yardımcı olur.

İlk buluşmaya gelmeyen kadın

Şöyle kısa bir soru geldi:

Mahmut Abi. Özelden cevap vermediğini biliyorum ama bunu yazı yapıp cevaplamak istersin diye gönderiyorum. Eğer hayır dersen yorumlara yazacağım.

Yorumlara yazsaydın iyi olurdu zira e-postaya gelen yazıları cevaplamıyorum ancak bazıları yazılık ise yazıya alıyorum.

Hatunla ortak bir arkadaşımızın sosyal hesabında bir mesajıma yazdığı cevap ile tanıştım. Özel mesajlaşmadan telefona geçtim ve whatsapp üzerinde de iyi bir oyun çıkardığımı düşünüyorum. Kızı, mesajlaşmayı uzatmadan, yeri ve zamanı ayarlayarak buluşmaya davet ettim.

Buraya kadar siteyi okumuş ve uyguluyor görünüyorsun.

Buluşma saatinde, buluşma mekanına gittim. Bilmiyorum, belki de kıza mesaj atıp geliyor musun diye sabahtan kontrol etmem gerekliydi.

Yeri – günü – saati belliyse gerekli değil.

Kız buluşmaya gelmedi abi. 20 dakika orada bekledim. Aslında kıza mesaj atmadan oracıkta nextleyecektim ama dayanamayıp “yolda mısın?” diye mesaj attım.

Kız günü – yeri – saati belli buluşmaya gelmemiş. Mesaj atmanda bir problem yok.

Ne dese beğenirsin? “Ya ben şey unutmuşum, uyuya kalmışım.” Gelmiyorsun yani dedim. Hiçbir şey olmamış gibi “evet gelemeyeceğim.” dedi. Şimdi ben anlamadım. Bu hatun bunu bana ilgisi az olduğundan mı yaptı, arıza mı? NEXTleyim mi? Aramasını bekleyeceğim ama aradı mı bir buluşma daha mı ayarlayayım? Yoksa onun buluşma ayarlamasını mı bekleyeyim. Hani sadece 1 kere oldu ya bu. Ondan kafam karıştı.

Hatun seni çok kaba ve saygısızca ekmiş. Şimdi bir kadın seni son anda ve kayda değer bir sebep göstermeden ekebilir. Ama önceden haber verir. Bu durumda kadının ilgisinin yetersiz olduğunu varsayıp, hatunu NEXTlersin. Hatun bir daha ararsa bu durumda kızın yeniden bir şans kazanması için, yaptığından pişman olduğunu belirtir bir özür dilemesi gereklidir. Yoksa hatunu tamamen radardan çıkarırsın ve bir şans daha vermezsin.

Senin durum farklı. Hatun buluşmayı tamamen sallamamış ve gelmeyeceğini haber bile vermemiş. Aradığında da sallamamış. Şimdi burada asıl sorun hatunun kişiliği. Tamam bunun üstüne sana ilgisi de yetersiz olabilir ama burada ilgi yetersizliği bir kişilik arızasının şiddetini arttırır. Temel neden değildir.

Bu hatun bunu bana ilgisi az olduğundan mı yaptı, arıza mı? Hatunun arıza olduğunu varsayabilirsin.

NEXTleyim mi? Ebediyen.

Aramasını bekleyeceğim ama aradı mı bir buluşma daha mı ayarlayayım? Yoksa onun buluşma ayarlamasını mı bekleyeyim.  Birincisi aramasını bekleme. Zira arasa da bir şey olmayacak. Bir kere olmuş olabilir ama kızın kişilik bozukluğu ve saygısızlık seviyesi bir şans daha verilmemesini gerektiriyor. Neden? Kuyruk acısından değil, kızın düşük meziyetli (düşük kalite de diyebilirsin illa o kelimeyi kullanacaksan) olmasından. O kadar düşük ki, fazlaca bir çaba gerektirmiyor olsa bile değmez.

Eğer sana ulaşırsa, fazla konuşmana gerek yok. Kesinlikle sinirlenmeden “o günkü yaptığın kaba ve berbat bir davranıştı” dedikten sonra “her neyse şimdi bir işim var, kapatmam lazım bye” der ve telefonu kapatabilirsin. Kızın artık seninle bir şansı kalmadı.

Eğer kız özür diler ve buluşmaya davet ederse kibarca “teklifin için teşekkür ederim ama bu hafta çok yoğunum, ben seni sonra ararım” gibi bir şey söylersin ve kapatırsın. Sonra da kızı aramayı unutursun.

Bu ekstrem bir durum. Peki eğer sizi önceden haber vererek ama iyi bir bahane belirtmeden ekerse? Aşağıda yazdıklarımın hepsi bu durum için geçerli.

Kızı arayıp verip veriştirmenin, trip atmanın bir manası yok. Çoğu kadın, kötü bir şey yaptığında, eğer aşırı sinirlenip kendisine suçlama savurmaya başlarsanız birden bire sizin onu kötü hissetirmenize odaklanır ve bu nedenle de sizin kötü biri olduğunuz hissine kapılır. Bunun ardından kendi kabahatini unutmayı bırakın, siz kötü biri olduğunuz için bunu hakettiğinizi bile hissedebilir.

Bu nedenle bir kadına en koyan hareket hemen her zaman sessizce çekip gitmektir. Sizin “kötü” bir insan olmanız ilüzyonu ile yaptıklarını “haklı” çıkaramayacağı için, kendi kabahati ile başbaşa kalır.

Birçok erkek çekip gitmeyi bir erkek ile dalaşmadan kaçmak gibi bir şey sanıyor. Karşınızda bir erkek yok. Kadınla kadın olmadan dalaşamazsınız. Zaten yukarıda anlattığım gibi dalaşmanız ona (size yaptığı şey konusunda) kendini iyi hissettirir. Neden kendisini iyi hissetsin ki? Sessizce bırakıp gidin, kendisini kötü hissetsin. Size bir şey ifade etmeyebilir ama “sessiz terk” kadınlar üzerinde çok etkili bir silahtır.

Tekrar ediyorum, ekstrem olmayan ekmede, kızı arayıp mesaj atmayın. En iyi strateji, kızın bu davranışının sizin için bir önemi (yani kızın bir önemi) yokmuş gibi davranın. Sinirlenmeyin, aramayın ve hiçbir şekilde açıklama istemeyin. Kız yeryüzünden buhar olup uçmuş gibi davranın.

Burada sizin kızla ilk buluşmadan önce yapabileceğiniz bir iki şey de var. Örneğin, kız buluşmaya son anda bir mazaret bulup gelmeyecekmiş gibi bir B planı yapın. Mesela kız gelmezse o gece ava çıkıyormuş gibi bir iki yer belirleyin ve oralara gidip yeni hatun için avlanın. Kız buluşmayı iptal edince eve gidip Netflix izleyip kaderinize yanmayın yani. Hatta size tavsiyem hatun B planı olsun. Eğer yalnız kalacaksanız, o gece avlanacaksınız. Eğer hatun gelirse ve birbirinizle iyi vakit geçirirseniz, hatunla devam edersiniz. Kısacası gecenizi ve eğlencenizi daha hiç buluşmadığınız bir hatuna endekslemezseniz, zaten  pek umrunuzda olmaz.

Bazen bu hatun siz geceye devam ederken mesaj atıyor. Gece dışarı çıktığınızı ve güzel bir mekanda eğlendiğinizi söyleyin. Onu oraya çağırmayın. Eğer kendi gelmeyi teklif ederse yeri söyleyin, gelirse gelir. Bir daha hatunu siz aramayın. Bir daha sizi ararsa buluşmak istediğini varsayıp yeni buluşma ayarlayabilirsiniz. Tabii ilk kez ekiyorsa.

Vaka Çalışması – Tinder buluşması, eski erkek arkadaş ve ortadan kaybolan kız

Merhaba. Tinder’dan bir kızla tanıştım. Telefon numarasını almam ve buluşma ayarlamam hızlı oldu. 2. buluşmamızda evime geçtik ve birlikte olduk.

Hiç fena değil. Türkiye’de bir kız sizinle yatacaksa ortalama 2inci veya 3üncü buluşmada sizinle yatıyor. Dünyada da bu pek farklı değil.

Seksten sonra 1.5 yıllık ilişkisinin 3 hafta kadar önce bittiğini, eski erkek arkadaşının kendisine çok kötü davranması nedeniyle ilişkiyi kendisinin bitirdiğini ama onu hala tam olarak unutamadığını anlattı.

Ups. Orgazm sonrası itirafları. Hatun reboundlarda. Bu aşamada senin bilmen gereken şey, eski erkek arkadaşın sana karşı duygusal bağ avantajı olması. Hatun her ne kadar terk etmiş olsa da, ayrılığın nedeni ve hatunun “hala eski erkek arkadaşına yanık olduğunu” sana söylemekte sakınca görmemesi, senin bu kızla ciddi düşünmemen gerektiğini ve resmi olmayan ilişkiden öteye gitmemen gerektiğini gösteriyor.

Ona “sana kötü davranan ve saygı göstermeyen bir erkek seni haketmiyor. Sen daha iyilerini hak ediyorsun” dedim.

BAM! Beyaz Şövalyem, Kaptan Bir Kevaşe’de Sen Kurtarım. Hollywood ve Türk sinema sektörü tarafından beyni yıkanmışım. Kim tutar seni!

Şu dediğinin “ama ben sana iyi davranacağım ve saygı göstereceğim, o nedenle o piçi değil daha iyi çocukları YANİ BENİ seç!” demek olduğunun farkında mısın? 2 kere buluşup yattın ve kız sana az önce benden ilişki çıkmaz dedi. Sen ne yaptın? Dolaylı olarak ilişki ima ettin. Bak amacın 100% bu olmasa bile dediğin 100% benim anlattığım gibi anlaşılacaktır!

Bu tür şeyler filmlerde çalışır gerçek hayatta ise kendi ayağına sıkmaktır. Kendisine kötü davranan biri ile 1.5 sene çıkmış hala da onu istiyor. Emin ol daha iyilerine layık! Emin ol ??!

Ayrıca seksten sonra bunu duyman seksin kız için o kadar da iyi olmadığına da işaret olabilir. O konuda bir şey yazmamışsın ama bu da olasılık. Yine de bir shit test olarak varsayalım ve bu durumda testi geçememişsin.

Ertesi gün arayıp bir buluşma daha ayarlamak için mesaj attım.

Yapmasan daha iyiydi. Bu kızla resmi olmayan ilişki şeklinde takılabilirdin ama sana söylediği bu şeyden sonra kızın seni aramasını beklesen daha iyi olurdu. Zira kız seninle seks yaptıktan hemen sonra sana ben  aslında başkasını düşünüyorum demiş. Resmi olmayan ilişki ya da FWB bile olacak olsa kızın seni istediğini göstermesini beklemeliydin. Ayrıca kızı aramasan, kızı sana söylediği şey yüzünden saldığını düşünecekti (ki yapman gereken buydu) ve kaybetme korkusu ile seni arayacaktı.

Kız bana biraz düşündüğünü ve şu an bir ilişkiye hazır olmadığını yazdı. Buluşmak istemediğini ve eğer bir iki ay içinde kafasını toparlayabilirse beni arayacağını söyledi.

Hımmm. Filmlerde başarı sağlayan şövalyeliğin gerçek hayatta neye yol açtığını görüyorsun. Ayrıca kızın ilişkiden bahsetmesi bana senin anlatmadığın konuşmalarında fazla ilişki öncelikli olduğunu söylüyor. “Şu an bir ilişkiye hazır değilim” demek, “şu an SENİNLE bir ilişki istemiyorum” demektir. “Bir iki ay içinde kafamı toparlayabilirsem seni arayacağım” demek de “bir daha seni aramayacağım, kendine iyi bak” demektir.

Ben de “seninle görüşmeyi istiyorum ama oturup da seni bekleyeceğimi sanmıyorum. Eğer fikrin değişirse beni ara”.

Mükemmel! En doğru tepkiyi vermişsin. Bu “fikrin değişirse beni ara” kısmına bazıları çok takılıyor ama sen “oturup seni beklemeyeceğim” kısmını söylemesen bile “sen beni ara ben o zamana kadar birini bulmadıysam bakarız” demektir.

Bir hafta sonra, zayıf bir anımda ona mesaj attım 🙁

BAM 2! Ağzından çıkanların davranışlarınla uyuşmaması durumunda ağzından çıkanların zerre değeri yok! Kız seni reddetti, masadan  kalktın ve o seni arayana kadar sen onu bir daha aramayacaktın. Yukarıda “mükemmel” tepki dediğim şeyin anlamı budur. Ama sen ne yaptın? Bir hafta geçmeden kızın peşine düştün.

Siz bu masadan kalkıp no contact / NEXT sürecine girmeyi blöf sanıyorsunuz. Ben blöfümü yaptım, şimdi onu arayabilirim. Yok öyle bir şey. Bir kere erkek olarak sözünüzün arkasında durmanız lazım.

Kıza “ben dediklerimin arkasında duramayacak kadar zayıfım” diyorsun. Neden bu kadar zayıfsın? Zira muhtemelen hayatında başkası yok, olabileceğine inancın yok. Kızı arayarak kıza bunu da söylüyorsun. O da şövalyeliğinden ve ilişkiye dünden hazır halinden tam tahmin ettiği gibi tercih edilmeyen bir erkek olduğunu anlıyor.

Bunu söylediğimde bazen “ben başka kadınlarla da takılıyorum, tercih edilmeyen bir erkek değilim” tepkisi alıyorum. Olabilir ama o kadınlarla bu kadını farklı yere koyuyorsun ve bu kadını koyduğun seviyede kadın bulamıyorum diyorsun. Biraz düşünürseniz bu hiç kadın bulamamaktan çok farklı değil. İstemediğin kadınlarla birlikte olmak o kadar da zor bir şey değil.

Buluşma ayarladım ve buluştuk. Kızla iyi vakit geçirdik ama hala ilişki istemediğini tekrarladı.

Muhtemelen sen hala ilişki öncelikli erkek sinyalleri veriyorsun. Bu kızı ilişki ile kapamak istiyorsun zira bu da kaçacak diye korkuyorsun. Korku temelli davranman yanlış ama varsayımın daha da yanlış. 2020 yılındayız. Bir kızı ilişki ile kapatırsam gitmez diye bir olay da yok.

Ayrıca unutmayalım, resimde eski erkek arkadaş var ve sen muhtemelen ona gitmiş veya gidiyor olmasından korktun ve bir şey yapman gerektiği yanılgısına kapılıp korku ile kızı aradın. Oysa hiçbir şey yapmaman gerekiyordu.

Herşeyden önce eski erkek arkadaşını unutamamış kızla zaten ilişki olmaz. Ve eğer kız kendisine kötü davranan adama geri dönerse bu kızın da pek ilişki materyali olmadığını da gösterir.

Kıza, “eskiden ilişkilerden kolay kopamazdım ama artık daha güçlüyüm …

Birader, 2 kere buluştun ve yattın. Bu üçüncüsü. İlişki falan yok aranızda, sen neyden konuşuyorsun. Kesinlikle ilişkiye dünden razı erkek sinyalleri veriyorsun. Bunlar MUHTAÇ erkek sinyalleridir. İstediğin kadar böbürlen.

ve kendi hayatıma bakıp başka limanlara yürüyebiliyorum” dedim.

Burada okuduğunuz şeyler kızlara söylemek için anlatılmıyor. Uygulamanız için anlatılıyor. Seni reddeden kızı arayıp peşine düşmüşsün, reelde şebek gibi davrandıktan sonra sözel olarak istediğin kadar goril gibi göğsünü şişir ve yumrukla.

Seni reddedeni NEXTleyecektin ve kendi hayatına bakacaktın. Tinder senin için az çok çalışıyormuş, eminim oradan ya da reel hayattan başka kızlar bulabilirsin.  Kız eski erkek arkadaşına gidecekti seni arayacaktı veya başkasını bulacaktı. Seni ararsa duruma göre kıza bir rütbe verip takılacaktın.

Kız bu söylediklerimden çok etkilendiğini söyledi.

Pohpohlamak çok bilinen bir kadın manipülasyonu çeşididir.

O gün el ele tuttuk, bana sarıldı ama öptürmedi.

Ben seninle ilişki istemiyorum diyen kızı öpmeye kalkmadın umarım. Yok muhtemelen kalktın. Hala kızın peşinde koşuyorsun.

Sonraki bir hafta boyunca mesajlaştık ve mesajlaşmalar sıcaktı. Ama hep ben mesaj atıyordum. Mesajlarıma sıcak cevap verse de o hiç mesaj atmadı.

Oh ne güzel. Seni reddedenle gay erkek mesaj arkadaşı da oldun. Aferin. Kızın sana mesaj atmasını bekleyecektin. Mesajlaşmaları da sen başlatmışsın. İlişki ilişki diye peşinde koşarak soğuttuğun hatunun peşinde ilişki ilişki diyerek koşmaya devam ediyorsun.

Fakat bir haftadır mesaj yazmıyorum. O bana hiç mesaj atmadı. Bir yerde kız mesaj atmıyorsa haftada bir mesaj atarak yokla gibi bir şey demiştin.

Tavsiyeleri bağlamını da anlamadan öğrenmeyin. O yeni yürüdüğün ve seni reddetmemiş kız bağlamında yapılabilecek bir şey. Bu kız seni iki kere reddetmiş!

Ne yapmalıyım? Onu arayıp yoklayayım mı? Yoksa tamamen no contact kuralı mı?

HAYIR! Bu kızı bir daha arayıp sormuyorsun. Seni ararsa (muhtemelen aramayacak) buluşma teklif et. Bu hatunu dışarı götürüp tek kuruş para harcama. Direkt evine çağır. Dışarıda buluşalım derse “benim dışarı çıkasım yok ama fikrin değişirse haber ver ben evdeyim” de ve kızı yine unut. Kız seni hiç aramazsa bu kızla sonsuza kadar görüşmüyorsunuz.

Ayrıca fazla iyi çocuk eğilimlerin var ve genel olarak kadınlarla ilişkinde problemler var gibi görünüyor. Siteyi oku. Yorumları ile. İlişki Sihirbazı – Kadınlarla Başarının Sırları kitabına ve Pook’un Kitabına bakmanı tavsiye ederim.

Yapılması gereken işleri erteleme hastalığı

Yapılması gereken işleri ertelemek, Google’dan gördüğüm kadarıyla bir hastalıkmış gibi aranmış ama durum bu değil.  Yapılması gereken işleri ertelemek insan doğasının sonucudur yani hastalık değil doğal bir şeydir.

İşleri neden ertelersiniz?

Bunun nedeni genellikle ertelenen işlerin doğası ile alakalıdır. Bu işler yapması en etkili işlerdir ve insanın gözünü korkuturlar. Zira bu işler çoğunlukla daha fazla zaman, dikkat ve eneji gerektirirler. Yine çoğunlukla sıkıcılardır, zorlardır ve/veya düzensizlerdir.

Daha da kötüsü bu işler hemen hemen hiçbir zaman kısa vadeli ödül veya zevk sağlamazlar. Bu nedenle ödülleri, güçlü alt beyine (gri madde) bir şey ifade etmez, entellektüel ama daha az güçlü üst beyine hitap eder (alt beynin aradığı zevklerden fedakarlık gerektirir).

Aynı şekilde bu işler hemen hemen hiçbir zaman kısa vadeli ceza ve acıya da neden olmazlar. Bazıları bugün yapmasanız önemsiz olabilirler  ama yapmamaya devam ederseniz zamanla çok önemli bir belaya dönüşebilirler.

Bütün bu özellikler (bir iş tüm bu özelliklere aynı anda sahip olmayabilir ama ne kadar çoğuna sahipse o kadar ertelenmeye meyillidir), bu işleri yapmanız gerektiği halde yapmamanıza neden olur. Ve bunlardan arta kalan zamanı ise genellikle yapmamanız gerektiği halde yaptığınız şeyler doldurur.

Netflix izlemeye, yazmanız gereken bir raporu bitirmekten çok daha az zihinsel direnç göstermenizin nedeni, Netflix izlemenin eğlenceli, kolay, düzenli (netflixi aç, filmi seç, playa bas) ve zevkli olmasıdır.

Peki yapılması gereken işleri ertelememek için ne yapmalısınız?

Tutkuyla yolunda yürüdüğünüz bir amaç edinin.

İlkel beyninizin aradığı pozitif duygular çok güçlüdür. Bu duygularla başa çıkabilmenizin yolu, üst beyninizin aradığı ve daha güçlü pozitif duygular peşinde koşmaktır. Tutkuyla yolunda yürüdüğünüz bir amaç bulmanız, işlerin en önemlilerini ertelemenize engel olacaktır. Merak etmeyin, bir amaçla ilgili güçlü pozitif duygu kimyasalları amaç yolunda yürüdüğünüzde salgılanır, illa amaca ulaştığınız anı beklemeniz gerekmez.

Ertelenen işlere hemen elde edilir ödül ve ceza ekleyin.

Örneğin her ertelenen iş günü için kendinize yarım gün zevk aldığınız bir şeyden uzak kalma cezası verin. Ertelediğiniz iş için harcadığınız her yarım saat için kendinize yarım saat çok zevk aldığınız bir şeyi yapma sözü verin. Ya da bir 10 Lira verin ve onu zevk için harcayın.

Hergün ilk iş olarak ertelenen ya da ertelenmeye meyilli bir işi yapın.

Bu alışkanlığı edinmek zor olacak ama edindiğiniz zaman sıkıcı, zor ve acılı işlerden hemen ve kafanız taze iken kurtulacaksınız.

İşi yapmaya başlamak için bir saat ve bu işleri yapmak için bir süre belirleyin. Mesela saat 10:00’da oturup 3 saat bu işlere bakacağım deyin. Ve saat 10’da o işlerin başına oturun. Yapmasanız bile oturun ve o işlere bakın. Başka bir şey yapmayın! Sadece bakın.

Tecrübeyle sabittir ki (bunu da bana biri öğretmişti) bir süre belki birkaç gün bakıyorsunuz ama bir yerde yapmaya başlıyorsunuz. Örneğin ben üniversitedeyken bir finale başlamak için yarın saat 19:00 3 saat ile başlayacağım diye kararlaştırırdım. Saat 19:00’da çalışma salonunda o finalin kitaplarının başına otururdum. Hiçbir şey yapamazsam bile yatakta müzik dinlemek ya da kantine inmek gibi isteklere karşı koyar orada öylece kitaplara bakardım. Bir süre sonra (belki aynı gün değil ama ertesi gün) farkında olmadan çalışmaya başlıyorsunuz.

Bir keresinde temizlemem gereken çok pis bir programlama hatası vardı. Multi-threaded uygulamada çökme oluyordu ki bilen bilir pis bir hatadır, bulması zordur (zaten gidermem 1 haftamı almıştı!) Erteleyip duruyordum. Sonra birgün buna bakmaya karar verdim. İlk gün 4 saat programı çalıştırıp patlamasını izlemekle geçti. Ama sonra sıkıldım ve ayıklamaya giriştim.

Bu tür işlere günde 2 saat ayırarak başlayın ve bunu haftada 30 dakika arttırarak 4 saate çıkarın.

Günde sadece 3 – 5 iş yapın.

3 iş kuralı. Bence dünyanın en iyi hikayelerinden biri kaplumbağa – tavşan hikayesidir. Başarılı bir şekilde çalışmak kaplumbağa gibi yavaş ama sürekli yürümekle olur. Tavşan gibi bir gazla depar atıp sonra ağaç dibinde uyuklamakla değil. Günde 3 – 5 işi temizleyin ama hergün bu kadar işi temizleyin. Fazlasını yapmayın. Bir motivasyon patlaması ile gaza gelip 10 – 20 işi bitirip sonra neredeyse kaçınılmaz olan motivasyon dibi ile hiçbir şey yapmadan günler geçirmeye göre çok daha etkilidir.

İşleri kafanızda tutmayın. Bir yapılacaklar listeniz olsun.

Ben bu iş için basit bir Excel dosyası kullanıyorum. Danışmanlık görüşmelerimde nasıl organize olduğumu anlattığım arkadaşların hemen hepsi bu kadar taş devri bir teknik kullanmama çok şaşırdılar ama böyle basit teknikler daha etkili.

Yapılacaklar listemde her satırda bir iş var. Biten işi gri yaparım ve BİTTİ diye işaretlerim. İşin bitmesi gereken zaman ve bittiği zaman sütunlardan ikisidir ve böylece ne kadar geç/erken bitirdiğimi ölçerim.

Açık işler ya yeşildir ya da turuncudan kırmızıya renklidir. İş gecikmemişse yeşildir, yapılmaktaysa mavidir ve ne kadar gecikirlerse renk o kadar kırmızıya yakındır (formülle bunu sağlamak zor değil).

Bir işi kafamda tutmamak için bu listeye atarım ama tabii her zaman bilgisayar başında değilim. Bu nedenle aklıma gelen şeyi kendi Gmail hesabımdan outlook hesabıma Konu kısmı “TODO” ile başlayan mail atarım. Outlook onu Yapılacaklar klasörüne atar. Ben de bilgisayar başına geçtiğimde bu klasörden işleri alır, hemen yapılacakları yapar, diğerlerini Excel Yapılacaklar listeme atarım.

Bazıları kağıt kalem kullanıyor ki ben de eskiden kullanırdım. Fakat cep telefonu sürekli yanımda bu nedenle mail atmak bana daha pratik geliyor. Ama kağıt kalem seviyorsanız, onları kullanın.

Excel listem her sabah açılır, ilk iş olarak da mümkünse en korktuğum/sıkıldığım/yapmaktan haz etmediğim işi yaparım.

İşleri daha az korkutucu ve adımları belli hale getirin.

İşlere yukarıda bahsettiğim gibi başlarına oturup bön bön bakarken işi nasıl adım adım yapılabilir hale getirebilirsiniz düşünmek için fırsatınız olacak. Birçok ertelenen işin adım adım nasıl yapılacağı belli değildir ve bu nedenle de ertelenirler. Siz iş için adım adım bir plan yaparsanız onu yapmanız kolaylaşır.

Her işi “başkasına yaptırsam” olur mu diye ele alın.

ve eğer bu mümkünse başkasına yaptırın.

Ne yapacağınızı bilmiyorsanız, listenizi açın ve en baştan yapmaya başlayın.

Bunu da bir süre beraber çalıştığım ve sonradan çok başarılı bir girişimci olarak görece büyük bir firma kuran bir elemandan öğrendim. Yapılacaklar Listesinin güzelliklerinden biri de bu (o outlook Task listesini kullanırdı). Eğer o gün ne yapacağınızı bilemiyorsanız, listeyi açın ve sırayla yapmaya başlayın. Ne yapsam bugün diye 2 – 3 saat düşünüp saçma sapan şeyler yapmanızdan iyidir.

Anti Dump’ın Makinesi – Onuncu Bölüm: Buluşma Sonrası

Başlangıç : Anti Dump’ın Makinesi – Giriş

Önceki Bölüm: Anti Dump’ın Makinesi – Dokuzuncu Bölüm: Her zaman hazırlıklı ol

İlk Buluşmadan Sonrası

Peki Anti-Dump, Makine’nin ilk buluşma sonrası işleme şekli nasıl?

Alıntı:


Merhaba Pook,

İlk buluşma sonrası yapılması gerekenleri sormuştun.

Sadece ilk buluşma değil, ilk 2 aydaki bütün buluşmaları aynı şekilde bitirmen gerekiyor.

Bir sonraki buluşmanın bahsini açmayacaksın. Telefonla haber edeceksin. Tıpkı numarasını ilk aldığın zamanki gibi, buluşmadan hiç bahsetmeyeceksin.

Bir sonraki buluşmanın konusunu açmamanın sebebi buna İHTİYAÇ DUYMAMANIZ. Ona Muhtaç değilsin. Kadınlar sekse ihtiyaç duymadan yaşayan erkeklerden gerçekten hoşlanır. Böyle bir erkek gerçek hayatta yoktur fakat kadınların gözünde vardır.

Deli gibi ihtiyaç duyabilirsin, fakat yine de bir sonraki buluşmayı ayarlamadan yanından ayrılırsan ETKİLEYİCİ biri olduğunu düşünecektir.

 “Beraber paten kaymak gerçekten eğlenceliydi. Sonra tekrar görüşürüz.” Gibi bir şey diyebilirsin.

Asla “Seni ararım.” deme, aramama ihtimalini her zaman düşünmeliler. Tahmin edilebilir erkekler oyundan düşer. Aramama ihtimalinden endişe duymazlarsa pek ilgi uyandırmazsın, Bu asla değişmez.

Bir sonraki buluşma için aramadan önce her zaman 2-3 gün bekle. Asla ertesi güne arama, kendini kontrol edemeyen erkek hareketidir. Erkek adam dediğinin işi gücü vardır, meşguldür, böyle saçma sapan “aşk oyunlarına” ayıracak zamanı yoktur. Şahsen ben romantizmi ÇOK SEVERİM, fakat kadının basıp gitmeyeceğine emin olana kadar o yönümü saklarım. 

Sadece sana ilgisi olan kadınlar romantik yönünü görsün. Ne zaman mı? 2 ay sonra, çoğu ilişki 8 haftayı göremez zaten.

2 ay geçtikten sonra hala seninleyse kuralları biraz esnetebilirsin, onu arayacağını söyleyebilirsin mesela.

1 ay geçtikten sonra bir kızla haftada birden fazla kez buluşabilirsin fakat sana ilgisinin olduğundan, buluşma tekliflerini sadece seni kullanmak için kabul etmediğinden emin ol.

İlk 3 hafta boyunca kızla sadece haftada bir kez görüşmeye çalış.

Peki, kız seni 3. haftada arayıp buluşmak istediğini söylerse? Bu iyi bir şey, senden uzak kalamadığını gösterir, seni istediğini belli eder.

Sadece ilk 1 ay boyunca fazla müsait olmayın yeterli.

Bunların hepsi ilgi seviyesini ölçmeye yönelik.

Kast etmek istediğimi anladın mı Pook? Bu işi yürütmesi gereken kişi sen değilsin, Buluşmalara EVET diyerek süreci devam ettirecek kişi O.

Bütün çabayı KIZ gösterecek.

İşler şimdi tersine döndü,  Bir şeyler yapması gereken kişi KADIN tarafı, yoksa ortada bir ilişki olmaz. Kendi hayatını artık kendin kontrol ediyorsun, kadınların insafına kalmış değilsin.

Çoğu kadın bu sınavdan kalacak. Asla unutma Pook, bu sınavdan kalanlar seni hak etmediği için kaldı.

Kalbini ancak böyle korursun.


[Pook’un Notu: Hayır, yukarıdaki yazıya kendi ismimi ben eklemedim, Anti-Dump benim soruma cevap veriyordu.]

İyi de Anti-Dump, ya kız çıkıp o malum cümleyi söylerse?

“SENİ SEVİYORUM!”

Alıntı:


 “Öyle mi?” diye cevap verip onu öperdim.

Eğer bana hislerimi sorarsa, “Benimle birlikte devam et, anlarsın.” cevabını verirdim. Muhtemelen onu delirtir ama MERAKTAN da öldürürdü.

Asla 2 ayı doldurmadığınız bir kadına hissettiklerinizden bahsetmeyin, o kendi hislerinden bahsetmiş olsa bile.

Çoğu yeni ilişki 8 haftaya varmadan biter. 2 ay sonra yanınızda olacak mı ilk önce onu görmeniz lazım.

Unutmayın, belki de 8 haftayı doldurmadan ondan hoşlanmayıp siz de bitirebilirsiniz. Kıza “Seni seviyorum.” cümlesini kurup, sonra da hoşunuza gitmeyen bir yönünü keşfettiğinizde bırakıp gitmek de doğru değil.

Acele etmeyin, emin olun.


İlk İki Aydan Sonra

İlk birkaç ay kız sizin buluşma fikirlerinize uyum sağlamalı. Ondan sonra Anti-Dump’ın Makinesine göre işler biraz değişiyor. Beni şaşırtan şeylerden biri mesela:

Alıntı:


Bir sonraki buluşmada ONUN ne yapmak istediğini sorun.

Artık sana uyum sağlayıp sağlamayacağını öğrenme aşamasını çoktan geçtiniz.

O sınavdan başarıyla geçti, UYUMLU biri olduğunu öğrendiniz, artık ortak kararlar verebilirsiniz. Merak etmeyin, değişmeyecektir.

Ayda bir kez yapmak istediği bir şey olup olmadığını sorun.

Bir tüyo vereyim: Yapmak istediği şey ne olursa olsun, ne kadar nefret ederseniz edin cevabınız EVET olsun.

Eğer seçici olursanız size fikir sunmayacaktır. Buna içerlenecek ve içinde tutacaktır, iyi bir şey değil. Kadınlar erkekler gibi değildir, eğer teklifi yaptıysanız sonucuna katlanacaksınız. Ama merak etmeyin, bu çok hoşuna gidecektir! Kendinizi hoşlanmaya zorlayın ve gülümseyin. İlişki dediğiniz şey böyledir, sadece tek taraflı olmaz.

İlk ay katı olmanız lazım, doğru kızı bulmak istiyorsunuz. 2 ay geçtikten sonra kuralları biraz daha esnetebilirsiniz.


Asla “Biz Neyiz?” Sorusunu Sormayın

Niye böyle bir şey yapasınız ki? Sizi kazanmaya çalışan taraf KARŞISI değil mi?

Alıntı:


Bir kadınla “sevgili” olmak, iki tarafın da başka biriyle buluşmaması, görüşmemesi anlamına gelir. Başkalarıyla buluşma ayarlamanın sonuna gelinmiştir.

Bir kadından asla “sevgili olmayı” talep etmeyin. “Biz neyiz?” sorusunu KARŞI TARAF sormalı. Bu konuyu İLK o açmalı.

Neden mi? Eğer bir kadın bu soruyu henüz size sormadıysa başkalarıyla görüşme ihtimali her zaman vardır. Sizden henüz EMİN DEĞİLDİR. İlgisi yüksek kadınlar sizin başkalarıyla görüşmenizi istemez.

Kadınların “Biz neyiz?” sorusunu sorması evlilik teklifine benzer. Gerçek bir ilişki ve samimiyetin temellerini atar.

Kalıcı bir şey istediğini gösterir. Beyler, En NİHAİ ilgi testi budur. Size bir ilişki “teklif” eder.

Eğer bu soruyu ilk siz sorarsanız, size karşı olan gerçek ilgi seviyesini asla bilemezsiniz. Neden bu konuyu kendisi açmadı? Nasıl oluyor da başkalarıyla görüşmeniz ihtimalinden rahatsız olmuyorlar? Neden açık kapı bırakıyor, yoksa başka biriyle de mi paslaşıyor?

Bunlar hep sormanız gereken sorular.


Fakat Anti-Dump, ya erkek bu soruyu çoktan sorduysa?

Alıntı:


Cevabı: “Ben de kendime aynı soruyordum.” şeklinde mi oldu, yoksa: “İyi ki bu konuyu açtın.” şeklinde mi?

Eskiden hep bunun konusunu ben açardım. Bir kere kızın birisi “Ben de bunun cevabını merak ediyorum.” demişti.

OMZUNDAN AĞIR BİR YÜK KALKMIŞ gibi miydi? Patlamaya hazır bir bombayı imha etmişin gibi mi davrandı?

Bir kadın bir erkeği “az biraz” sevip de kabul edebilir. İlişkiler sözler üzerine değil, davranışlar üzerine inşa edilir.

Bu soruyu ONUN SORMASI GEREKİYOR kardeşim. Ancak o zaman emin olabilirsin. Bir dahaki sefere iyi şanslar, bunu aklının bir köşesinde tut mutlaka.


DON JUAN YEMİNİ

Anti-Dump’ın seks veya rastgele bir hatun bulmaya DEĞİL, ilgi seviyesi yüksek bir hatun bulmaya odaklandığını fark ettiniz mi?

Alıntı:


Don Juan Yemini


Beyler, hep birlikte tekrarlıyoruz:

Pook elini kaldırır.

Alıntı:


Bir Don Juan olarak artık bir kızı üzerinden 4 gün geçmeden aramayacağıma namusum ve şerefim üzerine ant içerim.

Kızdan numarasını her zaman muhakkak isteyeceğimi, numara almadan sohbeti bitirmeyeceğimi diğer Don Juan kardeşlerime temin ederim.

İlgili şahsa karşı her zaman sadık olacağıma, ilgisinden emin olacağıma, buluşma davetime kesin bir evet cevabı alacağıma, kızdan gelen başka bir cevabı kabullenmeyeceğime ve eski sevgiliye ne kadar yalvarırsa yalvarsın asla dönmeyeceğime, inandığım bütün değerler üzerine yemin ederim.

Friendzone’a düşmem halinde, telefonda fazla konuştuğum ve buluşmaya davet etmeden önce 7 ay beklediğim için, bütün sorumluluğun kendimde olduğumu peşinen kabul ederim.

Gizem kanununda belirtildiği üzere; ilk iki ay boyunca iç dünyamı asla karşı tarafa belli etmeyeceğime, kendim hakkında sadece ufak tefek bilgiler vereceğime yemin ederim.

Bir Don Juan olarak, kötü giden bir ilişkiye devam etmeyeceğim. Başıma iş çıkartan kadınlarla buluşmayacağım.

Ben bir Don Juan’ım. Bu yüzden de berhudarım, berhudar kalacağım.


Beyler, bu yeminle birlikte Anti-Dump’ın Makinesi bitmiştir. Unutmayın: buradaki çoğu yazı liseli veya üniversiteli gençlerin kaleminden çıkmayken, Anti-Dump boşanmayla biten bir evlilikten çıkmadır.

Anti-Dump’ın Makinesi sizi sekse ulaştırmaz, eşi dostu kıskandırmak için yanınızda dolaştıracak hatun bulmak için işe yaramaz. Bu forumlarda YILLARDIR bulunuyorum ve Anti-Dump’ın Makinesi karşılaştığım, sizi gerçek sevgiye ulaştıracak TEK yöntem.

Fakat asla unutmayın, Anti-Dump’ın Makinesi SAPLA SAMANI AYIRMA işlemidir. Makineye ne kadar fazla malzeme verirseniz, hâsılatınız o kadar fazla olur. NE KADAR FAZLA KADINA YAKLAŞIP BULUŞMA AYARLARSANIZ, O KADAR FAZLA ADAY BULURSUNUZ.

Kadınlardan kendinizi esirgemeyin, Don Juan’ı onlara bahşedin. Eğer kendisinden başka bir kadını denemediğinizi öğrenirse sinirleneceklerdir. Özel hissetmek isterler, başkaları arasından kendilerinin seçilmesini isterler. Kısacası, “Nasıl bir hatun bulurum?” veya “Bu hatunu nasıl tavlarım?” diye düşünmek yerine “Bir dünya hatun arasından birini seçmek için hayatımda eksik olan neyi tamamlamalıyım?” düşünmelisiniz. Bir sürü adayla görüşmeden size kız arkadaş yasak. Birkaç tane adayı deneyip elemedikten sonra ne tarz bir kız arkadaş istediğinizi nereden bileceksiniz ki?

Anti-Dump’ın Makinesi kesinlikle çalışıyor. Şimdi dışarı çıkın ve HATUNLARA HÜKMEDİN!

Sonraki Bölüm: Pook’un Son Sözü

Çeviren: Seljuk

Erkekler İçin Tinder Rehberi

Erkekler İçin Tinder Rehberi(PDF / EPUB – 117 Sayfa)

Tinder neden çalışmıyor? Tinder’da neden beni kimse beğenmiyor? Neden hiç eşleşme alamıyorum?

3 yıllık erkekadam.org serüveninde sıklıkla tavsiye verdiğim konulardan biri de tanışma siteleri ve bu alanda en popüler uygulama olan Tinder. Çoğu erkek, Tinder’ın Türkiye’de çalışmadığından şikayet ediyor ama bu başka birçok erkeğin Tinder’da oldukça iyi performans gösterdikleri gerçeğini değiştirmiyor. Peki eşleşme alabilen bu erkeklerin sırrı ne?

  • Tip mi?
  • Para mı?
  • Statü mü?
  • İyi bir mesaj oyunu mu?
  • Tinder Gold üyesi olmaları mı?

Bunların her biri size Tinder’da avantaj sağlayacaktır. Ama Tinder’da başarı için hiçbirinde en tepede olmanıza gerek yok. Danışmanlığını yaptığım birçok erkeğin Tinder profiline baktıktan sonra erkek profillerini incelemeye başladım. Ve şunun açık bir gerçek olduğunu gördüm: Erkeklerin 90%ının Tinder profili ve mesaj oyunu tek kelime ile berbat. Fotoğraftan yazılı biyografiye, açılış mesajından mesajlaşmanın devam ettirilmesine (bu kısmı Erkek Adam sitesinde gözden geçirdiğim yüzlerce Tinder yazışmasından biliyorum) her şey dökülüyor.

Tinder’dan bir kızla buluşmak zor ve neden zor olduğunu kitabın ilk bölümde ele aldım. Ama bu erkek profillerini ve mesajlaşmalarını gördükten sonra, işin pozitif bir yanı olduğunu fark ettim: Biraz çaba ile Tinder erkek profillerinin 97%inin önüne geçebilirsiniz. Evet Yüzde 3 kuralı burada da geçerli.

Bu kitapta, tepe yüzde 3’e girmenizin yollarını anlatacağım.

Bu kitapta, sitedeki Tinder yazılarından ve Tinder ile ilgili yorumlardan çok daha fazlasını bulacaksınız. Özellikle profil fotoğraflarınızın, biyografinizin ve açılış mesajlarınızın nasıl olması gerektiği gibi konulardaki materyal ve örnekler hem çok ayrıntılı hem de yeni.

Bu rehberin amacı, sizin Tinder’a para ödemeden diğer erkeklerin önüne geçmenizi sağlamak. Kadın – erkek ilişkilerinde her alanda olduğu gibi bu da hazırlık ve teknik gerektiriyor. Ama doğru hazırlık ve tekniğin meyveleri de çok güzel olabilir. Erkek Adam’ın Tinder Rehberi, Tinder’da başarının en önemli faktörleri olan profil fotoğraflarınızdan, eşleşme stratejisine; mesajlaşmadan (15 adet açılış örneği ile) buluşmaya tüm süreci kapsıyor.

(Kitabın İçindekiler kısmı aşağıda).

İnternette bu konuyla ilgili birçok kaynak var. Ama çoğu duyarlı ve iyi çocuk perspektifinden ve tamamen faydasız hatta zararlı. Bu bilgileri de tarayıp sizin için süzgeçten geçirdim ve bu kitaba aldım. Kitapta kendi karşılaştığım profil fotoğraflarını kullanıp insanları rencide etmek yerine yabancı kaynaklardan örnek fotoğraflar kullandım. Kitapta bol bol örnek profil fotoğrafı ve fotoğraflarınızı nasıl daha iyi yapabileceğiniz konusunda bilgiler var.

Umuyorum ki bu teknikleri uygulamaya ve ön yatırım yapmaya zaman ve emek harcayarak Tinder’da öne çıkabilirsiniz. Aslına bakarsanız bu teknikler sadece Tinder için değil diğer online ortamlar (özellikle İnstagram) için de kullanılabilir. Zira sadece fotoğraf ve biyografiye değil, Instagram’a, mesaj başlatmaya, mesaj oyununa ve ilk buluşmaya da geniş yer ayırdık.

Mahmut Abi

Erkek Adam’ın Tinder Rehberi kitabını edinmek için tıklayınız. (PDF/EPUB)

Türkiye dışından Tinder Rehberi kitabını edinmek için tıklayınız. (EPUB)

İçindekiler:

Giriş
Tinder Neden Zor?
Tinder Profil Fotoğrafları
Birinci Fotoğraf – Profil Fotoğrafı
İkinci Fotoğraf – Grup Fotoğrafı
Üçüncü Fotoğraf – Tam Boy
Fotoğraflardan Yansıyan Siz : Genetik + Prezentasyon
Selfie kullanmalı mı?
Tinder Fotoğraf Hataları
Kaliteli Fotoğraf Çekmek
Tinder Biyografisi
İyi  Tinder Biyografisinini 4 Bileşeni
Kadınları Öneleyen Biyografi
Kadınlara İlk Mesajı Attıran Biyografile
Tinder İçin Instagram
Tinder Eşleşme Stratejisi
Elo Skoru
Sağa-Sola Kaydırma Stratejisi
Mesaj Stratejisi
Süperlike kullanmalı mı?
Boost kullanmalı mı?
Tinder Gold almalı mısınız?
Eşleşme Sonrası
Açılış Mesajı
İyi Tinder Açılış Mesajının 4 Altın Kuralı
Tinder Açılış ve İlk Mesajlaşma Örnekleri
Olduğundan Farklı Görünen Eşleşmeler
Telefon Numarası nasıl/ne zaman alınır?
Buluşma nasıl/ne zaman teklif edilir?
Mesajlaşmayı sürdürmek
Mesaj Oyunu
Erkek Adamın Espri Anlayışı
Kesilen Mesajlaşmayı Yeniden Başlatmak
Buluşma
Buluşma Teklifinin Reddedilmesi
Giyim Temizlik
Buluşma Yeri ve Zamanı
Buluşma Sırasında
Kadınla Konuşmak
Sözel Olmayan İletişim: Göz teması + Fizyoloji + Dokunma
Fitness/Shit Test
Başbaşa Kalmak

Anahtar kelimeler: tinder gold nedir, tanışma sitesi, tanışma siteleri, en iyi tanışma siteleri, arkadaşlık siteleri, arkadaşlık sitesi

Anti Dump’ın Makinesi – Dokuzuncu Bölüm: Her zaman hazırlıklı ol

Başlangıç : Anti Dump’ın Makinesi – Giriş

Önceki Bölüm: Anti Dump’ın Makinesi – Sekizinci Bölüm: Kadınlara Yürümek

Bu yolun başında Siliğin ÖNDE GİDENİYDİM. Daha içe dönük ve düşünmeye odaklı biri olduğum için sosyallik isteyen şeyler için ekstra efor sarf etmem gerekmişti. Fakat şu bir gerçek, başarılı olmak istiyorsanız MUTLAKA bir planınız olmalı.

Önünüze çıkan fırsatları hiçbir zaman kaçırmayın. Yapacak eğlenceli bir şeyleriniz hep olsun (ki kızla tanıştıktan sonra ne yapmanız gerektiğini düşünmek zorunda KALMAYIN).

HER ZAMAN yanınızda telefon numaralarını not etmek için kağıt ve kalem olsun (veya telefona kaydedin). Böylelikle buluşma AYARLAMAYA DEĞİL, Numara ALMAYA odaklanırsınız.

Peki ya kadın sizin “fazla hazırlıklı olduğunuzu düşünürse” mi diyorsunuz? “Fazla hazırlıklı olmak” diye bir kavram kadınların lügatinde yoktur, böyle bir durum her zaman sizin hanenize ARTI PUAN olarak yazılır. Bu konuyu Anti-Dump şöyle açıklamış:

Alıntı:


Hazırlıklı görünmek İSTEMENİZ GEREKEN BİR ŞEY. Hal ve hareketlerinizle “kızlardan numara isteyen bir adam” olduğunuzu gösterirsiniz.

Kadınlar erkeklerden farklıdır, bizim düşündüğümüz gibi düşünmezler [Pook’un Notu: Son yüzyılın en az dikkat edilen gerçeği]. Kadınlar sadece başka kadınların da istediği erkekleri isterler. Talep edilen bir erkek isterler, başka kadınları kıskanmak değildir bu.

Bu konuda başarılı olduğunuzu varsayacaktır. Eğer öyle olmasaydınız bu kadar hazırlıklı olmazdınız. Erkeklerin işlev odaklı, hiçbir şeyi boşuna yapmayan canlılar olduğunu bilirler.

Başka kadınlarla da görüştüğünüzü bilen bir kadının sizi oyalama htimali daha düşüktür. Eğer sizden hoşlandıysa, sizi kaybettirecek hareketleri yapmaktan ÇEKİNİRLER. Size çok fazla “O gün işim var.” derlerse başka birini arayacağınızı bilirler.

Sadece iki tip kadın numara aldığınızda kâğıt kalem çıkarmanızı sevmez:

  1. Yüksek seviyede özgüven eksikliği çeken, derin duygusal problemleri olanlar. Başkalarıyla rekabete girme ihtimalinin düşüncesine bile katlanamazlar.
  2. Kontrol manyakları, manipüle etmeyi sevenler. Bu tarz kadınlar çok bencildir, HERŞEY onun istediği gibi olsun isterler. İnatçılardır, fedakârlık nedir bilmezler.

Normal bir kadın içinse bu durum sadece şaşırtıcıdır. Çoğu erkek böyle konularda hazırlıklı OLMADIĞI için şaşırırlar, başka hangi konularda ( 🙂 ) iyi olduğunuzu merak ederler.


İyi de Sayın Anti-Dump! Bir kadından numara istemek aşırıya kaçmak olmuyor mu, bütün gücü kadına vermek anlamına GELMİYOR MU? Numara istediğiniz an ARTIK kontrol onda değil mi?

Alıntı:


İyi çocuklar işte böyle böyle ilişkideki kendi %50’lik payını kaptırıyor.

KONTROL hala Erkekte, numara talep eden taraf erkek. Eğer sormazsa hiçbir şey yaşanmaz, kontrolü de buradan geliyor. Yazıp yazmayacağı bilinmeden beklenen, karşı tarafı bekleten taraf da erkek.

Sonra birden arayıp “Hadi bu akşam yemeğe çıkalım.” diyen taraf da ERKEK. Fikir tamamen onun. Harekete geçen taraf kimse, kontrol ondadır.

Eğer ortada bir ilgi emaresi yoksa bırakıp giden taraf da erkek.

Çoğu erkek ilişkilerde yeterince atılgan olmaz çünkü hatalı bir şekilde, seçim yapan tarafın kadınlar olduğunu düşünür.


Olay sadece numara istemek değil, olay aksiyon almak.

ŞUNDAN ASLA ŞÜPHE ETMEYİN: HAREKETE GEÇEN TARAF OLDUĞUNUZ SÜRECE KONTROL SİZDEDİR.

 “Peki ya?..” Soruları

Peki ya sizi SEVDİĞİ her halinden belli olan fakat buluşulamayan bir kız varsa? O zaman ne yapılmalı?

Alıntı:


%10 ihtimalle “buluşulamayan” bir kadına denk gelirsiniz.

O kadar da sık karşılaşılan bir durum değil, fakat bu tarz kadınlara dikkat etmelisiniz.

Bu tarz kadınlar size karşı her türlü ilgiyi gösterir. Ararlar, sürekli kino yaparlar, sizi gördüklerinde mutlu olurlar vs.

İçinizdeki bir his onun sadece arkadaş olmadığını, kesinlikle friendzone’da olmadığınızı söyler. Sizi çok beğendiğini, ilgi seviyesinin çok yüksek olduğunu hissedersiniz ve bundan EMİNSİNİZDİR.

Fakat garip bir şekilde sizinle buluşmamak için sürekli GEÇERLİ bir mazereti vardır. Gerçek, GEÇERLİ bir gerekçeyi kastediyorum.

Kızı veya ailesi ile gerçekten meşguldür. Tatil için Florida’ya gitmiştir. Nöbet saatleri çok ters gelen bir doktor da olabilir. Ya da sosyal aktivite düşkünüdür, programı çok yoğundur.

Ya da son derece utangaç biridir. Sizi kendisine fazla görüyordur, fakat yine de arada sırada karşınıza çıkıp size sıcak bir selam veriyordur.

Fakat dediğim gibi, buluşma ayarlayamıyorsunuzdur. Ya da buluşma tarihleriniz çok düzensiz ve rastgeledir.

Başka bir örnek daha: Cumartesi akşamı onun spor zamanıdır, sizin ise dışarıya çıkmak için favori vaktinizdir, bu yüzden sizden başka bir gün ister. Unutmayın, kız sizden çok hoşlanıyor ve 10/10’luk, ama siz de başka bir gün buluşmak istemiyorsunuz. Cumartesi akşamı çoğu insan için “varsayılan” buluşma akşamıdır, sizin bir yanlışınız yok.

Bu tarz kadınlar, size karşı ilgisi yüksek olsa da “BULUŞULAMAZLARDIR”

Bunlara yol vermek çok zordur fakat yine de yapmanız gerekir. Biz erkekler hiç kendi istediklerimizi yapamadık, böyle ilgisi yüksek birini görünce de yol vermek zor oluyor.

Ama size AYAK UYDURMALARI ŞART. O yüzden yol vermelisiniz: “Ablacığım bekleme yapma, devam et!”

Eğer mutlu olmak istiyorsanız erkenden işin peşini bırakmalısınız, ERKENDEN.

Eğer çılgın buluşma günleri ve saatlerini seviyorsanız ne ala, fakat üstte anlattığım tarzdaki kadınları hayatınızdan çıkarmaktan çekinmeyin.

Burada yaptığınız şey bencillik DEĞİL. Bu sizin hayatınız, bildiğiniz ve istediğiniz gibi yaşamak da hakkınız. Doğrusuyla yanlışıyla, SİZİN hayatınız SİZİN istediğiniz gibi OLMALI. Çünkü başka türlü mutlu olamazsınız.


İyi de Anti-Dump, üstadım: peki ya kızın İLGİSİ VARSA, bütün ilgi emarelerini gösteriyorsa fakat çok utangaç biri olduğu için buluşmaktan çekiniyorsa?

Alıntı:


Evet anladım, hep yaşanan bir şey. Son derece utangaç bir kız sizden hoşlanıyor, fakat sizinle buluşmaya çekiniyor. D@ZE’in yazılarının hepsini okuyun.

Ya da konuşurken ne dediğini bilmiyor. Aslında sizin anladığınız şeyi kast etmiyor veya kullandığı kelimeleri siz yanlış anlıyorsunuz.

Böyle bir durumda cevap basit: SİZİ KAYBEDER.

Benim yaklaşımım kadınların ÇOĞUNLUĞUNUN davranışları üzerine tasarlandı. Çoğu kadın kelimelerini düzgün seçer, çoğu kadın çok utangaç değildir, ortalamadır.

Devlar’ın dediği gibi, söz konusu kadınlarsa her zaman farklı bir istisna vardır, FAKAT siz herkese karşı aynı davranacaksınız.

Bu yöntem sayesinde kalp kıranları, delileri ve sizi kullanıp atacakları hayatınızdan uzak tutacaksınız!

Gayet iyi değil mi?

Elbette bazen yanlış hüküm vereceksiniz. Fakat işin sonunda DAHA AZ ACI çekip, daha kârlı çıkacaksınız!

Şunu kabullenin. Kadınlar gerçekten çok seçici, artık seçici olma sırası BİZDE.

Sizce de çok eğlenceli değil mi?


Kesinlikle öyle!

Peki ya kadın da kendine göre bir strateji uyguluyorsa? Ya da bir yerlerde okuduğuna göre falan davranıp, ilgisi olduğu halde ilgisiz taklidi yapıyorsa?

Alıntı:


Eğer bir kadın Ellen Fein’in “Kurallar” kitabındaki yöntemleri uyguluyorsa, elde edilmesi zor kızı oynuyorsa, ya da daha önceden planlanmış herhangi bir stratejiyi uyguluyorsa sizi KAYBEDER.

Cevabı basit. Bir stratejinin işe yaraması için, taraflardan birinin stratejisiz olması şarttır.

Bu cümleyi kafanıza kazıyın.

 “Strateji yapan tarafın” kazanması için diğer tarafın savunmasız olması şarttır.

Bu cümleyi de kafanıza kazıyın.

Efendi çocuk bir kadını defalarca arar çünkü “Kurallara göre” bir kadın asla bir erkeğin cevapsız çağrısına dönmez.

Başka bir tabirle, bir erkek bir kadına buluşma için “yalvarmalıdır”. Hayır, erkek adam yalvarmaz.

Benim yöntemi kullanan birinin yalvarması teknik olarak mümkün değil, çünkü sadece iki kere arama sınırı var. Yani savunmasız değilsiniz.

Eğer hem kadın, hem erkek strateji yapıyorsa satrançtaki gibi çıkmaza girersiniz, oyun pata kalır.

İki taraf da MAĞLUP olur.

Bunun çözümü basit: Strateji yapmayan hatunlarla buluşun. Bunun bir güzelliği de şu: Kadınlar strateji kurmayı pek sevmezler. YÜKSEK DÜZEYDE İLGİ uyandıran bir adamla tanışır tanışmaz kuralları ilk onlar çiğner zaten!

Bu yöntemi istisnasız uygulamanız biraz da bu sebepten dolayı gerekli. -Ufak da olsa- İlk tavizi veren her zaman kadındır.


İyi de Makinen aşırıya kaçmıyor mu? Senin Makinen karşısındaki kadının her yaptığının sonucu öngörebilen, sana her an yan çizebilecek biriymiş gibi davranıyor. Peki ya böyle bir durum yoksa?

Alıntı:


Yine de kalbinizi korumuş olursunuz!

Bana kalırsa, ki bu benim ŞAHSİ fikrim, birisi hakkında yanlış bir karara varmak defalarca, tekrar tekrar canınızın yanmasından iyidir.

Hâkimlerin bile masum insanlara müebbet verdiği oluyor, maalesef bu bir gerçek.

Aşkta biraz “sert” olacaksınız, Yumuşak olmak işe yaramıyor.

Bak Krakhed, bu dediklerimi uygulamak zorunda değilsin. Sadece kadınlar yüzünden hayatın ÇEKİLMEZ hale gelince sırtını yaslayabileceğin bir duvar olsun, o bile yeterli.

Sizden tek istediğim bu. Bunu Karate gibi düşünün, artık savunmasız değilsiniz işte.


Sonraki Bölüm: Buluşmalardan Sonra

Çeviren: Seljuk