Vaka çalışması – erkeği oyalayan kadın

Bir aydır bir kızla görüşüyorum. Bana hergün 4-5 kere mesaj atıyor ama hemen hergün mesajlaşma birden bire kesiliyor. En son mesajıma saatlerce cevap yazmıyor ki birçok defa ertesi güne kadar cevap yazmadığı oluyor. Bana bir iki hafta önce bana karşı hisleri olduğunu ama henüz bana aşık olmadığını söyledi.

Şimdi öncelikle görüşüyorum dediğine göre kızla aranda bir sevgililik ilişkisi yok. Hergün mesaj atması iyi ama arada pat diye kesmesi o kadar problem değil. İnsanların işi gücü var. Fakat eğer sen onun cevapsızlığı karşısında yazmaya devam ediyorsan bu sıkıntı. Sana cevap vermiyorsa hemen mesaj atmayı bırakmalısın. Ayrıca hergün seninle mesajlaşması özellikle seni arkadaş gibi sıradan şeylerle ilgili mesajlaşmanız çok doğru değil. Bu kız senin kız arkadaşın değil. Senin onunla mesajlaşmaya ve çok mesajlaşarak onun telefondaki “kız” arkadaşı olmaya soğuk bakman, çok mesajlaşmaman ve buluşma ayarlaman lazım.

Eğer bir kızla mesajlaşıyorsanız (kız arkadaşınız da olsa, henüz yeni görüşüyor da olsanız) gün içinde sürekli olarak işinizi bölüp mesajlarına cevap vermeyin. İşiniz bitsin ve arada mesajına cevap verin. Bir erkeğin bir kadının mesajına cevap vermek için sürekli olarak yaptığı işi bırakması, onun cepte olmasına ve görünmesine neden olur. Nereden bilecek demeyin. Gün içinde bir erkek her mesajına hemen dönüyorsa, o erkek ya boş bir erkektir ya da işini gücünü ona cevap için bırakmak zorunda hisseden zayıf bir erkek.

Burada sana söylediği söz sıkıntı: sana karşı boş değilim ama coşmuş da değilim. Bu kelime anlamı ile problem değil zira duygular zamanla gelişir ama bunun söze dökülmesi sıklıkla, yeterince umut verip çok da çekmeden uydu erkek yapma motivasyonuna işarettir.

Onu bir iki kere, eski erkek arkadaşı ile gördüm.

Onunla yeniden olur mu diye bakarken seni de kenarda tutuyor olabilir. Sana bütün gereksiz mesajlaşmayı minimuma indirmeni, gün içinde o kadar da ulaşılır olmamanı tavsiye ederim. Eğer mesaj atmaya devam ediyorsa, buluşma ayarla. Bu kadar ulaşılır olman, sana olan ilgisizliğinin nedenlerinden biri. Belki de en büyük nedeni.

Bana benimle bir ilişki düşündüğünü ama şu an hızlı gitmek istemediğini söyledi. Aslına bakarsan kızın beni oyaladığını ve cepte tuttuğunu düşünmeye başladım.

Evet, sana duymaktan hoşlanacağını düşündüğü şeyi söylüyor yani sabırla beklersem beraber olacağız umudunu veriyor. Bu aşamada yedek lastik olarak beklediğini varsayabilirsin.

Bir de beni sürekli olarak ekiyor. Kendisi buluşmak istese bile son anda başka bir işi çıkıyor ve beni ekiyor.

Bu da sana senin, kızın gözünde o başka işlerden daha önemli olmadığını söylemeli. Hani bir kere, iki kere tamam da, eğer daha fazla sayıda oluyorsa bu, önemli önemsiz işleri ve arkadaşları senden daha önemli demek.

Bu kız seni iki kere ektikten sonra hala her mesajına istekle ve hızlıca cevap veriyorsan, hala buluşma teklif ediyorsan, kıza dediğin şey şu: ben seni yedek lastik olarak beklerim, sorun değil.

Bir kadın sizi arka arkaya iki kere ekerse (daha önceden haber verdiğini varsayıyorum), “tamam sonra görüşürüz” deyin ve bir daha o size ulaşmadan ona asla ulaşmayın. Eğer kendinize hakim olamayıp da kıza ulaşırsanız, sizin ona, onun size olduğundan çok daha fazla ihtiyaç duyduğunuzu gösteriyorsunuz. Bunu yaptıktan sonra o kızdan saygı beklemeyin. Sizin kendinize saygınız yok ve bunu açık açık gösteriyorsunuz, kız size neden saygı duysun?

Bir de işin içinde hala eski erkek arkadaşı var ve sen hala ilişki bekleyen efendi erkek gibi kızın peşindeysen, bütün bu çöp davranışları sineye çekiyorum diyorsun.

Şimdi bu aşamada ne yapayım?

Öncelikle eski erkek arkadaşı hala hayatının içinde olan kızla sevgili ilişkisi istiyorsan bu “hayali” hemen bırak. Takılmaktan daha yukarısını isteme.

İkincisi, bu kızla gün içinde karşılıklı mesajlaşmayı bırak. Eğer seni iki kere ekti ise, sana her mesaj attığında kibar bir şekilde geç cevap ver ve konuyu uzatmamaya çalış. Kıza bu şekilde vereceğin mesaj, güzelim buluşmuyorsak mesajlaşmıyoruz. Benimle konuşmak istiyorsan, buluşmak isteyeceksin. Bu kıza yeniden buluşma da teklif etme. O edecek. Ve bu da son şansı olacak. Yeniden ekerse, yine aynı şekilde “sonra görüşürüz” de fakat bu sefer mesajlarına çok kısa cevaplar verip başından at. Eğer ne oldu derse, “mesaj arkadaşı olmakla ilgilenmediğini, yüzyüze görüşmediğin bir kızla mesaj iletişimine vaktin olmadığını” söyle ve orada bırak. Eğer yine buluşmak isterse sana gelecek. Dışarda buluşma yok. Bu kıza kesinlikle para harcama. İstemezse de bir an önce yakandan düşsün.

Umut kırıntıları ile yörüngesinde döneceğine, bir an önce hayatından çıksın daha iyi. Son olarak kız eski erkek arkadaşıyla görüşüyor ama sen başkasıyla görüşüyor musun? Başka kadınlara yürümeye devam etmelisin.

Bir sonraki (next) olayı

Erdem rumuzlu okuyucu next ile ilgili yazmış:

Şöyle bir durum kırmızı hap bize 2 red yiyince next diyor çünkü zaman kaybı olmaması için diğer fırsatları kaçırma enerjini zamanını başka kızlara harca ve bunu kendin için yap diyor.

Next çok daha eski bir strateji. SoSuave forumunun neredeyse başından beridir var. Benim bildiğim ve nexti ilk kez gördüğüm (evet bir dinazorum) en eski versiyonu, şu 2004 tarihli girişte:

Bir kadının benden hoşlandığını nasıl anlarım?
Senden hoşlanıp hoşlanmadığını anlamanın tek yolu harekete geçmektir (numarasını almak, buluşmaya çağırmak, öpmek, vs.) Harekete geçince nasıl davrandığını izle. Eğer harekete geçip ilkinde başarısız olursan, daha sonra bir daha deneyebilirsin. Eğer ikincisi de başarısız ise, onu at ve devam et … başka deyişle … NEXT!

 

Yeni bir kızla tanışmak, ikiden fazla red yiyip belki üç dört beş teklif sonra ilişki yaşayabilcegimiz elimizde bulunan kişiden daha fazla enerji gerektiriyor.

Hayır. Özellikle de toplam sahip olma maliyeti (total cost of ownership) açısından bakarsan çok büyük oranda hayır. Bu belki üç, beş teklifte ilişki yaşayabileceğimiz zihin yapısı hemen her zaman fazla duygusal yatırıma çıkıyor. Bir kez davranışla fazla yatırım yaptım mı bunu yapmamanız zor. Bu da ya olayın olmamasına neden oluyor ya da olursa bile ilişkiyi tutmak için sürekli ödemeniz gerekiyor. Ayrıca benim tecrübem, 2 kere tekliften sonra bıraktığınız kızla olma ihtimali, kızın peşinde koştuğunuzda bu kızla olma ihtimalinden daha yüksek. Buna geleceğiz zira Erdem muhtemelen genel next tanımı ile sorun yaşıyor. Orada burada yayınlanan next tanımları hoşuma gitmiyor ve bunlardan biri de Rollo Tomassi’nin pek sevmediğim ve sitemizde çevrilmiş bir versiyonu.

Ben gidip kıza yalvarın buluşma teklifine gelmedi köpek gibi ısrar et yalvar demiyorum ara sıra yokla elbet sonunda gelecektir gelmiyorsa zorlamanın alemi yok.

Aslına bakarsan burada pek öğretmediğim ve PUA camiasının Aragon’u James Marshall’ın bir yöntemini uygulamak mümkün. Ben gençlikte uyguluyordum. Böyle nextlediğim kızlara arada toplu halde mesaj atıp dönenlerle bir şeyler yapabiliyordum. Ama burada bir fark var. Bunu genellikle birden fazla kıza yürüyen adamlar kotarır. Senin bahsettiğin “kız bulmak çok zor” mantığındaki adamlar değil.

Yeni bir kızla tanışmak neden bu kadar kolay lanse ediliyor önümüze gelene next eylersek nerden kız bulacağız.

Yeni bir kızla tanışmak kolay değil, kolay olsa herkes yapardı. Ama çoğu erkeğin sandığı kadar zor değil. Çoğu erkek senede 1-2 ve sıklıkla da 2-3 senede bir kıza yürüyor. Ben bu sitede günde 3 kıza yürüyün demiyorum. Haftada bir kıza yürüseniz hadi onu geçtim ayda 2 kıza yürüseniz erkeklerin %95’inden fazla sayıda kıza yürürsünüz. Ayrıca, bu bahsettiğin ve nextlemediğin kızla yapabilitenle karşılaştırırsak çok zor değil.

Day game başarı oranları bile 30/1 diyorsunuz yazılarda sizce 30 kıza yürüyüp 1 kızın numarasını alıp sonunda ne olacağı belli olmayan bir durumami enerji harcamak mantıklı yoksa iki kere red yediğin kıza tekrar ara sıra yürümek mi.

Ben gerçekten 2 kere reddetmiş kızın sonradan dönüşünün beklenmesini ya da dönüşü olursa bile o dönüşle başlayacak şeyin kolay olacağının beklenmesini anlamıyorum. Burada yazanlar sadece benim fikirlerim değil, binlerce erkeğin deneyiminden gelen şeyler.

Ayrıca kızlara yürümek day game ile sınırlı değil. Hayat oyunu var, online buluşma uygulamaları var, sosyal çevreden genişleyerek yürüme var. İlla day game yapacaksınız diye bir şey yok. Day game dönüş oranı en az olanı.

Fakat bunca yıldır en çok gördüğüm şey, bir kızı hedef alıp ara sıra yoklayan zihniyetin eninde sonunda yalnız kaldığı ya da daha şanssız ise saçma sapan bir ilişkiye girdiği.

Sonuçta Türkiyedeyiz gökten am yağmıyor kafamıza

Birden fazla kadına yürümek için kafanıza gökten am yapmasına gerek yok.

çoğumuz zar zor kızla tanışıyoruz sosyal medya arkadaş çevresi Day game vs yani

Nedense de zaten kız yok, ne nexti kardeşim zihniyetinde olanlar böyleler. Nextlemeyi bilenler değil (doğru şekilde nextlemeyi bilenler).

next bence kız ağzına sicmadigi sürece mantıklı değil

Bir kızın ağzına sıçmasını bekleyecek kadar peşinde koşmak mı mantıklı? Küçük düşürücü bir şey bu. Bunun bedeli olmayacak mı sanıyorsun? Ya da kız kibarlığından ağzına sıçmıyorsa, hayırdan anlamayan bir yapışkan olmak mı mantıklı? Bu da küçük düşürücü. Bir de tabii günümüzde ilginizden beslenen ve sizi seve seve uydu yapacak kızlar var. “Zaten kız yok, zar zor buluyoruz” adamlarına genelde 2 kuyruk sallayıp sonra biraz itmeleri yetiyor.

çoğu ilgisi belirsiz kızlar bir öyle bir böyle diretilse sonuca varılacak kişiler burda

Ararsan her zaman öyle hikayeler bulursun. Kaynımın kaynı peşinden koştu oldu diye. Bu strateji tabii ki %5 oranında çalışır. Hiç çalışmasa kimse yapmaz, insanlar o kadar aptal değil. Ama ben olsam hayatımı %5 üzerine kurmam.

mavi hapli olun biraz ne olacak

Kaygan zeminli yokuşa ayağınızı attığınızda ne olacaksa o olacak. Bir insanın zihnini, davranışları programlar. Bir keresinden ne olacak, azıcık canım ne olacak gibi cümlelerle bulaşılan şeylerden ne olacağı belli.

şahsi fikrim ve deneyimlerim bu yönde

Deneyimin seni potansiyelinin çok altına mahkum ediyor muhtemelen.

Fakat bir de felsefe farkı var. Ben ilgisi yetersiz kız yazısında yazdım. Bir kadının ilgisizliği ile kaçıracağı adamlardan olun diye. Kırıntılarla yaşayıp mutlu olmaya çalışan adamlardan değil.  Sonuçta next eylenen kıza sırtınızı dönmüyorsunuz, next siktir çekmek değil. Ayrıca nextlediğiniz kızı elemiyorsunuz. Vakit ve zihinsel enerji harcamıyorsunuz. Alt tarafı arkanızı dönüp gidiyorsunuz. Kız sizi ararsa trip atmıyorsunuz. 2 tekliften sonra kendi haline bıraktığınız kızın dönüşü, peşinden koşsanız olacaktan daha iyi oluyor. Sonuçta tecrübe gösteriyor ki, eğer kız aslında bir miktar istiyorsa size ulaşıyor ve buluşmaya gidiyor zaten.  Tecrübenin gösterdiği daha kötü bir şey de, aslında kendi gelse gayet iyi olabilecek ilişkileri, peşinden koşarak batırıyorsunuz. 5 kızı nextleseniz 3’ü gelecek iken, 10 kızın peşinden koşup biri olunca seviniyorsunuz genelde.

Next ettim, siktir ettim, üstünü çizdim diye bir olay da yok. O nedenle Rollo’nun next yazısını sevmem ve kaldıracağım:

Yapabileceğiniz en iyi şey buhar olup uçmaktır. Kızı bloklayın, Facebooktan atın, tüm iletişimi kesin. Arkadaşlar aracılığı ile mesajlaşma, “hey ne haber” yok. Sadece umursamamak var. Onun için buhar olun.

Bu next bence yanlış bir next. Aslına bakarsanız, yukarıdaki sosuave nexti de yanlış bir next. Kızı atın diyor mesela. Ben burada böyle ayarsız next öğretmiyorum. 2 adım atıyorsunuz, kız reddediyor. Bırakın o adım atsın. Hep siz adım atarsanız, eninde sonunda kırıntılarla idare eder birine dönüşüyorsunuz.

Biri bana twitter’da “sanki elinin altında 9/10 modeller var gibi bol keseden bolluk zihniyeti de bolluk zihniyeti diyorsun” diye çıkışmıştı. Ben de ona “benim elimin altında 9/10 modeller olduğundan değil, daha çok benim çabamla olacak bir ilişkide olacağıma hayat boyu yalnız kalmayı tercih edeceğimden bolluk zihniyetindeyim” demiştim. İşin kötüsü, bu kafayla hiç yalnız da kalmadım ve bunu içselleştiren erkeklerin çoğu da “abi kız yok ne bolluğu?” zamanlarından daha fazla kadın çekmeye başladılar.

(Şimdi bana çıkıpta 40 yaşında ve 16 senedir hayatında hemen her zaman kadın ve seks olmuş biri olarak böyle konuşmak kolay diyebilirsiniz ama ben bu kafaya bu işleri oturtmaya başladığım 24 yaşında girdim. Sonraki uzun süren tokluk dönemiyle değil. O dönem sonra geldi.)

Ben kadın erkek ilişkilerinde kazanmayı karşılıklı ve hatta kadının bir miktar daha fazla emek harcadığı ve kolay akan bir ilişkide olmak ya da erkeğin kadından fazla emek harcadığı zor bir ilişkide olmamak olarak tanımlıyorum. Kırmızı hapta tanımı da bu. Kadın ilişkiye erkekten daha fazla emek harcamaya, daha fazla duygusal yatırım yapmaya meyilli ve isteklidir. Erkek ise kadının bu çabasını çekici olarak görür. Tersi ise erkeğin doğal hali değil ve kadınlara da itici geliyor. Bu durumda da ya ayrılık oluyor (erkek şanslı ise) ya da erkeğin sürekli ödeyerek ayakta tuttuğu bir ilişki.

Kısacası arada yoklasak ne olur kısmını anlıyorum ama birincisi senin geldiğin “gökten am mı yağıyor, kız yok, kızlar zor, vs.” zihin yapısından gelenler genelde ne olduğunu anlamadan dibe yuvarlanıyorlar. İkincisi 2 reddedildin mi kibarca, trip atmadan, siktir etmeden nextlesen, o nextlediğin kızla olma ihtimali daha yüksek.

Bu arada bu işi din gibi yapmayın. 2 iyi bir rakam ama 3 yaptınız diye amanın günah işledim, 2 olacaktı 3 yaptım bittim ben, bir betayım ben demeyin. 2-3 olur ama önemli olan altındaki mantık.

Genel mesajlaşma prensipleri 2 – bir kızla nasıl mesajlaşılır?

Oyun – Kadınlarla Tanışma kitabındaki genel mesajlaşma prensipleri (toplam 13 prensip) alınmıştır.

Genel mesajlaşma prensipleri 1. bölüm burada.

Mesajlaşma prensibi 6 : İyi çocuk olmayın.

Mesajlaşırken “empatik” davranmaktan ve sanki kadın ile ilişki içindeymiş gibi davranmaktan kaçının. Bu sizin “iyi çocuk” olduğunuzu gösterir ve iyi çocuklar sona kalırlar.

Bu kadını tanımıyorsunuz ve tanısanız bile, sizin şu anki işiniz hemen her beta uydu erkek gibi telefon ve mesajla ona terapist olmak değil. Özellikle de size yalan söylüyorsa ve siz hala empati kurma ayağındaysanız geçmiş olsun: Siz bir sünepesiniz ve bunu ona bağırıyorsunuz.

Örnek:
Kadın: “Kusura bakma, mesajını görmedim. Çok meşguldüm.” (Muhtemelen yalan).
Erkek: “Anlıyorum. Kolay gelsin, çalışma yaşamı sonuçta.” (Yanlış)

Örnek:
Kadın: “Şu an hayatım karma karışık.”
Erkek: “Gerçekten mi? Ne oldu?” (Yanlış tabii)

Yeri gelmişken söyleyeyim, özgüvensiz olduğunuzu belirtir şeyler yazmaktan da kaçının. Bunun yerine daha yaramaz çocuk modunda olun:

Örnek:
Kadın: “Kusura bakma, mesajını görmedim. Çok meşguldüm.”
Erkek: “Bu içip rahatlamaya ihtiyacım var demek değil mi? Tamam, çıkıp bir şeyler içelim.”

Örnek:
Kadın: “Şu an hayatım karma karışık.”
Erkek: “Bir şeyler içelim o zaman. 3 biranın çözemeyeceği şey yok :)”

Yürüdüğünüz bir kadına mesaj üzerinden iltifat etmeyin. “İyi tatiller” ya da “iyi eğlenceler” gibi dileklerden de kaçının.

“İyi tatiller” demek yerine “güneş kremi sürmeyi unutma” deyin. “İyi yıllar” yerine “bu seneki yeni yıl hedeflerini de aksatma” deyin.

“İyi eğlenceler” yerine “arkadaşların seni bıraktığında, gecenin 2’sinde bana sarhoş sarhoş mesaj atma ha :)”

Diliniz genellikle konuşmayı ileri taşıyacak şekilde olsun ve mümkün olduğunca aynı fikirdeyim tarzında şeylerden kaçının:

Örnek:
Kadın: “Bugün hava çok güzel.”
Erkek (Yanlış) : “Evet çok güzel.” (iyi çocuk modu)
Erkek (Doğru) : “Tam çıkıp parkta dolaşmalık ;)” (piç erkek modu)

Örnek:
Kadın: “Bugün öğle yemeğinde tavuk döner yedim.”
Erkek (Yanlış): “Afiyet olsun, tavuk döneri çok severim.” (Bu ne lan seviyesi iyi çocuk modu)
Erkek (Doğru): “Et döner > Tavuk döner” (piç erkek modu)

Mesajlaşma prensibi 7 : Yarı ukala eğlenceli, yarı normal.

Mesajlaşma yarı ukala eğlenceli ve yarı normal olmalı. Eğer sürekli ukala eğlenceli davranır, sürekli espri yapar ve dalga geçerseniz, sulu görünürsünüz ve kadın sizi ciddiye almaz. Eğer sürekli normal mesajlaşırsanız, sıkıcı olursunuz ve çekingen görünürsünüz.

Mesajlaşmanın en büyük avantajı, yazacağınız mesajı düşünmeye vaktinizin olması. Mesajı göndermeden önce istediğiniz kadar değiştirebiliyorsunuz. Bu nedenle, eğer fazla sıkıcı olmaya başladığınızı düşünürseniz ukala – eğlenceli bir şeyler yazmayı düşünecek vaktiniz var. Aynı şekilde fazla ukala – eğlenceli olduğunuzu görünce durma şansınız da var. Cevap vermeden önce beklemekten ve düşünmekten çekinmeyin.

Mesajlaşma prensibi 8 : Emoji ve GIF kullanın ama abartmayın.

Bazı yerlerde erkek emoji kullanmaz gibi kurallar görüyorum. Mesajlaşmada duygu aktarımı zor olduğu için emoji kullanmalısınız ama,

  • Emoji kullanımında aşırıya kaçırmayın.
  • Öpücük, kalpli gözler, patlıcan, gibi emojilerden uzak durun.
  • Ard arda emojiler dizmeyin, örneğin 5 tane ard arda alkış emojisi atmayın.

Aynı şekilde dozunda kullanıldıklarında, GIF’ler de oldukça etkilidirler.

Mesajlaşma prensibi 9 : Sexting yapmayın.

Gerçek hayatta yatmadığınız bir kadınla Sexting yapmayın! Sexting karşı taraftan geliyorsa bile uzak durun. Sexting sanal mastürbasyondur ve sizin aranızda olabilecek gerçek seksin ihtimalini azaltır. Birçok erkek aşırı aç olduğu için mesajlaşmada sexting yapmaya çalışır ama tek başardıkları şey, kadını korkutup kaçırmaktır. Ya da kadın sexting yapsa bile, adamın açlığını hissedeceği için adama soğuyacaktır.

Bazı kadınların sizinle mesajlaşırken tek amacı, sanal olarak tatmin olmaktır ve gerçek hayatta buluşmaya niyeti yoktur. Sexting kısmına girmeyerek bu kadınlara boşa zaman harcamanın önüne geçebilirsiniz. Ayrıca bir kadın sizinle sexting yapıyorsa, başkasıyla da yapıyor olma ihtimali yüksektir ve bu kadınların paralel yazıştığı erkek sayısı çok olduğundan, sizinle buluşup sexting kısmını gerçeğe dönüştürme ihtimali azdır.

Mesajlaşma prensibi 10 : Kadınla çerçeve savaşına girmeyin.

Bazen kadınlar sizi denemek için tartışma çıkarabilirler veya size kafa tutabilirler. Ya da sizi tahrik edecek şeyler yazabilirler. Bunları kavgaya veya güç savaşına çevirmeyin. Şunu unutmayın: kadının yazdığı her şeye cevap vermek zorunda değilsiniz!

Böyle bir durumda yapmanız gereken şey, kendi çerçevenizi korumak için birkaç cevap yazmanız ama eğer kız hala size meydan okuyorsa onu orada cevapsız bırakıp birkaç gün sonra yoklama mesajı atın ya da onunla dalga geçin ve (kovuldun gibi bir şeyle bitirin).

Örnek:
Kadın: Kanka ne haber?

(Biraz geç cevap vererek …)
Erkek :Aradığınız kankaya şu an ulaşılamamaktadır, sizi yakışıklı lorda bağlıyoruz!

Kadın : Hahahah … Kanka sen mi yakışıklı lordsun?

Erkek : Lordum diyeceksin.

Kadın : Kanka, kanka, kanka, …

Erkek : Bunun için seni cezalandıracağım.

Kadın : Kanka, kanka, kanka, …

Erkek : Kovuldun.

Kadın : Hahaha … Kankalıktan mı?

(Bu aşamada cevap vermenize gerek yok. Kız meydan okumadan geri adım atmıyorsa, onu orada o haliyle bırakın.)

Mesajlaşma prensibi 11 : Her defasında bir konuya odaklanın.

Mesajlaşırken bir mesajdan diğerine konudan konuya atlamayın. Bunu zaten siz yapmayın ama karşınızdakini de yönetin. Bazı kadınlar bir mesajda bir konu açıp sizin cevabınızın hemen ardından tamamen başka konuyla ilgili soru sorarlar.

Örnek:
Önce yanlış mesajlaşma:

Kadın : “Konser çok iyiydi. Sen Cumartesi ne yaptın?”

Erkek: “Sahneye çıkıp kıç sallamadın değil mi 😉 Cumartesi koca bir köpeği gezdirdim.”

Kadın: “Haha, hayır güvenlik çıkmama izin vermedi 🙂 Ne cins köpekti?”

Erkek : “Konserin neden iyi olduğunu açıklıyor 🙂 Kocaman bir doxin :D”

Burada erkek konseri ya da Cumartesini seçip tek konu üzerinde gitmeli. Bir sürü şeyi aynı anda konuşmaya çalışmak yorucu, karmakarışık ve yönetmesi zor bir şey. Şimdi doğru mesajlaşmaya bakalım:

Kadın : “Konser çok iyiydi. Sen Cumartesi ne yaptın?”

Erkek: “Sahneye çıkıp kıç sallamadın değil mi ;)”

Kadın: “Haha, hayır güvenlik çıkmama izin vermedi :)Sen daha eğlenceli bir şey mi yaptın?”

Erkek : “Konserin neden iyi olduğunu açıklıyor 🙂

Mesajlaşma prensibi 12 : Sürekli düz cevap vermekten kaçının.

Kadın size bir soru sorduğunda, sürekli olarak düz cevaplar vermeyin. Sürekli olarak düz cevaplar vermeniz, konuşmayı sıkıcı yapacağı gibi, sizi de kolay kontrol edilebilen bir iyi çocuk gibi gösterir.

Örnek:

Kadın: “Arkadaşlarınla yemek nasıldı?”

Erkek (Düz cevap) : “Çok iyiydi. Adamları ne zamandır görmüyordum. Yeniden görüşmek iyi oldu.”

Erkek (Eğlenceli cevap) : “En lezzetli hamburgeri ben yedim. Sakalımda hala birkaç parça hamburger ekmeği var :)”

Mesajlaşma prensibi 13 : Buluşun!

Kadının mesaj arkadaşı olmayın! En fazla bir veya iki gün, toplasan maksimum 20-30 mesajdan sonra buluşma davetini yapın. Buluşmayı hemen 2-3 gün sonraya ayarlayın ve ondan sonra mesajlaşma sıklığını azaltın.

Mesajlaşma prensibi 14 : Mesajlaşmada duygu, metinden önemlidir.

Kadınlar bir iletişimde anlamdan çok duyguya önem verirler. Mesajlaşmalarda ne yazdığınızdan çok, mesajlarda heyecan, eğlence gibi duygular var mı onlara dikkat edin. Sıkıcı olmamak, doğru yazmaktan daha önemlidir. Fazla endişeli ve muhtaç bir şekilde yazmak, yanlış şeyler yazmaktan daha yıkıcıdır.

Aynı şekilde kadının yazdıklarından ziyade ne kadar istekli olduğuna, size ne kadar yatırım yaptığına (örneğin sizinle mesajlaşma başlatmıyorsa, size istekli cevap veriyor olsa bile pek yatırım yapmıyor demektir), feminen ve uysal olup olmadığına dikkat edin. Bunu yaparsanız, zamanla hızlı bir şekilde, bir kadının yatırım yapmaya değecek veya değmeyecek olduğunu anlama konusunda bir içgüdü geliştirirsiniz.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

Vaka çalışması – İlişki istemiyorum diyen kadın

Abi el yardım. 1.5 aydır görüştüğüm ve aramızda cinsel birliktelik olan kız, ilişki istemediğini, böyle görüşmeye devam etmek istediğini söyledi!

Ne güzel. Sorun ne? Erkeklerin gerçekten kadından daha fazla ilişki istemeyi yani bir kadınla ilişkilerinde kadın tarafı olmayı bırakmaları gerekiyor! Takıl, keyfine bak ve gerçekten ilişki istiyorsan, o ilişkideki kızın bu olmayacağını kabul et. Zira her zaman olmasa da genellikle bir kadın sizinle yatıyor ama ilişki istemiyorsa, başkasıyla da yatıyordur. Bunlar çok yakın zamana kadar kadın dertleriydi yahu.

Bu kızla iş yemeğinde tanıştım ve sonra bir buluşma ayarladım. İlk buluşmada ne yapılır podcastını izlemiştim, teşekkür ederim çok faydası oldu. O gece mekanda öpüştük, bana geçtik. Birlikte olmadık, tüm ataklarımı savuşturdu. Ondan sonra ise her üç dört günde bir bendeydi ve ilk buluşmadan 10 gün sonra birlikte olduk.

Buraya kadar güzel. İlk buluşmada seks olacak diye bir şey yok. Genellikle bu 2-4 buluşma içinde olur.

Arada bana kendi ilişki geçmişinden bahsetti ve benden önce sadece bir erkekle birlikte olduğunu söyledi.

Olabilir de, olmayabilir de.

Aramızda duygusal bir bağ geliştiğini görebiliyordum. Her şeyi de kitabına göre yaptığımı düşünüyorum. Mesajlaşmayı daha çok o başlattı, pozitif cinsel gerilim ve eğlenen ustalık konusunda iyiydim sanırım zira birlikte çok eğleniyorduk ve sürekli de bir şakasına sataşma hali oluyordu.

Buraya kadar bir sorun yok. Fakat kavramları bilecek kadar bu olaya hakimken “abi ilişki istemiyor” diye sızlanacak kadar da uzak olman ilginç.

İki hafta kadar önce, bende beraberken aramızda garip bir konuşma geçti. Ben ailemle görüşürüm ve ailemi severim. O bana ailesiyle pek görüşmediğini ve annesinden nefret ettiğini söyledi. Ben de “aile ile çok görüşmemek bana yabancı bir şey, ben bizimkileri 2-3 ayda bir görüyorum” dedim ve “ailemle sıcak bir ilişkim var” diye ekledim. O ise “bu da bana yabancı ve kimseyle böyle olabileceğimi sanmıyorum” dedi.

Ailesi ile sorunlu kızların iyi ilişki mateyali olmama ihtimalleri yüksek. İyi ilişki nedir görmediklerinden, kendileri de genellikle beceremezler. Gerçi şu aşamada ilişki senin aklında olmamalıydı ama sen yukarıda söylediğin için söylüyorum.

Ondan sonra biraz soğuktu ve benden erken ayrıldı. Sonraki bir hafta boyunca onu buluşmaya çağırdım ama evden çıkmaya hali olmadığı bahanesi ile reddetti.

2 kere reddedildin mi normalde next. Bu kızla birliktelik geçmişim olduğu için “tamam, daha iyi hissettiğinde bana haber ver görüşelim” dersin ve bir daha o sana ulaşana kadar ına ulaşmazsın. Sürekli olarak arayıp görüşmeye çalışmazsın.  Sen sanırım 2den fazla teklif yaptın ki şu aşamada kızın peşinde koşuyorsun ve aranızdaki olayı baltalıyorsun.

O gece bir şey oldu ama ne oldu tam anlayamadım.

Ailesiyle ilişkisi nedeniyle sıkıntılı bir kız olabilir ya da senden çok fazla ilişki sinyali alıyor olabilir (o son dediği kimseyle öyle sıcak olamam lafı) ama tam anlaşılmıyor. Sen en iyisi kendini geri çek.

Sorun şu ki belki de bir şeyler bozuldu, ben bozdum, düzeltmem lazım kaygısı ile, seni reddedip duran kızı kovalamaya başlamışsın. Hiç iyi değil.

Şimdi onunla zaten 2 haftadır yatıyoruz, iyi vakit geçiriyoruz neden arayamayayım diyebilirsin. Ama bu bir bahane. Ne olursa olsun, 2 kereden fazla teklif etmemeli ve hatta teklifin reddedildikten sonra ona ulaşmamalıydın.

Sonra aklım başıma geldi ve o bana yazmadan ona yazmama kararı aldım. 2 gün sonra bana ulaştı ve buluşmak istedi. Buluştuk ve eskiye döndük ama abi bu buluşmalar ve birliktelikler bir yere gitmiyor!

Aha da oğlumuz ilişkinin kadını oldu! Nereye gidecek, bırak gitmesin yahu! Kafese girmek için can atan kuş gibi ilişki peşindesin. İlişkiye odaklanmış vaziyettesin. Bu da seni eski davranışlarına geri götürüyor.

Bunu takmamaya çalışıyorum ama geçenlerde yatakta muhabbet ederken 3 yıllık bir ilişkiden çıkalı 2 ay olduğunu ve şu an ilişki istemediğini, böyle devam etmek istediğini söyledi.

Tamam, sana göre bir teklif işte. Daha ne istiyorsun? Pardon, sen pembe hayaller içinde ilişki istiyorsun. Ama kız uzun ilişkiden yeni çıkmış, en az 4-5 ay daha sağı solu belli olmaz ve kendisi ilişki istemiyorsa başkalarıyla oluyor da olabilir. Fakat aslında senin için güzel olan bu teklif seni üzüyor. Günümüzde erkekler kadın oldu, kadınlar erkek. Erkek tarafı kadın gibi ilişki istiyor, kadın tarafı erkek gibi bağlanmadan birliktelik peşinde. İşin kötüsü belki de başkası yok ve kafası da karışık değil. Belki de sen kadın gibi ilişki odaklı olunca o da öbür uca kayıp ilişki istemez hale geldi.

Ben şimdi ne yapacağımı şaşırdım.

Zira her şeyi gereksiz yere karıştırıyorsun. Yatıyorsunuz, iyi vakit geçiriyorsunuz daha ne istiyorsun? Pardon, ilişki etiketi olmadan, kafese girmeden (kafandaki mantık benimle kafese girerse elimden kaçmaz) kendini iyi hissedemiyorsun. Bu seni betalaştıracak bir düşünce şekli.

Ailesi ile arası iyi değil, pek arkadaşı yok. Daha önce sadece bir erkekle birlikte olmuş bir kız olmasına rağmen bana bağlanmaması bana çok garip geliyor.

Birader tam bir kadın gibi konuştuğunun farkında mısın? “Kızlar bu adam benimle yatıyor ama neden benimle ilişki istemiyor, neden?” diye soran kadın gibi. Bırak bunu yahu! Bildiğin maskülen bir karakter düşün. O böyle konuşur muydu? Şu durumdan şikayet eder miydi?

Fakat benim başkalarıyla yattığımı öğrenirse beni bırakırmış. Kendisi de başkaları ile yatmadığına ve yatmayacağına söz verdi.

Hahaha. Birincisi, ilişki olmadığı sürece bu onu ilgilendirmez. Sen başkalarıyla birlikte olabilirsin ve bunu ona söylemen gerekmez. Zira kız seninle ilişki istemiyorum diyorsa, ilişkide değilse, bilmeye hakkı da yok. Terk ederse de etsin. Ayrıca bu ben başkaları ile olmuyorum kısmına da hemen inanma derim.

Yalan söylüyor gibi durmuyor. Ama bu kız tam olarak istediğim şeylere de sahip değil. İnsan ilişkileri iyi değil, kariyer konusunda bir yol belirlememiş, vs.

Bu yüzden başka kızlarla görüşmeye devam etmelisin. İtediğin gibi birine daha yakın bir kadın bulmak için başka kızları da gör. Sen ise bu kızla kafese girmeye can atıyorsun.

Ama bir yandan da ondan çok hoşlanıyorum ve beni erkek arkadaş olarak görüp sevmesi için çabalamak istiyorum.

Hala aynı yerdeyiz. Kadın gibi düşünüyorsun ve ilişki odaklısın. Buradan iyi bir yere çıkman zor. Bunu hemen kesip kızla iyi vakit geçirmeye odaklanman ve başka kızları da görmen lazım.

Kız çok güzel ve beraber çok iyi vakit geçiriyoruz.

Birader kafayı yiyeceğim, sorun ne? Ne güzel işte. Yahu ben mi çok pis herifim siz ilişki hariç kaka şeyler düşünmeyen pırlanta gibi adamlarsınız. Sizi hiç bozmasak diyeceğim ama yarın ilişki odaklılığın yüzünden kıçına tekmeyi yiyince burada yardım isteyeceksin.

Tekrar ediyorum, sorun ne?

  • Kız güzel
  • Kız eğlenceli
  • Yatıyorsunuz
  • İlişki istemiyor ama yatmak istiyor.

What is the fucking problem man? Yani ingilizce sorunca belki anlaşılır, Türkçe anlaşılmıyor. Zittiğimin sorunu nedir yahu?

Başka kadınlarla tanışmaya devam et diyeceksin.

Akıllı çocuk.

Bunu ona söylemeli miyim?

Onu ilgilendirmez. İlişki istemediğini söylemiş. Hem ilişki istemiyor hem de sen kısıtlanacaksın. Yok öyle bir şey.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

 

 

 

Kadınlarla tanışmada gülümsemenin önemi

“Alfa erkeğin bir numaralı özelliği, gülümsemedir. Bir yere girdiğinizde gülümseyin. Bir kulübe girer girmez, oyun başlar. Ve gülümseyerek, her şeyi yoluna koymuş, eğlenceli biri gibi görünürsünüz, bir şey olabilmiş biri gibi.” – Mystery, Alfa erkeğin 6 karakteristik özelliği

Hayat oyunu gibi bağlamı kullanarak hareket ettiğiniz oyunlarda, yürüme davetiyesi sonucu göz temasında ya da genel olarak konuşma esnasında gülümsemeniz çok önemli. Özellikle beğendiğiniz bir kadından yürüme davetiyesi gördüğünüzde, o gözlerini kaçırmadan gözlerinizi kaçırmamanız ve gülümsemeniz sonucu eskiden açılmayan birçok kapının size açıldığını, kadınlarla tanışma konusunda sizi çok ilerleyeceğinizi göreceksiniz.

Yürüme davetiyesinde göz temasını daha önce birkaç yerde anlatmıştık. Beğenebileceğiniz bir kadın ile göz göze geldiğinizde, gözünü kaçıran ilk siz olmayın. Kadın genellikle yürüme davetiyesi atıyor olsa bile 2-3 saniye içinde gözlerini kaçıracaktır. Ama ilk kaçıran siz olmayın. Ya da bir kıza yürürken gözlerine bakın, size bakmıyor olsa bile. Size bakmaya başladığında da gözlerinizi kaçırmayın.

(Bu arada göz temasını koruyun derken psikopat gibi saatlerce kadının gözünün içine bakmayın tabii ki. Her defasında 15-30 saniye arası – siz konuşurken daha uzun -göz teması kurmanız yeterli. Sürekli bakarsanız içine düşüyor gibi olursunuz ya da arıza biri gibi görünürsünüz. Genelde o gözünü kaçırdıktan bir süre sonra sizin de gözünüzü kaçırmanız yeterlidir)

Ve gülümseyin. Gülümsemenin iki fonksiyonu var. Birincisi, gülümseme genellikle kendine güven gösterir. Beta erkekler, kadınlarla başarısız erkekler genellikle gülümsemezler ya da suratlarına, ne kadar iyi çocuk olduklarını ispatlamaya yönelik, tedirgin bir gülümseme yapışır. Benim gülümsemeden kastım, Daniel Craig’in James Bond tiplemesinde gayet güzel sergilediği, dişlerini göstermeden yapılan ve neredeyse belli belirsiz gülümseme.

Tabii gülümsemeye alışık değilseniz, gülümseyeyim derken şu aşağıdaki gibi dişleri göstererek pişmiş kelle gibi sırıtmayın.

Arnold değil, Daniel. Tamam mı? Burada anlaştıysak devam.

Şimdi gülümseyerek göz temasını koruduğunuz zaman, kadına da sizin yörüngenize girmesi ve hatta konuşma başlatması için cesaret veriyorsunuz. Yörüngenize girmesinden kastım, eğer uzaktaysa ve sizin ona yönelme şansınız yoksa, göz teması ve gülümseme ile “benimle konuşmak istiyorsan, gel yanıma” mesajı veriyorsunuz. Normalde yanınıza gelmeyecek kadın, bu şekilde yanınıza gelebiliyor. Mesela şurada anlattığım hayat oyununda, kadına gitmem pratik değil ama göz teması ve gülümseme ile o bana geliyor. Gülümseme ve göz teması olmasa, buna cesaret edebilmesi çok zor.

2003-2004 civarı Michael Abi’nin şimdi olmayan blogunu uygulamaya başladığımda daha önce çok karşılaşmadığım bir şey olmaya başladı (gülümse artı göz temasını oradan değil, SoSuave’den de öğrenmiş olabilirim ama şimdi hatırlamıyorum). Kadınlar benimle konuşmaya başladılar. Hergün ve hatta her hafta değil ama fark edeceğim sıklıkta. Bu kadınlarla genellikle çok kısa bir göz teması kuruyordum ya da sadece kendi gündelik hayatımda suratıma gülümseme yapışıyordu. Gelip ye beni demiyorlar tabii ki (bu yaşımda bile hala bu konuşmalar oluyor) ama mesela süpermarkette bir şey alırken yanımda duran kadın, elimdeki peynire bakıp “o peyniri çok severim” diyebiliyor. Ya da uçakta yanıma düşen kadın konuşma başlatabiliyor. Hemen heveslenmeyin, bu kadınların en az %60’ına bir çekim duymuyorsunuz ama arada konuşulmak da güzel bir şey.

Bu arada şunu da söyleyeyim, Türkiye’de kızlar bu konuda oldukça girişkenler. Yani ulaşılır, en azından bir söz söyleseler terslenmeyeceği belli bir erkekle, eğer beğenirlerse konuşma açıyorlar. Biliyorum ezici çoğunluğunuz bunu hiç deneyimlemedi ki 24 yaşına kadar bana biri söylese inanmazdım ama böyle bir şey var. 24 yaşında birden tipim büyük ölçüde değişti de bunu deneyimlemeye başlamadım tabii ki. Eski somurtkan, gülümsemeyerek cool olmaya çalışan, yürüme ve reddedilme korkusunu poker surat arkasına saklamaya çalışan biri olmaktan çıkmam ile bu deneyim başladı.

Gülümseme, özellikle kendine güvenli bir şekilde yaparsanız, sizi hem daha çekici hem de daha ulaşılabilir yapacaktır.  Göz teması ve gülümseme sizi aynı zamanda sosyal açıdan başarılı biri gibi gösterecektir. Aslına bakarsanız, bu çeşit bir gülümseme ve göz teması, sizin sosyal olarak başarılı olmanızın önemli bir öğesi. İş, arkadaş veya aktivite çevresinde yukarı çıkmanız için önemli bir anahtar.

Gülümseyin. Karnınız acıksa, kedinizi yeseniz ve tüm şehir size küsse bile, hadi sıkıyorsa gülümse demeyin. Gülümseyin.

Vaka çalışması – İlgisi azalınca buluşmaya gelmeyen kadın

Mahmut Abi senin site ile eski kız arkadaşım tarafından terk edildiğim zaman tanıştım. İletişimi kes kuralını sağlam bir şekilde uyguladım ve sonunda eski kız arkadaşım dönmese de ben onu hızlıca unuttum ve yeni kızlarla buluşmaya başladım.

İletişimi Kes Kuralı, başarıyı doğru tanımlarsan her zaman çalışır ve başarının dar tanımında da şansını arttırır.

Bu kuralı öğrenmiş olmak çok güzel ama şimdi anlatacağım kızda yine çuvalladım ve burada karşındayım. Ben anlatayım sen fırçala. Atış serbest.

Hadi bakalım.

Kızla bir etkinlikte kendisine yürüyerek tanıştım. Çok iyi başladık. Etkinlikte numarasını aldım, birkaç gün mesajlaşıp buluştum. O gece birlikte olduk ve sonraki 3-4 hafta da tavşanlar gibiydik.

Güzel. Çok güzel.

Senin dediğin gibi, aramaların çoğunu onun yapmasını bekliyordum. Daha doğrusu, beklemiyordum aslında. Ben 1 ay sonra bir süre yurt dışında kalacağım için rahattım, o nedenle doğal olarak o beni biraz daha fazla arıyordu. Altın orana doğal bir şekilde uyuyorduk.

Popüler kültür yalanlarının aksine, ulaşmaların bir iki tık fazlasını kadının yapması doğal olandır. 1-3, 2-3 gibi oranlar doğaldır. Bu şekilde kadın erkeğe daha fazla aşık olur. Eğer 50%-50% gibi bir orana gelirseniz, bu genelde friendzone’a gider.

Evet, kadının erkeğe daha fazla ulaşıp onun tarafından onaylanma arzusu var. Kadın size ulaştığında “bebeğim, sesini duymak çok güzel, bu akşam buluşalım mı?” diye onu onayladığınızda, bu ihtiyacını karşılıyorsunuz. Bu tür bir onaylanma, kadınsı bir şey. Erkek bu şekilde onaylanmaya ihtiyaç duymamalı. Sizin daha fazla aramanız, hemen her zaman kendi işinizi gücünüzü bırakıp onun sizi hala isteyip istemediği konusundaki güvensizliğinizi gidermeye çalışmanız kaynaklıdır. Yani feminen bir sinyaldir ve iticidir.

Şimdi sorun şu. Yurt dışı iptal oldu ve ben de bundan sonra yapmamam gereken bir şey yapmaya başladım ve “biz neyiz?”, ilişki olacak mı kaygısına kapıldım.

İlişki öncelikli olmak, biz neyiz diye sorgulamak da feminen bir davranış kalıbı ve kadınlara yakışan bir şey. Erkeklerde ise aşırı itici. Eğer ilişki istiyorsan bile, bu konuda kadına adım attıracaksın. Bunun yolu da buluşmaları arttırıp uzatmaktır. Daha fazla birlikte olmaktır. Tabii abartmadan. Yani haftada 2-3’ü geçmeden.

Biliyorun büyük hata. Tabii bu zihin yapısına girer girmez, eskiden aklımda bile olmasa da, ne zaman arayacak, arayacak mı, mesajıma neden 3 saat cevap vermedi kaygıları başladı. Bunun sonucunda da kendimi ona daha fazla ulaşır halde buldum.

Bir anda sonucun ne olacağı kaygısı ile eski kaygı temelli haline dönmüşsün. Bu genelde ters teper. Sen sonuca o kadar odaklı değilken bunlar aklına bile gelmiyordu ve kız sana daha da ilgiliydi. Şimdi ilgisinin düşmesini beklerim.

Son 2-3 haftadır ilgisi düştü tabii. Yani daha az ulaşıyor.

Beklenen sonuç.

Ama ben burada yaptığım hatayı geç de olsa farkedip silkelendim ve artık ona daha fazla ulaşmamaya başladım. Eskiden olsa daha da fazla arardım. Muhtemelen kız artık bana dönmeyene kadar da aramaları arttırırdım.

İşte burada anlatılanları bilmenin faydaları. Bir yerde en azından durabiliyorsun.

Şimdi abi sorun şu. Artık o bana daha çok ulaşıyor Son 2 aramasında, kıza buluşma teklif ettim.

Doğru yapmışsın. Bu gibi durumlarda o sana ulaştığı zaman buluşma teklif etmen daha etkili. Sen ona ulaştığında değil. Kızın ilgisinde sorun olmasa, ne zaman ettiğin o kadar önemli değildi ama bu durumda yaptığın şey doğru.

2 buluşmayı da iş güç bahanesi ile reddetti. Ama sonra görüşelim diye tarih vermeden. Ben de ilk teklifimde bir şey demedim, ikincisinde ise “tamam, planlarına bak ve müsait olduğunda bana haber ver” dedim.

Bu da doğru bir hareket. İlk buluşma teklifin “olmaz ama sonra olur belki” diye reddedildiğinde, bir şey demene gerek yok ve “planlarına bak haber ver” demen yanlış. Zira yürümeyi kıza bırakıyorsun. Ama ikinci reddedilişte sen artık teklif etmeyebilirsin o nedenle “planlarına bak haber ver” demek doğru.

Şimdi abi sorun şu. Kız 2 buluşmayı reddetti. Ama hala bana ulaşıp genellikle bana ıvır zıvır fotoğraflar falan atıyor. Bu durumda ne yapmalıyım? Yani ulaşmasa tamam next ama ulaşınca ne yapacağım?

Bu çok karşılaşılan bir durum. Sen nextlersin ama kadın ulaşmaya devam eder. Fakat buluşmayı da konu etmez. Burada anlaman gereken şey, kızın başında yüksek olsa da sana ilgisi zayıf. Peki sana neden ulaşıyor? Yörüngede kal diye. Bunu aslında hiç buluşmadığın ya da buluşmalarda sonuca gidemediğin kızlar da yaparlar.

Burada ilk yapman gereken şey, kız sana direkt mesaj atmadan sadece fotoğraf atarsa, paylaşım yaparsa bunlara mesajla karşılık vermemen. Bunlara sadece beğeni, kalp falan gönder. Kız sana bir fotoğraf atınca “ne haber” ya da “çok güzel, bu şu mu?” falan diye konuşma açma. Sadece beğen, başparmak havaya emojisi falan gönder. Yani ona ondan fazlasını verme. Görmezden de gelme. Sadece ve sadece sana mesaj attığında mesajla cevap ver.

İkincisi, seninle buluşma konusu gündeme gelene kadar tüm ulaşmaları o yapsın. O 2 ulaşıyorsa sen 1 ulaş bile değil. Hiç ulaşma. Eğer kızla buluşup yatmamış olsan, o buluşma teklif edene kadar sen teklif etmezdin. Bu kızla yattığınız için sana mesajla ya da arayarak ulaştığında bir veya iki kere daha direkt konuya gir. “Ne oldu, planların nasıl? Ne zaman görüşebiliriz?” de. Eğer hala “himmm bilmem ki” modundaysa, “tamam şimdi kaçmam lazım toplantım var (ya da zamana göre ne daha uygunsa) de ve konuşmayı uzatma.

Eğer bir ya da 2 teklifinde de buluşmayı kabul etmiyorsa (tüm ulaşmaları o yapıyor ve sadece sana yazılı veya sözlü ulaşırsa sen de ona sözlü ya da yazılı cevap veriyorsun) bir daha buluşma da teklif etme. Sana ulaştığında her zaman sanki başka bir kızın yanında iken mesaj atmış gibi başından sav. Bu aşamada ya o buluşma teklif edecek ya da başından savdığın için aramayı bırakacak.

Birçok erkek bunu yapamaz zira bu kadını başından kibarca savarsan bir daha aramama ihtimali düşük değil. Ama bunun korkusu ile peşine düşersen de bir şey olma ihtimali daha düşük.  Bundan korkmamalısın yani.

 

 

 

 

Erkekler İçin Uzun Süreli İlişki Rehberi

Oyun – İlişkiler
(E-Kitap – 164 sayfa – PDF / EPUB)

(Shopier’de sepete 225 TL ve üstü alışverişte %30 indirim var.)

Bu kitabı, uzun süredir yaptığım birebir tavsiyelerden derledim. Bu konuşmalar sırasında verdiğim tavsiyelerin birçoğunu, erkekadam.org sitesinde yazmadığımı fark ettim. Yazdıklarım da, ya sitede derli toplu bir şekilde bulunmuyordu ya da uzun süreli ilişkilerin sadece başlangıcına odaklanmıştı. Bu nedenle hem ilişki öncesi, hem de ilişki sırasında oyun konusunda bir seri yazmaya karar verdim.

Bu kitabın bir kısmı, erkek adam sitesinde ya da erkek adam kitaplarında bulunan içerikten oluşuyor. Ama sitede bulunan kısımları bile yeniden yazdım zira dediğim gibi sitedeki ilişkiler konulu materyaller ilişki öncesi yürüme ve ilişki başlangıcı ile çok iç içeler ve genelde ilişki başlangıcına odaklılar.

Bu kitap, bu serinin ikinci kitabı ve kadınlarla tanışmaya odaklanan birinci kitaba devam olarak ilişkilere odaklanıyor. Baştan çıkarma sanatı şeklinde oyun ve uzun süreli ilişkilerde oyun birbirlerinden farklılar ve aynı zamanda bir erkek için medeni durumuna göre birine ya da diğerine ihtiyaç oluyor. Bu nedenle, iki farklı oyun, iki kitap halinde oldu.

Bu kitap boyunca oyun derken, neyi kastettiğimi çok iyi anlamanız gerekiyor. Oyun deyince insanların aklına genellikle hile, düzenbazlık ve manipülasyon geliyor. Biz bu kitapta oyun derken, bu tür bir oyundan değil, çocukların ve gençlerin oynadığı, hem rekabet hem işbirliği içeren aktiviteden bahsediyoruz. İki tarafın da isteyerek, manipülasyon olmadan katıldığı, iyi vakit geçirdiği ve bitmesini istemediği bir danstan bahsediyoruz. Uzun süreli ilişkiler, iki tarafın karşılıklı olarak oynadığı bir dans şeklinde devam eder. Oyun derken bu dansı ve bu dansın erkek tarafınca yapılan figürleri kastediyoruz.

Bu nedenle burada öğrendiğiniz şeyleri kadınları kandırmak ya da onlara zarar vermek için kullanmaya çalışmayın ve zaten burada, o şekilde kullanabileceğiniz bir içerik yok. Kadınları baştan çıkarma sanatı camiasında sürüyle manipülasyon, hile ve düzenbazlık taktikleri var ama bu kitap serisinde onları bulamayacaksınız. Bu tür hilelere, zayıf, aslen itici erkekler ihtiyaç duyarlar ve bu erkekler hile kullanarak pek bir başarı elde edemezler veya çok kısa süreli başarı elde edebilirler. Aslına bakarsanız eğer bu tür eğilimleriniz varsa, kadın erkek ilişkilerini de aşan bir zayıflığın pençesindesiniz ve bundan kurtulmak için terapi de dahil elinizden geleni yapmanızı tavsiye ederim. Zaten PUA camiası da, iş uzun süreli ilişkiye geldiğinde, bu konuda fazla bir materyale sahip değil. Yazılanların çoğu da, yazanın pek uzun süreli ilişki yürütememiş biri olduğunu bağırıyor.

Ve son olarak, bu kitaba devam olacak kitap, kadınların erkekler üzerinde uyguladıkları manipülasyonlar ve toksik kadınları tanıma ve onlardan korunma üzerine olacak. Aslında serinin dördüncü bir kitabı daha var: No Contact Kuralı. Bu kitap ilişki bittikten sonra ne yapacağınıza odaklanıyor ve iş işten geçtikten sonra okumak yerine, ilişki içindeyken bir önlem olarak okumanızı şiddetle tavsiye ederim.  

İyi okumalar, iyi oyunlar.

Mahmut Abi

Kitabı edinmek için tıklayınız.
(Alım güvenilir Shopier ödeme sisteminden olup sizin ödeme bilgileriniz bize gelmiyor.)

Kitabı Türkiye dışından edinmek için tıklayınız.
(Alım güvenilir Payhip ödeme sisteminden olup sizin ödeme bilgileriniz bize gelmiyor.)

Kitapla ilgili sorularınızı aşağıda yorumlara ya da erkekadamblogu@gmail.com adresine sorabilirsiniz.

Bu kitapta neler öğreneceksiniz bir fikir edinmek için, kitabın içindekiler aşağıda.

Giriş 8
İlişkiye Geçiş 11
Biz neyiz? 14
Kadının erkeği test etmesi 15
Kadının ilgi seviyesinin düşmesi durumu 21
Sevgilim Anneciğim 22
Eski ilişkisinden yeni ayrılmış kadınlar 23
İlişkinin ilk 4-6 Ayı: Test Aşaması 25
Seni Seviyorum diyen ilk siz olmayın 29
İlişkilerde İlgi Yönetimi, İletişim 31
Partnerinizin ilgi seviyesine dikkat edin. 32
Uzun süreli ilişkinizle çıkmaya devam edin 32
İlgi Seviyeleri 34
İlgi Yönetimi 40
İlginizin Değeri 43
İletişim Sanatı 46
Rahatlama Testi 48
Kadın Erkek İletişim Farklılığı 49
Kadının şu anki duyguları, geçmişi ve geleceği belirler 52
Kadınlardan anlamak 52
Çeneni kapalı tut 53
Savun – Açıkla – Mazur Göster – Rasyonelleştirme Yanılgısı 56
Ne dediğine değil, ne yaptığına bak 58
Kadınlardan ilişki tavsiyesi almak 59
Duygusal Yatırım 61
Duygusal yatırım nedir? 62
Benjamin Franklin Teorisi 63
Kadından daha fazla duygusal yatırım yapmak neden iticidir? 65
Aşırı duygusal yatırımdan kaçınmayı nasıl başarırsınız? 67
Aşırı duygusal yatırım yapmanızın ilişki için zararlı olduğunun farkına varın. 68
Düşünce ve duygularınızı meşgul eden amaçlarınız, dolu ve görece eğlenceli bir yaşamınız olsun. 69
Kadınlar konusunda “bolluk zihniyeti”ne sahip olun. 70
Sınırlarınız olsun ve sarsılmaz olun. 71
Kadının duygusal yatırım yapmasını sağlamak 72
Kadın sizden hoşlanmalıdır. 73
Sizinle duygusal bir bağlantı hissetmelidir. 73
Sizin tarafınızdan kabul görmüş hissetmelidir. 74
Sizin kendine güvenli ve sağlam biri olduğunuzu görmelidir. 74
Sonuç 74
Daha geniş bir bakış açısı 75
İlişki içindeki erkek adam özellikleri 77
Egemen (dominant) olmak 78
Erkeğin kuralları ile oynamak 81
Gizem ve korku oyunu 81
Duygusal Güç 84
İlişkilerde Temel Güç Dengesini Koruma: Kararlılık 86
Giriş 87
İlişkilerin Temel Kuralı 87
Kadının güç dengesini kendi lehine bozmaya çalışması 88
Kararlılık (assertiveness) 89
Kararlılık ile saldırganlık arasındaki farklar 90
Kararlı davranış neleri içerir? 91
İnsanlar neden kararlı değiller – Temel Yükleme Hatası 91
24 Saat Kuralı 92
Kararlı Olma Sanatı 93
Partnerinizi çatışmadan nasıl uzak tutarsınız? 94
Kararlılık ile saldırganlık karıştırıldığında 96
Kararlılık bir iletişim biçimidir 98
Pasif Agresif 98
Kararlılığın dinamikleri 99
Kararlı olmak ustalık gerektirir 100
Kararlılık Eğitimi: Kararlı davranışların uygulanması 100
Örnek # 1 (Anlaşmazlıklar) 101
Örnek # 2 (Bir konuşmayı sonlandırma) 102
Örnek # 3 (Talepkarlık) 103
Örnek # 4 (Maddi olarak aşırı bir şey isteyen partner) 104
Hayır demeyi öğrenmek 105
Adalet duygusuna hitap etmek 106
Kararlı Olmamak Genellikle kötü bir şeydir 107
Kararlılık Teknikleri 108
Genel Kararlılık Teknikleri 109
Sisleme 109
Bozuk plak tekniği 110
Olumlu ve olumsuz sorgulama 112
Olumlu Sorgulama 112
Negatif sorgulama 113
Belli Başlı Durumlarda Kararlılık: Talepler, eleştiriler ve övgüler 114
Taleplerle Kararlı Bir Şekilde Başa Çıkmak 114
Eleştiri ile Başa Çıkmak 116
İltifat Ederken veya Edilirken: 118
İyi Çocuk Sendromu 119
Gizli Sözleşmeler 122
İyi çocuk sendromundan kurtulmak 124
Kendi ihtiyaç ve isteklerini öncelik yapmak 125
Gücünüzü geri kazanmanın 5 yolu 126
Maskülenitenizi yeniden kazanın 127
İstediğiniz sevgiyi nasıl alacağınızı öğreneceksiniz 127
İstediğiniz seksi nasıl alırsınız? 128
İlişki Süresince 130
Sevgi ve aşk 131
Arzuyu yaratan ve devam ettiren manyetik güç: maskülen – feminen tamamlama 133
Erkeğin ilişkinin kadını olması 134
İlişkinin maskülen erkeği olmamak 136
Kurtarıcı erkek 137
Sevgili ile aynı evde yaşamak 139
Doğum Kontrolü 140
İlişkiden evliliğe geçiş 141
Bilinmeyenle evlenmeyin 143
Seksiz, sorunlu ilişkiler 146
İlişki biterken 152
Seni istemeyeni hayatında tutmaya çalışma 155
Bitirirken 160
“Kendin” olamamak, performans yükü ve öfke 161
Oyun nedir?

Vaka çalışması – İlgisi yetersiz kızın peşinde koşmak

Selam. Konumuzun esas kızı ile geçen sene Ağustos’ta görüşmeye başladım. İlk aylarda her şey çok güzeldi ama başlarda oldukça sıcak olan kız, sonra hızlıca soğudu ve sene bitmeden ayrıldık.

Yani ilk başta her şey çok güzeldi sanıyordun ama değilmiş.

Benimle konuşmaya ve mesajlaşmaya can atan kıza ulaşmak ve buluşma ayarlamak zorlaştı.

Yani, kızın ilgisi azalmaya başlamış. Bunu söylemek için uzman olmaya gerek yok ama bahse girerim sen de kendini geri çekeceğine peşinden koştun. Aslına bakarsan peşinden koşmana da gerek yok. Onun sana olan ilgisi azalırken senin aynı seviyede kalman bile yeterli ama erkeklerin %90’ı bu durumda tam tersi ilgisini arttırıyor.

Aralık sonu bana hayatında ilişkiden daha öncelikli işleri olduğunu, beni kırmak istemediğini ama kendisinin zaten ilişki yürütmekte pek başarılı olmadığını söyledi.

Şimdi buradan çıkardığım birkaç sorun var. Birincisi bir kadın bunu genellikle bir erkek fazla ilişki öncelikli oldu mu söyler. Ortalama bir erkek bir kadını ilişki ile “kafeslemeye” fazlaca heveslidir zira kendini ödül olarak görmediğinden eğer ekstra bir çaba ve ilgi göstermezse, bir kadının kendisi ile uzun süre durmak istemeyeceğine inanır. Maalesef bu inanç, erkeğin tüm davranış ve mimiklerinden akar : “Seni hak etmiyorum, senin için yeterince iyi değilim”. Ve bu “eksiğini” kapatmak için daha fazla araması, daha fazla peşinden koşması, daha fazla ilişki öncelikli olması gerektiğini düşünür. Kadınla arasındaki ilişkide omurga göstermekten korkar. Kötüsü, kadın bunu sezmeye başlar ve adamı ufak ufak test ederek, adamın omurgasız davrandığı birçok durumun ortaya çıkmasına neden olur.

Fakat bu erkeği çok kolay ve cepte yapar ayrıca bu zayıflıktır ve zayıflık özellikle bir kadın için iticidir. Yeterince uzun bir süre “seni hak etmiyorum, senin için yeterince iyi değilim” inancı ile davranın, bir yerde kadına “evet beni hak etmiyor, benim için yeterli değil” dedirtirsiniz.

İkincisi, “seni kırmak istemiyorum” bana kadının senin kırılgan bir erkek olduğunu düşündüğünü ima ediyor.  Ya da bundan şüpheleniyor. Eğer bu aşamada, “senden hoşlanıyorum ve seninle görüşmeye devam etmek istiyorum ama kararın buysa yapabileceğim bir şey yok. Fikrin değişirse beni ara” deyip gerçekten gitsen senin o kadar da kırılgan olmadığını görür. Ama tahminim sen, peşinde koşmaya yani kırılgan bir erkek olduğunu ispatlamaya çalıştın.

O günden sonra aramızdaki şey görüşmeden mektup arkadaşlığına döndü 🙂 Ben aslında o konuşmadan sonra iletişimi kes kuralı uygulamaya başlamıştım.

Doğru yapmışsın.

Ama o bana sıklıkla mesaj atıp havadan sudan mesajlaşıyordu.

Erkek olarak istemiyorum ilgin de şimdi bedavaysa neden kullanmayayım 🙂 Seni aradığında buluşmak istediğini varsayıp buluşmaya çağıracaktın ama 2 buluşma teklifini reddederse ya da buluşmalardan iş çıkmazsa, mesajlarına geç dönerek ve gerekirse dönmeyerek başından savacaktın.

Nisan’a kadar bu şekilde devam etti.

Bir umuttur betalaştıran insanı, aldım elime whatsapp’ı.

Sonunda Nisan ayında buluştuk.

2 kere çağırıp gelmezse başından atmak yerine, birgün kabul eder umuduyla buluşmaya çağırıp durdun değil mi?

“Göz göze durup bakınca
Göreceğiz,
Neyiz ve nerelerdeyiz,
Bilemiyoruz
Şimdi”

Ne olduğunuz belli ama illa kafana vurulması gerekiyor demek ki 🙁

Aslında her şey çok iyi gelişti. Bana aşkım demeye başladı ve sık sık buluşuyorduk.

Hadi Mahmutlar bunu da açıklayın! Ne oldu 🙂 Belki de mesajlaşmaya devam etme hatana rağmen, 2 kereden fazla buluşmaya çağırma hatasını yapmadın, hep o aradı. Sonuçta en azından no contact ne biliyorsun. Bu durumda uzaktayken çok beyaz görünebilirsin ama işte kızı başından atacak kadar gücünün olmaması seni sonra fena ısırır. Ama bakalım ne olacak?

Çok negatifsin demeyin, bundan sonra boka sarmasa bana soru döşemezdi. Bir de erkeklerin %90’ı bu şekilde yarım yamalak no contact ile kız geri geldiğinde, 3-5 buluşmaya kalmaz ayrılığa götüren hallerine dönerler ve kadını hayatlarından çıkmaya iterler. Kadın eskiden verdiği kararın doğruluğuna inanır ve bu sefer daha kesin gider.

Ama aramış ve buluşmak istemiş demeyin. Eğer 2 buluşmada kızı başından savsaydı (götlük yapmadan, öfkelenmeden), bu kız %99 Nisan’a kalmadan buluşmak isterdi.

Ama sorun şu: 9 aydır görüşüyoruz fakat hala bana hayatında öncelikli biriyim gibi davranmıyor. Yani nasıl anlatsam, öylesine takılıyor gibi. Sevgili olamadık.

9 aydır görüşmüyorsunuz. 5 ay görüştünüz, 3 ay mektup arkadaşlığı yaptınız ve 1 aydır görüşüyorsunuz. O 5 ay zaten çöpe gitti.

Sen hala sevgili olmaya odaklısın. Seninle sevgili olmaya “ıyy bilmem ki” diyen bir kadınla. Oysa bir kadının sevgili olmaya değer bulup bu amaçla peşinden koştuğu erkekler, sevgili olmaya bir tık dirençlidir ya da en azından kadına göre daha az isteklidir. Kadından daha çok sevgili olma, evlenme hevesindeki erkekler genellikle tercih edilmeyen, bir kadını ilişkiyle bağlamak için sürekli emek harcaması gereken yoksa yalnız kalacaklarından korkan erkeklerdir.

Bu nedenle biraz özgür erkek adam ruhu edinin ama şu an ona sahip değilseniz, en azından öyleymiş gibi davranın. İlişkiye kızdan daha hevesli olmayın, ilişki kızın fikriymiş ve kız istemezse aslında ne güzel takılıyorduk modundaymışsınız gibi davranın. Bakın bunu da yanlış anlarsınız diye söyleyeyim: Kıza skor gibi davranın, gözüne başka kızlar sokun, hafife alın demiyorum, sadece hani ne güzel özgürdük modunda olun.

Arkadaşlar, bir erkeğin bir kadını ilişki ile “kafesleme” isteğinin temelinde, kendi içinden gelmeyen özdeğeri, romantik ilgi odağının onayından (aramaları, sevmesi, ilgi göstermesi) devşirmek istemesi yatar. Bu nedenle mesela burada birçok erkeğin “ama kız beni seviyor, bana ilgi gösteriyor” kriterine aşırı derecede önem verdiğini görüyoruz.

Aslında kızın işi çok yoğun ama boş zamanlarında başka bir sürü şey yapıyor ve bana ayırdığı zaman çok kısıtlı. Sonuçta sürekli olarak onun boş zamanını bulmaya çalışıyorum.

Bu kızın fazlaca peşinden koştuğunu, kendini prensesin zaman lütfetmesini bekleyen sıradan insan pozisyonuna soktuğunu söylüyorsun. Ağzından çıkanı kulağın duyuyor değil mi? Benim kendime değer verdiğim yok, kendime saygım yok, kendimi öncelik yaptığım yok ama o neden bana yeterince değer vermiyor, saygı duymuyor ve beni önceliği yapmıyor? Sence neden? Davranışlarınla ben beklerim, senin boş zamanının peşinde koşarım ve gıkımı çıkarmam diyor olabilir misin? Yani seni hak etmiyorum zaten, tabii ki bana verdiğin her anın peşinde koşacağım diyor olabilir misin?

Bu kadın seni terk etti. Muhtemelen aynen böyle sana attığı kırıntılara minettar davranman yüzünden. Senin yapman gereken aynı senaryoyu yeniden oynamak değil, bu kadının seni aramasını, seninle buluşmak için zamanın olup olmadığına bakması lazım. Ama sen kimsin ki, ondan bunu talep edeceksin değil mi? (Talep edeceksin derken söyleyerek değil davranışlarınla, o aramadan onu aramayarak mesela).

Bu kız ne kadar güzel olursa olsun alt tarafı bir kız. Ama sen muhtemelen çok yalnız kaldığın ve tercih edilmediğin için bir kadının peşinde koşman, bulursan yapışıp bulaşmaman gerektiğine inanıyorsun. Fakat maalesef sen böyle davrandığın için yalnız ve tercih edilmezsin. Bu döngüyü bir yerde kırman lazım.

Senin için ne kadar zor olursa olsun, eğer buluşmak için zamanı yoksa, sürekli arayıp ne zaman buluşabileceğinizi sormak yerine, “tamam, zamanın olduğunda bana haber ver, buluşalım” deyip kapatman ve bir daha o seni arayıp buluşma teklif edene kadar asla buluşma teklif etmemen lazım. Yatağında cenin pozisyonuna geçip ağlar mısın, spor salonunda kendine işkence mi edersin bilemem ama dişini sıkacaksın. Ve duruşun, “aramazsa, buluşmazsak bir daha buluşmuyoruz”. Böyle yaparsan döngüyü kırarsın. Bu kız olmaz belki ama sen bambaşka biri olursun.

Ama eğer senin arar ve buluşmak isterse, sanki arada başka kızlarla görüşmüşsün ve “ha Merve’de vardı” diye hatırlamışsın gibi gayet normal bir şekilde buluşursun. Çoğu erkeğin sandığının aksine burada sinirlenmek, trip atmak zoru oynamak değil (o artık her neyse) “telefon başında seni bekliyorum, kaç gündür ağlıyorum” demektir.

Sonuçta neyin çalışıp çalışmadığını gözlemleyebiliyorsun ama bir kadını ya da bu kadını hak etmediğine olan inancın ağır basıyor ve peşinden koşuyorsun. 3 ay görüşme talep etmeden durmuşsun, kız konuşsanız bile peşinden koşmaman nedeniyle senin değiştiğini, artık değerli biri olduğunu düşünüp, oldukça ilgili bir şekilde gelmiş. Sen ise hemen peşinden koşmaya başlamışsın.

Sen eğer bir kadının önceliği olmaya değer, bunu hak eden bir erkek olmadığına inanırsan, bu inancına göre davranırsan, karşındaki kadını da zorla buna inandırırsın.

Şimdi bu aşamada ne yapabilirim? Onun önceliği olmak istiyorum.

Dediğim gibi spesifik olarak onun önceliği olmak istemen, kendi içinden gelmeyen değeri ve saygıyı, spesifik olarak bu kadının onayından devşirebileceğini sanman. Sonuçta içinden gelmiyorsa dışarıdan gelecek. İyi çocuklar bunu bir kadın bulup kendilerini zorla da olsa ona adayarak bir kadında ararlar, piç çocuklar skorda ararlar (bkz. dildo vatandaşlar).

Böyle hissetmesen bile, özdeğerin kendinden geliyor gibi davranman ve bu kadından devşirmeye çalışmayı bırakman gerekiyor. İlk aramaların çoğunu bu kız yapacak, buluşma isteklerinin çoğu ondan gelecek. O peşinde koşacak ya da sen kendine seni önceliği yapacak başka birini bulacaksın. Gidip bunları söyleyerek kızı tehdit etmeyeceksin tabii. Davranışlarınla bunu gösterip, tek kelime etmeden yapacaksın. Böylece belki hayatın boyunca içinde olduğun “değersizim – bu nedenle peşinde koşmam gerek – değersiz erkek – değersizim” döngüsüne darbe vurabilirsin. Sonuçta zihinsel değişim, oturduğun yerde kendinle ilgili hislerini değiştirmekle değil, davranışlarını değiştirmekle olur.

NOT: Ben psikolog değilim ama çoğu erkekte bu döngü öğrenilmiş davranıştır ve davranışlarını acı çeke çeke de olsa değiştirerek kırılabilir. Ama özdeğer ve özsaygı yoksunu olmanın daha derin sebepleri varsa, terapi alman iyi bir yatırım olacaktır.

Önceliğin kadının değil, kendi misyonun olmalı

III. Önceliğin kadının değil, kendi misyonun olmalı

Esas oğlanın kendisini tamamlayan kadına ilanı aşk ettiği tüm o romantik klişeleri unutun. Bunun her fırsatta aksini iddia etmelerine rağmen kadınlar bir erkeğin “her şeyi” ya da varlığının merkezi olmayı istemezler. Tam tersine değerli bir erkeğin hayat amacına destek olmayı arzularlar, o erkeğin amacını gerçekleştirmesine yardım eden dişil güç olmak ve o erkeğin gösterdiği yolu takip etmek isterler. Bir kadının bütünlüğüne saygı gösterin ve ona “benim her şeyimsin” diye yalan söylemeyin. O sizin “her şeyiniz” değil, ve eğer öyle ise, yakında öyle olmayacak merak etmeyin.

Amcığın 16 Buyruğu yazısından.

Bu da Ekşi itiraftan (silerse diye buraya aktarıyorum):

benim bir evliliğim vardı; aslında dünya tatlısı bir kadının birlikteliğimizin uzun bir döneminde beni gerçekten çok sevdiği, gözümün içine aşkla baktığı tutku dolu bir şeydi. nasıl bu kadar şanslı olabildiğime inanamazdım.

birbirimizin bedeninde yaşardık biz. sabaha kadar hiç ayrılmadan sarılarak uyuyan insanlardık. aslında hep kolum ağrır ve uyuşurdu ama ben çekmezdim hiç, çekmek aklıma bile gelmezdi. keyif alırdım bundan. televizyon izlerken bile neredeyse benim üstümde yatardı mesela, bana sarılmadan film izlemeyi reddederdi. tek başına yatağa gitmezdi hiç, hatta ne zaman uykum yok desem gerekirse kavga çıkarır bir şekilde beni o yatağa getirirdi, uyuyamazdı bensiz. uyumadan önce kafa kafaya verirdik, benim verdiğim nefesi o alırdı, onun verdiği nefesi ben alırdım. birbirimizin nefesi olurduk.

benim bir evliliğim vardı; sabahları işe hep geç kalırdık. tüm gece sarılıp uyuduktan sonra çıkamazdık yataktan bir türlü, öyle tatlı gelirdi ki ayrılamazdık. sonra işe geç kalacağız diye panikler kavga etmeye başlardık. ben kavgadan dolayı gergin görünürdüm ama içten içe hep gülümserdim bu yüzden, fark etmezdi. panikti zaten hep, hemen heyecanlanır ve acele edeceğim diye daha fazla vakit kaybederdi.

benim bir evliliğim vardı; eşim olmadan bir şey yaptığımda veya bir yere gittiğimde eksik hissederdim. o yanımda olmadığında geri kalan her şey eksik kalırdı, tat vermezdi. mutlu olabilmenin ön şartıydı benim için; dünyanın en eğlenceli şeyi bile onsuz yetersiz kalırdı. tamamlayıcı parçam, diğer yarımdı benim.

benim bir evliliğim vardı; öyle güvenirdim ki ona. ne sevgisi ne de sadakati için o uzun yıllar boyunca bir an bile şüphelenmedim. o da bilirdi beni, gözümüz arkada kalmazdı hiç. zaten benim için dünyanın en güzel kadınıydı, fiziksel kusurları o kadar tatlı gelirdi ki bana, kepçe kulaklarına aşıktım mesela anlamazdı.

benim bir evliliğim vardı; sorumluluk paylaşabildiğimizde birlikte bir şeyler yapmaktan çok zevk alırdık. kavgalı olmadığımız zamanlarda mutfağa birlikte girer harikalar yaratırdık mesela. temizlik konusunda çok kavga ederdik ama; beğenemezdi bir türlü.

benim bir evliliğim vardı; şu hayattaki en büyük zevkim onun neşeli olduğunu görmekti. “ceylan gibi sektiğinde..” derdim ona, işte o zaman dünyalar benim oluyor. o neşeli olduğunda yaşadığımı hissederdim, onun neşesi kadar mutlu edemedi hiçbir şey beni tüm hayatım boyunca.

benim bir evliliğim vardı; babamı kaybettiğimde limanım olmuştu benim eşim. bu kadar zaman geçti, hala sadece onun yanında ağlayabildim mesela. artık babam için ağlayamıyorum tek başıma.. “büyük adam” olmak zorunda hissetmediğim tek yerdi onun kolları. benimle birlikte ağladığında hafiflerdi acım. güvenirdim ona.

bunlar sadece bir kısmı, daha binlerce güzel şey anlatabilirim. biz bir zamanlar birbirimizi gerçekten çok sevdik. iki değil, bir kişiydik. birbirimizin nefesiydik.

ama benim evliliğim yukarıdakiler gibi mükemmel şeylerden ibaret değildi. bir zaman sonra çok kötülük ettik birbirimize. kavga ettiğimizde çok kırdık birbirimizi, utanılacak şeyler yaptık ve söyledik. egolarımız ve intikamlarımız önüne geçti sevgimizin. en sonunda kötülüğün sevgiden bile güçlü olduğunu öğrendik. güzel şeyler önemsizleşti, elimizde kin kaldı sadece. faturalar kesmeye başladık birbirimize.

en temiz duygularla seven, gerçekten birbirine aşık iki insandık bir zamanlar ve ne yapıp edip bunu mahvetmeyi başardık. artık sebepler, gerekçeler ve bahaneler önemli değil. acı gerçek şu ki; her şeye rağmen kaybettik. artık “eş” değiliz, birbirimize nefes değiliz, yabancılaşmaya başladık. sonunda anladım ki artık beni sevmekten vazgeçmiş. canı sağ olsun; insan isteyerek aşık olmuyor ki isteyerek bundan vazgeçsin, kimsenin elinde değil.

itiraf kısmı ise şu; ben öyle sevmişim ve öyle güvenmişim ki onun beni sevmekten vazgeçtiği, nefeslerimizin birbirimize ait olmadığı bir senaryoyu aklımın ucuna bile getirmemişim hayatım boyunca. şu anda hiç tecrübe etmediğim, daha önce aklımdan hiç geçmeyen bir şeyi yaşıyorum. çocukluğumuzdan beri, insanın aşık olabileceği ilk yaşından beri seviyorduk biz birbirimizi, var mı ötesi?

ama işte sonunda anladım ki öyle veya böyle, şu veya bu sebeple; uzun uzun anlattığım bu kadın artık bana ait değil. benim bildiğim, özlediğim ve sevdiğim kadın; şu anda aynı isimle tek başına nefes alabilen kadınla aynı kişi değil. benim eşim, bana ait olan nefesim ölmüş.

boşanmaya karar verdiğimizde değil; boşanmamızın onun için üzücü değil bilakis heyecan verici bir şey olduğunu hissettiğimde anladım. benim düşündüğümden çok daha önce benden vazgeçtiğini, son zamanlarımızda birlikteyken bile aslında benden ayrılmış olduğunu, gözünün artık bana değil dışarıya baktığını, beni nefesi olarak değil de sadece aşılması gereken bir engel olarak gördüğünü, kendini başka insanların yanında hayal ettiğini ve yeni insanlar, yeni heyecanlar için heveslendiğini görünce anladım.

kabullendim, bitti.

Erkek Adam Türkçe Podcast – Evlilik, boşanma ve hukuk (2)

Avukat Cem Gonceli ile evlilik, boşanma, aldatma, nafaka, evlilik sözleşmesi gibi konuları ve bu konulardaki güncel hukuku konuşmuştuk. Bu ikinci bölümde buradan devam ettik, sonra nasıl girdiysek Asyalı kızlardan konuştuk 🙂

Yayınları Odysee ve Spotify kanallarından da izleyebilirsiniz.

Aşağıda Youtube linki var. Youtube kanalımıza henüz üye değilseniz, kayıt olmayı ve uyarıları (çan işareti) açmayı unutmayın.