Dünya Düzeni

Bu yazı Pook’un Kitabından (The Book of Pook) ve benim bildiğim en eski MGTOW yazısı.

Beş yıldır, forumda olmadığım zamanlarda bile, dünyanın düzeni için insanların kendilerine baktığım için eleştirildim.

Siz çocukken, ebeveynleriniz ve arkadaşlarınız, size dünyanın düzenini verdiler. Okula gitme, kızın birini mezuniyet balosuna götürme, angarya işler yapma, işinizi yapma, vs. gibi rollerinizi biliyordunuz. Okuldan sonra, hayata atıldınız. Şimdi nasıl bir düzen olmalı?

Şu açık ki, erkeklerin 98%i ve muhtemelen kadınların 99.5%i, düzen için dışsal bir sese ihtiyaç duyuyor. Kızlar annelerinin izinden giderler. Eğer hayatlarında anaç bir figür yoksa, toplum (medya) kendilerine ne diyorsa onu benimserler.

Bu site çoğunlukla genç erkeklere yönelik. Hemen her zaman, bu erkekler dışsal bir ses (kadınların sesi) duyuyorlar ve dişi düzeni benimsiyorlar.

Kendinizi nasıl ölçersiniz? Bu “muhteşem bir soru.”

İyi Çocuklar kendilerini centilmenlik derecelerine göre ölçerler. “Ben ona karşı çok iyiyim!” demekten gurur duyarlar. Kadınlara karşı gerçekte olduklarından daha iyi olmak tek istekleridir.

Materyalistler, kendi maskülenitelerini maaş çekleri ile ölçerler. “Bana bak!” der, berbat saatler boyunca çalışan bir satışçı. “Çok para kazanıyorum!”. Eğer biri kendilerinden daha az para kazanıyorsa, o kişi aptaldır. Bir kişi kendilerinden daha fazla kazanıyorsa, o kişi yarı tanrıdır.

Dildo Vatandaşlar (benim baştan çıkarıcı/oyunculara taktığım bir isim), maskülenitelerini kaç tane kızla yattıklarına göre ölçerler. “Fetihlerini” ispatlamaları için herkesten “kanıt” ve “rapor” beklerler.

Parlayan Yıldızlar, sosyal olarak herkesten üstün olmak isteyen tipte insanlardır. Bu tip insanlar hayata ispiyoncu olarak başlarlar. Ama sonunda gazetecilik, hukuk ve politika gibi alanlara kayarlar. Bunu istediklerinden değil, kendilerini başkalarının gözünde nasıl göründükleri ile ölçtükleri için bu alanlara kayarlar. Bu insanlar bir miktar ünlüdürler ama bu ün kısa sürelidir. Çoğu önemsiz rock yıldızı, aktör ve sanatçı bu kategoridedirler. En iyi ihtimalle bir Ben Jonson olurlar, bir Shakespeare değil. Başarıları kısa ömürlüdür. Ayrıca düştükleri için de ünlenirler zira tüm parlayan yıldızlar yazısı birgün kayıp gitmektir.

Beyler, bu dört tipin ortak noktası nedir? Bunların hepsinin dünya düzeni, kadın merkezlidir.

Bir kadın hayatında, bu dört tiple de birlikte olur zira bu dört tip de kadının amaçlarına hizmet eder. İyi Çocuk çok kolay kullanılır (kadın ve toplumun geri kalanı tarafından). Materyalist kadına hediyeler ve ihtiyacı olduğunu düşündüğü başka şeyler alır. Parlayan Yıldız ona başarı ilizyonu sağlar (bir profesörle evlenmek varken neden doktora yapasın?). Ve Dildo Vatandaşlar ise karşılıklı mastürbasyondur.

Tüm bu erkekler mutlu olduklarını, hayatı “gerçek anlamda” bir kendilerinin yaşadığını ve diğer herkesin utanç verici hayatları olduğunu iddia ederler. Bu adamlar mutludurlar ama neşeli değillerdir. Mutlulukları bir tür bağımlılıktır, kadın onayına olan bağımlılık. Bu onay olmadığı zaman, bu erkekler depresyona girerler. Bu dört “düzen” de o ya da bu şekilde temel olarak kadın onayı/takdiri alma üzerine kuruludurlar.

Ben bu dört düzenden de geçtim. Her biri bana acı ve zevk verdi. Zevk tabii ki kadınları memnun etme zevkiydi. Daha fazla kadın onayı alacağımı fark ettiğimde, bir düzenden diğerine geçtim.

İnsanlar amacın seks olduğunu söylüyorlar. Amaç seks ise bakir bir İyi Çocuk neden hiç (a) fahişeye gitmiyor, (b) kolayca yatabileceği kızlara yönelmiyor, vs. Amaç seks değil, amaç kadın takdiri kazanmak. Kadın takdirine bağımlı olan erkekler, hayatlarının sıradanlığa kaydığını göremeyecek kadar hissisleşmişlerdir.

Ben, kadın merkezli yaşam düzeninin başlangıcının, Rousseau’ya çıktığını gördüm. Rousseau, sonunda anaerkil-soy ağacının ve anaerkil sistemin çıkacağı tohumları atan kişidir. Bugün biz bu düzene tamamen körüz zira başka bir sistem görmedik.

Benim yazılarım ve fikirlerim sadece her gün gözlemlediğim şeylerden gelmiyor. Tarih, din ve edebiyat gibi bizi bağlayan ve uzun bir geçmişi olan disiplinlerden de geliyor. Ünlü şahsiyetlerin biyografilerinden, bilinen ve bilinmeyen başarılı insanlarla yapılan konuşmalardan ve başkalarının başarısızlıklarından çıkarılan derslerden de geliyor.

Yenilgi nedir? Bu dört kişilik tipi de yenilgiyi farklı tanımlarlar. Ben yenilgiyi kendi ruhunuza ihanet etmek, ondan feragat etmek olarak tanımlarım. Başkalarının hayallerini yaşamak, hayatta hiçbir yönü olmamak yenilgidir.

Başarı nedir? Başarı sevgidir. Hayır, centilmence bir ilişki için olan sevgi değil (İyi Çocuk), am için olan sevgi değil (Dildo Vatandaş), para için olan sevgi değil (Materyalist) ya da zafer için olan sevgi değil (Parlayan Yıldız). Yaşam için duyulan gerçek sevgiden bahsediyorum. Sevdiğiniz şeyi bulun ve tutkunuzu ona yönlendirin. Doğru partneri bulduğunuzu, ortak hobileriniz olmasından anlamayacaksınız. İkinizin de yaşam yolunda beraber yürüdüğü yolu sevdiğinizi görünce anlayacaksınız.

Eğer hayatınızı para için çalışmak, kadınlara karşı iyi olmak, am avlamak veya toplum tarafından saygı görmek için yaşamak istiyorsanız, o zaman korkmayın ve yolunuza devam edin.Yaşam bir deneydir ve ben yanılıyor olabilirim. Umarım kendiniz ve ruhunuz için yanlış bir yol seçmezsiniz. Eğer seçtiğiniz yol yanlış ise, bunu bileceksiniz. İsa’nın Napoleon rolü oynasa nasıl hissedeceğini düşünün. Sonuç, bölünmüş bir ruhtur ve birçok eserin klasik konusudur. Bu eserlerden en başta gelenlerinden biri Hamlet’tir. İyi huylu ve sanatçı ruhlu bir genç, babası tarafından vahşi bir intikam rolüne zorlanır. Dünya üzerinde kaç aile çocuklarını, uygun olmadıkları bir role zorluyor?

Peki biz kendi düzenimizi, kadın takdirinden tamamen bağımsız bir şekilde kurarsak? Kadınların hayallerini gerçekleştirmek yerine KENDİ hayallerimizin peşinde koşarsak? Ya gerçekten zeki olanlar sayısız kitap okuyanlar değil de kendi kalplerini ve ruhlarını okuyabilenlerse?

Beş yıldır aralıklı olarak bu forumdayım. Beş yıl boyunca üzerime bolca çamur atıldı. Hakkımda 5 yıl önce konuşulanları kopyalayıp yapıştırsam, bugün yazılanlara aynen uyarlar. Peki benim aynı eski söylencelere neden olan “temalarım” neler?

Siz kendi dünyanızın odağısınız. Kadınlar değil. Gençliğinizi kadınları “memnun” etme yolunda heba edeceğinize, neden o zamanı kendinize yatırmıyorsunuz? Ne kadar da radikal bir kavram! Gençliğin hayatlarını kurban ettikleri Dişi Tanrıçalarımıza ne cüretle küfrederim!?!

Seks sizi özgün yapmaz. Ne kadar da radikal bir kavram! Zira seks, kadınların “dişi takdir” olarak sıklıkla verdiklerinin farkında oldukları şeydir. Kaç erkek, seks yüzünden, kendilerini dünyanın fatihi sanıyor?

İstediğiniz hayatı yaşayın.

Materyalist – Eğer bir erkek hayatını ruh katili bir işte harcıyorsa, o erkek topluma model olarak gösterilir.

İyi Çocuk – Bir erkek “muhteşem aşkı” keşfeder ve kendisini kıza atar. Kızı tepesine çıkarıp bir kaideye koyup tapar, onun önünde diz çöker ve kız onun yeni tanrıçası olur.

Parlayan Yıldız – Dedikodu türküsü söylemek ister. Televizyonda olsun, radyoda olsun, gazetede olsun ya da nerede olursa olsun. Ne kadar senaryo gibi görünürlerse görünsünler, gerçekten erkek olmadıklarını gizlemek için bağıran manşetler isterler.

Dildo Vatandaş – Hatun sikmek ve bunun sayısını tutmakla dolu bir hayat. Ama peki başka ne var?

Dördü de bağımlılık yaratır zira dördü de vücudu uyaranlarla doldururlar. İyi Çocuğun “aşk” bağımlılığı bir uyaran değil de nedir? Git bir iğne al ve aşkı kolundan yap. En azından o şekilde o kadar absürt görünmeyeceksin.

Ben tipik İyi Çocuk – Baştan Çıkarıcı skalasında olmadığım için, herkes benim tamamen bunlardan biri gibi hareket etmemi istiyor. Ama ben ikisi de değilim. Çoğu internet sitesi, 4 kategoriden birine girer. Bu site, güçlü bir rüzgara kapılmış bayrak gibi o yönden o yöne sallanıyor ve nereye gideceğini bir türlü bulamıyor ama bir yandan da Dildo Vatandaş yönüne gitmeye meyilli. Başka alternatiflerden bahseden sayfa sayısı çok az.

Bu sitede yüzlerce yazı yazdım ama bu bakış açısı üzerinde daha fazla yazı yazan bir site buldum. Bu sitede yazan her yazıyı ben de yazmış olabilirdim.

https://mirrorofthesoul.blogspot.com/(not: Yazarın dili birçok erkeğe itici geliyor. Ayrıca buradaki bazı fikirler düpedüz izolasyonist. Ama yazarın kalbi doğru yerde; kadınlar için yaşayacağına, kendi hayatını yaşa.)

Bu çok garip ama cinsellik çok hızlı bir şekilde politik ve kültürel bir problem haline geliyor. Bekar kadınların sayısı artıyor, doğum oranları düşüyor, daha çok insan kısır oluyor ve bunlar ikincil reaksiyonlara neden oluyor. Mesela göç fazlalaşıyor, emeklilik programları tehdit altında, devletler evliliği ve çocuk yapmayı teşvik etmek için para harcıyorlar, vs.

Çağımızın ufuklarında kara bulutlar toplandı ve ufukta büyük bir fırtına belirdi. Çok fazla sayıda erkeğin derdi bir kadın bulup yatamamak, evlenememek, vs. Çok azı ufukta beliren ve ülkeleri, kültürleri, aileleri parçalayarak gümbür gümbür üstümüze gelen tırı dert ediyor (anaerkil sistem, düşen doğum oranları, vs. gibi daha büyük dertler).

https://news.bbc.co.uk/2/hi/health/4112450.stm

Hepinize bol şans diliyorum. Ama şunu unutmayın: Bir tırdan, tırın önüne atlayarak kaçamazsınız.

Çeviri: Structure of Worlds

Pook’un Kitabı (Erkek Adamın İçsel Oyunu)

Pook’un Kitabı – 385 Sayfa – Türkçe – PDF ve EPUB EKitap

(Shopier’de sepete 225 TL ve üstü alışverişte %30 indirim var.)

Pook’un Kitabı, kadın erkek ilişkilerinde başarılı erkeklerin oyunu ve en önemlisi de içsel oyunu hakkında yazılmış en kapsamlı eserlerden biri. Bu konuda yazılan sayısız işe yaramaz kitabın aksine Pook’un Kitabı, kadınların dediklerine değil yaptıklarına bakarak, binlerce erkeğin yıllar süren deneyim paylaşımı sonucu ortaya çıkmış bir eser.

Sadece kadınlarla değil, hayatın her alanında başarılı olmak isteyen erkeklerin mutlaka okuması gereken bir eser. Günümüz feminen öncelikli – feminist etkisi altındaki toplumda, erkeklerin uzun yıllar boyunca maruz kaldıkları ve farkında olmadıkları feminenleşme (iyi çocuk / efendi erkek) faciasından, bir başka başarısız erkek tipi olan kontrolsüz maskülen (piç erkek / kötü çocuk) olmadan, ERKEK ADAM (testosteronu ile barışık erkek) olarak kurtulma rehberiniz.

Pook, 2000 – 2006 yılları arasında SoSuave adlı PUA / Kız Tavlama forumunda yazan ve oldukça iz bırakan bir kullanıcıydı. Pook, kadın – erkek ilişkilerinde başarı arayan erkeklerin odağını kadınlardan / baştan çıkarma – kız tavlama tekniklerinden yani yüzeysel değişimden alıp daha derin bir kendini geliştirmeye, masküleniteye, erkek olarak tam olmaya (Erkek Adam olmaya) eviren ilk insanlardandı.

Pook bizde efendi adam diye de bilinen İyi Çocukların derdinin teknik bilmemekten ya da utangaçlıktan daha büyük olduğuna ve iyi çocuğun toplumda daha temel bir cinsiyet politikası kayması (feminizm ve cinsiyet sosyal inşaadır politikası) nedeniyle böyle yumuşak ve androjen olduğuna ve bu erkeklerin toplumca “feminenleştirildiğine” dikkat çekti. Bu açıdan bu anti-feminist kitap, erkekler için bir feminizm detoksu niteliğinde.

Büyük bir değişim sürecine ilk adımınızı atmaya hazır olun. Ama uyarayım:

“Kolay olacağını söylemedim, sadece GERÇEK olacağını söyledim.” – Morpheus (Matrix filminden)

Pook bizde efendi adam diye de bilinen İyi Çocukların derdinin teknik bilmemekten ya da utangaçlıktan daha büyük olduğuna ve iyi çocuğun toplumda daha temel bir cinsiyet politikası kayması (feminizm ve cinsiyet sosyal inşaadır politikası) nedeniyle böyle yumuşak ve androjen olduğuna ve bu erkeklerin toplumca “feminenleştirildiğine” dikkat çekti.

Pook’un Kitabını edinmek için tıklayın.

Pook’un kitabını Türkiye dışından edinmek için tıklayınız.

İyi okumalar …

Not: Pook’un Kitabının İlk Bölümü olan 15 Dersi daha önce çevirmiştik. 385 sayfalık bu kitabın ilk 53 sayfasını şurada bulabilirsiniz:

Pook’un Kitabı – 15 Ders (PDF – 53 Sayfalık Kısmı)

Anahtar Kelimeler: Testosteron, Erkek Adam, Maskülenite, Feminizm, Antifeminist, Kız Tavlama Sanatı, Kız Tavlama Sanatı Kitabı, İlişkiler, Kadın Erkek İlişkileri, Evlilik, İyi Çocuk, Efendi Erkek, Piç, Kadınlar Ne İster, Başarı, Kişisel Gelişim

Vaka Çalışması – Benim Hapım Kırmızı, Kafam Mavi, Hayallerim Pembe

Eski çalıştığım farklı binadaki arkadaş izin aldı yerine bakıyordum. HB8 bir kız geldi. Bakışma dalga geçme yaptım, espri filan yapabildim.(kırmızı hap sayesinde … tabii becerebildiğim kadarıyla.) 2-3 kez aynı gün gidip geldi, en sonunda numarasını aldım (önce iş bahanesi ile alayım dedim, kırmızı hap gerçekleri aklıma gelince, direkt ilgimi belli edip numarasını aldım).

Buraya kadar her şey güzel.

3 gün sonra dışarı çıkacağım gelsene diye aradım, geldi. Tabii betalık daha çok yaptım arada ama kırmızı hap düzeltmeleri yaptım. Kafede karşılıklı değil yan yana oturma, alfa oturuş poziyonu filan var ama betalık kasılma heyecen sıça sıvama daha çok.

Pook‘tan gelsin:

Sevimli genç kadınla beraberken Don Juan’ın kafasında sadece bu var.

La Leydi La Güzellik! Ooh la la! “Mösyö Pook! Ooh la la!”

Ama çoğu erkegin kafasında “ooh la la” yok. Bunun yerine “yeterince eglenceli miyim? Yeterince ilginç miyim? Hata yapmadan dogru sekilde oynuyor muyum? Tanrım, bana yardım et!”

Böyle bir erkegin önünde bir kadın yok. Hayır, kadın baska bir seye, kayıp rüyaların müjdecisi, duyguları için güvenli bir liman, onları cool yapacak sihirli bir makineye dönüşüyor.

Her seyi uygun yerlerinde bırakın. Bir kadına yürüyüp konusuyorsanız, konusmaya odaklanın. Bir kadınla bulusmaya gidiyorsanız, bulusmaya odaklanın. Bir kadınla seks yapıyorsanız … o zaman …

Ooh la la!

Buluşmadan zevk almak yerine kadını Pook’un bahsettiği sihirli yaratığa çevirmen, eğlenmek yerine hata yapar mıyım, doğru yaptım mı gibi şeylere odaklanman ilk hatan.

Arka masaya hb8 güzel bir hatun oturdu. Yanımdaki güzeli görünce, bu kız erkek arkadaşı yanındayken beni kesmeye başladı (kırımızı hap sen ne diyosan çıkıyor diye sırıtaak kısık sesle söylendim.) . Her şey orta şekerdi … buluşalım haftasonu diye sözleştik … Neyse evlere dağıldık.

Bir buluşma günü, hele de kızla daha yeni buluşuyorsanız, bir sonraki buluşmayı ayarlamayın! Azıcık hayal gücüne oynayın, bir daha arayacak mı/buluşacak mıyız gerilimini, kızın bu şekilde sizi düşünme fırsatını ve zevkini elinden almayın.

Fiziksel temas yok.

Himm bu iyiye işaret değil. Kızla konuşma 70% – 30% oldu mu acaba?

Daha yeni kırmızı haplı beta olayı anca bu kadar …

Teli alana kadar erkeklerin 90%ının önüne geçmişsin, irrasyonel kendine güvenden, irrasyonel kendine güvensizliğe geçmene gerek yok bence.

3 güne hiç aramadık birbirimizi …

Gereksiz uzun. 2. gün arayacaktın.

Arayacaktım o gün, farklı binada arkadaşın yerine bakmaya devam ederken kadınlar dedikodu yaparken benim çıktığım kızın ordan biriyle 3 senedir cıktığını ve sadece 10 gün önce ayrıldıklarını duydum.. Yedek uydu muhabbeti aklıma geldi kh gereği..

Hoppala! Daha bir kere buluştuğun kızla evlilik hayalleri mi kurmaya başladın, pembiş hayaller insanı! Bırak kız seni rebound diye kullansın, sen onu tecrübe diye kullan. Buluş, eğlen, eğlendir seks yap. Kafa maviyken kırmızı hap taktiği uygulamaya çalışan effendi çocuk / mavi haplıların çoğu gibi “anneciğim uyduuuu olacağım” korkaklığı ile kırmızı hap mankafalılığı yapmışsın.

Yapman gereken resmi olmayan ilişkiden başlamaktı.

Kız tam benim istediğim gibi olduğundan yani bağlanmayım diye, ortada bir şey yokken h.sonu sözleşmişken telefon numaramı değiştirdim, sosyal medyadan engelledim. görüşmedim.

Pardon bu kırmızı hap embesilliği olmuş effendi çocuk. Doğru, hemen sil 😀 Senin hemen içine daldığın 12 yaşındaki kız çocuğu naifliğindeki pembe hayallerini yıkmaya hangi ZALIMIN hakkı var.

3-4 hafta sonra arkadasın yanına uğradım alt kalt kafeteryada bu kızı bir elemanla samimi gördüm. Arkadaş onların 3 yıldır çıktığını ayrılıp tekrar birleştiklerini söyledi …

3 – 4 hafta ama muhtemelen aylarca, hayat boyu hatırlayacağın ve sana bir şeyler katabilecek güzel bir takılmayı kaçırmışsın. Neden? Yüzüne gülen kızı kız arkadaşın diye kapamaya çalışan muhtaç iyi çocukluk yüzünden.

Kırmızı gerçekleri onetis beta uydu yedek muhabbetine tabak olma olayından kurtulmuş oldum… yorum lazım…

Bu pembiş kafayla (yüzüne gülen kızla utanmasan doğacak çocuklarınızı düşünmeye başlayan kafanla) kız 3 yıldır bekar olsa da kaybederdin zaten. Ne yapacaksın, hayat boyu herkesi nextleyip abazan ama mutlu mu olacaksın, yoksa bir gülümsemeye aşk bahçelerine, pembe panjurlu evlere dalan oneitis kafasını mı atacaksın?

Kızla buluşmaya kadar güzel. PUA kısmını yani kolay kısmı çözmüşsün ama yine de çoğu erkeğin beceremediği bir şeyi yapmışsın. Oradan sana aferin. Gerisi ise felaket. Tam bir pembiş mavi hap kafası. Bir daha böyle aptalca şeyler yapma.

Hafif olun arkadaşlar. Kızı etkilemeye hatta kıza değil buluşmadan zevk almaya ve buluşmaya odaklanın.

Pook ile bitirelim:

Odagınız eglenmek/iyi vakit geçirmek olmalı.

Neden bu kadar ciddisiniz? Ilk bulusmada, dördüncü bulusmada ya da sekizinci bulusmada kıza evlenme teklif etmeyeceksiniz. Ona hayat hikayenizi anlatmayacaksınız.

Seksten ilk bulusmaya, odagınız iyi vakit geçirmekte olmalı. Bu “ruh-ikizi”, “gerçek-ask” ve kızı kaideye koyup tapma gibi saçmalıkları kafanızdan atmanız lazım.

Bulusmalarda, neyin yanlış gidebilecegine degil, neyin dogru gidebilecegine degil, sonuca degil oyuna odaklanın. Kız kaybedenin teki çıksa bile, yine de kazançlı çıkacaksınız zira iyi vakit geçirmeye odaklandınız, kıza degil. (Iyi vakit geçirmeye degil kıza odaklananlar, iyi vakit geçirme odaklarını kaybederler ve bunun sonucunda da kızı kaybederler).

 

Vaka Çalışması – Buluşan, vuruşan ve ortadan kaybolan hatun

Haydar rumuzlu okurun şu sorularından serbest stil çalışacağım ve genel olarak gördüğüm bazı hataları değerlendireceğim:

Selam Mahmut Abi,Bazen işaretleri iyi okuyamıyor,tam anlamıyla kızın ilgi seviyesini anlayamıyorsun.

Normal bu. Her işareti iyi okuyamazsın ya da ilgi seviyesini tam anlayamazsın. Burada önemli olan okuyabildiğinden ve anlayabildiğinden çıkardığın sonuçlara göre hareket etmektir.

Mesela kız aniden soğuk davranıyor,mesajlasmayı kesiyor,3 kere buluşup FC yaptığın kız 3-4 gün hiç bişey yazmıyor!

Olabilir, bu da normal. Tek bir kızın ne yaptığını umursamazsan önemli de değil. Kız aniden soğuk davranıyorsa ya bir yanlış yapmışsındır ya da resimde bir üçüncü şahıs vardır.

“F*ck close yaptığın kız 3 – 4 gün bir şey yazmıyor.” Eee? Kızı alt tarafı s*kmişsin, kız arkadaşın değil ki? Yazmasa ne olacak? Aranızda sevgili ilişkisi mi var ki hergün yazışacaksınız? Kız biz neyiz konuşması yapana kadar neden ilişki modu bekliyorsunuz? Kızdan daha hızlı ve önce ilişki moduna girme nedeniniz nedir?

Bu bana evdekal süreci öncesinde yaptığım bir telefon koçluğunu hatırlattı:

Arkadaş (A), Mahmut Abi (M)

A: Abi şu sana bahsettiğim kızı engelledim.
M: Neden?
A: Abi geliyor, yatıyoruz eğleniyoruz sonra birden kayboluyor. Bir ay sonra pat diye geri geliyor. Aynı seks – eğlence – kayboluş.
M: Ah tabii bir genç kızın duyguları ile oynamış … Çok kötü 😀
A: Abi ama …?
M: Abiciğim bundan iyi tabak mı olur? Ayda bir geliyor, yatıyor, gidiyor. Daha ne istiyorsun?
A: Ben abi şey diyordum … hani daha fazla …
M: Abiciğim kız arkadaş istiyorsun tamam. Ama yattığın her kızla kız arkadaş olmayacaksın. Düşün bir. Böyle 3 kız olsa, kız arkadaş yapana kadar takılsanız. Kötü mü?
A: Haklısın abi.
M: Haklıyım tabii amk. (Tamam bunu ben sonradan ekledim :))

Nasıl bir paralel evrende yaşıyorsak hatun erkek gibi yaşıyor, erkek ise hatun gibi daha fazlasını istiyor!

Haydar’dan devam edelim.

Tabaklıktan düşürülebilir,gram sorun yok!Ama insan merak ediyor ne olduğunu?Resimde başka bir erkek mi var?işleri mi çok yoğun?yoksa ilgisi mi yok?ya da bı şekilde muhtaç göründüm ve kız sogudumu?sorunun ne olduğunu anlamak gelisimim için çok önemli,çünkü eğer oyunumda hata varsa duzeltmemi saglar..

Bakın arkadaşlar. Burada çok dikkatli olun.

Bir kızla ne hata yaptığını kafasını cidden kuma gömmemiş her erkek kendi kelimeleri ile kendi kendine bilir. Bunu kızın kendisi ya da başkası size söyleyemez.

Kızla etkileşiminizi analiz etmeniz ve hayatlarınızı aramanız güzel. SAHA sizi böyle geliştirir. Ama bir erkek, eğer böyle bir hatayı kendi kendine göremiyorsa, o zaman kızın neden böyle olduğu onun derdi değil! Bir sorun varsa ve kız bunu bana söylemiyorsa bana ne onun derdi der geçer, geçmelidir.

Zira erkek eğer böyle bir hatayı bulamadığı halde hala ne hata yaptım diyorsa, bu hatasını düzeltmek gibi ulvi bir amaçtan değil, BU KIZI İLLA ELDE ETMESİ İÇİN İLLA BİR ŞEY YAPMASI GEREKTİĞİNİ söyleyen ezik beta tarafı kaynaklıdır.

bu bağlamda 1-2 gün sonra bı yoklama çekip sorunun ne olduğunu anlamak yerinde mi olur? yoksa yazmıyorsa next mi?en son Ben yazmıştım,bı cevap vermemişti.Bir de yoklama nasıl çekilmeli?sorun nedir diye açıkça sorulmalı mı?

Yeni tanıştığınız kız eğer mesajınızı havada bırakıyorsa o mesaj atana kadar mesaj atmayın. Ama mesajı havada bırakmak mesela size  cevap vermesi gerekirken cevap vermemesi demek. Yoksa mesela son mesajı attınız ve konuşma o şekilde bitti ise, o dönene kadar bekleyin ya da en fazla bir iki hafta haftada bir (daha fazla değil) konuşmayı siz başlatın.

Bu mesaj ise sanki hiçbir şey olmamış gibi olacak. Neden yazmıyorsun dediğiniz anda kıza “ben yazılmaya değecek biri değil miyim?” diye sitem ediyorsunuz ki kızın bundan hızlıca çıkaracağı sonuç sizin yazılmaya değer olmayacak bir adam olduğunuz. Siz kendinizi öyle görüyorsunuz, kızdan farklı bir şey görmesini beklemeyin.

Kıza mesaj attım,su aralar pek yazmıyorsun dedim.yazmak istemedim,çünkü dilimizi pek bilmiyorsun dedi(kız da ingilizce bilmiyor)…yabancı bir ülkede yaşıyorum dili B1 düzeyinde biliyorum..belki dil bahane,sadece ilgisi azaldı,belki bahane değil.

Yukarıda bahsettiğim hata. O ana kadar kızın aklında belki seninle ilgili tek kötü şey dil bilmemendi. Ama kıza “şu aralar pek mesaj atmıyorsun” diye sitem ederek “ben yazılmaya değecek biri değil miyim?” diyorsun. Artık kızın aklına senin yazılmaya değmeyecek biri olabileceğini soktun. Bunu sen kendin yaptın. Ne oldu, kayboldun … uzaylılar mı kaçırdı desen daha iyi ama hiçbir şey demesen ve normal muhabbet açsan en iyisi.

Soruyu sordum çünkü,tek derdim kızın ilgisinin neden azaldığı keşfedip,başka kızlarda aynı hataları yapmamak..

Tek derdin bu değil hatta bu “derdin” yukarıda bahsettiğim gibi kız için birşey yapman gerektiği inancı olma ihtimali yüksek. Yeterince tabak çevirmemek en büyük derdin. Şimdi bana “yok ben tabak çeviriyorum”diyebilirsin ama tabak çeviren adamın bir kızı hatırlayıp da “şu aralar pek yazmıyorsun” diyebilmesi çok az bir ihtimal. Tabak çevirirken genellikle kendisini hatırlatmayan kızı unutuyorsun.

Artı olarak kadınlar konusunda tecrübesizsin sanırım. Bu soruyu sorup gerçekten bir cevap alabileceğini düşünmen bana bunu söylüyor. Böyle bir şey mümkün değil. Kadının sana ilgisi azaldıysa bunun nedeni seni kendisi için cinsel ve duygusal olarak yeterli görmemesidir. Hiçbir kadın bunu ve bunun neden olduğunu sana söylemez! Seni kırmak istemez ve genelde sudan bir sebep söyler.

Her ilgisi azalanı,direk next yaparsak nasıl biseyler öğreneceğiz..

NEXT yapınca siktir çekmiyorsun, ilgisi düşük kızlar kategorisindeki havuza atıyorsun. Ayrıca dediğim gibi kızı arayarak nerede ne hata yaptığını öğrenebileceğin gibi yanlış bir inancın var.

Şu ruh haline girmen gerek: Ben ne hata yaptım bunu görebiliyor muyum? Hayır. Kız bir şey söylüyor mu? Hayır. O zaman niye aramadığı, neden geç aradığı ONUN PROBLEMİ, BANA NE! Bitti!

Nasıl öğreneceksin ve gelişeceksin? Dediğim gibi, kendi hislerine güvenip kendi kendine bulduğun hataları düzelterek.  Şöyle düşünün: Size ilgisi yüksek bir hatun, sizin fark etmediğiniz bir hata yüzünden size ilgisini kaybedebilir mi? Sizin böyle yıkıcı bir hatayı bırakın sonradan fark etmeyi, yaptığınız anda fark etmeme şansınız var mı?

YOK diyeceksiniz ama var! Eğer kızın size ilgisi sınırdaysa bazen böyle ufacık hatadan ilgi sınırın altına düşer. Ama sosuave efsanesi Anti-dump’ın dediği gibi o sınırda ilgili kızlardan daha fazlasını hakediyorsunuz, gidin onları bulun.

Aptallar! Siz bir kadını elde etmeyi başarı sanıyorsunuz ama başarı sizinle İLGİLENEN bir kadını elde etmektir. “Başarı = Kadını elde etmek” ve “başarısızlık = yalnız kalmak” gibi siyah beyaz bir şey değil bu! HAYIR! Başarı = sizinle (yeterince) ilgilenmeyen bir kıza bağlanmamaktır ve başarısızlık = sizinle (yeterince) ilgilenmeyen bir kıza bağlanmaktır! Mutsuz bir evlilik, bekarlıktan kötüdür.

Anti-Dump’ın Makinesi (Anti Dump Machine)

Haydar’dan devam:

3 buluşma 3 FC ve aniden sogudu..garip..sildim fcb ve telefonunu..artık aramam.

Evet, sikişirken konuşmanız gerekmediği için dilin (konuşma açısından en azından, öbür kullanımını beğenip beğenmediğini bilemem) bahane olduğunu düşünebilirsin.

Ama neden sildin? Yukarıdaki arkadaşa dediğim gibi. Soğudu dediğin kaç aydır yazmayı kesti? 3 hafta ortadan kaybolup sonra ortaya çıksa ve yeseydin neyin eksilecekti?

Şu aralar pek yazmıyorsun diyerek geçici seks yapan hatuna biraz yüz verirsem yapışır bu imajı verdiğin ve sonra bunu numarasını silerek gösterdiğin alınganlıkla kuvvetlendirdiğin için bir daha araması zor ama öyle hatalar yapmasan ve arada gelip gitseydi kötü müydü?

Bardağı neden dolu tarafından görmüyor, hayata hafif ve neşeli tarafından bakmıyorsunuz? Ben tabak çevirirken böyle 1 – 2 kız mutlaka olurdu. Hatunu 3 gün hoplatırdın sonra 1 ay kaybolurdu. Ya da başka hatun arayıp sormaz sonra pat diye arar gelir, vuruşur giderdi. Ya da hatunla sadece 2 kere seks yapardım tamamen ortadan kaybolurdu.

Bunlar normal şeyler. Özellikle kızları Tinder gibi uygulamalardan buluyorsanız böyle hatun çok (sevgililik hatun da çok). Yerim ben onların “Tinderı amacı için kullanmıyorum”larını 🙂

Neden? Bilmem. Bana ne? Üzümünü ye, bağını sorma. Daha doğrusu bağa sahip olma ne olacak? Bu kızlar beni seks için kullanıyor, erkek arkadaşı yapmak istemiyorlar. Allah razı olsun. Böyle 10 kız değil 100 kız kullansın. Daha ne isterim 😀 Bir kere bile de bu hatunların neden sonra gelmediğini merak etmedim. Belki zaten başları bağlı, belki hayatlarının vur-kaç dönemindeler, belki başka tabakları ile ilişkiye başladılar, vs. vs.

Bazen bu sitede böyle şeyler dinlerken paralel bir evrene bakıyorum gibi hissediyorum. Bizim evrende hatun sikişiyor ve ilişki istemeden ortadan kayboluyorsa bu iyi bir şeydir. Ama baktığım paralel evrende erkeklerde bir kadın hassaslığı, bir ilişki isteği bir romantizm var! Kadınlar ise erkek gibiler!

Piyasa bu. Hassas olmayın, özellikle de feminen hassaslıklara kapılmayın. Buluşsun, vuruşsun ve ortadan kaybolsun. Ya kusura bakmayın yine söyleyeceğim … abiciğim daha ne istiyorsunuz ya 😀

İlişki Sihirbazı – Kadınlarla Başarının Sırları

Saha Raporu – Trip atan sevgiliye ne yapmalı?

Mahmut Abi herkes sana sıçış  hikayesi yazıyor, yakında seni çıldırtacaklar. Ben de hem teşekkür etmek hem de akıl sağlığını korumana katkıda bulunmak için, senin dediğin şeyleri yaparak kazandığım bir olayı paylaşacağım.

Allah razı olsun.

Kız arkadaşımla koronavirüs olayı yüzünden uzun süredir ayrıyız. Ara ara aramızda soğukluk oluyor ve ben de yazdığın yazılardaki hataları yapıyordum. Düne kadar.

Saat 9 gibi kız arkadaşımla görüntülü görüşecektik. Ama bir müşterimle konuşmaya dalmışım. 9:20 gibi whatsapptan kız arkadaşıma “arayayım mı?” mesaj atacaktım ama 2 dakika önce “bugün iyi modda değilim, konuşmayalım, iyi geceler” diye mesaj atmış.

Ben yine de müsaitim diye yazdım ama cevap vermedi (mesajım gitti ama görülmedi).

O telefon statü ekranında görüyordur ne yazdığını.

Sonra kızı aradım. Aramadan önce eğer kız telin yanında değilse ve annesi aramayı görürse diye profil resmimi bir palmiye resmi ile değiştirdim.

Zeki çocuk.

Telefonu açmadı. Adet dönemi biraz acı çekiyor ama daha önce böyle bir şey olmamıştı. Eski ben olsa “nasılsın, neyin var?” diye mesaj döşerdi. Ama senin bunları kendi kaybetme kaygımıza yenildiğimizden yaptığımızı söylediğin aklıma geldi. Ben de bu sefer “Tamam yarın görüşürüz iyi geceler bebeğim” yazdım ve bıraktım.

Evet, bu durumda nasılsın diye sorman bahane. Aslen artık kızın gözünden düştün gibi bir panikle oluyor bu. Orada bırakman iyi olmuş. Bu tür bir zayıflıkla motive olan davranışlardan hayır gelmez.

Genelde günün ilk mesajlarını o atar.

Güzel.

Ertesi sabah çok geç mesaj attı.

Normalde benim kafamda bir tilki dolaşırdı. Eski kız arkadaşımda bu tilkilerin dürtmesi ile dayanamaz saçma sapan mesajlar yazardım. Sonunda da terk edildim.

Ve küçük bir sorunu, ben duygusal olarak zayıf bir erkeğim diye bağıra bağıra kocaman bir sorun haline getirirdin. Ve evet terk edilirdin.

Bu sefer öyle yapmadım. Bekledim. Mesajlaşma da şöyle oldu:

Kız : Günaydın. (İlk defa günaydın aşkım yok).
Kız: Neden bir palmiye fotosuna bakıyorum?
Ben: Dün seni aradım. Telin elinde değilse annen çok yakışıklı bir erkek arkadaşın olduğunu fark etsin istemedim 🙂
Kız: Hahahaha 😀

 

Pürüzsüz! Soğukkanlı, neşeli, esprili. İşte bu.

Çoğu erkek cool alfa falan olduğunu sanarak böyle bir durumda – inanılmaz ama – kız gibi trip atarak karşılık veriyor! Bunu da bana bak nasıl da boyun eğmedim diye böbürlenerek anlatıyorlar. Tamam ezilmedin ama soğuk kızın soğukluğuna kapılırsan onun çerçevesine girmiş oluyorsun. Çok cool bir şey mi bu?

Kız: Karnım çok kötü ağrıyordu. Biriyle konuşup ufacık şeylerden hır çıkaracağıma yatayım dedim.
Erkek: Görüntülü aramamıza geç geldiğim için bana kızdın sandım.
Kız: Evet kızdım ama sonra aslında bu kadar kızılacak bir şey olmamasına rağmen gereksiz yere kızgın olduğumu farkettim. Hormonal bir şey sanırım.

Kaygılarına kapılıp telefonuna mesaj yağdırsaydın boş yere zayıflık gösterecektin.

Ben: Bir müşterimle görüşmem uzun sürdü. Haber vermeliydim ama dalmışım. Sanırım işimi kendimi kaptıracak kadar seviyorum 🙂
Ben: Ama seninle konuşmak da benim için çok önemli. Bir daha olmayacak. (Bir yerde sen özür dilemeden özür dilemekten bahsediyordun.)

Güzel. Comfort kısmını da ihmal etmemişsin. Sonuçta sözünün eri olup buluşmaya gitmemişsin. Ama bunu özür bile dilemeden güzel bir şekilde atlamışsın.

Kız: Teşekkürler aşkım.

5 dk sonra

Kız: Seni çok özledim. Seni çok seviyorum.

Güzel. Küçük bir problemi büyük bir problem haline getirmek yerine küçük bir problem olarak orada bırakmışsın.

Abi tamam daha gitmem gereken yol var ama sana yemin ediyorum içimde bir şey kırıldı. Hani içimdeki beta canavarının bir kemiğini kırdım sanki. Ayrıca senin önce yapacaksın, duyguların davranışlarını takip edecek derken tam olarak ne dediğini şimdi anlıyorum. Ben içimi kemiren duygulara inat güçlü bir erkek gibi davrandım ve şimdi duygusal olarak daha güçlü hissediyorum.

Aynen! İçinde saçma sapan bir sürü kaygı dolandı ve sen onları takip etmedin. Duyguların ve davranışların birbirleri ile örtüşmek isterler. Eğer sen davranışlarının duygularınla örtüşmesine izin vermezsen, duyguların mecburen davranışlarınla örtüşmeye başlar.

Duygusal güç nasıl geliştirilir sorusu çok soruluyor. Duygusal güç böyle geliştirilir. Duygusal güç gerektiren durumlarda (özellikle de böyle küçük durumlarda) duygusal olarak güçlü biri gibi davranarak. Bu tür küçük fırsatları değerlendirirseniz, zamanla daha büyük ağırlık altına girecek kadar güçlenirsiniz. Duygusal güç kazanmak bu açıdan kas yapmaya benziyor. Ağırlık altına girerek gelişen bir şey. Düşünce gücüyle ya da okuyarak değil.

Bu site için sana çok teşekkür ediyorum. Hayatımı değiştirdi. Sana çok şey borçluyum.

Rica ederim. Haftada 2 – 3 tane aldığım bu tür mailler beni teşvik ediyor. Borcu da yarın sen de bir gence abilik yapar ödersin 🙂

Vaka Çalışması: Seni terk edenin peşinde koşma

Abi selam. 2 ay önce bir kızla tanıştım ve flört etmeye başladık. Aramızda fiziksel bir şey olmasa da öyle yakınlaştık ki sanki sevgili gibiydik.

Bahse girerim, kız daha “biz neyiz” konuşması yapmadan sen ilişki öncelikli erkek kafasına girdin. Bu yol friendzone’a çıkar. Tamam hikayeyi okuduğumdan ne olacağını biliyorum ama cidden oraya çıkar.

Fakat daha sonra benimle görüşmeyi kesti çünkü bana karşı güçlü duygular hissetmeye başlamış ve şu an bir ilişkiye hazır değilmiş …

Kız senin kalbini kırmamak için öyle söylemiş.

Olan şu: Kızın fazlaca peşinden koştun, üstüne düştün ve ilişkiyi iteledin yani aranızdaki “flörtün” feminen tarafı oldun. Kız da “ne oluyoruz lan böyle, prense bir güldüm kurbağaya dönüştü” diye uzadı!

İyi çocuklar bu tür bir ilişki öncelikli erkek kafasının, ulvi bir şey olduğu konusunda kendilerini hayat boyu kandırabilirler. Kızlar bu “saf ve temiz duyguları” ellerinin tersiyle ittikleri için hayat boyu kadınlara düşman kesilebilirler. Ama gerçek değişmez:  ilişkiyi kadından hızlı iteleyen erkek, istediği şeye sahip olmayı hak etmediğine ve kızın bırakıp gitmesinin an meselesi olduğuna inandığı için böyle acele eder. Bu zayıflığın, kendini değersiz görmenin, korkaklığın tüm hareket ve sözlere yansıyacağını daha önceden yazmıştık.

Farkında olmamayı tercih ettiğin bu zayıflık yüzünden muhtemelen hep kaybettiğinden, bu da kaçmadan bir an önce ilişki / sevgili diye kızı kafesleme peşindesin. Ama o kafesin kapısı da kuşun istediği an uçup gitmesi için açık. Maalesef sevgililiği ve sağlam bir bağ sayıldığı tek yer senin pembe pardon mavi hayal dünyan.

Bu konuşmadan sonra arkadaş kalmaya karar verdik.

.
.
.

 

 

.
.
.

Oturabilirsiniz.

Bahse girerim, kız sana arkadaş kalalım dedi, sen de “mecburen” kabul ettin. Egon bunu “karar verdik” diye yazdırıyor. Senin niyetin arkadaşlık falan değil. Arkadaşı oynamanın sana bir kapı açacağını sanıyorsun ama fena yanılmışsın.

Arkadaş kalalım diyen kıza, kibarca “ben arkadaşlıktan fazlasını düşünüyorum ve seninle arkadaş kalamam. Eğer bu konuda fikrin değişirse beni ara” gibi bir şey dersin ve arkanı dönüp gidersin.

İlk başında aslında bu arkadaşlık olayını iyi idare ettim. Ama bir hafta sonra kızı fazlaca aramaya ve her defasında bir bahane bulup gelmemesine rağmen buluşma teklif etmeye başladım. Sanırım bu da beni zayıf ve muhtaç gösterdi.

Doğrusu zaten zayıf ve muhtaç erkek sinyallerine bir yenisini ekledin. Fazlaca peşinden koşarak yani ilişkiye hemen atlayan erkek olarak zayıf ve muhtaç erkek sinyalleri verdin. Peşinden koşmaya devam ederek yani arkadaş kalalım teklifine atlayarak daha da zayıf ve muhtaç erkek sinyalleri verdin.

Peki çözümün ne?

Seni friendzone’a ışınlayan davranışa yani peşinden koşmaya devam etmek! Aynı şeyi arka arkaya yapıp farklı sonuç beklemek. Deliliğin tarifi.

Arkadaş kalalım diyen kıza, kibarca “ben arkadaşlıktan fazlasını düşünüyorum ve seninle arkadaş kalamam. Eğer bu konuda fikrin değişirse beni ara” gibi bir şey diyecektin ve arkanı dönüp gidecektin.

2 hafta önce ona merhaba mesajı attım. Cevap verdi ama mesajlaşma bir yere gitmedi.

Seni friendzone’a ışınlayan davranışa yani peşinden koşmaya devam etmek! Aynı şeyi arka arkaya yapıp farklı sonuç beklemek. Deliliğin tarifi.

AFC olmak kolay değil. AFC nedir? AFC emektir.

Şimdi 2 haftadır no contact uyguluyorum. Birinci sorum şu. Önümüzdeki hafta kızın doğum günü. Onu arayıp doğum gününü kutlayayım mı?

Hayır. No Contact (iletişimi kes) demek no contact (iletişimi kes) demektir. Doğum günü, sevgililer günü, kabotaj bayramı, vs … aramayacaksın. NOKTA.

Aslında daha iyisi süpriz yapıp bir doğum günü hediyesiyle kızın iş yerine uğrayıp öyle mi kutlasam?

.
.
.

HAYIR! No Contact (iletişimi kes) demek no contact (iletişimi kes) demektir. Blöf yapmadan arkanı dönüp gidiyorsun demek. BLÖF YAPMADAN. Yani gittin mi dönüş yok!

Kız sana ulaşmadığı sürece bir daha senden bir telefon veya mesaj alamayacak demek. Evet bu, kız sana hiç ulaşmazsa bir daha senden hiçbir zaman telefon veya mesaj alamayacak demek. Kapiş?

2 hafta sonra arayım mı ile olmuyor o iş.

Ayrıca bir de kıza rüşvet vereceksin. Evet senin o doğum günü hediyen, beni sev rüşveti.

Ayrıca bu her Türk genç kadınının kabusu, arıza ve sülük gibi yapışan erkek davranışı.

Ne olacak sanıyorsun? Şöyle mi diyecek : “Seni kibarca reddedeyim derken kendini friendzone’a attın ama doğum günümde kapımda belirmenle bir anda senin bana aşkını büyüklüğünü anladım! Bu ulvi aşka hayır diyemem. Hemen beni babamdan iste.”

Sülük gibi yapıştığımın farkındayım …

Farkındasın (!) ama nedense kapısında belirerek sülük gibi yapışmaya devam etmek için izin istiyorsun!

Ama doğum gününde karşısına çıkar ve en alfa halimle cool bir şekilde davranırsam onu etkileyebileceğimi düşünüyorum.

Pembe pardon mavi hayallerde debelenip durduğunu ve çok fazla romantikli film izlediğini düşünüyorum. “Bok çukurunda debelenip onun karşısında tertemiz biri gibi davranarak, onun beni koklayacağını düşünüyorum” gibi absürt bir şey söylüyorsun.

Biliyorum ilişki …

Hala ilişki diyor ya 😀

uzak ama en azından arkadaş olarak devam etmeye ikna edebilirim.

Allah’ım sana geliyorum.

Sen bu kızı istiyorsun. Kız ise sana arkadaş kalalım demiş. Gerçi arkadaş kalmak istediğinden değil ama minimum olgunluğa sahip bir erkeksin ve ben seninle bir şey istemiyorum demek istediğini anlarsın diye söylemiş.

Ama şöyle mi yapsam: Ona bir mektup yazıp, içimi döküp yoluma devam mı etsem?

Birader senin şu aşamada hiçbir şey yapmana gerek yok. Arkanı yürü ve git. Kızı arama, sorma.

Kızın içinde sana karşı herhangi bir ilgi ve saygı kalmışsa (gerçi bu ikisini de yok etmek için emek harcamışsın), birkaç hafta ya da ay senden haber almazsa seni düşünecektir.

“Bana arkasını dönüp gitti mi?”

“Birini mi buldu acep?”

Umrunda değil miyim?

Acaba onu yanlış mı değerlendirdim?

Eğer bu derece bir ilgi yoksa, senin yüzüne kapanan kapıyı “yalvarırım beni içeri al” diye yumruklaman bu ilgi ve saygıyı azaltacaktır. O ilgi ve saygı yoksa zaten seni arayıp sormayacak, gittiğin umrunda olmayacak.

Kadının kapısında ağlamanın çalıştığını filmlerde izledin ama o bok gerçek hayatta çalışmaz.

Arkanı dön, arkana bakmadan yürü git. Eğer kapının öte yanında eve alınmayı bekleyen yavru köpek gibi beklemediğini anlarsa ve ilgisi varsa arkandan gelip seni “hey nereye böyle?” diye dürtecektir. İlgisi yoksa “oh gitti be” diye sevinip hayatına devam edecektir. Ama ikincisinde en azından senin kendine bir saygın kalır.

O saygıya ihtiyacın var zira sen bu oyunla her kızı kendinden topuk topuk kaçırırsın. Umursamamayı, tabak çevirmeyi, kendini ödül olarak görmeyi, vs. öğrenmen gerekiyor. Bir an önce.

Erkekler için İlişkiler Setimize de bakabilirsiniz.

Umursamayı bıraktığınızda daha fazla sonuç alacaksınız

Hoşlandığımız kızdan ümidi kestiğimizde nasıl davranmalıyız?  Mesela attığımız mesajlara çok geç geri dönüyorsa ya da bir sıcak bir soğuksa ve bizi artık vazgeçecek seviyeye getirecek kadar bekletiyorsa ama biz artık ne gerek var demeye başlamışsak ne yapacağız?

Bu kıza ne demek lazım? “Mesajın için teşekkürler ama artık mesajlaşmak istemiyorum” deyip bunun sebebini açıklasak olur mu? Ya da hiç cevap vermesek mi?

Senin problemin, ya da problemlerinden biri, aranızda hiçbir şey olmayan spesifik bir kızın sana ne zaman cevap vereceğine fazlaca odaklanman. Bu, senin muhtaçlığının bir göstergesi maalesef.

Kadına ne yazdığın hakkında hiçbir fikrim yok ama bana yazdığın şu iki paragrafta muhtaçlık var. Kadınla etkileşiminde bu muhtaçlığı saklaman çok zor. Sen bu muhtaçlığa göre hareket ettiğinde, buna göre düşünüp buna göre konuştuğunda,farkında olmadan kadına, “güçsüz bir erkek” olduğun sinyalini gönderiyorsun. Muhtemelen senden muhtaç, Türkiye’de bolca bulunan yapışkan (ya da yapışkan potansiyeli olan) erkek sinyalleri alan kadın ise duruyor ve kendisini geri çekiyor.

Ama sen bu sitede yazıldığı gibi kadını mesaj yağmuruna tutmadan kendini geri çekebiliyorsan, birkaç gün içinde kadının seninle ilgili bu “zayıf erkek” fikirleri geçmeye başlayabilir. “Hımmm, bu adam hiç mesaj atmadı. Neden acaba?” diye merak etmeye başlayabilir. İşte tam bu aşamada seninle ilgili hipergamik değerlendirmesinin doğru olmama ihtimali belirir ve sana pat diye mesaj atabilir. Şu aşamaya kadar zaten aranda bir şey olmayan bir kızı geri dönüşsüz soğutmuş olabilirsin ama böyle davranmazsan zaten bir dönüş ihtimali yok. %30 ihtimal mi iyi, %0 mı?

Bir kız sana oldukça ilgiliyse ama sonra birden soğuk davranıyorsa, genellikle ya resimde senin bilmediğin başka bir erkek daha vardır (kendisiyle yeniden beraber olmaya çalışan ya da yeniden beraber olmaya çalıştığı eski erkek arkadaş veya kızın diğer opsiyonu) ya da mesajlaşma / konuşma / buluşma sırasında bir yerde sıçmışsındır. Yoksa normalde ilgisi yüksek kız, eğer sen her şeyi doğru yaparsan sana senin ona attığından daha fazla mesaj atar.

Başka biri olmadığını varsayarsak görünen o ki sen bu kızlarla etkileşirken onları soğutan bir şeyler yapıyorsun.  Ve bir kızın mesajına ne zaman geri döneceğine bu kadar odaklanmandan, bir şekilde yukarıda bahsettiğim muhtaçlık  ile ince ince “zayıflık” sinyali verdiğini varsayabiliriz.

Kıza ne yazacağını boşverip bir kızın sana dönüp dönmeyeceğini ya da sana ne zaman mesaj yazacağını umursamamayı öğrenmen lazım. Zira birincisi bu kız bir şeyin değil, ikincisi dışarıda başka bir sürü hatun var ve sen eğer bekarsan birden fazla kıza aynı anda yürümelisin. Böyle yaptığında, a) bu kızların herhangi birine muhtaç olmayacağın için “zayıf ve tercih edilmeyen” erkek sinyali vermezsin ve b) herhangi biri bir süre ortadan kaybolursa bunu fark etmezsin bile.

Şöyle düşün. 2-3 kızla paralel yazışıyor olsan ve bir yandan da spordu, ders / iş gibi şeylerle kendine odaklanıyorsan, bu kızlardan birinin bir süredir ortadan kaybolduğunu fark edemezsin bile. Kız kendini hatırlattığında “ya doğru Merve de vardı” dersin kendi kendine. Ve Merve’ye arabesk “ben küştüm, oyumcaklarımı alıp gidiyorum ve seni Mahmut Abime şikayet edeceğim” gibi çocukça şeyler söylemeyi de düşünmezsin. “Naber Merve, neler yapıyorsun?” dersin 🙂

Bu nedenle spesifik bir kızın sana ne zaman geri döneceğini umursamamalısın, hayatını bunu umursamayacak şekilde değiştirmelisin (tabak çevirmek, boş bir adam olmamak, vs.).

Erkeklerin kendilerini soktukları bu yokluk ve muhtaçlık o kadar kötü bir şey ki bazen sırf kendi özgüvensizlikleri yüzünden bir çuval inciri berbat ederler. Mesela kızın dedesi ölür 2 gün ortadan kaybolur ve 2 gün sonra aslında hoşlandığı adamdan “sen bana mesaj atmadın, beni ihmal ettin, bana bak ya bana yaz ya da bye bye” tarzı bir mesaj alır!

Arkadaşlar, beta / mavi haplı erkek moduna girerseniz itici ve zayıf davranışlarınız ile kadınları sadece soğutmuyorsunuz. Farkında değilsiniz belki ama onları ciddi ciddi korkutuyorsunuz da! Zira iyi çocukluğu (!) ve saf sevgisi (!) ile bir anda yapışan, korkutucu bir takipçiyle / tacizciyle aynı davranışları sergileyen o kadar çok erkek var ki!

Genelde olan ne? Bir sebepten kız geç yazıyor. Mesela erkek kadına akşam saat 9’da mesaj atmış. Ama kız çok yorgun 8’de yatmış. Sabah bir kalkıyor, telinde bir düzine mesaj : “Neden cevap vermedin seni merak ettim” ile başlıyor ve “bak beni istemiyorsan bana söyle” ezikliğinden geçip bazen küfürlere ve tehditlere gidiyor!

Tehdit ve küfüre gitmese bile mesajlardan erkeğin sabırsızlığa kapıldığı ve kızgın olduğu o kadar belli ki. Erkek istediği kadar “yok aslında merak ettiğimden / onu görmek istediğimden mesaj yazıyorum” desin.  Sadece kendisini kandırabiliyor. Bu mesajları atmasının nedeninin kızla şansından şüphe etmesi ya da başka deyişle kızın onu hala istediğini anlayıp rahatlama ihtiyacı olduğu o kadar bariz ki!

Çünkü gerçekte, erkek istediği şeye sahip olmayı hak etmediğine inanıyor. Kızın kendisini bırakıp gitmesinin an meselesi olduğuna inanıyor. Aslında o mesajları atmasının nedeni bunu engellemek, kendisini zorla kızın hayatına sokup kendisini rahatlatmak.

Ama tek başardığı şey, kıza zayıf ve tercih edilmeyen bir erkek olduğunu, kızı hak etmediğini bağırmak. Kadınlar ilişkide erkeğin liderliğini takip ederler ve kadına “ben seni hak etmiyorum” diye bağırırsanız kadın ne düşünecek sanıyorsunuz? “Hımm, doğru olabilir, bu adam beni hak etmiyor!”

Bu şekilde davranırsanız tabii ki kız soğuyacak hatta sizden korkacak. Tabii ki uzak duracak. İçinizde bu “ben yetersizim” inancı, “bu kızı her an kaybedebilirim” korkusu varsa mesajlaşırken, buluşurken ve konuşurken bunu ara ara dışarı yansıtacaksınız.

Tamam, geçmişte bu başınıza çok geldi ama geçmişte de aynı şeyi yaptığınız için bu tür ani soğumalar başınıza çok geldi. Artık bunu yapmama zamanı. Bu başarısızlıklar, tüm kızlar böyle olduğu ya da böyle olacağı için değil, siz hepsine aynı korku ve yetersizlik hissi ile yaklaştığınız için oldu.

İlk yapmanız gereken şey şu: Ediz Hun filmlerinde yaşamayı bırakın. Tabak çevirin :

Bir sonraki cümleyi okumadan gidin “bir şişe rakı, Orhan Gencebay CDsi ve abi sana kız mı yoğkk” diyecek pohpohlayacak bir lavuk bulun. Canınızı sıkacağım : Hedefinizdeki birtanesini sevgili yapma şansınız, fişi yeni çekilen sizin için %10 ve en baba Oyun üstadı olsanız bile taş çatlasa %30. Size birtanesini tavlamak için dünyanın en sağlam tavsiyelerini versem ve harfiyen uygulasanız, şansınız en fazla 3’te bir. Siz muhtemelen bu kızın 4 – 5 talibinden birisiniz (kadınların tabak çevirmesi farklıdır). Yeni kadın – erkek ilişkileri devrinde birtanesini tavlamaya çalışma stratejisi / sniper methodu / mavi haplı çocuk oyunu, oyunu en iyi şekilde taklit etseniz bile sakat bir stratejidir. Bu devirde ancak tabak çevirme stratejisi / pompalı tüfek methodu / kırmızı haplı çocuk oyunu ile şansınız var.

Yani, bu genelde arkadaş çevrenizde olan kızı ilk olarak birtanesi olmaktan çıkarmalısınız. Bunun için de hemen iki üç hedef daha yaratmalısınız. Aynı arkadaş çevresinde 3 tane hatuna paralel yazmak ters tepeceği için bunları yeni av sahalarında bulmanız gerekecek. Bu şekilde paralel yürüyerek ve düşen tabağın yerine bir başka kız koyarak ancak başarılı olursunuz. Bunlardan biri kız arkadaş olduğunda, diğerlerine yürümeyi bırakırsınız. Genelde kız arkadaş olan size en ilgili ve sizin de en beğendiğiniz kriterlerinin ortada bir yerde buluştuğu kızdır.

Üzgünüm, birtanesi kartanesini seçip, filmlerdeki gibi onun için doğru çabayı gösterip onun kalbini çalma gibi inanmayı canıgönülden istediğiniz çocuk masallarının gerçek dünyada üç kuruş değeri yok. Onlara hala inanmak istiyorsanız, hala erkek değil çocuk olduğunuzdan, önce büyümeye bakmanızı tavsiye ederim. Dikkat edin, inanmak istiyorsanız dedim, inanıyorsanız demedim. Çoğu okur artık bunların masal olduğunun artık farkında ama bu gerçek onlara acı veriyor, bu nedenle inanmak istiyorlar. Bu acının nedeni çocuk olmanız hala, ilk hedef almanız gereken problem de bu.

Neo: Gözlerim neden acıyor?
Morpheus: Çünkü onları daha önce hiç kullanmadın.

(The Matrix filminden)

Kısacası; tabak çevirmenin en pratik ve yapılabilir olanı, bekar bir erkeğin birden fazla kıza paralel yazmasıdır. Bu tavsiyemi unutmayın, herhangi bir zamanda bekarsanız ya hiçbir kıza yürümeyin ya da birden fazla kıza aynı anda yürüyün. Asla tek kıza yürümeyin.

Ama bir yandan bu problemle uğraşan bir yandan da “abi ben zaten tabak çeviriyorum” diyen adamlarla biraz konuşunca aslında bir adet birtanesi olduğunu ve sırf tabak çeviriyor olmak için çok hafiften 2 – 3 kızla daha konuştuğunu görüyorum. Bu birtanesinin de diğer kızlardan önde olmasının tek sebebi, oğlumuzun hayallerindeki meleği bu kıza giydirmiş olması. Bildiğin oneitis. Oneitis artı 2 kız tabak çevirmek olmuyor maalesef.

Bir kızın öne çıkmasında ve hatta diğer kızların sahadan çekilmesinde kendi başında bir problem yok. Ama doğal süreçte, kendini yetersiz görmeyen bir adamın doğal sürecinde, bir kadın adamın ilgisi artı kendi ilgisi ile öne çıkar. Öne çıkmayı HAK EDER. Öne çıkmaya ÇALIŞIR. Eğer ilgisi olmayan kız öne çıkıyorsa, orada muhtaçlıktan şüpheleneceksin. Eğer bir kız kendi çabası olmadan öne çıkıyor ise, o tabak çevirmek değildir.

İlgisi yetersiz kız yazısında ne demiştik:

Sanırım sen ilgisi yetersiz kelimelerini kızı merkeze alıp anlıyorsun. İlgisi, kendine değer biçen bir erkeğin ilgisine değecek seviyede görünmüyor diyorum. Kız seni istiyor mu acaba şeklinde ilgiden bahsetmiyorum. NEXT ile bazen aslında size ilgisi olan kız, ilgisini zamanında, yeterince gösteremediği için sizi kaybeder şeklinde bakmanız lazım. Ben 100% elinin altındayım yeterki biraz da olsa ilgisi olsun şeklinde değil.

Kızın yanlış adımlar atması, zamanında adım atmaması, vs … ile aslında istese de şansını kaybedeceği adamlar olun.

Bir kıza mesaj attınız ve o size geri dönmüyorsa ya da geç dönüyorsa “ilgisi yetersiz”dir. Sizinle konuşmaya ve görüşmeye o kadar istekli değildir. Sırf size telefonunu verdi diye sizin gelecekteki çocuklarınızın annesi olmak istiyor diye bir şey yok! Masal dünyasında yaşamayın.

Bir kere birçok kadın direkt reddetmek yerine nasıl olsa telefonlarına / mesajlarına cevap vermezsem gider diye telefon numarasını size verebilir. Bu direkt reddetmekten daha kolaydır. Çoğu kadın sizi orada direkt reddedip sizin canınızı yakmamak için telefonunu vermiş olabilir. Bu gerçekten oldukça kafa karıştırıcı bir durum ve genellikle duygusal olarak tembel ve zayıf bir insanın yaptığı bir harekettir.

Mesela telefonu reel dünyada aldıysanız bu başınıza çok gelecek. Kız orada fiziksek olarak karşınızdayken reddederse hayırdan anlamayan biri çıkarsanız, rahatsız edici bir durum yaratırsanız veya yapışırsanız diye çekinip telini verebilir.

Sizin yapmanız gereken, spesifik bir kızın sizin mesajlarınıza nasıl ve ne zaman döndüğünü umursamamanız. Size dönerse devam edersiniz, dönmezse nasıl olsa diğerleri var. Bunun yerine birini bulursunuz.

İronik olan şu ki bu umursamazlığın kendisi, sizin sabırsızlık yapıp bir çuval inciri berbat etmenizi ve muhtaçlık gösterip itici olmanızı engelleyeceğinden, daha fazla sonuç almanızı sağlayacak. Aslında olabilecek iken zayıflıklarınızı ortaya saçarak sıçmanızı engelleyecek.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

Çekici Erkeğin Sırları Serisi 4 bölüm (Video)

Merhaba Mahmut Abi ve Değerli Blog sakinleri, Ben Mr. Deer. Bu sefer Reel hayatta kendini geliştirmek isteyen dostlarım için yeni bir kişisel konusu ile karşınızdayım. Bu video serisi ile Çekici Erkeğin 6 temel özelliğini ve bu özelliklerle bağlantılı olan diğer önemli özellikleri de sizlere sunarken, örnekler ile daha anlaşılır bir biçimde anlatıyorum. İyi seyirler.

 

 

 

Saha Raporu – Kim Yon Bacı

Dışarı çıkıp “oyun” oynadığınızda çok enteresan deneyimler yaşayabiliyorsunuz. Michael’in o zaman aktif olan blogunu ve kitabını okuduktan ve SoSuave’ye dadandıktan sonra bir gazla hayat oyunu gündüz oyunu karışık bir şeyler oynuyorum. Daha önce anlattığım enteresan deneyimlerden biri olan lezzetli börekler de bu dönemde başıma geldi.

“Av” sahalarımdan biri de Sultanahmet. Turist düşüreceğim güya. Düşürmedim değil de kolay değil. Ama İngilizce de iyi olunca yürüme konusunda sıkıntı yaşamıyorum. Yıllar sonra da kullanacağım ve ekmeğini yiyeceğim “kızlar, kaybolmuş gibisiniz” açılışımı edindiğim dönemler. Sokakta çok iş çıkmayınca o zaman Mecidiyeköy’de evde kalmama rağmen ara ara Sultanahmet’te hostellerde kalmaya başladım. Bakın oradan daha güzel ekmek çıktı ve orada kendi yaşımda genç insanlarla kalmak eğlenceliydi. Bir ara onu da anlatırım.

Bir Cuma günüydü sanırım, yürüyorum (yolda yürüyorum). Karşımdan 3 Asyalı geliyor. Harita açmışlar, açık haritayla yürüyorlar. Yani gel bize yürü diyorlar.

“Kızlar, kaybolmuşa benziyorsunuz?”

Bunu demeden önce kızlardan haritayı tutan ve güzel olan ile göz teması kurarak yanlarına yürüdüm. Konuşmalarından Koreli olduklarını anlamıştım. Ve doğru tahmin etmişim, kaybolmuşlar.

Haritadan gidecekleri yeri bulduktan sonra zaten benim de yolumun üstünde diye (yalan) kızlar aldım yürümeye başladık. Benimkine Kim Yon diyeceğim. Yol boyu biraz muhabbet ettik ama gidecekleri yere varmak da uzun sürmedi.

O zaman turistte cep telefonu diye bir şey yok. Yine de yapmamam gereken bir şey yaptım ve telefon isteyeceğime telefon verdim: “Bir daha kaybolursanız beni arayın” dedim.

Halbuki hemen orada Kim Yon’u ya da 3ünü birden bir şey yapmaya davet etmem lazımdı. O zaman olmasa bile akşam. Ama gruba yürümek bugün bile rahat yapamadığım bir şey. Sürüden ayrılmış kızlarla daha iyiydim.

Neyse kızlar sokakta kayboldular (kapılarına kadar bırakmadım) ben de işime gücüme baktım.

Cumartesi günü cepten arandım. Arayan Kim Yon:

“O gün yardımın için teşekkürler. Yarın sabah bir parti veriyoruz, seni de davet etmek istedik. Gelir misin?”

Gelmem mi Korelim? Ama tabii ikinci hata : Kızın çöplüğüne gitme. Grup buluşması yapma. Arkadaşları ile beraberken görüşme. En azından kız arkadaşın olacaksa o iş olana kadar. Kızı kibarca reddedip akşamına bir yere çağırmalıydım.

Neyse Pazar sabahı “ne partisi bu diye” verdiği adrese gittim. Sıradan bir apartmanın önüne geldim. Kızın verdiği teli aradım, bir başka kadın açtı. İngilizce aksanından anladığım kadarıyla o da Koreli.

Neyse 3 – 4 dakika sonra Kim Yon kapıda belirdi. Beni aldı ve bodrum katına inmeye başladık. “Yok lan Türkiye’de Koreli böbrek mafyası olma ihtimali ne olabilir ki” diye rahatım ama bir yandan da burada ne dönüyor diye meraktayım.

Neyse indik bodruma, kocaman bodrumda çoğu Koreli bir sürü insan. Bu aşamada Kim Yon çoğu genç kız diğer Korelilerin arasına katılıp kayboldu. Şimdiki gözler olsa neyse de hepsi aynı bir de aynı beyaz t-shirtü giymişler. Kim Yonu diğer Korelilerden ayırt etmem mümkün değil :0

Açık büfe kahvaltıyı tıkındım, bir de Koreli abiyle tanıştım. Onunla muhabbet ettikten sonra birden Kim Yon geldi. Başlıyoruz dedi ve bir kürsüye doğru dizilmiş sandalyeleri gösterdi.

Ne başlıyor, ne oluyor diye etrafıma bakına bakına otururken kürsüde Koreli bir amca belirdi ve pazar ayini başladı 😀 “Koreli misyonerler!” diye bir kahkaha atacaktım. Neye niyet neye kısmet? 😀 Partide hatuna yürüyeceğiz derken Hz. İsa yolunda yürümeye gelmişiz!

Neyse aslında ayin ilginçti. Aziz Paul’dan pasajlar, şarkılar, vs.  Sonra yine büfeye dadandık. Peder beyle de muhabbet ettik. Adam Koreli ama öyle bir Türkçe var ki, böyle Türkçe öğrenmek için Türkçe’ye gönül vermek lazım. SIFIR aksan. Telde konuşsan bakkal Osman sanarsın. Bakkal Osman’da aksan var, bu abide yok.

Bu arada ben Kim Yon’u kaybettim. Ama bir sürü Koreli var. 2 – 3 tanesine yürüdüm, bi bok çıkmadı. Çoğu doğru dürüst İngilizce bilmiyordu zaten. Tanıştığım Koreli çocuğa “birader bu kızlardan hangileri güzel, bana hepsi aynı görünüyor” diye sordum. Onun gösterdiği 2 kıza yürüdüm, onlar maalesef hiç İngilizce bilmiyorlardı.

Bu arada olayı da çaktım maalesef. Kızlar kendilerini İsa yoluna adamış, evlenmeden olmaz kızları. Lan Asyalı zaafım var (o güne kadar bir Asyalı ile birlikte olmasam da var), İstanbul’un göbeğinde bir bodrum katı dolusu Asyalı kız içine düşmüşüm, onlar da SISTERS (BACILAR)! Şansıma gülsem mi ağlasam mı bilemedim.

1 saat kadar daha takıldıktan sonra dedim buradan ekmek çıkmayacak, Kim Yon da ortalıkta yok. Ortalıkta olsa ne olur, o da BACI! Dedim ben gideyim. Peder Bey kızlara “kızlar Mahmut’u dışarı geçirin” dedi. Ben önde kızlar arkamda kapıdan çıktık. Hepsinde aynı beyaz t-shirt var. Bir düzine Koreli kız.

Hemen yan tarafta duvarda 50li yaşlarında bir amca oturuyor. Suratından anladığım kadarıyla ne kiliseden ne de Korelilerden haberdar. Zira suratında az önce bir apartmandan çıkan genç adam ve ardındaki Koreli kız sürüsünü görmenin şaşkınlığı var. Adam resmen o son kadehi içmeyecektim gözleri ile bakıyor 😀

“Bye sisters.” dedim böyle elimi hafifçe sallayarak.

“Bye Mahmut. COME BACK AGAIN! Hİ Hİ Hİ Hİ” diye bağırdılar hep bir ağızdan el sallayıp gülüşerek.

Amca ile göz göze geldik. “Senin olayın ne abiciğim?” gözleriyle baktı. Ben de “dayı, anlatsam inanmazsın” gözleriyle karşılık verdim. Yine bir gülme geldi.

Bu da böyle hüzünlü bir yürüme anım olarak kaldı. Sonraki hafta kime anlattıysam inanmadı. Kötüsü Pazar sabahı uykulu uykulu gittiğim için ben bile gerçek miydi diye şüpheye düştüm. Ama ertesi Cuma bakkal Osman pardon Peder Seo Jin arayıp da kiliseye tekrar davet edince her şeyin gerçek olduğuna bir daha emin oldum 🙂

Bu olayı şimdi gülelim eğlenelim diye anlattım ama bundan çıkaracağınız bir ders var: Götünüzü kaldırıp dışarı çıktığınızda, kızlara yürüdüğünüzde, olabilecek şeyler diye aklınıza kötü şeyler geliyor. Ama bunu düzenli yaparsanız, kötü şeyler pek olmuyor ama bir sürü ilginç şey yaşıyorsunuz.

Ev arkadaşım da o sıralar yürümelerdeydi. Onun başına daha ilginç şeyler geldi. Herif internetten tanıştığı kızı görmeye İzmit’e gidip, kız tarafından bir gecekonduya götürülmüştü. Seksten sonra herif duştan çıkmış eve gelen kızın erkek akrabaları ile başbaşa kalmış. Bu içinden Kelime-i Şehadet geçirirken, gel otur şuraya demişler. Eleman silahla mı olacak bıçakla mı diye düşünürken adamlar kıza çay koydurup elemanlar tavla atmışlar! Çok enteresan bir memleketimiz var. Kıymetini bilmek lazım.

Kadınların Aydınlanma Dönemi

Günümüzdeki cinsel pazarın genel bir panoramasını çıkarmaya çalıştığım dönemlerde, kadınların düşen CPD’lerini fark etmeye başladıkları ve duvara çarpma tarihine gitgide yaklaştıklarını anladıkları bir dönem olduğunu gördüm. Bu farkındalık, genellikle 20’li yaşların sonunda veya bazen de 30’lu yaşların başında gerçekleşir. Ancak daha önce de verdiğim grafikte gördüğünüz gibi bu dönem aslında kadınların cinsel değerleri tavan döneminde olan diğer kadınlarla artık hipergamik olarak rekabet edemeyeceklerini anlarken erkeklerin de kendi artan CPD’lerinin iyiden iyiye farkına vardıkları döneme denk gelir. Bu kesişim noktasına da karşılaştırmalı CPD noktası adını vermiştim. Bu dönemin kadınların sosyal bir gelenek olarak dile getirmeyi çok sevdikleri biyolojik saat kavramıyla da kesiştiğini gözden kaçırmamak gerekir.

Aydınlanma Dönemi

Bu dönemin kadın tanımlı erkek orta yaş krizine benzer bir dönem olduğunu söylemiştim. Bu dönem aslında kadınlar için bir belirsizlik dönemidir. Genellikle 28 ile 30 yaş arasında ortaya çıkar ve kadın hayatının son 10 yılını değerlendirmeye başlar. Dolayısıyla kadınların hamster diye bildiğimiz psikolojik bahane bulma mekanizması, kadının güzelliği ile doğru orantılı olarak bir alfa erkekten uzun dönemli ve tek eşli bir ilişki koparamamasının sebeplerini aramak için inanılmaz bir güç sarf eder ve çeşitli bahaneler bulmaya çalışır. Bu döneme rastlamadan önce evlenen kadınlar bile bir tür “kendinden şüphe etme” veya “kendine acıma” halindedir ve eş seçimiyle ilgili olarak hipergamik bir şüphe yaşar (“Elde edebileceğim en iyi adam gerçekten bu muydu?”)

İşte bu dönemde kadın, daha önce bir erkekte “çekici” bulduğu başlıca özelliklere dair kökten değişiklikler yapma yoluna giderek ve kendisi için yeni bir kişilik yaratarak davranışlarını değiştirmeye ve hayatlarında yeni bir sayfa açmaya çalışırlar. Daha önce kendisinde arzu yaratan fiziksel durum, erkeğin cinsel tecrübesi ve alfa dominantlığı gibi meziyetler artık kadının cinsel değer açısından zirvede olduğu dönemlerdeki erkeklerden pek gelmediği için bir erkekte aradığı özellikleri strese katlanma, sağlayıcılık kapasitesi, mizah anlayışı, zekâ, uyum ve samimiyet gibi daha iç dünyaya dönük özellikler ile değiştirmeye başlar.

Bu değişim, manevi eğilimleri yüksek olan kadınlar için (ki sorsanız kadınların çoğu zaten böyledir) ergenlik döneminde göz ardı ettiği çeşitli özelliklere birden dönüş yapmasıyla ortaya çıkar. Bazıları ise bir tür “zorunlu yalnızlık” dönemine girerek “parti yıllarındaki” hipergamik seks hayatını tamamıyla reddeder ve iyi bir sağlayıcı erkeğin (daha doğrusu henüz CPD yükselişini fark etmemiş bir erkeğin) bu “iffetli” halini görüp kendisine gelmesini umut eder, sanki son on yılda kendisi dahil onlarca kadın bu adamı hiç reddetmemiş gibi.

Bu kendi kendini onaylatmaya çalışan psikolojik yapının sloganı da “sonunda doğru yolu buldum” cümlesidir. Hâlbuki kadının yaptığı uzun dönemli bir sağlayıcı erkek ihtiyacını sanki bir erdemmiş gibi sunmaya çalışmaktır. Kabul etmeyen erkekleri de “adam olamıyorsunuz” diye utandırmaya çalışarak hem pastam dursun hem karnım doysun anlayışını benimser.

Dönüm Noktası

Hephzibah Anderson’un Uslandım: Sekssiz Geçen Yılımın Beklenmedik Öyküsü adlı kitabı tam da anlattığım konuyu örnekliyor. Kitapta bir kadının gittikçe düşen CPD’sini kabul ederken nasıl bir mantıklı sebep bulma sürecinden geçtiğini, uzun dönemli erkek sağlayıcılığına olan ihtiyacını ve hareketlerindeki dönüşüme kılıf bulmak için nasıl yeni bir psikolojik paradigma değişikliğine gitmeye çalıştığını açık seçik görebiliyoruz.

Bu röportaja üç kadının bir araya gelip kamera önünde hamsterlarını çalıştırdıkları bir başka klasik program deyip geçmek kolay. Ama kırmızı hap perspektifi ile baktığımız zaman kadınların “aydınlanma dönemi” ile ilgili birçok şaşırtıcı bilgiyi gün yüzüne çıkardığını düşünüyorum.

Röportaja Hephzibah’ın eski erkek arkadaşından duyduğu pişmanlığın yeni kazandığı bakış açısı için nasıl bir hızlandırıcı görevi gördüğü klişesiyle başlıyoruz. Bu adam yeni nişanlısı için yüzük alırken bizim alfa dulumuzun zihnine “bir kadın bu adamı evlenmeye layık gördü” düşüncesi doluyor. Ardından da tahmin edebileceğiniz üzere “30 yaşına geldim, artık hayatıma çeki düzen vermem lazım” sözü geliyor ki bu kafa yapısı birçok kadının aylık dergilerde yazarlıktan ekmek yemesini sağladı.

Daha önce de belirttiğim gibi, bu dönem tam olarak kadının doğurganlık seviyesinin ciddi manada düştüğü bir dönemdir. O yüzden acil doğum yapma içgüdüsü ve sözde biyolojik saat bu iç krizin derinleşmesine neden olur. Bunlar birleşince de kadının hamsterı inanılmaz ölçüde çaba göstererek davranışını haklı çıkarmaya çalışır.

Aslında bu düşünceler aklıma bir iki kez gelmişti ama hiçbir zaman seksi gönüllü olarak tamamıyla hayatımdan çıkaracağımı düşünmezdim. Bu aslında garip ama tatlı bir tesadüf. İhtiraslı bir ilişki ve kazara yaşadığım olaylar silsilesi, beni 21. yüzyılda Batılı feminist bir kadın olarak yaşamam gerektiği söylenen seks türünün – yani duygusal yakınlık olmadan fiziksel yakınlık – benim adıma pek de cazip olmadığını fark etmemi sağladı.

Geç olsun da güç olmasın diye düşünüyorsunuz değil mi? Maalesef işin aslı böyle değil. Her ne kadar bu farkındalık ahlaki açıdan baktığımızda asil bir duruşmuş gibi görünse de bu kadın aslında bizden ihtiyaçları sebebiyle  farkına varmak zorunda kaldığı durumu sanki içsel bir yolculuğun sonucuymuş gibi takdir etmemizi bekliyor. Yani aslında Hephzibah’ın gurur duyduğu “uslanma” hali tamamıyla kendi yaşam gereksinimlerinden kaynaklanan bir durum.

Tabii ki hayatın devamı için seksin gerekli olduğu birçok durum var; ancak aşna fişne etmeden de gayet sağlıklı ve mutlu bir şekilde varlığımızı sürdürebiliriz diye düşünüyorum. İnsanlar seks yapmadan da onlarca sene yaşayabilir. Hatta bazıları tüm hayatlarını seks yapmadan geçiriyor.

Bu arada bir dipnot: Kadın merkezli dünyamızda bir kadının bir sene boyunca seks yapmaması önde gelen bir yayınevi tarafından kitap olarak basılabilecek kalitede bir fedakârlık gibi görülürken, 40 senedir seks yapamayan bir erkeğin derdi ancak bir spor salonundaki pilates dersini basıp 7 kadını birden öldürdüğü zaman gündeme gelebiliyor. Her zaman söylediğim gibi, bir kadın size “Ya bu erkekler neden seksi bu kadar büyütüyor anlayamıyorum” dediği zamanda aslında size doğruyu söylüyor.

Mesela Birinci Elizabeth Bakire Kraliçe olarak bilinirdi, üstelik bu öylesine benzetme için verilmiş bir unvan da değil. Tarih bize bunu söylüyor.

Kraliçenin Robert Dudley’i de içeren uzun sevgili listesi böyle demiyor ama. Burada gördüğümüz şey şu: Hephzibah’ın bahane bulma mekanizması onu bu kararı mantıklı bir şekilde aldığına inandırmak istiyor. Nasıl olsa geçmişte binlerce insan seks olmadan müthiş bir hayat yaşadılar değil mi? Ama bunu söylerken de seksin olgun bir insanın hayatındaki gerekliliğini inkâr ediyor. Seks, bir ilişkinin dağılmasını önleyen yapıştırıcıdır. Seks sunmayan bir kadın, bir erkeğin annesi, kız kardeşi, kızı, halası, teyzesi, arkadaşı vs. olabilir; ama asla sevgilisi ya da eşi olamaz. Seksin öneminin olmadığını söylemenin ve daha fazla seks bulurum umuduyla kendinizi aktif olarak cinsel dürtülerden uzaklaştırmaya çalışmanın sonu her zaman hüsrandır.

Yukarıda duvar zamanına yaklaştığı için 20’li yaşlarındaki hipergamik dürtülerinin sonuçları nedeniyle erkekler konusunda yaptığı hatalarla barışmak isteyen ve (beta bir erkekten gelecek olsa bile) “gerçek bir samimiyet arayan” bir kadının abartılı öz değerlendirmesini okudunuz. Duvara çarpmadan hemen önce denklemden seksi çıkarmak için bilinçli bir çaba gösteren kadınlar, aslında bir erkeğin uzun dönemli ilişki partneri olabilmek uğruna hipergamisini süreçten atmaya çalışıyor. Böylelikle ilişkinin seks tarafını önemsizmiş gibi göstererek normalde gayet de uyum sağlayacağı erkekleri istemiyormuş gibi davranıyorlar. Çünkü geçmişteki başarısızlıklarının sebebinin kendileri, yüksek egoları ya da feminizmin yarattığı yanılsamalar değil de seks olduğuna inanmak istiyorlar. Bu kadınların sorunu seks değil. Zaten içindeki hipergami bunu önünde sonunda anlamasını sağlayacak. Esas sorun, bunu inanarak yapıyor olmaları ve kendi acil ihtiyaçları nedeniyle bu yeni “aydınlanma” dönemine girmiş olmaları.

Aslında Hephzibah, kırmızı hap bilgisine sahip ve çükten atlıkarıncaya bindiği için (bunu röportajında kendisi de üstü kapalı olarak kabul ediyor) kadınları suçlamak isteyen erkeklerin kolayca fark edecekleri birisi. Ama değinmek istediğim esas mesele bu değil. Bu kadının hikâyesinin bize gösterdiği şey, tam olarak doyurulmamış bir hipergamiyle barışmak için girdiği zihinsel değişim süreci.

Kırmızı hap ve oyun bilgisine sahip erkekler için bu aydınlanma dönemi kadınların olgunlaşma süreci içerisinde çok dikkat edilmesi gereken bir durumdur. Aydınlanma döneminde “yeni bir başlangıç” arayan bir kadın bunu herhangi bir ilham ile değil çok daha ilkel bir içgüdüyle yapıyor. Bu motivasyon da erkeklerin önüne kadının geçmişteki “yaramazlıklarını” affederek bağlılık sözü vermeleri adına bir çok davranışsal ve sosyal geleneğin sürülmesi demek. Roosh’un da daha önce belirttiği gibi, bu döneme giren kadınlar (ya da bu döneme giren kadınların anneleri) genellikle erkeklerin uzun dönemli bir bağlılık sözü vermemesinden şikâyet ederler. Hephzibah’ın da acı şekilde fark ettiği üzere, CPD’lerinin zirvelerinde olan kadınlar erkeklerin evlilikten kaçmasını sorun etmezler. “Adam ol” lafı, aydınlanma dönemine girmiş kadınların milli marşıdır.

Çeviri: The Epiphany Phase

Rollo Tomassi : Kırmızı Hap camiasının en önemli figürlerinden biri olan Rollo Tomassi'nin The Rational Male kitabı her erkeğin okuması gereken başucu eseri. Oldukça popüler olan The Rational Male bloğunun da sahibi de olan Rollo, The Rational Male - Preventive Medicine (Volume 2) ve The Rational Male - Positive Masculinity: Positive Masculinity (Volume 3) adlı kitapları ile ilk kitabındaki fikirleri daha da geliştirdi. Rollo Tomassi'yi burada Rollo Tomassi etiketinde de takip edebilirsiniz.