Buluşma Lojistiği

Ekşi Sözlük’te bambimbom rumuzlu yazar erkekadam sitesi ile girdiği entaride şunu yazmış:

değinilen diğer bir ana konu da sen hak edilecek bir olmalısın. diyor ki sen uğraşma kadınlar için. çalış ve kendisi için uğraşılacak bir erkek ol. hatta şöyle bir cümle kalmış aklımda sen kadınla sevgili olma derdinde değilsin. kadın uğraşsın, sen de bu kadın uğraşıyor bakalım ne olacak. buna benzer bir ifade.sanırım en katılmadığım öğüt buydu. tek olayı ilişki olan bir kadın belki bu zahmete paşamız için katlanır ama kendi hayatı olan bir kadının bu topa gireceğini hiç sanmıyorum. tam tersini savunmuyorum. kadının peşinden koş değil demek istediğim. sadece insan ilişkileri karşılıklı.

Yazar kadın olabilir ama erkekler de bu olayı bu şekilde anlıyorlar. Sanırım Nasıl Kız Arkadaş Bulabilirim? yazısı gibi yazılardan bahsediyor.

kadın uğraşsın, sen de bu kadın uğraşıyor bakalım ne olacak. buna benzer bir ifade

Bakın bir öğüdü parça parça almayın, tamamen yanlış anlarsınız. Bırakın ilişki isteği ve bunun için çaba kadından gelsin demek, siz bir şey yapmayın demek değildir. Bunu böyle anlayanlar var. “Ben ERKEKİM, kadın ilişki için uğraşacak ben de ayaklarım masada duvardaki dart tahtasına dart atacağım” diye havaya girenler var.

Erkek olarak sizin işiniz çok. Sizin işiniz, kadınların “aşk hikayesi” olarak gördükleri ve kendiğinden geliştiğini sandıkları sürecin planlamasını ve lojistiğini ayarlamak. Daha somut bir şekilde siz sürekli buluşmaları ayarlıyorsunuz, o buluşmaların eğlenceli ve romantik geçmesi için alt yapıyı sağlıyorsunuz ve o buluşmaların fiziksele gitmesi için gerekli yönlendirmeleri yapıyorsunuz. Ve burası önemli, bunu sadece ilişki öncesinde değil ilişki süresince de yapıyorsunuz. Bunun yükü ve sorumluluğu size ait. İlişkinin rutine gitmemesi için sıklıkla yapmanız gereken başbaşa ve rutin dışı şeyleri ayarlamak sizin işiniz.

Maskülen ile feminenin iş bölümüdür bu. Siz erkek olarak olayı hem hikaye (beraber geçirdiğiniz zamanın / tarihçeniz), hem fiziksel olarak ileri taşıyan güçsünüz. İlk yürümeden, ilk buluşmanın ayarlanmasına, oradan ilk öpüşmeden ilk sekse tüm süreci siz ileri götüreceksiniz. Ondan sonraki buluşmalar, ilişkinin içerisinde ilişkinin “eve geldik, koltukta TV izledik, seks yaptık ve sonra zıbardık yattık” rutinine düşmemesi için yapılacak şeyler sizin işiniz. Maskülen budur, bariyerleri aşmak, kaleleri fethetmek, o kalenin savunmasını inşaa etmek, hikayeyi yönetmek, gemiye kaptanlık etmek, vs …

Siz bir kere bunların iş olduğunu ve bunun erkek olanın sorumluluğu olduğunu anlarsanız, feminenin işini kadına bırakırsınız. Bağ kurmak, bağlanmak, ilişkiye evrilmek ve hatta ordan evlilik ve çocuk tamamen kadının, feminen olanın işi. Şimdi bu işi kadına bırakın diyoruz ve yukarıdaki maskülen sorumluluğu bilmeyen kişiler bunu “siz bir şey yapmayın o uğraşsın” diye anlıyorlar.

sadece insan ilişkileri karşılıklı.

Evet, bence de. Ama iş bölümü var. İlişkiyi itelemek feminenin işi. İlişkinin oluşacağı ortamları (=buluşma) yaratmak ve ilişkinin en önemli tutkallarından biri olan seksi itelemek de maskülenin işi.

AMA bu demektir ki, filmlerde gördüğünüzün aksine, başlangıçta ilk aramaları siz yapsanız da, 50 – 50% aramayacaksınız. Aramaların çoğunu kızın başlatmasına izin vereceksiniz. Siz aramalardan buluşma çıkaracaksınız. Kadınların, “erkek peşimden koşmalı” ya da popüler kültürün “erkek kadının peşinde koşar” laflarını boş vereceksiniz. Kadınlar hayatları boyunca bir kadınla birlikte olmadığından, neye duygusal tepki verdiklerini pek anlayamazlar. Zaten ne demiştik, kadınlardan ilişki tavsiyesi almayacaksınız.

Buluşma Lojistiği

“Bir buluşmanın ya da buluşmaların başarılı bir şekilde sonuçlanmasının 60-70%i lojistiğin başarılı bir şekilde ayarlanmasıdır.”

Bu ay yaptığım görüşmelerin çoğunda arayanlarla buluşmalarını değerlendirdik ve en çok dile getirdiğim şey bu oldu. Bu konuda daha ayrıntılı yazacağım ama sanırım çoğunuz buluşmalara laylaylom gidiyor.

Ne bu buluşmanın yeri – günü – saati tam planlanıyor, ne buluşmada iki çift laf etmekten öpüşmeye nasıl gidileceğine dikkat ediliyor ne de öpüştükten sonra başbaşa kalınacak yer ayarlanıyor. Kıza “yarın buluşalım” deyip sonra gideceği yeri ayarlamadığı için kızın dediği yere giden var (dominant olmaya aykırı ve eksi hanenize kocaman harflerle yazılacak bir hareket), kızın buluşmaya – genelde 2. veya 3. buluşma oluyor bu – kendisi ile yatmaya geldiğini fark edemeyen var (en az 4 tane arkadaşı bu bariz gerçeğe uyandırdığımda “tabii ya, şunu şunu da yapmıştı nasıl göremedim?” tepkisi aldım), öpüştükten sonra kıza “hadi başbaşa kalabileceğimiz bir yere gidelim” demek yerine kızı evine bırakan var, eve götürdüğünde evde prezervatifi olmadığı için mavi topları eline alan var, var da var.

Bir kadın için buluşma iyi ise “her şey kendiliğinden” olur. Oysa erkek için öyle değil. Sizin için o buluşma öncesi kendinize yaptığınız yatırımı geçtim, buluşmanın ayarlanmasından gece olimpiyatlarında altın madalyaya kadar geçen süreci yönetmeniz ve sonraki buluşmaları da ayarlamanız gerekiyor.

Uzun süreli ilişkideyseniz veya evliyseniz de salamazsınız. “Nasıl olsa evin borcu var daha bir yere gitmez bu” diye hatuna 40 yıllık anacağızınızmış gibi davranamazsınız. Rutini sürekli kırmak ve evli olsanız bile ara ara sanki dün tanışmışsınız gibi buluşmalar ayarlamanız gerekiyor.

Bırakın ilişkiyi, bağlanmayı, seni seviyorumları, seni özlüyorumları o halletsin. Ama sizin bunların içinde meydana geldiği hikayeyi yazıp yönetmeniz gerekiyor.

Reis’in yıllar önce askerlik için söylediği bir lafı biraz değiştirerek tekrarlayacağım:

“Silkelenin kendinize gelin, erkeklik yan gelip yatma yeri değildir.”

 

Skype üzerinden görüşme ve özel tavsiye

Uzun süredir kişisel istek üzerine yaptığım bu görüşmeleri standart hale getirdim. Bu görüşmelerin çok faydalı olduğuna sıklıkla şahit olduğum için hizmet olarak sunmaya karar verdim. İlişkiler, disiplin, maskülenite konusundaki bilgi ve tercihler doğru değilse bir erkeğin hayatındaki en acı ve pahalı hatalar yapılabiliyor. Bu görüşmelerde, somut sorunlarınızı konuşuyoruz ve çözüm için bir yol planı çiziyoruz. Ama sadece ilişki koçluğu yapmıyorum. Disiplin, aile, evlilik, çalışma hayatı, kariyer seçimi gibi konularda da konuşuyoruz.

Eski kız arkadaş, kadınlarla tanışma, uzun süreli ilişkiler ve toksik ilişkiler ile ilgili kitaplarımız konuşma yerine geçebilirler. Konuşmadan önce onlara bakarsanız aramanıza gerek bile kalmayabilir.

Görüşme siz alım yaptıktan sonra genellikle aynı güne ya da ertesi güne ayarlanıyor. Saat 1800’e kadar görüşme yapabiliyorum sonrasında uygun değilim.

Not: Eğer Türkiye dışındansanız, Türkiye dışı görüşme linki biraz daha uygun fiyatlı.

Türkiye’den Koçluk ve Sanal Görüşme (30 dakika)
1 saat görüşmek için 2 adet, 1.5 saat için 3 adet alınız.
(Alım güvenilir Shopier ödeme sisteminden olup sizin ödeme bilgileriniz bize gelmiyor.)

Türkiye dışından: Koçluk ve Sanal Görüşme (30 dakika)
1 saat görüşmek için 2 adet, 1.5 saat için 3 adet alınız.
(Alım güvenilir Patreon üzerinden olup sizin ödeme bilgileriniz bize gelmiyor.)

Mahmut Abi

Vaka Çalışması – Comfort Testi shit test sanıp geçememek

Uzun süreli ilişkilerde comfort test diye bir şeyin varlığından bahsetmiştik ve bunu shit test sanmanızın ilişkinizde sorun yaratabileceğini söylemiştik. 2 gün önce bir abi bana özelden mail atarak soru sordu. Özelden cevap vermediğimi söyledim ama konu çok güzel o nedenle bunu onun izniyle yazıya alıyorum ve burada cevap veriyorum. Yorumlar arasında kaybolmasın.

Mahmut merhaba. Sana Mahmut diyorum zira senden yaşça büyüğüm. 42 yaşındayım. 2 sene önce boşandım daha doğrusu 10 yıllık dipte beta evlilikten sonra karım beni terk etti. O dönem internette araştırma yaparken Erkek Adam sitesi ile tanıştım ve hatta hatırlarsan sana da sorular sormuştum. O dönem tek derdim, özellikle 2 çocuğumun iyiliği için, karımı tekrar kazanmaktı ama siteyi ve The Rational Male kitabını okudukça bu isteğim geçti. Sen bana o zaman boşandıktan sonra 1 yıl kadar hızlı yaşadığını ve sonra bir kız arkadaş yaptığını söylemiştin. Ben de aynı yolu izledim.

Evet eski mailine baktım. Her ne kadar çocuklar için devam etmek iyi olabilse de maalesef senin eski karınla iyi bir ilişki yaşama şansın çok düşüktü.

Şu an 32 yaşında çok güzel ve iyi bir kız arkadaşım var. 8 aydır beraberiz. Eskinin tersine bu ilişkide hep maskülen davrandım ve eski karımla ilişkim ile kıyaslarsan fark gündüz ve gece farkı gibi. Fakat son 2 haftadır karşıma çıkan bir sorun kafamı kurcalıyor. Mesajlaşmaları ve konuşmaları hep kız arkadaşım başlatıyor. Geçen hafta bana bir shit test attı ve “seni hep ben arıyorum ama sen beni hiç aramıyorsun” dedi. Eğlenen ustalıkla savuşturdum ama sonra aynı şhit testi 2 kere daha attı.

Bunun shit test olduğunu sanmam. İlişkide anlattığın gibi maskülensen ki kız tüm arama ve mesajlaşmaları başlattığına göre öylesin, bu bir comfort test. Hatun seni kendi isteklerine boyun eğecek kadar zayıf mısın diye test etmiyor, sürekli o aradığı için senin onu önemseyip önemsemediğinden şüpheye düşmüş. Shit test sayıp ona göre davranırsan çuvallarsın. Zira ilişkide mesaj ve aramaların 20% – 30% kadarını sen başlatırsın, 70% – 80%ini kadın. Sen aramamayı abartmışsın.

Son defasında ona ne kadar yoğun olduğumu bildiğini, genel müdür yardımcılığına yükselmek için çok çalıştığımı ve hemen hiç zamanım olmadığını söyledim. Bana iş konusunda tam destek verdiğini ve bu şekilde hırslı olmamın onun ne kadar hoşuna gittiğini söylediğini hatırlattım.

Bu yanlış maalesef. Biz erkeklere mantıklı geliyor ama sen hatuna şunu diyorsun : “Biliyorum seni hiç aramıyorum, ama bunun mantıklı bir sebebi var ve sen istesen de seni aramayacağım.” Çok yoğun olman ve işinin birinci planda olması normal ama haftada 1 – 2 kere hatunu bir arayıp 5 – 10 dakika konuşmana engel değil bu. Kız arkadaşın senin onu önemseyip önemsemediğini bilmek istiyor ve sen mantıklı nedenlerle önemseyemediğini söylüyorsun. Ben olsam şöyle derdim :

“Bebeğim bunun senin için önemli olduğunu anlıyorum ve işlerimin yoğunluğuna dalsam bile seni aramayı ihmal etmeyeceğim. Biliyorsun hep aklımdasın ama bunu sana göstermemin senin için ne kadar önemli olduğunu anlıyorum.”

Yıllarca beta davrandığın ve yandığın için o çukura bir daha düşmekten korkman anlaşılır. Ama yukarıda yazdığım şeyle pat diye betalaşmazsın. Beta davranışı korku ve özbenliğini değersiz bulma kaynaklıdır, alfa davranışı kendine güven ve özbenliğini değerli bulma kaynaklıdır.

Kadının comfort testi ile kadını kaybedeceğim korkusu duyup sürekli aramaya başlamak beta davranışıdır. Böyle davranırsan basit bir comfort testini shit teste dönüştürürsün. Oysa benim dediğim şey, kendine güvenen ve öz değeri olan bir erkeğin bunu kadınıyla paylaşmasıdır.

Kız arkadaşın dikkat edersen beni benim kadar ara demiyor. Ya da benden çok ara. Arada bir aramanı bekliyor. 8 aydır berabersiniz, hiç aramaman abartı. Haftada bir iki pat diye ve hiçbir rutine bağlamadan bir mesaj at ya da ara. Bir şey olmaz ve muhtemelen kadın tatmin olur. İlişkide kadına karşı bazı sorumlulukların var.

Bu dediklerimi anladığını söylese de bozulduğunu farkettim. 3 gün önce ise olay büyüdü. Bana gelirken kendisine paket salata almış. Koltukta oturup televizyona bakarken bunları yiyecekti ama hatun kucağıma kıvrıldığında çatal almayı unuttuğunu farketti. “Aşkım, çatal almayı unutmuşum, bana mutfaktan bir çatal alır mısın?” dedi. Bu shit test bana biraz ağır geldi.

Sen bu testi geçsen muhtemelen orada biterdi. Kaldığın için sonrası gelmiş zaten. Ve bu da shit test değil. Bir önceki comfort testi geçemedin, kız şimdi bir tane daha atıyor. Olayın bağlamından bunun comfort test olduğu kesin.

Ona gülerek, yetişkin bir kadınsın, kendi çatalını kendin alabilirsin dedim.

Ups! Abi “ben kendime bir bira alacaktım zaten, sen de ister misin” diye kalk, çatalı ve birayı al gel. Çatalı vermeden de öyle bedavadan yok diye çok ateşli bir öpücük al. Bak beta olacağım paranoyası var ama bunu bir kere iki kere yapmanda bir zarar yok. Kadın tabii bu isteklere sürekli devam ederse o zaman dik durursun. Kız arkadaşın senin onu önemseyip değer verdiğinden şüphe ediyor. Bir test daha beklemen lazımdı. Sen ama tabii comfort test bilmediğin için testi geçemiyorsun.

Çok bozuldu. Mutfaktan çatalı aldı ve geri gelip koltuğun en uzak köşesine oturdu.

Tahmin edilebileceği gibi.

Ona “bir çatal yüzünden bana surat mı yapıyorsun” diye sordum.

Abi, sorun çatal değil! 🙂

Cevap vermedi. Ben de üstelemedim. Gece beraber yattık ama başım ağrıyor diyerek seks yapmayı reddetti.

Tahmin edilebileceği gibi.

Sana soruyorum. Hergün arayan ya da mesaj atan kız, 2 gündür aramıyor. Ne oldu şimdi böyle? Ve bunu nasıl düzeltirim?

Ne olduğunu yukarıda yazdıklarımdan anlamışsındır. Nasıl düzeltirsin? Öncelikle hatunu kaybedeceğim korkusu ile aşırı tepki verme. Ben senin yerinde olsam birincisi ile ilgili konuşur, ikincisini unuturdum :

“Bebeğim bunun senin için önemli olduğunu anlıyorum ve işlerimin yoğunluğuna dalsam bile seni aramayı ihmal etmeyeceğim. Biliyorsun hep aklımdasın ama bunu sana göstermemin senin için ne kadar önemli olduğunu anlıyorum.”

Haftada bir iki bilemedin üç sen ara. Normal bir ilişkide, kadın daha çok konuşkan olduğu için, aramaların 70% – 80%ini kadının başlatması normaldir ve iyidir. Hiç aramaman ise anormal. Bu iş denge işi, beta tarafında aşırıya kaçmayacağım diye fazla ilgisiz davranırsan da ilişkide sorun çıkar ve hatta buna yeterince uzun süre devam edersen o ilişki terk edilmen ile sonuçlanabilir.

Kadınların muhtaç erkeği terk etmesi

Ekşi sözlükte bir yazar, muhtemelen muhtaç – pardon aşık – olduğu kadın kendisini terk etmiş ki şöyle yazmış :

bir kadın kendi değerinden çok değer verildiğini görünce sizi ezik, pısırık, loser görür,

onun bilinçaltı, aşkınızın, hayranlığınızın kendisinin sizden üstün olduğunu söyler ona ve kendindeki bir sürü kompleksi, eksikliği bildiği için sizin ona aşkınızı taşıyamaz….

çok seviyorsanız çok aşıksanız da belli etmeyin yok ben aşkımı göstereceğim ona ne kadar çok sevdiğimi göstereceğim diyorsanız da terk edilmeye hazır olun.

Insanların zayıflıklarını süsleme, o zayıflıklardan aşk gibi sözde kutsallar yaratma kapasitesinin sınırı yok maalesef.

bir kadın kendi değerinden çok değer verildiğini görünce sizi ezik, pısırık, loser görür,

Sizi olduğunuz gibi görür yani. Aslen muhtaç olmasanız, özellikle de kırk yılda bir yüzünüze bakan bir kadına yapışacak kadar muhtaç olmasanız, kadına olduğundan daha fazla değer vermezsiniz.

onun bilinçaltı, aşkınızın, hayranlığınızın kendisinin sizden üstün olduğunu söyler ona ve kendindeki bir sürü kompleksi, eksikliği bildiği için sizin ona aşkınızı taşıyamaz….

Aşk, muhtaç sevenin kendini kandırmak için zayıflığına kılıf olarak uydurduğu bir kutsamadır. Ona aşkınızı taşıyamaz demiş ya? 😀 Eskiden hatunlar “beni taşıyabilecek erkek arıyorum” derdi sonra bunun “taşınması gereken bir yüküm” anlamına geldiğini anladılar da artık çok az hatundan duyuyoruz 🙂

çok seviyorsanız çok aşıksanız da belli etmeyin yok ben aşkımı göstereceğim ona ne kadar çok sevdiğimi göstereceğim diyorsanız da terk edilmeye hazır olun.

Sen muhtaçsan (çok sevip çok aşık isen) istediğin kadar kas, kokusu 100 metreden alınır. Muhtaç olmayın. Muhtaçlığa aşk gibi süslü sıfatlar takmayın.

Böyle şeyler yazan erkekler kendilerininin dipte olduklarını anlamadıklarından, kızların götleri kalkıyor sanıyorlar. Oysa kızın götünü görmek için kafanı 90 derece yukarı kaldırmak zorunda kalman, kızın uçmasından değil senin bok çukurunun dibinde olmandan. İyi haber şu ki o çukurun dibine düşmelerinin sebebi, kendilerinin başka açılardan dipte adamlar olmalarından ziyade, mavi haplı aşk meşk masalları. Çoğu durumda sırf bunlardan kurtulmak bile adamı en azından yer seviyesine çıkarır.

Entarinin altına bakınca çoğu kadının “sevmeyi bilmiyorsunuz, aşırı kısıtlıyorsunuz” gibi şeyler söylediğini, erkeklerin ise genelde “haklısın kardeş bu karı milletinin binecen sırtına, vuracan kırbacı” diye yakındığını göreceksiniz.

kendilerini kullanan, zavallı ve hakir gören, hatta döven, ipsiz sapsız erkekleri seçme konusundaki başarılarınızı takdirle izliyorum, aferin kızlar- lordstar

Bu adamlar bile seçilirken, seçilmemeyi başardığınız için ben de sizi tebrik ediyorum.

yüksek doğruluk içeren tespittir. kadın cinsi baskı ve boyunduruk altından kalmadıkça olumsuz sonuçlara sebep olan davranışlarda bulunmayı çok sever. – aromatic hydrocarbon

Sünepelerimiz sünepe kalsın, kadını zorla koynuna koysunlar. Şimdi kim uğraşacak erkek olmaya?

sevgiyle alakası olmayan durum.
sorun sevmeyi bilmemektir.
sen hayvan gibi kısıtlarsan gider, cıvık cıvık abartılı sevgi gösterileri yaparsan kaçar.-defoe

Standart kadın tepkisi.

bu kadar mutlu olmaya alışmadıkları için onlara hayal gibi geliyor. ve birgün gördükleri bu rüyanın biteceğinden korkarak yaşamak istemiyorlar. bu nedenle daha gerçekçi olan yani onları daha az seven, daha az ilgi gösteren, aldatma ihtimali daha yüksek ve her zaman mutlu olunmayacağını bildikleri insanları tercih ediyorlar.

çünkü öyle davranan kişilerin yaptıkları akla mantığa daha çok uyuyor. ve daha gerçekçi göründüğü için seçimleri o yönde oluyor. – krmngdn

Şu an ağlıyorum biliyor musun?

erkek versiyonu da olan önerme.- nihilisst

Doğru. Çevirisi tamamlanan ama henüz yayınlamadığım Pook’un Kitabındaki “Öldür Şu Muhtaçlığı” yazısından :

Yukarıdakileri size bir kadının yaptığını düşünün. Bir kadının sizinle KAFAYI bozduğunu, size sürekli aradığını, sürekli elinizin altında olduğunu, tüm boş zamanını SİZİN İÇİN harcadığını düşünün. Ona olan tüm ilginiz kısa sürede buhar olup uçacaktır. Neden? Zira iki şeyi düşünmeye başlarsınız: “Bu kızı kimse istemiyor olmalı,” VE “eğer bu kız beni KAFAYA bu kadar takıyorsa, demek ki benimle ilgilenecek DAHA İYİSİNİ bulabilirim.” Kızın muhtaçlığı sizin ondan soğumanıza neden oluyor. Aynı mekanizma kadınlar için de geçerli.

Şu kızımız da olayı yakalamış :

genellemeleri sevmem, seveni de sevmem. o nedenle kadınlar ne yapar bilmem. kendimi bilirim, kendim gibi kadın arkadaşlarımı bilirim. benim bildiğim kadınlar, ve ben, karşısındaki adam tüm acziyetiyle ve gerçekten bensiz yaşayamaz halde ise terk-i vaciptir. bu bir hastalık, sakatlık vs durumu için geçerli değil tabii ki. bağımlılık derecesinde kendinden geçişler, kendi başına bir iş beceremeyen hale gelişler, kendi hayatı işi hobileri vs olmadan omurgasızsa sırf kendini sevdirmek için çırpınışlardır insanı terk edilmeye mahkum kılan. açıklaması uzun uzadıya yapılabilir ama anlayan bu kadarıyla da anlar, anlamayıp ipe sapa gelmez mesajlar atacak olanlar bu kadarına da yazacak laf bulur.

özet: sadece karşınızdaki sizi sevsin diye çırpındığınız zaman karşınızdaki size acır ama sevgi değildir hissiyatı ve nihayetinde terk edilirsiniz. kendiniz olun, kendiniz olurken sizi sevenle bir arada olabilmek için gerekiyorsa tabii ki taviz verin ama kendinizden geçmeyin. – miss copernicus cadisi

 

Pook’un Kitabı – 15 Ders – Onbirinci Ders

Pook’un Kitabı – Giriş ve 15 Ders

Önceki Bölüm : Pook’un Kitabı – Onuncu Ders

Adam, artık kendisi ile barışık ve başarılı bir erkek olarak rahatladı ve arkadaşları ile tekrar görüşmeye başladı. Kısa sürede onların “kadın” problemleri olduğunu gördü.

Bir arkadaşı, “kadınlar neden kadın ki?” diye fikir belirtti. “Eğer kadın olmasalardı her şey çok daha kolay olurdu ve mantıkla açıklanabilir hale gelirdi!”

“Doğru! Kadınlar sadece kadın değiller, sinir bozucu derecede kadınlar.”

Ve şikayetleri böyle sürüp gitti.

Yıllar sonra, genç adam arkadaşlarının evlendiğini ya da ciddi ilişki içinde olduklarını gördü. Her bir arkadaşını, kız arkadaşı seçmişti. Arkadaşlarının her biri kronik olarak mutsuzdu.

Ama, arkadaşları bunu kendilerine itiraf edemiyorlardı. Ona şöyle diyorlardı, “Ne? Hala yalnız mısın? Zavallı çocuk! Birgün sen de bizim gibi bir hatun bulmayı başaracaksın.”

“Tabii ki,” dedi bir diğeri. “Ben daha yeni bir kız arkadaş buldum ama sen hala yalnızsın! Hah!”

Üçüncüsü ise şöyle dedi : “Biz hepimiz ya evliyiz ya da kız arkadaşlarımız var. Ama sen, zavallı dostum, hala yalnızsın. Bizim tavsiyelerimizi dinlemelisin.”

Ve hep beraber dediler ki, “Kadına çiçekler, çikolata, şiir, ilanı aşk, tüm ilgini, tüm sözlerini, tüm zamanını, tüm hayallerini ve tüm HAYATINI ver! Onun tüm arzularını, planlarını, manipülasyonlarını ve geleceğiniz için tasarladığı her şeyi gerçekleştirmeye bak.”

Genç adam güldü. “Erkekliğimi bir kız için çöpe at diyorsunuz? İstemez zira …”

“Başarı, Kızı elde etmek değildir.”

“Pook! Bununla ne demek istiyorsun?”

“Çoğu erkek hala kadın gibi düşünüyor. Birçok kadınla uyuyarak, kız arkadaşı sahibi olarak ya da bir kadınla evlenerek kadınlarla başarılı olacaklarını düşünüyorlar.”

“Yani dilenciler seçici olamazlar mı diyorsun? Yani erkeğin kadını seçmesi yerine onun tarafından seçilmesi.”

“Yaklaştın ve dediğin doğru. Ama kadınlar birçok bahane ile bir erkekle çıkarlar. Ve birçok değişik sebeple bir erkekle evlenirler. Yine birçok sebeple bir erkekle yatarlar. Yukarda dediğine ek olarak sen SENİNLE ilgilenen bir kadın bulmalısın.”

“Anlamadım.”

Bunun üzerine Pook 4. Erkek ve kız arkadaşını çağırdı. Erkek kasım kasım kasıldı : “Artık bir kız arkadaşım var! Yabadabadu!” Pook bir de bekar erkek çağırdı. Kız arkadaşı olan erkek daha da bir kasıldı, “ah, zavallı şey! Üzülme! Birgün sen de benim yaptığım gibi bir kız bulacaksın!”

Bekar erkek kafasını eğdi. Üzgün görünüyordu. Kız arkadaşı yoktı. Herhangi bir kızla herhangi bir ilişkisi yoktu. Yuuuuuuh.

“Şimdi,” dedi Pook. “Birkaç yıl ileriye saralım.”

Yıllar sonra, kız arkadaşı olan erkek ve kız arkadaşı evlenmişlerdi. Neden evlenmişlerdi? “Zira bu atılacak bir sonraki adım gibi görünüyordu!” Ama, birkaç yıl sonra da boşandılar.

“Bu adamların hatası, başarıyı bir kadını veya kadınları elde etmek olarak tanımlamalarıydı. Bunun yerine kendilerinden GERÇEKTEN HOŞLANAN bir kız bulmaya bakmalıydılar.”

“Bunu neden söylüyorsun Pook? Dediğin eksta emek istiyor gibi.”

“Evet, ama bunu yaparsan ilerde şunları söylemekten kurtulursun : “

“Beni sevdiğini söylüyordu ve evlendik! Ama şimdi neden boşanmak istiyor?”

“Bütün arkadaşlarım “beni sahiplendiğini” söylüyordu. Ama neden beni eski erkek arkadaşı ile aldattı?”

“Telefonlarıma çıkmıyor? Ne oluyor?”

“Buluşmaları onun istediği gibi ayarladım ama o benim “sıkıcı” olduğumu söyledi. Ne demek istiyor?”

Pook kafasını salladı. “Eğer uzun süreli bir şeyler düşünüyorsan, kadının SENDEN hoşlandığından emin olmalısın. Seninle çıkıyor, seninle yatıyor, ve evet maalesef seninle EVLENİYOR olması senden hoşlanıyor anlamına gelmez.”

“Peki ne yapmalıyım?”

“İlk buluşmaları ve bu buluşmalarda ne yapacağınızı hep sen planla. Eğer kız SENDEN hoşlanıyorsa, bir şekilde o buluşmalara gelecektir. Bir iki ay sonra bu konuda yumuşayabilirsin ve buluşmaları onun istediği şekilde de ayarlarsınız. Ama başlangıçta buluşmaları sen ayarladığında, hatun seni ekiyorsa, seni peşinden koşturuyorsa ve planları hiç uymuyorsa, bunlar kızın aslında senden hoşlanmadığının belirtileridir.”

“Anladım … ama ya sen berbat biri isen ve HİÇBİR kadın senden hoşlanmazsa?”

“O zaman biraderlerinle istediğini yapacak bol bol vaktin olur. Kızı elde etmek başarı olamaz zira bu yalnız olmak kaybetmektir anlamına gelir. Hayır. Kaybetmek, mutsuz bir evlilik içinde olmak ya da kadınının aslında senden hoşlanmamasıdır.”

“Yani odak sen olmalısın, onun ilgisi de dahil?”

“Evet. “Kızı elde etmek başarıdır” kafasını bırak ve hiçbir zaman TERK EDİLMEZSİN.”

Sonraki Bölüm : Onikinci Ders

Pook’un Kitabının Tamamı (PDF 385 Sayfa)

 

Reddedilme korkusu ve reddedilme ile başa çıkmak

Reddedilme ile başa çıkabilmek yetişkin bir insan olmanın en önemli özelliklerinden birisi ama daha önemlisi, başarılı bir insan olmanın da ön şartlarından biri. Hayatta dişe dokunur bir şey başarmadan önce defalarca reddedilmek, doğa kanunu gibi sabit bir şey.

İyi bir işe girmeden önce 20 bazen 50 özgeçmiş gönderip belki 4 – 5 görüşme yapıp reddediliyorsunuz. Bunlardan bazılarında 2 – 3 seviye görüşme geçiyoruz ama yine de reddedilebiliyoruz. Birçok şirket ya sizin iş için yeterince iyi olduğunuzu düşünmüyor ya sizden daha iyisini buluyor ya da sizin masrafınızın sağlayacaklarınızdan daha fazla olduğunu düşünüyor ve sizi reddediyor. Bir yazar dişe dokunur okur sayısına ulaşmadan önce bazen bir düzine yayıncı tarafından reddediliyor. Bir kızla birlikte olmadan önce belki 5 belki 25 tane kız tarafından reddediliyorsunuz.

Reddedilme ile başa çıkabilmenin zor olmasının en önemli nedeni, insana eksik olduğu şeyler konusunda ayna tutması. Normalde bu eksikliklerle uğraşmak hatta bunları görmek bile istemeyen kişi için karşısında bu eksiklikleri görmek oldukça rahatsız edici. Bu o kadar rahatsız edici ki çoğu insan bu aynaya bakmaktansa reddedilme ihtimalleri olan durumlardan kaçmayı tercih ediyor. İş aramak yerine yıllarca sevmediği işte çalışmak, tek bir hatuna bile yürümeden yıllarca yalnız kalmak gibi.

Reddedilmeyi zorlaştıran şeylerden biri de masal aleminde yaşamak. Bu özellikle kadınlar tarafından reddedilme ile başa çıkamayan erkeklerin en büyük sorunlarından biri. Bu erkekler bir kadını beğendiklerinde, o kadın artık sadece bir kadın olmaktan çıkıyor. Jordan Peterson’un Reddedilme korkusu nasıl yenilir videosunda bahsettiği dişi ideal olayından bahsediyorum. Yeterince olgunlaşmamış bir erkek, beğendiği kadını bir kişi ya da insanın dişi bir bireyi olarak görmüyor. Onu idealindeki, hayal dünyasındaki masalsı kadının (tanrıçanın) yeryüzündeki tezahüratı olarak görüyor. Shakespeare’in lafıydı sanırım : “ideallerimizdeki kadını koyacak bedenler bulup o bedenlere aşık oluruz”.

Erkek hayallerindeki dişi tanrıça / melek suretini bir kadının üzerine geçirdiğinde, o kadın tarafından reddedilmek onun için inanılmaz bir korku haline geliyor. Zira artık o kadın tarafından reddedilmek erkek için bir kadın tarafından değil,  kadın ideali tarafından reddedilmek anlamına geliyor. Daha da kötüsü, mavi haplı erkeğin idealindeki kadın ile tüm kadınlık birbirine bağlı kavramlar olduğundan, masal dünyasında yaşayan erkek için bu kadın tarafından reddedilmek, tüm kadınlar tarafından reddedilmek anlamına geliyor.

Oysa dünya bu şekilde çalışmıyor. Oneitis, altın dişi, unicorn, vs … falan yok. Karşınızdaki kadın sadece bir kadın. Ne bir melek ne bir şeytan, ne bir tanrıça ne de tüm çekici kadınların üyesi olduğu gizli bir süper örgütün temsilcisi. Siz istediğiniz kadar kendinizi kandırmaya çalışın, özel değil, eşsiz değil az bulunur hiç değil. Erkek olarak yapmanız gereken ilk şey bunları anlamanız.

Maalesef bu en az anlaşılan konu. Mesela bir kıza iki kere yürü, eğer ilgilenmiyorsa nextle gibi basit (tamam burada çok basitleştirdim ama cidden basit) bir algoritma olmasına ve bunu da en az on kere okumuş olmalarına rağmen birçok erkek nextlesem mi nextlemesem mi diye soruyor. Neden? Zira durumlarını ve hatunu özel sanıyorlar. Kafa şu : “Next başka her durumda geçerli ama bu durum farklı!”. Maalesef değil. Bakın burada bu soruyu bin kere gördüm, bin çeşit durum ayrıntılı anlatılıp soruldu ve biri bile özel değildi! Tek bir kere bile özel ve farklı bir durum görmedim!

İş başvurusu yaparken bunu biliyorsunuz. Reddeden her şirketin kapısında sabahlayıp işe alınmak için yalvarmıyorsunuz ya da aslında beni reddetmediler neyi doğru yaparsam bu işe girerim diye düşünmüyorsunuz. 10 şirket sizi reddetti diye kimse artık sizi işe almayacak sanmıyorsunuz. Ya da işe girdiğinizde önceden reddeden 20 şirketi hatırlamıyorsunuz bile. Kadınlar konusunda da durum aynı ama o hayali tanrıça işleri çok karıştırıyor.

Tabii ki sizin eksikleriniz yüzünden her kadın tarafından reddediliyor olabilirsiniz. Her kadın yüzünüze aynı eksikliği vuruyor olabilir. Ama hepsi sizi ayrı birer birey olarak reddediyor. Karşınızda size vermeme yemini etmiş bir gizli teşkilat yok. Birine odaklanmak yerine eksiğinize odaklanmanız gerek.

Şunu da unutmayın ki her kadının aradığı şey farklı. Ya da elindeki imkanlar. Bazı kadınlar bara bile takım elbise ile giden iş adamı / yüksek seviye plaza çalışanı gibi adamlara hastadır, bazıları dövmeli Rock star tipli adamlara. Bazıları kel sevmez, bazıları kel sever. Bazıları kendinden 8 yaş büyük adam ile birlikte olmaktan iğrenir, bazıları takmaz ve yine bazıları kendilerinden 10 yaş büyük değilse ilgilenmez. Yani reddedilirken karşınızdakinin kişisel tercihine göre de reddediliyorsunuz.

Peki abi ben takım elbiseli adamım ama kız dövmeli seviyor, nasıl tavlarım?

Tavlamayla uğraşmazsın. Senin gibi adamı seven kızları tavlamaya zaman harcarsın. Doğan seni kızlarla birlikte olmaya itiyor ama emin ol doğan seni asla “şu kızla birlikte olman lazım” diye itelemiyor. “İlla şu kız” diyen tarafın doğal falan değil.

Reddedilmek ve İntikam

Reddedilmeyi hazmedemeyen erkeklerin intikam fantezilerine boğulabildiğini görüyoruz. Bunların çok büyük bir kısmı ilerde ayağıma kapanır ve siktir çekerim gibi zararsız daha doğrusu erkeğin kendinden başka kimseye zararı olmayan fanteziler.

Bu tür fantezilerin en büyük problemi, erkeğin o kıza hala büyük ölçüde duygusal yatırıma devam etmesi demek. Aşkın zıttı umursamamaktır, öfke ya da nefret değil. Bu ikisi aşkın kardeşleridir. Günü gelip de hatundan intikam alma arzusu ile yanmak, hatuna atmak üzere aylarca elinde kor kömür tutmaya benzer. Hem atamazsın hem de aklın başına gelip de kömürü yere atana kadar sen yanarsın. Sen elinde kömür yanarken bir sürü fırsatı da kaçırırsın.

Bir şirkete iş başvurusu yapıp reddedildiğinizde, “göstereceğim gününüzü” diye öfkeye kapılıp başka şirkete girip bunlara yeni şirketinizin ofisinden “kaybettiğiniz zeki, çevik ve ahlaklı elemana bakın istedim” diye fotolar gönderdiğinize dair fanteziler kurmazsınız. Öncelikle o şirketin kapısında “acaba başvursam mı” diye haftalarca bekleyip, “yahu patron geçerken göz kırptı, belki BDdir (Başvuru Davetiyesi)” diye analizler falan yapmazsınız. Böyle aptallıklar yapmadığınız için de işe alınmadığınızda pek takmazsınız. İkincisi haftalarca bir şirketin kapısında yatıp sonra bir cesaret başvuru yapıp reddedildikten sonra 2 ay bunalım gezip ya da aynı şirkete 5 kere yeniden başvurup sonra aylar sonra yeni bir şirkete başvurmazsınız. Aynı anda 10 şirkete başvuru yaparsınız.

Yürüme olayına da yukarıdaki gibi bakıyor olsaydınız, intikam ya da gününü gösterme fantezileri kurmazdınız.

Kadının ilgisini abartmak

PUA Cemiyeti’nin YouTube kanalındaki Kıza Nasıl Açılırsın? Nasıl Çıkma Teklif Edersin? videosunun altında şöyle bir diyalog var :

Mertmen : Abi kizin beni sevdigini biliyorum ama utaniyorum ne yapmaliyim.

Joker : Mertmen utangaç kaybeder. Biraz cesaret ele ele gezeceğin o güzel günleri düşün ve senden hoşlanıyorum de. Sadece 2 kelime edecek cesaretin yoksa yanmışsın sen zaten.

Mertmen : Abi bugun tum cesaretimi toplayip gittim yanina noldu dedi felan neyse sonra acildim hayir dedi bi daha beni rahatsiz edersen seni idareye sikayet ederim dedi. Ben de hani beni seviyordun felan dedim yok oyle bisey dedi. Arkadaslarina sordum Bilmiyoruz bize oyle dedi diye soyledi Ama simdi tum arkadaslarim pes etme diyo ne yapmaliyimm.

“Hani beni seviyordun ?” 😄

Bu çocuk saçmalamış ve abartmış ama yaşadığı hayal kırıklığı anormal bir durum değil. Araştırmaların tekrar tekrar gösterdiği üzere erkekler kafalarında, karşılarındaki kadının kendilerine olan cinsel ilgisini, olduğundan çok daha yüksek kurguluyorlar. (Dipnot : Kadınlar da tam tersi erkeğin kendilerine olan ilgisini, olduğundan daha az olarak kurguluyor).

Bunun nedeni muhtemelen erkeğin karşısındaki kadının ilgisini olduğundan daha az algılamasının, fırsat kaçırmasına neden olması. Günümüz feminenleşmiş erkeği, reddedilmeyi dünyanın başına yıkılması olarak algılasa da, reddedilmenin ahım şahım bir masrafı yok. Ya da kadının ilgisinin sandığından az olmasının çok büyük bir maliyeti yok. Bu nedenle, kadın ilgisini abartma sayesinde, erkek daha fazla kadına yürüyerek daha fazla kadınla birlikte olma şansını arttırıyor (kadınlar için erkeğin ilgisinin sandığından az olması ise,  tek başına hamilelik nedeniyle maliyeti ağır olabilir o nedenle kadınların ilgiyi olduğundan az görmesi de anlaşılır bir şey).

Maalesef reddedilmekten ölesiye korkan mavi haplı çocuklar dünyası için ilgiyi abartmak maliyetli. İdealindeki “dişi tanrıçayı” karşısındaki etten kemikten insan kadınının bedenine koyup ona tapan (oneitis) mavi haplı için, bir kadın tarafından terk edilmek asla o spesifik kadın tarafından reddedilmek olarak algılanmaz. İnsan ve tanrıça, tüm kadınlık tarafından reddedilmiş gibi algılar. Bu nedenle mavi haplı çocuk yürüyüp boyunun ölçüsünü almaktan korkar. Genellikle ilgisini abarttığı kadının çevresinde uydu olur ve haftalarını, aylarını ve bazen yıllarını çöpe atar.

Siz eğer tabak çeviriyorsanız, ilgili olduğunuz 5 kıza yürüyorsanız, belki 4 kızdan red yiyeceksiniz ama biri sizinle birlikte olacak. Tamam 4 tanesinde yanıldınız ama bir ayda ard arda ya da paralel 5 kıza yürümeseniz, kırmızı haplı çocuk gibi, bir ayın sonunda bir kızla bile birlikte olmayacaktınız. Ama siz yılda bir kıza yürüyor ve bu kızı da aylarca uzaktan sevip her hareketinden nem kapıyor, uzaktan sürekli papatya falı bakıyorsanız, ilgiyi abartmak sizi fena halde bağlıyor.

Buradaki çocuk ne yapmalı? Öncelikle hiçbir kızın ilgisinden 100% emin olamazsınız bunu öğrenmeli. Bu genç arkadaşın, böyle bir dersle öğrenmiş olması lazım. Bu nedenle de kırmızı haplı çocuk oyunu oynamalı.

Ama maalesef bir de çocuğın bahsettiği arkadaş etkisi var. Pes etme, aynı duvara kafanı vurup dur diye tavsiye vermişler. Bu tavsiyeyi “ya sen başkalarına da yürü ama bu kızı bir iki yine yokla” şeklinde veriyor olsalar yine işe yarar da, uzaktan uzaktan haftalarca duygusal yatırım yapmış ve kazanma şansı az olan adama, tüm kaynaklarını bu sepete koy ve çöpe at diye tavsiye veriyorlar.

Yeri gelmişken kısaca kıza nasıl açılırsın, nasıl çıkma teklif edersin sorusuna cevap vereyim. Belki daha uzun bir yazı yazarım. (Not: Sonradan yazdım) Bir kıza açılmazsın, bir kıza çıkma teklif etmezsin. Bunlara gerek yoktur. Bence senden hoşlanıyorum da açılmaya girer. Hem gereksiz, hem zararlı olabilir.

Uzaktan uzaktan “beni seviyor” hayalleri ile avunmak, kızın sizi sevmediğinizi öğrenmenin acısından iyidir gibi geliypr. Ayrıca bu sayede güya kadın – erkek arasındaki pozitif cinsel gerilimi arttırmak için gerekli oyunun stresine bulaşmadan yaşıyorsunuz..

Bir kızdan hoşlanıyorsanız ve gidip kızla konuşursanız, kız bunu 99% anlar zaten. Yani açılma kısmını geçin. Çıkma teklif etmeyeceksiniz, kızı bir yerlere çıkmaya davet edeceksiniz ve aranızdaki pozitif cinsel gerilimi arttırıp el tutma, sarılma, öpme, seks gibi şeylere yönlendireceksiniz. Çiftleşme dansı yapacaksınız yani.

Üstelik pat diye çıkma teklif ettiğinizde, belki de o aşama aşama tırmanışla olabilecek, sizi belki olabilir sahasından (oyununuz ile= olur bu sahasına geçebilecek kızı, daha henüz belki sahasında iken karar vermeye zorlayarak şansınızı azaltıyorsunuz.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

Buluşmaya arkadaş gibi gelirim diyen kız

Özgür’ün şu saha raporu standart bir shit teste dikkat çekiyor :

Ben: ee mark zuckerbergi daha fazla zengin etmek yerine bir kafeye geçip milli ekonomiye can getirsek ya
Kiz: Olabilir 🙂
B:Tamam yarın aksam 17:00, xxx’de bir seyler icer ordan sahile ineriz.
K: Tamam olabilir Özgür. Ama arkadașça bir buluşmadan daha çok mutlu olurum.

Burda bazı acemi arkadașlar hemen “Friendzone mu girecez lan. Delikanli adamim ulan ben!!!” gibi bi kafa yapisiyla kizi direkt nextleyebilir, daha kötüsü ultimatom verebilir. Bunu yapmayin. Arkadaș kartı her zaman friendzone yediginizi garantilemez. Bazen (burda oldugu gibi) bariz bir shit testtir. Eğlenin
B: Hayir hayır arkadașça olmaz.
K: anlamadim. Neden olmasın?
B:Peki o zaman plani degistirmem gerekiyor. Yarin 5 gibi cikariz. Emreyle İboyu da cagiririz sahilde 101 atariz. Biralari ben getiririm okey gittigimiz yerde var. Sanada tuzlu fistik getirmek kaliyor. Yarim kilo kadar getir ibo ayısı yiyor zaten hepsini.

Evet bu bir shit test. Birçok genç bu lafı duyduğunda mavi hap algoritması devreye girer ve kızı rahatlatmak, korkutmamak adına teste arkadaşı oynayan tavşancığa dönüşerek karşılık verir ve shit testi geçemez. Fakat kırmızı hap okumuş ama sindirememiş birçok genç de bu testten “aman beni uydu erkek yapacak”, “aman beni friendzone’a atacak” paranoyası ile geçemez. Olmayan alfalıklarına zarar gelecek korkusu ile abazan ama gururlu bir hareketle kızı hemen NEXTlerler.

Yapmayın.

Kız sizin niyetinizi biliyor. Her kız bilir zaten de burada kız bunu dolaylı olarak dile getiriyor. Ve yine de buluşmaya geliyor. Oysa sizinle birlikte olma ihtimalini değerlendirmeyen hatun o buluşmaya gelmez zaten. Shit test yazısından hatırlarsanız, kız sizinle ilgilenmiyorsa shit test atıp size eziyet etmez zaten.

Burada onayla abart işe yarar. Özgür’ün yaptığını yapmaya bile gerek yok. “Ooo arkadaş ne demek, sırlarımızı paylaştığımız en yakın arkadaş olacağız” gibi dalga geçebilirsiniz.

Bu shit testin birkaç versiyonu var. Örneğin Tinder‘da hatunlar sıklıkla “burada ne arıyorsun” diye sorarlar. Bu durumda da verilecek yanlış cevap “seviyeli bir ilişki arıyorum” gibi bir şey söylemektir. Tamam belki arıyorsun ve tikiş tokuş mekanında belki bulursun da sonuçta tikiş tokuş mekanındasın! “Tabii ki kanka / BFF – Best Friend Forever arıyorum” gibi bir şey deyip dalga geçmek daha mantıklıdır.
Aklıma gelen bir diğer versiyonu da en az 10 kere buluşmadan yatmayız versiyonu. Şu saha raporunda bir örneği vardı :
Restoranda öpmedi ama sonra gidip bir barda iki şişe daha şarap açılmaya başladı (adam başı 1.5 şişe şarap içtik). Önce yanağa öpücüğü aldım ve sonra “en az 10 kere buluşmadan yatağa girmeyeceğiz” uyarısı ile dudağa. Gece saat 12 civarı ise sarhoş kafayla evine yanlız gitme bahanesi ile onu taksiye koyup evine götürdüm. Evde bana ayılma kahvesi yapmaya hazırlanırken arkasından kavrayıp kendime çevirerek kucakladım ve hatunu koltuğa attım.
Tek parça elbisesinin altında tanga giydiğini farkedince sevişme ihtimali yüksek psikolojisi ile benimle buluşmaya geldiğini anladım. Fakat tam o tangayı çıkaracak iken Son Dakika Direnci geldi. İki ileri bir geri rahatlatmaya çalışıyorum bir yandan da sızmasa bari diye düşünüyorum zira bıraksan duvarlara tırmanacağım. Fakat hatun yaklaşık yarım saat süren tüm ileri ataklarımı sinirlenmeden ve şakacı bir şekilde püskürttü ve o kilodu bana çıkarttırmadı. “6 kere buluşacaktık önce” (ben şaka yollu onu yarıya indiririm diye pazarlık ederken 6’ya anlaşmıştık(!)) diyor başka birşey demiyordu.
Saha raporunda örnek bir son dakika direnci var ama sonuca bakarsanız o gece seks idi. Burada oyuna devam ederseniz çoğunlukla o gece ya da ikincisinde yatarsınız. Dikkat edin, hatun açık açık seninle yatmayı düşünüyorum diyor : (15 kere buluştuktan sonra) seninle yatmayı düşünüyorum.

Tinder Rehberi

İlgisi Yetersiz Kız

Bazen bazı kelimeleri kullanırken, aslında anlatmak istediğinizin çok yanlış anlaşıldığını farkedemiyorsunuz. Karşınızdakinin zihin yapısı, aynı kelimeleri tamamen farklı anlamasına neden olabiliyor.

Örneğin “bir kadının ilgisi yetersiz … bırak gitsin (next)” derken kastettiğim şey ile anlaşılan şeyin farklı olduğunu yeni farkettim. Youtube’da bir videonun altındaki soru – cevaba bakın :

Varnalı Pua : Buluşmaya gelmeyen kıza cevap olarak ne yazılmalı? Buluşmada 2 normal 1 flörtöz kuralındaki flörtöz kısmında neler denilebilir?

Mahmut Abi: Kızın ne yazdığına bakar. Eğer bir şey yazmadıysa NEXTlersin. Eğer bahanesi sudansa veya saygısızsa yine bir şey yazmadan nextlersin. Kız eğer makula benzer bir neden belirtiyorsa (belki yalan ama en azından aranızdaki etkileşime saygısı var gibi davranıyor) dert değil ben de zaten bir arkadaşı gördüm ona takıldım gibi bir şey söyler savuşturursun. Nextlemek ya da bir daha denemek sana kalmış. 2 kere eken kızı nextle.

Varnalı Pua : Gelebileceğimi pek düşünmüyorumu nasıl yorumlarsın Mahmut abi? Buna ne denmeli birde ikinci buluşma kaç gün aradan sonra teklif edilmeli.

Mahmut Abi: “Gelebileceğimi pek düşünmüyorum” eğer seninle buluşmayı düşünmüyorum anlamında ise yani “bir planım var o nedenle o gün gelebileceğimi düşünmüyorum” şeklinde bahaneli değilse ikinci buluşmayı teklif etmeye gerek yok. NEXT! Kız seninle ilgilense şansını azaltmamak için bir bahane koyardı, seninle buluşup buluşmamak umrumda değil ve kesine yakın reddetmiş.

Eğer şansını devam ettirmek için bahane üstüne bunu söylüyorsa “yarın bir planım var gelebileceğimi pek düşünmüyorum” diyorsa bir hafta sonra yine teklif et. Yine gelemiyorsa şansını kaybetti.

Burada temel probleminiz zihin yapınız. Kız sizinle şansını arttırmak için hiçbir şey yapmıyorsa illa peşinden koşup kendinizi kıza ucuzundan peşkeş çekmeye çalışmayın. Bu kendinizi kendi kafanızda çok ucuz / değersiz gördüğünüze işaret ki sizin bilinçaltınız bunu söylerken size kimse değer vermez. Kendinizi az ya da çok bir ödül olarak görmeniz lazım. O zaman kime ne zaman ne kadar teklif edeceğinizi otomatik ayarlarsınız.

Siz ödülsünüz derken kız değersiz demek istemiyorum. Ama bu etkileşimden bir ilişki çıkacaksa o size ne kadar ödülse siz de ona o kadar ödülsünüz. Hatta kadınların verdiği bazı şeyleri piyasadan alabilecekken erkeklerinki satılmadığı için siz bir miktar daha fazla ödülsünüz.

Varnalı Pua : Mahmut abi şunu belirtmedim kıza ilk önce şu zamanda film var ona gidelim dedim o da gideriz dedi fakat o tarihten önce farklı bir yerde buluşma teklifime (Tel nosunu aldığım günün hemen ertesine) bu cevabı bahane belirtmeyerek verdi.

Mahmut Abi : Sana ilgisi az. Diğer kızlara bak. Çok istiyorsan bir kez daha teklif et ama pek bir dönüş bekleme.

Varnalı Pua : ilgisi az ise ilkini niye kabul etti?

Mahmut Abi :

Gördüğüm kadarıyla henüz kabul ettiği bir buluşma falan olmamış. İlkinde zaten reddetmiş, ikincisinde gideriz demiş ama yer – gün – saat teklif veya kabul yok. Bir kız için bu kadar akıl yürütmeye değmez. Çok istiyorsan yer – gün – saatli filme çağır, geliyorsa git. Gelmiyorsa nextle. Bir kıza bu kadar kafa yorma.

Kızın neyi neden yaptığı onun problemi. Akıl yürütme ile olmaz. Yer – gün – saat vererek davetine tepkisine göre varsayım yapacaksın. Hepsi bu. Bir kız 2 teklifte bir yere gelmiyorsa ilgisi yetersiz deyip nextleyeceksin.

Sanırım sen ilgisi yetersiz kelimelerini kızı merkeze alıp anlıyorsun. İlgisi, kendine değer biçen bir erkeğin ilgisine değecek seviyede görünmüyor diyorum. Kız seni istiyor mu acaba şeklinde ilgiden bahsetmiyorum. NEXT ile bazen aslında size ilgisi olan kız, ilgisini zamanında, yeterince gösteremediği için sizi kaybeder şeklinde bakmanız lazım. Ben 100% elinin altındayım yeterki biraz da olsa ilgisi olsun şeklinde değil.

Kızın yanlış adımlar atması, zamanında adım atmaması, vs … ile aslında istese de şansını kaybedeceği adamlar olun.

Evet, “ilgisi yetersiz … next” (1) kendisini merkeze koyan, (2) satışı oldu kabul eden ve (3) “ben ödülüm” zihin yapısındaki biri için “ilgisi benim ilgimi hakedecek kadar yeterli değil o zaman ben de dikkatimi, ilgimi daha hakedenini aramaya yöneltirim” diye algılanır. Eğer kızı merkeze koyar ve kendinizi ödül saymazsanız “beni (yeterince) istemiyor o zaman ben de mecburen next” olarak algılarsınız.

Tekrar ediyorum : Kızın yanlış adımlar atması, zamanında adım atmaması, vs … ile aslında istese de şansını kaybedeceği adamlar olun.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz. Sorularınıza Patreon chat alanında daha hızlı cevap verebiliyorum.

Empati Anahtarı

Bir süre önce Kırmızı Hap ve empati konusunda bir tartışmaya girdim. Empati konusunu tartışması sorunlu bir konu olarak görüyorum çünkü çoğu insanın empatinin ne olduğuna dair kişisel bir fikri var ve eğer bu fikirleri birer venn şeması olarak çizersek bu kümeler büyük oranda sempati ve merhamet üzerinde kesişeceklerdir. Fakat kesişimde aynı zamanda daha az cazip olan acıma duygusu da olacaktır. Bu bile tek başına tartışmaya sorunlu bir şekilde başlama nedeni ama bu tartışmaları daha da karmaşıklaştıran bir şey daha var : duyguları tartışırken insanlar kendilerini referans almaya meyilliler ve bu kadar ego-yatırım içinde verimli bir tartışma yapmak çok zor.

Empati çoğunlukla iki alt gruba ayrılır : bilişsel empati ve duygusal empati.  Biz empati denilince ikincisini düşünmeye meyilliyiz. Bilişsel empati zihin teorisinin bir parçası ve birini illa onun duygularından etkilenmeden onun yerine koyup onu anlayabilme yeteneğine denir. Duygusal empati ise diğer bir insanın duygularını hissedebilmektir. Bu, başkasının ya da sürünün duygularına kapılıp boğulmak anlamına gelen duygusal salgın hastalıktan farklıdır.

Empati konusunda bu ayrımı yapma nedenim, Kırmızı Hap ve Oyun Teorilerini kavramlaştırmamda, bilişsel empatinin merkezi rol oynamasıdır. Sağlam bir oyun için etkileşim içinde olduğunuz kadını anlayabilmeniz şarttır. Kurgulanmış, ezberden yapılan oyunun bu kadar popüler olmasının nedeni, zihin teorisi konusunda cahil erkeklere destek olması ve onların kadınların neye neden ve nasıl tepki vereceğini anlamadan, sadece neye bakıp ona göre ne yapacaklarını ezberleyerek yürümelerine olanak vermesidir.

Bilişsel – Duygusal Empati Farkı

Birçok erkeğin ilişkilerinde karşılaştığı problem, yeterince  duygusal empatilerinin olmaması değil. Tam tersi çoğu kadın – erkek ilişkisi tamamen kadının duygusal çerçevesi ve erkeğin bu çerçeveye reaksiyonu tarafından yönetiliyor. Kadın üzgün hissediyor ve erkek bunu düzeltmek için koşturuyor. Kadın mutlu ise erkeğin gülleri yarılıyor. Kadın kızgınsa, erkek onu yeniden mutlu etmek için elinden geleni yapıyor, vs.   Bu, mavi hapın ilişkilerin nasıl yürütüleceğine dair teşvik ve tavsiye ettiği klasik ilişki şekli. Kadınla duygusal seviyede bağlantı kur, duygusal olarak kendini ifade et ve açık ol. Onun duygularını kendin yaşıyormuş gibi hisset. Bu ilişki şeklinde erkek kadının güçlü rüzgarlar ve fırtınalar zamanında tutunabileceği sağlam bir kaya değil, onunla beraber fırtınada savrulan ve fırtına hasarından aslan payını alan bir yelkendir.

Erkekler için shit test listelerini hazırlama sebebimiz, çoğu erkeğin kadının çerçevesine nasıl adım atacağını bilmemesi, neyin test olduğunu ve niye yapıldığını anlamamasıdır.Bağlamı anlamak yerine kendine söylenenleri kelime anlamıyla alan erkek, durumun alakasız bir analizini yapar. Size çerçeveyi kontrol edin dediğimizde bu, onun çerçevesini anlama zorunluluğunuz ortadan kalkmıyor. İşte tam bu noktada “ALFACI” tayfa devreye giriyor. Bu erkekler, bu ilişki olayının gerçekten çalışması için, onun çerçevesine girmemenin ve onun çerçeveyi kontrol etmesine engel olmanın yetmeyeceğini ve onun çerçevesini bilişsel empati seviyesinde anlamaları gerektiğini de anlamıyorlar.

Deli kadınlarla ilgili yazımda, psikopatların çoğu durumda inanılmaz seviyede bilişsel empatiye sahip olduklarını, yani kimin kolay bir av olacağını, ne yapacağını, kimin nasıl kandırılacağını anlamayı bırakın tahmin etmek konusunda çok yetenekli olduklarını yazmıştım. Bunun nedeni, tüm sinyali gürültü olmadan apaçık görebilmelerini sağlayan özel durumları. Sinyal ve gürültü ile anlatmak istediğim şu : çoğumuz hem bilişsel hem de duygusal empati kurabilme kapasitesine sahibiz. Burada bilişsel empati sinyal, duygusal empati ise gürültü. Kendimizi başkaları yerine koyabilme yeteneğimiz, onların perpektifini, davranışlarını ve potansiyel olarak gelecekte yapacaklarını anlamamızı sağlıyor ama kendimizi onların çerçevesine koyarken duyduğumuz duygusal bağ bunun etkisini azaltıyor.

Psikopat ise bir insanla tamamen bilişsel seviyede empati kurabiliyor yani onların hissettiğini hissetmiyorlar. Yani onların ne hissettiklerini ve neden hissettiklerini bilişsel seviyede anlıyorlar ve neler yapacaklarını tahmin ediyorlar. Asperger ya da otizm spektrumunda biri ise onlarla duygusal seviyede bağ kurabilir belki ama bilişsel olarak neden öyle hissedip davrandıklarını, hareketlerinin başkalarını nasıl etkileyeceğini anlayamazlar.

Shit testlere gelirsek : erkek, shit testi eğlenen ustalık, onayla abart veya aldırmama ile geçebilir. Bu başarı, kadının shit test ile erkeği bir reaksiyon vermesi için provoke ettiğini ve erkeğin bu reaksiyonuna göre erkeğin aslında ne olduğunu anlamaya çalıştığını bilmesinden kaynaklanır.  Bu, kafesteki fareler “yemek” düğmesine her bastıklarında onlara elektrik verip, “kaç şoka kadar düğmeye basmaya devam edecekler”, “bireyler arasında bir fark var mı?”, “ortalama bir fare düğmeye basmamayı ne kadar zamanda öğrenir?” gibi sorulara cevap aramaya benzer. Bu, bilişsel empatinin pratik halidir. Kadının gerçek niyetini ve beklediği sonucu anlamak ve bu bilgiyi kendi niyetinin çıkarına kullanmak. Satranç oyunu gibi.

Eğer erkek shit teste duygusal reaksiyon verirse, onun duygusal çerçevesine girerse ya da davranışlarını ona göre değiştirirse, shit testi kaybeder zira artık kadın, istediği tepkiyi almak için hangi düğmeye basması gerektiğini biliyordur. Örneğin kadın bir öfke nöbetine girerse, erkek de onun suyuna giderse, onu konuşarak ikna etmeye çalışırsa bu kadının, erkeğin davranışlarını kontrol edip onu çerçevesine sokabildiğini gösterir.

Kırmızı hap ise kadınla bilişsel empati kurmanız gerektiğini yani onun duygusal durumlarını anlayıp bunlarla ilgili işaretleri okumanız gerektiğini söyler. Kırmızı hap bunu şu önermesinde dile getirir : “Dediklerine değil yaptıklarına bak  – Mesaj (dediklerinde değil) yaptıklarında / Medium is the message”. Kadının davranışlarının verdiği mesajı okumayı öğrenmelisiniz ve bunu yapmak için de onunla bilişsel empati kurmalısınız. Yani onun çerçevesine adım atıp onun dünyayı ne perspektiften gördüğüne anlamalı ama onun çerçevesine kapılıp, çerçevesi tarafından yutulmamalısınız.

Empati ve Kırmızı Hap

Kırmızı hapın empati konusunda söylediklerine bakarsak, empati kurmamayı ya da erkeklere birer sosyopat olmak için çabalamalarını öğütlemediğini görürüz. Kırmızı hap daha çok stoizm benzeri bir felsefe ve kendini aşamalı olarak maruz bırakma terapisi gibi bir yol ve bunun sonunda kadının hareketlerinden duygusal olarak etkilenmeyeceğiniz bir seviyeye gelmenizi öğütler.

Örneğin bir erkek kadınlara 100 kere yürüdüğünde, bunun amacı mükemmel bir oyuna sahip olmak değildir. 1,000 kere yürüyüp de berbat bir oyuna sahip olabilirsiniz. Burada amaç yürüme korkusunu azaltmaktır.Geçmişte arkadaşlarımla en olağanüstü kötü şekilde reddedilenimizin içtikleri bizden oyunu oynadığımda, amaç reddedileye karşı bu kalın zırhı geliştirmekti. Bir hatun 200 kişi önünde suratınıza içki fırlattıktan sonra, reddedilme korkusunu takmamaya başlarsınız.

Amaç empatisiz biri olmak değildir. Amaç duygusal empatinizin sizin üzerinizdeki etkisini azaltmaktır. Açık olmak gerekirse, kadınlara yürüyen bir erkeğin sinirlerinin zayıf olması gibi bir lüksü yok. Son 6 haftada, günde 1 – 2 kadın tarafından reddedildim ve bunlardan bazıları beni 2. veya 3. buluşmada reddetti. Ben yürürken eski erkek arkadaşına dönen,bağırıp çağıran, duygusal olarak beni manipule etmeye çalışan ve her şekilde beni duygusal olarak etkilemeye çalışan kızlar oldu. Eğer bu kızların hepsi ile, artı olarak çıktıklarımla  duygusal seviyede empati kurmaya kalksa idim, kendi duygusal çalkantılarımla uğraşmam gerekir ve bunun yarısı bile bir erkeği delirtmeye yeter.

Bir doktoru düşünün. Bu doktor hergün 5 – 10 odaya girip, bir hastanın ailesine hastanın ölmek üzere olduğunu ya da öldüğünü söylemek zorunda kalıyor. Bu haberi aldıktan sonra o aile o gün çalışmayacak ama bu doktor çalışmak zorunda. Bu nedenle de bir duygusal zırh edinmek zorunda. Bu, doktoru psikopat yapmaz. Adamın kendine verilen görevi yapmak için yapması gereken bir şey bu.

Aynı şekilde bir kadınla çıkıyorken, özellikle uzun süreli ilişki içindeyseniz, görevlerinizden biri de onun “sağlam kayası” olmaktır. Yani o duygusal olarak fırtınaya kapılsa bile, siz de onunla beraber fırtınaya kapılmamalısınız ve onun denize kapılıp gitmesini engelleyecek çıpa olmalısınız. Sizi duygusal olarak manipüle etmek için yatak odasında saatlerce ağladığında, sizin yapmanız gereken içeriye girip onunla beraber ağlamak değil, ona sizi duygusal şantaja maruz bırakamayacağını göstermektir.

Özet ve Sonuçlar

Borderline Personality Disorder (Sınırda Kişilik Bozukluğu) hastası kadınlarla ilgili deneyimlerini daha önce paylaşmıştım. Bu kadınların sizi manipüle etmek için kullandığı anahtar empatidir. Empati sahibi biri, empati sahibi olmayan birinden daha zayıf bir konumda olacaktır. Bilişsel empatisi daha güçlü olan bir kişi ise, olmayan kişiye göre daha güçlü bir durumda olacaktır.

Bu açıdan ilişkileri karşılıklı pazarlığa benzetebilirsiniz. İki taraf da aynı sonuca ulaşmak istiyorsa sorun yoktur. Ama gerçekte iki tarafta birçok konuda fikir ayrılığına düşecektir. Bu ayrılıklar hangi sonuçların arzu edilir olduğu, bu sonuçlara yürümek için en uygun yol, bu sonuçlara ne sürede erişilmesi gerektiği, vs … hakkında olabilir

Ama sonuçta birçok erkeğin bir kıza empati duymak sandıkları, aslında korku, görev algısı ve suçluluk duygusu. Yalnız kalma korkusu, reddedilme korkusu, sosyal pozisyonunu kaybetme korkusu, başkalarının gözündeki yerini kaybetme korkusu, vs. Geleneksel kadın – erkek rollerine göre görev aşkı, kendi ödev ve onur anlayışları. Ve son olarak da, sonunda kendilerini ve kendi isteklerini öne koymanın verdiği suçluluk duygusu. Bunları kabul edip kendilerine karşı dürüst olmak yerine, bunu kıza yüklüyorlar ve kendilerini duyarlı, empatik, nazik, kız için en iyisini yapmaya çalışan erkekler olarak satmaya çalışıyorlar.

Bu aynı zamanda onları kendilerini duygusal olarak kontrol etme ve kendi arzularını kabul etme yükünden de kurtarıyor. Örneğin siz “aldatabilirim ama karımı üzmek istemiyorum” ya da “boşanırdım ama karımı üzmek istemem” diyebilen bir adamsanız, sizin yaptığınız kendi yapmak istediğiniz şeyi yapamamanızın sorumluluğunu karınıza yükleyen birisiniz.Onunla açık ilişki konusunda ya da onunla beraber yaşamaktan tatmin olmadığınız konusunda konuşmak yerine, bunu ona yükleyip, kendinizi “iyi insan” ilan ediyorsunuz. Siz ve sizin kendinizle ilgili “iyi insan” imajınız en tepede. Bu empati değil, sinsi sözleşme.

Çeviri : The Empathy Key