Abi selam, 35 yaşındayım ve ticaret işiyle uğraşıyorum. Bu sene içerisinde başımdan geçen ve nişanın kıyısından dönen bir ilişkim oldu. Ben bu işin içinden bir şekilde çıktım ve sonradan hatalarımın da genel anlamda farkına vardım ancak tanıdığım Mahmut Abi’nin mutlaka yüzüme çarpacağı çok daha fazla hata çıkacağını biliyorum o sebeple yazmak istedim.
Ben geçen seneye kadar evlilik konusundan uzak, geçici ilişkiler yaşayan ve ilişkinin ciddiyete döneceğini hissettiğim an yavaş yavaş karşı tarafı soğutarak kaçan bir adamdım.
Yani 34 yaşına kadar uzun süreli ilişki kabiliyeti ve tecrübesi edinmedin. Uzun süreli ilişki tecrübesi için bu kadar beklemeyin. Senin durumunda olanlar genellikle uzun süreli ilişkiye geçmek istediklerinde çok zorluk yaşıyorlar.
“ilişkinin ciddiyete döneceğini hissettiğim an yavaş yavaş karşı tarafı soğutarak kaçan bir adamdım” neyden kaynaklanıyor bilmiyorum ama geçmişteki bir travmadan olabilir. Fakat bu dediğin genellikle ciddiye döneceğini hissettiğinde, çok bağlanıp acı çekmekten korktuğundan olur.
Öncelikle yaşım artık biraz yürüdüğünden, tahmin edersiniz ki şuan bile evlenmem konusunda yoğun ailevi ve çevresel baskıya maruz kalan birisiyim. Bu baskı, etraftaki herkesten gelen o “hala evlenmedin mi?” baskısı derken ben de artık bir şekilde geciktiğime inandım …
Evet gecikiyorsun. Bence erkekler için ideal evlilik yaşı 32 ya da 30 – 32 ama bir iki tane uzun süreli denemesi ve olmamasına da pay bırakırsan (2 x 2 yıl), 28 yaşında başlaman gereken işe 6 sene sonra başlamışsın. Ama bunun yanında çok da geç sayılmaz o nedenle aceleye getirip de daha fazla vakit kaybetmemen ya da kötü bir evliliğe girmemen lazım.
ve karşıma çıkacak ilk, evliliği yürütebileceğimi düşüneceğim bir hatun kişisiyle bu kez kaçmamak üzere ciddiyete gitmeye karar verdim.
Karşına çıkacak ilk evliliği yürütebileceğini düşüneceğin kadınla olmayacak. Olması için zorlamamalısın.
Yürütebilmek derken aklımdaki evlilik; fiziksel olarak güzel bir kızdan çok, orta halli, kendini bilen ve olgunlaşmış bir kızla karşılıklı saygı çerçevesinde bir evlilikti diyeyim.
Neyse, kızla bir şekilde tanıştık hikayeyi uzatmamak adına detaya inmiyorum. Gel zaman git zaman 2 ay kadar vakit geçirdik. Başlarda biraz agresif davranan, hızlı parlayan ve gereksiz kıskançlıklar yapan bu hanımefendiye ağzının payını verip bastırıyordum …
Hayır. Başından agresif davranmayan, hızla parlamayan ve gereksiz kıskançlık yapmayan birini bulacaksın. Agresif ama ben bastırıyorum saçma bir düşünce. Bir yere kadar ağzının payını verir bastırırsın sonra köprüyü geçene kadar kocişe koca der ve köprüyü geçince bastıramazsın. Daha başından elemen için bir işaret varmış.
ve tripli de olsa hatasını anlayıp özür dileyerek geri dönüyordu. Bir süre bu şekilde devam etti. 4-5. aydan sonra agresifliği azaldı ancak kıskançlık seviyesi arttı ve her dışarı çıktığımda baskı yapmaya başladı. Gittiğim mekanlardan fotoğraf istemeye, şu arkadaşın yanına gidiyorum dediğim halde arayıp “nerdesin? kimlesin?” şeklinde sormaya başladı. Ben tabi ilk başlarda yine bu davranışlarına gereken cevabı verip susturup yolluyordum yani fotoğraf falan atmıyordum. O da tribe girip kapatıyor ancak yine bir kaç saat sonra “kusura bakma biraz duygusalım bu ara vb…” klasik bahanelerle özür dileyerek geri dönüyordu.
Ben çok anlayışlı bir insanım. İyi niyetli ve hoşgörülü olduğumu düşünüyorum. Hani şu bütün mahalle esnafının “çok efendi çocuk ya” diye tanımladığı adamlar olur ya onlardan biriyim.
Efendi çocuk genelde iyi ve hoşgörülü olduğundan değil, kaygı ve korkudan “anlayışlı” olur.
Her özür dileyerek geri döndüğünde, kızın bundan sonra yapmayacağına nasıl olduysa kendimi bir şekilde ikna ettim sanırım. Ancak o devam etti.
Huylu olarak huyundan asla vazgeçmeyeceğini sana açık açık göstermiş aslında. Kendinize başından uygun birini bulun. Uygun olmayan birini yontarım fantezisi çoğu zaman elinizde patlar. Bir insanın mükemmel olması gerekmiyor, bu mümkün değil ama seninkisi ince bir çizgide değil, bariz uygun olmadığını bağıran biri.
Ben de farkında olmadan yavaş yavaş artık fotoğraf çekip atmaya başladım.
Aferin.
Dışarıya çıkarken arayıp konuştuğum, ben şuraya geçiyorum haberin olsun dediğim halde, oraya gittiğimde yarım saat sonra arayıp “nerdesin? kim var?” şeklinde sorduğunda bir şekilde terslemek yerine artık cevap vermeye başladım. Bunun sebebini bilmiyorum belki de kendimi kazanova gibi hissediyordum ki evden çıkıp alt sokaktaki bakkala gitsem, sanki bir kız düşürüp onu aldatacakmışım gibi davranması sanırım hoşuma gitmiş. Yani aptalmışım.
Ağzımdan aldım 😀
Maalesef bu tür bir istek derin bir güvensizlikten kaynaklanır. Kadın derin güvensizliğe sahip ve kendi kaygısını kontrol etmek yerine (“ya abartma Nalan, adam sadece bakkala gidiyor, sakin” diyeceğine), kaygısını dış dünyayı kontrol altına alarak yönetmeye çalışıyor. Ama bu, hem geçici bir yatıştırma hem de kaygıyı besleyen bir şey. Böyle biri, kaygısı konusunda özkontrol kazanana kadar, güvensizliğini besleyip daha arttırmadan kaçamaz. Yani bu kız büyük ihtimalle, zamanla daha da kötü olacak, daha da iyi değil.
Sonradan bu olayı tamamen benim üzerimde hakimiyet kurmak için yaptığını anlamış olsam da bu tabi ki ilişkiden çıkmaya yakın oldu. Yani ilişki bitene kadar bu olay bende normalleşmiş ve artık kıza attığım her adımı haber verir hale gelmiş bir olaya dönüşmüştü. Öyle ki, ilişkinin sonlarına doğru, başlarda bana böyle davrandığında terslediğim zamanlardaki beni unutmuştum bildiğin. Sanki hiç öyle zamanında ağzının payını veren adam değildim.
Sonradan olay farklı konularda bana karışmasıyla devam etti tahmin edeceğin üzere. Bu kez harcadığım paraya, dışarıdan yediğim yemeğe kadar hesap tutmaya başladı. Her gün düzenli olarak ne yedin, ne kadar verdin şeklinde sormaya başladı. Ben tabi daha önceki ilişkilerimde hiç bu kadar ciddi düşünmemiş ve bu tür yaklaşımlarla karşı karşıya kalmamış birisi olarak, sanırım evliliğe yürümek böyle bir şey, tabi ki harcamaları bilmesi lazım düşüncesine düştüm.
Söylememe gerek yok ama evliliğe yürümek böyle bir şey değil.
Ve hesap verdim. Bildiğin, “tavuk şiş yedim, jokerle aldım 200 TL’ye geldi” şeklinde 🙂 Ek olarak yalnız yaşadığım için karnımın doyup doymadığını da merak ediyor diye düşünüyorum tabi. Aç kalırsam napar aman aman.
Kıyamam. Çok şirin.
1. seneyi bir şekilde devirdik. İçimde başından beri hep bir “problem olduğu” hissi olmasına rağmen bir şekilde devam ettim. Sen de “yokluk” ben diyim 2. paragraftaki sebep
Diyeyim, yokluk. Kadına ulaşıyorsun ama uzun süreli ilişkiye ulaşamıyorsun. O alanda bir yokluğun var.
veya artık çocuk sahibi olmam gerektiği ve ilk yıl çocuğu yapsam 56 yaşına girdiğimde çocuğun 20 olacağını düşünmem, bir şekilde devam ettim işte.
56 yaşında çocuğunun 20 yaşında olması çok büyük problem değil. Geç kalıyorsun doğru. Bunun üzerinde bir miktar baskı yaratması normal ve aslında iyi. Ama “Aman Allahım bittim ben hemen bulmalıyım” yaşında değilsin. Sakin.
Aslında devam etmemdeki sebep, karşı tarafta kendimden bir şeyler görmem (bazı davranışlarında, söylediklerinde) ve bu kadınla evliliği idare edebileceğimi düşünmemdi. Yani saygısızlık yapmadığını düşünüyordum, birbirimizi öyle çok sevmesek de saygı varsa bir şekilde yürütürüz diyordum.
Olay köprüyü geçtikten sonra saygısızlığa da gidebilir. Bu kadın muhtemelen güvensizliklerini, kaygısını kontrol edemeyen bir kadın ama bu sebeple de olsa kötü bir aday.
15. ay gibi söz olayına girdik. Biz gittik, onlar geldiler. Sonraki hafta kızla gittik nişan tarihi aldık. Bu esnada kızın ailesi her şeye müdahale ve karışma çabası içerisinde, aslında başından beri öylelerdi.
Birçok psikopatoloji nesilden nesile aktarılır. Genetik faktörler de olabilir ama genetik olmasına da gerek yok. Yetiştirilişle de nesilden nesile aktarılabilirler.
Başından beri kızın yediğim yemeğe kadar annesiyle paylaştığını tahmin ediyordum ama “ne güzel işte, annesiyle arası iyi diye” kendimi kandırıyordum. Kızla bu karışma konusunu her tartıştığımda da “onlar iyiliğimizi istiyor” cevabını alıyordum ama sanki kendi karıştırtmak istiyor gibi sürekli aynı konuyla “annem şöyle diyor” diye bana geliyordu.
Sana yalan söylemiyor. Muhtemelen kendisini inandırdığı yalanı sana da söylüyor.
Neyse, iş ciddiyete bindiğinde kızın istekleri de başladı tabi. Bilezik, kolye vb…
Bu da böyle hatunlarda ve ailelerde standart paket içinde geliyor 😀
Sabah 5 bilezik istiyorum diyen kız, akşam canın sağolsun hiç alma şeklinde kafa karıştırır, kafamı bulandırır oldu.
En berbat tip. Aralıklı pekişirme ile zayıf adamı bağımlı eder.
Her isteğinin arkasında “bizde gelenek böyle şöyle” dayanağı vardı.
Bu da böyle hatunlarda ve ailelerde standart paket içinde geliyor 😀
Hani çocuk alma der, tamam almayayım dersin, sonra trip atar ya 🙂 aynı öyle bir olay. Ek olarak bazı şeyleri ucuza getirmeye çalışmam (örn: elbise, ayakkabı) kavga gürültü çıkarıp 2 gün triplenmesine sebep oluyordu.
Allah’ın sevgili kulusun, köprüden önce, kocadan kocişe dönmeden önce sana yüz tane son çıkış gösteriyor.
Takip eden günler; kardeşlerimi de gezdirelim, doğum günümde şunu istiyorum, çocuk doğurunca altın istiyorum gibi devam etti.
Evlenince gelecek istekleri tahmin etmek istiyorsan bunu minimum 5 ile çarp.
Aslında bu noktada geriye dönük ilk aydınlanmamı yaşadım. Öncesinde yaptığı bir çok şeyin aslında manipülasyon olduğuna ikna olmama bu aşama sebep oldu. İlk zamanlar seksi ben istemeden dayatması, çıkıp gezmek dolaşmak varken haftada 3-4 kez ısrarla seks istemesine kadar manipülasyona maruz kaldığımı gördüm. Şayet sonradan bu istek azaldı. 2 haftada 1’e kadar düştü.
Aydınlandığım ikinci nokta, bana ailemi/arkadaşlarımı kötülemeye kalkması ve bunu ara ara yapmaya başlaması oldu.
Kişilik bozukluğu, kaygı bozukluğu vs. olan kadınlarda bu da standart pakette bulunur.
Bunu her yaptığında karşılığını verdim. Yine önceki olaylarda olduğu gibi özür dileyerek geri geldi.
Köprü daha geçilmedi, devlet arkaya alınmadı. Bakın ben evliliği teşvik eden biriyim ama ne olursa olsun evleneceksiniz diye bir olay yok.
Ama yapmaya, denemeye devam etmeyi bırakmadı. Aileme gelince, zaten ailemden hiçbir bireyin, akrabalara kadar, kızda gönlü yoktu bana sürekli “iyi düşün” deyip duruyorlardı uzun zamandır.
Açık açık evlenme demeleri lazımdı ama bu da iyi. Birçok aile adam 35 yaşına geldi illa evlenmeli diye oğullarını ateşe atıyorlar. Seninkiler en azından o konuda iyilermiş.
Kız benimkilere dil uzatırken aynı anda kendi ailesini de tahmin edersiniz ki hep iyi anlatıyordu. Öyle ki, ileriye dönük kurduğu hayallerde bile ben değil annesi veya kardeşleri vardı diyim siz anlayın.
Nişan’a 2 ay kalaya geldik. Dikkatli bir bakınca, ailemin iyice huzursuz olduğunu gördüm. Aldım karşıma hepsini ve konuştum, benim de kafamda çok şey var, anlatın bakalım dedim. Anlattıkları her şeye tabi ki hak verdim, detaya girmiyorum, kızdaki hal ve davranışlar, ailesindeki hal ve davranışlar baya bir anlattılar. Kaldı ki hak vermesem bile, ailem istemedikten sonra bu işe girecek birisi değilim. Sadece bu kızla değil hiçbir kızla.
Birçok aile adam 35 yaşına geldi illa evlenmeli diye oğullarını ateşe atıyorlar. Seninkiler en azından o konuda iyilermiş.
Burada fark ettiğim bir diğer nokta da kızın etkisi altına girmiş olduğum ve o zamana kadar olaylara objektif bakamadığımdı. İlişki ciddiyete döndükten sonra yaptığım en büyük hata da, ailemi olaya çok geç dahil etmiş ve fikirlerini çok geç sormuş olmamdı. Kendimi baya bir söğüşlettikten sonra oturup konuşmaya karar vermişim 🙂 Ya vermeseydim acaba beni çekip çıkarırlar mıydı diye de düşünmeden edemiyorum, okuyan arkadaşlara tavsiyem ben yaptım siz aman geç kalmayın 🙂
Evet doğru.
Neyse, sonra güvendiğim ve daha önce de kızla tanıştırdığım bir arkadaşımı karşıma aldım son olarak. Ondan da aynı yorumları aldım aşağı yukarı. Zaten çocuk lafa, “çok konuşuyor, hiç susmuyor” diyerek başlamıştı 🙂
Çok konuşan, hiç susmayan kadın çekilmez.
Çevremden gereken fikir ve görüşleri topladım. Tahmin edersiniz ki hepsi olumsuz. Kızın bana ulaşamaması gibi bir durum söz konusu değil. Yani bir ulaşamasın napar napar beni 🙂 ah ben kendimi ne duruma düşürmüşüm… Sırf kendi iç sesimi dinleyip muhakeme yapmak için buna “iyi geceler” diyene kadar bekledim sonra da sabaha kadar oturup düşündüm. Düşündükçe dehşete düştüm, düşündükçe kendimi nasıl bir durumun içine göz göre göre soktuğumu anladım. Ateşe gittiğimi anladım. Ve bu durumdan çıkmaya, bu işi bozmaya korkacak kadar paralize olduğumu hissettim. Daha önce hiç hissetmediğim bir şeydi. İlişkinin neredeyse başından beri içimden bir his “bitir” demesine rağmen bitirmemiştim bir şekilde hep iyi taraflarını görmeye çalışmış, kötü taraflarını tamamıyla görmezden gelmiştim.
Geriye dönük düşündüğümde aslında kızın bana karşı olan davranışlarının çoğunda saygısızlık olduğunu anladım. Çoğu davranışı manipülasyondu. Öyle ki doğal olduğu anları hatırlayamadım bile veya hiç yoktu. İkiyüzlü ve yalancı olduğunu anladım. (Doğum tarihini bile net bilmiyordum, bir şekilde söylemeyip geçiştiriyordu) Geçmişi hakkında hiç bir şey bilmiyordum. Bir düşündüm. Bu kız neleri sever nelerden hoşlanır? Bilmiyordum, aklıma gelen tek şey bilezik oldu 🙂
😀 Kolyeyi unutma. Gelinin amcasının yengesi için de zincir.
Kendini yalnızca aileme değil bana bile tanıtmamıştı veya uğraşmama rağmen tanıtmak istemiyordu. Karşıt görüş olduğumuz hiçbir konu yoktu. Ne kadar ilginç değil mi? Yani ben olmadığını sanıyormuşum. Karşıt görüşü geçtim, hiçbir ortak ilgi alanımız yokmuş ben oldurmaya çalışıyormuşum.
Düşündüm, bol bol vay awk dedim ve sonra sabahın 8’inde viskimden son yudumu alıp ayağa kalkıp kendimi tokatladım 🙂 Senin dedim kafanı si….
Güzel.
Öğlene doğru uyanacağını bildiğimden uyumadım ve bekledim. Uyanır uyanmaz da kısa ve net bir şekilde “bizden olmaz, ben bitirmek istiyorum” dedim. Karşılığında hiçbir duygusal reaksiyon alamadım desem şaşırır mısın abi?
Fırtına öncesi sessizlik derim.
Gayet ciddi ve öfkeli bir ses tonuyla neden, sebep ne? şeklinde bir karşılık aldım. Yani seven, değer veren bir insanın o an o kadar duygusuz kalamayacağı şekilde bir reaksiyondu.
Sen muhtemelen sperm bağışçısı ve sonrasında da nafaka kaynağısın. Plan o.
Takip edecek şeyin çirkefleşmesi olduğunu da biliyordum ve saniyesinde geldi.
Fırtına öncesi sessizlik demedim mi?
Ben konuyu uzatmayıp, “bir sebep yok, istemiyorum, hadi hoşçakal” deyip telefonu suratına kapattıktan sonra ısrarla aramaya başladı. Arka arkaya 15 kez araması ve hiç durmaması aslında bu ilişkinin başından beri üzerimde nasıl bir baskı kurduğunun özeti gibiydi. Açmayınca bu kez mesaj atmaya başladı. “Aç konuşucaz, benim 1 yılımı yedin, ne demek olmaz, seni mahvederim, Allah belanı versin” tarzı mesajlar onları da tahmin edebiliyorsundur.
Şimdi bu aşamada kızın ağladığını, kendini yerlere vurduğunu düşünürsün değil mi?
Düşünmem. Olsa olsa hırsındandır. Sevgi veya aşk acısından değil.
Ben de öyle düşündüm 🙂 Ve mesajlardan sonraki aramasını açtım. Karşımda daha ciddi bir ton vardı. Ve bana tekrar ailemi kötülemeye başladı. “Sen onları sevmiyorsun” temalı saçma sapan sözler duydum. Ağzının payını verdim, beni bir daha arama dedim ve bu kez telefonu komple kapattım.
Çirkeflik tabi akşamına ailesinin ailemi aramasıyla devam etti. Bir posta da onlar münakaşaya girdi. Sağolsunlar benimkiler de bir güzel ağızlarının payını verdi ve bu işi bitirdik.
Güzel ama bir seneden fazla zamanı da çöpe attın. Maalesef muhtemelen bu zamanda uygun bir kızla tanışırdın ve o fırsatı kaçırdın.
Sonradan düşününce kızda tespit ettiğim çok daha fazla kırmızı ışık var, “evlenir evlenmez hemen çocuk istiyorum” bir örnek mesela ve bunun yüzlercesi var.
Evlenir evlenmez çocuk istemesi alarm değil, özellikle de 28 yaş üstünde bir kızsa.
Benim ilişki içerisindeyken bunları görememe sebebim yazının başında bahsettiğim midir yoksa hapı hala içselleştirememem midir bilemiyorum ancak her tecrübe bir kazanımdır gözüyle olaya bakıyorum.
Senin uzun süreli ilişkilerden kaçma sebebin işte tam olarak bu. Bırakamayacağını ya da kolay bırakamayacağını bilmen. Ama bu zayıflığına rağmen denemeye devam etmelisin.
Bugüne kadar evliliğe en fazla yaklaştığım ilişki buydu ve bundan da öğrendiğim bir sürü şey oldu. Yaşadığım her şeyi paha biçilmez bir tecrübe olarak görüyorum.
Yaşadığım tecrübeden çıkardığım net bir şey var buradan okuyan arkadaşlara da bunu aktarmak isterim. Evlilik olayına giriyorsanız eğer, bunu tek başınıza yapmaya kalkmayın. Ailenizin ve çevrenizdekilerin fikirlerini mutlaka alın.
Evet haklısın aile fikri almak gerekiyor. Bu çok doğru. Ama bazı aileler oğlanı ne olursa olsun evlendirmeye meraklı, onlara da karşı koyabilmeniz lazım.
Dışarıdan bakan güvendiğiniz insanlar size çok objektif yorumlar yapabiliyor ve bu bazen sizi büyük bir hatadan döndürebiliyor. Herkese saygılar, sevgiler.
Doğru. Fakat sizin de bir miktar sağduyu geliştirmeniz, olaya sürüngen beyniniz ile değil, rasyonel insan beyniniz ile bakmayı her zaman öncelik yapmanız lazım.
Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.
Yazıyla alakasız veya 500 kelimeyi geçen yorumlar cevaplanmıyorlar. "Yazıyla alakasız ama ..." ya da "en son yazı bu olduğundan buraya yazdım" diye başlamanız kurtarmıyor. Mahmut Abi ile özel görüşme yapmak isterseniz Erkek Adam Sanal Görüşme sayfasından sanal görüşme ayarlayabilirsiniz. Not: Burada soru sırası çok yüksek, Patreon destekçilerini, Patreon'da cevaplamaya öncelik veriyorum.
buna bi video yapılmalı.
yukarıdaki kadın isteklerinde baya abartmış ondan bağımsız birşey sormak istiyorum Mahmut Bey.evlilik sürecinde olduğumuz adamın herşeyi ucuza kapatmaya çalışması bize değer vermediğini göstermez mi?anneannem çok tecrübeli geleneksel bir kadın ve sürekli bize(evlenme çağındaki kuzenim ve ben) küçük şeylerle yetinmememizi hatta adamın gücü yetiyorsa herşeyi onun karsilamasi gerektiğini söylüyor.diğer türlü kadınlar değersizlestirilir,fedakar oldukça sizden en ufak şey bile esirgenir diye bize öğüt veriyor.keza ilişki koçları da hep “erkek yatırım yaptığı kadını sever” falan gibisinden şeyler söylüyor.ama siz de tam tersi şeyler söylüyorsunuz kafam karıştı.dogrusu ve dengelisi ne sizce bu işin?
evlilik sürecinde olduğumuz adamın herşeyi ucuza kapatmaya çalışması bize değer vermediğini göstermez mi? Sizin değeriniz parayla mı ölçülüyor? Türkiye’de kadınlar arasında böyle embesil bir fikir yaygın, adamı finansal olarak mahvediyorlar.
Adam çekilemeyecek kadar cimri ise çekilmez ama o da kendi değerini kendine harcanan parayla ölçmeyi haklı çıkarmaz.
ama Mahmut Bey aynı adam sana yapmadığı şeyleri gidip daha değerli bulduğu kadına yapabiliyor siz hiç görmediniz mi böyle şeyleri? mesela Anadolu’da karısına terlik dahi almayıp eskortlara mal varlığını yatıran adamlar çok bilindik değil mi?değer sadece maddi şeylerle ölçülmez haklısınız ilgi,zaman da bunun bir parçası ben bunları da gozetiyorum.ama durumu olan bir adamin da mı yapmaması normal?
Her şeyden önce aynı adam sana yapmadığını başkasına yapıyor söylemi, erkekler arasında yaygın olan “ama abi iyi davrandın mı tepene çıkıyor terk ediyor, bu kadınlara kötü davranacaksın” embesilliğinin kadın versiyonu. Yanlışa yanlışla karşılık vereceğinize, iki tane yanlış insan olarak evlilik yapacağınıza, gidin doğru insan olup doğru insan bulun. Anadolu’da karısına terlik dahi almayıp eskortlara mal varlığını yatıran adamlardan size ne? O adamlarla evlenmeyin. Karının karnından sıpayı sırtından sopayı eksik etmeyeceksin lafının kadıncası bu. Erkeğin yola bildiğin kadar yol ki dışarda karıya parası kalmasın. Senin bahsettiğin kafadaki kadınlar genelde boşanma ile karşılaşıyorlar haberiniz olsun. Adam bir yerde uyanıp boşuyor, en beta… Read more »
Ben burda yanlış olan şey ne tam olarak anlayamadım ki.Adamin maddi gücünün üstünde seyler talep etmekten bahsetmiyorum, yapabileceği şeyleri esirgemesinden bahsediyorum.Dugunu falan da geçtim zaten birçok evin geciminden erkek sorumlu değil mi?Bir adamin karısına harcama yapması onu yolmak olarak adlandirilmaz bu zaten onun sorumluluğu.Mesela siz erkeklere ev işi yapmayın diyorsunuz,sizlik şeyler değil diyorsunuz.Ev içi sorumluluk almayan adamın maddi sorumluluğu alması gerekmez mi?Ki ülkedeki muhafazakar çevrelerde hep öyle.Sizin birçok tavsiyenize katılıyorum ama bu bence pek doğru değil.Hatta bu tarz evlilikler en son boşanmaya gidecek evliliklerdir.Çünkü çoğu erkek tam tersi durumda,kadının kendisine hiç ihtiyaç duymayip tüm maddi ihtiyaçlarını kendisinin karşılamasi durumunda kadından… Read more »
Aslında olay “madem erkeksin, ne istiyorsam alacaksın!” radikal düşüncesi. Bu tıpkı “madem kadınsın, yemeğimi pişirip donlarımı yıkayacaksın!” gibi bir şartlanmayla aynı şey. Anlayamadığın şey şu bence; yanındaki erkek sıkıntılı biri değilse sen talep etmeden zaten ailesinin maddiyatını uygun bir şekilde gözetecektir. Tıpkı bir kadının sen “yemek yap” dememene rağmen ailesini besleme sorumluluğunu aldığı gibi. Sorun senin içindeki bu “madem erkeksin, çalış, al” veya “madem kadınsın, pişir, topla” şeklindeki şartlanmış düşünce yapısında. Çünkü olay bu değil şayet yeri geldiğinde ara sıra erkek de ailesi için güzel bir sorfra hazırlayabilir. Veya kadın da bırak bunu bunu alacaksın diye diretmeyi, yeri geldiğinde bazen… Read more »
Evlenmeden önce yani evlilik teklifini yapmadan 1 gün önce ne yapıyoruz arkadaşlar?
Mahmut Abi ile 1 saatlik görüşme paketini tıpış tıpış alıyoruz 😀 Sıkıntılı bir evliliğe ve boşanma sonrasına harcayacağınız paraya baktığın zaman koca dünyada 1 karınca kadar masraf vallahi.
Kesinlikle katılıyorum
Mahmut abi benim ablam da Nişan yaptığı kişiden belli başlı istekleri oldu (Mehir diyorlar sanırım ama ablam pek oralı değildi, yani ne isteyeceğini bile bilmiyordu sırf gelenek diye bir kaç şey istedi) Dini bir gelenekmis ve gelinin istediklerini söylemesi gerekiyormuş. Karşı tarafta da aynı gelenek olduğu için hoş karşılandı ve ortayi buldular. İleride böyle bir durum yaşarsak nasıl bir yol izlemeliyiz? Alınan altınlar yine kurulan aile için harcanacak olduğunu varsayarsak tepki vermemiz ne kadar doğru olur? Veya böyle bir şeye bulasmamak için en başından “Mehir” denen gelenek görenekleri olmayan birini bulmamız daha mı iyi olur?
Evet mehir dini gelenektir, Kuran’da evlenen erkeğin kadına mehir vermek zorunda olduğu ve bunu zorla geri almasının câiz olmadığı konusunda âyetler var. Ama birçok aile almıyor alan da abartmadan alıyor. Yani normalde bu gelenek müslüman her ailede olabilir yerel bir gelenek değil ama sen vermek istemiyorsan istemeyen bulabilirsin.
Bir çok kez dini nikah kıydım. Çoğunda gelinin istekleri normaldi. Öncesinde takılması kararlaştırılan takıların bir kısmını mehir olarak anlaşabilirsin. Bir çok durumda gelin mehir olarak aldıklarını da araba ev vs alınacak zaman erkeğe veriyor. Mehir olayı büyütülcek birşey değil. Bazı aç gözlü kadınlar takılacak takılarin nerdeyse tamamını mehir olarak istiyor ama o tarz bir kadınla da evlenmezsin olur biter.
Genelde çoğu kişinin ve benim de dahil iç sesi uyarıyor yanlış bir şeyi hissettiğinde ki nedense içerden gelen ses her zaman haklı çıkıyor.Ben de kendimi dinlemeyip aynı hatalarda bulundum.Bu iç ses nasıl bir iç güdüdür ve neden hep haklı çıkar? Bu atalarımızdan aktarılan tecrübe midir?
İç ses her zaman haklı çıkmaz, çoğu zaman haklı çıkar. Genelde iç sesiniz, muhtaçlığınızın dışında kalan zihniniz ve o nedenle mantıklı karar vermeye daha yakın bir parçanız.
Aileyi kötüleme falan işi sıkıntılı iş. Benim bildiğim seven insan önce seni düşünür. İşin içine öyle senin ailen benim ailem falan sokmaz. Zaten böyle bir şeyi görünce bile uzak durmak gerekmez mi o insandan?
Arkadaş yine de akıllı davranıp son çıkıştan dönmüş. Şu anda tamamen aynı karaktersizlikte hatta daha beter bir kadınla evliyim ve bir çocuğum var. 2 buçuk senelik evliliğin sonrasında boşanma aşamasına geldik nihayet bir aksilik olmazsa.
Kadının sürekli seni arayıp sorgulaması gestapo şefine bağlaması sıkıntı peki tam tersi için ne düşünüyorsun Mahmut abi? Buluşma dışında hemen hemen hiç mesajlamayan kadın da sıkıntılı mıdır? Benim için hava hoş hatta süper ama uç tutumların genel olarak bir probleme işaret ettiğini öğrendim. Bunu da öyle mi değerlendirmek gerekir.
Kadın senin neyin oluyor?
‘𝐵𝑢𝑟𝑎𝑑𝑎 𝑓𝑎𝑟𝑘 𝑒𝑡𝑡𝑖𝑔̆𝑖𝑚 𝑏𝑖𝑟 𝑑𝑖𝑔̆𝑒𝑟 𝑛𝑜𝑘𝑡𝑎 𝑑𝑎 𝑘ı𝑧ı𝑛 𝑒𝑡𝑘𝑖𝑠𝑖 𝑎𝑙𝑡ı𝑛𝑎 𝑔𝑖𝑟𝑚𝑖𝑠̧ 𝑜𝑙𝑑𝑢𝑔̆𝑢𝑚 𝑣𝑒 𝑜 𝑧𝑎𝑚𝑎𝑛𝑎 𝑘𝑎𝑑𝑎𝑟 𝑜𝑙𝑎𝑦𝑙𝑎𝑟𝑎 𝑜𝑏𝑗𝑒𝑘𝑡𝑖𝑓 𝑏𝑎𝑘𝑎𝑚𝑎𝑑ı𝑔̆ı𝑚𝑑ı. 𝐼̇𝑙𝑖𝑠̧𝑘𝑖 𝑐𝑖𝑑𝑑𝑖𝑦𝑒𝑡𝑒 𝑑𝑜̈𝑛𝑑𝑢̈𝑘𝑡𝑒𝑛 𝑠𝑜𝑛𝑟𝑎 𝑦𝑎𝑝𝑡ı𝑔̆ı𝑚 𝑒𝑛 𝑏𝑢̈𝑦𝑢̈𝑘 ℎ𝑎𝑡𝑎 𝑑𝑎, 𝑎𝑖𝑙𝑒𝑚𝑖 𝑜𝑙𝑎𝑦𝑎 𝑐̧𝑜𝑘 𝑔𝑒𝑐̧ 𝑑𝑎ℎ𝑖𝑙 𝑒𝑡𝑚𝑖𝑠̧ 𝑣𝑒 𝑓𝑖𝑘𝑖𝑟𝑙𝑒𝑟𝑖𝑛𝑖 𝑐̧𝑜𝑘 𝑔𝑒𝑐̧ 𝑠𝑜𝑟𝑚𝑢𝑠̧ 𝑜𝑙𝑚𝑎𝑚𝑑ı.’
Mahmut abi ilişkinin kaçıncı ayında, hangi aşamaya gelince ailemizden karşımızdaki insanı gözlemlemesini istememiz gerekiyor ?
Evlenmeye niyet ettiğinizde.
Mahmut abi bende de şöyle bir durum var. Eşimle 2 senelik birlikteliğimiz var.Ve 3 ay önce evlendik ancak dügünü yüpmüdık. Eşim açıkçası tok gözlü birisi. Eşya alırken her şeyin uygununu seçti. Öyle takı altın gibi bir şeyde istemedi. Ancak bu süreçte eşimle annem sert bir tartışma yaşadı. Eşim tartışmanın sonu itibariyle haklı. Ben çok büyük bir hata yaparak bu süreçte eşimle ailemi çok yüz göz ettim ve farkında olmadan eşimin boğulmasına sebep olmuşum. Geldiğimiz nokta itibariyle eşim kesinlikle ama kesinlikle ailemle görüşmek istemiyor. Düğünü ise ailemi cezalandırmak amacıyla yapmak istemiyor. 5 sene boyunca da benim için kendisine yeterli hediye almadığımı.… Read more »
5 sene boyunca da benim için kendisine yeterli hediye almadığımı. önemsemediğimi ve kendisinin bulunmaz hint kumaşı olduğunu bu yüzden de el üstümde tutmam gerektiğini, ağzına bakmam gerektiğini hatta sensiz yaşayamam demem gerektiğini düşünüyor. Bunları bu kelimelerle mi söylüyor? Bu tavırları öfkeden dolayı mı yoksa gerçek yüzünü mü çıkardı bir türlü anlayamadım. Bunları öfkeyle bile söylüyorsa sıkıntı. Sen de kibarca “ne saçmalıyorsun” diyemiyor musun? Şu anda boşanma aşamasındayız. Kim başlattı? Ben senin önceliğin değilmişim diyerek sürekli her gece ağlyor. Sanırım yanlışlıkla gerçek yüzü ortaya çıktı. Ben seni seviyorum ama böyle ben hint kumaşıyım, öyle davranmazsan boşarım tavrı asla kabul edilebilir bir… Read more »
Evet abi aynen bu cümlelerle söylüyor. Eşim bu şartlarda mutlu olamayacağını söyleyerek boşanma konusunu açtı ama kendisini ikna etmem durumunda vazgeçebileceğini ifade ediyor. Dün gece sen beni seni sevdiğim kadar sevmedin diyerek ağladı ve suçladı. Sen nasıl istersen ne istersen her şey öyle olsun dememiş bekliyormuş
Bu kızı kim dolduruyor acep?
Bir insan boşanma konusunu açınca onu ikna etmeye çalışmazsın. Sen boşanmak istiyorsun bahane arıyorsun deyip boşanırsın. Bence senin yol yakınken kızı boşaman daha uygun olur.
Hocam doğruya doğru benim kendisine yapmış olduğum çok hatalı davranış varmış onu farkettim ki bunu da kabul ettim zaten. Ama bu dediklerini kabul etmedikçe çıldırıyor sinir krizleri geçiriyor. Vazgeçmem için sana çok şans verdim ama sen hepsini hiç ettin deyip duruyor. Yakın zamanda gereği neyse yapacam deyip duruyor. Özellikle aileme karşı bitmek bilmeyen bir kin ve öfkesi var
Bana sormadan oturup biraz düşündüğünde, sinir krizleri geçiren, sürekli ağlayan, ailene kin besleyen bir kadınla mutlu ve çocuklu bir evlilik ihtimalinin sıfır olduğunu göremiyor musun? Durum bu maalesef.
Bu yüzden kadınlara verilen çok şey isteme uyumlu ol tavsiyesini zararlı buluyorum. Çünkü içten içe istiyor ama uyumlu olmak için tersi gibi davranıyor. Şimdi yaptığı fedakarlığın karşılığını görmek istiyor cünkü onun kafasinda sen borçlusun ve verme sırası sende. Çok verici olmak kadınların yaptığı büyük hatalardan.
Çok verici olması dediğin şeyi de, bunu da aynı hastalık körüklüyor muhtemelen.
Çok istememe tavsiyesi doğru, hiç istememe davranışı yanlış. İkisi de uç. Kadınlara tabi ki aşırı talepkar olmamaları söylenecek çünkü insan nefsi istememeye değil aksine istemeye programlı. İyi erkeklerin bir versiyonu olan kadınlar ise istememeyi millete yaranmak için yapıyorlar ve sonra da böyle patlıyor işte.
Önemli olan ortada olmak. Nefsini yok etmemek, yaranmaya çalışmamak, ölçülü istemek.
Kesinlikle. Bu tarz kadınlar az şey talep etmeyi aslında sırf onaylanmak,diğer kadınlardan farklı olmak için yapıyorlar. Hayır bide herseyi geçtim ters tepen birsey bu.Tam tersi erkek yatırım yaptığına değer verir. Anneannenize, babaannenize sorun bakalım fedakarlıklarının kıymeti bilinmiş mi?Yukarıda baya eksilenmiş ama karısına terlik dahi almayıp eskorta mal varlığını yatıran adamlar herkesin yakından bildiği bir gerçek.Ben bu konuda Mahmut Bey’e katılamadım maalesef.Erkekler nasıl gençmiş, güzelmiş, bakireymiş bilmem ne tercih edebiliyorsa kadınlarda varlıklı, cömert adamı tercih edebilir.
Peki fedakarlık yapan erkeklere sor bakalım evli kalabilmişler mi? Kadınları bırakıp gitmiş mi kalmış mı? Yani şu söylediklerinin konuyu yılan hikayesine döndürdüğünün farkında değilsin. Mesela bu escorta mal mülk yatıran adamlar davasını ben ilk defa duyuyorum. Yaptığın şey tıpkı twitter’da “kocamı aldatıyorum, yok mu bana saplayacak” yazan 3-5 kaşarı genele mal etmekle aynı şey.. Erkek ve kadının tercihleri konusuna girmeni de pek tavsiye etmem açıkçası. Erkeğin kadından beklediği tek şey sadakatken kadın erkekten hayatın tüm performans yükünü bekliyor. Erkek kadında yalnızca güzelliğe “bakabiliyorken” kadın; güzelliğe, davranışa, karaktere, zekaya vb… bir çok kritere bakıyor. Bekaret konusu da zaten apayrı bir dava.… Read more »
Erkeğin kadından beklediği tek şey sadakatken kadın erkekten hayatın tüm performans yükünü bekliyor. Bahsettiğin kendi beklentileri düşük, “beklenti mi, ben kadın bulduğuma şükrediyorum” diyen abazan beta erkeğin, bulduğu kadınla arasındaki dinamik. Yoksa erkeklerin kadından beklentileri daha düşük, kadınların da erkekten hayatının performans yükünü beklediği yok. Erkek ne kadar erkek değilse o kadar çok performans bekleniyor sadece (erkek olmadığı kısmı ödeyerek doldurması bekleniyor). Kırmızı hapın böyle erkek ezik, kadın üstün saçmasapan bir yanı var maalesef. TR kızının tepe %20 adama ulaşabileceğine olan mantık dışı inancı yansıtıyor. TR kızının böyle bir mantık dışı inancı yok. Sokakta iki dakika durup çiftlere bakarsan anlarsın.… Read more »
anlaşıldı tamam 😀
Las Vegas’lı dayıyı biraz fazla offansif bulduğum doğrudur bu arada abi 😀
Ek olarak bu yorumu yalnızca aldığım feminist kokusuna yönelik ilgili tipe hitaben yazdım, genele değil şayet burada saldırgan bir tavır olduğu biraz belliydi. Yine de agresif bulduysan haklısın seni takip etmemin ana sebebi zaten dengeli olman.
Bu olaya benzer bende yaşıyorum fakat ben nişanlı haldeyim biraz görücü usulüne kaçtı bizim iş ve yaşlar da çok büyük değil (20-24), ben kızı sevmeye çalıştım ama o resmen yapıştı bana kene gibi ve gereksiz sevgi pıtırcıkları beni boğmaya başladı. İçimden bir ses evlenınce herşeyin felaket olacağını söylüyor zaten ailemi beğenmiyor, evlenmeden nişanlı halde ailem hakkında bana akıl veriyor ve herşeyi toz pembe görüyor. Onla konuşurken fena değil iyi gibi ama gece olduktan sonra içim öyle huzursuz oluyor ve diyor ki iç sesim daha da ilerlemeden bu işi bitir. Birkaç kere nişan atma durumu oldu ama araya hep büyükler girdi… Read more »
Birkaç kere nişan atma durumu oldu ama araya hep büyükler girdi bir sürü dil döküldü o benden vazgeçmedi Bundan iyi bir şey çıkma ihtimali mümkün mü?
direkt bitirsem ya alabildiğine çirkef olacak ya da kendisini hastanelere atıp şov yapacak bana yol göster abi en ufak sıyrıkla evlenmeden nasıl kurtulurum. Aileni karşına almayı göze alıp nişan atacaksın yoksa boşanana kadar senin için kimse bir şey yapamaz. Nişan atamıyorum ne demek yahu? Köle misin sen?
https://x.com/raskolibov/status/1845504128056995969 abi altta baya taban tabana zıt düşünceler var sen ne düşünüyorsun bu konu hakkında? işin doğrusu ne?
Asosyal medyanın öfke yemlerini ve bunların altında hayatlarının boktanlığını kusmakta yarışanları yorumlamak vakit kaybı. Bunun bir ara nişan attığım kızla versiyonu vardı, bir de en son boşandığım kadın evlenmeden önce versiyonu vardı diye hatırlıyorum.
Bu arada senin paran, benim param diye bir şey var. Kadının kazandığının ortak masraflar harici kendine, erkeğinki ortak masraf hariç kendine. Öyle her şey bir havuzda toplanmaz. Ayrıca erkek çok kazanıyorsa, çok daha fazla pay verir. Kiraya karışmam diyen kadınla evlenmezsiniz olur biter. Onlarla evlenerek ya da “tüm kadınlar böyle evlenmeyeceğim” diyerek geri kalan kadınları boşta bırakıyorlar.
Bu twit aşırı etkileşim aldı kız çok gömüldü ama ben kızda bir sıkıntı göremedim.Faturaları öderim bile demiş zaten daha napsın?Para avcısı olsa erkek değil misin bana bakacaksın falan derdi,bütün sorumluluğu yüklerdi.Bazı adamların kadınlardan çok beklentisi var cidden.Hadi çocuklara bakmak,yemek yapmak vesaire olsun da bunlar,maddi beklenti nedir yahu?Kadının parasına güvenip evlenilmez.Hamilelik olur,ilerde çalışmak istemiyor olur, olur da olur yani.Kadının kazancını sıfır varsaymak en risksizi.Bu arada geliri eşit bölüşen kadın ev işlerini,çocuk bakımını da eşit bölüşür ki mentionlarda hep yazmışlar:)Site kadın erkek farklılıkları üzerine kurulu zaten herşeyde eşit olmaya gerek yok.Sorumluluğu çok olan adamın yetkiside çok olur.
Adamın maaşına bakar. Birbirlerine yakın maaş alıyorlarsa kirayı sen öde, evin masrafları senin, vs. çok fazla ve ben böyle biri ile evlenilmesini tavsiye etmem.
Bu devirde kadının parasına güvenilip evlenilmez lafının bir hükmü yok. Kadınlar iş gücüne girdikçe, erkeklerin de kadınların da reel maaşı düşüyor (arz – talep) ve bir evi tek maaşla geçindirmek zorlaşıyor. Bu arada çoğu çift bir şekilde masrafları, hayatı paylaşıyor. Bu tweeteki kızla da evlenmeyiverirsiniz olur biter. Ha evlenirim normali bu diyorsanız bana ne, başkasına ne?