Terk eden eski sevgiliyi engellemek

Bir insanın terk edildiğinde eski sevgilisine uygulamasını tavsiye ettiğimiz iletişimi kes kuralı kısaca şöyle:

1) Onu sevdiğinizi ama ayrılığı kabul ettiğinizi tekrar romantik olarak görüşmek isterse size ulaşmasını söyleyin.

2) Sonrasında ona, hiçbir şekilde ya da herhangi bir nedenle ulaşmayın. O size ulaşmazsa bir daha iletişiminiz olmayacak.

3) Ondan gelen sanal ve gerçek bilgi akışını kesin (sosyal medyada stalklamayın).

4) Arkanızı dönüp gidin ve tamamen kendi hayatınıza odaklanın.

5) Size ulaştığında, onu cevapsız bırakmayın. Konuşma veya mesajlaşma kısa ve normal olsun. O iletişimin sonunda, sizinle buluşmak istediğini varsayarak buluşma teklif edin. Teklifinizi kabul ederse buluşun. Etmezse iletişimi kes kuralına devam.

6) Buluşmada eski ilişkiyi konuşmayın. Yeniden iyi vakit geçirmeye ve yeni biri ile olduğu gibi cinsel ve duygusal çekime odaklanın.

Burada tabii eski sevgili ile yeniden bir araya gelme isteği varsayıyoruz. Bunu istemiyorsanız o sizi ararsa buluşmazsınız ve bir süre size ulaşmasına izin verdikten sonra eski sevgiliyi başınızdan savarsınız.

Bu yazıda ben, terk eden eski sevgiliyi engellemeyi konuşacağım. Eğer terk edildiyseniz ve engellendiyseniz, onun yazısı şurada: beni engelledi, ne yapmalıyım?

Normalde tavsiyem eski sevgiliyi sosyal medyada takipten çıkmanız (onu sizi takip etmekten çıkarmanıza gerek yok)  ve engellememeniz. Engellemek sebepsiz yere yapılıyorsa çocukça. Ama eski sevgilinizi engellemek isteyeceğiniz, engellemenizin en doğru karar olduğu ya da engellemeniz gereken durumlar da var.

Birinci durum, aldatılmanız ya da eski sevgilinizin daldan dala atlaması (ayrıldıktan hemen sonraki gün veya haftalarda biriyle beraberliğe başlaması) durumu. Aldatıldığınızda eski sevgiliyi silmeniz ve tamamen ghostlamanız en doğru karar olacaktır. Daldan dala atlama biraz daha gri bir alan zira çok az bir ihtimal de olsa eski sevgilinizin ayrıldıktan hemen sonra birini bulma ihtimali de var. Ama siz daldan dala atladığını varsayabilirsiniz.

Bu durumda eski sevgilinizin size geri dönmesine izin vermemeniz gerektiğini belirtmeme gerek yok sanırım.

İkinci durum, eski sevgilinin 2-3 aylık bir süreden sonra yeni sevgilisinin olması ve buna rağmen size ulaşmaya devam etmesi. Hiç de uygun olmayan bu durum karşısında doğru ve aynı zamanda sizi güçlü yapıp güçlü gösterecek şeyi yapın ve önce kendisine “senin yeni sevgilin var, bu şekilde iletişimde olmamız yeni sevgilin için haksızlık” deyin ve sizi hayatında biri varken bir daha aramamasını söyleyin. Bunu söyledikten sonra eski sevgilinizi engelleyin.

Şimdi bana hayatına biri girmiş eski sevgili geri alınır mı sorusu çok geliyor. Şahsen ben almazdım ama eğer 2-3 aylık bir süreden sonra yeni sevgilisi olmasında yanlış bir şey görmüyorum ve alanı da yargılamam. Çoğu insan, özellikle erkeklerin çoğu, bunu kabul edemez. Bu normal bir durum. Eğer bu durumda eski sevgili size dönmek isterse kabul etmezsiniz ve yolunuza bakarsınız. Bunda hiçbir problem yok.

Eski sevgiliniz ayrıldığında size ulaşmak isterse bir şekilde ulaşır zaten. Normalde engellemek bu konuda negatif etki yaratsa da, böyle bir gerekçe ile engellemeniz tam tersi sizi güçlü ve çekici yapar. Etkisi pozitiftir.

Üçüncü durum, eski sevgilinizin narsist, kırılgan narsist ya da borderline gibi bir b tipi probleminin olması ve ilişkinin üstünüzden buldozer gibi geçmesi. Eklediğim linklerdeki özelliklere bakabilirsiniz, bundan toksik ilişkiler kitabında da bahsettim. Böyle birini hayatınıza asla geri almayın. Ayrılır ayrılmaz engelleyin, ghostlayın. Kitapta şöyle açıklamıştım:

Narsist ile ilişkiniz bittikten sonra her iletişiminiz, narsist tarafından size umut vermek, kafanızı karıştırmak, sizi suçlamak, utandırmak ve manipüle etmek için bir fırsat olarak kullanılır. Narsist sizi yeniden istemiyor olsa bile, sırf sizin zihinsel ve duygusal enerjinizi sömürmek için sizi zehirli ilişki döngüsüne çekmeye çalışır. Bu nedenle narsist sizi terk etmiş olsa bile, kapıda bir aralık bırakır ve sizi sömürmeye ihtiyacı olursa size ulaşabileceğini bilmek ister.

Narsist onun hilelerine ve taktiklerine karşı ne kadar zayıf olduğunuzu bilir. Narsist sizi vurup yere sermek ve sonra da üstünüze çöküp kanınızı emebilmek için hangi zayıflıklarınızı nasıl kullanacağını çok iyi bilir.

Bu her türlü manipülatif sevgili için geçerli ve bu manipülasyondan korunmanızın tek yolu da bu kişinin size ulaşmasını en kaba şekilde engellemek. Bırakın arayarak ya da mesaj atarak ulaşmasını, karşınıza çıksa bile yokmuş gibi davranın. Evet bu size çocukça gelebilir ama bu tür ilişkilerde kurban genelde büyü yapılmış gibi manipüle edilmiştir ve karşı tarafın büyüsünden tamamen uzak durmalıdır.

Dördüncü durum, maalesef eski sevgili saplantı haline gelmişse ve ayrılıktan birkaç ay sonra bile onun sosyal medyasına bakmaktan ya da daha kötüsü sürekli reddedilmenize rağmen onu aramaktan kendinizi alıkoyamıyorsanız, eski sevgilinizi her yerden engellemek, numarasını silmek ve selamı sabahı kesmek sizin için en iyisi. Evet bu bir miktar çocukça ve negatif ama sizi çok daha negatif bir takıntı sarmalından kurtarabilecek bir hareket.

Beşinci durum, eski sevgili ümit kırıntıları ile sizi yörüngesinde tutuyorsa. Böyle bir durumda eski sevgili siz ondan uzaklaştınız mı size ulaşıp belli belirsiz bir umut vererek sizi yörüngesine çeker. Siz de burada umut var yoksa gitmeme izin verirdi diyerek yörüngede dönersiniz. Ama yörüngeden inip yaklaşmaya çalıştığınızda tam tersi sizi iter. Siz de tamam burada iş yok diye uzaklaşırsınız ama bu sefer de sizi yeniden çeker.

Böyle bir döngü içindeyseniz, eski sevgilinizi sizi duygusal tampon olarak kullanıyor demektir. Bu döngüyü 2 kez yaşadıysanız, daha fazla yaşamayın. Eski sevgilinize “arkadaşçadan fazlasını isterse size ulaşmasını aksi takdirde ulaşmamasını” söyleyin. Eğer buna rağmen ulaşıyor ama buna rağmen yörüngede tutuyorsa kendisini önce başınızdan savın, anlamıyorsa da engelleyin.

Başınızdan savmak demek, size ulaştığında işiniz olduğunu ve ona ulaşacağınızı söyleyerek başınızdan savmak demek. Tabii ki ona ulaşmayın. Çoğu eski sevgili mesajı alıp bir daha ulaşmayacaktır ki zaten terk edilen birçok kişinin bunu yapamama sebebi de budur. Ama merak etmeyin, bu şekilde başınızdan savdığınız bir eski sevgili sizin peşinizi bırakıyorsa, sizinle zaten bir niyeti yoktur. Problem, bu şekilde bırakmayan ama yine de arayanlar ki merak etmeyin, onların da sizinle bir şeylere niyeti yok. Eğer ihtimali varsa bile eski sevgilinizin yedek lastiği olarak durmayın. Azıcık kendinize saygınız olsun ve bu pozisyondan çıkıp gidin. Birgün belki beni ister diye zavallı zavallı beklemeyin.

Altıncı ve son durum ise oldukça önemli. Eski sevgilinize ulaşmadan duramadığınızda, eski sevgiliniz herhangi bir şekilde sizi şikayet edeceğini söylüyor veya ima ediyorsa, onu hemen engelleyin ve bir daha asla ulaşmayacağınız gibi onun da size ulaşmasına izin vermeyin. Şikayet tehditi geldiyse, ciddi olmasa bile, maalesef o kişiyle işiniz bitti.

Burada şikayet tehdidine neden olacak kadar fazla ulaştıysanız,  engellemeniz gerçekten sizin için en iyi olanı. Bu kişiyi bu noktaya kadar boğan takıntınızın tedavisi, onunla bağlantıyı tamamen koparmak. Tehdit ciddi değilse ya da aslında siz o kadar da ulaşmamış olsanız bile, bu devirde ciddiye almalı ve karşınızdaki kişiyi engellemelisiniz. Eğer bu kişi size ulaşır ve aslında öyle bir niyeti olmadığını söyleyerek sizden özür dilerse, o zaman belki engeli kaldırabilirsiniz ama unutmayın ki sonrasında yine no contact kuralını uygulamanız lazım.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

Saplantılı aşk nedir? Saplantılı aşktan nasıl kurtulunur?

İngilizce’deki limerence kavramını Türkçe’ye saplantılı/takıntılı aşk ya da kısaca saplantı olarak çevirebiliriz. Bu yazıda, saplantılı aşkın ne olduğunu, bazı insanların saplantıya düşmeye neden daha yatkın olduğunu ve bu nevrotik psikolojik durumdan nasıl çıkabileceğinizi konuşacağız.

İlişkiler konusunda saplantı ya da saplantılı aşk, sürekli bir özleme, hedefteki kişiyi (bu hemen her zaman eski sevgilidir ama reddeden biri de olabilir) sürekli düşünme ve takıntı şeklinde ortaya çıkar. Bu durumda olan bir kişi düşüncelerini zorla değiştirme, öfke, başka şeylerle kafayı dağıtma gibi yöntemler denese de saplantılı düşüncelerden ve takıntıdan kurtulma konusunda pek bir ilerleme sağlayamaz.

Saplantı içindeki kişi  kısa süreli olarak rahatlasa da sonra yeniden sürekli düşünme – özleme – hatırlama döngüsüne düşer. Genellikle neyi farklı yapsa bu durumda olmayacağını, eski sevgilinin şu an daha mutlu olup olmadığını, ya da başkasıyla daha mutlu olup olmadığını düşünür durur. Bundan sonra sosyal medyada stalklama ile eski sevgilinin kendisini özleyip özlemediğine dair işaretler aramaya başlar.

(Burada bir parantez açıp şunu söyleyeyim: b tipi kişilik bozukluğu olan eski sevgili her zaman olmasa da çoğu zaman, sırf siz duygusal olarak onu geride bırakıp hayatınıza devam edemeyin diye, özellikle sizi özlediğine dair işaretler bırakır. Bu tabii ki sizi özlediği anlamına gelmez zira bu tip bir insan, karşısındakini hiç istemese bile onun kendisini aşmasını istemeyebilir).

Limerence (saplantı), aşktan veya şehvetten farklı olarak, psikolog Dorothy Tennov’un 1979 tarihli “Love and Limerence” adlı kitabında açıklandığı çığır açan araştırmasının öncülük ettiği bir kavram.

Limerence, Hollywood beyin yıkaması nedeniyle birçok insanın “gerçek aşk” veya “aşık olmak” olarak düşündüğü zihinsel bir durum. Öncelikle insan beynindeki nöronlar tarafından salınan kimyasal dopamin ve ödülle motive edilen davranış / bağımlılık temelli bir şeydir.. Yeni ya da kaybedilen bir partner için yoğun bir duygu akışı, fiziksel arzu ve saplantılı romantik çekim şeklinde ortaya çıkar.

Kitapta Tennov bunu “spesifik bir insana karşı takıntılı düşünce ve duygularla karakterize edilen yoğun bir karasevda” olarak tanımlar. Kişi arzu nesnesinin kendi arzusuna olumlu tepki verdiği ile ilgili yoğun düşüncelere, fantezilere ve güçlü arzuya boğulur.  Sonuçta kişi güçlü çaresizlik, öfke, nostalji, umut ve yas duygularının içinde savrulur ve bunun sonucunda da gündelik hayatını yürütemez hale gelir.

Saplantılı aşk genelde romantik ilişkinin başlangıcı bağlamında konuşulur ama ben burada saplantılı aşkı, ayrılık / terk edilme, eski sevgili bağlamında ele alacağım.

Bir insandan ayrıldığınızda, o sizi artık istemiyor bile olsa onu bir süre özlemeniz ve düşünmeniz normaldir.  Ayrılan siz olsanız ve hatta ortak kararla ayrılsanız bile ayrılık can yakar ve genellikle korku, acı ve yas getirir.

Fakat biz burada saplantı derken başka bir şeyden, eski sevgiliye yani arzu nesnesine yönelik takıntılı düşünce ve duygulara boğulmaktan, onsuz yaşayamayacakmış gibi hissetmenizden ve günlük hayatınızı devam ettirecek fonksiyonları yerine getirememenizden bahsediyoruz. Her baktığınız yerin size eski sevgilinizi hatırlatmasından, onsuz amaçsız ve boşlukta hissetmenizden bahsediyoruz. İlişki zehirli olsa bile, sadece güzel şeyleri, yoğun sevgiyi, beraber geçirilen çok iyi zamanları hatırlayıp tüm o berbat anıları unutmaya meyilli olmanızdan bahsediyoruz.

Saplantı herkesin başına bir kere gelebilir ama siz ilişkilerinizin başında ve sonunda sürekli olarak saplantılı aşka düşüyorsanız, buna neden olan bazı problemleriniz olabilir.

Birincisi, saplantı genellikle nevrotik eğilimleri olan insanların içine düştüğü bir şeydir.  Nevrotik kişilik özelliği, insanın duygusal olarak dengesiz, kendi düşünce ve duygularına aşırı duyarlı olmasına neden olur.  Nevrotik birey, çevresinde olan bitene karşı aşırı kaygılı bir ruh haliyle yaklaşır, sık sık değişen duygu değişimleri ile de bilinir.

Saplantılı aşka düşenler genellikle bağlanma travmasına ve kaygılı bağlanma stiline sahiplerdir. Kaygılı bağlanma stiline sahip olan kişiler partnerlerinin onları sevmekten vazgeçeceğinden endişe duyarlar. Terk edilme korkusu hissederler. Partnerleri uzak olduğunda bir başkası ile ilgileneceklerinden korkarlar. İlişkileri hayatlarının odak noktasıdır ve ilişkileri hakkında çok düşünürler.

Bu kişiler partnerlerinin sürekli olarak bağlılıklarını gösterip kendilerini rahatlatmasını talep ederler. Bu kişilerin öz değerleri düşüktür ve içten içe kendilerini sevilmez, sevilmeye layık olmayan biri olarak görürler.  Böyle biri, ilişkiye bağladığı ve ayrılık ile hasar alan özdeğerini, eski sevgilisini geri kazanarak geri kazanacağını ve özdeğerlerini geri kazanmanın başka yolu olmadığını düşünerek tamir etmek için saplantılı aşka düşebilir. Aslında kaygılı bağlanma stiline sahip biri, ayrılıktan sonra eski sevgililerine az çok yakın kalarak bile kendilerini sevilebilir ve özel hissetmeye çalışabilirler.

Üçüncüsü, saplantılı aşka kapılanlar genellikle aktif ve canlı bir hayal gücüne sahipler. Gündüz düşlerine yatkınlar ve kafalarının içinde yaşarlar. Kafalarında romantik partnerler ve ilişkiler ile ilgili idealize edilmiş fanteziler yaratırlar. Sonra da gerçek partnerlerine bu idealleri iliştirirler. İlişki bittiğinde ise takıntı / saplantı, bu idealize edilmiş anılara yapışma, pozitif deneyimine dönme aracı haline gelir.

Dördüncüsü, saplantılı / takıntılı aşk sıklıkla, hayat ile başa çıkma mekanizması olarak, gerçeklikten kaçış ihtiyacının sonucudur. Kişi alışverişi, pornoyu, uyuşturucu ve alkolü de böyle kaçış araçları olarak kullanabilir. Saplantılı ve takıntılı düşünceler de, ayrılık sonrası gelen yoksunluk sendromu, duygusal acı ve yastan geçici olarak kaçmak için uyuşturucu olarak kullanılabilir.

Beşincisi, takıntılı aşka saplananlar genellikle, uzun süre boşluk, mutsuzluk ve doymamışlık hisseden kişilerdir.  Böyle biri, doğru insanı bulduğund mutsuzluktan, doymamışlıktan ve boşluktan kurtulacağına inanır. Kişi böyle birini bulduğunda, pozitif hisleri ve ruh halini tamamen bu kişiye bağlayabilir. Bundan sonra da o kişinin tüm dualarına cevap, mutluluğu için anahtar olduğuna inanmaya başlar.

Fakat mutluluğunu idealize bir partnere bağlayan kişi, ayrılık sonrası tekrar aynı boşluğa düşer ve giden partner olmazsa boşluğun hep devam edeceğine inanır.

Takıntılı aşktan nasıl kurtuluruz?

Yapılması gereken ilk şey, bunun aşk değil takıntı, takıntının ise bağımlılık olduğunu görmektir. Eski sevgilinizin sosyal medyasına her baktığınızda, ona her ulaştığınızda, onunla ilgili fantezi ve düşüncelere daldığınızda, geçici bir rahatlama hissedersiniz. Ama bu geçici rahatlama sonrası, sağlıksız ve acılı bağımlılık döngüsü daha da güçlenir.

Saplantılı “aşk” içindeyseniz, bunun aşk veya sevgi değil bir bağımlılık olduğunu kabul edin. Bağımlılıktan kurtulmak için adım atmanız gerektiğini ve bu adımları sadece sizin atabileceğinizi kabul edin.

İletişimi kes kuralını tam olarak uygulayın. Eski sevgilinize ulaşmamayı başarıyor olabilirsiniz ama bu yetmez. Ondan size gelen bilgi akışını (sosyal medyasına veya online olup olmadığına bakmak gibi) bırakmalısınız ve onu takıntılı bir şekilde düşünmeye de engel olmaya çalışmalısınız.

Ayrılık sonrası biten ilişkiyi pembe gözlüklerden görmeyi bırakın. Oturup nelerin yanlış olduğunu, ilişkinin kötü yanlarını düşünün ve gerekiyorsa yazın. Aynı zamanda kendinize söylediğiniz en önemli yalanlardan birini, mutluluğunuzun, özdeğerinizin ve özgüveninizin, giden kişinin sizi yeniden sevmesine bağlı olduğu yalanını, bırakmanız gerekli. Hayatınızın aşkını, bulabileceğiniz en derin ve yoğun bağı kaybetmediğinizi anlayın.

Birçoğu için bunu yapması çok zor değil zira geçmişe baktığında çok fazla sayıda kötü deneyim ve ilişki problemi görebilir. Örneğin sürekli bir zehirli ilişki döngüsü yaşamış biri, bu ilişkinin berbat olduğunu ve yeniden başlarlarsa aynı şeyi yaşayacağını görebilir. İlişkisi görece iyi biri bile, biraz düşünürse, bunun hayatının ilişkisi olmadığını görebilir zira hayatınızın ilişkisi var olsaydı bile, sizden ayrılmazdı.

Şu soruyu da sorun: Mutlu olmak için bu insana bağlı olduğunuzu sanma sebebiniz nedir?

Bundan sonra kendinize sormanız gereken diğer soru da, kendi kendinizi gaslighting ile manipüle ediyor olup olmadığınız.  Görüştüğüm birçok danışan, aslında biraz konuşunca, eski sevgilisinden ayrı olmasının çok daha iyi olduğunu görmeye başlıyor. Bunu hemen kabul edemiyor tabii ama biraz konuşunca, eski sevgilisinden ayrılmasının, terk edilerek bile, çok daha iyi olduğunu görebiliyor.

Asıl yapmanız gereken ise, eski sevgiliyi stalklamanın, ona ulaşmanın, onu düşünmenin ve onunla ilgili hayal kurmanın geçici rahatlamasına karşı koymak. Yoğun kaygı ve sonrasında gelen şiddetli rahatlama ihtiyacı dalgasına karşı koymayı başarırsanız, bağımlılık döngüsünü bir miktar zayıflatırsınız. Bu şekilde bir sonraki dalga biraz daha az güçlü olur. Ve siz birkaç dalgaya karşı koymayı başarırsanız, sonradan gelen dalgalar, birkaç döngüden sonra yok olacak ya da çok hafifleyecek şekilde azalacaktır.

Bunun en iyi yolu, sosyalleşmek ve kendi hayatına odaklanmak. Kendi hayatında, eski sevgili sorunu hariç önemli şeylere odaklanmak. Evet, başında bu hiç içinizden gelmeyecek. Örneğin yeni insanlarla buluşmak içinizden gelmeyecek, buluştunuz mu onunla bir daha görüşmek içinizden gelmeyecek. Yıllardır ertelediğiniz bir kursa katılmak içinizden gelmeyecek. Sosyalleşmek içinizden gelmeyecek. Muhtemelen bir süre daha amaçsız, boş ve değersiz hissedeceksiniz. Ama bunun sebebi, sizin tüm yumurtaların sadece bu sepette olduğuna ve bu sepet kırılırsa yumurta falan kalmayacağına inandığınızdan böylesiniz.

Başlangıçta kendinizi gerçekten zorlamanız gerekecek ama merak etmeyin. Bir süre zorladıktan sonra aslında bunlardan zevk almaya başladığınızı göreceksiniz.

Özellikle zehirli bir ilişkiden çıktıysanız, saplantılı aşk sizin içinden geçmeniz gereken yoksunluk sendromunu erteleme mekanizmanız haline gelebilir. Aynı zamanda saplantılı bir şekilde düşünmek, sizin bir kapanış bulma ihtiyacınızın sonucu olabilir.

Öncelikle yoksunluk sendromu ve acısından geçmeniz gerekecek. Bunu ertelemeyin. İçinden geçin ve öbür tarafından çıkın. Merak etmeyin. Bunu her ne kadar bağımlılık terimleri ile açıklasak da, madde bağımlılığı gibi fiziksel bir bağımlılık ve tahribat olmadığı için, eğer bu geçici ama yoğun acıyı göze alırsanız, geçici rahatlamalara karşı koyarsanız, kısa süre içerisinde iyileştiğinizi göreceksiniz.

Ayrıca kapanış falan da aramayın. Kapanış olacak ama kendiliğinden zamanla unutarak olacak. Günde 10 saat eski sevgilinizi düşünüp o kayıp parçaları bularak kapanış bulmacasını tamamlayamayacaksınız. Hadi tamamladınız diyelim, daha fazla şey bilip daha iyi olmayacaksınız. Sizi iyi edecek tek şey, bırakıp gitmek.

Son olarak da, eğer saplantılı / takıntılı aşka aylarca takılıp kaldıysanız, bağlanma travması konusunda uzman bir terapiste başvurun.

Eski sevgili sosyal medyadan neden takip eder?

Eski sevgili neden sosyal medyadan takip ediyor? Neden sosyal medya hikayelerime bakıyor? Eğer benimle ilgilenmiyorsa, neden bunları yapıyor?

Çok sık karşılaştığım bu soruya bir yazı ile cevap vereceğim. Bu soru özellikle eski sevgilisinin kendisine karşı hala ilgi duyduğuna dair işaretler bekleyenlerin, beklediğim işaret bu mu diye sorduğu bir soru. Ya da cevaba, beni takip ettiği sürece bir umut vardır diye sarılmak istediği bir soru:

“Benim instagram hikayelerime bakıyor, bu bana dönmek istediğine mi işaret?”

“Tweeter’da yazdıklarımı beğeniyor amacı ne?”

Şimdi öncelikle eski sevgilinin neden sosyal medya hesaplarınızı takip ettiğini ya da ara ara kontrol ettiğini konuşalım. Bu konuda birkaç çok yaygın neden vereceğim. Yazının sonunda da, bu durumda yapmanız gereken şeyi söyleyeceğim.

1) Eski sevgilinin merak aşamasına geçmiş olması

Birinci yaygın neden, eski sevgilinin merak aşamasına geçmiş olmasıdır. Özellikle de bir süredir pek ilgilenmemesine rağmen bir süredir Eski sevgilinin terk ettikten sonra geçtiği ya da geçme ihtimalinin yüksek olduğu bazı aşamalar var. Bunlardan eski sevgili nasıl geri döner – iletişimi kes kuralı kitabında bahsetmiştim: rahatlama, merak, endişe ve bağlantı kurma aşamaları.

Kısaca söylemek gerekirse terk eden genelde, bir süredir düşündüğü ve yapması oldukça zor olan şeyi, terk etmeyi, yapınca rahatlar ve bu rahatlama evresi, eğer siz ona iletişimi kes kuralı uyguluyorsanız birkaç hafta ya da bir iki ay devam eder (eğer iletişim halindeyseniz diğer aşamalara geçmeden bu aşamada kalır ve gider).  Ama siz iletişimi keserseniz, rahatlama evresini genellikle merak evresi takip eder. Eski sevgili, sizin ne yaptığınızı, neden ona hiç ulaşmadığınızı, hayatınızın nasıl gittiğini merak etmeye başlar.

Eski sevgili merak aşamasına genellikle işler tahmin ettiği gibi gitmediğinde geçer. Çoğu insan partnerlerini terk ettiklerinde, partnerleri tamamen hayatlarından çıkıp giderse nasıl hissedeceklerini hesaba katmaz. Terk eden, terk edilen partnerin, bir şekilde hayatında kalmak isteyeceğini bekler (bunu ister demiyorum ama böyle davranacağını tahmin eder).

Terk eden genellikle, terk eden kendisi olduğu için daha çekici olduğunu, terk edilenin ise daha az çekici olduğunu düşünür. Daha az çekici olanın, daha çok çekici olanın peşinden koşması beklenir. Yine terk eden, sizsiz daha iyi olacağını düşünür ama bunu düşünürken sizin de onu hayatınızdan çıkaracağınızı düşünmez. Aslında terk ederken bu pek umurlarında değildir ama çoğu terk edenin umrunda olmama sebebi, nasıl olsa terk edilenin bir şekilde orada olacağını var saymalarıdır.

Siz ise iletişimi kesip eski sevgiliyi hayatınızdan çıkardığınızda, bu tür bilinçaltı beklentilerine darbe vurursunuz. Çoğu terk edilenin davrandığı gibi davranmamanız merak aşamasına neden olur.

2) Cinsel / duygusal yoksunluk sendromu

Eski sevgili ile ilişkiniz yeterince uzunsa (minimum 3 ay ama idealinde 6 ay ve üstü), muhtemelen ayrılık öncesine kadar sürekli olarak ya da sıklıkla sizinle birlikteydi. Eğer uzak mesafe ilişkisinden bahsediyorsak, sizi çok sık görmese de en azından mesaj ve arama ile size sanal olarak yakın duruyordu. Ayrılık sonrası, eğer terk eden başkasını bulmadıysa ya da siz sürekli peşinde ve çevresinde olarak onun bunlardan mahrum kalmasına engel oluyorsanız, terk eden de bu yakınlıktan mahrum yaşamaya başlar ve bu yakınlığın artık hayatında olmaması nedeniyle yoksunluk hissine kapılır. Birçoğumuz ayrılık kendi tercihimiz olsa bile bu hisse kapılırız. Ama dediğim gibi eğer terk edilen iletişimi kesmek yerine peşimizde koşarsa, bu hisse kapılmamızı engeller ki bu da geri dönme ihtimalini azaltır.

3) Ego ve gurur

Eğer iletişimi kes kuralı uyguluyorsanız, terk eden sizin ayrılık konusunda zorluk çektiğinizi gösteren bir işaret görmek ister. Sizin acı çektiğinizi görüp bundan zevk alır demiyorum yani bu istek sadist bir istek değil. Tabii eğer aldatmak veya şiddet gibi bir nedenle terk edildiyseniz, o zaman sizin acı çektiğinizi de görmek isteyebilir ya da narsist bir eski sevgiliniz varsa, o sizin hiçbir suçunuz olmasa da acı çektiğinizi görmek isteyebilir. Fakat genelde bunun sebebi, uğruna acı çekilecek biri olduklarını görme istekleridir.

Siz çoğu terk edilen gibi terk edenin peşinde koşmak, ona onsuz zorlandığınızı gösterip durmak yerine iletişimi kesip uzak durduğunuzda, ayrılığı kaldırabilir bir şekilde davrandığınızda, çoğu zaman terk edilen buna değecek biri olmadığını hissetmeye başlar. Bu da ego için bir şoktur. Zira az önce belirttiğimiz gibi, terk eden kendisinin terk ettiğinden daha çekici ya da değerli olduğunu hisseder. Terk eden sizi istemedi, siz ise onu istiyorsunuz. A kişisi B kişisini istemediği halde, B kişisi A kişisini istiyorsa, A kişisi kendisini B kişisinden daha değerli ve çekici hisseder. İnsan doğasının temel özelliklerinden biri bu, karşınızdakinin kötülüğü ya da kibri değil. Aynı şey size olduğunda yani siz A kişisi olduğunuzda, aynı şekilde hissedersiniz.

Terk edilen iletişimi kestiğinde, daha önceden bir süre terk edenin peşinde koşmuş olsa bile, normal davranış kalıplarını sekteye uğratır ve terk edenin egosunu yaralar. Terk edilen için (artık) terk eden peşinde koşulmaya değecek biri değilmiş gibi görünür.

Sebep birincisi, ikincisi ya da bu üçüncüsü olsun fark etmez. Bu bilgiler size, eski sevgilinizle iletişimi kes kuralı uygulama konusunda motivasyon vermeli. Onun merakını, yoksunluğunu ya da onay ihtiyacını gidermeyin. Bırakın, bu ihtiyaçlar büyüsün.

4) Yem / kırıntı atma

Bu, terk edilenlerin sıklıkla düştüğü, düşmemesi de zor olan neden. Eski sevgiliniz, size kırıntı atmak, size yem atmak için sosyal medyanıza özellikle bakıyor olabilir. Burada eski sevgili, sizinle ilgilendiğini ya da sizinle görüşmek istediğini işaret eden bir hareket olarak sizin sosyal medyanıza bakıyor olabilir.

Burada, yukarıdaki nedenler yüzünden eski sevgiliniz sizin onunla iletişime geçmenizi istiyor olabilir. Sizin onun için çabalamanızı, harekete geçmenizi istediğinden bunu yapıyor olabilir. Terk eden kendisi olsa bile, sizin onu reddetme ihtimalinizi göze almak istemiyor olabilir.

Ne kadar romantik ve ümit verici değil mi? DEĞİL! Kırıntılara ve yemlere kanmayın. Eski sevgiliniz bunu genellikle yukarıdaki üç nedenden yapar ve eğer yemi yutarsanız rahatlayarak alacağını alır ve sizden uzaklaşır. Eski sevgiliniz bu tür şeyler yapıyor ama aramıyorsa, büyük ihtimalle henüz sizinle yeniden beraber olma fikrine açık değil. Sadece neden peşinde koşmadığınız için meraklanıyor, yoksunluk hissediyor ve/veya egosu yaralanıyor.

Fakat eski sevgili, endişe ve bağlanma evrelerine geçmeden ona ulaşırsanız, pişmemiş yemeği fırından erken çıkarırsınız.

Eski sevgiliniz sosyal medyanızı takip ediyorsa, sebebi ne olursa olsun ona ulaşmayın ya da eğer genel geçer yorumlar yazıyorsa ona cevap vermeyin. Bunun tek istisnası, size yönelik bir şey yazıyorsa kısa bir cevap yazmanız olacaktır ama bu kısa olmalı ve ben yine de eğer cevap vermezseniz olacaksa, cevap vermemenizi şiddetle tavsiye ederim.

Eski sevgilinize cevap vereceğiniz tek durum, size direkt ulaşmasıdır. Bu, size direkt mesaj atması (sosyal medyadan ya da uygulamalardan olabilir), e-posta atması, sizi araması  anlamına geliyor. Sosyal medyada sizi takip etmesi, hikayelerinize bakması, sosyal medyada yayınladığınız şeyleri beğenmesi, genel geçer yorumlar bırakması (“bu çok güzel bir restoran” gibi), size direkt ulaşma değil yemdir. Yemi yutmayın.

5) Eski sevgilinin endişe aşamasına geçmiş olması

Eski sevgili, sizin artık onu istemediğinizi düşünmeye başladığında, sizi kaybettiğinden endişe duymaya başlayabilir. Evet, sizi o terk etti ve birini ya da bir şeyi isteyerek bırakmak onu kaybetmek anlamına gelmez. Kaybetmek, siz o kişiyi veya şeyi isteseniz de ondan uzaklaşmak zorunda kaldığınızda olur. Eski sevgiliniz sizi terk ettiğinde, siz onunla ayrılmak istemediğiniz halde ayrılırsanız, kayıp yaşamış olursunuz.

Fakat terk eden bilerek ve isteyerek bırakmış olsa da, terk edileni artık istese de geri alamayacağını anladığında ya da düşündüğünde, bu da bir çeşit kayıp hissi yaratır. Bu da iyi bir şey zira eski sevgiliniz ayrılığı yeniden gözden geçirmesi için, sizi kaybettiğini hissetmesi lazım. Bunu isteyip istemediğini anlaması için öncelikle onun da sizi kaybettiğini hissetmesi lazım.

Peki durumun bu olduğunu seziyorsanız ne yapmalısınız?

Cevap, hiçbir şey yapmamalısınız. Zira eski sevgiliniz endişe aşamasına geçtiği için sizin hesaplarınıza bakıyorsa, sizin ona ulaşmanız, onun endişe aşamasından rahatlama aşamasına geri dönmesine neden olur. Buradaki en büyük korku, eski sevgili hesaplarınıza bakıyorken harekete geçmezseniz, bir fırsat kaçıracağınız korkusu. Özellikle de harekete geçmediğinizde onun da harekete geçmemesi, bu korkuyu körükler.

Rahat olmaya çalışın. Eğer eski sevgiliniz sizin hesabınıza sizinle yeniden beraber olma isteği belirtilerinden bakıyorsa, eski sevgiliniz size direkt olarak ulaşır. Eğer size ulaşmazsa, siz de ona ulaşmazsanız ve sonunda hiç görüşmezseniz şunu bilin ki, eğer siz ona ulaşsaydınız da sonuç çok büyük ihtimalle olumlu olmayacaktı. FAKAT eğer ona ulaşırsanız, aslında biraz bekleseniz olumlu olabilecek sonucu engelleyebilirdiniz.

Bu konudaki en önemli tavsiye

Eski sevgilim neden sosyal medyamı takip ediyor diye düşünüp kendinizi zayıflatmanın gördüğünüz gibi bir yararı yok. Aslolan onun size direkt ulaşması. Bu nedenle terk edilenlere verdiğim en önemli tavsiyelerden biri, eski sevgilinin hesaplarını takip edip etmediğini bilmemeye çalışmaları. Sosyal medyadan bir süre uzak durun, hikaye atmayın, atıyorsanız da kim bakıyor diye bakmayın. Gördüğünüz gibi eski sevgilinin sosyal medyanızı takip etmesi durumunda yapmanız gereken şey bir şey yapmamak. Neden onun sizi takip edip etmediğini görerek kafayı yiyesiniz ki?

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

Bu yayını spotify kanalımızdan ya da İlişki Sohbetleri Youtube kanalından  da (aşağıda) dinleyebilirsiniz.

Kadınlar neden telefon numaralarını verirler ama sonra reddederler?

Abi her zaman gittiğim bir kafe var ve burada çalışan güzel bir kızla muhabbet kurdum. Birgün numarasını istedim ve numarasını verince ayak üstü buluşma ayarladım. Fakat buluşmadan birgün önce bana mesaj attı ve hasta olduğunu söyleyerek buluşmayı iptal etti. Ben de geçmiş olsun dileklerimden sonra iyi hissettiğinde beni arayabileceğini söyleyen bir mesaj attım. Bu mesaja cevap vermedi.

Buluşmayı son anda iptal etmiş, alternatif bir gün söylememiş ya da en azından iyileşince buluşalım dememiş ve senin yazdığın mesaja cevap bile vermemiş. Bunlar sana karşı ilgisinin az olduğunun göstergeleri.

Telefonunu verdi, buluşmaya evet dedi ve şimdi neden ilgisi yokmuş gibi davranıyor? Ego tatmini mi yaptı?

Yeni tanıştığınız ve buluşmak istediğiniz bir kadın, sizin telefonunuza dönmek ya da buluşmak gibi bir niyeti olmasa da size telefon numarasını (ya da Instagramını) verebilir. Sizinle buluşma niyeti olmayan bir kadın, özellikle yüzyüze teklif ettiğinizde, sizin buluşma isteğinize evet diyebilir.

Neden?

Çünkü mesajlarınızı görmezden gelmek ya da buluşmaya bir bahane ile gelmemek, yüzyüze hayır dediğinde olabilecek sıkıntılardan çok daha kolaydır. Zira kadın karşısındakini tanımadığı için, yüzyüze hayır dediğinde adamın nasıl tepki vereceğini bilemez. Çoğunuz bunu gayet olgun karşılıyor olsanız da, reddedilmeyi hazmedemeyen veya hayır cevabından anlamayan erkekler var ve kadınlar bu tip arızalarla tahmin edebileceğinizden çok daha sık karşılaşıyorlar.

Kadınların fiziksel olarak daha güçsüz olduğunu da düşünürseniz, bir kadın için bir erkeğe yüzyüze hayır demek yerine telefon arkasından reddetmesi daha kolay ve güvenli. Yüzyüze telefon vererek ya da buluşma teklifini kabul ederek sahte bir umut vermesi ve sonra reddetmesi daha kolay ve güvenli. Bu nedenle, başınıza böyle bir şey gelirse, kişisel algılamayın. Kadınlara yürümeyi bilmeyen, hayırdan anlamayan, hayır cevabı duyunca korkutucu davranışlar sergileyen aptallar yüzünden durum bu. Bu adamlar reddedildiklerinde oldukça sıkıntılı durumlar yaratıyorlar ve bir kadın bir iki kere bu duruma düşerse, yüzyüze reddetmekten çekinmeye başlıyor.

“Telefonunu verdi sonra mesajıma cevap vermedi”, “buluşma ayarladık, bir gün kala ekti” gibi durumları yaşadığınızda, bunun nedeni genelde budur, karşınızdaki kadının sizinle oynaması, zalımlığı veya ego tatmini değil.

Bir dahaki sefere kafeye yeniden gittiğimde o da orada çalışıyordu. Yine muhabbet ettik ve beni ekmesinin konusunu açmadım.

Güzel. Bu konuyu açmaman lazım.

Hesabı öderken bu konuyu açtım ve iş çıkışında buluşmayı teklif ettim.

Hayır! Kız seni son anda ekmiş. Tamam bahanesi var ama son mesajına cevap bile vermediği için sana ilgisinin az olduğu belli. Sen ise bu şekilde mesajına cevap vermeyen kızın peşinde koşuyorsun. Sen bu kızdan gerçekten hoşlanıyorsun ve sana yaptığı şeyi ve anlamını görmezden geliyorsun.

Eğer alternatifleri olan, tercih edilen bir erkek olsan, bu kıza kendisi isteyene kadar bir şans daha vermek için peşinden koşmazdın. Alternatiflerin olmayabilir, tercih edilen bir erkek olmayabilirsin ama bunu bariz bir şekilde sinyallemek seni daha alternatifsiz ve tercih edilmeyen bir erkek yapacak.

Teklifimi reddetti ama benden ertesi gün mesaj atmamı istedi. Ertesi gün konuşup bir şeyler ayarlayabiliriz dedi.

Ona akşam mesaj attım ve …

Birgün bile bekleyemedin değil mi? Bu muhtaçlık sergisi senin aleyhine. Ben ona göre mi ayarlayacağım diyorsan 2-3 gün sonra mesaj atarsın, onun istediği gibi ertesi gün değil. Ama böyle birgün bile bekleyememen çok zayıf hareket.

bir mekanda buluşma teklif ettim. Bu mesajıma cevap bile vermedi.

Ne bekliyordun ki? Bu aşamada kızın seni yüzyüze reddedemeyip bir açık kapı bırakıyor gibi yaparak orada herhangi bir sıkıntılı duruma düşmekten kaçtığı bariz.

Sen ise kendini kıza zorla kabul ettirmeye çalışıyorsun. Yani resmen kızı markaja alıp beni al beni al diye ısrar ediyorsun. Kız  o akşam seninle buluşmayı reddetmiş. Sen ne yapıyorsun? O akşam yine o akşam için buluşma teklif ediyorsun!

Filmlerdeki karakterler gibi, hayırdan anlamadan sürekli ısrar ediyorsun. Filmlerde böyle davranan adamlar kızı “kazanıyorlar”. Gerçekte ise senin gibi hayırdan anlamayan zavallıya dönüşüp sonunda yüzüne tükürülene kadar ısrar ediyorsun.

Bundan sonra onu rahat bıraktım. Bir daha hiç ulaşmadım ya da yüzyüze teklifte bulunmadım. Kafedeyken yine normal davrandım ama bu konuyu açmadım.

Sonunda. Çoğu erkek gibi kaba bir red cevabı alana kadar zorlamadın. Gerçi bu kız kafede çalıştığı için, müşteriye gerekse bile kabalaşamaz ama zorlasan oraya giderdin ya da belki kafeye seni şikayet ederdi.

Geçen hafta bana birden bir hafta tatile gideceğini söyledi ve geri döndüğünde buluşmayı teklif etti. İlginci, bunu söylediği gün benim masama bile bakmıyordu.

Reddedilince kendini geri çekip nextlemenin faydaları. Burada “harika, sende numaram var, geri döndüğünde bana haber ver görüşelim” gibi bir şeydir.

Ona gitmeden önce takılmayı teklif ettim.

WTF man ?!? Bir iki haftadır biriktirdiğin tüm karizmayı saniyesinde yerle bir ettin!

Bana meşgul olduğunu ama eğer boş zamanı olursa mesaj atacağını söyledi.

Ne şimdi mesaj atacak, muhtemelen ne de geri döndüğünde! Kendini muhtaç bir abazan gibi kıza zorla kakalamaya çalışıyorsun! Öyle davranmıyordun ama hafif elini verince kızın kolunu kaptın, tersine doğru büktün “beni hayatına al lan, çok yalnızım” diye bağırıyorsun.

Sence bana ilgisi var mı? Kafam çok karıştı.

İnsan kendi duygu ve arzularına gömülünce, gözünün önündeki gerçeklikten bile kopuyor. Kızın sana ilgisi yoktu. Sen sonunda reddedilmeyi 99% gibi ısrara devam ederek ya da trip atarak değil, erkek gibi kendini geri çekip, trip atmadan kızı nextleyerek karşıladığın için muhtemelen bir ilgi geliştirdi. Ama sen bu ilgiyi gelişemeden, tek hamlen ile baltaladın.

2 kere reddetti ama daha sonra kendisi buluşmak istedi. Tatilden döndüğünde buluşacağız.

Hiç sanmam.

Sen ne düşünüyorsun? Ne yapmalıyım?

Kafanı kendi arzu aleminden kaldır. Bu kıza yaptığın en son teklif hataydı ama eğer sana ulaşırsa buluşun. Ulaşmazsa kıza ulaşma. Geri döndüğünde sana ulaşmazsa kıza ulaşma ve kızı nextle.

Erkekler için ilişkiler kitap setine de bakmayı unutmayın.

Bu yayını spotify kanalımızdan ya da Youtube kanalımızdan (aşağıda) dinleyebilirsiniz.

Nöroplastisite 201 – Nöroplastisite ve Dopamin Sistemi ile Odaklanma, Hafıza ve Mutluluk

(E-Kitap 190 Sayfa – PDF ve EPUB)

(Shopier’de sepete 225 TL ve üstü alışverişte %30 indirim var.)

Bu kitap, insan beyninin, yetişkinlikte bile sahip olduğu nöroplastisite (sinir sisteminin değişebilir olması) ve dopamin molekülünün beyin mekanizmaları ile ilgili en son bilimsel verileri kullanarak, birinci kitabın devamı olacak şekilde, mutluluk, odaklanma, çalışma, iş yeri verimi, hafıza ve oyun üzerine odaklanıyor.

Kitabın içindekiler bölümünü aşağıda.

Kitabı Türkiye’den almak için tıklayınız.
(Alım güvenilir Shopier ödeme sisteminden olup sizin ödeme bilgileriniz bize gelmiyor.)

Kitabı Türkiye dışından almak için tıklayınız.
(Alım güvenilir Payhip ödeme sisteminden olup sizin ödeme bilgileriniz bize gelmiyor.)

Serinin tüm kitaplarını toplu halde Nöroplastisite ile Beyni Yeniden Kablolama Seti olarak alabilirsiniz.

Serinin ana temasını özetleyen ücretsiz kitapçık  için burayı tıklayınız.

Önsöz 5
İş Yerinizi Üretkenlik, Odaklanma ve Yaratıcılık için Eniyileme 6
Giriş 7
Görme ve Işık 8
Odaklanma Penceresi 15
Görsel Pencere Boyutları 16
45 dakika / 5 dakika Kuralı 17
Katedral Etkisi: Analitik İşe karşı Yaratıcı İş 18
Duyma ve Ses 21
Arka Plan Gürültüsünden Faydalanmak 21
Binaural Vuruşlar (Binaural Beats) 24
Dikkat Dağıtıcılar 29
Vücut Pozisyonu: Oturma, Ayakta Olma 30
Özet 33
Odaklanmanızı ve Yoğunlaşmanızı Arttıracak Yöntemler 35
Giriş 36
Odaklanmanın Ok Modeli: Epinefrin, Asetilkolin ve Dopamin 37
Araç : Uyku 39
Araç: Binaural Vuruşlar, Beyaz, Kahverengi ve Pembe Gürültü 40
Odaklanmaya geçişte ısınma 40
Araç: Ultradiyen Ritim 41
Araç: Aralıklı Oruç ve Yemek Yemek 44
Öğleden sonra odaklanmanın ve yoğunlaşmanın düşmesini engellemek 46
Araç: Odaklanmayı Arttıracak Yiyecekler ve Yiyecek Miktarı 47
Araç: Stres ve Odaklanmanın İyileşmesi 48
Araç: Kasıtlı Olarak Soğuk Suya Maruz Kalmak 49
Araç: Meditasyon 51
Araç: Uyku Olmayan Derin Dinlenme 53
Araç: Hipnoz 55
Araç: Görsel Odaklanma ve bakış 56
Araç: Odaklanma ve Yoğunlaşma için Yiyecekler ve Gıda Takviyeleri 58
Omega-3 Yağ Asitleri 59
Araç: Kreatin 59
Araç: Kolin ve Alpha-GPC 60
Araç: L-tirozin 62
Özet 62
Mutluluğu Artırmanın Bilimi 64
Giriş 65
Işık ve Mutluluk 66
Mutluluk ve Dil 67
Mutluluk ve Nörokimyasallar 68
Harvard Mutluluk Projesi 70
Mutluluk ve Gelir: Sosyal Etkileşimler ve Akranlar 71
İş, Anlam Duygusu ve Mutluluk 73
Genel Esenliğinizi Sağlayacak Araçlar 73
Yaşam Süresi boyunca Mutluluk ve Çocuk Yapmak Bizi Daha Mutlu Yapar mı? 74
Doğum Günleri ve Ölçülen Mutluluk 76
Sigara, Alkol ve Mutluluk 77
Travma ve Mutluluk 77
Mutluluk Sentezlemek 79
Araç: Çaba, Çevre, Minnettarlık ve Mutluluk 82
Araç: Sosyal Olarak Faydalı Harcama / Çaba ve Mutluluk 84
Araç: Odak, Başıboş Zihin ve Meditasyon 86
Araç: Kaliteli Sosyal Bağlantılar 88
Kısa Süreli Sosyal Bağlantılar, Yüz Tanıma ve Tahmin Edilebilirlik 89
Derin Sosyal Bağlantılar, Buradalık ve Göz Teması 90
Fiziksel Temas ve Mutluluk, Sosyal Tımar ve Evcil Hayvanlar 93
Özgürlük, Seçimler ve Sentetik Mutluluk 95
Özet 98
Bilim Temelli Yöntemlerle Hafızayı Anlamak ve Geliştirmek 101
Giriş 102
Duyusal Uyarı, Sinir Sistemi ve Hafıza Kodlaması 103
Bağlam ve Hatıra Oluşumu 104
Araç: Tekrar ile Öğrenmeyi ve Hafızayı Geliştirmek 105
Değişik Hafıza Tipleri 107
Beyinde Anı Oluşması, Hipokampus 109
Duygular ve Hafıza 110
Araç: Duygusal Öne Çıkma ve Hafıza İyileştirmesi 111
Koşullanmış Yerden Kaçınma / Yer Tercihi 112
Adrenalin ve Kortizol 113
Tekrar Eğrisini Hızlandırmak ve Adrenalin 114
Araç: Öğrenmeyi ve Hafızayı Geliştirme: Kafein, Alfa-GPC ve Uyaran Zamanlaması 114
Araç: Hafızayı ve Öğrenmeyi geliştirmek için Uyku ve Uyku Olmayan Derin Dinlenme 116
Araç: Hafızayı ve Öğrenmeyi geliştirmek için Soğuğa Maruz Kalma ve Adrenalin 117
Kronik Yüksek Adrenalin ve Kortizol Seviyelerinin Öğrenme ve Hafızaya Etkisi 118
Amigdala, Adrenalin, Anı Oluşumu ve Anıların Genelleşmesi 119
Kardiyovasküler Egzersiz ve Nöroplastisite 120
Kardiyovasküler Egzersiz, Osteokalsin ve Hipokampüs Fonksiyonlarının İyileştirilmesi 122
Ağırlık Taşıma Egzersizleri, Osteokalsin ve Bilişsel Kabiliyetler 122
Araç: Egzersiz Zamanlaması, Öğrenme ve Hafıza İyileştirmesi 124
Fotografik Hafıza 125
Araç: Zihinsel Şipşak Fotoğraflar ve Hafızanın İyileştirilmesi 126
Araç: Meditasyon ve Meditasyon ne zaman yapılır? 128
Özet 130
Oyun ile Beyni Geliştirmek ve Yeniden Kablolamak 131
Giriş 131
Araç: Akıllı Telefon Ekranı, İç Geçirme ve Öğrenme 132
Oyunun Homeostatik Düzenlenmesi 134
Çocukluk Oyunu ve Kafa Yapısı 137
Olasılık Testi 140
Oyuncu Kafa Yapısı ve Oyuncu Kafa Yapısının Gücü 141
Vücut Duruşları 142
Kuralları Test Etme ve İhlal Etme 143
Rol Yapma/Oynama 145
Düşük Riskli Oyunu Nörobiyolojisi 145
Kurcalama ile Kapasitenizi Genişletmek 147
Oyun, Nöroplastisiteye Açılan Kapıdır 148
Yetişkinlik Dönemi Oyunu 150
Birlikte ateşlenenler, birbirlerine bağlanırlar 152
Travma, Yetersiz Oyun ve İyileşme 154
Rekabet ve Dinamik Hareket 155
Satranç, Zihinsel Roller ve Yenilik 157
Oyun Gelecekteki Benliğimizi Belirliyor 160
Sağlık ve Performans için Düşünce Yapısının Bilimi 161
Giriş 162
Düşünce yapısı nedir? 162
Milkshake Çalışması 165
Yediğimiz Şeyler Hakkındaki İnançlarımızın Önemi 167
Otel Oda Hizmetçileri Araştırması 169
Stres düşünce yapısı ve stresi lehine kullanmak 174
Pozitif stres düşünce yapısı ve SEAL komandoları 176
Stres ile ilgili düşünce yapımızı anlamak ve değiştirmek 180
Sosyal Medya ve Etkili İnsanların (Influencer) Düşünce Yapılarına Etkisi 183
Düşünce Yapılarını nasıl Öğreniriz ve Öğretiriz 188

 

(Dijital üründür, İade edilmez)

Vaka Çalışması – Masraflı düğün ve sonrası

Bunu instagram’da gördüm:

Yaklaşık 2 yıl önce evlenmiş bir adamın evlilik sürecinde yaşadıkları ve bekarlara tavsiyeler:

Yaşım 30’a yaklaşınca ailem ve akrabalarım “ne zaman evleneceksin” baskısını arttırdılar.

Bir erkek için 30 geç bir yaş değil, bu baskıya karşı durmanız lazım zira birçok aile evlensin de kiminle evlenirse evlensin gibi hayret verici bir kafaya giriyor ve oğlanı ateşe sürüklüyorlar. 30 yaşında evlenmeyin demiyorum ama sanki biyolojik saatiniz varmış gibi baskıya boyun eğmeyin.

Sürekli olarak bir tanıdık kız tavsiyeleri vardı. Sonunda bir yakın arkadaşımın tavsiyesi ile, biriyle görüşmeye karar verdim. Bir akşam, arkadaşımın benimle görüştürmek istediği hanımefendi ile dışarı çıktık.

Sakin, efendi bir kızdı. Kafalarımız ilk dakikadan itibaren uyuştu. Evlenme fikri iyiden iyiye kafama yerleşti. Ailelerimiz de hemen hemen aynıydı. Ortalama geliri olan, mütevazi yaşayan insanlardı.

Şimdi bu da çok hızlı. Tamam kafalar uyuşuyor olabilir ama ben görücü usulü evlenenlere bile, tanışmadan imzaya en az 8 ay süre vermelerini tavsiye ediyorum.

Evlilik konusu açıldığında, kendisinden önce evlenen arkadaşlarının nasıl evlilik teklifleri aldığından bahsediyor, uzun uzun anlatıyordu. Sürprizler, organizasyonlar, balonlar, pahalı tektaş yüzükler. Aslında birçoğu romantik film ve dizilerdekinin aynısıydı.

Bu saçmalıklar da yeni moda oldu. Bence bu bir kız için önemli testlerden birisi. Evlilik teklifi nasıl yapılır sorusuna cevabım, evlenelim denir, yüzük alınır (beraber bütçeye göre alınır, sürpriz değil), bir yerde beraberken takılır. Balonlar, organizasyonlar, zart zurt bunlara girmeyin. Bunlara girmediğiniz için sizinle evlenmek istemeyen ya da arıza çıkaran kızla da evlenmeyin. Bakın biliyorsunuz ben bizim camiadaki birçok insanın aksine evlilik taraftarı biriyim ama illa evleneceksiniz diye bir kural yok.

Muhtemelen kendisi de böyle şeyler bekliyordu.

Yok, sana spor olsun diye anlatıyor 🙂

Sonuçta böyle şeyler ömürde bir kez yapılan şeylerdi.

Hayır bir kez burada elini kaptırdın mı, düğünde, evlilikte kolunu ve tüm vücudunu da kaptırıyorsun. Hak sanrılı, erkek değil mi ben isterim o harcar kadını ile evlenmek için birebir.

Kendimi hazırlamıştım, o akşamki yemekte evlenme teklif edecektim. Lüks bir restoranda rezervasyon yaptırdım.

Anlaşıldı. Sen evliliğinde ve evliliğin biterse sonrasında, sağlam beta öder olma yolunda ilerliyorsun.

Tektaş yüzük aldım. Kıyafet, ayakkabı, vs. aldım gittim. Yemekte onun beklediği şekilde diz çöküp evlilik teklifi ettim.

Aklıma Joker ve Nevzat ile yaptığımız programda Joker’in anlattığı hikaye geldi. Joker eşi ile tartışırken yaşlı bir amca “ya diz çök af dile, evlilik teklifi ederken diz çökmedin mi sanki” diye bir şey söylemiş. O da “yoo çökmedim” demiş. Evlilik teklifi ederken diz çökmeyin arkadaşlar, saçmalık. Ha buna “aman diz çökünce erkekliğiniz mi eksilecek” diye utandırma taktiği uygulayan kadınları da boşverin. Onlardan beklenen bu, böyle ötmeseler şaşırtıcı olurdu.

Filmlerdeki dizilerdeki gibi.

Sizi zaten bu filmler ve diziler yakıyor.

Kabul etti.

Lütfetmiş. Ecnebilerin “she said yes!” (evet dedi) diye sosyal medyada paylaşması gibi. Hey embesil arkadaşım, ya ne diyecekti!  Evet diyeceği %100 olmayan kıza mı teklif ediyorsun, yoksa premses senin gibi bir toprak kölesi ile evleniyor diye inanamıyor musun?

Popüler kültürün şu olayı ters yüz edişi inanılmaz. Evlenmek isteyen kadın, erkek o kadar evlilik meraklısı olmaz. Yine de bu zayıf adamlar sanki erkek evlenmek için can atıyor da, premses lütfediyor da evleniyor gibi bir ortam yaratıyorlar.

İkimiz de çok mutluyduk.

Allah bir yastıkta kocatsın.

Tabii bu gecenin maliyeti yaklaşık 5 bin TL oldu.

Bugünün parasıyla sanırım 15 bin TL. Yüzük dahil mi bilemedim. Değilse çok be.

Sırada kız isteme, nişan, düğün faslı vardı.

Nikaha kadar mokoko.

Bu işlerden çok anlamadığım için kız arkadaşım bana yapılması gerekenleri söylüyor, ben de ne lazımsa alıyordum.

Birader internet diye bir şey var. 2 saatte ne yapılması gerekiyor, fiyatı ne, uzmanı olursun. Sanki senin kız 10 kere evlendi de tecrübeden konuşuyor. Sorup soruşturuyor. Bu cahilliğin ve cahil kalma isteğin, sana çok pahalıya mal olmuştur.

Kız istemeye giderken çiçek çikolata devri maalesef kapanmış.

Yoo kapanmadı. Seni fena keklemişler.

Gümüş gondol içerisinde en kaliteli ve en pahalı çikolatalardan almak, en büyük çiçeği yaptırmak gerekiyormuş.

Hiç duymadım, sizi en beterinden soyuyorlar, ayakta uyumaktan başka da bir şey yapmıyorsunuz. Hayat boyu gıkını çıkarmadan ödeyecek adamlara yaptırdıkları şeyler bunlar.

Ee kız isterken damat şık olmalı malum. Elbise, çiçek, çikolata derken 5 bin TL’de burda masraf ettik.

Çüş! Siz nasıl orta halli mütevazi ailelersiniz birader! Ya da annen baban öyle sen iyi kazanıyorsun sanırım. Bugünün parası bir 15 bin sadece kız istemeye gittiyse düğünü duymak istemiyorum.

Kahvelerimizi içtik, aile büyüklerimiz de kızı istedi.

Gümüş gondolu geri alıyor musun yoksa onlara mı kalıyor? Benim aklım orda kaldı.

Nişan günü belirlendi. Hazırlıklar başladı. Salon, kuaför, bohçalar, elbiseler, vs. derken 10 Bin TL masraf ettik. Yakın akrabalar ve arkadaşların katılımıyla güzel bir gece oldu. “Olsundu mutluluğumuz için her şeye değerdi. Ömürde bir kere oluyordu sonuçta.”

Ona o kadar emin olma. Araştırmalar gösteriyor ki, düğünde ne kadar çok masraf yapılıyorsa, boşanma ihtimali de o kadar yüksek oluyor.

Şimdi sıra kına ve düğündeydi. Mütevazi bir semtte evimizi tuttuk.

Neyse en azından burada adettir diye sana deniz manzaralı daire kilitlememişler.

Fakat ne o evi doldurmak için ne de düğün masrafları için, ikimizin ailesinde de para yoktu.

Genç insanları anlarım da, 30’una yaklaşmış adam da evi ve eşyaları için ailesine bel bağlamamalı.

Kendi birikimimi, evlilik, nişan derken bitirmiştim.

Aferin.

Ailenin birikimi de ancak takılara yetecekti.

Yahu ne takısı arkadaş? Düğünde takı takılır ve sonra onları bozdurup borç varsa onu ödersiniz. Siz bir de kıza aile birikimini sıfırlayıp takı mı takıyorsunuz? Biliyorum, böyle bir adet var ama ben hep daha muhafazakar çevrelerin derdi diye bilirdim. Şimdi kendine seküler, eğitimli diyen insanlardan bile duyuyorum.

Ailemi yormamak için kredi çekmeye karar verdik.

120 Bin TL kredi çektik.

Yine iyi kurtarmışım. Bu zamanın parası ile 360 Bin diyelim. Ben 500 binler, 600 binler duyuyorum. İnsanlar aylık gelirlerinin 25 katına evlenme masrafı yapabiliyorlar. Aşırı anormal.

Evlendikten sonra takılan takılarla bir kısmını kapatıp gerisini de taksitle ödeyecektik.

İyi bak en azından o noktada karşı taraf makul davranmış. Bu, iyiye işaret. Siz borç altında ezilirken altınlar bana kalacak diyen kadın, sizi o evlilikte inim inim inletir.

Evimiz için alışverişe çıkmaya başladık. Mobilya, halı, perde, beyaz eşya, vs. derken 70 bin TL harcadık.

2 sene öncesinden bahsettiğini unutmayın. Ben 3le çarpıyorum.

Ömürde bir kere oluyordu sonuçta.

Ne kadar harcarsan o kadar boşanma tehlikesi var dedik ya. Eleman hissediyor galiba. Sürekli aynı bahane 🙂

Düğünden sonra balayı tatili olmazsa olmazdı.

Olurdu aslında ama tabii senin elin mahkum. Ömürde bir kere oluyor değil mi? Bir kere s*k*liyoruz bari sağlam olsun.

İyi bir acenteden balayı için tatil satın aldık. 10 bin TL’de orada gitmişti.

Düğünden birgün önce kına gecemiz vardı. Yine aynı prosedürler burada da işledi.

Merak etme, ömürde sadece bir kerecik değil mi?

Salon, kıyafet, vs. derken 9 bin TL maliyetle kına gecemizi de yaptık.

Düğünümüz tam eşimin istediği gibi oldu. Arkadaşları ne yaptıysa biz de yapmıştık. Kimseden eksik kalmadık çok şükür (!)

Böyle pahalı istekler de düğünle bitse iyi. Bitmiyor.

Düğün, balayı tatili bitti. Acı gerçeklerle yüzleştik. Toplam 200 bin TL üstünde masraf yapmıştık.

O zamanki dolar kurundan bakarsak 25 bin Dolar harcamışsınız. Şimdi gelirinize bakar. O zaman ayda 50 bin kazanıyorsan yaparsın belki. Ama ben aylık gelirinin 25 katı düğün masrafları görüyorum.

Bir de bu borç senin mi, sizin mi? O da önemli.

Benim ailemin aldığı 20 bin TL takı ve eşimin ailesinin aldığı hediyeler hariç!

Ailenin birikimi sadece 20 bin TL ve o da takıya gitti 🙁

Çektiğimiz kredinin bir kısmını takılarla kapadık.

Bak en azından o noktada sizin evlilikte umut var.

Geri kalanını da taksitle 2 yıldır ödüyoruz. İkimiz çalışmamıza rağmen birimizin maaşı krediye gidiyor. Diğerimizin maaşı da kira, evin ihtiyaçları derken ucu ucuna yetişiyor.

Borç ikinizin ki oradan da evliliğe artı puan yazılır ama yazık yahu.

Bazı aylar onu da yapamıyoruz. Bu maddi sıkıntılar yüzünden eşimle kavga ediyor, birbirimizin kalbini kırıyoruz.

Azıcık omurgan olsaydı, 2 sene önce bu harcadığının yarısına bu işi kapatırdın.  Kız film, dizi ve bizim Merve’lerden neyimiz eksik salaklığına düşmüş, sen de ağzını açıp tek kelime edememişsin.

“Mutluluğumuz için her şeye değer” derken meğerse mutsuz olmak için her şeyi yapmışız.

Abi siz sözelci bile olsanız bu kadar matematik bilmiyor musunuz? O krediyi çekerken senin maaşın, onun maaşı belli. Ne ödeyeceğiniz, ne süre ödeyeceğiniz belli. Hiç mi kafanız çalışmıyor, ne olacak göremiyor musunuz?

Sonradan düşündükçe anlıyor, evlilik teklifi için pahalı restoran ve tektaş olmazsa olmaz mıydı?

Nasıl olsa bir kez üstüne oturuyoruz denilen kazık 2 sene çıkmayınca zihin açılıyor tabii 🙂

Gayet olurdu ve bunları okuyan arkadaşların morali bozulmasın, gayet de oluyor. Buna hayır diyeceksiniz ve eğer buna hayır dediniz diye bir kızla evlenemezseniz aklınızda bu adamın 2 senedir yaşadıkları bulunsun. Bu arada böyle kadınlar genellikle düğün sonrasında da durmazlar, sürekli bak herkes yapıyor diye borç çıkarırlar.

O zaman sosyal medyada düğününün her detayını paylaşanlardan, arkadaşlardan, Fatma Teyzelerin, İsmail Amcagillerin düğününden eksik kalırdık.

Memlekette IQ düşük olduğundan, o sosyal medya düğün paylaşımları arasında, sonradan yıllarca ödenen kredilerin ve yapılan kavgaların olmadığını tahmin edilemiyor.

Nasıl da ayıplarlardı, küçümserlerdi belki de …

Yüzeysel olarak belki. Ama için için kıskanırlardı, helal olsun adama, borç batağına girmeye karşı çıktı diye kıskanırlar, takdir ederlerdi. Tabii kendileri aynı bok çukuruna düştükleri için, yüzeysel olarak size çamur atarlardı.

Yeni düğün yapmış ve muhtemelen bu adamdan fazla para kazanıyor olmama rağmen daha az masraf yapmış biri olarak söylüyorum. Eminim bu tür ayıplamaları yapan bir iki kişi olmuştur ama bizim kulağımıza gelmedi. Sosyal medya maymunu olmayan yığınlar hala bütçesi içinde düğün yapıyor. O adamlardan olun, bunlardan olmayın.

Velhasıl 2 yıldır çektiğimizi biz biliyoruyoruz. Sözde mutlu olmak için evliliğimizin en güzel 2 yılını 3 saatlik düğün için harcadık.

Eşin umarım akıllanmıştır yoksa sen bir de çocuk olunca seni ne masraflara sokacak onları gör.

Sen sen ol kardeşim, YAPMA! Mutlu olmak için evlen, BORÇ ÖDEMEK İÇİN değil. Ömrünün en güzel yıllarını bankalara ipotek etme. Düğünde hediye ettiğin süslü ponponlu şekerler unutulur ama maddi sıkıntı durumunda eşine söylediğin en küçük söz yıllarca yara olarak kalır!

Düğünde gereksiz harcamalardan kaynaklı sıkıntılar, sıklıkla boşanma ile sonuçlanıyormuş.

Evet maalesef. Ama orada bir de kadının erkeği aslen pek istememesine rağmen evlenip, istek eksikliğini ödeme ile kapaması da var. Senin durumda eşinin temel problemi daha çok sosyal medya aptallığına kapılmış olması gibi duruyor. Yani sizde devam ihtimali biraz daha yüksek.

Herkesin şikayet edip herkesin de ağına düştüğü bir cendere bu :/

Orada dur işte. Herkes sizin gibi aptal diye düşünmek hoş geliyor tabii. Ben aptalım ama herkes aynı aptallığı yaptı demek oldukça avutucu. Ama herkes bu ağa düşmüyor.  Bu ağa düşmeden evlenen de çok.

Şu hadisi şerif ışık olmalı herkese: “Nikahın en hayırlısı, kolay ve külfetsiz olanıdır.”

Çok doğru.

Yazının Youtube ve spotify yayınları aşağıda.

Nöroplastisite 101 – Nöroplastisite ve Dopamin Sistemi ile Beyni yeniden kablolama

Nöroplastisite ve dopamin sistemi(E-kitap PDF / EPUB – 199 Sayfa)

(Shopier’de sepete 225 TL ve üstü alışverişte %30 indirim var.)

Bu kitap, insan beyninin, yetişkinlikte bile sahip olduğu nöroplastisite (sinir sisteminin değişebilir olması) ve dopamin molekülünün beyin mekanizmaları ile ilgili en son bilimsel verileri kullanarak, öğrenme, yeni alışkanlıklar edinme, alışkanlıklardan kurtulma, motivasyon ve başarı için uygulanabilir bilgilerin bir derlemesi.

Kitap, sizin harekete geçme ve motivasyonunuzun temelindeki değer birimi olan dopamin hormonunu, bu hormonu ele geçirerek sizin aleyhinize ve kendi lehine kullanan bağımlılıklardan nasıl kurtulacağınız, yeni şeyler öğrenmek ve doğru alışkanlıklar geliştirmek için dopamin yollarını nasıl yönetebileceğiniz üzerine mümkün olduğunca anlaşılır, uygulanabilir bir dille yazıldı.

Kitabı Türkiye’den almak için tıklayınız.
(Alım güvenilir Shopier ödeme sisteminden olup sizin ödeme bilgileriniz bize gelmiyor.)

Kitabı Türkiye dışından almak için tıklayınız.
(Alım güvenilir Payhip ödeme sisteminden olup sizin ödeme bilgileriniz bize gelmiyor.)

Serinin tüm kitaplarını toplu halde Nöroplastisite ile Beyni Yeniden Kablolama Seti olarak alabilirsiniz.

Serinin tüm kitaplarını toplu halde Nöroplastisite ile Beyni Yeniden Kablolama Seti olarak alabilirsiniz.

Serinin ana temasını özetleyen ücretsiz kitapçık  için burayı tıklayınız.

Kitabın içindekiler bölümü.

Uyku 7
Giriş 8
Uykuyu belirleyen birinci güç: adenozin 9
Kahve ve Kafein 9
Kafein uykunuzu ve verimliliğinizi öldürür 10
Uykuyu belirleyen ikinci güç: ışık 12
Sirkadiyen Ritim 12
Işığın uyku üzerindeki kötü etkileri 17
Öğle uykusu, yoga nidra ve meditasyon 20
Beyninizi değiştirmek için odaklanmak 22
Giriş 23
Nöroplastisite 23
Nöroplastisiteyi harekete geçirmek 26
Nöroplastisite ve Odaklanma 29
Süre – Yol – Sonuç 34
Hiperaktivite ve Odaklanma 35
90 Dakikalık Odaklanma Seansı 36
Nöroplastisite ve Uyku 37
Nöroplastisite ve Aciliyet Hissi 38
Hedefe Giden Yolda Köşe Taşları Koymak 38
Beyni Değiştirme Kapısı Olarak Stres 40
Beyni değiştirmek için hatalar yapmak 41
Giriş 42
Plastisite Çeşitleri 45
Hatalar ve plastisite 51
90 dakikalık ultradiyen döngü ve öğrenme 52
Hüsrandan zevk almak 55
Limbik sürtüşme 57
Psikolojik İç Çekme 57
Denge Sistemi 59
Yaratıcılığı ve Öğrenmeyi en iyi hale getirmek için araçlar 62
Giriş 63
Yaratıcılık 64
Harekete geç / geçme devresi 65
Akşam uyanıklığı 68
Motivasyon ve dürtü nasıl arttırılır? 70
Giriş 71
Dopamin 72
Zevk – Acı Dengesi 75
Dopamin Frenleri 78
Dopamin Çizelgesi 84
Aralıklı pekiştirme 85
Motivasyon, odaklanma ve doyum için dopamin kontrolü 88
Giriş 89
Dopamin Taban Değeri 90
Dopamin Molekülü 91
Dopamin ve Zihin Yapısı Devreleri 92
Dopamin Araçları 98
Soğuğa Maruz Kalma 110
Dopamini ödülden değil süreçten almak 112
Dopamin ve “Sınırsız” Zihinsel Enerji 116
Aralıklı Oruç Tutma 119
Porno Bağımlılığı 121
Bağımlılıklar ve bağımlılıklardan kurtulma 123
Haz ve Bağımlılık 125
Haz-Izdırap Dengesi 126
Can sıkıntısı, kaygı, yaratıcılık 129
Tutkuyla yapacağınız işi aramayı bırakın 130
Bağımlılık yaratan davranış ya da maddeden 30 gün kopmak 132
Doğrular, sırlar ve yalanlar 136
Sosyal Medya 137
Narsist Meşgale 140
Alışkanlık kazanmanın ve alışkanlıkları bırakmanın bilimi 142
Giriş 143
Limbik sürtüşme ve alışkanlıklar 145
Anahtar alışkanlıklar 146
Alışkanlık edinmek için nöron bilimi temelli araçlar 149
Alışkanlığın adımlarını zihinde canlandırmak 149
Alışkanlık gün dilimleri programı 151
Ödül tahmin Hatası 160
21 gün sistemi 165
Alışkanlıklardan kurtulmak 167
Hedef Koymanın ve Başarının Bilimi 173
Nöron Devresi 176
Hedefe görsel olarak odaklanma 183
Yenilgileri Canlandırma 188
Hedef koymak 191
İlerlemeyi değerlendirme ve köşe taşları 195

Kadınlara küsen erkekler

Mahmut Abi, 25 yaşındayım. Uzun süreli bir kaç ilişkim oldu. İlişkilerimin bitmesinin sebepleri genelde benden daha iyi birisini bulduklarında veya öyle düşündüklerinde terkedildim. Bu tarz yaşadığım üzücü olaylardan sonra kadınlara karşı bakış açım fazlasıyla değişti daha çok faydacı oldukları sevginin hoşgörünün pekte bir anlam ifade etmediği kanaatine vardım bir bakıma onlara küstüm ve kadınlarla arama perde koydum, yalnız takılıyorum yaklaşık olarak 2 senedir de sevgilim yok.

Birkaç gün önce bir danışanımla konuşurken konu, yaşadığı birkaç kötü deneyim nedeniyle tüm kadınlara küsen erkeklere geldi. Serseri erkeklere kanıp da genç kızlık hayalleri ile oynandığı için tüm “erkekler kötüdür, kadınları kullanıp atar” diyen saftirik kızların erkek versiyonları bana göre ya yeni türedi ya da yeni yeni çok büyük bir sayıya ulaştılar. Yaşı yetenlere soruyorum, eskiden de kadınlarla başarısız ve kötü tecrübesi olan adam çoktu hatta çoğu adam öyleydi (ben de dahil). Ama 2010 öncesinde bu nedenle tüm kadınlara küsen, tüm kadınlara “gerçekten sevmeyen zalımlar” diye bakmaya başlayan erkekler var mıydı? Gerçekten ama arabesk şarkısı sözünde değil. Bu fenomen bana çok yeni geliyor.

İlişkilerimin bitmesinin sebepleri genelde benden daha iyi birisini bulduklarında veya öyle düşündüklerinde terkedildim

Şimdi sadece bir iki ilişkisi olmuş ve ikisinde de saçma sapan bir kadına denk gelmiş ve aynen dediği şey olmuş olabilir. Ama ben paramı, bu senaryonun şöyle geliştiğine koyarım: İlişkilerinin bitmesinin sebepleri genelde filmlerden öğrendiğin şekilde sevgilini aşırı yapışman, ilişki içerisinde betalaşman ve bunun doğal sonucu olarak iticileşip terk edilmen.

Birçok erkek maalesef, sevgili olunca filmlerin beynini yıkadığı şekilde kadına yapışıyor, kadın gidince de yırtılıyor. Bu tip bir yapışkan, vıcık vıcık ve gerçekten gülünç “sevgiye” erkeğin yaptığı gibi yapışmadıkları, bu zayıflığı sevgi diye yutmadıkları, erkeğin kafasındaki masal kahramanları gibi davranmadıkları için de erkek kadınlara küsüyor. Kendilerine küsülmesi kadınların da pek umrunda olmadığı için erkek yıllarını boş ve renksiz bir şekilde geçiriyor.

Dediğim gibi, dışarıda oran olarak az olsalar da azımsanamayacak kadar sayıda kötü kadın var. Yani kadınların hepsi melektir iddiam yok. Kadınlar insanlar, melek ya da şeytan değiller.  Birçok durumda sorun, erkeğin ilişki içinde aşk şapşiğine dönüşmesi ve iticileşmesi. Fakat birçok erkek aşırı şişkin ve aşırı kırılgan bir egoya sahip olduğundan, “ben nerede hata yapıyorum?” demek yerine “ben iyiyim ama kadınlar kötü” diyorlar. Ya da en azından “ikidir aynı tip kadına denk geliyorum, neden böylelerini seçiyorum diyeceğine“, “tüm kadınlara küstüm, oynamıyoyum, verin oyuncaklarımı ben gidiyorum” diyor. Evet maalesef bu yetişkin erkek değil de oğlan çocuğu davranışı.

Azıcık alçakgönüllü ve yetişkin erkek olman lazım. 25 yaşındasın. Bakın 25 yaşında bir erkeğin ayrılık sonrası çok kötü hissetmesi ve olayı abartıp bir daha hiç mutlu olamayacağım gibi bir kafaya girmesini saçma ve hatta komik bulsam da kaldırabiliyorum.  Ama 25 yaşında yetişkin birer erkek olması gereken adamların, çocuk gibi “payktaki tüm kızlar çok kötüler, ben onlarla oynamıyom, küstüm hepsine” moduna girmesine pek katlanamıyorum.

Bunun doğru olmadığını da biliyorum afedersiniz elizabet nereye kadar? Fakat aynı şeyleri yaşayacağım diye beynimi o kadar tembihlemişim ki korkuyorum ve kimseyle konuşmak flörtleşmek içimden gelmiyor sizden istediğim tavsiye ben bu düşüncelerden nasıl kurtulabilirim ve kendimde bir ilişki içersinde olma isteği nasıl oluşturabilirim?

Birincisi arkadaşlar, bunun bir orta yolu var. Siz, alt tarafı sevgilinize, normal bir adamın 20 yıllık karısına yapmadığı duygusal yatırımı yapıp (normal adam duygusal yatırım yapmıyor değil, siz aşırı yatırım yapıyorsunuz),  kendinizi kaptırıp, sonra kız “anam erkek diye aldık aşk böceği şapşik bir çocuk çıktı” diye topuklayınca, resmen travma sonrası stres bozukluğu yaşıyorsunuz. Sonra da bunun karşısındaki radikal uca kaçıyorsunuz: kadınlardan duygusal olarak tamamen uzak durmak. Bunu kadınlarla başarısı olmayan çoğunluk, kadınlardan tamamen uzak durarak yapıyor, başarısı olan adamlar ise “bundan sonra zikecem, atacam, binicem üstüne, vurucam kırbacı, vurucam kırbacı, sabah kapıya koyacam. Bunlar anca bundan anlar” şeklinde uzak duruyor.

Kararında duygusal yatırım yapın, ilişkide betalaşmayın ve kırmızı alarmları olan kızlarla ciddileşmeyin ya da ciddileştiyseniz kafanızı kuma gömmek yerine daha az ciddi bir moda geçin. Bunun ortası var ve her iki uçtan da daha zevkli. Kendimizi kaptırmadan sevemeyecek miyiz yazısında anlattım.

İkincisi, acemi bir genç olarak başınızdan geçen iki üç deneyimden sonra dünyayı çözdüm diye kendi kendinize havalara girmeyin. Deneyimlerinizden ders alın ve devam edin. 23 yaşına kadar yaşadığın birkaç kötü deneyimden sonra 40 yaşına kadar defalarca aynı şey başına gelmiş bir adam gibi kadınları çözdüm hepsi kötü diye aptalca bir kibre kapılmışsın.

Üçüncüsü, evlenmediğiniz sürece kadınlara sizin sandığınız kadar güvenme ihtiyacınız yok. İlişkilerinize “tamam çocuklarımın anasını buldum” şapşikliği ile girmeyin. Günümüzde erkekler ilişkileri gerçekten çok ama çok ciddiye alıyorlar.

Bakın herkesin başına kötü deneyim geliyor. Ben şu yazıda başıma gelen bir tanesini anlatmıştım. Hani şansıma bu kızın ardından bir tane daha kötü deneyim yaşayıp kadınlara küssem, sonra senin gibi yıllarca yalnız gezerdim herhalde.

Dördüncüsü, “ben kadın kurbanıyım, kadınlar faydacı, sevgiden hoşgörüden anlamaz, bizim gibi pırlantaların değerini bilmez” gibi suçlamalar başa çıkma mekanizması. Aynı zamanda günümüzde biliyorsunuz mağduru oynamak çok yaygın bir ahlaki üstünlük ve komunite kurma aracı.  Yalnız mağduru oynamak erkeklerin pek işine yaramaz onu söyleyeyim. Kenarda kendi kendinize oynarsınız.

Şimdi Rollo Tomassi’nin “kadınlar faydacı, erkekler idealist sever” sözünü hatırlatmayın. Masal dünyasında yaşayan mavi haplı erkekler idealist severler, idealist sevmek erkek doğası değil. 1950’li yıllara gidip 25 yaşında bir grup erkeğe “erkekler idealist sever” dediğinizi düşünün. Sizinle hunharca dalga geçerlerdi. “Kadınlar fırsatçı sever” deseniz de “hadi ya, Einstein” derlerdi herhalde. Kafası masalla bulanmamış herkes çeşitli derecelerde fırsatçı sever, gerçek dünyada sevgi budur. Masal dünyası sevgisi masal dünyası sevgisidir, gerçek dünya sevgisi değil.

Bunun yerine, hayatının sorumluluğunu almak daha akıllıca. Hatta sorumluluğu biraz abartmak da akıllıca. Aldatan, daldan dala atlayan kızlar varlar ve hep var olacaklar. Onlar sizi aldattı diye suç sizde değil. Ama bir iki kızdan kadınları anlamış bir bilge gibi davranamazsın. Birçok kızla aynı durum başına geliyorsa, bu tür kadınları çeken ve bu ilişkilerde muhtemel ortak problem de sensin.

Erkekler için ilişkiler setine de bakmayı unutmayın.

Bu yayını spotify kanalımızdan ya da Youtube kanalımızdan (aşağıda) da dinleyebilirsiniz.

Erkek Adam e-posta Haber Bülteni

Erkek adam sitesi e-posta haber bülteni yapıyoruz. Site ile ilgili haberlere, sitede olmayan yazılara ve site uçarsa nerede olacağımıza ulaşabileceğiniz şekilde haber bülteni almak istiyorsanız, linki aşağıda. Sadece email yeterli.

Erkek Adam e-posta Haber Bülteni

Daha önceden e-posta listesine kaydolduysanız bir daha kayıt olmanız gerekmiyor ama ona kaydolup bir şey almadıysanız e-postanızı yanlış girmişsiniz demektir.

Karşılıksız aşktan kurtulma yolları

Sevdiğinin peşinde koşmak neyden kaynaklanır? O sevmese de sırf sen seviyorsun diye birinin peşinden koşmak gurursuzluk mu yoksa mücadele mi?

Gurursuzluk tarafında daha yakın bir şey ama daha çok takıntıdır. Sebebi insanın geçici olarak ruhsal düşüklük yaşaması da olabilir, “aşkta gurur olmaz, sevdiğinin peşinde yeterince koşarsan sevdiğin bir süre sonra pes eder ve seni kabul eder” propagandasına inanmak da olabilir. Ama genellikle sebebi, kişinin öz değerinin çok düşük olması, kendini sevilmeye layık görmemesidir.

Öz değeri yüksek, kendilerini sevilmeye layık gören insanlar, kendilerine değer veren ve kendilerini seven insanlara yönelirler, değer vermeyen ve sevmeyenden soğurlar.

Öz değeri düşük, kendilerini sevilmeye layık görmeyen insanlar, kendilerine değer vermeyen ve kendilerini sevmeyen insanların peşinde koşarak bir değeri ve sevgiyi onlardan dilenerek alabileceklerine inanırlar. Tam tersi, kendilerine değer veren ve seven insanlara da değer vermezler. Sanki “ben değersizim ve sen beni kendiliğinden seviyorsan demek ki sen de değersizsin” gibi bir zihin yapısına sahiplerdir.

Peki karşılıksız aşk duygusunu kendi içimizde nasıl bitirebiliriz? Diğer şeylerle başa çıkabilsem de bu duyguyu bir türlü yenemiyorum ve işlerime odaklanmama bazen engel oluyor.

Birinci, bunu “aşk” diye ulvi bir şeymiş gibi düşünmeyi bırakıp, bunun geçici bir hastalık, düşkünlük olduğunun farkına varmak. Maalesef senin durumundaki birçok kişi, popüler kültürün propagandası ile, durumunu kurtulması gereken bir şey olarak görse bile, derviş çilesi gibi ulvi bir şeymiş gibi anıyor.

İkincisi, bu kişiyle asla birlikte olmayacağınızı, kendi kendine yaratıp sarıldığın ya da bu kişinin sana attığı kırıntıların hiçbir zaman istediğin romantik birlikteliğe dönüşmeyeceğini, bunların seni sefil bir durumda tuttuğunu kabul edeceksin. Şimdi tabii ki peşinden koşup koşup da istediğini elde eden ya da en azından dışarıdan istediğini elde etmiş görünen birçok insan var. Ama bunun olma olasılığı çok düşük. Oldu mu devam etme ya da en azından tatminkar bir şekilde devam etme olasılığı daha düşük. Her bir “abi kaynım işte 1 sene peşinden koştu, yenge çok hayır dedi ama şimdi çok mutlular” hikayesine karşın, kimsenin anlatmadığı 99 tane “1 sene peşinden koştu, süründüğüyle kaldı” hikayesi var.

Üçüncüsü, karşılıksız aşk duyduğun kişiyi hayatından tamamen çıkaracaksın. Örneğin ona ulaşıyorsan, ona ulaşmayı bırakacaksın. O sana ulaşıyorsa, onun sana ulaşmasına engel olacaksın.

Bu şekilde takıntı yaptığın kişinin hayatında olmadığını sanabilirsin ama bu kişiyi sanaldan ya da uzaktan görüyorsan, o kişi maalesef hayatında. Bu nedenle sanal tüm bağlantını da kesmen gerekiyor. Bu kişi yeryüzünden silinmiş gibi davranmalısın. Sosyal medya takipleşmesini de bırak. Öyle bir hale gelmelisin ki, bu kişi evlense ya da hayatını kaybetse bile uzun süre haberinin olmamalı.

Eğer bu kişiyi uzaktan görüyorsan, o tarafa bakmayı da bırak. Resmen görmezden gel. Çocukça gelebilir ama bu oldukça etkilidir.

Eğer bu kişi ile aynı arkadaş grubunda ya da iş yerindeysen, durumun daha sıkıntılı. Yapabileceğin en iyi şey, bu kişiyle etkileşimini en aza indirmek ama bunu trip atmadan yap.

Bu üç adım altta yatan özdeğer problemine karşı bir şey yapmıyor. Ama şunu unutmayın ki bir alkol bağımlısının alkol bağımlılığına neden olan ruhsal problemi ne olursa olsun, alkol bağımlılığından kurtulmanın ilk adımı, alkolden tamamen uzak durmaktır.

Dördüncüsü, ağlaya ağlaya da olsa işlerine, hayatına odaklanacaksın. Arada bir işlerine odaklanamaman normal ama bu şekilde karşındakini hayatından atarsan, çok hızlı bir şekilde toparlamaya başlarsın.

Biraz önce söylediğimiz gibi karşılıksız aşk bir bağımlılık gibidir. Bağımlının bağımlı olduğu maddeye sarmasının temel nedeni, kendi hayatından kaçmaktır. Yani sen de bu takıntını, kendi hayatından kaçmak için kullanıyor olabilirsin. Bu kişi ile tek bir etkileşiminiz olmasa bile, onun hayali, senin aşırı renksiz ve doyumsuz hayatından kaçtığın bir vahaya dönüşebilir. Bu nedenle bağımlılık mekanizmasının tersini uygulaman yani, gerçek hayatına daha fazla dalman ve bağımlılığı hayatından çıkarman lazım.

Kendi hayatınıza dalmanız, birine yaptığınız karşılıksız duygusal yatırımın, kurtulması en zor çeşitlerinden biri olan düşünüp durmaya karşı da oldukça etkili. Zihninizi zihninizle kontrol etmeniz yani kendi kendinizi onu düşünmeyeceğim diye telkin etmeniz çok zor. Bunun yerine düşünme zamanınızı başka şeylerle doldurmak daha etkili. Başlangıçta bu neredeyse hiç işe yaramıyor görünebilir ama eğer ilk üç adımı attıysanız, dördüncü adım kısa sürede düşüncelerinizi değiştirmeye başlar.

Ayrıca dördüncü adım, önemli bir öz değer ve öz sevgi adımı. Zira siz, kendi hayatınıza her odaklandığınızda ya da odaklanamasanız bile odaklanmak için uğraş gösterdiğinizde, kendinize değer verdiğiniz ve sevdiğiniz biri gibi davranıyorsunuz. Kendi yapmanız gerekenleri, ihtiyaçlarınızı ve isteklerinizi kenara atıp başkasını düşünmek yerine, kendinize sevdiğiniz biriymişsiniz gibi bakıyorsunuz. Bu şekilde öz sevgi ve değeriniz arttıkça, takıntının hızlıca azaldığını göreceksiniz.

Yani kendine sürekli telkin ile evrene “ben değerliyim, ben sevilebilirim” sinyalleri göndermeler, çiçekler, böcekler, çakralar, uçan kaplumbağalar yerine somut bir şekilde kendinize sevdiğiniz ve değer verdiğiniz biri gibi davranırsanız, değişiminiz daha hızlı ve kolay olur.

Beşinci adım ise, hayatınızda karşı cinsle karşılaşma sıklığınızı arttırmaktır. Daha fazla sosyalleşmek ve proaktif olarak kızlara yürümek. Bu takıntınız nedeniyle ilk başta bunların hiçbiri için isteğiniz olmayabilir. Zira bağımlılık, bağımlılık kaynağı hariç hayatın başka zevklerini zevksiz hale getirir. Çoğu insan öz değerini ve öz sevgisini bir insana bağladığında, sanki bunları sadece ondan alabilecekmiş ve başka hiçbir şeyden alamayacakmış gibi hisseder. Bu hisse karşı koyup çok zevk almasanızda kendinizi başka şeyler yapmaya odaklarsanız, önce belirttiğimiz adımlarla beraber kısa sürede daha iyi hissetmeye başlarsınız.

Altıncı adımda ise, eğer bunu kendi kendinize halledemiyorsanız, terapi almaya çalışın. İşin kaynağına inin. Çoğu insanın terapiye ihtiyacı olmasa da, bazı insanların içsel problemi kendi başlarına aşamayacakları kadar zor olabiliyor.

Yedinci adım ise bunları yaptıktan sonra zamana bırakmaktır. Uzun süreli, karşılıksız duygusal yatırımı bıraktığınız an, duygusal yatırımınız azalmaya başlar. Yani bir kişiyi takıntı halinde tutmak için sürekli yatırım yapmanız lazım. Bu yatırımı bıraktıktan sonra maalesef hızlı bir şekilde iyileşmeseniz bile, iyileşirsiniz. Ne kadar çok yatırım yaptıysanız, o kadar çok zaman alabilir ama merak etmeyin. Bu, 2 sene karşılıksız aşk yaşadıysanız, iyileşmeniz 2 sene alacak demek değil. Daha uzun sürecek ama hızlıca yatırım kesmeniz, aylar içinde iyileşmenizi sağlar.