Aldatan kadının sapkın sırları – Bölüm 6 – Mia’nın sırrı

Önceki bölüm için, Aldatan kadının sapkın sırları – Bölüm 5 – Boşanmadan Önceki ve Yeni Hayat

Güncellemelerim arasında atıp tuttuğum için, kötü sözler için özür dilerim. Çocuklarla beraber geleceğimize doğru yürürken, daha iyi yazmaya çalışacağım. Ve hepinize teşekkür ederim.

Yorum: Siz benim gördüğüm en güçlü erkeklerden birisiniz. Sizi seven, size sadık ve sizi tamamlayan bir kadını hak ediyorsunuz. İleride böyle bir kadını bulacağınıza eminim. Daha fazla güncelleme yapmanızı umuyorum, birçok insana ilham kaynağı oluyorsunuz. 

Cevap: Ben diğer insanlardan daha güçlü değilim ama teşekkür ederim. Yolculuğum sırasında neyi nasıl yapacağımı öğreniyorum. Eğer yazdığım bir kelime, böyle bir durumdan geçen bir kişiye bile yardımcı olacaksa, yazdıklarıma değer.

Her insanın ya da en azından çoğu insanın içsel bir güce sahip olduğuna samimi bir şekilde inanıyorum. İnsanlar bu güce ihtiyaç duymadıkları sürece bu gücün farkında değiller. Umarım kimse bu güce ihtiyaç duyacağı bir duruma düşmez ama bir insan kanser teşhisi aldığında, sevdiği biri aniden hayatını kaybettiğinde ya da finansal olarak mahvolduğunda, ihtiyaçları olan güç, kendilerine yardımcı olmak üzere, orada içlerinde bekliyor olacak.

Eskiden o olmadan yaşayamayacağını düşündüğüm kişi hayatımdan çıktı gitti ve ben hala yaşıyorum. Bu, hayatımda kimseye ihtiyacım olmadığını kanıtlıyor. Sonuçta, bir kadının hayatıma getirebileceği her türlü yarar, hayatıma getirebileceği potansiyel kaosun yanında ufacık kalır. Las Vegas’ta buna sucker bet (bile bile lades) derler. Artık bu kumarı oynamayacağım.

Yorum: Bu yazdıklarını okurken gözlerim yaşardı. Sen gerçekten iyi bir insan ve iyi bir babasın. Sana bol şans diliyorum.

Cevap: Ben iyi bir babayım. Kıyamet gününden beridir en zorlandığım şeylerden biri de, onları Amazon’dan hediye sevgisine boğma içgüdüme karşı koymak oldu. Onlara o kadar çok şey alabilirdim ki! Ama onları zamanım ve ilgim ile şımartmak istiyorum.

Evet, onlara tüm haftasonu için yepyeni kıyafetler aldım ve her haftasonu, annelerinin yanına gittiler. Ama o kıyafetleri, anneleri kötü hissetsin diye aldım. Mia’nın çocuklarına kıyafet alacak parası bile yok ve ona çocukların benimle ve onsuz çok iyi durumda olduklarını göstermek istedim.

Carrie’ye bir midilli almadım ama eğer isteseydi, almak için bir bahane mutlaka bulurdum. Çocukların ikisi de oldukça hareketliler ve materyalistik değiller. Bu da enkazdan sonra benim için büyük avantaj.

Ağlamanızı istemezdim. İyi dilekleriniz için teşekkür ederim.

Yorum: Bugün nasıl hissettiğin, yarın nasıl hissettiğini belirlemek zorunda değil.

6 ay kadar önce, daha önce yaşadıklarına göre çok daha büyük ve kötü bir travma yaşadın. Şu an, gelecek ilişkileri ya da seksi düşünüyor olman şaşırtıcı olurdu. Neden böyle konuştuğunu anlıyorum şu an, bir daha bir kadınla asla romantik ilişkiye girmeyeceğini düşündüğünü (ve bunun değişeceğini) bilmeni isterim. Bu sorun değil ve hatta şu an senin için en iyisi. Ama bir yıl sonra ya a iki yıl sonra daha farklı düşünme ihtimalin var. Bu nedenle kendine karşı nazik ol ve kendine iyi bak. Zamana bırak.

Mia konusunda sana iki şey söylemek istiyorum. Sanırım avukatlarla toplandığınızda giydiği kıyafetleri ve saçını, en iyi ihtimalle senin bir tepki vermeni sağlamak ya da en kötüsü ona acımanı sağlamak için özel seçti. Bu kadın seni biliyor ve senin acıma duygularını ortaya çıkarmak üzere seni manipüle etmek istiyor. Senden istediği reaksiyonu alamadığını okumak güzel.

Şimdi bunu söyledikten sonra diğer konuya geleyim. Nefret daha fazla nefrete neden olur. Bence Mia, senin onu bir daha asla geri almayacağını anlayacağı noktaya çok yakın. Şu an sana karşı hissettiği ve kendisinin aşk diye tanımladığı duygular, dava nedeniyle değişecekler. Eski arkadaşlarının ve ailesinin onu nasıl bileceklerini düşünüyor. Çocukların eninde sonunda bu olanları öğreneceğini de biliyor. Rebecca ile bağlantısı da devam ediyor. Sana olan duyguları kısa süre içerisinde büyük bir nefrete dönüşecek.

Senin hislerin, nefret de dahil haklı. Sen bu nefreti, onun hayatını bir cehenneme çevirerek dışarı atıyorsun. Bunu yapabiliyorsun ama Mia’nın yakın zamanda karşı saldırıya geçmesine hazır ol. Mia sizin artık bir daha asla birlikte olmayacağınızı anladığında, bu saldırıya başlayacak.

Bu saldırıya hazır olmalısın. Bu kadın seni biliyor, senin canını nasıl acıtacağını da biliyor. Senin canını nasıl acıtacağını sen de ona söyledin. Aşıklarını çocuklardan uzak tutmasını söyledin ve o da bunu seni öfkelendirmek ya da senin canını acıtmak için kullanabilir. Böyle bir şeye hazır ol. Böyle bir şey olmazsa ne güzel, en kötü boşuna hazırlanmış olursun. Ama bana öyle geliyor ki, yakın bir zamanda, bambaşka bir Mia ile karşı karşıya kalacaksın. İki adım sonrasını düşünmeye ve sana nasıl tepki vereceğini tahmin etmeye çalış. Böylece Mia’nın saldırılarına karşı hazır olabilirsin.

Carrie ile olan durumunuza yaklaşımını sevdim. Birgün bu durumda ne yaptığının, onun için neler yaptığının farkına varacak.Umarım Mia’nın mektubunu çöpe atmadın. Eğer o mektubu atmadıysan, o mektubu zamanı geldiğinde çocuklara göstermek için saklamanı tavsiye ederim. İleride Mia çocuklara senin bir yalancı olduğunu, evliliği senin mahvettiğini söylerse, o mektup bir sürü itiraf ile dolu.

Böyle devam et ve bu durumu nasıl yönettiğin konusunda kendinle gurur duy.

Cevap: Bu çok ilginç bir bakış açısı ve ben bunu düşünmemiştim. Teşekkür ederim.

Mia ne giydiğine ve nasıl göründüğüne her zaman çok dikkat eder. Savaştan kaçan sığınmacı gibi görünmesi aklımı karıştırmıştı. Yani siz bunun bir manipülasyon girişimi olduğunu söylüyorsunuz. Beni avlamak için, onunla ilgili küçük de olsa pozitif şeyler hissetmemi umuyordu. Ama sanırım hem kendisi hem de avukatı, bunun olmayacağını çoktan anlamışlardır.

Evlilik danışmanlığı konusunu ortaya atması beni gerçekten de şoke etti. Bunun boş bir hile olduğunu biliyorum ama Mia’nın yaptıklarından sonra evlilik danışmanlığı, ölüyü diriltmeye çalışmak gibi bir şey.

Mia onu severken birden bire ondan nasıl nefret etmeye başladığımı anlamıyor. Ben duygularını kontrol edebilen bir insanım. Duygularımı istersem kapatabilirim, onlara köle değilim.

Mia’nın mektubunu Nadia’ya verdim. Avukatım, tüm kanıtlar ve belgeler ile, mahkeme için büyük bir dosya hazırlıyor.

Evet haklısın, ileride bana karşı saldıracağını bilip önlem almalıyım. Eğer evime gelmeye kalkarsa uzaklaştırma kararı aldırırım. Bunu o kadar hızlı yaparım ki, kendisine neyin çarptığını bile anlayamaz.

Çocukları manipüle etmeye kalkarsa, onu yasal yollardan süründürürüm, ailesine rezil ederim. Ailesi şu an Mia hakkında pek de mutlu değiller ve torunlarını çok seviyorlar.

***

Daha sık bilgi verme sözümü tutmak için, daha sık ama daha kısa yazılar yazacağım. Eğer daha önceki yazılarım gözlerinizi yorduysa ya da anevrizmaya neden olduysa özür dilerim.

Biri daha önceki yazılarımdan birinde, Rebecca hakkında soru sormuştu ve onunla hiç etkileşime girip girmediğimi öğrenmek istemişti. O yorumu bulup okumanıza gerek yok, burada açıklayacağım.

O kader gecesinden sonra Becca’yı ne gördüm ne de kendisi ile herhangi bir iletişimim oldu. Becca’nın şu an Mia’nın hayatında ne kadar yer kapladığını bilmiyorum. Görüşüp görüşmediklerini bilmiyorum ama tahminimce iletişim halindedirler.

Çocuklar Becca’dan hiç bahsetmediler. Ama cehennem kapıları açıldıktan birkaç hafta sonra, neler olup bittiğini bir arkadaşıma anlattım. Bu arkadaşımı özellikle seçtim zira arkadaşımın karısı, çok ünlü bir dedikoducudur. Kendisi de zaten benim yakın arkadaşım, bu nedenle onun negatif bir özelliğini kendi yararıma kullandığım için suçluluk duymuyorum.

Becca’nın 9 kişi çalıştırdığı bir kuaför dükkanı var. Dedikodu yavaş yavaş yayıldıktan sonra, iki çalışanı Becca’nın salonundan ayrıldı. Daha iyi iş buldukları için mi gittiler yoksa Becca’nın bu hikayedeki rolünü protesto etmek için mi gittiler bilmiyorum. Ama bu işler bittiğinde, Becca’nın tüm kirli çamaşırlarını ortaya dökeceğim ve umarım bu, insanların onunla çalışmak istememelerini ve kuaförüne gitmek istememelerini sağlayacak. Ama yapacaklarımın onun hayatını mahvedeceğini garantileyene kadar bekleyeceğim.

***

Alışveriş yaparken Mia’nın kızkardeşine rastladım. Bana sarıldı ve kız kardeşinin aptallığı ve aptallığı için benden özür diledi. Buradaki birçok insan bana onunla iletişime geçmememi zira onun düşman tarafta olduğunu söyleyecekti. Ama Mandy ve kocası Doug’ı her zaman sevdim ve bu nedenle onları ve çocukları havuz başında bir şeyler yemeye davet ettim.

Doug çocuklara ve barbeküye bakarken ben de Mandy ile konuşma fırsatı buldum. Çocukların konuştuklarımızı duymamasına çok dikkat ettik. Neyse ki çocukların dikkati tamamen havuzda ve yiyeceklerdeydi.

Kısacası Mia’nın ailesi, Mia’nın beni birden fazla erkekle aldattığını biliyorlar ama Mia toplam sayı konusunda ailesine yalan söylemiş. Mandy ve ailesi, Mia’nın Michael’in doğumundan sonra birkaç tane kısa süreli ilişki yaşadığını düşünüyorlardı.

Mandy’ye birkaç tanenin kaç tane olduğunu varsaydığını sordum. Belki iki üç tane diye cevapladı. Bunun üzerine Mia ve macera yaşadığı erkekler arasındaki mesajlaşmaları içeren dosyayı alıp getirdim. Ona şu ana kadar 47 değişik erkek ile seks yaptığını kesin olarak belirlediğimizi söyledim. Ona, 47 erkeğin, buzdağının görünen yüzü olduğunu da açıkladım zira Mia’nın birçok telefon uygulamasından iz bırakmadan yaptığı aktiviteleri bilmiyoruz bile.

Mandy bunu duyunca ne diyeceğini bilemedi ama hemen ailesini arayıp haber vermek ve Mia’ya küfür etmek istedi.

Mia’nın aldatmaları ve erkek sayısı zaten kabul etmesi zor bir şeydi ama konuşmamız sırasında Mia’nın ailesinin, Carrie’nin benim çocuğum olmadığı konusunda en ufak bir fikirleri olmadığını fark ettim. Ama Mandy’ye bunu söylediğimde kocası Doug, karısının gözyaşları yüzünden barbeküyü bırakıp yanımıza gelmek zorunda kaldı. Mandy masanın etrafından dolaşıp bana sarıldı ve sürekli olarak ne kadar üzgün olduğunu söyledi. Doug ise şok olmuştu, sadece sırtıma elini koyabildi ve sonra içmeye gidebileceğimizi söyleyebildi. Kısa süre içerisinde eski karım olacak kadın ciğeri beş para etmez biri olabilir ama ailesi ve ailenin damatları pırlanta gibi insanlar. Yine de onlara güvenmek konusunda dikkati elden bırakmayacağım.

Mandy’ye o gece ne olduğunu ve babalık testini anlattım. Şok olmuş bir şekilde dinledi ve Becca’nın kahrolmasını diledi. Mandy’ye Becca hakkında ne düşündüğünü sordum.

Mandy Becca’dan çocukken bile nefret ettiğini anlattı. Mandy benden, Becca ve Mia’dan 4 yaş büyük. Biz liseye başladığımızda o liseyi bitiriyordu.

Becca’yı birkaç kez kendisinden makyaj malzemesi çalarken yakaladığını ama Becca’nın yakalanmasına rağmen hiç de özür dilemediğini söyledi. Becca manipülatif ve drama yaratmayı seven biri olduğu için ondan hep nefret etmiş. Becca’nın babası annesini boşadığında, ona ablalık yapmaya bile çalışmış ama Becca her zaman nankör ve diğer insanları hiç dinlemeyen bir kızmış.

Mandy’ye Mia’nın Rebecca’yı baş nedimesi yapmak istediğini bilip bilmediğini sordum. Cevap vermedi ama gözlerinden geçen yoğun uyanış bana bunu bilmediğini söyledi.

Mandy, Mia’nın daha liseye geçmeden bile, hayatı boyunca sadece benimle olmak istediğini söylediğini anlattı. Bunun Mia’nın çok erken yaşlardan kendini kandırdığı anlamına mı geldiğini yoksa sonradan mı değiştiği anlamına geldiğini bilemedim. Tek bildiğim şey, bir insan hem bir insanı sevip hem de vücudunu başka insanlara veremeyeceği. Mia’nın sevgisi ya başından beri gerçek değildi ya da çoktan ölmüştü. Mia’nın kalbinin şu an bana ait olduğunu ve hep bana ait olacağını söylerken yalan söylediğini biliyorum. Aslına bakarsanız, artık Mia’nın birini sevme kapasitesi olduğundan bile emin değilim. Gerçi bu artık önemli değil. Zira Mia’nın kalbi gerçekten bana ait olsaydı bile, o kalbin ne kadar defolu olduğunu bilsem de, söküp başkasına takmaları için bağışlardım.

Yemekten sonra çocuklar oynamaya devam ettiler. Ben de Mandy ve Doug’a daha fazla bilgi verdim. Çocuklara dondurma vermek için kalkıp geri geldiğimde, Doug’un gözlerindeki yaşları görebiliyordum. Doug geri döndüğümde bana büyük bir erkek kardeş gibi sarıldı.

Doug daha sonra bana Mia’yı beraber yakaladığım adamla ne olduğunu sordu. Tek bildiğim şeyin, adamı en son gördüğümde bilincinin kapalı olduğunu ve sol taraftaki alt göz kapağının darmadağın olduğunu söyledim. Bu konuda polis kapımı çalmadığına göre, arkadaşı onu polise götürmemişti. Ama kemiklerindeki kırıkların müdahale gerektirdiğine eminim ve bunun faturasını da bana göndermediler.

Doug adama daha fazla hasar vermem gerektiğini söyledi. Mia ve Becca üzerime atlamasalar muhtemelen adama daha fazla zarar verirdim ama bunu yapamadığım için mutluyum. O zaman aşırı derecede öfke ile doluydum, oradan uzaklaşabilmem iyi oldu.

Doug Carrie’nin babasının kim olduğunu bilen birinin olup olmadığını sordu. Ona Mia çok ama çok sayıda adamla yattığı için bunu bilmenin zor olduğunu ama hem boşanma hem de tazminat davası sırasında bu arayışın en yüksek seviyede yapılacağını söyledim. Her ikisi de, Mia’nın mahkemede mahvedileceğine sevinmişti. Bu terapi hepimize iyi gelecekti.

Onlara Mia’nın çalışıp iştirak nafakasını ve tazminatı ödeyebilmesinden endişelendiğimi söylediğimde, Doug bana babalık dolandırıcılığı bir suçsa, Mia’nın bu suçtan en yüksek cezaya çarptırılması gerektiğini söyledi. Ona Mia’nın annelik dolandırıcılığı yaptığını, Mia gibi bir kadının asla bir anne olamayacağını söyledim.

Mandy ve Doug evimden ayrıldıktan bir saat kadar sonra Mia’nın annesi ve babası beni telefon bombardımanına tuttular. Bir de gizli numaradan bir sürü arama aldım. Sonra Mandy aradı ve onun telefonunu açtım. Arka planda çok fazla çığlık ve bağırma olduğu için dışarı çıkmak zorunda kaldı.

Mandy anne ve babasına durumu anlatmış ve babası Mia’nın eşyalarını arabasına yüklemekle meşguldü. Annesi ağlayarak Mia’ya nasıl da büyük bir hayal kırıklığı olduğunu ve onun gibi bir kadın yetiştirdikleri için nasıl da utanç içinde olduklarını söylüyordu. Bana eski kafalı diyebilirsiniz ama anneniz size nasıl bir orospu olduğunuzu söylüyorsa, Ahlaksız Köye giden trende bir iki durak, hatta en az 47 durak fazla yolculuk yapmışsınız demektir.

Mia’nın ağlayarak gidecek bir yeri olmadığını söylediğini duyabiliyordum. Onun hak ettiği cezayı görmesine sevineceğime birden çocukları düşünmeye başladım. Çocukların büyükanne ve büyükbabaları ile kalmasında bir problem yoktu ama Mia’nın gidebileceği yerlerin hiçbirine çocukları götürmesini kabul edemezdim. Çocukların Becca’da kalmasına izin veremezdim. Çocukları her nası ödeyebilecekse bir otel odasına götürürse, oraya alabileceği adamlar yüzünden çocukları almasına izin veremezdim.

Ailesinin gerçeğin bir kısmını bilmesine sevindim ama bunun çocukları ziyaret konusunda sorun yaratacağını biliyordum. Eğer sabit ve güvenli bir ikamet bulamazsa, mahkeme onun çocukları bir gözetim olmadan almasına izin vermez. Çocukları gözetim altında sadece birkaç saat görmek can acıtıcı olsa da bu mezarı kendisine o kazdı. Bu kadın evsizler sığınağında da kalsa, lağım çukurunda da kalsa umrumda değildi, hala da umrumda değil.

Mia dışarı gelip telefondakinin ben olup olmadığımı sorduğunda, Mandy ile hala konuşuyorduk. Mandy Mia’ya ne söylememi istediğimi sordu. Muhtemelen gerçeği söylememem lazımdı zira Mia telefonu kaptı ve histerik bir şekilde yalvarmaya başladı. Onun hayatını mahvetme konusunda neden bu kadar istekli olduğumu sordu. Kısaca “çünkü sen benim hayatımı mahvettin” dedim. Bana sadece onu affederek hayatımı geri alabileceğimi söyledi. Ona o hayatın artık bittiğini ve onun yalanlarından dolayı aslında hiç var olmadığını söyledim. Yine yalan söyledi ve beni sevdiğine yemin etti. Ona, onun hayatında tek sevdiği şeyin kendisi ve seks olduğunu söyledi. Onların hiçbirinin kendisi için hiçbir şey ifade etmediğini söyledi. Ona onların benden ya da ailesinden daha fazlasını ifade ettiğini, yoksa bütün ailesini defalarca riske atmayacağını söyledim. Onu neden ailesine gammazladığımı sordu ben de onlara neden doğruyu özellikle de Carrie’nin babasının ben olmadığımı söylemediğini sordum. Bana lanet okudu ve benim Carrie’nin babası olduğumu ve her zaman da babası olacağımı söyledi.

Ailesinin onu evlatlıktan reddettiğini ve evden attıklarını söyledi. Ona bundan mutlu olduğumu ve hayatını daha da kötü hale getirmek için elimden gelen her şeyi yapacağımı söyledim. Bana beni sevdiğini söyledi ve beni seven birine karşı nasıl bu kadar acımasız olduğumu söyledi. Bunu kendisine 6 sene önce sorması gerektiğini söyledim. Ona sadece her şeyi kaybetmekte olduğu ve insanlar gerçekleri duyduğu için pişman olduğunu söyledim. Ama yaptıklarının onu uzak durulması ve hakkında kötü konuşulması gereken biri yaptığını söyledim. Ailesi ile yaşadıklarını hak ettiğini söyledim.

3 gün sonra Nadia aradı ve Mia’nın avukatının bir görüşme daha ayarlamaya çalıştığını söyledi. Görüşmeyi geçen Cuma’ya, Nadia’nın ofisinde olacak şekilde ayarladık. Mia’yı görmeyi ve onunla konuşmayı hiç istemediğimi söylememe gerek yok sanırım. Ama Mia’nın evsiz kalmasının, velayet konusunda sonuçlar doğurabileceğini biliyordum.

Toplantı başlar başlamaz Mia’nın avukatı bana Mia’nın aile evinden atıldığından beridir arabasında yaşadığını söyledi. Neden Rebecca ile kalmadığını sordum. Sonuçta onun bu duruma düşmesine sebep olan çürük elma Becca’ydı. Mia buna cevap vermedi. Bunun yerine bana evde kalıp kalamayacağını ve evlilik terapisi almamızın bir yolu olup olmadığını sordu. Ev konusunda anne ve babasına danışmasını, çocuklarla yaşadığımız eve yaklaşmasına bile izin vermeyeceğimi söyledim. Evlilik terapisini, bundan sonra onunla evlenecek aptal ile yapmasını söyledim. Ama o aptala da sadık kalmayacağından emindim.

Mia’nın avukatı kullandığım dile ve sözlerimin kabalığına itiraz etti. Ona, Mia’yı temsil etmekten başka bir şey bilmeyen, para yiyen bir osuruk olduğunu söyledim ve ona parasını OnlyFans ile ödeyip ödemediğini sordum.

Nadia ortamı yatıştırmak için elini omzuma koydu ve biraz daha medeni olup olamayacağımızı sordu. Ara vermek istedim zira yeni sözel bombalarımı zaten yüklenmiştim ve sinirimin yatışması gerekiyordu.

20 dakika ara verdik ve herkesten uzaklaşmak için arabama gittim. Mia’nın arabasını görünce aklımdan arabayı boydan boya çizmek geçti. Ama bunu yapamayacağımı biliyordum ve zaten yeterince avukatla uğraşıyordum.

Arabanın yolcu koltuğunda abur cubur yemek poşetleri vardı. Arka koltukta ise elbise yığınları. Hem kendi hayatını hem de benim hayatımı cehenneme çevirdi.

Bir psikolog yardımı ile nefretten kurtulmaya çalışıyorum ama bu kadına saygı ve nezaketin kırıntısını bile göstermek için bir neden görmüyorum. Kadının kendisine saygısı yok ki.

Nadia toplantıya geri döndüğümüzde, ne olursa olsun, mümkün olduğunca sadece evet ya da hayır cevapları vermemi tembihledi. Bunu yapmaya çalışacağımı söyledim ama eski karımın kaldırabileceğimden çok daha fazla yalan ve bahane ürettiğini söyledim. Bunun üzerine Nadia, toplantının en kısa sürede bitmesi için elinden geleni yapacağını söyledi.

Nadia toplantıya, Mia’nın herhangi bir terapi alıp almadığını sorarak başladı. Mia, fiziksel terapi ile uğraşırken buna vakti olmadığını, ayrıca parasının da olmadığını ve zaten sigortasının bunu karşılamadığını iddia etti. Mia, terapiyi biz ödersek, birkaç seans terapiye gidip gidemeyeceğini sordu. Başımı çok hızlı bir şekilde Nadia’ya çevirdim ama her şeyin kontrolü altında olduğunu belirtmek için masanın altında bacağıma vurdu.

Mia’nın avukatı, ücreti kim öderse ödesin, Mia’nın kendi seçtiği terapiste gideceğini söyledi. Nadia bunun sorun olmayacağını söyledi. Biraz terapinin, daha iyi bir anne olmak için Mia’nın duygularını işlemesine yardımcı olacağını söyledi. Ben hala böyle bir teklifte bulunduğu için Nadia’nın aklını kaybettiğini düşünüyordum ama konuşmasına müdahale etmedim. Mia’nın avukatı bunu aralarında konuşup bize döneceklerini söyledi.

Nadia her ne kadar karşı tarafın avukatı olsa da, bir kadın olarak dava içindeki bir kadının gerekli yardımı aldığından emin olmak istediğini söyledi. Bunu söylerken o kadar ikna ediciydi ki, kendi avukatımın benim aleyhime döndüğünü sandım.

Mia bir aile birliği içinde terapi görüp göremeyeceğimizi sordu. Nadia’yı bunun mümkün olmadığını söylemedi için masanın altından dürttüm ama Nadia beni geri dürttü ve eğer Mia birkaç terapi seansına giderse ve terapist bunun faydalı olacağını söylerse, bunu yapabileceğimizi söyledi. Nadia’nın bunu yapmasının bir nedeni olduğunu biliyordum ama bana önceden amacının ne olduğunu söylemesini çok isterdim. Bunu neden yaptığını sonra öğreneceğimi biliyordum ama toplantı bitene kadar ambale olmuş şekilde kaldım.

Mia’ya şu an yaşadıklarının tüm o ucuz ve anlamsız maceralara değip değmediğini sordum. Onca sene yapabildiği şeylerin, her şeyi kaybetmeye değip değmediğini gerçekten merak ediyordum. Bundan zevk alıyor olması gerektiğini söyledim yoksa bunu defalarca yapmaya devam etmezdi. Tüm bu deneyimlerin, kendisini seven bir kocayı ve çocuklarının velayetini kaybetmeye değip değmediğini gerçekten merak ediyordum.

Mia bana cevap olarak hayır demeden önce, samimi gibi görünen gözyaşlarını dökmeye başladı. Gerçek bir utanç duyup duymadığını sordum. Hiçbir şey için olmasa bile yakalandığı için tonlarca pişmanlık altında ezildiğini zaten biliyordum ama gerçekten utanç duyup duymadığını merak ediyordum. Eninde sonunda herkes yaptığı iğrençlikleri öğrenecekti ve özellikle de şimdi ailesi bunları biliyordu. Ona gerçeği ailesinden sonsuza kadar saklayabileceğini gerçekten düşünüp düşünmediğini sordum. En azından işe başlayana ve kendi evine çıkana kadar saklamayı umduğunu ama bunun eninde sonunda ortaya çıkacağını bildiğini söyledi.

Sonunda benim canımı yaktığı için özür diledi ve bunu yapmayı asla istemediğini iddia etti. Ona benim canımı yakmadığını, beni mahvettiğini söyledim. Hergün, gün boyu acı çektiğimi, acının sadece ruhumun içinde olmadığını, acıyı eklemlerimde, kaslarımda hissettiğimi söyledim. Kalbim o kadar kırık ki, benim ruhumu zehirlediğinde, zehir ikincil organlarıma sızdı. İyi günümde tamamen hissizdim. Kötü günümde ise tüm vücudun geriliyor, depresyon bazen fiziksel ağrıya neden oluyor. Bazen hiçbir neden olmadan hamlamış olarak uyanıyorum.

Acımı ifade etmem üzerine ağlamaya başladı. Ona bu kadar acımasızca ihanet edilmeyi hak edecek ne yaptığımı sordum. Bu soru onun daha fazla ağlamasından başka bir işe yaramadı. Ona onun yaptığını yapan birinin ne hak ettiğini düşündüğünü sordum. Ne istediğini değil, onun yaptıklarını yapan birinin ne hak edeceğini düşündüğünü sordum. Daha beter ağlamaya başladı. Cevapsız gözyaşlarına tahammülüm kalmadı. Benim işim bitmişti, toplantı da bitti.

Mia’nın avukatı onu dışarı çıkarmaya çalışırken, Mia onu affetmem için bana yalvarıyordu. Ona konuşmanın bittiğini ve eve gitmesini söyleyip durdum.

Mia ve avukatı sonunda gidebildiğinde, Nadia ne yapmaya çalıştığını açıkladı. Mia’nın psikoloğunu ödememi önerme sebebi, bunun mahkeme tarafından bizim lehimize bir hareket olarak görülecek olmasıydı. Ama Mia bariz şekilde dengesizdi ve yaşamla baş edemiyordu. Eğer bir psikolog Mia’nın hastaneye yatırılmasında ısrar ederse, bu ona yardımcı olabilirdi ama mahkemenin Mia’nın bu kadar dengesiz olduğunu görmesi asıl bize faydalı olurdu.

6 yıldır beni kandıran bir kadını bu şekilde psikoloğa göndermekten vicdan azabı çekecek değilim. Eğer psikoloğa gitmesi için aile terapisine gitmem gerekirse ona da giderim. Mia kendi kuyusunu kazmakta çok iyi, umarım böyle devam eder.

Evet biliyorum, bu hiç de kısa bir güncelleme olmadı. Ama olabildiğince konsantre bir güncelleme olduğunu umuyorum. Çocuklar iyiler. Michael beyzbol oynuyor ve takımın en uzun boylu çocuğu olduğu için atıcı oldu. Michael’i Doug ve iki oğluyla beraber beyzbol maçına götüreceğim.

Carrie her zamanki gibi çok tatlı ve güzel. Havuzu çok seviyor ve çocuklu arkadaşların gelmesi de onun için çok iyi oluyor. Hayatı dolu dolu yaşayan ve burunlarını telefona gömecek zamanları olmayan iki çocuk yetiştirmek istiyorum.

Hepinize nazik sözleriniz ve desteğiniz için teşekkür ederim. Arkamda bu kadar insanın desteğinin olduğunu bilmek güzel.

Bitirmeden bir not düşmek istiyordum. Bazı insanlar, Mandy ve ailesinin, Mia’nın beni aldattığını, ben öğrenmeden önce bile bildiği fikrine kapılmış. Ben bunu kendi aileme anlattığımda, onun ailesinin olaydan haberi bile yoktu. Mia’nın Carrie’nin babası da dahil birçok erkekle ilişkiye girdiğini çok sonra öğrendim. Mia’ya Carrie’nin babasının ben olmadığımı ilk ben söyledim. Bundan sonra bu bilgiyi ailesi ile paylaştığını var saymıştım. Babası “o adamlardan” bahsettiğinde, çok fazla sayıda adam olduğunu bildiklerini var saymıştım.

Mia’nın ailesini seviyorum ve bu konuda daha fazla acı çekmelerini istemiyorum. Mia onlara birkaç erkek ile aldattığını itiraf etmiş sadece. Ben Carrie’yi korumaya çalışıyordum ve Mia’nın Carrie ile ilgili durumu gizlilik içinde ailesine anlattığını düşünüyordum. Ailesi ile görüşmüyordum ya da Nadia ve Jesicca aracılığı ile haberleşiyordum. Mandy ile karşılaşana kadar, onun ailesinden kimseyle konuşmamıştım. Mia’nın bunun böyle devam etmesini istediğini o zaman anladık. Kafa karıştırdıysam kusuruma bakmayın. Hepinize teşekkürler.

Sonraki bölüm Aldatan kadının sapkın sırları – Bölüm 7 – Mia’nın sonu (1)

Tüm seri:

Kırılgan narsist kadının en güçlü manipülasyon taktiği

Başında oldukça cazibeli ve şefkatli davranan kız arkadaşınız, daha sonra her pozitifi negatife dönüştürebilen, asabi, kaygılı, kızgın ve çoğu zaman sizin hakkınızda şikayet eden, sürekli sizden iğrenir gibi bakışlar atan, size ne kadar aptal ve umutsuz olduğunuzu söyleyen birine mi dönüştü? Artık sizi sıklıkla aşağılayan, alay eden, size karşı saygısızlık yaparken sürekli olarak sizi ona karşı saygısızlık yapmakla suçlayan biri haline mi geldi? O zaman kız arkadaşınız, buna sebep olabilecek tek rahatsızlık bu olmasa da, bir kırılgan narsist olabilir.

Bu bölümde kırılgan narsist bir kadının bazı spesifik manipülasyon taktiklerinden bahsedeceğiz. Kimsenin böyle toksik bir insan ile ilişkide kalmasını tavsiye etmem ama bu ilişkide kalma zorunluluğunuz varsa, bu manipülasyonları nasıl yönetebileceğinizi de konuşacağız. Ama tabii siz yine de bu ilişkiden kaçarak uzaklaşın.

Kırılgan narsist bir kadının ilk ve en temel manipülasyonu, kurtarılmayı bekleyen mahsun prensesi oynamaktır. Kırılgan narsist kadın mağduru oynar. Aslında buradaki oynar kısmı aslında tam olarak oyun da değildir zira kırılgan narsist kadın genellikle, durum ne olursa olsun, o duruma kaç kere düşerse düşsün,  kendisini gerçekten de masum bir kurban olarak görür. Bir kere bile oturup “belki sürekli tekrarlanan bu problemlerde benim de bir payım var” diye düşünmez. Bunun yerine kendisini çaresiz, kronik olarak kötü davranılan ve yanlış anlaşılan biri olarak görür. Kendini tüm o zorbalardan ve kötülüklerle dolu dünyadan korumak dışında bir şansı olmadığına inanır.

Kırılgan narsist bir kadın, başına gelen tüm çatışma ve kaosu, mağdur kimliğini pekiştirmek ve güçlendirmek, bunun sonucunda da bu mağdur kimliğini onaylayan insanları kendisine çekmek ve kahramanı oynayacak bir partner bulmak için genellikle kendisinin yarattığının farkına varamaz. Bu “kahraman” partner tabii ki kısa bir süre sonra kahramandan koca bir pisliğe sürüleceğinin farkında değildir.

Kırılgan narsist kadının mağdur zihniyetini onaylamayan herkes kötü adamdır. Aslına bakarsanız, kırılgan narsist kadının algısını az da olsa sorgularsanız ya da problemlerini çözmesi için ona çözüm önerirseniz ya boşu boşuna kavgalara tutuşursunuz ya da önünüzde koca bir duvar örülür ve o duvara toslarsınız. Kırılgan narsist kadını değersizleştirmekle, empati kapasitesi olmamakla, bir kadını anlama kapasitesi olmamakla  ve hatta psikolojik şiddet ile suçlanırsınız.

Kırılgan narsist kadınla ilgili anlamanız gereken şey, bu insanın mağdur zihniyetinin, psikolojik bir savunma mekanizması olduğudur. Mağdur zihniyetinin, başkalarından ilgi, sempati, onay ve kaynak alma, tüm davranışlarının sorumluluğundan kendini azad etme, hiçbir şeyin suçlusu olmama, aynaya bir kere bile bakıp temel probleminin kendi ruhunda olduğu gibi çok sıkıntılı bir gerçekle yüzleşmek zorunda kalmama gibi bir sürü işlevi vardır. Yani kırılgan narsist kadının kendi hatasını kabul etmesinin, çok derin utanç, güvensizlik ve yetersizlik duygularını tetikleyeceğini ve bu tetiklemenin de kırılgan narsist kadının dehşetle korktuğu, tüm kimliğini mahvedecek bir çöküntüye yol açacağını anlamalısınız.

Kırılgan narsist zaten kırılgan kişiliğini korumak için yıllar boyunca tüm bu savunma katmanlarını inşaa eder ve bu nedenle de, böyle bir çöküntüden kaçmak için elinden geleni yapar. Kırılgan narsistin elinde, sahte kimliğini korumak için kullanacağı bir sürü silah vardır. Eğer onun “hatasız” olmasını ya da davranışlarını sorgularsanız, bu aşırı kırılgan balona iğne batırırsınız ve bu nedenle de kadın hemen saldırıya ve savunmaya geçer. Gaslihting, suçu saptırma, yansıtma gibi manipülasyonlarla, kendi mağdur edebiyatlarına uyacak şekilde olayları ve geçmişi yeniden yazma çalışmasına başlar. Sizin kafanızı karıştırmak, enerjinizi emmek, size yönünüzü kaybettirmek için elinden geleni yapar.

Bu nedenle, kırılgan narsist kadının kurban zihniyetine meydan okumak ya da onun problemlerini çözme rolüne bürünmek her ne kadar karşı konulmaz bir istek olsa da, bunlar onun kendisini iyi hissetmesini sağlamayacaktır. Bu insanla, özellikle sizi düşman olarak çizdiği durumlarda, temel fikir ayrılıklarınız olsa da, kadının bizzat kendi eliyle yarattığı sorunu çözmek için uğraşmanın hiçbir faydası olmayacağını anlamanız lazım.

Eğer kırılgan narsist kadının şikayetleri size yönelik değilse, en iyisi şefkatli ama mesafeli durmak. Kadının duyguları ile hemfikir olmanıza gerek yok ama bu duygulara sahip olduğunu gördüğünüzü gösterin. Tartışmaya girmek yerine, “bana anlattıkların senin için gerçekten zor olmalı” gibi bir şey söyleyin.

Maalesef kırılgan narsist kadının mağdur zihniyeti sıklıkla sizi hedef alır. Kırılgan narsist kadın, sizi rahatsız eden bir şeyi onunla konuştuğunuzda genellikle “inkar et – saldır – kurban saldırgan rolünü ters yüz et” (Darvo – Deny, Attack, and Reverse Victim and Offender) tekniği ile kendi kurban duruşunu pekiştirmeye çalışır.

Diyelim ki saat 7’de restoranda buluşacaksınız ama partneriniz sürekli olarak geç kalan bir tip ve saat 7:30 olmasına rağmen gelen giden yok. Bu canınızı sıkıyor ama eğer bu konuyu açarsanız bütün akşamın berbat olacağını da biliyorsunuz. Sonunda partneriniz restorana geliyor ve tabii ki hiçbir şey olmamış, geç kalması problem değilmiş gibi davranıyor. Kendi sorunlarından konuşuyor ve tabii ki sizin gününüz hakkında tek bir soru sormazken, sizi yediğiniz veya giydiğiniz şeyler ile eleştirmekten de geri durmuyor.

Eve dönerken geç kaldığı aklınıza geliyor ve “bugün neden geç kaldın?” diye soruyorsunuz. Tabii ki hemen savunmaya geçiyor ve geç kaldığını inkar ediyor ve zaten “7:30’da buluşacaktık” diyor. Kendisine mesajlaşmanızı gösterdiğinizde ise sinirleniyor ve “bu kadar basit bir şeyden neden problem yaratıyorsun” diye size çıkışıyor. “Ya senin geç kaldığın tüm o buluşmalara ne demeli?” diye saldırıya geçiyor.

Burada “sadece neden geç kaldığını merak ettim, işte mi takıldın, trafikte mi? Sorun etmiyorum ama geç kalacağını söyleyen bir mesaj atman iyi olur” diye cevaplıyorsunuz diyelim. Bu aşamada kırılgan narsist kadın kurban – saldırgan rolünü ters yüz etme yoluna giderek “hep böyle yapıyorsun, benim sadece birkaç dakika geç kalmamı bahane edip berbat biri gibi hissetmemi sağlamaya çalışıyorsun” diyor. “Beni sürekli eleştiriyorsun, sürekli nerede olduğumu bilmek istiyorsun!”.

“Bak sorun yaratmaya çalışmıyorum, sanırım ikimiz de eğer geç kalacaksak bunu birbirimize haber vereceğimiz konusunda hemfikir olabiliriz” diyorsunuz. Tabii ki özür dileyip bu çözümü kabul edeceğine, sorumluluğu üzerine almamaya ve sizi manipüle etmeye devam ediyor.

Böyle bir durumda ne yapabilirsiniz?

Farkına varmanız gereken ilk şey, kırılgan narsist insanların yapacaklarını tahmin etmenin aslında çok kolay olduğu. Bu insanlar hemen hemen her zaman aynı davranış kalıpları ile tepki verirler. Bu nedenle de olayda duygusal olarak yükselmek, kafa karışıklığına düşmek ve karşı tarafın sorumluluk alması için uğraşmak yerine, bunun bir davranış kalıbı olduğunun farkına varın. Problemlerinizi, ihtiyaçlarınızı ya da endişelerinizi ne kadar ince bir şekilde konuşmak isterseniz isteyin, kırılgan narsist kadın bunu kendisine yönelik kişisel bir saldırı olarak görecek.

Kırılgan narsiste meydan okuduğunuzda, söyleyeceğinizi açık bir şekilde söyleyin, davranışlara odaklanın, savunmaya geçmekten kaçının ve narsistin sizi konudan uzaklaştırmasına izin vermeyin. Asıl konuya dönün ve kendisine aynı takımda oynadığınızı hatırlatın. Fakat o an içinde, onun gözünde “düşman” olduğunuzu unutmayın. Belki de sizi sürekli olarak “düşman” olarak görüyor ve konuşmadan en kısa sürede çıkmanız gerekebilir. Bu nedenle sakin kalın ama kararlı olun. Bir yandan da bu insanın bakış açısını değiştiremeyeceğinizi bilin. Kendinizi savunmaya ya da karşınızdakinin onayını almaya veya haklı olmaya çalışma tuzağına düşmeyin. Sadece ve sadece kendi esenliğinize önem verin.

Çeviri: The Female Covert Narcissist’s Most Powerful Manipulation Tactic

Benim ve aslında yayını yapan terapistin tavsiyesi, kırılgan narsist partner ile ilgili tavsiyem, ne kadar zor olursa olsun bu insanı geri dönüşsüz terk etmeniz ve tamamen ghostlamanız. Her yerden engelleyin ve size ulaşmasına izin vermeyin. Ama maalesef bu bazen mümkün olmuyor. Örneğin bu kişiden çocuğunuz varsa ya da boşanma aşamasındaysanız kendisi ile muhatap olmanız gerekiyor. Hem bu nedenle, hem de burada anlatılanların böyle bir insanla birlikte olduğunuzu anlamanız için faydalı olacağından çevirisini yaptım.

Bizim Erkekler için İlişkiler Seti‘nin bir parçası olan Toksik İlişkiler – Narsist / Borderline Rehberi kitabına da bakabilirsiniz.

Bu arada bunu kırılgan narsist erkekler de yapıyorlar ama kurtarılmayı bekleyen mahsun kurban bir erkeğe çok çekici geldiğinden özellikle efendi erkekler bu tuzağa düşerlerken, kadınların çoğuna itici geldiğinden, kırılgan narsist erkeklerin çoğu incel geziyorlar (sesi çok çıkan incellerin de aynı şekilde kurban psikolojisinde olduklarına ve problemlerini çözmeye yönelik en ufak tavsiyeye bile nasıl şiddetle saldırdıklarına dikkat edin.)

@godelian ile Erkeklerin Sorunları Podcastı

@godelian ile erkeklerin sorunları, manosphere ile ilgili sohbet ettik.

00:00 Giriş
00:19 İyi Adam Sendromu
01:04 Bağlanma Teorisi ve Duygusal Düzenleme
01:57 Menosphere’in Yükselişi
05:27 Sosyal Medya ve Gerçekçi Olmayan Beklentiler
06:43 Modern Erkekler
17:09 İlişkilerin Gerçekliği
25:32 Kurumsal Dünya Eleştirisi
25:50 Babaların Çocuk Gelişimindeki Rolü
26:42 Çok Eşlilik ve İnsan İlişkileri
27:27 Evrimsel Biyoloji ve Modern Yanlış Yorumlamalar
27:55 Twitter Tartışmaları ve Bilimsel Okuryazarlık
36:03 Uzun Süreli İlişkilerde Karşılaşılan Zorluklar
38:09 Duygusal Gelişim ve İlişki Becerileri
42:03 Çoklu Kısa Süreli İlişkilerin Etkisi
47:25 Modern Erkekliğin Dengelenmesi
47:47 Son Düşünceler ve Gelecek Tartışmaları

Vazopressin, sadakat ya da takım olmanın hormonu

Vazopressin başka biriyle ya da başkaları ile beraber stres içeren şeyleri çözdüğünüz ya da aştığınız zaman, bir amacı beraberce başardığınız zaman, “(beraber) başardık” dediğiniz zaman salgılanan bir hormon.

Vazopressin ile beyniniz “bu insan benim hayatım için önemli bir varlık, bu insanı hayatımda istiyorum, bu insanı hayatımda tutmayı öncelik yapacağım” diyor. Beraber bir şeyler başaran iki insanın birbirlerine biraz daha fazla ısınmasını sağlıyor.

Erkeklerde, kadınlara oranla daha fazla vazopressin alıcısı var ve bu nedenle de erkekler doğal olarak bu şekilde bağ kurmaya daha yakınlar. Aynı zamanda zor bir çocukluk geçiren insanlar da normalden daha fazla oranda vazopressin bağlanmasına yakınlar. Aslında zor bir çocukluk, insanın birine güvenme eşiğini yükselterek, biri ile birkaç denemeden sonra güven duymalarına neden oluyor.

Erkekler ilişkilerinde önce vazopressin bağı kurup sonra sıcaklık, özen gösterme, rahatlama, duygusal yatırım ve bakım ile alakalı olan oksitosin bağı kurmaya meyilliler. Kadınlar ise önce oksitosin bağı kurmaya yani önce sıcaklık ve özen gösterme, bu olduktan sonra beraber stresli durumları çözmeye (böylece de yolun yarısında terk edilme ihtimallerin azaltmaya) meyilliler. Çocukluk deneyimleri beyinde farklılıklar yaratmadığı sürece kadınlar ve erkekler için tipik bağlanma sıralamaları bunlar.

Vazopressin ilişkiler için çok önemli zira her şeyden önce, güvendiğiniz insanlarla derin ve yakın bir ilişki kurmanızı, bu insanların hayatınızda olmasından hoşlanmasını sağlıyor. Eğer bir çift olarak sürekli kavga ediyorsanız, bunun sebeplerinden birisi, beyninizin vazopressin bağlanmasının tersine bir şey yapmasından, negatif bağlantı kurmasından kaynaklanıyor. Beyniniz “ben bu insanlar hiçbir zaman problem çözemem ve hatta problem çözebilmem için önce bu insanı aşmam” gerekir diye düşünmeye başlıyor. Bunun sonucunda da beyniniz, partnerinizi kalben sevseniz bile partnerinizden hoşlanmamaya başlıyor, partnerinizi onunla çekişerek, kavga ederek ve ona kaba davranarak uzaklaştırmaya çalışıyor. Bunu da genellikle neden yaptığınızı bilmeden, kendinize engel olamadan yapıyorsunuz ama temelde problem bu kişiyle vazopressin bağını kuramamış, vazopressin bağının tersi bir bağ kurmuş olmanız. Bu kişiyle yapmanız gereken ise, stresli ve problemli şeyleri beraber çözmek, kasıtlı olarak stres yaratmak değil. Kendiliğinden var olan problemleri çözmeniz, takım arkadaşı olmanız gerekli. Vazopressin hormonuna, takım oyunu hormonu da diyebiliriz.

Bilime göre, uzun süreli ilişkilerde, ilişkinin uzunluğu vazopressin bağının gücü, periyodik olarak yenilenip yenilenmediği ile orantılı. Vazopressin hormonunu da, rutine saplanıp kalmak yerine yeni deneyimler yaşamak, biraz stresli şeyler yaşayıp çözmek, küçük krizleri beraber aşarak ve bunu yaparken de oldukça iyi vakit geçirmekle yenileyebiliyorsunuz. Örneğin evi beraber onarmak, finansal hedefleri beraber başarmak gibi şeyler yapıyorsunuz. Böyle şeyleri beraber başardığınızda ise beyniniz partnerinize (ve onun beyni de size) biraz daha bağlanıyor. Böylece ileride yaşayabileceğiniz sorunları beraberce aşma şansınız artıyor.

Partneriniz ile vazopressin bağı kurmuyorsanız ya da partnerinizle kurduğunuz vazopressin bağı zaman içinde azalıyorsa, büyük krizler yaşayabiliyorsunuz. Eğer beraberce sorun çözme alıştırmaları yapmıyorsanız, sorunlar karşısında birbirinize sırtınızı dönmeye başlıyorsunuz. “Bu problemi nasıl çözeceğim, kiminle çözeceğim? Partnerimle çözecek değilim zira bunca zamandır beraberiz ama beraber hiç sorun çözmedik, şimdi bir problem var ve ayrı ayrı çözmemiz canımı çok sıkıyor” diyorsunuz. “Bu problemi kiminle çözebilirim” sorusu da örneğin aldatmaya zemin hazırlayabiliyor zira işte sürekli olarak beraber sorun çözdüğünüz insanlarla daha fazla vazopressin bağınız olabiliyor.

Partnerinizle yatak odasında da vazopressin bağlanması kurabiliyorsunuz ki birçok erkek yatak odasında hedefler gerçekleştirerek partneri ile bağlanmaya çalışıyor. 10 kez zirveye ulaşacağız gibi hedefler koyuyorlar ve bunları partnerleri ile beraber gerçekleştirmeye çalışıyorlar. Birçok kadın böyle korkutucu derecede yüksek görünen hedeflerin nedenini anlamıyor ama aslında erkek yatakta beraberce bazı şeyleri başararak kadınla vazopressin bağlantısı kurmaya çalışıyor.

Sağlıklı erkeklerin sağlıklı ve hareketli kadınların kendileri ile anı yaşamasını, beraberce bir şeyler yapıp başarmasını istiyorlar.

Vazopressin çok önemli bir hormon. Bir çiftin uzun süre beraber kalması ve uzun soluklu, sağlam arkadaşlıklar için en önemli temel hormonlardan birisi vazopressin. Vazopressin bağı ile hayatınızda size yardımı olabilecek insanlar olduğunu hissediyorsunuz. Bunun eksikliğinde ise yalnız hissediyorsunuz ve bu eksikliği gidermeye başladığınızda daha iyi hissetmeye başlıyorsunuz.

Kaynak: Your guide to vasopressin bonding | Adam Lane Smith

Yüksek statü ve evlilik ilişkisi

Bu yazıda Twitter’da @datepsych hesabında yazan Alexander’ın bir tweetini çevireceğim. Sonra kendim de biraz yorum yapacağım.

“Manosphere ve “hap” topluluklarının evrimsel psikolojiden ayrıldıklarını gördüğüm noktalardan birisi de, yüksek ve düşük değerli ya da “alfa” – “beta” erkekleri tanımlama şekilleri.

Tüm kültürlerde ve tarih boyunca, evli olmak, evlenmemiş olmaya göre daha yüksek statü işareti olarak görüldü. Ve genellikle de en düşük statülü erkekler evlilikten ve romantik ilişkilerden dışlandılar. Sağlayıcılık ve yatırım “beta” özellikler olmaktan ziyade, sağlayabilme kabiliyeti kişinin sosyal egemenlik hiyerarşisindeki statüsü ile yakın ilişki içinde oldu.

Aşağıdaki grafik, en büyük statü yükseltici ve statü azaltıcı özellikleri listeliyor.

Biz Forbes 50 milyarder listesine de baktık ve bu insanların evli olma ihtimallerinin ve ortalama çocuk sayısının genel nüfustan çok daha yüksek olduğunu gördük. Evlilik ile çekicilik arasında da ortak değişkenlik (covariability) var: evli erkekler daha uzun boylular, fiziksel olarak ortalamadan daha çekiciler ve kadınların çekici buldukları özelliklere daha çok sahipler.

Bunun tersine kırmızı hapçılar, Jeff Bezos’un, dünyanın en güçlü erkeklerinden birisi olmasına rağmen (bir nedenden dolayı) “alfa” olmadığını söylüyorlar. Kırmızı hapçıların kafalarındaki statü hiyerarşisi, gerçek, içinde yaşadığımız statü hiyerarşisinden kopuk. Sanırım bu nedenle de, dark triad oldukça sağlam bir şekilde düşük statü ile ilişkilendirilmiş olsa da (düşük sosyoekonomik statü ve eğitim, yüksek suç oranı, vs.) dark triada sahip olmak istiyorlar. Aynı zamanda bu erkeklerin evli olma ihtimallerinin daha düşük olduğunu ve partnerlerinin daha az çekici olma eğiliminde olduğunu biliyoruz.

Şempanzelerde en yüksek statülü erkekler, en saldırgan erkekler değiller.  Tersine, daha düşük statülü olanlar daha fazla saldırganlık göstermeye meyilliler.

Normal dünyada yüksek statü iyi bir üniversiteden doktora almak gibi şeylerle ilişkili. Gerçek “eliti” oluşturan ve görece olarak daha güçlü, daha etkili, daha yüksek kazanca sahip insanlar, daha uzun boylu, daha yüksek zekaya sahip, vs. insanlar.

Hızlı yaşam tarih stratejistleri için, yüksek statü ve “alfa”, bir motorsiklet çetesinde yüksek statüye sahip olmak gibi şeyler. Ama bu bir sinyal ve gerçek statüyü yansıtmıyor. Bu insanlar için “üreme başarısı”, sarhoş bir HB4’ü gecenin sonunda seks yapmaya ikna etmek.

İnsanlar “kötü çocuğu” antisosyal bir karakter olarak gözlerinde canlandırmaya meyilli olsalar da , kadınların daha çok tercih ettikleri “kötü çocuklar”, ortalama mafya üyesi adamlardan çok üniversite spor takımlarındaki adamlar.

Dark triad sahibi erkeklerde James Dean’in “Rebel Without a Cause” arketipi, “uyuşturucudan ikinci kez tutuklanan adam” arketipine göre çok daha az bulunan bir şey.”

Hapın bir kısmında evli olmak, hatta onu bırakın uzun süreli ilişkide olmak betalıktır gibi bir propaganda hakim. Ben tersini iddia etmeyeceğim, yani evli değilsen ya da uzun süreli ilişkide değilsen alfa değilsin demeyeceğim. Onu iddia etmek de yanlış. Ama tarih boyunca yüksek statülü erkeklerin en önemli göstergelerinden birisi evlilik ve (genellikle birden fazla kadından yine evlilik içinde) çok sayıda çocuk iken, evli ve çocuklu olmayı “beta” saymak traji komik.

Geçenlerde bir iki sosyal medya paylaşımı yaptım. Bunlardan biri “baba olmayı özendirme” paylaşımı diye bir baba ve kızının oyunu idi. Buna yorum olarak biri “orta yaş krizi görüyorum” yazmış. Ergen belki bilemem ama orta yaş krizi 30 – 40 yaşlarında baba olmak değil, 30 – 40 yaşlarında motorsiklet alıp genç kızların peşinde koşma diye tanımlanan bir şey. Ama adama göre baba olmak, baba olmaya teşvik gibi doğal bir şey bile orta yaş krizi gibi bir negatif ile özdeş.

İkinci sosyal medya paylaşımımda da zatın biri bana evlilik taraftarı olduğum için sende bir betalık seziyorum demişti 🙂 Ben işim gereği yüksek statülü, C seviyesinde şirket yöneten ve 40’lı yaşlarında adamlarla çalışıyorum. Ve hemen hepsi evli ve çocuklu. Zengin insanlar genelde daha evli, daha çok çocuklu oluyorlar. Bu adamlar emin olun beta falan değiller. Çoğu erkeğin karşılarında belli belirsiz korku hissedecekleri karizmaya sahip adamlar. Ama işte evlilikte betalık sezen zat alfa, o adamlar beta 🙂

Bakın hayatta başarılı olmak, yüksek statülü olmak için illa baba olmak ya da evlenmek zorunda değilsiniz ama bir ideoloji kitleleri aktif olarak aile kurup üremekten alıkoyuyorsa, o ideolojide çok ters bir şey var demektir.

Bu konuyla tam olarak alakalı olmasa da, sonu alakalı olduğu için şu yayına da bakabilirsiniz.

 Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

Karısı tarafından 20 sene dövülen, tehdit edilen ve manipüle edilen adam – Richard ve Sheree Spencer olayı

Bugün erkeğe yönelik ev içi şiddet konusunda oldukça meşhur bir vakayı ele alacağız. Olay İngiltere’de “My Wife, My Abuser” belgeselinde ele alındı.

Koca Richard Spencer 2000 yılında o zaman 22 yaşında olan Sheree ile bir gece kulübünde tanışıyor ve beraber yaşamaya başlıyorlar. 2009 yılında da Tayland’da evleniyorlar. Richard’ın oldukça iyi para kazandığı bir kariyeri var. Sheree ise hapishanelere bakan devlet kurumunda proje yöneticisi olarak çalışıyor. 2015 yılında bir kızları oluyor ve sonra da ikiz kızları dünyaya geliyor.

Richard’ın belgeselde anlattığına göre Sheree ilişkinin başlarında, çoğu zaman (%95) oldukça hoş davranan bir kızmış. Ama zaman içerisinde fiziksel şiddete başlamış ve bunun da seviyesi artmış. Sherre bazen günde 3 şişe şarap içebilen bir alkolik.

Abi anladığım kadarıyla kadınla evlenmeden önce 9 sene çıkmış. Bu süreçte de alkolik ve giderek fiziksel şiddete başvuran biri olmasına rağmen kadınla evlenmiş ve bir de üstüne 3 çocuk yapmış. Bu tür ilişkilerde erkekler maalesef bu kızı bırakırsam yalnız kalırım korkusu ile yüzleşmek yerine, “zamanla düzelir, evlenince düzelir” bahaneleri uyduruyorlar ve korkuları ile yüzleşmek yerine bu hikayelere gönülden inanıyorlar.

Uzun süre çocuk sahibi olamadıkları için tüp bebek yapmaya karar vermeden önce Sheree, hamile kalma ihtimalini artırmak için, çok daha fazla seks talep etmeye başlıyor. Richard bu seksin sevgisiz bir seks olduğunu ve kısa süre içerisinde böyle seks yapmaktan nefret etmeye başladığını anlatıyor. Bunun üzerine Sheree onu “sen erkek değilsin” diye aşağılamaya ve kendisini hamile bırakamamakla suçlamaya başlıyor.

Sheree ciddi fiziksel şiddete başvuran biri. 2020 yılında Richard’ın kulağına şarap şişesi geçiriyor. Daha sonra Richard kulağının ağrıdığını söyleyince “kapa çeneni” diyerek bu sefer aynı kulağa yumruk atıyor. Richard acı içinde çöküp durması için yalvarınca da bu sefer kulağa tekme atıyor.

Kadında manipülasyon da çok. Richard’ı banyodaki aynayı kırıp kendini kesmekle ve sonra da “kocam bana saldırdı” diye sahte suçlama, sonrasında da uzaklaştırma kararı aldırmakla ve böylece aileden atmakla tehdit ediyor. Bu konuda ciddi olduğunu Richard’a göstermek için pencereden dışarı “Richard lütfen daha fazla vurma” diye bağırıyor. Sheree Richard’a ondan daha zeki olduğunu ve ona karşı asla kazanamayacağını söyleyip duruyor.

Bu kadın deli diyorsunuz ama şimdi anlatacağım olayı duyunca bu kadın zır deli diyeceksiniz.

Richard mesela yatak odalarında yatakta değil yerde oturuyor. Karısı yatağı kendisi aldığı için kocasının yatakta oturmasına izin vermiyor. Birgün Richard bu durumda yerdeyken banyoya gidiyor ve sonra gelip Richard’ın kafasına zıçıyor. Kelime anlamıyla mecaz yok. Sonra da hadi şimdi bokumu temizle diyor.

Adamın boğazına bıçak dayamalar, kafasında yumurta kırmalar, “sen küçük bir fa***esin” diye aşağılamalar zaten rutin. Richard’a sürekli olarak herkesin ondan bıktığını, ondan nefret ettiğini, yaratıcı ve sanatsal şeyleri beceremeyecek biri vs. söylüyor. Kızlarından birine babalarının ne kadar korkunç bir adam olduğunu ve ondan çok geçmeden kurtulacaklarını söylüyor. Kızlarından birine komşulara “babam korkunç biri” de diye emir veriyor. Bu arada bu abinin ailesini 7 odalı bir evde konfor içinde yaşatan, 6 haneli rakamlar kazanan ve bunca işkenceye rağmen ne karısına ne de çocuklarına en ufak sözel ya da fiziksel şiddet göstermeyen biri olduğunu hatırlatayım.

Sheree adamı zaten düzenli olarak dövüyor. Komşulardan biri Sheree’nin arabalarının bir koltuğuna işediğini ve arabanın lastiklerini bıçakla deştiğini anlatıyor (bu zır deli kadınlardaki zıçma, işeme huyu nedir ağa?)

Bu arada evde kamera var, Richard kamera taktırmış. Bu kameralar kadının adama işkence ettiğini yıllarca kayda alıyorlar. Ayrıca Richard kendi telefonu ile de kayıt alıyor ve fiziksel şiddet sonrası yaralarının da fotoğraflarını çekiyor.

Sonuçta Richard 36 kamera kaydı, 9 cep telefonu kaydı ve 43 yara bere fotoğrafı biriktiriyor. Ve birgün bunları bir arkadaşı ile paylaşıyor. Adam bunları görür görmez, Koyun Yürekli Richard’dan izin almadan soluğu poliste alıyor.

Helal olsun bu arkadaşa. Bir suç kurbanın izni olmasa bile açığa çıkarılmalı.

Polis Sheree’yi hemen tutukluyor tabii ki. Temmuz 2021’de. Yıllarca Richard’a ben senden daha akıllıyım diyen Sheree tabii ki tam bir embesil. Ve tam bir embesil olarak polisin elinde kayıt olmasına rağmen ve muhtemelen amım var bana inanırlar diyerekten “Richard alkolik, evine destek olmayan bir koca, beni saçlarımdan tutup yerlerde sürüklüyor, bla bla” diyor. Bazen kendisinin de şiddet uyguladığını ama kendisinin daha büyük kurban olduğunu söylüyor. Sanki karşılıklı şiddet uyguluyorlarmış gibi göstermeye çalışıyor.

Richard’ın vücudundaki ısırık izlerinin vahşi cinsel ilişkilerin sonucu olduğunu söylüyor. Polis senin yara bere fotoğrafın var mı, göster hadi dediğinde ise bunları telefonundan sildiğini iddia ediyor.

Polis Sheree’nin Richard’ı bıçakla tehdit ettiği bir videoyu yanlışlıkla sessiz olarak Sheree’ye gösteriyor. Sheree’de videoda ses yok sanıp “burada Richard beni tehdit ediyordu ben de bıçağı ona verip ‘al öldür’ diye meydan okuyordum” diye açıklama yapıyor. Ama videonun sesli halinde kendisinin adamı dümdüz tehdit ettiği duyuluyor. Bu şekilde polise yalan söylediği ve kayıtlarda görülen şiddet nedeniyle hapsi boyluyor. Ama sonra kefaletle serbest kalıyor.

Bütün yargılama sürecinde olayın kurbanının kendisi olduğunu utanmadan tekrarlayan Sheree Spencer, Şubat 2023’te fiziksel şiddet içeren 3 suçlamayı kabul etti. Ayrıca zorba ve kontrol manyağı davranışlarıyla ilgili suçlamaları da kabul etti. Bunun sonucunda da 4 yıl hapis cezası aldı. Bu cezanın ikinci yılında yani Şubat 2025’te hapisten salınabilir.

Bu arada Richard yeni bir partner buldu ve hayatına devam ediyor. Richard Sheree tarafından manipüle edildiğini ve Sheree’nin manipülasyonları ile, Sheree’nin bu hale gelmesine neden olanın kendisi olduğuna inandırıldığını kabul ediyor. Sheree Richard’a bu kadar kötü davranmakta haklıymış zira Richard gerçekten bir hayal kırıklığıymış.

Sheree Richard’ı insanlardan izole etmiş ve birçok yöntem kullanarak kontrolü altına almış. Adam üzerindeki kontrolü öyle bir noktaya gelmiş ki, adamın hangi tuvaleti kullanabileceği ve hangi odada yatabileceği bile kadının iznine bağlıymış.

Bütün bu olanlara rağmen Richard Sheree’ye karşı bir öfke ya da kötü düşünce beslemediğini söylüyor. Bu da doğru olan zira bu kadının öfkesini bile ilerdeki hayatına taşımaması lazım.

Dr. Grande bu olayı geçenlerde analiz etti. Şöyle diyor:

“İlişkinin başında Richard Sheree’yi oldukça nazik, düşünceli ve kendisini önemseyen bir kadın olarak anlatıyor ama Sheree’nin karanlık bir tarafı olduğunu da söylüyor. Sheree kendisine kötü davranmaya başladığında kırmızı alarmların çaldığını ama çocukları olduğu zaman her şeyin iyiye gideceğini düşündüğünü ekliyor. Maalesef çocuklar doğduktan sonra da Sheree düzelmiyor. Tam tersi, Sheree’nin davranışları daha da kötüleşiyor.”

Burada bir not düşeyim, bu tür davranışlar evlilik ve çocuk ile iyiye gitmez, kötüye giderler. Partneriniz sizi evliliğe ve çocuğa kilitledikçe sizin kolay çıkamayacağınızı bilir ve eskiden az da olsa varolan çizgiyi aşarsam gidebilir korkusu tamamen kaybolmaya başlar. Bunlar evlenince düzelir, çocuk olunca düzelir diye hayallere kapılmayın. Evlenince iyi olan şeyler bir miktar kötüye ya da iyiye gidebilir ama alarm seviyesinde kötü olan şeyler hemen her zaman daha kötüye gider.

“Richard 9 yaşındayken annesini kanser hastalığından kaybediyor. Çok küçük yaşlarda, duygularını bastırmayı öğreniyor. Sheree Richard’ı provoke ettiğinde, Richard tepki olarak sinirlenemiyor. Bunun yerine şikayetleri azaltma adına kadının davranışlarını haklı olarak görmeye başlıyor.”

“Sheree tüm bunlar olurken çiftlerin kavga etmesinin normal olduğunu söylüyor. Richard’ın bu duruma tepki vermesini önlemek için Richard’ı çok hassas ve zavallı olduğuna, her şeyden mızmızlanan bir koca bebek olduğuna inandırıyor.”

“Richard’ın elini kolunu bağlayan anahtar korkulardan birisi de Richard’ı, karısına şiddet uygulamayla suçlayacağı tehdidi. Richard, Sheree’den daha iri ve güçlü olduğunun farkında ama böyle bir iftira karşısında polisin aleyinde davranacağını düşünüyor. Sheree, ceza hukukunda ev içi şiddet vakalarındaki erkek aleyhine önyargıyı kullanıyor. Ceza sisteminde erkekler sıklıkla suçlu olarak görülüyorlar ve polis de erkeğe daha fazla şüphe ile bakmaya meyilli.”

Burada bir şey söylemek istiyorum. Polisin ve hukukun böyle bir ön yargısı olsa da, şiddet ispatlandığında, kadın yapıyor olsa da cezasız bırakmıyorlar. Yani bu olayda görüldüğü gibi, polise gitsem kesin ben suçlu çıkarım diye bir durum yok. Ama maalesef bu önyargı bazı erkekleri, bir vursalar pencereden karşı mahalleye uçacak karılarından gelen şiddete katlanmaya itiyor. Richard’ın öpüp başına koyması gereken arkadaşı şikayet etmese böyle yaşayıp gidecek. Ama arkadaşı şikayet ettikten sonra kadın hak ettiği yeri, hapsi boyladı. Bir daha da sittin sene devlette çalışamaz, büyük ihtimalle yeniden evlenemez.

“Richard polise gitmek yerine gördüğü şiddet ile başa çıkmaya çalışmayı tercih etmiş. Öyle ki, şiddet göreceğini düşündüğünde, üstündekileri şiddete daha dayanıklı olacağını düşündüğü giysilerle değiştiriyormuş. Kızlarını okula bırakırken şiddet gördüğü anlaşılmasın diye yüzüne makyaj bile yapıyormuş.”

“Richard şiddete uğradığı durumlarda bazen Sheree’yi fiziksel olarak engellemiş ama bu, kadının öfkesini 10 kat arttırmış. Bu nedenle de Richard çoğu şiddet olayında sadece kendini korumaya çalışmakla yetinmiş. Örneğin yerde cenin pozisyonunu alıyormuş.”

“Bütün bu süreçte Richard sürekli olarak bu kötü davranışların birgün son bulacağı umuduyla yaşamış. Aslında adamın tek istediği de bu. Yani intikam peşinde değil. Tek istediği, kum torbası olmadığı bir evde yaşamak.”

“Richard bütün bu fiziksel ve sözel şiddet içinde, kendisinden ve bütün bu olanlarda kendi payından şüphe ederek yaşıyor. Çünkü Sheree sürekli olarak tüm bu olanların Richard’ın suçu olduğunu söylüyor. Sheree kocasına başarılı bir şekilde gaslighting uyguluyor.”

Evet böyle fiziksel ve/veya sözel şiddette sadece “bana kimse inanmaz”, “kimse benim yanımda olmaz” inancı yok. Belki de daha fazla oranda ve tamamen rasyonel akıl dışı bir “ben bunu hak ediyorum” inancı var. Bu inanç da kendiliğinden değil, kadının adamda bulduğu bir zayıflığı yıllarca işlemesi ile oluşuyor.

“Sheree’nin Richard’a uyguladığı manipülasyon taktikleri o kadar etkili ki, Richard birkaç kez tüm o videoları silmeyi bile düşünmüş. Eğer Richard’ın kızları tüm bu olanlara şahit olmasalar, kimseyle konuşmayacakmış bile. Richard evliliğine ve ailesine değer verdiği için, gerekirse tüm bunlara katlanmaya hazır biri.”

Ama böyle bir kadın şiddeti altında kızlarının nasıl travmaya uğrayacağını hesaba katmıyor. Ya da uzun süre hesaba katmıyor ve sonunda bu sebeple harekete geçiyor.

“Sheree tabii ki tüm bu şiddeti kızlarının önünde de uyguluyor ve Richard bu nedenle olanları arkadaşı ile paylaşması gerektiğini düşünüyor. Ki bu paylaşım da sonunda Sheree’nin tutuklanmasını ve hapse girmesini sağlıyor.”

Dr. Grande “Sheree’den ayrılmak Richard’da karmaşık duygular uyandırmış olmalı” diyor. “Bir yandan sevdiği birini kaybetme hissi ama öte yandan üstünden büyük bir ağırlığın kalktığı hissi. Durum o kadar kontrolünden çıkmış ki, Sheree ile, kocasında çalışan hiçbir manipülasyona pabuç bırakmayan polisin ve ceza sisteminin ilgilenmesi gerekti.”

“Sheree’nin davranışlarına gelecek olursak. Sheree ben-merkezci, kendini beğenmiş, küçümseyici, kindar, aldatıcı ve hak sanrısına (yaptığı her şeyin hakkı olduğu yanılgısına) sahip birisi. Bütün bu olayda alkolün etkisi de az değil. Alkol Sheree’nin zaten varolan davranışlarını daha da kötü hale getiriyor. Hepsi olmasa da çoğu şiddet olayı, Sheree sarhoşken meydana geliyor.”

“Bir nedenden dolayı, hedefine sadece Richard’ı alıyor, kızlarına dokunmuyor. Belki de Richard’a karşı derinlerde yatan ve alkol ile açığa çıkan bir öfke var.”

Belki zaten erkeklerden tiksinen ve bunu eline geçen bu erkekten çıkaran biri ya da zayıf bir adamla evli olduğunu düşündükçe daha da çıldıran biri. Ya da ikisi birden.

“Sheree’nin davranışlarındaki önemli etkenlerden birisi de, ayıkken de değişmeyi reddetmesi. Sarhoşken şiddet uyguladığını bilmesine rağmen sarhoş olmaktan geri kalmıyor. Sheree’nin yaptıklarının sonucunu zerre umursamadığı hissine kapılıyorsunuz. Ne olursa olsun içmeye kararlı ve kimse için de bunu bırakmaya niyeti yok.”

“Sheree bir şekilde uzlaşmacı, sükunet seven ve manipülasyona oldukça açık bir partner bulmuş. Bu da Sheree’nin neredeyse 20 yıl boyunca istediği gibi suç işlemesine neden olmuş. Belki de Richard koca olarak hiç hoşuna gitmiyordu ya da belki kurban olarak hoşuna gitmiyordu.”

“Sheree’de dokunulmaz olduğu, ne yaparsa yapsın hesabını vermeyeceği hissi olabilir. Ama bu kibri ile sonunda Richard’ı bile sınırlarının dışına itti.”

Dr. Grande’nin son analizi şöyle:

“Richard’ın hem karısının değişeceğine olan inancı vardı hem de karısı sorunun Richard olduğunu söylediğinde ona inanıyordu. Bu da onu içinden çıkamadığı bir döngüye hapsetti. Sheree ise Richard’ın asla ama asla dik duramayacağını ve terör ortamını istediği gibi devam ettirebileceğine inanıyordu. Bu konuda ikisi de hatalıydı ve ikisi de varsayımlarının ne kadar hatalı olduğunu zor yoldan da olsa gördü.”

“Sheree için her şey o kadar da kötü değil. Şimdi hapishaneyi içerden tanıma ve birinci elden saha araştırması yapma fırsatı var.

Son olarak da, her erkeğin toksik kadınlar ve toksik kadın manipülasyonu konusunda bilgisi olması lazım. Bu konudaki Toksik İlişkiler – Narsist / Borderline Partner Rehberi kitabımıza ve yayınlarımıza bakabilirsiniz.

Dr. Grande’nin yayını için: Peaceful Husband Secretly Records Coercive and Controlling Wife | Sheree Spencer Case Analysis

Erkeklerin “duvar” konusunda endişelenmemesi gerektiği miti

Bu yazı çocuk yapmak isteyen erkekler ve genç erkekler için ki çoğunuz öylesiniz. Hacı ben yaşlanana kadar genç kadınlarla takılırım ya da evlensem bile çocuk yapmam ve gerisi beni ilgilendirmez diyen 35 yaş üstü biriyseniz evet daha zor olsa da eğer oyununuz iyiyse, fitseniz ve finansal olarak sağlamsanız bunu yapabilirsiniz. Bu yazıyı pas geçebilirsiniz. 30 yaş altındaysanız okuyun zira bu konudaki fikriniz (bu yazıyla alakasız olarak) büyük ihtimalle değişecek.

Pad Stedman’dan acımasız gerçekler. 35 – 40 arasında erkekler için dedikleri biraz abartı olsa da gerçeklik payı var. O nedenle paylaşmak istedim.

İnternetteki en yıkıcı, en mantıksız tavsiyelerden birisi de, erkeklerin “duvar” konusunda endişelenmemelerini söyleyen kırmızı hap tavsiyesi.

Erkeklerin çocuk yapmak için “potansiyel” olarak daha çok vakti olduğu doğru olsa da, çocuk yapma potansiyelinizi devam ettirmek için daha da genç kadınlarla birlikte olmanız gerekli.

Fit ve finansal olarak sağlam durumda olsanız bile, 35 yaşını geçtikten sonra bunu yapmanız zorlaşır. Uygulamalarda 20’lerinde kadınlarla eşleşmeniz seyrekleşir. Sosyal çevreniz, aynı yaşlarda çiftlerle dolmaya başlar.

40 yaşına geldiğinizde, bu zorluklar size karşı kurulmuş bir komplo teorisi gibi görünmeye başlar.  Karşınıza çıkan her opsiyon ya doğurganlığının sonlarındadır ya da doğurganlık dönemini geride bırakmıştır.

Özellikle 35 – 40 yaş arası yine de doğurganlığı sonlarda olmayan kadın bulmanız zor değil ama 40’ından sonra her geçen yıl, bahsettiği şey daha da doğru hale geliyor.

Genç kadınlarla buluşsanız bile, yaşıtınız bir erkeğe göre çok sıradışı bir yaşam sürmeniz gerekir ve daha genç insanlarla takılmanız gerekir (bunun da kendine has problemleri var).

Buna tam olarak katılmıyorum zira kendinden 10 yaş büyük bir erkeğin yaptıklarına uyan genç kadın bulmanız mümkün ama arkadaşlar, dediği kısmen doğru.

Ya da, kadınlarsa soğuk yaklaşmayı öğrenmeniz gerekir. Bu kolay değil ve kendini adamayı gerektirir.

Kendini adamayı gerektirir demek abartı ama zor olduğu ve daha fazla çaba gerektirdiği gerçek. Fakat yürümeyi öğrenmeyi çoğu erkek 40’larına bırakmıyor. Bırakmadığınızı umuyorum.

Bunu hayatınızın ortasında kolayca öğrenebilirmişsiniz gibi davranmak saçma.

Evet, evlenmeseniz bile bunu daha önce öğrenmeniz çok daha iyi.

Bu arada daha yaşlı bir erkeğin seks için daha genç kızları tavlayabilmesi ile onu çocuklarını yapmaya ikna etmesi aynı şey değiller.

“Çocuklarını yapmaya ikna etmesi” lafı ezik olmuş be Pad. Kadının çocuklarını yapmayı istemesi daha doğru.

Çoğu zaman kadınlar çok daha yaşlı erkeklerle çeşit olsun diye yatabilirler.

Doğru.

20 – 59 yaş arası erkeklere düzenli olarak danışmanlık yapıyorum. Eğer çocuk istiyorsanız kadınlarla buluşma konusunda gerçeklik şu:

20’lerinde: Çözmesi kolay bir problem

20’lerinin ikinci yarısında evet. İlk yarısında değil.

30’larında: Çok çözülebilir bir problem ama değişiklikler yapmanız lazım ve zaman kaybedemezsiniz.

Doğru.

40’larında: Çok fazla çaba ve ciddi yaşam stili değişiklikleri gerekir.

50’lerinde: Hayatın birçok yönden tersine çevrilmesi gerekir ve ekstrem bir kendini adama gerektirir.

Paradoks şu ki yaşlandıkça daha fazla değişiklik yapmanız gerekir ama değişiklik yapmak daha da zorlaşır.

Bu, 40’ında ve 50’sinde olan erkekler için çok geç anlamına gelmiyor, çok geç değil.

Evet çok geç değil ama hiç çocuk sahibi olmama ihtimaliniz ciddi oranda artıyor.

Ama sizin başa çıkabileceğinize göre çok daha fazla zorlukla karşılaşacaksınız. Şarap gibi yıllansanız bile (ki böyle olması en temel gereksinim), oyunu hayatın ileri yaşlarında öğrenmek , başka her şeyi öğrenmek gibi, daha da zorlaşıyor.

Oyunu daha önceleri öğrenseniz bile, doğurganlık penceresinde bir kadınla çocuk yapmak üzere birleşmeniz yine de zorlaşıyor.

Ama daha genç kadınlara ulaşmak asıl problem. Eğer (genç kadınlara ulaşımı kolay olan) çok spesifik bir alanda çalışmıyorsanız, bu sorun büyük zorluklarla uğraşmadan aşılmıyor.

Bu nedenle, sırf erkeksiniz diye 10 yıllarca daha fazla zamanınız olduğunu söyleyenlere inanmayın. Teknik olarak doğru olabilir.

Biri adama yorumlarda teknik olarak bu doğru olabilirse neden mantıksız diyorsun diye sormuş. Pad Stedman’da teknik olarak mevsimi geçtiğinde, güz aylarının sonlarında ağaçta elma bulma ihtimalinizin olması, elma toplamayı güze bırakmanızın saçma olduğu gerçeğini değiştirmez diye cevaplıyor.

Pratik olarak ise doğru değil. Genç kadınlarla buluşmaya çok geç başlarsanız, aile kurma ihtimaliniz zaman içinde azalır. Gerçek “kırmızı hap” budur. Bununla (bu acı gerçekle) şimdiden yüzleşmeniz çok daha iyi.

Bu konuda ben de bir yazı yazmıştım: 20’li yaş kadın, 40 yaş erkek evliliği. Orada 40’ına kadar kadınlarla takıl, 40’ında 20’lik bir kadın bul ve evlen tavsiyesinin kötü bir tavsiye olduğunu (gördüğüm kadarıyla Rollo Tomassi böyle bir tavsiye veriyor) söylemiştim. Bu arada bana hay velüyü men olursanız çocuk oyuncağı diye gelmeyin, onu zaten linklediğim yazıda ve podcast yayınında eleştirdim ama daha da önemlisi ben tavsiyemi %0.1 elit erkekler kulübü ile sınırlandırmıyorum. Çoğunuz milyoner olmayacaksınız, olamayacaksınız. Çocuk yapmanızın “garanti” olması için milyoner ya da ona yakın biri olmak zorunda olmamalısınız. Çünkü o zaman bir kadının sizden çocuğu boşanıp nafaka yerim diye mi yoksa sizden çocuk yapmak için mi evlendiğini anlamanız da çok güç.

Ayrıca erkekler için ideal evlilik yaşı. Spoiler vereyim 30 – 32 ama evliliğe gidecek ilişkilere başlama yaşı 27 – 28.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

Son anda kıyısından dönülen bir evlilik hikayesi – Vaka Çalışması

Abi selam, 35 yaşındayım ve ticaret işiyle uğraşıyorum. Bu sene içerisinde başımdan geçen ve nişanın kıyısından dönen bir ilişkim oldu. Ben bu işin içinden bir şekilde çıktım ve sonradan hatalarımın da genel anlamda farkına vardım ancak tanıdığım Mahmut Abi’nin mutlaka yüzüme çarpacağı çok daha fazla hata çıkacağını biliyorum o sebeple yazmak istedim.

Ben geçen seneye kadar evlilik konusundan uzak, geçici ilişkiler yaşayan ve ilişkinin ciddiyete döneceğini hissettiğim an yavaş yavaş karşı tarafı soğutarak kaçan bir adamdım.

Yani 34 yaşına kadar uzun süreli ilişki kabiliyeti ve tecrübesi edinmedin. Uzun süreli ilişki tecrübesi için bu kadar beklemeyin. Senin durumunda olanlar genellikle uzun süreli ilişkiye geçmek istediklerinde çok zorluk yaşıyorlar.

“ilişkinin ciddiyete döneceğini hissettiğim an yavaş yavaş karşı tarafı soğutarak kaçan bir adamdım” neyden kaynaklanıyor bilmiyorum ama geçmişteki bir travmadan olabilir. Fakat bu dediğin genellikle ciddiye döneceğini hissettiğinde, çok bağlanıp acı çekmekten korktuğundan olur.

Öncelikle yaşım artık biraz yürüdüğünden, tahmin edersiniz ki şuan bile evlenmem konusunda yoğun ailevi ve çevresel baskıya maruz kalan birisiyim. Bu baskı, etraftaki herkesten gelen o “hala evlenmedin mi?” baskısı derken ben de artık bir şekilde geciktiğime inandım …

Evet gecikiyorsun. Bence erkekler için ideal evlilik yaşı 32 ya da 30 – 32 ama bir iki tane uzun süreli denemesi ve olmamasına da pay bırakırsan (2 x 2 yıl), 28 yaşında başlaman gereken işe 6 sene sonra başlamışsın. Ama bunun yanında çok da geç sayılmaz o nedenle aceleye getirip de daha fazla vakit kaybetmemen ya da kötü bir evliliğe girmemen lazım.

ve karşıma çıkacak ilk, evliliği yürütebileceğimi düşüneceğim bir hatun kişisiyle bu kez kaçmamak üzere ciddiyete gitmeye karar verdim.

Karşına çıkacak ilk evliliği yürütebileceğini düşüneceğin kadınla olmayacak. Olması için zorlamamalısın.

Yürütebilmek derken aklımdaki evlilik; fiziksel olarak güzel bir kızdan çok, orta halli, kendini bilen ve olgunlaşmış bir kızla karşılıklı saygı çerçevesinde bir evlilikti diyeyim.

Neyse, kızla bir şekilde tanıştık hikayeyi uzatmamak adına detaya inmiyorum. Gel zaman git zaman 2 ay kadar vakit geçirdik. Başlarda biraz agresif davranan, hızlı parlayan ve gereksiz kıskançlıklar yapan bu hanımefendiye ağzının payını verip bastırıyordum …

Hayır. Başından agresif davranmayan, hızla parlamayan ve gereksiz kıskançlık yapmayan birini bulacaksın. Agresif ama ben bastırıyorum saçma bir düşünce. Bir yere kadar ağzının payını verir bastırırsın sonra köprüyü geçene kadar kocişe koca der ve köprüyü geçince bastıramazsın. Daha başından elemen için bir işaret varmış.

ve tripli de olsa hatasını anlayıp özür dileyerek geri dönüyordu. Bir süre bu şekilde devam etti. 4-5. aydan sonra agresifliği azaldı ancak kıskançlık seviyesi arttı ve her dışarı çıktığımda baskı yapmaya başladı. Gittiğim mekanlardan fotoğraf istemeye, şu arkadaşın yanına gidiyorum dediğim halde arayıp “nerdesin? kimlesin?” şeklinde sormaya başladı. Ben tabi ilk başlarda yine bu davranışlarına gereken cevabı verip susturup yolluyordum yani fotoğraf falan atmıyordum. O da tribe girip kapatıyor ancak yine bir kaç saat sonra “kusura bakma biraz duygusalım bu ara vb…” klasik bahanelerle özür dileyerek geri dönüyordu.

Ben çok anlayışlı bir insanım. İyi niyetli ve hoşgörülü olduğumu düşünüyorum. Hani şu bütün mahalle esnafının “çok efendi çocuk ya” diye tanımladığı adamlar olur ya onlardan biriyim.

Efendi çocuk genelde iyi ve hoşgörülü olduğundan değil, kaygı ve korkudan “anlayışlı” olur.

Her özür dileyerek geri döndüğünde, kızın bundan sonra yapmayacağına nasıl olduysa kendimi bir şekilde ikna ettim sanırım. Ancak o devam etti.

Huylu olarak huyundan asla vazgeçmeyeceğini sana açık açık göstermiş aslında. Kendinize başından uygun birini bulun. Uygun olmayan birini yontarım fantezisi çoğu zaman elinizde patlar. Bir insanın mükemmel olması gerekmiyor, bu mümkün değil ama seninkisi ince bir çizgide değil, bariz uygun olmadığını bağıran biri.

Ben de farkında olmadan yavaş yavaş artık fotoğraf çekip atmaya başladım.

Aferin.

Dışarıya çıkarken arayıp konuştuğum, ben şuraya geçiyorum haberin olsun dediğim halde, oraya gittiğimde yarım saat sonra arayıp “nerdesin? kim var?” şeklinde sorduğunda bir şekilde terslemek yerine artık cevap vermeye başladım. Bunun sebebini bilmiyorum belki de kendimi kazanova gibi hissediyordum ki evden çıkıp alt sokaktaki bakkala gitsem, sanki bir kız düşürüp onu aldatacakmışım gibi davranması sanırım hoşuma gitmiş. Yani aptalmışım.

Ağzımdan aldım 😀

Maalesef bu tür bir istek derin bir güvensizlikten kaynaklanır. Kadın derin güvensizliğe sahip ve kendi kaygısını kontrol etmek yerine (“ya abartma Nalan, adam sadece bakkala gidiyor, sakin” diyeceğine), kaygısını dış dünyayı kontrol altına alarak yönetmeye çalışıyor. Ama bu, hem geçici bir yatıştırma hem de kaygıyı besleyen bir şey. Böyle biri, kaygısı konusunda özkontrol kazanana kadar, güvensizliğini besleyip daha arttırmadan kaçamaz. Yani bu kız büyük ihtimalle, zamanla daha da kötü olacak, daha da iyi değil.

Sonradan bu olayı tamamen benim üzerimde hakimiyet kurmak için yaptığını anlamış olsam da bu tabi ki ilişkiden çıkmaya yakın oldu. Yani ilişki bitene kadar bu olay bende normalleşmiş ve artık kıza attığım her adımı haber verir hale gelmiş bir olaya dönüşmüştü. Öyle ki, ilişkinin sonlarına doğru, başlarda bana böyle davrandığında terslediğim zamanlardaki beni unutmuştum bildiğin. Sanki hiç öyle zamanında ağzının payını veren adam değildim.

Sonradan olay farklı konularda bana karışmasıyla devam etti tahmin edeceğin üzere. Bu kez harcadığım paraya, dışarıdan yediğim yemeğe kadar hesap tutmaya başladı. Her gün düzenli olarak ne yedin, ne kadar verdin şeklinde sormaya başladı. Ben tabi daha önceki ilişkilerimde hiç bu kadar ciddi düşünmemiş ve bu tür yaklaşımlarla karşı karşıya kalmamış birisi olarak, sanırım evliliğe yürümek böyle bir şey, tabi ki harcamaları bilmesi lazım düşüncesine düştüm.

Söylememe gerek yok ama evliliğe yürümek böyle bir şey değil.

Ve hesap verdim. Bildiğin, “tavuk şiş yedim, jokerle aldım 200 TL’ye geldi” şeklinde 🙂 Ek olarak yalnız yaşadığım için karnımın doyup doymadığını da merak ediyor diye düşünüyorum tabi. Aç kalırsam napar aman aman.

Kıyamam. Çok şirin.

1. seneyi bir şekilde devirdik. İçimde başından beri hep bir “problem olduğu” hissi olmasına rağmen bir şekilde devam ettim. Sen de “yokluk” ben diyim 2. paragraftaki sebep

Diyeyim, yokluk. Kadına ulaşıyorsun ama uzun süreli ilişkiye ulaşamıyorsun. O alanda bir yokluğun var.

veya artık çocuk sahibi olmam gerektiği ve ilk yıl çocuğu yapsam 56 yaşına girdiğimde çocuğun 20 olacağını düşünmem, bir şekilde devam ettim işte.

56 yaşında çocuğunun 20 yaşında olması çok büyük problem değil. Geç kalıyorsun doğru. Bunun üzerinde bir miktar baskı yaratması normal ve aslında iyi. Ama “Aman Allahım bittim ben hemen bulmalıyım” yaşında değilsin. Sakin.

Aslında devam etmemdeki sebep, karşı tarafta kendimden bir şeyler görmem (bazı davranışlarında, söylediklerinde) ve bu kadınla evliliği idare edebileceğimi düşünmemdi. Yani saygısızlık yapmadığını düşünüyordum, birbirimizi öyle çok sevmesek de saygı varsa bir şekilde yürütürüz diyordum.

Olay köprüyü geçtikten sonra saygısızlığa da gidebilir. Bu kadın muhtemelen güvensizliklerini, kaygısını kontrol edemeyen bir kadın ama bu sebeple de olsa kötü bir aday.

15. ay gibi söz olayına girdik. Biz gittik, onlar geldiler. Sonraki hafta kızla gittik nişan tarihi aldık. Bu esnada kızın ailesi her şeye müdahale ve karışma çabası içerisinde, aslında başından beri öylelerdi.

Birçok psikopatoloji nesilden nesile aktarılır. Genetik faktörler de olabilir ama genetik olmasına da gerek yok. Yetiştirilişle de nesilden nesile aktarılabilirler.

Başından beri kızın yediğim yemeğe kadar annesiyle paylaştığını tahmin ediyordum ama “ne güzel işte, annesiyle arası iyi diye” kendimi kandırıyordum. Kızla bu karışma konusunu her tartıştığımda da “onlar iyiliğimizi istiyor” cevabını alıyordum ama sanki kendi karıştırtmak istiyor gibi sürekli aynı konuyla “annem şöyle diyor” diye bana geliyordu.

Sana yalan söylemiyor. Muhtemelen kendisini inandırdığı yalanı sana da söylüyor.

Neyse, iş ciddiyete bindiğinde kızın istekleri de başladı tabi. Bilezik, kolye vb…

Bu da böyle hatunlarda ve ailelerde standart paket içinde geliyor 😀

Sabah 5 bilezik istiyorum diyen kız, akşam canın sağolsun hiç alma şeklinde kafa karıştırır, kafamı bulandırır oldu.

En berbat tip. Aralıklı pekişirme ile zayıf adamı bağımlı eder.

Her isteğinin arkasında “bizde gelenek böyle şöyle” dayanağı vardı.

Bu da böyle hatunlarda ve ailelerde standart paket içinde geliyor 😀

Hani çocuk alma der, tamam almayayım dersin, sonra trip atar ya 🙂 aynı öyle bir olay. Ek olarak bazı şeyleri ucuza getirmeye çalışmam (örn: elbise, ayakkabı) kavga gürültü çıkarıp 2 gün triplenmesine sebep oluyordu.

Allah’ın sevgili kulusun, köprüden önce, kocadan kocişe dönmeden önce sana yüz tane son çıkış gösteriyor.

Takip eden günler; kardeşlerimi de gezdirelim, doğum günümde şunu istiyorum, çocuk doğurunca altın istiyorum gibi devam etti.

Evlenince gelecek istekleri tahmin etmek istiyorsan bunu minimum 5 ile çarp.

Aslında bu noktada geriye dönük ilk aydınlanmamı yaşadım. Öncesinde yaptığı bir çok şeyin aslında manipülasyon olduğuna ikna olmama bu aşama sebep oldu. İlk zamanlar seksi ben istemeden dayatması, çıkıp gezmek dolaşmak varken haftada 3-4 kez ısrarla seks istemesine kadar manipülasyona maruz kaldığımı gördüm. Şayet sonradan bu istek azaldı. 2 haftada 1’e kadar düştü.

Aydınlandığım ikinci nokta, bana ailemi/arkadaşlarımı kötülemeye kalkması ve bunu ara ara yapmaya başlaması oldu.

Kişilik bozukluğu, kaygı bozukluğu vs. olan kadınlarda bu da standart pakette bulunur.

Bunu her yaptığında karşılığını verdim. Yine önceki olaylarda olduğu gibi özür dileyerek geri geldi.

Köprü daha geçilmedi, devlet arkaya alınmadı. Bakın ben evliliği teşvik eden biriyim ama ne olursa olsun evleneceksiniz diye bir olay yok.

Ama yapmaya, denemeye devam etmeyi bırakmadı. Aileme gelince, zaten ailemden hiçbir bireyin, akrabalara kadar, kızda gönlü yoktu bana sürekli “iyi düşün” deyip duruyorlardı uzun zamandır.

Açık açık evlenme demeleri lazımdı ama bu da iyi. Birçok aile adam 35 yaşına geldi illa evlenmeli diye oğullarını ateşe atıyorlar. Seninkiler en azından o konuda iyilermiş.

Kız benimkilere dil uzatırken aynı anda kendi ailesini de tahmin edersiniz ki hep iyi anlatıyordu. Öyle ki, ileriye dönük kurduğu hayallerde bile ben değil annesi veya kardeşleri vardı diyim siz anlayın.

Nişan’a 2 ay kalaya geldik. Dikkatli bir bakınca, ailemin iyice huzursuz olduğunu gördüm. Aldım karşıma hepsini ve konuştum, benim de kafamda çok şey var, anlatın bakalım dedim. Anlattıkları her şeye tabi ki hak verdim, detaya girmiyorum, kızdaki hal ve davranışlar, ailesindeki hal ve davranışlar baya bir anlattılar. Kaldı ki hak vermesem bile, ailem istemedikten sonra bu işe girecek birisi değilim. Sadece bu kızla değil hiçbir kızla.

Birçok aile adam 35 yaşına geldi illa evlenmeli diye oğullarını ateşe atıyorlar. Seninkiler en azından o konuda iyilermiş.

Burada fark ettiğim bir diğer nokta da kızın etkisi altına girmiş olduğum ve o zamana kadar olaylara objektif bakamadığımdı. İlişki ciddiyete döndükten sonra yaptığım en büyük hata da, ailemi olaya çok geç dahil etmiş ve fikirlerini çok geç sormuş olmamdı. Kendimi baya bir söğüşlettikten sonra oturup konuşmaya karar vermişim 🙂 Ya vermeseydim acaba beni çekip çıkarırlar mıydı diye de düşünmeden edemiyorum, okuyan arkadaşlara tavsiyem ben yaptım siz aman geç kalmayın 🙂

Evet doğru.

Neyse, sonra güvendiğim ve daha önce de kızla tanıştırdığım bir arkadaşımı karşıma aldım son olarak. Ondan da aynı yorumları aldım aşağı yukarı. Zaten çocuk lafa, “çok konuşuyor, hiç susmuyor” diyerek başlamıştı 🙂

Çok konuşan, hiç susmayan kadın çekilmez.

Çevremden gereken fikir ve görüşleri topladım. Tahmin edersiniz ki hepsi olumsuz. Kızın bana ulaşamaması gibi bir durum söz konusu değil. Yani bir ulaşamasın napar napar beni 🙂 ah ben kendimi ne duruma düşürmüşüm… Sırf kendi iç sesimi dinleyip muhakeme yapmak için buna “iyi geceler” diyene kadar bekledim sonra da sabaha kadar oturup düşündüm. Düşündükçe dehşete düştüm, düşündükçe kendimi nasıl bir durumun içine göz göre göre soktuğumu anladım. Ateşe gittiğimi anladım. Ve bu durumdan çıkmaya, bu işi bozmaya korkacak kadar paralize olduğumu hissettim. Daha önce hiç hissetmediğim bir şeydi. İlişkinin neredeyse başından beri içimden bir his “bitir” demesine rağmen bitirmemiştim bir şekilde hep iyi taraflarını görmeye çalışmış, kötü taraflarını tamamıyla görmezden gelmiştim.

Geriye dönük düşündüğümde aslında kızın bana karşı olan davranışlarının çoğunda saygısızlık olduğunu anladım. Çoğu davranışı manipülasyondu. Öyle ki doğal olduğu anları hatırlayamadım bile veya hiç yoktu. İkiyüzlü ve yalancı olduğunu anladım. (Doğum tarihini bile net bilmiyordum, bir şekilde söylemeyip geçiştiriyordu) Geçmişi hakkında hiç bir şey bilmiyordum. Bir düşündüm. Bu kız neleri sever nelerden hoşlanır? Bilmiyordum, aklıma gelen tek şey bilezik oldu 🙂

😀 Kolyeyi unutma. Gelinin amcasının yengesi için de zincir.

Kendini yalnızca aileme değil bana bile tanıtmamıştı veya uğraşmama rağmen tanıtmak istemiyordu. Karşıt görüş olduğumuz hiçbir konu yoktu. Ne kadar ilginç değil mi? Yani ben olmadığını sanıyormuşum. Karşıt görüşü geçtim, hiçbir ortak ilgi alanımız yokmuş ben oldurmaya çalışıyormuşum.

Düşündüm, bol bol vay awk dedim ve sonra sabahın 8’inde viskimden son yudumu alıp ayağa kalkıp kendimi tokatladım 🙂 Senin dedim kafanı si….

Güzel.

Öğlene doğru uyanacağını bildiğimden uyumadım ve bekledim. Uyanır uyanmaz da kısa ve net bir şekilde “bizden olmaz, ben bitirmek istiyorum” dedim. Karşılığında hiçbir duygusal reaksiyon alamadım desem şaşırır mısın abi?

Fırtına öncesi sessizlik derim.

Gayet ciddi ve öfkeli bir ses tonuyla neden, sebep ne? şeklinde bir karşılık aldım. Yani seven, değer veren bir insanın o an o kadar duygusuz kalamayacağı şekilde bir reaksiyondu.

Sen muhtemelen sperm bağışçısı ve sonrasında da nafaka kaynağısın. Plan o.

Takip edecek şeyin çirkefleşmesi olduğunu da biliyordum ve saniyesinde geldi.

Fırtına öncesi sessizlik demedim mi?

Ben konuyu uzatmayıp, “bir sebep yok, istemiyorum, hadi hoşçakal” deyip telefonu suratına kapattıktan sonra ısrarla aramaya başladı. Arka arkaya 15 kez araması ve hiç durmaması aslında bu ilişkinin başından beri üzerimde nasıl bir baskı kurduğunun özeti gibiydi. Açmayınca bu kez mesaj atmaya başladı. “Aç konuşucaz, benim 1 yılımı yedin, ne demek olmaz, seni mahvederim, Allah belanı versin” tarzı mesajlar onları da tahmin edebiliyorsundur.

Şimdi bu aşamada kızın ağladığını, kendini yerlere vurduğunu düşünürsün değil mi?

Düşünmem. Olsa olsa hırsındandır. Sevgi veya aşk acısından değil.

Ben de öyle düşündüm 🙂 Ve mesajlardan sonraki aramasını açtım. Karşımda daha ciddi bir ton vardı. Ve bana tekrar ailemi kötülemeye başladı. “Sen onları sevmiyorsun” temalı saçma sapan sözler duydum. Ağzının payını verdim, beni bir daha arama dedim ve bu kez telefonu komple kapattım.

Çirkeflik tabi akşamına ailesinin ailemi aramasıyla devam etti. Bir posta da onlar münakaşaya girdi. Sağolsunlar benimkiler de bir güzel ağızlarının payını verdi ve bu işi bitirdik.

Güzel ama bir seneden fazla zamanı da çöpe attın. Maalesef muhtemelen bu zamanda uygun bir kızla tanışırdın ve o fırsatı kaçırdın.

Sonradan düşününce kızda tespit ettiğim çok daha fazla kırmızı ışık var, “evlenir evlenmez hemen çocuk istiyorum” bir örnek mesela ve bunun yüzlercesi var.

Evlenir evlenmez çocuk istemesi alarm değil, özellikle de 28 yaş üstünde bir kızsa.

Benim ilişki içerisindeyken bunları görememe sebebim yazının başında bahsettiğim midir yoksa hapı hala içselleştirememem midir bilemiyorum ancak her tecrübe bir kazanımdır gözüyle olaya bakıyorum.

Senin uzun süreli ilişkilerden kaçma sebebin işte tam olarak bu. Bırakamayacağını ya da kolay bırakamayacağını bilmen. Ama bu zayıflığına rağmen denemeye devam etmelisin.

Bugüne kadar evliliğe en fazla yaklaştığım ilişki buydu ve bundan da öğrendiğim bir sürü şey oldu. Yaşadığım her şeyi paha biçilmez bir tecrübe olarak görüyorum.

Yaşadığım tecrübeden çıkardığım net bir şey var buradan okuyan arkadaşlara da bunu aktarmak isterim. Evlilik olayına giriyorsanız eğer, bunu tek başınıza yapmaya kalkmayın. Ailenizin ve çevrenizdekilerin fikirlerini mutlaka alın.

Evet haklısın aile fikri almak gerekiyor. Bu çok doğru. Ama bazı aileler oğlanı ne olursa olsun evlendirmeye meraklı, onlara da karşı koyabilmeniz lazım.

Dışarıdan bakan güvendiğiniz insanlar size çok objektif yorumlar yapabiliyor ve bu bazen sizi büyük bir hatadan döndürebiliyor. Herkese saygılar, sevgiler.

Doğru. Fakat sizin de bir miktar sağduyu geliştirmeniz, olaya sürüngen beyniniz ile değil, rasyonel insan beyniniz ile bakmayı her zaman öncelik yapmanız lazım.

Bana sorularınızı uygun yazı altında sorabilirsiniz, benimle görüşme ayarlayabilirsiniz ya da ilişkiler setimize bakabilirsiniz.

Erken Boşalma

 Psikolojik ve Duygusal Açıdan

Erkeklerin çoğunda erken boşalma gözlenebiliyor, ilişkilerde bu kadını tatmin edemeyle de kalmıyor. Bir süre sonra cinsel hayatla çözülebilecek sorunlar çözülemediğinden, rastgele şekilde her şey için kavga edebiliyor veya İlişkilerde ayrılıklara, aldatılmalar yol açabiliyor.

Seks ilişkide ciddi bir konu.

Bu yüzden çoğu erkeğin üzerinde ciddi baskı oluşturuyor;

“acaba zevk alıyor mu?”

“tatmin edebiliyor muyum?”

“erken bosaldim hay a*ina k*yayım!”

Daha niceleri…

Erken boşalmanın bir çok sebebi olabilir ben Psikolojik ve Duygusal tarafından bahsetmek istiyorum.

Erken boşalmanın bence en büyük sebebi, duygusal olarak iyi olmamanızdır.

Emin olun her erkek bir döneminde erken boşalmıştır;

Ya kötü bir zaman geçiriyordur, iyi bir dönemde değildir, İlk deneyimleridir, çok heyecanlıdır ya da karşısında ki insanı çok seksi buluyordur.

Erken boşalmanın üstesinden gelmek için kegel ve yoga benzeri hareketler öneriyorlar, şahsen geçmişte bunları çok uzun yapmama rağmen bunlarla çözemedim.

Öncelikle şunun bilincinde olunması gerekiyor;

Erken boşalma erkekliğinizi zedelemez.

Karşınızda ki insan “nasıl boşalırsın a*ına k*duuum” diye üstünüze atlamaz.

İlk yıllarımda birlikte olduğum çoğu kadınlarda erken boşaldım. Ve hepsine aynı şeyi söyledim, kullanabilirsiniz.

o kadar seksisin ki dayanamıyorum. 

Genelde kadının tepki vermesine veya bir şey söylemesine fırsat vermeden – ki vermeyecek muhtemelen-

“anam anamm vııyy” ağıtları yakar erkekler, sonrasında kadınlar bu erkekleri sakinleştirmeye çalışır.

Neyse bu konu çok uzar.

1- Seksin güzel bir şey olduğunu ve erken boşalmanın normal olduğunu kabul edin.

çoğu insan nadiren cinselliğe ulaştığı için kafalarında bunu çok büyütüyor. Emin olun büyütüldüğü gibi değil ve erken boşalmak o kadar sorun değil.

Farkında olun.

2-Nefesinizi kontrol edin.

Vücudumuzda bizi etkileyen, iyi hissettiren, kötü hissettiren olaylar nefesten geçer.

Yanlış nefes alırsanız heyecanlanabilir ya da rahatlayabilirsiniz.

Nefesle vücudunuzu kontrol eder, kalbinizi hızlandırmazsınız.

Kalbin hızlanması — erken boşalma

3- Sorunlarınızı kabul edin ve karşınızda ki kişiye odaklanın.

O an orada onun için ve kendin için var olman gerekirken aklın farklı yerlerde, farklı şeylerle uğraşıyor.

Problemler yaşıyor olabilirsin, aldatılmışsındır, işin batmıştır ama bunları unut , onunla orada birlikte ol.

4- Güzelliği kafanda büyütme

Dışarıda milyonlarca güzel, seksi kadın var ilk defa güzel kadınla beraber olmuş olabilirsin ama bu hiç bir şeyi değiştirmez.

Güzellik kafanda büyüttüğün bir algı.

5- Aklına takılan bir durum varsa onunla paylaş.

eğer kafanızı kemiren bir detay varsa onu onunla konuşun işinize yarayabilir.

Konuşmak insanları birbirine yakınlaştırır, eğer iyi iletişim kurarsanız hem siz onu hemde o sizi anlar bu sayede daha rahat hissedersiniz.

6- Ön sevişmeyi uzun tutun.

7- Acele etmeyin.

8- Süreç sonuçtan daha zevkli.

9- Yavaş başlayın.

10- Anın tadını çıkarın.

Narsist anne babalar nasıl davranırlar ve çocuklarını nasıl narsist partnerlere kurban olarak yetiştirirler?

Bu yazıda narsist ebeveynlerin çocuklarını, kendi narsist ihtiyaçlarını karşılayacak birer “kanı emilmek üzere kullanılacak kaynağa” çevirirken aynı zamanda yetişkin hayatlarında narsist romantik partnerler tarafından kullanılmaya müsait kurbanlar yaratmalarından bahsedeceğiz.  

Başlamadan şunu da söylemeliyim ki narsist ebeveyn genellikle, kendisini dışarıya çok iyi bir ebeveyn olarak gösterir. Çevrelerinde çocukları ile ilgilenen ve onların ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılayan bir anne ya da baba olarak bilinir. Ama narsist anne ya da baba, perde arkasında çok farklı biridir. İnsanlar önünde sıcak, ilgili ve sevecen bir ebeveyn rolü oynarken, çocukları ile yalnız kaldığında mesafeli, soğuk, talepkar, manipülatif ve düpedüz istismar edici biridir. 

Narsist ebeveynin ailesinde çocuklara ve diğer ebeveyne değişik roller atanabilir. Mesela bir çocuk altın çocuk olabilir, diğeri günah keçisi. Bu çocuklar narsistin sanrılı gerçekliğini beslemek için yetiştirilirler ve bu nedenle de narsist bir ebeveynin çocukları, yıllarca ve hatta bazen hayat boyu acısını çekecekleri düşük özgüven, doymak bilmez bir onay ihtiyacı ile yaşarlar. Bu çocuklar yetişkin hayatlarında sağlıklı ilişkiler özellikle de sağlıklı romantik ilişkiler geliştirmekte çok zorlanırlar. Daha da kötüsü, sadece sağlıksız ilişkiler kurmakla da kalmayıp, sıklıkla narsist partnerlerle ilişkiye girip onların kanı emilecek kaynağı olurlar.

Narsist çocuklarını yetişkin bir birey olarak değil de kendilerine emilecek kan sağlayacak kurbanlar olarak yetiştirmek için birçok taktik kullanır. Bu tür davranış kalıplarının farkına varıp nereden kaynaklandıklarını bulmak, bu tür davranış kalıplarından kurtulmanın ilk ve en önemli adımı.

Bir numaralı taktik, rekabetçi davranışlardır. Narsist bir ebeveyn, çocuklarını kıskanır ve hatta onları çekemez. Çocuklarını aşağılayarak ya da ufak ama sık saldırılarla çocuklarını psikolojik olarak bastırır. Bu tür belli belirsiz duygusal saldırılar süreklidir ve çocuğun hiçbir zaman özgüven ve bağımsızlık geliştirememesini sağlamaya yöneliktir. Çocuklar aşağılamaları gerçek diye içselleştirirler zira bu aşağılamalar onların bağımlı oldukları, hayatta kalmak için muhtaç oldukları insandan ya da insanlardan gelir.

Narsist ebeveynin sürekli olarak aşağıladığı ve duygusal olarak saldırdığı çocuk, kendisinde varoluşsal bir yanlışlık olduğuna ve bu nedenle de kötü davranışları hak ettiğine inanır. Bu çocuklar yetişkin hayatlarında da aynı inancı ve kötü davranışları kabul etmeye devam ederler.

İkincisi, narsist ebeveyn çocuğunu sürekli olarak alçaltarak onun onay için kendisine bağımlı olmasını sağlar. Ebeveyn sevgisi, ebeveynin istek ve ihtiyaçlarını (çoğunlukla kendi istek ve ihtiyaçlarını feda ederek) karşılama ile elde edilebilecek onaylamaya bağlanır. 

Üçüncüsü, narsist ebeveyn, çocuklarının sınırlarını ihlal etmeye, onların duygu, düşünce ve algılarını kontrol etmeye hakkı olduğunu düşünür. Bu hak sanrısı çocuk yetişkin olduğunda da devam eder. Çocuğun ya da yetişkin çocuğun en ufak karşı çıkması, daha fazla manipülasyon ve baskı ile karşılanır. Yetişkinliğinde bile anne ya da babasının sürekli müdahalesine ve kontrolüne maruz kalan kişi, başkalarının da sınırlarını ihlal etmelerini, kendilerini kontrol etmelerini, düşünce ve duygularına saygı göstermemelerini kabul eder. Hatta bunu normal bir şey olarak görebilir. Böyle yetiştirilen biri, hayır demekte çok zorlanır.

Örneğin böyle bir erkeği, market alışverişinde kendine bir cips almak için karısından izin isterken görebilirsiniz. Böyle biri, bir yetişkin olarak başka bir yetişkinden ne yiyeceğinin iznini almanın normal olduğunu düşünür.

Bir narsist ya da kontrol manyağı bir kadın ile ilişkideyseniz, partneriniz böyle olmasa bile sürekli ondan izin almaya eğilimliyseniz, bunun narsist bir anne ya da baba yüzünden olup olmadığını sorgulamalısınız. Zira bu tür bir genç yaştan kablolama ile ilgili bir şeyler yapmazsanız, bu ilişkinizden artık yeter diye kaçsanız bile sonraki ilişkinizde aynı duruma düşebilirsiniz.

Dördüncüsü, sürekli olarak manipüle edilen, kontrol ve baskı altında tutulan çocuk, baş kaldırmanın ya da en azından omurgalı durmanın, kendisi için çok kötü sonuçlar doğuracağını öğrenir. Bu nedenle de çatışma yaratmadan hemen uyumlu davranmaya meyillidir. Bu tür bir çocukluk istismarı insana, sükuneti korumak ya da reddedilmemek için sürekli alttan almayı ve omurgasız olmayı öğretir.

Çocuklar belli bir yaşa kadar hayatta kalmak için ebeveynlerine bağımlıdırlar ve terk edilerlerse ölecekleri bilinci genlerine işlemiştir. Bu dönemlerini sürekli olarak alttan alarak, uyumlu davranarak ya da boyun eğerek geçiren kişiler, bu tehdit ortadan kalksa bile artık bu şekilde koşullandıkları için boyun eğmeye devam ederler.

Beşincisi, narsist ebeveynler, çocuklarının başarılarını, kendi egolarını yükseltmek amacı ile küçümserler. Bunun yanında çocuklarını çok nadir olarak duygusal destek sağlarlar ya da çok nadir olarak çocuklarının başarılarını kutlarlar. Böyle ebeveynler başkalarının önünde tabii ki sırf kendilerine ilgi çekmek ve başarıdan pay kapmak için çocuklarının başarılarını öve öve bitiremiyebilirler. Ama kapalı kapılar arkasında çocuklarının en küçük hatalarını arayıp yüzlerine vurmaya çalışırlar. 

Bu davranış çocuğun hatası yokken bile hataları hemen üstlenmeye hazır, düzeltmesi gereken bir durum yokken bile sürekli olarak kendini düzeltmeye çalışan ve sorumluluğu omuzlarına alan biri olarak yetişmesine neden olur.  

Altıncısı, narsist ebeveyn suçluluk ve korku duyguları başta olmak üzere negatif duyguları, çocuklarını kontrol ve manipüle etmek için kullanır. Narsist ebeveyn, her çocuğunun hangi duygularla tetiklendiğini ve çocuğunu nasıl rahatsız edebileceğini bilir. Zira bu tetikleyicilerin çoğunu zaten kendisi yüklemiştir. Bu, çocukları çok kolay manipüle edilir hale getirir ve çocuğu başkalarının kullanımına ve istismarına açar. 

Yedincisi, genellikle bir çocuğu diğerlerine göre favori çocuk haline getirerek ya da çocukları diğer ebeveyn aleyhine yükleyerek, aile bireylerini sürekli rekabet eder hale getirir. Bu çatışma ortamında narsist ebeveyn, çocukların zihnine kendilerinden şüphe etme tohumları eker ve çocuklarına hasar verir. Çocuğun kontrolünü ve kanı emilebilir kurban statüsünü korumak için çocuğu, çocuğa duygusal destek verebilecek diğer insanlardan izole eder.

Narsist ebeveyn, kendi derin aşağılık duygusu ve zayıflığı kaynaklı olarak büyük bir kıskançlık ve haset içindedir ve çocuklarını birbirine karşı yüklemesi, aşağı çekmesi ve çocuklara hasar vermesi kendi aşağı karakterinden kaynaklanır.

Sekizincisi, narsist ebeveyn çocuklarının duygularını sürekli olarak görmezden gelir ya da geçersiz hale getirmeye çalışır. Çocuklarının gerçek korku ve kaygılarını, çocuklarını fazla duyarlı, fazla tepkili olmakla suçlayarak savuşturur. Duygularının sürekli olarak geçersiz sayılması veya görmezden gelinmesi, kişiye kendi duygu ve düşüncelerinin önemsiz olduğunu öğretir. Kişi kendi duygu ve düşüncelerinden sürekli olarak şüphe eder ve ebeveynleri gibi duygularını görmezden gelen partnerlerinin davranışlarına büyük tolerans gösterir.

Dokuzuncusu, narsist ebeveyn sevgi ve onayı sadece ve sadece çocuk beklentilerine uyduğu zaman verir. Çocuk, sevginin itaat ederek ve başkalarının isteklerini karşılayarak elde edildiğini öğrenir. Böyle biri yetişkin hayatında, sadece partnerinin istismarcı davranışlarına tolerans göstermekle kalmaz, aynı zamanda partnerinin imkansız derecede yüksek standartlarını karşılamak için her türlü taklayı atar.

Onuncusu, narsist ebeveyn çocuğuna gaz lambası manipülasyonu (gaslighting) uygular. Çocuğun gerçekliğini bozar ve gerçekliğinden, hafızasından, yargılarından, algılarından ve çevreyi yorumlama kabiliyetinden şüphe duymasına neden olur. Kişi dengesiz bir kişiliğe sahip olmakla kalmaz, aynı manipülasyonu uygulayan partnerlerin eline düşer.

Bu tür bir narsist ebeveyn istismarı, kişinin yetişkinlikte aynı bilindik kaosu yeniden yaratmak için, kendisini istismar edecek partnerler arayıp bulmasına neden olur.

Narsist partnerler konusunda toksik ilişkiler rehberimize bakabilirsiniz.

Kaynak: 10 Ways Narcissistic Parents Set You Up For A Narcissistic Partner