İyi koca olmak

Yin dün paylaştı, ekşi sözlükte bir suser Boşanmak başlığında şu aşağıdaki entariyi paylaşmış. Suser kendisini iyi koca sandığından evliliğinin neden berbat bir halde olduğunu anlayamıyor ve sorumluluk alamayan her erkek gibi suçu çevresinde ve karşısındakinde arıyor.

Eleman ayrıntısız yazmış o nedenle bir miktar tahmin yapıyorum ama yazısını yorumlayacağım ve kendini iyi bir koca sanmasına rağmen nasıl berbat bir koca olduğunu göstermeye çalışacağım.

ne kadar batılı olduğumu düşünsem de evlilik kurumuna hep doğulu bir gözle bakmışımdır. benim anlayışımda bir taraf diğerine aldatma, şiddet ve benzeri bir hainlik yapmadıkça, evlilik bitmemeli. bu bakış açısı tabi ki süper doğru değil. ama işte paris doğumlu değiliz ne yazık ki. öyle büyüdük bir çoğumuz. eğer bir erkek, düzgün bir işi varsa, eşini aldatmıyorsa, ona şiddet uygulamıyorsa, iyi bir kocaydı eskiden. aynı şekilde bir kadının evinin yemeğini ve temizliğini yapması, iyi bir eş olması için yeterdi. artık bir şeyler oldu. birbirimize yetemiyoruz.

Birazdan yazacaklarından anlıyoruz ki aslında olay birbirimize yetmemek değil, kocanın karısına yetmemesi olayı.

erkek olduğum için biraz kadınlara sallayacağım kusura bakmayın. aldatma, şiddet gibi olaylarda hep sizin tarafınızdayım bunu bilin. ama işin diğer tarafına baktığımızda, biraz fazla şey istemiyor musunuz bizden? biz modern erkekler, babalarımızın bir çok kötü huyundan kurtulduk.

Karşımızda sözünün eri bir erkek var gibi:

Sebep ne olursa olsun, bu erkeklerin hepsinin misyonu, babalarından daha iyi bir erkek olmak, anneleri korumak ve tabii ki bu anneler arasında ileride çocuklarının anaları olacak kız arkadaşları ve karıları da var. Babalarının kişisel yenilgileri, onların kişisel zaferleri olacak.

Bu modern zaman Oedipus senaryosunun problemi de, Feminen Buyruğun onu çekinmeden kendi avantajına kullanıyor olması. Feminizasyon ve mavi hap koşullaması ile erkek çocuklar, feminen kültür tarafından ne kadar kabul edilebilir olurlarsa o kadar iyi erkek olurlar, beyin yıkamasına maruz bırakılıyorlar. Ve burada cinsiyetler arası sınır bulanıklaşıyor, oğlan çocuklarına bekar anneleri tarafından oturarak işemek öğretiliyor çünkü “senin aşağılık herifin teki olan baban hep ayakta işer ve klozeti kirletirdi”. Daha iyi “erkek”, feminen ve kabul görür erkek, kadın gibi işer ne de olsa.

Babasından nefret eden erkek büyüyünce maskülinden nefret eden yetişkin beta erkeğe dönüşür. Feminen şartlanma acımasız tabii, ama bu şartlanmayı bir erkeğin nasıl olmaması gerektiğinin yaşayan bir örneğinden daha iyi kimse kökleştiremez. Daha önce de belirttim, bu şartlanmalar meşru olabilir, ama sonuçları aynı : kadınlara sürekli “ben diğer serseriler gibi olmayacağım, hele hele de götün teki olan babam gibi hiç olmayacağım” adanmışlığının kadınlar tarafından takdir edilip ödüllendirileceğini sanan bir beta erkek.

Bu aslında Beta Oyununun varsayımı olan “feminen ile ne kadar özdeşleşirsem diğer “çoğunluk” erkeklerden o kadar ayrı ve eşi bulunmaz bir erkek olurum” fikrinin uzantısıdır. Tabii ki kadınların çoğu da bu betanın “daha iyi bir erkek olma sözü”nü takdir etmek yerine kendi doğaları gereği dominant alfa özelliklerinin peşine takıldıklarında, betanın gözünde “düşük kalitede” kadınlar olurlar.

şiddeti bıraktık. aldatmayı bıraktık. ev işlerinde ve çocuk konusunda eşimize yardım etmeye başladık.

Elemanın geçmişin erkeği algısına dikkat edin. Babalarımızı tanımlayan şey, bu elemana göre, şiddet ve aldatma! Böyle düşünen bir adamın masküleniteyi despotluk olarak algılamaması, kötü bazı özelliklerden bütün erkekliğini iğdiş etmeden kurtulması mümkün değil.

eski sert yapıyı yumuşattık.

Bu çarpık erkek algısı yüzünden muhtemelen şiddet ve aldatmadan uzak durmakla kalmıyor, erkeği erkek yapan her özelliği (iyi ya da kötü) çoktan çöpe atmış ve kendi kendisini daha “makul” bir koca yapmak için kendi kendisini tamamen iğdiş etmiş. Bunun böyle olduğunu ilerleyen satırlarda göreceğiz. Yumuşatmış kelimesi de anlamlı olmuş 🙂

yani biz babalarımızdan daha iyi bir koca olduk. peki siz annelerinizden daha iyi bir eş olabildiniz mi? bu soruyu, bunu okuyan tüm kadınlar lütfen sorsun kendine.

Siz babalarınızdan daha iyi bir koca olmadınız. Siz size daha iyi koca diye yutturulan ama ne koca ne de erkek olan bir şey oldunuz! Az sonraki sorunlara neden olacak ve senin de az çok farkında olduğun şekilde modern zamanlarda doyumlu ve mutlu bir evlilik sürdürmekten uzak, ne kendini ne de kadınını mutlu edebilen bir koca. Ama nedense bir şekilde bu “koca” figürü senin için hala “iyi.

oysa annenizden daha iyi eğitim aldınız. annenizin gençliğinde hayal bile edemeyeceği hayatları yaşadınız. büyük ihtimal ondan daha çok kitap okudunuz. daha çok gezdiniz. toplum için daha kaliteli bir birey oldunuz. peki bu birey olma durumu, sizi daha bencil birisi yapmış olabilir mi? evliliğin ihtiyacı olan naiflik sizde eksik olabilir mi?

her modern kadın kötü eş değil tabi. fakat ilginçtir ki yukarıda belirttiğim kriterlere göre iyi bir eş olan kadınlar, hep kendilerini anlamayan, duyarsız kocalardan şikayet ediyorlar. gerçekten de etrafımda da çok görmüşümdür, kocasını mutlu etmek için deli divane olan kadınlar ve bu kadınlara eski model olup sert davranan kocalar. acaba bu kocasını mutlu etmek için uğraşan kadınların, kocası tam da istediği gibi olsaydı, bu uğraşı verirler miydi?

Yine kendisini kandırıyor. Sen kadınların tam istediği gibi bir koca olmadın, sen sana pazarlanan iğdiş edilmiş ve evde eteği giyen partner oldun. Sen, az sonra göreceğimiz gibi kadının hiçbir uğraş vermemesine rağmen hala yavru köpek gibi gözünün içine bakan, kadından ilişki için uğraş vermesini talep edemeyen, muhtemelen böyle bir şey talep etmekten ölesiye korkan bir şeye dönüştün. Sen iyi bir koca değil, ödlek ve zayıf bir koca oldun. Ödlekliğini ve zayıflığını ise kendine iyilik diye pazarlıyorsun.

yoksa o koca için de başka beklentilere girip yine mutsuz olup mutsuz eder miydi?

sonuç olarak gelmek istediğim şu: kadınlar evlilikten hep daha fazlasını istiyor. daha fazlasını isteyip olmadığı için mutsuz olmayan kadın görmedim. diyelim ki eşinin maddi durumu iyi, duyarlılığı yüksek, aldatmıyor, şiddet uygulamıyor. diyor ki “mutfakta yardım et”. tamam ediyorsun. ama bu ona yetmiyor. sonra “temizlikte yardım et”. tamam. sonra? “ya bir yurtdışı tatili yapamadık”. onu da yapsan başkası geliyor. “doğumgünümde dışarıda bir yemek yiyebilirdik.” eninde sonunda bitmeyen bir beklenti ile savaşıyorsunuz.

Haldun Abinin Magandalar Kadınları Daha Çok Mutlu Ediyor yazısı aklıma geldi:

“Kadının huzura dolayısıyla da mutluluğa erebilmesi için hayattaki misyonunu tamamladığına inanması, yani, erkeğinden alabileceği her şeyi almış olduğuna inanması gerekiyor.”

İşin acımasız yönünün tekrar altını çizmek istiyorum; yukardaki cümlede kadının alması gereken miktar belirtilmiyor. Kadınlar çok değişik seviyelerde mutlu olabiliyorlar. Eğer erkeklerinin verebileceğinin gerçekten aldıkları kadar olduğuna inanırlarsa içgüdülerinin kendilerine yüklediği misyonu tamamlamış olup, büyük bir huzur buluyorlar. Fakir bir adamın eşi olarak mutlu olan, çok daha varlıklı bir adamla (hem de adamın hiç bir faulü yokken) mutsuz olan kadın örnekleri her yerde o kadar çok ki.

Yani şimdi biz de maganda mı olalım?..

Hayır maganda olmamız gerekmiyor. Ama magandaların her şeyi yanlış yaptıkları saplantısından kurtulup, onları incelememizde hatta bazı davranışlarından ders almamızda hiç bir sakınca yok.

Öncelikle bir kadınla evli ya da uzun bir ilişki içindeyseniz vereceklerinizin sınırını çok iyi çizin ve bu sınır aşıldığında ölümü bile göze aldığınızı çok ama çok açık bir dille belirtin (ve gerektiğinde uygulayın). Bunu söylerken eşinizin pestili çıkarın demiyorum. Aksine ona verebileceğiniz kadar güzel bir alan bırakın. Bunlar neler olabilir? Aile bütçesinin hakça paylaşımı, dernek faaliyetlerine gitsin diye haftada iki gece çocukların bakımının üstlenilmesi, evde bulaşığın yıkanması ve bunlar gibi bir dolu nokta. Ancak kendinize muhakkak bir alan bırakın, her ay bir kez trekkinge mi gideceksiniz, muhakkak gidin. Haftada bir briç mi oynayacaksınız oynayın. Evde görmekten gerçekten dayanamayacağınız bazı eşyalar mı seçilmek üzere, aldırmayın. Nefret ettiğiniz bazı dostları mı var, sırf o istiyor diye görüşmeyin.

“doğumgünümde dışarıda bir yemek yiyebilirdik.”

Burada ek olarak arkadaşın evliliği rutine bağlama problemi olabilir. Doğumgününde dışarıda bir yemek yemek gibi makul bir isteği araya sıkıştırmış. Erkek olarak sizin göreviniz evliliğin başbaşa kalma- iyi vakit geçirme – işi sekse götürme kısmını planlamak ve yürütmek. Özel günleri bırak ara ara sırf aklınıza estiği için böyle dışarıda baş başa kalmanız lazım. Fakat çoğu erkek uzun süreli ilişkide kız arkadaşına veya karısına 40 yıllık karısı ya da anacağızı gibi davranmaya başlıyor. Hergün evden işe işten eve bir rutinde deney faresi gibi dönüp duruyor.

Arada bir karınızla ya da uzun süreli ilişkinizle pat diye dışarı çıkmak sadece onu tatmin edecek bir şey değil. Böyle şeyler sizin için de  zevkli ve aynı zamanda böyle kestirilemez biri olmanın size sonra yatakta başta olmak üzere dönüşleri gayet güzel.

işe böyle bakınca, çok iyi bir koca olmamakla eleştirdiğimiz babamıza çok kızamıyoruz. kısacası kadınlar; biz babamızdan daha iyi bir koca olduk, ama siz annenizden daha iyi bir eş olamadınız. daha iyi bir birey oldunuz sadece. bu nedenle erkek arkadaşlara sözüm şu ki çok da iyi bir koca olma kaygınız olmasın. zira bunun kadının gözünde hiçbir değeri yok.

Tekrar ediyorum, sen babanın zıttı olacağım diye bir kocanın sahip olduğu en önemli şeylerden birini kesip attın : pipi! Karın sana saygısız davranıyor ve bunun bir kısmı karının aslında evlilik materyali olmayan bir kadın olması da olabilir. Ama şuraya kadar yazdıklarından anladığım senin sınırlarını çizmekten, istediğini talep etmekten aciz bir erkek olduğun. Daha kendi karısına sınırlar çizemeyen veya ondan istediklerini talep edemeyen adam, bir aileye nasıl kaptanlık edecek? Böyle bir adamın nasıl bir çekiciliği olacak ki karısı onunla mutlu olacak?

Siz annelerimizden daha iyi eş olamadınız diyorsun ama sen kadınından iyi bir eş olmasını talep ettin mi? Bir insan seni ayak paspasına bile çevirse ağzını açıp ayağa kalkamazsan bu karın da olsa, arkadaşın da olsa, kardeşin de olsa tepene çıkar. Sen kadın kötü bir eş olsa da ağzını açıp kendi istediklerini talep edemiyorsun, iyi eş olsa da. O zaman neden iyi bir eş olmaya uğraşsın!

bir örnekle yazımı bitireyim. az önce kavga ettiğim karım, kumandayı, cep telefonunu sağa sola fırlattı. sonra yatak odasına gitti. yastığı alıp geri geldi ve yastığı başıma fırlattı. sizce benim ona vurabileceğimi düşünseydi, bunları yapar mıydı? tüm bu abuk sabuk hareketleri yapıyor çünkü asla böyle bir şey yapmayacağımdan çok emin.

Bakın sırf bu paragraftan bu adamın sorununu çıkarabilirsiniz. Bir erkek gibi sınırlarını dayatmayı bilmediğinden elindeki tek eksiğin dayak olduğunu sanıyor. Muhtemelen kendisi gibi özünde maskülen bir erkek olmayan ve bunu dayak ile kapamaya çalışan bir babanın elinde büyüdü. Ondan erkekliği öğrenemedi ve elinde dayak da olmadığı için elinden bir şey gelmiyor.

Oysa olduğunu iddia ettiği modern erkek olsa, yani modern yanında “erkek” de olsa, dayak gibi aslen duygusal olarak zayıf erkeklerin başvuracağı mekanizmalar olmadan olayı halledebilirdi.

az önce kavga ettiğim karım

Maskülen ve kadın – erkek ilişkilerinden anlayan bir erkek kadını ile kavga etmez. Kavga – gürültülü ilişkilerin tutkulu ilişkiler olduğunu pazarlayan dizi ve filmleri kafanızdan atın. Bkz. Çeneni Kapa. Kadının duygusal patlamalarına duygusal patlama ile tepki veren erkek, kadınla kadın olur. Senin koca olarak görevin böyle duygusal çalkantıların karşısında kaya gibi sağlam ve o beğenmediğin eski tip erkeklerin birçoğunun olduğu gibi sert ama sevgi dolu olman lazım.

kumandayı, cep telefonunu sağa sola fırlattı. sonra yatak odasına gitti. yastığı alıp geri geldi ve yastığı başıma fırlattı.

Sen iyi bir koca olsaydın, evin reisi olsaydın, kadını sakince uyarırdın. Bunu yapmamasını, 2 yaşında çocuk gibi öfke nöbetine girecek yaşta olmadığını, bir derdi varsa önce sakinleşmesini sonra da oturup anlatmasını söylerdin.

Bunları yaptığına dair bir ipucu yok. Yapabilecek bir erkek gibi de görünmüyorsun.

Kadın diyelim ki seni dinlemiyor. Ki bu kadar uzun süre seni ayak paspası yapmaya alışmış kadın seni hemen dinlemeyecektir. Yine sakin bir şekilde bu davranışını tolere etmeyeceğini, çocuk gibi öfke nöbetine girerek kendisi ile tartışmayacağını söyler (gerçi söylemene de pek gerek yok) kapıdan çıkar giderdin. Çıkarken de “yetişkin bir insan gibi konuşup davranacak kadar kendini kontrol etmeyi öğrenebilirsen beni ara, yok böyle davranmaya devam edeceksen ben bu dramayla aynı evde yaşamayacağım ve beni rahatsız etme” de ve çek git!

Hayatta hakettiğiniz kadarını değil pazarlık yapma cesareti gösterdiğiniz kadarını alırsınız.

İş yaşamında ve ilişkilerde eğer karşınızdaki sizin hakettiğiniz şeyi vermeye yanaşmıyorsa alabileceğiniz en güçlü pazarlık pozisyonu, istediğiniz değeri/şeyi bir kez açıkça belirtmek ve blöf yapmadan masadan kalkıp gitmektir.

Blöf yapmadan kısmı önemli. Zihin yapın şu olmalı: “Eğer karşımdaki bana hakettiğimi düşündüğüm şeyi vermeyecekse, o zaman onunla bir ilişkim olmayacak”. Yoksa blöf yaparak masadan kalkıp sonra karşındaki sana dönüş yapmayınca peşinde koşmaktan bahsetmiyorum.

Karın burada sana asla haketmediğin bir şekilde davranıyor. Üstüne bir şeyler fırlatıyor. Sen ise böyle davranılmak istemiyorsun. Bunu bir kere söyler, sonra çıkar gidersin.

Tabii sen çıkıp gidemezsin pardon. Zira sen “iyi” kocasın. Kocayı geçtim “insan” gibi davranılmayı dayatıp bunun sonunda büyük ihtimalle evliliğini biraz da olsa daha mutlu yapmaktan aciz bir şekilde karşılıklı cehennem hayatı yaşamaya devam ediyorsun ama sen “iyi” kocasın.

iyi bir koca olmak için kendisini eğitmiş bir evli erkekten sevgilerle.

Eski tip erkek ve genel olarak erkekliğe düşmanlık beslediği için kendi kendini iğdiş etmiş evli bir erkekten desen daha doğru.

Bugüne kadar hem yorumlarda hem de yaptığım koçluklarda bu durumda olan evli erkeklerle konuşma fırsatı buldum. Korku oyununun 12 seviyesindeki bir planı gibi bir plan çizerek belli bir aşama kaydedebiliyoruz.  Ama bu durumda bir erkeğin zihin yapısını değiştirmesi de çok önemli. Çoğu sözünün eri gibi pire için yorganı yakmış yani şiddet/aldatma gibi en ekstrem şeyleri baba/koca/erkek olmakla eşleştirmiş ve bunları yakayım derken komple erkekliğini yakmış bitirmiş.

Bu nedenle masadan kalkamamalarının tek nedeni hatta nedeni karılarından veya karını kaybedecek olmaları değil. En çok zorlandıkları nokta, erkek gibi ve gerçekten iyi bir koca gibi davranmaktan korkuyorlar. Bizim gerçekten iyi bir koca diye tanımladığımız şeyin kötü bir şey olduğuna o kadar uzun süre inanmışlar ki, yapmaları gereken her şey ne kadar mantıklı olursa olsun onlar için çok zor. Mesela adama kendisine bağırılmaması için sınırlarını çizmesi gibi gayet mantıklı bir şey söylüyorsun ama bunu kötü bir insan olmakla özdeşleştirmiş, saçma ama durum bu, yapamıyorlar.

Boşanma da bir seçenek. Zira bir kadın bir erkeği ayak paspası yapmaya bu kadar alıştıktan sonra, bu “haklarını” bırakmaya tepki ve direnç gösterecektir. Bazı kadınlarda bu direnç aşılamayabilir.

Umarım bu evlilikte bir çocuk yoktur ve senin gibi kaptanı olan eve, sen düzelene ve karın sınırlarını öğrenene kadar bir çocuk getirmezsin.

Biriniz bu elemana yazıyı atsın. Belki bir şeyler öğrenir.

Vaka Çalışması – Trump Destekçileriyle Vuruşmaktan Kendimi Alamıyorum

Az sonra çevirisini okuyacağınız yazı, kuvvetle muhtemel ABD’de liberal denilen solcu ve feminist bir kadın tarafından yazılmış. Yani Trump’tan ve partisi Cumhuriyetçilerden ölesiye nefret eden, başkan seçildiği zaman “Benim Başkanım Değil” diye tweet atarak günlerce eylem yapmış bir kitleye mensup bir kadın. Ama aynı zamanda, başlıkta da okuduğunuz üzere, kendi ifadesiyle “Trump destekçileriyle vuruşmaktan” da geri duramayan bir kadın. Olayı daha iyi anlamanız için şöyle bir benzetme yapayım: Kadıköy’de yaşayan vegan, solcu, feminist bir kız, yobaz olarak göreceği reis sevdalısı bir gencimizle duvardan duvara seks yapıyor 😀 Ortada öyle absürt ve yazan kadının bile anlam veremediği, ama ucundan kıyısından kırmızı hap okumuşların da şıp diye anlayabileceği bir dinamik var. Filmlerin ve şarkıların bize pompaladığı “çiftler ne kadar birbirine benzerse, daha doğrusu erkek ne kadar kendini kadına benzetirse o kadar yüksek ilişki şansı olur” klişesinin yıkılışını ve hatunun adamlara çekimi hissettikten sonra politik görüş farklarını nasıl da rasyonalize ettiğini gelin hep birlikte okuyalım, ibret alalım, genç dimağlara nesilden nesile aktaralım.

Bazen birisi bana en kötü flört deneyimimi sorduğunda verebileceğim birden çok cevabım olsa da kendimi genelde hep aynı hikâyeyi anlatırken buluyorum: Barda bir Trump destekçisi ile hararetli bir tartışmaya girdikten sonra daha ne olduğunu anlayamadan bir sonraki sabah adamın yatağında uyandığım hikâye. Odanın her yerinde bayraklar vardı. Mesela bir tanesinin üstünde Ronald Reagan’ın (çevirmen notu: 1980’ler boyunca ABD başkanlığı yapmış eski muhafazakâr Cumhuriyetçi parti başkanlarından) resmi bulunuyordu, diğerinin üstünde ise büyük harflerle Don’t Tread on Me (Üstüme Basıp Geçme) (çevirmen notu: Amerikan devrimini simgeleyen milliyetçi bir bayrak) yazıyordu. Buna en kötü flörtümdü diyorum ama aslında bu durum seksin kötü olmasından kaynaklanmıyordu. Gerçek sebebi öğrenmek için okumaya devam edin.

Anlattığım olay 2016 yılı başlarındaydı, yani – her ne kadar partner seçimim için bahane olmasa da – Trump’ın Pussygate skandalı, (çevirmen notu: Trump’ın grab them by the pussy (kadınları amından tutacaksın) dediği gizli ses kaydını kastediyor), rakiplerine karşı yaptığı şiddet eylemi çağrıları ve başkan adaylığının iyiden iyiye ciddiye binmesinden önceydi. Dolayısıyla her ne kadar Trump’ın çoğu yorumunu mide bulandırıcı bulsam da görünen o ki bu ahlaki bakış açısı birkaç ay sonra destekçilerinden biriyle yatmama pek engel olmamıştı.

Her ne kadar hareketime kendim bile şaşırsam da ve siyasi görüşlerimiz neredeyse taban tabana zıt olsa da bu adamla yatıyor olmak bana garip hissettirmiyordu. Onunla mesajlaşırken doğal olarak politika hakkında tartışıyorduk ama hangi mekanın yemeğinin daha iyi olduğu ya da Drake’in mi yoksa Kendrick Lamar’ın mı daha iyi bir rapçi olduğu gibi günlük meseleleri de konuşuyorduk. Baş başa buluştuğumuzda ise mesajlarda biriken gerilim saatli bir bombaya dönüşüyor ve bu durum da eninde sonunda seksle biten rekabetçi bir gerilimin yolunu açıyordu.

Birbirimizle sadece yatak arkadaşı olmaktan öteye gidemeyeceğimizi biliyordum ama açıkçası bu durum pek umurumda değildi. Seks çok ateşliydi ve ikimizin de bağlanma gibi bir beklentisi ya da isteği olmadığı için kafa karıştırmıyordu. Ben kendi siyasi görüşlerimi özgüvenli bir biçimde savunduğumu zannederken bu hararetli tartışmaların aslında sürekli ihtiyacım olan bir tür ön sevişme ritüeli olduğunu nedense fark edememiştim. (çevirmen notu: kız ne dese he canım he gülüm diyen meriçler duyuyor musunuz :D)

Bu adamın benim için tek seferlik bir deney olduğunu varsaydım. Ama çok kısa bir süre sonra anlaşılamaz bir şekilde ilgi duyduğumu hissettiğim başka bir Trump’çıyla yatmaya başladım. Bu olay da, maalesef üzülerek söylüyorum, Trump’ın kesin adaylığını açıklamasından sonraydı. Yine de Hillary Clinton’ın seçileceğinden çok emindim; dolayısıyla bu adamın aile üyelerinin giydiği Make America Great Again yazılı şapkaları görmezden gelebilirdim. Hillary kazanırsa otomatik olarak bizi savaşa sokacağına ve bir kadının duygularından ötürü ülkeyi savaşa sokmaya daha meyilli olduğuna dair fikirlerini görmezden gelmek ise pek kolay değildi. Cidden hiçbir anlam veremiyordum ona. Bilgileri yarım yamalaktı, cinsiyetçiydi ve benimle sürekli tartışma başlatmayı seviyordu. (çevirmen notu: erkek feministler peki siz duyuyor musunuz :D)

Seçim havasının yarattığı gerilim ve farklılıklarımızın yarattığı sürtüşme, yataktaki tutkuyu doyumsuz bir hale getirmişti. Ben de bu adamın içine işlemiş yobazlığı bir kenara atarak bedenimde baştan aşağıya akmasına izin verdim. İçim onu yanıltma isteğiyle ya da sadece onun üstüne çıkma isteğiyle (çevirmen notu: bu ifadeyi hem tartışmada hem yatakta anlamında kullanıyor) doluyordu.

Değerleri benimkilerin tamamen zıttı olan erkeklerle yatma fikrini sevmememe rağmen seçimden bu yana bu tarz adamları bir türlü bırakamıyorum. İnanılmaz derecede rekabetçi bir insan olduğum için birlikte olduğum adamın “kazanan” takımda olduğunu bilmek (kendi görüşümü haklı bulmama rağmen) içimdeki rekabet duygusunu dizginleyemediğim bir arzuya dönüştürüyor. Trump’a ve destekçilerine olan kızgınlığım zaman zaman depresyon, kaygı ve öfkeye dönüştüğü için o destekçilerden biriyle yatınca sanki kendimi haklı çıkarmış gibi garip bir his duyuyorum. Bu kesinlikle “Ya onu değiştirebilirsem?” gibi klişeleşmiş bir düşünce değil. Trump’çılardan herhangi birinin beni sevmesine ihtiyacım yok. Sadece bu çılgınca politik gerilimin aynı zamanda harika bir cinsel gerilim yarattığını keşfettim.

Ayrıca, garip bir şekilde, Trump destekçileriyle yatmak aynı zamanda kendi siyasi ve kişisel değerlerimi de bir kez daha doğruluyor. Bunların hiçbiriyle ciddi bir ilişkiye giremem. Yani bazı haberlerin neden beni gözyaşlarına boğduğunu anlamayacak ya da Trump’ın son tweetini okuduğum zaman neden telefonu duvara atmak istediğimi bilemeyecek biriyle yaşayamam. Benim için farklılaşan siyasi fikirler ilişkiden soğutan bir durum (çevirmen notu: ama vermeme engel değil :D). Fakat bu durum aynı zamanda yukarıdaki kaçamakları da daha kolay kabullenmemi sağlıyor: bunlar aslında nefret seksi yapmak için harika fırsatlar. Başım ağrımadan, duygusal yük taşımadan ve cinsel açıdan tatmin olmuş bir şekilde çekip gidebilmek beni benim gibi liberal eğilimleri olan kişilerden daha güçlü biri haline getiriyor.

Bu sürdürebilir bir durum mu? Muhtemelen değil. Aslında nadiren de olsa bana ekstra stres getiriyor ve uzun vadede bu tarz bir uzun ilişki içinde olmak istemiyorum (çevirmen notu: Şair burada sinir olduğum alfalar beni sikti, artık ilişkide beni pohpohlayacak beta arıyorum diyor 😀). Ama şimdilik siyasi görüşünden nefret edeceğiniz biriyle yatağa girmenizi şiddetle önerebilirim.

Çeviri: Help, I Can’t Stop Hooking up with Trump Supporters

Skype üzerinden görüşme ve özel tavsiye

Uzun süredir kişisel istek üzerine yaptığım bu görüşmeleri standart hale getirdim. Bu görüşmelerin çok faydalı olduğuna sıklıkla şahit olduğum için hizmet olarak sunmaya karar verdim. İlişkiler, disiplin, maskülenite konusundaki bilgi ve tercihler doğru değilse bir erkeğin hayatındaki en acı ve pahalı hatalar yapılabiliyor. Bu görüşmelerde, somut sorunlarınızı konuşuyoruz ve çözüm için bir yol planı çiziyoruz. Ama sadece ilişki koçluğu yapmıyorum. Disiplin, aile, evlilik, çalışma hayatı, kariyer seçimi gibi konularda da konuşuyoruz.

Eski kız arkadaş, kadınlarla tanışma, uzun süreli ilişkiler ve toksik ilişkiler ile ilgili kitaplarımız konuşma yerine geçebilirler. Konuşmadan önce onlara bakarsanız aramanıza gerek bile kalmayabilir.

Görüşme siz alım yaptıktan sonra genellikle aynı güne ya da ertesi güne ayarlanıyor. Saat 1800’e kadar görüşme yapabiliyorum sonrasında uygun değilim.

Not: Eğer Türkiye dışındansanız, Türkiye dışı görüşme linki biraz daha uygun fiyatlı.

Türkiye’den Koçluk ve Sanal Görüşme (30 dakika)
1 saat görüşmek için 2 adet, 1.5 saat için 3 adet alınız.
(Alım güvenilir Shopier ödeme sisteminden olup sizin ödeme bilgileriniz bize gelmiyor.)

Türkiye dışından: Koçluk ve Sanal Görüşme (30 dakika)
1 saat görüşmek için 2 adet, 1.5 saat için 3 adet alınız.
(Alım güvenilir Patreon üzerinden olup sizin ödeme bilgileriniz bize gelmiyor.)

Mahmut Abi

Vaka Çalışması – Dengesiz (!) kıza nasıl davranılmalı?

UzaktanAlfa rumuzlu kullanıcının bir yorumu ile başlayan tartışmayı buraya aktarıyorum. Burada arkadaş çoğu erkeğin yaptığı bir hataya düşüyor ve hem kızın fazlaca peşinden koşuyor hem de kızdan önce ilişki düşünerek kendi ayağına sıkıyor. Tamam mesaja boğmuyor ama işte tam bu yüzden fazlaca peşinden koştuğunun farkında değil.

Dengesiz kızlarla çok uğraşmamak lazım bence. 2 gün önce takıldığım hatun da böyleydi. Geç yazıyor, bi ilgili bi ilgisiz falan.

Ilgili – ilgisiz kızların 10%u dengesizdir. 90% ise erkek bir geri çekilip bir fazlaca peşine düşüp mesaj atarak muhtaçlık yaptığından öyle davranır. Tabii ki erkek kendi davranışını eleştirip düzeltme peşinde biri değilse hepsi dengesiz kızdır. Ben normal davranıyorum da kızlar kötü olayı.

Bunları düşünmeden soğukkanlı olup oyunu oynamak lazım. Kalanı kadının problemi. Şöyle mi desem böyle mi desem diyerek ömür geçmez. Az duygusal yatırım önemli.
2. 3. buluşmada yanaşırsın, ilgisi olan hatun gelir zaten. Kadınlar bizden çakal, bakıslardan ilgini anlar, testleri de geçersen bu işin sonu seks 🙂

Kıza az duygusal yatırımın özü ilişki olayını düşünmemek ve kıza bırakmaktır. Kız gibi ilişki hayali kurmak değil. Ve evet kızın ilgisi yoksa 2 veya 3. buluşmada ya da buluşma teklifinde çıkar gidersin. Siz size ilgisi olan bir kadını hakedip bulabileceğinize inanırsanız zaten ilgisiz kızdan soğursunuz. Ama size ilgisi olan bir hatunu bulamayacağınıza ve hak etmediğinize inanırsanız hatuna yapışıp kalırsınız.

Bu yorumlarım üzerine UzaktanAlfa şu yorumu yazdı:

Seksin ertesi akşamı artık konuşmayalım sorun bende ayakları yapıp, 2 gün sonra seni görmeye geldim değerlisin falan deyip, sonraki gün yazdığım mesajıma 10-15 saat sonra cevap vermesi sence dengeli bir yapı mı abi ?

Kadın – erkek ilişkilerini okuyup, süslü kelimeler kurmak kolay ama uygulama önemli. Şimdi arkadaş dengesiz kız olayında ısrar ediyor ama bir erkek için en verimli strateji, istediğini elde etmek istiyorsa, önce bu olay benim yaptığım bir şeyden mi kaynaklanıyor diye düşünmektir. Hayatının iplerini kendi kontrolünde tutmayı seven erkek için strateji budur.

Burada ben erkeğin erkek gibi değil kız gibi davranması kokusu alıyorum. Örneğin belki adam kız konuşmayalım dediğinde sakince kabul etti ama kız onu görmeye geldiğinde duygusallaşıp kız gibi davrandı? Zira adam kabul edip hayatına baktığında (maskülen davrandığında) kızın cinsel çekimi artmıştır (bir ilgili), bunun üzerine adamla görüşmeye gittiğinde adam duygusal ya da kızdan ilgili ya da soğuk (bağlamına bakar ama genelde zayıflık göstergesidir) (feminen) davranmıştır ve kızın cinsel arzusunu azaltır.

Yukarıda yazdığım şey muhtemel ama tahmin. Fakat birlikte olup sonra uzaklaşan kıza ertesi gün mesaj atarak, kızın peşine düşmüş. Ne yazdığından bağımsız bu. Ve büyük hata! Adamı görmeye gelip konuştuğunda, erkek kızın kendisine bir daha ulaşmasını beklemeliydi. Pat diye umutlanıp hemen ertesi günü mesaj atmak, ne yazarsa yazsın, beta erkek hareketidir. Maskülen bir erkek kızın bir veya iki kere daha iletişim başlatmasını bekler. Ortalama bir kız o mesajı aldı mı erkeğin beta olduğunu anlar.

Burada bu siteyi bilmeyen beta avanak gibi “ya bu kız dengesiz” diye düşüneceğine kız shit test atıyor diye düşüneceksin. Zayıflık gösterip ilk kuyruk salladığında peşine takılıp ertesi gün mesaj atmışsın. Kızın gözünde düşük rütbeli imajını tazelemişsin. Shit test atacak tabii. O 15 saat boyunca gerçek bir erkek, kadın dönene kadar bir daha tek mesaj atmaz, düşük rütbeli avanak ise bir süre sonra dayanamaz sinirli sinirli ya da güya merak ettim tadında muhtaç mesajlar atmaya başlar. Kızın elinde senin duygusal gücünü test eden bir araç var, kullanmaması hata.

Ayrıca günde max. 4 mesajımız var ve hiçte üstüne düşmüyorum. Sinirlenmiyorum.

Snirlenmemen iyi ve zaten sen kızın neyi oluyorsun ki sinirleneceksin değil mi? Kızdan önce ilişki istediğinden sinirlenirsin ancak. Ama böyle gel git yaşayan kızla günde 4 mesajlaşma YAPILMAZ. Opsiyonları olan, kendi hayatına odaklanan bir erkek, yani değerli bir erkek, bunu yapmaz.

Eğer o sana ulaşıyorsa, ki o ulaşmazsa sen yazmayağın için o sana ulaşıyor, iki mesajlaş ve neşeli davran ve sonra buluşmaya çağır.

Bir kaç daha yoklarım ekerse NEXT.

Hala kıza ulaşırım sonra ekerse NEXTlerim diyorsun ve bunu karizmatik bir şey sanıyorsun. Dediğin şey şu: Kıza gider ne kadar muhtaç bir erkek olduğumu tekrar gösteririm ekerse (ki ekecek) NEXT.

NEXT bir araç, neden kıza beta olduğunu göstererek kullanıyorsun? Zira kıza ne gösterdiğini siktir et, “kıza ulaşır ekerse NEXTLersen” kendi ruhuna ne kadar opsiyonsuz bir beta olduğunuz söylüyor ve işliyorsun.

KIZA ULAŞMAYACAKSIN! O sana ulaşacak. İlk 3 – 4 kere o başlatacak. Gerçek bir erkek ol ve kız madem arafta, kalsın orada. Fikri değişirse gelir ben de müsaitsem seks yaparız! Bunu tabii kendine söyle, kıza değil. Kafanın bir köşesinde kızla sevgili ilişkisi isteği ile kızın peşinde koşuyorsun. Ertesi gün mesaj = kızın peşinde koşmak. 15 saati beklemeden kıza yine mesaj attı isen = kızın peşinde koşmak. Hergün mesajlaşma ve hele de sen başlatıyorsan = kızın peşinde koşma. Bir kaç kere yoklama = kızın peşinde koşma.

Uzaktan ya da yakından Alfa adam bunu yapar mı? Yapmaz. Dibinden Beta yapar.

Ha kız dengesiz de olabilir ama yukarıyı bir oku ve söyle : bu düşük ihtimal sence bu kızda ne kadar geçerli? Kız dengesizse senin elde edebileceğin bir şey yok. Ama benim tahmin ettiğim gibi sen betalık yapıyorsan özellikle de kızdan önce sevgili ilişkisi moduna girdiysen bu daha iyi zira bunu değiştirebilirsin.

Çoğunuz kadınların ilişkide erkeğin liderliğine baktığını ve onun yaptıklarına tepki verdiğini anlayamıyorsunuz. Sen uzaktan alfa, azıcık yanına gelirse BETALARDAN BETA davranırsan kız böyle gider gelir. Ama merak etme, böyle davranmaya devam et, komple gider.

Benim olayım bunları içselleştirememem. Keşke yazdığım kadar rahat olsam da aklıma gelmese.

Biraz zaman ve tecrübe lazım sanırım.

Bir de arkadaşlar, BETA davranışları cool cool yapmanız, o davranışların beta olduğu gerçeğini değiştirmez! İlk ulaşmaları kıza bırakman gerekirken sen başlatıyorsan bu BETA davranıştır. Zira korku kaynaklıdır. Ben ödül değilim ya kız aramazsa korkusundan gelen davranıştır. Sen o mesajlaşmayı istediğin kadar cool yap sonuç değişmez.

Ben ödülüm, bu kızın bana ilgisi var, çekip giden kendisi ve bu nedenle ilk o arayacak. Aramazsa da ben zaten başkasını bulurum kafası, alfa zihniyetidir. Senin yukarda yazdığın olayda bu zihniyet yok.

UzaktanAlfa daha sonra bu kızın geldiği zamanı ve mesajlaşmayı ayrıntılı anlatıyor.

Bana konuşmayalım dedikten sonra ben “peki sen bilirsin” yazmışım.

Konuşalım diye diretmekten iyidir ama daha iyisi “ben görüşmek istiyorum, fikrin değişirse bana haber ver” demektir. Hem erkek gibi ne istediğini ortaya koyuyorsun, hem de arkanı dönüp gidiyorsun.  Yine de fena tepki değil.

Arkasından salona geldi ve ben eğitmen olduğum için ki bahane bu, yanına gülerek gittim ve böyle bi çocuğu nasıl bırakabilirsin falan tarzında gülerek takıldım, küçük kız misali.
Sonra antrenman yaptırdım ve molaya çıksana oturalım biraz dedi, benimde gerçekten mola saatim değildi ve çıkamam malesef dedim ve biraz oturdu gitti kız.
Sonrasında ilk mesajı o atmış seni görmeye geldim molaya çık diye, çıktım sen değerlisin benim için bla bla.. konusmaları ve ben sanki hiç bir şey olmamış gibi takıldım. Hafta sonu alıp basımı gidicem ya falan tarzında bir şeyler söyledi. Bomba geliyor, bende üstüne: aslında seni bu hafta sonu x mekana yemeğe götürmeyi planlamıstım dedim.

Neşeli davranman ve şakalaşman güç gösterisi. Ama kızı davetin zayıf, çok zayıf. Bir kere kızın yolunu gözleyip plan yapmışsın gibi duruyor, ikincisi dominant değil. Bu haftasonu buluşalım mı? X mekana gideriz” demek daha doğru. Sanki o an aklına gelmiş gibi demen daha doğru.

olabilir ya falan dedi ve ben içeriye geçiyorum dedim vedalaştık.

Zayıf. Olabilir ne demek, geliyor musun, gelmiyor musun? diyecektin. Geliyorsa tamam saat bilmem kaçta buluşuruz diyerek yer – gün – saat ayarlamayı bekleyecektim. Gelmiyorsa fikrin değişirse haber ver deyip kızı unutacaktın.

Gece 11 gibi ben mesaj attım; Yarın izinliymişim, gitme biyerlere takılalım dedim.

Hata. Kızla birlikte oldunuz ama o sonra çark edip gitti. Peşinden koşulmayı haketmiyor. Bu mesaj tamamen peşinden koşma ve muhtaçlık belirtisi. DAHA DA KÖTÜSÜ, içindeki sevgili olma isteğini açığa vuruyor zira kız alt tarafı yanına geldi diye hemen sevgili gibi takılmayı istiyorsun. Yarım yamalak ama bir buluşma ayarlamışsın zaten. Kaybol. Kızdan önce sevgili olmak istersen böyle zayıflıklar yaparsın.

Kızı soğutan şey zaten muhtemelen daha o aklından geçirmezken ilişki istiyorum sinyalleri vermen. Eğer bu kafaya kızdan önce girersen çoğu kız soğur. Ne yani kız sikiş peşinde koşan bir kaltak mı? Belki ama muhtemelen değil. Kızı soğutan ilişkiye dünden hazır erkek olman, ilişki potansiyeli değil. Kendimizi kandırmayalım, ilişkiye dünden hazır erkek opsiyonsuz ve tercih edilmeyen erkektir. Kız bunun kokusunu alıp soğuyor.

Abi saat oldu 14.00 kız yazdı; “üzgünüm ya keşke daha erken söyleseydin planı yapmıs oldum artık. :(”

Şimdi ya davranırken kız içimdeki oğlanın kokusunu alıyor ve sert testler atıyor, yada kız harbi dengesiz. Ya da ben toyum.

Shit test. Sen de fena toysun. Salonda az çok maskülendin ama peşinden koşup muhtaçlık gösterdiğin için shit test atmış. Senin zayıf bir erkek gibi sinirlerine hakim olamayıp devam mesajları atıp atmayacağına bakıyor. Zayıflık göstermediğin için 15 saat sonra dayanamayıp sana mesaj atmış. Sen yine de arada mesaj atmayarak iyi etmişsin. Top kızın sahasında iken  o topa vurmayacak korkusu ile kızın sahasına geçip topa vurmak zayıflıktır.

İnsanın “ulan uzatma işte, sevgilim mi olmak istiyorsun, pompacın mı yoksa siktir olup gitmek mi?” Diyesi geliyor ama işte…

Muhtaçlık bu düşünceler. Erkek adamı için kız ne ise sana o olur? Bu senden sadece sadece pompa bekler pompalarsın, başkası sevgili olmak ister sana da uyarsa sevgili olursun. Ama asıl problem senin bu dediğin cümlede gizli : Sen daha bir kere yattığın kızla sevgili olmak istiyorsun! Olay bu! Bunu da iyi bir insan olduğundan değil, iyi bir insansındır da burada motivasyon o değil, kız kaçıp gidecek korkusu ile kızı kafesleme arzundan yani muhtaçlığından istiyorsun.

Çıkmaya başladığı partneri ile sevgili ilişkisi içine girme düşüncesi ve arzusu feminen ruhun içinde yeşerir, yeşermelidir. Maskülen ise bu kapının bekçisidir, feminenin bu talebine kapıyı açar ya da açmaz. Sen “sevgili” olmayı isteyerek feminen oluyorsun ve çok ama çok itici oluyorsun.

Sen tabii yok abi ne sevgili olmayı düşünmesi diyeceksin ama yukarıda yazdıklarını başka türlü açıklayamazsın.

Bunun sayısı nedir bilmiyorum ama senede 2 kızla falan yatıyorum bu yüzden mi erkenden fazla yatırım yapıyorum bilmiyorum.

Evet, bir kere yattığın ve sana karşı da çok sıcak olmayan bir kızla ağzından sevgili mi olmak istiyorsun söyle lafı çıkıyorsa, çok fazla duygusal yatırım yapıyorsun. Kız bunun kokusunu 100 metreden alır.

Kız dengesiz mi? Kız dengesiz değil erkek gereksiz peşinde koşmuş ve feminenleşip ilişki düşünmeye başlamış. Tabii siz bu kızı dengesiz sayabilirsiniz ve kendinizi erkek gibi davranıyor sanabilirsiniz. Ama böyle yaparsanız karşılaştığınız her kız dengesiz olacak. Ters yöne girip bunu bilmeyen adamın karşıdan gelen herkesi ters yönde sanması gibi siz de her kızı dengesiz sanacaksınız.

Son Not : Arkadaşlar, kızların her buluştukları ve yattıkları erkekle hemen sevgili olup sarılıp sarmalanmak isteyen narin melekler olduğu ile ilgili Türk filmlerinden (40 yıl öncesinin kadını) ve Hollywood filmlerinden (Disney masalı) edindiğiniz beyin yıkamadan kurtulun. Bu filmlerden edindiğiniz erkek olarak peşinde koş, bir şeyler yap dürtüsünden kurtulun.

Siz erkeksiniz, ilişki kapısının bekçisi. O kadın, seks kapısının bekçisi. Erkek buluşma ayarlama, iyi vakit geçirme ve işi fiziksele yönlendirme ile ilgilenir. Kadın ise işi ilişkiye yönlendirme.

SEKS ERKEĞİN KABAHATİDİR, İLİŞKİ İSE KADININ!

Kadının rolünü ondan çalıp kadın rolüne bürünürseniz, onun size olan arzusunu yok edersiniz.

Vaka Çalışması – İyi giden ama sonra bir yere gitmeyen ilk buluşma

Genç bir arkadaş buluşmanın sonuna kadar oldukça ilgili olan bir kızın sonradan neden soğuduğunu anlayamamış ve her şeyi kitabına (!) göre yapmasına rağmen olayların neden böyle geliştiğini anlamaya çalışıyor. Güzel bir şey bu. Zira bu iş pratik ve sonra neyin yanlış yapıldığını anlamaya çalışmakla gelişir. Maalesef çoğunuz çok genç olduğunuz için bu yanlışları anlamanız yıllar alabilir. Neyse ki Mahmut The Abi var 🙂

oneitis degil problemim, problem benim. ama bi kiz yuzunden yaziyorum bunu bastan soyliyim. soyle ki bi kiza karsi yapilmasi gerektigini dusundugum her seyi uyguladigimi dusunuyorum bu kiza karsi, ne gibi mesajlasma oyununu cok iyi oynadim, kizin ilgisini cok iyi cektim ki 3e2 kurali vs bunlara asinayim. ilgisi hadsafhadaydi, bana sudan bahanelerle yaziyodu filan. bulustum, bulusmayi saati ben ayarladim, şık giyindim, kiz elini uzatti tokalasmadim belinden tutup klasik yanaktan opucukle karsiladim, sakin ses tonuyla agir hareketler sergiledim ki zaten normalde de boyleyim, hep ardima yaslandim, 70 30 sohbet kuralini uyguladim, kizla rahat 2 saat sohbet ettik, kiz bu esnada saciyla oynuyor masada bana dogru egiliyor vs. hesabi ben odedim, bi sonrakini ben oderim dedi. sonra evine kadar eslik ettim yine. ayrilirken yine klasik yanaktan opucuk. o bulusmada her seyi dogru yaptigimi dusunuyodum ki o gunden sonra ilgisinin bariz azaldigini iliklerime kadar hissettim, belki de naza cekti, soguk degildi ama ilgisi azalmisti. bulusmadan sonra hic iletisimi gecmedim bir iki gun. sonra standart mesajlasmalar, tabii ben hep kisa kesiyorum cok mesajlasmayi sevmem.

bir hafta sonra mesajlasirken ayni avmde oldugumuzu ogrendim, ben yalnizim o kiz arkadaslariyla. aradim dedim ben de burdayim, dedi biz bowlingdeyiz yeni basladik vs. ben dedim benim isim bitti duruma gore haber ver dedim. sonra mesaj attim ben gidiyorum sonra gorusuruz diye (cercevemi korudum) aradi dedi gitme bitiyo yanimiza gel. kizlarla guzel muhabbet ettim yine ayni pozisyonda, benim kizla dalga gectim arada. sonra beraber kalktik isim var deyip yanlarindan ayrildim ki vardi arkadas aradi kiz da duydu. yuruken kiz gruptan ayrilip yanimda yurudu hep, sanki erkek arkadasiydim. yani yine ilgisi vardi. ama o gunden sonra da iki uc gun boyunca hic iletisime gecmedi.

bunlari neden yaziyorum cunku su ana kadar yanlis yaptigim bi sey gormuyorum. ama mutlaka bi seyi yanlis yapiyorum.

onemli olan bu kiz degil, onemli olan benim neyi yanlis uyguladigim, iceriden kendimi goremiyorum. bi sonraki kizda da ben bunlari uygulayacaktim ama baktim ki bi seyi yanlis yapiyorum ki ilgili kizi soguttum.

benim dusuncem su, kizla cinsel odakli temas kurmadim, elini dahi tutmadim, kiza ilgi belli etmedim, dalga gectigim anlar oldu, cercevemi sohbet esnasinda korudum. cok fazla siritmadim, goz temasimi guzel kurdum. agirbasli bi kisiligim var. seninle bulustum ama beni etkilemen lazim opsiyonlarim var kolay lokma degilim gibi kafadayim. kizdan yesil isik gorsem ilerlerim ama tam hissetmedim. yanlis yaptigim nokta bu mu acaba. hamleyi kizdan bekledim.

daha once flortum oldu ama iliskim olmadi. utangac kisiligim yok, ozellikle kizlarla bulusurken, muhabbet ederken.

Şimdi burada belli bir tecrübeye gelmiş bir erkeğin kolayca görebileceği bariz hatalar var.

ayrilirken yine klasik yanaktan opucuk

Neden? Tamam ilk buluşmada yatağa atmayabilirsin ama dudaktan öpmeye gitmelisin. Özellikle de işlerin buluşmada iyi gittiğini düşünüyorsan. Bunu yapmazsan kız senin çekingen ve yeterince tecrübesi olmayan biri olduğunu düşünür. İkincisi eğer dudağa gitseydin ve kız seni öpmeseydi, oracıkta kızın pek ilgisi olmadığını ya da “3 kere buluşmadan öptürmem kızı” olduğunu anlardın. Şahsen ben iki tipi de orada bırakırdım zira buluşmada para harcıyorsun ve israf. Ha senin alternatifin yoksa “hemen öptürmem” kızına kas istersen ama kızın ilgisi yoksa hemen orada bırak.

Dudaktan öpmeye gitmemenin bir diğer problemi de kızın sizin ona ilginizin olmadığını sanıp başka alternatiflere kasmasıdır. Bu devirde kızlar erkek gibi, erkekler kız gibi maalesef. Bir kız erkeğin yapması gerektiği gibi alternatiflere kayabiliyor. Erkekler ise kız gibi ilişki peşinde.

FAKAT burada arkadaşın her şey iyi gitti kafasını da sorgulamak lazım. Bir kızın buluşmada sana ilgisi olup olmadığını ve daha doğrusu öpülmek istediğini anlamanın en sağlam yolu kızın sana dokunmasıdır. Bunun için (1) kızı yan yana oturabileceğin bir yere götürmen lazım ve (2) güldürüp rahatlatman lazım. Kız şakalarına gülüyor mu, rahat mı? Robot gibi anlatmışsın şunu da yaptım bunu da. Ama kızın ruh halini takip etmemişsin, ilgi işaretlerinden en sağlamı olan dokunma yok vs …

sonra standart mesajlasmalar, tabii ben hep kisa kesiyorum cok mesajlasmayi sevmem.

NEIN NEIN NEIN NEIN!!!!

Kızla iki gün iletişime geçmemiş, bunda bir sorun yok. Ama sonra kız oyununa düşüp mesaj buddysi olmuş. Şimdi şunu iyi dinleyin :

Buluşma günü, kız sonradan aynı gün mesaj atsa bile bir sonraki buluşmadan ve gelecekten bahsetmeyin! Ama ideal olarak buluşmadan sonraki günlerde ilk mesajı kız attığında kısa bir mesajlaşma ardından HEMEN İKİNCİ BULUŞMAYI AYARLAYIN!

Bir kızı mesajla zor tavlarsınız. Fiziksel olmanız lazım. O nedenle de hemen ikinci buluşmayı ayarlamanız lazım. Ortalama bir erkek bir kızla 3 – 4 buluşma sonrası birlikte olur. Bakın buluşma diyorum. Sadece ikinizin olduğu yeme, içme vs … aktiviteleri. Mesajlaşıp mesajlaşıp buluşmaya çağırmazsan friendzone’a doğru ilerlersin, çocuğu koymaya değil! Bir kere sizden daha atak bir erkek kızı kapar. Siz mesajlaşıp mesajlaşıp kızı bir kere bile 2. buluşmaya davet etmezken adam bir günde 3 buluşma ayarlar (yemeğe götürür, sonra bowlinge götürür, sonra arabayla manzara izlemeye götürür). Siz o arada kıza mesaj atıyor olursunuz. Mesajlaşma kız oyunudur ve birçok erkek burada eleniyor. Ha kızla buluşma ayarladın, sana yazıyor. Samimi cevap ver, süper uzatma. Ama buluşma ayarlamadan mesajlaşma.

bir hafta sonra mesajlasirken ayni avmde oldugumuzu ogrendim.

Aferin. Buluştuğun ve iyi izlenim aldığın kızı ilk mesajlaşmada başbaşa buluşma ayarlayacağına 1 hafta tavşan tavşan mesajlaşmışsın. Bu kıza senin ne tür bir erkek olduğun mesajını veriyor hiç düşündün mü?

ben yalnizim o kiz arkadaslariyla. aradim dedim ben de burdayim, dedi biz bowlingdeyiz yeni basladik vs. ben dedim benim isim bitti duruma gore haber ver dedim. sonra mesaj attim ben gidiyorum sonra gorusuruz diye (cercevemi korudum) aradi dedi gitme bitiyo yanimiza gel. kizlarla guzel muhabbet ettim

Oh NEIN! Was machst du Bruder? 🙁

Burada sağlam sıçmışsın! Buluştuğun kıza kız arkadaşı muamelesi yapma ve onunla bir süre kız – erkek arkadaş olmadan onun çevresine girme! Burada oraya giderek hem mistizmi kaybetmişsin, hem diğer kızların görüşüne sokmuşsun kendini, hem de arkadaş tavşanı olmuşsun. Bir kızla bir süre sadece baş başa buluşun arkadaşlar, kendi kendinizi elemeyin, arkadaş tavşanına dönmeyin. Bırakın bir gizeminiz olsun, sizi diğer kızlarla tartışsın bir sonraki buluşmayı hayal etsin.

Öpmemişsin, buluşma ayarlamamışsın, bir hafta kendi kuyruğunu kovalamışsın sonra da tüm gizemini kaybederek kızın arkadaşlarının önüne çıkmışsın. Ne olacaktı?

ayrilip yanimda yurudu hep, sanki erkek arkadasiydim.

İşte tüm bu hatalarının ruhsal nedeni burası! Daha önce dedim, siz erkek olarak buluşmaya, eğlenmeye ve fiziksele odaklanın. Gerçek bir erkek böyle yapar. Bir süre bu şekilde birlikte olduktan sonra ilişki işine kadın girer. Bir ERKEK kız bunu ortaya atmadan erkek arkadaş kelimelerini asla düşünmez.

Bak ayrıntıya gerek yok şu kafan bile seni eler. Sanki erkek arkadaşıydım, bana onun erkek arkadaşı olmak istiyorsun ve buna hedeflenmişsin onu gösteriyor. Nope. Bu beta davranışı, konuşmana siner, o bir hafta mesajlaşmalarına siner ve kız bunun kokusunu alır. Tercih edilen erkek buluşmaya, eğlenmeye ve fiziksele odaklanır. Onun açmaya çalıştığı kapı sekstir. Kadın ise bir süre sonra ilişki kapısını açmaya çalışır.

Tercih edilmeyen erkek ise daha 1 kere buluştuğu kadınla ilişki düşünmeye başlar. Daha da beter kızla konuşurken bir yandan bebelerimiz nasıl olacak, nerede yaşarız, en güzel hangi yemekleri yapar … falan gibi düşüncelere dalar! Kız gibi ilişki kapısını açmaya çalışır, erkek gibi davranıp fiziksel kapısını açmayı düşünmez bile. Böyle bir adam friendzone’a değil de nereye düşecek? Bana neden olmadı diye soruyorsun ama ben şahsen nasıl olabilirdi ki diye düşünüyorum.

benim dusuncem su, kizla cinsel odakli temas kurmadim, elini dahi tutmadim, kiza ilgi belli etmedim, dalga gectigim anlar oldu, cercevemi sohbet esnasinda korudum. cok fazla siritmadim, goz temasimi guzel kurdum. agirbasli bi kisiligim var. Kısacası tavşan tavşan buluşmuşsun. Neyse en azından farkındasın.

yanlis yaptigim nokta bu mu acaba. hamleyi kizdan bekledim. YES! Seninle ilk iletişime geçtiğinde ikinci buluşmayı, BAŞBAŞA buluşmayı, ayarlayacaktın! Oradan itibaren yokuş aşağı.

Arkadaş sonra şöyle yazmış:

benim temel sorunum su; kizla bulusmadan ilk mesajlasirken yakaladigim havayi ise yaradigini gordugum icin bulusma esnasinda da surdurmeye calismam (aklina ne geliyo biliyorum, gorunmek imaji cizmek geliyor.) soyle ki tavlanmasi gereken, kizla konusan ama tek opsiyonumun da o olmadigini hissettiren ben, bunu bulusmada da sergiledim. tamam espri yaptim, kiz guldu, rahatti. ama kafam seni etkilemeye calismiyorum kafasindaydi ki herhalde abarttim biraz. ama ayari tutturamiyorum, bir yazi diyor seksi ilk bulusmada masaya surun, diger yazi diyor guzelligini gormezden gelin, etkilemeye calismaya calismayin. ilk bulusmak isteyen oydu, ne yani bulusur bulusmaz ondan etkilendigimi belli mi etmeliydim? gibi sorular donuyo kafamda. ama etmezsem de zararsiz tavsan olacagimi biliyorum. yani buyuk celiskideyim, ayarsizim, tecrubesizim.

Hocam senin kimseye bir şey belli etmene gerek yok. Kızı merkeze alıp düşünüyorsun. Senin adım adım amacın şu :

1 – Kendim eğlenip iyi vakit geçireceğim. Acaba bu kız buna uygun mu?
2 – Tamam uygun. Benim sorularımı cevaplıyor, bana soru soruyor. Yavaş yavaş açılıyor bana. O zaman kıza da iyi vakit geçirteyim.
3 – Kızı beğendim. Acaba onun ilgisi ne? Saçları ile oynuyor mu? Ben konuşurken dudaklarıma bakıyor mu? Dokunmama tepkisi ne? Bana dokunmaya başladı mı?
4 – Dokunuyor. Şimdi öpme zamanı. Ağzından, yanaktan değil.

Sen ne istediğini, buluşma nasıl ilerletiliri bilen ve bundan korkmayan bir adam olarak gideceksin oraya. Ve buluşma fiziksel bir şey, mesaj gibi değil. Orada vücut dilin ve sesin de önemli. Ruh halin de. Şu yazışından anladığım kendinden emin değilsin, streslisin. Bu orada sana yansır.

Sonrası ile ilgili yazdıklarımı sikine takmadın ama ilk buluşmadan sonra adım adım kendi sikine sıkmışsın. İlk buluşmada kızı öpsen bile sonrasında yaptıklarını yap yine senden soğur.

ama o gunden sonra da iki uc gun boyunca hic iletisime gecmedi.

Arkadaşın bu kızla şansı var mı?

Var! Ama benim dediklerimi yaparsa.

Kızla ASLA iletişime geçme. Eğer kızın belli bir ilgisi kaldı ise seni mesajlar. Kalmadı ise mesajlamaz ama zaten o durumda sen arasan da bir boka yaramazdı. Erkeğin kızın peşinde koştuğu ve sonunda kızın onun ne kadar ERKEK bir erkek olduğunu anladığı filmleri falan unutun. Gerçek hayat öyle işlemez.

Sen kızı bırak, arama, iletişime geçme, sosyal medyasına girme. Kendi işine bak. Başka kızlara bak. Yani NEXT.

Bu şekilde NEXTlediğin bir kız, senin diğer erkekler gibi peşinde koşan sünepenin teki olmadığını farkettiğinde seni arayabilir. NEXTlediğiniz bir kız sizi aradığında, azıcık ben ödülüm ruh halinde olun ve kendinize güvenin ve kızın sizinle buluşmak istediğini varsayın. Zira muhtemelen onun için aradı ama reddedilmekten korktuğu için havadan sudan bir sebeple size ulaşıyor.

Sana mesaj atarsa hiçbir şey olmamış gibi neşeli ve soğukkanlı şekilde 2 – 3 mesajlaş ve “Senden mesaj almak güzel. Şu şu zaman seninle görüşmek isterim, müsait misin?” diye bir mesaj at.

Eğer gelmezse, “Tamam kendine iyi bak, eğer fikrini değiştirirsen bana bir mesaj at” de ve mesajlaşmayı kes. Bir daha ulaşırsa yine aynı şekilde. Eğer yine buluşmak istemezse bir daha buluşma önermeyin. Ya o önerir ya da bir süre sonra size mesaj atmayı keser.

Bu işlerde arkadaşlar, pozitif olun. NEXTi hala istediği oyuncağı alamamış hırçın veled gibi bir öfke ve kuyruk acısı ile kıza sırt dönmek olarak algılayanlar var. NEXT kızı geride bırakıp önünüze bakmanız demek. KİBARCA! Böyle yaparsanız erkeklerin 90%ından farklı davranırsınız. Zira onlara öğretilen “git, daha fazla uğraş ve onun kalbini kazan” saçmalığı. Eğer erkeklerin 90%ından farklı davranırsanız NEXTlediğiniz birçok kız size geri dönecektir. Bunları yukarıda anlattığım şekilde tavlayabilirsiniz.

Burada arkadaş kızı kendi elleri ile soğutmuş. NEXT eyleyip kız döndüğünde kızı bir daha denememesi için bir neden yok.

Kırmızı hap sohbetleri – Kırmızılı ve taş kalpli

Öğrenen Adam : Nasıl gidiyor abi?

Mahmut Abi : Selam. Eh iste. Felek beni nazli yardan ayırdı. Onun harici iyi.

Öğrenen Adam : 🙂 vay kahpe felek vaay. Niye ki?

Mahmut Abi : Evlenmek ve cocuk yapmak istiyordu … ben ise en azından şu ara hic istemiyorum. Sonunda kendisi icin iyi olani yapti ama koydu tabii. 3 – 4 hafta sürer benim kendime gelmem. Sen ne yapıyorsun?

Öğrenen Adam : Ya ben seni taş kalpli biri sanıyorum hep. Sanki ayrılık sana hiç koymuyor. Yani kafamda böyle bir şablon oluşmuş.

Mahmut Abi : Duygusal olarak güçlü olmayı taş kalpli sanman ilginç. 2 yıldan fazladır beraber olduğum ve sevdiğim kızla ilişki bitiyor, tabii ki üzüleceğim. Koyacak tabii de ben 3 – 4 haftada kendime gelirim bu arada da salya sümük olmam. Fark bu.

Hiç duygu hissetmemen için psikopat olman lazım ki o iyi bir şey değil. Aslonan duygu hissetmen ama onlara göre davranmaman. Psikopat değilim ben. Makina mühendisiyim.

Öğrenen Adam : Hayır, benim kastettigim şey tam tersi. Benim kafamda canlandirdigim sen, sifir duyguyla hareket eden biri.

Mahmut Abi : Duygulara göre hareket etmiyorum ama onları hissetmiyor değilim. Örneğin duygularıma göre hareket etsem “tamam evleniriz / bakarız” ya da “aşk için doğru olan bu – aşk kazanacak” derdim ve şu an devam ediyor olurduk. Ama evlenmek radarımda yok, bu konuda yalan söylememe de gerek yok.

Aslolan korkmamak veya sevmemek degil öğrenen adam. Bu duyguların elinde kukla olmamak.

Öğrenen Adam : 1 aydir birlikte oldugun bir hatun olsaydi 2 hafta surmesi anormal olurdu, dogru. 2 sene cok uzun süre be abi.

Zayıflığı kendi benliğinden silmek lazım. En azından mümkün mertebe azaltmak gerek.

Mahmut Abi : Evet ama duruma göre korkmak ya da sevmek zayıflık değil. Muhtaç sevmek (aşk) ve korkudan hareket edememek zayıflık. Yetişkin bir erkek gibi gerekirse sevse de ayrılan adam onsuz yaşayamam diye salya sümük ağlayandan daha az seviyor değil. Bir tehlikeyi göze alıp harekete geçen adam, köşeye pısıp kilitlenen adamdan daha az korkuyor değil. O adam korkusundan / ızdırabından / öfkesinden daha güçlü. Hepsi bu.

Mavi haplıların veya kırmızı hapa yeni geçenlerin komik bir ön yargısı var: Kırmızı haplı olmak = duygusuz olmak. Bu durumda da kırmızı haplı olunca hayattan zevk almayacaklarını sanıyorlar. Oysa ben az çok kırmızı haplı bir erkek olarak şu 2 yılda onların hayat boyu yaşabileceklerinden fazla zevk yaşadım ve mutlu oldum.

İnsan kendi muhtaç, vıcık vıcık sevgisini ulvi sanınca muhtaç olmadan sevmeyi kötülük ya da duygusuzluk sanıyor.

Öğrenen Adam : Tabi abi ya. Adamlar aşk= ızdırap kafasıyla yaşıyorlar. Yani 1 sene 2 sene tavlamaya calisma, ayrilik, aldatma vs adamlara normal geliyor.

Ben bazen 1 sene 2 sene o mavi haplilarla cikan hatunlar goruyorum bazen ve anlam veremedigim oluyor.

Mahmut Abi : Neden anlam veremiyorsun? Eldeki yığın mavi haplı. Michael W. kitabında 2003 yılında yazmıştı. Kadınlar genellikle doğal arzu uyandıran adam yoksa kendilerini ikna edip eldekiyle birlikte olurlar. Zira alternatifi yalnız kalmak. Yalnız kalmaktansa arzu uyandırmayan ama farkı ödeyen adamlarla çıkarlar.

Çoğu erkek maalesef bu ödetme kısmını hatunların bilinçli ve hain bir şekilde “erkek adam değilse aradaki farkı ödeyecek nihohoha” diye hain gülüşlerle planladıklarını sanıyorlar. Oysa bunlar bilinç altında, sözel olmayan ve duygu şeklinde hissedilen mekanizmalar.

Mavi haplı adam kız bulur ve elde de tutabilir. Ama bulması ve elde tutması pahalıdır. Daha da kötüsü bir çoğu evlilikte falan fena yolunuyorlar.

Öğrenen Adam : Mavi haplılar böyleyken bizim onlara gore sansimizin daha yuksek oldugunu soylemek sacma mi olur?

Mahmut Abi : Kirmizi hapla ofkeye ve düşük rütbeli mgtowa yonelenlerin sansi mavililerden beter. Evet odemiyorlar ama meme de yok.

Öğrenen Adam : Onlardan zaten ben bile tiksiniyorum artık 🙂 Kadın ne yapsin :p

Mahmut Abi : Kırmızı Hapın çok basit bir mesajı var: İlişkilerinde yanlış şeyler oluyor ve bu nedenle burdasın. Ilişkilerindeki yanlışları düzeltmek istiyorsan asıl yanlış olan şeyi yani KENDINI düzeltmen lazım. Ama bu insel / düşük rütbeli mgtow grubu ben yanlış değilim dünya düzelsin moduna giriyorlar.

Doğal olarak erkek değilsen (yanlışsan) ve kendini de düzeltmeye niyetin yoksa, farkı sürekli ödeyip kapatacaksın. Onu da yapmıyorlar. öyle sik gibi kalakalıyorlar.

Benim gördüğüm kh dediğin yetişkin erkek olma durumu … Ek isim koymaya bile gerek yok. Birçok üni arkadaşım 40ina geldi artık ve tek kelime kırmızı hap bilmezler. Ama davranış ve düşünce kırmızı hap ile aynı zira eninde sonunda büyüdüler. Gerçi o bizim nesil sizinkilerin çoğu yaşla da büyüyecek gibi değil 🙂

Öğrenen Adam : 80 sonrası nesil desek daha doğru olur çünkü olgunlaşmamış olmak bir meziyet olarak sunuluyor. Sürekli ” içinizdeki çocuğu öldürmeyin” falan deniyor ya. Gerçekten de olgunlaşıp hiç kh ile tanışmadığı halde shit testleri geçen bir sürü erkek gördüm.

Mahmut Abi : Bir şekilde yetişkin bir erkek olabilmişsen, kırmızı hapa gerek bile yok ki.

Öğrenen Adam : Ama şu da var: erkek ne kadar beta özellikleri gösterirse göstersin, kadın çoğu zaman sonuna kadar dayanıyor. Hemen önüne gelenle aldatmıyor ya da adamı terk etmiyor. Sanırım bu da yeniden test etmenin daha zor oluşundan.

Mahmut Abi : Kadının betalıktan midesi kalkmasına rağmen kendisi ile savaşıp ilişkide kalmasına bağlı olmak, hiç de iyi bir ilişki stratejisi değil ve ayrıca çok zahmetli. Ama evet, bu insellerin (hiç ilişki yaşamadıklarından) ilk betalıkta kadın alfanın kucağına atlar olayı komedi.

Karın zamanla 100 kilo olsa onu hemen terk edip aldatmaya bilirsin ama ikiniz de acı çekersiniz. Bir kadının 100 kiloya çıkması iyi bir şey değil. Bir erkeğin de 100 kiloya çıkması iyi bir şey değil ama ben “aşırı betalık” kadına nasıl görünüyor kafanda canlanması açısından kiloyu örnek verdim.

Öğrenen Adam : Onun 90 kilo ve bıyıklı olması= benim ona annem gibi davranmam, kucağına falan yatmam?

Mahmut Abi :Evet kadın ve erkek için karşı cinse cinsel çekicilik özellikleri farklı. Yani kesişen özellikler de var mesela tip gibi. Ama aşırı beta hareketler kadınlara çok itici gelir. Çoğu erkek bunu algılayamaz. Aynaya bakar görece yakışıklı bir adam görür ama o davranışların kendisini paçavralar içinde ve şişman bir erkek ile aynı kategoriye indirdiğini anlamaz.

Bahanelerden ve Kısıtlı İnançlardan Kurtulma. İmkanları Doğru Kullanma

  1. Merhaba Mahmut Abi ve Değerli Blog sakinleri, Ben Mr. Deer. Yeni bir psikoloji konusu ile karşınızdayım. Başarıya giden yolda kendi kendimizi engellediğimiz iki düşünce ögesinden bahsettim ”Bahaneler ve Kısıtlı İnançlar”. Sonrasında potansiyel imkanlarımızı kullanmaktan söz ettim.

Bahaneler, Konfor alanından çıkmadığımız zamanlarda kendimizi rahatlatmak için ortaya koyduğumuz sahte nedenler/sebepler dir. Eğer başarıya ulaşmak istiyorsak bahaneleri bir kenara koymalı ve kendimizi zorlamalıyız. Ama bu noktada seçimlerimizi yanlış yaptıysak eğer kendimizi boş yere yıpratmış oluruz. Kendimize bir makine gibi bakarak kör bir şekilde zorlamamalıyız kendimize karşı merhametli olmalıyız. Sorunun kaynağına inmeli ve nerede yanlış olduğunu tahlil etmeliyiz.

Kısıtlı İnançlar, bahanelerin ikiz kardeşi gibidir. Çoğu zaman bahaneler ve kısıtlı inançlar tanımsal olarak karıştırılırlar. Kısıtlı inançlar, bizim mevcut potansiyellerimizi kullanmamızı kendi kendimize engellememizi sağlayan düşüncelerdir. Daha anlaşılır olması için sizlere şöyle bir soru yönelteyim; hayatınız boyunca hiç daha önce tecrübe etmediğiniz bir işe başlamadan önce sonun olumsuz sonuçlanacağının tahmininde bulunup, o işten vazgeçtiğiniz oldu mu. Sorun şu ki daha önce tecrübe etmediğimiz bir işe başlamadan sonun nasıl sonuçlanacağını tahmin edebilmemiz zordur ve çoğu zaman fırsatları kaçırmamıza sebebiyet verirler. Örneğin çok kez duyduğum şeylerden bir kaç tanesi; ”benim boyum kısa, zengin değilim, yakışıklı değilim bu yüzden kadınlarla başarılı olamam” ya da ”tanımadığım bir kadına yaklaşmam beni sapık olarak  gösterebilir”. Bu vermiş olduğum örnekler size tanıdık gelmiştir.  Daha önce hiç önce hiç kadınlara yaklaşmamışsan ne tepki alacağını nereden bilebilirsin ki. Daha fazla örnekten videoda bahsettim.

Kendimize şunu soralım ”elimizdeki kaynakları doğru kullanabiliyor muyuz”. Aslında hayatımızdaki bir çok problemi basitçe çözebilecekken çoğu zaman o kadar fazla mükemmel yapmaya odaklanıyoruz ki en basit temelleri bile atma fırsatlarını kaçırabiliyoruz. Bununla alakalı örnekleri videoda detaylıca inceledim.

Üst tarafta ufak bir bilgilendirme yapmaya çalıştım konu ile alakalı, umarım videoyu beğenirsiniz. İyi seyirler.

Vaka Çalışması – Kırmızı Hap taktikleri, mavi hap kafası

Kırmızı hapa gelen erkeklerin büyük çoğunluğunun motivasyonu, kafa olarak tamamen mavi haplı kalıp, kırmızı hap taktikleri kullanarak başarı kazanmaya çalışmak. Bu duruma şöyle güzel bir örnek geldi, benim cevaplarımla beraber bir yazıya çıkarıyorum.

Kimliksiz00:

Merhaba Mahmut abi, kısa anlatmaya çalışacağım yaşadığım bir durumu. Buraya da siteyi takip eden arkadaşlarım da görüp, eğer hata yaptıysam yapmamaları için yazıyorum.

Sosyal bir ortamdan tanışıklığım olan bir kızla instagram hikayesine yanıt vermemle başladı her şey ve o yanıttan itibaren aralıksız 10 gün konuşup kızla buluştum. İlk buluşmada bana bir iyilik yapmasını sağladım. Üzüm getirdi memleketinden benim için. İlk buluşmamızda sadece sarıldım o da gün sonunda oldu. Kısa geçeceğim; daha sonra 2. buluşmamız gerçekleşti. Elini tuttum ve gece sonu durağa bırakırken de yanaklarından öptüm.

Beni diğer buluşmamızda yemeğe çıkardı. Bir yerden çekilişle yemek çıkmış. Beni oraya götürdü. Oradan da benim eve geçtik film izleriz diyerek. Film izledik ve ben çok fazla yaklaşmadım en fazla yanağından öpüp sarıldım. Kızı yurduna gönderdikten sonra ikimizin yemekte çekilmiş olan fotoğrafını yaklaşık konuşmaya başlamamızın 16. gününde instagram hikayemde paylaştım ismini etiketleyip kalp koyarak. kızdan güzel bir tepki aldım.

Sonra tabi arkadaşlarım bizi sevgili sandı fakat ben de bir hareketlilik yoktu. Kıza sevgili oldğumuza dair bir şey söylemedim. tamamen doğal gerçekleşsin diye. Daha sonra bana gece o fotoğrafın manasını sordu biz neyiz diye sorar gibi ben anlamamış gibi yaptım hemen olmasın diye. Daha sonra beni en yakın arkadaşlarıyla tanıştırdı, güzel bir akşamdı.

arkadaşları beni sevmiş bizi yakıştırmışlar. buraya kadar şunu ifade edeyim yaklaşık 5 buluşmanın 3 ünün ya da 4 ünün hesabını kız ödedi olmaz dedim ama yine de ödedi. sonra bir gün akşam yine bana geldi ders çalışırız diye. ama çalışmadık pek. yakınlaşmak istedim önce ufak ufak yanaktan sonra dudağa yeltendim kafasını çevirdi istemedi ben de esprili bir şekilde kaçıyorsun dedim o da gülerek evet kaçarım ben dedi. birkaç denememde de başarısız oldum umursamadım. sonra birden konu biz neyiz e geldi arkadaşları sabret doğru zamanı bekliyor gibsinden şeyler söylemişler ben de beni yanlış anlamasın diye sevgiliyiz biz dedim. o fotoğrafı da o yüzden paylaştım dedim.

gözlerinin içinin güldüğünü görebiliyordum bana defalarca sıkı sarıldı gerçekten sıkı. o akşam durağa bıraktığımda kendisi dudağımdan öpüp bu sefer kaçmadım dedi ve gitti. bu buluşmadan tam 1 gün sonra bir tesiste ders çalışmak için buluştuk sabahlayacaktık sabahladık gece 2 den sonra dersi bıraktık, çok da birbirimizle ilgilenmedik uyku sersemi. sabah 6 da duraktan ayrılırken yanaklardan sonra yine dudağına yöneldim hayır deyip yüzünü çevirdi.

umursamadım yine ama sebebini merak ediyordum. yaklaşık 5 gün görüşmedik bu 5 gün içerisinde bir olay oldu arkadaşlarıyla buluştu ben de rahat takılsın diye yazmadım o gece. beni gece 1 de aramış açmadım gece yarısı diye sabah sordum niye aradın diye. sen beni neden merak etmedin aramadın sormadın diye aramızda ufak bir tartışma çıktı ben o topa girmedim güzel bir cevapla geçiştirdim konuyu kapattık. 1 2 gün normaldik arıyordu vs hitapları güzeldi. bana göre ne olduysa bu olaydan sonra oldu. bir şeyler olduğunu farkettim ufaktan burada da yazılmıştı. erkek farkediyor tuhaflığı ama kendine itiraf edemiyor diye. ben kendime itiraf ettim sonra ayrılmamızdan 2 gün önce bilerek ne tepki verecek diye seni özledim gece 12 de arayacağım yazıp yolladım.

görmesine rağmen bir şey yazmamıştı artık sorma gereği duydum. uyuyordum gördüm geri koydum telefonu senin aramanı bekliyordum diye cevap verdi ben de açık bir şekilde bir şey varsa söyle ayrılmak ya da başka bir şey diye sordum. yok dedi bu basit olaydan ayrılığa neden getirdin olayı. peki deyip kapattım biraz üsteledikten sonra. ama adım gibi emindim bir şey olduğuna hissediliyor beyler. 2 gün sonra yılbaşıydı. birlikte benim evde bir şeyler yapmak için sözleştik. gayet keyifli kabul etti. hatta yollarıma mumla mı döşeyecen diye sormuştu benim kafamda da mum ışıklı ledli bir ortam yapmaktı. yollara mum döşemek değil. bir de romantik bir dans ederiz diye düşünüyordum. geldi o gece 2 3 defa denememe rağmen sert bir şekilde hayır cevabını aldım dudağından küçük bir öpücük almak istediğimde. sinirlendim ama belli etmedim zaten benden uzakta durmaya çalışıyor gibiydi.

o alfa oturuşu denilen şekilde oturrum hep arkaya yaslanır ve gepgeniş şekilde yine kız gelmiyordu dibime sokulmuyordu. geceyi bende geçirdi birlikte yan yana uyuduk ama inanın hiçbirşey olmadı. sabahta erken gider diye düşünüyordum yurtta kahvaltı kaçta bitiyor diye sordum ben bunun için mi kaldım burada dedi erkenden gitmek için kahvaltı etmeden yok dedim öyle değil konu kapandı kahvaltı ettik yolladım vedalaşırken yanaklarından öptürdükten sonra dudağa yeltendim yine pes etmiyordum yine kafasını çevirip gerçekten kötü bir tonda hayır dedi ve çıktı kapıyı sert bir şekilde kapattım. konuşacaktım ayrılmayı kafaya koymuştum çünkü bu acayip saçma durumda kalmak istemiyordum. peşimde koşan bir kız varken şimdi benden uzaklaşmış bir kız vardı. tek merak ettiğim dudaktan öpmeme izin verip bir gün sonra izin vermeyen daha sonraki denemelerimde de öptürmemesi. yazdım sen benimle mutlu değilsin bu ilişki yürümüyor diye. o da yazdı başlarda insanlar birbirinden hoşlanır ya da beğenir o şekilde konuşmaya başlar ya da sevgili olur ama daha sonra mantığım devreye giriyor ben bu insanlar yapabilir miyim anlaşabilir miyim diye geleceği düşünüyorum diye. biraz mantıklı cevap arama çabamdan sonra neden yılbaşında bende kaldın keşke gelmeseydin vs dedim bu şekilde hislerde olup neden geldin. dediği şey belki düzelir diye düşündüm. sonra da kurduğu cümle şu sana daha önce söyleyecektim sınavlarımızı etkilemesinden korktum. birbiriyle tezat iki cümle.

kafam allak bullak olmuştu çünkü daha önce böyle bir duruma düşmedim. sadece benden br anda uzaklaşıp ayrılmasını anlayamıyorum. sonra söylediği şeylerden birkaç bir şey daha söyleyeyim yazı sonlansın.. aslında sevgili olmayı hemen istemiyormuş ben fotoğraf paylaşıp kalp koyduğum için biz neyiz neden sevgili değiliz diye sormuş ama ona kalsa biraz daha sağlam temelli ağır adımlarla ilerleyen bir ilişki olmasıymış. ve bana verdiği bir öğüt şu ki; hızlı davranma yavaş adımlarla ilerle bundan sonra. böyle bir ders çıkarmış benden. hedeflerimizin farklı olduğu düşünce yapılarımızın farklı olduğu. ben çok aktif ve hareketli bir hayat istiyordum en basitinden dünya turu. elimden geldiğince ayrıntı verdim daha mantıklı bir yorum yapabilelim diye Mahmut abi. ben neden terkedildim bundan ders çıkarmak istiyorum değerli cevaplarınızı bekliyorum Mahmut abi ve arkadaşlar….

Mahmut Abi:

Şahane bir hikaye çünkü kırmızı hapı taktik seviyede, yani en kolay ama az etkili seviyede kasıp, zihin yapısı olarak masmavi haplı erkek olmaya süper bir örnek. Ecnebilerin “penny wise pound foolish” dediği olay gibi. “Bozukluk harcarken akıllı, büyük para harcarken aptal” gibi bir anlamı var.

“Neden böyle oldu?” diye soruyorsun. Daha başlamadan yaptığın aralıksız 10 gün konuşup kızla buluştum kısmının nasıl bir beta oğlan zihniyeti olduğunu bilmiyorsun bile. Sert çıkıyorum zira anladığım kadarıyla kırmızı hap görmüşsün. Bir süredir takip ediyorsun. Ama özünden uzak durmuşsun. Aralıksız 10 saat konuşarak senin arzulanacak çekici bir erkek olmadığın daha buluşma olmadan anlaşılmış zaten. Sonrasında instaya fotosunu koyup like alınca şirin şirin sevinmeler, vs … Emin adımlarla arzuyu öldürmüşsün.

Bin kere söyledim, beta öder para veya hesapla alakalı değil! Hesap ödetince ya da kıza bir şey aldırınca seviniyorsunuz. Ama kendine ait hayatı ve alternatifleri olan bir erkeğin istese de yapamayacağı bir şeyi yapıp 10 gün aralıksız kızla konuşunca beta öderin kralı olduğunuzun farkına bile varmıyorsunuz! “Penny wise pound foolish”.

Bir ERKEK ADAM, henüz buluşmadığı bir kıza böyle yatırım YAPAMAZ. İstese de yapamaz.  Bu olay tek başına (kıza) senin erkek adamın tersi bir şey olduğunu bağırıyor.  Erkek adam olmamanı ilgi, konuşma, zaman ve duygusal yatırımla ödemeye çalıştığını bağırıyor. Bu seni turşusu kurulmalık beta öder yapar. Çoğunuzun sorunu bu. Kırmızı hapın en yüzeysel taktiklerini ezberleyip kafanızı masmavi bırakmak ve böylece mavi hap fantezilerini gerçekleştirmeye çalışmak.

Opsiyonları, kendine ait bir hayatı, bir hedefi vs … olan ve onun için çalışan bir adamın daha buluşmadığı bir kızla 10 gün aralıksız konuşması mümkün değil.

Dediğim gibi sanırım kırmızı hapa aşinasın zira “penny wise” bir sürü taktik yapıp övünmüşsün. Ama maalesef burayı okuyan adamların 80%i gibi motivasyonun mavi hap masallarını gerçekleştirmek için taktik öğrenmek. Motivasyon bu olunca tabii temel her şeyi itina ile öğrenmemişsin. Yani “pound foolish”kalmışsın.

Gerisini tek tek analiz etmeye gerek var mı? 10 saat aralıksız konuşmanın çuvallamak olduğunu anlarsan arkasında yaptığın hataları sen de anlarsın. Ama doğru anlarsan. Zira senin zihniyetinde biri bunu “erkek adam imajı çizmek için konuşma sıklığını azaltmalıyım” anlar. Yani hiçbir şey anlamaz. Sonra gelip burada sanki doğru bir şey yapmış gibi “konuşmaları kısa ve uzun aralıklı tuttum” diye yazar.

Kimliksiz00:

Bana birinin gerçekten bağırıp çağırıp yaptığım hataları söylemesini bekliyorum çünkü kırmızı hap konusunda zihin yapısını hala oluşturamadığımın farkındayım. Bu kızdan önceki toplam 4 kızda böyle bir sorun yaşamamıştım. Sanırım onlara karşı pek ilgili olmadığım için. Çekici gelmedikleri için yeterince. Burada bahsettiğim kız çekiciydi bana göre yazma sebebim de oydu. Ben aslında her şey tıkırında zannediyordum Mahmut abinin yazdıklarını okuyana dek. Kızın benimle vakit geçirmek istemesi beni diğer kız arkadaşlarımdan kıskanması vs. Sanırım anladığım kadarıyla ben kendimi ele vermişim kızda emin olamamış benden ve devam etmiş. Onun ilgilerine karşılık fazlaca ilgi vermişim birlikte fotoğrafımızı atarak mesela. Bu durumda kızın beni terkederken söylediği yavaş ilerle emin adımlarla git sözlerini ciddiye almamam gerekiyor bir bahane gözüyle bakmam gerekiyor. Bir beta oğlan gibi bahaneleri kabul edip ardına saklanıyorum itiraf edeyim. Hala daha mantık arıyorum kızlarda. Biz neyiz sorusuna sevgiliyiz dedikten sonra dudağından öptürüp daha sonra ki girişimlerimde öptürmemesi de sanırım benim beta oğlan olduğumu farketmesi ama emin olamaması. Oysa ben “bak sevgiliyiz dedim diye dudağından öpmeme izin verdi sevgili bile değilken öptürmemişti, kız ciddi bir ilişki istiyor o yüzden öptürmüyor daha zamanı var imalarında bulunuyor ve Hatta çok hızlı davrandığımı ve yavaş ilerlemem gerektiğini söylüyor ve beni bu yüzden terketti” diyerek kendimi avutuyorum öyle değil mi Mahmut abi ?

Mahmut Abi:

Öncelikle güzel bulmadığı kadına herkes alfa olur. Onda bir numara yok.

Bakın çok basit bir şeyden bahsediyorum ama masal dünyasından çıkmazsanız anlamanız çok zor sanırım.

Sanırım anladığım kadarıyla ben kendimi ele vermişim kızda emin olamamış benden ve devam etmiş.

Senin ve çoğu erkeğin temel sorunu bu. Güzel bir kız karşısında zayıf ve o kıza ihtiyaç duyan bir erkek olarak kalıp “kendinizi ele vermeme” peşindesiniz. Kırmızı hapı “zayıflığınızı / kendinizi ele vermemek” için taktik olarak kullanmak istiyorsunuz. “Ben ERKEK ADAM olmayayım ama öyle davranayım ki o benim ERKEK ADAM olmadığımı anlamasın.” Motivasyon bu! Sanırım anladığım kadarıyla ben kendimi ele vermişim tam olarak bunun itirafı.

Benim ne demek istediğimi anlayan birisi bu cümleyi aynen şu şekilde kurardı :

Sanırım anladığım kadarıyla ben ERKEK ADAM değilmişim, bunu ardına saklamak için öğrendiğim yüzeysel taktikleri uygulamışım ve kızın önceleri kafasını karıştırmayı başarmışım fakat kız sonunda benim ERKEK ADAM olmadığımı anlamış ve yoluna devam etmiş!

Onun ilgilerine karşılık fazlaca ilgi vermişim birlikte fotoğrafımızı atarak mesela.

Fotoğraf meselesi tabuttaki son çivi. ERKEK ADAMın özelliği, özgürlüğünü ve opsiyonlarını hemen bırakmamaya meyilli olmasıdır. Senin daha başında, tamamen pembiş pembiş bunu bırakman senin erkek adam olmadığını ispatlamış. Bak sana için gitse de kendini hemen bırakmamaya kas demiyorum, erkek adam ol diyorum. Erkek adam olursan zaten opsiyonlarını ve özgürlüğünü daha yeni tanıdığın bir kadına hemen teslim etmezsin. Bir erkek ilişki konusunda bir kızdan daha hızlı gidiyorsa, o erkek herhangi bir kızın beraber olmasına değecek bir erkek değildir. Bu dediğim her durumda doğru olmayabilir ama sinyal budur.

MAALESEF ACI KONUŞACAĞIM, sadece muhtaç ve opsiyonsuz bir erkek henüz yeni tanıdığı bir kadına kendini bu kadar kolay teslim eder. Instada bunu hemen paylaşman zaten opsiyonun yok demek. Olsa onların gözüne bu kızı sokamazdın.

Hala daha mantık arıyorum kızlarda.

Evet, paşa çocukların olmazsa olmazı suçu kızlara atma kısmına geldik.

Kızlar gayet önceden kestirilebilir bir mantığa göre hareket ediyorlar.Hank Moody’nin haplanmadan önce buna benzer şekilde sıçtığı olayı hatırlayın :

Her gün mesajlaşmaya başladık, tabi o zaman oyun falan da yok, mal gibi aklıma ne gelirse yazıyorum falan. 1 ay kadar sonra Mahmut abi ile denk geldiğimizde kızı sordu, “süper gidiyor her gün konuşuyoruz” dedim, “oğlum her gün mesajlaşmak iyi birşey değil kızı soğutursun kendinden” dedi. Hala unutmam içimden “siktir lan ordan sen ne biliyon sanki” dedim. Pişmanım!

Ben büyücü müyüm ki konuştuklarının içeriğini bilmesem de adamın orada, yani başında, sıçtığını biliyorum. Hayır! Kızlar belli bir mantığa göre davranıyorlar ve burada erkeğin yaptığı hatanın sonuçlarının ne olacağını biliyorum. Yani kızların bir mantığı var ve bunu takip etmek de çok zor değil.

Senin ve çoğunuzun derdi, o zaman Hank gibi, bu mantığı kabul etmek istememeniz (ve masallara ters olduğundan kirli ve ahlaksız bulmanız).

Kızların mantığı basit. Şunu anlamaya çalışıyorlar: Bu adam gerçekten ERKEK ADAM mı, yoksa ERKEK ADAM numarası yapan bir oğlan çocuğu mu?

Kadının ERKEK ADAM numarası yapan oğlan çocuğu ile birlikte olmak istememesi mi mantıksız? Değil. Gayet mantıklı ve ahlaksız da değil. Ama sorun şu ki senin “mantık yok” derken aslında demek istediğin şu : BEN o kadar taktik kastım, erkek adam değilim ama o kadar taktik yaptım, ilgi gösterdim, iyilik yaptım! Ben çok iyi bir çocuğum! Neden bunun değerini bilmedi?

Sen bana şunun CEVABINI ver:

ÇOK şişman, çirkin ve yaşlı bir kadın sana çok iyi davransa, çok ilgi gösterse, üstüne titrese, onunla birlikte olur musun? Ona arzu duyar mısın? Sonuçta çok ilgili ve çok seviyor. Çok iyi bir insan. Neden ilgi duymayasın?

Bu kadını istemiyorsun ve senin canını sıkacak şeyler yapsalar da güzel kızların peşinde koşuyorsun diye sen mantık yoksunu, süründürülmekten hoşlanan, kötü bir insan mısın?

Opsiyonsuz beta oğlan = şişman, çirkin yaşlı kadın. Tipi iyi olunca bitiyor sanıyorsunuz ama tip, bu karakterin kadına “çirkin” görünmesini engelleyemez.

Kızlarda fark şu ki sen bir kadının çirkin olduğunu hemen görebiliyorsun ama kadın erkeğin opsiyonsuz beta oğlan olduğunu hemen göremiyor zira bunlar göze görünür şeyler değil.

Senin yaptığın gibi zihin ve duygu dünyasında mavi haplı olup kırmızı hap kasmak, çok çirkin bir kadının dışarı çok güzel bir figür sergileyecek şekilde çarşaf giymesine benzer. Erkek başta “belki dışardan göründüğü gibi afettir” umudu ile devam eder ama bir yerde çarşaf düşer altında ne olduğu ortaya çıkar. Kızlar için olay buna çok benziyor.

Oysa ben “bak sevgiliyiz dedim diye dudağından öpmeme izin verdi sevgili bile değilken öptürmemişti, kız ciddi bir ilişki istiyor o yüzden öptürmüyor daha zamanı var imalarında bulunuyor ve Hatta çok hızlı davrandığımı ve yavaş ilerlemem gerektiğini söylüyor ve beni bu yüzden terketti” diyerek kendimi avutuyorum öyle değil mi Mahmut abi ?

Alakası yok. Kız seni erkek olarak itici buluyor. Sen kız için çekici değilsin. Ama bunu sana direkt söylemesi zor zira (1) seni niye incitsin, (2) neden kötü olsun ve (3) senin vereceğin tepkiyi neden göğüslesin (erkek daha güçlü ya direkt söylerse erkeğin şiddetine maruz kalırsa). Ayrıca kadınlardan ilişki tavsiyesi alınmaz. Hiçbir kadın direkt “arzu edilmez = çirkin” olduğunuzu size söylemez, söyleyemez. Siz kızları reddederken “hiç güzel değilsin diye mi” reddediyorsunuz yoksa daha politik doğrucu şeyler söyleyerek mi? Ben hiçbir kızın yüzüne onu güzel bulmadığımı söylemem mesela. Çoğunuz da aynı şeyi yapıyorsunuz.

Kimliksiz00

Peki Mahmut abi mavi haplı zihin yapısından kurtulup nasıl kurtuluşa ereceğiz? Ben vallahi sıkıldım bu duruma düşmekten ERKEK ADAM olmak istiyorum. Sadece kadınlar için değil hayatımın geri kalanının her anlanında ERKEK ADAM olarak yaşamayı kasdediyorum. Arkadaş çevremde, aile içinde, sokakta, iş yerinde, okulda. İtiraf edeyim ben kırmızı hapla Alfalık kavramıyla ilk berbat ve utanç verici reddimi yediğimde tanıştım. O zamandan bu yana belki de 8 sene geçti her terkedilişimde ya da red yediğimde kırmızı hap a koştum zihin yapısını değiştirmek yerine sadece yüzeysel anı kurtaracak taktiklerle ilerdim ve hep acı sonla bitti.. Nereden başlamalıyız kafama kazımak için kırmızı hap yaşam şeklini özümsemek adeta onunla birleşmek için ?

Mahmut Abi:

Öncelikle sen benim derdimi anladın mı? Senin erkek adam olmak umrunda bile değil (değildi). Tek derdin taktik idi. Erkek adam olmadığının bile farkında değildin.

Bu siteyi “ben aynı kalayım da bunu kapamak için taktik öğreneyim” kafasıyla değil nasıl erkek adam olurum diye oku, cevabı var zaten.

Örneğin şu sorudan başla : sen nasıl oluyor da 10 gün boyunca bir kadınla sürekli (saatlerce olması yeterli tüm gün değil) konuşacak kadar boş olabiliyorsun? Onunla günde 3 saat konuşmak yerine 20 dakika konuşup gerisinde başka tabaklar aramama nedenin ne? Ya da neden işin gücün yok da 3 saat 4 saat bir kızla telefonda olabiliyorsun?

Kimliksiz00:

Okul dışında bir uğraşım yok yalan söylemeye gerek yok. Günüm telefon ve bilgisayar arasında boş boş geçiyor. Spora yazılmak istiyordum ama maddiyatım yeterli değildi. Babamdan para almıyorum kendi ayaklarım üzerindeyim ama yarılyıldan sonra bir dövüş sporuna ve fitness a gideceğim. ingilizce öğrenme hedefim de var. Boş olmadığımı çok meşgul adam taktiğini oynadım kıza ilk başlarda kızı etkiledim ama daha sonra ne bok olduğumuz ortaya çıktı rol kestiğimizi anladı terkedilmede bunun da payı var. Ama bundan sonra birinci önceliğim gerçekten kendini önemseyen ve hayatını bu uğurda yaşayan bir ERKEK ADAM olmak. Teşekkür ederim Mahmut abi bu uykudan uyandığımı düşünüyorum ha bir de bu sitedeki yazıları okuyup özümsemek olacak.

Mahmut Abi: Klasik bir kağıttan kaplan hikayesi okuduk. Kağıttan kaplan olmayın. Gerçek bir kaplan olun. Bunu da sıkıcı bir kişisel gelişim mottosu ile yapmayın. Öncelikle dolu ve zevk aldığınız bir hayatınızın olması lazım. Gym lazım. İş güç lazım.

Kağıttan kaplan olmayın, olmaya çalışmayın.

Konfor Alanı Nedir ? / Nasıl Çıkılır ? ve Baltama !

Merhaba Mahmut Abi ve Değerli Blog sakinleri, Ben Mr. Deer. Bir süredir eğitimler,iş ve aile gibi konularla ilgilenirken ortalıkta yoktum.  Alışılmış yayınlarımdan farklı olarak bu sefer insan psikolojisi üzerine bir konu ile karşınızdayım. Hayatımızın bir çok noktasında bizi yapmamız gereken işlerden geri koyan, ilerlememizi engelleyen, bahanelerimizin en büyük kayaklarından biri olan ”Konfor Alanı”.

Konfor Alanı, sadece belirli bir yer değildir. Bir  zamandır aralığıdır,evredir, dönemdir. Her şeyi kontrol edebiliyorum, her şeye aşinayım, yeni bir şeye ihtiyacım yok, bildiğim şeyler en doğru şeyler ben bunları yapmaya devam edeyim, çevremdeki üç-beş insan bana yeter yeni birilerini tanımama gerek yok, ilişkim iyi kötü yürüyor arada da sevgilimin gönlü olursa cinsellikte görüyoruz yeter neden gidip yeni birini tanımaya çalışayım, hem yenisi daha mı iyi olacak  vb gibi düşünüp öylece yerimizde sayarız ve hayat akıp gider. Değişmeyen ve gelişmeyen alışkanlıklarımız ve rutinlerimiz de bunlara dahildir.

Video da alışılmış şeylerden; konfor alnı nedir, nasıl çıkılır gibi şeylerin yanı sıra konfor alanını kasıtlı olarak baltalamaktan da bahsettim. Konfor alanını baltalamak dediğim şey;

YouTube da yada interette ”konfor alanı” başlıklı  kısa bir araştırma yaptığımızda karşımıza çıkan içeriklerde sadece konfor alanın ne oldu, zararları ve nasıl çıkılacağı üzerine bilgiler içeriyor. Gözden kaçan bir nokta olduğunu düşünüyorum. Konfor alanından öyle yada böyle çıkarsın, adımlar atarsın bir şeyler için çabalarsın ama eninde sonunda bir çoğumuz konfor alanına geri döneriz. Çünkü konfor alanın kalıntıları hala üzerimizdedir. Hayatımızın akışındaki şeyler yine bize konfor alanımızı hatırlatacaktır. Evden çıkıp insanlarla tanışmaya gittiğimizde, evet konfor alanımızdan çıkarız ama oyun konsolunu kaldırmadıkça yada Pc deki (yada telefondaki) oyunu silmedikçe eve dönüşte değerli vaktimizi onların başında boşa harcamaktan geri koyamayız. Sigarayı bıraktıktan sonra evde ki boş kutuları çöpe atmadıkça, küllükleri ve çakmakları yok etmedikçe sürekli aklımıza gelir ve yine içmeye devam edebiliriz. Ailemiz veya çevremizdeki insanlar  gelişimimize engel oluyorlarsa (özellikle psikolojik olarak ) bir şekilde onların yanından uzaklaşmamız gerekir. Yani kısacası konfor alanımızdan çıkarken baştan geri dönmemizi engelleyecek adımları atmalıyız.  Bu konfor alanımızı baltalama olayı farklı alanlarda da işimize yaramaktadır. Mesela zamanında benimde yaşadığım ve sürekli insanların bana yöneltiği bir soruyu ele alalım ”bir şeyler yapmak istiyorum ama ilk adımı atacak enerjim yok”. Benim bu konuya bakış açım, fazla rutin giden hayatın vermiş olduğu monotonluk ve bıkkınlık hissidir. Hayatımızda yapacağımız ufak değişimler, rutinlerimiz in dışına çıkmamıza ve monotonluk hissinin azalmasına yardımcı olacaktır.  Mesela gidip özenle seçilip alınan bir kıyafet veya giyim-kuşam, saç-sakal tarzında ufak değişimler yapmak istediğimiz enerjiye ulaşmamızı sağlayacaktır. Tabi ben ufak değişimlerin yanı sıra büyük değişimler yapmanın daha sarsıcı olmalarından ötürü daha yararlı olacağını deneyimledim.

Üst tarafta ufak bir bilgilendirme yapmaya çalıştım konu ile alakalı umarım videoyu beğenirsiniz. İyi seyirler.

Not: İçerik ürettiğim YouTube kanalım değişti. Bu video yeni kanalımın ilk videosu. Her videomu buraya eklemeyi düşünmüyorum, içeriklerimi takip etmek isterseniz kanalıma Abone olup, bildirimleri açmayı unutmayınız. Görüşmek üzere.

 

 

Takdir edilmek

15 yıllık harika bir evliliğim var ama evliliğin bir erkek için, bir kadının asla anlayamayacağı ve takdir edemeyeceği fedakarlıklar içerdiğini de masallar ardına saklamayacağım. Ben evliliğe karşı değilim. Ben bilgisizce yapılmış, Polyana kafasıyla girilmiş, ruh ikizi gazlı, utandırma taktikleri ile yönlendirilen, “böyle olacağını görmeliydim” ve iflas sonucuna giden, çocukları hayat boyu yaralayacak olan evliliğe karşıyım.

Bir kadın seni elde gördüğünde seni seviyordur. Bunu duymak size garip gelebilir ama sürekli seninle oynaşmadığında ve evliliğin 10. yılında bu sevgi hergünkü konuşmanızın bir parçasıdır. “Tamam, seni seviyorum, bye” telefon konuşmalarını bitiren cümledir. Bu konu hakkında düşünmüyorsundur zira düşünmene gerek yoktur. Eğer “beni sevdiğini nasıl bileceğim?” diye soruyorsan zaten sorun vardır. Kadın hergünün alışılmışlığı ve rahatlığı bozulduğunda sevgiyi takdir edebilir. Ama bir kere sıradanlık yerli yerine oturduğunda sevgi nadiren açıkça belirtilir. Aslında bunu belirtmek sizden beklenir.

Bütün o sevgililer günü kartlarındaki ya da yıldönümü yazılarındaki çiçek dolu saçmalıklar başkaları tarafından yazılan şeyler. Arada sırada çiçek fena bir şey olmasa da, ayrıntılara boğulup büyük resmi kaçırmamak lazım. Evlilik, sıradan zamanlarda ve hergün ne yaptığınızla alakalı. Ara sıra yapılan yakınlık gösterileriyle, çiçeklerle vs. değil. Her Cumartesi sabahı beraberce 300 kez mısır gevreği yedikten sonra ne olduğunuzla alakalı. Ya da siz masada hangi faturayı önce ödemek gerektiğini konuşurken çocukların televizyon kumandası ile ilgili kavga etmesi ile. Ya da çimlerin ne kadar kötü biçilmiş olması ile. Evet, ona yürürken ya da onu tabaktan daha başka bir şey olarak görmeye başladığınızda zerre düşünmediğiniz şeylerle.

Evlilik budur. Her ne kadar sıklıkla sıkıcı olsa da illa sıkıcı olmak zorunda değildir. Ama sıradandır. Normal, olağan bir şeydir ve öyle olmaya da evrilir. Sizden önce kaç insanın aynı şeyleri yaparak yaşadığını, evlendiğini ve öldüğünü düşünün. Evliliği tecrübe etmemiş bir insanın kesinlikle anlayamayacağı ama evliliğin asıl test edildiği şey budur : sıradanlık. Mutlu, Oprahvari fikir “evliliği sürekli taze tutmalısınız” şeklinde. Ama tazeleyici bir akşamdan ve Wal-Mart iç çamaşırlarından sonra yapacağınız şey, sabah çocukları teyzelerinden alıp her zamanki sıradanlığı ile evliliğe devam etmektir. “Evlilik hayali” size satılırken kimsenin bahsetmediği şey budur. Bir tanesini bulduktan ve planlı program yaparak ya da onunla 3 ay maraton seksi yaptıktan sonra hatun hamile kalması ile yaptığınız evlilikten hemen sonra gelen “iyi tamam da bundan sonrası ne?” hissi.

Takdir

Bence birçok erkek, yaptıkları fedakarlıkların kadın tarafından eninde sonunda takdir edileceğini düşünerek kendilerini kandırıyorlar. Bunu hemen şimdi öğrenin : fedakarlıklarınız hiçbir zaman takdir edilmeyecek. Hiçbir kadın onun gerçekliğini tesis etmek yolunda yaptığınız fedakarlıkları anlayıp takdir edemez. En bilge, en sevecen kadın bile feminen odaklı gerçeklik içinde yaşar. Erkeğin onun onurlandırmak, ona saygı duymak ve onu sevmek için yaptığı fedakarlıklar sıradan şeylerdir. Sizden zaten beklenen şeyler bunlar. Kendi hırs ve potansiyelinizden fedakarlık yapıp ona daha iyi bir hayat mı sağladınız? Zaten yapmanız gereken şey buydu. Ağzınızın içine bakan ve tek hareketinizle sizinle olmayı bekleyen güzel sekretere hayır deyip karınızı aldatmadınız mı? Zaten yapmanız gereken şey buydu. Evliliği, aileyi vs. sürdürmek için aldığınız sorumluluklar? Beklenen şeyler. Sadece eksikliklerinde takdir edilen şeyler.

Feminen – odaklı gerçekliğin tamamı budur.Erkeğin tek varoluş amacı, feminen gerçekliği gerçekleştirmektir. Buna karşı çıkan hatta bunu analiz etmeye kalkan ise “erkek” / “adam” değildir. En ben merkezli, en başınabuyruk erkek bile feminen önceliğe göre tanımlanmıştır. O asidir zira feminenin tanımladığı gerçeklikte “adam” gibi davranmamıştır. İşin ironisi şudur ki feminene uyan (ya da daha fazlasını yapıp onun taraftarı olan) erkek değil, bu serseri erkek feminen tarafından takdir edilir.

Takdir, kadın – erkek ilişkilerinin diğer başka tarafları ile iç içe geçmiş bir kavramdır.

Örneğin, opsiyonları olan 40 yaşındaki bir erkeğin, daha genç kadınlara yürümek yerine “doğru olanı” yapıp kendi yaşındaki bir kadın ile ilişki kovaladığını düşünün. Yaşını almış bir kadına ikinci baharını yaşattığı için takdir edilecek mi? Yoksa zaten yapması gerekeni yaptığı mı düşünülecek? Ya da çocuklu bir bekar anne ile evlenen ve başka bir erkeğin çocukları için ebeveynlik yatırımı yapan erkek takdir edilecek mi? Kadın bunu adamın karakterini değerlendirirken düşünecek mi yoksa adam zaten kendisinden bekleneni ve yapması gerekeni mi yapıyor? Takdir, beyaz şövalyenin ikilemidir.

İlişkiler çaba işi değildir.

Alışılmışlık, horgörüyü, vasatlığı, banallığı vs … besler. Birçok evlilik bu nedenlerle bok çukurunda biter. Hem kadın, hem de erkek kendisini tamamen salar.

İlişki çaba gerektirir lafı bir sosyal gelenektir.Erkeklerin bunu sıklıkla söylüyorlar. Bu artık erkeklerin bile bilincine işlemiş bir gelenek. Uzun süreli ilişkideki birçok erkeğin kafasında, kendileri ilişki için sürekli çalışan ve çaba harcayan taraf ve kadınlar da kendilerine ve çabalarına “not” veriyorlar. Bu mitin bekar erkeklere yutturulabilmesi için, her birinin uzun süreli ilişkinin ancak böyle olabileceği konusunda beyninin yıkanması gereklidir. Bu mit ise, erkeklerin yaptıkları fedakarlıkların ve davranışların, kadınlar tarafından takdir edilebileceği gibi yanlış bir inanca dayanır.

Bir erkeği, bir kadının mükemmel erkek konusundaki ideallerine uydurmanın en iyi metodu nedir? Kadınlar “erkeği düzeltmeye”, “onun üzerinde çalışmaya”, “onu yontmaya” bayılırlar. “Aslında harika biri olabilir ama şöyle şöyle olursa” ya da “onu yontmaya çalışıyorum.” Ne zaman ki “onu yontmaya çalışıyorum”, “illişkimiz için çalışıyoruz” a evrilir, o zaman erkek kadının çerçevesi içine girmiş demektir.   İlişki çaba işidir mitinin çıktığı yer burasıdır. Kadınlar ne sıklıkta “ilişki için çabalarlar?” Ve eğer çabalayan kadınsa, ilişki terminolojisi hemen değişir (erkeğin takdiri için çalışan kadın değil, erkeği yontmaya çalışan kadın).  Burada çaba, erkeğin kendi kimliğini onun ideal ilişki kavramına göre değiştirdiğini, feminen merkezli gerçekliğe daha iyi uyduğunu belirtir.  Bunu yapmanın, erkeği daha eline kadın eli bile değmemiş iken, kadın ideallerine göre kendisini yontmaya güdülemekten daha iyi bir yolu var mı?

Çeviri : Appreciation

Bu yazı Patreon patronlarının katkıları sayesinde Türkçe’ye çevirilmiştir.